"...
II- İTİRAZLARIN
GEREKÇELERİ
Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulu'nun E.2003/57 sayılı başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"Davacı 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 17 nci
maddesindeki "...26.10.1963 tarihi ve 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununa
tabi askeri hakim sınıfı subaylara ödenen görev tazminatı aynı rütbe ve
kıdemdeki emsali subaylardan fazla olamaz" şeklindeki düzenlemenin
Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürmektedir.
13.07.2001
tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 631 sayılıKHK'nin 11 inci
maddesi ile 375 sayılı KHK'nin 1 inci maddesine (C) bendieklenmiştir, (C)
bendinde (A) bendi kapsamına giren ve temsil tazminatı almayanpersonelden;
7.000'den daha düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksekhakimlik tazminatı
öngörülen kadrolara atanmış olanlara, 15.000 gösterge rakamınıgeçmemek üzere
Bakanlar Kurulunca tespit edilecek gösterge rakamlarının memuraylıklarına
uygulanacak katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda görevtazminatı
ödenir." hükmü yer almıştır.
14.03.2002
tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulunun 10.01.2002tarihli ve
2002/3546 sayılı KararnameninEK'i Kararının 1 inci maddesinde; "15.01.2002
ile 14.07.2002 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, aylıklarını 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri PersonelKanunu,
3466 sayılıUzman Jandarma Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa göre almakta olan personelden; makam
veya yüksek hakimlik tazminatı öngörülen kadrolara atanmış olanlardan, makam
veya yüksek hakimlik tazminatı gösterge rakamları; 6.000 olanlara 9.000, 5.500
- 4.500 olanlara 7.000, 4.000 ve daha az olanlara 6.000 gösterge rakamının,
almakta oldukları makam veya yüksek hakimliktazminatı gösterge rakamlarına
ilave edilmesi suretiyle bulunan gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan
katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda görev tazminatı ödenir."
şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Hakim
binbaşı rütbesinde bulunan davacı 2.000 gösterge rakamı üzerinden yüksek
hakimlik tazminatı almaktadır. 2.000 + 6.000 = 8.000 gösterge rakamının memur
aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda görev
tazminatı almasına 631 sayılı KHK'nin 17 nci maddesi hükmü engel olduğundan,
başka bir anlatımla 631 sayılı KHK'nin 17 nci hükmü mevcut olmasa idi davacıya
görev tazminatı ödeneceğinden 631 sayılı KHK'nin 17 nci maddesindeki
"...26.10.1963 tarihi ve 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununa tabi askeri
hakim sınıfı subaylara ödenen görev tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali
subaylardan fazla olamaz" cümlesinin, davada uygulanacak olan ve Anayasaya
aykırılığı iddia edilen kural olduğu anlaşılmaktadır.
357
sayılı Askeri Hakimler Kanununun "Özlük Hakları" başlıklı 18 nci
maddesinde: "Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarının ve
adaylarının maaş dereceleri, maaş yükselmeleri ve diğer özlük hakları subaylar
hakkındaki kanun hükümlerine tabidir.
Askeri
hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarına, almakta oldukları maaş
derecesinin tekabül ettiği sınıf ve derecede bulunan adliye hakim ve savcıları
ile yardımcılarına verilen ödenek miktarı esas olmak üzere adliye hakim ve
savcıları hakkındaki kanun hükümleri gereğince hakim ödeneği verilir.
Askeri
Yargıtay Başkanı, II nci Başkanı, Daire Başkanları ve üyeleriyle Askeri
Yargıtay Başsavcısı, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanı, Askeri
Adalet Teftiş Kurulu Başkanı ve Genelkurmay Adli Müşavirine aynı kanun
hükümlerine göre Yargıtay Başkan ve üyelerine verilen miktar kadar ödenek
verilir.
Ödeneğin
verilmesi ve kesilmesinde aynı kanun esasları uygulanır.
Askeri
hakimler ve askeri savcılar ile yardımcıları görevli bulundukları mahkemenin
veya kadronun kaldırılması sebebiyle maaşlarından yoksun kılınamaz.
