ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2014/140
Karar Sayısı : 2015/85
Karar Tarihi : 8.10.2015
Resmi Gazete Tarih-Sayısı :
24.11.2015-29542
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Çankırı
1. Asliye Ceza Mahkemesi (E.2014/140, E.2014/141)
İTİRAZLARIN KONUSU: 26.9.2004
tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin;
1- (1) numaralı fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş
olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;." bölümünün,
fıkranın (b) bendinde yer alan ".seçilme ehliyetinden." ibaresi
yönünden,
2- (1) numaralı fıkrasında yer alan ".hapis cezasına."
ibaresinin, fıkranın (b) bendi yönünden,
3- (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "Seçme
ve." ve ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibarelerinin,
4- (2) numaralı fıkrasının, aynı maddenin (1) numaralı fıkrasının
(b) bendi yönünden,
5- (4) numaralı fıkrasında yer alan "Kısa süreli hapis
cezası ertelenmiş veya." ibaresinin, aynı maddenin (1) numaralı fıkrasının
(b) bendi yönünden,
Anayasa'nın 2., 10., 11., 12., 13., 66., 67., 68., 69., 70., 71.,
72., 73., 74., 76. ve 101. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek
iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Sanıklar hakkında hırsızlık ve yaralama suçlarından dolayı
açılan kamu davalarında, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu
kanısına varan Mahkeme iptalleri için başvurmuştur.
I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun'un itiraz konusu kuralları da içeren 53. maddesi şöyledir:
"Madde 53- (1) Kişi,
kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu
olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin
üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya
Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan
kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve
hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer
siyasi hakları kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette
bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti
tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında
serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç
dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu
hakları kullanamaz.
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen
hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri
açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası
ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak
yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili
işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra
hükmü uygulanmaz.
(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye
kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet
halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın
yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına
karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle
işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde,
hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin
kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya
konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından
itibaren işlemeye başlar.
(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin
gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen
taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak
üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin
geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün
kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren
işlemeye başlar."
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Serruh KALELİ,
Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ,
Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Erdal TERCAN,
Muammer TOPAL, Zühtü ARSLAN, M. Emin KUZ ve Hasan Tahsin GÖKCAN'ın
katılımlarıyla 11.9.2014 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantılarında,
dosyalarda eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE
karar verilmiştir.
III- BİRLEŞTİRME KARARI
2. 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53.
maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş
olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu
olarak" bölümünün ve (2) numaralı fıkrasının, (1) numaralı
fıkranın (b) bendinde yer alan ".seçilme ehliyetinden."
ibaresi yönünden iptallerine karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz
başvurusuna ilişkin davanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle E.2014/140
sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, E.2014/141 sayılı dosyanın esasının
kapatılmasına, esas incelemenin E.2014/140 sayılı dosya üzerinden
yürütülmesine, 8.10.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
3. Başvuru kararları ve ekleri, Raportör Hakan ATASOY tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükümleri, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Kanun'un 53. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasında Yer Alan "Kişi,
kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu
olarak" Bölümünün, Fıkranın (b) Bendinde Yer Alan ".seçilme
ehliyetinden." İbaresi Yönünden İncelenmesi
1- İtirazın Gerekçesi
4. Başvuru kararında özetle, Anayasa'nın 76. maddesinin (2)
numaralı fıkrasında taksirli suçlar hariç olmak üzere, bir yıl veya daha fazla
hapis cezasına hükmedilenlerin affa uğramış olsalar bile milletvekili
seçilemeyeceğinin ifade edildiği, itiraz konusu kuralın seçilme ehliyeti
yönünden Anayasa'daki düzenlemeye uygun olmadığı, Kanun'un 49. maddesinin (1)
numaralı fıkrasına göre hapis cezasının asgari haddinin Kanun'da aksi
belirtilmeyen hâllerde bir ay olduğu, bu düzenleme karşısında kişilerin bir
yıldan az hapis cezasına mahkûmiyetleri hâlinde dahi seçilme ehliyetinden
yoksun bırakılabilecekleri belirtilerek kuralın, Kanun'un 53. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ".seçilme ehliyetinden."
ibaresi yönünden Anayasa'nın 11., 12., 13., 67., 76. ve 101. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
5. İtiraz konusu kural ile kişilerin kasten işlemiş oldukları
suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak seçilme
ehliyetinden yoksun bırakılmaları öngörülmüştür.
6. Anayasa'nın, seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma
haklarını düzenleyen 67. maddesinin birinci fıkrasında, "Vatandaşlar,
kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak
veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına
katılma hakkına sahiptir." milletvekili seçilme yeterliğini düzenleyen
76. maddesinin ikinci fıkrasında da "En az ilkokul mezunu olmayanlar,
kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu
hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla
hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp,
rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı
iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara
fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, (Değişik ibare: 27.12.2002 -
4777/1 md.) terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik
suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili
seçilemezler." hükmü yer almaktadır.
7. Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasından, kişilerin
seçilme ehliyetinden yoksun bırakılabilmesi için, mahkûm olunan suçun kasten
işlenmiş ve hapis cezasını gerektiren bir suç olmasının yeterli görüldüğü
anlaşılmaktadır. Kanun'un 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, süreli hapis
cezasının kanunda aksi belirtilmeyen hâllerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla
olamayacağı ifade edilmiştir. Bu durumda kasten işlenen suç nedeniyle
hükmedilen bir yıldan az hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde de seçilme
ehliyetinden yoksunluk söz konusu olabilecektir. Oysa Anayasa'nın 76.
maddesinin ikinci fıkrasında, belirli suçlardan hüküm giymiş olanların affa
uğramış olsalar bile milletvekili seçilemeyecekleri belirtilmekle birlikte, bu
kapsamda yer almayan suçlar yönünden de taksirli suçlar hariç bir yıl veya daha
fazla hapis cezasına hüküm giymiş olanların milletvekili seçilemeyecekleri
kabul edilmiştir. Bir başka deyişle, Anayasa'nın 76. maddesinde sayılan suçlar
dışında taksirli suçlar hariç toplam bir yıldan az hapis cezasına mahkûm olma
hâli, milletvekili seçilmeye engel bir durum olarak öngörülmemiştir.
8. Bu nedenle, kişilerin kasten işlemiş oldukları suçtan dolayı
bir yıldan az hapis cezasına mahkûm olmaları hâlinde dahi seçilme haklarından
yoksun bırakılmalarını öngören itiraz konusu kural, Kanun'un 53. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçilme ehliyeti"
yönünden Anayasa'nın 76. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
9. Kural, Kanun'un 53. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ".seçilme ehliyetinden."
ibaresi yönünden Anayasa'nın 76. maddesine aykırı görülerek iptal edildiğinden
Anayasa'nın 11., 12., 13., 67. ve 101. maddeleri yönünden ayrıca incelenmesine
gerek görülmemiştir.
B- Kanun'un 53. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasında Yer Alan
".hapis cezasına." İbaresinin, "Seçme ve seçilme
ehliyetinden..." İbaresi Yönünden İncelenmesi
1- İtirazın Gerekçesi
10. Başvuru kararında özetle, Anayasa'nın 76. maddesinin ikinci
fıkrasında hırsızlık suçundan mahkûm olanların, cezanın türü ve miktarı ne
olursa olsun milletvekili seçilemeyecekleri belirtilmiş olmasına rağmen, itiraz
konusu ibare nedeniyle hırsızlık suçundan para cezasına mahkûm olan ya da hapis
cezası seçenek yaptırımlara çevrilenlere Kanun'un 53. maddesinin
uygulanmayacağı, dolayısıyla bu kişilerin seçilme ehliyetinden yoksun
bırakılmamış olacakları belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 10., 11. ve 76. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
11. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un 43. maddesi uyarınca, itiraz konusu kural ilgisi nedeniyle
Anayasa'nın 13. ve 67. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
12. İtiraz konusu ibareyle, kişilerin seçme ve seçilme
ehliyetinden yoksun bırakılmalarını gerektirecek cezanın, kasten işlenen bir
suç nedeniyle mahkûm olunan hapis cezası olduğu hüküm altına alınmıştır.
13. Anayasa'nın 13. maddesinde, "Temel hak ve
hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde
belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu
sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik
Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." denilmektedir.
14. Anayasa'nın, seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma
haklarını düzenleyen 67. maddesinde, "Vatandaşlar, kanunda
gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir
siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına
sahiptir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçimler ve halkoylaması
serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına
göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan
Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir
tedbirleri belirler.
(Değişik: 17.5.1987-3361/1 md.; 23.7.1995-4121/5 md.)
Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma
haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.) Silah altında bulunan er ve
erbaşlar ile askerî öğrenciler,(Ek ibare: 3.10.2001-4709/24 md.) taksirli
suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy
kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde (Değişik ibare:
3.10.2001-4709/24 md.) oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim
emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından
tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Ek fıkra: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçim kanunları, temsilde
adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.
(Ek fıkra: 3.10.2001-4709/24 md.) Seçim kanunlarında yapılan
değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak
seçimlerde uygulanmaz. " hükmü yer almaktadır.
15. Demokratik toplumlarda temel hak ve özgürlükler yönünden
serbestlik asıl, sınırlama ise istisnadır. Anayasalar temel hak ve
özgürlüklerin hangi nedenlerle ve ne ölçüde sınırlandırılabileceğini
belirlemektedir. Bu anlamda, Anayasa'nın 13. maddesinde temel hak ve
özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin kurallara yer verilmiştir.
16. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihat hâlini alan
kararlarında belirtildiği üzere, her temel hak ve özgürlüğün doğasından
kaynaklanan sınırları da bulunmaktadır. Birlikte yaşamanın zorunlu sonucu
olarak, hak ve özgürlüklerin başkalarının aynı hak ve özgürlüklerden
faydalanmasını engelleyici, başkalarına zarar verici mahiyette kullanılmaması
gerekir. Ayrıca, Anayasa'nın başka maddelerinde yer alan kuralların da bir
diğer temel hak ve hürriyetin sınırını oluşturabilmesi mümkündür.
