“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre mahkemeler; bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine varmaları veya bakılmakta olan dava dosyasının taraflarından birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varmaları halinde, söz konusu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir.
İtiraz yoluyla iptali istenen kanun maddesi Hakimliğimizin 2023/261 D. İş sırasına kayıtlı dosya kapsamında incelenmekte olan uyuşmazlıkla bağlantılıdır. Başvuruya esas Hakimliğimizin 2023/261 D.İş sayılı dosyasında muteriz, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün CZ-23048000Y637 numaralı tutanağı ile verilen 34.507,00 TL'lik idari para cezasına itirazda bulunmuştur. İncelenen dosya kapsamına göre Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 143/2 ve 144/4 maddesi gereğince muterizin izinsiz olarak İHA uçurduğu gerekçesiyle itiraz konusu idari yaptırım kararını uygulamıştır; ancak Hakimliğimizce ilgili kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu değerlendirildiğinden somut norm denetimi yoluna başvurma gereği hasıl olmuştur.
Anayasa Mahkemesinin birçok kararında belirtildiği üzere Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
Ceza hukukunun toplumun kültürel, sosyal ve ekonomik hayatıyla yakından ilgili olması nedeniyle suç ve suçlulukla mücadele amacıyla ceza ve ceza muhakemesi alanında sistem tercihinde bulunulması devletin ceza siyaseti ile ilgilidir. Bu bağlamda hukuk devletinde ceza hukukuna ilişkin düzenlemeler bakımından kanun koyucu; Anayasa’nın temel ilke ve kurallarına bağlı kalmak şartıyla toplumda belirli eylemlerin suç sayılıp sayılmaması, suç sayıldıkları takdirde hangi çeşit ve ölçüde ceza yaptırımlarıyla veya seçenek yaptırımlarla karşılanacağı, hangi hâl ve hareketlerin ağırlaştırıcı ya da hafifletici öge olarak kabul edileceği gibi konularda takdir yetkisine sahiptir.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez” denilerek suçun kanuniliği, üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” denilerek cezanın kanuniliği ilkesi güvence altına alınmıştır. Anayasa’nın anılan maddesinde yer alan suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hangi fiillerin yasaklandığının ve bu yasak fiillere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belirli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak fiilleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Genel nitelikteki açıklamalar sonucunda somut dosya bağlamında yapılan incelemeler neticesinde:
2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 143/2 maddesi ''Yukarıdaki fıkralarda belirtilenler dışında kalıp da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün sivil havacılığı düzenlemek maksadıyla alacağı önlemlere uymayanlara, beşyüz Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.'' şeklinde;
2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 144/4 maddesi ''Yukarıda sayılanlar dışında kalıp da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün insansız hava araçları ile ilgili koyduğu kurallara ve bu kapsamda sivil havacılığı düzenlemek maksadıyla alacağı önlemlere uymayanlara bin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.'' şeklinde düzenlenmiştir.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Tarafından Verilecek İdari Para Cezaları Hakkında Yönetmelik'in 4. maddesinin 3. fıkrası ise ''Ek-1’de yer alan bulgulara belirtilen miktarda idari para cezası verilir.'' şeklinde düzenlenmiştir.
Yönetmelik'in birinci maddesi yönetmeliğin amaç ve kapsamının 2920 sayılı Kanunun 143. maddesi uyarınca verilecek idari para cezalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğunu belirtmişse de Kanun'un 143/2 ve 144/4 maddelerinin muğlak düzenlenmesinden dolayı yönetmelik esasında her iki maddenin de yürürlüğüne ilişkin olmuştur.
Kurum vekili tarafından da belirtildiği üzere muterize uygulanan idari para cezası EK-1-I nın 10. maddesi uyarınca verilmiştir. İlgili madde ise ''İnsansız Hava Araçları ile izinsiz veya kayıtsız, tescil olmadan uçuş gerçekleştirilmesi'' şeklindedir.
