ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2016/164
Karar Sayısı : 2017/75
Karar Tarihi : 15.3.2017
R.G.Tarih-Sayısı :
12.4.2017-30036
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay
İdari Dava Daireleri Kurulu
İTİRAZIN KONUSU: 25.8.2011
tarihli ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesine, 1.3.2014 tarihli ve 6528 sayılı
Kanun’un 22. maddesiyle eklenen (9) ve (10) numaralı fıkraların, Anayasa’nın
2., 7. ve 128. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve
yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
OLAY: Davacının, düzenleyici idari işlemin birtakım maddelerinin iptali
talebiyle açtığı davada, itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu
kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKÜMLERİ
652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 37. maddesine,
6528 sayılı Kanun’la eklenen itiraz konusu (9) ve (10) numaralı fıkralar
şöyledir:
“(9) (Ek: 1/3/2014-6528/22 md.) Yurt içi veya
yurt dışında, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle
işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje
yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli
eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlar ile Bakan onayıyla
doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen
atamaları ve yönetici görevlendirmeleri Bakan tarafından yapılır. (Ek
cümle: 2/12/2016-6764/8 md.) 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesi kapsamında üniversitelerde görev
yapan öğretim elemanlarına bu okullarda okul müdürlüğü görevi verilebilir.”
“(10) (Ek: 1/3/2014-6528/22 md.) Öğretim
üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin dokuzuncu fıkra
kapsamındaki kurumlara atanma ve görevlendirilmelerinde bu Kanun Hükmünde
Kararname, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatın sınavlar ve
atanmaya ilişkin hükümleri uygulanmaz. Dokuzuncu fıkra kapsamındaki kurumlara
yönetici görevlendirmeleri özlük hakları, atanma ve terfi yönünden kazanılmış
hak doğurmaz.”
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü
ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz
AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan
GÜLEÇ, Recai AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 12.10.2016
tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında, öncelikle uygulanacak kural ve
başvurunun yöntemine uygunluğu sorunları görüşülmüştür.
2. Anayasa'nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 40. maddelerine göre, bir davaya
bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi hâlinde veya
taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına
varması durumunda, bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya
yetkilidir. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi
için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın
bulunması, iptali istenen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir.
Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan
sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde
etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
3. Bakılmakta olan dava, Millî Eğitim Bakanlığı Doğrudan
Merkez Teşkilatına Bağlı Kurumlara Yönetici Görevlendirilmesine ve Öğretmen
Atamasına İlişkin Yönerge’nin birtakım maddelerinin iptali talebini
içermektedir. Söz konusu Yönerge’nin 2. maddesine göre Yönerge, Bakan onayıyla
doğrudan Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak
yönetici görevlendirmeleri ve öğretmen atamaları ile bunların görevlerine
ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.
4. Buna karşılık 652 sayılı KHK’nın 37. maddesinin itiraz
konusu (9) numaralı fıkrası, Bakan onayıyla doğrudan Millî Eğitim Bakanlığı
merkez teşkilatına bağlanan kurumların yanı sıra “Yurt içi veya yurt
dışında, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle
işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje
yürüten okul ve kurumlar” ile “Bakan onayı ile proje okulu
olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve
kurumlar”a yapılacak öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirmelerinin
de Bakan tarafından yapılacağını belirtmek suretiyle dava konusu olmayan okul
ve kurumlar yönünden de düzenleme öngörmektedir. Dolayısıyla itiraz konusu (9)
numaralı fıkranın “Yurt içi veya yurt dışında, yerli veya yabancı
kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde
kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı
ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları
uygulanan okul ve kurumlar” bölümünün uyuşmazlıkta uygulanma olanağı
bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu bölüm yönünden başvurunun, mahkemenin
yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
5. İtiraz konusu (9) numaralı fıkranın kalan bölümünün ise
fıkrada yer alan okul ve kurumların tamamı yönünden geçerli ortak kural
niteliği taşıması nedeniyle bu bölüme ilişkin esas incelemenin, bakılmakta olan
davanın konusu gözetilerek “…ile Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık
merkez teşkilatına bağlanan kurumlara…” ibaresi ile sınırlı olarak
yapılması gerekmektedir.
6. Diğer yandan, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (a) bendinde, bir davaya bakmakta olan mahkemenin, bu
davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini
Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda, iptali istenen
kuralların Anayasa’nın hangi maddelerine aykırı olduklarının açıklanması
gerektiği belirtilmiş, anılan maddenin (4) numaralı fıkrasında ise
açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz
başvurularının, Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin
gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
7. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 46. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (a) bendinde de itiraz yoluna başvuran Mahkemenin gerekçeli
kararında, Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin
Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve
gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
İçtüzüğün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde de Anayasa
Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğu tespit
edilirse itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun
reddine karar verileceği belirtilmiştir.
8. Yapılan incelemede, itiraz yoluna başvuran Mahkeme
tarafından 652 sayılı KHK’nın itiraz konusu (10) numaralı fıkrasının “…Dokuzuncu
fıkra kapsamındaki kurumlara yönetici görevlendirmeleri özlük hakları, atanma
ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz.”biçimindeki ikinci
cümlesinin hangi nedenlerle Anayasa’nın 2., 7. ve 128. maddelerine aykırı
olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmediği
anlaşılmıştır.
9. Açıklanan nedenlerle, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 46.
maddesinin (1) numaralı fıkrasına aykırı olduğu anlaşılan, 652 sayılı KHK’nın
(10) numaralı fıkrasının ikinci cümlesine yönelik itiraz
başvurusunun, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası
gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemeye geçilmeksizin reddi
gerekir.
10. (10) numaralı fıkranın “Öğretim üyeleri ile
Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin dokuzuncu fıkra kapsamındaki
kurumlara atanma ve görevlendirilmelerinde bu Kanun Hükmünde Kararname, 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatın sınavlar ve atanmaya ilişkin
hükümleri uygulanmaz.” biçimindeki birinci cümlesinin, (9)
numaralı fıkrada yer alan okul ve kurumların tamamı yönünden geçerli ortak
kural niteliği taşıması nedeniyle bu cümleye ilişkin esas incelemenin de,
bakılmakta olan davanın konusu gözetilerek “Bakan onayıyla doğrudan
Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlar” yönünden yapılması
gerekmektedir.
11. Açıklanan nedenlerle, 25.8.2011 tarihli ve 652 sayılı
Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’nin 37. maddesine, 1.3.2014 tarihli ve 6528 sayılı Kanun’un 22.
maddesiyle eklenen;
A-(9) numaralı fıkranın;
1- “Yurt içi veya yurt dışında, yerli veya yabancı kurum
ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan
ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı ile
proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan
okul ve kurumlar…” bölümünün, itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin
bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bölümüne
ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
2- Kalan bölümünün esasının incelenmesine, esasa ilişkin
incelemenin, fıkrada yer alan “…ile Bakan onayıyla doğrudan
Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara…” ibaresi ile sınırlı
olarak yapılmasına,
B- (10) numaralı fıkranın;
1- Birinci cümlesinin esasının incelenmesine, esasa ilişkin
incelemenin “Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına
bağlanan kurumlar” yönünden yapılmasına,
2- İkinci cümlesinin iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan
itiraz başvurusunun, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince
yöntemine uygun olmadığından REDDİNE,
C- Yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme aşamasında karara
bağlanmasına,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III- ESASIN İNCELENMESİ
12. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Volkan HAS tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükümleri, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1- İtirazın Gerekçesi
13. Başvuru kararında
özetle, itiraz konusu kurallarla, doğrudan Millî Eğitim Bakanlığı
merkez teşkilatına bağlanan kurumları belirleme ve bu kurumlara yapılacak
öğretmen atamaları ile yönetici görevlendirmeleri konularında sınırları belirli
olmayan, herhangi bir ölçüte dayanmayan çok geniş bir yetkinin Bakana
tanındığı, bu atama ve görevlendirmelerde 652 sayılı KHK’nın, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun ve diğer mevzuatın sınavlar ve atanmaya ilişkin
hükümlerinin uygulanmayacağının da belirtilmesi suretiyle Bakana tanınan söz
konusu yetkinin kapsam ve sınırlarındaki belirsizliğin arttığı, temel ilkeleri
konulmaksızın, çerçevesi çizilmeksizin böyle bir yetkinin yürütme organına verilmiş
olmasının hukuk devletinin gereklerinden olan belirlilik, yasama yetkisinin
devredilemezliği ile kamu görevlilerinin atanma ve özlük işlerinin kanunla
düzenlemesi ilkelerine aykırı olduğu belirtilerek kuralların, Anayasa’nın
2., 7. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
14. 652 sayılı KHK’nın 37. maddesinin (9) numaralı fıkrasının
esasının incelenmesine karar verilen bölümü ile (10) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinde; Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına
bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamalarının ve yönetici
görevlendirmelerinin Bakan tarafından yapılacağı, öğretim üyeleri ile
Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin (9) numaralı fıkra kapsamındaki
kurumlara atanma ve görevlendirilmelerinde bu KHK’nın, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun ve diğer mevzuatın sınavlar ve atanmaya ilişkin
hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. İtiraz başvurusu yapıldıktan sonra
(9) numaralı fıkraya 2.12.2016 tarihli ve 6764 sayılı Kanun’la eklenen cümle
ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 38. maddesi uyarınca üniversitelerde
görev yapan öğretim elemanlarına, fıkra kapsamında yer alan okullarda okul
müdürlüğü görevinin verilebileceği hükme bağlanmıştır.
15. İtiraz konusu kurallar,
KHK’nın 37. maddesinin (9) numaralı fıkrasında yer alan “…ile
Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara…” ibaresi
ile (10) numaralı fıkrasının birinci cümlesi olup, anılan cümle “Bakan
onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlar” yönünden
incelenecektir.
16. Anayasa’nın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti,
toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına
saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmü
bulunmaktadır.
17. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan
haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda
adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı
durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini
bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
18. Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti
ilkesinin önkoşullarından biri belirlilik ilkesidir. Belirlilik ilkesi,
yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade
etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir
olma gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla mahkeme
içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik
sağlanabilir. Hukuki belirlilik ilkesinde
asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk
düzeninde öngörülebilir olmasıdır.
19. Anayasa’nın 7. maddesinde, “Yasama yetkisi Türk
Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” denilmektedir.
Yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olması ve bu yetkinin
devredilememesi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir gereğidir. Bu hükme yer veren
Anayasa’nın 7. maddesinin gerekçesinde yasama yetkisinin parlamentoya ait
olması, “demokrasi rejimini benimseyen siyasi rejimlerde kaçınılmaz bir
durum” olarak nitelendirilmiştir.
20. Anayasa’nın 7. maddesi ile yasaklanan husus, kanun yapma
yetkisinin devredilmesi olup bu madde, yürütme organına hiçbir şekilde
düzenleme yapma yetkisi verilemeyeceği anlamına gelmemektedir. Kanun koyucu,
yasama yetkisinin genelliği ilkesi uyarınca, bir konuyu doğrudan kanunla
düzenleyebileceği gibi bu hususta düzenleme yapma yetkisini yürütme organına da
bırakabilir.
21. Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında da “Memurların
ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri,
hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla
düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri
saklıdır.” denilmek suretiyle memurlar ve diğer kamu görevlileri,
özlük hakları bakımından yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Kanuni düzenleme
ilkesi, düzenlenen alanda temel ilkelerin kanunla konulmasını ve çerçevenin
kanunla çizilmesini ifade etmektedir.
22. Yasama yetkisinin devredilemezliği ve kanuni düzenleme
ilkeleri uyarınca, kanun koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden
yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız ve belirsiz bir alanı yürütmenin
düzenlemesine bırakmaması gerekir. Bununla birlikte, yasama organı gerektiğinde
sınırlarını belirlemek koşuluyla bazı konuların düzenlenmesini idareye
bırakabilir. Buna göre ekonomik, teknik veya benzeri alanlarda temel kurallar
belirlendikten sonra ayrıntıların düzenlenmesinin idareye bırakılması, yasama yetkisinin
devri olarak nitelendirilemeyeceği gibi kanuni düzenleme ilkesine aykırılık da
oluşturmaz.
23. İtiraz konusu (9) numaralı fıkranın esasının
incelenmesine karar verilen bölümü, Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık
merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamalarının ve
yönetici görevlendirmelerinin Bakan tarafından yapılacağını hükme
bağlamaktadır. Anılan kuralda hangi kurumlara, hangi makam tarafından atama
yapılabileceği ve yönetici görevlendirilebileceği açıkça belirtilmiştir. Bu
itibarla atama yetkisinin, 652 sayılı KHK’nın 4. maddesinin (1) numaralı
fıkrası uyarınca Bakanlık teşkilatının en üst amiri olan ve Bakanlık
icraatından ve emri altındakilerin faaliyet ve işlemlerinden Başbakana karşı
sorumlu bulunan Bakana verilmiş olmasında Anayasa’ya aykırı bir yön
bulunmamaktadır.
