"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir :
"Anayasamıza esas yönünden aykırılık; kanun koyucunun korunmasını öngördüğü hukuksal değerin, ihlal neticesini önlemesini istemedeki SEBEBİ hukuksal değerin korunmasındaki AMAÇ (maksat) ve eşitlik, kanunilik ile hakkaniyet, nüsfet ilkelerini ihlaleden düzenleme KONU yönünden AY. m. 2, 10, 11/2, 30, 38 normlarının ve Anayasanıngenel bütünlüğünü ihlal ettiğinden iptali gerekmektedir.
Dava konusu olayımızda sanığın 6136 Sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca yasak vasıfta bıçağıtaşıma eylemine uyan 6136 Sayılı Yasanın 15/1, 31/3, 54. maddeleri uyarınca cezalandırılması istenmiş veyapılan yargılama sonunda hüküm aşamasına gelinmiş ise de;
- 5237 Sayılı TCK.nun 50/1-3. maddesi uyarınca; "18 yaşından küçüklerin işledikleri suçtandolayı verilecek 1 yıl veya daha az süreli hapis cezaları 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birisineÇEVRİLMESİ ZORUNLU"olduğundan, ancak 5271 Sayılı CMK.nun 231/7. maddesi uyarınca ise; "hükmünaçıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinde mahkum olunan hapis cezası ertelenemeyecek veya kısasüreli olması halinde SEÇENEK YAPTIRIMLARA ÇEVRİLEMEZ" yönünde iki hüküm de emredici olup,uygulamada yaşı küçük sanıklar yönünden tamamen birbiriyle çeliştiğinden, zira yukarıda madde metinleri yazıldığı üzere yaşı küçük sanığın kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezası seçenek yaptırıma çevrilmesi zorunluancak bu durumda lehine hükmün açıklanmasının ertelenmesine hükmedilemeyecek olup, ayrıca kısa sürelihürriyeti bağlayıcı ceza seçenek yaptırımlardan adli para cezasına çevrildiğinde 5237 Sayılı TCK.nun51. maddesi uyarınca erteleme hükümleri de uygulanmayacağından, sanığın aleyhine hükmedilen kısa sürelihürriyeti bağlayıcı ceza yönünden direk hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verildiğinde ise 5237Sayılı TCK.nun 50/3. maddesindeki emredici hüküm ihlal edilmiş olunmak zorunda kalınacağından, bu tarihe kadar gerek mahkememizce, gerek uygulamada gözlenen diğer mahkemelerde hem kararların kendi içlerinde,hem de birbirleri ile tamamen zıt gerekçelerle çelişkili ve her halükarda yukarıdaki iki emredici hükümdenbirini ihlal mahiyetinde karar verilmek zorunda kalındığından; Yüce Mahkemenin resen bulacağı gerekçelerle;Anayasamıza esas, maksat, amaç unsurları yönünden aykırı, Türk Ceza Kanununun ve Anayasanın eşitlik,hakkaniyet, nısfet ilkelerini ihlal eden, Ceza Hukuku Genel teorisinin ne irade, ne hareket, ne de neticeteorileriyle bağdaşmayan 19.12.2006 tarih ve 5560 SY. ile değişik 5271 Sayılı CMK.nun 231/7. bendinin veya5237 Sayılı TCK.nun 50/3. maddesinin Anayasamızın 152. maddesi uyarınca iptali yönünde karar verilmesiiçin Yüce Anayasa Mahkemesine müracaatta bulunulması zorunluluk görüldüğünden;
NETİCEİ TALEP;Yukarıda belirtilen gerekçe uyarınca veya Yüce Mahkemenin resen bulacağı gerekçelerle; Anayasamıza esas, maksat, amaç unsurları yönünden aykırı, Türk Ceza Kanununun ve Anayasanın eşitlik, hakkaniyet, nısfet ilkelerini ihlal eden, Ceza Hukuku Genel teorisinin ne irade, ne hareket, nede netice teorileriyle bağdaşmayan 5237 sayılı TCK.nun 50/3, 5271 sayılı CMK.nun 231/7. maddelerinintamamen birbiriyle zıt emredici hükümler içerdiğinden iptalleri talep olunur. 10.02.2009""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 2009/17
Karar Sayısı: 2009/47
Karar Günü : 12.3.2009
R.G. Tarih-Sayı :25.06.2009-27269
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Düzce 1. Sulh Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 1- 26.9.2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrasının "fili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanlar" bölümü,
2- 4.12.2004 günlü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesine, 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa'nın 23. maddesiyle eklenen (7) numaralı fıkrasının,
Anayasa'nın 2., 10., 11., 30. ve 38. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık hakkında açılan kamu davasında itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun itiraz konusu bölümü de içeren 50. maddesi şöyledir:
"MADDE 50- (1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,
Çevrilebilir.
(2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.
(3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.
(4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.
(5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.
(6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek (Değişik ibare: 5739 - 26.2.2008/ m.4) "tedbirin" gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir."
2. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun itiraz konusu fıkrayı da içeren 231. maddesi şöyledir:
"Madde 231- (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.
(2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.
(3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.
(4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.
(5) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, (Değişik ibare: 5728-23.1.2008/m.562) "iki yıl" veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(6) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir.
(7) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
(8) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,
karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
(9) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
(10) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
(11) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.
(12) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
(13) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(14) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.23.md;Değişik fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./562.mad) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 2., 10., 11., 30. ve 38. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ'ın katılımlarıyla 12.3.2009 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (7) numaralı fıkrasındaki düzenleme ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan, "fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanların mahkum edildiği bir yıl ve daha az süreli hapis cezalarının birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlara çevrileceğine" ilişkin düzenlemenin birbiriyle çeliştiği, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uygulandığında Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yazılı emredici kuralın ihlal edilmiş olacağı belirtilerek itiraz konusu kuralların Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun itiraz konusu kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların düzenlendiği 50. maddesinin itiraz konusu bölümü de içeren (3) numaralı fıkrasına göre, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği öngörülmüş ve hakime seçenek yaptırıma karar verme zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. Hakime seçenek yaptırımın türünü belirleme konusunda takdir yetkisi tanınmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre, hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezaları kısa süreli hapis cezası olarak adlandırılmaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (7) numaralı fıkrasında ise, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezasının ertelenemeyeceği ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceği belirtilmiştir.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Hukuk devletinde yasakoyucu, ceza hukuku alanında yasama yetkisini kullanırken, Anayasa'nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla, toplumda belli eylemlerin suç sayılıp sayılmaması, suç sayıldıkları takdirde hangi çeşit ve ölçülerdeki ceza yaptırımlarıyla karşılanmaları gerektiği; hangi hal ve hareketlerin ağırlaştırıcı ya da hafifletici öğe olarak kabul edileceği konularında takdir yetkisine sahiptir. Kanun koyucu, günün şartlarına ve toplum ihtiyaçlarına göre suç teşkil edecek fiilleri tesbit edecek ve suçların işlenmesini önleyecek ve suç işleyenleri topluma kazandıracak cezaları kanunlaştıracaktır.
Hükmün açıklanmasının ertelenmesine ilişkin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (7) numaralı fıkrası Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrasından farklı bir durumu düzenleyen ve nihai karar verilirken gözetilmesi gereken bir hükümdür. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde hakkında hüküm kurulmuş olan kişi henüz sanık konumundadır. Bu hükme bağlı olarak bu aşamada sanık hakkında herhangi bir hak yoksunluğu sözkonusu değildir.
Mahkemece hükmün açıklaması ertelendikten sonra, sanığın yeniden suç işlemesi ve erteleme koşullarına aykırı davranması halinde kurulacak yeni hükümde Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrası gözetilecektir. Hükmün açıklanmasının ertelenmesi sırasında seçenek yaptırımlara çevirme yasağı önleme ve caydırıcılık amacıyla getirilen bir düzenleme olup, deneme süresinin koşullara uygun geçirilmesi halinde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesi kararı verilecek, koşullara uyulmaması halinde ise hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilecektir.
Bu durumda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (7) numaralı fıkrası ile Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrası arasında bir çelişkinin değil uygulanma önceliğinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Mahkeme koşullarının bulunması halinde öncelikle hükmün açıklanması kurumu ile ilgili 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (7) numaralı fıkrasına göre uygulama yaparak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasını erteleyecek, deneme süresinin suç işlenmeden ve yükümlülüklere uygun şekilde geçirilmesi halinde kamu davası düşürülecek; aksine davranılması halinde ise, Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrası da gözetilmek suretiyle sanık hakkında hüküm kurulacaktır.
Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrası çelişki iddiasından bağımsız olarak düşünüldüğünde daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesini öngören bir düzenlemedir.
Kısa süreli hapis cezasına mahkûm olan kişinin infaz kurumuna girmesini önleyecek seçenek yaptırımlara hükmedilmesini sağlayan ve bu amaçla kimi halleri kısa süreli hapis cezasının adli para cezası veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi açısından mahkemenin takdir yetkisinin olmadığı hâller olarak belirleyen Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan kural yasakoyucunun takdir yetkisi kapsamında bulunduğundan değerlendirilmesi gereken ve Anayasa'da belirlenen temel ilkelere aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
12.3.2009 günlü, E. 2007/14, K.2009/48 sayılı karardaki konuya ilişkin gerekçeler, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (7) numaralı fıkrası için de geçerli olduğundan Anayasa'ya aykırı görülmemiştir. İtirazın reddi gerekir.
VI- SONUÇ
1- 26.9.2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (3) numaralı fıkrasının "... fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış ..." bölümünün,
2- 4.12.2004 günlü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesine 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa'nın 23. maddesi ile eklenen (7) numaralı fıkranın,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 12.3.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye
Sacit ADALI
Fulya KANTARCIOĞLU
Ahmet AKYALÇIN
Mehmet ERTEN
A. Necmi ÖZLER
Serdar ÖZGÜLDÜR
Şevket APALAK
Serruh KALELİ
Zehra Ayla PERKTAŞ