Bu suretle mevzuat hükümleri dahilinde idari para cezası uygulanacağı kanunla (2920 sayılı kanun madde 143/2, 144/4) düzenlenmiş olsa da cezanın sebebini oluşturan eylemler kanunla değil yönetmelikle belirlenmiştir. İlgili kanun maddelerinde ''Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün insansız hava araçları ile ilgili koyduğu kurallara ve bu kapsamda sivil havacılığı düzenlemek maksadıyla alacağı önlemlere uymayanlara'' şeklinde muğlak bir ifade kullanılarak cezayı oluşturacak eylemleri belirleme yetkisi yasama organından alınarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş vaziyettedir. Her ne kadar bu aşamada ceza, yönetmelik hükmüne bağlı olarak verilmiş olsa da kanun hükmü ''kural ve önlemler'' tabirini kullandığından bu durum yönetmelikle dahi sınırlanmamıştır. Şüphesiz ki her geçen gün gelişmeler kat eden sivil havacılık alanında bu gelişmelere uygun düzenlemeler ve yasaklamalar bulunmak zorundadır; ancak bu düzenlemelerin Anayasaya uygun sınırlar dahilinde yapılması hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 143/2 ve 144/4. maddelerinin Anayasa'nın 7, 38, 87 ve 124. maddelerine aykırı olduğu değerlendirildiğinden ilgili maddelerin iptali amacıyla Anayasa Mahkemesi nezdinde somut norm denetimi yoluna başvurulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Neticeten 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 143/2 ve 144/4. maddelerinin 6216 sayılı Kanun'un 40 ve devamı maddeleri gereğince iptaline karar verilmesi hususunda,
Gereği takdirlerinize arz olunur. ”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2023/83
Karar Sayısı : 2023/74
Karar Tarihi : 4/5/2023
R.G.Tarih-Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bayburt Sulh Ceza Hâkimliği
İTİRAZIN KONUSU: 14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun;
A. 23/1/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 435. maddesiyle başlığı ile birlikte değiştirilen 143. maddesinin ikinci fıkrasının,
B. 10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlenen 144. maddesinin dördüncü fıkrasının,
iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Davacı hakkında uygulanan idari para cezasının iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı;
1. 143. maddesi şöyledir:
“Kabahat oluşturan davranışlar
Madde 143 – (Değişik: 23/1/2008-5728/435 md.)
Bu Kanunun;
a) 11, 18, 19, 26, 28, 29, 54, 58 ve 89 uncu maddeleri ile 9 uncu maddesinin üçüncü, 95 inci maddesinin birinci ve 102 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı davranışta bulunanlara bin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar,
b) 23, 24 ve 25 inci maddeleri ile 57 nci maddesinin son fıkrasına aykırı davranışta bulunanlara beşyüz Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar,
idarî para cezası verilir.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilenler dışında kalıp da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün sivil havacılığı düzenlemek maksadıyla alacağı önlemlere uymayanlara, beşyüz Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
Bu madde hükümlerine göre idarî para cezasına karar vermeye Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürü yetkilidir.”
2. 144. maddesi şöyledir:
“İnsansız hava araçları
Madde 144 – (Mülga: 23/1/2008-5728/578 md.; Yeniden düzenleme: 15/8/2016-KHK674/33 md.; Aynen kabul: 10/11/2016-6758/29 md.)
İnsansız hava aracı satan şirketlerin sorumlu işleticileri ve yöneticileri, satılan araç bilgileri ile satın alanların kimlik bilgilerini usulüne uygun şekilde tutmak ve azami kalkış ağırlığı beşyüz gram (dahil) üzerindeki insansız hava araçları ile ilgili bilgileri, aynı gün içinde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan kayıt sistemine kaydetmek zorundadır. Bu kayıtlar, suç işlenmesinin önlenmesi ve suç soruşturmalarında kullanılmak üzere kolluk birimleriyle paylaşılır. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edenler ile yurtdışından bireysel olarak getirdiği veya yurtiçinde devraldığı aracı en geç üç gün içinde sisteme kaydettirmeyenlere beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir.
Kayıt esnasında gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar veya veri girişi yapanlara onbin Türk Lirası idari para cezası verilir.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca belirlenen kurallara aykırı olarak veya mülki idare amirlerince belirlenen alanlar dışında insansız hava aracı uçuran kişilere bin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanır.
Yukarıda sayılanlar dışında kalıp da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün insansız hava araçları ile ilgili koyduğu kurallara ve bu kapsamda sivil havacılığı düzenlemek maksadıyla alacağı önlemlere uymayanlara bin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
Belirlenen alanlar dışında insansız hava aracı uçuranlara uygulanacak idari para cezaları mahallin mülki idare amirince, diğer idari para cezaları ise Sivil Havacılık Genel Müdürü tarafından uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü (İçtüzük) hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ahmet Hakan SOYTÜRK tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin (1) numaralı fıkrasında bir davaya bakmakta olan mahkemenin bu davada uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği belirtilmiş, anılan fıkranın (b) bendinde “Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği” Anayasa Mahkemesine gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
3. İçtüzük’ün 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde de “Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği” Anayasa Mahkemesine sunulacak belgeler arasında sayılmıştır.
4. Yine anılan İçtüzük’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede başvuruda eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği, (2) numaralı fıkrasında ise anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
5. Bakılmakta olan davada Mahkemenin düzenlediği gerekçeli karar ile itiraz yoluna başvurduğu ancak gönderdiği belgeler arasında başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneğinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla başvurunun yöntemine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
6. Açıklanan nedenle 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi ile İçtüzük’ün 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendine aykırı olduğu anlaşılan başvurunun 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından reddi gerekir.
III. HÜKÜM
14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun;
iptallerine karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE 4/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE