ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2007/63
Karar Sayısı : 2009/152
Karar Günü : 5.11.2009
R.G Tarih-Sayı :
15.04.2010-27553
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Üyesi Ali TOPUZ, Haluk KOÇ ve 121 Milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 18.4.2007 günlü, 5625
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un;
1- 1. maddesiyle 16.7.1997 günlü, 4283 sayılı Yap'İşlet Modeli
ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji
Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un geçici 3. maddesinin (B) fıkrasının
sonuna eklenen bendin,
2- 2. maddesiyle 4283 sayılı Yasa'nın geçici 4. maddesine
eklenen fıkranın,
Anayasa'nın Başlangıcı ile 2., 7., 8., 9., 11., 138. ve 168.
maddelerine aykırılığı savıyla iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına
karar verilmesi istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
5625 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un
1. ve 2. maddeleri şöyledir:
'MADDE 1 ' 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet
Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile
Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin (B)
fıkrasının sonuna aşağıdaki bent eklenmiştir.
'Elektrik piyasası mevzuatı çerçevesinde, aynı kaynak için
yapılmış çoklu başvurulardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından teklif
verme toplantısı gerçekleştirilmiş ve lisans almış olanların, bu maddenin
yürürlük tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları halinde eskinin yerine
kaim olmak üzere lisansları yenilenir. Bu durumda daha önce verilmiş lisans ile
bağlantılı olarak yapılmış tüm iş ve işlemler herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş ve geçerli sayılır.'
MADDE 2 ' 4283 sayılı Kanunun geçici 4 üncü
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
'Bu fıkranın yayımı tarihinde, halen Hükümetlerarası İkili
İşbirliği kapsamında yer alan projelere, Hükümetlerarası İkili İşbirliği
Anlaşmasında veya bu anlaşmaya istinaden istihsal edilen Bakanlar Kurulu
Kararında ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı oluruyla belirlenen tüzel
kişinin ya da kişilerin, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun
olarak kuracakları veya mevcutlara ek yeni ortaklarla kuracakları şirketlerin,
daha önce belirlenmiş ilgili projelerine su kullanım hakkı için başvurmaları
halinde su kullanım hakkı ve elektrik üretim lisansı verilir. Bu fıkrada
belirtilen tüzel kişilerin yapacağı hidroelektrik üretim tesisleri, kanal/nehir
tipi veya rezervuar alanı onbeş kilometrekarenin altında olması şartı
aranmaksızın 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi
Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun hükümlerinden yararlanırlar.'
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın Başlangıcı ile 2., 7., 8., 9., 11.
138. ve 168. maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ,
Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Cafer ŞAT, A.
Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Osman Alifeyyaz
PAKSÜT'ün katılımıyla 19.6.2007 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında;
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü
durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına, oybirliğiyle
karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali
istenilen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
A- Geçici 3. maddenin (B) Fıkrasının Sonuna Eklenen Bendin
İncelenmesi
Dava dilekçesinde, dava konusu yasal düzenlemenin gerçek amacının
yargı kararını etkisiz kılmak olduğu, yasaların genelliği ilkesine aykırı
olarak belli firmaları hedef alıp, kamu yararı yerine bu firmaların çıkarlarını
gözettiği, ilgili Yönetmelik değişikliğinin ve Tebliğ ile lisans almış olan üç
şirketin lisanslarının Danıştay Onüçüncü Dairesi tarafından yürütülmesinin
durdurulduğu, yargı kararlarının dikkate alınmadığı, lisans verilmesi işlemleri
durdurulan şirketlerin bu hükmün yürürlük tarihi olan 26.4.2007 tarihini takip
eden üç ay içinde başvurmaları halinde yargı kararı ile yürütülmesi durdurulan
lisansları yerine kaim olmak üzere lisanslarının yenileneceği ve eski
lisanslarla bağlantılı olarak yapılmış tüm iş ve işlemlerin herhangi
bir işleme gerek kalmaksızın içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş
ve geçerli sayılacağının hükme bağlandığı, hukuk Devleti olabilmenin
göstergesi olan yasalarda genellik ilkesine uyulmadığı, iptali istenen
düzenlemenin gerçek amacının, lisans verilmesi işlemleri yargı kararıyla
durdurulan şirketlerin önünün açılması olduğu, kamu yararını gerçekleştirmek
için, yasakoyucu tarafından değişik yollar seçilebileceği, ancak, kişisel,
siyasî ya da saklı bir amaç güdülmesinin yetki saptırması anlamına geldiği,
yasama organı dahil bütün devlet organlarının mahkeme kararlarına uymak zorunda
oldukları, bu nedenlerle düzenlemenin Anayasa'nın Başlangıcı ile 2., 7., 8.,
9., 11. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, Kanun'un amacının, 'Yap-İşlet Modeli' ile
üretim şirketlerine ülkede enerji plan ve politikalarına uygun biçimde elektrik
enerjisi üretmek için mülkiyetleri kendilerine ait olmak üzere termik santral
kurma ve işletme izni verilmesi ile enerji satışına dair esas ve usulleri
belirlemek olduğu ifade edilmiştir. Hidroelektrik, jeotermal, nükleer
santraller ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile çalıştırılacak
santraller bu Kanun'un kapsamı dışında tutulmuş olmasına karşın, daha sonra
Yasaya eklenen geçici 3. madde ile hidroelektrik santrallerinin yapımı için
yeni düzenlemeler getirilmiştir.
Geçici 3. maddeyle, hidrolik kaynaklardan elektrik enerjisi
üretilebilmesi için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu'nun katıldığı bir süreç öngörülmüştür. Herhangi bir hidrolik
kaynaktan elektrik enerjisi üretim lisansı almak için birden fazla tüzel
kişinin başvurusu olması durumunda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü fizibilite
çalışması yapmakta, bunlar arasında birim elektrik başına en yüksek oranda
katkı payı verenler Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na bildirilmektedir. Daha
sonra bu Kurum tarafından lisans verme ile ilgili işlemler gerçekleştirilmekte
ve belli bir süre için lisans verilmektedir.
Dava konusu kuralla, elektrik piyasası mevzuatı çerçevesinde,
birden fazla tüzel kişinin aynı kaynak için başvurmuş olması durumunda, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş
ve lisans almış olanların, bu maddenin yürürlük tarihini takip eden üç ay
içinde başvurmaları halinde eskinin yerine kaim olmak üzere lisanslarının yenileneceği
ve daha önce verilmiş lisans ile bağlantılı olarak yapılmış tüm iş ve işlemler
herhangi bir işleme gerek kalmaksızın içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş ve
geçerli sayılacağı öngörülmüştür.
Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, yasama ve yürütme
organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organların
ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremeyeceği kurala bağlanmıştır.
Yasa koyucu, Anayasa'ya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olmamak
kaydıyla her türlü düzenlemeyi yapmak yetkisine sahip olup, düzenlemenin kamu
yararına, başka bir anlatımla ülke koşullarına uygun olup olmadığının
belirlenerek takdir edilmesi yasa koyucuya aittir. Hukuk devletinde yasaların
kamu yararı gözetilerek çıkarılması zorunludur. Anayasa'nın 138. maddesinde
öngörülen mahkeme kararlarının bağlayıcılığı ilkesi, yasa koyucunun Anayasa'ya
ve hukukun genel ilkelerine uygun olması koşuluyla genel düzenleme yetkisini
ortadan kaldırmaz.
Dava dilekçesinde, kuralın yargı kararlarını geçersiz kılmak
amacıyla getirildiği ileri sürülmekte ise de, kural metni incelendiğinde, aynı
hidrolik kaynak için yapılmış çoklu başvurulardan Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu tarafından teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş ve lisans almış
olan tüm şirketlerin lisanslarının belli koşullarda yenileneceği
anlaşılmaktadır. Dava konusu kuralın sadece hakkında yargı kararı bulunan
lisans sahiplerine yönelik olmaması ve haklarında dava açılmış olsun veya
olmasın daha önce verilmiş olan tüm lisansları içermesi nedeniyle, genel ve
objektif bir düzenleme olduğu görülmektedir. Bu durumda, yargı kararlarına
uyulmaması, değiştirilmesi veya yerine getirilmemesi söz konusu olmadığından kural
Anayasa'nın 138. maddesine aykırı görülmemiştir.
İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın Anayasa'nın Başlangıcı ile 2., 7., 8., 9. ve 11.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Mustafa YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER ve Şevket
APALAK bu görüşe katılmamışlardır.
B- Geçici 4. Maddeye Eklenen Fıkranın İncelenmesi
Dava dilekçesinde Hükümetler arası ikili işbirliği anlaşması
veya bu anlaşmaya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı ya da Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanlığı oluru ile belirlenen tüzel kişilerin Türk Ticaret
Kanunu hükümlerine göre kuracakları yeni şirketlere ihalesiz olarak
hidroelektrik santrali kurma olanağı verildiği, hukuk devletinde, devlet
erki kullanılarak yapılan tüm işlemlerinin nihaî amacının 'kamu yararı' olması
gerektiği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün bugüne kadar Hükümetler arası
İkili İşbirliği Anlaşmaları kapsamında enerji üretimi yaptırmak üzere anlaştığı
barajlardan, yüklenici şirketlerin kredi bulamadıkları için başlayamadıkları
barajlarla ilgili anlaşmalarının feshedildiği ve bunların yapımı için yeni bir
süreç başlatıldığı, Hükümetler arası İkili İşbirliği yöntemi ile yapımından
vazgeçilen söz konusu barajların ihale yoluyla yaptırılması kamu yararına iken,
gerekli krediyi bulamadığı için yapamayan şirketlere ihalesiz bırakılmasının
önünün açıldığı, ihaleye çıkarıldığı takdirde söz konusu barajlarda üretilen
enerjinin % 66'sını ücretsiz alma imkanının bulunmasına karşın, iptali istenen
düzenleme ile bu imkanın ortadan kaldırılmasının kamu yararı amacına aykırı
olduğu, öte yandan, iptali istenen fıkranın Anayasa'nın 168. maddesi ile de
bağdaşmadığı, başlangıçta 4283 sayılı Kanun kapsamında olmayan hidroelektrik
santrallerinin kanun kapsamına alınmasının yolunun açıldığı ve bu değişiklik
ile iptali istenen düzenlemeye alt yapı hazırlandığı, yap-işlet modelinde
tesislerin mülkiyeti ve işletme hakkının izin verilen sermaye şirketlerine ait
olup, model kapsamında yapılacak işlerde sadece işletme hakkının belli bir süre
ile şirketlere verilmesinin söz konusu olmadığı, tabii kaynağımız olan
nehirlerimizin üzerine kurulacak barajların sadece işletme hakkı belirli bir
süre için şirketlere verilebilecekken iptali istenen düzenleme ile, söz konusu
uluslararası şirketlerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan lisans alarak
serbest piyasada üretici konumuna girmelerinin ve yaptıkları barajların,
dolayısıyla bu barajlardan enerji üretilmesini sağlayan tesislerin üzerinde
kuruldukları arazilerin sahibi olma yolunun açıldığı, bu durumda kuralın
Anayasa'nın 2., 11. ve 168. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Hükümetler arası işbirliği anlaşmaları çerçevesindeki bazı
hidroelektrik santrali projelerinin gerçekleştirilememesi sonucunda, 1.7.2006
gün ve 5539 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin
Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 4238 sayılı Yasa'ya geçici 4. madde
eklenmiştir. Buna göre, çok maksatlı projeler ile bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projeler ve
önceki yıllar yatırım programlarında yer alan projeler, lisans alınmasına gerek
olmaksızın, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yedi yıl içinde
yapılabilecek veya yaptırılabilecektir.
5625 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ile de halen Hükümetler arası
ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projelere, Hükümetler arası
İkili İşbirliği Anlaşmasında veya bu anlaşmaya istinaden istihsal edilen
Bakanlar Kurulu Kararında ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı oluruyla
belirlenen tüzel kişinin ya da kişilerin, kuracakları veya mevcutlara ek yeni
ortaklarla kuracakları şirketlerin, daha önce belirlenmiş ilgili projelerine,
su kullanım hakkı için başvurmaları halinde su kullanım hakkı ve elektrik
üretim lisansı verileceği öngörülmüştür.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan
haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve
işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu
geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku
tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan,
yargı denetimine açık, Anayasa'nın ve yasaların üstünde yasakoyucunun da
bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Hukuk
devletinde yasakoyucu, Anayasa kurallarına bağlı olmak koşuluyla ihtiyaç
duyduğu düzenlemeyi yapma yetkisine sahiptir.
Öte yandan Anayasa'nın 168. maddesinde 'Tabii servetler ve
kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve
işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek
ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve
işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan
gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu
durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak
gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.' denilmiştir.
Hukuk devleti ilkesi yasaların kamu yararı amacıyla çıkarılmasını
gerektirir. Buna göre, özel çıkarlar için veya yalnızca belli kişilerin
yararına olarak herhangi bir yasa kuralı konulamaz.
Hükümetler arası ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan
projelerle ilgili olarak daha önce belirlenen tüzel kişi veya kişilerin
başvurmaları ve bunlara lisans verilmesi halinde yürürlükte olan mevzuat
çerçevesinde, lisans sahibinin Türkiye Elektrik Kurumuna ödemekle yükümlü
olacağı bedeller ve ödeme koşullarına ilişkin hükümler verilecek lisansta yer
alacaktır. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak
çıkartılan mevzuat çerçevesinde lisans alma bedelleri şirketlerin faaliyet
konularına ve/veya faaliyetin büyüklüğüne göre maktu olarak, yıllık lisans
bedelleri ise faaliyet konularına ve üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan veya
perakende satışı gerçekleştirilen elektrik enerjisi miktarına göre nispi olarak
belirlenmekte ve ödenmektedir.
Böylece, hükümetler arası işbirliği çerçevesinde bulunan projelerin
daha önce belirlenmiş olan şirketler veya bunların kuracağı yeni şirketler
tarafından gerçekleştirilmesi durumunda da yıllık olarak maktu lisans bedeli
alınacağı gibi, üretimi gerçekleştirilen elektrik enerjisi miktarına göre nispi
olarak da Devlet tarafından belli bir bedelin alınacağı tabiidir. Hükümetler
arası işbirliği anlaşmaları çerçevesinde bulunan projelerle ilgili olarak
düzenlenen protokoller, iki tarafın iradeleriyle oluşmuş olup, güdülen amaçlar
doğrultusunda bunların devam ettirilmesinin ve böylece hizmetin
gerçekleştirilmesinin kamu yararına yönelik olduğu anlaşıldığından, bu konunun
takdiri yasa koyucuya aittir. Bu nedenle, iptali istenen kuralda kamu yararı
bulunmadığı veya belli kişilerinin yararı gözetilerek çıkarıldığı söylenemez.
Geçici 4. maddeye eklenen fıkranın son tümcesine göre, tüzel
kişilerin yapacağı hidroelektrik üretim tesisleri, kanal/nehir tipi veya
rezervuar alanı onbeş kilometrekarenin altında olması şartı aranmaksızın 5346
sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun hükümlerinden yararlanacaktır. Anılan Yasa'nın 8.
maddesi uyarınca, söz konusu tesisler kurulurken, kamuya ait taşınmazların
kullanımına, kullanım amacına bağlı olarak ya bedeli karşılığında izin
verilmekte veya kiralanabilmekte ya da irtifak tesis edilebilmekte yahut da
bedelsiz olarak kullanma izni verilmektedir. Buna göre, Hükümetler arası ikili
işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projelerin gerçekleştirilmesi
durumunda, kurulacak tesislerin üzerinde kuruldukları arazilerin mülkiyetinin
lisans verilen şirketlere geçmesinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle kural Anayasa'nın 2. ve 168. maddelerine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın Anayasa'nın 11. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
18.4.2007 günlü, 5625 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun'un;
1- 1. maddesiyle 16.7.1997 günlü, 4283 sayılı Yap-İşlet
Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile
Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un geçici 3. maddesinin (B)
fıkrasının sonuna eklenen bende,
2- 2. maddesiyle 4283 sayılı Yasa'nın geçici 4. maddesine
eklenen fıkraya,
yönelik iptal istemleri, 5.11.2009 günlü, E. 2007/63, K. 2009/152
sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkra ve bende ilişkin YÜRÜRLÜĞÜN
DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE, 5.11.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI- SONUÇ
18.4.2007 günlü, 5625 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun'un;
1- 1. maddesiyle 16.7.1997 günlü, 4283 sayılı Yap-İşlet
Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile
Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un geçici 3. maddesinin (B)
fıkrasının sonuna eklenen bendin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Mustafa YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER ile
Şevket APALAK'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- 2. maddesiyle 4283 sayılı Yasa'nın geçici 4. maddesine
eklenen fıkranın Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
5.11.2009 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Mustafa
YILDIRIM
|
Üye
A.
Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket
APALAK
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
KARŞIOY YAZISI
4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un geçici 3. maddesinin (B) fıkrasının sonuna eklenen bentle,
elektrik piyasası mevzuatı çerçevesinde, aynı kaynak için yapılmış çoklu
başvurulardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından teklif verme
toplantısı gerçekleştirilmiş ve lisans almış olanların, bu maddenin yürürlülük
tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları halinde eskinin yerine kaim olmak
üzere lisanslarının yenileneceği, bu durumda daha önce verilmiş lisans ile
bağlantılı olarak yapılmış tüm iş ve işlemlerin herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş ve geçerli sayılacağı
öngörülmüştür.
Buna göre, kuralın yasalaşmasından önce lisans aldığı halde idari
yargı denetimi sonucu lisanslarının yürütülmesi durdurulan şirketlerin de
kuralın yürürlüğe girişinden itibaren üç ay içerisinde başvurmaları halinde,
yürütülmesi durdurulan lisanslarının yerine kaim olmak üzere, eski lisanslarla
bağlantılı olarak yapılmış tüm iş ve işlemler herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın, içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş ve geçerli hale gelmiş
sayılacaktır.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan
haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve
işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaleti bir hukuk düzeni kurup bunu
geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku
tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalara kendini bağlı sayan,
yargı denetimine açık olan devlettir.
Bir hukuk devletinde yasalarda genellik ve nesnellik bulunmalıdır.
Özel çıkarlar için veya yalnızca belli kişilerin yararına olacak herhangi bir
yasa kuralı konulamaz.
İptali istenen kural, herkes için geçerli olan hukuk kurallarına
göre durumlarındaki hukuka aykırılığın saptanması nedeniyle yargı kararı ile
lisans işlemlerinin yürütülmesi durdurulan şirketlerin lisanslarının herhangi
bir işleme gerek kalmaksızın yenilenmiş ve geçerli sayılacağını öngördüğünden,
uyulması zorunlu yasal gerekleri yerine getirmemiş kimi şirketlerin lehine
geriye dönük olarak yarar sağlamaktadır. Kural, bu niteliğiyle, Anayasa'nın 2.
maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Kuralın iptali gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına
katılmıyorum.
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY YAZISI
4283 sayılı Yasa'nın Geçici 3. maddesinin (B) fıkrasının sonuna
eklenen bent ile; elektrik mevzuatı çerçevesinde, aynı kaynak için yapılmış
çoklu başvurulardan lisans almış olanların lisanslarının, bu maddenin yürürlük
tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları halinde eskinin yerine kaim olmak
üzere lisanslarının yenileceği ve daha önce verilmiş lisans ile bağlantılı
olarak yapılmış tüm iş ve işlemlerin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın
içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş ve geçerli sayılacağı öngörülmüştür.
4628 sayılı Kanuna ve Elektrik Piyasası Yönetmeliği'nin 9.
maddesine dayanılarak hazırlanan Tebliğ ile Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulu'na, aynı kaynak için birden fazla başvuru olması halinde istekliler
arasından seçim yapma yetkisi verilmiştir.
Danıştay 13. Dairesinin 8.2.2006 tarih ve E.2005/6292 sayılı
kararı ile ' 'dava konusu Yönetmelik değişikliği ve Tebliğdeki düzenlemelerle
tüzel kişiler arasında yaratılmaya çalışılan yarışmanın ise, kamu hizmeti
niteliğindeki üretim faaliyetinin 4628 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde öngörülen
amaçlara uygunluğunun sağlanmasına ilişkin olmayıp yalnızca lisans alma
bedelinde en yüksek teklifin verilmesine ilişkin olduğu görüldüğünden, elektrik
üretim lisansının verilmesinde Yasa'da öngörülen amaçlar için herhangi bir
değerlendirme ölçütü getirilmeksizin salt ilk lisans alma bedelindeki en yüksek
teklifin ölçüt alınmasında Yasa'ya uygunluk bulunmadığı'' belirtilerek anılan
Tebliğin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu kararın sonucu
olarak Tebliğ uyarınca lisans almış olan şirketlerin lisanslarının da
yürütülmesi durdurulmuştur.
Bir hukuk devletinde bu kararın gereği, idare tarafından kamu
yararını gözeten değerlendirme ölçütlerini Tebliğ veya Yönetmelik değişikliği
yaparak düzenlemek ve lisans alma başvurularını da buna göre sonuçlandırmakla
yerine getirilebilir. Kuşkusuz, yasama organı da bu sorunu bir yasa ile
çözebilir. Ancak, konuya ilişkin yasanın, kamu yararı amacıyla ve yasaların
genelliği ilkesine uygun olarak çıkarılması gerekir.
İptali istenilen kuralla, başkaca bir düzenleme yapılmaksızın
yalnız yargı kararı ile 'Yasa'da öngörülen amaçlar için herhangi bir
değerlendirme ölçütü getirilmediği' gerekçesiyle yürütmesi durdurulan tebliğe
göre lisans alan şirketlere, kuralın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üç ay
içinde başvurmaları halinde eskinin yerine kaim olmak üzere lisanslarının
verilmesi sağlanmış ve daha önce yapmış oldukları bütün işlemlere hukuki
geçerlik kazandırılmıştır. Bu biçimde bir düzenlemeyle yargı kararı da etkisiz
kılınmıştır. Bu nedenle kuralın, lisans verilmesi işlemleri yargı kararıyla
durdurulan bazı şirketlerin yararlarının gözetilmesi amacı dışında bir amaçla,
diğer bir deyişle kamu yararı amacıyla yasalaştırıldığının kabul edilemeyeceği
ve Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı
sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olan kuralın
iptaline karar verilmesi gerektiği görüş ve düşüncesinde olduğumuz için aksi
yöndeki karara katılmıyoruz.
Üye
Mustafa
YILDIRIM
|
Üye
A.Necmi
ÖZLER
|
Azlık Oyu
Anayasa 7., 8. ve 9. maddeleriyle güçler ayrılığını benimsemiş,
yargı ile ilgili 138. maddesinde de yasama ve yürütme organları ile idarenin
mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremeyeceği kurala bağlanmıştır. Ayrıca, Anayasa'nın 2.
maddesinde ifade edilen ve yasaların kamu yararı amacıyla çıkarılmasını
gerektiren hukuk devleti ilkeleri içinde idarenin yargısal denetimi ve yargı
kararlarının uygulanması da yer alır.
İncelenen kuralın konusunu oluşturan Elektrik Piyasası Lisans
Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik ve elektrik enerjisi
üretimi için birden fazla lisans başvurusuna ilişkin tebliğ ile buna dayalı
kimi birel işlemlerin yürütmesi Danıştay Onüçüncü Dairenin 8.2.2006 günlü 2005/6292
ve 1.3.2006 günlü 2005/9346 sayılı kararlarıyla durdurulmuştur.
İdari yargı yerindeki yargılamanın belirtilen akışına karşın,
itiraza konu kuralda yer alan ''eskinin yerine kaim olmak üzere lisanslar
yenilenir' şeklindeki anlatımla daha önce verilmiş lisansla bağlantı kurulduğu
ve böylece yargı kararının sonuçlarıyla ilintili bir izleniminin ortaya
çıkışına etken olunduğu anlaşılmaktadır. Başka bir aktarımla maddenin evvelce
lisans almış olanlara başvuru ve böylece yenileme olanağı tanıması kuralın
önceki hukuksal durumla ilişkisini kuran bir olgudur. Ayrıca, konuya ilişkin
yargı kararlarının varlığına karşın oluşan bu gelişimle, lisansların
yenilenmesinde nesnel ilkeler ve ölçütler de getirilmemiştir.
Yukarıda kararına değinilen yargı yeri, ilgili yönetmelik ve
tebliğde herhangi bir değerlendirme ölçütünün getirilmemiş olmasını hukuka
aykırı bulmuştur. Yargı yerince saptanan bu duruma karşın, itiraza konu geçici
maddeyle lisans yenileme olanağı tanınırken hiçbir ölçüt öngörülmemekte, kamu
hizmeti niteliğindeki elektrik üretimi kapsamında etken olması gereken kamu
yararının öncelikli bir konumda tutulmadığı görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 2., 9. ve 138. maddelerine aykırı
olarak 4283 sayılı yasanın geçici 3. maddesinin (B) fıkrasının sonuna 5625
sayılı Yasa'nın 1. maddesiyle eklenen bendin yargı kararlarına ilişkin yapısı
ile kamu yararını gözetmemesinden ötürü iptali gerekeceği oyuyla karara
karşıyım.