“...
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Kırıkhan Belediyesinde 01/03/2000 tarihinden hizmet akdinin emeklilik sebebiyle sona erdiği 30/06/2019 tarihine kadar aralıksız bir şekilde hizmet akdinin çalındığını, müvekkilinin çalışmış olduğu süre zarfında fazla mesai yapmış olmasına rağmen davalılar tarafından fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, müvekkilinin çalışmış olduğu süre zarfında fazla mesai yapmış olmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, hafta tatilini iki haftada bir olacak şekilde kullandığını, çalışmış olduğu dönemlere ait ücretlerin davalılar tarafından ödenmediğini, çalışma süresi boyunca yıllık izinlerinin kanuna aykırı bir şekilde hesap edildiğini ve kullanılmayan yıllık izin ücretlerinin iş akdinin feshinden itibaren davalılarca ödenmediğini, UBGT’nin tamamına denk gelen kısımlarda çalışmış olmasına rağmen davalı tarafından ücretlerinin ödenmediğini, müvekkilinin davalı belediyeye ait çöp hizmetlerinde kadrolu işçilerle aynı ve yan yana çalıştığını, işçilerin kullandığı araç ve ekipmanların da davalı Belediyeye ait olduğunu, taşeronlar değişse de müvekkilinin belediyenin organize ettiği ve yönettiği işlerde çalıştırıldığını, eşit işe eşit ücret ilkesi gereğince işverenin ücret farkı alacağının ödenmesini talep ettiğini, Arabuluculuk Merkezine 2020/167548 sayılı dosya ile başvuruda bulunduklarını, başvurunun Anlaşmama ile sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması suretiyle; kısmi dava yoluyla 100,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL yıllık izin alacağı, 100,00 TL ücret farkı alacağı, belirsiz alacak davası yoluyla 100,00 TL UBGT alacağı, 100,00 TL fazla mesai alacağı, 100,00 TL hafta tatili alacağı, olmak üzere toplam 600,00 TL’nin, kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle, ücret farkı, fazla mesai ve UBGT alacakları için dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi, yıllık izin alacağı için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalıya tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesine ek beyanlarını içerir dilekçesinde ise; davacının sabah saat: 04:00 işe başlayıp öğlen işin durumuna göre 13:00 ile 14:00 arasında mesai yaptığını, UBGT dönemlerinin tamamında çalıştığını, 2000 yılı ile 2013 yılları arasında kullanmadıkları yıllık izinlerinin mevcut olduğunu, iki hafta bir hafta tatili izni kullandırıldığını, ücret farkı yönünden ise davalının belediye nezdinde birlikte çalıştığı, aynı işi yaptığı kadrolu işçiler ile arasında ücret farkı olduğunu, davacının en son aldığı net ücretin 2.793,00 TL olduğunu, ücretlerin bankadan ödendiğini, davacının çay veya yemek molasının bulunmadığını, bunun dışında işveren tarafından sağlanan servis hizmetinin de olmadığını, davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davalılar vekili her bir davalı adına ayrı ayrı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesini kabul etmediklerini, açılan dava yönünden öncelikle husumet, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının kurumdan emekli olarak tüm hak ve alacaklarını almak suretiyle ayrıldığını, yıllık izinlerini kullandığını, UGBT ve hafta tatil ücreti, fazla mesai ücreti ve fazla çalışmasının mevcut olmadığını, davacının kurumda hiçbir hak ve alacağının kalmadığını, davacının ihale kapsamında işe başlamasının ve devamında belirli süreli sözleşmesini imzalamak suretiyle yapacağı iş ve alacağı ücreti kabul ettiğini, daha sonra muvazaa olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle davanın usulden reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dava işçi alacağı istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Yasasının 2. maddesinin sekizinci fıkrasında, yasaya veya yasanın verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Yasası veya diğer yasa hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince yüklenici aracılığıyla çalıştırılanların, bu kurumlara ait kadro ve pozisyonlara atanmaya ve toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya hak kazanamayacakları hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin dokuzuncu fıkrasında ise sekizinci fıkrada belirtilen yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanların da sekizinci fıkra hükümlerine tabi olacağı ifade edilmektedir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı işçi Kırıkhan Belediyesi’nin sürekli işlerinde kadrolu işçilerle yan yana çalışmaktadır. İşçi istihdam eden özel şirketler ve kişiler ile kamu kurum ve kuruluşları arasında, 4857 sayılı Yasaya sonradan eklenen 2/8 ve 2/9 maddeleri ile eşitsizlik oluşturulmuştur. Gerçek kişi ve özel hukuk tüzel kişileri, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl işi bölerek alt işverenlere veremezken kamu kurum ve kuruluşları açısından bu kural devre dışı bırakılmış, kamu-özel teşebbüsler arasında eşitsizlik yaratılmıştır. Davalı Belediye’de çöp toplama kamu hizmetinde kadrolu belediye işçisi ile aynı işi yaparak çöp toplama hizmetinde çalışan, emir ve talimatı belediye fen işlerinde görevli amirden alan, kadrolu işçilerle emir aldığı yer ve yaptığı iş yönünden aynı statüde olan ancak maaş ve özlük hakları konusunda benzer haklardan yararlanamayan davacının “eşit işe eşit ücret” ilkesi çerçevesinde yasanın ve anayasanın koruma alanı dışına itildiği açıktır. Anayasal eşitlik ilkesine ve çalışanlar arasındaki yasal eşitlik ilkesine aykırı düzenlemeler içeren 5538 sayılı Yasanın 18. maddesi ile 4857 sayılı Yasaya eklenen 2/8 ve 2/9. maddelerinin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 10., 49. ve 55. maddelerine aykırılık içermesi nedeniyle iptali gerekmekte olup belirtilen normların anayasaya aykırılık içerip içermediğinin denetlenmesi elzemdir. Anılan gerekçelerle Anayasa Mahkemesine başvuru yapmak gerekmiştir.
