ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 1993/35
Karar Sayısı : 1993/34
Karar Günü : 6.10.1993
R.G. Tarih-Sayı :20.11.1993-21764
İPTAL DAVASINI AÇAN : Anamuhalefet (Anavatan) Partisi Türkiye
Büyük Millet Meclisi Grubu adına Grup Başkanı A. Mesut YILMAZ.
İPTAL DAVASININ KONUSU : 16.9.1993 günlü ve 21700 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanan 520 Sayılı "2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü
Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Hükmünde
Kararname"nin Anayasa'nın 6., 7., 87., 91. ve 153. maddelerine aykırılığı
savıyla iptali istemidir.
II- YASA METİNLERİ :
A. İptali İstenilen Kurallar :
520 sayılı "2992 Sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında
Kanunun Bazı Maddelerinde ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli
Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname"
2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun bazı
maddelerinde ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde
değişiklik yapılması; 24/6/1993 tarihli ve 3911 sayılı Kanunun verdiği yetkiye
dayanılarak, Bakanlar Kurulu'nca 18/8/1993 tarihinde kararlaştırılmıştır.
MADDE 1- 29/3/1984 tarihli ve 2992 sayılı Kanunun 8 inci maddesine
(e) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (f) bendi eklenmiş ve bent harfi (g)
olarak değiştirilmiştir.
"f) Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü"
MADDE 2- 2992 sayılı Kanuna 13 üncü maddeden sonra gelmek üzere
aşağıdaki 13/A maddesi eklenmiş ve 13/A maddesinin numarası 13/B olarak
değiştirilmiştir.
"Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
Madde 13/A- Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün
görevleri, 244 ve 1173 sayılı kanunlarla Dışişleri Bakanlığına verilen görev ve
yetkiler saklı kalmak kaydıyla şunlardır:
a) Bakanlığın görev alanına giren konularda uluslararası
andlaşmalarla ilgili olarak görüş bildirmek,
b) Bakanlığın ilgili birimlerinin temsilcileriyle birlikte,
uluslararası andlaşmalarla ilgili çalışmalara ve görüşmelere katılmak,
c) Yurt dışında işlenen ve Türk yargı yetkisine giren suçları
işleyenlerle ilgili olarak adli mercilere bilgi ve belge sağlanmasında yardımcı
olmak,
d) Cezai konularda uluslararası adli yardımlaşma, tebligat,
suçluların iadesi, hükümlülerin transferi ve kovuşturmaların aktarılması
işlemlerini yapmak,
e) Cezai konularda yabancı memleketlere gönderilen veya gelen
evrak hakkında gerekli işlemleri yapmak,
f) Bakanlık aracılığıyla yabancı ülkelerle yapılması gereken özel
hukukla ilgili adli yardımlaşma ve tebligat işlemlerini yürütmek,
g) Ceza ve özel hukuk alanındaki uluslararası andlaşmalarla ilgili
işlemleri yapmak,
h) Nafaka alacaklarının yabancı ülkelerde tahsili ile ilgili
andlaşmalara ait işlemleri yerine getirmek,
i) Bakanlığın uluslararası kuruluşlarla ilgili faaliyetlerini yürütmek,
j) Uluslararası hukuk ve insan hakları konusundaki gelişmeleri
izlemek, bu konularda çalışma yapan kuruluşların faaliyetlerine katılmak,
Bakanlığın görev alanına giren konulardaki gelişmelerin iç hukuka yansıtılması
için gerekli işlemleri yapmak,
k) Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komisyonuna ve Divanına Türkiye
aleyhine yapılan başvurular dolayısıyla bilgi ve belge sağlamak; gerektiğinde
Dışişleri Bakanlığı ve insan haklarından sorumlu Devlet Bakanlığıyla koordineli
olarak başvuruya karşı yapılacak savunmayı oluşturmak ve gereken hallerde
duruşmalara temsilci göndermek,
l) Görev alanına giren konularda personelin yurtiçi ve yurt dışı
eğitimi ile ilgili işlemleri yapmak,
m) Bakanlığın görev alanına giren konulardaki ikili ve çok taraflı
andlaşmalar ile uluslararası kuruluşların faaliyetleri sonucu gerçekleştirilen
tavsiye, karar gibi belgeleri Türkçeye çevirtmek, bunları derlemek ve
arşivlemek, ilgili birimlere ve teşkilata duyurulması için gerekli işlemleri
yapmak,
n) İştirak olunan yurtdışı faaliyetlere ilişkin olarak
düzenlenecek raporları Bakanlığın ilgili birimlerine ve diğer ilgili
kuruluşlara iletmek,
o) Görev alanına giren konularda tüzük, yönetmelik tasarılarını
hazırlamak ve izlemek; yargı yetkisinin kullanılma alanına girmeyen konularda
görüş bildirmek ve genelge düzenlemek,
p) Kanunlarda gösterilen ve Bakanlıkça verilen diğer görevleri
yapmak."