24. Atama ve görevlendirme için gerekli koşullar kuralda
belirtilmemiş olmasına karşılık 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. ve
88. maddeleri ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 43. maddesinde
öğretmen olarak atanabilmek veya yönetici şeklinde görevlendirilebilmek için
gerekli yasal şartlar düzenlenmiştir.
25. Aksine bir hüküm bulunmadığı sürece, anılan kanunlarda
belirtilen söz konusu şartlar, Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez
teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamalarında ve yönetici
görevlendirmelerinde de aranacaktır. Bu itibarla, kanun koyucu tarafından
yürütme organına tanınan yetkinin sınırlarının belirli olduğu ve temel
ilkelerinin kanunla belirlendiği açıktır.
26. Öte yandan itiraz konusu (10) numaralı fıkranın birinci
cümlesi, öğretim üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin Bakan
onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara atanma ve
görevlendirilmelerinde 652 sayılı KHK’nın, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu’nun ve diğer mevzuatın sınavlar ve atanmaya ilişkin hükümlerinin
uygulanmayacağını düzenlemektedir.
27. Anılan kurala göre, Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık
merkez teşkilatına bağlanan kurumlara öğretmen atamalarında ve yönetici
görevlendirmelerinde 652 sayılı KHK’nın, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun
ve diğer mevzuatın sınavlar ve atanmaya ilişkin hükümleri geçerli olmaya devam
edecek olmakla birlikte yalnızca öğretim üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta
olan öğretmenlerin atama ve görevlendirmelerinde anılan hükümler
uygulanmayacaktır. Muafiyetin kapsamı ise 652 sayılı KHK ve 657 sayılı Kanun
olmak üzere tüm mevzuatın yalnızca sınavlar ve atanmaya ilişkin hükümleridir.
Sınavlar ve atanma hâricindeki konuları düzenleyen ilgili hükümler ise
uygulanmaya devam edilecektir.
28. Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına
bağlanan kurumlarda ayrıca bir yönetici kadrosunun bulunmaması sebebiyle yöneticilerin “atanması” değil “görevlendirilmesi” mümkündür.
Bu nedenle itiraz konusu kuralın, öğretim üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta
olan öğretmenlerin Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan
kurumlara öğretmen olarak atanmalarında mevzuatın atanmaya ilişkin
hükümlerinin, yönetici şeklinde görevlendirilmelerinde ise mevzuatın sınavlara
ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağı şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Bir
başka deyişle, uygulanmayacak hükümlerin kapsamı yapılacak işlemin niteliğine,
öğretmen ataması veya yönetici görevlendirmesi olup olmamasına göre farklılık
göstermektedir.
29. “Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenler…” ibaresi,
Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı ile yurt dışı teşkilatında çalışan
öğretmenlerin tamamını kapsamakta olup bunlar, öğretmen olarak atanabilmeye
ilişkin gerek 657 sayılı Kanun’da ve 652 sayılı KHK’da, gerekse diğer mevzuatın
atanmaya ilişkin hükümlerini önceden yerine getirmek suretiyle öğretmen olarak
atanmış kimselerdir. Bu itibarla kuralda yer alan “atanma” kavramının,
Bakanlıkta görev yapan öğretmeler yönünden, ilk kez memuriyet görevine atanmaya
ilişkin olmayıp yer değiştirme suretiyle atanmayı ifade ettiği anlaşılmaktadır.
30. Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin, Bakan
onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara atanmalarında,
yalnızca yer değiştirme suretiyle atanmaya ilişkin mevzuatta yer alan
koşullardan muaf tutulmaları, öğretmen olarak atanabilmek için gerekli tüm
koşulları öncesinde yerine getirmiş olmaları karşısında, herhangi bir
belirsizliğe veya keyfiliğe yol açmamakta, yasama yetkisinin devredilemezliği
ve kanuni düzenleme ilkelerine bir aykırılık taşımamaktadır.
