“Sanık …. oğlu, 1991 doğumlu, … hakkında 21/06/2014 tarihinde sevk ettiği araç ile durdurularak alkolmetre üfletildiğinde 1,03 promil alkollü olduğu gerekçesi ile 2918 sayılı Yasa’nın 48/5 maddesi uyarınca 727,00 TL idari para cezası tutanağı ve sürücü belgesinin geri alınma tutanağı düzenlenerek 2918 sayılı Yasa’nın 48/6. maddesi yollaması ile TCK 179/2-3, 53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması için mahkememizde kamu davası açılmıştır.
Ancak, 2918 Sayılı Yasa’nın 48/6 maddesi 2709 sayılı Anayasamızın Yasama Yetkisinin Devredilmezliği’ni düzenleyen 7/1, Kanun Önünde Eşitliği düzenleyen 10/1, Hakların Özüne Dokunulmayacağını düzenleyen 13/1 maddelerine aykırı olduğu düşünülmektedir.
Şöyle ki, zaten TCK 179/2-3 maddesi bu suçun unsurlarını belirleyerek aykırı hareket edenlerin cezalandırılmasını öngörmektedir. 2918 Sayılı Yasa’nın 48/6. maddesi ise kanında 1,00 promil üzerinde alkol tespit edilenlerin TCK 179/3. maddesi uyarınca cezalandırılmasını öngörmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 48/6. maddesi aleyhine Anayasa Mahkemesi’ne Anayasaya aykırılık iddiası ile açılan itiraz davasında, Anayasa Mahkemesi 2014/121 esas, 2015/24 karar sayılı, 05/03/2015 tarihli karar ile anayasaya aykırılık görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE karar verilmiş ise de, bu itiraz gerekçesi farklı olduğundan mahkememizce farklı gerekçe ite itiraz yoluna gidilmiştir.
1- 2918 sayılı Yasa’nın 48/6. maddesindeki düzenleme ile atılı suç şekli suç haline getirilmiştir. Halbuki TCK 179/3. maddesinde açıklanan aynı suç harekete bağlı, kasıtla işlenen bir suçtur. Diğer bir deyişle TCK 179/3 maddesindeki Tehlikeli Vasıta Kullanma suçu trafikte aracın tehlikeli bir şekilde kullanılması ve sanığın bu hareketini kasten gerçekleştirmesi gerekir. 2918 sayılı Yasa’nın 48/6. maddesindeki düzenleme ile getirilen suç ise, şekli suç halinde düzenlenip 1,00 promilin üzerinde alkol tespit edilen herkesin cezalandırılmasını öngörmektedir. Bu, hukukun suç teorisine ve tıbbın ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.
Sanığın herhangi bir trafik kazasına karışmadığı gibi herhangi bir trafik kuralı ihlal ettiği de tespit edilmemiştir. Tehlikeli vasıta kullandığı yönünde hiçbir delil tespit edilmeyerek 2918 Sayılı Yasa’nın 48/6 maddesine dayanılarak TCK 179/3 maddesi uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmıştır. Anayasamıza aykırıdır.
Şöyle ki, 2918 Sayılı Yasa’nın 48/6 maddesindeki düzenleme bir bardak alkol içen kişinin sarhoş olduğu halde bir şişe alkol içen kişinin hiç etkilenmediği gerçeğini gözardı etmektedir. Alkol alan kişinin başlangıçta vasıtayı tehlikeli kullandığının kabul edilmesi demek olan bu düzenleme suç teorisi ile suç tespiti kriterlerine uygun düşmemektedir. 0,99 promil alkollü olan kişi hakkında dava açılamayacak, 1,01 promil alkollü olan kişi hakkında dava açılarak cezalandırılması gerekecektir. Olayımızda ise sanığın 1,03 promil alkollü olduğu tespit edilmekle kamu davası açılmıştır. 1,00 PROMİL ÜZERİNDE ALKOL TESPİT EDİLEN KİŞİLERİN ARAÇLARINI TEHLİKELİ KULLANACAĞINI VARSAYARAK MUTLAK KURAL KOYMAK HUKUKA VE BİLİME AYKIRI OLACAKTIR. 48/6. madde Anayasamızın Hakların Özüne Dokunulamayacağını düzenleyen 10/1 maddesine aykırı düzenlenmiştir.
