anayasa mahkemesi kararı
Esas Sayısı : 2024/14
Karar Sayısı : 2024/145
Karar Tarihi : 23/7/2024
R.G.Tarih-Sayı : 10/12/2024-32748
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 4. İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 27/6/1989
tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye 1/7/2022 tarihli ve 7417
sayılı Kanun’un 59. maddesiyle eklenen ek 37. maddenin dördüncü fıkrasında yer
alan “…İş Kurumu İl Müdürü…” ibaresinin Anayasa’nın 2., 10., 49. ve 70.
maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Çalışma ve
İş Kurumu İl Müdürü olarak görev yapmakta iken görevden alınan kişinin istihdam
uzmanı kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada itiraz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için
başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN VE
İLGİLİ GÖRÜLEN KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAME KURALLARI
A. İptali İstenen Kanun Hükmünde Kararname Kuralı
Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) itiraz konusu kuralın
da yer aldığı ek 37. maddesi şöyledir:
“Ek Madde 37 – (Ek: 1/7/2022-7417/59 md.)
Mülga ek 18 inci maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan “Ek göstergeleri 3600 (dâhil) ila 6400 (hariç)
olarak” ibaresi ile “ek göstergesi 3600 (dâhil) ila 6400 (hariç) olarak”
ibaresi “Ek göstergeleri bakanlık bölge müdürü (dâhil) ila bakanlık genel
müdürü dengi (hariç) arasında” şeklinde, aynı fıkranın (ç) bendinde yer alan
“Ek göstergesi 3600’den daha düşük” ibaresi ise “Ek göstergesi bakanlık bölge
müdüründen daha düşük” şeklinde uygulanmak suretiyle; 22/5/2003 tarihli ve 4857
sayılı İş Kanunu ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanunu hariç olmak üzere, tabi oldukları personel kanununa
bakılmaksızın Cumhurbaşkanlığı Merkez Teşkilatı, Cumhurbaşkanlığına bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşlar, bakanlıklar ve bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşları, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile 10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan
düzenleyici ve denetleyici kurumlar ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda, mülga
ek 18 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen yönetici
kadroları ile bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarının il müdürü
kadrolarından ek 35 inci madde kapsamına girmeyen kadrolarda bulunup görevden
alınan veya görevleri sona erenler hakkında mülga ek 18 inci madde hükümleri
uygulanır.
Bu madde hükümleri hâkim ve savcılar,
Dışişleri meslek memurları, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı, milli
istihbarat hizmetleri sınıfı, emniyet hizmetleri sınıfı, jandarma hizmetleri
sınıfı ve sahil güvenlik hizmetleri sınıfı kapsamına giren ve yönetici
kadrolarında bulunanlar ile mevzuatı uyarınca görevde yükselme sınavıyla
atanılabilecek kadro veya pozisyonlarda bulunanlar hakkında uygulanmaz.
Bu madde ve ek 35 inci madde hükümleri
kapsamında 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A)
fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan merkez teşkilatına ait kadrolar ile
mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri ve yeterlikleri aynı veya benzer nitelik
arz eden merkez teşkilatına ait kadro veya pozisyonlara atanma hakkı
kazananlar, görevden alındıkları veya görevlerinin sona erdiği kurumların
yönetici kadro veya pozisyonlarında toplam en az üç yıl görev yapmış olmaları
kaydıyla talepleri halinde görevden alındıkları veya görevlerinin sona erdiği
kurumların bu kapsamdaki kadro veya pozisyonlarına da atanabilir. Bu madde
kapsamına girenlerden, görevden alındığı veya görevinin sona erdiği kurumda mezkûr
nitelikte kadro bulunmayanların atanacağı kurum, kariyeri, öğrenim durumu ve
ilgilinin tercihi dikkate alınarak Cumhurbaşkanlığınca tespit edilir.
Sosyal Güvenlik İl Müdürü ile Çalışma
ve İş Kurumu İl Müdürü kadrosunda bulunanlardan görevden alınan veya
görevleri sona erenler hakkında da mülga ek 18 inci maddenin (c) bendi ve bu
bende bağlı hükümleri uygulanır.
(Ek fıkra:27/12/2023-7491/78 md.)
5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve
denetleyici kurumlar ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda, ek göstergesi
bakanlık genel müdürü dengi ve üzeri olup ek 35 inci madde kapsamına girmeyen
yönetici kadro veya pozisyonlarında bulunanlar hakkında da mülga ek 18 inci
maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ve bu bende bağlı hükümleri, bunların
atamalarının kurumlarının ilişkili olduğu bakanlık kadrolarına yapılması
suretiyle uygulanır.
