ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1998/59
Karar Sayısı : 1999/14
Karar Günü : 11.5.1999
R.G. Tarih-Sayı :09.03.2000-23988
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İstanbul 5. İdare
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 27.11.1992 günlü, 3843
sayılı "Yükseköğretim Kurumlarında İkili Öğretim Yapılması, 2547 sayılı
Yükseköğretim Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Ek
Madde Eklenmesi Hakkında Kanun"un 7. maddesinin beşinci fıkrasında yer
alan, "... öğrencinin Yükseköğretim Kurumu ile ilişkisi kesilir"
ibaresinin, Anayasa'nın 17. ve 42. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
İkinci öğretimde, öğrenim ücretinin ikinci taksidini verilen ek
süre içinde ödemediği gerekçesiyle kaydı silinen davacının açtığı iptal
davasında, 3843 sayılı Yasa'nın 7. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan
"öğrencinin Yükseköğretim Kurumu ile ilişkisi kesilir" ibaresinin,
Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali istemiyle doğrudan
başvuruda bulunmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A. İptali İstenen Yasa Kuralı
27.11.1992 günlü, 3843 sayılı Yasa'nın itiraz konusu ibareyi de
içeren 7. maddesi şöyledir :
"Madde 7- İkinci öğretim isteğe bağlı ve
paralıdır. Paralı öğretime kabul edilecek öğrencilerin ödeyecekleri öğrenim
ücretleri, öğrenim dallarının niteliklerine, Yükseköğretim kurumlarının
özelliklerine ve sürelerine göre öğrenci maliyetleri de dikkate alınarak
Yükseköğretim Kurulunun görüşü ve Millî Eğitim Bakanlığının önerisi üzerine
Bakanlar Kurulunca tespit edilir. Ancak, alınacak ücretler normal örgün öğretim
için belirlenen carî hizmet maliyetlerinin yarısından az olamaz. Hazırlık
sınıfı hariç, bulundukları sınıfın bütün derslerini vermek ve ilk yüzde
on'a girmek suretiyle bir üst sınıfa geçmiş olan öğrenciler, üst sınıfta o yıl
için, normal örgün öğretim öğrencilerinin ödeyecekleri öğrenci katkı payı kadar
miktarı, öğrenim ücreti olarak öderler.
Öğrenim ücretleri, peşin olarak ya da biri kayıt veya kayıt
yenileme sırasında, diğeri Şubat ayında olmak üzere iki eşit taksitte
üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü adına millî bankalardan birinde
açılacak hesaba yatırılır.
Bu miktarlar rektörlükçe en geç ilgili ayın sonuna kadar Bütçe
Dairesi Başkanlığı hesabına bir yandan gelir, diğer yandan özel ödenek
kaydolunmak üzere aktarılır. Yatırılan bu miktarlar Maliye ve Gümrük
Bakanlığınca özel ödenek kaydedilir. Kaydolunan ödenekler ikinci öğretime
ilişin giderlerin yanı sıra bu öğretimin yapıldığı birimlere öncelik verilmek
suretiyle, o üniversitenin veya yüksek teknoloji enstitüsünün giderlerinde
kullanılır. Kullanım ve harcamaya ilişkin esas ve usuller Maliye ve Gümrük
Bakanlığının görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulunca belirlenir.
Bu ödeneklerin harcanmayan kısmı, ertesi yılın bütçesine devren
gelir ve ödenek kaydolunur.
Öğrenim ücretlerinin birinci taksidini ödemeyenlerin kayıtları
yapılmaz ve yenilenmez. İkinci taksitlerini ödemeyen öğrencilere ise bir aylık
ek süre tanınır, bu süre içerisinde de öğrenim ücretini kanunî faiziyle
birlikte ödemeyen öğrencinin yükseköğretim kurumu ile ilişkisi kesilir.
Öğrenim ücreti Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunca kredi
olarak verilmez."
B. Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında dayanılan Anayasa kuralları şunlardır :
1- "MADDE 17.- Herkes, yaşama, maddî ve
manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin
vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi
tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle
bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile
meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir
tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın
bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği
emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği
zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü
dışındadır."
2- "MADDE 42.- Kimse, eğitim ve öğrenim
hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda,
çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında
yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan
kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve
Devlet okullarında parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları
ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin,
öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli
yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları
topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma
ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle
olursa olsun engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk
vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim
kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim
yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası
andlaşma hükümleri saklıdır."
C. İlgili Anayasa Kuralı
İlgili görülen Anayasa kuralları şöyledir :
1- "MADDE 5.- Devletin temel amaç ve
görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun
refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini,
sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan
siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî
varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır."
2-"MADDE 13.- Temel hak ve
hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî
egemenliğin, Cumhuriyetin, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin,
kamu yararının, genel ahlâkın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca
Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve
ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir.
Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik
toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında
kullanılamaz.
Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel hak ve
hürriyetlerin tümü için geçerlidir."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Ahmet Necdet
SEZER, Güven DİNÇER, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI,
Ali HÜNER, Lütfi F. TUNCEL, Fulya KANTARCIOĞLU, Mahir Can ILICAK ve Rüştü
SÖNMEZ'in katılmalarıyla 16.12.1998 günü yapılan ilk inceleme toplantısında;
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar
verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
İşin esasına ilişkin rapor, başvuru kararı ve ekleri, Anayasa'ya
aykırılığı öne sürülen Yasa kuralı ile aykırılık savına dayanak yapılan Anayasa
kuralları, bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten
sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
A. 3843 sayılı Yasa Hakkında Genel Bilgi
3843 sayılı Yasa'nın amacı 1. maddesinde, yükseköğretim
kurumlarında yapılacak ikili öğretimde, ikinci öğretimle ilgili hususların
düzenlenmesi olarak belirtilmiştir. Yasa'nın 3. maddesinde, ikili öğretim,
"Yükseköğretim Kurumlarında Önlisans, Lisans ve Lisansüstü düzeyde yapılan
normal örgün öğretim ve ikinci öğretim"; ikinci öğretim de, "Yükseköğretim
kurumlarında normal örgün öğretimin bitimini takiben yapılan örgün
öğretim" olarak tanımlanmıştır.
Yasa'nın 4. maddesine göre, "Yükseköğretim kurumlarının hangi
programlarında ikinci öğretim yapılacağına her yıl en geç Şubat ayında ilgili
üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü senatosunun önerisi üzerine
Yükseköğretim Kurulunca karar verilir. Kararda bu programlara alınacak öğrenci
sayıları da belirlenir.
İkinci öğretimin yapılmasına karar verilen yükseköğretim
kurumlarına, öğrenci seçme ve yerleştirme birinci ve ikinci basamak
sınavlarında alınan puanlara göre öğrenci yerleştirilir."
Yasa'nın 7. ve 8. maddelerine göre de, İkinci öğretim isteğe bağlı
ve paralıdır. Paralı öğretime kabul edilecek öğrencilerin ödeyecekleri öğrenim
ücretleri, öğrenim dallarının niteliklerine, Yükseköğretim kurumlarının
özelliklerine ve sürelerine göre öğrenci maliyetleri de dikkate alınarak