Adli
müşavirlikler ile Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanlığı,
Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı kadrolarında ve askeri hakimler hakkında
da bu madde hükümleri uygulanır." hükmü öngörülmüştür.
2802
sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun Ek Geçici 2 nci maddesinde: "Kendi
kanunlarında değişiklik yapılıncaya kadar, ek gösterge, ödenek, mali, sosyal ve
diğer özlük hakları bakımından;
a)Askeri
Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanları veBaşsavcıları, Askeri
Yargıtay II nci Başkanı ile bu yüksek yargı organlarının dairebaşkanları ve
üyeleri, sırasıyla Yargıtay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı,Yargıtay
Birinci Başkanvekili, Daire Başkanları ile üyeleri,
b)Birinci
sınıfa geçirildikten sonra, bu sınıfta altı yılını tamamlamış ve askeriyüksek
yargı organı üyeliklerine seçilme niteliklerini kaybetmemiş olan hakim vesavcılar;
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu hükümleri uyarınca birinci sınıfhakim
ve savcılar,
c)
Birinci sınıfa geçirilmiş ve askeri yüksek yargı organı üyeliklerine seçilme
hakkını kaybetmemiş olan askeri hakim ve savcılar; birinci sınıfa ayrılmış ve
Yargıtay-Danıştay üyeliklerineseçilme hakkınıkaybetmemişdiğer hakim ve
savcılar.
d)Yukarıdakilerin
dışında kalan askeri hakim ve savcılar; aldıkları aylıkderecesine eşit bulunan
sınıf ve derecedeki diğer hakim ve savcılar.
e)Askeri
adalet müfettişleri; adalet müfettişleri,
f)
Askeri hakim adayları; hakim ve savcı adayları hakkındaki hükümleretabidirler."
hükmü öngörülmüştür.
30.06.1989
tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci
maddesinin (A) bendinde: "Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma
Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve
Savcılar Kanununa göre almakta olan personele 1.000 gösterge rakamı üzerinden
memuriyet taban aylığı ödenir..." hükmü yer almıştır.
02.02.1987
tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 270 sayılı KHK'nin 3 üncü
maddesinin (a) bendinde; birinci sınıfa ayrılmış askeri hakim subaylara 2.000
gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu
bulunan miktarda Yüksek Hakimlik Tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
13.07.2001
tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 631 sayılı KHK'nin 11 inci
maddesi ile 375 sayılı KHK'nin 1 inci maddesine eklenen (C) bendinde: "(A)
bendi kapsamına giren ve temsil tazminatı almayan personelden; 7.000'den daha
düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksek hakimlik tazminatı öngörülen
kadrolara atanmış olanlara, 15.000 gösterge rakamını geçmemek üzere Bakanlar
Kurulunca tespit edilecek gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanacak
katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda görev tazminatı ödenir."
hükmü yer almıştır.
631
sayılı KHK'nin 17 nci maddesinde; "27.07.1967 tarihli ve 926 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi olup profesör ve doçent unvanına
sahip subaylardan öğretim görevlisi olarak usulüne uygun bir şekilde akademik kariyerini
kullanabilecekleri yerlere atanan subaylar ile 26.10.1963 tarihli ve 357 sayılı
Askeri Hakimler Kanununa tabi askeri hakim sınıfı subaylara ödenen görev
tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali subaylardan fazla olamaz" hükmü
yer almıştır.
Anayasanın
"Cumhuriyetin nitelikleri" ile ilgili 2 nci maddesinde: "Türkiye
Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir."
hükmüne yer verilmiştir.
Anayasanın
"Kanun önünde eşitlik" ile ilgili 10 uncu maddesinde: "Herkes,
dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" hükmü yer almıştır.
Anayasanın
"Ücrette adalet sağlanması" ile ilgili 55 inci maddesinde:
"Ücret emeğin karşılığıdır.
Devlet,
çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer
sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
Asgari
ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da
göz önünde bulundurulur." hükmünü amirdir.
