"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme'nin iptal istemiyle ilgili gerekçesi aynen şöyledir:
"Sanığın suç tarihinde mağdureyi rızası ile kaçırıp alıkoyduğu yine rızası ile ırzına geçerek kızlığını bozmaktan dolayı soruşturma yapıldığı bu soruşturmanın devamı sırasında mağdure ile sanığın 20.6.1996 tarihinde evlendikleri bu evlenmelerinden sonra sanıkhakkında Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24.6.1996 tarih ve 1996/491 sayılı iddianamesi ile dava açılmıştır.
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede mağdure ile evlenmiş olması sebebiyle TCK'nun 434/1. md. gereğince davanın teciline karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkeme yargılama aşamasında sanık hakkında bir karar verme cihetine gitmesi halinde sanık hakkında TCK'nun 434/2 md. uygulanması gerekecektir. Dolayısı ile TCK'nun 434/2 md. mahkemenin bu dava sonunda uygulanması gereken kanun maddesi olup buna dayanarak Anayasa Mahkemesi nezdinde iptal istemine konu teşkil etmiştir.
TCK'nun 434/1. md. gereğince cezanın teciline karar verilmesi halinde sadece erkek tarafından zaman aşımı süresi içinde haksız bir sebeple meydana getirilmiş bir boşanma hükmü mevcut ise takibatın yenileneceği hükmünü taşımaktadır.
Buna karşılık boşanma hükümlerini gösteren Türk Medeni Kanununun yeniden yapılan değişiklikleri sonucunda 134. maddede boşanma sebebi olarak kabul edilen evlilik birliğinin sarsılması veya müşterek hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle boşanma davasının eşlerden her biri tarafından açılabileceği ayrıca evlilik en az bir yıl sürmüş ise eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılmış boşanma kararı verilebileceği hükümlerini taşımaktadır.
Bir tarafta Türk Ceza Kanununun 434/2 md. gereğince zaman aşımı süresi içinde boşanmamaya gayret göstermesi gereken erkek tarafına Medeni Kanunun 134. md. gereğince en az bir yıl evlilikten sonra temelinden sarsıldığı kabul edilen evlilik birliğinin yürütme gibi aile ve kamu düzenini bozan bir sınırlama getirilmiştir.
Bu sınırlamaya Medeni Kanunun 134. md gereğince çocuklara da uygulanma ve hakim tarafından değişiklik yapma hakkı tanınmıştır.
Yine 134. md son fıkrası gereğince reddine karar verilen boşanma talebinin kesinleşmesinden itibaren her ne sebeple olursa olsun müşterek hayat yeniden kurulamamışsa 3 yıl geçmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verileceği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeye göre bu hakkı davası tecil edilen sanığın kullanması TCK'nun 434/2 md gereğince önlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nın 2. md "Türkiye Cumhuriyeti ... Demokratik, Lâik ve Sosyal bir hukuk devleti" denilmektedir.
Yine Anayasanın 10. maddesinde herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.
Yukarda belirtilen Anayasanın maddeleri karşısında iptali istenen TCK'nun 434/2 maddesi cezası evlenme sebebiyle tecil edilen erkek sanık için kendisine Medeni Kanunca tanınan hakları kullanmasına engel teşkil etmektedir.
Medeni Kanun hükümleri gereğince Anayasada konulan hakları kullanması kendisine tevdi edilen kişi Türk Ceza Kanunu hükümleri gereğince bu hakkından yararlanamamakta ve 2 yasa maddesi birbirine çelişki teşkil etmektedir.
Bu sebeple Anayasanın 2. ve 10. md aykırı olan TCK'nun 434/2 md Anayasaya aykırılık hususunun incelenmesi yönünden itirazen iptal talebimizin kabulü ile bu maddenin uygulamadan kaldırılmasına karar verilmesi saygı ile arz ve talep olunur.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1996/53
Karar Sayısı : 1996/31
Karar Günü : 3.9.1996
R.G. Tarih-Sayı :R.G.'de yayımlanmamıştır. (Red)
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Nevşehir Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 1.3.1926 günlü, 765 sayılı "Türk Ceza Kanunu"nun 434. maddesinin ikinci fıkrasının, Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Sanığın, rızasıyla kaçırıp ırzına geçerek kızlığını bozduğu mağdureyle evlenmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Mağdure ile sanığın resmî nikâhla evlenmiş bulunmaları nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 434/1. maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının teciline karar verilmesi ..." istemiyle açtığı kamu davasına bakan mahkeme, Türk Ceza Yasası'nın 434. maddesinin ikinci fıkrasını Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı görerek, iptali istemiyle, doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenen Yasa Kuralı
1.3.1926 günlü, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 434. maddesinin iptali istenilen ikinci fıkrası şöyledir :
"MADDE 434- (Değişik 11.6.1936-3038/1 md)
...
Müruru zaman haddine kadar erkek tarafından haksız olarak vukua getirilmiş bir sebeple boşanmaya hükmedilirse takibat yenilenir. Evvelce hüküm verilmiş ise ceza çektirilir.
..."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
İptal istemine gerekçe yapılan Anayasa kuralları şunlardır :
1. "MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
2. "MADDE 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince yapılan ilk inceleme toplantısında, itiraz yoluna başvuran Mahkemenin, iptalini istediği kuralın bakmakta olduğu dâvada uygulanıp uygulanamayacağı sorunu öncelik taşıdığından, ilk inceleme raporu, dâva dosyası ve ekleri, iptali istenilen Yasa ve dayanılan Anayasa kurallarıyla bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra bu konu öne alınarak gereği düşünüldü :
Anayasa'nın 152., 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa'nın 28. maddesi gereğince, bir dâvaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görür ya da taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa o kuralın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya yetkilidir. Burada sözü edilen "uygulanacak yasa kuralı" bakılmakta olan dâvayı yürütmeye, uyuşmazlığı çözmeye ve sona erdirmeye yarayacak kurallardır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre kaçırılan ve alıkonulan mağdure ile sanığın sonradan evlendikleri ve yargılama sırasında evliliklerinin sürdüğü anlaşılmaktadır.
Türk Ceza Yasası'nın 434. maddesinin itiraz konusu ikinci fıkrasının bu dâvada uygulanabilmesi için, tarafların boşanmış olmaları gerektiğinden iptali istenilen kuralın bakılmakta olan dâvada, bu aşamada, uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
V- SONUÇ
İtiraz konusu kuralın bakılmakta olan dâvanın bu aşamasında uygulanma olanağı bulunmadığından mahkemenin yetkisizliği nedeniyle başvurunun REDDİNE,
3.9.1996 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Yekta Güngör ÖZDEN
Üye
Ahmet N. SEZER
Samia AKBULUT
Haşim KILIÇ
Yalçın ACARGÜN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Lütfi F. TUNCEL
Mustafa YAKUPOĞLU
Nurettin TURAN
Fulya KANTARCIOĞLU