2- Alkollü olan bir kişinin vasıtayı tehlikeli sevkettiğinin bilimsel açıdan tespit edilmesi gerekmektedir. Bunun yolu da tıbbi donelerin kullanılmasıdır. Kandaki alkol miktarının tespiti yeterli olmayıp psikolog denetiminde gerekli tıbbi testlerin yapılarak vasıtayı tehlikeli kullanıp kullanmadığının kesin olarak belirlenmesi gerekir. Suç unsurlarını tespit eden yasa maddesi bu hususları açıkça düzenlemesi gerekir. Halbuki 48/Son maddesinde alkol ...tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullan ile diğer usul ve esasların yönetmelikte gösterileceğini öngörmektedir. İDARİ KARAR İLE SUÇ OLUŞTURULMUŞTUR. Bu hüküm de suçun oluşumunu yönetmelik düzenlemeye yetkili idareye bırakmış olmaktadır. TCK 2/2. maddesinde idarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza konamaz hükmü yer almaktadır. Bu yönü ile de, Anayasamızın Yasama Yetkisinin Devredilmeyeceğini düzenleyen 7/1. maddesine aykırı düzenlenmiştir.
3- Bu düzenleme karşısında 1,00 promil alkol altında alkol alıp vasıtayı tehlikeli kullanacak şekilde sarhoş olduğu halde TCK 179. maddesinden kamu davası açılmayıp, 1,01 promil alkol alıp herhangi bir kazaya karışmamış, trafik kuralı ihlali yapmayan, aracı tehlikeli kullandığına dair hiçbir delil olmayan kişi hakkında kamu davası açılarak cezalandırılması da Anayasamızın Eşitlik ilkesini düzenleyen 10/1. maddesine ay kın olacaktır.
4- Gün geçtikçe yazılı ve görsel basında çıkan haberlerde, hayatında hiç alkol kullanmayan sevkettiği otobüs ile İzmir’den Çorum’a giderken Afyon Emirdağ’a geldiğinde alkol tespiti yapıldığında 0,30 promil alkol tespit edilen sürücüye 727,00 TL idari para cezası verilip hakkında TCK 179/3 maddesinden kamu davası açıldıktan sonra, hayatında hiç alkol kullanmadığını kabul ettirerek Emirdağ Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27/04/2015 tarihli karan ile idari para cezasının iptal edildiği gibi hiç alkol almadığı halde, 3 adet portakal yiyen kişinin kanında 0,30 promil alkol çıkacağının rivayet edildiği, polis ekiplerine dağıtılan alkol tespit cihazlarının her ölçümde sıfırlanması gerektiği, aksi taktirde bir önceki ölçümün sonucunu verdiği, hatta ölçüm yapılan kişinin alkol miktarını bir Önceki yapılan ölçüm sonucuna ilave ederek gösterdiği, bazı cihazların arızalı olmakla, olduğundan yüksek sonuçlar gösterdiği herkesçe konuşulan, bilinen husus olmakla alkol alan kişinin aracı tehlikeli şekilde kullanıp kullanmadığının ya da kullanıp kullanmayacağının bilimsel olarak tıbbi yöntemler ile tespit edilmesi yasa tarafından düzenlenmesinin önemini açıkça ortaya koyduğu halde, bunun idari makamlarınca düzenlenmesi gereken yönetmelik yolu ile düzenlenmesi dahi 2918 sayılı Yasa’nın 48/6. ve Son fıkralarının iptalini zorunlu kılmakla; onaylı dosya sureti eklice gönderilmiştir.
Sonuç olarak:
2918 sayılı Yasa’nın 48/6 ve Son fıkraları 2709 sayılı Anayasamızın, Yasama Yetkisinin Devredilmezliğini düzenleyen 7/1, Kanun Önünde Eşitliği düzenleyen 10/1, Hakların Özüne Dokunulmayacağım düzenleyen 13/1 maddelerine aykırı olduğu düşüncesi ile iptali için AY 152/1 maddesi uyarınca gereği bilgilerinize sunulur.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı :2017/88
Karar Sayısı : 2017/65
Karar Tarihi: 15.3.2017
R.G.Tarih-Sayısı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 24.5.2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen 48. maddesinin altıncı ve ondördüncü fıkralarının, Anayasa’nın 7., 10. ve 13. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan açılan kamu davasında, itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un itiraz konusu kuralların yer aldığı 48. maddesi şöyledir:
“Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı:
Madde 48- (Değişik : 24/5/2013 - 6487/19 md.)