MADDE 3- 2992 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (h) ve (i) bentleri
ile 10 uncu maddesinin (a), (e) ve (f) bentleri yürürlükten kaldırılmış ve 9
uncu maddesinin mevcut (j), (k) ve (l) bent harfleri sırasıyla (h), (i) ve (j)
olarak, 10 uncu maddesinin (b), (c),(d), (g), (h), (i) ve (j) bent harfleri ise
sırasıyla (a), (b), (c), (d), (e), (f) ve (g) olarak değiştirilmiştir.
MADDE 4- 2992 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı cetvelin "Ana
hizmet birimleri" bölümünün (5) sıra numarasında kayıtlı birimden sonra
gelmek üzere (6) sıra numarasıyla "Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler
Genel Müdürlüğü" ibaresi eklenmiş, "Avrupa Topluluğu Koordinasyon
Dairesi Başkanlığı" ibaresinin numarası (7) olarak değiştirilmiştir.
MADDE 5- Ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas
edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (I) ve (II) sayılı
cetvellerin Adalet Bakanlığına ait bölümüne eklenmiştir.
MADDE 6- 2992 sayılı Kanuna aşağıdaki madde "Ek Madde 3"
olarak eklenmiştir.
"Ek Madde 3- A) Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında ihtiyaç
duyulan durumlarda, veri hazırlama ve kontrol işletmenleri, çözümleyici ve
çözümleyici yardımcıları, mühendisler, teknisyenler, programcı ve programcı
yardımcıları, bilgisayar işletmenleri, istatistikçiler, anketörler,
mütercimler, merkezi, bölgesel ve mahalli Adli Sicil teşkilatı bilgi işlem
merkezlerinde görev yapan bilgi işlem müdürleri, şube müdürleri ve şefler
kadroları karşılık gösterilmek suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve
diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine
bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırılabilir. Bu şekilde çalıştırılacak
personelin sayısı ile yapılacak sözleşmenin usul ve esasları, ödenecek ücret
miktarı ve diğer mali hakları Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilir.
B) Uzman yardımcılığına atanabilmek için, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununda sayılan niteliklere ilaveten aşağıdaki nitelikler aranır:
a) Uluslararası hukuk ve dış ilişkiler hizmetlerinin gerektirdiği
niteliklere sahip olmak,
b) En az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından veya bunlara
denkliği kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
c) Yapılacak yarışma ve yeterlik sınavında başarılı olmak,
d) İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden birinde yapılacak
yabancı dil sınavında başarılı olmak,
e) Sınavın yapıldığı yılın Ocak ayının ilk gününde 30 yaşını
doldurmamış olmak,
Uzman yardımcılığı giriş sınavında iki kez başarılı olamayanlar
bir daha sınava alınmazlar.
Uzman yardımcılığına atananlar, en az 3 yıl çalışmak ve olumlu
sicil almak kaydıyla açılacak yeterlik sınavına girmek hakkını kazanırlar.
Sınavda başarılı olanlar "Uluslararası hukuk ve dış ilişkiler uzmanı"
unvanını alırlar.
Uluslararası hukuk ve dış ilişkiler uzman yardımcılığı sınavı ile
uluslararası hukuk ve dış ilişkiler uzmanlığı yeterlik sınavının zamanı, şekli,
esas ve usulleri ile sınav kurulunun oluşumu yönetmelikte gösterilir.
Uluslararası hukuk ve dış ilişkiler uzmanlığı yeterlik sınavında
iki kez başarısız olanlar, Bakanlıkça kendilerine uygun başka bir göreve
atanırlar."
MADDE 7- 3682 sayılı Adli Sicil Kanununun 11 inci maddesinin
ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 8- Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
MADDE 9- Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
LİSTE : 1
KURUMU : ADALET BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : MERKEZ
(II) SAYILI CETVEL
İHDAS EDİLMESİ UYGUN GÖRÜLEN KADROLAR
Serbest Tutulan Kadro
Kadro
Ünvanı
|
Derecesi
|
Adedi
|
Toplam
|
Uluslararası
Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
Genel
Müdür Yardımcısı
|
1
|
3
|
3
|
Daire
Başkanı
|
1
|
7
|
7
|
Tetkik
Hakimi
|
1
|
8
|
8
|
Tetkik
Hakimi
|
2
|
10
|
10
|
Tetkik
Hakimi
|
3
|
8
|
8
|
LİSTE :2
KURUMU : ADALET BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : MERKEZ
(I) SAYILI CETVEL
İHDAS EDİLMESİ UYGUN GÖRÜLEN KADROLAR
Serbest Tutulan
Ek Kadro
Kadro
Ünvanı
|
SınıfıGösterge
|
Derece
|
Adedi
|
Toplam
|
Uzman
|
G.İ.H.
|
1
|
1
|
1
|
Şube
Müdürü
|
G.İ.H.
|
2
|
2
|
2
|
Uzman
|
G.İ.H.
|
2
|
1
|
1
|
Şube
Müdürü
|
G.İ.H.
|
3
|
3
|
3
|
Uzman
|
G.İ.H.
|
3
|
2
|
2
|
Şube
Müdürü
|
G.İ.H.
|
4
|
5
|
5
|
Uzman
|
G.İ.H.