Anayasanın "Hakimlik ve savcılık
teminatı" ile ilgili 139 uncu maddesinde: "Hakimler ve savcılar
azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye
ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık,
ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten
çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık
bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte
kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar
saklıdır." hükmü yer almıştır.
Anayasanın
"Askeri yargı" ile ilgili 145 inci maddesinde: "Askeri yargı,
askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler,
asker kişilerin; askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya
askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak
işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.
Askeri
mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askeri suçları ile
kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen
askeri mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler.
Askeri
mahkemelerinsavaşveya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangikişilerbakımındanyetkilioldukları,kuruluşlarıve
gerektiğindebu mahkemelerde adli yargıhakimvesavcılarınıngörevlendirilmeleri
kanunla düzenlenir.
Askeri
yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askeri hakimlerin özlük işleri askeri
savcılık görevlerini yapan askeri hakimlerin mahkemesinde görevli bulundukları
komutanlık ile ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik teminatı,
askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun ayrıca askeri
hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askeri hizmetler yönünden askeri hizmetin
gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan
ilişkilerine de gösterir." hükmü yer almıştır.
Milli
Güvenlik Komisyonunun Anayasanın 145 inci maddesiyle ilgili değişiklik
gerekçesinde de: "Savaş ve sıkıyönetim hallerinde askeri mahkemelerin iş
hacminin artması, askeri hakim sayısının sınırlı olması sebepleriyle, bu
mahkemelerde adli yargı hakim ve savcılarının görevlendirilmesine imkan veren
hüküm ile askeri hakimlerin yargı hizmeti dışında, teşkilatında görevli
bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerinin kanunla düzenleneceğini belirten
hüküm, madde metnine dahil edilmiştir. Askeri yargı organlarının kuruluş ve
işleyişleri, askeri hakimlerin özlük işlerinde mahkemelerin bağımsızlığı ve
hakimlik teminatına ilişkin genel hükümlerden aynen yararlanacakları, bunun
yargı hizmetinin bağımsızlığının tabii bir sonucu olduğu benimsenmiş, ancak
asker kişi olmaları ve silahlı kuvvetler bünyesi içerisinde görev yaptıkları
hususları göz önünde tutularak, yargı hizmeti dışındaki ilişkilerinin kanunla
düzenleneceği, bu düzenlemenin sadece bu hususa ait olduğu
belirlenmiştir." denilmek suretiyle adli ve idari yargı hakimleriyle
askeri hakimlerin özlük işlerindeki eşitlik özellikle vurgulanmıştır.
Hukuk
Devleti, hukukun üstünlüğü temeline oturur. Bu temelde, kanun önünde eşitlik
ana unsurlardan birini oluşturur. Belirtilen esas ve ilkeler ise ayrıcalığın
her türünü reddetmektedir. Yüksek hakimlik tazminatı öngörülen kadrolara
atanmış olma, temsil tazminatı almama, 375 sayılı KHK'nin 1 inci madde (A)
bendi kapsamında olma ve 7.000'den düşük gösterge rakamı üzerinden yüksek
hakimlik tazminatı alma koşullarını sağlayan ve yaptığı görev itibarıyla
yargılama fonksiyonunu yerine getiren davacı ile aynı durumda bulunan adli ve
idari hakim ve savcılarının alacakları görev tazminatları ile ilgili her hangi
bir sınırlama bulunmadığı halde, davacının alacağı görev tazminatına "ödenen
görev tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali subaylardan fazla olamaz"
şeklinde bir sınırlandırma getirilmesi, yapay ve sübjektif bir nitelikte bir
düzenleme olup, yapılan görevin önemine ve üstlenilen sorumluluğun derecesine
uygun olarak tanınan hakkın bütünlüğünü de bozmaktadır. Dolayısıyla Anayasanın
10 uncu maddesindeki "eşitlik", 2 nci maddesindeki "sosyal
devlet" ve "hukuk devleti" ilkelerine aykırıdır.
