ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2015/72
Karar Sayısı : 2016/44
Karar Tarihi : 26.5.2016
R.G. Tarih – Sayı :
21.9.2016 - 29834
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay
Onüçüncü Dairesi
İTİRAZIN KONUSU: 11.6.2010
tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem
Kanunu’nun 31. maddesinin (8) numaralı fıkrasında yer alan “…veya
yetkilendirilmiş veteriner hekim…” ibaresinin, Anayasa’nın 2. ve 128.
maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına
karar verilmesi talebidir.
OLAY: Yetkilendirilmiş veteriner hekim çalıştırılması hizmet alımına
ilişkin ihale işleminin iptali talebiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın
Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptali için
başvurmuştur.
I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu ibareyi de içeren 31. maddesi şöyledir:
“Resmî kontroller, itiraz hakkı ve resmî sertifikalar
MADDE 31- (1) Resmî kontroller,
uygun sıklıkta, tarafsız, şeffaf ve meslekî gizlilik ilkelerine uygun olarak
risk esasına göre, ön bildirim gereken hâller dışında, önceden haber
verilmeksizin gerçekleştirilir. Bu kontroller, izleme, gözetim, doğrulama,
tetkik, denetim, numune alma ve analiz gibi uygulamaları da kapsar. Kontroller,
Bakanlıkça kontrol yetkisi verilen personel tarafından gerçekleştirilir.
Üretim, işleme ve dağıtım aşamalarında hangi meslek mensuplarının hangi resmî
kontrollerden sorumlu olduğu Ek-2’de belirtilmiştir.
(2) Resmî kontrollerde, ilgili meslek alanlarında eğitim
alan tekniker, teknisyen ve yardımcı sağlık personeli, kontrol yetkisi verilen
personele yardımcı olmak üzere görev alabilir.
(3) Kontrol görevlisi, Bakanlık adına bu Kanun hükümleri
doğrultusunda resmî kontrolleri yapmak, kontrol sonucuna göre, her türlü
etkiden ve çıkar ilişkisinden uzak, tarafsız, objektif ve bağımsız olarak karar
almak zorundadır. Kontrol görevlisi, bu Kanunla kendisine verilen yetkiler
çerçevesinde, bu Kanunda öngörülen idarî yaptırımları uygulamaya yetkilidir.
Kontrol görevlisi, bu Kanun kapsamındaki her yere kontrol amacıyla girebilir ve
numune alabilir. Alınan numuneler için herhangi bir bedel ödenmez. İlgililer
resmî kontroller sırasında gerekli olan her türlü yardım ve kolaylığı sağlamakla
yükümlüdür.
(4) İlgililer, resmî kontrol ve denetim sonuçları hakkında,
tebligat yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde Bakanlığa itiraz etme
hakkına sahiptir. Ürünün kalan raf ömrü yedi günden az olan gıdalar,
mikrobiyolojik incelemeler ve ürün miktarının şahit numunenin analizinin
yapılabilmesi için yetersiz olduğu durumlarda analiz sonucuna itiraz edilemez.
İtirazdan kaynaklanan masraflar ilgililer tarafından karşılanır.
(5) Bu Kanun kapsamında öngörülen gıda kontrolü ile ilgili
düzenlemeler, gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bu işle iştigal eden
işyerleri için de uygulanır.
(6) Bakanlık, uygun gördüğü hâllerde yapılan kontroller sonucunda
sahip olduğu bilgileri, kamuoyunun bilgisine sunabilir. Ancak, iç hukuk ve
uluslararası hukuk ile güvence altına alınan, gizli soruşturma ve sürmekte olan
adlî ve idarî işlemler, kişisel bilgiler, meslek sırları, gizli müzakereler,
uluslararası ilişkiler ve ulusal savunma ile ilgili bilgiler kamuoyuna
sunulamaz.
(7) Veteriner ve bitki sağlık sertifikaları ile Bakanlıkça
belirlenen diğer sertifikalara ilişkin esaslar, iş ve işlemler ile sertifika
modelleri Bakanlıkça belirlenir.
(8) Bakanlık, kesimhanelerde, kesim öncesi ve sonrası muayeneler
ile et parçalama işlemi yapılan yerlerde muayeneleri ve diğer resmî kontrolleri
yapmak üzere, resmî veteriner hekim veya yetkilendirilmiş veteriner
hekim görevlendirir.
(9) Bakanlık, yıllık ve çok yıllık ulusal kontrol planlarını
hazırlar, belirlenen canlı hayvan ve hayvansal ürünler ile diğer ürünlerde,
katkı, kalıntı, bulaşan veya istenmeyen maddeler için izleme programları
uygular ve her yılın sonunda kontrollere ilişkin yıllık rapor düzenler.
(10) Bakanlık, bu Kanun kapsamındaki kamu hizmetlerinin
gerektirdiği asli ve sürekli görevler hariç olmak üzere, uygun göreceği görev
ve yetkiler için kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları, gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri, birlikler,
kooperatifler, vakıf ve üniversiteler ile işbirliği yapabilir. Bunlardan,
Bakanlıkça belirlenen şartlara sahip olanlara, bu görev ve yetkilerin tamamı
veya bir kısmı tamamen veya kısmen devredebilir veya hizmet alımı yolu ile
yerine getirebilir. Bakanlık, devir yaptığı kuruluşları denetler. Bakanlıkça
yapılan denetim sonucunda devredilen görev ve yetkilerin yürütülmesinde
yetersizlik veya eksikliğin tespiti hâlinde Bakanlık devri iptal eder veya
eksikliklerin kısa bir süre içinde giderilmesini talep edebilir. Bakanlık,
eksikliklerin giderilmemesi durumunda devredilen görev ve yetkileri iptal eder.
Bu fıkranın uygulanmasından doğan tüm masraflar sorumlular tarafından
üstlenilir.
(11) Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir.”
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca,
Zühtü ARSLAN, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi
DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan
Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA ve Rıdvan GÜLEÇ’in katılımlarıyla 3.9.2015
tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından
işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme
aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III- ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Mücahit
AYDIN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun
hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Anlam ve Kapsam
3. Kanun’un 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bu Kanun’un,
gıda, gıda ile temas eden madde ve malzeme ile yemlerin üretim, işleme ve
dağıtımının tüm aşamalarını, bitki koruma ürünü ve veteriner tıbbî ürün
kalıntıları ile diğer kalıntılar ve bulaşanların kontrollerini, salgın veya
bulaşıcı hayvan hastalıkları, bitki ve bitkisel ürünlerdeki zararlı
organizmalar ile mücadeleyi, çiftlik ve deney hayvanları ile ev ve süs
hayvanlarının refahını, zootekni konularını, veteriner sağlık ve bitki koruma
ürünlerini, veteriner ve bitki sağlığı hizmetlerini, canlı hayvan ve ürünlerin
ülkeye giriş ve çıkış işlemlerini, bu konulara ilişkin resmî kontrolleri ve
yaptırımları kapsadığı ifade edilmiştir.
4. Kanun’un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (52) numaralı
bendinde, bu Kanun’un uygulanmasında “resmi kontrol”ün, Kanun
kapsamındaki faaliyetlerin Kanun hükümlerine uygunluğunun doğrulanması için,
kontrol görevlilerinin, verilen yetki çerçevesinde gerçekleştirdikleri izleme,
gözetim, denetim, muayene, karantina, numune alma, analiz ve benzeri
kontrolleri ifade ettiği belirtilmiştir. 31. maddenin (1) numaralı fıkrasında
ise resmi kontrollerin, uygun sıklıkta, tarafsız, şeffaf ve meslekî gizlilik
ilkelerine uygun olarak risk esasına göre, ön bildirim gereken hâller dışında,
önceden haber verilmeksizin Bakanlıkça kontrol yetkisi verilen personel
tarafından gerçekleştirileceği, (3) numaralı fıkrasında da kontrol
görevlisinin, Bakanlık adına Kanun hükümleri doğrultusunda resmî kontrolleri
yapmak, kontrol sonucuna göre, her türlü etkiden ve çıkar ilişkisinden uzak,
tarafsız, objektif ve bağımsız olarak karar almak zorunda olduğu ve Kanun’la
kendisine verilen yetkiler çerçevesinde, Kanun’da öngörülen idarî yaptırımları
uygulamaya yetkili olduğu düzenlenmiştir.