Yükseköğretim Kurulunun görüşü ve Millî Eğitim Bakanlığının önerisi üzerine
Bakanlar Kurulunca tespit edilir. Ancak, alınacak ücretler normal örgün öğretim
için belirlenen carî hizmet maliyetlerinin yarısından az olamaz. Hazırlık
sınıfı hariç, bulundukları sınıfın bütün derslerini vermek ve ilk yüzde on'a
girmek suretiyle bir üst sınıfa geçmiş olan öğrenciler, üst sınıfta o yıl için,
normal örgün öğretim öğrencilerinin ödeyecekleri öğrenci katkı payı kadar
miktarı, öğrenim ücreti olarak öderler. Öğrenim ücretleri, peşin olarak ya da
biri kayıt veya kayıt yenileme sırasında, diğeri Şubat ayında olmak üzere iki
eşit taksitte üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü adına millî
bankalardan birinde açılacak hesaba yatırılır. Bu miktarlar rektörlükçe en
geç ilgili ayın sonuna kadar Bütçe Dairesi Başkanlığı hesabına bir yandan
gelir, diğer yandan özel ödenek kaydolunmak üzere aktarılır. Yatırılan bu miktarlar
Maliye ve Gümrük Bakanlığınca özel ödenek kaydedilir. Kaydolunan
ödenekler ikinci öğretime ilişkin giderlerin yanı sıra, bu öğretimin
yapıldığı birimlere öncelik verilmek suretiyle, o üniversitenin veya yüksek
teknoloji enstitüsünün giderlerinde kullanılır. Kullanım ve harcamaya ilişkin
esas ve usuller Maliye ve Gümrük Bakanlığının görüşü alınarak Yükseköğretim
Kurulunca belirlenir. Bu ödeneklerin harcanmayan kısmı, ertesi yılın bütçesine
devren gelir ve ödenek kaydolunur. Öğrenim ücretlerinin birinci taksidini
ödemeyenlerin kayıtları yapılmaz ve yenilenmez. İkinci
taksitlerini ödemeyen öğrencilere ise bir aylık ek süre tanınır, bu süre
içerisinde de öğrenim ücretini kanunî faiziyle birlikte ödemeyen öğrencinin
yükseköğretim kurumu ile ilişkisi kesilir. Öğrenim ücreti Yüksek Öğrenim Kredi
ve Yurtlar Kurumunca kredi olarak verilmez.
İkinci öğretim öğrencileri normal örgün öğretim öğrencilerinin her
türlü haklarından yararlanırlar. Ancak, bu öğrencilere Yüksek Öğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu tarafından verilecek kredinin esas ve şartları Millî Eğitim
Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle tespit edilir.
B. Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, kuralın Anayasa'nın 42. ve 17.
maddelerine aykırılık oluşturduğunu ileri sürmüştür.
1- Anayasa'nın 42. ve 13. Maddeleri Yönünden İnceleme
Mahkeme, 3843 sayılı Yasa'nın 7. maddesinin beşinci fıkrasındaki
itiraz konusu ibarenin de yer aldığı, "İkinci taksitlerini ödemeyen
öğrencilere ise bir aylık ek süre tanınır, bu süre içerisinde de öğrenim
ücretini kanunî faiziyle birlikte ödemeyen öğrencinin Yükseköğretim Kurumu ile
ilişkisi kesilir" kuralının uygulanması sonucunda, öğrencinin
eğitim-öğretim hakkının sona erdirildiğini, bunun da Anayasa'nın 42. maddesine
aykırılık oluşturduğunu ileri sürmüştür.
3843 sayılı Yasa'da, Yükseköğretim kurumlarında yapılacak ikili
öğretimde, ikinci öğrenimle ilgili hususlar düzenlenmiştir. Yasa'nın genel
gerekçesinde özetle, eğitim ve öğretimin önemi vurgulanarak, ülkemizde
Yükseköğretime talebin giderek arttığı, mevcut kontenjanların bu talepleri
karşılamada yetersiz kaldığı, bu nedenle de, her yıl artan sayılarda
öğrencinin eğitim için yurt dışına gittiği ve ortalama 3000 dolar ödemede
bulunduğu, henüz liseyi yeni bitirmiş olan gençlerin yabancı ülkelerde başta
psikolojik olmak üzere, çeşitli eğitimsel, sosyal ve ekonomik sorunlarla
karşılaştığı belirtildikten sonra, gençlerimizin beden, zihin, ahlâk, ruh ve
duygu bakımından dengeli, sağlıklı bir kişilik ve karakterde yetişmelerinin ve
meslek sahibi olmalarının amaçlandığı sunulan eğitim olanaklarını artırmak, fırsat
eşitliğini sağlamak, toplumun gereksinim duyduğu nitelikli insan gücünü
yetiştirmek için, Yükseköğretim Kurumlarının verimli ve etkili biçimde
kullanılarak, üniversitelerde daha fazla öğrenciye öğrenim olanağının
sağlanmasının gerektiği; bu nedenlerle, öğrencilerin de katkısı sağlanarak,
gereksinim duyulan alanlarda ikili öğrenim yapılmasının kaçınılmaz olduğu
vurgulanmıştır.
Yükseköğretimde, eğitim ve öğretim kapasitesinin artırılması
olanağı getiren 3843 sayılı Yasa'ya göre, her yıl Şubat ayında, yükseköğretim
kurumlarının hangi programlarında ikili öğrenim yapılacağına, ilgili üniversite
veya Yüksek Teknoloji Enstitüsü Senatosu'nun önerisi üzerine, Yükseköğretim
Kurulu'nca karar verilecek; alınacak öğrenci sayıları belirlenecek ve bu
programlara üniversite giriş sınavlarında alınan puanlara göre öğrenci
yerleştirilecektir. İkinci öğrenim, isteğe bağlı ve paralı olacaktır. Öğrenim
ücretlerini Yasa'da belirlenen kimi kriterleri gözönünde bulundurarak
Yükseköğretim Kurulu'nun görüşü ve Millî Eğitim Bakanlığı'nın önerisi üzerine
Bakanlar Kurulu tesbit edecektir. Bu ödenekler, Yasa'da belirtilen usullerle
Maliye ve Gümrük Bakanlığı bütçesine ödenek kaydedilecek ve ikinci öğretime
ilişkin giderlerin yanısıra bu öğretimin yapıldığı birimlere öncelik verilmek suretiyle,
o üniversitenin veya Yüksek Teknoloji Enstitüsünün giderlerinde
kullanılacaktır. Ayrıca Yasa'nın 10. maddesine göre, normal örgün öğretimde
zorunlu ders yükünü doldurmuş olan öğretim elemanlarına, ikinci öğretimde
verdikleri her ders için Yasa'daki kriterler gözönüne alınarak ek ders
ücreti ve 11. maddesine göre de, fazla çalışma ücreti ödenecektir.
Bu kurallardan, yükseköğretim kurumlarında yapılacak ikili
öğretimde, ikinci öğretimle ilgili olarak, dershane, öğretim elemanı, idarî
personel konusunda planlamaların yapılacağı, belirlenecek kapasiteye göre
öğrenci alınacağı, öğrencilerin ödeyeceği ücretlerin büyük ölçüde bu
planlamaların parasal kaynağını oluşturacağı anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın 42. maddesinde, kimsenin, eğitim ve öğretim haklarından
yoksun bırakılamayacağı; öğretim hakkının kapsamının yasayla tesbit edileceği
ve düzenleneceği; ilköğretimin, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu ve
Devlet okullarında parasız olduğu; Devletin, maddî olanaklardan yoksun başarılı
öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacıyla burslar ve başka
yollarda gerekli yardımları yapacağı kurala bağlanmıştır.
Kuşkusuz, kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun
bırakılmaması ve ilköğretimin dışında ilgi ve yeteneklerine göre, kişilerin
eğitim ve öğretim olanaklarının hazırlanması da sosyal devletin
görevlerindendir. Ancak, Anayasa'nın 65. maddesine göre, devlet böyle bir
yükümlülüğü, malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirebilecektir.
Bu nedenle, ikinci öğretimle, öğrencilerin malî desteğini sağlayarak daha çok
sayıda öğrenciye öğrenim olanağı tanınması amaçlanmıştır.
İtiraz konusu ibarenin de yer aldığı beşinci fıkraya göre, paralı
ve isteğe bağlı olan ikinci öğretimde, öğrenim ücretlerinin ikinci taksitlerini
ödemeyen öğrencilerin önce bir aylık ek ödeme süresinden yararlanmaları
sağlanmakta, bu süre içinde de ücretlerini yasal faiziyle birlikte ödememeleri
durumunda Yükseköğrenim kurumu ile ilişkileri kesilmektedir.
Üniversite veya yüksek teknoloji enstitülerinde ikinci öğretimle
ilgili plânlamaların yürütülebilmesi öğrenim ücretlerinin düzenli ödenmesine
bağlı olduğundan, bu konudaki aksaklıkların ikinci öğretimin getiriliş amacının
gerçekleşmesini olumsuz yönde etkileyeceği açıktır.