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılır.
Kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde, ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulması zorunludur. Teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücüler, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır. Bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümleri, beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanır.
Trafik kazası sonucunda kişinin ölmesi veya teknik cihaza üfleyemeyecek kadar yaralanmış olması hâlinde, üçüncü fıkra hükümlerine göre bu kişilerden kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır.
Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 0.21 olarak uygulanır. Alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri her seferinde beşer yıl süreyle geri alınır. Sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen süreler, geçici alma süresinin bitiminde başlar.
Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde aldığı tespit edilen sürücülere 3.600 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi beş yıl süreyle geri alınır. Bu kişiler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır.
Sürücünün uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığından şüphe edilmesi hâlinde 5271 sayılı Kanunun adli kolluğa ilişkin hükümleri uygulanır.
Alkollü olarak araç kullanması nedeniyle son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde sürücü belgeleri ikinci defa geri alınan sürücüler Sağlık Bakanlığınca, usul ve esasları İçişleri, Millî Eğitim ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine; üç veya üçten fazla geri alınan sürücüler ise psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar.
Sürücü belgelerinin geçici geri alma işlemleri bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler tarafından yapılır.
Bu madde hükümlerine göre geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi için; ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla bu Kanun hükümlerine göre verilmiş olan idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olması; uyuşturucu veya uyarıcı madde alması nedeniyle sürücü belgesi geri alınanların ayrıca sürücü olmasında sakınca bulunmadığına dair resmi sağlık kurumlarından alınmış sağlık kurulu raporunun ibraz edilmesi şarttır.
Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esaslar yönetmelikte gösterilir.”
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı ve ekleri, Raportör Aydın AYGÜN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra görüşülüp düşünüldü:
2. Başvuran Mahkeme, 2918 sayılı Kanun’un 6487 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen 48. maddesinin altıncı ve ondördüncü fıkralarının iptalini talep etmiştir.
3. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin dördüncü fıkrasında, “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.”; 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
4. 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 24.5.2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen 48. maddesinin altıncı fıkrasına yönelik itiraz başvurusu, Anayasa Mahkemesinin 5.3.2015 tarihli ve E.2014/124, K.2015/24 sayılı kararıyla esastan reddedilmiş ve bu karar 12.6.2015 tarihli ve 29384 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
5. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek verilen ret kararından sonra aynı kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için, önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 12.6.2015 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
6. Açıklanan nedenlerle, Kanun’un 48. maddesinin altıncı fıkrasına yönelik itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince esas incelemeye geçilmeksizin reddi gerekir. 7. Öte yandan Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Kanun’un 40. maddelerine göre, bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve görevine giren bir dava bulunması ve iptali istenen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde ve davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
8. Kanun’un 48. maddesinin itiraz konusu ondördüncü fıkrasında, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esasların yönetmelikte gösterileceği düzenlenmektedir.
9. Bakılmakta olan davada sanığa yüklenen suç, alkollü araç kullanması nedeniyle trafik güvenliğinin tehlikeye sokulması suçudur. Bu nedenle, alkol, uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak olan teknik araçların sahip olacağı asgari özelliklerinin nasıl belirlenmesi gerektiğini düzenleyen Kanun’un 48. maddesinin ondördüncü fıkrası bakılmakta olan davada uygulanacak kural niteliğinde değildir.
10. Açıklanan nedenlerle, Kanun’un 48. maddesinin ondördüncü fıkrasına yönelik başvurunun da Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
III- HÜKÜM
13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 24.5.2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen 48. maddesinin;
A- Altıncı fıkrasının iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE,
B- Ondördüncü fıkrasının, itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu fıkraya ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
15.3.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan Zühtü ARSLAN
Başkanvekili Burhan ÜSTÜN
Başkanvekili Engin YILDIRIM
Üye Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye Serruh KALELİ
Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye Recep KÖMÜRCÜ
Üye Nuri NECİPOĞLU
Üye Hicabi DURSUN
Üye Celal Mümtaz AKINCI
Üye Muammer TOPAL
Üye M. Emin KUZ
Üye Hasan Tahsin GÖKCAN
Üye Kadir ÖZKAYA
Üye Rıdvan GÜLEÇ
Üye Recai AKYEL
Üye Yusuf Şevki HAKYEMEZ