17. Anayasa'nın "Siyasî Haklar ve Ödevler"
başlıklı bölümünde yer alan seçme hakkı, yalnızca bir hak olmayıp aynı zamanda
bir görev olarak da belirlenmiştir. Bir halk yönetimi olan ve ulusal
egemenliği en iyi biçimde yaşama geçiren, çoğulcu, katılımcı, kurallar ve
kurumlar düzeni demokrasilerde devlet yönetiminin olmazsa olmaz
koşullarından olan seçme hakkı milli iradenin belirlenme aracıdır ve
demokrasinin en doğal ve en temel göstergesidir. Seçme hakkı, demokrasiye anlam
veren ve onu yaşama geçiren bir haktır. Bu bağlamda vatandaşların en temel
haklarından biri olan seçme hakkı, bu hakkın en geniş şekilde kullanılması olanağı
ile anlam kazanacağından Anayasa'nın ve ona uygun olarak çıkarılacak yasanın
belirleyeceği zorunlu durumlar dışında kısıtlanmaması gerekir.
18. Demokratik ülkelerde, seçme hakkına sahip olanları ve kimlerin
oy kullanabileceğini belirlemeye yönelik tercihlerde bulunma konusunda kanun
koyucunun takdir yetkisi bulunmakla birlikte, kanun koyucunun bu yetkisi
anayasayla sınırlı olup yapılacak düzenlemelerin, anayasal ilkeler ile temel
hak ve hürriyetleri ihlal etmemesi gerekir. Anayasal demokrasinin temelinde,
herkesin doğuştan ve insan olması nedeniyle sahip olduğu temel hakların
çoğunluğun iradesine rağmen korunması, bu hak ve özgürlüklerin oylama konusu
dahi yapılamaması düşüncesi yatmaktadır. Bu anlamda temel hak ve özgürlükler,
demokratik siyasi iktidarların anayasal sınırlarını oluşturmaktadır. Kanunla bu
sınırlara uyulup uyulmadığını denetleme görev ve yetkisi de hiç kuşkusuz
Anayasa Mahkemesine aittir.
19. Temel hak ve hürriyetler bakımından meşru amaçla getirilen
sınırlamalar Anayasa'nın 13. maddesinde ifade edilen kriterlere aykırı olamaz.
Bu anlamda dava konusu kurallar yönünden de kanun koyucunun, Anayasa'nın 67.
maddesi uyarınca seçme hakkının kapsamını tespit etme ve düzenleme yetkisi ile
ilgili getirdiği düzenlemelerin Anayasa'nın 13. maddesine aykırılık taşımaması
gerekir.
20. Temel hak ve özgürlükler özlerine dokunulmaksızın yalnızca
Anayasa'da öngörülen sebeplerle ve ancak kanunla sınırlanabilir.
Dokunulamayacak "öz", her temel hak ve özgürlük açısından
farklılık göstermekle birlikte kanunla getirilen sınırlamanın hakkın özüne
dokunmadığının kabulü için temel hakların kullanılmasını ciddî surette
güçleştirip, amacına ulaşmasına engel olmaması ve etkisini ortadan kaldırıcı
bir nitelik taşımaması gerekir.
21. Temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın yapılan
sınırlamalar yönünden ise bu sınırlamaların, demokratik toplum düzeninin
gerekleri ile ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Bir başka
deyişle, öze dokunan sınırlamalar, "demokratik toplum düzeninin
gerekleri" ve "ölçülülük" ilkelerine evleviyetle
aykırı olacağından, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunan sınırlamalar
yönünden "demokratik toplum düzeninin gerekleri" ve "ölçülülük" ilkeleri
bakımından ayrıca inceleme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
22. Öze dokunma yasağını ihlal etmeyen müdahaleler yönünden
gözetilmesi öngörülen "demokratik toplum düzeninin gerekleri"
kavramı, öncelikle ilgili hak yönünden getirilen sınırlamaların zorunlu ya da
istisnai tedbir niteliğinde olmalarını, başvurulabilecek en son çare ya da
alınabilecek en son önlem olarak kendilerini göstermelerini gerektirmektedir.
"Demokratik toplum düzeninin gerekleri"nden olma, bir
sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması
amacına yönelik ve ölçülü olmasını ifade etmektedir.
23. Anayasa'nın 13. maddesinde ifade edilen "ölçülülük
ilkesi", temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin
başvurularda dikkate alınması gereken bir diğer ilkedir. Demokratik toplum düzeninin
gerekleri ve ölçülülük ilkeleri, iki ayrı kriter olarak düzenlenmiş olmakla
birlikte bu iki kriter arasında sıkı bir ilişki vardır. Temel hak ve
özgürlüklere yönelik herhangi bir sınırlamanın, demokratik toplum düzeni için
gerekli nitelikte, başka bir ifadeyle öngörülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmekle birlikte, temel haklara en az müdahaleye olanak veren ölçülü
bir sınırlama niteliğinde olup olmadığının incelenmesi gerekir.
24. Ölçülülük, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanma amaçları ile
sınırlama araçları arasındaki ilişkiyi yansıtır. Ölçülülük denetimi, ulaşılmak
istenen amaçtan yola çıkılarak bu amaca ulaşılmak için seçilen aracın
denetlenmesidir. Bu sebeple, kuralın hedeflenen amaca ulaşabilmek için
elverişli, gerekli ve orantılı olup olmadığı değerlendirilmelidir.