|
4
|
2
|
2
|
Şef
|
G.İ.H.
|
4
|
5
|
5
|
Şef
|
G.İ.H.
|
5
|
10
|
10
|
Uzman
|
G.İ.H.
|
5
|
2
|
2
|
Memur
|
G.İ.H.
|
6
|
15
|
15
|
Memur
|
G.İ.H.
|
9
|
15
|
15
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
G.İ.H.
|
5
|
2
|
2
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
G.İ.H.
|
6
|
2
|
2
|
Uzman
Yardımcısı
|
G.İ.H.
|
6
|
2
|
2
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
G.İ.H.
|
7
|
2
|
2
|
Uzman
Yardımcısı
|
G.İ.H.
|
7
|
3
|
3
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
G.İ.H.
|
8
|
2
|
2
|
Uzman
Yardımcısı
|
G.İ.H.
|
8
|
3
|
3
|
Çözümleyici
|
G.İ.H.
|
5
|
2
|
2
|
Çözümleyici
|
G.İ.H.
|
6
|
2
|
2
|
Çözümleyici
|
G.İ.H.
|
7
|
2
|
2
|
Çözümleyici
|
G.İ.H.
|
8
|
2
|
2
|
Programcı
|
G.İ.H.
|
5
|
2
|
2
|
Programcı
|
G.İ.H.
|
6
|
2
|
2
|
Programcı
|
G.İ.H.
|
7
|
2
|
2
|
Programcı
|
G.İ.H.
|
8
|
2
|
2
|
Çözümleyici
Yardımcısı
|
G.İ.H.
|
7
|
2
|
2
|
Çözümleyici
Yardımcısı
|
G.İ.H.
|
8
|
2
|
2
|
Programcı
Yardımcısı
|
G.İ.H.
|
7
|
2
|
2
|
Programcı
Yardımcısı
|
G.İ.H.
|
8
|
2
|
2
|
Bilgisayar
İşletmeni
|
G.İ.H.
|
7
|
1
|
1
|
Bilgisayar
İşletmeni
|
G.İ.H.
|
8
|
1
|
1
|
Mütercim
|
G.İ.H.
|
1
|
3
|
3
|
Mütercim
|
G.İ.H.
|
2
|
3
|
3
|
Mütercim
|
G.İ.H.
|
3
|
3
|
3
|
Mütercim
|
G.İ.H.
|
4
|
3
|
3
|
Mütercim
|
G.İ.H.
|
5
|
3
|
3
|
Sekreter
|
G.İ.H.
|
10
|
6
|
6
|
Şoför
|
G.İ.H.
|
11
|
6
|
6
|
Hizmetli
|
Y.H.S.
|
11
|
6
|
6
|
B- Dayanılan Anayasa Kuralları :
İptal gerekçesinde dayanılan Anayasa kuralları şunlardır:
1. "MADDE 6.- Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre,
yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye
veya sınıfa bırakılamaz.
Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisi kullanamaz."
2. "MADDE 7.- Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük
Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez."
3. "MADDE 87.- Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve
yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve
bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını
görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek;
milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Anayasanın 14 üncü
maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere, genel ve özel
af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine
getirilmesine karar vermekve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri
kullanmak ve görevleri yerine getirmektir."
4. "MADDE 91.- Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar
Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim
ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü
bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle
düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını,
kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin
bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu
veya süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında
toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin
hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün
yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir
tarih de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmi Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve
ivedilikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer."
5. "MADDE 153.- Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.
İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir
uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede
yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi
iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih,
kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda,
Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu
dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
AnayasaMahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve
yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri
bağlar.
C. İlgili Yasa Kuralları :
Dava konusu Kanun Hükmünde Kararname'nin dayanağını oluşturan
24.6.1993 günlü, 3911 sayılı "Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri
Hakkındaki Bazı Kanunlar ile Teşkilat Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair
Yetki Kanunu"
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
çalışmalarında etkinliği artırmak, kamu hizmetlerinin düzenli, süratli ve
verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere bunların malî, sosyal ve diğer
haklarında iyileştirmeler yapmak; yürütme organı bünyesindeki kamu kurum ve
kuruluşlarının (Genelkurmay Başkanlığı hariç) kuruluş, görev ve yetkilerine
ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak ve Genel, Katma, Özel ve Özerk
bütçeli bütün kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmaz mallar üzerindeki
yönetim ve tasarruf esaslarının tespiti; BAĞ-KUR, SSK ve TC. Emekli Sandığı
Kanunlarında düzenlemelerde bulunmak; özelleştirme kapsamına giren kuruluşlarla
diğer kurum ve kuruluşlar arasındaki ihtilafların çözülmesi esaslarının
tespiti; TC. Merkez Bankası ve Bankalar Kanunu ile Sigorta Murakabe Kanununda
düzenlemeler yapılması için ivedi ve zorunlu hallere münhasır olmak üzere
Bakanlar Kuruluna Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermektir.
