"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ:
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme'nin, bu konudaki 3.4.1991 günlü, Esas 1991/22 sayılı kararının gerekçe bölümü aynen şöyledir:
"Şikayetçi vekili 9.1.1991 günlü dava dilekçesinde; borçlu sanık hakkında Afyon 1 inci İcra Müdürlüğünün 1990/3817 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, sanığa ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen borcunu ödemediği gibi, mal beyanında bulunmadığını belirterek İİK. nün 337 nci maddesi gereğince cezalandırılmasını talep etmiştir.
Sanık talimatla alınan 18.1.1991 günlü ifadesinde: Borcu kabul ettiğini, ancak mal beyanında bulunmamanın suç olduğunu bilmediğini, maddi durumunun iyi olmadığını, bu yüzden parayı ödeyemediğini, ceza verilecek olursa tecilini talep etmiştir.
Sanık ifadesinde verilecek cezanın tecilini talep etmiştir. Kendisi memur olup, sabıkası yoktur iyi halli olup normal olarak cezasının tecil edilmesi gerekmektedir. 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Yasa'nın 6 ncı maddesine göre: Adliye mahkemelerinde para cezasından başka bir ceza ile mahkum olmayan kimse, işlediği bir suçtan dolayı ağır veya hafif hapis veya bir yıla kadar ağır hapis veya iki yıla kadar hapis veya hafif hapis cezalarından biriyle mahkum olur ve geçmişteki hali ve suç işleme hususunda eğilimine göre cezanın ertelenmesi ilerde suç işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edinilirse bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir.
İcra ve İflas Yasası'nın 337 nci maddesindeki ceza 10 günden bir aya kadar hafif hapis cezasıdır. Sanığa verilecek ceza tecil olunabilir. Ancak İİK'nun 352/a maddesine göre ceza tecil edilemez. Bu durum eşitlik ilkesine aykırıdır.
Anayasamızın 10 uncu maddesine göre: Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Türk Ceza Yasasında ve İnfaz Yasasında değişiklik yapılarak adam öldürenlerin, ırza geçenlerin, hırsızların, sahtekarların ve hatta hayali ihracat yapanların cezaları affedildiği, indirildiği, tecil edildiği halde on günden bir aya kadar hafif hapis cezası ile mahkum olanların cezalarının tecil edilmemesi eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bu dosyadaki sanık memurdur. Başka dosyalarda kadınların, kızların, ihtiyarların ve gençlerin aldıkları cezalar tecil edilemeyecek ve gereksiz, haksız yere sabıkalı olacaklardır.
Aynı maddeye göre (352/a) verilen ceza paraya ve başka tedbirlere çevrilemez. 647 sayılı Yasanın 4 üncü maddesine göre: Ağır hapis hariç kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar, suçlunun kişiliğine, sair hallerine ve suçun işlenmesindeki özelliklerine göre para cezasına veya yasada belutilen tedbirlerden birine çevrilebilir.
Sanığa verilecek ceza normal olarak paraya çevrilebilir. Hiç bir kanuni engel yoktur, (İnfaz yasasına göre) Ancak 352/a maddesi buna engeldir. Bu da eşitlik ilkesine aykırıdır.
352/a maddesine göre İcra Yasasına aykırı hareket eden sanıklar hakkında Türk Ceza Yasasının 119 uncu maddesi hükmü uygulanamaz. Bu fıkra da eşitlik ilkesine aykırıdır.
Türk Ceza Yasasının 119 uncu maddesine göre: Yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının yukarı haddi üç. ayı aşmayan suçun faili hürriyeti bağlayıcı cezanın aşağı haddinin her gün için 647 sayılı Yasanın 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen aşağı hadler üzerinden karşılayan miktarını soruşturma gideri ile birlikte yatırırsahakkında dava açılamaz.
Bu davada sanığa verilecek ceza en fazla bir ay hafif hapistir. Normal olarak Türk Ceza Yasasının 119 uncu maddesinin sanık hakkında uygulanması gerekmektedir. Ancak İcra Yasasının 352/a maddesine göre bu da mümkün değildir. Bu madde hakimlere hiç bir takdir hakkı bırakmamıştır. İcra davalarında muhakkak ceza vereceksin diye adeta emir vermektedir. Bu madde eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi hukuk devleti ilkesine de aykırıdır. Avrupa topluluğuna girmeye çalıştığımız ve en ileri medeniyet seviyesine ulaştığımızı iddia ettiğimiz ve çağı yakaladığımıza sevindiğimiz bu günlerde böyle yasaların yürürlükte olması da aleyhimize olmaktadır.
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle:
İcra ve İflas Yasasının değişik 352/a maddesi 1982 tarihli Anayasanın 10 ncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır.
Mahkememiz bu dava nedeniyle adı geçen maddenin Anayasaya aykırı olduğu sonucuna varmıştır. Yüce mahkemenin vereceği karara kadar da davanın geri bırakılmasına karar verilmiştir.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı :1991/12
Karar Sayısı:1991/9
Karar Günü: 12.4.1991
R.G. Tarih-Sayı :02.05.1991-20859
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Afyon İcra (Ceza) Hakimliği
İTİRAZIN KONUSU: 9.4.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'na, 6.6.1985 günlü, 3222 sayılı Yasa'yla eklenen "352/a" maddesinin iptali istemidir.