25. Belirtilen nitelikleri gereği, Anayasa'nın 13. maddesinde yer
alan ve aralarında sıkı bir ilişki bulunan, "temel hak ve hürriyetlerin
özü", "demokratik toplum düzeninin gerekleri" ve
"ölçülülük ilkesi" kavramları, bir bütünün parçaları olup,
"demokratik bir hukuk devleti"nin özgürlükler rejiminde
gözetilmesi gereken temel ölçütleri oluşturmaktadır.
26. Demokratik toplum, milli iradenin belirlenme aracı olan
seçme hakkının en geniş şekilde kullanılabildiği bir düzeni gerektirir.
Demokrasilerde devlete düşen görev, bireyin genel, eşit, bireysel, gizli
ve serbest seçme hakkını kullanabilme imkânına sahip olmasını sağlamak,
özellikle de bu imkânı ortadan kaldırmaya yönelik tutumlardan kaçınmak ve bu
yönde gelebilecek olumsuz müdahaleleri engellemektir. Seçme hakkına demokratik toplum düzeni yönünden zorunlu olmadıkça Devletin
müdahale etmemesi gerekir. Bu hak meşru amaçlarla
sınırlandırılabilir ise de bu sınırlama kişilerin bu hakkını yok edecek veya
kullanılamaz hale getirecek şekilde yapılmamalıdır.
27. Demokrasilerde halkın yasalara bağlılığı olgusunun herkesi
kapsayıcı biçimde algılanması ve tanımlanması gerekir. Bunu gerçekleştiren
ilke, "genel oy" ilkesidir. Genel oy, vatandaşların
seçmen olabilme hakkını servet, eğitim, cinsiyet ve ırk bakımlarından
sınırlamayan bir seçim olgusudur. Genel oy tanımındaki "genel" sözcüğü,
seçme yeterliliğine sahip olanların oy kullanmalarını anlatır. Seçmen
yeterliliği için Anayasa ve yasalarda yer alan koşulların genel oy ilkesini
zedelemediği, seçmen olabilmek için öngörülen koşulların topluma yarar sağlamak
için konulduğu varsayılır.
28. İtiraz konusu kuralla, madde gerekçesinde belirtildiği üzere
işlediği suç nedeniyle toplumda kişiye karşı duyulan güvenin sarsılması
nedeniyle suçlu kişinin özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan
belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Kasten işlediği suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olan kişinin seçme hakkını
kullanmaktan yoksun bırakılmasının öngörüldüğü kuralın söz konusu amaca ulaşmak
için elverişli ve gerekli olduğu söylenebilir.
29. Bununla birlikte ölçülülük ilkesi gereğince, getirilen
düzenleme ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin bulunması
gerekmektedir. Orantılılık olarak da ifade edilen ölçülülüğün bu alt
ilkesi, amaca ulaşmak için gerekli olan önlemin alınmasına imkân tanımakta,
ancak amaca ulaşmak için gerekli olmayan önlemlere başvurulmasına ve ilgili
hakkın ölçüsüz bir şekilde sınırlanmasına müsaade etmemektedir. Demokratik bir
toplumda, temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamanın, bu sınırlamayla
güdülen amacın gerektirdiğinden fazla olmaması gerekir. Orantılılık ilkesi,
meşru bir amaca ulaşmak için gerekli olan sınırlayıcı araçlardan daha hafif
olanı tercih edilebilecekken daha ağır olanına başvurulmasına izin vermez.
30. Seçme hakkına sahip olan bir kimse, bu hakkını oy verme
yoluyla açığa vurur. Bu bağlamda seçme hakkının, bu hakkın pratiğe yansıtılması
şeklinde ifade edilebilecek olan oy kullanma hakkından ayrı düşünülemeyeceği
açıktır. Anayasa'nın 67. maddesinde, vatandaşların, kanunda gösterilen şartlara
uygun olarak seçme hakkına sahip olduğu, seçimlerin serbest, eşit, gizli, tek
dereceli, genel oy, açık sayım döküm esaslarına göre yargı yönetim ve denetimi
altında yapılacağı, onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşının seçme hakkına
sahip olduğu, bu hakkın kullanılmasının kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir.
Maddede ayrıca taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında
bulunan hükümlülerin oy kullanamayacağı belirtilmektedir. Düzenleme yalnızca
kasten işlenen bir suçtan dolayı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin
oy kullanamayacağını düzenlediğinden ceza infaz kurumunda bulunmayan
hükümlülerin oy kullanmaları bakımından anayasal bir engel bulunmamaktadır.
31. İtiraz konusu ibareyle getirilen düzenleme
incelendiğinde, hükümlülerin, ceza infaz kurumunda bulunup
bulunmadığınabakılmaksızın kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezasına
mahkûmiyetin, kişinin seçme hakkından yoksun bırakılmak için yeterli olduğu
anlaşılmaktadır. Kuralla, söz konusu hükümlülerin seçme hakları, cezanın
infazının fiilen ceza infaz kurumunda gerçekleştirildiği süreyi aşacak şekilde
sınırlandırılmaktadır. Bu suretle kuralla seçme hakkına getirilen sınırlama,
Anayasa'da seçme hakkının bir tezahürü olarak ifade edilebilen oy kullanma
hakkının Anayasa'da açıkça ifade edilen sınırlarını aşmakta, hükümlünün
ceza infaz kurumunda bulunup bulunmadığı dikkate alınmaksızın kategorik bir
şekilde kasten işlenen tüm suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûmiyet halinde
seçme hakkına sınırlama getirilmektedir. Kuralla getirilen sınırlama demokratik toplum düzeninde gerekli olmayan ölçüsüz bir
sınırlama niteliğinde olduğundan Anayasa'ya aykırıdır.
32. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu ".hapis
cezasına." ibaresi Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçme ve..." ibaresi
yönünden Anayasa'nın 13. ve 67. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
33. İtiraz konusu ibare, Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçme ve." ibaresi yönünden
Anayasa'nın 13. ve 67. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden
Anayasa'nın 10., 11. ve 76. maddeleri yönünden ayrıca incelenmesine gerek
görülmemiştir.
34. Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan
"Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin
kanuni sonucu olarak" ibaresi, (1) numaralı fıkranın (b) bendinde yer
alan ".seçilme ehliyetinden." ibaresi yönünden iptal
edildiğinden, konusu kalmayan itiraz konusu ibarenin Kanun'un 53. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ".seçilme ehliyetinden."
ibaresi yönünden iptali talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
verilmesi gerekir.
C- Kanun'un 53. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (b)
Bendinde Yer Alan ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan"
İbaresi İle Aynı Fıkrada Yer Alan ".hapis cezasına."
İbaresinin "diğer siyasi hakları kullanmaktan" İbaresi
Yönünden İncelenmesi
1- İtirazın Gerekçesi
35. Başvuru kararında özetle, Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan"
ibaresinin, yoksun bırakılacak siyasi hakların hangi haklar olduğunun açıkça
belirtilmemesi nedeniyle belirsizlik içerdiği, sınırlarının belirgin olmadığı,
bu şekliyle Anayasa'nın 66 ilâ 74. maddeleri arasında düzenlenen ve aralarında
dilekçe hakkı ve bilgi edinme hakkı gibi hakların da bulunduğu siyasi hak ve
ödevlerin tamamını içerdiği belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2., 10., 11.,
12., 13., 66., 67., 68., 69., 70., 71., 72., 73., 74. ve 76. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
36. Kanun'un itiraz konusu ibarenin de yer aldığı 53. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (b) bendinde, kişinin, kasten işlemiş olduğu suçtan
dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak yoksun bırakılacağı
siyasi haklar belirtilmiş olup seçme ve seçilme ehliyetinin yanı sıra itiraz
konusu ibare ile diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı da hükme
bağlanmıştır.
37. Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk
devleti olarak nitelendirilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka
uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren her
alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya
aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen
kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine
açık olan devlettir.
38. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin
bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Cezai ve idari yaptırımlar içeren
düzenlemeler bakımından bu ilkenin taşıdığı önem daha da açıktır. Ölçülülük
ilkesi, "elverişlilik", "gereklilik"
ve "orantılılık" olmak üzere üç alt ilkeden
oluşmaktadır. "Elverişlilik", başvurulan önlemin ulaşılmak
istenen amaç için elverişli olmasını, "gereklilik"
başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını ve "orantılılık"
ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü
ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması nedeniyle kanun koyucu tarafından
öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da "ölçülülük
ilkesi" gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur.
39. Siyasi haklar, devletin kuruluş ve işleyişi ile ilgili temel
haklardır. Bu haklar kişiye toplumun temel kural ve yapılarını etkilemek üzere
doğrudan hareket etme olanağı tanırlar, bu nedenle demokrasinin temelini oluştururlar.
Kuralla, kişinin, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına
mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak seçme ve seçilme hakkının yanı sıra diğer
siyasi haklardan da yoksun bırakılacağı belirtilmiş olup söz konusu diğer
siyasi hakların, seçme ve seçilme hakları hariç olmak üzere Anayasa'da sayılan
siyasi haklar olduğu anlaşılmaktadır.
40. Siyasi haklar, Anayasa'nın 66 ilâ 74. maddelerinde yer almakta
ve Anayasa'nın 66. maddesinde Türk vatandaşlığı; 67. maddesinde, seçme,
seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları; 68. maddesinde siyasi parti
kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma; 69. maddesinde siyasî partilerin
uyacakları esaslar; 70. maddesinde kamu hizmetine girme hakkı; 71. maddesinde
mal bildirimi; 72. maddesinde vatan hizmeti; 73. maddesinde vergi ödevi; 74.
maddesinde ise dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı
düzenlenmektedir.
41. Kanun koyucu tarafından gerekçede ifade edildiği
gibi suçlu kişinin özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan
belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması kabul edilebilir ise de
kişinin Anayasa'da belirtilen tüm siyasi haklardan yoksun
bırakılmasısonucunu doğuran kuralın, ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli
olduğu söylenemez. Bu nedenle kuralın hukuk devletinin temel ilkelerinden biri
olan ölçülülük ilkesine aykırı olduğu açıktır.
42. Açıklanan nedenlerle Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan"
ibaresi, Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
43. Kural Anayasa'nın 2. maddesine aykırı görülerek iptal
edildiğinden, Anayasa'nın 10., 11., 12., 13., 66., 67., 68., 69., 70.,
71., 72., 73., 74. ve 76. maddeleri yönünden ayrıca incelenmesine gerek
görülmemiştir.
44. Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde
yer alan ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi iptal
edildiğinden, Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan ve
konusu kalmayan ".hapis cezasına." ibaresinin "diğer siyasi
hakları kullanmaktan" ibaresi yönünden iptali talebi hakkında karar
verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
D- Kanun'un 53. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (b) Bendinde
Yer Alan "Seçme ve." İbaresinin İncelenmesi
1- İtirazın Gerekçesi
45. Başvuru kararında özetle, Anayasa'nın 67. maddesinin birinci
ve üçüncü fıkralarında onsekiz yaşını doldurmuş vatandaşların seçme
hakkına, başka bir ifadeyle seçme yeterliğine sahip olduklarının ifade
edildiği, seçmen ve seçme hakkının 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 6. maddesinde Anayasa'daki bu düzenleme
doğrultusunda düzenlendiği, ayrıca Kanun'un 8. maddesinde kimlerin seçmen
olamayacağı, 7. maddesinde ise seçmen olmalarına rağmen oy kullanamayacak olanların
gösterildiği, hırsızlık suçundan mahkûmiyet hâlinin Anayasa'da ve ilgili
kanunlarda seçme yeterliğine engel bir durum olarak ifade edilmediği, bu
bağlamda Anayasa'nın 67. maddesinin beşinci fıkrasında seçme hakkına değil,
cezaevinde bulunan hükümlüler yönünden oy kullanmaya yönelik kısıtlama
getirildiği, seçme yeterliğinin oy kullanmadan daha geniş bir kavram olduğu ve
farklı bir anlam içerdiği, itiraz konusu ibare ile Anayasa'da belirtilen
koşullar çerçevesinde kişilerin oy kullanmaktan yoksun bırakılmaları yerine
seçme yeterliğinden yoksun bırakılmalarının ayırımcılık yaratan bir niteliğinin
de bulunduğu belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 10., 11., 12., 13. ve 67.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
46. Kanun'un itiraz konusu ibarenin de yer aldığı 53. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (b) bendinde, kişinin, kasten işlemiş olduğu suçtan
dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak yoksun bırakılacağı
siyasi haklar belirtilmiş olup itiraz konusu ibare ile bu haklardan birinin de
seçme ehliyeti olduğu hükme bağlanmıştır.
47. Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
yer alan ".hapis cezasına." ibaresi aynı maddenin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçme ve." ibaresi yönünden
iptal edildiğinden konusu kalmayan Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçme ve."
ibaresi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
E- Kanun'un 53. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının, Maddenin (1)
Numaralı Fıkrasının (b) Bendi Yönünden İncelenmesi
1- İtirazın Gerekçesi
48. Başvuru kararında özetle, itiraz konusu kural gereğince, hapis
cezası ile mahkûm olmuş kişilerin infaz bitene kadar, ceza ve infaz kurumunda
bulunmadıkları koşullu salıverilme döneminde dahi, seçme ve seçilme
ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakıldıkları, ayrıca
kuralın Anayasa'nın 76. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "affa
uğramış olsa bile" ibaresiyle çeliştiği belirtilerek
kuralın, Anayasa'nın 2., 11., 12., 13., 66., 67., 68., 69., 70.,71.,
72., 73., 74., 76. ve 101. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
49. İtiraz konusu kural ile kişinin, işlemiş bulunduğu suç
dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya
kadar Kanun'un 53. maddesinde belirtilen hakları kullanamayacağı
hüküm altına alınmıştır.
50. Anayasa'nın 67. maddesinin beşinci fıkrasında, ".taksirli
suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy
kullanamazlar..." denilerek, yalnızca kasten işledikleri suç
nedeniyle ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin oy kullanamayacakları
ifade edilmiştir. Dolayısıyla ceza infaz kurumunda bulunmayan hükümlülerin oy
kullanmalarına anayasal bir engel bulunmamaktadır.
51. Kasten işlediği bir suç nedeniyle mahkûm olduğu hapis
cezasının infazının tamamlanıncaya kadar geçecek süre zarfında kişinin seçme
hakkını kullanamayacağını öngören itiraz konusu kural, cezanın infazının fiilen
ceza infaz kurumunda gerçekleştirildiği süreyi aşacak şekilde sınırlandıran bir
düzenleme niteliği taşıdığından, Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçme ve." ibaresi yönünden
Anayasa'ya aykırıdır.
52. Öte yandan, Kanun'un 53. maddenin (1) numaralı fıkrasına
göre, kişilerin seçilme ehliyetinden yoksun bırakılabilmesi için, mahkûm olunan
suçun kasten işlenmiş ve hapis cezasını gerektiren bir suç olması yeterlidir.
Kanun'un 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre ise süreli hapis cezası
kanunda aksi belirtilmeyen hâllerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla
olamayacaktır. Bu durumda kasten işlenen suç nedeniyle hükmedilen bir yıldan
daha az süreli hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kişiler seçilme
ehliyetinden yoksun bırakılacaktır. Oysa Anayasa'nın, 76. maddesinin ikinci
fıkrasında, taksirli suçlar hariç toplam bir yıldan az hapis cezasına mahkûm
olma hâli milletvekili seçilmeye engel bir durum olarak öngörülmemiştir. Bu
nedenle kişilerin kasten işlemiş oldukları suçtan dolayı bir yıldan az hapis
cezasına mahkûm olmaları hâlinde dahi seçilme haklarından yoksun
bırakılmalarını öngören itiraz konusu kural, Kanun'un 53. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ".seçilme ehliyetinden."
ibaresi yönünden Anayasa'ya aykırıdır.