(Ek fıkra:27/12/2023-7491/78 md.)
Mülga ek 18 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt
bendi ile dördüncü fıkra kapsamına girenler hakkında anılan alt bent hükümleri,
bunların kurumların idari uzman unvanlı kadro veya pozisyonlarına atanması
suretiyle uygulanır.
(Ek fıkra:27/12/2023-7491/78 md.) Bu
madde ile ek 35 inci madde kapsamında atama yapılan idari uzman unvanlı kadro
ve pozisyonlar mali ve sosyal hak ve yardımlar ile diğer özlük hakları
bakımından ek 10 uncu madde kapsamına dahil idarelerin merkez teşkilatlarına
ait mali hizmetler uzmanı unvanlı kadroya denktir.
Bu maddenin uygulanmasında ortaya
çıkabilecek tereddütleri gidermeye Cumhurbaşkanlığı yetkilidir.”
B. İlgili Görülen Kanun Hükmünde Kararname Kuralı
KHK’nın mülga ek 18.
maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkraları şöyledir:
“22/5/2003
tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı
Kuvvetleri Personel Kanunu hariç olmak üzere, tabi oldukları personel kanununa
bakılmaksızın Başbakanlık, bakanlıklar, bağlı ve ilgili kuruluşlar ile başkan
ve üyeleri hariç olmak üzere 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve
denetleyici kurumlar ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda;
a) Görevden alınan veya görev süreleri sona eren
müsteşarlar ile ek göstergesi 7600 ve daha yüksek tespit edilen yönetici
kadrolarında bulunanlar Başbakanlık merkez müşaviri kadrolarına, ek göstergesi
7000 olan yönetici kadrolarında bulunanlar Başbakanlık müşaviri kadrolarına,
b) (a) bendinde belirtilenler hariç olmak üzere ek
göstergesi 6400 ve daha yüksek tespit edilen yönetici kadrolarında veya
pozisyonlarında bulunanlardan Başbakanlık Merkez Teşkilatı ile bağlı ve ilgili
kuruluşlarında olanlar görevden alındıklarında veya görev süreleri sona
erdiğinde Başbakanlık müşaviri, bakanlık merkez teşkilatları ile bağlı ve
ilgili kuruluşlarında olanlar bakanlığın müşavir kadrolarına, düzenleyici ve
denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda olanlar kurumlarının
müşavir veya danışman kadro veya pozisyonlarına,
c) Ek göstergeleri 3600 (dâhil) ila 6400 (hariç) olarak
tespit edilen yönetici kadro veya pozisyonlarında bulunanlar görevden
alındıklarında veya görev süreleri sona erdiğinde;
1) Daha önce 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin “Ortak
Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan merkez
teşkilatına ait kadrolar ile mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri ve
yeterlilikleri aynı veya benzer nitelik arz eden merkez teşkilatına ait kadro
veya pozisyonlarda bulunanlar daha önceki bu kadro veya pozisyonlarına,
2) Daha önce (1) numaralı alt bentte belirtilen
kadrolarda bulunmayanlardan ek göstergesi 3600 (dâhil) ila 6400 (hariç) olarak
tespit edilen yönetici kadro veya pozisyonlarında toplam en az üç yıl görev
yapmış olanlar ilgili kuruma ait (1) numaralı alt bentte yer alan kadro veya
pozisyonlardan kurumlarınca tespit edilmiş olan kadro veya pozisyonlarına,
3) (2) numaralı alt bentte belirtilenlerden üç yıldan az
görev yapmış olanlar, bu maddeye göre ihdas edilmiş sayılan merkez veya taşra
teşkilatına ait araştırmacı kadro veya pozisyonlarına,
ç) Ek göstergesi 3600’den daha düşük tespit edilen
yönetici kadro veya pozisyonlarında bulunanlar görevden alındıklarında veya
görev süreleri sona erdiğinde;
1) Daha önce 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin “Ortak
Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan kadrolar ile
mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri ve yeterlilikleri aynı veya benzer nitelik
arz eden kadro veya pozisyonlarda bulunanlar daha önceki bu kadro veya
pozisyonlarına,
2) Diğerleri, bu maddeye göre ihdas edilmiş sayılan
merkez veya taşra teşkilatına ait araştırmacı kadro veya pozisyonlarına,
atanırlar. Bu şekilde atananlardan bir ay içinde talepte
bulunanlar, atamaya yetkili amirler tarafından bu fıkra kapsamında yer alan
yönetici kadro veya pozisyonları dışındaki daha önce bulundukları veya öğrenim
durumları itibarıyla ihraz etmiş oldukları unvanlara ilişkin kadro veya
pozisyonlara bir ay içinde atanırlar.
