ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2004/60
Karar Sayısı : 2005/33
Karar Günü : 1.6.2005
Resmi Gazete Tarih-Sayısı : 23.03.2006 - 26117
İPTAL DAVASINI AÇAN : TBMM üyeleri Samsun
Milletvekili Haluk KOÇ ve Oya ARASLI ile birlikte 118 Milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU : 25.5.2004 günlü, 5176
sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun'un;
1- 1. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ve üçüncü
fıkrasındaki “Cumhurbaşkanı” sözcüğünün,
2- 3. maddesinin “... kamu görevlilerinin görevlerini yürütürken
uymaları gereken etik davranış ilkelerini hazırlayacağı yönetmeliklerle
belirlemek, ...” bölümünün,
3- 4. maddesinin birinci fıkrasının son tümcesi ile ikinci
fıkrasının birinci tümcesinin,
4- 9. maddesi ile 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 29. maddesine eklenen fıkrada yer alan “hediye alma yasağının
kapsamını belirlemeye” ibaresinin,
Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 11., 105., 123., 124., 127., 128. ve
130. maddelerine aykırılığı savıyla iptali ve yürürlüklerinin durdurulması
istemidir.
II- İPTALİ İSTENİLEN YASA KURALLARI
1- 5176 sayılı Kanun'un iptali istenilen kuralları içeren 1., 3.
maddeleri ile 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:
a- “MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, kamu görevlilerinin uymaları
gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını
gözetme gibi etik davranış ilkeleri belirlemek ve uygulamayı gözetmek üzere
Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kuruluş, görev ve çalışma usul ve esaslarının
belirlenmesidir.
Bu Kanun, genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler,
kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar, mahalli idareler ve
bunların birlikleri, kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurul, üst kurul, kurum,
enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan bütün kamu kurum
ve kuruluşlarında çalışan; yönetim ve denetim kurulu ile kurul, üst kurul
başkan ve üyeleri dahil tüm personeli kapsar.
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı mensupları
ve üniversiteler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.”
b- “MADDE 3.- Kurul, kamu
görevlilerinin görevlerini yürütürken uymaları gereken etik davranış ilkelerini
hazırlayacağı yönetmeliklerle belirlemek, etik davranış ilkelerinin
ihlâl edildiği iddiasıyla re'sen veya yapılacak başvurular üzerine gerekli
inceleme ve araştırmayı yaparak sonucu ilgili makamlara bildirmek, kamuda etik
kültürünü yerleştirmek üzere çalışmalar yapmak veya yaptırmak ve bu konuda
yapılacak çalışmalara destek olmakla görevli ve yetkilidir.”
c- “MADDE 4.- Bu Kanun kapsamındaki kamu kurum ve
kuruluşlarında etik davranış ilkelerine aykırı uygulamalar bulunduğu
iddiasıyla, en az genel müdür veya eşiti seviyedeki kamu görevlileri hakkında
Kurula başvurulabilir. Hangi unvanların genel müdür eşiti sayılacağı
kurum ve kuruluşların teşkilât yapısı ve yürüttükleri hizmetlerin niteliği
dikkate alınarak Kurul tarafından belirlenir.
Diğer kamu görevlilerinin, etik davranış ilkelerine aykırı
uygulamaları bulunduğu iddiasıyla yapılacak başvurular, ilgili kurumların
yetkili disiplin kurullarında, Kurul tarafından çıkarılan yönetmeliklerde
belirlenen etik davranış ilkelerine aykırılık olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Değerlendirme
sonucu alınan karar, ilgililere ve başvuru sahibine bildirilir.
...”
2- 5176 sayılı Kanun'un 9. maddesiyle 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 29. maddesine eklenen ve iptali istenilen ibareyi içeren fıkra
şöyledir:
“Kamu Görevlileri Etik Kurulu, hediye alma yasağının
kapsamını belirlemeye ve en az genel müdür veya eşiti seviyedeki üst
düzey kamu görevlilerince alınan hediyelerin listesini gerektiğinde her takvim
yılı sonunda bu görevlilerden istemeye yetkilidir.”
