ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas sayısı:1967/40
Karar sayısı:1970/26
Karar günü:14/5/1970
Resmi Gazete tarih/sayı:11.5.1971/13833
İptal
dâvasını açan : Türkiye İşçi Partisi.
İptal
dâvasının konusu : 28/7/1967 günlü, 931 sayılı İş Kanununun tümünün Anayasa'nın
85. maddesine, başlangıcında yer alan ilkelere, sosyal Devlet kavramına, Sosyal
ve İktisadî Haklar ve Ödevler Bölümüne ve bütününün ruhuna aykırı olduğu ileri
sürülmüş; yine Anayasa'nın 149 ve 150. maddelerine dayanılarak iptali
istenilmiştir.
II.
Yasa metinleri :
1.
İptali istenen kanun :
Davacı,
12/8/1967 günlü, 12672 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 28/7/1967 günlü, 931
sayılı İş Kanununun tümünün iptalini istemektedir. Aşağılarda açıklanacağı
üzere dâva esastan incelenmediği için 116 maddelik yasanın tümünün buraya
aktarılmasına yer görülmemiş ve ancak kanunun şekil yönünden iptaline yol açan,
Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci fıkrası gereğince kurulu karma komisyonun
oluşturduğu hükümlerinin alınmasiyle yetinilmiştir :
(Madde
3- Bu kanunun kapsamına girecek nitelikte bir işyerini kuran, her ne suretle
olursa olsun devralan, çalışma konusunu kısmen veya toptan değiştiren, yapılan
işin tamamlanması yüzünden veya her hangi bir sebeple sürekli olarak
çalışmasını bırakan işveren işyerinin unvan ve adresini, çalıştırılan işçi
sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme gününü, kendi adını,
soyadını ve adresini, varsa işveren vekili veya vekillerinin adı, soyadı ve
adreslerini, sürekli işlerde bir ay içinde bölge çalışma müdürlüğüne bildirmek
zorundadır.
Bölge
çalışma müdürlüğü mesul memuru ise bildirimin alındığına dair belge vermek
zorundadır.)
(Madde
5- Aşağıda belirtilen hususlarda bu kanun hükümleri uygulanmaz :
1.
Deniz ve haya tasama işlerinde,
2.
Tarım işlerinde (Orman tali yolları dahil),
3.
Bir ailenin üyeleri veya hısımları arasında dışardan başka biri katılmıyarak
evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,
4.
Ev hizmetlerinde,
5.
507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun
üç işçinin çalıştığı işyerlerinde,
6.
Çıraklar hakkında,
7.
Aile ekonomisi hududu içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işlerinde,
8.
Konutların kapıcılık hizmetlerinde
9.
Sporcular hakkında,
10.
Yardım Sevenler Derneği merkez ve taşra atelyelerinde çalışanlar hakkında,
11.
Rehabilite edilenler hakkında,
Şu
kadar ki.
a)
Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere
yapılan yükleme ve boşaltma işleri,
b)
Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler,
c)
Tarım sanatları ile tarım aletleri makina ve parçalarının yapıldığı atelye ve
fabrikalarda görülen işler,
ç)
Tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri,
d)
Halkın faydalanmasına açık veya işyerlerinin müştemilâtı durumunda olan park ve
bahçe işleri,
Bu
kanun hükümlerine tabidir.)
3/4/1970
günlü, 1248 sayılı Kanun bu maddenin 1. bendinin 6. fıkrasını değiştirmiş ve 2.
bendine bir e fıkrası eklenmiştir.
(Madde
8- Nitelikleri bakımından en çok 30 iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan
fazla süren işlere sürekli iş denir.
Bu
kanunun 3, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 24, 25, 27, 49,
50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 71, 76 ve 93 üncü maddeleri süreksiz
işlere uygulanmaz. Süreksiz işlerde bu maddelerin konusu olan uyuşmazlıklarda
Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.)
(Madde
14- Hizmet akdinin 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler
dışında işveren tarafından veya 16 ncı maddenin I ve II numaralı bendlerinde
gösterilen sebeplerle işçi tarafından veyahutta muvazzaf askerlik hizmeti
dolayısiyte fesih halinde üç yıldan fazla çalışmış olmak şartiyle işe
başladığından itibaren her bir tam yıl için işçiye 15 günlük ücreti tutarında
bir tazminat verilir.
Altı
aydan fazla süreler yıla tamamlanır.
İhtiyarlık
aylığı bakımından bağlı bulundukları kurum veya sandıklardan aylık veya toptan
ödeme almak amaciyle hizmet akdini fesheden işçiler de yukardaki fıkrada yazılı
bulunan tazminata hak kazanır. Ancak aylık veya toptan Ödeme almak için akdi
fesheden işçiye verilecek tazminatın hesabında işçinin yalnız l Nisan 1950
tarihinden evvelki hizmet süreleri nazara alınır.
İşçinin
bu fıkra hükmünden faydalanabilmesi için aylık veya toptan ödemeye hak kazanmış
bulunduğu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için
ihtiyarlık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kurum ve sandığa müracaat etmiş
olduğunu alacağı bir belge ile belgelemek zorundadır.
İşçilerin
kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş
olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik iş yerlerinde
çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya
intikali, yahut diğer bir suretle işverenden başka bir işverene geçmesi veya
başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi işyerindeki hizmetlerin toplamı
üzerinden hesaplanır. Kıdem tazminatı ise, bu intikal devresindeki işverene
aittir, işyeri intikali ile beraber devam ettiği takdirde kıdem tazminatı,
hilâfına hüküm olmadıkça yeni işverene aittir.
Aynı
kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı ödenmez. İşçinin ölümü
halinde bu tazminat tutan kanunî vârislerine ödenir.)
(Madde
74- Umumî Hıfzıssıhha Kanununun 179 uncu maddesinde yazıldığı gibi iş
yerlerinde ve işçilere ait yatıp kalkma yerlerinde ve diğer müştemilatında
bulunması gereken sağlık şartlarının ve iş yerlerinde kullanılan alet, edevat,
makinalar ve hammaddeler yüzünden çıkabilecek hastalıklara engel olacak tedbir
ve araçların, işyerlerinde iş kazalarını önlemek üzere bulundurulması lüzumlu
-olan araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin neler olduğunu belirtmek
üzere Çalışma Bakanlığı ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı beraberce bir
veya birden fazla tüzük çıkarır.
Ayrıca
bu kanuna tabi işyerlerinde, işçi sayısı, genişlik, yapılan iş, işin
özellikleri, ağırlık ve tehlikesi bakımından hangi işyerleri için kurulmaya
başlamadan evvel planların Çalışma Bakanlığının yetkili teşkilâtına
gösterilerek kurma izni alınacağı bu işyerleri kurulduktan sonra yine aynı
makama başvurularak işletme belgesi alınması gerekeceği, Çalışma ve Sağlık ve
Sosyal Yardım Bakanlıkları tarafından çıkarılacak bir tüzükte tespit olunur.)
(Madde
75- Yetkili makarnaların verdiği izin üzerine bir işyeri kurularak işlemeye
başladıktan sonra o işyerinde başkaca tesisat yapılmış olmadıkça iş
durdurulamaz.
A)
ilgili tüzükte belirtilen birinci derecedeki şartları yerine getirdikten sonra
yetkili makamdan izin almak suretiyle kurulan ve işlemeye başlıyan herhangi bir
işyerinin, tesis ve tertiplerinde çalışma metot ve şekillerinde, makina ve
cihazlarında işçilerin hayatı için tehlikeli olan bir husus tespit edilirse, bu
tehlike giderilinceye kadar; üç kişilik bir komisyon kararı ile iş durdurulur.
Bu
komisyon; işverenle işçilerin birer temsilcisinden ve işgüvenliğini teftişe
yetkili bir memurdan teşekkül eder. Taraflardan birinin çağrısı üzerine,
çağrıda belirtilen gün, yer ve saatte toplanır ve çoğunlukla karar verir.
İşgüvenliğini teftişe yetkili memurun, her toplantıya katılmış olması şarttır,
işçi veya işveren temsilcisinin çağrıya uymaması, komisyonun toplanmasını ve
karar almasını engelliyemez.
İşçi
temsilcisi :
a)
İşyerinde çalışan işçilerin çoğunluğunu temsil eden sendikanın;
b)
Böyle bir sendika yoksa o iş kolunda faaliyette bulunan ve işçi çoğunluğunu
temsil eden sendikanın veya federasyonun;
c)
Bu nitelikte bir işçi Kuruluşu mevcut değilse, en çok üyeye sahip
konfederasyonun;
Yönetim
kurulunca seçilir.
İşveren
temsilcisi ise :
a)
İşverenin üyesi bulunduğu sendikanın;
b)
Böyle bir sendika yoksa, o iş kolunda faaliyette bulunan ve işveren çoğunluğunu
temsil eden sendikanın veya konfederasyonun;
c)
Bu nitelikte bir işveren kuruluşu mevcut değilse, en çok üyeye sahip bulunan
konfederasyonun;
Yönetim
kurulunca seçilir.
B)
74 üncü maddenin 2 nci fıkrasına uygun olarak kurma izni ve işletme belgesi
alınmadan açılmış olan veya geçici işletme belgesi alındığı halde ikinci
derecedeki şartları verilen süre içinde yerine getirmemiş bulunan işyerleri;
Bölge Çalışma Müdürünün talebi üzerine, o yerin en büyük mülkiye amirinin emri
ile ve zabıta marifeti ile kapatılır.
C)
Bu maddeye göre verilecek durdurma veya kapatma kararına karşı işverenin
mahallî iş mahkemesinde itiraz etmek yetkisi vardır. Mahkeme itirazı bir hafta
içinde karara bağlar. Bu işler acele mevaddandır. Kararlar kesindir.
Ç)
Bir işyerinde çalışan işçilerin yaş, cinsiyet ve sağlık durumları böyle bir
işyerinde çalışmalarına engel teşkil ediyorsa, bunlar dahi çalışmaktan
alıkonulur.
D)
Yukarıdaki bentler gereğince işyerlerinde işçiler için tehlikeli olan tesis ve
tedbirlerin veya makina ve cihazların ne şekilde işletilmekten alıkonulacağı ve
bunların ne şekilde yeniden işletilmelerine izin verilebileceği Çalışma
Bakanlığınca hazırlanacak bir tüzükte gösterilir.