Hakimlik
ve savcılık teminatı, Anayasanın aynı başlığı taşıyan 139 uncu maddesinde
düzenlenmiştir. Buna göre hakim ve savcıların görevlerinde herhangi bir düşünce
ve fütura kapılmadan tamamen vicdan rahatlığı içerisinde görevlerini
yapabilmelerinin garantisidir. Azlolunamazlık, kendileri istemedikçe Anayasada
gösterilen yaştan önce emekliye ayrılmamak, aylık, ödenek ve diğer özlük
haklarından her ne suretle olursa olsun yoksun bırakılmamak, hep hizmetlerini
tarafsız bir surette kanunlara uygun yapabilmelerini sağlamaya matuftur.
Yüksek
hakimlik tazminatı öngörülen kadroya atanmış, temsil tazminatı almayan, 375
sayılı KHK'nin 1 inci madde (A) bendi kapsamında olan ve 7.000'den düşük
gösterge rakamı üzerinden yüksek hakimlik tazminatı alan adli ve idari yargı
hakim ve savcılarının alacakları görev tazminatı ile ilgili her hangi bir
sınırlama söz konusu değilken, aynı şartlara haiz olan davacının alacağı görev
tazminatına sınırlandırma getirilmesi, davacının bir şekilde özlük haklarının
bir kısmından yoksun bırakılması anlamına gelir ki bu şekilde yapılan
düzenleme, askeri hakimler açısından hakimlik ve savcılık teminatını zedeler
mahiyette olduğundan bu yönden de Anayasanın 139 ve 145 inci maddeleri ile aynı
şekilde Anayasanın 10 uncu maddesine ciddi olarak aykırı olduğu kanısına
varılmıştır.
Yüksek
hakimlik tazminatı miktarının tespitinde mevzuatta yargı sınıfı için öngörülen
yüksek hakimlik tazminatı göstergesi esas alınırken, yine yargı sınıfı için
yüksek hakimlik tazminatı göstergesi esas alınarak ödenmekte olan görev
tazminatı için, bu gösterge terkedilip hakimlere ve davacıya ödenmeyen makam
tazminatı göstergesine bağlanıp sınırlanmasının, yargı bağımsızlığı, hukuk
devleti, Anayasanın Başlangıç hükmündeki kuvvetler ayırımı ilkesine, Anayasanın
10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine ve Anayasanın 55 inci maddesindeki eşit
işe eşit ücret ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
SONUÇ:
Yukarıda
gerekçeleriyle açıklanan nedenlerle davacı tarafından ileri sürülen ve bu
davada uygulanacak hükümler arasında yer alan 631 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 17 inci maddesindeki: "...26.10.1963 tarihi ve 357 sayılı
Askeri Hakimler Kanununa tabi askeri hakim sınıfı subaylara ödenen görev
tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali subaylardan fazla olamaz"
şeklindeki düzenlemenin Anayasanın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine, 139
uncu maddesindeki hakimlik ve savcılık teminatı ilkesine aykırılık iddiasının
Kurulumuzca ciddi olduğu kanısına varıldığından ve Kurulumuzca söz konusu
düzenlemenin Anayasanın Başlangıç hükmündeki kuvvetler ayrımı ilkesine, 2 nci
maddesindeki "sosyal devlet" ve "hukuk devleti" ilkelerine,
55 inci maddesindeki eşit işe eşit ücret ilkesine, Milli Güvenlik Konseyi
Anayasa Komisyonunun Anayasanın 145 inci maddesiyle ilgili değişiklik
gerekçesine aykırılığının ciddi olduğu kanısına varıldığından TC Anayasasının
152 nci maddesinin 1 inci fıkrası ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 28 inci maddesi 2 nci fıkrası
gereğince dava dosyasından ilgili evrakın onaylı suretlerinin çıkartılarak
Anayasa Mahkemesine gönderilmesine ve bu sebeple davanın geri bırakılmasına,"
-Askeri
Yüksekİdare Mahkemesi Daireler Kurulu'nun E.2003/58 sayılı başvuru kararının
gerekçe bölümü şöyledir:
"Davacı 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 17 nci
maddesindeki "...26.10.1963 tarihi ve 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununa
tabi askeri hakim sınıfı subaylara ödenen görev tazminatı aynı rütbe ve
kıdemdeki emsali subaylardan fazla olamaz" şeklindeki düzenlemenin
Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürmektedir.