5. Kanun’un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (81) numaralı
bendinde, “yetkilendirilmiş veteriner hekim”, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’nda görevli veteriner hekimler dışında, verilecek resmî görevleri
yürütmek üzere Bakanlık tarafından yetki verilen veteriner hekim olarak
tanımlanmıştır. 31. maddenin (8) numaralı fıkrasında da Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı tarafından kesimhanelerde, kesim öncesi ve sonrası
muayeneler ile et parçalama işlemi yapılan yerlerde muayeneleri ve diğer resmî
kontrolleri yapmak üzere, resmî veteriner hekim veya yetkilendirilmiş veteriner
hekim görevlendirilmesi öngörülmüş olup fıkrada yer alan “…veya
yetkilendirilmiş veteriner hekim…” ibaresi itiraz konusu kuralı
oluşturmaktadır.
B- İtirazın Gerekçesi
6. Başvuru kararında özetle, itiraz konusu kuralda Bakanlık
tarafından kesimhanelerde kesim öncesi ve sonrası muayeneler ile et parçalama
işlemi yapılan yerlerde muayeneleri ve diğer resmi kontrolleri yapmak üzere
yetkilendirilmiş veteriner hekim görevlendirilmesinin öngörülmesine karşın
Kanun’da yetkilendirilmiş veteriner hekimlerin nasıl görevlendirileceğine ve
yetkilendirileceğine ilişkin bir belirlilik bulunmadığı, gıda güvenilirliğinin
denetlenmesinin halk sağlığı açısından büyük önem taşıdığı ve bir kısım idari
tedbir ve yaptırımlar uygulamayı da içeren resmi kontrol görevinin idarenin
kolluk faaliyeti içinde yer aldığı, dolayısıyla bu hizmetlerin genel idare
esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevler kapsamında olduğu
ve memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülmesi gerektiği belirtilerek
kuralın, Anayasa’nın 2. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
C- Anayasa’ya Aykırılık
Sorunu
7. Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel
ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Belirlilik ilkesi, hukuksal
güvenlikle bağlantılı olup bireyin, kanundan, belirli bir kesinlik içinde,
hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun
bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini verdiğini bilmesini
zorunlu kılmaktadır. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri
öngörebilir ve davranışlarını ayarlar.
8. Belirlilik ilkesi, yalnızca yasal belirliliği
değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği de ifade etmektedir. Yasal
düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi
niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla, mahkeme içtihatları ve
yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Hukuki
belirlilik ilkesinde asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya
çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde öngörülebilir olmasıdır.
9. Anayasa’nın 128. maddesinin birinci fıkrasında, “Devletin,
kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare
esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği
aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle
görülür.” denilmektedir. Anayasa’nın 128. maddesi anlamında bir
kamu hizmetinden söz edilebilmesi için; söz konusu hizmetin Devlet, kamu
iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin yürütmekle yükümlü olduğu
kamu hizmeti olması, bu kamu hizmetinin “genel idare esasları”na göre
yürütülmesi ve görevin “asli ve sürekli” nitelikte olması gerekmektedir.