I- OLAY:
12.4.1990 gününde düzenlenmiş, 17.9.1990 ödeme günlü, 90 bin Tl.lık emre muharrer senedin ödenmesi için 27.11.1990 gününde alacaklısı tarafından icraya konulmasıyla gönderilen ödeme emrine itiraz etmeyen ve yasal süresi içinde mal beyanında bulunmayan borçlusunun İcra ve İflâs Yasası'nın ilgili maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle alacaklı vekili İcra (Ceza) Hakimliğine başvurmuş; savunmasında borcunu ödemediğini ve mal beyanında bulunmadığını da doğrulayan borçlu sanık cezaverilirse ertelenmesi dileğini açıklamış; dosyayı inceleyen yerel mahkeme İcra ve İflâs Yasası'nın baktığı davada uygulayacağı 352/a maddesini kendiliğinden Anayasa'ya aykırı görerek iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurma kararı vermiştir.
III- YASA METİNLERİ:
A. İptali İstenen Yasa Kuralı:
9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflâs Yasası'na 6.6.1985 günlü, 3222 sayılı Yasa'nın 44. maddesiyle eklenen itiraz konusu "352/a" maddesi şöyledir:
"Madde 352/a- Bu Kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı para cezasına ve tedbirlere çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükmü uygulanamaz."
B. İlgili Yasa Kuralı:
İcra ve İflas Yasası'nın itiraz konusu maddeyle ilgili, önce 18.2.1965 günlü, 538 sayılı Yasa'nın 132. maddesiyle, sonra 6.6.19.85 günlü, 3222 sayılı Yasa'nın 39. maddesiyle değişik 337. maddesinin son biçimi de şöyledir :
"Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlular, alacaklının şikâyeti üzerine, tetkik mercii tarafından on günden bir aya kadar hafif hapis cezasıyla mahkûm edilir. Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği ispat olunursa borçluya ceza verilmez.
162, 209, 216 ncı maddeler hükümlerine muhalefet eden müflis hakkında da iflâs idaresinin vereceği müzekkere üzerine tetkik mercii tarafından aynı ceza hükmolunur."
C. Dayanılan Anayasa Kuralı:
İtiraz yoluna başvuran Mahkemenin, aykırılık görüşünü dayandırdığı Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesi şudur:
"Madde 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasİ düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.",
IV- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince yapılan ilk inceleme toplantısında, itiraz konusu maddeye ilişkin iptal isteminin Anayasa Mahkemesi'nce daha önce işin özüne girilerek reddedilmiş olması karşısında başka bir husus üzerinde durulmadan esas yönünden, karar verilmesiuygun bulunarak ilk inceleme raporu, itiraz konusuyla ilgili dava dosyası içeriğinin örnekleri, iptali istenen Yasa ve dayanılan Anayasa kurallarıyla bunların gerekçeleri ve ilgili öbür yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Kendisine ödeme emri tebliğ edilmesine karsın ödeme yapmadığı gibi on günlük yasal süresi içerisinde mal beyanında da bulunmayan borçlu sanığın cezalandırılmasını isteyen alacaklı vekilinin başvurusuna bakan İcra (Ceza) Hakimliği'nin itiraz yolunu izlemesi, Anayasa'nın 152. maddesiyle 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa'nın 28. maddesine uygundur.
2- Anayasa'nın 148. ve 2949 sayılı Yasa'nın 18. maddesine göre, itiraz konusu yasa maddesine ilişkin başvuruyu incelemek Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkisi içindedir.
3- İtiraz konusu yasa kuralı, başvuruda bulunan Mahkemenin baktığı davada borçlu-sanığın eylemi nedeniyle uygulanacak kuraldır.
4- Ancak, konu Anayasa Mahkemesi'nce daha önce incelenmiş ve işin esasına girilerek başvuru reddedilmiştir. İcra ve İflâs Yasası'nın 352/a maddesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.1986 günlü, Esas: 1985/32, Karar: 1986/9 sayılı kararı, 9.5.1986 günlü, 19102 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
Anayasa'nın 152. maddesinin son fıkrası, Anayasa Mahkemesi'nin işin özüne girerek verdiği reci kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı Yasa hükmünün Anayasa'ya aykırılığı savıyla yeniden başvuruda bulunulamayacağını öngörmektedir.
Aynı konuda yeni bir başvurunun yapılabilmesi için, önceki kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak geçmesi zorunlu süre, eldeki işte, 5 yıl, l ay, 4 gün eksikliğiyle 4 yıl, 10 ay, 26 gün olmuştur. On yıl geçmeden aynı konuda yeniden başvurma olanağı bulunmadığı gibi böyle bir başvuru nedeniyle Anayasa'ya uygunluk denetiminin yapılması da olanaksızdır. Yerel Mahkemenin, anayasal süre dolmadan böyle bir başvuruda bulunmaya yetkisi yoktur.
İtirazın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmelidir.
V- SONUÇ:
'9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'na 6.6.1985 günlü, 3222 sayılı Yasa'yla eklenen "352/a" maddesinin iptaline ilişkin itirazın, başvuran mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
12.4.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkanvekili
Yekta Güngör ÖZDEN
Üye
Yılmaz ALİEFENDIOGLU
Servet TÜZÜN
Mustafa ŞAHiN
İhsan PEKEL
Selçuk TÜZÜN
Ahmet N. SEZER
Erol CANSEL
Yavuz NAZAROGLU
Güven DİNÇER
Haşim KILIÇ