ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 2011/148
Karar Sayısı : 2012/186
Karar Günü : 22.11.2012
R.G. Tarih-Sayı : 08.10.2013-28789
İPTAL
DAVASINI AÇANLAR : Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri
Emine Ülker TARHAN ve Muharrem İNCE ile birlikte 114 milletvekili
DAVANIN
KONUSU : 24.10.2011
günlü, 656 sayılı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin:
A- İlk ve esas
incelemelerinde, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un 59. ve 60. maddeleri uyarınca Anayasa Mahkemesi
Başkanı Haşim KILIÇ'ın reddine,
B- Tümünün ve
ayrı ayrı tüm maddeleri ile eki (I) ve (II) sayılı cetveller ile (1) ve (2) sayılı
listelerin Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7., 87., 91., 123. ve 163.
maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin
durdurulmasına,
karar
verilmesi istemidir.
II-
YASA METİNLERİ
A-
İptali İstenilen Kanun Hükmünde Kararname Kuralları
24.10.2011
günlü, 656 sayılı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali istenen kuralları ile
eki cetvel ve listeler şöyledir:
'MADDE
1- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı; Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının kuruluş, teşkilat, görev, yetki
ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
MADDE
2- (1)
İşbirliğinde bulunulması hedeflenen devletler ve topluluklarla iktisadi,
ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarındaki ilişkileri projeler,
programlar ve faaliyetler aracılığıyla geliştirmek, yapılacak katkı, yardım ve
ilgili süreçleri yürütmek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak üzere,
Başbakanlığa bağlı, kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli Türk İşbirliği
ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı kurulmuştur. Kurumun kısa adı TİKA'dır.
(2)
Başkanlığın teşkilatı ekli (I) sayılı cetvelde gösterilmiştir.
(3)
Başbakan, Başkanlığın yönetimi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde
bir Bakan eliyle yürütebilir. Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen Bakan
deyiminden Başbakan veya ilgili Bakan anlaşılır.
MADDE
3- (1) Başkanlığın
görevleri, 5/5/1969 tarihli ve 1173 sayılı Milletlerarası Münasebetlerin
Yürütülmesi ve Koordinasyonu Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla,
şunlardır:
a) İşbirliğinde
bulunulması hedeflenen ülke ve topluluklarla iktisadi, ticari, teknik, sosyal,
kültürel ve eğitim alanlarındaki ilişkileri karşılıklı kalkınmaya da katkıda
bulunacak şekilde projeler ve faaliyetler temelinde geliştirmek, söz
konusu ülke ve toplulukların kalkınma hedef ve ihtiyaçlarına uygun işbirliği
program ve projelerini hazırlamak veya hazırlatmak, bununla ilgili gerekli
düzenlemeleri ve takibi yapmak ve bunların uygulanmasında koordinasyonu
sağlamak.
b)
İşbirliğinde bulunulması hedeflenen ülke ve toplulukların iktisadi gelişim
sürecinde ihtiyaç duyacakları ekonomik altyapı araçlarını ve destek
programlarını hazırlamak, ekonomik büyüme, yatırım ortamının hazırlanması ve
geliştirilmesi, işsizliğin ve yoksulluğun azaltılması, eğitim seviyesinin
yükseltilmesi, iyi yönetişim, kadın ve ailenin toplumsal yaşamda ve
kalkınmadaki rolü, bilgi teknolojileri transferi, çevre ve doğal kaynakların
yönetimi, enerji, altyapı, sürdürülebilir kalkınma gibi alanlarda katkı temin
etmek, bu ülkelere kurumsal, insan kaynakları ve benzeri alanlarda kapasite
geliştirme destekleri sağlamak.
c)
Gerektiğinde yabancı ülke ve topluluklara yapılacak insani yardım ve teknik
desteklerin koordinasyonunu sağlamak.
ç)
Kalkınma alanında ulusal ve yararlanıcı ülkelerin kamu kurumları,
üniversiteleri, sivil toplum ve özel sektör kuruluşları ile işbirliği halinde
program, proje ve faaliyetler gerçekleştirmek ve gerektiğinde uzman desteği
sağlamak.
d)
İşbirliği yapılması hedeflenen ülke ve topluluklarda kamu yönetimi, hukuk,
eğitim, kültür ve diğer sosyal alanlardaki işbirliğini güçlendirmek amacıyla
proje ve programlar hazırlamak, hazırlatmak ve uygulamak, bu ülke ve
topluluklardan eğitim ve staj amacıyla Türkiye'ye gönderilecek kamu görevlileri
ve diğer kişilere burs ve benzeri destek sağlamak.
e)
Yurtdışında kültürel işbirliği programları yürütmek ve gerektiğinde Türk
kültürüyle ilgili faaliyet gösteren merkezlerle işbirliği yapmak.
f)
Kalkınma yardımları ve ülkemizin dış yardımlarıyla ilgili uygulama ve teknik
koordinasyon ile takibi sağlamak, envanter hazırlamak ve raporlar yayınlamak.
g)
Yurtdışında bulunan ortak tarihi, kültürel ve toplumsal mirasın ve değerlerin
korunmasına, toplumlar arası önyargıların giderilmesine ve medeniyetler arası
diyaloğun güçlendirilmesine yönelik sosyal ve kültürel proje ve çalışmaları
uygulamak.
ğ)
Görev alanıyla ilgili olarak uluslararası işbirliğine ilişkin çalışmalarda yer
almak ve koordinasyonu sağlamak, gerektiğinde uluslararası kuruluşlar ve
bunların temsilcilikleriyle ortaklaşa projeler yürütmek.
h)
İşbirliğinde bulunulması hedeflenen ülkelerin yanı sıra, özellikle tarihi,
coğrafi, sosyal ve kültürel bağlarımızın bulunduğu ülkelere, ilgili ülkenin
kalkınmışlık düzeyine bakılmaksızın, teknik katkı ve destekte bulunmak ve ortak
projelere açık olan tüm ülkelerden gelecek talepleri değerlendirmek.
ı)
Başkanlığın faaliyetleri kapsamında programa alınacak ülke ve topluluklara
yönelik işbirliği ve yardım projeleri hakkında Danışma Kuruluna bilgi
vermek.
i)
Mevzuatla Başkanlığa verilen diğer görev ve hizmetleri yapmak.
MADDE
4- (1)
Başkan, Başkanlığın en üst amiri olup, Başkanlık hizmetlerini;
mevzuata, hükümetin genel siyaseti, dış politikası ve Danışma Kurulu
tavsiyeleri çerçevesinde Başkanlığın amaç ve politikaları ile işbirliği
kapsamındaki ülkelerin ihtiyaçlarına uygun olarak yürütmek ve faaliyet alanına
giren konularda diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği ve koordinasyonu
sağlamakla görevlidir. Başkan, Bakana karşı sorumludur.
(2)
Başkana yardımcı olmak üzere üç Başkan Yardımcısı atanabilir. Başkan
Yardımcıları, Başkan tarafından verilen görevleri yerine getirir ve Başkana
karşı sorumludur.
MADDE
5- (1)
Başkanlığın hizmet birimleri şunlardır:
a)
Orta Asya ve Kafkaslar Dairesi Başkanlığı.
b)
Balkanlar ve Doğu Avrupa Dairesi Başkanlığı.
c)
Ortadoğu ve Afrika Dairesi Başkanlığı.
ç)
Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve Latin Amerika Dairesi Başkanlığı.
d)
Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Dairesi Başkanlığı.
e)
Hukuk Müşavirliği.
f)
Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı.
g)
İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
(2)
Birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen Daire
Başkanlıklarının görev alanına giren ülkeler Başkan tarafından belirlenir. Bu
Daire Başkanlıkları, görev alanlarına giren ülkelerle sınırlı olarak 3 üncü
maddede sayılan görevler ile Başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine
getirir.
(3)
Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a)
Birden fazla ülke ve bölgeyi ilgilendiren program, proje ve faaliyetler için 3
üncü maddede sayılan görevleri, ilgili Daire Başkanlıkları ile işbirliği içinde
yerine getirmek.
b)
Kalkınma yardımları ile teknik destek ve insani yardımları, sivil toplum
kuruluşları ve gönüllü kuruluşlarla işbirliği halinde geliştirmek ve uygulamak.
c)
Uluslararası kuruluşlar ve diğer ülkelerin kalkınma teşkilatları ile işbirliği
yapmak, ortak finansman ve benzeri yöntemlerle program, proje ve faaliyetler
geliştirmek ve uygulamak.
ç)
Başkan tarafından verilen benzeri diğer görevleri yapmak.
(4)
Hukuk Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
a)
26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Genel ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk
Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre
hukuk birimlerine verilen görevleri yapmak.
b)
Başkan tarafından verilen benzeri diğer görevleri yapmak.
(5) Strateji
Geliştirme Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a)
10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu,
22/12/2005 tarihli ve 5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ve diğer mevzuatla
strateji geliştirme ve mali hizmetler birimlerine verilen görevleri yürütmek.
b)
9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununa göre Başkanlığa
yapılacak başvuruların etkin, doğru ve süresinde sonuçlanmasını sağlamak için
gerekli çalışmaları yapmak.
c)
Başkan tarafından verilen benzeri diğer görevleri yapmak.
(6) İnsan
Kaynakları ve Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a)
Başkanlığın insan kaynakları politikasını ve planlamasını yapmak.
b)
Başkanlık personelinin atama, nakil, disiplin, terfi, ücret, sağlık, emeklilik
ve benzeri özlük işlemlerini yürütmek.
c)
Başkanlığın eğitim planını hazırlamak, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim
programlarını düzenlemek, uygulamak ve değerlendirmek.
ç)
5018 sayılı Kanunda yer alan esaslar çerçevesinde Başkanlığın birimleri ile
yurtdışındaki ofislerinin ihtiyacı olan her türlü yapım, satın alma, kiralama,
bakım ve onarım, ulaştırma ve benzeri idari ve mali hizmetleri yürütmek.
d)
Evrak bilişim ve yönetim sistemini, e-Devlet uygulaması çerçevesinde genel evrak
ve dokümantasyon hizmetlerini temin etmek, yürütmek, güncellemek ve yerine
getirilmesini denetlemek.
e)
Başkanlık kütüphane ve arşiv hizmetlerini yürütmek.
f)
Başkanlık sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini planlamak ve yürütmek
g)
Başkanlığın birimleri ile yurtdışındaki ofislerinin bilgi teknolojileri
altyapısını kurmak, işletmek, bakım ve onarımlarını yapmak veya yaptırmak,
bunlara ait hizmetleri ilgili birimler ile yürütmek, bilgi işlem projeleri ile
ilgili birimler arasında koordinasyon ve işbirliğini sağlamak, bilişim
teknolojisindeki gelişmelere uygun yazılımları üretmek veya sağlamak.
ğ)
Başkan tarafından verilen benzeri diğer görevleri yapmak.
MADDE
6- (1) Başkanlığın
yurtdışında yürüteceği program, proje, faaliyet ve yardım işlemlerinin
gerektirdiği koordinasyonun sağlanması için Program Koordinasyon Ofisleri
kurulabilir.
(2) Program
Koordinasyon Ofislerinde, Başkanlık personelinden görevlendirilenler ile
bunlara yardımcı olmak üzere mahallinden temin edilen ve Ofis hizmetlerinde
çalışan personelin niteliği, sayısı, görev süresi ve bunlara ödenecek
ücretlerin belirlenmesi, personele yapılacak ödemeler dışında kalan diğer
harcamaların neler olacağı ve harcamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlar
Kurulunca belirlenir.
MADDE
7- (1)
Danışma Kurulu; Bakanın başkanlığında, Bakanın belirleyeceği kamu kurum ve
kuruluşlarının bağlı ya da ilgili bulundukları bakan tarafından görevlendirilen
temsilcilerin katılımıyla oluşturulan bir istişare kuruludur. Başkan ve
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Danışma Kurulunun doğal üyesidir.
2)
Danışma Kurulunun istişare edeceği konuların nitelik ve özelliklerinin
gerektirmesi halinde Başkan Yardımcıları ve ilgili Daire Başkanları da Kurul
Başkanınca toplantıya çağırılır.
(3)
Kurul yılda en az bir defa olmak üzere Bakanın daveti üzerine toplanır. Bakan
bu yetkisini Başkana devredebilir. Başkan, Bakanın yetki vermesi halinde Kurula
Başkanlık edebilir. Kurulun sekreterya hizmetleri Başkanlıkça yürütülür.
(4)
Danışma Kurulu, Başkanlığın faaliyetlerinin kapsam, ilke ve önceliklerinin
belirlenmesi ile bu faaliyetlerin hükümetin genel siyaseti ve dış politika
hedefleri çerçevesinde gerçekleşmesi amacıyla tavsiye niteliğinde kararlar
alır.
MADDE
8- (1)
Başkanlık, görev alanına giren konularla ilgili olarak çalışmalarda bulunmak
üzere diğer bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları,
özel sektör temsilcileri ve konu ile ilgili uzmanların katılımı ile geçici
çalışma grupları oluşturabilir.
MADDE
9- (1)
Başkanlığın her kademedeki yöneticileri, görevlerini mevzuata,
stratejik plan ve programlara, performans ölçütlerine ve hizmet kalite
standartlarına uygun olarak yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur.
MADDE
10- (1)
Başkan ve her kademedeki Başkanlık yöneticileri, sınırlarını yazılı olarak
açıkça belirtmek ve yazılı olmak kaydıyla yetkilerinden bir kısmını alt
kademelere devredebilirler. Yetki devri, uygun araçlarla ilgililere duyurulur.
MADDE
11- (1) Başkanlık,
hizmet ve görevleriyle ilgili konularda diğer kamu kurum ve kuruluşları ve
mahalli idareler ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevlidir.
(2)
Yurtdışında teknik, kültürel, sosyal, insani ve benzeri yardım faaliyetlerinde
bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kaynağı kullanan diğer kuruluşlar,
bu yardım faaliyetleriyle ilgili projelerini gerekli görülen hallerde Başkanlık
kanalıyla gerçekleştirebilirler.
MADDE
12- (1) Başkanlık;
görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş
konularda idari düzenlemeler yapabilir.
MADDE
13- (1) Başkanlıkça
yürütülecek projelerin belirlenmesi, uygulanması, takibi ve sonuçlandırılması,
gerekli koordinasyonlarla bu proje ve faaliyetlerin sponsorlar aracılığıyla
yapılmasının sağlanması, Başkanlığın faaliyet ve amaçlarına uygun yayın ve
tanıtım yapılması ve bu yayınlarla ilgili olarak ödenecek ücretler ile bu
alanda yazılı ve görsel basın organlarınca ve internet medyası aracılığıyla
yapılacak yayınların desteklenmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir.
MADDE
14- (1)
Başkanlıkta; Başkan müşterek kararla, Başkan Yardımcıları, Daire Başkanı ve I.
Hukuk Müşaviri Başkanın teklifi ve Bakanın onayı ile atanır. Bakan, gerekli
gördüğü hallerde atama yetkisini Başkana devredebilir. Bu kadrolar dışındaki
diğer personel Başkan tarafından atanır.
MADDE
15- (1)
Başkanlık kadrolarının tespiti, ihdası, kullanımı ve iptali ile kadrolara
ilişkin diğer hususlar, 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre düzenlenir.
MADDE
16- (1)
Başkanlık personeli, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
tabidir.
(2)
Başkanlık, görev alanına giren konularda çalıştırılmak üzere TİKA Uzmanı ile
TİKA Uzman Yardımcısı istihdam eder.
(3)
TİKA Uzman Yardımcılığına atanabilmek için 657 sayılı Kanunun 48 inci
maddesinde sayılan genel şartlara ek olarak aşağıdaki şartlar aranır:
a)
En az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara
denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim
kurumlarından mezun olmak.
b)
Yapılacak yarışma sınavında başarılı olmak.
c)
Sınavın yapıldığı yılın Ocak ayının ilk günü itibarıyla otuzbeş yaşını
doldurmamış olmak.
ç)
Başkanlıkça belirlenen yabancı dillerden Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi
Seviye Tespit Sınavından en az (B) düzeyinde puan almak veya Yükseköğretim
Kurulunca buna denk kabul edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan bir
belgeye sahip olmak, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı
veya Yükseköğretim Kurulunca bu sınava denk kabul edilen ve uluslararası
geçerliliği bulunan sınavlarla ölçülmeyen yabancı diller için; ilgili dilde en
az üç yıllık ortaöğretim veya ön lisans, lisans veya yüksek lisans diploması
almış olmak ya da o dilin resmi dil olarak konuşulduğu ülke resmi makamları
tarafından düzenlenen sınavda %80 oranında başarılı olmak.
(4)
TİKA Uzman Yardımcılığında en az üç yıl çalışanlar, Başkanlıkça yapılacak
yeterlik sınavında başarı göstermek şartıyla TİKA Uzmanı unvanını alırlar. Üst
üste iki defa yeterlik sınavında başarı gösteremeyenler durumlarına uygun diğer
kadrolara atanırlar.
(5)
TİKA Uzmanı ile Uzman Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri,
yarışma sınavı ve yeterlik sınavı ile diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir.
(6) Başkanlıkta;
Başkan, Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı, I. Hukuk Müşaviri, Hukuk Müşaviri,
TİKA Uzmanı ve TİKA Uzman Yardımcısı kadrolarına atanan personel bu kadrolar
karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli
personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak
çalıştırılabilir. Bu suretle çalıştırılacak personele, atandığı kadronun unvan
ve derecesine göre, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelde yer
alan taban ve tavan ücretleri arasında kalmak üzere, Bakan tarafından
belirlenecek tutarda aylık brüt sözleşme ücreti ödenir. Söz konusu personele,
çalıştıkları günlerle orantılı olarak, hastalık ve yıllık izinleri dâhil, Ocak,
Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye
ödenir. Bunlardan üstün gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre
başarılı çalışma yaptıkları tespit edilenlere, Başkanın teklifi üzerine bağlı
bulunulan Bakan onayı ile Haziran ve Aralık aylarında birer aylık sözleşme
ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi ödenebilir. Bu fıkranın uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra kapsamındaki personele yapılacak diğer
ödemeler Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(7) Başkanlıkta,
657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuat hükümlerine bağlı kalmaksızın, sözleşme ile
yerli veya yabancı uzman istihdam edilebilir. Sözleşmeli olarak istihdam
edilecek personel, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Bu
personelin istihdam usul ve esasları yönetmelikle belirlenir. Bunlara ödenecek
ücretin tutarı, birinci dereceli kadroda bulunan TİKA Uzmanına mali haklar
kapsamında yapılan ödemeler tutarını geçmemek üzere Başkan tarafından tespit
edilir. Bu fıkra uyarınca çalıştırılacakların sayısı elliyi geçemez. Başbakan
onayı ile bu sayı iki katına kadar artırılabilir. Bu fıkraya göre istihdam
edilecek sözleşmeli uzmanların yurtiçi ve yurtdışındaki üniversitelerin en az
dört yıllık eğitim veren ve Başkanlıkça belirlenen bölümlerinden mezun olmaları
şartı aranır.
MADDE
17- (1)
8/6/1984 tarihli ve 217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde sayılan kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışanlar kurumlarının, aylık, ödenek, her türlü zam ve
tazminatlar ile diğer mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmek
kaydıyla geçici olarak Başkanlıkta görevlendirilebilir. Bunların geçici görev
yollukları Başkanlık tarafından ödenir. Başkanlığın bu konudaki talepleri,
ilgili kurum ve kuruluşlarca öncelikle sonuçlandırılır. Bu personel,
kurumlarından aylıklı izinli sayılır. İzinli oldukları sürece memuriyetleri ile
ilgili özlük hakları devam eder ve bu süreler terfi ve emekliliklerinde hesaba
katılır. Terfileri başkaca bir işleme gerek kalmaksızın süresinde yapılır.
(2)
Üniversite öğretim elemanları, özel bilgi ve ihtisas gerektiren işler için
4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesine göre
Başkanlıkta görevlendirilebilir.
MADDE
18- (1)
Başkanlığın gelirleri şunlardır:
a)
Genel bütçeden yapılacak yardımlar.
b)
Başkanlığa yapılacak her türlü bağış, yardım ve vasiyetler.
c)
Lüzumu halinde, Başbakan onayı ile diğer kaynaklardan yapılacak transferler.
ç)
Başkanlık gelirlerinin değerlendirilmesinden elde edilen gelirler.
d)
Diğer gelirler.
MADDE
19- (1)
Başkanlığa verilen görevlerden yurtdışında veya doğrudan yurtdışındaki
faaliyetlere yönelik olarak kullanılmak üzere tefrik edilen ödeneklerden Bakan
tarafından belirlenecek olan kısımlar Başkanlık bütçesine gider kaydedilmek
suretiyle özel hesaba aktarılır. Bu hesaplardan yapılan harcamalar 5018 sayılı
Kanun ve 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi değildir. Aktarılan tutarların harcanması,
muhasebeleştirilmesi ve alımlarda kullanılacak ihale yöntemlerine ilişkin usul
ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Başkanlıkça müştereken belirlenir.
MADDE
20- (1)
2/5/2001 tarihli ve 4668 sayılı Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
(2)
Mevzuatta; 4668 sayılı Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna yapılmış olan atıflar bu Kanun
Hükmünde Kararnameye, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığına
yapılan atıflar Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığına, Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının bağlı olduğu Bakana yapılan atıflar
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının bağlı olduğu Bakana
yapılmış sayılır.
(3)
Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığına ait kadrolar iptal edilerek
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki cetvellerden çıkarılmış ve ekli (1) sayılı listede yer alan
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvele Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı bölümü olarak
eklenmiştir.
(4)
10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki
(II) sayılı cetvelin 'B) Özel Bütçeli Diğer İdareler' bölümünün 30 uncu sırası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
'30)
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'
(5) 14/7/1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;
a)
36 ncı maddesinin 'Ortak Hükümler' bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı
bendinde yer alan 'Teknik Yardım Uzman Yardımcıları' ibaresi 'TİKA Uzman
Yardımcıları' ve 'Teknik Yardım Uzmanlığına' ibaresi 'TİKA Uzmanlığına' şeklinde
değiştirilmiştir.
b)
152 nci maddesinin 'II-Tazminatlar' kısmının 'A-Özel Hizmet Tazminatı'
bölümünün (i) bendinde yer alan 'Teknik Yardım Uzmanları,' ibaresi yürürlükten
kaldırılmış ve aynı bölümün (h) bendine 'Milli Eğitim Uzmanları' ibaresinden
sonra gelmek üzere ', TİKA Uzmanları' ibaresi eklenmiştir.
c)
Eki (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin 'I ' Genel İdare Hizmetleri Sınıfı'
bölümünün;
1-
(c) bendinde yer alan 'Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanı' ibaresi
'Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanı' şeklinde değiştirilmiştir.
2-
(f) bendinde yer alan 'Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı'
ibaresi 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkan Yardımcısı' şeklinde
değiştirilmiştir.
3-
(h) bendinde yer alan 'Teknik Yardım Uzmanları' ibaresi 'TİKA Uzmanları'
şeklinde değiştirilmiştir.
ç)
Eki (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin '2. Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili
Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında' bölümüne 'Türkiye İstatistik
Kurumu Daire Başkanı,' ibaresinden sonra gelmek üzere 'Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı Daire Başkanı,' ibaresi eklenmiştir.
d)
Eki (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 7 nci sırasına 'Daire Başkanı'
ibaresinden sonra gelmek üzere ', Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Daire
Başkanı' ibaresi eklenmiştir.
(6)
15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasına 'Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanına,'
ibaresinden sonra gelmek üzere 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanına
ve bu Başkanlığın yurtdışındaki Program Koordinasyon Ofisi sorumlusuna,'
ibaresi eklenmiştir.
(7)
27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü
maddesinin birinci fıkrasına 'Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı,' ibaresinden sonra gelmek üzere 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı,' ibaresi eklenmiştir.
GEÇİCİ
MADDE 1- (1)
Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler, bir yıl
içinde yürürlüğe konulur. Bu düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar mevcut
düzenlemelerin bu Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur
GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanun
Hükmünde Kararname yayımı tarihinde Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığına ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç, malzeme, demirbaş, borç
ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki kayıtlar ve diğer dokümanlar ile
geçici süreli olarak görevlendirilenler de dâhil kadro ve pozisyonlarda bulunan
personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığına devredilmiş sayılır. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığının kullanımında bulunan veya mülkiyeti Hazineye ait olup da Türk İşbirliği
ve Kalkınma İdaresi Başkanlığına tahsisli taşınmazlar hiçbir işleme gerek
kalmaksızın Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığına tahsis edilmiş
sayılır.
(2)
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının 2011 mali yılı harcamaları,
6091 sayılı 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa istinaden Maliye
Bakanlığınca yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar Türk İşbirliği ve Kalkınma
İdaresi Başkanlığının 2011 yılı bütçesinde yer alan ödeneklerden karşılanır.
GEÇİCİ MADDE 3- (1)
Bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinde Başkan, Başkan Yardımcısı, I. Hukuk Müşaviri,
Daire Başkanı, Müdür ve Şube Müdürü kadrolarında bulunanların görevleri sona
erer. Başkan, Başkan Yardımcısı, I. Hukuk Müşaviri ve Daire Başkanı
kadrolarında bulunanlar ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Başkanlık
Müşaviri kadrolarına; Müdür ve Şube Müdürü kadrolarında bulunanlar aynı liste
ile ihdas edilen Araştırmacı kadrolarına halen bulundukları kadro dereceleriyle
atanmış sayılır. Bu fıkra ile ihdas edilen Başkanlık Müşaviri ve Araştırmacı
kadroları, herhangi bir sebeple boşalması halinde hiçbir işleme gerek
kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.
(2)
Bu Kanun Hükmünde Kararname ile kadroları kaldırılan personelden;
Daktilograf ve Anbar Memuru kadrolarında bulunanlar mevcut kadro, derece ve
kademeleri dikkate alınarak Memur unvanlı kadrolara, Şef ve Uzman kadrolarında
bulunanlar mevcut kadro, derece ve kademeleri dikkate alınarak ekli (1) sayılı
liste ile ihdas edilen Araştırmacı kadrolarına atanırlar.
(3)
Yukarıdaki fıkralarda belirtilenler dışında kalanlardan kadro ve görev unvanı
değişmeyenler Başkanlık için ihdas edilen aynı unvanlı kadrolara halen
bulundukları kadro dereceleriyle başka bir işleme gerek kalmaksızın atanmış
sayılır. Kadro ve görev unvanı değişenler en geç altı ay içinde derece ve
kademelerine uygun kadrolara atanır.
(4) Teknik Yardım Uzmanı ve Teknik Yardım Uzman
Yardımcıları kadrosunda bulunanlar TİKA Uzmanı ve TİKA Uzman Yardımcısı
kadrolarına hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır. Teknik Yardım
Uzmanı ve Teknik Yardım Uzman Yardımcısı unvan ve kadrosunda geçirilen süreler,
TİKA Uzmanı ve TİKA Uzman Yardımcısı unvan ve kadrolarında geçmiş sayılır.
(5) Bu madde uyarınca atanan veya atanmış sayılan
personelin yeni kadrolarına atandıkları veya atanmış sayıldıkları tarih
itibarıyla eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda aldıkları aylık, ek
gösterge, her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek
ödeme, ikramiye (bir aya isabet eden tutar) ve sözleşme ücretleri ile diğer
mali hakları (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti
ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplamının net
tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır), atandıkları veya
atanmış sayıldıkları yeni kadroları için öngörülen aylık, ek gösterge, her
türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ödeme,
ikramiye (bir aya isabet eden tutar) ve ücretleri ile diğer mali hakları
(ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen
yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplamının net tutarından
fazla olması halinde aradaki fark tutarı, farklılık giderilinceye kadar
atandıkları veya atanmış sayıldıkları kadrolarda kaldıkları sürece herhangi bir
vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir. Atandıkları veya
atanmış sayıldıkları kadro unvanlarında isteğe bağlı olarak herhangi bir değişiklik
olanlarla, kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara fark tazminatı
ödenmesine son verilir.
(6) Kapatılan Başkanlıkta, sözleşmeli statüde
çalışanların sözleşmeleri, sözleşme süresi sonuna kadar devam eder.
(7)
Bu Kanun Hükmünde Kararnameye göre yeniden düzenleme ve atamalar
yapılıncaya kadar Başkanlığa verilen görevler, daha önce bu görevleri yapmakta
olan personel ve birimler tarafından yürütülmeye devam edilir. Başkanlık,
teşkilatını ve kadrolarını en geç altı ay içinde bu Kanun Hükmünde
Kararnameye uygun hale getirir.
GEÇİCİ
MADDE 4- (1) Bu
Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde;
a)
Mesleğe özel yarışma sınavı ile girmiş ve belirli süreli meslek içi eğitimden
sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin
'Ortak Hükümler' başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde
belirtilen kadrolara atanmış olanlar,
b)
En az doktora diplomasına sahip öğretim elemanları,
c)
657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan genel şartlar ile bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde
belirtilen eğitim şartını taşımaları ve Başkanlıkça belirlenecek yabancı
dillerden Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (C)
düzeyinde puan almak veya Yükseköğretim Kurulunca buna denk kabul edilen ve
uluslararası geçerliliği bulunan bir belgeye sahip olmak veya Kamu Personeli
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı veya Yükseköğretim Kurulunca bu sınava
denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan sınavlarla ölçülmeyen
yabancı diller için; ilgili dilde en az üç yıllık ortaöğretim veya ön lisans,
lisans veya yüksek lisans diploması almış olmak ya da o dilin resmi dil olarak
konuşulduğu ülke resmi makamları tarafından düzenlenen sınavda %70 oranında
başarılı olmak kaydıyla yurtiçi ve yurtdışındaki üniversiteler, uluslararası
kuruluşlar, ilgili meslek kuruluşları, araştırma merkezleri ve sivil toplum
kuruluşlarında Başkanlığın görev alanıyla ilgili çalışan veya bu alanda eğitim
almış kişiler ile kapatılan Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,
kırk
yaşından gün almamış olmak kaydıyla, Bakan onayı ile belirlenecek usul ve
esaslara göre Bakan tarafından TİKA Uzmanı olarak atanabilir. Bu şekilde
atanacakların sayısı elliyi geçemez.
2) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinde Başkanlıkta mülga 4668
sayılı Kanunun 20 nci maddesine göre çalışmakta olanlardan birinci fıkraya göre
TİKA Uzmanı kadrolarına atananların Başkanlıkta sözleşmeli personel
pozisyonlarında geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre
yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve
kademelerinin tespitinde değerlendirilir. Bunlar, atandıkları kadronun mali ve
sosyal haklarına göreve başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren hak
kazanır ve önceki pozisyonlarında aldıkları mali ve sosyal haklar hakkında
herhangi bir mahsuplaşma yapılmaz. Bu şekilde TİKA Uzmanı kadrolarına
atananlara iş sonu tazminatı ödenmez. Bu personelin önceden iş sonu tazminatı
ödenmiş süreleri hariç, iş sonu tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri,
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu
uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet süresinin hesabında
dikkate alınır. TİKA Uzmanı kadrolarına atananların pozisyonları başka bir işleme
gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.
GEÇİCİ
MADDE 5- (1)
Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden itibaren bir yıl süreyle, 190
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin son fıkrasında yer alan
sınırlama ile bağlı olmaksızın boş kadrolarda sınıf, unvan ve derece, dolu
kadrolarda derece değişikliği yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
(2)
2011 yılı için geçerli olmak üzere 6091 sayılı 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe
Kanununun 22 nci maddesindeki sınırlamalara tabi olmaksızın Başkanlık
kadrolarına atama yapılabilir.
MADDE
21- (1)
Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE
22- (1)
Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.'
(I) SAYILI CETVEL
TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI TEŞKİLATI
Başkan
|
Başkan
Yardımcıları
|
Hizmet
Birimleri
|
Başkan
|
Başkan
Yardımcısı
|
1)
Orta Asya ve Kafkaslar Dairesi Başkanlığı
|
|
Başkan
Yardımcısı
|
2)
Balkanlar ve Doğu Avrupa Dairesi Başkanlığı
|
|
Başkan
Yardımcısı
|
3)
Ortadoğu ve Afrika Dairesi Başkanlığı
|
|
|
4)
Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve Latin Amerika
DairesiBaşkanlığı
|
|
|
5)
Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Dairesi Başkanlığı
|
|
|
6)
Hukuk Müşavirliği
|
|
|
7)
Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı
|
|
|
8)
İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri
Dairesi
Başkanlığı
|
(II) SAYILI CETVEL
TÜRK
İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI
SÖZLEŞMELİ
ÜCRET CETVELİ
(BRÜT
TL)
GÖREV
UNVANI
|
EN
AZ
|
EN
ÇOK
|
Başkan
|
0
|
3.223,56
|
Başkan
Yardımcısı
|
2.891,21
|
3.027,08
|
Daire
Başkanı, I. Hukuk Müşaviri
|
1.798,72
|
2.475,77
|
TİKA
Uzmanı, Hukuk Müşaviri
|
|
|
Kadro
derecesi 1
|
1.798,72
|
2.475,77
|
Kadro
derecesi 2
|
1.766,16
|
2.414,03
|
Kadro
derecesi 3
|
1.747,08
|
2.396,06
|
Kadro
derecesi 4
|
1.729,11
|
2.378,10
|
Kadro
derecesi 5
|
1.711,14
|
2.360,12
|
Kadro
derecesi 6
|
1.692,06
|
2.342,16
|
Kadro
derecesi 7
|
1.674,10
|
2.323,08
|
TİKA
Uzman Yardımcısı
|
826,37
|
1.867,22
|
(1
) SAYILI LİSTE
KURUMU
: TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI
TEŞKİLATI
: MERKEZ
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
|
Unvanı
|
Derecesi
|
Serbest
Kadro
Adedi
|
Toplam
|
GİH
|
Başkan
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Başkan
Yardımcısı
|
1
|
3
|
3
|
GİH
|
Orta Asya ve Kafkaslar Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Balkanlar ve Doğu Avrupa Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Ortadoğu ve Afrika Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve Latin Amerika Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Strateji
Geliştirme Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
İnsan
Kaynakları ve Destek Hizmetleri Dairesi Başkanı
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
I.
Hukuk Müşaviri
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
Hukuk
Müşaviri
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
İç
Denetçi
|
1
|
2
|
2
|
AH
|
Avukat
|
1
|
1
|
1
|
GİH
|
TİKA
Uzmanı
|
1
|
63
|
63
|
GİH
|
TİKA
Uzmanı
|
2
|
6
|
6
|
GİH
|
TİKA
Uzmanı
|
3
|
8
|
8
|
GİH
|
TİKA
Uzmanı
|
4
|
34
|
34
|
GİH
|
TİKA
Uzmanı
|
5
|
13
|
13
|
GİH
|
TİKA
Uzmanı
|
6
|
37
|
37
|
TH
|
TİKA
Uzmanı
|
1
|
15
|
15
|
TH
|
TİKA
Uzmanı
|
3
|
6
|
6
|
TH
|
TİKA
Uzmanı
|
4
|
19
|
19
|
TH
|
TİKA
Uzmanı
|
6
|
5
|
5
|
GİH
|
TİKA
Uzman Yardımcısı
|
9
|
47
|
47
|
TH
|
TİKA
Uzman Yardımcısı
|
6
|
5
|
5
|
TH
|
TİKA
Uzman Yardımcısı
|
9
|
11
|
11
|
GİH
|
Mali
Hizmetler Uzmanı
|
1
|
3
|
3
|
GİH
|
Mali
Hizmetler Uzmanı
|
2
|
1
|
1
|
GİH
|
Mali
Hizmetler Uzmanı
|
3
|
2
|
2
|
GİH
|
Mali
Hizmetler Uzmanı
|
5
|
3
|
3
|
GİH
|
Mali
Hizmetler Uzman Yardımcısı
|
8
|
7
|
7
|
GİH
|
Araştırmacı
(Ö)
|
1-13
|
10
|
10
|
GİH
|
Araştırmacı
|
1
|
3
|
3
|
GİH
|
Araştırmacı
|
3
|
2
|
2
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
3
|
12
|
12
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
5
|
13
|
13
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
6
|
10
|
10
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
10
|
15
|
15
|
GİH
|
Programcı
|
5
|
1
|
1
|
GİH
|
Çözümleyici
|
5
|
1
|
1
|
GİH
|
Memur
|
5
|
15
|
15
|
GİH
|
Sekreter
|
5
|
3
|
3
|
GİH
|
Şoför
|
5
|
7
|
7
|
GİH
|
Şoför
|
8
|
1
|
1
|
YH
|
Bekçi
|
6
|
1
|
1
|
YH
|
Hizmetli
|
6
|
3
|
3
|
YH
|
Hizmetli
|
7
|
1
|
1
|
YH
|
Hizmetli
|
8
|
1
|
1
|
|
TOPLAM
|
|
400
|
400
|
(2)
SAYILI LİSTE
KURUMU : TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI
TEŞKİLATI
: MERKEZ
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
|
Unvanı
|
Derecesi
|
Serbest
Kadro Adedi
|
Toplam
|
GİH
|
Başkanlık Müşaviri
|
1
|
7
|
7
|
GİH
|
Araştırmacı
|
1
|
10
|
10
|
|
TOPLAM
|
|
17
|
17
|
B-
Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava
dilekçesinde, Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7., 87., 91., 123. ve 163.
maddelerine dayanılmıştır.
III-
İLK İNCELEME
A- Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN,
Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT,
Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN'ın katılımlarıyla
12.1.2012 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, öncelikle Anayasa Mahkemesi
Başkanı Haşim KILIÇ hakkındaki reddi hâkim talebi görüşülmüştür.
Dava
dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ'ın, kamuoyunda Wikileaks
belgeleri olarak bilinen ve bir internet sitesinde yer alan bilgilere göre,
2003 yılında ABD Büyükelçisine Cumhuriyet Halk Partisi aleyhinde bir takım
beyanlarda bulunduğu, 25.4.2011 tarihinde Anayasa Mahkemesinin 49. Kuruluş
Yıldönümü'nde yaptığı açılış konuşmasında 'Ümit ediyorum ki bu gayret,
Anayasa Mahkemesine dava açmak suretiyle sorun çözme kolaycılığını da ortadan
kaldıracaktır.' ifadelerine yer verdiği, ayrıca 6223 sayılı Yetki
Kanunu'nun iptali istemiyle açılan davada verilen kararda açıklanan görüşünün
daha önceki kararlarda yer alan görüşlerinden farklı olduğu, bu nedenlerle
Cumhuriyet Halk Partisinin tarafı olduğu davalarda tarafsız olarak karar
veremeyeceği ileri sürülerek 6216 sayılı Kanun'un 59. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (d) bendi ile 60. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca reddi
talep edilmiştir.
Hâkimin
reddi kurumu, hâkimin bakacağı davada tarafsızlığını sağlamaya yönelik olup
temel bir hak olan adil yargılanma hakkıyla ilişkilidir. Nitekim herkesin,
kanuni ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma hakkı bulunmaktadır. Bu
nedenle hukukumuzda, hâkimin tarafsız kalamayacağı varsayılan veya
tarafsızlığından kuşku duyulabilecek durumlarda, hâkimin kendi mahkemesinin
yetki ve görevine giren belli bir davaya bakamayacağı veya reddedilebileceği
kabul edilmiştir. Herkesin, tarafı olduğu davada hâkimin reddi talebinde
bulunmak hakkı var ise de talebin incelenebilmesi için bazı usuli şartların
yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartların gerçekleşmesi durumunda talep
içerik yönünden incelenebilecektir.
6216
sayılı Kanun'un 59. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde, Anayasa
Mahkemesi Başkanı ve üyelerinin, istişarî görüş ve düşüncelerini ifade etmiş
olduğu dava ve işlere bakamayacakları; 60. maddesinin (1) numaralı fıkrasında,
Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerinin tarafsız hareket edemeyecekleri
kanısını haklı kılan hallerin olduğu iddiası ile reddolunabileceği; (2)
numaralı fıkrasında, bu takdirde, Genel Kurul ya da bölümlerde ilgili üye
katılmaksızın ret konusu hakkında kesin karar verileceği; (5) numaralı
fıkrasında ise ret talebinin kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas
yönünden kabul edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her birine Mahkemece
beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası
verileceği kurala bağlanmıştır.
Dava
dilekçesinde hâkimin reddi talebi yönünden dayanılan hususlardan biri Wikileaks
belgeleri olarak bilinen belgelerde yer aldığı ileri sürülen bilgilerdir.
Ancak, bu belgelerin gerçekte var olup olmadığı kanıtlanamadığı gibi içerdiği bilgilerin
doğru olup olmadığı da ortaya konulabilmiş değildir. Aksine, belgelerde ismi
geçen birçok kişi gibi Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ tarafından da
kamuoyunun bilgisine sunuldukları ilk andan itibaren anılan belgelerde var
olduğu ileri sürülen bilgiler açıkça yalanlanmıştır. Ret talebi yönünden
dayanılan hususlardan biri olan açılış konuşmasındaki sözler, Türk siyasal
yaşamındaki uzlaşma kültürü eksikliğine ve temel siyasal sorunların siyasi
arenada çözümü yerine yargı kurumlarına havale edilmesi eğilimine yönelik genel
ve kişisel nitelikte bir eleştiri olup somut bir davaya ilişkin herhangi bir
görüş veya düşünce içermediği gibi somut bir siyasi partiyi de hedef
almamaktadır. Ret talebine dayanak yapılan hususlardan biri olan Anayasa Mahkemesi
Başkanı Haşim KILIÇ'ın geçmişte kimi dava dosyalarında kullandığı oylar,
tamamen hâkimin yargısal görevine ilişkindir. Hâkimin geçmişte verdiği kararlar
ve kullandığı oyların ret sebebi olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Dolayısıyla, dava dilekçesinde hâkimin reddi nedeni olarak ileri sürülen
hususlar, Kanun'da düzenlenen davaya bakılması yasak bir hâl veya ret sebebi
olarak kabul edilemez.
Öte
yandan, her hak gibi hâkimin reddini talep etme hakkının da amacına uygun
olarak kullanılması gerekir. Aksi halde hakkın kötüye kullanılması söz konusu
olur. Somut dava dosyasında, varlığı ve içerdiği bilgilerin doğruluğu
kanıtlanmamış aksine yalanlanmış olan ve hukuken delil değeri bulunmayan bir
takım bilgi ve belgelere, yine ret sebebi olmadığı açık olan hâkimin önceki
dava dosyalarında kullandığı oylara dayanılarak ret talebinde bulunulmuş
olması, hâkimin reddini talep etme hakkının iyi niyetle ve amacına uygun olarak
kullanılmadığını ortaya koymaktadır. Buna göre, 6216 sayılı Kanun'un 60.
maddesinin (5) numaralı fıkrası gereğince ret talebinde bulunanlara takdiren
500 Türk Lirası disiplin para cezası uygulanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan
nedenlerle;
1-
Hâkimin reddi talebinin esastan REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2-
Talebin kötü niyetle yapıldığının KABULÜNE ve 6216 sayılı Kanun'un 60.
maddesinin (5) numaralı fıkrası gereğince DİSİPLİN PARA CEZASI UYGULANMASINA,
Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Osman Alifeyyaz PAKSÜT ile Zehra Ayla
PERKTAŞ'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
3-
Disiplin para cezasının talepte bulunan davacıya verilmesine, Serruh KALELİ,
Burhan ÜSTÜN ile Nuri NECİPOĞLU'nun 'Para cezasının talepte bulunanların her
birine verilmesi gerektiği' yolundaki karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
4-
Para cezası miktarının 500 Türk Lirası olarak esas alınmasına, OYBİRLİĞİYLE,
12.1.2012
gününde karar verilmiştir.
B- Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, dosyanın 12.1.2012 gününde yapılan
ilk inceleme toplantılarında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının
incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara
bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
IV-
ESASIN İNCELENMESİ
Dava
dilekçesi ve ekleri, Raportör Abdullah ÇELİK tarafından hazırlanan işin esasına
ilişkin rapor, dava konusu kanun hükmünde kararname kuralları, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A-
Kanun Hükmünde Kararnamelerin Yargısal Denetimi Hakkında Genel Açıklama
Anayasa'nın
91. maddesinde düzenlenen kanun hükmünde kararnameler, işlevsel yönden yasama
işlemi niteliğinde olduğundan yargısal denetimlerinin yapılması görev ve
yetkisi Anayasa'nın 148. maddesi ile Anayasa Mahkemesine verilmiştir. Yargısal
denetimde kanun hükmünde kararnamenin, öncelikle yetki kanununa sonra da
Anayasa'ya uygunluğu sorunlarının çözümlenmesi gerekir. Her ne kadar,
Anayasa'nın 148. maddesinde kanun hükmünde kararnamelerin yetki kanunlarına
uygunluğunun denetlenmesinden değil, yalnızca Anayasa'ya biçim ve esas
bakımlarından uygunluğunun denetlenmesinden söz edilmekte ise de Anayasa'ya
uygunluk denetiminin içerisine öncelikle kanun hükmünde kararnamenin yetki
kanununa uygunluğunun denetimi de girer. Çünkü Anayasa'da, Bakanlar Kuruluna
ancak yetki kanununda belirtilen sınırlar içerisinde kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi verilmesi öngörülmüştür. Yetkinin dışına çıkılması, kanun
hükmünde kararnameyi Anayasa'ya aykırı duruma getirir.
Dayanaklarını
doğrudan doğruya Anayasa'dan alan olağanüstü hal kanun hükmünde
kararnamelerinden farklı olarak, olağan dönemlerdeki kanun hükmünde
kararnamelerin bir yetki kanununa dayanması zorunludur. Bu nedenle, kanun
hükmünde kararnameler ile dayandıkları yetki kanunu arasında çok sıkı bir bağ
vardır. Kanun hükmünde kararnamenin yetki kanunu ile olan bağı, kanun hükmünde
kararnameyi aynen ya da değiştirerek kabul eden kanun ile kesilir. Kanun
hükmünde kararnamenin Anayasa'ya uygun bir yetki kanununa dayanması,
geçerliliğinin ön koşuludur. Bir yetki kanununa dayanmadan çıkartılan veya
dayandığı yetki kanunu iptal edilen kanun hükmünde kararnamelerin içeriği
Anayasa'ya aykırılık oluşturmasa bile bunların Anayasa'ya uygunluğundan söz
edilemez.
Kanun
hükmünde kararnamelerin Anayasa'ya uygunluk denetimi, kanunların denetiminden
farklıdır. Anayasa'nın 11. maddesinde, 'Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.'
denilmektedir. Bu nedenle kanunların denetiminde, onların yalnızca Anayasa
kurallarına uygun olup olmadıkları saptanır. Kanun hükmünde kararnameler ise
konu, amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden hem dayandıkları yetki kanununa hem de
Anayasa'ya uygun olmak zorundadırlar.
Anayasa'da
kimi konuların kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenmesi yasaklanmaktadır.
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında 'Sıkıyönetim ve olağanüstü
haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci
bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü
bölümde yer alan siyasî haklar ve ödevler...'in kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kural gereğince, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, 'Bakanlar Kurulu'na ancak kanun hükmünde
kararnameyle düzenlenmesi yasaklanmış alana girmeyen konularda kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verebilir.
Anayasa'nın
herhangi bir maddesinde kanunla düzenleneceği öngörülen bir konunun,
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının açıkça yasakladığı hükümler ile
ilgili olmadıkça ya da Anayasa'nın 163. maddesinde olduğu gibi kanun hükmünde
kararname çıkarılamayacağı açıkça belirtilmedikçe kanun hükmünde kararname ile
düzenlenmesi Anayasa'ya aykırılık oluşturmaz.
Öte
yandan, Anayasanın 91. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, yetki kanununda,
çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, süresi ile süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağının gösterilmesi gerekmektedir. TBMM
İçtüzüğü'nün 90. maddesinin ikinci fıkrasında da kanun hükmünde kararnamelerin
diğer bir kanun hükmünde kararname ile değiştirilebileceği veya yürürlükten kaldırılabileceği
belirtilmiştir.
B- Kanun
Hükmünde Kararname'nin Ayrı Ayrı Tüm Maddeleri ve Eki (I) ve (II) Sayılı
Cetveller ile (1) ve (2) Sayılı Listelerin 6223 Sayılı Yetki Kanunu Kapsamında
Olup Olmadığının İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, KHK'nin ayrı ayrı tüm maddeleri ve eki cetveller ile listelerin,
6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında olmadığı gibi acil, ivedi, önemli ve
zorunlu konuları düzenlemediği belirtilerek Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7.,
87., 91., 123. ve 163. maddelerine aykırı oldukları ileri sürülmüştür.
1-
KHK'nin 16. Maddesinin (6) Numaralı Fıkrası
KHK'nin
16. maddesinin (6) numaralı fıkrası, 11.10.2011 günlü, 666 sayılı Kamu
Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararname'nin 1. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığından, konusu kalmayan bu
fıkraya ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
vermek gerekir.
2-
KHK'nin 20. Maddesinin (7) Numaralı Fıkrasıyla, 375 Sayılı KHK'nin Ek 3.
Maddesinin Birinci Fıkrasına 'Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı,' İbaresinden Sonra Gelmek Üzere Eklenen 'Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı Başkanlığı,' İbaresi
KHK'nin
20. maddesinin (7) numaralı fıkrasıyla, 375 sayılı KHK'nin ek 3. maddesinin
birinci fıkrasına 'Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı,'
ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı,' ibaresi, 666 sayılı KHK'nin 1. maddesiyle yürürlükten
kaldırıldığından, konusu kalmayan bu ibareye ilişkin iptal istemi hakkında
karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
3-
KHK'nin Eki (II) Sayılı Cetvel
KHK'nin
eki (II) sayılı Cetvel, 666 sayılı KHK'nin 1. maddesiyle yürürlükten
kaldırıldığından, konusu kalmayan bu cetvele ilişkin iptal istemi hakkında
karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
4-
KHK'nin 20. Maddesinin (5) Numaralı Fıkrasının (ç) Bendiyle, 657 sayılı Kanun'un
Eki (II) Sayılı Ek Gösterge Cetvelinin '2. Yargı Kuruluşları, Bağlı ve
İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında' Bölümüne 'Türkiye
İstatistik Kurumu Daire Başkanı' İbaresinden Sonra Gelmek Üzere Eklenen 'Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Daire Başkanı,' İbaresi
657
sayılı Kanun'un 43. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uyarınca, anılan
Kanun'a tâbi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet
sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak Kanun'a
ekli (I) ve (II) sayılı Cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının
eklenmesi suretiyle hesaplanır. KHK'nin 20. maddesinin (5) numaralı fıkrasının
(ç) bendiyle, 657 sayılı Kanun'a ekli (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin '2.
Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında'
bölümüne 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Daire Başkanı,' ibaresi
eklenerek TİKA daire başkanlarının 3600 ek gösterge rakamı üzerinden aylık
almaları sağlanmıştır. Bu husus, KHK ile yürürlükten kaldırılan mevzuatta
bulunmayan yeni bir mali imkândır.
6223
sayılı Yetki Kanunu'nun amaç ve kapsamını düzenleyen 1. maddesinde, Kanun'un
amacı, kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir
şekilde yürütülmesini sağlamak olarak belirlenmiş ve yetkinin kapsamı iki
başlık altında tespit edilmiştir. Yetkinin kapsamına ilk olarak kamu
hizmetlerinin bakanlıklar arasındaki dağılımının yeniden belirlenmesi
girmektedir. Bu çerçevede gerekli görülmesi hâlinde yeni bakanlıklar kurulması,
var olan bakanlıkların birleştirilmesi, bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarının yeniden belirlenmesi için kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi verilmiştir. Bu amaçla;
1-
Mevcut bakanlıkların birleştirilmesine veya kaldırılmasına, yeni bakanlıklar
kurulmasına, anılan bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarıyla
hiyerarşik ilişkilerine,
2-
Mevcut bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların bağlılık ve ilgilerinin yeniden
belirlenmesine veya bunların mevcut, birleştirilen veya yeni kurulan
bakanlıklar bünyesinde hizmet birimi olarak yeniden düzenlenmesine,
3-
Mevcut bakanlıklar ile birleştirilen veya yeni kurulan bakanlıkların görev,
yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesine, taşrada ve yurt dışında
teşkilatlanma esaslarına,
ilişkin
kanun hükmünde kararname çıkarılabilecektir.
İkinci
olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurlar, işçiler,
sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin atanma, nakil,
görevlendirilme, seçilme, terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk
edilme usul ve esaslarına ilişkin olarak değişiklikler ve yeni düzenlemeler
yapılması için kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmiştir.
6223 sayılı Yetki Kanunu'nda Bakanlar Kuruluna kamu personelinin
mali ve sosyal haklarına ilişkin olarak doğrudan düzenleme yapma yetkisi
verilmediği açıktır. Bununla birlikte anılan Kanun'un amaç ve kapsamına giren
konularda yapılan düzenlemelerin doğal sonucu olması durumunda kamu
personelinin mali ve sosyal haklarıyla ilgili düzenlemelerin yapılması
mümkündür.
Dava
konusu kuralla, TİKA daire başkanlarının önceki mevzuatta olmayan 3600 ek
gösterge rakamı üzerinden aylık almalarının sağlanması, doğrudan kamu
personelinin mali haklarına ilişkin olup, 6223
sayılı Yetki Kanunu'nun amaç ve kapsamına giren konularda yapılan
düzenlemelerin doğal sonucu değildir.
Açıklanan
nedenlerle, dava konusu kural 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında değildir,
iptali gerekir.
5-
KHK'nin 20. Maddesinin (5) Numaralı Fıkrasının (d) Bendiyle 657 Sayılı Kanun'un
Eki (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 7. Sırasına 'Daire Başkanı'
İbaresinden Sonra Gelmek Üzere Eklenen ', Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Daire Başkanı' İbaresi
657
sayılı Kanun'un ek 26. maddesinin (a) bendi uyarınca, anılan Kanun'a ekli (IV)
sayılı Cetvelde unvanları yazılı görevlerde bulunanlara hizalarında gösterilen
gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu
bulunan miktarda makam tazminatı ödenir. KHK'nin 20. maddesinin (5) numaralı
fıkrasının (d) bendiyle, 657 sayılı Kanun'a ekli (IV) sayılı Makam Tazminatı
Cetvelinin 7. sırasına ', Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Daire
Başkanı' ibaresi eklenerek, TİKA daire başkanlarının 2000 gösterge rakamı
üzerinden makam tazminatı almaları sağlanmıştır.
Dava
konusu kuralla, TİKA daire başkanlarının önceki mevzuatta olmayan 2000 gösterge
rakamı üzerinden makam tazminatı almalarının sağlanması, doğrudan kamu
personelinin mali haklarına ilişkin olup, 6223
sayılı Yetki Kanunu'nun amaç ve kapsamına giren konularda yapılan
düzenlemelerin doğal sonucu değildir.
Açıklanan
nedenlerle, dava konusu kural 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında değildir,
iptali gerekir.
6-
KHK'nin Diğer Kuralları
Yukarıdaki
açıklamalar çerçevesinde yapılan inceleme sonucunda; KHK'nin, 6223 sayılı Yetki
Kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal edilen kuralları ile hakkında
karar verilmesine yer olmadığına karar verilenler dışında kalan diğer
kurallarının 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun kapsamında olduğu anlaşıldığından, bu
maddelere, fıkralara, bölüme, ibareye, cetvele ve listelere ilişkin iptal
isteminin reddi gerekir.
C-
Kanun Hükmünde Kararname'nin Tüm Maddelerinin Anayasa'nın 91. Maddesi Yönünden
İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, KHK'nin ayrı ayrı tüm maddelerinin ve eki cetvellerin ve
listelerin, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası ile 163. maddesinde
kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmesi yasaklanmış alanlara ilişkin düzenleme
içerdiği belirtilerek Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7., 87., 91., 123. ve
163. maddelerine aykırı oldukları ileri sürülmüştür.
1-
KHK'nin 16. Maddesinin (3), (4) ve (5) Numaralı Fıkraları
KHK'nin
16. maddesiyle, daha önce düzenlenmemiş bulunan TİKA Uzmanlığı kadrosu kurulmuş
ve bu kadroda görev yapacak kişilerin atanma usul ve esasları düzenlenmiştir.
Anılan maddenin (3) numaralı fıkrasında, TİKA Uzman Yardımcılığına atanmanın
koşulları; (4) numaralı fıkrasında, TİKA Uzman Yardımcılığında en az üç yıl
çalışanların, Başkanlıkça yapılacak yeterlik sınavında başarı göstermek
şartıyla TİKA Uzmanı unvanını alacakları, üst üste iki defa yeterlik sınavında
başarı gösteremeyenlerin durumlarına uygun diğer kadrolara atanacakları; (5)
numaralı fıkrasında, TİKA Uzmanı ile Uzman Yardımcılarının mesleğe alınmaları,
yetiştirilmeleri, yarışma sınavı ve yeterlik sınavı ile diğer hususların
yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Anayasa'nın
91. maddesinin birinci fıkrasında 'Sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı
kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer
alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümde yer alan
siyasî haklar ve ödevler...'in kanun hükmünde kararnamelerle
düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Öte yandan, Anayasa'nın 'Kamu hizmetlerine
girme hakkı' başlıklı 70. maddesinin birinci fıkrasında, her Türk'ün, kamu
hizmetlerine girme hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra ikinci fıkrasında
hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım
gözetilemeyeceği kurala bağlanmıştır. Buna göre, Anayasa'nın 'Siyasi Haklar
ve Ödevler' başlıklı dördüncü bölümünde yer alan ve 70. maddesinde korunan
kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin olarak kanun hükmünde kararname ile
düzenleme yapılması mümkün değildir.
TİKA
Uzmanlığı ve TİKA Uzman Yardımcılığı kadrolarına giriş koşullarının
belirlenmesi, Anayasa'nın 70. maddesine göre kamu hizmetine girme hakkına
ilişkin bir düzenleme olduğundan, KHK'nin 16. maddesinin (3), (4) ve (5)
numaralı fıkraları, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır,
iptali gerekir.
Serdar
ÖZGÜLDÜR ve Burhan ÜSTÜN farklı gerekçeyle bu görüşe katılmışlardır.
Haşim
KILIÇ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal
Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL bu görüşe katılmamışlardır.
2-
KHK'nin Geçici 4. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (c) Bendinin '657
sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan genel şartlar ile bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde
belirtilen eğitim şartını taşımaları ve Başkanlıkça belirlenecek yabancı
dillerden Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (C)
düzeyinde puan almak veya Yükseköğretim Kurulunca buna denk kabul edilen ve
uluslararası geçerliliği bulunan bir belgeye sahip olmak veya Kamu Personeli
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı veya Yükseköğretim Kurulunca bu sınava
denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan sınavlarla ölçülmeyen
yabancı diller için; ilgili dilde en az üç yıllık ortaöğretim veya ön lisans,
lisans veya yüksek lisans diploması almış olmak ya da o dilin resmi dil olarak
konuşulduğu ülke resmi makamları tarafından düzenlenen sınavda %70 oranında
başarılı olmak kaydıyla yurtiçi ve yurtdışındaki üniversiteler, uluslararası
kuruluşlar, ilgili meslek kuruluşları, araştırma merkezleri ve sivil toplum
kuruluşlarında Başkanlığın görev alanıyla ilgili çalışan veya bu alanda eğitim
almış kişiler ile'' Bölümü
KHK'nin
geçici 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasıyla, bazı kişiler yönünden doğrudan
TİKA Uzmanlığına atanma imkânı getirilmiş ve bunun koşulları düzenlenmiştir.
Anılan fıkranın (c) bendinde, kapatılan Başkanlıkta fiilen çalışmakta olanlar
dışında ilk defa kamu hizmetine girecek kişiler de kapsama dâhil edilmiştir.
TİKA Uzmanlığı kadrolarına giriş koşullarının belirlenmesi,
Anayasa'nın 70. maddesine göre kamu hizmetine girme hakkına ilişkin bir
düzenleme olduğundan, KHK'nin geçici 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c)
bendinin kapatılan Başkanlıkta fiilen çalışmakta olanlar dışındakilere ilişkin
dava konusu kural, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır,
iptali gerekir.
Haşim
KILIÇ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal
Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL bu görüşe katılmamışlardır.
3-
KHK'nin Geçici 5. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrası
KHK'nin
geçici 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, 2011 yılı için geçerli olmak
üzere 6091 sayılı 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun 22. maddesindeki
sınırlamalara tâbi olmaksızın Başkanlık kadrolarına atama yapılabileceği hükme
bağlanmıştır.
Anayasa'nın
161. maddesinde, Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel
kişilerinin harcamalarının 'yıllık bütçelerle' yapılacağı ve
bütçenin 'kanunla' düzenleneceği belirtilmiştir. Anayasa'nın
163. maddesinde bütçelerde değişiklik yapılmasının esasları düzenlenmiş,
maddenin üçüncü cümlesinde ise 'Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde
kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez.' hükmüne
yer verilmiştir.
KHK'nin
geçici 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasıyla, 2011 yılı için geçerli olmak
üzere 6091 sayılı Bütçe Kanunu'nun 22. maddesindeki sınırlamalara tâbi
olmaksızın Başkanlık kadrolarına atama yapılabilmesinin olanaklı kılınması,
6091 sayılı Bütçe Kanunu'nun 22. maddesinin (1) numaralı fıkrasında öngörülen
sınırlamaların, TİKA'ya tahsis edilen kadrolar yönünden uygulanmaması sonucunu
doğurmakta ve bu durum, bütçe kanununda değişiklik yapılması anlamına
gelmektedir.
Açıklanan
nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 163. maddesine aykırıdır, iptali gerekir.
4-
KHK'nin Diğer Kuralları
KHK'nin
iptal edilen kuralları ile hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
verilenler dışında kalan diğer kurallarında, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci
fıkrası ile 163. maddesi uyarınca kanun hükmünde kararname ile düzenlenmesi
yasaklanmış alanlara ilişkin herhangi bir aykırılık saptanmadığından bu
kurallara ilişkin iptal isteminin reddi gerekir.
KHK'nin
16. maddesinin (7) numaralı fıkrası yönünden Serruh KALELİ, Fulya KANTARCIOĞLU,
Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT ile Zehra Ayla PERKTAŞ bu
görüşe katılmamışlardır.
V-
YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
24.10.2011
günlü, 656 sayılı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin:
A) 1- 16. maddesinin (6) numaralı fıkrası,
2- 20. maddesinin (7) numaralı fıkrasıyla 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'nin ek 3. maddesinin birinci fıkrasına 'Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı,' ibaresinden sonra gelmek
üzere eklenen 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı,' ibaresi,
3- Eki ll Sayılı Cetvel'i,
hakkında,
22.11.2012 günlü, E. 2011/148, K. 2012/186 sayılı kararla karar verilmesine yer
olmadığına karar verildiğinden, bu fıkraya, ibareye ve cetvele ilişkin
yürürlüğün durdurulması istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B) Kapsam yönünden;
1-
1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13., 14., 15. maddeleri, 16.
maddesinin (1), (2) ve (7) numaralı fıkraları, 17., 18., 19. maddeleri, 20.
maddesinin (7) numaralı fıkrası ile (5) numaralı fıkrasının (ç) ve (d) bentleri
dışında kalan bölümü, geçici 1., geçici 2., geçici 3. maddeleri, geçici 4.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan ''kapatılan
Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,' ibaresi, geçici 5.
maddenin (1) numaralı fıkrası, 21., 22. maddeleri ile eki (I) Sayılı Cetvel'e,
(1) ve (2) sayılı listelere yönelik iptal istemleri, 22.11.2012 günlü, E.
2011/148, K. 2012/186 sayılı kararla reddedildiğinden, bu maddelere,
fıkralara, bölüme, ibareye, cetvele ve listelere ilişkin yürürlüğün
durdurulması isteminin REDDİNE,
2-
20. maddesinin (5) numaralı fıkrasının;
a-
(ç) bendiyle, 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Eki (ll)
sayılı Ek Gösterge Cetvelinin '2. Yargı Kuruşları, Bağlı ve İlgili
Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında' bölümüne 'Türkiye
İstatistik Kurumu Daire Başkanı' ibaresinden sonra gelmek üzere
eklenen 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Daire Başkanı,' ibaresine,
b- (d) bendiyle 657 sayılı Kanun'un Eki (IV) sayılı Makam
Tazminatı Cetvelinin 7. nci sırasına 'Daire Başkanı' ibaresinden
sonra gelmek üzere eklenen ', Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Daire Başkanı' ibaresine,
ilişkin
iptal hükmünün yürürlüğe girmesinin ertelenmesi nedeniyle, bu ibarelerin
YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,
C) Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası ile 163. maddesi
yönünden;
1-
1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13., 14., 15. maddeleri, 16.
maddesinin (1), (2) ve (7) numaralı fıkraları, 17., 18., 19. maddeleri, 20.
maddesinin (7) numaralı fıkrası ile (5) numaralı fıkrasının (ç) ve (d) bentleri
dışında kalan bölümü, geçici 1., geçici 2., geçici 3. maddeleri, geçici 4.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan ''kapatılan
Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,' ibaresi, geçici 5.
maddenin (1) numaralı fıkrası, 21., 22. maddeleri ile eki (I) Sayılı Cetvel'e,
(1) ve (2) sayılı listelere yönelik iptal istemleri, 22.11.2012 günlü, E.
2011/148, K. 2012/186 sayılı kararla reddedildiğinden, bu maddelere,
fıkralara, bölüme, ibareye, cetvele ve listelere ilişkin yürürlüğün
durdurulması isteminin REDDİNE,
2-
16. maddesinin (3), (4) ve (5) numaralı fıkralarına ilişkin iptal hükmünün
yürürlüğe girmesinin ertelenmesi nedeniyle, bu fıkraların YÜRÜRLÜĞÜNÜN
DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,
3- a- Geçici Madde 4'ün (1) numaralı fıkrasının (c) bendinin ''kapatılan
Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,' ibaresi dışında
kalan bölümüne,
b- Geçici Madde 5'in (2) numaralı fıkrasına,
ilişkin
iptal hükmünün yürürlüğe girmesinin ertelenmesi nedeniyle, bu fıkranın ve
bölümün YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,
22.11.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI-
İPTAL HÜKMÜNÜN YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa'nın
153. maddesinin üçüncü fıkrasında, 'Kanun, kanun hükmünde kararname ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal
kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken
hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden
başlayarak bir yılı geçemez.' denilmekte, 6216 sayılı Kanun'un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır.
24.10.2011
günlü, 656 sayılı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 16. maddesinin (3), (4) ve
(5) numaralı fıkralarının; 20. maddesinin (5) numaralı fıkrasının (ç) ve (d)
bentlerinin; geçici 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinin ''kapatılan
Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,' ibaresi dışında kalan
bölümü ile geçici 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının iptal edilmeleri
nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte
görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı
Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu fıkralar, bentler ve
bölüme ilişkin iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından
başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VII-
SONUÇ
24.10.2011
günlü, 656 sayılı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin:
A) 1- 16. maddesinin (6) numaralı fıkrası,
2- 20. maddesinin (7) numaralı fıkrasıyla, 27.6.1989 günlü,
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 3. maddesinin birinci
fıkrasına 'Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı,'ibaresinden
sonra gelmek üzere eklenen 'Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı,' ibaresi,
3- Eki (ll) Sayılı Cetvel,
11.10.2011 günlü, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1.
maddesiyle yürürlükten kaldırıldığından, konusu kalmayan bu fıkraya, ibareye ve
cetvele ilişkin iptal istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
OYBİRLİĞİYLE,
B) 1- 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13., 14.,
15. maddeleri, 16. maddesinin (1), (2) ve (7) numaralı fıkraları, 17., 18., 19.
maddeleri, 20. maddesinin (7) numaralı fıkrası ile (5) numaralı fıkrasının (ç)
ve (d) bentleri dışında kalan bölümü, geçici 1., geçici 2., geçici 3.
maddeleri, geçici 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer
alan ''kapatılan Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,'
ibaresi, geçici 5. maddenin (1) numaralı fıkrası, 21., 22. maddeleri ile eki
(I) Sayılı Cetvel'i, (1) ve (2) sayılı listeleri, 6223 sayılı Yetki Kanunu
kapsamında olduğundan Anayasa'ya aykırı olmadığına ve bu maddelere, fıkralara,
bölüme, ibareye, cetvele ve listelere ilişkin iptal isteminin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
2-
20. maddesinin (5) numaralı fıkrasının;
a-
(ç) bendiyle, 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Eki (ll)
sayılı Ek Gösterge Cetvelinin '2. Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili
Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında' bölümüne 'Türkiye
İstatistik Kurumu Daire Başkanı' ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen 'Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Daire Başkanı,' ibaresi,
b- (d) bendiyle 657 sayılı Kanun'un Eki (IV) sayılı Makam
Tazminatı Cetvelinin 7.nci sırasına 'Daire Başkanı' ibaresinden
sonra gelmek üzere eklenen ', Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Daire Başkanı' ibaresi,
6223
sayılı Kanun kapsamında olmadığından bu ibarelerin Anayasa'ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
3- 20. maddesinin (5) numaralı fıkrasının (ç) ve (d) bentlerinin
iptal edilmesi nedeniyle, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216
sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu bentlere
ilişkin İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK
ALTI AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
C) 1- 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13., 14.,
15. maddeleri, 16. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları, 17., 18., 19. maddeleri,
20. maddesinin (7) numaralı fıkrası ile (5) numaralı fıkrasının (ç) ve (d)
bentleri dışında kalan bölümü, geçici 1., geçici 2., geçici 3. maddeleri,
geçici 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan ''kapatılan
Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,' ibaresi, geçici 5.
maddenin (1) numaralı fıkrası, 21., 22. maddeleri ile eki (I) Sayılı Cetvel'i,
(1) ve (2) sayılı listelerin, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası
ile 163. maddesi uyarınca Anayasa'ya aykırı olmadığına ve bu maddelere,
fıkralara, bölüme, ibareye, cetvele ve listelere ilişkin iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- 16. maddesinin;
a- (3), (4) ve (5) numaralı fıkralarının, Anayasa'nın 91.
maddesinin birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
Haşim KILIÇ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN,
Celal Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
b- (7) numaralı fıkrasının, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci
fıkrası ile 163. maddesi uyarınca Anayasa'ya aykırı olmadığına ve bu
fıkraya ilişkin iptal isteminin REDDİNE, Serruh KALELİ, Fulya
KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT ile Zehra
Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- Geçici Madde 4'ün (1) numaralı fıkrasının (c) bendinin '657
sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan genel şartlar ile bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde
belirtilen eğitim şartını taşımaları ve Başkanlıkça belirlenecek yabancı
dillerden Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (C)
düzeyinde puan almak veya Yükseköğretim Kurulunca buna denk kabul edilen ve
uluslararası geçerliliği bulunan bir belgeye sahip olmak veya Kamu Personeli
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı veya Yükseköğretim Kurulunca bu sınava
denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan sınavlarla ölçülmeyen
yabancı diller için; ilgili dilde en az üç yıllık ortaöğretim veya ön lisans,
lisans veya yüksek lisans diploması almış olmak ya da o dilin resmi dil olarak
konuşulduğu ülke resmi makamları tarafından düzenlenen sınavda %70 oranında
başarılı olmak kaydıyla yurtiçi ve yurtdışındaki üniversiteler, uluslararası
kuruluşlar, ilgili meslek kuruluşları, araştırma merkezleri ve sivil toplum
kuruluşlarında Başkanlığın görev alanıyla ilgili çalışan veya bu alanda eğitim
almış kişiler ile'' bölümünün, Anayasa'nın 91. maddesinin
birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Haşim KILIÇ,
Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz
AKINCI ile Muammer TOPAL'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
4- Geçici Madde 5'in (2) numaralı fıkrasının Anayasa'nın 163.
maddesi uyarınca Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
5- 16. maddesinin (3), (4) ve (5) numaralı fıkraları,
Geçici Madde 4'ün (1) numaralı fıkrasının (c) bendinin ''kapatılan
Başkanlıkta fiilen çalışmakta olan kişiler,' ibaresi dışında
kalan bölümü ile Geçici Madde 5'in (2) numaralı fıkrasının iptal edilmesi
nedeniyle, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun'un
66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu fıkralara ve bölüme ilişkin
İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY
SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
22.11.2012
gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra Ayla
PERKTAŞ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
Zühtü ARSLAN
|
KARŞIOY
YAZISI
24.10.2011
günlü, 656 sayılı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 16. maddesinin (3),
(4) ve (5) numaralı fıkraları ile Geçici Madde 4'ün (1) numaralı fıkrasının (c)
bendinin bir bölümü çoğunluk kararıyla Anayasa'nın 91. maddesine aykırı
bulunarak iptal edilmiştir.
656 sayılı KHK'nin 16. maddesinin (3) numaralı fıkrasında
TİKA Uzman Yardımcılığına atanabilmek için 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde
sayılan genel şartlara ek olarak aranacak şartlar düzenlenmiştir. Buna göre
TİKA Uzman Yardımcılığına atanabilmek için genel şartlara ek olarak:
a) En az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya
bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurtdışındaki
yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
b) Yapılacak yarışma sınavında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı yılın Ocak ayının ilk günü itibarıyla otuzbeş
yaşını doldurmamış olmak,
ç) Başkanlıkça belirlenen yabancı dillerden Kamu Personeli Yabancı
Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (B) düzeyinde puan almak veya
Yükseköğretim Kurulunca buna denk kabul edilen ve uluslararası geçerliliği
bulunan bir belgeye sahip olmak, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye
Tespit Sınavı veya Yükseköğretim Kurulunca bu sınava denk kabul edilen ve
uluslararası geçerliliği bulunan sınavlarla ölçülmeyen yabancı diller için;
ilgili dilde en az üç yıllık ortaöğretim veya ön lisans, lisans veya yüksek
lisans diploması almış olmak ya da o dilin resmi dil olarak konuşulduğu ülke
resmi makamları tarafından düzenlenen sınavda % 80 oranında başarılı olmak,
şartlarının aranacağı belirtilmiştir.
Maddenin (4) numaralı fıkrasında TİKA Uzman Yardımcılığında
en az üç yıl çalışanların, Başkanlıkça yapılacak yeterlik sınavında başarı
göstermek şartıyla TİKA Uzmanı unvanını alacakları, üst üste iki defa yeterlik
sınavında başarı gösteremeyenlerin durumlarına uygun diğer kadrolara
atanacakları kurala bağlanmıştır.
Maddenin (5) numaralı fıkrasında ise, TİKA Uzmanı ile Uzman
Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yarışma sınavı ve
yeterlik sınavı ile diğer hususların yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
Geçici Madde 4'ün (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde iptaline
karar verilen; '657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan genel
şartlar ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının
(a) bendinde belirtilen eğitim şartını taşımaları ve Başkanlıkça belirlenecek
yabancı dillerden Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından
en az (C) düzeyinde puan almak veya Yükseköğretim Kurulunca buna denk kabul
edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan bir belgeye sahip olmak veya Kamu
Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı veya Yükseköğretim Kurulunca
bu sınava denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan sınavlarla
ölçülmeyen yabancı diller için; ilgili dilde en az üç yıllık ortaöğretim veya
ön lisans, lisans veya yüksek lisans diploması almış olmak ya da o dilin resmi
dil olarak konuşulduğu ülke resmi makamları tarafından düzenlenen sınavda %70
oranında başarılı olmak kaydıyla yurtiçi ve yurtdışındaki üniversiteler,
uluslararası kuruluşlar, ilgili meslek kuruluşları, araştırma merkezleri ve
sivil toplum kuruluşlarında Başkanlığın görev alanıyla ilgili çalışan veya bu
alanda eğitim almış kişiler(in)'' şeklindeki ibarede belirtilen
şartları taşıyan kimselerin, belirlenecek usul ve esaslara göre Bakan
tarafından TİKA Uzmanı olarak atanabilmelerine olanak sağlanmıştır.
6223
sayılı Yetki Kanunu'nun 1. maddesinin birinci fıkrasının (a-3) bendinde,
Kanun'un amaçlarından birinin kamu hizmetlerinin Bakanlıklar arasındaki
dağılımının yeniden belirlenerek, mevcut Bakanlıklar ile birleştirilen veya
yeni kurulan Bakanlıkların görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının
düzenlenmesine, taşrada ve yurt dışında teşkilatlanma esaslarına ilişkin
konularda düzenlemelerde bulunmak üzere Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi vermek olduğu belirtilmiş ve aynı Kanun'un ikinci
fıkrasında da ilgili kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik
yapılabileceği belirtilmiştir.
656
sayılı KHK'nin anılan hükümleriyle TİKA Uzmanı
ve TİKA Uzman Yardımcısı istihdamının öngörülmesi ve bunların
kadrolarının oluşturulması teşkilat ve kadroların belirlenmesine ilişkin bir
husus olduğundan Yetki Kanunu'na aykırılık bulunmamaktadır.
Kamu görevlilerinin kadrolarının ve bu kadrolara
atanacak kişilerde bulunması gereken niteliklerin de kanunla düzenlenmesi
gerekmektedir. Ancak, kamu görevlisi olarak atanacak kişilerle ilgili tüm
ayrıntıların sadece yasayla düzenlenmesi gerektiği ve bu konuda idarî
düzenlemeler yapılmasının Anayasa'nın 128'inci maddesinin ikinci fıkrasına
aykırı düşeceği iddiası yerinde değildir. Anayasa'nın bir maddesinin yasayla
düzenleneceğini öngördüğü bir konunun, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci
fıkrasının açıkça yasakladığı hükümler ile doğrudan ilgili olmadıkça, ya da KHK
ile düzenlenemeyeceği Anayasa'da özel olarak belirtilmedikçe KHK ile
düzenlenmesi Anayasa'ya aykırı değildir.
Anayasa'nın
70. maddesine göre, 'her Türk kamu hizmetine girme hakkına sahiptir. Hizmete
alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez'. Maddede
Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin görevin
gerektirdiği nitelikler dışında, dil, din, mezhep, renk, siyasi düşünce,
cinsiyet ve benzeri ayırım gözetilmeksizin kamu hizmetlerine girme hakkına
sahip bulundukları belirtilmiştir. Böylece 'kamu hizmetlerine girme
hakkı' siyasi hak ve ödevler kapsamında, vatandaşlık bağına bağlı olarak
kullanılabilecek bir hak olarak düzenlenmiştir. Düzenlemenin temel hakka
ilişkin niteliği bundan ibarettir. Yoksa, bunun dışında kamu görevlerine giriş,
atanma, görev değişikliğine ilişkin tüm düzenleme ve uygulamaların temel hakkın
düzenlenmesi ve 91. madde anlamında yasak alan kapsamında görülmesi yerinde
değildir.