10. Anayasa Mahkemesi’nin, E.1990/12, K. 1991/7 sayılı kararında
belirtildiği üzere, “devletin kamu gücünün, emretme yetkisinin
kullanılması, genel idare esaslarına göre yürütülecek hizmetlerin
belirlenmesinde gözönünde bulundurulması gereken hususlardan”dır. İdari
tedbir ve yaptırım uygulama gibi icrai işlemler Devletin emretme yetkisinin
kullanılması kapsamında olup genel idare esaslarına göre memurlar veya diğer
kamu görevlileri tarafından yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevlerdendir.
11. Gıda
güvenliğinin sağlanması çerçevesinde kesimhanelerde ve et parçalama işlemi
yapılan yerlerde gerçekleştirilecek muayene, kontrol ve denetim
hizmetlerinin, “idari kolluk” faaliyetleri kapsamında Devletin
görevleri arasında yer aldığı ve kamu hizmeti niteliği taşıdığı
kuşkusuzdur. Bununla beraber, bu kapsamdaki hizmetlerin, asli yetki ve
sorumluluk ile idari yaptırım uygulama yetkisi idarede kalmak üzere özel
kişilerce yerine getirilmesinin öngörülmesi; bu hizmetlerin özel kişilere nasıl
gördürüleceğinin, bu hizmetlerin kapsamının, denetiminin ve bu hizmeti görecek
olanların sorumluluğunun açık ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanunla
düzenlenmesi koşuluyla kanun koyucunun takdir yetkisindedir.
12. İtiraz konusu kuralda, kesimhanelerde kesim öncesi ve sonrası
muayeneler ile et parçalama işlemi yapılan yerlerde muayeneleri ve diğer resmi
kontrolleri gerçekleştirmek üzere yetkilendirilmiş veteriner hekim
görevlendirilebileceği öngörülmüştür.
13. Resmi kontrollerin kapsamı ve kontrol esasları da, Kanun’un
31. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş, maddenin (10) numaralı fıkrasında
da Bakanlığın bu Kanun kapsamındaki görev ve yetkilerini işbirliği, yetki devri
ve hizmet alımı yoluyla yerine getirebileceği belirtilmiştir. Buna göre
Bakanlık, Kanun kapsamındaki kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevler hariç olmak üzere, uygun göreceği görev ve yetkiler için kamu kurum ve
kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, gerçek kişiler, özel
hukuk tüzel kişileri, birlikler, kooperatifler, vakıf ve üniversiteler ile
işbirliği yapabilecek; bunlardan, Bakanlıkça belirlenen şartlara sahip
olanlara, bu görev ve yetkilerin tamamı veya bir kısmını tamamen veya kısmen
devredebilecek veya hizmet alımı yolu ile yerine getirebilecektir.
14. Yetkilendirilmiş
veteriner hekimlerin kontrol görevlisi kapsamında değerlendirilebilecekleri
açık olmakla birlikte, görevlendirme usul ve esaslarına ilişkin özel bir
düzenleme bulunmadığından sahip oldukları yetkiler konusunda bir belirlilik
bulunmamaktadır. Bu bağlamda, itiraz konusu kuralın ve kuralın yer aldığı
maddenin bir bütün olarak incelenmesinden, yetkilendirilmiş veteriner
hekimlerin Kanun’un 31. maddesinin (10) numaralı fıkrası kapsamında
değerlendirilip değerlendirilmeyeceği belirli olmayıp, Devletin temel
görevlerinden biri olan gıda güvenliğinin sağlanması çerçevesinde
yetkilendirilmiş veteriner hekimlere gördürülecek denetim ve kontrol
hizmetlerinin kapsamının ve sınırlarının belirsiz olduğu anlaşılmaktadır. Bu
nedenle kural, belirlilik ilkesini ihlal etmekte ve bu belirsizlik itiraz
konusu kuralın Anayasa’nın 128. maddesi yönünden incelenmesini olanaksız
kılmaktadır.
15. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
16. Serdar ÖZGÜLDÜR ile
Serruh KALELİ bu sonuca farklı gerekçeyle katılmışlardır.