KARAR / Gerekçesi izah edildiği üzere;
5538 sayılı Yasanın 18. maddesiyle 4857 sayılı Yasaya eklenen 2/8 ve 2/9. maddelerinin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 10., 49. ve 55. maddelerine aykırı olduğu kanaatine varıldığından denetiminin yapılıp iptali amacıyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına,
Başvurunun işbu ara kararla yapılmasına,
Başvuru süresinden itibaren 6 ay süre ile başvuruya konu normların uygulanmasının bekletici mesele yapılmasına,
Dosyanın dizi pusulası hazırlanarak ve aslı gibidir yapılarak Anayasa Mahkemesine gönderilmesine,
İşbu ara kararın ve başvuru sonucu gelecek kararın taraf vekillerine tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2021/64
Karar Sayısı : 2021/46
Karar Tarihi : 14/7/2021
R.G.Tarih-Sayısı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Kırıkhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla)
İTİRAZIN KONUSU: 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine 1/7/2006 tarihli ve 5538 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen dokuzuncu ve onuncu fıkraların Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 10., 49. ve 55. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince yüklenici konumunda olan alt işverenin yüklenilen iş kapsamında çalıştırdığı işçinin aynı işi yapan asıl işveren işçisi (kadrolu işçi) ile arasında oluşan ücret farkının ödenmesi talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un 2. maddesinin itiraz konusu dokuzuncu ve onuncu fıkraları şöyledir:
“(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Kanuna veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak;
a) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya,
b) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya,
hak kazanamazlar.
(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Sekizinci fıkrada belirtilen işyerlerinde yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanlar da aynı hükümlere tâbidir. Sekizinci fıkrada belirtilen kurum, kuruluş veya ortaklıkların sermayesine katıldıkları ortaklıkların kadro veya pozisyonlarında çalışan işçilerin, ortak durumundaki kamu kurum, kuruluş veya ortaklıkların kadro veya pozisyonlarına atanma ya da bu kurum, kuruluş veya ortaklıklarda geçerli olan malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanma talepleri hakkında da sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;
a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması,
b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması,
yönünde hükümler konulamaz.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ömer DURSUN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlıklı 41. maddesinin (2) numaralı fıkrasında “İtiraz yoluna başvuran mahkemede itiraz konusu kuralın uygulanacağı başka dava dosyalarının bulunması hâlinde, yapılmış olan itiraz başvurusu bu dosyalar için de bekletici mesele sayılır” denilmektedir. Anılan fıkra uyarınca aynı mahkeme tarafından aynı kurala ilişkin birden fazla itiraz başvurusunda bulunulması mümkün değildir.
3. 6216 sayılı Kanun’un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde ise Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem belirtilmiş ve anılan maddenin (4) numaralı fıkrasında açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
4. Yapılan incelemede itiraz yoluna başvuran Mahkemenin itiraz konusu kuralın iptali talebiyle aynı tarihte Anayasa Mahkemesine birden fazla başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesinin E.2021/57 esasına kayıtlı ilk başvurunun diğer dava dosyaları için bekletici mesele yapılması gerekirken aynı kuralın iptali talebiyle tekrar başvuruda bulunulmuş olması sebebiyle bu başvurunun incelenme imkânı bulunmamaktadır.
5. Açıklanan nedenlerle 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (2) numaralı fıkrasına aykırı olduğu anlaşılan itiraz başvurusunun anılan Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemesine geçilmeksizin reddi gerekir.
III. HÜKÜM
22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine 1/7/2006 tarihli ve 5538 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen dokuzuncu ve onuncu fıkraların iptallerine karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (2) ve 40. maddesinin (4) numaralı fıkraları gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE 14/7/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN