ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas
Sayısı: 2004/69
Karar
Sayısı : 2009/6
Karar
Günü : 8.1.2009
R.G.
Tarih-Sayı :11.06.2009-27255
İPTAL
DAVASINI AÇAN: Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri Haluk KOÇ, Oya ARASLI ile birlikte 116 milletvekili.
İPTAL
DAVASININ KONUSU: 27.5.2004 günlü, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi,
Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabulü Hakkında Kanun'un;
1-
5. maddesinin ikinci fıkrasının,
2-
9. maddesinin dördüncü fıkrasının,
3-
10. maddesinin ikinci fıkrasının,
4-
14. maddesinin ikinci fıkrasının,
5-
23. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci tümcesinin,
6-
25. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "...ilgili mercilere..."
ibaresi ile ikinci fıkrasının,
7-
29. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin,
a)
Birinci paragrafında yer alan "...üretimden men edilir..." ve
"...el konulur..." ibarelerinin,
b)
İkinci paragrafında yer alan "...ürünlere el konulur..."
ibaresinin,
c)
Üçüncü paragrafında yer alan "...faaliyetten men edilir...",
"...el konulur..." ve "izinleri iptal edilir"
ibarelerinin,
d)
(b) bendinde yer alan "...faaliyetten men edilir..."
ibaresinin,
e)
(c) bendinin birinci paragrafında yer alan "...faaliyetten men
edilir..." ibaresi ile ikinci paragrafındaki "...yöneticilikten
men cezası..." ibarelerinin,
f)
(d) bendindeki "...el konulur..." ibaresinin,
g)
(e) bendindeki "...faaliyetten men edilir..." ibaresinin,
h)
(f) bendinde yer alan "...toplattırılır..."
sözcüğünün
Anayasa'nın
2., 6., 7., 8., 11., 38., 40. ve 128. maddelerine aykırılığı savıyla
iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
27.5.2004
günlü, 5179 sayılı Yasa'nın iptali istenilen fıkra, tümce ve
ibareleri içeren maddeleri şöyledir:
"MADDE 5.- Gıda maddelerinin ve gıda ile temas
eden madde ve malzemelerin gıda güvenliği, hijyen ve kalite analizlerini yapmak
üzere, Bakanlıkça yetkilendirilecek kamu ve özel laboratuvarlar kurulabilir.
Bu
laboratuvarların kuruluş, çalışma izin ve denetimi ile ilgili usul ve esaslar
yönetmelikle belirlenir.
Sağlık
Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri yetkileri çerçevesinde bulunan
laboratuvarlar için bu madde hükmü uygulanmaz.
MADDE
9.-
İnsan sağlığının korunması ve gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için gıda
mevzuatı uygulamalarında risk analizi esas alınır. Ancak koşulların ve/veya
alınan tedbirlerin, doğası gereği uygun olmaması durumunda risk analizi hariç
tutulur.
Risk
değerlendirmesi bilimsel kanıtlara dayandırılır; bağımsız, tarafsız ve şeffaf
bir şekilde yapılır.
Risk
yönetiminde, risk değerlendirmesi sonuçları dikkate alınır ve bu Kanunun 10
uncu maddesindeki şartların oluşması durumunda ihtiyati tedbirler uygulanır.
Risk
analizi ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
MADDE 10.- İnsan sağlığı üzerinde zararlı bir
etkinin olması ihtimalinin belirmesi ve bilimsel belirsizliklerin sürmesi gibi
özel durumlarda, kapsamlı bir risk değerlendirmesine imkan sağlayacak ileri
düzeyde bilimsel veriler elde edilinceye kadar, geçici risk yönetimi
tedbirlerine başvurulabilir.
İhtiyati
tedbirler ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
MADDE
14.-
Üretilen veya ithal edilen gıda maddesinin, sağlığa zararlı olabileceği
ihtimalinin belirmesi durumunda, söz konusu gıda maddesinin pazara sunumu,
kullanımı ve ithalatına ilişkin gerekli tedbirler alınır.
Acil
durumlarla ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
MADDE
23.-
Bu Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan mevzuatın uygulanmasına ilişkin
olarak tüm gıda maddeleri ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten,
satan işyerleri ile bu yerlerde üretilen, satılan tüm gıda maddelerinin ve gıda
ile temasta bulunan madde ve malzemelerin piyasa gözetimi ve denetimi, ilgili
kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yapılır. Ancak, halk sağlığını
ilgilendiren acil durumlarda gerektiğinde, Sağlık Bakanlığının müdahale hakkı
saklıdır.
Gıda
maddeleri satış ve toplu tüketim yerlerinin denetimi, Sağlık Bakanlığının
görüşü alınarak Bakanlığın belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde ilgili
mercilerce yapılır.
Bu
Kanunun amaç ve kapsamına uygun olarak; gıda ve gıda ile temas eden madde ve
malzemelerin birincil üretim aşaması dahil olmak üzere üretim ve tüketim
zincirinin tüm aşamalarında, gıda kontrol ve denetim hizmeti, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tabi en az lisans düzeyinde
eğitim almış personel tarafından yapılır.
657
sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olup lise düzeyinde eğitimi
olduğu halde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce denetim görevi
yapanların hakları saklıdır. Bu Kanun kapsamındaki gıda kontrol ve
denetim hizmetlerini yapacak olanların seçimi ve yetiştirilmesine ilişkin usul
ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
MADDE
25.-
Gıda maddeleri ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten, ithal ve
ihraç eden ve satan işyeri yetkilileri, kontrol ve denetim sonuçları
hakkında, ilgili mercilere itiraz edebilir.
İtiraz
hakkına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
MADDE
29.- (Değişik
madde ve başlığı: 5728 - 23.1.2008 / m.542) Bu Kanuna uymayanlara
uygulanacak cezai hükümler aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
a)
4 üncü maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptırmadan üretime geçen
veya bu ürünleri mübadele konusu yapan gerçek veya tüzel kişilere bin Türk
Lirası idari para cezası verilir ve işletme üretimden men edilir.
Ayrıca, ürünlere elkonularakmülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilir. Bu işletmelerin, tescil ve izin işlemleri yapıldıktan sonra üretim
yapmalarına izin verilir.
Üretim
izni alınmamış gıdaları, bunlarla temasta bulunan madde ve malzemeleri veya
süresi dolmuş gıda maddeleri satan veya satışa arzeden gerçek veya tüzel
kişilere bin Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, bu ürünlere
elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.
4
üncü maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptıran; ancak, asgari
teknik ve hijyenik şartlarını muhafaza etmeden üretim yapan işyerleri,
durumlarını düzeltinceye kadar faaliyetten men edilir,
üretilen ürünlere el konulur ve sahipleri gerçek veya
tüzelkişilere bin Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, elkonulan
ürünlerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu işletmelere,
mevcut durumlarını düzelttikten sonra üretim yapma izni verilir. İlgili
mercilerce verilen otuz günlük süre içerisinde, eksikliklerini gidermeyen
işyerlerinin çalışmaya esas olan izinleri iptal edilir.
b)
5 inci maddede belirtilen, kuruluş veya faaliyet izni almadan faaliyete geçen
özel gıda kontrol laboratuvarı faaliyetten men edilir ve
sahibi gerçek veya tüzel kişiye onbin Türk Lirası idari para cezası verilir.
c)
6 ncı maddeye göre sorumlu yöneticileri istihdam etmeyen işyerlerinin sahibi
gerçek veya tüzel kişiye, bin Türk Lirası idari para cezası verilir. Otuz gün
içinde, sorumlu yönetici görevlendirilmediği takdirde, bu işyerleri faaliyetten
men edilir.
Yöneticilik
görevini gereği gibi yerine getirmeyen sorumlu yöneticiye, üçyüz Türk Lirası
idari para cezası verilir. Eylemin tekrarı halinde idari para cezası iki kat artırılarak
uygulanır. İkinci defa tekrarı halinde ise, kişi altı ay süreyle sorumlu yöneticilikten
men edilir.
d)
18 inci maddede belirtilen sağlığın korunması ile ilgili hükümler dışında, 7
nci maddede belirtilen gıda kodeksine uygun faaliyet göstermeyen gerçek ve
tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Aykırılık, gıda
maddelerinin etiket bilgilerinden kaynaklanıyorsa, etiket bilgileri
düzeltilinceye kadar bu gıda maddelerinin satışına izin verilmez.
e)
10 uncu maddede belirtilen tedbirlere uymayan gerçek ve tüzel kişilere beşbin
Türk Lirası idari para cezası verilir ve faaliyetten men edilir.
f)
14 üncü maddede belirtilen acil durumlarda alınacak tedbirlere uymayan gerçek
ve tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu kişilerce
ürün piyasadan toplattırılır, eylemin tekrarı halinde idari para
cezası iki kat olarak uygulanır.
g)
16 ncı maddede belirtilen izlenebilirlikle ilgili hükümlere uymayan gerçek ve
tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir, eylemin tekrarı
halinde idari para cezası iki kat artırılarak uygulanır.
h)
17 nci maddede belirtilen işyeri sorumluluğu ile ilgili hükümlere uymayan
gerçek ve tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir, eylemin
tekrarı halinde idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
ı)
Bu Kanun'un 18 inci maddesinde belirtilen sağlığın korunması ile ilgili
yasakları ihlal eden kişiler, Türk Ceza Kanunu'nun "Kamunun Sağlığına Karşı
Suçlar" başlıklı Bölümünde yer alan hükümlere göre cezalandırılır.
i)
19 uncu maddesinde belirtilen ithalat ve ihracatla ilgili yükümlülükleri yerine
getirmeyen gerçek ve tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir;
ürün, ihracatçısı veya ithalatçısı tarafından piyasadan toplattırılır, eylemin
tekrarı halinde idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
j)
21 inci maddedeki reklam ve tanıtımlarla ilgili hükümlere aykırı hareket eden
gerçek ve tüzel kişilere, beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir, eylemin
tekrarı halinde idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
k)
22 nci maddede belirtilen tüketici haklarının korunması ile ilgili hükümlere
uymayan gerçek ve tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir,
eylemin tekrarı halinde idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
l)
Bu Kanun'un 26 ve 27 nci maddelerinde belirtilen sularla ilgili hükümler ve
takviye edici gıdalar, bebek mamaları, özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar ve tıbbi
amaçlı bebek mamaları ile ilgili hükümlere aykırı hareket eden işyeri, bu şartları
yerine getirinceye kadar faaliyetten men edilir ve sahiplerine beşbin Türk
Lirası idari para cezası verilir, eylemin tekrarı halinde, idari para cezası
iki kat olarak uygulanır.
m)
Bu Kanuna göre yapılacak denetimleri engelleyenlere, beşbin Türk Lirası idari
para cezası verilir.
n)
Üreticisi tarafından piyasadan toplattırılmasına karar verilen ürünler, bir
hafta içinde toplanmak zorundadır. Ürünleri toplamayan üreticilere ayrıca
beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir, ürünler ilgili mercilerce
toplattırılır ve masraflar yasal faizi ile birlikte üreticisinden tahsil edilir
ve bu suretle toplattırılan ürünlerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilir.
Bu
maddenin uygulamasında, eylemin tekrarından maksat, aksine hüküm bulunmayan
hallerde eylemin tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde, ilk
cezaya konu eylemin tekrar işlenmesidir." şeklindedir.
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Anayasa'nın
2., 6., 7., 8., 11., 38., 40. ve 128. maddelerine dayanılmıştır.
III-
İLK İNCELEME
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Sacit
ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul GÜRSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN,
Mehmet ERTEN, Fazıl SAĞLAM, A.Necmi ÖZLER ve Serdar ÖZGÜLDÜR'ün katılımlarıyla
8.9.2004 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin bu
konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına oybirliğiyle karar
verilmiştir.
IV-
ESASIN İNCELENMESİ
Dava
dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali istenilen Yasa
kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A-
Yasa'nın 5. Maddesinin İkinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, Yasa'da her hangi bir asli düzenleme yapılmaksızın kamu ve özel
laboratuvarların kuruluş, çalışma izin ve denetimi ile ilgili usul ve esasları
belirleme konusunda yürütmeye verilmiş olan yetkinin, bir yasama yetkisi devri
niteliği taşıdığı, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının,
temel ilkeyi koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz geniş bir alanı
yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerektiği, temel kuralları koymadan,
ölçüsünü belirlemeden ve sınırlarını çizmeden, yürütmeye düzenleme yetkisi
veren kuralın, Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 11. ve 38. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
İptali
istenilen kuralla Bakanlıkça yetkilendirilecek kamu ve
özel laboratuvarların kuruluş, çalışma izin ve denetimi ile ilgili usul ve
esasların yönetmelikle belirleneceği öngörülmektedir.
Yasa'nın
5. maddesinin birinci fıkrasında ise, gıda maddelerinin ve gıda ile temas eden
madde ve malzemelerin gıda güvenliği, hijyen ve kalite analizlerini yapmak
üzere, Bakanlıkça yetkilendirilecek kamu ve özel laboratuvarların
kurulabileceği belirtilmektedir.
Anayasa'nın
7. maddesinde yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet
Meclisine ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği; 8. maddesinde ise
yürütme yetki ve görevinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından,
Anayasa'ya ve yasalara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği
öngörülmüştür. Buna göre, Anayasa'da yasayla düzenlenmesi öngörülen konularda
yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi
olanaklı değildir. Yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve
bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle, Anayasa'da öngörülen ayrık durumlar dışında,
yasalarla düzenlenmemiş bir alanda, yasa ile yürütmeye genel nitelikte kural
koyma yetkisi verilemez.
Kuralda,
kamu ve özel laboratuvarların kuruluş, çalışma izin ve denetimleri konusunda
yasa ile esasları belirlenmeden, çerçevesi çizilmeden Bakanlığa çok geniş
yetkiler verilmektedir. Yasa'da açıkça düzenleme yoluna gidilmeden,
laboratuvarların kuruluşlarının ve çalışmalarının gerekli kıldığı koşulları
belirleme yetkisinin idareye verilmesi, yasama yetkisinin devri
niteliğini taşımaktadır.
Bu
nedenle kural Anayasa'nın 7. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural,
Anayasa'nın 7. maddesine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca 2., 6., 8.
ve 11. maddeleri yönünden inceleme yapılmamış, 38. maddesi ile ilgisi
görülmemiştir.
B-
Yasa'nın 9. Maddesinin Dördüncü Fıkrasının İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, yalnızca risk analizinin; risk değerlendirilmesi, risk yönetimi
ve risk iletişimi ile bağlantılı üç ayrı süreçten oluşan sistemi ifade ettiği
belirtilerek bu süreçlerin soyut tanımının yapıldığı, risk analizi konusunda
temel ilke konulup çerçevesinin çizilmediği, sınırsız, belirsiz ve geniş bir
alanın yürütmenin düzenlemesine bırakıldığı belirtilerek, kuralın Anayasa'nın
2., 6., 7., 8. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptali
istenilen kuralla, risk analizi ile ilgili usul ve esasların yönetmelikle
belirleneceği öngörülmektedir.
Yasa'nın
"Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, risk analizinin tanımı; risk
değerlendirilmesi, risk yönetimi ve risk iletişimi olarak birbirleriyle
bağlantılı üç ayrı süreçten oluşan sistem olarak verilmiştir. Aynı madde
gereğince risk değerlendirilmesi, olabilecek her türlü tehlikenin, nitelik ve
etkilerinin bilimsel olarak belirlendiği süreci; risk yönetimi, risk
değerlendirmesini, diğer yasal zorunlulukları ve gerektiğinde uygun önlem ve
seçenekleri dikkate alan süreci; risk iletişimi, risk
değerlendiricileri, risk yöneticileri ve diğer ilgili tarafların risk ve riske
ilişkin faktörlere ait bilgi ve düşünceleri paylaşmasını anlatmaktadır.
Yasa'nın
9. maddesinde risk analizinin, insan sağlığının korunması ve gıda güvenliğinin
sağlanabilmesi için gıda mevzuatı uygulamalarında esas alınacağı; risk değerlendirilmesinin
de bilimsel kanıtlara dayanması, bağımsız, tarafsız ve şeffaf bir şekilde
yapılması gerektiği; risk yönetiminde ise, risk değerlendirilmesinin
sonuçlarının dikkate alınacağı belirtilmektedir.
Yasa
koyucu gerektiğinde sınırlarını belirlemek koşuluyla özel bir uzmanlık ve
teknik bilgi gerektiren konuların düzenlenmesini idareye bırakabilir. Risk
analizinin gıda teknolojisine ve bilimsel esaslara dayanılarak yapılacağı
şüphesizdir. Özel bir uzmanlık ve teknik bilgi isteyen risk analiziyle ilgili
usul ve esasların yasayla ayrıntılı şekilde düzenlenmesi, hızlı teknolojik ve
bilimsel gelişmeler karşısında, değişen şartların ve esasların zamanında yerine
getirilmesini önleyebilir. Bu bağlamda bilimsel ve teknik alanlarda temel
kurallar saptandıktan sonra ayrıntıları düzenleme yetkisinin idareye verilmesi,
yasama yetkisinin devri olarak nitelendirilemez. Bu nedenle kural Anayasa'nın
7. ve 8. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın
Anayasa'nın 2., 6. ve 11. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
C- Yasa'nın 10. ve 14. Maddelerinin İkinci Fıkralarının
İncelenmesi
Dava
dilekçesinde 10. madde ile insan sağlığı üzerinde zararlı bir etkinin olması
ihtimalinin belirmesi ve bilimsel belirsizliklerin sürmesi gibi özel durumlarda
uygulanacağı belirtilen ihtiyati tedbirlerle ilgili usul ve esasların
yönetmeliğe bırakıldığı, 14. madde ile de hangi hâllerin acil durum sayılacağı
ve bu durumlarda alınacağı açıklanan gerekli tedbirlerin neler olduğuna ilişkin
hiçbir düzenlemenin yapılmadığı gerekçesiyle Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 11. ve
38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5179
sayılı Yasa'nın "İhtiyati tedbirler" başlıklı 10. maddesinin ilk
fıkrasında, insan sağlığı üzerinde zararlı bir etkinin olması ihtimalinin
belirmesi ve bilimsel belirsizliklerin sürmesi gibi özel durumlarda, kapsamlı
bir risk değerlendirmesine imkân sağlayacak ileri düzeyde bilimsel veriler elde
edilinceye kadar, geçici risk yönetimi tedbirlerine başvurulabileceği hüküm
altına alınmış, dava konusu ikinci fıkrasında ise, ihtiyati tedbirlerle
ilgili usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği öngörülmüştür.
Yasa'nın
"Acil durumlar" başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasında, üretilen
veya ithal edilen gıda maddesinin, zararlı olabileceği ihtimalinin belirmesi
durumunda, söz konusu gıda maddesinin pazara sunumu, kullanımı ve ithalatına
ilişkin gerekli tedbirlerin alınacağı kuralı yer almakta, iptali istenilen
ikinci fıkrada ise, acil durumlarla ilgili usul ve esasların yönetmelikle
belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Yasa'nın
9. maddesinin dördüncü fıkrasına ilişkin gerekçeler bu kurallar için de
geçerlidir. Bu nedenle iptal isteminin reddi gerekir.
Fulya
KANTARCIOĞLU, Şevket APALAK ve Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamışlardır.
Kuralların
Anayasa'nın 2., 6., 11. ve 38. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
D-
Yasa'nın 23. Maddesinin Dördüncü Fıkrasının İkinci Tümcesinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, gıda kontrol ve denetim hizmetlerini yapacak
olanların seçiminde dikkate alınacak en önemli kıstasın "nitelikleri"
olacağı, nitelikten soyutlanamayacak bir seçime ilişkin usul ve esasların kanunla
düzenlenmeyerek yönetmeliğe bırakılması nedeniyle kuralın Anayasa'nın 2., 6.,
7., 8.,11. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Maddenin son fıkrasının iptali istenilen ikinci tümcesi, "Bu Kanun
kapsamındaki gıda kontrol ve denetim hizmetlerini yapacak olanların seçimi ve
yetiştirilmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir" şeklinde
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın
128. maddesinde, "Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu
tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu
hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu
görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları,
görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer
özlük işleri kanunla düzenlenir.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla
özel olarak düzenlenir." denilmektedir.
İptali istenen tümcede yer alan gıda kontrol ve denetim
hizmetlerini yapacak personelin 5179 sayılı Yasa gereğince
yapacakları denetimlerin, Devletin, genel idare esaslarına göre yürütmekle
yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerden
olması nedeniyle ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yerine getirileceği
ve denetim elemanlarının da bu kapsamda bulunduğu açıktır. Kaldı ki maddenin
üçüncü fıkrasında gıda kontrol ve denetim hizmetinin, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'na tabi en az lisans düzeyinde eğitim almış personel
tarafından yapılacağı belirtilmektedir.
Bu durumda, 5179 sayılı Yasa'nın 23. maddesinin dördüncü
fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan kontrol ve denetim hizmetini yapacak personelin,
hangi alanlardaki lisans mezunlarından olacakları, nitelikleri, seçilme
usulleri, tabi olacakları sınavlar, yeterliliklerinin belirlenmesini içeren
seçim ve yetiştirilmelerine ilişkin usul ve esasların yasayla düzenlenmesi
gerekirken yönetmelikle belirlenmesi, Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci
fıkrasına aykırıdır. Kuralın iptali gerekir.
Kural Anayasa'nın 128. maddesine dayanılarak iptal edilmiş
olduğundan ayrıca 2., 6., 7., 8. ve 11. maddeleri yönünden incelenmesine
gerek görülmemiştir.
E-
Yasa'nın 25. Maddesinin Birinci Fıkrasında Yer Alan "...ilgili
mercilere..." İbaresi ile İkinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, 25. maddenin birinci fıkrasındaki "ilgili mercilere"
ibaresinin, kontrol ve denetim sonuçlarına karşı hangi mercilere ve hangi
sürelerde itiraz edileceğini göstermediğinden ve hukuk devletinin en önemli
öğelerinden olan "belirlilik ilkesine" aykırı düştüğü; maddenin
ikinci fıkrasında, itirazın yapılacağı merciler de dâhil itiraz hakkına ilişkin
tüm düzenlemelerin yönetmelikle yapılması, yasama organına ait ve
devredilemeyecek bir yetki olan "asli düzenleme yetkisi" nin devri
niteliğinde bulunması nedeniyle Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 11. ve 40.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptali
istenilen ibarenin de yer aldığı birinci fıkrada "Gıda maddeleri ve
gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten, ithal ve ihraç eden ve satan
işyeri yetkilileri, kontrol ve denetim sonuçları hakkında, ilgili
mercilere itiraz edebilir" denilmekte, ikinci fıkrada
ise, "İtiraz hakkına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir"
hükmü yer almaktadır.
Anayasa'nın
40. maddesinin ikinci fıkrası; "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin
hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır" şeklindedir. Buna göre Devletin işlemlerine karşı hangi
mercilere, hangi süreler içinde başvuracağının belirtilmesi yasayla olabileceği
gibi, yasanın verdiği yetkiye dayanarak tüzük, yönetmelik gibi bir düzenleyici
işlemle de yapılabilir. Anayasa'nın bu hükmü ile, Devlete verilen görev, somut
olaylarda ilgili kişiler hakkında tesis edilen işlemlere karşı başvurulacak
kanun yolları ve merciler ile sürelerin belirtilmesi zorunluluğuna ilişkin
olup, bu hususlara yönelik olarak her yasada özel bir düzenleme yapma
yükümlülüğünü içermemektedir. Dolayısıyla burada devletin işlemlerinde, hangi
mercilere ve hangi süreler içinde başvurulacağını açıkça göstermesiyle
ilgililerin yetkili makamlara süresini geçirmeden başvurarak hak arama
özgürlüklerinin korunması amaçlanmaktadır.
Anayasa'nın
125. maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun
açık olduğu belirtilmektedir. Buna göre, ilgili mercilere itiraz
edilebileceğine dair bir kural bulunmasa bile Anayasa ve yasalar gereğince
ilgililerin kontrol ve denetim sonuçları hakkında yargı yoluna başvurma
olanakları vardır. Bu durum karşısında, işyeri yetkililerine tanınan ilgili
mercilere itiraz hakkının, yasayla düzenlenmesi ve hatta itiraz hakkı için özel
bir düzenleme yapılması da gerekmez. Bu hakka ilişkin esas ve usullerin
yönetmelikle belirlenmesi, asli düzenleme yetkisinin devredilmezliği ilkesini
ihlâl etmediğinden Anayasa'nın 2. ve 40. maddelerine aykırı değildir. İptal
isteminin reddi gerekir.
Kuralın
Anayasa'nın 6., 7., 8. ve 11. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
Fulya KANTARCIOĞLU, Şevket APALAK ve Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe
katılmamışlardır.
F-
Yasa'nın 29. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendinin Birinci Paragrafında
Yer Alan "...üretimden men edilir,..." ve "...el
konulur...", İkinci Paragrafında Yer Alan "...ürünlere el
konulur,..." ve Üçüncü Paragrafında Yer Alan "...faaliyetten men
edilir,...", "...el konulur..." ve "...izinleri iptal
edilir.", (b) Bendinde "...faaliyetten men edilir..." (c)
Bendinin Birinci Paragrafında Yer Alan "...faaliyetten men edilir..."
ve İkinci Paragrafında Yer Alan "...yöneticilikten men cezası...",
(d) Bendinde Yer Alan "...el konulur.", (e) Bendinde Yer Alan
"...faaliyetten men edilir." İbarelerinin ve (f) Bendinde Yer Alan
"...toplattırılır,..." Sözcüğünün İncelenmesi
İptal
başvurusundan sonra Yasa'nın 29. maddesi, 23.1.2008 günlü, 5728
sayılı "Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve
Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile değiştirilmiş
olduğundan, bu maddeye ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına
karar verilmiştir.
V-
YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
27.5.2004
günlü, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un;
A-1-
5. maddesinin ikinci fıkrasına,
2-
23. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci tümcesine,
İlişkin
iptal hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ertelenmesi nedeniyle bu fıkra ve
tümcenin YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,
B-1-
9. maddesinin dördüncü fıkrasına,
2-
10. maddesinin ikinci fıkrasına,
3-
14. maddesinin ikinci fıkrasına,
4-
25. maddesinin,
a-
Birinci fıkrasında yer alan "...ilgili mercilere..." ibaresine,
b-
ikinci fıkrasına
Yönelik
iptal istemleri, 8.1.2009 günlü, E.2004/69, K.2009/6 sayılı kararla
reddedildiğinden, bu fıkra ve ibarelere ilişkin YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN
REDDİNE,
C-
29. maddesinin birinci fıkrasının;
1-
(a) bendinin,
a)
Birinci paragrafında yer alan "...üretimden men edilir, ..." ve
"...el konulur..." ibareleri,
b)
İkinci paragrafında yer alan "...ürünlere el konulur..."
ibaresi,
c)
Üçüncü paragrafında yer alan "...faaliyetten men edilir, ...",
"...el konulur..." ve "izinleri iptal edilir."
ibarelerinin,
2-
(b) bendinde yer alan "...faaliyetten men edilir..." ibaresi,
3-
(c) bendinin,
a)
Birinci paragrafında yer alan "...faaliyetten men edilir."
ibaresi,
b)
İkinci paragrafındaki "...yöneticilikten men cezası verilir."
ibaresi,
4-
(d) bendinde yer alan "...el konulur." ibaresi,
5-
(e) bendinde yer alan "...faaliyetten men edilir." ibaresi,
6-
(f) bendinde yer alan "...toplattırılır, ..."
sözcüğü,
Hakkında,
8.1.2009 günlü, E.2004/69, K.2009/6 sayılı kararla karar verilmesine yer
olmadığına karar verildiğinden, bu ibare ve sözcüklere ilişkin YÜRÜRLÜĞÜNÜN
DURDURULMASI İSTEMİ HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
8.1.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
VI- İPTAL HÜKMÜNÜN YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Kanun,
kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede
yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez" denilmektedir.
2949 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu kural
tekrarlanmakta, maddenin beşinci fıkrasında ise, Anayasa Mahkemesi'nin, iptal
sonucunda meydana gelecek hukuksal boşluğu, kamu düzenini tehdit veya kamu
yararını ihlal edici mahiyette görmesi halinde, dördüncü fıkradaki hükmü
uygulayacağı belirtilmektedir.
5179
sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un iptal edilen, 5.
maddesinin ikinci fıkrasındaki "Bu laboratuvarların kuruluş, çalışma izin
ve denetimi ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir" hükmü
ile 23. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci tümcesindeki "Bu
Kanun kapsamındaki gıda kontrol ve denetim hizmetlerini yapacak olanların
seçimi ve yetiştirilmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir" hükmünün doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici
nitelikte görüldüğünden İPTAL HÜKÜMLERİNİN, KARARIN RESMî GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN
BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE 8.1.2009 gününde
karar verilmiştir.
VII- SONUÇ
27.5.2004
günlü, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un:
A- 5. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
B- 9. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
C- 10. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Şevket APALAK ile
Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
D- 14. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Şevket APALAK ile
Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
E- 23. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci tümcesinin
Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
F- 25. maddesinin;
1- Birinci fıkrasında yer alan "... ilgili mercilere
..." ibaresinin,
2- İkinci fıkrasının,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Fulya
KANTARCIOĞLU, Şevket APALAK ile Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
G- 29. maddesi, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Yasa'nın 542.
maddesiyle değiştirildiğinden, maddenin birinci fıkrasının;
1- (a) bendinin,
a- Birinci paragrafında yer alan "... üretimden men
edilir, ..." ve "... el konulur ..." ibarelerine,
b- İkinci paragrafında yer alan "... ürünlere el
konulur ..." ibaresine,
c- Üçüncü paragrafında yer alan "... faaliyetten men
edilir ,...", "... el konulur ..." ve "... izinleri iptal
edilir." ibarelerine,
2- (b) bendinde yer alan "... faaliyetten men edilir
..." ibaresine,
3- (c) bendinin,
a- Birinci paragrafında yer alan "...faaliyetten
men edilir ..." ibaresine,
b- İkinci paragrafında yer alan "... yöneticilikten men
cezası ..." ibaresine,
4- (d) bendinde yer alan "... el konulur."
ibaresine,
5- (e) bendinde yer alan "... faaliyetten men
edilir." ibaresine,
6- (f) bendinde yer alan "... toplattırılır,
..." sözcüğüne,
ilişkin KONUSU KALMAYAN İSTEM HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER
OLMADIĞINA, OYBİRLİĞİYLE,
H- İptal edilen fıkra ve tümcenin doğuracağı hukuksal
boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın
153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa'nın 53.
maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKÜMLERİNİN, KARARIN
RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA
YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
8.1.2009 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
A.
Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket
APALAK
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
27.05.2004 günlü, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve
Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında
Kanun'un:
1- 10. maddesinin ikinci fıkrası;
İptali istenilen fıkranın yer aldığı "ihtiyati
tedbirler" başlıklı madde hükmünde;
"İnsan sağlığı üzerinde zararlı bir etkinin olması
ihtimalinin belirmesi ve bilimsel belirsizliklerin sürmesi gibi özel
durumlarda, kapsamlı bir risk değerlendirmesine imkan sağlayacak ileri düzeyde
bilimsel veriler elde edilinceye kadar, geçici risk yönetimi tedbirlerine
başvurulabilir.
İhtiyati tedbirler ile ilgili usul ve
esaslar yönetmelikle belirlenir." denilmektedir.
Anayasa'nın 7. maddesinde; "Yasama yetkisi Türk Milleti
adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez " hükmü
yer almıştır.
Buna göre, Yasakoyucunun temel ilkeleri koymadan çerçeveyi
çizmeden yürütmeye sınırsız yetki vermemesi belirsiz bir alanı yönetimin
düzenlemesine bırakmaması gerekir. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin muhtelif
kararlarında; "idarenin görevleri genel olarak yasaların uygulanmasını
göstermek ve sağlamaktır. Yasakoyucu özel bir ihtisas ve teknik bilgi
gerektiren konularda hükümete yetki verebilir. Ancak bu yetkinin yasa ile
belirlenmesi gerekir. Yasa ile yetkilendirme Anayasa'nın öngördüğü biçimde Yasa
ile düzenleme anlamına gelmez. İdareye keyfi uygulamalara yol açabilecek geniş
takdir yetkisi verilmesi Anayasa'nın 7. maddesine aykırılık oluşturur"
denilmektedir.
Bu durumda iptali istenilen madde hükmü ile usul ve esasları
yönetmelikle düzenleneceği belirtilen ihtiyati tedbirlerin konu, amaç ve
koşulları açısından herhangi bir çerçeve çizilmeden ve ölçü getirilmeden
yasamaya ait asli düzenleme yetkisi yürütmeye devredildiğinden, Anayasa'nın 7.
maddesine aykırıdır.
2- 14. maddesinin ikinci fıkrası;
İptali istenilen fıkranın yer aldığı "acil durumlar"
başlıklı maddede;
"Üretilen veya ithal edilen gıda maddesinin, sağlığa zararlı
olabileceği ihtimalinin belirmesi durumunda, söz konusu gıda maddesinin pazara
sunumu, kullanımı ve ithalatına ilişkin gerekli tedbirler alınır.
Acil durumlarla ilgili usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir" denilmektedir.
Madde hükmünde, hangi durumların "acil durum"
sayılacağı ve bu durumlarda alınacağı belirtilen "gerekli
tedbirlerin" neler olduğu konusunda herhangi bir belirlilik bulunmadığı,
böylece çerçevesi ve şartları çizilmeden ve ölçü getirilmeden belirsiz bir
alanda idarenin yetkilendirildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda 10. maddenin ikinci fıkrasına ilişkin Anayasa'ya
aykırılık gerekçesi 14. maddenin ikinci fıkrası için de geçerlidir.
Açıklanan nedenlerle yasamaya ait asli düzenleme yetkisinin
yürütmeye devri niteliğindeki düzenleme Anayasa'nın 7. maddesine aykırıdır.
3- 25.maddesinin birinci fıkrasındaki "ilgili mercilere"
ibaresi ile ikinci fıkrası;
İptali istenilen birinci fıkradaki ibare ile ikinci fıkranın yer
aldığı maddede;
"Gıda maddeleri ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri
üreten, ithal ve ihraç eden ve satan işyeri yetkilileri, kontrol ve denetim
sonuçları hakkında, ilgili mercilere itiraz edebilir.
İtiraz hakkına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir." denilmektedir.
Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması"
başlıklı 40. maddesinin ikinci fıkrasında (ek: 3. 10. 2001 - 4709 /16 md.)
"Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları
ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmü yer
almıştır.
Bu maddenin gerekçesinde de; bireylerin yargı ya da idari
makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan
sağlanmasının amaçlandığı, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu,
merci ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması
açısından zorunluluk haline geldiği belirtilmektedir.
Bu durumda; iptali istenilen madde hükmünde yer alan "ilgili
mercilere" ibaresi kontrol ve denetim sonuçlarına karşı hangi mercilere ve
hangi sürelerde itiraz edileceği konusunda açık olmadığından Anayasa'nın 40.
maddesine aykırıdır.
Diğer taraftan; itiraz hakkına ilişkin usul ve esasların
yönetmelikle düzenleneceği yolundaki düzenleme ise Yasama organına ait ve
devredilemeyecek bir yetki olan asli düzenleme yetkisinin yürütmeye devri
niteliğinde olup Anayasa'nın 7. maddesine aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle Yasa'nın yukarıda belirtilen dava konusu
kural ve ibarelerinin iptali gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Azlık
Oyu
5179
sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine
Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilecek
Kabulü Hakkında Kanun'un,
1-
10., 14. ve 25. Maddelerinin ikinci fıkraları yönünden:
Anayasa'nın
7. maddesinde "Yasama yetkisi Türk Milleti Adına Türkiye Büyük Millet
Meclisinindir. Bu yetki devredilemez ." kuralı öngörülmüştür. Bu yetki
ancak, yasa koyucunun belirli konularda gerekli kurallar koyup, ölçütler
geliştirip ve sınırlar gösterip idareye düzenleme yapması için
devredilebilir. Devredilmenin sınırlı oluşu yasamanın sahip olduğu bu
yetkinin ilk elden kullanılacak genel ve asıl yetki olma özelliğinden
kaynaklanmaktadır.
Davaya
konu kurallarda ise, Yasa'nın gıda güvenliği temel amacı doğrultusunda; insan
sağlığının zararlı etkilerinden korunmasını amaçlayan ve sonuçta işyeri
uğraşlarını önleme niteliği taşıyan ihtiyati tedbir, acil durum ve
itiraz hakkı konularında çerçeve çizilmeden, ölçüt ve ilkeler
konmadan yürütmeye düzenleme yapma yetkisi verilmesi Anayasa'nın 7. maddesine
açıkça aykırıdır. Başka bir deyişle, ihtiyati tedbir gibi yargısal çağrışımlar
yapan ve itiraz hakkı gibi yargısal evrenin başlangıcı niteliği taşıyan konular
yönetsel niteliğe döndürüldüğünde boyutlarının ve kapsamının somutlaştırılması
gerektiği, ayrıca ihtiyati tedbir ve acil durum olgularının çalışma
özgürlüğüyle yakın ilintileri ve benzer özellikleri yönünden yasal çerçevenin
çizilmesinin zorunlu hale geldiği kuşkusuzdur.
Öte
yandan risk analizi yönünden 2. maddedeki tanımlarla birlikte genel ölçütleri
içeren 9. maddedeki yaklaşım, bu kuralların anayasal çelişkisini gösteren ayrı
bir olgudur.
2-
25. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ilgili
mercilere" ibaresiyle, ikinci fıkrası
yönünden:
Yasama
yetkisinin devredilmezliğiyle ilgili yukarıda değinilen ilkeler ikinci fıkra
yönünden de geçerlidir. Bunlar yanında:
Anayasa'nın
40. maddesinin ikinci fıkrasında "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin
hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır." kuralı yer almaktadır. Bu kural İdari işlemlerde
bulunacak öğelere vurgu yapmaktadır. İtiraza konu kuralın ise kontrol ve
denetim sonuçları hakkında itiraz edilecek "merci"ye değindiği
görülmektedir. Yasalar düzenledikleri diğer konularda olduğu gibi itiraz yolu
öngördüklerinde de belirsizliğe gidecek, farklı yorumlar oluşturacak sözlerden
kaçınmalıdır. Bu bakımdan " ilgili merciler" şeklindeki anlatım
amaçlananın yargı yerleri mi, yoksa idari makamlar mı olduğu konusunda
duraksama oluştururken, itiraz edilecek yargı yeri veya idarenin hangi makam ya
da mahkemeyi öngördüğü konusunda da kuşkuyu yaşatmaktadır. İtiraz edilecek
yargı veya idari makamlar yönünden itiraz sürelerinin farklılık gösterecek
olması da, belirsizliği ve kuraldaki eksikliği gösteren diğer olgudur.
Belirtilen
nedenlerle 5179 sayılı Yasa'nın 10.,14. ve 25. maddesinin ikinci fıkralarıyla,
25. maddenin birinci fıkrasında yer alan " ilgili mercilere"
ibaresinin Anayasa'nın 2. ve 7. maddelerine aykırılığından ötürü iptali
gerekeceği oyuyla karara karşıyım.