IV- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
17. Başvuru kararında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olduğu ve uygulanması durumunda giderilmesi güç ya da olanaksız zararlar
doğacağı belirtilerek yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talep
edilmektedir.
18. 11.6.2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri,
Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 31. maddesinin (8) numaralı fıkrasında
yer alan “…veya yetkilendirilmiş veteriner hekim…” ibaresine
yönelik iptal hükmünün yürürlüğe girmesinin
ertelenmesi nedeniylebu ibareye ilişkin yürürlüğün durdurulması
talebinin REDDİNE, 26.5.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V- İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
19. Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Kanun,
kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede
yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216
sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural
tekrarlanarak, Mahkemenin gerekli gördüğü hâllerde, Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi, bir yılı geçmemek
üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.
20. 11.6.2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner
Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 31. maddesinin (8) numaralı
fıkrasında yer alan “…veya yetkilendirilmiş veteriner hekim…” ibaresinin
iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal
edecek nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla
6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince
iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay
sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VI- HÜKÜM
11.6.2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki
Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 31. maddesinin (8) numaralı fıkrasında yer
alan “…veya yetkilendirilmiş veteriner hekim…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün,Anayasa’nın 153. maddesinin
üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası
gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY SONRA
YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, 26.5.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer
TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
DEĞİŞİK GEREKÇE
“Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce (TBMM) 11.6.2010 tarih ve 5996 sayılı
Kanun olarak kabul edilmiş ve 13.6.2010 tarih ve 27610 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu Kanun’un 31. maddesinin (8) numaralı fıkrasında yer alan “…veya
yetkilendirilmiş veteriner hekim…” “Et parçalama işlemi yapılan yerler”
yönünden ibaresinin Kanun Tasarı’nda yer almadığı ve bu düzenlemenin
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nca (Alt Komisyonca
önerilip bu komisyonca benimsenmiş) Tasarı metnine eklendiği
anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 88. maddesinde “Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve
milletvekilleri yetkilidir.
Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir.” denilmektedir. Anayasa’nın
88. maddesinin birinci fıkrasının ihlâli sonucu bir yasalaştırma söz konusuysa,
bu konudaki ihlâl Anayasa’nın 148. maddesi anlamında bir “şekil sakatlığı”na
değil, doğrudan 88. maddesine aykırı düşer ve yapılacak anayasal denetimin,
“şekil bakımından” değil, “esas bakımından” söz konusu olması gerekir. 88.
maddenin ikinci fıkrasındaki “Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir” hükmünün de,
bu açıklama çerçevesinde yorumlanması ve bu düzenlemenin aynı maddenin birinci
fıkrasındaki anayasal hüküm doğrultusunda anlaşılması ve hüküm ifade etmesi
gerekir. Yani, birinci fıkraya aykırı bir durum söz konusu ise artık ortada
doğrudan bir Anayasa ihlâli söz konusu olacak ve Anayasa’nın bu hükmünün bir
tekrarından ibaret olan TBMM İçzüğü’nün 35. maddesinin ihlâli nedeniyle,
Anayasa’nın 148. maddesinde belirtilen (ve son oylamaya ilişkin olmadığından
kanunun iptalini gerektirmeyen) bir şekil sakatlığından ve şekil denetiminden
değil; 88. maddenin birinci fıkrasının ihlâli sonucu esası ilgilendiren bir
sakatlıktan ve esas denetimden söz edilebilecektir.
Davanın somutu ile ilgili olarak düzenleme öngören TBMM
İçtüzüğü’nün “Komisyonların yetkisi, toplantı yeri ve zamanı” başlıklı 35.
maddesinin ilgili bölümleri şöyledir: “Komisyonlar, kendilerine havale edilen
kanun tasarı ve/veya tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya
reddedebilirler; birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilirler
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca kendilerine ayrılan salonlarda
toplanırlar.