Birinci fıkra kapsamında atananlar ile anılan fıkranın
son cümlesi uyarınca talep üzerine yapılacak atamalar için uygun boş kadro veya
pozisyon bulunmaması hâlinde, bunlar için başka bir işleme gerek kalmaksızın,
söz konusu kadro veya pozisyonlar ihdas edilmiş ve kurumların kadro veya
pozisyon cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş sayılır. Bu şekilde ihdas
edilmiş sayılan kadro ve pozisyonlar boşalması hâlinde, herhangi bir işleme
gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Anılan kadro ve pozisyonlara
atananlar, atamaya yetkili amirleri tarafından belirlenen birimlerde istihdam
edilir.
Birinci fıkra hükmü kapsamında atananlardan birinci fıkra
kapsamında yer alan yönetici kadro veya pozisyonlarında kesintisiz olarak en az
iki yıl fiilen görev yapmış olanların mali hakları, atandıkları söz konusu
kadro veya pozisyonlarda bulunmaları kaydıyla, atandıkları tarihi takip eden ay
başından itibaren ikinci yılın sonuna kadar fiili çalışmaya bağlı ödemeler
hariç, önceki görevine ait ödeme unsurları esas alınarak verilmeye devam
edilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri
uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM,
Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız
SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN ve Kenan YAŞAR’ın katılımlarıyla
18/1/2024 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Derya
ATAKUL tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve
ilgili görülen KHK kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların
gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüşülüp düşünüldü:
A. Sınırlama Sorunu
3. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40.
maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak
bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı
görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının
ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptali için Anayasa
Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin
Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin
görevine giren bir davanın bulunmasının yanı sıra, iptali talep edilen kuralın
da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan
davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı
sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan
kurallardır.
4. 375 sayılı KHK’nın ek 37. maddesinin dördüncü
fıkrasında Sosyal Güvenlik İl Müdürü ile Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü
kadrosunda bulunanlardan görevden alınan veya görevleri sona erenler hakkında aynı
KHK’nın mülga ek 18. maddesinin (c) bendi ve bu bende bağlı hükümlerin uygulanacağı
belirtilmiştir. İtiraz konusu kural, anılan fıkrada yer alan “…İş Kurumu İl Müdürü…” ibaresidir. Buna göre Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü kadrosuna atanan
kamu görevlisi görevden alındığında veya görev süresi sona erdiğinde 375 sayılı
KHK’nın mülga ek 18. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı
alt bendi uyarınca; bir kariyer meslek mensubu ise tekrar kariyer meslek
kadrosuna atanacak, daha önce herhangi bir kariyer meslek grubuna dâhil olmayan
kamu görevlilerinden ise aynı bendin (2) numaralı alt bendine göre yönetici
pozisyonunda en az üç yıl görev yapmış olmak şartıyla kurumlarınca belirlenen
bir kariyer meslek kadrosuna atanabilecektir.
5. İtiraz yoluna başvuran Mahkemede görülmekte olan davanın
konusu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü pozisyonunda en az üç yıl görev yapmış,
daha önce kariyer meslek mensubiyeti olmayan kamu görevlisinin görevden
alındıktan sonra, özel yarışma sınavıyla girilen ve bir kariyer uzmanlığı olan
istihdam uzmanlığı kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin iptali talebine
ilişkindir. Bu durumda bakılmakta olan davanın konusu gözetildiğinde kuralın esasına
ilişkin incelemenin anılan KHK’nın mülga ek
18. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendi yönünden yapılması gerekir.
B. Anlam ve Kapsam
6. İtiraz konusu ibarenin yer aldığı ek 37. maddenin
dördüncü fıkrasında, Sosyal Güvenlik İl Müdürü ile Çalışma ve İş
Kurumu İl Müdürü kadrosunda görev yapmakta iken görevden alınan veya görev
süresi sona eren kamu görevlilerinin, görevden alındıktan sonra
atanabilecekleri kadroların belirlenmesinde 375 sayılı KHK’nın mülga ek 18.