E)
Bir işyerinin kurulmasına ve işletilmesine izin verilmiş olması 74 üncü maddede
yazılı tüzük hükümlerinin uygulanmasına hiçbir zaman engel olamaz.
F)
Bu maddenin (A) ve (B) bentleri gereğince makina, tesisat ve tertibat veya işin
durdurulması veya işyerinin kapatılması sebebiyle işsiz kalan işçilere işveren,
ücretlerini ödemeye veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya
durumlarına göre başka bir iş vermeye zorunludur.)
(Madde
97- Bu kanunun 3 üncü maddesine aykırı hareket edenlere aşağıda yazılı cezalar
hükmolunur :
A)
10 işçi çalıştıranlar hakkında 250 liradan az olmamak,
B)
Daha fazla işçi çalıştıranlar hakkında 500 liradan az olmamak üzere ağır para
cezası,
C)
Bu maddede yazılı fullerin tekerrürü halinde yukarda yazılı para cezalarının
iki katı,
Hükmolunur.)
(Madde
99- A) îşçinin bu kanundan veya toplu iş sözleşmesinden yahut hizmet akdinden
doğan ve 26 ncı maddede tarif edilen ücretini süresi içinde kasden tam olarak
ödemiyen veya noksan ödiyen işveren veya işveren vekili hakkında, bu durumda
&lan her işçiye karşılık 50 liradan az olmamak üzere nispî para cezası
hükmolunur.
Fiilin
tekerrürü halinde evvelce verilmiş olan para cezasının iki katı hükmolunur.
"B)
I- 30 uncu maddede yazılı ücrete ilişkin hesap pusulalarını işçilere vermiyen,
31 inci maddede gösterilen tutardan fazla olarak işçi. ücretlerinden zarar
karşılığı kesinti yapan veya zarar yapmaksızın işten çıkan işçiye tazminat iade
etmiyen veya mahsup yaptığı halde istek üzerine hesap ve belgeleri göstermiyen,
32 nci maddede anılan sebepler dışında işçiye ücret kesintisi cezası kesen
yahut bu paraları aynı bendin gösterdiği müddette bu hesaba yatırmıyan işveren
veya işveren vekili hakkında 250 liradan az olmamak üzere hafif para cezası,
II-
33 üncü maddede anılan komisyonun tespit ettiği asgarî ücretleri işçiye
ödemiyen veya noksan ödiyen, 34 üncü madde işaret edilen sebepler dolayısiyle
çalışmıyan işçiye yarım ücret ödemiyen 35 inci maddede yazılı şartlar dışında
fazla çalışma yapan veya aynı maddede gösterilen fazla çalışma ücretini ödemiyen
veya noksan ödiyen 36 ve 37 nci maddelerdeki hükümlere aykırı olarak çalışma
yaptıran veya fazla çalışmaya ait ücretleri ödemiyen veya noksan ödiyen 38, 41,
42, 43, 47 ve 54 üncü maddelerdeki şartlar ve usullere uymıyarak bu maddelerde
gösterilen ücretleri noksan ödiyen işveren veya işveren vekili hakkında (B)
bendinin l inci fıkrasında sözü geçen cezalar,
III-
48 inci maddede gösterilen yüzdelerin hesabına ait usullere uymayan, 52 nci
maddenin son fıkrasında anılan ücretsiz ilâve izni vermeyen ve ücretli izin
kullanan işçiye peşin olarak bu izne ait ücretini ödemiyen veya 56 ncı
maddedeki hak edilmiş izni kullanmadan hizmet akdinin feshi halinde bu izne ait
ücreti ödemeyen, 57 nci maddeye dayanılarak çıkarılacak olan yönetmelik
hükümlerine aykırı hareket eden veya 60 inci maddede anılan sebepler
dolayısiyle işçi ücretinden indirme yapan işveren veya işveren vekili hakkında
1000 liradan az olmamak üzere ağır para cezası,
Hükmolunur.)
(Madde
102- Bu kanunun 75 inci maddesinin (A) bendi gereğince çalışmaktan alıkonulan
tesisat, tertibat, makina veya cihazın noksanlarını tamamlamadan ve gerekli
izni almadan işleten veya aynı maddenin (B) bendi gereğince kapatılan
işyerindeki noksanları tamamlamadan ve gerekli izni almadan açan işveren ve
işveren vekili, 1000 liradan az olmamak üzere, ağır para cezasiyle
cezalandırılır. Fiilin tekerrürü halinde, evvelce verilen para cezasının iki
katı hükmolunur.)
Madde
104- Bu kanunun 77 nci maddesi hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında 250
liradan az olmamak üzere hafif para cezasına, ağır ve tehlikeli işlerde onaltı
yaşından küçükleri çalıştıran veya 78 inci maddede anılan tüzükte gösterilen
yaş kayıtlarına aykırı işçi çalıştıran işveren veya işveren vekili hakkında
1500 liradan a', olmamak üzere ağır para cezasına, 79 uncu madde hükmü
gereğince işçilere doktor raporu almayan veya istek halinde ilgili memura
göstermiyen, 80 inci madde gereğince alınması gereken raporu almayan veya bu
raporları istek halinde yetkili memurlara göstermiyen işveren veya işveren
vekili hakkında 500 liradan az olmamak üzere ağır para cezasına, 81 inci
maddeye dayanılarak çıkarılacak tüzükte gösterilen şartlara uymayan, 82 nci
maddede anılan tüzük hükümlerini yerine getirmeyen işveren veya işveren vekili
hakkında 1500 liradan az olmamak üzere ağır para cezası, hükmolunur.
Yukarda
sayılan fiillerin tekerrürü halinde evvelce verilen para cezasının iki katı
hükmolunur.)
(Madde
106- I - Bu kanunun 89 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında sayılan ödevleri yerine
getirmiyen ve aynı maddenin l inci fıkrasında kendilerine yetki verilen
memurlara karşı gereken kolaylığı göstermiyen işveren veya işveren vekilleri,
93 üncü madde gereğince çıkarılacak tüzük hükümlerine ve aynı maddenin 2 nci
fıkrasındaki bildiri şartına uymayan işveren veya işveren vekilleri 94 üncü
maddenin l inci fıkrasındaki yasaklara riayet etmiyen işveren veya işveren
vekilleri hakkında 2500 liradan az olmamak üzere ağır para cezasına, 94 üncü
maddenin 2 nci fıkrasındaki yasaklara riayet etmiyen işçiler hakkında 500
liradan az olmamak üzere ağır para cezasına,
Hükmolunur.
Yukarıdaki
fıkralardaki fiillerin tekerrürü halinde cezalar iki kat arttırılır.
II-
Yukarıda sözü geçen ilgili memurların bu kanundan veya diğer kanunlardan doğan
her çeşit teftiş ve denetleme yetki ve görevleri gereğince görevlerinin yerine
getirilmesi sırasında istedikleri bilgileri vermiyen veya görevlerini yapmayan
veya sonuçlandırmaya engel olan kimseler hakkında 2500 liradan az olmamak üzere
ağır para cezası hükmolunur.
Fiilin
tekerrürü halinde evvelce hükmedilen cezalar bir kat arttırılarak uygulanır.)
2-
Davacının dayandığı Anayasa hükümleri :
Davacı,
Anayasa'nın 85. maddesini, başlangıçta yer alan ilkeleri, sosyal devlet
kavramını, sosyal ve iktisadî haklar ve ödevler bölümü hükümlerini ve
Anayasa'nın tümünün ruhunu davasına dayanak olarak göstermişse de aşağıda
görüleceği üzere kanunun şekil yönünden iptaline gidildiği için buraya yalnızca
Anayasa'nın 85. maddesinin ve 92. maddesinin konuya ilişkin beşinci fıkrası
hükmünün alınmasiyle yetinilmiştir :
(Madde
85- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve meclisler, çalışmalarını kendi yaptıkları
içtüzüklerin hükümlerine göre yürütürler.
İçtüzük
hükümleri, siyasî parti gruplarının, meclislerin bütün faaliyetlerine
kuvvetleri oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî parti
grupları, en az on üyeden meydana gelir.
Meclisler,
kendi kolluk işlerini başkanları eliyle düzenler ve yürütürler.)
(Madde
92/5- Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni benimsemezse, her iki
meclisin ilgili komisyonlardan seçilecek eşit sayıdaki üyelerden bir karma
komisyon kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet Meclisine sunulur.
Millet Meclisi, Karma Komisyonunca veya Cumhuriyet Senatosunca veya daha önce
kendisince hazırlanmış olan metinlerden birini olduğu gibi kabul etmek
zorundadır. Cumhuriyet Senatosunda üye tamsayısının salt çoğunluğu ile kabul
edilmiş olan madde değişiklerinde, Millet Meclisinin kendi ilk metnini
benimsemesi için üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu gereklidir. Bu halde
açık oya başvurulur.)
III-
İlk inceleme :
Anayasa
Mahkemesi içtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 16/11/1967 gününde İbrahim Senil,
Lûtfi Ömerbaş, ihsan Keçecioğlu, Salim Başol, Feyzulalh Uslu, A. Şeref
Hocaoğlu, Fazlı Öztan, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Sait Koçak,
Muhittin Taylan, İhsan Ecemiş, Ahmet Akar, Halit Zarbun ve Muhittin Gürün'ün
katılmalariyle yapılan ilk inceleme toplantısında :
a)
Dava Konusu 28/7/1967 günlü, 931 sayılı İş Kanununun 12/8/ 1967 günlü, 12672
sayılı Resmî Gazete'de yayımlandığı; dava dilekçesinin 3/11/1967 gününde
Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliğince kaleme havale edildiği, 22/4/1962
günlü, 44 sayılı yasanın 26. maddesine göre davanın bu tarihten açılmış
sayılması gerektiği ve süresi içinde olduğu; davacı Türkiye işçi Partisinin
Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsilcisi bulunduğu; davacı parti tüzüğünün
17. maddesine göre 13 kişiden kurulu olan Merkez Yürütme Kurulunun 14/10/1967
gününde yedi kişi ile yaptığı 42 sayılı toplantıda 934 sayılı Kanunun Anayasaya
aykırılığı dolayısıyla Anayasa Mahkemesine dava açılmasına karar verildiği
(Ankara 4. Noterliğinin 3/11/1967 günlü, 14665 sayılı şerhiyle onanlı örnek) ve
davanın bu karara dayanılarak parti Genel Başkanınca açılmış olduğu
görülmüştür.
b)
Bundan sonra önce 44 sayılı Yasanın 25 inci maddesinin birinci fıkrasının l
sayılı bendi uyarınca Türkiye işçi Partisinin iptal davası açılması için karar
vermeğe yetkili organı belli edilmek üzere görüşme açılmış ve parti tüzüğünün
17 nci maddesine göre Merkez Yönetim Kurulunun 44 sayılı Yasanın yukarıda
değinilen hükmünde öngörülen en yüksek merkez organı olduğu ve bu organın
kararına dayanılarak Parti Genel Başkanlığınca getirilen davanın usulünce
açılmış olduğu sonucuna varılmıştır, İbrahim Senil, Celâlettin Kuralmen, Sait
Koçak, Muhuttin Taylan, Halit Zarbun ve Muhittin gürün, davacı parti tüzüğünün
14. ve 15 inci maddeleri uyarınca Genel Yönetim Kurulunun en yüksek merkez
organı olduğunu ve bu kurulun kararına dayanılmaksızın açılan davanın yetki,
yönünden reddi gerektiğini ileri sürerek bu görüşe katılmışlardır.
C)
Daha sonra dosyanın eksiği bulunup bulunmadığı üzerinde durulmuştur. İhsan
Keçecioğlu, Feyzullah Uslu, Şeref Hocaoğlu, Celâlettin Kuralmen, Hakkı
Ketenoğlu, Muhittin Taylan ve Halit Zarbun kanunun tümünün iptali dava
edildiğine göre davacının her madde için ayrı ayrı gerekçe istenmesi gerektiği
görüşünü savunmuşlardır. Çoğunluk dava dilekçesinde yer alan gerekçeyi yeterli
görerek bu görüşü benimsememiştir.
Böylece
tamamlanan ilk inceleme sonunda:
1-
Türkiye İşçi Partisi Tüzüğünün 17 nci maddesi uyarınca Merkez Yönetim Kurulunun
Partinin en yüksek merkez organı olduğuna ve bu kurulun kararına dayanan
davanın usulünce açıldığına İbrahim Senil, Celâlettin Kuralmen, Sait Koçak,
Muhittin Taylan, Halit Zarbun ve Muhittin Gürün'ün Parti Tüzüğünün 14. ve 15
inci maddeleri gereğince Genel Yönetim Kurulunun en yüksek merkez organı olduğu
ve bu kurulun kararına dayanılmaksızın açılan davanın yetki yönünden reddi
gerektiği yolundaki karşı oylariyle ve oyçokluğu ile;
2-
Dosyanın eksiği bulunmadığına ve Anayasa'nın 147, 149, ve 150. ve 44 sayılı
kanunun 21., 22, 25. ve 26. maddelerine uygun olduğu kabuledilen işin esasının
incelenmesine İhsan Keçecioğlu, Feyzullah Uslu, Şeref Hocaoğlu, Celâlettin
Kuralmen, Hakkı KetenoğJu, Muhittin Taylan ve Halitt Zarbun'un kanunun tümünün
iptali dava edildiğine göre davacıdan her madde için ayrı ayrı gerekçe
istenmesi gerektiği yolundaki karşı oylariyle oyçokluğu ile;
IV-
Esasın incelenmesi :
A)
931 sayılı Kanunun şekil yönünden Anayasa'ya aykırı olup olmadığı sorunu :
Davacı,
931 sayılı Kanuna ilişkin tasarının komisyonlarda görüşülme evresinde
komisyonların Anayasa'nın 85. maddesine aykırı olarak kurulmuş bulunduğunu ve
bu durumun 931 sayılı Kanunun şekil yönünden iptalini gerektirdiğini ileri
sürmüş olduğundan ve esasen Anayasa Mahkemesi, Anayasa'ya uygunluk denetimine
getirmiş bir kanunu kendiliğinden de bu yönüyle ele alabileceğinden önce şekil
yönünden Anayasaya aykırılık sorununun çözümü gerekli bulunmuştur.
Bu
nedenle Lütfi Ömerbaş, Salim Başol, A. Şeref Hocaoğlu, Fazlı Öztan, Hakkı
Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Avni Givda, Şahap Arıç, ihsan Ecemiş,
Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel ve Muhittin Gürün'ün
katıldıkları 3/3/1970 günlü toplantıda (Dava konusu Kanunu tasan halinde iken
görüşen Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu geçici komisyonları ile Millet
Meclisinin Cumhuriyet Senatosundan gelen metni benimsememesi üzerine Anayasa'nın
92. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca kurulmuş karma komisyona seçilen
üyelerin adlarının hangi siyasi partiye mensup olduklarının ve o tarihlerde
Millet Meclisinde ve Cumhuriyet Senatosunda hangi partiden ne sayıda üye
bulunduğunun Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi Başkanlıklarından
sorulmasına) oyçokluğu ile karar verilmiştir. Lütfi Ömerbaş, Fazıl Uluocak,
Şahap Arıç, Halit Zarbun ve Ziya Önel bu karara muhalif kalmışlardır.
İstenen
bilgiler geldikten sonra 14/5/1970 günü yapılan toplantıda konuya ilişkin bütün
yazılar ve metinler okunarak işin gereği görüşülüp düşünüldü :
l-
931 sayılı İş Kanununa ilişkin tasarının Millet Meclisince kabul edilen kimi
maddeleri Cumhuriyet Senatosunda değiştirilmiş; tasarı bu yüzden yeniden Millet
Meclisine dönmüştür. Millet Meclisi Cumhuriyet Senatosundan gelen metnin büyük
bölümünü benimsemiş; ancak 3., 5., 8., 14., 74., 75., 97., 99., 102., 104.,
106. maddeten benimsenmemiştir.
Anayasa'nın92.
maddesinin beşinci fıkrası bu durumda her iki meclisin ilgili komisyonlarından
seçilecek eşit sayıdaki üyelerden bir karma komisyon kurulmasını ve bu
komisyonun hazırladığı metnin Millet Meclisine sunulmasını buyurur. Yine bu
fıkra hükmüne göre Millet Meclisi, karma komisyonunca veya Cumhuriyet
Senatosunca veya daha önce kendisince hazırlanmış olan metinlerden birini
olduğu gibi kabul etmek zorundadır.
Millet
Meclisi, 24/7/1967 günlü 146. birleşiminde kaynağını Anayasa'nın 92, maddesinin
beşinci fıkrasından alan karma komisyonun, on kişiden kurulmasını kabul
etmiştir. Bu komisyonun Millet Meclisi kanadına Adalet Partili üç, Cumhuriyet
Halk Partili ve Güven Partili birer üye seçilmiştir. Bu tarihte Millet
Meclisinde ayrıca yeni Türkiye Partisinin (18 Milletvekili), Millet Partisinin
(14 Milletvekili) ve Türkiye İşçi Partisinin (14 Milletvekili) grupları
bulunmakta idi. Adalet Partisinin 243, Cumhuriyet Halk Partisinin 97, Güven
Partisinin 33 milletvekili vardı.
Karma
Komisyonun Cumhuriyet Senatosu kanadına Adalet Partili dört ve Cumhuriyet Halk
Partili bir üye seçilmiştir. Bu sıralarda Cumhuriyet Senatosunda Güven
Partisinin de (16 üye) grubu bulunmakta idi. Adalet Partisinin 95, Cumhuriyet
Halk Partisinin 30 Cumhuriyet Senatosu üyesi vardı.
İş Kanunu
tasarısı gerek Millet Meclisinde gerekse Cumhuriyet Senatosunda geçici
komisyonlarda incelenmiştir. .
Bu
bilgiler Millet Meclisi Başkanlığının, 13/3/1970 günlü, 1262-6976 sayılı ve
Cumhuriyet Senatosu Başkanlığının, 11/3/1970 günlü, 10338-6342 sayılı
yazılarına bağlı çizelgelerden alınmıştır.
Karma
Komisyon, Millet Meclisince benimsenmeyen 11. maddeyi 26 ve 27 Temmuz 1967
günlerinde görüşmüş; 3., 8., 74., 97., 99, 102., 104. ve 106. maddeleri
Cumhuriyet Senatosu metninde olduğu gibi; 5., 14. ve 75. maddeleri de
değiştirerek kabul etmiş ve sonucu 27/7/1967 günlü rapora bağlamıştır. Millet
Meclisi Genel Kurulu görüşmelerden sonra 28/7/1967 günlü 150. birleşiminde
karma komisyon metnini olduğu gibi kabul etmiştir. (Millet Meclisi Tutanak
Dergisi - Dönem 2, Toplantı 2, cilt 21, sayfa 760 - 795 ve s. sayısı 160 a 2.
ek)
Anayasa'nın
85. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Meclisler, çalışmalarını,
kendi yaptıkları İçtüzüklerin hükümlerine göre yürütürler, içtüzük hükümleri,
siyasî parti gruplarının meclislerin bütün faaliyetlerine kuvvetleri oranında
katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî Parti grupları en az on
üyeden oluşur.
85.
maddenin ikinci fıkrasının ortaya koyduğu ilke, Siyasî Parti gruplarının,
güçleri ne olursa olsun, Meclislerin tüm çalışmalarına mutlaka katılmalarını ve
katılmanın her grubun gücü oranında olmasını öngörmektedir. Demek ki
Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca her iki meclisin ilgili
komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki üyelerden kurulu karma komisyonun
gerek Millet Meclisi gerekse Cumhuriyet Senatosu kanadına Millet Meclisinde ve
Cumhuriyet Senatosunda grubu bulunan her partinin katılabilmesi ve katılmanın
grupların güçleri oranında olması şarttır. Böyle olmazsa komisyonun kuruluşu
Anayasa'nın 85. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ilkeye aykırı düşer.
Cumhuriyet
Senatosunca yapılan bir bölüm değişikliklerin Millet Meclisince benimsenmemesi
üzerine Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca kurulan iş Kanunu
tasarısı karma komisyonunun yapısı incelenince görülecek olan şudur : Karma
komisyonun kurulduğu tarihte Millet Meclisinde Adalet Partisinin, Cumhuriyet
Halk Partisinin, Güven Partisinin, Yeni Türkiye Partisinin, Millet Partisinin
ve Türkiye İşçi Partisinin grupları yani altı siyasî parti meclis grubu
bulunduğu halde İş Kanunu tasarısı karma komisyonunun Millet Meclisi kanadına
Yeni Türkiye, Millet ve Türkiye İşçi Partileri Meclis Gruplarından hiç birisi
alınmamış; başka bir deyimle bu gruplar Meclisin, Anayasa'-da yeri olan önemli
bir faaliyetine iştirak ettirilmemişlerdir. Karma Komisyonun Millet Meclisi
kanadına Adalet, Cumhuriyet Halk ve Güven Partileri Meclis Gruplarından
alınanların bu grupların güçleri oranını tam olarak yansıtıp yansıtmadığı bir
yana, Öteki üç gruptan üye alınmaması karma komisyona Anayasa'nın 85. maddesine
aykırı bir nitelik vermeğe yeterlidir.
İş
Kanunu tasarısı karma komisyonunun Cumhuriyet Senatosu kanadında da durum aşağı
yukarı böyledir. O tarihte Cumhuriyet Senatosunda Adalet, Cumhuriyet Halk ve
Güven Partilerinin grupları bulunduğu halde Karma Komisyonun Cumhuriyet
Senatosu kanadına Güven Partisi grubundan kimse alınmamış ve Adalet Partisi
grubundan gelen 4 ve Cumhuriyet Halk partisi guruplarından gelen bir üyede de
bu grupların Cumhuriyet Senetosundaki güçleri oranını tam olarak yansıtmak tan
uzak bulunmuştur. Demek ki İş Kanunu tasarısı karma komisyonun kuruluşu, bir
bütün olarak da, Anayasa'nın 85. maddesine aykırı düşmektedir.
Burada
karma komisyonun 10 kişiden kurulu olması dolayısiyle bütün siyasî parti
gruplarına güçleri oranında komisyonda görev verilmesinin olanak dışı bulunduğu
yolunda bir savunmanın yeri yoktur. Çünkü Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci
fıkrası, karma komisyon üyelerinin sayısını sınırlamamış; yalnız her iki
Meclisten seçilecek üyelerin eşit sayıda olacağının belirlenmesiyle
yetinmiştir. Millet Meclisi, karma komisyonun kurulmasına karar verirken
komisyon üyelerinin sayısını da Anayasa'nın 85. maddesindeki ilkeyi gereği gibi
işletecek biçimde ayarlaması ve belirlemesi tabiî ve zorunlu idi. Karma
komisyona üye seçecek ilgili komisyonların bünyelerinin bütün siyasî parti
gruplarının karma komisyona katılmalarını sağlamaya elverişli bulunmadığı
yolundaki bir savunmanın ise hukukça değeri yoktur. Böyle bir savunma ancak
ilgili komisyonların kuruluşlarında da Anayasa'ya aykırılık olduğunu ortaya
koyar ve karma komisyonun Anayasa'ya aykırı bünyesini geçerli kılamaz.
Anayasa'ya
aykırı olarak kurulduğu yukarıda ayrıntılariyle belirtiçerli kılamaz.
İş
Kanunu tasarısı karma komisyonu dava konusu İş Kanununun 3., 5., 8., 14., 74.,
75., 97., 99., 102., 104. ve 106. maddeleri üzerinde Anayasa'nın 92. maddesinin
beşinci fıkrası buyruğu uyarınca çalışmış ve komisyonun benimsediği veya
düzenlediği hükümler Millet Meclisince aynen kabul edilmiştir.
Bir
kanun tasarı veya teklifinin görüşülmesi için Anayasa'nın kurulmasını emrettiği
bir komisyonun bünyesi Anayasa'ya aykırı ise, böyle bir komisyondan geçerek
kabul edilen kanun tasarısı veya teklifi iptal nedeni olacak bir şekil
eksikliği ile malûl sayılmak gerekir. İş Kanunu tasarısının Cumhuriyet Senetosu
ile Millet Meclisi arasında anlaşmazlık konusu on bir maddesini inceleyen karma
komisyon, yukarıda da belirtildiği üzere Anayasanın 85. maddesi hükmüne
aykırıdır, ve bu durum da şekil yönünden iptali gerektirir.
Lûtfi
Ömerbaş, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak ve Halit Zarbun bu görüşe
katılmamışlardır.
Fazlı
Öztan, Avni Givda, Şahap Arıç, Ahmet Akar ve Mustafa Karaoğlu; İş Kanunu
tasarısını görüşmek üzere kurulan Cumhuriyet Senatosu geçici komisyonunun
bünyesi de Anayasa'nın 85. maddesine aykırı olduğundan ve şu durum kanunun
şekil yönünden iptalini zorunlu kıldığından bu gerekçeye de dayanılması
gerektiğini ileri sürmüşlerse de ancak yukarıdaki gerekçe üzerinde çoğunluk
sağlanabilmiştir.
2-
Dava konusu kanunun on bir maddesinin kuruluşu Anayasaya aykırı olan karma
komisyonunda incelenip düzenlenmesi şekil yönünden iptal nedeni olarak
öngörüldüğüne göre bu durumun kanunun tümüne olan etkisini saptamak, üzere söz
konusu hükümlerin niteliği, önemi ve öteki maddelerle olan ilişki ve
bağlantıları üzerinde durulması gerekecektir.
a)
931 sayılı Yasanın 3. maddesi :
Bu kanunun
kapsamına girecek nitelikte bir işyerini kuran, devralan, çalışma konusunu
kısmen veya toptan değiştiren, yapılan işin tamamlanması yüzünden veya herhangi
bir sebeple sürekli olarak çalışmasını bırakan işvereni, bölge çalışma
müdürlüğüne bildirimde bulunma ödeviyle yükümlü tutan bu madde gerek Genel
Hükümler Bölümünde yer almasından gerekse kapsamından anlaşılacağı üzere
yasanın temel hükümlerinden biridir.
b)
931 sayılı Yasanın 5. maddesi:
Bu
madde kanun hükümlerinin uygulanmayacağı işleri, işyerlerini ve işçileri
belirlemekte ve istisnaların kapsamına girdiği düşünülebilecek başka bir takını
işlerin bu kanun hükümlerine bağlı bulunduğunu belli ederek ayrıca istisnalara
bir açıklık getirmektedir. 3/4/1970 günlü, 1248 sayılı Kanun bu maddenin 1. bendinin
6. fıkrasını değiştirmiş ve 2. bendi sonuna bir (e) fıkrası eklemiştir.
Maddenin
önemi ve kapsamındaki genellik ortadadır.
c)
931 sayılı Yasanın 8. maddesi :
Bu
madde süreksiz ve sürekli işleri tanımlamakta ve kanunun otuz bir maddesini tek
tek sayarak bu maddeler hükümlerinin süreksiz işlere uygulanmayacağını ve o
maddelerin konusu olan uyuşmazlıklarda Borçlar Kanununa gidileceğini hükme
bağlamaktadır.
Madde
geniş kapsamlı bir genel hüküm niteliğindedir .
ç)
931 sayılı Yasa'nın 14. maddesi :
Bu
madde işçileri hangi hallerde ve ne oranda kıdem tazminatı verileceğini
belirtmektedir. Kanunun temel hükümlerinden biridir.
d)
931 sayılı Yasanın 74. maddesi :
İşçi
sağlığı ve güvenliği bölümünde yer alan bu madde, sağlık ve güvenlik
tüzüklerine ilişkindir; tüzüklerin konularını ve hangi bakanlıklarca
çıkarılacağını göstermektedir. Bütün işyerlerini ve işçilerin yatıp kalkma
yerlerini kapsamına alan bir genelliktedir.
e)
931 sayılı Yasanın 75. maddesi :
75.
madde işin durdurulması ve işyerinin kapatılması koşullarını düzenlemektedir.
Geniş kapsamlı bir hükümdür.
f)
931 sayılı Yasanın 97. maddesi :
Ceza
hükümleri bölümünün başında yer alan 97. madde kanunun 3. maddesine aykırı
davrananlara verilecek cezaları göstermektedir.
g)
931 sayılı Yasanın 99. maddesi :
Ücrete
ilişkin cezaların yer aldığı bu madde bütün işverenleri, işveren vekillerini ve
işçileri ilgilendiren bir önem ve kapsamdadır. Kanunun 26., 30., 31., 32, 33.,
34., 35., 36., 37., 38., 41., 42., 43., 47., 48., 52., 54., 56., 57., 60.
maddelerine ilişkin bulunmaktadır.
h)
931 sayılı Yasanın 102. maddesi :
Bu
madde 75. maddenin A ve B bendleri hükümlerinin ceza yaptırımını kapsamaktadır.
i)
931 sayılı Yasanın 104. maddesi :
104.
maddede 77., 78., 79., 80., ve 81. maddelerin ceza yaptırımları yer almıştır.
ı)
931 sayılı Yasanın 106. maddesi :
İş
hayatının denetleme ve teftişine ilişkin cezaların hepsi (özellikle 89, 93, 94.
maddelerle ilgili olanlar) bu maddenin kapsamı içindedir.
Görülüyor
ki Anayasaya aykırı olarak kurulduğu saptanan karma komisyonun inceleyip
düzenlediği on bir madde genel olarak kanunun bütünüyle ilişkisi ve bağlantısı
bulunan önemli, geniş etkili ve kapsamlı hükümlerdir. Şekil yönünden Anayasa'ya
aykırılık dolayısiyle yalnızca bu maddelerin iptali halinde kanunun bir çok
maddeleri ya doğrudan doğruya, yahut da yaptırmışız kalmak yüzünden işleyemez,
uygulanamaz hale düşecek ve kanun çalışma hayatını düzenleyemeyerek ters, eksik
uygulamalarla büyük duraksamalara, duraklamalara ve karışıklıklara yol
açacaktır. Bu nedenlerle yukarıda varılan sonuca göre kanunun tümünün şekil
yönünden iptali zorunludur. Kaldı ki 44 sayılı Kanunun 28. maddesinin ikinci
fıkrası dahi, bir kanunun belirli maddelerinin iptali kanunun kimi hükümlerinin
veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa Anayasa Mahkemesinin o
hükümlerin de iptaline karar verebilmesini mümkün kılmaktadır.