Kapsam
MADDE 2.- Bu Kanuna göre çıkarılacak Kanun Hükmünde Kararnameler;
a) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlarla diğer kamu
görevlilerinin malî, sosyal ve diğer haklarıyla ilgili olan kanun ve kanun
hükmünde kararnamelerde,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmalarına ilişkin
olarak, kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasında bölünüşüne, bağlı ve ilgili
kuruluşlar kurulmasına, mevcut kurum ve kuruluşların birleştirilmesine veya
kaldırılmasına, bunların kuruluş biçimlerine, görev, yetki ve yükümlülüklerine
ait esaslarla bu esaslar çerçevesinde teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesine
ilişkin hükümlerinde,
c) 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Beşinci Bölümünde,
d) Genel, Katma, Özel ve Özerk bütçeli bütün kamu kurum ve
kuruluşlarına ait taşınmaz mallar üzerindeki yönetim ve tasarruf esaslarının
tespiti; BAĞ-KUR, SSK ve TC. Emekli Sandığı Kanunlarında düzenlemelerde
bulunmak; özelleştirme kapsamına giren kuruluşlarla diğer kamu kurum ve
kuruluşları arasındaki ihtilafların çözülmesi esaslarının tespiti; TC. Merkez
Bankası ve Bankalar Kanunu ile Sigorta Murakabe Kanununda,
Yapılacak değişiklik ve yeni düzenlemeleri kapsar.
İlkeler
MADDE 3.- Bakanlar Kurulu, ivedi ve zorunlu durumlara münhasır
olmak kaydıyla, 1 inci madde ile verilen yetkiyi kullanırken;
a) Kamu hizmetlerinin verimli ve etkin bir şekilde yürütülmesini;
ülkenin ekonomik ve sosyal durumunu dikkate alarak yeterli ve adil bir ücret
seviyesini sağlamayı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin malî, sosyal ve
diğer haklarında, hizmetin özellik ve gereklerine uygun iyileştirmeler yapmayı,
b) Başbakanlık, bakanlıklar ve bunlara bağlı kuruluşlar eliyle,
genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken kamu hizmetlerinde iş bölümü ve
koordinasyonun sağlanmasını; bağlı ve ilgili kuruluşlar kurulurken benzer
hizmetlerin tek kuruluş veya birim tarafından yürütülmesini ve kaynak
kullanımında israfın önlenmesini,
c) 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Beşinci Bölümünde
değişiklik yapılırken ülke ekonomisine yararlılık, verimlilik ve kârlılık
esaslarını,
Gözönünde bulundurur.
Yetki Süresi
MADDE 4.- Bu Kanunla Bakanlar Kuruluna verilen yetki, bir yıl süre
ile geçerlidir. Bu süre içinde Bakanlar Kurulu birden fazla kanun hükmünde
kararname çıkartabilir.
MADDE 5.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 6.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
III. İLK İNCELEME ve ESASIN İNCELENMESİ :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Güven DİNÇER,
Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Mustafa GÖNÜL, Oğuz AKDOĞANLI, İhsan PEKEL, Selçuk TÜZÜN,
Ahmet N. SEZER, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN ve Sacit ADALI'nın
katılmalarıyla 6.10.1993 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, konunun
özelliği nedeniylebaşka hususlar üzerinde durulmaksızın işin esasına geçilerek
incelemenin sürdürülmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
İşin esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi ve ekleri, iptali
istenilen Kanun Hükmünde Kararname kurallarıyla dayanılan Anayasa kuralları,
bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü :
A- Kanun Hükmünde Kararname Hakkında Genel Açıklama :
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Kurumu, 22.9.1971 günlü ve 1488
sayılı Yasa ile 1961 Anayasası'nın 64. maddesinde yapılan değişiklik sonucu
hukukumuza girmiştir. Bu değişikliğin gerekçesinde "Parlamenter
rejimlerde, kanun yapmanın belli usullere uyulmak zorunluluğu sebebiyle zaman
aldığı ve gecikmeler meydana getirdiği bir gerçektir. Değişen iktisadî vesosyal
şartların gereği olarak bazı hukuk kurallarının bu usuller dışında yürürlüğe
konulabilmesi çağdaş devlet anlayışının tabiî sonucu olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Anayasa'nın 5. maddesi hükmünün prensibini bozmamak ve herhalde
önceden yasama meclislerince esasları bir kanunla tesbit olunan sınırlar
içerisinde kalmak kaydıyla hükümete KHK'ler çıkarma yetkisinin verilmesi ve bu
yetkiyi düzenleyen hükmün TB.MM.nin genel olarak görev ve yetkilerini
belirleyen 64. maddesine eklenmesi uygun görülmüştür." denilmektedir.
KHK'ler, temelde 1961 Anayasası'ndan çok farklı olmamakla birlikte 1982
Anayasası'nda kimi yeniliklerle ve fakat benzer gerekçelerle 91. maddede
düzenlenmiştir. Böylece, hem yürütme organını güçlendirmek hem de değişen
ekonomik ve sosyal konuların ortaya çıkardığı sorunlara ivedi çözümler bulmak
amacına ulaşılmak istenilmiştir.
Olağan dönemlerde çıkarılan KHK'lerin mutlaka bir yetki yasasına
dayanması zorunludur. Yetki Yasası'nın içeriği ve öğeleri de Anayasa'nın 91.
maddesinde belirlenmiştir. 87. maddede ise Bakanlar Kurulu'na "belli
konularda" KHK çıkarma yetkisi vermek TBMM'nin görev ve yetkileri arasında
sayılmıştır.
Bakanlar Kurulu'nun belli bir konuda KHK çıkarabilmesi için
öncelikle TBMM tarafından kendisine bu konuda yasa ile bir yetkinin verilmiş
olması gerekir. Bakanlar Kurulu, bir yasa ile önceden yetkilendirilmedikçe,
kendiliğinden KHK çıkartamaz. Yasa ile verilen yetkiye dayanılarak çıkartılan
KHK, yürürlükteki yasa hükümlerini kaldırabilmekte ve değiştirebilmekte, başka
bir anlatımlayasanın hukuksal gücüne sahip bulunmaktadır. Yasama yetkisinin,
"kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak" öğelerini içerdiği
kuşkusuzdur. KHK, yürürlükteki yasa hükümlerini kaldırabilmekte ve
değiştirebilmektedir.
Anayasa'da öngörüldüğü biçimi ile KHK'ler yapısal (organik-uzvî)
bakımdan yürütme organı işlemi, işlevsel (fonksiyonel) yönden ise yasama işlemi
niteliğindedirler. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi verdiği yetkiyi bir yasa
ile her zaman geri alabileceği gibi kendisine sunulan KHK'leri aynen kabul
etmek ya da reddetmek zorunda olmayıp dilediğinde değiştirerek de kabul
edebilir. Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisinin verilmesi, yasayla
düzenlemesi gereken konuların yasama alanından çıkarılıp yürütme organının
düzenleme alanına sokulması sonucunudoğurmaz. Bu nedenle, Bakanlar Kurulu'na
KHK çıkarma yetkisinin verilmiş olması Anayasa'nın 7. maddesinde öngörülen
"Yasama yetkisinin devredilmezliği" ilkesini ortadan kaldırmaz.
Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarılabilmesine yetki veren yasada yer
alması zorunlu öğeler Anayasa'nın bu konuya ilişkin 91. maddesinin ikinci
fıkrasında gösterilmiştir. Buna göre :
"Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin
amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir." Bundan anlaşılacağı gibi
yetki yasası, yürürlüğe konulacak KHK'nin amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma
süresini ve bu süre içinde birden çok kararname yürürlüğe konulup
konulamayacağını belirtmek zorundadır. Bakanlar Kurulu'na verilen türevsel
yetki, yasada öngörülen amaç, ilke, kapsam ve süre ile sınırlı bir yetkidir. O
halde, yetki yasasında Anayasa'nın belirlediği öğelerin belli bir içeriğe
kavuşturularak somutlaştırılması gerekir.
Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisinin "belli
konularda" verilebileceği 1961 Anayasası'nın 64. maddesinde açıkça
belirtildiği halde, 1982 Anayasası'nın yetki yasasının sahip olması gereken
öğelerini gösteren 91. maddesinde bu koşul yer almamaktadır. Ancak, 1982
Anayasası'nın 87. maddesinde"... Bakanlar Kuruluna belli konularda Kanun
Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermek..." TBMM'nin görev ve yetkileri
arasında sayılmış bulunmaktadır. Bu nedenle, 91. maddede "belli
konularda" ifadesi nin yer almaması bir noksanlık sayılamaz. Çünkü, 87.maddede,
Bakanlar Kurulu'na verilecek KHK çıkarma yetkisinin ancak belli konularda
olabileceği açıkça gösterilmektedir. Bu durumda, Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Bakanlar Kurulu'na ancak belli konularda bu yetkiyi verebilir; her konuyu
kapsayacak biçimdebir KHK çıkarma yetkisi veremez. KHK'nin konusunun yetki
yasasında belirlenmesi zorunludur. Yetki, somutlaştırılmış ve belli bir konuda tanınmalıdır.
Bakanlar Kuruluna sınırları belirsiz bir konuda KHK çıkarma yetkisi verilemez.
KHK'nin konusu da yetki yasasında belirlenen çerçevenin dışına çıkamaz. KHK'nin
yetki yasasında belirtilen amaç, kapsam ve ilkelere de uygun olması gerekir.
Verilen yetkinin konusunun yasada gösterilmesi zorunluluğunun bu yasaya
dayanılarak yürürlüğe konulan KHK'lerin yetki yasası kapsamı içinde kalıp
kalmadıklarının hem yargısal hem de siyasal denetimlerinin yapılması yönünden
çok büyük bir önemi vardır. Yetki Yasası'nın kapsamı dışında yürürlüğe konulan
veya başka bir anlatımla yasanın öngörmediği bir konuda düzenleme yapan bir
KHK'nin Anayasa'ya aykırı olacağı kuşkusuzdur.
Anayasa'da kimi konuların KHK'lerle düzenlenmesi yasaklanmaktadır.