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve bu bende bağlı hükümlerinin
uygulanacağı düzenlenmektedir.
7. Kuralın atıfta bulunduğu mülga ek 18. maddenin birinci
fıkrasında başbakanlık, bakanlıklar, bağlı ve ilgili kuruluşlar ile -başkan ve
üyeleri hariç olmak üzere- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi
ve Kontrol Kanunu’na ekli (III) sayılı Cetvel’de sayılan düzenleyici ve
denetleyici kurumlar ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda yönetici pozisyonunda
görev yapan kamu görevlilerinin, görevlerinden alınması veya görev sürelerinin
sona ermesi durumunda bu madde kapsamında atanacakları kadrolara yer
verilmiştir.
8. Anılan fıkrada atama yapılabilecek kadrolara çok
çeşitli ve ayrıntılı şekilde yer verilmiş olmakla birlikte itiraz konusu
kuralla atıfta bulunulan birinci fıkranın (c) bendinde, ek göstergeleri 3600
(dâhil) ilâ 6400 (hariç) olarak tespit edilen yönetici kadro veya
pozisyonlarında bulunanların görevden alındıklarında veya görev süreleri sona
erdiğinde atanacakları kadrolar düzenlenmiştir. Buna göre;
- Daha önce 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun 36. maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A)
fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan ve kariyer meslek olarak da
adlandırılan merkez teşkilatına ait kadrolar ile mesleğe alınmaları,
yetiştirilmeleri ve yeterlilikleri aynı veya benzer nitelik taşıyan merkez
teşkilatına ait kadro veya pozisyonlarda bulunanlar, daha önceki bu kadro veya pozisyonlarına
atanacaktır. Böylece 3600 (dâhil) ilâ 6400 (hariç) ek göstergeli yönetici
kadrosuna atanan bir denetim elemanı veya uzman, görevden alındığında veya
görev süresi sona erdiğinde tekrar denetim elemanı veya uzman kadrosuna atanabilecektir.
- Daha önce (1) numaralı alt bentte belirtilen kadrolarda
bulunmayanlardan ek göstergesi 3600 (dâhil) ilâ 6400 (hariç) olarak tespit
edilen yönetici kadro veya pozisyonlarında toplam en az üç yıl görev yapmış
olanlar da ilgili kuruma ait (1) numaralı alt bentte yer alan kariyer meslek
kadro veya pozisyonlarından kurumlarınca tespit edilmiş olan kadro veya
pozisyonlara atanacaktır. Başka bir ifadeyle daha önce herhangi bir kariyer
meslek grubuna dâhil olmaksızın ek göstergesi 3600 ilâ 6400 arasında olan yönetici
pozisyonundaki bir kadroya atanan kamu görevlisi, görevden alınması veya görev
süresinin sona ermesi durumunda, yönetici pozisyonunda en az üç yıl görev
yapmış olması şartıyla kurumunca belirlenen bir kariyer meslek kadrosuna atanabilecektir.
- Yönetici pozisyonunda üç yıldan az süreyle görev yapmış
olanlar ise merkez veya taşra teşkilatına ait araştırmacı kadro veya
pozisyonlarına atanacaktır.
9. 375 sayılı KHK’nın ek 18. maddesi 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK’nın 177. maddesiyle yürürlükten
kaldırılmıştır. Bununla birlikte 375 sayılı KHK’ya
1/7/2022 tarihinde eklenen ek 37. madde uyarınca, mülga ek 18. madde
hükümlerine yeniden uygulama alanı açılarak bakanlıklar ve diğer kamu
kuruluşlarındaki ünvansız daire başkanı ve muadili kadrolarda yer alıp görevden
alınan personel hakkında mülga ek 18. maddeye göre işlem tesis edilmesi
sağlanmıştır.
10. İtiraz konusu kuralla Çalışma ve İş Kurumu il
müdürleri hakkında da mülga ek 18. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi ve bu
bende bağlı hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda daha
önce herhangi bir kariyer meslek grubuna dâhil olmayan Çalışma ve İş Kurumu il
müdürlerinin yönetici pozisyonunda en az üç yıl görev yapmış olmak kaydıyla kurumlarınca
belirlenecek bir kariyer meslek kadrosuna atanmasına imkân tanınmıştır.
C. İtirazın Gerekçesi
11. Başvuru kararında özetle; daha önce kariyer meslek
sınıfında görev yapmayan İş Kurumu İl Müdürü pozisyonundaki kamu görevlilerinin,
görevden alındıktan sonra, özel yarışma sınavıyla girilen kariyer uzmanlık kadrolarına
atanmalarına imkân sağlayan kuralın mesleğe özel yarışma sınavıyla girenler
bakımından eşitsizliğe sebebiyet verdiği, kariyer ve liyakat ilkeleriyle
bağdaşmadığı, bu durumun çalışma barışını bozduğu belirtilerek kuralın Anayasa’nın
2., 10., 49. ve 70. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Ç. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
12. Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde “IV.
Kamu hizmetlerine girme hakkı” kenar başlığı altında 70. maddesinde kamu
hizmetlerine girme hakkına yer verilmiştir. “Hizmete girme” başlıklı
maddenin birinci fıkrasında “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına
sahiptir” denilmek suretiyle hakkın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında ise
“Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım
gözetilemez” denilmek suretiyle görevin gerektirdiği niteliklerin atamada
temel ölçüt olarak düzenleneceği ifade edilmiştir. Görevin gerektirdiği
nitelik kamu hizmetlerinin genel bir ilkesi olan liyakat esası üzerinde
belirginleşmektedir
13. Anayasa Mahkemesi; bugüne kadar verdiği kararlarla
kamu hizmetine girme hakkının sadece bu hizmetlere girmeyi değil, aynı zamanda
kamu hizmetlerinde bulunmayı ve kalmayı da güvence altına aldığını kabul
etmiştir (AYM, E.2021/104, K.2021/87, 11/11/2021, §§ 42-48).
14. Öte yandan Anayasa’nın anılan maddesinin lafzı ve
ruhunun bir bütün olarak yorumlanmasından hizmete alınmada esas olan liyakat
ilkesinin kadro ve statüler arasındaki geçişleri de kapsadığını vurgulamak gerekir.
Buna göre kamu görevlilerinin görevde ilerlemesi ile kadro ve statüler
arasındaki geçişleri de Anayasa’nın 70. maddesi kapsamında kalmaktadır.
15. Bununla birlikte kamu hizmetine girme hakkı, var olan
kariyer mesleğe, kadroya veya statüye ilerlemeyi veya atanabilmeyi güvence
altına almakta olup belli bir kariyer mesleğin, kadronun veya statünün
oluşturulmasını garanti etmemektedir. Kariyer mesleklerin, kadroların veya
statülerin oluşturulması kanun koyucunun takdirindedir. Ancak bir kariyer
meslek, kadro veya statü oluşturulduktan sonra bunlara atanabilme veya
ilerleyebilme şartları kanun koyucu tarafından anayasal güvencelere uygun
olarak düzenlenmek zorundadır.
16. Anayasa’nın 70. maddesinin ikinci fıkrasında hizmete
alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım
gözetilemeyeceği belirtilmek suretiyle atanma ve ilerleme ölçütlerinin görevin
gerektirdiği niteliklere uygun olarak düzenlenmesi zorunluluğuna işaret
edilmiştir. Buna göre atanma ve ilerleme ölçütlerinin görevin gerektirdiği
niteliklere uygun düzenlenmemesi Anayasa’nın 70. maddesinin ihlal edilmesine
neden olabilecektir. Hizmete alımda geçerli olan liyakat ilkesine uygunluk,
kamu hizmetinde ilerleme ve yükselmede de dikkate alınacak temel anayasal
güvencelerdendir.
17. Liyakat, ilgili meslek, kadro veya statüye verilen
görev ve yetkilerin gereği gibi ifa ve icra edilebilmesi için taşınması gereken
niteliklere sahip olunmasını ifade etmektedir. Bu bağlamda bir meslek, kadro
veya statüye atanmada veya yükselmede liyakat ilkesinin esas alınıp alınmadığı
belirlenirken söz konusu meslek, kadro veya statüye bağlanan görev ve
yetkilerin neler olduğu dikkate alınmalıdır.