Ancak, komisyonlar, 92 nci maddedeki özel durum dışında kanun
teklif edemezler, kendilerine havale edilenler dışında kalan işlerle
uğraşamazlar. Başkanlık Divanının kararı olmaksızın Genel Kurulun toplantı
saatlerinde görüşme yapamazlar ve kanun tasarı ve tekliflerini bölerek ayrı
ayrı metinler halinde Genel Kurula sunamazlar…”
İçtüzüğün 35. maddesinin yukarıdaki açık metninden de açıkça
anlaşılacağı üzere, komisyonların kendilerine havale edilen kanun tasarı ve
tekliflerini görüşme yetkileri sınırlandırılmış olup, komisyonların İçtüzüğün
92 nci maddesindeki özel durum dışında (genel veya özel af ilanını içeren kanun
tasarı ve teklifleri) kanun teklif etme yetkileri yoktur.
Yukarıda belirtilen kural “Et parçalama işlemi yapılan yerler”
yönünden Tasarı metninde yer almadığı halde, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu’nca metne ilave edilerek kanunlaştırıldığından; kuralın Anayasa’nın
88. maddesinin birinci fıkrasına (dolayısıyla da bu hükmün açıklanması
mahiyetinde bulunan TBMM İçtüzüğü’nün 35 inci maddesine) açıkça aykırı
düşmektedir.
Anayasa’nın 88. maddesinin birinci fıkrasının açık âmir hükmü
karşısında, TBMM İçtüzüğü’nün 87 nci maddesi gerekçe gösterilerek, görüşülmekte
olan bir tasarı veya teklifin konusu olmayan “başka” kanunlarda ek ve
değişiklik getiren “yeni bir kanun teklifi mahiyetindeki” değişikliklerin
“Genel Kurul” tarafından da yapılamayacağı açıktır.
Anayasa’nın 148. maddesindeki “Kanunların şekil bakımından
denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı…
hususları ile sınırlıdır…” hükmünün de bu belirlemeye etkisinin olamayacağı
kuşkusuzdur. Gerçekten, 88 nci maddenin birinci fıkrasına açıkça aykırı bir
yasama faaliyeti sözkonusu olduğundan, Genel Kurulca öngörülen çoğunlukla
yapılacak bir “son oylama”nın belirtilen Anayasa’ya aykırılığı düzelteceği
kabul edilemez. Ancak 88 inci maddenin birinci fıkrasına uygun bir yasama
faaliyeti içerisinde 148 inci maddedeki “şekil denetimi” kuralı işletilebilir.
Davanın somutunda ise yukarıda açıklandığı üzere, aksi yönde bir yasama
faaliyeti bulunduğu görüldüğünden; 148 inci maddenin bu davanın somutunda
uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır. (Bu konudaki bir inceleme için bkz.: Torba
Yasalar ve Yasama sürecindeki İçtüzük Hükümlerinin Şekil Denetimi Sorunu, Hıfzı
DEVECİ, TBB Dergisi, 2015 (117) s. 55-90)
Esasen Anayasa Mahkemesinin 25.12.2008 tarih ve E.2008/71,
K.2008/183 sayılı kararına (RG 9.4.2009, Sayı:27195) konu iptal davası
başvurusunun içeriğinden de, bu şekildeki bir uygulamanın TBMM İçtüzüğü’nün 35.
maddesine aykırı düştüğünün TBMM Başkanlığınca saptandığı ve ilgili komisyona
kabul edilen tasarı metninin iade edilmesine karşılık, ilgili komisyonca iade
edilen tasarı metninin yeniden bir üst yazı ile Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere TBMM Başkanlığına geri gönderildiği ve akabinde yasalaştığı
anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; anılan kuralın Anayasa’nın 88. maddesine
aykırı düşmesi nedeniyle iptali gerektiği kanaatine vardığımızdan; çoğunluğun
iptal kararına bu gerekçeyle katılmıyoruz.
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|