Lûtfi
Ömerbaş, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, İhsan Ecemiş ve
Halit Zarbun 931 sayılı Kanunun tümünün şekil yönünden iptali gerektiği
yolundaki görüşe katılmamışlardır.
Avni
Givda ve Ahmet Akar kanunlar bir bütünü oluşturduğu, maddeleri arasında ilişki
ve bağlantı bulunması tabiî ve zorunlu olduğu için sözü geçen on bir madde ile
kanunun öteki maddeleri arasındaki ilişki, bağlantı ve etki bakımından ayrıca
araştırma yapılmasının gereksizliği görüşünü ileri sürmüşlerdir.
3-
Davanın açılmasından sonra yayımlanan, 931 sayılı İş Kanununun 79. maddesine
bir fıkra eklenmesi hakkındaki 3/2/1970 günlü, 1225 sayılı Kanunla yine aynı
kanunun 5. maddesinin 1. bendinin 6. fıkrasını değiştiren ve 2. bendine bir (e)
fıkrası ekleyen 3/4/1970 günlü, 1248 sayılı Kanunun yukarda (IV/A/2 sayılı
Bolüm) varılan sonuca göre uygulanma olanağı kalmadığından bunların da 44
sayılı kanunun 28. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca iptali gerekir.
4-
Tümünün iptali öngörülen 931 sayılı iş Kanununun önem ve kapsamına göre iptal
yüzünden oluşacak boşluğun kamu düzenini tehdit etmesi olasılığı bulunduğundan
Anayasa'nın 152. ve 44 sayılı Kanunun 50. maddeleri uyarınca iptal hükmünün
yürürlüğe gireceği tarihin ayrıca kararlaştırılması gereklidir, iptalin
yürürlük tarihinin 12 Kasım 1970 olarak saptanması yerinde olacaktır.
B)
931 sayılı Kanunun esas yönünden Anayasa'ya aykırı olup olmadığı sorunu :
931
sayılı Kanunun tümünün şekil yönünden iptali öngörüldüğüne göre esas yönünden
Anayasa'ya uygunluk denetiminin yapılmasına yer kalmamıştır.
V-
SONUÇ :
l-
a) 28/7/1967 günlü, 931 sayılı iş Kanunu tasarı halinde iken Millet Meclisi ile
Cumhuriyet Senatosu arasındaki anlaşmazlık konusu maddelerin görüşülmesi için
Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca kurulan karma komisyon
bünyesinin Anayasa'nın 85. maddesi hükmüne aykın olduğuna ve bunun şekil
yönünden iptali gerektirdiğine Lûtfi Ömerbaş, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uiuocak ve
Halit Zarbun' un karşı oylariyle vs oyçokluğu ile;
b)
İptalde tek gerekçe ile yetinilmesine, Cumhuriyet Senatosu geçici komisyonun
bünyesi de Anayasa'nın 85. maddesine aykırı olduğundan ve şu durum kanunun
şekil yönünden iptalini zorunlu kıldığından bu gerekçeye de dayanılması gereğini
ileri süren Fazlı Öztan, Avni Givda, Şahap Arıç, Ahmet Akar ve Mustafa
Karaoğlu'nun karşı oylarıyle ve oyçokluğu ile;
2-
Yukarda varılan sonuca göre kanunun tümünün şekil yönünden iptaline Lûtfi
Ömerbaş, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, İhsan Ecemiş ve
Halit Zarbun'un karşı oylariyle ve oyçokluğu ile;
3-
3/2/1970 günlü, 1225 sayılı ve 3/4/1970 günlü, 1248 sayılı kanunların, yukarda
varılan sonuca göre uygulanma olanağı kalmadığından bunların 44 sayılı Kanunun
28. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca iptaline oybirliğiyle;
4-
Anayasa'nın 152. ve 44 sayılı Kanunun 50. maddeleri uyarınca iptal kararının 12
Kasım 1970 günü yürürlüğe girmesine oybirliğiyle;
14/5/1970
gününde Anayasa'nın 147., 149., 150. ve 152. maddeleri uyarınca karar verildi.
|
|
|
|
Başkanvekili
Lütfü
Ömerbaş
|
Üye
Salim
Başol
|
Üye
Fazlı
Öztan
|
Üye
Celalettin
Kuralmen
|
|
|
|
|
Üye
Hakkı
Ketenoğlu
|
Üye
Fazıl
Uluocak
|
Üye
Sait
Koçak
|
Üye
Avni
Givda
|
|
|
|
|
Üye
Muhittin
Taylan
|
Üye
Şahap
Arıç
|
Üye
İhsan
Ecemiş
|
Üye
Ahmet
Akar
|
|
|
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Mustafa
Karaoğlu
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
KARŞIOY
YAZISI
l-
Anayasa'nın 92 nci maddesi, Millet Meclisinin, Cumhuriyet Senatosundan gelen
metni benimsememesi halinde, her iki Meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek
eşit sayıdaki üyelerden bir karma komisyonun kurulmasını öngörmüştür.
931
sayılı İş Kanunu tasarısının 11. maddesinde Cumhuriyet Senatosunca yapılan
değişiklik, Millet Meclisinde benimsenmediğinden 10 kişilik bir karma
komisyonun kurulması kararlaştırılmış ve her iki Meclisin, ilgili komisyonları
olan, gececi komisyonlarından 5 er üye seçilmek suretiyle Anayasa'nın saptadığı
kural gerçekleştirilmiştir.
Olayda
Anayasa'nın 92. maddesinin öngördüğü karma komisyonun kaynağı olan geçici
komisyonlar, birer Anayasa kurumu olmadıklarından, bunlardan seçilen üyelerle
oluşturulacak karma komisyonunun kuruluşunda Anayasa'nın 85. maddesinin ikinci
fıkrası hükmünün uygulanması düşünülmemek gerekir.
Anayasa
Mahkemesi, Anayasa'da sözü edilmeyen komisyonların kuruluş biçimlerindeki
aksaklığın iptal nedeni sayılmayacağını çeşitli davalar dolayısiyle karara
bağlamış, bu kararında dahi, Cumhuriyet Senatosu Geçici Komisyonunun bünyesi
bakımından da kanunun iptali gerekeceğini ileri süren görüşü benimsenmemiştir.
92. madde karma komisyonun, her iki meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek
eşit sayıdaki üyelerden kurulacağını belirtmektedir, ilgili komisyonda bir
siyasî parti grubu yer almamışsaki bu hal Anayasa'ya aykırı
görülmemektedir-karma komisyonda o siyasî parti grubuna yer vermek mümkün
olamaz. Malzemesinde (İlgili komisyon) varlığı aranmayan unsurların, (Anayasa
madde: 85), yapıda (Karma komisyon) aranmasına yer yoktur.
Anayasa'nın
92. maddesinin öngördüğü karma komisyonla 90. ve 94. maddelerinin öngördüğü
komisyonlar arasındaki fark da gözden uzak tutulmamak gerekir. 90. maddedeki
komisyon, her iki meclisten eşit sayıda seçilecek üyelerden kurulmaktadır. 94.
maddede karma komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az 30
üye verilmek şartiyle, siyasî parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına
göre temsilinin gözönünde tutulacağı belirtilmiştir. 92. maddede ise, karma
komisyonun, ilgili komisyonlardan seçilecek üyelerle kurulacağı açıklanmıştır.
Karma komisyon kurulurken 85. maddeye uymak için, ilgili komisyonlarda
değişiklik yapmak, karma komisyona ilgili komisyon dışından üye almak demek
olur ki bu durumu 92. madde ile bağdaştırmak mümkün değildir.
2-
Kuruluş biçimi Anayasa'ya aykırı görülen karma komisyonun raporu, 931 sayılı
Kanunu 11. maddesine ilişkin bulunduğundan, iptal kararının da bu 11. madde ile
sınırlı olması gerekir. İptal edilen maddelerle kanunun kimi maddeleri arasında
ilişki ve bağlantı kurarak kanunun tümünün iptali yoluna gidilemez. Bu tutum,
44 sayılı Kanunun 28. maddesine de uymamaktadır. Uygulamanın Anayasa'da da
dayanağı yoktur.
|
|
|
|
Başkan Vekili
Lütfi Ömerbaş
|
MUHALEFET
ŞERHİ
931
sayılı İş Kanunu tasarısının Millet Meclisince kabul olunan metnin bir takım
maddeleri Cumhuriyet Senatosunca değiştirilmiş ve tasarı bu yüzden Millet
Meclisine geri çevrilmiştir. Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosunca
değiştirilen diğer maddeleri benimsemiş isede 3, 5,8, 14, 74, 75, 97, 99, 102,
104 ve 106 ncı maddeler olmak üzere değişik 11. maddeyi kabul etmemiştir. Bu
durumda Anayasa'nın 92. maddesinin 5. fıkrası gereğince her iki meclisin ilgili
komisyonlarından seçilerek eşit sayıdaki üyelerden bir "Karma
Komisyon" kurulması lâzımgelmiştir. Sözü geçen fıkraya göre Millet
Meclisinin, Karma Komisyonca veya Cumhuriyet Senatosunca veyahut daha önce
kendisince hazırlanmış metinlerden birini olduğu gibi kabul etmesi zorunluğu
bulunduğundan Millet Meclisi Genel Kurulu 27/7/1967 günlü, 150. birleşiminde
değişik 11. madde hakkında Karma Komisyonun sunduğu metni olduğu gibi kabul
etmiştir. Ancak kararda tafsilâtı ile ve dayanaklariyle açıklandığı üzere sözü
geçen Karma Komisyonun Anayasa'nın 85. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak
kurulmuş olduğu tespit edilmiştir. Bünyesi Anayasa'ya aykırı bulunan böyle bir
komisyonun hazırladığı bir metnin muteber sayılmasına imkân bulunmadığı nazara
alınmadan Millet Meclisince kabul edildiği anlaşılan sözü geçen 11. maddenin
şekil yönünden iptali gerekli bulunmuştur. Fakat 931 sayılı Kanunun bu maddeler
dışındaki hükümleri ise yasama organı tarafından usulüne uygun olarak
incelenmiş ve kabul edilmiştir. Şekil yönünden Anayasa'ya aykırılıkları yoktur.
