“OLAY: Davacı velisi anne tarafından, davacının babası ile aralarında görülen boşanma davası sonunda davacı küçüğün velayetinin kendisine verilmesine dayanarak tek başına açtığı dava ile davacı küçüğün … … … olan isminin "… …" olarak değiştirilmesini talep etmiştir.
Dosya incelendiğinde; Antalya 5. Aile Mahkemesi’nin 15/04/2025 tarih ve 2025/… karar sayılı ilamı ile, davacı velisi … … Kızı … … ve babası … oğlu … … … arasındaki evliliğin boşanma ile sonuçlandırıldığı, iş bu davanın ise 25/06/2025 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
AÇIKLAMA: TMK’nun 342/1. maddesi “ana-baba velayetleri çerçevesinde 3. Kişilere karşı çocukların yasal temsilcisidir”. hükmünü içermekte olup, iptali istenen TMK’nun 336/3 maddesine göre “velayet … boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir”. denilmektedir. Bu hükme bağlı olarak velayet boşanmayla kendisine verilen ebeveyn iş bu dava ile davacı/çocuğun isminin değiştirilmesini talep etmektedir. Velayet yetkisinin kapsamının kanun tarafından sınırlandırılmamış olması karşısında küçüğün velisinin yasal olarak tek başına açacağı dava ile küçüğün isminin değiştirilmesini istemesi mümkündür. Ancak bu durum TMK içinde de bir çelişkiye yol açmaktadır. Zira TMK’nun 339/5. maddesinde “çocuğun adını ana ve babası koyar”. denilmekte olup, madde başlığı velayetin kapsamı şeklinde düzenlendiğinden kanunun amacına aykırı olarak velayet kendisine verilmeyen ebeveynin çocuğun adını koyma hak ve ödevini ihlal eder bir niteliğe bürünmektedir.
Bu ise, Anayasa’nın 41/3-4. maddelerindeki "Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” hükmünü boşanmayla birlikte tek bir ebeveyne velayetin verilmesi ile ihlal edilebilir hale gelmesine sebep olmaktadır.
Kanunumuzun ortak velayet sistemini kabul etmemiş olması özelikle ebeveynlerden birinin boşanmada müşterek çocukla olan kişisel ilişkisinin boşanmaya etkili olmadığı ve, veya bu ebeveynin çocuğa karşı velayet yetkisini kötüye kullandığı veya gereği gibi davranmadığı yönünde bir tespit olmadan yetkinin kaldırılması sebebiyle çocuğun menfaatine aykırıdır. Zira çocuğun aynı zamanda velayeti kendisine verilmeyen ebeveyn ve onun ailesi ile olan ilişkilerinin etkin ve sağlıklı yürümesinde ve muhafazasında bireysel ve sosyal gelişimi açısından korunmaya değer hakları vardır.
Kanunun iptali istenen bu hükmü çocuğun diğer ebeveyne yabancılaşmasına, özellikle yabancılaştırılabilmesine imkan sağladığı için yabancılaştırılan ebeveynin haklarını da ihlal eder niteliktedir.
SONUÇ ve İSTEM: yukarıda açıklandığı üzere;
TMK’nun 336/3. maddesinin “velayet … boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir”. İbaresinin Anayasa’nın 41/3-4. maddelerindeki “Her çocuk korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” Hükmüne aykırı olması sebebiyle iptali talep olunur.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2025/175
Karar Sayısı : 2025/169
Karar Tarihi : 10/9/2025
R.G. Tarih - Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Antalya 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Velâyet,...” ve “…boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.” ibarelerinin Anayasa’nın 41. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: İsim değişikliği talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un 339. maddesinin itiraz konusu kuralların yer aldığı üçüncü fıkrası şöyledir:
“Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Özge ULUKAYA tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görev alanına giren bir dava bulunması, iptali talep edilen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
3. 4721 sayılı Kanun’un 336. maddesinin üçüncü fıkrasında velayetin ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuğun kendisine bırakılan tarafa ait olduğu düzenlenmiştir. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, anılan fıkrada yer alan “Velâyet,...” ve “…boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.” ibarelerinin iptallerini talep etmiştir.
4. Bakılmakta olan davanın konusu ise boşanma sonrasında velayeti kendine bırakılan anne tarafından çocuk adına açılan isim değişikliği talebine ilişkindir. Bu itibarla çocuğun velayetinin kime bırakılacağı hususunda bir uyuşmazlığın söz konusu olmadığı gözetildiğinde kuralların bakılmakta olan davada uygulanma imkânının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
5. Açıklanan nedenle kuralların itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
III. HÜKÜM
22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Velâyet,...” ve “…boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.” ibarelerinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE 10/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Kadir ÖZKAYA
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Basri BAĞCI
Üye
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Ömer ÇINAR