53. Açıklanan nedenlerle kural, Kanun'un 53. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçme ve seçilme
ehliyetinden." ibareleri yönünden Anayasa'nın 67. ve 76. maddelerine
aykırıdır. İptali gerekir.
54. Kural, Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(b) bendinde yer alan "seçme ve seçilme ehliyetinden."
ibareleri yönünden Anayasa'nın 67. ve 76. maddelerine aykırı görülerek
iptal edildiğinden, Anayasa'nın 2., 11., 12., 13., 66., 68., 69., 70., 71.,
72., 73., 74. ve 101. maddeleri yönünden ayrıca incelenmesine gerek
görülmemiştir.
55. Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde
yer alan ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi iptal
edildiğinden, konusu kalmayan kuralın Kanun'un 53. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ".ve diğer siyasi hakları
kullanmaktan" ibaresi yönünden iptali talebi hakkında karar
verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
F- Kanun'un 53. Maddesinin (4) Numaralı Fıkrasında Yer Alan "Kısa
süreli hapis cezası ertelenmiş veya." İbaresinin, Maddenin (1)
Numaralı Fıkrasının (b) Bendi Yönünden İncelenmesi
1- İtirazın Gerekçesi
56. Başvuru kararında özetle, Anayasa'nın 76. maddesinin ikinci
fıkrasında, hırsızlık suçundan mahkûmiyet hâlinin, cezanın türü, süresi ve
ertelenmiş olup olmamasına bakılmaksızın milletvekili seçilmeye engel olduğu
belirtilmesine rağmen, itiraz konusu ibare nedeniyle, kısa süreli hapis cezası
ertelenen kişilere Kanun'un 53. maddesinin uygulanmayacağı ve bu şekilde
hırsızlık suçundan aldığı kısa süreli hapis cezası ertelenenlerin Anayasa'nın
76. maddesindeki düzenlemeye rağmen milletvekili seçilme hakkı elde etmiş
olacakları, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olanların seçme ehliyetinden ve
diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılamayacak olmasına karşın,
mahkûm olduğu hapis cezası kısa süreli olmamakla birlikte, iki yıl veya daha az
süreli olması nedeniyle Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenen kişilerin
seçme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan, mahkûm olunan hapis
cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılacakları, bu durumun da,
hapis cezası ceza infaz kurumunda infaz edilmeyen hükümlülerin bu haklarını
kullanmaktan yoksun bırakılmalarına ve cezası ertelenen, kısa süreli hapis
cezasına mahkûm olan kişiler ile cezası kısa süreli olmamakla birlikte, iki yıl
veya daha az süreli olan kişiler arasında eşitsizliğe yol açacağı belirtilerek
kuralın, Anayasa'nın 2., 10., 11., 12., 13., 67. ve 76. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
57. İtiraz konusu ibare ile "kısa süreli hapis cezası
ertelenmiş" kişiler hakkında Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkra hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, kasten işledikleri
suçtan dolayı kısa süreli hapis cezasına mahkûm olup da cezası ertelenen
kişiler, seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan
yoksun bırakılamayacaktır.
58. Kanun'un 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasında süreli hapis
cezasının, Kanun'da aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan
fazla olamayacağı, (2) numaralı fıkrasında da hükmedilen bir yıl veya daha az
süreli hapis cezasının, kısa süreli hapis cezası olduğu belirtilmiştir. Hapis
cezalarının ertelenmesine ilişkin düzenlemeye ise Kanun'un 51. maddesinde yer
verilmiş ve işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına
mahkûm edilen kişinin cezasının ertelenebileceği ifade edilmiştir.
59. Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, kasten
işlediği suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olan kişinin seçme ve seçilme
ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı kuralı
getirildikten sonra, itiraz konusu ibare ile "kısa süreli hapis
cezası ertelenmiş" olan kişiler hakkında (1) numaralı fıkra
hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmek suretiyle bu kişilerin seçme ve
seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun
bırakılmamaları amaçlanmıştır.
60. Ceza hukukunun toplumun kültür ve uygarlık düzeyi, sosyal ve
ekonomik yaşantısıyla ilgili bulunması nedeniyle suç ve suçlulukla mücadele
amacıyla ceza ve ceza muhakemesi alanında sistem tercihinde bulunulması
Devletin ceza siyaseti ile ilgilidir. Hukuk devletinde, kanun koyucu ceza
hukukuna ilişkin düzenlemelerde yetkisini kullanırken, Anayasa'ya ve ceza
hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla, toplumda hangi eylemlerin
suç sayılacağı, bunun hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımı ile karşılanacağı,
nelerin indirim veya artırım sebebi olarak kabul edilebileceği, hangi cezaların
seçenek yaptırımlara çevrilebileceği veya ertelenebileceği ve hangi suçların
hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında kalacağı gibi konularda
takdir yetkisine sahiptir.