Esaslarının Anayasa'ya aykırı olup olmadıkları da incelenmemiştir. Şekil
yönünden iptal edilen maddeler dolayısiyle kanunda boşluklar meydana geldiği
görüldüğü takdirde yasama organınca eksikliklerin tamamlanması suretiyle
boşlukların doldurulması icabeder. Bu itibarla 44 sayılı Kanunun 28 inci
maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasının yerinde olmayacağı görüşündeyim. Bu
sebeplerle yukarıda işaret olunan maddeler dışındaki maddelerinin esası tetkik
edilemeden 931 sayılı İş Kanununun tamamının yazılı olduğu üzere iptaline karar
verilmesine muhalifim.
KARŞIOY
YAZISI
1970/26
sayılı olan ve 931 sayılı İş Kanununun iptalini kapsayan kararın karşı oyu.
Mahkememiz.
Anayasa'nın 92. madesinin beşinci fıkrası gereğince kurulmuş olan Karma
Komisyonun, İş Kanununun 11. maddesini. Senatonun değiştirmesi yüzünden
incelemiş ve Millet Meclisince de Karma Komisyonun hazırladığı maddeler kabul
edilmiş olduğu, bu Karma Komisyonun kuruluşunda ise Anayasa'nın 85. maddesinin
ikinci fıkrası gereğince siyasî parti gruplarının güçleri oranında meclisler
çalışmalarına katılmaları gereğine yer verilmediği ve bu nedenle de;
a)
İş Kanununun Cumhuriyet Senatosunca değiştirilen 11. maddesini inceleyen Karma
Komisyonunt Anayasa'nın 85. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı
kurulmuş olması yüzünden işbu maddelerin iptali gerektiği,
b)
İş Kanununun iptal olunan 11. maddesinin genel hükümleri ihtiva etmesi
dolayısiyle bütün İş Kanununun uygulanamaz hale gelmesi yönünden bütün kanunun
iptali icap ettiği,
sonucuna
vararak îş Kanununun tümünün iptaline karar vermiştir.
l-
Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci fıkrasında ".......... her iki meclisin
ilgili komisyonlarından seçilerek eşit sayıdaki üyelerinden bir Karma Komisyon
kurulur" hükmü bulunmaktadır.
Bu
komisyonun kuruluş nedeni, Senatoca değiştirilen ve bunun için tekrar
İncelenmesi zorunlu hale gelen maddeleri hazırlamış olan Meclis komisyonlarını
yeniden harekete getirerek teker teker çalışmalarına meydan verecek ve zaman
kaybını gerektirecek bir çalışma biçiminden kurtulmaktır. Bunun için tetkik
konusu olan maddeler üzerinde daha önce çalışmış bulunan komisyonlar
üyelerinden seçilecek parlementerlerin, her iki Meclisten eşit sayıda olmak
şartiyle bir araya gelerek inceleme görevini yapması öngörülmüştür. Böylece
üzerlerinde parlemento çalışmaları yapılmış olan maddelerde beliren ayrılık
dolayısiyle iki Meclis görüşü birleştirmek istenmiştir. Bu çalışmanın ilk
hazırlanış biçimine uygun olması için Meclislerin ilk komisyon çalışmalarına
katılmış bulunan komisyonundan üye seçilmesi gerekli görülmüş ve ikinci koşul
olarak da her iki Meclisin komisyonlarından seçilen üyeler sayısının eşit
olacağı saptanmıştır.
92.
maddenin beşinci fıkrasında başka bir koşul yoktur. 85. maddenin ikinci
fıkrasının gereği olan siyasî parti gruplarının güçleri oranında parlementer
çalışmalara katılmaları ilkesi her meclisin komisyonları seçilirken gözönünde
tutulmuş ve komisyon kuruluşlarında bu ilke gerçekleştirilmiştir. Bu yönü ile
Karma Komisyona üye seçiminde tekrar 85. maddenin ikinci fıkrasındaki ilkeye
bağlı kalınması koşulu 92. maddede yer almamıştır ve gereksiz görülmüştür.
Anayasamızın
ve içtüzüklerin hükümleri .kuruluşlarda gözönünde tutulan bu ilkeye, kurulmuş
olan komisyon çalışmalarında ve genel kurulların görüşmelerinde riayet
edilmesine imkân ve mahal görmemişlerdir, içtüzüklerin hiçbir hükmü Komisyon
toplantılarında mutlaka siyasi parti gruplarının, güçleri oranında
katılmalarına ve kararların, yine bu koşullar içinde verilmesine ilişkin bir
esası kapsamamaktadır. Anayasamızın 86. maddesinin birinci fıkrasında, her
meclisin üye tam sayısının sâît çoğunluğu ile toplanacağı ve Anayasa'da başkaca
hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verileceği ve
ikinci fıkrasında da Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı yeter sayısının her
iki meclisin üye tam sayısı toplamının salt çoğunluğu olacağı esasları yer
almaktadır. Bu maddede toplantılara ve kararlara, siyasî partilerin güçleri
oranında katılacağı ilkesine yer verilmemiştir.
85.
maddenin ikinci fıkrasının bu, maddelerde zikredilmemiş olmasına rağmen
uygulanacaktır şeklinde bir görüşün öne sürülmesine de imkân yoktur. Böyle bir
uygulamaya gidilmesi halinde ne komisyonların ve ne de meclisler genel
kurullarının toplanmalarına ve bir karara varabilmelerine imkân kalmaz.
Bunlar
göstermektedir ki Anayasamızın 85. maddesinin ikinci fıkrasına ait ve tamamen
İçtüzük hükümlerine ilişkin ilkesi, ancak içtüzüklerde sarahat olan hallerde
uygulanabilecek ve uygulama olanağı bulunmayan hallerde ise bu ilke yerine
getirilmeyecektir. 92. maddenin beşinci fıkrasının belirttiği ilgili
komisyonların, 85. maddeye göre kurulmuş olsalar bile 92. madde gereğince bu
komisyonlardan seçilecek üyelerden oluşacak Karma Komisyonun yine 85. madde
ilkelerine uygun biçimde kurulmaları gereklidir görüşü kabul edilirse böyle bir
uygulama yapılamayacağı ortadadır. Çünkü iptal konusu olan kanunun kabulü
tarihinde Millet Meclisinde 6 siyasî parti grubu bulunmakta ve bu yönü ile her
komisyondan parti grubu sayısınca ilk önce altı üye seçilmesi gerekmektedir.
Parti oranına da yer verilince ilgili komisyondan seçilecek üye sayısı en
azından 8 veya 10 rakamına ulaşabilir. Eğer kanunun meclisler-deki birinci
incelemelerinde kanun tasarısı Ş komisyondan geçmişse her komisyondan seçilecek
10 üyenin tutarı 50 ye ulaşacak ve eşit sayıda diğer meclisten de aynı sayıda
seçilmesi gerektiğine göre Karma Komisyonun üye sayısı 100 rakamına
ulaşacaktır. Böyle bir komisyonun kurulması ilgili komisyonları çalışamaz hale
getirdiği gibi meclisler genel kurullarını da işleyemez duruma sokar. Kaldı ki
10 veya 11 üyeden kurulu siyasî parti grupları 18 - 20 ye varan meclislerin
bütün komisyonlarına üye de veremez. Karma Komisyon için mutlaka 85. madde
gereğince her siyasî parti gurubundan bir üye bulunması öngörüldüğü takdirde
ilgili komisyonda üyesi bulunmayan partinin başka bir komisyondaki üyesi Karma
Komisyona alınacak ve böylece de 92. maddenin beşinci fıkrasındaki "ilgili
komisyonlardan" seçilme koşulu ihmal edilerek Anayasa'ya aykırı bir sonuç
doğacaktır.
Bütün
bu yönleriyle yani 92. maddenin beşinci fıkrasının öngördüğü ilgili
komisyonların 85. maddenin koşullarına yer verilerek seçilmiş bulunmaları ve
meclislerin çalışmalarında, kuruluşlarda öngörülen bu ilkeye riayet edilememesi
zorunluğunun bulunması ve yine parti gruplarının her meclisin komisyonları
sayısınca üyeyi kapsamamaları ve 95. maddenin beşinci fıkrasının, Karma
Komisyon kuruluşlarında öngördüğü koşulları belirtmiş olduğu nedenleriyle 11.
maddenin iptalini gerektiren anayasal bir neden bulunmamaktadır. Yukarıda
belirtildiği gibi bizzat Anayasamız, 86. madde hükmü ile, uygulama imkânsızlığı
yönünden Anayasa'nın 85. maddesinin ikinci fıkrası ilkesini benimsememiş
bulunmaktadır. Bunlardan dolayı 11. maddenin şekil yönünden iptaline
katılmamaktayız.
2-
İptaline karar verilen 11. maddenin temel hükümleri kapsaması dolayısiyle İş
Kanununun tümünün uygulanamaz hale gelmesi yüzünden bütün îş Kanununun iptaline
gidilmesi de yersizdir.
Çünkü
İş Kanununun diğer hükümleri, Anayasa'ya uygun biçimde kanunlaşmış ve şekil
yönünden bir aksaklık taşımamakta bulunmuştur. İptal edilen 11. maddenin
ortadan kalkmasiyle geri kalan hükümlerden bazılarının eksik kalması hali,
iptal nedeni olamaz. Birkaç maddenin uygulanmasında güçlük doğsa bile diğer maddelerin
rahatça uygulanması mümkündür. 11. madde kalkınca diğer maddeler uygulanamaz
sonucuna varmak için geriye kalan her maddenin iptal edilen maddelerle teker
teker karşılaştırılması, uygulanamayacağı sonucuna götüren nedenlerin karar
yerinde açıkça belirtilmesi gerekirken bu hususa da riayet olunmamıştır.
Anaysa'ya uygun biçimde tedvin edilmiş bulunan 11. madde dışındaki hükümlerin
eksikliğini yasama yolu ile tamamlamak daha çok kolaydır. Bir felsefenin, bir
görüşün, kanun maddeleri halinde gerçekleştirilmiş bulunması anlamını taşıyan
kanunun tümü iptal edilince yine değişik görüşler, felsefî istekler öne
sürülecek ve kanunun hazırlanması kadar müzakere ve kabulü de güç olacaktır.