31. Kuralda yer alan “Öğretim üyeleri” kavramı da
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 23 ila 26. maddelerinde belirtilen
koşulları gerçekleştirmek suretiyle öğretim üyeliğine atanmış, yükseköğretim
kurumlarında görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentleri ifade etmektedir.
Bu itibarla öğretmenlerle benzer şekilde eğitim-öğretim görevini yerine
getiren akademisyenlerin, üniversitelerde edindikleri bilgi, beceri ve
tecrübelerden Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan
kurumlarda yararlanılmasını temin etmek amacıyla öğretmen olarak atanmalarında
mevzuatın atanmaya ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağının
öngörülmesi, ilk kez memuriyet görevine atanabilmek için gerekli tüm
koşulların öncesinde yerine getirilmiş olması karşısında herhangi bir
belirsizliğe veya keyfiliğe yol açmamaktadır.
32. Öğretim üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta olan
öğretmenlerin, Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan
kurumlara yönetici olarak görevlendirilmelerinde uygulanmayacak hükümler ise,
mevzuatın sınavlara ilişkin hükümlerinden ibarettir. Yönetici olarak
görevlendirilebilmek için gerekli olduğu mevzuatta belirtilen sınav hâricindeki
şartların tamamının, Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin ve öğretim
üyelerinin, Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan
kurumlara yönetici olarak görevlendirilebilmeleri yönünden de aranmasında yasal
bir engel bulunmamaktadır.
33. Yürüttüğü hizmetin niteliği gereğince Bakan onayıyla
doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak atama ve görevlendirmelerde
genel koşullardan vazgeçilmesi, farklı şartların belirlenmesi ve bu bağlamda
mevzuatın atanma ve sınavlara ilişkin hükümlerinin belirli özelliklere sahip
kişiler yönünden aranmaması kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Söz konusu
muafiyetin hangi konudaki hükümlere, hangi kurumlara yönelik atama ve
görevlendirmelere ilişkin olduğu ve muafiyetten kimlerin yararlanacağının
belirlenmiş olması karşısında yürütme organına bırakılan düzenleme yetkisinin
kapsamının ve sınırlarının belirsiz, temel ilkelerinin belirlenmemiş olduğundan
söz edilemez. Yürütme organınca hazırlanacak düzenleyici işlemlerle öğretim
üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin Bakan onayıyla
doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak atanma ve
görevlendirilmelerinde özel koşulların öngörülebilmesi, atanma ve
görevlendirilme sürecine ilişkin ayrıntıların belirlenmesi mümkündür.
34. Kurallar, bu yönleriyle bireyler ve idare yönünden açık,
belirli ve öngörülebilir olduğundan, herhangi bir belirsizlik içermemekte ve
yasama yetkisinin devredilemezliği ilkesine bir aykırılık bulunmamaktadır.
35. Öte yandan itiraz konusu kurallarla, doğrudan
Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumları belirleme konusunda sınırları
belirli olmayan, herhangi bir ölçüte dayanmayan çok geniş bir yetkinin Bakana
tanındığı belirtilerek kuralların Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülmüş ise
de Bakanın bu belirleme yetkisinin, itiraz konusu kurallarda öngörülen bir
husus olmaması nedeniyle bu kapsamda denetime konu yapılabilmesi mümkün
değildir.
36. Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 2., 7. ve 128.
maddelerine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi gerekir.
IV- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
37. Başvuru kararında özetle, itiraz konusu kuralların uygulanması
hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabileceği belirtilerek
yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
25.8.2011 tarihli ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesine, 1.3.2014
tarihli ve 6528 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle eklenen;
A- (9) numaralı fıkrada yer alan “…ile Bakan onayıyla
doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara…” ibaresinin,
B- (10) numaralı fıkranın birinci cümlesinin, “Bakan
onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlar” yönünden,
iptali talepleri, 15.3.2017 tarihli, E.2016/164, K.2017/75 sayılı
kararla reddedildiğinden, bu ibare ve cümleye ilişkin yürürlüğün durdurulması
taleplerinin REDDİNE, 15.3.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
V- HÜKÜM
25.8.2011 tarihli ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesine, 1.3.2014
tarihli ve 6528 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle eklenen;
A- (9) numaralı fıkrada yer alan “…ile Bakan onayıyla
doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara…” ibaresinin,
B- (10) numaralı fıkranın birinci cümlesinin, “Bakan
onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlar” yönünden,
Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve itirazın
REDDİNE, 15.3.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|