Anayasa'nın, "temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması"
başlıklı 13. maddesinde, temel hak ve özgürlüklerin Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî egemenliğin, Cumhuriyetin, millî
güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlâkın ve
genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasa'nın ilgili
maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasa'nın sözüne ve ruhuna uygun
olarak yasayla sınırlanabileceği; temel hak ve özgürlüklerle ilgili genel ve
özel sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamayacağı
ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir.
İkinci öğretimde, ikinci taksitlerini verilen bir aylık ek süreye
karşın ödemeyen öğrencilerin yükseköğretim kurumu ile ilişkilerinin kesilmesini
öngören düzenlemenin kamu yararına yönelik olması ve demokratik toplum
düzeninin gerekleriyle çelişen bir yönünün de bulunmaması nedeniyle kuralda,
Anayasa'nın 13. ve 42. maddelerine aykırılık görülmemiştir. İptal isteminin
reddi gerekir.
2- Anayasa'nın 17. ve 5. Maddeleri Yönünden İnceleme
Mahkeme, itiraz konusu ibarenin, kişinin maddî ve manevî varlığını
geliştirme hakkını ortadan kaldırdığını, bu nedenle de, Anayasa'nın 17.
maddesine aykırılık oluşturduğunu ileri sürmüştür.
Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında, "Herkes,
yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir"
denilmektedir.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Yasa'nın 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, yasaların Anayasa'ya
aykırılığı hususunda, ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelerle bağlı
değildir. İstem dışına çıkmamak koşuluyla başka gerekçelerle de Anayasa'ya
aykırılık kararı verebilir. Bu nedenle, itiraz konusu ibare, Anayasa'nın 5.
maddesi yönünden de incelenmiştir.
Anayasa'nın 5. maddesinde, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve özgürlüklerini, sosyal hukuk devleti
ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve
sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için
gerekli koşulları hazırlamak, devletin temel amaç ve görevleri arasında
sayılmıştır.
3843 sayılı Yasa ile eğitim ve öğrenim alanında kişilerin maddî ve
manevî varlıklarını geliştirmelerine yönelik olarak yükseköğretim yapacak
gençlere yeni olanaklar hazırlanması ve bu amaçla getirilen sistemin sağlıklı
işleyebilmesi için kimi yaptırımlar öngörülmüştür. Bu durumda kişinin
karşılığını ödemeyi kabul ederek başladığı ikinci öğretimin yükümlülüğünü
yerine getirmemesi durumunda yükseköğretim kurumu ile ilişkisinin
kesilmesi kişinin maddî ve manevî varlığını geliştirme hakkını zedelemez.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu ibare, Anayasa'nın 17.
maddesine aykırı değildir.
İptal isteminin reddi gerekir.
Güven DİNÇER, Haşim KILIÇ ve Sacit ADALI bu görüşlere katılmamışlardır.
VI- SONUÇ
19.11.1992 günlü, 3843 sayılı "Yükseköğretim Kurumlarında
İkili Öğretim Yapılması, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun"un 7.
maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "... öğrencinin yükseköğretim
kurumu ile ilişkisi kesilir" ibaresinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
itirazın REDDİNE, Güven DİNÇER, Haşim KILIÇ ile Sacit ADALI'nın karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA, 11.5.1999 gününde karar verildi.
Başkan
Ahmet Necdet
SEZER
|
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Mustafa BUMİN
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Lütfi F.TUNCEL
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mahir Can
ILICAK
|
Üye
Rüştü SÖNMEZ
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
19.11.1992 günlü, 3843 sayılı "Yükseköğretim Kurumlarında
İkili Öğretim Yapılması, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi ve Bu Kanun'a Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun"un
birinci maddesinde bu yapılanmanın amacı "yükseköğretim kurumlarında
yapılacak ikili öğretimde ikinci öğretimle ilgili hususları düzenlemek"
olduğu belirtilmiştir.
