ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2011/123
Karar Sayısı:2013/26
Karar Günü:6.2.2013
R.G. Tarih-Sayı:31.12.2013-28868
İPTAL DAVASINI AÇAN : Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri Emine Ülker TARHAN ve Muharrem İNCE ile birlikte
116 milletvekili (E. 2011/123)
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR :
1- Aksaray İdare Mahkemesi (E. 2012/10)
2- Balıkesir İdare Mahkemesi (E. 2012/63)
3- Yozgat İdare Mahkemesi (E. 2012/86)
DAVA ve İTİRAZLARIN KONUSU : 25.8.2011
günlü, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin;
A- İlk ve esas incelemelerinde, 30.3.2011 günlü, 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 59. ve
60. maddeleri uyarınca Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ'ın reddine,
B- 1) Tümünün ve ayrı ayrı tüm maddeleri ile eki (1) ve (2) sayılı
cetveller ile (1), (2) ve (3) sayılı listelerin;
2) 1- 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
a- (a) bendinin,
b- (c) bendinde yer alan ''güncel teknik ve modeller
ışığında' ibaresinin,
c- (d) bendinde yer alan ''öğrencilerin'' ibaresinin,
3- 23. maddesinin (5) ve (6) numaralı fıkralarının,
4- 37. maddesinin;
a- (3) numaralı fıkrasının 'Bakanlıkça belirlenen özür
gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde yapılır.'
biçimindeki son cümlesinin,
b- (8) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan 'yazılı
ve' ibaresinden sonra gelen '/veya'' ibaresinin,
5- 42. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan '' ile öğretmen kadrolarında bulunanlar (örgün ve yaygın eğitim
kurumlarında öğretmen ünvanlı kadrolardaki yöneticiler dahil)'' ibaresinin,
6- Geçici 3. maddesinin (1), (2), (3) ve (4) numaralı
fıkralarının,
Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 6., 7., 10., 13., 17., 20., 24.,
36., 41., 42., 49., 50., 55., 56., 87., 90., 91., 125., 128. ve 167.
maddelerine aykırı olmaları nedeniyle iptallerine ve iptal davası
sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Kanun Hükmünde Kararname Kuralları
652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali istenen kuralları
ile eki (I) ve (II) Sayılı Cetvel, (1), (2) ve (3) Sayılı Listesi şöyledir:
Amaç ve kapsam
MADDE 1- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin amacı; Anayasa, 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu, 1739 sayılı
Millî Eğitim Temel Kanunu ile kalkınma plan ve programları doğrultusunda millî
eğitim hizmetlerini yürütmek üzere, Millî Eğitim Bakanlığının kuruluş, görev,
yetki ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Görevler
MADDE 2- (1) Millî Eğitim
Bakanlığının görevleri şunlardır:
a) Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri
bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden
geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde
rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle
donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak,
uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini
bu çerçevede yürütmek ve denetlemek.
b) Eğitim ve öğretimin her kademesi için ulusal politika ve
stratejileri belirlemek, uygulamak, uygulanmasını izlemek ve denetlemek, ortaya
çıkan yeni hizmet modellerine göre güncelleyerek geliştirmek.
c) Eğitim sistemini yeniliklere açık, dinamik, ekonomik ve
toplumsal gelişimin gerekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik ve modeller
ışığında tasarlamak ve geliştirmek.
ç) Eğitime erişimi kolaylaştıran, her vatandaşın eğitim fırsat
ve imkânlarından eşit derecede yararlanabilmesini teminat altına alan politika
ve stratejiler geliştirmek, uygulamak, uygulanmasını izlemek ve koordine etmek.
d) Kız öğrencilerin, özürlülerin ve toplumun özel ilgi bekleyen
diğer kesimlerinin eğitime katılımını yaygınlaştıracak politika ve stratejiler
geliştirmek, uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek.
e) Özel yetenek sahibi kişilerin bu niteliklerini koruyucu ve
geliştirici özel eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak ve
uygulanmasını koordine etmek.
f) Yükseköğretim kurumları dışındaki eğitim ve öğretim
kurumlarını açmak, açılmasına izin vermek ve denetlemek.
g) Yurtdışında çalışan veya ikamet eden Türk vatandaşlarının
eğitim ve öğretim alanındaki ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çalışmaları ilgili
kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yürütmek.
ğ) Yükseköğretim dışında kalan ve diğer kurum ve kuruluşlarca
açılan örgün ve yaygın eğitim ve öğretim kurumlarının denklik derecelerini
belirlemek, program ve düzenlemelerini hazırlamak.
h) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı ortaöğretim kurumlarının
program ve denklik derecelerinin belirlenmesi ile yönetmeliklerinin hazırlanmasında
işbirliğinde bulunmak.
ı) Yükseköğretimin millî eğitim politikası bütünlüğü içinde
yürütülmesini sağlamak için, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanunu ile Bakanlığa verilmiş olan görev ve sorumlulukları yerine getirmek.
i) Mevzuatla Bakanlığa verilen diğer görev ve hizmetleri yapmak.
Teşkilat
MADDE 3- (1)
Bakanlık merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşur.
(2) Bakanlık merkez teşkilatı ekli (I) sayılı cetvelde
gösterilmiştir.
Bakan
MADDE 4- (1) Bakanlık teşkilatının
en üst amiri olan Bakan, Bakanlık icraatından ve emri altındakilerin faaliyet
ve işlemlerinden Başbakana karşı sorumlu olup aşağıdaki görev, yetki ve
sorumluluklara sahiptir:
a) Bakanlığı, Anayasaya, kanunlara, hükümet programına ve
Bakanlar Kurulunca belirlenen politika ve stratejilere uygun olarak yönetmek.
b) Bakanlığın görev alanına giren konularda politika ve
stratejiler geliştirmek, bunlara uygun olarak yıllık amaç ve hedefler
oluşturmak, performans ölçütleri belirlemek, Bakanlık bütçesini hazırlamak,
gerekli kanunî ve idarî düzenleme çalışmalarını yapmak, belirlenen stratejiler,
amaçlar ve performans ölçütleri doğrultusunda uygulamayı koordine etmek,
izlemek ve değerlendirmek.
c) Bakanlık faaliyetlerini ve işlemlerini denetlemek, yönetim
sistemlerini gözden geçirmek, teşkilat yapısı ve yönetim süreçlerinin
etkililiğini gözetmek ve yönetimin geliştirilmesini sağlamak.
ç) Faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklar ile kamu
kurum ve kuruluşları arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak.
Müsteşar ve Müsteşar Yardımcıları
MADDE 5- (1) Müsteşar, Bakandan
sonra gelen en üst düzey kamu görevlisi olup Bakanlık hizmetlerini, Bakan adına
ve onun emir ve yönlendirmesi doğrultusunda, mevzuat hükümlerine, Bakanlığın
amaç ve politikaları ile stratejik planına uygun olarak düzenler ve yürütür. Bu
amaçla, Bakanlık birimlerine gereken emirleri verir, bunların uygulanmasını
gözetir ve sağlar. Müsteşar, bu hizmetlerin yürütülmesinden Bakana karşı
sorumludur.
(2) Müsteşara yardımcı olmak üzere beş Müsteşar Yardımcısı görevlendirilebilir.
Hizmet birimleri
MADDE 6- (1) Bakanlığın hizmet
birimleri şunlardır:
a) Temel Eğitim Genel Müdürlüğü.
b) Ortaöğretim Genel Müdürlüğü.
c) Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü.
ç) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü.
d) Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü.
e) Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü.
f) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü.
g) Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü.
ğ) Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü.
h) Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü.
ı) Rehberlik ve Denetim Başkanlığı.
i) Strateji Geliştirme Başkanlığı.
j) Hukuk Müşavirliği.
k) İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü.
l) Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü.
m) Bilgi İşlem Grup Başkanlığı.
n) İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığı.
o) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği.
ö) Özel Kalem Müdürlüğü.
Temel Eğitim Genel Müdürlüğü
MADDE 7- (1) Temel Eğitim Genel
Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Okul öncesi ve ilköğretim okul ve kurumlarının yönetimine ve
öğrencilerinin eğitim ve öğretimine yönelik politikalar belirlemek ve
uygulamak.
b) Okul öncesi ve ilköğretim okul ve kurumlarının eğitim ve
öğretim programlarını, ders kitaplarını, eğitim araç-gereçlerini hazırlamak
veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.
c) İlköğretim öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarının giderilmesi
ve maddî yönden desteklenmesi ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek.
ç) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
MADDE 8- (1) Ortaöğretim Genel
Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Ortaöğretim okul ve kurumlarının yönetimine ve öğrencilerinin
eğitim ve öğretimine yönelik politikalar belirlemek ve uygulamak.
b) Ortaöğretim okul ve kurumlarının eğitim ve öğretim
programlarını, ders kitaplarını, eğitim araç-gereçlerini hazırlamak veya
hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.
c) Ortaöğrenim öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarının giderilmesi
ve maddî yönden desteklenmesi ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek.
ç) Her kademedeki öğrencilere yönelik dernek ve vakıflar ile
gerçek ve diğer tüzel kişilerce açılacak veya işletilecek yurt, pansiyon ve
benzeri kurumların açılması, devri, nakli ve kapatılmasıyla ilgili esasları
belirlemek ve denetlemek.
d) Yükseköğretim politikasının, strateji ve amaçlarının
belirlenmesi, geliştirilmesi ve etkili bir şekilde yürütülmesi için gerekli
tedbirleri almak.
e) Yükseköğretime giriş sistemine ilişkin usûl ve esasların
belirlenmesinde ilgili birim, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak.
f) 2547 sayılı Kanun ile Bakanlığa verilmiş olan görevleri
yerine getirmek.
g) Ülkemizin hizmete ihtiyaç duyduğu alanları belirleyerek
yurtdışına yükseköğrenim görmek amacıyla gönderileceklerde aranacak nitelikler,
bunların sayıları, burs durumları, yurtdışındaki öğrenim aşamaları, öğrenim
planları ve dönüşlerinde istihdamlarının sağlanması ile ilgili işleri yürütmek
ve koordinasyonu sağlamak.
ğ) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü
MADDE 9- (1) Meslekî ve Teknik
Eğitim Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Meslekî ve teknik eğitim ve öğretim veren okul ve kurumların
yönetimine ve öğrencilerinin eğitim ve öğretimine yönelik politikalar
belirlemek ve uygulamak.
b) Meslekî ve teknik eğitim ve öğretim veren okul ve kurumların
eğitim ve öğretim programlarını, ders kitaplarını, eğitim araç-gereçlerini
hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.
c) Eğitim-istihdam ilişkisini güçlendirecek, meslekî eğitimi
yaygınlaştıracak politika ve stratejiler geliştirmek, uygulamak ve uygulanmasını
koordine etmek.
ç) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü
MADDE 10- (1) Din Öğretimi Genel
Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) İmam-hatip liselerinin yönetimine ve öğrencilerinin eğitim ve
öğretimine yönelik politikalar belirlemek ve uygulamak.
b) İlköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında din
kültürü ve ahlâk eğitim ve öğretimine ait programlar ile ders kitaplarını,
eğitim araç-gereçlerini hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye
Kuruluna sunmak.
c) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü
MADDE 11- (1) Özel Eğitim ve
Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) İlgili bakanlıklarla işbirliği içinde, özel eğitim sınıfları,
özel eğitim okulları, rehberlik ve araştırma merkezleri, iş okulları ve iş
eğitim merkezleri ile aynı seviye ve türdeki benzeri okul ve kurumların
yönetimine ve öğrencilerin eğitim ve öğretimine yönelik politikalar belirlemek
ve uygulamak.
b) İlgili bakanlıklarla işbirliği içinde, özel eğitim okul ve
kurumlarının eğitim ve öğretim programlarını, ders kitaplarını, eğitim
araç-gereçlerini hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna
sunmak.
c) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü
MADDE 12- (1) Hayat Boyu Öğrenme
Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Zorunlu eğitim dışında, eğitim ve öğretimi hayat boyu devam
edecek şekilde yaygınlaştırmak amacıyla politikalar oluşturmak, bunları uygulamak,
izlemek ve değerlendirmek.
b) Yaygın eğitim ve öğretim ile açık öğretim hizmetlerini
yürütmek.
c) Örgün eğitim sistemine girmemiş, herhangi bir eğitim
kademesinden ayrılmış veya bitirmiş vatandaşlara yaygın eğitim yoluyla genel
veya meslekî ve teknik öğretim alanlarında eğitim ve öğretim vermek.
ç) Yaygın eğitim ve öğretim okul ve kurumlarının eğitim ve
öğretim programlarını, ders kitaplarını, eğitim araç-gereçlerini hazırlamak
veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.
d) Yaygın özel öğretim kurumlarıyla ilgili hizmetleri yürütmek.
e) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre
aday çırak, çırak, kalfa ve ustaların genel ve meslekî eğitimlerini sağlamak.
f) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü
MADDE 13- (1) Özel Öğretim Kurumları
Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Bakanlığın ilgili birimleriyle işbirliği içinde,
yükseköğretim dışındaki her kademedeki özel öğretim kurumlarının açılmasına
izin vermek ve bunları denetlemek.
b) 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları
Kanunuyla Bakanlığa verilen görevleri yerine getirmek.
c) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü
MADDE 14- (1) Yenilik ve Eğitim Teknolojileri
Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Eğitim ve öğretimin teknoloji ile desteklenmesine yönelik
işleri yürütmek.
b) Eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bilişim teknolojileri ile
bilişim ürünlerinin kullanılmasına yönelik çalışmalar yürütmek.
c) Merkezî sistemle yürütülen resmî ve özel yerleştirme,
bitirme, karşılaştırma sınavlarını planlamak, uygulamak ve değerlendirmek.
ç) Yaygın eğitim ve öğretime yönelik olarak bilgi ve iletişim
teknolojilerine dayalı program, film ve benzeri yayınları hazırlamak veya
hazırlatmak, yayınlamak veya yayınlatmak.
d) Eğitim ve öğretimde uygulanan yeni teknoloji ve gelişmeleri
izlemek ve değerlendirmek.
e) Eğitim ve öğretimde teknolojik imkânların tüm yurt çapında
etkin ve yaygın biçimde kullanılmasını ve her öğrencinin bilgi
teknolojilerinden yararlanmasını sağlamak.
f) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel
Müdürlüğü
MADDE 15- (1) Öğretmen Yetiştirme ve
Geliştirme Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Öğretmenlerin nitelikleri ve yeterliklerinin belirlenmesi ve
geliştirilmesine yönelik politikaları oluşturmak, bu amaçla ilgili birim, kurum
ve kuruluşlarla işbirliği yapmak.
b) Bakanlık öğretmenleri ile talepleri hâlinde özel öğretim
kurumları eğitim personeline yönelik olarak; meslek öncesi ve meslek içi
eğitimi vermek veya verdirmek, gelişmeleri için kurslar açmak veya açtırmak,
uzmanlık programları, seminer, sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler
düzenlemek.
c) Öğretmenlere yönelik olarak verilecek eğitime ilişkin
konularda inceleme ve araştırmalar yapmak.
ç) Görev alanına giren konularda kamu kurum ve kuruluşları,
üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmak; bunlarla ortak
çalışma, araştırma, eğitim programları düzenlemek, danışma kurulları ve
komisyonlar oluşturmak.
d) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
(2) Öğretmenlere verilecek meslek öncesi, meslek içi ve diğer
eğitimlere ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
MADDE 16- (1) Avrupa Birliği ve Dış
İlişkiler Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Bakanlığın Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlarla
ilgili işbirliği çalışmaları ile ilgili mevzuat çerçevesinde ikili anlaşmalara
ilişkin iş ve işlemleri yürütmek.
b) Bakanlığın diğer birimleri tarafından yürütülen ve
uluslararası işbirliğine dayanan projelerin koordinasyonunu sağlamak.
c) 16/12/1960 tarihli ve 168 sayılı Yabancı Memleketlerde Türk
Asıllı ve Yabancı Uyruklu Öğretmenlere Sosyal Yardım Yapılması Hakkında Kanunla
Bakanlığa verilen görevleri yerine getirmek.
ç) Yabancı hükümet ve kuruluşlardan sağlanan veya ülkemiz
tarafından yabancılara verilen burslarla, kendi hesabına öğrenim yapmak üzere
ülkemize gelen yabancı uyruklu öğrencilere ilişkin görev ve hizmetleri yerine
getirmek.
d) Yurtdışında bulunan vatandaşlarımızın ve çocuklarının;
öncelikle millî ve kültürel kimliklerini koruyucu, yaşadıkları toplumla uyum
içinde olmalarını sağlayıcı ve eğitim düzeylerini yükseltici önlemler almak,
bulundukları ülkenin eğitim imkânlarından verimli bir şekilde yararlanmaları
bakımından gerekli eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmek, yurda dönüşlerinde
eğitim sistemimize uyumlarını sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak.
e) Eğitim ve öğretim alanında ülkemizle dil, tarih veya kültür
birliği bulunan ülke ve topluluklar ile diğer ülkelerle işbirliğine yönelik
işleri yürütmek.
f) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Rehberlik ve Denetim Başkanlığı
MADDE 17- (1) Rehberlik ve Denetim
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Bakanlığın görev alanına giren konularda Bakanlık
personeline, Bakanlık okul ve kurumlarına, özel öğretim kurumlarına ve gerçek
ve tüzel kişilere rehberlik etmek.
b) Bakanlığın görev alanına giren konularda faaliyet gösteren
kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile gönüllü kuruluşlara,
faaliyetlerinde yol gösterecek plan ve programlar oluşturmak ve rehberlik
etmek.
c) Bakanlık tarafından veya Bakanlığın denetiminde sunulan
hizmetlerin kontrol ve denetimini ilgili birimlerle işbirliği içinde yapmak,
süreç ve sonuçlarını mevzuata, önceden belirlenmiş amaç ve hedeflere,
performans ölçütlerine ve kalite standartlarına göre analiz etmek,
karşılaştırmak ve ölçmek, kanıtlara dayalı olarak değerlendirmek, elde edilen
sonuçları rapor hâline getirerek ilgili birimlere ve kişilere iletmek.
ç) Bakanlık teşkilatı ile Bakanlığın denetimi altındaki her
türlü kuruluşun faaliyet ve işlemlerine ilişkin olarak, usûlsüzlükleri
önleyici, eğitici ve rehberlik yaklaşımını ön plana çıkaran bir anlayışla,
Bakanlığın görev ve yetkileri çerçevesinde denetim, inceleme ve soruşturmalar
yapmak.
d) Bakanlık teşkilatı ile personelinin idarî, malî ve hukukî
işlemleri hakkında denetim, inceleme ve soruşturma yapmak.
e) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
(2) Denetime tâbi olan gerçek ve tüzel kişiler, gizli dahi olsa
bütün belge, defter ve bilgileri talep edildiği takdirde ibraz etmek, para ve
para hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep hâlinde göstermek, sayılmasına ve
incelenmesine yardımcı olmak zorundadır. Millî Eğitim Denetçileri, görevleri
sırasında kamu kurum ve kuruluşları ve kamuya yararlı dernekler ile gerçek ve
tüzel kişilerden gerekli yardım, bilgi, evrak, kayıt ve belgeleri istemeye
yetkili olup kanunî engel bulunmadıkça bu talebin yerine getirilmesi
zorunludur.
Strateji Geliştirme Başkanlığı
MADDE 18- (1) Strateji Geliştirme
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile
22/12/2005 tarihli ve 5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ve diğer mevzuatla
strateji geliştirme ve malî hizmetler birimlerine verilen görevleri yapmak.
b) Bakanlık hizmet birimleri, taşra teşkilatı ile okul ve
kurumlar için performans ölçütlerinin oluşturulmasına yönelik çalışmalar
yapmak.
c) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Hukuk Müşavirliği
MADDE 19- (1) Hukuk Müşavirliğinin
görevleri şunlardır:
a) Bakanlığın taraf olduğu adlî ve idarî davalarda, tahkim
yargılamasında ve icra işlemlerinde Bakanlığı temsil etmek, dava ve icra
işlemlerini takip etmek, anlaşmazlıkları önleyici hukukî tedbirleri zamanında
almak.
b) Bakanlık hizmet ve faaliyetleriyle ilgili olarak diğer kamu
kurum ve kuruluşları tarafından hazırlanan mevzuat taslaklarını, Bakanlık
birimleri tarafından düzenlenecek her türlü mevzuat, sözleşme ve şartname
taslaklarını, Bakanlık ile üçüncü kişiler arasında çıkan her türlü uyuşmazlığa
ilişkin işleri ve Bakanlık birimlerince sorulacak diğer işleri inceleyip hukukî
mütalaasını bildirmek.
c) Bakanlıkça hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilecek dava
ve icra takiplerini izlemek, koordine etmek ve denetlemek.
ç) Bakanlığın amaçlarını daha iyi gerçekleştirmek, mevzuata,
plan ve programa uygun çalışmalarını temin etmek amacıyla gerekli hukukî
teklifleri hazırlayıp Bakana sunmak.
d) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
(2) Birinci fıkrada belirtilen her türlü dava ve takip işleri
ile diğer görevler, Bakanlığın Hukuk Müşavirleri ve Avukatları aracılığıyla
yerine getirilir. Gerekli hâllerde dava ve takip işleri Hazine Avukatları
aracılığıyla veya ihtiyaç duyulması hâlinde Bakanlıkça belirlenecek usûl ve
esaslar çerçevesinde 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22
nci maddesinde öngörülen doğrudan temin usûlü ile avukatlar veya avukatlık
ortaklıkları ile yapılacak avukatlık sözleşmeleri yoluyla yürütülür.
(3) Davalarda temsil yetkisi bulunan Hukuk Müşavirleri ve
Avukatların bir listesi Bakanlıkça ilgili Cumhuriyet başsavcılığı ve bölge
idare mahkemesi başkanlıklarına verilir. Bu listelerin birer nüshası,
Cumhuriyet başsavcılığı tarafından adlî yargı çevresinde, bölge idare mahkemesi
tarafından idarî yargı çevresinde bulunan mahkemelere gönderilir. Yüksek
mahkemeler ve bölge adliye mahkemesindeki duruşmalarda temsil yetkisini
kullanacakların isimleri ilgili mahkemelerin başsavcılıklarına veya
başkanlıklarına bildirilir. Listede isimleri yer alan Hukuk Müşavirleri ve
Avukatlar, baroya kayıt ve vekâletname ibrazı gerekmeksizin temsil yetkilerini
kullanırlar. Temsil yetkisi sona erenlerin isimleri anılan mercilere derhal
bildirilir.
(4) Bakanlık lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle
hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil edilen vekâlet ücretlerinin Avukatlara
dağıtımı hakkında, 2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden
Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun hükümleri kıyas
yoluyla uygulanır.
İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü
MADDE 20- (1) İnsan Kaynakları Genel
Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Bakanlığın insan gücü politikası ve planlaması ile insan
kaynakları sisteminin geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapmak ve tekliflerde
bulunmak.
b) Bakanlık personelinin atama, nakil, terfi, emeklilik ve
benzeri özlük işlemlerini yürütmek.
c) Bakanlığın öğretmenler dışındaki personeli için eğitim
planını hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek.
ç) Eğitim faaliyetleri ile ilgili dokümantasyon, yayım ve arşiv
hizmetlerini yürütmek.
d) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü
MADDE 21- (1) Destek Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) 5018 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde, kiralama ve satın
alma işlerini yürütmek, temizlik, güvenlik, aydınlatma, ısınma, onarım, taşıma
ve benzeri hizmetleri yapmak veya yaptırmak.
b) Bakanlığın taşınır ve taşınmazlarına ilişkin işlemleri ilgili
mevzuat çerçevesinde yürütmek.
c) Genel evrak ve arşiv faaliyetlerini düzenlemek ve yürütmek.
ç) Bakanlık sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini planlamak
ve yürütmek.
d) Ders kitaplarını, kaynak ve yardımcı eğitim dokümanlarını,
ders ve laboratuvar araç ve gereçleri ile basılı eğitim malzemelerini, makine,
teçhizat ve donatım ihtiyaçlarını temin etmek.
e) Bakanlığa bağlı döner sermaye işletmeleri ile ilgili işleri
yürütmek.
f) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Bilgi İşlem Grup Başkanlığı
MADDE 22- (1) Bilgi İşlem Grup
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Bakanlık projelerinin Bakanlık bilişim altyapısına uygun
olarak tasarlanmasını ve uygulanmasını sağlamak, teknolojik gelişmeleri takip
etmek, bilgi güvenliği ve güvenilirliği konusunun gerektirdiği önlemleri almak,
politikaları ve ilkeleri belirlemek, kamu bilişim standartlarına uygun çözümler
üretmek.
b) Bakanlık birimleri ile taşra teşkilatının bilgi işlem ve
otomasyon ihtiyacını karşılamak ve işletimini sağlamak, Bakanlığın bilgi işlem
hizmetlerini yürütmek.
c) Bakanlığın internet sayfaları, elektronik imza ve elektronik
belge uygulamaları ile ilgili teknik çalışmaları yapmak.
ç) Bakanlık hizmetleriyle ilgili bilgileri toplamak ve ilgili
birimlerle işbirliği içinde veri tabanları oluşturmak.
d) Bakanlığın mevcut bilişim altyapısının kurulumu, bakımı,
ikmali, geliştirilmesi ve güncellenmesi ile ilgili işleri yürütmek, haberleşme
güvenliğini sağlamak ve bu konularda görev üstlenen personelin bilgi
teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak düzenli şekilde hizmet içi eğitim
almalarını sağlamak.
e) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığı
MADDE 23- (1) İnşaat ve Emlak Grup
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Okul ve kurum binaları dâhil, taşınmazlara ilişkin her türlü
satım, yapma, yaptırma, bakım, onarım ve tadilat işlerini; bunlara ait kontrol,
koordinasyon ve mimari proje çalışmalarını yürütmek.
b) Kamulaştırma işlemlerini yürütmek.
c) Bakanlığa ait arsa, bina ve tesisleri, ilgili birimlerle
koordine ederek, imar durumu ve uygunluğu yönünden incelemek, ihtiyaçlarını
tespit etmek ve programlamak.
ç) Bakanlığın ihtiyaç duyduğu her türlü tesis ve hizmet binaları
ile ihtiyaç duyulan okul ve eğitim yerleşkesi, sosyal donatı gibi eğitim
tesislerini, Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazi, arsa ve binaların gerçek
bedeli üzerinden devri karşılığında ve/veya bedeli Bakanlık bütçesinin ilgili
tertiplerine bu amaçla konulan ödeneklerden veya döner sermaye gelirlerinden
karşılanmak üzere, kiralamak, satın almak, yapmak, yaptırmak veya düzenlenen
protokoller çerçevesinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığına veya inşaat işleri
ile ilgili araştırma, proje, taahhüt, finansman ve yapım işlemleri konusunda
görevli ve yetkili kamu tüzel kişiliğine sahip diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
doğrudan yaptırmak ve bu amaçla yapılacak iş ve işlemleri yürütmek.
d) Okul ve eğitim yerleşkesi gibi eğitim tesislerinin okul ve
eğitim tesisi olarak kullanılmak kaydıyla gerçek kişilere veya özel hukuk tüzel
kişilerine kiralanmasına ilişkin işleri yürütmek.
e) Bakanlık taşınmaz ve demirbaşlarını sigortalatmak, kiraya
vermek, işletmek, kamu kurumları arasında taşınmaz ve aynî hak devri ile
Bakanlığa yapılacak taşınmaz bağış işlemlerinin yürütülmesinde mevzuata yönelik
değerlendirmeleri, teknik-ekonomik etütleri ve rantabilite hesaplarını yapmak,
izlemek, her aşamada takip etmek ve yürütmek.
f) Bakanlık demirbaşlarının bakım ve onarım işlerini yürütmek.
g) Bakanlığa ait sosyal tesislerle ilgili işleri yürütmek.
ğ) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
(2) Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli
taşınmazların kendisine tahsisini veya devrini talep edebilir veya kullanım
protokolleri yapabilir. Bu protokoller ile oluşan yükümlülüklerini Toplu Konut
İdaresi Başkanlığına veya inşaat işleri ile ilgili araştırma, proje, taahhüt,
finansman ve yapım işlemleri konusunda görevli ve yetkili kamu tüzel kişiliğine
sahip diğer kurum ve kuruluşlara yaptırabilir.
(3) a) Yapılmasının gerekli olduğuna Bakanlık tarafından karar
verilen eğitim öğretim tesisleri, Bakanlık tarafından verilecek ön proje ve
belirlenecek temel standartlar çerçevesinde, kendisine veya Hazineye ait
taşınmazlar üzerinde ihale ile belirlenecek gerçek veya özel hukuk tüzel
kişilerine kırkdokuz yılı geçmemek şartıyla belirli süre ve bedel üzerinden
kiralama karşılığı yaptırılabilir.
b) Bu amaçla Maliye Bakanlığınca, gerçek veya özel hukuk tüzel
kişilerine Hazineye ait taşınmazlar bedelsiz devredilebilir. Bu taşınmazların
sözleşme süresince amacı dışında kullanılamayacağına, Maliye ve Millî Eğitim
Bakanlıklarından izin alınmaksızın devredilemeyeceğine dair tapu kütüğüne şerh
konulur.
c) Kira bedeli ve kiralama süresinin tespitinde; taşınmazın
gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine ait olup olmadığı, bedelsiz Hazine
taşınmazı devredilip devredilmediği, yatırımın maliyeti, eğitim öğretim
donanımının bu kişiler tarafından sağlanıp sağlanmayacağı, kiralama konusu
taşınmaz ve üzerindeki eğitim öğretim tesislerinde eğitim öğretim hizmetleri
dışındaki hizmetlerin ve alanların işletilmesinin kiralayana verilip
verilmeyeceği hususları dikkate alınır.
(4) Bakanlığın kullanımında bulunan eğitim öğretim tesislerinin,
öngörülecek proje ve belirlenecek esaslar doğrultusunda yenilenmesi;
tesislerdeki eğitim öğretim hizmet alanları dışındaki hizmet ve alanların
işletilmesi karşılığında, sözleşmeyle gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine
yaptırılabilir.
(5) Birinci fıkra hariç bu maddeye göre yapılacak iş ve
işlemler, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4/1/2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tâbi değildir.
(6) Birinci fıkra hariç bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl
ve esaslar ile ihale yöntemi; gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinde
aranılacak nitelikler, sözleşmelerin kapsamı ve konuya ilişkin diğer hususlar,
Bakanlık, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığınca
müştereken hazırlanarak Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan
yönetmelikle düzenlenir.
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
MADDE 24- (1) Basın ve Halkla
İlişkiler Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
a) Bakanlığın basın ve halkla ilişkilerle ilgili faaliyetlerini
planlamak ve bu faaliyetlerin belirlenecek usûl ve esaslara göre yürütülmesini
sağlamak.
b) 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununa
göre yapılacak bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru bir şekilde
sonuçlandırmak üzere gerekli tedbirleri almak.
c) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Özel Kalem Müdürlüğü
MADDE 25- (1) Özel Kalem Müdürlüğünün
görevleri şunlardır:
a) Bakanın çalışma programını düzenlemek.
b) Bakanın resmî ve özel yazışmalarını, protokol ve tören
işlerini düzenlemek ve yürütmek.
c) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
Bakanlık Müşavirleri
MADDE 26- (1) Bakanlıkta, özel önem
ve öncelik taşıyan konularda Bakana yardımcı olmak üzere otuz Bakanlık Müşaviri
atanabilir.
Ortak görevler
MADDE 27- (1) Temel Eğitim Genel
Müdürlüğü, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Meslekî ve Teknik Eğitim Genel
Müdürlüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü,
sorumluluk alanlarıyla ilgili konularda aşağıdaki görevleri de yerine
getirirler:
a) Eğitim ve öğretime ilişkin hedef, politika ve standartlar
belirlemek.
b) Eğitim ve öğretimi etkileyen faktörleri tespit etmek, toplum
ve sektör bazında ihtiyaç ve beklentileri karşılamak üzere araştırma ve
geliştirme faaliyetleri yapmak.
c) Öğrencilerin, plan ve programlarda tespit edilen amaçlar
doğrultusunda yöneltme ve geliştirilmelerine ilişkin rehberlik çalışmaları
yapmak.
ç) Öğretim programları, ders kitapları, öğretmen kılavuz
kitapları ile diğer ders araç ve gereçlerine yönelik araştırmalar yapmak,
geliştirilmelerine katkı sağlayıcı çalışmalar yapmak ve ilgili birimlere
sunmak.
d) Özel eğitim, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerini
yürütmek.
e) Okul, ilçe, il ve ülke düzeyinde yapılan eğitim, öğretim ve
yönetim hizmetleri ile ilgili ölçme ve değerlendirme sonuçlarını
değerlendirmek.
f) Eğitim ve öğretim sürecine diğer kurum, kuruluş ve bireylerin
katılımını sağlamak.
g) Eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere, eğitim bina ve
tesisleri ile eğitim araç ve gereçlerinin planlanması, projelendirilmesi ve
üretilmesinde ilgili birimlerle işbirliği yapmak.
ğ) Eğitim ve öğretim kurumlarının öğretime açılması ve
kapatılmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemek.
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
MADDE 28- (1) Talim ve Terbiye Kurulu
Başkanlığı, Bakanlığın bilimsel danışma ve karar organıdır.
(2) Kurul, eğitim sisteminin tüm kademelerini temsil edecek
nitelikte bir Başkan ile on üyeden oluşur. Kurul Başkan ve üyeleri dört yıllık
süreyle atanır. Bu süre her defasında bir yıl olmak üzere en fazla üç defa
uzatılabilir. Kurul Başkanı ve üyeleri, en az dört yıllık eğitim veren
yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, eğitim alanında yaptığı çalışma ve
yayınlarla temayüz etmiş;
a) Eğitim ile ilgili alanlarda öğretim üyeleri,
b) En az on yıl süreyle öğretmenlik veya okul yöneticiliği
yapmış olanlar,
c) Kamu görevlileri,
arasından seçilir.
(3) Hizmet birimlerinin amirleri oy kullanmamak şartıyla, kendi
birimlerini ilgilendiren konuların görüşülmesi sırasında Kurula katılır.
(4) Kurul kararları, Bakan onayı ile yürürlüğe girer.
(5) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının çalışma usûl ve
esasları, Başkan ve üyelerin diğer nitelikleri, görev, yetki ve sorumlulukları
ile diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir.
(6) Talim ve Terbiye Kurulu, evrensel değer ve standartları
gözönünde bulundurarak, kalite, eşitlik ve etkililik ilkeleri ile millî ve
toplumsal değerlere dayalı bir eğitim sistemi oluşturmak amacıyla aşağıdaki
görevleri yerine getirir:
a) Eğitim sistemini, eğitim ve öğretim plan ve programlarını,
ders kitaplarını hazırlatmak, hazırlananları incelemek veya inceletmek,
araştırmak, geliştirmek ve uygulama kararlarını Bakan onayına sunmak.
b) Bakanlık birimlerince hazırlanan eğitim ve öğretim
programları, ders kitapları, yardımcı kitaplar ile öğretmen kılavuz kitaplarını
incelemek, inceletmek ve nihaî şeklini vererek Bakanın onayına sunmak.
c) Yurtdışı eğitim ve öğretim kurumlarından alınmış, ilköğretim
ve ortaöğretim diploma ve öğrenim belgelerinin derece ve denkliklerine ilişkin
ilke kararlarını Bakanın onayına sunmak.
ç) Eğitim ve öğretimle ilgili konularda Bakanlığın diğer
birimleri tarafından oluşturulacak politika ve stratejilerin belirlenmesinde
işbirliği yapmak.
d) Millî Eğitim Şûrasının sekreterya hizmetlerini yürütmek.
Millî Eğitim Şûrası
MADDE 29- (1) Millî Eğitim Şûrası,
Bakanlığın en yüksek danışma kuruludur. Eğitim ve öğretim ile ilgili gerekli
görülen konuları tetkik etmek ve tavsiye niteliğinde kararlar almakla
görevlidir.
(2) Şûranın oluşumu ile çalışma usûl ve esasları yönetmelikle
belirlenir.
Taşra teşkilatı
MADDE 30- (1) Bakanlık, ilgili
mevzuat hükümleri çerçevesinde taşra teşkilatı kurmaya yetkilidir.
(2) Her ilde ve ilçede bir millî eğitim müdürlüğü kurulur. İlçe
millî eğitim müdürlükleri, görev ve hizmetleri yürütürken il millî eğitim
müdürlüklerine karşı da sorumludur. İl ve ilçelerin sosyal ve ekonomik gelişme
durumları, nüfusları ve öğrenci sayıları göz önünde bulundurularak, bu
müdürlükler farklı tip ve statülerde kurulabilir ve bunlara farklı yetkiler
verilebilir. İş durumuna ve ihtiyaca göre millî eğitim müdürlüklerine bağlı
olarak ayrı il ve ilçe birimleri de kurulabilir.
(3) İl millî eğitim müdürlükleri bünyesinde, millî eğitim
müdürüne bağlı olarak Eğitim Denetmenleri Başkanlığı oluşturulur.
Yurtdışı teşkilatı
MADDE 31- (1) Bakanlık, 13/12/1983
tarihli ve 189 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatı Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname esaslarına uygun olarak yurtdışı teşkilatı kurmaya yetkilidir.
Çalışma grupları
MADDE 32- (1) Bakanlık görev alanına
giren konularla ilgili olarak çalışmalarda bulunmak üzere diğer bakanlıklar,
kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri
ve konu ile ilgili uzmanların katılımıyla geçici çalışma grupları
oluşturabilir.
Yöneticilerin sorumlulukları
MADDE 33- (1) Bakanlığın her
kademedeki yöneticileri, görevlerini mevzuata, stratejik plan ve programlara,
performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten
üst kademelere karşı sorumludur.
Yetki devri
MADDE 34- (1)
Bakan, Müsteşar ve her kademedeki Bakanlık yöneticileri, sınırlarını açıkça
belirtmek ve yazılı olmak kaydıyla, yetkilerinden bir kısmını alt kademelere
devredebilir. Yetki devri, uygun araçlarla ilgililere duyurulur.
Koordinasyon ve işbirliği
MADDE 35- (1) Bakanlık, hizmet ve
görevleriyle ilgili konularda, diğer bakanlıkların ve kamu kurum ve
kuruluşlarının uyacakları esasları mevzuata uygun olarak belirlemekle, kaynak
israfını önleyecek ve koordinasyonu sağlayacak tedbirleri almakla görevli ve
yetkilidir.
(2) Bakanlık, diğer bakanlıkların hizmet alanına giren konulara
ilişkin faaliyetlerinde, ilgili bakanlıklara danışmak ve gerekli işbirliği ve
koordinasyonu sağlamaktan sorumludur.
(3) Bakanlık, hizmet alanına giren konularda mahallî idarelerle
koordinasyonu sağlar.
Düzenleme yetkisi
MADDE 36- (1) Bakanlık görev, yetki
ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî
düzenlemeler yapabilir.
Atama
MADDE 37- (1) 23/4/1981 tarihli ve
2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunun eki
cetvellerde sayılanlar dışında kalan memurların atamaları Bakan tarafından
yapılır.
(2) Bakan, gerekli gördüğü hâllerde atama yetkisini merkez
teşkilatında alt kademelere, illerde valilere devredebilir.
(3) Öğretmenlerin Bakanlıkça belirlenen hizmet bölge veya
alanlarında en az üç eğitim öğretim yılı görev yapması esastır. Bunların yer
değiştirme suretiyle atamaları her yıl yapılan atama plan ve programları
çerçevesinde eğitim öğretim faaliyetlerini etkilemeyecek şekilde
sonuçlandırılır. Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler
ise yaz tatillerinde yapılır.
(4) Öğretmenlerin yer değiştirme suretiyle atamalarında uyulacak
temel ilkeler, özür grupları, hizmet bölgeleri ve alanları, hizmet puanı ve
diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
(5) Özüre dayalı yer değiştirme istekleri hizmet puanı
sıralamasındaki yetersizlik sonucu yerine getirilemeyenlere, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 72 nci maddesi kapsamına girenlerin hakları saklı kalmak
kaydıyla, istekleri hâlinde istekte bulundukları yere atanmaya hak kazanıncaya
kadar, aylıksız izin verilebilir. Bu şekilde aylıksız izin verilen öğretmenler,
bağlı bulundukları il millî eğitim müdürlüklerine bu amaçla tahsis edilmiş
bulunan boş öğretmen kadrolarına aylıksız izinli olmak şartıyla atanır.
Bunların atandıkları bu kadrolar aylıksız izin süresiyle sınırlı olarak saklı
tutulur. Ancak, aylıksız izne ayrılan öğretmenler, üçüncü yıl sonuna kadar
istedikleri yere atamalarının yapılamaması hâlinde durumlarına uygun boş
öğretmen kadrolarına öncelikle atanırlar.
(6) Öğretmenlerin atamaları Bakanlıkça il/ilçe emrine veya
doğrudan eğitim kurumuna yapılır. Bakanlıkça il/ilçe emrine atama yapılması
hâlinde, öğretmenlerin atandıkları ildeki görev yerleri, hizmet puanları ve
yeterlikleri dikkate alınarak il millî eğitim müdürünün teklifine göre
valilerce belirlenir.
(7) İl millî eğitim müdürü, ilçe millî eğitim müdürü, okul ve
kurum müdürü olarak görev yapanların yer değiştirmeleri, hizmet süreleri,
performans ve yeterlikleri dikkate alınarak bölge hizmeti ve rotasyon esasına
göre yapılır. Bunların yer değiştirmelerine ilişkin usûl ve esaslar
yönetmelikle belirlenir.
(8) Okul ve kurum müdürleri; yazılı ve/veya sözlü olarak
yapılacak okul veya kurum müdürlüğü sınavında başarılı olmak kaydıyla, hizmet
süreleri, performans ve yeterlikleri dikkate alınarak il millî eğitim müdürünün
teklifi üzerine vali tarafından atanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl
ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
Kadrolar
MADDE 38- (1) Kadroların tespiti,
ihdası, kullanımı ve iptali ile kadrolara ilişkin diğer hususlar, 190 sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre
düzenlenir.
(2) Bakanlığa tahsis edilmiş bulunan serbest kadrolar; Maliye
Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlık tarafından
hazırlanan yönetmelikte belirlenen norm kadro sayılarına uygun olarak öğretmen
kadroları dışındaki kadrolar merkez ve taşra birimlerine, öğretmen kadroları
ise branşlar esas alınarak okul ve kurumlara dağıtılır. Dağıtım cetvellerinin
vizesine ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikte düzenlenir. İl millî eğitim
müdürlüklerine, 37 nci madde çerçevesinde aylıksız izne ayrılma talebinde
bulunan öğretmenlerin izin verilmeden önce atamalarında kullanılmak amacıyla
yeterli sayıda boş öğretmen kadrosu tahsis edilir. Kapatılan veya norm kadro
sayısı azalan okul ve kurumların ihtiyaç fazlası boş öğretmen kadroları il
millî eğitim müdürlüklerine aktarılır.
Öğretmenlerin emekliliği
MADDE 39- (1) Öğretmenlerin emeklilik
işlemleri Haziran ve Temmuz ayları içinde yapılır. Bu aylar dışında emeklilik
işlemi yapılabilmesi, görev yapılan il sınırları içinde emeklilik talebinde
bulunan personelin sınıf ve branşında öğretmen fazlasının bulunması ve işlemin
Bakanlıkça uygun görülmesine bağlıdır.
Uzman ve Denetçi istihdamı
MADDE 40- (1) Bakanlık merkez
teşkilatında; Millî Eğitim Uzmanları ve Uzman Yardımcıları ile Millî Eğitim
Denetçileri ve Denetçi Yardımcıları istihdam edilir.
(2) Uzman Yardımcılığı ve Denetçi Yardımcılığına atanabilmek
için 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan genel
şartlara ek olarak aşağıdaki şartlar aranır:
a) En az dört yıllık lisans eğitimi veren eğitim, fen-edebiyat,
hukuk, siyasal bilgiler, iktisadî ve idarî bilimler, iktisat, işletme
fakülteleri ile hizmet birimlerinin görev alanına giren ve yönetmelikle
belirlenen yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim
Kurulu tarafından kabul edilen yurtiçindeki veya yurtdışındaki yükseköğretim
kurumlarından mezun olmak.
b) Yapılacak yarışma sınavında başarılı olmak.
(3) Uzman Yardımcılığı ve Denetçi Yardımcılığına atananlar, en
az üç yıl fiilen çalışmak ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek
konularda hazırlayacakları tezin oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul
edilmesi kaydıyla, yapılacak yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Süresi
içinde tezlerini sunmayan veya tezleri kabul edilmeyenlere tezlerini sunmaları
veya yeni bir tez hazırlamaları için altı ayı aşmamak üzere ilâve süre verilir.
Yeterlik sınavında başarılı olanların Millî Eğitim Uzmanı ve Millî Eğitim
Denetçisi kadrolarına atanabilmeleri, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye
Tespit Sınavından asgarî (C) düzeyinde veya dil yeterliği bakımından buna
denkliği kabul edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan başka bir belgeye
yeterlik sınavından itibaren en geç iki yıl içinde sahip olma şartına bağlıdır.
Sınavda başarılı olamayanlara veya sınava girmeye hak kazandığı hâlde geçerli
mazereti olmaksızın sınav hakkını kullanmayanlara, bir yıl içinde ikinci kez
sınav hakkı verilir. Verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayan veya ikinci
defa hazırladıkları tezleri de kabul edilmeyenler, ikinci sınavda da başarı
gösteremeyen veya sınav hakkını kullanmayanlar ile süresi içinde yabancı dil
yeterliği şartını yerine getirmeyenler Uzman Yardımcısı ve Denetçi Yardımcısı
unvanını kaybeder ve Bakanlıkta durumlarına uygun başka kadrolara atanırlar.
(4) Uzman Yardımcıları ve Denetçi Yardımcılarının mesleğe
alınmaları, yetiştirilmeleri, yarışma sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı
ile diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir.
İl Eğitim Denetmenleri
MADDE 41- (1) İl millî eğitim
müdürlükleri bünyesinde oluşturulan Eğitim Denetmenleri Başkanlığında İl Eğitim
Denetmenleri ve İl Eğitim Denetmen Yardımcıları istihdam edilir. İl eğitim
denetmen yardımcıları, en az dört yıllık yüksek öğrenimi ve öğretmenlikte sekiz
yıl ve daha fazla hizmeti bulunan öğretmenler arasından yarışma sınavı ile
mesleğe alınırlar. Bu görevde üç yıllık yetişme dönemini takiben yapılacak
yeterlik sınavında başarılı olanlar il eğitim denetmeni kadrolarına atanır.
(2) İl eğitim denetmenleri ve denetmen yardımcılarının
alanlarında uzmanlaşmaları için gerekli tedbirler alınır. İl eğitim
denetmenlerinin, her hizmet bölgesinde iki yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça
belirlenecek süreler kadar çalışmaları esastır.
(3) İl eğitim denetmenleri ve denetmen yardımcıları, ildeki her
derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile il ve ilçe millî eğitim
müdürlüklerinin rehberlik, işbaşında yetiştirme, denetim, değerlendirme,
inceleme, araştırma ve soruşturma hizmetlerini yürütür.
(4) Hizmet bölgelerinin oluşturulması ve bu bölgelerdeki çalışma
süreleri; Eğitim Denetmenleri Başkanlığının görev, yetki ve sorumlulukları ile
çalışmaları; il eğitim denetmenleri ve denetmen yardımcılarının nitelikleri,
sınav ve yetişme şekilleri, atanmaları, görev, yetki ve sorumlulukları ile
çalışma ve yer değiştirmelerine ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle
düzenlenir.
(5) Denetime tâbi olan gerçek ve tüzel kişiler, gizli dahi olsa
bütün belge, defter ve bilgileri talep edildiği takdirde ibraz etmek, para ve
para hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep hâlinde göstermek, sayılmasına ve
incelenmesine yardımcı olmak zorundadır. İl eğitim denetmenleri, görevleri
sırasında kamu kurum ve kuruluşları ve kamuya yararlı dernekler ile gerçek ve
tüzel kişilerden gerekli yardım, bilgi, evrak, kayıt ve belgeleri istemeye
yetkili olup kanunî engel bulunmadıkça bu talebin yerine getirilmesi
zorunludur.
Sözleşmeli personel ve ek ödeme
MADDE 42- (1) Bakanlık merkez
teşkilatında; Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkan ve
Üyesi, Genel Müdür, Rehberlik ve Denetim Başkanı, Strateji Geliştirme Başkanı,
Bakanlık Müşaviri, I. Hukuk Müşaviri, Grup Başkanı, Basın ve Halkla İlişkiler
Müşaviri, Özel Kalem Müdürü, Millî Eğitim Uzmanı, Hukuk Müşaviri ve Millî
Eğitim Uzman Yardımcısı kadrolarına atananlar, kadroları karşılık gösterilmek
suretiyle, 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel
çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak
çalıştırılabilir. Bu şekilde çalıştırılacak personele, bu Kanun Hükmünde
Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelde unvanlar itibarıyla yer alan taban ve
tavan ücretleri arasında kalmak üzere, Bakanın onayı ile belirlenecek tutarda
aylık brüt sözleşme ücreti ödenir. Söz konusu personele çalıştıkları günlerle
orantılı olarak, hastalık ve yıllık izinler dâhil, Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim
aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenir. Bunlardan
üstün gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı çalışmalar
yaptıkları tespit edilenlere, Bakanın onayı ile Haziran ve Aralık aylarında
birer aylık sözleşme ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi ödenebilir. Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile bu fıkra kapsamındaki
personele yapılacak diğer ödemeler Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kadrolarda fiilen çalışanlar ile
Millî Eğitim Başdenetçileri, Denetçileri ve Denetçi Yardımcılarına, 657 sayılı
Kanunda belirtilen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil);
a) 9 ila 7 nci derecelerden aylık alanlara % 25'ini,
b) 6 ila 4 üncü derecelerden aylık alanlara % 30'unu,
c) 3 ila 1 inci derecelerden aylık alanlara % 35'ini,
geçmemek üzere Bakanlıkça tespit edilecek usûl ve esaslar
çerçevesinde her ay aylıkla birlikte peşin olarak damga vergisi hariç herhangi
bir kesintiye tabi olmaksızın fazla çalışma ücreti ödenir. Fazla çalışma
ücretinin usûl ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
(3) Kadro karşılığı sözleşmeli olarak istihdam edilenler ile
öğretmen kadrolarında bulunanlar (örgün ve yaygın eğitim kurumlarında öğretmen
unvanlı kadrolardaki yöneticiler dâhil) hariç olmak üzere, Bakanlık merkez ve
taşra teşkilatı kadrolarında fiilen çalışan personele en yüksek Devlet memuru
aylığının (ek gösterge dâhil) % 200'ünü geçmemek üzere her ay ek ödeme
yapılabilir. Bakanlık merkez teşkilatı ile il ve ilçe millî eğitim
müdürlüklerinde görevlendirilen ve ek ders ücreti almayan öğretmenler de bu ek
ödemeden yararlanır. Ek ödemenin oranı ile usûl ve esasları; görev yapılan
birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma
süresi, personelin sınıfı, kadro veya görev unvanı, derecesi, atanma usûlü ile
emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personele malî haklar
kapsamında yapılan her türlü ödemeler dâhil almakta oldukları toplam ödeme
tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak, Maliye
Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakan tarafından belirlenir. Bu ödemelerde
657 sayılı Kanunun aylıklara ilişkin hükümleri uygulanır ve bu ödemelerden
damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz. Bu fıkrada
belirtilen ek ödemeden yararlananlara 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek
3 üncü maddesi uyarınca ek ödeme yapılmaz.
(4) Öğretmen kadrolarında bulunan ve fiilen öğretmenlik yapanlar
(örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki öğretmen unvanlı kadrolarda fiilen
yöneticilik yapanlar dâhil) haricindeki Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı
personeline, fiilen yapılmayan ders karşılığı ek ders ücreti ödenmez.
Özel eğitim giderleri
MADDE 43- (1) Özürlü sağlık kurulu
raporu düzenlemeye yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen sağlık
kurulu raporuyla asgarî % 20 oranında özürlü olduğu tespit edilen ve özel
eğitim değerlendirme kurulları tarafından da eğitsel değerlendirme ve
tanılamaları yapılarak 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında
açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde
verilen destek eğitimini almaları uygun görülen görme, işitme, dil-konuşma,
spastik, zihinsel, ortopedik veya ruhsal özürlü bireylerin eğitim giderlerinin
her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan
ödenekten karşılanır. Bu özürlü bireylerin özür grupları ve dereceleri ile özür
niteliğine göre eğitim programlarının kapsamı ve eğitim süreleri, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle yönetmelikle
belirlenir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen eğitim hizmetini sunan veya
yararlananların gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye
sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarlar, iki katı ve kanunî faiziyle birlikte
ilgililerden müteselsilen tahsil edilir. Bu fiillerin özel eğitim okulları ile
özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından tekrarı hâlinde, ayrıca
kurum açma izinleri iptal edilir.
Atıflar, değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 44- (1) 30/4/1992 tarihli ve
3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
yürürlükten kaldırılmıştır. Mevzuatta anılan Kanuna yapılan atıflar bu Kanun
Hükmünde Kararnameye veya ilgili hükümlerine; kapatılan kurul veya birimlere
yapılan atıflar ilgisine göre bu Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan kurul
veya birimlere yapılmış sayılır.
(2) Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Millî Eğitim
Bakanlığına ait bölümünden çıkarılmış ve ekli (2) sayılı listede belirtilen
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvelin Millî Eğitim Bakanlığına ait bölümüne eklenmiştir.
(3) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü
maddesinin (b) fıkrasında yer alan 'İlköğretim Müfettişleri ve Müfettiş
Yardımcıları' ibaresi 'Millî Eğitim Denetçileri ve Millî Eğitim Denetçi
Yardımcıları ile İl Eğitim Denetmenleri ve İl Eğitim Denetmen Yardımcıları,'
şeklinde değiştirilmiştir.
(4) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;
a) 36 ncı maddesinin 'Ortak Hükümler' bölümünün (A) fıkrasının
(11) numaralı bendine, 'Ürün Denetmen Yardımcıları,' ibaresinden sonra gelmek
üzere 'Millî Eğitim Uzman Yardımcıları ve Millî Eğitim Denetçi Yardımcıları,'
ve 'Ürün Denetmenliğine,' ibaresinden sonra gelmek üzere 'Millî Eğitim
Uzmanlığına ve Millî Eğitim Denetçiliğine,' ibaresi eklenmiş, anılan bentte yer
alan 'Eğitim Müfettiş Yardımcıları' ibaresi 'İl Eğitim Denetmen Yardımcıları',
'Eğitim Müfettişliğine' ibaresi 'İl Eğitim Denetmenliğine' şeklinde
değiştirilmiştir.
b) 152 nci maddesinin 'II- Tazminatlar' kısmının 'A- Özel Hizmet
Tazminatı' bölümünün (g) bendine 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Denetçi
ve Denetçi Yardımcıları' ibaresinden sonra gelmek üzere ', Millî Eğitim Denetçi
ve Denetçi Yardımcıları' ibaresi eklenmiş, (h) bendinde yer alan 'Eğitim
Müfettişleri' ibaresi 'Millî Eğitim Uzmanları ve İl Eğitim Denetmenleri'
şeklinde değiştirilmiştir.
c) Eki (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin 'I- Genel İdare
Hizmetleri Sınıfı' bölümünün (d) bendine 'Bakanlık Rehberlik ve Teftiş
Başkanları,' ibaresinden sonra gelmek üzere 'Bakanlık Rehberlik ve Denetim
Başkanları,' ibaresi eklenmiş, (g) bendinde yer alan 'Eğitim Müfettişleri,'
ibaresi 'Millî Eğitim Uzmanları, Millî Eğitim Denetçileri ve İl Eğitim
Denetmenleri' şeklinde değiştirilmiştir.
ç) Eki (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin '1. Başbakanlık ve
Bakanlıklarda' başlıklı bölümünde yer alan 'Serbest Bölge Müdürü' ibaresinden
sonra gelmek üzere ', Millî Eğitim Bakanlığı Bilgi İşlem Grup Başkanı ile
İnşaat ve Emlak Grup Başkanı,' ibaresi, aynı Cetvelin '4. Başbakanlık ve
Bakanlıklarda' başlıklı bölümünde yer alan 'Başkanlık Daire Başkanı,'
ibaresinden sonra gelmek üzere 'Millî Eğitim Bakanlığı Grup Başkanı,' ibaresi
eklenmiştir.
d) Eki (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 7 nci sırasına
'Gelir İdaresi Grup Başkanı' ibaresinden önce gelmek üzere 'Millî Eğitim
Bakanlığı Grup Başkanı,' ibaresi, 8 inci sırasının (a) bendine 'Aile ve Sosyal
Politikalar Denetçileri' ibaresinden sonra gelmek üzere ', Millî Eğitim
Denetçileri' ibaresi, (b) bendine 'Avrupa Birliği İşleri Uzmanları' ibaresinden
sonra gelmek üzere ', Millî Eğitim Uzmanları' ibaresi eklenmiştir.
Yeniden yapılanma sürecinde görevlerin yürütülmesi
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamede
yer alan hükümlere göre Bakanlığın yeniden yapılanması tamamlanıncaya kadar,
yeni kurulan birimlere ve kurullara verilen görevlerin, bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin yayımı tarihinden önce bu görevleri yerine getirmekte olan
birimler, kurullar ve personel tarafından yürütülmesine devam edilir.
Dava ve takip dosyalarının devri
GEÇİCİ MADDE 2- (1) Maliye Bakanlığı
uhdesinde Hazine Avukatları tarafından Bakanlığı temsilen takip edilmekte olan
dava dosyaları ve icra takiplerine ilişkin dosyalar, Maliye Bakanlığı ve
Bakanlıkça müştereken belirlenecek esaslara göre bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Bakanlığa devredilir. Bu
şekilde devredilen dava ve icra takipleri ile ilgili olarak devir tarihine
kadar yapılmış her türlü işlem Bakanlık adına yapılmış sayılır.
Personele dair geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 3- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Bakanlık merkez teşkilatında; Müsteşar,
Müsteşar Yardımcısı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve Üyesi, Genel Müdür,
Teftiş Kurulu Başkanı, Strateji Geliştirme Başkanı, I. Hukuk Müşaviri, Genel
Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı (anahizmet ve yardımcı hizmet birimi), Daire
Başkanı, Bakanlık Müşaviri, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Özel Kalem
Müdürü, Şube Müdürü kadrolarında bulunanlar ile Bakanlık taşra teşkilatında İl
Müdürü kadrolarında bulunanların görevleri hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona
erer. Bunlardan Genel Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı (anahizmet ve yardımcı
hizmet birimi), Daire Başkanı, Şube Müdürü ve İl Müdürü kadrosunda bulunanlar
ilgisine göre ekli (3) sayılı listede şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen
Genel Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı, Şube Müdürü ve İl Müdürü kadrolarına,
diğerleri ise aynı listede ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına hâlen
bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış
sayılır. Bu fıkra ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadroları ile şahsa bağlı
kadroların herhangi bir sebeple boşalması hâlinde bu kadrolar hiçbir işleme
gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.
(2) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte
Bakanlıkta Eğitim Müşaviri, Eğitim Ataşesi ve Eğitim Ataşe Yardımcısı
kadrolarında bulunanların görevleri hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona erer.
Bu kadrolarda bulunanlar, ilgili mevzuatına göre görev süreleri daha önce
dolmamak kaydıyla, 1/7/2012 tarihini geçmemek üzere Eğitim Müşaviri, Eğitim
Ataşesi ve Eğitim Ataşe Yardımcısı kadrolarına yeni bir atama yapılıncaya kadar
bulundukları ülkelerdeki yurtdışı teşkilatına ait işleri yürütmeye devam eder.
(3) Birinci fıkraya göre Bakanlık Müşaviri kadrolarına atanmış
sayılanların bu kadrolara atanmış sayıldıkları tarih itibarıyla eski
kadrolarına ilişkin olarak en son ayda aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü
zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ücret, ek ödeme ve
benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî
çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek
ders ücreti hariç) toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas
alınır), atanmış sayıldıkları yeni kadrolara ilişkin olarak aylık, ek gösterge,
her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ücret, ek
ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca
fiilî çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı
ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması hâlinde aradaki
fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın fark
kapanıncaya kadar ayrıca fark tazminatı olarak ödenir. Atanmış sayıldıkları
kadro unvanlarında isteklerine bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla,
kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara fark tazminatı ödenmesine son
verilir.
(4) Birinci fıkraya göre Bakanlık Müşaviri kadroları ile
şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen kadrolara atanmış sayılanlar, Bakan
tarafından belirlenen birimlerde, Bakan tarafından belirlenen görevleri
yürütür.
(5) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte
Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş Yardımcısı kadrolarında bulunanlar, İl
Eğitim Denetmeni ve İl Eğitim Denetmen Yardımcısı kadrolarına, başka bir işleme
gerek kalmaksızın bulundukları kadro dereceleriyle atanmış sayılır. Bunların
Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş Yardımcısı olarak geçirdikleri süreler, İl
Eğitim Denetmeni ve İl Eğitim Denetmen Yardımcısı olarak geçmiş sayılır.
(6) Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı Başmüfettiş, Müfettiş ve
Müfettiş Yardımcısı kadrolarında bulunanlar, Rehberlik ve Denetim Başkanlığında
ilgisine göre Millî Eğitim Başdenetçisi, Denetçisi ve Denetçi Yardımcısı
kadrolarına başka bir işleme gerek kalmaksızın bulundukları kadro dereceleriyle
atanmış sayılır. Bunların Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığında Başmüfettiş, Müfettiş
ve Müfettiş Yardımcısı kadrolarında geçirdikleri süreler Rehberlik ve Denetim
Başkanlığında Başdenetçi, Denetçi ve Denetçi Yardımcısı olarak geçmiş sayılır.
(7) 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvelin Millî Eğitim Bakanlığına ait bölümünde yer alan boş ve dolu
Başmüfettiş, Müfettiş, Müfettiş Yardımcısı, Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş
Yardımcısı kadrolarının unvanı sırasıyla Başdenetçi, Denetçi, Denetçi
Yardımcısı, İl Eğitim Denetmeni ve İl Eğitim Denetmen Yardımcısı olarak değiştirilmiştir.
Bütçe işlemleri
GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bakanlığın 2011 malî
yılı harcamaları, 6091 sayılı 2011 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanununa
istinaden Maliye Bakanlığınca yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar kapatılan
birim ve kurulların 2011 yılı bütçesinde yer alan ödeneklerden karşılanır.
Kadro değişiklikleri
GEÇİCİ MADDE 5- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle 190 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesindeki sınırlamalara bağlı olmaksızın
boş kadrolarda sınıf, unvan ve derece, dolu kadrolarda derece değişikliği
yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
(2) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren iki yıl süreyle Millî Eğitim Uzman Yardımcısı, Millî Eğitim Denetçi
Yardımcısı ve İl Eğitim Denetmen Yardımcısı kadrolarına yapılacak açıktan
atamalar, yılı merkezî yönetim bütçe kanunlarında yer alan açıktan atama sayı
sınırlamasına tâbi değildir.
Düzenleyici işlemler
GEÇİCİ MADDE 6- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler bir yıl içinde yürürlüğe
konulur. Bu düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar mevcut düzenlemelerin bu
Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam
olunur.
Yurtdışı teşkilatının düzenlenmesi
GEÇİCİ MADDE 7- (1) Bakanlık yurtdışı
teşkilatı ve yurtdışı birimlerinin 31/12/2012 tarihine kadar kaldırılmasına,
birleştirilmesine veya bulundukları merkezler veya ülkelerin değiştirilmesine
Bakan yetkilidir.
Sorunların giderilmesi
GEÇİCİ MADDE 8- (1) Bakanlığın yeniden
yapılanması sebebiyle gerçekleştirilen kapatma, devir, personel geçişi ve
nakli, diğer geçiş işlemleri ile kadro, demirbaş devri ve benzeri hususlara
ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Bakan yetkilidir.
Yürürlük
MADDE 45- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 46- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(I) SAYILI CETVEL
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEŞKİLATI
Müsteşar
|
Talim ve Terbiye Kurulu
|
Müsteşar Yardımcısı
|
Hizmet Birimleri
|
Müsteşar
|
Talim ve Terbiye Kurulu
|
Müsteşar Yardımcısı
Müsteşar Yardımcısı
Müsteşar Yardımcısı
Müsteşar Yardımcısı
Müsteşar Yardımcısı
|
1) Temel Eğitim Genel Müdürlüğü
2) Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
3) Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü
4) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü
5) Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü
6) Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü
7) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü
8) Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü
9) Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü
10) Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
11) Rehberlik ve Denetim Başkanlığı
12) Strateji Geliştirme Başkanlığı
13) Hukuk Müşavirliği
14) İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü
15) Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü
16) Bilgi İşlem Grup Başkanlığı
17) İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığı
18) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
19) Özel Kalem Müdürlüğü
|
(II) SAYILI CETVEL
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI SÖZLEŞME ÜCRET CETVELİ
(BRÜT TL)
|
EN AZ
|
EN ÇOK
|
Müsteşar
|
|
3.443
|
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı
|
3055
|
3.200
|
Müsteşar Yardımcısı
|
3.022
|
3.164
|
Genel Müdür, Rehberlik ve Denetim Başkanı, Strateji Geliştirme
Başkanı
|
2.794
|
3.002
|
Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi
|
2.030
|
2.850
|
I. Hukuk Müşaviri
|
2.009
|
2.813
|
Bilgi İşlem Grup Başkanı, İnşaat ve Emlak Grup Başkanı
|
1.952
|
2.720
|
Bakanlık Müşaviri, Grup Başkanı, Basın ve Halkla İlişkiler
Müşaviri, Özel Kalem Müdürü
|
1.894
|
2.644
|
Millî Eğitim Uzmanı, Hukuk Müşaviri
|
|
|
Kadro Derecesi 1
|
1.879
|
2.587
|
Kadro Derecesi 2
|
1.846
|
2.523
|
Kadro Derecesi 3
|
1.827
|
2.504
|
Kadro Derecesi 4
|
1.807
|
2.486
|
Kadro Derecesi 5
|
1.788
|
2.467
|
Kadro Derecesi 6
|
1.769
|
2.448
|
Kadro Derecesi 7
|
1.749
|
2.428
|
Millî Eğitim Uzman Yardımcısı
|
863
|
1.952
|
(1) SAYILI LİSTE
KURUMU
|
: MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
|
TEŞKİLATI
|
: MERKEZ
|
İPTAL EDİLEN KADROLARIN
|
SINIFI
|
UNVANI
|
DERECESİ
|
SERBEST
KADRO
ADEDİ
|
TOPLAM
|
GİH
|
Müsteşar Yardımcısı
|
1
|
2
|
2
|
GİH
|
Teftiş Kurulu Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Talim ve Terbiye Kurul Üyesi
|
1
|
5
|
5
|
GİH
|
Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
İlköğretim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Kız Teknik Öğretim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Yükseköğretim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Dış İlişkiler Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Yurt Dışı Eğitim Öğretim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Personel Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Genel Müdür Yardımcısı
|
1
|
35
|
35
|
GİH
|
Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Yayımlar Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Öğretmene Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
İşletmeler Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Yatırımlar ve Tesisler Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Sağlık İşleri Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Ortaöğrenim Burs ve Yurtlar Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Çıraklık, Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme ve
Yaygınlaştırma Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Daire Başkanı
|
1
|
69
|
69
|
GİH
|
Araştırmacı (Özelleştirme)
|
13
|
50
|
50
|
GİH
|
Uzman (Özelleştirme)
|
12
|
50
|
50
|
GİH
|
Eğitim Uzmanı
|
1
|
50
|
50
|
|
TOPLAM
|
|
287
|
287
|
|
|
|
|
|
(2) SAYILI LİSTE
KURUMU
|
: MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
|
TEŞKİLATI
|
: MERKEZ
|
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
|
SINIFI
|
UNVANI
|
DERECESİ
|
SERBEST
KADRO
ADEDİ
|
TOPLAM
|
GİH
|
Temel Eğitim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Rehberlik ve Denetim Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
İnsan Kaynakları Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Destek Hizmetleri Genel Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Bilgi İşlem Grup Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
İnşaat ve Emlak Grup Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Grup Başkanı
|
1
|
100
|
100
|
GİH
|
Millî Eğitim Uzmanı
|
7
|
50
|
50
|
GİH
|
Millî Eğitim Uzman Yardımcısı
|
9
|
400
|
400
|
GİH
|
Hukuk Müşaviri
|
1
|
3
|
3
|
GİH
|
Hukuk Müşaviri
|
5
|
5
|
5
|
GİH
|
Müsteşar Özel Kalem Müdürü
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Şube Müdürü
|
1
|
35
|
35
|
AH
|
Avukat
|
1
|
5
|
5
|
AH
|
Avukat
|
4
|
7
|
7
|
|
TOPLAM
|
|
618
|
618
|
KURUMU
|
: MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
|
TEŞKİLATI
|
: TAŞRA
|
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
|
SINIFI
|
UNVANI
|
DERECESİ
|
SERBEST
KADRO
ADEDİ
|
TOPLAM
|
AH
|
Avukat
|
1
|
20
|
20
|
AH
|
Avukat
|
2
|
20
|
20
|
AH
|
Avukat
|
5
|
20
|
20
|
AH
|
Avukat
|
6
|
20
|
20
|
AH
|
Avukat
|
7
|
50
|
50
|
|
TOPLAM
|
|
130
|
130
|
(3) SAYILI LİSTE
KURUMU
|
: MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
|
TEŞKİLATI
|
: MERKEZ
|
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
|
SINIFI
|
UNVANI
|
SERBEST KADRO
ADEDİ
|
TOPLAM
|
GİH
|
Bakanlık Müşaviri
|
95
|
95
|
GİH
|
Genel Müdür Yardımcısı
|
40
|
40
|
GİH
|
Daire Başkanı
|
85
|
85
|
GİH
|
Şube Müdürü
|
370
|
370
|
|
TOPLAM
|
590
|
590
|
KURUMU
|
: MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
|
TEŞKİLATI
|
: TAŞRA
|
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
|
SINIFI
|
UNVANI
|
SERBEST KADRO
ADEDİ
|
TOPLAM
|
GİH
|
İl Müdürü
|
74
|
74
|
|
TOPLAM
|
74
|
74
|
B- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Dava dilekçesi ve başvuru kararlarında, Anayasa'nın Başlangıç'ı
ile 2., 6., 7., 10., 13., 17., 20., 24., 36., 41., 42., 49., 50., 55., 56.,
87., 90., 91., 125., 128. ve 167., maddelerine dayanılmış, 163. maddesi ise
ilgili görülmüştür.
III- İLK İNCELEME
A- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Serruh
KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ,
Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz
AKINCI ve Erdal TERCAN'ın katılımlarıyla 8.12.2011 gününde yapılan ilk inceleme
toplantısında öncelikle Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ hakkındaki reddi
hâkim talebi görüşülmüştür.
Dava dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ'ın
kamuoyunda Wikileaks belgeleri olarak bilinen ve bir internet sitesinde yer
alan yazıda 'Kapsamlı reformların önde gelen savunucularından, Anayasa
Mahkemesi Hakimi Haşim Kılıç, 1 Ağustos tarihinde bize özel olarak CHP'nin
mevcut problemleri için kendini suçlaması gerektiğini aktarmıştır. CHP,
muhalefet etmek görüntüsünü vererek ya da çok çekişme yarattıktan sonra
isteksizce 'her şeyi' ' demokrasi yanlısı ortaya atılan tüm reformları- kabul
ederek, kendisi için prensipsiz ve erişilemez bir imaj yaratmakta. CHP, Hükümet
doğru şeyi yapsa bile, sanki tek işinin AK Parti Hükümetinin yaptığı her şeye
muhalefet etmek gibi davranmak olduğunu söylemiştir. Bu da seçmenleri kaçırıyor
demiştir.' ifadelerinin yer aldığı, kamuoyuna yansıyan ve Anayasa Mahkemesi
Başkanı Haşim KILIÇ tarafından da yalanlanmayan belgeye dayalı bilgilere göre,
Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Amerika Birleşik Devletlerinin Ankara
Büyükelçiliği yetkililerine olumsuz değer yargılarında bulunduğu, bu konudaki
gizli görüşmenin kamuoyuna yansıması ile de Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın
Cumhuriyet Halk Partisinin tarafı olduğu bir davada tarafsız karar veremeyeceği
izlenimi doğduğu, davanın tarafıyla ilgili gerçek bir önyargı veya tarafgirlik
içerisinde olması nedeniyle bağımsızlığını koruyamadığı, bu nedenle tarafsız
olarak karar veremeyeceği ileri sürülerek, 6216 sayılı Kanun'un 59. maddesinin
(1) numaralı fıkrası ile 60. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca reddi
talep edilmiştir.
Hâkimin reddi kurumu, hâkimin bakacağı davada tarafsızlığını
sağlamaya yönelik olup temel bir hak olan adil yargılanma hakkıyla ilişkilidir.
Nitekim herkesin, kanuni ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma hakkı
bulunmaktadır. Bu nedenle hukukumuzda, hâkimin tarafsız kalamayacağı varsayılan
veya tarafsızlığından kuşku duyulabilecek durumlarda, hâkimin kendi
mahkemesinin yetki ve görevine giren belli bir davaya bakamayacağı veya
reddedilebileceği kabul edilmiştir. Herkesin, tarafı olduğu davada hâkimin
reddi talebinde bulunmak hakkı var ise de talebin incelenebilmesi için bazı
usuli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartların gerçekleşmesi
durumunda talep içerik yönünden incelenebilecektir.
6216 sayılı Kanun'un 35. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c)
bendi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri
oranındaki üyeleri iptal davası açmaya yetkilidirler. Anılan Kanun'un 38.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, dava dilekçesinde kendilerine
tebligat yapılmak üzere iki üyenin adının gösterilmesi ve dilekçeyi onların
imzalaması yeterli olup davayı açan diğer milletvekillerinin imzalarının
bulunması aranmaz. Ancak, dava dilekçesinde imzaları bulunan
milletvekillerinin, diğer milletvekilleri adına hâkimin reddi talebinde
bulunabilmeleri için, içeriğinde yer alan talep konularının yanında hâkimin
reddi konusunda verdikleri yetkiyi yansıtan açık iradelerinin de dava
dilekçesinden anlaşılması gerekir.
Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde dava dilekçesine imza
verenler yönünden iptali istenilen düzenlemeler yanında hâkimin reddi istemini
de içeren bir yetkilendirme bulunmadığından, hâkimin reddi talebinin
OYBİRLİĞİYLE reddine karar verilmiştir.
B- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Serruh
KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ,
Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz
AKINCI ve Erdal TERCAN'ın katılımlarıyla 8.12.2011 günü yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine,
yürürlüğü durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karar bağlanmasına
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
C- Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ hakkındaki hâkimin reddi
talebinin reddine yönelik karara karşı yapılan itiraz üzerine, Serruh KALELİ,
Alparslan ALTAN, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz
PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN'ın katılımlarıyla
29.12.2011 gününde yapılan toplantı sonucunda:
İptal başvurusunda bulunanların, hâkimin reddi talebinin reddine
yönelik kararın tebliği üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
tarafından onaylanan imzalarını da içeren 22.12.2011 tarihli dilekçe ile yaptıkları
itiraz başvurusunda; iptal davasının açılması ve başkan ile üyelerin reddinin,
Anayasa'nın 150. maddesi ve 6216 sayılı Kanun ile düzenlendiğini, belirtilen
mevzuatta başkan ve üyelerin reddi hakkında iptal davası için belirlenen
kuralların dışında, ayrıca bir yetkilendirmede bulunmasının öngörülmediğini,
yürürlükteki mevzuat uyarınca ayrıca bir grup kararı ya da yetkilendirme
yapılmasına gerek bulunmadığından Anayasa ve kanunlarda öngörülmeyen kuralların
aranmasının hukukla bağdaşmadığını belirterek hâkimin reddi talebinin reddine
ilişkin karara itiraz etmişler ve hâkimin reddi konusundaki istemlerinin
yeniden görüşülmesini talep etmişlerdir.
Dava dilekçesinde imzaları bulunan milletvekillerinin,
22.12.2011 günlü dilekçeleri incelendiğinde, taleplerinin hâkimin reddi
talebinin reddine yönelik 8.12.2011 günlü, E.2011/126 sayılı karara itiraz
mahiyetinde olduğu, yeniden hâkimin reddi talebinde bulunulmadığı, usuli
eksikliğin giderilmiş olduğu ve itirazın kabul edilmesinden sonra hâkimin reddi
talebinin tekrar görüşülmesini istedikleri anlaşılmıştır.
Anayasa'nın 153. maddesinin birinci fıkrasının birinci
cümlesinde, 'Anayasa Mahkemesi kararları kesindir.'; 6216 sayılı
Kanun'un 66. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde, 'Mahkeme
kararları kesindir.'; anılan Kanun'un 60. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında ise 'Bu takdirde, Genel Kurul ya da bölümlerde ilgili üye
katılmaksızın ret konusu hakkında kesin karar verilir.' denilmiştir. Bu
kurallardan anlaşılacağı üzere, hâkimin reddine ilişkin verilecek kararlar da
dâhil olmak üzere Anayasa Mahkemesi kararları kesin niteliktedir. Bu nedenle,
Anayasa Mahkemesinin kararlarına karşı itiraz dâhil olmak üzere hiçbir kanun
yoluna başvurulamaz.
Açıklanan nedenlerle, hâkimin reddi konusundaki istemin yeniden
görüşülmesi talebinin, itiraz mahiyetinde olduğu, Anayasa'nın 153. maddesinin
birinci fıkrası ve 6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (2) numaralı, 66.
maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin
olması ve kararlara karşı itiraz yolunun bulunmaması nedeniyle REDDİNE,
Alparslan ALTAN, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin
YILDIRIM, Hicabi DURSUN ile Celal Mümtaz AKINCI'nın 'Başvurunun yeniden
hâkimin reddi talebi niteliğinde olması nedeniyle esasının görüşülmesi'
yolundaki karşıoyları ve 6216 sayılı Kanun'un 65. maddesinin (1) numaralı
fıkrası gereğince OYÇOKLUĞUYLA karar verilmiştir.
IV- BİRLEŞTİRME KARARLARI
25.8.2011 günlü, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin; 37. maddesinin; (3)
numaralı fıkrasının ' Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer
değiştirmeler ise yaz tatillerinde yapılır.' biçimindeki son cümlesinin
iptaline karar verilmesi istemiyle yapılan E. 2012/10, E.2012/63 ve E.2012/86
sayılı itiraz başvurularına ilişkin davaların, aralarındaki hukuki irtibat
nedeniyle E.2011/123 sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esaslarının
kapatılmasına, esas incelemenin E.2011/123 sayılı dosya üzerinden
yürütülmesine, E.2012/10 sayılı itiraz başvurusu için 9.2.2012, E.2012/63
sayılı itiraz başvurusu için 15.6.2012 ve E.2012/86 sayılı itiraz başvurusu
için 12.9.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi, başvuru kararları ve ekleri, Raportör Hasan Tuna
GÖKSU tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu Kanun
Hükmünde Kararname kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Kanun Hükmünde Kararnamelerin Yargısal Denetimi Hakkında
Genel Açıklama
Anayasa'nın 91. maddesinde düzenlenen kanun hükmünde
kararnameler, işlevsel yönden yasama işlemi niteliğinde olduğundan yargısal
denetimlerinin yapılması görev ve yetkisi Anayasa'nın 148. maddesi ile Anayasa
Mahkemesine verilmiştir. Yargısal denetimde kanun hükmünde kararnamenin,
öncelikle yetki kanununa sonra da Anayasa'ya uygunluğu sorunlarının
çözümlenmesi gerekir. Her ne kadar, Anayasa'nın 148. maddesinde kanun hükmünde
kararnamelerin yetki kanunlarına uygunluğunun denetlenmesinden değil, yalnızca
Anayasa'ya biçim ve esas bakımlarından uygunluğunun denetlenmesinden söz
edilmekte ise de Anayasa'ya uygunluk denetiminin içerisine öncelikle kanun
hükmünde kararnamenin yetki kanununa uygunluğunun denetimi de girer. Çünkü
Anayasa'da, Bakanlar Kuruluna ancak yetki kanununda belirtilen sınırlar
içerisinde kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmesi öngörülmüştür.
Yetkinin dışına çıkılması, kanun hükmünde kararnameyi Anayasa'ya aykırı duruma
getirir.
Dayanaklarını doğrudan doğruya Anayasa'dan alan olağanüstü hal
kanun hükmünde kararnamelerinden farklı olarak, olağan dönemlerdeki kanun
hükmünde kararnamelerin bir yetki kanununa dayanması zorunludur. Bu nedenle,
kanun hükmünde kararnameler ile dayandıkları yetki kanunu arasında çok sıkı bir
bağ vardır. Kanun hükmünde kararnamenin yetki kanunu ile olan bağı, kanun
hükmünde kararnameyi aynen ya da değiştirerek kabul eden kanun ile kesilir.
Kanun hükmünde kararnamenin Anayasa'ya uygun bir yetki kanununa dayanması,
geçerliliğinin ön koşuludur. Bir yetki kanununa dayanmadan çıkartılan veya
dayandığı yetki kanunu iptal edilen kanun hükmünde kararnamelerin içeriği
Anayasa'ya aykırılık oluşturmasa bile bunların Anayasa'ya uygunluğundan söz
edilemez.
Kanun hükmünde kararnamelerin Anayasa'ya uygunluk denetimi,
kanunların denetiminden farklıdır. Anayasa'nın 11. maddesinde, 'Kanunlar
Anayasaya aykırı olamaz.' denilmektedir. Bu nedenle kanunların denetiminde,
onların yalnızca Anayasa kurallarına uygun olup olmadıkları saptanır. Kanun
hükmünde kararnameler ise konu, amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden hem
dayandıkları yetki kanununa hem de Anayasa'ya uygun olmak zorundadırlar.
Anayasa'da kimi konuların kanun hükmünde kararnamelerle
düzenlenmesi yasaklanmaktadır. Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında 'Sıkıyönetim
ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümde yer alan siyasî haklar ve ödevler...'in kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kural gereğince, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, 'Bakanlar Kurulu'na ancak kanun hükmünde
kararnameyle düzenlenmesi yasaklanmış alana girmeyen konularda kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verebilir.
Anayasa'nın herhangi bir maddesinde kanunla düzenleneceği
öngörülen bir konunun, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının açıkça
yasakladığı hükümler ile ilgili olmadıkça ya da Anayasa'nın 163. maddesinde
olduğu gibi kanun hükmünde kararname çıkarılamayacağı açıkça belirtilmedikçe
kanun hükmünde kararname ile düzenlenmesi Anayasa'ya aykırılık oluşturmaz.
B- Kanun Hükmünde Kararname'nin Tümünün Anayasa'ya Aykırılığı
İddiasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, KHK'nin dayanağı olan 6.4.2011 günlü, 6223
sayılı Yetki Kanunu'nun Anayasaya aykırı olduğu ve iptali gerekeceği, iptal
edilmesi halinde ise KHK'nin dayanaktan yoksun kalacağı belirtilerek KHK'nin
tümünün Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 6. ve 91. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin 27.10.2011 gün ve E.2011/60, K.2011/147
sayılı kararı ile 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun Anayasa'ya aykırılığı iddiasına
dayalı iptal isteminin reddine karar verildiğinden KHK'nin tümüne yönelik
Anayasa'ya aykırılık iddiası dayanaksız kalmıştır. İptal isteminin reddi
gerekir.
C- Kanun Hükmünde Kararname'nin Ayrı Ayrı Tüm Maddeleri ile Eki
(I) ve (II) Sayılı Cetveller ile (1), (2) ve (3) Sayılı Listelerin 6223 Sayılı
Yetki Kanunu Kapsamında Olup Olmadığının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, KHK'nin ayrı ayrı tüm maddeleri ile Eki (I)
ve (II) sayılı cetveller ile (1), (2) ve (3) sayılı listelerin 6223 sayılı
Yetki Kanunu kapsamında olmadığı gibi acil, ivedi, önemli ve zorunlu konuları
düzenlemediği belirtilerek Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 6., 7., 87. ve 91.
maddelerine aykırı oldukları ileri sürülmüştür.
1- KHK'nin 8. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (ç) Bendi
KHK'nin 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi, 662
sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin 78. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi ile yürürlükten kaldırıldığından, konusu kalmayan bu bende
ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek
gerekir.
2- KHK'nin 21. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (e) Bendi
KHK'nin 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi, 662
sayılı KHK'nin 78. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile
değiştirildiğinden, konusu kalmayan bu bende ilişkin iptal istemi hakkında
karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
3- KHK'nin 23. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (e) Bendinde
Yer Alan 'Bakanlık taşınmaz ve demirbaşlarını sigortalatmak, kiraya vermek,
işletmek' İbaresi ile (f) ve (g) Bentleri
KHK'nin 23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinde yer
alan 'Bakanlık taşınmaz ve demirbaşlarını sigortalatmak, kiraya vermek,
işletmek' ibaresi ile (f) ve (g) bentleri, 662 sayılı KHK'nin 78.
maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile yürürlükten kaldırıldığından,
konusu kalmayan bu ibare ve bendlere ilişkin iptal istemleri hakkında karar
verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU fıkranın (e) bendinde yer alan 'Bakanlık
taşınmaz ve demirbaşlarını sigortalatmak, kiraya vermek, işletmek' ibaresi
yönünden bu görüşe katılmamıştır.
4- KHK'nin 27. Maddesi
KHK'nin 27. maddesi, 662 sayılı KHK'nin 78. maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi ile değiştirildiğinden, konusu kalmayan bu maddeye ilişkin
iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
5- KHK'nin 37. Maddesinin (7) Numaralı Fıkrası
KHK'nin 37. maddesinin (7) numaralı fıkrası, 662 sayılı KHK'nin
78. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile değiştirildiğinden, konusu
kalmayan bu fıkraya ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer
olmadığına karar vermek gerekir.
6- KHK'nin 42. Maddesi
KHK'nin 42. maddesi, 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali
Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle
yürürlükten kaldırıldığından, konusu kalmayan bu maddeye ilişkin iptal istemi
hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
7- KHK'nin Eki (II) Sayılı Cetveli ile Bağlı Listeleri
KHK'nin eki (II) Sayılı Cetveli ile bağlı listeleri, 666 sayılı
KHK'nin 1. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından, konusu kalmayan bu Cetvel
ile listelere ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına
karar vermek gerekir.
8- KHK'nin Diğer Kuralları
6223 sayılı Yetki Kanunu'nun amaç ve kapsamını düzenleyen 1.
maddesinde Kanun'un amacı, kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli
ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak olarak belirlenmiş ve yetkinin
kapsamı iki başlık altında tespit edilmiştir. Yetkinin kapsamına ilk olarak
kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasındaki dağılımının yeniden belirlenmesi
girmektedir. Bu çerçevede gerekli görülmesi halinde yeni bakanlıklar kurulması,
var olan bakanlıkların birleştirilmesi, bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarının yeniden belirlenmesi için kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi verilmiştir. Bu amaçla;
1- Mevcut bakanlıkların birleştirilmesine veya kaldırılmasına,
yeni bakanlıklar kurulmasına, anılan bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarıyla hiyerarşik ilişkilerine,
2- Mevcut bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların bağlılık ve
ilgilerinin yeniden belirlenmesine veya bunların mevcut, birleştirilen veya
yeni kurulan bakanlıklar bünyesinde hizmet birimi olarak yeniden
düzenlenmesine,
3- Mevcut bakanlıklar ile birleştirilen veya yeni kurulan bakanlıkların
görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesine, taşrada ve yurt dışında
teşkilatlanma esaslarına, ilişkin kanun hükmünde kararname çıkarılabilecektir.
İkinci olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen
memurlar, işçiler, sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin atanma,
nakil, görevlendirilme, seçilme, terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye
sevk edilme usul ve esaslarına ilişkin olarak değişiklikler ve yeni
düzenlemeler yapılması için kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi
verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yapılan inceleme sonucunda;
KHK'nin, hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilenler ile
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası ve 163. maddesi uyarınca iptal
edilenler dışında kalan diğer kuralları 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun kapsamında
kaldığından Anayasa'nın 91. ve 163. maddelerine aykırı değildir. İptal
isteminin reddi gerekir.
D- Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'nın 91. ve 163.
Maddeleri Yönünden İncelenmesi
Dava dilekçesinde, KHK'nin ayrı ayrı tüm maddeleri ile eki (1)
ve (2) sayılı cetveller ile (1), (2) ve (3) sayılı listelerin Anayasa'nın 91.
maddesinin birinci fıkrasında kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmesi
yasaklanmış alanlara ilişkin düzenleme içerdiği, bu nedenle Anayasa'nın 2., 6.,
7., 87. ve 91. maddelerine aykırı oldukları ileri sürülmüştür.
6216 sayılı Kanun'un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle dava
konusu kurallar Anayasa'nın 163. maddesi yönünden de incelenmiştir.
1- KHK'nın 17. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinde Yer Alan ' 'gerçek ve'' ile ''gizli dahi olsa''
İbareleri
KHK'nin 17. maddesinin (1) numaralı fıkrasında Rehberlik ve
Denetim Başkanlığının görevleri sayıldıktan sonra (2) numaralı fıkranın birinci
cümlesinde, denetime tâbi olan gerçek kişilerin gizli dahi olsa bütün belge,
defter ve bilgileri talep edildiği takdirde ibraz etmek, para ve para
hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep hâlinde göstermek, sayılmasına ve
incelenmesine yardımcı olmak zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında 'Sıkıyönetim ve
olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümde yer alan siyasî haklar ve ödevler...'in kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Öte yandan Anayasa'nın 'Özel
hayatın gizliliği' başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin,
özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu ve özel hayatın gizliliğine
dokunulamayacağı; ikinci fıkrasında, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına
bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere
bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstünün, özel kâğıtlarının ve
eşyasının aranamayacağı ve bunlara el konulamayacağı, yetkili merciin kararının
yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulacağı hüküm altına
alınmıştır. Buna göre, Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen ve 'Kişinin
Hakları ve Ödevleri' başlıklı ikinci bölümünde yer alan özel hayatın
gizliliği hakkına ilişkin olarak kanun hükmünde kararname ile düzenleme
yapılması mümkün değildir.
KHK'nin 17. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan ''gerçek ve'' ile ''gizli dahi olsa''
ibareleriyle gerçek kişilerin özel hayatı kapsamında olan bilgi ve belgelerin
kendilerinden alınma koşullarının belirlenmiş olması, özel hayatın gizliliği
hakkına ilişkin bir düzenleme niteliğinde olduğundan kurallar, Anayasa'nın 91.
maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptalleri gerekir.
Kural, Anayasa'nın 91. maddesine aykırı görülerek iptal edildiğinden Anayasa'nın 163. maddesi yönünden
incelenmemiştir.
2- KHK'nin 40. Maddesinin (2), (3) ve (4) Numaralı Fıkraları
KHK'nin 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasında Bakanlık merkez
teşkilatında, Millî Eğitim Uzmanları ve Uzman Yardımcıları ile Millî Eğitim
Denetçileri ve Denetçi Yardımcılarının istihdam edileceği, (2) numaralı
fıkrasında Millî Eğitim Uzmanları ve Uzman Yardımcıları ile Millî Eğitim
Denetçileri ve Denetçi Yardımcılarının mesleğe giriş şartları; (3) numaralı
fıkrasında yeterlilik alma ve kadroya atanma şartları; (4) numaralı fıkrasında
ise mesleğe alınma, yetiştirilme, yarışma sınavı, tez hazırlama ve yeterlik
sınavı ile diğer hususların yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında 'Sıkıyönetim ve
olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümde yer alan siyasî haklar ve ödevler...'in kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Öte yandan, Anayasa'nın 'Kamu
hizmetlerine girme hakkı' başlıklı 70. maddesinin birinci fıkrasında, her
Türk'ün, kamu hizmetlerine girme hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra
ikinci fıkrasında hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka
hiçbir ayırım gözetilemeyeceği kurala bağlanmıştır. Buna göre, Anayasa'nın 70.
maddesinde düzenlenen ve 'Siyasi Haklar ve Ödevler' başlıklı dördüncü
bölümünde yer alan kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin olarak kanun
hükmünde kararname ile düzenleme yapılması mümkün değildir.
KHK'nin 40. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarıyla bir
kamu hizmeti olan Millî Eğitim Uzmanlığı ve Uzman Yardımcılığı ile Millî Eğitim
Denetçiliği ve Denetçi Yardımcılığına giriş koşullarının belirlenmiş olması,
kamu hizmetine girme hakkına ilişkin bir düzenleme niteliğinde olduğundan
kurallar, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptalleri
gerekir.
Haşim KILIÇ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU,
Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL bu görüşe
katılmamışlardır.
Serdar ÖZGÜLDÜR ve Burhan ÜSTÜN bu görüşlere değişik gerekçeyle
katılmışlardır.
Kural, Anayasa'nın 91. maddesine aykırı görülerek iptal edildiğinden Anayasa'nın 163. maddesi yönünden
incelenmemiştir.
3- KHK'nin Geçici 5. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrası
KHK'nin geçici 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasıyla, dava
konusu KHK'nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süreyle Millî Eğitim
Uzman Yardımcısı, Millî Eğitim Denetçi Yardımcısı ve İl Eğitim Denetmen
Yardımcısı kadrolarına yapılacak açıktan atamaların, yılı merkezî yönetim bütçe
kanunlarında yer alan açıktan atama sayı sınırlamasına tâbi olmayacağı kurala
bağlanmıştır.
Anayasa'nın 163. maddesinde, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde
kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemeyeceği belirtilmiştir.
Buna göre, bütçede değişiklik sonucunu doğuran düzenlemelerin kanun hükmünde
kararname ile yapılması mümkün değildir.
KHK'nin geçici 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasıyla, dava
konusu KHK'nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süreyle Millî Eğitim
Uzman Yardımcısı, Millî Eğitim Denetçi Yardımcısı ve İl Eğitim Denetmen
Yardımcısı kadrolarına yapılacak açıktan atamaların, yılı merkezî yönetim bütçe
kanunlarında yer alan açıktan atama sayı sınırlamasına tâbi olmayacağı
belirtilerek bütçede değişiklik yapıldığından kural, Anayasa'nın 163. maddesine
aykırıdır. İptali gerekir.
4- KHK'nin Diğer Kuralları
KHK'nin 17. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan ' 'gerçek ve'', ''gizli dahi olsa'' ibareleri, 40.
maddesinin (2), (3), (4) numaralı fıkraları ve geçici 5. maddesinin (2)
numaralı fıkrası ile hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilenler
dışında kalan diğer kurallarında, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası ve
163. maddesi uyarınca kanun hükmünde kararname ile düzenlenmesi yasaklanmış
alanlara ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden bu kurallara
ilişkin iptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Osman Alifeyyaz PAKSÜT ile
Zehra Ayla PERKTAŞ KHK'nin 43. Maddesinin (2) numaralı fıkrası yönünden bu
görüşe katılmamışlardır.
E- Kanun Hükmünde Kararname'nin İçerik Yönünden İncelenmesi
1- KHK'nin 2. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (a) Bendi
Dava dilekçesinde, Mili Eğitim Bakanlığının kuruluşu ile görev,
yetki ve sorumluluklarının düzenlendiği bir kanun hükmünde kararnamede, Türk
tarihi ve milli değerleri ile Atatürk ilke ve inkılâplarına hiç değinilmediği
ve dolayısıyla eğitim ve öğretimin Devletin kuruluş felsefesinden, Cumhuriyetin
temel niteliklerinden ve Atatürk ilke ve inkılâplarından uzaklaştırıldığı;
eğitimin ekonomik amacının yapıcılık, yaratıcılık, üretkenlik ve verimliliği
artırmak olması gerekirken bunun yerine neoliberal ideolojiyi kutsayan bir
yaklaşım tarzının benimsendiği belirtilerek kuralın, Anayasa'nın Başlangıç'ı
ile 2., 7., 42., 87., 91. ve 167. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kuralda, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki
öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler
yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel
düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve
becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını
tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim
hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek Milli Eğitim Bakanlığı'nın
görevleri arasında sayılmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan
haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve
işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu
geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini sağlayan, Anayasa'ya aykırı durum ve
tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve
kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa'nın 42. maddesinin üçüncü fıkrasında: 'Eğitim ve
öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim
esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara
aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz' denilerek eğitim ve öğretimin
Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda yapılacağı açıkça ifade edilmiş ve
eğitim ve öğretim hizmetlerinin ana çerçevesi belirtilmiştir. Ayrıca milli
eğitimin temel esaslarının belirlendiği 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Kanunu'nun 2. maddesinde, yine Anayasa'nın 42. maddesinin üçüncü fıkrasıyla da
uyumlu olarak, Türk Milli Eğitiminin genel amacının Türk Milletinin bütün
fertlerini Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk
milliyetçiliğine bağlı fertler olarak yetiştirmek olduğu belirtilmiştir. Bu
nedenle dava konusu düzenlemede okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki
öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler
yönünden geliştiren eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak Milli Eğitim
Bakanlığı için bir görev olarak belirlenirken, Türk tarihi ve milli değerleri
ile Atatürk ilke ve inkılâplarına değinilmemesi, eğitim ve öğretimin Devletin
kuruluş felsefesine, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve Atatürk ilke ve
inkılâplarına aykırı olarak gerçekleştirilebileceği anlamına gelmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 2. ve 42.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU ve Osman Alifeyyaz PAKSÜT bu görüşe
katılmamıştır.
Kuralın, Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 7., 87., 91. ve 167.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
2- KHK'nin 2. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (c) Bendinde
Yer Alan ''güncel teknik ve modeller ışığında' İbaresi
Dava dilekçesinde, dava konusu ibarenin hukuk devleti ilkesinin
gerektirdiği öngörülebilirlik ve belirliliği sağlamadığı, Atatürk ilke ve
inkılâpları doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre yürütülmesi
gereken eğitim sisteminin ne olduğu ve ne sonuç doğuracağının belirsiz olduğu,
güncel teknik ve modeller ışığında gerçekleştirilmesinin Anayasa'da ifade
edilen eğitimle ilgili temel ilkelere aykırı olduğu belirtilerek kuralın,
Anayasa'nın 2. ve 42. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kuralda, eğitim sistemini yeniliklere açık, dinamik,
ekonomik ve toplumsal gelişimin gerekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik ve
modeller ışığında tasarlamak ve geliştirmek Milli Eğitim Bakanlığının görevleri
arasında sayılmıştır.
Anayasa koyucu, Anayasa'nın 42. maddesinin üçüncü fıkrasında,
eğitim ve öğretimin Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim
ve eğitim esaslarına göre düzenlenmesini yasama faaliyetinde bulunulurken
yerine getirmesi gereken bir zorunluluk olarak görmüş ve kanun koyucunun bu
konudaki takdir yetkisinin çerçevesini belirlemiştir. Anayasa'nın 42.
maddesinin üçüncü fıkrasında geçen 'çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre''
ibaresi, kanun koyucu tarafından eğitim ve öğretim politikaları
belirlenirken çağın gerektirdiği güncel gelişmelerin ve yeniliklerin dikkate
alınmasını gerekli kılmaktadır. Kanun koyucu bu zorunluluktan hareketle dava
konusu kural olan ''güncel teknik ve modeller ışığında' ibaresi ile 'çağdaş
bilim ve eğitim esasları' standardını somutlaştırmış, böylelikle yaşanan
güncel gelişmelerin eğitim sisteminde takip edilebilmesini olanaklı kılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 42.
maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
Kuralın, Anayasa'nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
3- KHK'nin 2. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (d) Bendinde
Yer Alan ''öğrencilerin'' İbaresi
Dava dilekçesinde, düzenlemede 'özürlü öğrenciler' ibaresi
yer almadığı halde, 'kız' ibaresinden sonra ayrıca 'öğrencilerin'
tamlamasına yer verildiği, bu ibarenin yer almasının bir anlatım hatası
olmadığı, düzenlemenin 'kızların' veya 'kız çocuklarının' ya da 'kız
vatandaşların' eğitime katılımını pozitif ayrımcılık yoluyla
yaygınlaştıracak politika ve stratejiler geliştirmeyi amaçlamadığı, kız
öğrencilerin 'eğitime katılımını yaygınlaştıracak politika ve stratejiler
geliştirmek' görüntüsü altında 'başörtüsü/türbanı' okul öncesi
eğitim kurumları ile ilk ve ortaöğretime Milli Eğitim Bakanlığı eliyle
taşınmasının amaçlandığı belirtilerek kuralın, Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2.,
10., 24., 42. ve 90. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kuralda, kız öğrencilerin, özürlülerin ve toplumun
özel ilgi bekleyen diğer kesimlerinin eğitime katılımını yaygınlaştıracak
politika ve stratejiler geliştirmek, uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek
Milli Eğitim Bakanlığının görevleri arasında sayılmıştır.
Ülkemizde kız çocuklarının eğitim hakkından yararlanması
konusunda önemli eksiklikler olduğu bilinen bir gerçektir. Anayasa'nın 42.
maddesinin birinci fıkrasında 'Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun
bırakılamaz' denilerek herkesin eğitim ve öğrenim hakkından yararlanabilmesi
devlete bir görev olarak verilmektedir. Dava konusu kural ile kız öğrencilerin
eğitime katılımını yaygınlaştıracak politika ve stratejiler geliştirilerek bu
konudaki eksikliğin giderilmesi amaçlanmış ve kız çocukları lehine eğitim
imkânları artırılmak istenmiştir. Bu nedenle dava konusu düzenlemede geçen kız 'öğrencileri'
ibaresinin kullanımının, kanun koyucunun takdir hakkını kullanmasından ibaret
olduğu, bu yönde bir ifade kullanımının kız çocukları lehine eğitim
imkânlarının artırmaktan öteye bir anlam taşımadığı anlaşılmaktadır. Kanun
koyucu tarafından madde metninde 'kız öğrencilerin' ibaresinden sonra
ayrıca 'özürlülerin' ve 'toplumun özel ilgi bekleyen diğer
kesimlerinin' ibarelerinin kullanılması, dava konusu düzenlemeyle ulaşılmak
istenen amacın eğitim hakkını kullanmak isteyen kız çocukları lehine gerekli
altyapıyı hazırlamak ve geliştirmek olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 42.
maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
Kuralın, Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 10., 24. ve 90.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
4- KHK'nin 23. maddesinin (5) ve (6 ) Numaralı Fıkraları
Dava dilekçesinde, KHK'nin 23. maddesinin (2), (3) ve (4)
numaralı fıkralarında belirtilen ihale konusu işlerin niteliği itibarıyla, 2886
sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun kapsamı içinde
bulunduğu ve söz konusu bu kanunlarla kamu yararının sağlanması amaçlandığı,
oysa dava konusu kurallar ile (2), (3) ve (4) numaralı fıkralardaki işlerin
2886 ve 4734 sayılı kanunların kapsamından çıkarılarak bu kanunlarda örtülü
değişiklik yapıldığı ve bu sebeple kamu yararının bertaraf edildiği
belirtilerek kuralların, Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7. ve 87. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kurallarda, 23. maddenin (1) numaralı fıkrasında
belirtilen ihale konusu işler hariç, (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarında
ifade edilen ihale konusu işlerde 2886 sayılı Kanun ile 4734 sayılı Kanun
hükümlerinin uygulanmayacağı, bunun yerine Milli Eğitim Bakanlığı, Kalkınma
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığınca müştereken hazırlanarak
Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan yönetmelik hükümlerinin
uygulanacağı düzenlenmektedir.
Hukuk devletinin ögeleri arasında, kanunların kamu yararına
dayanması ilkesi de yer almaktadır. Bu ilkenin anlamı, kamu yararı düşüncesi
olmaksızın, yalnızca özel çıkarlar için veya yalnızca belli kişiler yararına
olarak herhangi bir yasa kuralının konulamayacağıdır. Demokratik hukuk
devletinde kamu yararının takdiri ve bu amaca ulaşmak için değişik ölçütlerin
seçimi kanun koyucunun tasarrufundadır. Kanun koyucu halkın çıkarlarını en iyi
şekilde belirleyebilecek organ konumuyla, hangi araç ve yöntemlerle kamu yararının
sağlanabileceği konusunda takdir yetkisine sahiptir. Söz konusu takdir yetkisi
anlayışının Bakanlar Kurulu tarafından kanun hükmünde kararname çıkarılmasında
da geçerli olduğunun kabulü gerekir. Buradaki sınır söz konusu takdir
yetkisinin anayasal sınırlar içinde kullanılmasıdır.
Bakanlar Kurulu, dava konusu düzenlemeler ile belirli bir kamu
yararı anlayışından hareketle, KHK'nin 23. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı
fıkralarında sayılan Milli Eğitim Bakanlığı'nın görev ve yetkisi kapsamında
bulunan ihale konusu işlerde kamu yararını sağlama adına 2886 ve 4734 sayılı
kanunların değil, (6) numaralı fıkrada belirtilen bakanlıklar ve kurumlarca
müştereken hazırlanıp Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak
yönetmeliğin uygulanmasının uygun olacağına karar vermiştir. Söz konusu tercih
Bakanlar Kurulunun ihale konusu işlerde kamu yararını sağlamaya dönük takdir
yetkisinin kullanımından ibarettir. Ayrıca, Anayasa'da, Milli Eğitim Bakanlığı
da dâhil, kamu kurumlarının görev ve yetkisi kapsamında bulunan ihale konusu
işlerle ilgili olarak kamu yararının mutlaka 'kanun' ya da 2886 ve 4734
sayılı kanunlar uygulanarak sağlanacağına ilişkin emredici bir hüküm de
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa'nın 2.
maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
Kuralların, Anayasa'nın Başlangıç'ı, 7. ve 87. maddeleriyle
ilgisi görülmemiştir.
5- KHK'nin 37. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrasındaki, 'Bakanlıkça
belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde
yapılır.' Biçimindeki Son Cümlesi
Dava dilekçesi ve başvuru kararlarında, diğer kamu görevlileri
gibi öğretmenlerin de görev yaptıkları yerde çeşitli nedenlerle maddi varlığına
veya özel hayatına karşı tehdit ve saldırılar olabileceği, bu nedenle bir an
önce görev yerinden ayrılmasının gerekebileceği, kendisinin, eşinin ya da
çocuklarının sağlığının ve yaşamının tehlikede olabileceği ve bunun için tedavi
olacağı yere atamasının yapılmasının gerekebileceği, eşinin görev yerinin
değişmiş olabileceği ve aile birliğinin sağlanması için bir an önce eşinin
bulunduğu mahalle atamasının yapılmasının zorunlu olabileceği, buna rağmen dava
konusu kural ile hiçbir ayrım yapılmadan tüm özür grupları için atamaların
sadece yaz tatili ile sınırlandırılmasının kabul edilebilir olmadığı, kişilerin
maddi ve manevi varlıklarını geliştirebilmelerinin başlıca şartının, ihtiyaç
duydukları anda sağlık hizmetlerine ulaşıp bu hizmetlerden yararlanabilmeleri
olduğu, devletin ailenin huzur ve refahı özellikle ananın ve çocukların
korunması, çalışanların hayat seviyesinin yükseltilmesi konularında Anayasa ile
görevli kılınmış olduğu, ailelerin, ananın ve çocukların yaşam ve çalışma
hakkını ihlal eden durumların ortaya çıktığı şartlarda zaman mefhumu
gözetmeksizin gerekli önlemlerin almasını gerektiği, devletin ailenin huzur ve
refahını korumasına imkan tanıyan araçlardan olan naklen atama gibi idari
usullerin, kanun hükümleri ile süre yönünden sınırlandırılmasının
mağduriyetlere sebebiyet vereceği, bununda toplumdaki hukuk devleti inancını
zedeleyeceği ve ayrıca sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı
sınırlandırılırken kanun koyucunun 'eşitlik ilkesi' ile 'demokratik
toplum düzeninin gereklerine' ve 'ölçülülük' ilkesine aykırı
düzenlemelerde bulunamayacağı belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2., 10., 13.,
17., 41., 49., 50. ve 56. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kuralda, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecek
özür gruplarına bağlı yer değiştirmelerin yılda bir defa olmak üzere yaz
tatillerinde yapılacağı öngörülmüştür.
Anayasa'nın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere yönelik
sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı gibi hak ve özgürlüklerin özlerine de
dokunamaz.
Çağdaş demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde
sağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Temel hak ve özgürlükleri büyük
ölçüde kısıtlayan ve kullanılamaz hale getiren sınırlamalar hakkın özüne
dokunur. Temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamaların yalnız ölçüsü
değil, koşulları, nedeni, yöntemi, kısıtlamaya karşı öngörülen kanun yolları
gibi güvenceler hep demokratik toplum düzeni kavramı içinde
değerlendirilmelidir. Bu nedenle, temel hak ve özgürlükler, istisnai olarak ve
ancak özüne dokunmamak koşuluyla demokratik toplum düzeninin gerekleri için
zorunlu olduğu ölçüde ve ancak kanunla sınırlandırılabilirler. Demokratik bir
toplumda temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamanın, bu sınırlamayla
güdülen amacın gerektirdiğinden fazla olması düşünülemez. Demokratik hukuk
devletinde güdülen amaç ne olursa olsun, kısıtlamaların, bu rejimlere özgü
olmayan yöntemlerle yapılmaması ve belli bir özgürlüğün kullanılmasını önemli
ölçüde zorlaştıracak ya da ortadan kaldıracak düzeye vardırılmaması gerekir.
Anayasa'nın 41. maddesinde 'Aile, Türk toplumunun temelidir
ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile
özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile
uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar'
denilmiştir. Aileyi Türk toplumunun temeli olarak tanımlayan Anayasa'nın 41.
maddesinde ailenin birey ve toplum hayatındaki önemine işaret edilmiş, devlete
ailenin korunması için gerekli düzenlemeleri yapması ve teşkilatı kurması
konusunda ödevler yüklenmiştir. Uluslararası hukukun temel belgelerinden olan
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 16. ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 10. maddelerinde de ailenin toplumun
doğal ve temel unsuru olduğu ve devlet tarafından korunması gerektiği
belirtilmiş; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinde herkesin aile
hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Anayasa'nın 50. maddesinde ise 'Kimse, yaşına, cinsiyetine ve
gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz' denilerek, çalışma şartlarının
çalışanın yaşına, cinsiyetine ve gücüne uygun olması, çalışanın korunması ve
çalışmanın verimi açısından gerekli olan şartların sağlanması gerektiği
belirtilmektedir. Anayasa'nın bu hükmü uyarınca devlet, çalışma şartlarını
iyileştirerek çalışanların hayat seviyesini yükseltilmesi konusunda sorumlu
olup bireylerin çalışma hakkını ihlal eden sonuçların ortaya çıktığı durumlarda
gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Eğitim ve öğretim hizmetleri sunulurken bu hizmeti sunan
öğretmenlerin tabi olacağı özür gruplarının ve bu özür gruplarına dayanan yer
değiştirme taleplerinin yıl içindeki beyan zamanının ve sayısının belirlenmesi
kural olarak idarenin takdir yetkisindedir. Bakanlar Kurulu dava konusu
düzenleme ile takdir yetkisini kullanmış, öğretmenlerin tabi olacağı özür
gruplarının ve bu özür gruplarına dayanan yer değiştirme taleplerinin yıl
içindeki beyan zamanının ve sayısının belirlenmesinde Milli Eğitim Bakanlığını yetkili
kılmıştır. Ancak, söz konusu yetki kullanılırken özür gruplarının, yer
değiştirmeye tabi öğretmenlerin Anayasa ile güvenceye kavuşturulmuş ailenin
korunması ve uygun şartlarda çalışma haklarına olan farklı etkileri göz önüne
alınmalı ve bu kapsamda özür grupları arasında önem ve öncelik sıralaması
yapılmalıdır. Başka bir ifadeyle yer değiştirme taleplerinin yıl içindeki beyan
zamanı ve sayısı belirlenirken her bir özür grubu için farklı ve alternatif
atama politikası oluşturulmalı ve böylelikle bireysel yarar ile kamu yararı
arasında adil ve makul bir denge kurulmalıdır. Zira, yer değiştirmede kriter
olarak alınacak özür guruplarının yer değiştirmeye tabi öğretmenlerin ve
ailelerinin yaşamlarına olan etkileri ve aciliyet durumları birbirinden tamamen
farklıdır. Bu hususun idarece gözetilmesi gerekirken, özür grupları arasında
önem ve öncelik sıralaması yapılmadan, özür gruplarının yer değiştirmeye tabi
öğretmenlerin Anayasa ile güvenceye kavuşturulmuş ailenin korunması ve uygun
şartlarda çalışma haklarına yönelik farklı etkilerinin dikkate alınmadığı tek
bir yer değiştirme politikası oluşturulmuş ve bu politika gereği yer değiştirme
sadece yaz aylarında olmak üzere yılda bir defa ile sınırlandırılmıştır. Bu
çerçevede, dava konusu kural özellikle, yer değiştirmeye tabi öğretmenlerin
veya aile üyelerinin tıbbi zorunluluk gereği il dışında tedavi görmesinin
kaçınılmaz olduğu veya eşin başka bir ile tayininin çıkması sonucu sağlık ve eş
özrünün söz konusu olduğu durumlarda, yıl içinde yer değiştirmeyi olanaksız
kılmaktadır. Anılan temel hakların öğretmenler tarafından kullanılabilmesini
zorlaştırarak bireysel yarar ile kamu yararı arasında adil ve makul bir denge
gözetmeyen kuralın ilgili hakların özüne dokunduğu açıktır.
Diğer taraftan, Anayasa'nın 56. maddesinde 'Herkes, sağlıklı
ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir' denilerek bireylerin
korunmuş çevre şartlarında beden ve ruh sağlığı içinde yaşamasını sürdürmesini
sağlamak devletin görevi olarak kabul edilmiştir.
Sağlık hizmetleri doğrudan yaşam hakkı ile ilgili olup diğer
kamu hizmetlerinden farklı ve öncelikli bir konuma sahiptir. Kişilerin maddi ve
manevi varlıklarını geliştirebilmelerinin, mutlu ve huzurlu olabilmelerinin
başlıca şartı, ihtiyaç duydukları anda sağlık hizmetlerine ulaşıp ihtiyaç
duydukları oranda bu hizmetlerden yararlanabilmeleridir. Devlet için bir görev
ve kişiler içinde bir hak olan bu amacın gerçekleştirilmesinde, bu haktan
yararlanmayı zorlaştırıcı ya da zayıflatıcı düzenlemeler Anayasa'ya aykırı
düşer. Anayasa'da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden yararlanma
her şeyden önce sağlıklı bireylerin varlığı ile mümkündür. Anayasa'da güvence
altına alınan hak ve özgürlüklerin ilgililerce kullanılabilmesini mümkün kılan
sağlık hizmetleri, bu işleviyle doğrudan yaşama hakkı ile ilgilidir ve bu
nedenle de diğer kamu hizmetlerinden farklılık arz etmektedir. Sağlık
hizmetlerinden yararlanmanın bireyler açısından taşıdığı önem açıkken, dava
konusu kural ile yer değiştirmeye tabi öğretmenlerin veya aile üyelerinin yıl
içinde görev yapılan il dışında tıbbi zorunluluk gereği tedavi olmak durumunda
kalabilecekleri dikkate alınmamış, özür grupları arasında önem ve öncelik
sıralaması yapılmayarak sağlık özrü sadece yaz aylarında olmak üzere yılda bir
defa ile sınırlandırılmıştır. Sağlık hizmetinin temel hedefi olan insan
sağlığının, mahiyeti itibarıyla ertelenemez ve ikame edilemez bir özelliğe
sahip olduğu dikkate alınırsa, sağlık özrü gerekçesiyle yıl içinde yer
değiştirme talebinde bulunan öğretmenlerin bu taleplerinin dava konusu kurala
dayanılarak reddedilmesi hakkın özüne müdahale niteliğindedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 13., 41.,
50. ve 56. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa'nın 13., 41., 50. ve 56. maddelerine aykırı
bulunarak iptal edildiğinden ayrıca Anayasa'nın 2., 10., 17. ve 49. maddeleri
yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
6- KHK'nin 37. Maddesinin (8) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinde Yer Alan 'yazılı ve' İbaresinden Sonra Gelen ''/veya ''
İbaresi
Dava dilekçesinde, dava konusu kural ile okul ve kurum
müdürlüklerine yapılacak atamalarda, okul veya kurum müdürlüğü sınavı
yapılacağı belirtilmekle birlikte, 'yazılı ve/veya sözlü' denilmek
suretiyle, idareye sadece yazılı, sadece sözlü veya hem yazılı hem sözlü sınav
yapma yetkisi birden verilerek yapılacak sınav konusunda hukuki belirsizlik
yaratıldığı ve bunun hukuki güvenliği ihlal ederek idarenin yargısal denetimini
zorlaştırdığı, ayrıca idareye sadece sözlü sınav yapabilme yetkisi verilerek
öznel değerlendirmelere açık bir şekilde yazılı sınav yapmadan sadece sözlü
sınavla okul veya kurum müdürlüğü atama yetkisi verildiği, nesnelliği
tartışmalı olan sözlü sınav ile okul veya kurum müdürü atanacak olmasının kamu
yararını bertaraf ettiği belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2. ve 91.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kuralda, okul ve kurum müdürlerinin yazılı ve/veya
sözlü olarak yapılacak okul veya kurum müdürlüğü sınavında başarılı olmak
kaydıyla, hizmet süreleri, performans ve yeterlikleri dikkate alınarak il millî
eğitim müdürünün teklifi üzerine vali tarafından atanacağı düzenlenmektedir.
Hukuk devletinin ögeleri arasında, kanunların kamu yararına
dayanması ilkesi de vardır. Bu ilkenin anlamı kamu yararı düşüncesi olmaksızın,
yalnızca özel çıkarlar için veya yalnızca belli kişiler yararına olarak
herhangi bir yasa kuralının konulamayacağıdır. Demokratik hukuk devletinde kamu
yararının takdiri ve bu amaca ulaşmak için değişik ölçütlerin seçimi ilke
olarak kanun koyucunun tasarrufundadır. Kanun koyucu halkın çıkarlarını en iyi
şekilde belirleyebilecek organ konumuyla, hangi araç ve yöntemlerle kamu
yararının sağlanabileceği konusunda takdir yetkisine sahiptir. Söz konusu
takdir yetkisi anlayışının Bakanlar Kurulu tarafından kanun hükmünde kararname
çıkarılmasında da geçerli olduğunun kabulü gerekir. Buradaki sınır söz konusu
takdir yetkisinin anayasal sınırlar içinde kullanılmasıdır.
İdareye, yapacağı işlem ve eylemlerde sınırları çizilmiş belli
ölçüde hareket serbestîsi veren bir takdir yetkisinin tanınması, kamu
hizmetlerinin eksiksiz ve kesintisiz olarak sunulması için gereklidir. İdarenin
bütün işlem ve eylemlerinin nihai amacı kamu yararı olduğundan idareye takdir
yetkisi tanınmasının nedenlerinden biri de kamu yararını gerçekleştirme amacıdır.
Diğer bir ifadeyle kamu yararını gerçekleştirme adına idareye, sınırları
çizilmiş belli ölçüde hareket serbestîsi veren bir takdir yetkisinin verilmesi
toplumsal ihtiyaçların gereği gibi karşılanabilmesi için kaçınılmaz bir
gerekliliktir. Ancak idareye tanınan takdir yetkisinin hukuk içerisinde
keyfilik içermeyecek şekilde ölçülü olarak kullanılması gerekir.
Bakanlar Kurulu, dava konusu düzenlemeler ile belirli bir kamu
yararı anlayışından hareketle, Milli Eğitim Bakanlığına, okul ve kurum
müdürlüklerine yapılacak atamalarda sadece yazılı, sadece sözlü veya hem yazılı
hem sözlü sınav yapma yetkisi vermiş ve takdir yetkisini bu yönde kullanmıştır.
Söz konusu tercih Bakanlar Kurulunun anılan görevlere atanmada kamu yararını
sağlamaya dönük takdir yetkisinin kullanımından ibarettir. Bu nedenle
kadroların ihdası, serbest bırakılması, değişikliği ve kadroların kullanımına
dair yasal çerçeveyi oluşturan 190 sayılı KHK kapsamında yer alan kadro unvanlı
bir görev olmayıp, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 88. maddesinde
öngörüldüğü üzere öğretmenlere asıl görevlerinin yanı sıra verilebilen ikinci
bir görev niteliği taşıyan, bir kadro olmayan ve ilgili personelin mevcut
kadrosu uhdesinde iken diğer bir görevin ikinci görev olarak yürütüldüğü okul
ve kurum müdürlüğü görevlerine yapılacak atamaların yazılı ve/veya sözlü sınav
usullerinden hangisi tercih edilerek yapılacağının idarenin takdir yetkisi
kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
Hukuk devletinin en vazgeçilmez unsurunun idarenin işlem ve
eylemlerinin yargısal denetime tabi olduğu kuşkusuzdur. Zira, söz konusu
yargısal denetim idareyi hukuka bağlı kılmakta ve keyfi uygulamalardan
kaçınmasını sağlamaktadır. Dava konusu düzenleme ile kurala bağlanan hususlar
arasında, Bakanlığa tanınan okul ve kurum müdürlerini atama yetkisini yargısal
denetimden muaf tutan herhangi bir norm bulunmamaktadır. Dolayısıyla,
Bakanlığın dava konusu kural ile kendisine tanınan atama yetkisini kullandığı
her durumda, ilgililer bu atama yetkisine ilişkin idari kararları yargı organları
önüne taşıyabilecek ve denetime tabi tutabileceklerdir.
Ayrıca, dava konusu düzenleme ile yargısal denetime engel
herhangi bir kural öngörülmediği gibi, yargısal denetimden önce, atamaya
ilişkin süreçte idarenin gözetmesi gereken belli standartlar da getirilmiştir.
Düzenlemede, 'okul ve kurum müdürleri; yazılı ve/veya sözlü olarak yapılacak
okul veya kurum müdürlüğü sınavında başarılı olmak kaydıyla, hizmet süreleri,
performans ve yeterlikleri dikkate alınarak il millî eğitim müdürünün teklifi
üzerine vali tarafından atanır.' denilerek yazılı ve/veya sözlü sınavda
başarılı olunduktan sonra, 'hizmet süresi', ' performans' ve 'yeterlik'
gibi kriterler dikkate alınarak atamanın il milli eğitim müdürünün teklifi
üzerine vali tarafından yapılacağı kural altına alınmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 2. maddesine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
Kuralın, Anayasa'nın 91. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
7- KHK'nın Geçici 3. maddesinin (1), (2), (3) ve (4) Numaralı
Fıkraları
Dava dilekçesinde, kariyer ve liyakat esasları gözetilmeden
mevcut idarecilerin görevden alındığı, bunun hukuki güvenlik ilkesine aykırı
olduğu ve kazanılmış hakları ihlal ettiği, bu hükümle görevleri sona erdirilerek
bakanlık müşaviri kadrolarına atanan kişilerin ücretleri dondurularak
kazanılmış haklarının ellerinden alındığı, idari bir işlemle yapılması gereken
görevden alma işleminin kanun ile yapıldığı ve bu yolla dava açma hakkının
engellendiği, görevden alınanlardan şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen Genel
Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı, Şube Müdürü ve İl Müdürü kadrolarına ve
bakanlık müşaviri kadrolarına atananların görevlendirmesi konusunda Bakan'a
sınırsız bir yetki verilerek kazanılmış hakların ihlal edildiği, statüleri
farklı olan birçok kamu görevlisi arasında hiçbir ayrım gözetilmeksizin tümünün
şahıslara bağlı kadrolara ve bakanlık müşaviri kadrosuna atanmasının eşitlik
ilkesiyle bağdaşmadığı belirtilerek kuralların, Anayasa'nın 2., 10., 36., 125. ve
128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kurallardan (1) numaralı fıkrada; KHK'nin yürürlüğe
girdiği tarihte Bakanlık merkez teşkilatında görev yapan bazı üst düzey kamu
görevlilerinin görevlerinin sona ermesi ve bunlardan Genel Müdür Yardımcısı,
Daire Başkanı (anahizmet ve yardımcı hizmet birimi), Daire Başkanı, Şube Müdürü
ve İl Müdürü kadrosunda bulunanların ilgisine göre KHK'ya ekli (3) sayılı
listede şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen Genel Müdür Yardımcısı, Daire
Başkanı, Şube Müdürü ve İl Müdürü kadrolarına, diğerlerinin ise aynı listede
ihdas edilen bakanlık müşaviri kadrolarına hâlen bulundukları kadro
dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılacakları; bu fıkra
ile ihdas edilen şahsa bağlı kadrolar ile bakanlık müşaviri kadrolarının
herhangi bir sebeple boşalması hâlinde bu kadroların hiçbir işleme gerek
kalmaksızın iptal edilmiş sayılacağı belirtilmektedir. Diğer taraftan, (2)
numaralı fıkrada, KHK'nin yürürlüğe girdiği tarihte Bakanlıkta Eğitim Müşaviri,
Eğitim Ataşesi ve Eğitim Ataşe Yardımcısı kadrolarında bulunanların
görevlerinin hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ereceği; bu kadrolarda
bulunanların, ilgili mevzuatına göre görev süreleri daha önce dolmamak
kaydıyla, 1.7.2012 tarihini geçmemek üzere anılan kadrolara yeni bir atama
yapılıncaya kadar bulundukları ülkelerdeki yurtdışı teşkilatına ait işleri
yürütmeye devam edecekleri düzenlenmektedir. (3) numaralı fıkrada ise birinci
fıkraya göre bakanlık müşaviri kadrolarına atanmış sayılanların eski mali
haklarının korunması ve kendi istekleri ile başka kadro veya kurumlara
geçenlere fark ödenmesinin sona ermesi öngörülürken, (4) numaralı fıkrada,
birinci fıkraya göre şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen kadrolar ile
bakanlık müşaviri kadrolarına atanmış sayılanların, Bakan tarafından belirlenen
birimlerde, Bakan tarafından belirlenen görevleri yürütecekleri
belirtilmektedir.
Anayasa'nın 2. maddesindeki 'hukuk devleti' ilkesi
gereğince, yasama işlemlerinin kişisel yararları değil kamu yararını gerçekleştirmek
amacıyla yapılması zorunludur. Bir kuralın Anayasa'ya aykırılık sorunu
çözümlenirken 'kamu yararı' konusunda Anayasa Mahkemesinin yapacağı
inceleme yalnızca kanunun kamu yararı amacıyla yapılıp yapılmadığı ile
sınırlıdır. Kanun ile kamu yararının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini
denetlemenin anayasa yargısıyla bağdaşmayacağı, bunun kanun koyucunun
takdirinde olduğu açıktır.
KHK'nin genel gerekçesinde, küreselleşme ve toplumun tüm
alanlarında geniş çaplı bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı ile yeni bir
eğitim paradigmasının oluşturulmasının zorunluluk arz ettiği, yaşanan
gelişmeler karşısında eğitim alanında yeni bir organizasyona gidilmesinin
kaçınılmaz olduğuna işaret edilerek Bakanlığın mevcut teşkilat yapısının
karmaşık, olması gerekenden büyük ve hantal olduğu, bu durumun işleyiş
süreçlerinde bazı aksaklıklara neden olduğu ve dolayısıyla mevcut yönetim
yapısıyla etkin bir eğitim hizmeti sunulamayacağı belirtilmektedir. Genel
gerekçeden, kanun koyucu tarafından, Bakanlık teşkilatında yeni bir yapılanmaya
gidilmesi durumunda bu sorunların çözümünde daha iyi sonuçlara ulaşılacağı
değerlendirilerek, Bakanlık teşkilatında yeni bir yönetim yapısının
oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Kanun koyucunun amacının kamu yararını sağlamaya
dönük olduğu konusunda kuşku yoktur. Bunun ötesinde yapılan somut düzenlemenin
bu amaçları etkin bir şekilde gerçekleştirmeye elverişli olup olmadığı
yönündeki bir değerlendirme anayasallık denetiminin kapsamı dışındadır.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin temel
gereklerinden birisi kazanılmış haklara saygı gösterilmesidir. Kazanılmış
haklara saygı, hukuk güvenliği ilkesinin bir sonucudur. Kazanılmış hak, kişinin
bulunduğu statüden doğan, tahakkuk etmiş ve kendisi yönünden kesinleşmiş ve
kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haktır. Dava konusu kuralda kişilerin
bulunduğu statülerden doğan, tahakkuk etmiş ve kendileri yönünden kesinleşmiş
ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haklara yönelik bir düzenleme
öngörülmediğinden kazanılmış hakları ihlal eden bir müdahale söz konusu
değildir. Bu kişilerin yeni atandıkları kadrodaki mali haklarının (ücret ve
özel hizmet tazminatı toplamının), mevcut kadrolarındakine göre daha düşük
olması halinde yeni kadrolarındaki gelirlerine eşitleninceye kadar aradaki
farkın ödenmesi öngörülmektedir. Bu nedenle maddede sayılan görevlerde
bulunanların görevlerine son verilerek aynı dereceli bakanlık müşaviri
kadrolarına atanmalarını öngören kuralın kazanılmış hakları ihlal ettiği
söylenemez.
Diğer taraftan, dava konusu kuralla tek bir kişi hakkında
bireysel nitelikte bir yürütme işlemi tesis edilmeyip, aksine genel ve soyut
bir kural getirilmektedir. Soyut bir kuralın gerçekte tek bir kişiyi ya da
sınırlı sayıda kişiyi ilgilendiriyor olması onun soyut niteliğini ortadan
kaldırmaz. Bireysel nitelikte bir işlemden söz edilebilmesi için somut olarak
bir kişinin hukuki durumunda değişiklik yapan bir irade açıklamasının bulunması
gerekir. Dava konusu kuralla bazı kişilerin hukuki durumunda değişiklik
yapılmasına yönelik bir irade açıklamasında bulunulmadığından bireysel işlemin
varlığından söz edilemez. Kuralda belirtilen kadrolarda görev yapan kişilerin
hukuki durumlarının düzenlemenin sonucundan etkilenmiş olması, bu sonucu
değiştirmez.
Kuralın dolaylı şekilde hak arama özgürlüğü ilgili olması
nedeniyle Anayasa'nın 36. maddesi yönünden de incelemesi yapılmıştır.
Anayasa'nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesinin
birinci fıkrasında, 'Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle
yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil
yargılanma hakkına sahiptir.' denilerek yargı mercilerine davacı ve davalı
olarak başvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia, savunma ve adil
yargılanma hakkı güvence altına alınmıştır. Dava konusu kurallarla, Milli
Eğitim Bakanlığının anılan kadrolarında yapılan değişiklikler, söz konusu
unvanların kaldırılması sonucu ortaya çıkan hukukî ve fiili zorunluluklar
nedeniyledir. Buna göre söz konusu işlemin sebep unsuru, Milli Eğitim
Bakanlığındaki bazı kadroların kaldırılması olup yürürlükte bulunan kanunlara
dayanılarak ve kamu görevlisinin öznel durumu dikkate alınarak idarece tesis
edilen naklen atama işlemlerinden farklıdır. Genel nitelikte olduğu sonucuna
ulaşılan yasal düzenlemeyle oluşturulan bu durumun, sebep unsuru yönünden
hukuka uygun olup olmadığının tespitinin anayasal bir sorun olduğu ve bu
yöndeki denetimin Anayasa Mahkemesince yapılması gerektiği açıktır. Anılan
atama işleminin doğrudan kanunla değil, idari işlemle yapılmasının öngörülmesi
durumunda dahi kanunlara uygunluk denetimi yapmakla sınırlı bir yetkiye haiz
olan idari yargı yerlerinin, işlemin sebep unsurunun Anayasa'ya uygun olup
olmadığını tartışması ve bu yönde bir denetim yapması mümkün olmadığından bu
işlemin doğrudan kanun hükmünde kararname ile yapılmasının hak arama
hürriyetini sınırladığı söylenemez.
Çerçevesi kanunla belirlenmek kaydıyla kamu görevlilerinin
çalışma koşullarının ve görevlerinin değiştirilmesi her zaman mümkündür. Bu
nedenle bir memuriyet kadrosuna bağlanan görevlerde değişiklik yapılması, o
kadroda görev yapan memurların kazanılmış haklarının ihlali olarak
değerlendirilemez. Diğer bir ifadeyle kamu görevlileri, atandıkları tarih
itibarıyla mevzuatta öngörülen görevlerle sınırlı olarak çalıştırılabilecekleri
yolunda bir kazanılmış hakka sahip değillerdir. Dava konusu kuralla, Milli
Eğitim Bakanlığı bünyesinde şahıslarına bağlı kadrolara ve bakanlık müşaviri
kadrolarına atanan görevlilerin Bakan tarafından belirlenen birimlerde, Bakan
tarafından belirlenen görevleri yürüteceklerinin öngörülmesi, bu kişilerin
bulundukları statülerden doğan, tahakkuk etmiş ve kendileri yönünden
kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haklara yönelik bir düzenleme
olmadığından kazanılmış hakların ihlalinden söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa'nın 2., 36.
ve 125. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
Kuralların, Anayasa'nın 10. ve 128. maddeleriyle ilgisi
görülmemiştir.
VI- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
25.8.2011 günlü, 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin;
A- 6.4.2011 günlü, 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin
ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının
Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki
Kanunu'nun iptal edilmesi halinde dayanaksız hale geleceği yönünden ileri
sürülen iptal istemi, 6.2.2013 günlü, E.2011/123, K.2013/26 sayılı kararla
reddedildiğinden, Kararname'nin tümünün yürürlüğünün durdurulması isteminin
REDDİNE,
B- 1- 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi,
2- 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi,
3- 23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e), (f) ve (g)
bentleri,
4- 27. maddesi,
5- 37. maddesinin (7) numaralı fıkrası,
6- 42. maddesi,
7- Eki (II) Sayılı Cetvel'i ile bağlı listeleri,
hakkında, 6.2.2013 günlü, E.2011/123, K.2013/26 sayılı kararla
karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, bu maddelere, fıkraya,
bentlere, cetvele ve listelere ilişkin yürürlüğün durdurulması istemleri
hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
C- Kapsam yönünden;
1- 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. maddeleri, 8. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (ç) bendi dışında kalan bölümü, 9., 10.,11., 12. maddeleri,
13. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentleri, 14., 15., 16.
maddeleri, 17. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin ''gerçek ve'', ''gizli dahi olsa'' ibareleri dışında
kalan bölümü, 18., 19., 20. maddeleri, 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(a), (b), (c), (ç), (d) bentleri ile teselsül ettirilen (g) bendi, 22. maddesi,
23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d) ve (ğ) bentleri
ile (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı fıkraları, 24., 25., 26., 28., 29., 30.,
31., 32., 33 ., 34., 35., 36. maddeleri, 37. maddesinin (1), (2), (4), (5), (6)
ve (8) numaralı fıkraları ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesi dışında kalan
bölümü, 38., 39. maddeleri, 40. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 41., 43., 44.,
geçici 1., geçici 2., geçici 3., geçici 4. maddeleri, geçici 5. maddesinin (1)
numaralı fıkrası, geçici 6., geçici 7., geçici 8., 45., 46. maddeleri ile eki
(I) Sayılı Cetvel'e yönelik iptal istemleri, 6.2.2013 günlü, E.2011/123, K.2013/26
sayılı kararla reddedildiğinden, bu maddelere, fıkralara, bentlere, bölümlere
ve cetvele ilişkin yürürlüğün durdurulması istemlerinin REDDİNE,
D- 1- Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası yönünden;
a- 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. maddeleri, 8. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (ç) bendi dışında kalan bölümü, 9., 10.,11., 12. maddeleri,
13. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentleri, 14., 15., 16.
maddeleri, 17. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin ''gerçek ve'', ''gizli dahi olsa'' ibareleri dışında
kalan bölümü, 18., 19., 20. maddeleri, 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(a), (b), (c), (ç), (d) bentleri ile teselsül ettirilen (g) bendi, 22. maddesi,
23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d) ve (ğ) bentleri
ile (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı fıkraları, 24., 25., 26., 28., 29., 30.,
31., 32., 33 ., 34., 35., 36. maddeleri, 37. maddesinin (1), (2), (4), (5), (6)
ve (8) numaralı fıkraları ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesi dışında kalan
bölümü, 38., 39. maddeleri, 40. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 41., 43., 44.,
geçici 1., geçici 2., geçici 3., geçici 4. maddeleri, geçici 5. maddesinin (1)
numaralı fıkrası, geçici 6., geçici 7., geçici 8., 45., 46. maddeleri ile eki
(I) Sayılı Cetvel'e yönelik iptal istemleri, 6.2.2013 günlü, E.2011/123,
K.2013/26 sayılı kararla reddedildiğinden, bu maddelere, fıkralara, bentlere,
bölümlere ve cetvele ilişkin yürürlüğün durdurulması istemlerinin REDDİNE,
b- 17. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan ''gerçek ve'', ''gizli dahi olsa'' ibarelerine ilişkin yürürlüğün
durdurulması istemlerinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
c- 40. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarına ilişkin
iptal hükmünün yürürlüğe girmesinin ertelenmesi nedeniyle, bu fıkraların
YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,
2- Anayasa'nın 163. maddesinin birinci fıkrası yönünden;
a- Geçici 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasına ilişkin
yürürlüğün durdurulması isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
E- İçerikleri itibariyle Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen;
1- 37. maddesinin (3) numaralı fıkrasının 'Bakanlıkça
belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde
yapılır.' biçimindeki son cümlesine ilişkin yürürlüğün durdurulması
isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
2- a- 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
aa- (a) bendine,
ab- (c) bendinde yer alan '' güncel teknik ve modeller
ışığında'' ibaresine,
ac- (d) bendinde yer alan '' öğrencilerin'' sözcüğüne,
b- 23. maddesinin (5) ve (6) numaralı fıkralarına,
c- 37. maddesinin (8) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan 'yazılı ve' ibaresinden sonra gelen '/veya'' ibaresine,
d- Geçici 3. maddesinin (1), (2), (3) ve (4) numaralı
fıkralarına,
yönelik iptal istemleri, 6.2.2013 günlü, E. 2011/123, K. 2013/26
sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkralara, bende, ibarelere ve sözcüğe
ilişkin yürürlüğün durdurulması istemlerinin REDDİNE,
6.2.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VII- İPTAL HÜKMÜNÜN YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, 'Kanun, kanun
hükmünde kararname ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların
hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten
kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği
tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez.' denilmekte, 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 66. maddesinin
(3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır.
25.8.2011 günlü, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat
Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 40. maddesinin (2), (3) ve
(4) numaralı fıkralarının iptal edilmeleri nedeniyle doğacak hukuksal boşluk
kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin
üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası
gereğince bu fıkralara ilişkin iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de
yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VII- SONUÇ
25.8.2011 günlü, 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin;
A- 6.4.2011 günlü, 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin
ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin
Konularda Yetki Kanunu'na yönelik iptal istemi, 27.10.2011 günlü, E.2011/60,
K.2011/147 sayılı kararla reddedildiğinden, Kararname'nin tümüne yönelik iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
B- 1- a- 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi,
11.10.2011 günlü, 662 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin 78.
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile yürürlükten kaldırıldığından,
b- 37. maddesinin (7) numaralı fıkrası, 662 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'nin 78. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile
değiştirildiğinden,
c- 42. maddesi, 11.10.2011 günlü, 666 sayılı Kamu Görevlilerinin
Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle
yürürlükten kaldırıldığından,
d- Eki (II) Sayılı Cetvel'i ile bağlı listeleri, 666 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından,
konusu kalmayan bu maddeye, fıkraya, bende, cetvele ve listelere
ilişkin iptal istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, OYBİRLİĞİYLE,
2- 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi, 662 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin 78. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile
değiştirildiğinden, konusu kalmayan bu bende ilişkin iptal istemi hakkında
KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
3- 23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
a- (e) bendinde yer alan 'Bakanlık taşınmaz ve demirbaşlarını
sigortalatmak, kiraya vermek, işletmek,' ibaresi, 662 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 78. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile yürürlükten
kaldırıldığından, konusu kalmayan bu bende ilişkin iptal istemi hakkında KARAR
VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
b- (f) ve (g) bentleri, 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
78. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile yürürlükten kaldırıldığından,
konusu kalmayan bu bentlere ilişkin iptal istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER
OLMADIĞINA, OYBİRLİĞİYLE,
4- 27. maddesi, 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 78.
maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile değiştirildiğinden, konusu kalmayan
bu maddeye ilişkin iptal istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
C- 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. maddeleri, 8. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (ç) bendi dışında kalan bölümü, 9., 10.,11., 12. maddeleri,
13. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentleri, 14., 15., 16.
maddeleri, 17. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin ''gerçek ve'', ''gizli dahi olsa'' ibareleri dışında
kalan bölümü, 18., 19., 20. maddeleri, 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(a), (b), (c), (ç), (d) bentleri ile teselsül ettirilen (g) bendi, 22. maddesi,
23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d) ve (ğ) bentleri
ile (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı fıkraları, 24., 25., 26., 28., 29., 30.,
31., 32., 33 ., 34., 35., 36. maddeleri, 37. maddesinin (1), (2), (4), (5), (6)
ve (8) numaralı fıkraları ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesi dışında kalan
bölümü, 38., 39. maddeleri, 40. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 41., 43., 44.,
geçici 1., geçici 2., geçici 3., geçici 4. maddeleri, geçici 5. maddesinin (1)
numaralı fıkrası, geçici 6., geçici 7., geçici 8., 45., 46. maddeleri ile eki
(I) Sayılı Cetvel'i, 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında olduğundan Anayasa'ya
aykırı olmadıklarına ve bu maddelere, fıkralara, bentlere, bölümlere ve cetvele
ilişkin iptal istemlerinin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
D- 1- 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7. maddeleri, 8. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (ç) bendi dışında kalan bölümü, 9., 10.,11., 12. maddeleri,
13. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentleri, 14., 15., 16.
maddeleri, 17. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin ''gerçek ve'', ''gizli dahi olsa'' ibareleri dışında
kalan bölümü, 18., 19., 20. maddeleri, 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(a), (b), (c), (ç), (d) bentleri ile teselsül ettirilen (g) bendi, 22. maddesi,
23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d) ve (ğ) bentleri
ile (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı fıkraları, 24., 25., 26., 28., 29., 30.,
31., 32., 33 ., 34., 35., 36. maddeleri, 37. maddesinin (1), (2), (4), (5), (6)
ve (8) numaralı fıkraları ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesi dışında kalan
bölümü, 38., 39. maddeleri, 40. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 41. maddesi,
43. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 44., geçici 1., geçici 2., geçici 3.,
geçici 4. maddeleri, geçici 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası, geçici 6.,
geçici 7., geçici 8., 45., 46. maddeleri ile eki (I) Sayılı Cetvel'in,
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı
olmadıklarına ve bu maddelere, fıkralara, bentlere, bölümlere ve cetvele
ilişkin iptal istemlerinin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- 17. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan ''gerçek ve'', ''gizli dahi olsa'' ibarelerinin, Anayasa'nın 91.
maddesinin birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı olduklarına ve
İPTALLERİNE, OYBİRLİĞİYLE,
3- 40. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarının,
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı
olduklarına ve İPTALLERİNE, Haşim KILIÇ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL'ın karşıoyları
ve OYÇOKLUĞUYLA; iptal hükümlerinin, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrasıyla 30.3.2011 günlü, 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY
SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
4- 43. maddesinin (2) numaralı fıkrasının, Anayasa'nın 91.
maddesinin birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı olmadığına ve bu fıkraya
ilişkin iptal isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT ile Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
5- Geçici 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının, Anayasa'nın
163. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
E- İçerikleri itibariyle Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen;
1- 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
a- (a) bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU ile Osman Alifeyyaz PAKSÜT'ün karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
b- (c) bendinde yer alan '' güncel teknik ve modeller
ışığında'' ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
c- (d) bendinde yer alan '' öğrencilerin'' ibaresinin
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU'nun
karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- 23. maddesinin (5) ve (6) numaralı fıkralarının Anayasa'ya
aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU'nun
karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- 37. maddesinin;
a- (3) numaralı fıkrasının 'Bakanlıkça belirlenen özür
gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde yapılır.'
biçimindeki son cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
b- (8) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan 'yazılı
ve' ibaresinden sonra gelen '/veya'' ibaresinin Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
4- Geçici 3. maddesinin (1), (2), (3) ve (4) numaralı
fıkralarının Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE,
Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
6.2.2013 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan ALTAN
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
Zühtü ARSLAN
|
KARŞIOY YAZISI
25.8.2011 günlü, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 40. maddesinin (2), (3) ve
(4) numaralı fıkraları çoğunluk kararıyla Anayasa'nın 91. maddesine aykırı
bulunarak iptal edilmiştir.
652 sayılı KHK'nin 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
Bakanlık merkez teşkilatında Millî Eğitim Uzmanları ve Uzman Yardımcıları ile
Millî Eğitim Denetçileri ve Denetçi Yardımcıları istihdam edileceği
belirtilmiş, (2) numaralı fıkrasında Millî Eğitim Uzmanları ve Uzman
Yardımcıları ile Millî Eğitim Denetçileri ve Denetçi Yardımcılarının mesleğe
giriş şartları, (3) numaralı fıkrasında yeterlilik alma ve kadroya atanma
şartları, (4) numaralı fıkrada ise mesleğe alınma, yetiştirilme, yarışma
sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı ile diğer hususların yönetmelikle
düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
6223 sayılı Yetki Kanunu'nun 1. maddesinin birinci fıkrasının
(a-3) bendinde, Kanun'un amaçlarından birinin kamu hizmetlerinin Bakanlıklar
arasındaki dağılımının yeniden belirlenerek, mevcut Bakanlıklar ile
birleştirilen veya yeni kurulan Bakanlıkların görev, yetki, teşkilat ve
kadrolarının düzenlenmesine, taşrada ve yurt dışında teşkilatlanma esaslarına
ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak üzere Bakanlar Kuruluna kanun
hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek olduğu belirtilmiş ve aynı Kanun'un
ikinci fıkrasında da ilgili kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik
yapılabileceği belirtilmiştir.
652 sayılı KHK'nin iptali istenen kurallarıyla Bakanlık
Merkez Teşkilatında Millî Eğitim Uzmanlığı ve Uzman Yardımcılığı ile Millî
Eğitim Denetçiliği ve Denetçi Yardımcılığına atanma koşullarının düzenlenmesi
teşkilat ve kadroların belirlenmesine ilişkin bir husus olduğundan Yetki
Kanunu'na aykırılık bulunmamaktadır.
Kamu görevlilerinin kadrolarının ve bu kadrolara atanacak
kişilerde bulunması gereken niteliklerin de kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.
Ancak, kamu görevlisi olarak atanacak kişilerle ilgili tüm ayrıntıların sadece
yasayla düzenlenmesi gerektiği ve bu konuda idarî düzenlemeler yapılmasının
Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı düşeceği iddiası yerinde
değildir. Anayasa'nın bir maddesinin yasayla düzenleneceğini öngördüğü bir
konunun, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının açıkça yasakladığı
hükümler ile doğrudan ilgili olmadıkça, ya da KHK ile düzenlenemeyeceği
Anayasa'da özel olarak belirtilmedikçe KHK ile düzenlenmesi Anayasa'ya aykırı
değildir.
Anayasa'nın 70. maddesine göre, 'her Türk kamu hizmetine
girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden
başka hiçbir ayırım gözetilemez'. Maddede Türkiye Cumhuriyeti Devletine
vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin görevin gerektirdiği nitelikler
dışında, dil, din, mezhep, renk, siyasi düşünce, cinsiyet ve benzeri ayırım
gözetilmeksizin kamu hizmetlerine girme hakkına sahip bulundukları
belirtilmiştir. Böylece 'kamu hizmetlerine girme hakkı' siyasi hak ve
ödevler kapsamında, vatandaşlık bağına bağlı olarak kullanılabilecek bir hak
olarak düzenlenmiştir. Düzenlemenin temel hakka ilişkin niteliği bundan
ibarettir. Yoksa, bunun dışında kamu görevlerine giriş, atanma, görev
değişikliğine ilişkin tüm düzenleme ve uygulamaların temel hakkın düzenlenmesi
ve 91. madde anlamında yasak alan kapsamında görülmesi yerinde değildir.
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında, Anayasa'nın
ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi
hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevlerin
kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Anayasa'nın
belirtilen bölümlerinde birçok temel hak ve özgürlük düzenlenmiş bulunmaktadır.
Sözkonusu temel hak ve özgürlüklerin kapsama alanları ve ilgili oldukları
hususlar geniş bir biçimde yorumlandığında KHK'lerle yapılacak tüm
düzenlemelerin bu hak ve özgürlüklerle bağlantılarının bulunduğu ileri
sürülebilecektir. Böyle bir yorumdan hareket edilmesi halinde yasak alan
kapsamı oldukça genişleyecek ve KHK ile düzenlenebilecek alan kalmayacaktır.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin, 6.1.1987 günlü, E:1986/15 ve K:1987/1 sayılı
kararında, dolaylı biçimde kişi hak ve özgürlüklerini ilgilendirmeyecek bir
düzenleme düşünmenin oldukça güç olduğu, bu nedenle de dolaylı bir ilginin
varlığına dayanılarak sonuca gitmenin isabetli sayılamayacağı belirtilmiştir.
Buna göre, yasak alanın kapsamının, temel hak ve özgürlüklerle doğrudan ilgili
düzenlemeleri kapsayacak, dolaylı olarak ilgili düzenlemeleri ise kapsam
dışında bırakacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Anayasa Mahkemesi, 16.5.1989 günlü, E:1989/4 ve K:1989/24 sayılı
kararında, 3.11.1988 günlü, 347 sayılı '233 Sayılı Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin Genel Müdür olarak
atanabilmek için, 'yükseköğrenim görmüş olmak, dört yılı kamuda, altı yılı
özel sektörde geçmek şartıyla en az on yıl hizmeti bulunmak, kamu hizmeti
bulunmayanlarda ise özel sektörde asgari onbeş yıl çalışmış olmak, Genel
müdürlük görevini yerine getirebilecek yetenek, bilgi ve tecrübeye sahip olmak'
şartlarını getiren 1. maddesine yönelik iptal istemini reddetmiştir.
Anayasa'nın 91. maddesi kapsamına giren alanlarda düzenleme
yapılmış olmasından söz edilebilmesi için 91. maddede belirtilen hak ve
alanlarla ilgili doğrudan bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
İptaline karar verilen kurallarda Yetki Kanunu kapsamında
Bakanlık Merkez Teşkilatında Millî Eğitim Uzmanlığı ve Uzman Yardımcılığı ile
Millî Eğitim Denetçiliği ve Denetçi Yardımcılığı kadroları oluşturulduğundan,
zorunlu olarak bu kadrolara girişin koşulları da düzenlenmiştir. Bu nedenle
anılan kuralların Anayasa'nın 91. maddesinde belirtilen yasak alana ilişkin
düzenlemeler içerdiğinden söz etmek mümkün değildir.
Belirtilen nedenlerle, itiraz konusu kurallara yönelik iptal
isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle kuralın iptaline
yönelik çoğunluk görüşüne katılmadık.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Alparslan ALTAN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
I- Dava Açıldıktan Sonra Değiştirilen Kurallar Yönünden
25.8.2011 günlü, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)'nin
bazı maddelerinin iptali istemiyle 11.11.2011 tarihinde açılan davadan sonra
11.10.2011 günlü 662 sayılı KHK ile anılan KHK'nin 21. maddesinin (e) bendine
bir ibare eklenmesi; 23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinden bir
bölümün çıkarılması; 27. maddesinin (1) numaralı fıkrasına da bir ibare
eklenmesi sonucu yapılan değişikliklerin, ilgili oldukları dava konusu
kuralların tümünü etkilediği gerekçesiyle bu maddelerin esasının incelenmesine
gerek görülmeyerek 'karar verilmesine yer olmadığı' yolunda karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının konusunu
oluşturan kuralların tümüyle yasal değişikliğe uğramaları halinde, iptal
davalarının doğrudan soyut norm denetimine ilişkin oldukları da gözetildiğinde,
söz konusu başvurular hakkında esastan karar verilmesinde, hukuki yarar
bulunmamakta ise de yapılan değişikliğin, dava konusu kuralın bir bölümüne
yönelik olması durumunda, kalan bölüm hakkında incelemenin sürdürülmesi
gerekir. Aksi halde dava konusu kurallarda, daha sonraki yasal düzenlemelerle
yapılacak en küçük değişiklikler o kuralların, iptal davası yoluyla Anayasal
denetiminin engellenmesi sonucunu doğurur. Böyle bir sonucu, Anayasa yargısının
amacı ve işleviyle bağdaştırmak olanaksızdır.
Açıklanan nedenlerle 652 sayılı KHK'nin, tümü değiştirilmeyerek
sadece ibare eklenen veya çıkarılan kurallarının kalan bölümlerinin Anayasa'ya
uygunluk denetiminin yapılarak esas hakkında karar verilmesi gerektiği
düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
II- 43. Maddenin (2) Numaralı Fıkrası Yönünden
652 sayılı KHK'nin 43. maddesinin (2) numaralı fıkrasında,
birinci fıkrada belirtilen eğitim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek
dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri halinde
karşılaşacakları yaptırımlar düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına göre, Anayasa'nın
ikinci kısmının ikinci bölümünde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevlerinin KHK'lerle düzenlenmesi olanaklı değildir. Suç ve cezalara ilişkin
esasların düzenlendiği 38. maddeye Anayasa'nın ikinci kısmının, ikinci
bölümünde yer verildiğinden, yasaklanan eylemleri ve bunlara uygulanacak
cezaları içeren kurallar, ancak yasa ile getirilebilir.
652 sayılı KHK'nin 43. maddesinin (2) numaralı fıkrasında,
hukuka aykırı eylemler ve bunlara uygulanacak yaptırımlar belirtilerek,
Anayasa'nın 91. maddesi uyarınca, KHK'lerle düzenlenemeyecek olan ikinci kısım,
ikinci bölümde yer alan 38. madde kapsamına giren bir düzenleme yapılmıştır.
Anayasa'nın 91. maddesine aykırı olan bu düzenlemenin iptali gerektiği
düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
III- Diğer Kurallar Yönünden
652 sayılı KHK'nin Anayasa'nın 91. maddesinde belirtilen
KHK'lerle düzenlenemeyecek alana ilişkin hükümler içermesi nedeniyle iptal
edilen hükümleri dışında kalan dava konusu maddelerinden, Anayasa'nın diğer
maddelerine aykırı bulunarak iptal edilenlerin, öncelikle idarenin KHK'ler
konusundaki yetkisinin sınırlı olup, yasama yetkisinin devredilmezliği
ilkesiyle bağdaşmayacak biçimde geniş bir düzenleme yetkisi kullanamayacağına
ilişkin E: 2011/113; K: 2012/108 sayılı karardaki karşıoy gerekçesi
doğrultusunda farklı gerekçe ile iptaline karar verilmesi iptal isteminin
reddedildiği maddelerin ise aynı gerekçe ile iptal edilmesi gerektiği
düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
6223 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak kararlaştırılan 652
sayılı (KHK) Kanun Hükmünde Kararname'nin 43. maddesinin iptali istenilen
ikinci fıkrasında, özel eğitim sunan ve yararlananların gerçek dışı beyanla
fazladan ödemeye neden olmaları halinde bu tutarların iki katının ilgililerden
tahsil edileceği, bu fiillerin özel eğitim sunanlarca tekrar edilmesi durumunda
ayrıca kurum açma izinlerinin de iptal edileceği öngörülmektedir.
Anayasa'nın 91. maddesinde, olağan dönemde çıkarılacak kanun
hükmünde kararnameler ile Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci
bölümlerinde yar alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü
bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin düzenlenemeyeceği öngörülmüştür.
Anayasa'nın 'Suç ve cezalara ilişkin esaslar' başlıklı
38. maddesinde, suç ve ceza belirlenirken uyulması gereken temel ilke ve
esasların neler olduğu gösterilmiştir. Suç ve cezaya ilişkin ilkeleri içeren bu
kural, Anayasa'nın ikinci kısım ikinci bölümünde 'Kişinin Hakları ve
Ödevleri' ile ilgili düzenlemeler içinde yer almaktadır.
652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 43. maddesinin ikinci
fıkrasında, biri gerçek dışı beyanla fazla ödemeye neden olunması halinde
tutarın iki katının tahsil olunacağı, diğeri de özel eğitim sunanlarca fiilin
tekrar edilmesi durumunda kurum açma izninin ayrıca iptal edileceği
düzenlenmektedir. İptali istenilen bu düzenlemelerin, suç ve cezaya ilişkin
kurallar olduğunda ve Anayasa'nın ikinci kısım ikinci bölümündeki kişi hakları
ve ödevleriyle ilgi yasaklanan alan içinde yer aldığında duraksama
bulunmamaktadır. Buna göre, 652 sayılı KHK'nin 43. maddesinin ikinci fıkrası,
olağan dönemde çıkarılacak kanun hükmünde kararnameler için yasaklanan alanı
düzenlemekte ve bu haliyle de Anayasa'nın 91. maddesine aykırılık
oluşturmaktadır.
Açıklanan nedenle kuralların iptali gerektiğinden, redde ilişkin
çoğunluk görüşüne katılmadım.
DEĞİŞİK GEREKÇE
6.4.2011 günlü, 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun 1. maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi 'Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen
memurlar, işçiler, sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin
çalışmalarında etkinliği artırmak üzere, bunların atanma, nakil, görevlendirme,
seçilme, terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk edilme usul ve
esaslarına' ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak üzere, Bakanlar Kurulu'na
Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermektedir. 652 sayılı KHK'nin 40.
maddesi memuriyet statüsüne alınmaya ilişkin bir düzenleme niteliğindedir. Oysa
yukarıda ifade edildiği üzere 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun belirtilen hükmü
salt 'istihdam edilen' kamu görevlileri bakımından bir düzenleme yapılabilmesi
konusunda yetki vermektedir. Diğer bir deyişle, söz konusu kural Yetki Kanunu
kapsamı dışında kalmakta ve bu mahiyeti itibariyle de Anayasa'nın 91. maddesine
aykırı düşmektedir.
Açıklanan nedenle, anılan kuralın iptaline bu gerekçeyle
katılıyoruz.
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
KARŞIOY YAZISI
1- KHK'nin 43. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, maddenin
birinci fıkrasında belirtilen eğitim hizmetini sunan veya yararlananların
gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri
durumunda bu tutarların, iki katı ve kanuni faiziyle birlikte ilgililerden
müteselsilen tahsil edileceği, bu fiillerin özel eğitim okulları ile özel
eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından tekrarı halinde ayrıca kurum
açma izinlerinin iptal edileceği öngörülmüştür.
Fıkranın öngördüğü düzenleme, belli eylemlere para cezası
verilmesi ve izin iptali niteliğindeki yaptırımlardır. Anayasa'nın 91.
maddesinin birinci fıkrası gereğince, temel haklar kanun hükmünde kararname
konusu yapılamaz. Kanun hükmünde kararname ile bir takım cezai yaptırımların
düzenlenmesi Anayasaya aykırı olduğundan, kuralın iptali gerekir.
2- KHK'nin 2. maddesinin Milli Eğitim Bakanlığının görevlerinin
sayıldığı (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde 'okul öncesi, ilk ve orta
öğretim çağındaki öğrencileri bedeni, zihni, ahlaki, manevi, sosyal ve kültürel
nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve
küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve
becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını
tasarlamak, uygulamak, güncellemek, öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim
hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek' yer almaktadır.
Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin demokratik,
laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu, 17. maddesinde herkesin yaşama, maddi
ve manevi varlığını geliştirme hakkına sahip olduğu, 42. maddesinde eğitim ve
öğretimin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim
esaslarına göre yapılacağı belirtilmiştir.
Kuralda, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencilerin
küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gereklerine göre
yetiştirilmeleri öngörülmekte ise de anılan sistemin hukuken geçerli ve toplum
tarafından benimsenmiş bir tanımı bulunmamaktadır. Dünyada ve toplumumuzda
önemli bir kesim tarafından finansal işlemlerle sağlanan yapay ve temelsiz
ekonomik büyümenin ve reel üretime dayanmaması nedeniyle iflası şimdiden belli
olan geçici bir sistemin gerekleri olarak görülen global ekonomi
politikalarının, milli eğitime esas alınamayacağı açıktır. Öğrencilerin, okul
öncesi dönemden başlayarak devlet eliyle, global kapitalizmin gereklerine uygun
olarak zihinsel yönden şekillendirilmelerinin ve özgür düşünce yetenekleri
kazandırılmadan yüksek öğrenime hazırlanmalarının Milli Eğitim Bakanlığının
görevi olduğu anlamına gelen kural, gerçekte kamu yararı amacına yönelik olsa
bile salt lafzı itibariyle dahi Anayasa'nın 2, 17. ve 42. maddelerine
aykırıdır. Bu nedenle iptali gerekir.
|
|
|
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
25.8.2011 günlü, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 43. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında 'Birinci fıkrada belirtilen eğitim hizmetini sunan ve
yararlananların gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye
sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarlar, iki katı ve kanuni faiziyle birlikte
ilgililerden müteselsilen tahsil edilir. Bu fiillerin özel eğitim okulları ile
özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından tekrarı halinde, ayrıca
kurum açma izinleri iptal edilir.' denilmektedir.
Anayasa'nın 91. maddesinde düzenlenen Kanun Hükmünde Kararname
çıkarma yetkisi verme sınırlı bir yetki olup, maddenin ikinci fıkrasında da
'Yetki kanunu, çıkarılacak Kanun Hükmünde Kararname'nin amacını, kapsamını,
ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp
çıkarılmayacağını gösterir.' denilmek suretiyle bu yetkinin kapsamı da
gösterilmiştir.
Anayasa'nın 148. maddesinde Anayasa Mahkemesi, Kanunların, Kanun
Hükmünde Kararnamelerin Anayasa'ya şekil ve esas bakımından uygunluğunu
denetleyeceği hükme bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre, Anayasa
Mahkemesi bu denetimi yaparken Kanun Hükmünde Kararname'nin sadece Anayasa
hükümlerine uygunluğu değil, aynı zamanda Kararname'nin dayanağı olan Yetki
kanununu hükümlerine de uygunluğunu incelemektedir.
Dava konusu 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin dayanağı
olan 6.4.2011 günlü ve 6223 sayılı Yetki Kanununda;
Bu Kanunun amacı, kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin,
verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere;
a) Kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasındaki dağılımının yeniden
belirlenerek;
1) Mevcut bakanlıkların birleştirilmesine veya kaldırılmasına,
yeni bakanlıklar kurulmasına, anılan bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarıyla hiyerarşik ilişkilerine,
2) Mevcut bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların bağlılık ve
ilgilerinin yeniden belirlenmesine veya bunların mevcut, birleştirilen veya
yeni kurulan bakanlıklar bünyesinde hizmet birimi olarak yeniden
düzenlenmesine,
3) Mevcut bakanlıklar ile birleştirilen veya yeni kurulan
bakanlıkların görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesine, taşrada ve
yurt dışında teşkilatlanma esaslarına,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurlar,
işçiler, sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
etkinliği artırmak üzere, bunların atanma, nakil, görevlendirilme, seçilme,
terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk edilme usul ve esaslarına,
ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak üzere Bakanlar
Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermektedir.
Görüldüğü gibi 6.4.2011 günlü, 6223 sayılı Yetki Kanunu'nda;
müeyyide uygulanması konusunda idareye Kanun Hükmünde Kararname ile herhangi
bir düzenleme yapma yetkisi verilmediği açıktır. Bu durumda Yetki Kanunu'nun
amacı ve kapsamı dışında kalan konularda kanun hükmünde kararname ile bir
düzenleme yapılması Anayasa'nın 91. maddesi karşısında mümkün değildir.
Açıklanan nedenle 25.8.2011 günlü, 652 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 43. maddesinin (2) numaralı fıkrasının Anayasa'nın 91. maddesine
aykırı olduğu ve iptali gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.