13.07.2001
tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 631 sayılıKHK'nin 11 inci
maddesi ile 375 sayılı KHK'nin 1 inci maddesine (C) bendi eklenmiştir, (C)
bendinde (A) bendi kapsamına giren ve temsil tazminatı almayan personelden;
7.000'den daha düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksek hakimlik tazminatı
öngörülen kadrolara atanmış olanlara, 15.000 gösterge rakamını geçmemek üzere
Bakanlar Kurulunca tespit edilecek gösterge rakamlarının memur aylıklarına
uygulanacak katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda görev tazminatı
ödenir." hükmü yer almıştır.
14.03.2002
tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulunun 10.01.2002tarihli ve
2002/3546 sayılı Kararnamenin EK'i Kararının 1 inci maddesinde;
"15.01.2002 ile 14.07.2002 tarihleri arasında geçerli olmak üzere,
aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman JandarmaKanunu, 2914 sayılı
Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa göre
almakta olan personelden; makam veya yüksek hakimlik tazminatı öngörülen
kadrolara atanmış olanlardan, makam veya yüksek hakimlik tazminatı gösterge
rakamları; 6.000 olanlara 9.000, 5.500 - 4.500 olanlara 7.000, 4.000 ve daha az
olanlara 6.000 gösterge rakamının, almakta oldukları makam veya yüksek hakimlik
tazminatı gösterge rakamlarına ilave edilmesi suretiyle bulunan gösterge
rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak
miktarda görev tazminatı ödenir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Hakim
yarbay rütbesinde bulunan davacı 4.500 gösterge rakamı üzerinden yüksek
hakimlik tazminatı almaktadır. 4.500 gösterge rakamına 7.000 gösterge rakamının
ilave edilmesi suretiyle bulunan 11.500 gösterge rakamının memur aylıklarına
uygulanan katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda görev tazminatı
alması gerekirken, 631 sayılı KHK'nin 17 nci maddesi hükmünden dolayı emsali
yarbayın makam tazminatı gösterge rakamı olan 2.000 gösterge rakamına 6.000
gösterge rakamının ilave edilmesi suretiyle bulunan 8.000 gösterge rakamının
memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda
görev tazminatı almaktadır. Söz konusu hüküm davacıya görev tazminatının eksik
ödenmesine neden olduğundan 631 sayılı KHK'nin 17 nci maddesindeki
"...26.10.1963 tarihli ve 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununa tabi askeri
hakim sınıfı subaylara ödenen görev tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali
subaylardan fazla olamaz" cümlesinin, davada uygulanacak olan ve Anayasaya
aykırılığı iddia edilen kural olduğu anlaşılmaktadır.
357
sayılı Askeri Hakimler Kanununun "Özlük Hakları" başlıklı 18 inci
maddesinde: "Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarının ve
adaylarının maaş dereceleri, maaş yükselmeleri ve diğer özlük hakları subaylar
hakkındaki kanun hükümlerine tabidir.
Askeri
hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarına, almakta oldukları maaş
derecesinin tekabül ettiği sınıf ve derecede bulunan adliye hakim ve savcıları
ile yardımcılarına verilen ödenek miktarı esas olmak üzere adliye hakim ve
savcıları hakkındaki kanun hükümleri gereğince hakim ödeneği verilir.
Askeri
Yargıtay Başkanı, II nci Başkanı, Daire Başkanları ve üyeleriyle Askeri
Yargıtay Başsavcısı, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanı,
Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanı ve Genelkurmay Adli Müşavirine aynı kanun
hükümlerine göre Yargıtay Başkan ve üyelerine verilen miktar kadar ödenek
verilir.
Ödeneğin
verilmesi ve kesilmesinde aynı kanun esasları uygulanır.
Askeri
hakimler ve askeri savcılar ile yardımcıları görevli bulundukları mahkemenin
veya kadronun kaldırılması sebebiyle maaşlarından yoksun kılınamaz.
Adli
müşavirlikler ile Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanlığı,
Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı kadrolarında ve askeri hakimler hakkında
da bu madde hükümleri uygulanır." hükmü öngörülmüştür.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun Ek
Geçici 2 nci maddesinde: "Kendi kanunlarında değişiklik yapılıncaya kadar,
ek gösterge, ödenek, mali, sosyal ve diğer özlük hakları bakımından;
a)
Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanları ve Başsavcıları,
Askeri Yargıtay II nci Başkanı ile bu yüksek yargı organlarının daire
başkanları ve üyeleri, sırasıyla Yargıtay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı, Yargıtay Birinci Başkanvekili, Daire Başkanları ile üyeleri,
b)
Birinci sınıfa geçirildikten sonra, bu sınıfta altı yılını tamamlamış ve askeri
yüksek yargı organı üyeliklerine seçilme niteliklerini kaybetmemiş olan hakim
ve savcılar; 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu hükümleri uyarınca birinci
sınıf hakim ve savcılar,
c)
Birinci sınıfa geçirilmiş ve askeri yüksek yargı organı üyeliklerine seçilmehakkını
kaybetmemiş olan askeri hakim ve savcılar; birinci sınıfa ayrılmış veYargıtay-Danıştay
üyeliklerineseçilme hakkınıkaybetmemiş diğer hakim vesavcılar.
d)
Yukarıdakilerin dışında kalan askeri hakim ve savcılar; aldıkları aylıkderecesine
eşit bulunan sınıf ve derecedeki diğer hakim ve savcılar,
e) Askeri adalet müfettişleri; adalet
müfettişleri,
f)
Askeri hakim adayları; hakim ve savcı adayları hakkındaki hükümleretabidirler."
hükmü öngörülmüştür.
30.06.1989
tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci
maddesinin (A) bendinde: "Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma
Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve
Savcılar Kanununa göre almakta olan personele 1.000 gösterge rakamı üzerinden
memuriyet taban aylığı ödenir..." hükmü yer almıştır.
02.02.1987
tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 270 sayılı KHK'nin 3 üncü
maddesinin (a) bendinde; birinci sınıfa ayrılmış askeri hakim subaylara 2.000
gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu
bulunan miktarda Yüksek Hakimlik Tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
13.07.2001
tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 631 sayılı KHK'nin 11 inci
maddesi ile 375 sayılı KHK'nin 1 inci maddesine eklenen (C) bendinde: "(A)
bendi kapsamına giren ve temsil tazminatı almayan personelden; 7.000'den daha
düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksek hakimlik tazminatı öngörülen
kadrolara atanmış olanlara, 15.000 gösterge rakamını geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca
tespit edilecek gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanacak katsayı ile
çarpımı sonucu bulunacak miktarda görev tazminatı ödenir." hükmü yer
almıştır.
631
sayılı KHK'nin 17 nci maddesinde; "27.07.1967 tarihli ve 926 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi olup profesör ve doçent unvanına
sahip subaylardan öğretim görevlisi olarak usulüne uygun bir şekilde akademik
kariyerini kullanabilecekleri yerlere atanan subaylar ile 26.10.1963 tarihli ve
357 sayılı Askeri Hakimler Kanununa tabi askeri hakim sınıfı subaylara ödenen
görev tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali subaylardan fazla olamaz"
hükmü yer almıştır.
Anayasanın
"Cumhuriyetin nitelikleri" ile ilgili 2 nci maddesinde: "Türkiye
Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir."
hükmüne yer verilmiştir.
Anayasanın
"Kanun önünde eşitlik" ile ilgili 10 uncu maddesinde: "Herkes,
dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." hükmü yer almıştır.
Anayasanın
"Ücrette adalet sağlanması" ile ilgili 55 inci maddesinde:
"Ücret emeğin karşılığıdır.
Devlet,
çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer
sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
Asgari
ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da
göz önünde bulundurulur." hükmünü amirdir.
Anayasanın
"Hakimlik ve savcılık teminatı" ile ilgili 139 uncu maddesinde:
"Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada
gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun
kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun
kılınamaz.
Meslekten
çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık
bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte
kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar
saklıdır." hükmü yer almıştır.
Anayasanın
"Askeri yargı" ile ilgili 145 inci maddesinde: "Askeri yargı,
askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler,
asker kişilerin; askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya
askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak
işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.
Askeri
mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askeri suçları ile
kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen
askeri mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla
görevlidirler.
Askeri
mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler
bakımından yetkili oldukları, kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adli
yargı hakim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
Askeri
yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askeri hakimlerin özlük işleri askeri
savcılık görevlerini yapan askeri hakimlerin mahkemesinde görevli bulundukları
komutanlık ile ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik teminatı,
askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun ayrıca askeri
hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askeri hizmetler yönünden askeri hizmetin
gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan
ilişkilerine de gösterir." hükmü yer almıştır.
Milli
Güvenlik Komisyonunun Anayasanın 145 inci maddesiyle ilgili değişiklik
gerekçesinde de: "Savaş ve sıkıyönetim hallerinde askeri mahkemelerin iş
hacminin artması, askeri hakim sayısının sınırlı olması sebepleriyle, bu
mahkemelerde adli yargı hakim ve savcılarının görevlendirilmesine imkan veren
hüküm ile askeri hakimlerin yargı hizmeti dışında, teşkilatında görevli
bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerinin kanunla düzenleneceğini belirten
hüküm, madde metnine dahil edilmiştir. Askeri yargı organlarının kuruluş ve
işleyişleri, askeri hakimlerin özlük işlerinde mahkemelerin bağımsızlığı ve
hakimlik teminatına ilişkin genel hükümlerden aynen yararlanacakları, bunun
yargı hizmetinin bağımsızlığının tabii bir sonucu olduğu benimsenmiş, ancak
asker kişi olmaları ve silahlı kuvvetler bünyesi içerisinde görev yaptıkları
hususları göz önünde tutularak, yargı hizmeti dışındaki ilişkilerinin kanunla
düzenleneceği, bu düzenlemenin sadece bu hususa ait olduğu
belirlenmiştir." denilmek suretiyle adli ve idari yargı hakimleriyle
askeri hakimlerin özlük işlerindeki eşitlik özellikle vurgulanmıştır.
Hukuk
Devleti, hukukun üstünlüğü temeline oturur. Bu temelde, kanun önünde eşitlik
ana unsurlardan birini oluşturur. Belirtilen esas ve ilkeler ise ayrıcalığın
her türünü reddetmektedir. Yüksek hakimlik tazminatı öngörülen kadrolara
atanmış olma, temsil tazminatı almama, 375 sayılı KHK'nin 1 inci madde (A)
bendi kapsamında olma ve 7.000'den düşük gösterge rakamı üzerinden yüksek
hakimlik tazminatı alma koşullarını sağlayan ve yaptığı görev itibarıyla
yargılama fonksiyonunu yerine getiren davacı ile aynı durumda bulunan adli ve
idari hakim ve savcılarının alacakları görev tazminatları ile ilgili her hangi
bir sınırlama bulunmadığı halde, davacının alacağı görev tazminatına
"ödenen görev tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali subaylardan fazla
olamaz" şeklinde bir sınırlandırma getirilmesi, yapay ve sübjektif bir
nitelikte bir düzenleme olup, yapılan görevin önemine ve üstlenilen
sorumluluğun derecesine uygun olarak tanınan hakkın bütünlüğünü de bozmaktadır.
Dolayısıyla Anayasanın 10 uncu maddesindeki "eşitlik", 2 nci maddesindeki
"sosyal devlet" ve "hukuk devleti" ilkelerine aykırıdır.
Hakimlik
ve savcılık teminatı, Anayasanın aynı başlığı taşıyan 139 uncu maddesinde
düzenlenmiştir. Buna göre hakim ve savcıların görevlerinde herhangi bir düşünce
ve fütura kapılmadan tamamen vicdan rahatlığı içerisinde görevlerini
yapabilmelerinin garantisidir. Azlolunamazlık, kendileri istemedikçe Anayasada
gösterilen yaştan önce emekliye ayrılmamak, aylık, ödenek ve diğer özlük
haklarından her ne suretle olursa olsun yoksun bırakılmamak, hep hizmetlerini
tarafsız bir surette kanunlara uygun yapabilmelerini sağlamaya matuftur.
Yüksek
hakimlik tazminatı öngörülen kadroya atanmış, temsil tazminatı almayan, 375
sayılı KHK'nin 1 inci madde (A) bendi kapsamında olan ve 7.000'den düşük
gösterge rakamı üzerinden yüksek hakimlik tazminatı alan adli ve idari yargı
hakim ve savcılarının alacakları görev tazminatı ile ilgili her hangi bir
sınırlama söz konusu değilken, aynı şartlara haiz olan davacının alacağı görev
tazminatına sınırlandırma getirilmesi, davacının bir şekilde özlük haklarının
bir kısmından yoksun bırakılması anlamına gelir ki bu şekilde yapılan
düzenleme, askeri hakimler açısından hakimlik ve savcılık teminatını zedeler
mahiyette olduğundan bu yönden de Anayasanın 139 ve 145 inci maddeleri ile aynı
şekilde Anayasanın 10 uncu maddesine ciddi olarak aykırı olduğu kanısına
varılmıştır.
Yüksek
hakimlik tazminatı miktarının tespitinde mevzuatta yargı sınıfı için öngörülen
yüksek hakimlik tazminatı göstergesi esas alınırken, yine yargı sınıfı için
yüksek hakimlik tazminatı göstergesi esas alınarak ödenmekte olan görev
tazminatı için, bu gösterge terkedilip hakimlere ve davacıya ödenmeyen makam
tazminatı göstergesine bağlanıp sınırlanmasının, yargı bağımsızlığı, hukuk
devleti, Anayasanın Başlangıç hükmündeki kuvvetler ayırımı ilkesine, Anayasanın
10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine ve Anayasanın 55 nci maddesindeki eşit
işe eşit ücret ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
SONUÇ:
Yukarıda
gerekçeleriyle açıklanan nedenlerle davacı tarafından ileri sürülen ve bu
davada uygulanacak hükümler arasında yer alan 631 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 17 nci maddesindeki: "...26.10.1963 tarihi ve 357 sayılı
Askeri Hakimler Kanununa tabi askeri hakim sınıfı subaylara ödenen görev
tazminatı aynı rütbe ve kıdemdeki emsali subaylardan fazla olamaz"
şeklindeki düzenlemenin Anayasanın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine
aykırılık iddiasının Kurulumuzca ciddi olduğu kanısına varıldığından ve
Kurulumuzca söz konusu düzenlemenin Anayasanın Başlangıç hükmündeki kuvvetler
ayrımı ilkesine, 2 nci maddesindeki "sosyal devlet" ve "hukuk
devleti" ilkelerine, 55 inci maddesindeki eşit işe eşit ücret ilkesine,
Milli Güvenlik Konseyi Anayasa Komisyonunun Anayasanın 145 inci maddesiyle
ilgili değişiklik gerekçesine aykırılığının ciddi olduğu kanısına varıldığından
TC Anayasasının 152 nci maddesinin 1 inci fıkrası ve 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 28 inci maddesi
2 nci fıkrası gereğince dava dosyasından ilgili evrakın onaylı suretlerinin
çıkartılarak Anayasa Mahkemesine gönderilmesine ve bu sebeple davanın geri
bırakılmasına,""