Yasa'nın 3. maddesinde yer alan tanımlara göre:
İkili Öğretim: Yükseköğretim kurumlarında önlisans, lisans ve
lisansüstü düzeyde yapılan örgün öğretim ve ikinci örgün öğretimi,
İkinci öğretim: Yükseköğretim kurumlarında normal örgün öğretimin
bitimini takiben yapılan örgün öğretimi,
Öğretim ücreti: İkinci öğretimde öğrencilerin eğitim-öğretimin
karşılığı olarak ödedikleri parayı ifade etmektedir.
2547 sayılı "Yüksek Öğretim Kanunu"nun 43. maddesinin
(c) bendine göre, "yükseköğretim kurumları, örgün, yaygın ve açık öğretim
yöntemleri ile her türlü eğitim-öğretim yapabilirler." Örgün eğitim,
öğrencilerin eğitim-öğretim süresince ders ve uygulamalara devam etme
zorunluluğunda oldukları bir eğitim - öğretim türüdür (m.3, b. 4/1).
3843 sayılı Yasa'da, yükseköğretim kurumlarının hangi
programlarında ikinci öğretim yapılacağına Yükseköğretim kurulunca karar
verileceği ve bu kararda alınacak öğrenci sayısının da belirleneceği (m. 4/1);
ikinci öğretimin yapılmasına karar verilen yükseköğretim programlarına, öğrenci
seçme ve yerleştirme birinci ve ikinci basamak sınavlarında alınan puanlara
göre öğrenci yerleştirileceği; İkinci öğretimin, öğretim süreleri, öğrenim
esasları, devam, ara sınav sayısı, bunların başarı notuna katkısı, uygulama ve
bütünleme şartları ve eğitim-öğretimle ilgili diğer konularda normal örgün
öğretimden farklı olmadığı (m.5); İkinci öğretimin isteğe bağlı ve paralı
olduğu, paralı öğretime kabul edilecek öğrencilerin öğrenim ücretlerinin
Bakanlar Kurulunca tespit edileceği (m. 7); ikinci öğretim öğrencilerinin
normal örgün öğretim öğrencilerinin her türlü haklarından yararlanacakları
(m.8) belirtilmekte; Yükseköğretim Kurulunca ikinci öğretim yapılmasına
karar verilen öğretim programlarının bağlı olduğu yükseköğretim kurumunun
bütçesine ikinci öğretim giderlerini karşılamak üzere yeterli ödenek konulacağı
(m. 13) kuralına yer verilmektedir.
İtiraz konusu kuralın da yer aldığı 3843 sayılı Yasa'nın
"öğrenim ücreti" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında yer alan
hükümde, paralı öğretime kabul edilecek öğrencilerden "alınacak ücretler
normal örgün öğretim için belirlenen cari hizmet maliyetlerinin yarısından az
olamaz" denilmektedir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "cari hizmet
maliyeti" başlıklı 46. maddesinde, "yükseköğretim kurumlarında cari
hizmet ödenekleri, öğrenci başına olmak üzere belirlenir... Bu miktarın her yıl
Bakanlar Kurulunca belirlenecek kısmı Devletçe karşılanır ve öğrenci adına
ilgili yükseköğretim kurumu bütçesine ödenek olarak kaydolunur. Geri kalan
kısmı öğrenci tarafından ödenir. Devletçe karşılanacak kısım cari hizmet
maliyetinin yarısından az olamaz" hükmü yer almaktadır.
İki yasa hükmü karşılaştırıldığında, yükseköğretim öğrencilerinden
birinde "öğrenim ücreti", diğerinde "katkı payı" adı
altında ücret alındığı, her ikisinde de devlet katkısının bulunduğu, ancak
normal örgün öğretim öğrencileri için devlet katkısının bir öğrenci için tesbit
edilen cari hizmet maliyetinin yarısından az olamamasına karşılık, ikinci
öğretim öğrencilerinin ödeyecekleri miktar cari hizmet maliyetinin yarısından
az olamayacağı anlaşılmaktadır.
Öğrenci ücretlerinin ödenmesine ilişkin hükümlere bakıldığında
ise, 2547 sayılı Yasa'nın 46. maddesinin beşinci fıkrasına göre "öğrenci
katkısını ödemeyenlerin kayıtları yapılamaz ve yenilenemez" denilmekle
yetinilmiş olmasına karşılık, 3843 sayılı Yasa'nın 7. maddesinin beşinci
fıkrasında, "öğrenim ücretlerinin birinci taksidini ödemeyenlerin kayıtları
yapılmaz ve yenilenmez. İkinci taksitlerini ödemeyen öğrencilere ise bir aylık
ek süre tanınır, bu süre içerisinde de öğrenim ücretini faiziyle birlikte
ödemeyen öğrencinin yükseköğretim kurumu ile ilişkisi kesilir" denilmekte,
ayrıca, 3843 sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile yollama yapılan 2547 sayılı
Yasa'nın "öğretim süresi" başlıklı 44. maddesinde,
"yükseköğretim kurumlarında, önlisans ve lisans düzeyinde öğrenim yapan
öğrencilere bu öğrenimlerini tamamlamak için tanınan âzamî süreler
iki yıllık ön lisans için dört, dört yıllık lisans için yedi yıldır"
hükmü getirilmektedir. Bu hüküm ile öğrenciye tanınan âzamî öğrenim süresi
hakkının itiraza konu hüküm nedeniyle kullanılamaması durumu her zaman ortaya
çıkabilecektir.
Öğrenim ücretinin zamanında ödenmemesinin bu sistemin işlemesini
zorlaştıracağı düşünülebilir. Toplumsal düzen bir çok hak ve özgürlüklerin
sınırlanmasını gerektirmektedir. Sınırlamada temel ölçüt kamu düzenidir.
Günümüzde gözardı edilemeyecek bir gerçek olan "ekonomik kamu düzeni"nin
sağlanması, ödemelere ilişkin maddi düzensizliklerin önüne geçilmesi, hakkı
kullananlar açısından ortaya çıkacak adaletsizliklerin giderilmesi de
gerekmektedir. Ancak, yasakoyucu, Anayasa'nın 13. maddesine dayanarak yaptığı
sınırlamalarda aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan sınırlamanın
"demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamayacağı"na ve
"öngörüldükleri amaç dışında kullanılamayacağı"na ilişkin
sınırlamalara uymak zorundadır.
Demokratik toplum düzeninin gerekleri ölçütünün esin kaynağı Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesidir. Bu ölçüte göre, özgürlüklere getirilen
sınırlamalar demokratik toplum düzeni çerçevesi dışına çıkmamalıdır.
Özgürlükleri sınırlamanın sınırı olarak gösterilen demokratik toplumdan ne
anlaşılması gerektiği ise, bu maddeye ilişkin gerekçede, "genellikle
kabul gören demokratik rejim anlayışına aykırı olmama" olarak
belirtilmiştir. Genel olarak, demokratik toplum düzeninin gereklerinden, batılı
anlamda, çağdaş-hürriyetçi demokrasilerin genel ve evrensel niteliklerini
anlamak gerektiği söylenebilir.
Anayasa Mahkemesi kararları arasında, "kişinin sahip olduğu
dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulup
tümüyle kullanılamaz hale getiren kısıtlamalar, demokratik toplum düzeninin
gerekleriyle uyum içinde sayılmaz" tarzında bir ilke de vardır.
Özgürlüğün ana gaye olarak görüldüğü demokratik toplum düzeninde
ve sosyal bir hukuk devletinde asıl amaç kişinin maddi ve manevi varlığının
geliştirilmesi, şartlarının hazırlanması, böylece bütün siyasî ekonomik ve
sosyal engellerin kaldırılması ise, bir hakkın amacına uygun olarak
kullanılmasını engelleyen veya kullanılmaz duruma düşüren nitelikteki
sınırlamaların demokratik toplum düzeni gerekleri ile uyum içinde olduğu
söylenemez. İkinci örgün öğretimden yararlanma hakkını elde edenlerin,
öğrenim ücretinin ikinci taksidini yatırmaması halinde yükseköğretim kurumu ile
ilişkisinin kesilmesi öğrenim hakkının özüne dokunmadır. Kazanılmış bir hakkı
tümüyle kullanılamaz hale getirmesi sebebiyle itiraz konusu ibare, demokratik
toplum düzeninin gerekleriyle uyum içinde değildir.
Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının bir diğer sınırı da,
sınırlamaların "öngörüldükleri amaç dışında kullanılamamasıdır". Bu
da "ölçülük" ilkesinin ifadesidir.
Bir sınırlama, ölçülülük ilkesi açısından geçerli olabilmesi için,
elverişli, gerekli ve orantılı olmalıdır.
Öğrenim ücretinin birinci taksidini yatırmayanlar için kabul
edilen "kayıtları yapılmaz ve yenilenmez" biçimindeki önlem, ikinci
taksidi yatırmayanlar için öngörülen "kaydın silinmesi"ne göre daha
yumuşaktır. Zira, daha sonraki aşamada öğrenim ücretini yasal faiziyle ödeyen
kimse öğrenim hakkından yararlanabilme imkanına sahiptir. Oysa, yükseköğrenim
kurumu ile ilişkisi kesilen kişinin böyle bir hakkı kalmamaktadır.
Asıl maksat, mümkün olduğu kadar herkesin yükseköğretimden
yararlanmasını sağlamaktır. Öğrenim ücretinin zamanında ödenmesi ve ücrete
dayalı sistemin aksamadan yürütülmesi isteniyorsa, bu, ikinci dönem ücretini
ödemeyenlerin kurumla ilişkisi kesilerek gerçekleştirilemez. Çünkü, ilişiği
kesilen her öğrenci para kaynağı açısından bir kayıptır. Dolayısıyla,
"ilişiğin kesilmesi"ne göre daha yumuşak ve amaca ulaşmaya da
elverişli olduğu düşünülen "kaydı yenilememe" suretiyle eğitim
süresini belirli bir süre uzatma biçimindeki önlem, ikinci taksidi
ödemeyenler için de geçerli olmalıdır.
Öte yandan, belli bir yasal önlemin uygulandığı kişiye
"ölçüsüz bir yükümlülük" getirilip getirilmediğinin araştırılması da
gerektir. Kullanılan araç ile güdülen amaç uyumlu bir oran içinde olmalıdır.
İtiraz konusu ibare ile ulaşılmak istenilen hedef öğrenim ücretinin zamanında
ödenmesini sağlamak, bunun için kullanılan araç ise yükseköğretim kurumu ile
ilişiğin kesilmesidir. Herhangi bir sebeple ikinci dönem öğrenim ücretini
yatıramayan kişinin kurum ile ilişkisinin kesilmesi ağır ve onarılması imkansız
maddi ve manevi zararlara yol açacak nitelikte bir düzenlemedir, bu bir önlem
değil belki bir ceza niteliğindedir, ulaşılmak istenen amaç ile kullanılan araç
arasında makûl ve kabûl edilebilir bir oran bulunmamaktadır.
Sosyal hukuk devleti'nin görevi, kişilerin ve toplumun refah,
huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini hukuk
devleti ve adâlet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasî, ekonomik
ve sosyal engelleri kaldırmak; insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi
için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Bunun için Devlet, yurttaşların eğitim ve öğrenim ihtiyaçlarını
kaliteli şekilde ve yeterince karşılamak zorundadır. Bunları sağlamak devlet
için amaç ise, bunları gerçekleştirmek görevini üstlenen yükseköğretim
kurumları da vatandaşın hizmetinde olan birer araçtır.
Bu sebeplerden dolayı, öğrenim ücretinin ikinci taksidini
yatırmayanların "yükseköğretim kurumu ile ilişkisi kesilir" ibaresi,
bir başka ifadeyle, paralı eğitim esasına dayanan sistemin aksamadan
işleyebilmesi için öğrenim ücretlerinin zamanında tahsil edilmesini
gerçekleştirmek üzere getirilen kısıtlama gerekli ve zorunlu değildir; haklı
bir nedene dayanmamaktadır; amaç-araç arasında kabul edilebilir âdil bir oran
yoktur; kullanılamaz duruma getirilerek hakkın özüne dokunulmakta, kimsenin
eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağı ilkesine tezat teşkil
etmekte, dolayısiyle, Anayasa'nın 42., 13., 2. ve 10. maddelerine aykırılık
oluşturmaktadır.
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Sacit ADALI
|