Buna karşılık birkaç maddeye münhasır ve Ana Kanunun tamamlanması niteliğinde
kanun maddelerinin hazırlanması ve görüşülmesi kolay ve kanuna hâkim olan
prensipler çerçevesinde kalacağı için daha az tartışmalı olacaktır.
Bu
nedenlerden ötürü 11. maddenin iptal edilmiş bulunmasına dayanarak kanunun
tümünün iptalinin gerekmediği görüşündeyiz, kararın bu yönüne de
katılmamaktayız.
|
|
|
Üye
Hakkı
Ketenoğlu
|
Üye
Fazıl
Uluocak
|
Üye
Halit
Zarbun
|
KARŞIOY
YAZISI
1.
931 sayılı İş Kanunu tasarı halinde iken Cumhuriyet Senatosunda bir geçici
komisyonda incelenmiştir. Bu komisyonun, başlıcaları Bayındırlık, Millî
Savunma, Sosyal İşler, İçişleri, Malî ve İktisadî İşler, Anayasa ve Adalet,
Bütçe ve Plân olmak üzere sekiz komisyondan ikişer üye alınarak kurulmasına
Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunun 18/4/1967 günlü 52. birleşiminde karar
verilmiştir. (Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi Dönem, l, toplantı 6, cilt
40, sayfa 39)
1967/40
esas sayılı dava dosyasındaki Cumhuriyet Senatosu Başkanlığının 11/3/1970
günlü, 10338-6342 sayılı yazısına bağlı çizelgeden geçici komisyonun 11 Adalet
Partili ve 5 Cumhuriyet Halk Partili üyeden kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu
Komisyon 23/5/1967 de toplanıp görev bölümü yapmış, ve çalışmalarını 13/6/1967
gününde bitirmiştir. (Esas 1/742-Karar 2 sayılı, 13/6/1967 günlü Cumhuriyet
Senatosu İş Kanunu tasarısı geçici komisyonu raporu - Cumhuriyet Senatosu
Tutanak Dergisi cilt 42. 29/6/1967 günlü, 79. birleşim tutanağının sonundaki
950 sayılı basma yazı. )
Cumhuriyet
Senatosu Genel Kurulu geçici komisyonun raporu üzerine kanun tasarısını
29/6/1967 günlü 79. birleşiminde görüşmeye başlamış ve görüşmeleri açık oylama
ile 13/7/1967 günlü 86. birleşimde bitirmiştir. (Cumhuriyet Senatosu Tutanak
Dergisi - Dönem l, Toplantı 6, Cilt 42, Sayfa 107-507).
Bu
arada Güven Partisi Cumhuriyet Senatosu Grubunun Yönetim Kuruluna seçilenlerin
adlarını ve görevlerini bildiren grup başkan vekilliği yazısı Cumhuriyet
Senatosu Genel Kurulunun 16/5/1967 günlü, 60. birleşiminde okunmuştur.
(Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi: Cilt 40, Sayfa 241) 18/5/1967 günlü, 61.
birleşimde ise Başkanlık Divanının boşalan üç üyeliğinden iki divan
kâtipliğinin Cumhuriyet Halk Partisine bir idare amirliğinin Güven Partisine
ayrılmasına ilişkin dağıtım cetvelinin ekli bulunduğu Başkanlık Divanı Danışma
Kurulunun 18/5/1967 günlü, 4 sayılı karan Başkanlık Divanının sunuşu olarak
genel kurula duyurulmuştur .
Bütün
bunlara karşılık Güven Partisi Cumhuriyet Senatosu Grubunun kurulması
dolayısiyle siyasî parti gruplarının güçleri oranında oluşan değişiklik
23/5/1967 gününde çalışmaya başlayan İş Kanunu tasarısı geçici komisyonunun
bünyesine yansıtılmamış ve gececi komisyon böylece Anayasa'nın 85. maddesinin
ikinci fıkrasına aykırı bir duruma düşmüştür.
Anayasa
Mahkemesinin bir bölüm üyeleri Anayasa'da yeri bulunmayan komisyonların bu
arada söz konusu geçici komisyonun bir içtüzük düzenlemesi olduğu, içtüzük
hükümleriyle oluşan komisyonlardaki incelemelerin meclislerce kabul edilen
kanunların Sıhhati bakımından sart bulunmadığı, bu komisyonların kuruluşlarına
ilişkin hataların ve usulsüzlüklerin kanunların Anayasa'ya aykırı sayılmalarını
gerektirmediği görüşündedir. Nitekim 931 sayılı İş Kanununun şekil yönünden
iptalinde sadece Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca kurulan ve
İş Kanununa ilişkin tasarının iki meclis arasında anlaşmazlık konusu olan
hükümlerini inceleyen karma komisyonun Anayasa'nın 85. maddesine aykırı olarak
kurulmuş bulunması durumunun gerekçe olarak ele alınması görüşü çoğunluk
sağlayabilmiştir. Şu hale göre Yasama Meclisleri komisyonlarının yasama işlemlerindeki
yerleri ve etkileri üzerinde bir kez daha durulmasında zorunluluk vardır.
Anayasa'nın
her kanun tasarı veya teklifinin mutlaka bir komisyon incelemesinden geçmesi
gerektiği yolunda bir kuralı doğrudan doğruya koyan hükmü yoktur. Ancak iki
durumda: Millet Meclisinin Cumhuriyet Senatosundan gelen metni benimsememesi
halinde; bir de bütçe tasarılarının incelenmesinde karma komisyon kurulacağı
açıkça belirtilmektedir. (Anayasa : Madde 92 ve 94) Bununla birlikte Yasama
meclislerinde komisyonlar bulunacağına ve kanun tasarı ve tekliflerinin bu
komisyonlarda görüşüleceğine işaret eden dolaylı hükümler Anayasa da yer
almıştır. Söz gelimi, 91. maddenin ikinci ve 92. maddenin beşinci fıkralarında
"her iki meclisin ilgili komisyonları" ndan ve yine 92. maddenin
onuncu fıkrasında Cumhuriyet Senatosunun kendisine gönderilen bir metni
"Millet Meclisi komisyonlarında ve genel kurulundaki görüşme süresini
aşmayan bir süre içinde" karara bağlayacağından söz edilmektedir.
Dikkat
edilirse görülür ki Anayasa, ancak kanun tasarı ve tekliflerinin her iki
meclisin bir karma komisyonunda incelenmesini gerekli kıldığı hallerde bunların
kurulması biçimini içtüzüklere bırakmayarak kendisi düzenlemiş; bir de kanun
teklifi getiren Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin mensubu olmadıkları
meclisin komisyonları karşısındaki durumlarının düzenlenmesini yine içtüzüklere
bırakmayarak kendisi hükme bağlamıştır. Her iki meclisin ayrı ayrı kuracakları
komisyonlar Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi arasında anlaşmazlık konusu
olamıyacağından Anayasa'nın bunlar üzerinde durmamasını tabiî görmek gerekir.
Öteden beri komisyonların yasama meclislerinin bölünmez parçaları oluşu ve
bunların çalışmalarının yasama işlerinin tabiî ve zorunlu bir evresini oluştura
gelmesi karşısında Anaysa Koyucudan bu konuda açık ve kesin bir buyruğun
beklenmesi yerinde olmaz. Yukarıda da değinildiği üzere Anayasa'da konuya
dolaylı olarak dokunulmuştur ve bu dolaylı hükümler Yasama Meclisleri
komisyonlarına ve kanun tasarı ve tekliflerinin bu komisyonlarda görüşülmesi
usulüne bir Anayasa kurumu niteliğini vermeğe yetmektedir.
Öte
yandan Anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve meclislerin çalışmalarını
kendi yaptıkları içtüzüklerin hükümlerine göre yürütmeleri kuralını da
koymuştur. (Madde 85/1 )Yasama meclislerinin içtüzüklerinde ve bu arada
Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünde komisyonlara, komisyon çalışmalarına, kanun
tasarı ve tekliflerinin komisyonlara havalesine ve buralarda görüşülmelerine
ilişkin düzenlemelere önemle yer verilmektedir.
Yukarıdan
beri kısaca değinilen hususlar gözönünde tutulursa yetkili komisyonlardan
geçmeksizin veya usulünce kurulmamış yahut bünyesi Anayasa'ya aykırı bir
komisyondan geçerek kabul edilmiş kanun tasarısının, iptal nedeni olacak bir
şekil eksikliği ile malûl sayılması gerektiği sonucuna varılır.
Şu
duruma göre 931 sayılı îş Kanunu, tasarıyı inceliyen Cumhuriyet Senatosu geçici
komisyonunun Anayasa'nın 85. maddesine aykırı bir kuruluşta olması dolayısiyle
de, şekil yönünden Anayasa'ya aykırıdır ve iptal kararında bu gerekçeye de
dayanılmalıdır.
II.
Her kanun bir bütündür. Her kanunun maddeleri arasında bir ilişki ve bağlantı
vardır. Bir yasama belgesinin kanun olmasını, bir bütünü oluşturduğunun ve
maddeleri arasında ilişki ve bağlantı bulunduğunun kanıtı saymak gerekir. Bir bölüm
maddelerin iptal nedeni olacak şekil eksikliği ile malûl bulunması halinde bu
durumun, kanunun tümüne bulaşması tabiîdir.
931
sayılı İş Kanununa ilişkin tasan, şekil yönünden Anayasa'ya aykırılığı ve bu
nedenle de iptali zorunluluğu saptanan 11. maddenin Millet Meclisi Genel
Kurulunca 28/7/1967 gününde kabul olunmasiyle ancak tekemmül etmiş bir kanun
niteliği ve sayısı almış, on bir maddenin Millet Meclisinde kabulü tarihi
kanunun kabul tarihi olarak sayılmış ve Anayasa'nın 93. maddesi uyarınca
yayımlanmasına gidilmiştir. Kanunun 11 maddesinin iptal nedeni olacak bir şekil
eksikliği ile malûl bulunuşu doğrudan doğruya kanunun tümünün iptalini
gerektirir. Çünkü bir kanunun bir bölümünü şekil yönünden sağlam, bir bölümünü
şekil yönünden bozuk saymanın ve bozukluğu bir noktada tecrit etmenin olanağı
yoktur.