91. maddenin birinci fıkrasında "Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar
Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak, sıkıyönetim
ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasa'nın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemez."denilmektedir.
Buna göre, Anayasa'nın KHK'lerle düzenlenemeyeceğini belirlediği
konularda TBMM tarafından Bakanlar Kurulu'na düzenlemede bulunması için bir
yetki verilmesi de olanaksızdır. Verilen yetkinin konusunun belli olmasının,
Anayasa'nın 91. maddesindeki "yetki verilemeyecek konular"ı da
kapsayıp kapsamadığının incelenebilmesi yönünden de önemi büyüktür.
Bu nedenlerle, Bakanlar Kurulu'nun hangi konularda KHK
çıkarabileceği Yetki Yasası'nda açıkça belirtilmeli ve verilen yetki konu
yönünden mutlaka belirgin olmalıdır. Anayasa'nın 91. maddesine göre Yetki
Yasası'nda çıkarılacak KHK'nin "amacı", "kapsamı" ve "ilkeleri"nin
de belirtilmesi gerekir. Amaç, Bakanlar Kurulu'nun kendisine verilen yetki ile
neleri gerçekleştirmesinin istendiğini belirlediğindenyetki yasasında KHK'nin
amacı da somut olarak açıklanmalıdır. KHK'nin amacı ve kapsamı da konusu gibi
geniş içerikli her yöne çekilebilecek biçimde genel anlatımlarla
gösterilmemeli; değişik yorumlamaya elverişli olmamalıdır. KHK'nin yetki
yasasında gösterilen amaç ve kapsam doğrultusunda, verilen ilkelere uygun
çıkarılıp çıkarılmadığının saptanması hem yargısal hem de siyasal denetim yönünden
zorunludur. KHK, yasada gösterilen amacı dışında yürürlüğe konulmuşsa ya da
yetkinin kapsamını aşıyorsa veya ilkelere uygun değilse bu durumu onu yetki
yasasına ve dolayısıyla Anayasa'ya aykırı düşürür.
Anayasa'ya göre yetki yasasında, Bakanlar Kurulu'na verilen
yetkinin süresinin de gösterilmesi zorunludur. Bu zorunluluk, Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin yetkilerini çok uzun bir süre yürütme organına vermekten
alıkoymaktadır.
Yasada öngörülen sürenin bitiminden sonra çıkarılan KHK'nin
Anayasa'ya aykırı düşeceği kuşkusuzdur. Ancak, yetki süresi içerisinde
çıkarılmış olan KHK'ler yasadaki sürenin bitiminden sonra da Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nce onaylanmış olmasalar da geçerliliklerini korurlar.
Anayasa'nın 91. maddesinde ayrıca "Kanun hükmünde kararnameler,
Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler.
Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih
de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve
ivedilikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer."
denilmektedir.
B- KHK'nin Yargısal Denetimi :
Anayasa'ya göre KHK'ler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
denetimine bağlıdırlar. Anayasa'nın 91. maddesinde "Kararnameler, Resmî
Gazete'de yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelik ve
ivedilikle görüşülür." denilmektedir. Öncelik ve ivedilik koşuluyla, yetki
yasalarının gecikmeden çıkarılabilmesi ve çıkarıldıktan sonra da yürürlüğe konulan
KHK'lerin aynı biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde karara bağlanması
istenilmiştir.
Anayasa'da KHK'lerin siyasaldenetimi yanında yargısal denetimi de
öngörülmüştür. KHK'ler, işlevsel (fonksiyonel) yönden yasama işlemi niteliğinde
olduklarında bunların yargısal denetimlerinin yapılması görev ve yetkisi de
Anayasa Mahkemesi'ne verilmiştir. Anayasa'nın 148., 150., 151., 152. ve 153.
maddeleri hükümlerine göre, KHK'lerin Anayasa'ya biçim ve esas bakımlarından
uygunluğunu Anayasa Mahkemesi denetler.
KHK'nin yargısal denetiminin sözkonusu olduğunda KHK'nin dayandığı
yetki yasasının öncelikle Anayasa'ya daha sonra da KHK'nin kendisinin hem yetki
yasasına hemde Anayasa'ya uygunluğu sorunlarının çözümlenmesi gerekir.
Hernekadar, Anayasa'nın 148. maddesinde KHK'lerin yetki yasalarına uygunluğunun
denetlemesinden değil yalnızca Anayasa'ya biçim ve esas bakımlarından
uygunluğunun denetlenmesinden söz edilmekte ise de, Anayasa'ya uygunluk
denetiminin içerisine öncelikle KHK'nin yetki yasasına uygunluğunun denetimi
girer. Çünkü, Anayasa'da, Bakanlar Kuruluna ancak yetki yasasında belirtilen
sınırlar içerisinde KHK çıkarma yetkisiverilmiştir. Yetki yasası olmazsa
(Anayasa mad. 121 dışında) KHK olamaz. Bu yetkinin dışına çıkılması KHK'yi
Anayasa'ya aykırı duruma getirir. Böylece, KHK'nin yetki yasasına aykırı olması
Anayasa'ya aykırı olması ile özdeşleşir. Nitekim, 3268, 3347 ve 3479 sayılı
Yetki Yasalarına dayanılarak yürürlüğe konulan 335 ve 347 sayılı KHK'ler
dayandırıldıkları Yetki Yasalarının kapsamı dışında kalmaları nedeniyle Anayasa
Mahkemesi'nin 8.2.1989 gün E.1988/38, K.1989/7 ve 16.5.1989 gün E.1989/4,
K.1989/23 sayılı kararlarıyla iptal edilmiştir.