61. Kanun'un 53. maddesinin gerekçesinde, ceza siyasetini
belirleme konusunda kanun koyucunun sahip olduğu takdir yetkisine dayanılarak,
kişinin işlediği suçun cezasının belli bir ağırlığın üzerinde olmasının,
toplumsal güven ilişkisinin önem arz ettiği belli hakların kullanılması
bakımından bir yoksunluk hâli olarak kabul edildiği belirtilmiştir. Bu
düşünceden hareketle, kanun koyucu tarafından sahip olunan takdir yetkisi
çerçevesinde, ertelenen hapis cezaları arasında bir ayrıma gidilmesinde ve yalnızca
kısa süreli hapis cezalarının ertelenmesi halinde hükümlülerin seçme hakkından
yoksun bırakılmamasına yol açan düzenleme getirilmesinde, bu yönüyle
Anayasa'nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesine aykırılık
bulunmamaktadır.
62. Öte yandan işledikleri suç kısa süreli hapis cezasını
gerektiren kişiler ile kısa süreli olmamakla birlikte, iki yıl veya daha az
süreli hapis cezasını gerektiren kişiler, suçun kamu düzeninde meydana
getirdiği tahribatın ağırlığı bakımından aynı konumda bulunmadıklarından, kanun
koyucunun bu kişileri seçme ehliyeti yönünden farklı kurallara tabi kılması,
Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz.
63. Demokrasilerde devlet yönetiminin olmazsa olmaz
koşullarından olan seçimlere katılım, seçme hakkının en geniş şekilde
kullanılması ile anlam kazanacağından Anayasa'nın ve ona uygun olarak
çıkarılacak kanunun belirleyeceği zorunlu durumlar dışında bu hakkın
kısıtlanmaması gerekir. Bu bağlamda kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan
kişilerin seçme hakkından yoksun bırakılmamalarında Anayasa'ya aykırı bir yön
bulunmamaktadır.
64. Anayasa'nın 76. maddesinde milletvekili seçilme yeterliliği
düzenlenmiş olup, milletvekili seçilebilme yeterliğine sahip olabilmek
için aranan nitelikler arasında, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha
fazla hapis cezasına hüküm giymemiş olmak, zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas
gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat
karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi
eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymemiş olmak koşuluna
yer verilmiştir.
65. İtiraz konusu ibare ile kısa süreli hapis cezası
ertelenmiş kişiler, seçilme ehliyetinden yoksun bırakılamayacaktır. Bu bağlamda
itiraz konusu ibareyle, ertelenen kısa süreli hapis cezaları
bakımından Anayasa'nın 76. maddesinde açık ve ayrıntılı bir şekilde
belirtilen milletvekili seçilme yeterliliğine ilişkin düzenleme
genişletilmektedir. Oysa 76. maddede yer alan düzenlemenin amacı yasama
yetkisini kullanacak kimselerin birtakım nitelikleri taşımasının teminidir. Bu
bağlamda milletvekili seçilme yeterliliğine ilişkin şartların değiştirilmesi
ancak Anayasa'da yapılacak bir değişiklikle mümkün olabilir. Dolayısıyla
Anayasa'da yer alan milletvekili seçilme yeterliliği hükümlerinde değişiklik
niteliğinde olan itiraz konusu ibare, maddenin (2) numaralı fıkrasında yer
alan ".seçilme ehliyetinden." ibaresi yönünden
Anayasa'ya aykırıdır.
66. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu ibare, Kanun'un 53.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçme
ve." ibaresi yönünden Anayasa'nın 2., 10. ve 67. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
67. İtiraz konusu ibare, Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan ".seçilme ehliyetinden."
ibaresi yönünden Anayasa'nın 76. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
68. İbarenin Anayasa'nın 11., 12. ve 13. maddeleriyle ilgisi
görülmemiştir.
69. Kanun'un 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde
yer alan ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi iptal
edildiğinden, itiraz konusu ibarenin anılan bentte yer alan ".ve
diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi yönünden iptali talebi
hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
V- HÜKÜM
26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53.
maddesinin;
A- (1) numaralı fıkrasında yer alan "Kişi,
kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu
olarak;." bölümünün, fıkranın (b) bendinde yer alan ".seçilme
ehliyetinden." ibaresi yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE,
B- (1) numaralı fıkrasında yer alan ".hapis
cezasına." ibaresinin, fıkranın (b) bendinde yer alan;
1- "Seçme ve." ibaresi yönünden Anayasa'ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
2- ".seçilme ehliyetinden." ibaresi
yönünden iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
C- 1- (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ".ve
diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin Anayasa'ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE,
2- (1) numaralı fıkrasında yer alan ".hapis
cezasına." ibaresinin, fıkranın (b) bendinde yer alan ".ve
diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi yönünden iptal talebi
hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
D- (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "Seçme
ve." ibaresinin iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER
OLMADIĞINA,
E- (2) numaralı fıkrasının, maddenin (1) numaralı fıkrasının
(b) bendinde yer alan;
1- "Seçme ve seçilme ehliyetinden." ibaresi yönünden Anayasa'ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
2- ".ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi
yönünden iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
F- (4) numaralı fıkrasında yer alan "Kısa süreli
hapis cezası ertelenmiş veya." ibaresinin, maddenin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yer alan;
1- "Seçme ve." ibaresi yönünden Anayasa'ya
aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
2- ".seçilme ehliyetinden." ibaresi
yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
3- ".ve diğer siyasi hakları
kullanmaktan" ibaresi yönünden iptal talebi
hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
8.10.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|