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Mustafa BUMİN,
Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU,
Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fazıl SAĞLAM, A. Necmi ÖZLER ve Serdar
ÖZGÜLDÜR'ün katılımlarıyla 8.9.2004 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında,
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü
durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara
bağlanmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali
istenilen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
A- Yasa'nın 1. Maddesinin Birinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, 1. maddenin ilk fıkrasında yer alan kimi
kavramların içeriğinin ve “gibi” sözcüğü doğrultusunda benzer yeni kavramların
etik değer olarak belirlenerek bu konuda yükümlülük getirilmesinin yasama
organı yerine idare içinde yer alan Kamu Görevlileri Etik Kurulu'nun takdirine
bırakılmasının, Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 11., 123. ve 128. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülerek kuralın iptali istenilmektedir.
5176 sayılı Yasa ile Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kuruluş,
görev, çalışma usul ve esasları düzenlenmiş; Yasa'nın 1. maddesinde Etik
Kurul'un, kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık,
dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkelerini
belirleyeceği ve uygulamayı gözeteceği belirtilmiştir.
Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında, “Memurların ve
diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları
yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla
düzenlenir. ” denilmektedir. Bir toplumun ahlaki değerleri ile
bütünleşen saygı, doğruluk, adalet, güvenilirlik, yararlılık, sorumluluk, hesap
verebilirlik gibi evrensel ilkeler, toplum bireylerinin davranış kurallarını
belirler. Yasa koyucu, meslek etiğine ilişkin olan evrensel ilkelerin bir
bölümünü saydıktan sonra, “gibi” ifadesiyle sayılan bu değerlere benzer
nitelikteki değerleri amaçlamıştır. Bu durumda idarenin itiraz konusu kuralda
yer alan değerlerle bağdaşmayan yeni etik kurallar getiremeyeceği tartışmasız
olduğundan “gibi” sözcüğü ile yasama yetkisinin devrine yol açıldığı ileri
sürülemez.
Belirtilen nedenlerle Anayasa'nın 128. maddesine aykırı olmadığı
saptanan kuralın 2., 7., 8., 11. ve 123. maddelerine de aykırılığından söz edilemez.
İptal isteminin reddi gerekir.
B- Yasa'nın 1. Maddesinin İkinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde; iptali istenen kural kapsamındaki döner
sermayeli ve katma bütçeli kuruluşlar ile kamu kurum ve kuruluşlarının bir
kısmının özerk nitelikte olduğu, özerk kurumların ve idarelerin personelinin
Başbakanlığa bağlı bir kurul tarafından etik davranış ilkelerine uyup
uymadıkları konusunda denetlenmesinin, bu kurum ve kuruluşların özerkliğini
zedelediği ayrıca, üniversiteler denetim alanı dışında tutulurken, özerk
üniversite yapısı içinde üniversitelere bağlı olarak kurulan enstitülerin
kurulun denetim alanı içinde bırakılmasının Anayasa'nın 2., 11, 123., 127. ve
130. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği ileri sürülmektedir.
5176 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin ikinci fıkrasında, bu yasanın,
genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, kamu iktisadi
teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar, mahalli idareler ve bunların
birlikleri, kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurul, üst kurul, kurum, enstitü,
teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan bütün kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışan, yönetim ve denetim kurulu ile kurul, üst kurul başkan
ve üyeleri dahil tüm personeli kapsadığı belirtilmiştir.
Anayasa'nın 123. maddesinin ikinci fıkrasında “idarenin kuruluş
ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır”;
127. maddesinin ikinci fıkrasında da “mahalli idarelerin kuruluş ve
görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla
düzenlenir” denilmektedir.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi, sadece yasama, yürütme ve yargı
işlevlerinin ayrı organlara verilmesini değil, bazen tek bir kuvvetin çeşitli
organlar arasında bölüşülebilmesini de içerebilir. Bu bağlamda, “özerk” statüye
sahip kamu kuruluşları oluşturulmasının amacı, kuşkusuz söz konusu kuruluşları
genel idare içinde ayrıcalıklı veya dokunulmaz kılmak değil, onların özellik
gösteren işlevlerini çoğulcu demokrasi anlayışı içinde ve daha iyi biçimde
yerine getirmelerini sağlamaktır.