Olağanüstü Hal KHK'leri dayanaklarını doğrudan doğruya Anayasa'dan
(mad. 121) alırlar. Bu tür KHK'lerin bir yetki yasasına dayanması gerekli
değildir. Buna karşın, olağan KHK'lerin bir yetki yasasına dayanmaları
zorunludur. KHK'ler, yasa gücünü dayandıkları yetki yasasından alırlar. Bu
nedenle KHK'ler ile dayandıkları yetki yasası arasında çok sıkı bir bağ vardır.
Yetki Yasası, KHK ve KHK'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce
aynen ya da değiştirilerek kabulü birbirinden bağımsız işlemler olmayıp
Anayasa'da öngörülen bir sürecin değişik aşamalarıdır. KHK'nin yetki yasası ile
olan bağı, KHK'yi aynen ya da değiştirerek kabul eden yasa ile kesilir. Bu
yasa, KHK'yi kendi bünyesine alarak genel anlamda bir yasa niteliğine
dönüştürür. Bunedenle, KHK ile dayandığı yetki yasası arasındaki bağ KHK'nin
aynen ya da değiştirilerek yasaya dönüşmesine kadar devam etmektedir. KHK, yasa
gücünü, dayandığı yetki yasası ile konulan esaslara uygunluğu ve yetki
yasasının da Anayasa'ya uygunluğu varsayıldığı için kazanmaktadır. Yetki
yasasının Anayasa'ya aykırılığının saptanması ya da bu nedenle iptaline karar
verilmesi durumunda, bu varsayım gerçekleşmediğinden, bu yasaya dayanılarak
çıkartılan KHK Anayasal dayanaktan yoksun kalır. Bu durumda KHK, Anayasa'nın
uygun gördüğü ölçünün ötesinde verilen bir yetkinin kullanılması sonucu
çıkartılmış olması nedeniyle Anayasa'ya aykırılık oluşturur. KHK; yetki
yasasına ve içeriği yönünden de Anayasa'ya aykırı bulunmasa bile dayandığı
yetki yasası Anayasa'ya aykırıise bu nedenle iptali gerekir.
KHK'nin Anayasa'ya uygun bir yetki yasasına dayanması geçerliliğin
ön koşuludur. Bir yetki yasasına dayanmadan çıkartılan veya dayandığı yetki
yasası Anayasa'ya aykırı olan bir KHK'nin kuralları, içerikleri yönünden
Anayasa'ya aykırılık oluşturmasalar bile, Anayasa'ya uygunluğundan söz
edilemez.
Öbür yönden, KHK'lerin Anayasa'ya uygunluk denetimleri yasaların
denetimlerinden farklıdır. Anayasa'nın 11. maddesinde; "Kanunlar Anayasaya
aykırı olamaz." denilmektedir. Bu nedenle yasaların denetimde, onların
yalnızca Anayasa kurallarına uygun olup olmadıkları saptanır. KHK'ler ise konu,
amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden hem dayandıkları yetki yasasına hem de
Anayasa'ya uygun olmak zorundadırlar. Bu nedenlerle, KHK kurallarının içerikler
yönünden de Anayasa'ya uygunluk denetiminin yapılabilmesi için öncelikle ortada
Anayasa'ya uygun bir yetki yasasının varlığı gerekir.
KHK'lerin Anayasa'ya aykırılığı saptanmış ya da bu nedenle iptal
edilmiş bir yetki yasasına uygun olup olmadığının incelenmesi ise denetimi
anlamsız kalır. Çünkü Anayasa'ya aykırı bir yetki yasasına dayanılarak
çıkartılan KHK'lerin Anayasa'ya uygun görülmesi olanaksızdır.
Yetki yasasının iptalinin, bu yasaya dayanılarak çıkartılan
KHK'lere etkisinin Anayasa'nın 153. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi
uygun değildir. Çünkü, Anayasa'nın 153. maddesindeki "İptal kararları
geriye yürümez." kuralına dayanarak, yetki yasasının iptaline ilişkin
kararın, Resmî Gazetede yayımı gününe kadar çıkarılan KHK'lerin etkilenmeyeceğibiçiminde
bir ilke de konulamaz.
Bütün bu nedenlerle dayandığı yetki yasasının Anayasa'ya
aykırılığı saptanan ya da iptaline karar verilen KHK'lerin, Anayasa'nın
Başlangıç'ındaki "Hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen
hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına
çıkamayacağı", 2. maddesindeki "Hukuk devleti" ilkeleriyle 6.
maddesindeki "Hiç kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisi kullanamaz." kuralı ve KHK çıkarma yetkisine ilişkin 91.
maddesiyle bağdaştırılmaları olanaksızdır.
