logo
Norm Denetimi Kararları Kullanıcı Kılavuzu

(AYM, E.2006/107, K.2009/28, 19/02/2009, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI 

 

Esas Sayısı: 2006/107

Karar Sayısı  : 2009/28

Karar Günü     : 19.2.2009

R.G. Tarih-Sayı :02.06.2009-27246

 

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN :  Pendik 4. Asliye Ceza Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU : 26.9.2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile 58. maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa'nın 2. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemidir.

I- OLAY

Mühür bozma suçundan sanık hakkında açılan kamu davasında, tekerrüre esas sicil kaydı nedeniyle kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezasına çevrilmesine engel teşkil eden itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.

III- YASA METİNLERİ

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları

1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar" başlıklı 50. maddesinin  (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"(2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez."

2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular" başlıklı 58. maddesinin (3) numaralı fıkrası şöyledir:

"(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur." 

B- Dayanılan Anayasa Kuralı

Başvuru kararında Anayasa'nın 2. maddesine dayanılmıştır.

IV- İLK İNCELEME

    Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Tülay TUĞCU, Haşim KILIÇ, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Osman Alifeyyaz PAKSÜT'ün katılmalarıyla 17.7.2006 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, oybirliğiyle karar verilmiştir.

V- ESASIN İNCELENMESİ

   Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralı ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Başvuru kararında, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların adlî para cezasına çevrilmesi konusundaki yasal düzenlemelerin sanığın tekerrüre esas olan bir mahkumiyet kaydının bulunması halinde adil sonuç doğurmadığı, bu çerçevede kimi zaman daha kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaları adli para cezasına çevirme ihtimali bulunmaz iken, daha uzun hapis cezası gerektirdiği halde yasa maddesinde hapis veya adli para cezasının tercihli belirlenmediği durumlarda bunun mümkün bulunduğu, bu nedenle itiraz konusu kuralların hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Adlî para cezası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasında suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre kısa süreli hapis cezasının çevrilebileceği seçenek yaptırımlardan birisidir. Ancak, maddenin itiraza konu (2) numaralı fıkrası gereğince suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse, bu ceza artık adlî para cezasına çevrilemez. 

Yasa'nın 58. maddesinde suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular başlığı altında hükümlere yer verilmiş olup, itiraz konusu diğer kuralı oluşturan üçüncü fıkrasında da; "Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin Kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur." hükmüne yer verilmiştir. Böylece, yaptırımı hapis veya adli para cezası şeklinde seçimlik olarak belirlenmiş bir suçtan mahkumiyette, kişinin tekerrüre esas sicil kaydının bulunması, bir yandan seçimlik yaptırım uygulama imkanını ortadan kaldırmakta, diğer yandan da tek seçeneğe inen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine engel teşkil etmektedir.

Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen Hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, Anayasa'nın ve yasaların üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir.

Hukuk devletinde ceza siyasetinin gereği olarak yasakoyucu, Anayasanın ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla, cezalandırmada güdülen amacı da gözeterek hangi eylemlerin suç sayılacağına, bunlara verilecek cezanın türü, miktarı, artırım ve indirim nedenleri ve oranları ile suçun takibine ve yargılama usulüne ilişkin koşullar öngörebilir.

765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu'nda genel artırma sebebi olarak düzenlenmiş bulunan tekerrür, ceza mevzuatındaki kapsamlı değişiklikler sonrası 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da yer almıştır. Temelde bir infaz rejimi kurumu olarak değerlendirilmek suretiyle, Yasa'da, mükerrirlerin daha uzun süreyle infaz kurumunda kalmalarını, ikinci defa tekerrür uygulandığında koşullu salıvermenin uygulanamayacağını ya da mahkûm olunan hapis cezasının infazından sonra kişi hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasını öngören hükümlere yer verilmiştir.

5237 sayılı Yasa'da yer alan itiraz konusu kurallar da tekerrür konusundaki farklılıklardan bir diğerini oluşturmaktadır. Buna göre, tekerrür bazı durumlarda kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine engel teşkil etmektedir. Buradaki belirleyici etken, belli bir zaman öncesine ait sicil kaydıdır. Dolayısıyla, sanığın mükerrir olması bir yana bırakılarak "daha ağır olup seçenekli yaptırım öngörülmeyen" - "daha hafif fakat seçenekli yaptırım öngörülen" yasal düzenleme karşılaştırılması yerinde değildir. Yasa koyucu, mahkum olduğu halde belli süre içerisinde yeniden suç işleyenler hakkında bu durumda olmayanlara göre daha ağır sonuç doğuran hükümler öngörebilir. Diğer yandan, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların adli para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi sanık yönünden bir hak olmayıp, kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre mahkemenin takdir yetkisindedir. Seçimlik ceza öngören bir suça mahkumiyet halinde, ceza siyasetinin gereği olarak mükerrirler hakkında ilk defa suç işleyenlerden farklı  hükümler öngören kuralların hukuk devleti ilkesine aykırı bir yönü görülmemiştir. İtirazın reddi gerekir. 

VI- SONUÇ      

26.9.2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile 58. maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 19.2.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 

Başkan

Haşim KILIÇ

Başkanvekili

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

Üye

Sacit ADALI

 

 

 

Üye

Fulya KANTARCIOĞLU

Üye

Ahmet AKYALÇIN

Üye

Mehmet ERTEN

 

 

 

Üye

A. Necmi ÖZLER

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Şevket APALAK

 

 

 

Üye

Serruh KALELİ

Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Dönemi 1982
Karar No 2009/28
Esas No 2006/107
İlk İnceleme Tarihi 17/07/2006
Karar Tarihi 19/02/2009
Künye (AYM, E.2006/107, K.2009/28, 19/02/2009, § …)    
Dosya Sonucu (Karar Türü) Esas - Ret
Başvuru Türü İtiraz
Başvuran (Genel) - Başvuran (Özel) Asliye Ceza Mahkemesi - Pendik 4
Resmi Gazete 02/06/2009 - 27246
Üyeler Haşim KILIÇ
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Sacit ADALI
Fulya KANTARCIOĞLU
Ahmet AKYALÇIN
Mehmet ERTEN
Abdullah Necmi ÖZLER
Serdar ÖZGÜLDÜR
Şevket APALAK
Serruh KALELİ
Zehra Ayla PERKTAŞ

II. İNCELEME SONUÇLARI


5237 Türk Ceza Kanunu 50/2 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk yok yok
58/3 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk yok yok

T.C. Anayasa Mahkemesi