931
sayılı İş Kanununun 11 maddesinin iptal nedeni olacak bir şekil eksikliği ile
malûl bulunduğu saptandığına göre doğrudan doğruya kanunun tümünün iptaline
gidilmesi tabiî ve zorunlu idi. Bu maddelerle kanunun geriye kalan maddeleri
arasındaki ilişki, bağlantı ve etkilenmenin ayrı ayrı araştırılmasına
girişilmesi yersiz ve gereksiz olmuştur.
1967/40-1970/26
sayılı, 14/5/1970 günlü karara bu yönlerden karşıyız.
Yukarıda
yazılı karşıoy yazısına katılıyoruz.
|
|
Mustafa
Karaoğlu
|
Fazlı
Öztan
|
KARŞIOY
YAZISI
1-
Ara kararına ilişkin karşıoy: Anayasa Mahkemesince evvelce karara bağlanan bazı
itirazlar dolayısiyle yapılan incelemelerde kanun tasarılarının Millet Meclisi
ve Cumhuriyet Senatosu Komisyonlarında incelendiği tarihlerde, Güven Partisinin
kurulması üzerine komisyonların bünyelerinde Anayasa'nın 85/2 maddesi gereğine
göre bir değişiklik yapılmadan müzakerelere devam edildiği tespit edilmiş idi.
Yasama meclisleri komisyonlarında husule gelen bu Anayasaya aykırılık durumunun
düzeltilmeden kanun tasarılarının incelenmesine devam edilmesinin bu suretle
çıkan kanunların şekil yönünden iptalini gerektirdiği ve dâva konusu 931 sayılı
Kanunun incelenmesinin yapıldığı aynı nitelikteki komisyonlarda husule gelen
Anayasa'ya aykırılık durumunun da bu komisyonlardan seçilecek olan karma
komisyonunun bünyesine tesir edeceği kanısında bulunduğumdan, İş Kanununu karma
komisyonuna hangi partilerin ne sayıda iştirak etmiş olduklarının Cumhuriyet
Senatosu ve Millet Meclisi Başkanlıklarından sorulması hususundaki 3/3/1970 günlü
ara kararına bu nedenlerle muhalif kalmıştım.
2-
Cumhuriyet Senatosu Geçici Komisyonunun bünyesinin Anayasa'nın 85. maddesine
aykırı olup bu durumun da kanunun şekil yönünden iptalini gerekli kıldığı
cihetle aşağıda yazılı sebeplerle iptal kararında bu gerekçeye dahi dayanılması
gerektiği kanısındayım:
Anayasa'nın
85. maddesinin birinci fıkrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi ve meclislerin
çalışmalarını, kendi yapacakları içtüzük hükümlerine göre yürütecekleri
yazılıdır. Yasama meclisleri çalışmaları arasında komisyon faaliyetlerinin
dahil olduğu Anayasa'nın aşağıda açıklanan hükümlerinden anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın
91. maddesinin ikinci fıkrasında üyelerin kendi kanun tekliflerini her iki
meclisin ilgili komisyonlarında savunabileceklerinin bildirilmiş ve 92.
maddenin beşinci fıkrasında da her iki meclisin ilgili komisyonlarından
seçilecek üyelerden bir karma komisyonun kurulacağının emredilmiş olması,
Anayasa'nın 94. maddesinde kurulacağı açıklanan özel nitelikteki komisyondan
başka, çeşitli sahalara ait diğer komisyonların dahi mevcudiyetinin kabul
edilmiş olduğunu ifade eder.
Anayasa'nın
92. maddesinin 10. fıkrasındaki "Cumhuriyet Senatosu kendisine gönderilen
bir metni Millet Meclisi komisyonlarında ve genel kurullarındaki görüşme
süresini aşmayan bir süre içinde karara bağlar." şeklindeki hüküm de kanun
tasarılarının Millet Meclisinden önce ilgili komisyonlarda inceleneceği
esasının mevcut olduğunu gösterir,
Cumhuriyet
Senatosu içtüzüğünün 23. maddesi hükümlerince gelen tasarı tekliflerinin ilk
önce ilgili komisyonlara havale edilerek oralarda tetkik edildikten sonra genel
kurula gönderilmekte olduğu görülmektedir.
Açıklanan
şu hükümler karşısında bu komisyonların vücudundan vazgeçilemez oldukları
anlaşılır. Aksi görüşün kabulü halinde Anayasa'nın 92. maddesinin beşinci
fıkrasında emredilen karma komisyonunun kurulmasına da imkân kalmaz. Zira bu
fıkrada her iki meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki
üyelerden bir karma komisyon kurulacağı emredilmektedir.
İlgili
komisyonların Anayasa'da isimleri açıkça sayılmayıp da içtüzükle belli edilmiş
olması komisyonların Anayasa ile öngörülmüş komisyonlar olmadıklarını ifade
etmez. Esasen bu komisyonların gerek Anayasa'da gerekse içtüzüklerde
gösterilmiş olsunlar fikirlerinin meclislerce kabulü zarurî olduğu hakkında bir
hüküm mevcut değildir, bu yönden aralarında bir fark yoktur. Bu itibarla
bunların bir içtüzük kuruluşu veya bir Anayasa kuruluşu şeklinde bir ayırıma
tabi tutularak bazılarının vücudundan vazgeçilebileceğinin bazılarının ise vazgeçilemiyeceğinin
kabulü Anayasa'ya uygun düşmez.
Esasen
ihtisasa ilişkin bir çok kanun tasarılarının Yasama Meclisleri müzakereleri
sırasında iyi tetkik edilerek olgun bir hale getirilmesi beklenemez. Bu hususta
komisyon çalışmalarının büyük faydalar sağlıyabileceği aşikârdır. Bu nedenlerle
komisyon faaliyetleri kendilerinden vazgeçilmesi doğru olmayan Yasama Meclisi
çalışmaları olduğunda tereddüt edilmemek gerekir.
Anayasa'nın
85. maddesi hükmünce, komisyonların, siyasî parti gruplarının meclislerin bütün
faaliyetlerine kuvvetleri oranında katılmalarım sağlayacak şekilde düzenlenmesi
gerekmektedir. Güven Partisinin kurulması üzerine. Senato Geçici Komisyonunun
kuruluş biçimi, siyasî parti gruplarının meclislerin bütün faaliyetlerine
kuvvetleri oranında katılmalarını sağlayacak bir düzende olmaktan çıkmış olduğu
anlaşılmaktadır. Bu durumda sözü geçen komisyonun Anayasa'nın 85. maddesinin
ikinci fıkrasında açıklanan şekle uygun bir hale getirilmesi gerekirken bu
yapılmadığından ortada Anayasa'nın emrettiği şekilde komisyonun mevcut olduğu
kabul edilemez.
Böylece
dâva konusu İş Kanununun, Anayasa'ya uygun Senato Geçici Komisyonu incelemesine
tabi tutulmadan kabul edilmiş olması dahi, şekil yönünden iptalini
gerektirdiğinden iptal kararında yukarıda açıklanan gerekçeye de dayanılması
icabettiği oyundayım.
KARŞIOY
YAZISI
931
sayılı-İş Kanununun 3, 5, 8, 14, 74, 75, 97, 99, 102, 104 ve 106. maddelerinin,
kararın bu yöne ilişkin bölümünde .açıklandığı üzere, kuruluşu Anayasa'ya
aykırı bulunan karma komisyonda görüşülmüş ve düzenlenmiş olması bu hükümlerin
iptalini gerektirmekte ise de. şekil yönünden Anayasa'ya aykırılığı söz konusu
olmayan başka hükümlerin, 44 sayılı Kanunun 28. maddesindeki hal ve sebep
dışında, kararda olduğu gibi, iptal edilen maddelerin genel olarak kanunun
bütünü ile ilişkisi ve bağlantısı bulunan önemli geniş etkili ve kapsamlı
hükümler olduğu gerekçesiyle iptalleri mümkün değildir. Gerçi kararda 44 sayılı
Kanunun 28. maddesine dahi ikinci bir dayanak gibi temas edilmiş ise de, 931
sayılı Kanunun yukarıda sayıları yazılı maddeleri dışındaki hükümleri üzerinde
uygulanma imkânı kalıp kalmadığı yönünden durulmamış ve çoğunluğun
gerekçesinden, özellikle kararın sonuç bölümünün 2 sayılı bendindeki (Kanunun
tümünün şekil yönünden iptaline) hükmünden anlaşılacağı, gibi kanunun tümünün
iptalinde 44 sayılı Kanunun 28. maddesine değil Anayasa'ya aykırılık
gerekçesine dayanılmıştır. 44 sayılı Kanunun uygulandığı durumlarda, bu kararın
sonuç bölümünün 3 sayılı bendinde de olduğu gibi, keyfiyet açıkça
belirtilmiştir.
Esasen
dâvada kanunun tümünün şekil ve esas yönlerinden Anayasa'ya aykırılığı ileri
sürülmüş olduğuna göre bu yönden yapılan inceleme sonunda Anayasa'ya aykırı
olduğu tespit edilecek hükümler için artık 44 sayılı Kanunun 28. maddesinin
uygulanması söz konusu olamayacağı açıktır. Bazı hükümlerin şekil yönünden
Anayasa'ya aykırılığı, şekle uygun olarak kanunlaşmış başka hükümlerin de şekil
yönümden Anayasa'ya aykırılığı sonucunu doğurabileceği görüşü de yerinde
değildir. Şekil yönünden Anayasa'ya aykırı olmayan hükümlerin esas yönünden de
Anayasa'ya uygun olup olmadığının incelenmesi ve varılacak sonuca göre
gerekiyorsa 44 sayılı Kanunun 28. maddesinin uygulanması cihetine gidilmesi
gerekirdi.
Bu
sebeplerle kararın, şekil yönünden Anayasa'ya aykırılığı söz konusu olmayan
hükümlerin de, 44 sayılı Kanunun 28. maddesi dışındaki sebeplerle ve şekil
yönünden iptaline ilişkin 2 sayılı bendine karşıyım.