Bir yetki yasasına dayanmadan çıkartılan, yetki yasasının kapsamı
dışında kalan, dayandığı yetki yasasının Anayasa'ya aykırılığı saptanan ya da
Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle iptal edilen KHK'lerin anayasal konumları
birbirinden farksızdır. Böyle durumlarda KHK'ler anayasal dayanaktan yoksun
bulunduklarından içerikleri Anayasa'ya aykırı bulunmasa bile dava açıldığında
iptalleri gerekir.
C- 520 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'ya Aykırılığı
Sorunu :
Dava dilekçesinde 520 sayılı "2992 Sayılı Adalet Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabulü Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde ve 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına İlişkinKanun Hükmünde
Kararname"nin Anayasa'nın 6., 7., 87., 91. ve 153. maddelerine aykırı
olması nedeniyle iptaline karar verilmesi istenilmiştir. Ancak, 2949 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29.
maddesi hükmü gereğince Anayasa Mahkemesi, Anayasa'ya aykırılık konusunda
ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. İstemle
bağlı kalmak koşuluyla başka bir gerekçe ile de Anayasa'ya aykırılık kararı
verebilir.
Dava konusu edilen 520 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 24.6.1993
gün ve 3911 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak çıkartılmıştır. KHK'nin
dayandığı 3911 sayılı Yetki Yasası ise bir bölümünün Anayasa'nın 153.
maddesine, kalan bölümünün de Anayasa'nın 7., 87. ve 91. maddelerine aykırılığı
nedeniyle Ana yasa Mahkemesi'nin 16.9.1993 gün ve Esas 1993/26, Karar 1993/28
sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
Böylece, 520 sayılı KHK anayasal dayanaktan yoksun kalmıştır.
KHK'lerin yargısal denetimi bölümünde açıklanan nedenlerle
Anayasa'ya aykırı görülerek iptal edilen 3911 sayılı Yetki Yasası'na
dayanılarak çıkarılmış bulunan 520 sayılı KHK, Anayasa'nın Başlangıç'ında yer
alan egemenliği "Millet adına kullanmağa yetkili kılınan hiçbir kişi ve
kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla
belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı", 2. maddesindeki "hukuk
devleti", 6. maddesindeki "Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.", ilkeleriyle, KHK
çıkarma yetkisine ilişkin 91. maddesine aykırıdır. Bu gerekçe karşısında dava
dilekçesinde ileri sürülen diğer aykırılık nedenlerin üzerinde durulmaksızın
KHK'nin 1. maddesinin iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Haşim KILIÇ ve Sacit ADALI bu görüşe
katılmamışlardır.
D- İptal Hükmünün Yürürlüğe GireceğiGün Sorunu:
Anayasa'nın 153. maddesi ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 53. maddesi hükümleri
uyarınca, yasa, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü yada bunların belirli madde veya hükümleri iptal kararının Resmî
Gazete'de yayımlandığı gün yürürlükten kalkar. Ancak, Anayasa Mahkemesi, iptal
kararı ile meydana gelecek olan hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu
yararını ihlal edici nitelikte görürse, boşluğun doldurulması için iptal
kararının yürürlüğe gireceği günü ayrıca kararlaştırabilir.
Dava konusu 520 sayılı KHK'nin iptaline karar verilmesi ile
meydana gelen hukuksal boşluk kamu yararını olumsuz yönde etkileyecek nitelikte
olduğundan, gerekli göreceği yeni düzenlemeleri yapması için Yasama organına
süre tanımak amacıyla iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından
başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi uygun bulunmuştur.
IV- SONUÇ :
A. 18.8.1993 günlü, 520 sayılı "2992 Sayılı Adalet
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde ve 190 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Hükmünde Kararname"nin, dayanağını oluşturan 24.6.1993 günlü, 3911 sayılı
Yetki Yasası'nın Anayasa Mahkemesi'nin 16.9.1993 günlü, Esas 1993/26, Karar
1993/28 sayılı kararıyla iptal edilmiş bulunması nedeniyle Anayasa'ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, Güven DİNÇER'in "Kanun Hükmünde Kararname'nin
Anayasa'nın 153.maddesindeki Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı
ilkesine aykırılığı nedeniyle iptali gerekir." yolundaki gerekçede değişik
oyu, Haşim KILIÇ ile Sacit ADALI'nın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. İptal nedeniyle oluşan hukukî boşluğun yasama organınca
doldurulması için Anayasa'nın 153. ve 2949 sayılı Yasa'nın 53. maddeleri
gereğince iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak altı ay
sonra yürürlüğe girmesine, OYBİRLİĞİYLE,
6.10.1993 gününde karar verildi.
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
Üye
Mustafa GÖNÜL
|
Üye
Oğuz AKDOĞANLI
|
Üye
İhsan PEKEL
|
Üye
Selçuk TÜZÜN
|
Üye
Ahmet N. SEZER
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Mustafa BUMİN
|
Üye
Sacit ADALI
|
|