Kamu yönetiminde saydamlığın gerçekleştirilmesi ve yolsuzlukla
mücadele edilmesi kapsamında, kamu görevlilerinin uyacakları etik davranış
ilkelerini belirleyen bir düzenlemenin, kamu hizmeti sunan kimi kurumların
“özerk” statüsünü zedeleyebileceği düşünülemez. Çünkü tarafsızlık, saydamlık,
dürüstlük, hesap verebilirlik ve benzeri nitelikler insanlara, toplumlara ve
kurumlara göre değişiklik göstermedikleri gibi, kimi kurumlara verilen kendi
kendini yönetme yetkisi onlara ayrıcalık tanınması anlamını da taşımaz.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
5176 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin ikinci fıkrasında, Yasa'nın
kapsamındaki kurum ve kuruluşlar sayılırken “enstitü” de sayılmıştır. Özel
yasalarında enstitü olarak adlandırılan “Türk Standartlar Enstitüsü”, “Devlet
İstatistik Enstitüsü” ve benzeri kamu kurumları bulunduğu gibi, üniversite ve
fakülte bünyelerinde kurulan enstitüler de bulunmaktadır.
Hizmet yerinden yönetim örgütlerinden olan üniversitelerin yasal
dayanağı, Anayasa'nın 130. ve 131. maddeleri ile 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanunu'dur. 2547 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde üniversite, “Bilimsel
özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel
araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri
kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumu…”; enstitü ise, “Üniversitelerde
ve fakültelerde birden fazla benzer ve ilgili bilim dallarında lisans üstü,
eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve uygulama yapan bir yükseköğretim kurumu…”
olarak tanımlanmıştır. 5176 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin üçüncü fıkrası
uyarınca üniversiteler anılan Yasa'nın kapsamı dışında bırakıldığından,
üniversite ve fakülte bünyelerinde kurulan ve faaliyet gösteren enstitülerin de
5176 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında olmadığı açıktır.
Belirtilen nedenlerle, söz konusu düzenleme, Anayasa'nın, 123.,
127. ve 130. maddelerine aykırı olmadığından, 2. ve 11. maddelerine de aykırı
değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
C- Yasa'nın 1. Maddesinin Üçüncü Fıkrasında Yer Alan
“Cumhurbaşkanı” Sözcüğünün İncelenmesi
Dava dilekçesinde; Yasa'nın uygulama alanı dışında kalacaklar
arasında sayılan Cumhurbaşkanı'nın, Anayasa'nın 105. maddesine göre göreviyle
ilgili işlemlerinden kural olarak sorumsuz olduğu, Anayasa'nın sorumsuzluğunu
ifade ettiği Cumhurbaşkanını, yasama organının, yasa ile sorumlu bir statüye
sokması ya da Cumhurbaşkanının sorumluluğunu belirleyecek bir denetimin dışında
tutulduğunun ifade edilmesinin Anayasa'nın 105. maddesine aykırı olduğu;
Anayasa'nın herhangi bir maddesine aykırı olan bir düzenlemenin 2. ve 11.
maddelerine de aykırılık oluşturacağı belirtilerek “Cumhurbaşkanı” sözcüğünün
düzenlemeden çıkarılması gerektiği ileri sürülmektedir.
5176 sayılı Yasa'nın 1.maddesinin üçüncü fıkrasında “Cumhurbaşkanı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk Silahlı
Kuvvetleri ve yargı mensupları ve üniversiteler hakkında bu Kanun hükümleri
uygulanmaz.” denilerek yasa kapsamı dışında tutulanlar sayılmıştır.
Anayasa'nın “sorumluluk ve sorumsuzluk hali” başlıklı 105.
maddesinde Devlet Başkanının parlamenter rejimdeki sorumluluğu ilkesinin nasıl
uygulanacağı belirtilmiştir.
Cumhurbaşkanı'nın görevi ile ilgili işlem ve eylemlerinden siyasal
sorumluluğu olmadığı gibi, “vatana ihanet” dışında ceza sorumluluğu da yoktur.
5176 sayılı Yasa'nın amacı, etik davranış ilkelerini belirlemek ve
kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerine uygun davranmalarını sağlamaktır.
Kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap
verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkeleri genelde kamu
görevlilerinin görevleriyle ilgilidir. Anayasa'nın 105. maddesine göre
görevleriyle ilgili işlem ve eylemlerde sorumsuzluğu esas, sorumluluğu istisna
olan Cumhurbaşkanı'nın konumu gözetildiğinde etik davranış ilkeleri yönünden
bir kamu görevlisi olarak Kurul denetimine tabi tutulması düşünülemez.
Açıklanan nedenlerle, Yasa'nın 1.maddesinin son tümcesinde
“Cumhurbaşkanı” sözcüğüne yer verilmesi, Anayasa'nın 2., 11. ve 105.,
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
D- Yasa'nın 3. Maddesinin “... kamu görevlilerinin görevlerini
yürütürken uymaları gereken etik davranış ilkelerini hazırlayacağı
yönetmeliklerle belirlemek ...” Bölümünün İncelenmesi
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın 124. maddesine göre ancak
başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını
ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve kanunlara
aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabileceği; tüzel kişiliği olmayan Kamu
Görevlileri Etik Kurulu'na yönetmelikle düzenleme yapma yetkisi verilmesinin
Anayasa'nın 124. maddesine aykırı olacağı; anılan Yasa'nın 7. maddesinde bu
Yasa'nın uygulanmasına ilişkin hususların, Kurul'ca hazırlanacak yönetmelikle
belirleneceği ve hazırlanan yönetmeliklerin Başbakan onayı ile yürürlüğe
konulacağına ilişkin hükmün durumu değiştirmeyeceği; etik davranış ilkelerini
yönetmelikle belirleme yetkisinin, asli düzenleme yetkisi niteliğini taşıdığı;
bu yetkinin, yürütmenin ve idarenin kanuniliği ilkeleri ile çeliştiği; yürütme
organının Anayasada belirtilen ayrık haller dışında asli düzenleme yetkisi bulunmadığı,
bu yetkinin yasama organına ait olup devredilemeyeceği, kuralın Anayasa'nın 2.,
6., 7., 8., 11., 123. ve 124. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali
istenilmektedir.
5176 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin birinci tümcesi ile, kamu
görevlilerinin görevlerini yürütürken uymaları gereken etik davranış ilkelerini
hazırlayacağı yönetmeliklerle belirlemek yetkisi Kurul'a verilmiştir.
Anayasa'nın 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu
tüzelkişilerinin yönetmelik çıkarabilecekleri belirtilmiştir. İdarenin uygulama
alanı en geniş düzenleyici işlemlerinden olan yönetmeliklerin konusu,
kanunların ve tüzüklerin uygulanmasının sağlanması olup, bunlara aykırı
hükümler içeremezler ve idari yargı denetimine tabidirler.
5176 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre, Başbakanlık bünyesinde
kurulmuş olan Kamu Görevlileri Etik Kurulu'nun dava konusu kuralda sözü edilen
yönetmelikle ilgili yetki ve görevi, anılan Kanun'un 3. ve 7. maddeleri
uyarınca bu yönetmeliği hazırlamaktan ibaret olup, yönetmeliğin yürürlüğe
konulması ise Başbakan onayı ile olacağı ve böylece Başbakanlıkça çıkarılan
yönetmelik niteliği taşıyacağından bu konuda Anayasa'ya aykırılık
bulunmamaktadır.
Söz konusu düzenleme ile Kurul'a verilen etik ilkeleri içeren
yönetmelik hazırlama yetki ve görevinin, Yasa'nın 1. maddesiyle çerçevesi
belirlenmiş olup, yürütme organına, subjektif hakları etkileyen bir kural koyma
yetkisi verme anlamını taşımaması nedeniyle, kural Anayasa'nın 2., 6., 7., 8.,
11. ve 124. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
E- Yasa'nın 4. Maddesinin Birinci Fıkrasının Son Tümcesinin
İncelenmesi
Dava dilekçesinde iptali istenilen kuralla Etik Kurulu'na tanınan
yetkinin asli düzenleme yetkisi olduğu, asli düzenleme yetkisinin yasama
organına ait olup devredilemeyeceği, kamu görevlisine getireceği yükümlülüğün
kanunla belirlenmesi gerektiği, bu nedenlerle kuralın Anayasa'nın 2., 6., 7.,
8., 11., 123. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali
istenilmektedir.
Yasa'nın 4. maddesinin birinci fıkrasının ilk tümcesinde, en az
genel müdür veya eşiti seviyedeki kamu görevlileri hakkında Kurula
başvurulabileceği belirtilmiş, iptali istenilen ikinci tümcede ise, hangi
unvanların genel müdür eşiti sayılacağının kurum ve kuruluşların teşkilat
yapısı ve yürüttükleri hizmetlerin niteliği dikkate alınarak Kurul tarafından
belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Anayasa'nın 123. maddesinde, idarenin, kuruluş ve görevleriyle bir
bütün olup kanunla düzenleneceği; 128. maddesinde de, memurların ve diğer kamu
görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve
yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin kanunla
düzenleneceği belirtilmiştir.
Bakanlıkların ve bakanlıklara bağlı ve ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarının kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin esas ve usullerin
çerçevesi 3046 sayılı “Bakanlıkların Kuruluş Ve Görev Esasları Hakkında 174
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname İle 13.12.1983 Gün Ve 174 Sayılı Bakanlıkların
Kuruluş Ve Görev Esasları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kaldırılması Ve
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında 202 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” ile belirlenmiş, anılan Yasa'nın
15. maddesinde, Bakanlık merkez, taşra, yurt dışı teşkilatları ile bağlı ve
ilgili kuruluşlarının hiyerarşik kademelerinin, hizmetin özelliklerinden
kaynaklanan farklılıklar dikkate alınmak kaydıyla maddede belirtilen şekilde
düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Bu genel ilkelerden hareketle Bakanlıklar ile
ilgili ve bağlı kuruluşların ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının hiyerarşik
kademe ve birim ünvanları kendi yasalarında, kamu iktisadi teşebbüslerininki
233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde, yerel yönetimlerinki ise 5272
sayılı Belediye Kanunu ile 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nda gösterilmiş,
ünvanların kadroları da 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname ile belirlenmiştir.
Hiyerarşik yapı içinde genel müdür, kurul başkanı, daire başkanı,
müşavir gibi farklı ünvanların aynı ya da benzer kademelerde kullanıldığı
görülmektedir. Bu unvanların hiyerarşik yapıdaki yerleri ise ancak ilgili
kanunlara bakılarak anlaşılabilecektir. Unvanı “genel müdür” olmadığı halde,
genel müdür emsali ya da hiyerarşik olarak bu unvanın üstünde olan farklı
kademe ve unvanlar bulunmaktadır.
5176 sayılı Kanun düzenlenirken yasa koyucu tarafından, ilgili
yasalarda farklı şekilde belirlenen bu kademe ve ünvanlar ayrı ayrı sayılmamış
ise de, hangi ünvanların genel müdür eşiti sayılacağının, kurum ve kuruluşların
teşkilât yapısı ve yürüttükleri hizmetlerin nitelikleri gözetilerek
belirleneceği açık olduğundan idarenin düzenleme yetkisinin yasalarla
belirlenmemiş olduğu kabul edilemez.
Açıklanan nedenlerle iptali istenilen kural, Anayasa'nın 2., 6.,
7., 8., 11., 123. ve 128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi
gerekir.
F- Yasa'nın 4. maddesinin İkinci Fıkrasının Birinci Tümcesinin
İncelenmesi
Dava dilekçesinde; kamu tüzel kişiliği bulunmayan Kurul'a
yönetmelik çıkarma yetkisi verilmesinin Anayasa'nın 124. maddesine; asli
düzenleme yetkisi niteliğini taşıyan yetki verilmesinin Anayasa'nın 7.
maddesine; tanınan yetki anayasal dayanaktan yoksun olduğu için Anayasa'nın 6.
maddesine; yürütmenin yasayla düzenlenmemiş bir alanda asli düzenleme yetkisi
kullanmasının Anayasa'da gösterilen istisnai haller dışında söz konusu
olamaması nedeniyle, Anayasa'nın 8. ve 123. maddelerine; kamu görevlilerinin
uymakla yükümlü olacağı etik davranış ilkelerini belirlemenin yürütmeye ve
yönetmeliğe bırakılmasının Anayasa'nın 128. maddesine; Anayasa'nın herhangi bir
hükmüne aykırı düzenlemenin Anayasa'nın 2. ve 11. maddelerine aykırı olacağı
ileri sürülerek, kuralın iptali istenilmektedir.
4. maddenin ikinci fıkrasında, “Diğer kamu görevlilerinin, etik
davranış ilkelerine aykırı uygulamaları bulunduğu iddiasıyla yapılacak
başvurular, ilgili kurumların yetkili disiplin kurullarında, Kurul tarafından
çıkarılan yönetmeliklerde belirlenen etik davranış ilkelerine aykırılık olup
olmadığı yönünden değerlendirilir.” denilmektedir.
Bu tümcede yer alan “... Kurul tarafından çıkarılan yönetmelik
...” ibaresinin, bu yönetmeliğin Kurul'un bağımsız iradesiyle yürürlüğe
konulduğu ve böylece Kurul'a düzenleyici işlem yapma yetkisi tanındığı anlamını
taşımadığı, burada da Kurul'un işlevinin, 3. madde ile ilgili gerekçede
belirtildiği gibi, yönetmeliği hazırlamak olup onay yetkisinin ise 7. maddede
yer alan “Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin hususlar, Kurulca hazırlanacak
yönetmeliklerle belirlenir. Kurul tarafından hazırlanacak yönetmelikler
Başbakan onayı ile yürürlüğe konulur.” kuralı uyarınca Başbakana ait
olduğu açıktır.
Bu nedenlerle kural Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 11., 123., 124. ve
128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
G- Yasa'nın 9. Maddesi ile, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun
29. Maddesine Eklenen Fıkrada Yer Alan “... hediye alma yasağının kapsamını
belirlemeye ...” İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, bu düzenleme ile Kurula, hediye alma yasağının
kapsamını belirleme konusunda asli bir düzenleme yetkisi verildiği, hediye alma
yasağının kamu görevlilerine bir yükümlülük getirdiği için, yasağın kapsamının
Anayasa'nın 128. maddesine göre, yasa ile düzenlenmesi gereken bir husus
olduğu, asli düzenleme yetkisinin yürütme organına bırakılmasının Anayasa'nın
128. maddesi yanında 7. ve 8. maddelerine ve bu yetki kökenini Anayasa'dan
almadığı için Anayasa'nın 6. maddesi ile 2. ve 11. maddelerine de aykırı olduğu
ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
657 sayılı Yasa'nın “Hediye alma, menfaat sağlama yasağı” başlıklı
29. maddesinde, Devlet memurlarının doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye
istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye
kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve almaları
yasaklanmış iken, 5176 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ile “Kamu Görevlileri Etik
Kurulu, hediye alma yasağının kapsamını belirlemeye ve en az genel müdür veya
eşiti seviyedeki üst düzey kamu görevlilerince alınan hediyelerin listesini
gerektiğinde her takvim yılı sonunda bu görevlilerden istemeye yetkilidir.”
kuralı ikinci fıkra olarak eklenmiştir.
Hediye ve menfaat yasağı, kamu görevlisinin, görevi sırasındaki
eylem, işlem ve kararlarının etkilenmemesi amacına yöneliktir. 657 sayılı
Yasa'nın 29. maddesinde belirlenen sınırlar içinde hangi nitelik ve nicelikteki
hediyenin insanî ilişkilerin kabul edilebilir ölçüsünü aştığını günün
koşullarına göre belirleme yetki ve görevinin Kurul'a verilmesi, kamu
görevlisine getirilmiş yeni bir yükümlülük olmadığı gibi yasama yetkisinin
devri anlamına gelmez.
Açıklanan nedenlerle, iptali istenilen düzenleme Anayasa'nın 2.,
6., 7., 8., 11. ve 128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi
gerekir.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
25.5.2004 günlü, 5176 sayılı “Kamu Görevlileri Etik Kurulu
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un iptali
istenilen hükümlerinin YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,
1.6.2005 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
VI- SONUÇ
5176 sayılı “Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un:
1- 1. maddesinin;
a- Birinci fıkrasının ve üçüncü fıkrasındaki “Cumhurbaşkanı,...”
sözcüğünün, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
b- İkinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- 3. maddesinin “... kamu görevlilerinin görevlerini yürütürken
uymaları gereken etik davranış ilkelerini hazırlayacağı yönetmeliklerle
belirlemek,...” bölümünün, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
3- 4. maddesinin;
a- Birinci fıkrasının son tümcesinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına
ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
b- İkinci fıkrasının birinci tümcesinin, Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
4- 9. maddesiyle 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 29. maddesine eklenen fıkrada yer alan “... hediye alma yasağının
kapsamını belirlemeye ...” ibaresinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
1.6.2005 gününde karar verildi.
Başkanvekili
Haşim
KILIÇ
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Tülay
TUĞCU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Mustafa
YILDIRIM
|
Üye
Cafer
ŞAT
|
Üye
A.
Necmi ÖZLER
|
Üye
Ali
GÜZEL
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
25.5.2004 günlü, 5176 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin ilk
fıkrasında, “Bu Kanunun amacı, kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık,
tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik
davranış ilkeleri belirlemek ve uygulamayı gözetmek üzere Kamu Görevlileri Etik
Kurulunun kuruluş, görev ve çalışma usul ve esaslarının belirlenmesidir.”;
ikinci fıkrasında da “Bu Kanun, genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli
idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar, mahalli
idareler ve bunların birlikleri, kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurul, üst
kurul, kurum, enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan
bütün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan; yönetim ve denetim kurulu ile
kurul, üst kurul başkan ve üyeleri dahil tüm personeli kapsar.” denilmektedir.
Buna göre, mahalli idareler gibi yerinden yönetim ilkesine uygun olarak
Anayasa'da özel olarak düzenlenen ya da kendi kanunları uyarınca özerk bir
yapıya kavuşturulmuş olan kurum ve kuruluşlarda çalışan kamu görevlileri de
etik davranış ilkelerine uygun davranmaları bakımından Kamu Görevlileri Etik
Kurulu'nun denetimine bağlı tutulmaktadır.
Kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerine uymaları gerektiğinde
duraksanamaz ise de bunun, kurumların anayasal konumları ile kuruluş amaç ve
işlevleri gözetilerek yapılması gerekir. Bu farklılıklar dikkate alınmaksızın
son fıkradaki ayrık durumlar dışında tüm kamu görevlilerini aynı kurulun
denetimine bağlı tutmak hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Ayrıca mahalli
idareler üzerinde merkezi idarenin, Anayasa'nın 127. maddesi uyarınca, yalnız
vesayet yetkisine sahip olması, bu yetkiyi aşan müdahalelerin Anayasa'ya
aykırılığı sonucunu doğurur. Anayasa'da merkezi idareden farklı kurallara bağlı
tutulan kurum ve kuruluşlar için özelliklerine uygun bir denetim süreci
getirilmedikçe Anayasa ile uyum sağlanması olanaklı değildir. Genel müdür ve
eşitinin altındaki ünvanlara sahip kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerine
uyup uymadıklarının denetiminin Kurul tarafından çıkarılacak yönetmeliklerde
belirlenen esaslara göre yapılacağını öngören 4. maddenin ikinci fıkrasının ilk
tümcesi de sözkonusu kurum ve kuruluşlar yönünden bir müdahale niteliği
taşıdığından bunların kuruluş amaç ve işlevleriyle bağdaşmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Yasa'nın belirtilen kuralları yönünden
çoğunluk görüşüne katılmıyorum.