Anayasa'nın
91. maddesinin birinci fıkrasında, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci
bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü
bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevlerin kanun hükmünde kararnamelerle
düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Anayasanın belirtilen bölümlerinde birçok temel
hak ve özgürlük düzenlenmiş bulunmaktadır. Sözkonusu temel hak ve özgürlüklerin
kapsama alanları ve ilgili oldukları hususlar geniş bir biçimde yorumlandığında
KHK'lerle yapılacak tüm düzenlemelerin bu hak ve özgürlüklerle bağlantılarının
bulunduğu ileri sürülebilecektir. Böyle bir yorumdan hareket edilmesi halinde
yasak alan kapsamı oldukça genişleyecek ve KHK ile düzenlenebilecek alan
kalmayacaktır. Nitekim Anayasa Mahkemesinin, 6.1.1987 günlü, E:1986/15 ve
K:1987/1 sayılı kararında, dolaylı biçimde kişi hak ve özgürlüklerini
ilgilendirmeyecek bir düzenleme düşünmenin oldukça güç olduğu, bu nedenle de
dolaylı bir ilginin varlığına dayanılarak sonuca gitmenin isabetli
sayılamayacağı belirtilmiştir. Buna göre, yasak alanın kapsamının, temel hak ve
özgürlüklerle doğrudan ilgili düzenlemeleri kapsayacak, dolaylı olarak ilgili
düzenlemeleri ise kapsam dışında bırakacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Anayasa
Mahkemesi, 16.5.1989 günlü, E:1989/4 ve K:1989/24 sayılı kararında,
3.11.1988 günlü, 347 sayılı '233 Sayılı Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin Genel Müdür olarak
atanabilmek için, 'yükseköğrenim görmüş olmak, dört yılı kamuda, altı
yılı özel sektörde geçmek şartıyla en az on yıl hizmeti bulunmak, kamu hizmeti
bulunmayanlarda ise özel sektörde asgari onbeş yıl çalışmış olmak, Genel
müdürlük görevini yerine getirebilecek yetenek, bilgi ve tecrübeye sahip
olmak" şartlarını getiren 1. maddesine yönelik iptal istemini
reddetmiştir.
Anayasa'nın
91. maddesi kapsamına giren alanlarda düzenleme yapılmış olmasından söz
edilebilmesi için 91. maddede belirtilen hak ve alanlarla ilgili doğrudan
bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
İptaline
karar verilen kurallarda Yetki Kanunu kapsamında Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığında TİKA Uzmanı ve TİKA Uzman
Yardımcısı kadroları oluşturulduğundan, zorunlu olarak bu kadrolara
girişin koşulları da düzenlenmiştir. Bu nedenle anılan kuralların Anayasa'nın
91. maddesinde belirtilen yasak alana ilişkin düzenlemeler içerdiğinden söz
etmek mümkün değildir.
Belirtilen
nedenlerle, itiraz konusu kurallara yönelik iptal isteminin reddine karar
verilmesi gerektiği düşüncesiyle kuralın iptaline yönelik çoğunluk görüşüne
katılmadık.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
KARŞIOY
(Reddi
Hakim)
Mahkememize
2011/148 Esas sayısı ile T.B.M.M. üyesi 114 milletvekili tarafından açılan
24.10.2011 tarih ve 656 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali davasın da
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ'ın reddi talebi yer almış ise de,
dosyanın 12.1.2012 tarihli ilk incelemesinde hakimin reddi talebi esastan
reddedilmiş, talebin kötü niyetle yapıldığı oyçokluğu ile kabul edilmiş ise de,
bu gibi hallerde uygulanacak para cezasının talepte bulunanlar dışında cezanın
SOYUT bir niteleme ile sadece davacıya verilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne
aşağıdaki nedenler ile katılınmamıştır.
Reddi
hakim talebinin kötü niyetle yapıldığının kabulü halinde, bu kasta yaptırım
uygulanması hukuk düzenince makul kabul görmeyen bir fiilin cezalandırılması
isteminin gereğidir. Nitekim hukukun temel ilkelerinden bakıldığında HMK'nun
42. maddesi hukuksuz eyleme meşruiyet kazandırmamak için ceza öngörüsünde
bulunmuş ve başvuruda bulunanlara bunlar arasında nasıl bir hukuksal ilişki
olduğuna bakmaksızın talepte bululanlar yönünden her birinin cezalandırılması
gerektiğini ifade etmiştir.
Nitekim
genel usul hukuku hükümleri yanında özel nitelik taşıyan 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı
fıkrasında Anayasa Mahkemesinde yapılacak hakimin reddi taleplerinin kötü
niyetle yapıldığının anlaşılması halinde BAŞVURUCULARIN HER BİRİNE disiplin
para cezası verileceği hükmü çok açıktır.
Davacılar;
Anayasanın 150. maddesince siyasi parti kimliklerine bakılmaksızın kendilerine
iptal davası açma hakkı tanınan meclis üye tamsayısının 1/5 oranındaki asgari
110 milletvekilidir. Açılan davaların kabul görebilmesi için alt sınır 110 olup
beklenmeyip üstünde olması haline ilişkin bir sınırlama bulunmamaktadır.
Nitekim Türkiye Büyük Milet Meclisi tarafından imzalanarak tasdik edilen belge
ile görülen bu davayı açanların Meclis üyeleri oldukları teyit edilmiş ve
görülen bu davayı da asgari 114 kişinin bir araya gelerek açtığı anlaşılmıştır.
Bir
an için dava açma için bir araya gelen iradenin zorunlu bir birliktelik içinde
oldukları kabul edilse bile bu beraberlik açılmış davanın mahkemece kabulünün
ön şartıdır. Örneğin değişik siyasi gruplardan 140 kişinin bir araya gelmesi
ile açılan bir davada dava açan belgeye imza atanlardan 40 kişinin diğer
talepler yanında reddi hakim talebinde bulunmamış veya bilahare feragat
olmaları halinde görülen davada dava, kalan 100 kişi davacı yönünden 110
kişilik dava açma şartını oluşturmadığı için açılmamış mı sayılacaktır' veya
dava tüm diğer talepler yönünden düşmüş mü olacaktır'
Dava
açanların iradesi açılmış davanın kabul şartından bağımsız nitelikte olup dava
açanlar arasında ki hukuksal ilişkiden kaynaklı bir zorunluluk değildir. Reddi
hakim talebinden çekilenler yönünden kötü niyet araştırması yapılamayacak ve
para cezası verilemeyecek olması ' talepte bulunan ve bulunmayanlar arasında nasıl
bir hukuki tespit yapmayı gerektiriyorsa da dava açıp hakimin reddi talebinde
bulunanların bu yöndeki iradesi dava açma için bir araya gelme zorunluluğunda
bağımsız bir fikir 'bir irade tezahürüdür.
Dava
açanlar, açma yönünden gerekli biçimsel bir zorunluluk, dava konusu talepler
yönünden ise ihtiyari bir birliktelik içindedirler. Davacılar arasında şekli
bakımından mecburi dava arkadaşlığı vardır.
Mecburi
dava arkadaşlığında; dava konusu hukuki ilişkide farklı davranmalarını
önleyecek çok sıkı, iştirak halinde bir ortaklık olup, dava arkadaşları aynı
şekilde ve birlikte hareket etmek zorundadırlar. İştirak halinde mülkiyet, adi
ortaklık, miras şirketi gibi veya ilgililer hakkında tek bir karar verilmesi
zorunluluğunu doğuran davalarda davacılar şekli bakımından mecbur dava arkadaşı
durumundadırlar ve dava konusu hak ile aralarında zorunlu ilişki vardır.
Özel
yasasına tabii olan Anayasa Mahkemesine iptal davası açma şeklinde izah
edildiği anlamda dava açan asgari 110 kişinin hukuk usulü nitelemesi ile
mecburi dava arkadaşı oldukları söylenemeyecektir. Aralarında şekli bakımından
olan bu zorunlu birliktelik nedeniyle dava açma şartı yerine getirildikten
sonra dava açanlar yönünden dava açmada asgari sayısal zorunluluk şartının
altına düşmedikçe talep konusu haklar yönünden bağımsız ihtiyari
davranmalarının önüne geçecek kısıtlayıcı bir hüküm mevzuatta yoktur.
Kaldı
ki, davanın konusu, dava açanlar arası şahsa bağlı sıkı bir medeni hukuk
ilişkisinden değil Kamu hukukundan doğan ve toplumun tümünü ilgilendiren bir
yasa uygulamasının, demokratik toplum öznelerinden Anayasal denetim talebine
ilişkin olup bu yönüyle de mecburi dava arkadaşlığı nitelemesinden ayrıldığı
düşünülmektedir.
Aktif
süje olan davanın konusu, toplumun tümünü ilgilendiren içerik taşıdığından,
pasif süje olan dava açanlar olup, dava açmada birliktelik zorunluluğu içinde
iseler de hak, yetki ve taleplerini hukuka uygun sorumluluk bilinci
dahilinde kullanmak zorundadırlar, Aksine davranışın cezalandırılacağının
öngörüldüğü hallerde ceza vermenin sınırını adaletle şekillendirilmiş toplumsal
yarar düşüncesi oluşturur, ve cezaların önleme iyileştirme amaçları da göz
önüne alınarak adaletli bir ölçü içinde biçimlenir. Hedef cezanın yaratacağı
korkutuculuk ve caydırıcılıktan toplum adına yararlanma ilkesidir.
Ceza
önlemi kimi suçlardan, niteliği, işleme biçimi, Devlet için zarar alanı, SUÇTAN
ZARAR GÖRENİN KİMLİĞİ vb nedenler ile farklı düzenlemeler içerebilir.
Başkanvekili
|
|
Serruh KALELİ
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
6.4.2011
günlü, 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun 1. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
'Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurlar,
işçiler, sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin
çalışmalarında etkinliği artırmak üzere, bunların atanma, nakil, görevlendirme,
seçilme, terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk edilme usul ve
esaslarına' ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak üzere, Bakanlar Kurulu'na
Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermektedir.
656
sayılı KHK'nin 16. maddesinin (7) numaralı fıkrasında, Başkanlıkta (TİKA'da),
657 sayılı Kanun'a ve diğer mevzuat hükümlerine bağlı kalmaksızın, sözleşme
ile yerli ve yabancı istihdam edilebileceği hüküm altına
alınmakta ve bu kişilerle ilgili diğer hususlar fıkrada düzenlenmektedir. Oysa
yukarıda ifade edildiği üzere, 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun belirtilen hükmü
salt 'istihdam edilen' kamu görevliler bakımından bir düzenleme yapılabilmesi
konusunda yetki vermektedir. Diğer bir deyişle iptali istenen düzenleme hem
istihdam edilmeyen sözleşmeli personelle ilgili kurallar getirmesi hem de
'yabancı uzman' adı altında statüde bulunmayan ve açıkça Yetki Kanunu kapsamı
dışında olan kişileri kapsama alması itibariyle Anayasa'nın 91. maddesine
aykırı düşmektedir.
Açıklanan
nedenle, anılan kuralın iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatine
vardığımızdan, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
24.10.2011
günlü, 656 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)'nin 16. maddesinin iptali
istenen (7) numaralı fıkrasının, idarenin yasama yetkisinin devredilmezliği
ilkesiyle bağdaşmayacak biçimde geniş bir düzenleme yetkisi kullanması nedeniyle
18.7.2012 günlü, E: 2011/113; K: 2012/108 sayılı karara ilişkin karşıoy
gerekçesinde belirtilen görüşler doğrultusunda iptali gerektiği düşüncesiyle
çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY
GEREKÇESİ
(Reddi
Hakim)
6216
sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrasında ret talebinin 'kötü
niyetle yapıldığının anlaşılması' ve 'esas yönünden
kabul edilmemesi' hâlinde, 'disiplin para cezası'verileceği
öngörülmekte, (6) numaralı fıkrasında da ret talebinin 'açıkça' kötüye
kullanıldığının tespiti aranmaktadır.
Söz
konusu kurallar uyarınca disiplin para cezasına hükmedilebilmesi için, ret
talebinin kötü niyetle yapılması ve ret talebi olarak gösterilen sebeplerin
esastan kabul edilmemesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bu
şartlardan birinin gerçekleşmesi disiplin para cezası verilebilmesi için
yeterli olamayacağı gibi ret talebinin açıkça kötüye kullanıldığının da tespit
edilmesi gerekmektedir.
Davacı
ret sebeplerini,
-
Kamuoyunda 'WikiLeaks Belgeleri' olarak bilinen belgelere
göre, 2003 yılında ABD Büyükelçisine Cumhuriyet Halk Partisi aleyhinde bir
takım beyanlarda bulunduğu iddiası,
- 'Ümit
ediyorum ki bu gayret, Anayasa Mahkemesine dava açmak suretiyle sorun çözme
kolaycılığını da ortadan kaldıracaktır' biçimindeki 25 Nisan 2011
tarihli konuşma metninden yapılan alıntı,
ve
bunları pekiştiren
-
6223 sayılı Yetki Kanunu'nun iptali başvurusunda istikrar kazanmış görüşünden
vazgeçerek iptal isteminin reddi yönünde kullandığı oy,
olarak
gösterdikten sonra, bu sebeplerin Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarafı olduğu
davalarda, reddedilenin tarafsız davranamayacağına ilişkin kuşkulara neden
olduğunu ileri sürmüştür.
İleri
sürülen bu iddia, 6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (1) numaralı fıkrası
çerçevesinde incelenerek, söz konusu sebeplerin tarafsız hareket edemeyeceği
kanısını haklı kılan hâl kapsamında olmadığı düşüncesiyle Davacının ret talebi
esastan reddedilmiştir.
Ret
talebinin esastan reddedilmiş olması, talebin kötü niyetle yapıldığı anlamını
taşımayacağı gibi salt reddedilme nedeniyle disiplin para cezası verilemeyeceği
de açıktır. Disiplin para cezası verilebilmesi için kanunun tanıdığı bu hakkın
açıkça kötüye kullanıldığının (kötü niyetle yapıldığının) tespit edilmesi
gerekmektedir.
Ret
talebinin, kimi internet sitelerinden elde edilebilmesi mümkün olan ret
sebeplerine dayanması, belirtilen ret sebeplerinin içerikleri, ret talebinin
sunuluş biçimi, anlatım düzeni ve yargılama sürecindeki ileri sürülüş zamanı,
Davacı tarafından açılan ve ret taleplerini de içeren diğer iptal davalarının
konuları arasındaki benzerlik ve bu iptal başvurularındaki ret taleplerinin
başvuru yönteminin ve ret sebeplerinin ayırımsız aynı olması dikkatle
incelendiğinde, ret talebi başvurusunun, kanunun tanıdığı bir hakkın
kanuni sınırlar içinde kullanıldığını ve yargılamanın düzenli biçimde
işleyişini önlemek ve kamu düzenini bozmak gibi bir amaç taşımadığını,
dolayısıyla da bu hakkın açıkça kötüye kullanılmadığını göstermektedir.
Açıklanan
nedenle Davacıya disiplin para cezası verilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne
katılmıyorum.
KARŞIOY
GEREKÇESİ
6223
sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak kararlaştırılan 656 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin (KHK) 16. maddesinin iptali istenilen (7) fıkrasında 'Başkanlıkta,
657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuat hükümlerine bağlı kalmaksızın, sözleşme ile
yerli veya yabancı uzman istihdam edilebilir. Sözleşmeli olarak istihdam
edilecek personel, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Bu
personelin istihdam usul ve esasları yönetmelikle belirlenir. Bunlara ödenecek
ücretin tutarı, birinci dereceli kadroda bulunan TİKA Uzmanına mali haklar
kapsamında yapılan ödemeler tutarını geçmemek üzere Başkan tarafından tespit
edilir. Bu fıkra uyarınca çalıştırılacakların sayısı elliyi geçemez. Başbakan
onayı ile bu sayı iki katına kadar artırılabilir. Bu fıkraya göre istihdam
edilecek sözleşmeli uzmanların yurtiçi ve yurtdışındaki üniversitelerin en az
dört yıllık eğitim veren ve Başkanlıkça belirlenen bölümlerinden mezun olmaları
şartı aranır.' denilmektedir
Anayasa'nın
91. maddesinde, olağan dönemde çıkarılacak kanun hükmünde kararnameler ile
Anayasa'nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel
haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve
ödevlerin düzenlenemeyeceği öngörülmüştür.
Anayasa'nın 'Hizmete
girme' başlıklı 70. maddesinde 'Her Türk, kamu hizmetlerine
girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden
başka hiçbir ayırım gözetilemez.'denilmekte ve söz konusu kural, Anayasa'nın
dördüncü bölümündeki siyasi haklar ve ödevler ile ilgi düzenlemeler içinde yer
almaktadır.
656
sayılı KHK'nin 16. maddesinin iptali istenilen (7) fıkrasında, 657 sayılı
Kanun'a ve diğer mevzuat hükümlerine bağlı kalmaksızın, sözleşme ile yerli veya
yabancı uzman istihdam edilebileceği, onlara ödenecek ücretle ilgili dikkate
alınacak unsurlar ile miktarının belirlenmesi, çalıştırılacakların sayısı ve
bunlarda aranacak nitelikler düzenlenmektedir. Söz konusu düzenlemenin,
kamu hizmetine girme hakkına ilişkin olduğunda ve bu hakkın da Anayasa'nın
dördüncü bölümündeki siyasi haklar ve ödevler ile ilgi yasaklanan alan içinde
yer aldığında duraksama bulunmamaktadır.
Buna
göre, 656 sayılı KHK'nin 16. maddesinin (7) fıkrası, Anayasa'nın 91. maddesi
ile olağan dönemde çıkarılacak kanun hükmünde kararnameler için yasaklanan
alanı düzenlemekte ve bu haliyle Anayasa'ya aykırılık oluşturmaktadır-
Ayrıca,
656 sayılı KHK'nin dayanağı olan 6.4.2011 günlü, 6223 sayılı 'Yetki Yasası',
kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasındaki dağılımının yeniden belirlenerek, bu
hizmetlerin düzenli, süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir şekilde
yürütülmesinin; atanma, nakil, görevlendirilme, seçilme, terfi, yükselme,
görevden alınma ve emekliye sevk edilme konularında düzenlemeler yapılmak
suretiyle de kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memur, işçi,
sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
etkinliklerinin artırılmasının sağlanması için, Bakanlar Kuruluna kanun
hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi verilmektedir.
656
sayılı KHK'nin 16. maddenin iptali istenilen (7) fıkrasında sözleşme ile
yerli veya yabancı uzman istihdam edilebileceği, onlara ödenecek ücretin
miktarı, çalıştırılacakların sayısı ve bunlarda aranacak nitelikler düzenlenmektedir.
6223
sayılı 'Yetki Yasası' ile kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli
ve ekonomik bir şekilde yürütülmesi için sadece atanma, nakil, görevlendirilme,
seçilme, terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk edilme konularında
düzenlemeler yapılmak suretiyle ve yine sadece istihdam edilen memur, işçi,
sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
etkinliklerinin artırılmasını sağlamak için Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma
yetkisi verildiği, yerli ve yabancı uzmanların sözleşmeli olarak istihdam
edebilecekleri ve onlara verilecek ücret miktarı ile bunun Başbakan tarafından
saptanabileceğine ilişkin Bakanlar Kuruluna verilmiş bir KHK çıkartma
yetkisinin bulunmadığı, dolayısıyla 656 sayılı KHK'nin 16. maddesinin (7)
fıkrasının 6223 sayılı 'Yetki Yasası'nın kapsamı dışındaki alanı düzenlediği,
böylece kaynağını Anayasa'dan almayan bir Devlet yetkisinin Bakanlar Kurulunca
kullanılarak düzenlemenin gerçekleştirildiği de anlaşılmaktadır.
Açıklanan
nedenlerle kuralın iptali gerektiğinden, redde ilişkin çoğunluk görüşüne katılmadım.
DEĞİŞİK
GEREKÇE
6.4.2011
günlü, 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun 1. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
'kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurlar,
işçiler, sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
etkinliği arttırmak üzere, buların atanma, nakil, görevlendirme, seçilme,
terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk edilme usul ve esaslarına'
ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak üzere, Bakanlar Kurulu'na Kanun
Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermektedir.
656
sayılı KHK'nin iptali istenen 16. maddesi memuriyet statüsüne alınmaya
ilişkin bir düzenleme niteliğindedir. Oysa yukarıda ifade edildiği üzere 6223
sayılı Yetki Kanunu'nun belirtilen hükmü salt 'istihdam edilen' kamu görevlisi
bakımından bir düzenleme yapılabilmesi konusunda yetki vermektedir. Diğer bir
deyişle, iptali istenen düzenleme Yetki Kanunu kapsamı dışında kalmakta ve bu mahiyeti
itibariyle de Anayasa'nın 91. maddesine aykırı düşmektedir.
Açıklanan
nedenle, anılan maddenin iptaline bu gerekçeyle katılıyoruz.
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
KARŞIOY
YAZISI
I-
Reddi hakim talebinin kötü niyetle yapıldığı gerekçesiyle DİSİPLİN PARA CEZASI
UYGULANMASINA yer olmadığına dair KARŞIOY:
İptal
davasını açan Parti tarafından Başkan Haşim KILIÇ'ın reddi talebinin kötü
niyetle yapıldığına ve 6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrası
gereğince disiplin para cezası uygulanmasına ilişkin çoğunluk kararına aşağıdaki
nedenlerle katılmıyorum:
6216
sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrasında 'Ret talebinin
kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi
halinde, talepte bulunanların her birine Mahkemece beşyüz Türk Lirasından
beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası verilir' denilmiş; (6)
numaralı fıkrasında 'Bu Kanun anlamında disiplin para cezasından
maksat, bireysel başvuru hakkını veya ret talebini açıkça kötüye
kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine verilen ' para cezası' olduğu
belirtilmiştir. Buna göre para cezası verilebilmesi için öncelikle talebin
esastan reddedilmesi gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Talepte kötü
niyet olup olmadığı talebin yerinde olup olmadığı hususundan bağımsız olarak
ayrıca incelenecek, varlığı açıkça saptanmışsa kötü niyete
ilişkin para cezasına hükmedilebilecektir.
Reddi
hakim talep etme hakkı Anayasa'nın 36. maddesinde yer alan hak arama
hürriyetinin ve adil yargılanma hakkının gereğince kullanılmasını güvence
altına alan bir hukuk müessesesidir. Temel hakların kötüye kullanılması
gerekçesi, çoğu kez hakkın özüne dokunacak nitelikte kısıtlayıcı düşüncelere
yönelebildiğinden, ihtiyatla kullanılmalı ve ancak açık, nesnel koşulların oluşması
halinde başvurulmalıdır. Bu nedenle reddi hakim talepleri yönünden de kötü
niyetin varlığı açık, somut ve nesnel delillere dayanmalıdır. Talebin
gerekçelerinin yetersiz olması, davacının daha önce de benzeri nitelikte, kabul
edilmeyen taleplerde bulunması, davacının mahkemeye ve hakime karşı
itimatsızlığının bilinmesi, tek başına kötü niyetin kanıtlarını oluşturamazlar.
Olayda
davacının reddi hakim talebinde bulunmasının kendi açısından hassasiyet yaratan
bazı beyan ve olgulara dayandığı, bu bağlamda:
-
Başkan Haşim KILIÇ'ın aleni bir konuşmada kullandığı ifadeler siyaset alanına
giren eleştirilerdir. İyi işleyen demokrasilerde yüksek yargı başkanlarının
siyaset alanına yönelik, ifade özgürlüğü kapsamında da olsa, yorum veya
değerlendirme yapmaları olağan değildir. Öte yandan, Anayasa'nın 150. maddesine
göre iptal davası açma hakkı Cumhurbaşkanına, iktidar ve ana muhalefet partisi
Meclis gruplarına ve TBMM üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere
ait olup, bunlardan Cumhurbaşkanının dava açması uygulamasına uzun süredir
rastlanmadığı, iktidar partisinin dava açtığının ise hiç görülmediği
bilinmektedir. Bu durumda eleştirinin hedefinin ana muhalefet olduğu açıktır.
-
WIKILEAKS belgeleri her ne kadar hukuki bir işleme veya karara esas
alınabilecek nitelikte değillerse de bunlarda geçen anlatımların davalı partide
menfi yönde sübjektif kanaat veya kuşku uyandırmaya elverişli oldukları
anlaşılmaktadır.
Başkan
Haşim KILIÇ'ın derdest olan davada tarafsız hareket edemeyeceği yönünde
somut bir ret nedeni bulunmamakla birlikte Sayın Başkan'dan kaynaklanan
nedenlerle davacıda bir hassasiyet doğmuş olduğu, dosyadaki evraktan
anlaşılmaktadır. Bu nedenle olayda açıkça kötü niyet bulunduğu söylenemez. Para
cezasına hükmedilmemesi gerekir.
II-
KHK Kurallarına İlişkin Karşıoy Gerekçesi:
656
sayılı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 16. maddesinin (7) numaralı fıkrasında,
Başkanlıkta 657 sayılı kanuna ve diğer mevzuat hükümlerine bağlı kalmaksızın,
sözleşme ile yerli veya yabancı uzman istihdam edilebileceği, bu personelin
istihdam usul ve esaslarının yönetmelikle belirleneceği, bunlara ödenecek
ücretin birinci dereceli kadroda bulunan TİKA uzmanına mali haklar kapsamında
yapılan ödemeler tutarını geçmemek üzere Başkan tarafından tespit edileceği
öngörülmektedir.
Düzenlemenin,
16. maddenin (3), (4) ve (5) numaralı fıkralarının iptaline ilişkin
gerekçelerle iptali gerektiği düşüncesindeyim.
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
(Reddi
Hakim)
6216
sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrasında red talebinin 'kötü
niyetle yapıldığının anlaşılması' ve 'esas yönünden kabul edilmemesi' halinde
talepte bulunanların her birine beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına
kadar 'disiplin para cezası' verileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin (6)
numaralı fıkrasında ise, bu Kanun anlamında disiplin para cezasının bireysel
başvuru hakkını veya red talebini 'açıkça kötüye kullandığı' tesbit edilen
başvurucular aleyhine verilen para cezası olduğu belirtilmiştir.
Görüldüğü
gibi disiplin para cezasına hükmedilebilmesi için red talebinin kötü niyetle
yapılması (açıkça kötüye kullanılması) ve talebin esastan kabul edilmemesi
koşullarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Bu
durumda her somut olayda olayın özelliğine göre 'hakimin reddi talebinin
kötü niyetle yapıldığı' hususu mahkemece takdir edilecektir.
Davada,
davacının hakimin reddi talebinin reddedildiği açıktır. Ancak dosyanın
incelenmesinden bu talebin kötü niyetle yapıldığı konusunda herhangi bir
belge ve bilgi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan
nedenle kararın 'hakimin reddi talebinin kötü niyetle yapıldığının kabulü ile
talepte bulunanlar hakkında disiplin para cezası uygulanması' yolundaki
kısmına katılmıyorum.