18. 657 sayılı Kanun’da devlet memurları için uzmanlık ve
ihtisasa dayalı kariyer yolları oluşturulmuştur. Bu kapsamda anılan Kanun’un “Uzman
istihdamı” başlıklı ek 41. maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkralarında uzmanlığa atanmak için devlet memurluğuna atanmada aranan
şartların yanında ihtisaslaşmaya yönelik birtakım şartlar getirilerek devlet
memurluğu genel statüsü içerisinde daha özel bir hukuki statü olan kariyer
meslek grupları oluşturulmuştur. Anılan fıkralar uyarınca kariyer uzmanlık
mesleği;
- En az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler,
iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden veya bakanlıklar
ve kamu kurumlarınca yürütülen kurumsal hizmet gerekleri çerçevesinde en az
dört yıllık lisans eğitimi veren ve yönetmelikle belirlenen yükseköğretim
kurumlarından ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul
edilen yurt içindeki veya yurt dışındaki öğretim kurumlarından mezun olunduktan
sonra atanılabilen,
- Mesleğe uzman yardımcısı olarak özel yarışma sınavı ile alınan,
- En az üç yıl çalışmak ve istihdam edildikleri birimlerce
belirlenecek konularda hazırlayacakları uzmanlık tezinin, oluşturulacak tez
jürisi tarafından kabul edilmesi gerekli bulunan,
- Uzmanlık yeterlik sınavında başarılı olunması gereken,
- Yeterlik sınavında başarılı olanların uzman kadrolarına
atanabilmeleri için yabancı dil sınavından asgari (C), dışişleri uzmanlığı için
asgari (B) düzeyinde veya dil yeterliği bakımından bunlara denkliği kabul
edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan başka bir belgeye yeterlik
sınavından itibaren en geç iki yıl içinde sahip olunması gereken,
bir meslek grubudur.
19. Dolayısıyla anılan maddeye göre kamu kurumlarının
merkez teşkilatlarında kariyer meslek mensubu olarak istihdam edilebilmek için
bu mensubiyetin gerektirdiği; “üniversitelerin belirli bölümlerinde lisans
eğitimini tamamlamış olmak”, “mesleğe özel yarışma sınavı ile uzman
yardımcısı olarak alınmış olmak”, “uzman yardımcılığında en az üç yıl
çalışmış olmak”, “uzmanlık tezi hazırlamak ve bunun tez jürisi
tarafından kabul edilmesi”, “uzmanlık yeterlilik sınavında başarılı
olmak”, “yabancı dil sınavından asgari (c) düzeyinde puan almış olmak”
şeklinde sayılabilecek asgari şartları sağlamak gerekmektedir.
20. 657 sayılı
Kanun’un 36. maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11)
numaralı bendinde kamu kurumlarındaki kariyer uzmanlık kadroları tek tek
sayılmıştır. Anılan bent incelendiğinde kariyer meslek olarak da
adlandırılan ve mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle hak
kazanılan kadroların kariyer uzmanlık kadrolarından ibaret olmadığı da açıktır.
Söz konusu maddenin (A) fıkrasının (11) numaralı bendine göre bakanlıklar ile
diğer kamu kurumlarında istihdam edilen denetim elemanları da kariyer meslek
mensubu olup bunların mesleğe alınmalarında özel yarışma sınavı dışında aranan
şartlar genellikle ilgili kurumların mevzuatında özel olarak belirlenmiştir.
21. İtiraz konusu kuralla 375 sayılı KHK’nın mülga ek 18.
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendine atıfla daha önce herhangi bir kariyer meslek grubuna dâhil
olmayan Çalışma ve İş Kurumu il müdürlerinin yönetici pozisyonunda en az üç yıl
görev yapmış olmak kaydıyla kurumlarının merkez teşkilatına ait bir kariyer
meslek kadrosuna atanmasına imkân tanınmaktadır. Mülga ek 18. maddenin anılan
alt bendi söz konusu atamanın uzman veya denetim elemanı kadrolarından
kurumlarınca belirlenecek herhangi birine yapılabilmesini mümkün kılmakla
birlikte 657 sayılı Kanun’un 36. maddesinin “Ortak
Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde Türkiye İş
Kurumunun (Kurum) merkez teşkilatına ait denetim elemanı kadrosu bulunmadığı
gözetildiğinde atamanın Kurumun merkez teşkilatındaki kariyer uzman kadrolarına
yapılabileceği anlaşılmaktadır.
22. 657 sayılı Kanun’un 36. maddesinin “Ortak
Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendi, ek 41. maddesi ve
anılan Kanun’a ekli (1) sayılı Cetvel gözönünde bulundurulduğunda kanun
koyucunun bakanlıklar ile diğer kamu kurumlarının merkez teşkilatı kadrolarında
görevlendirilmek üzere istihdam edeceği kariyer meslek mensuplarına özel önem
atfettiği görülmektedir. Nitekim merkez teşkilatı kadrosunda kariyer uzman
olarak atanmaya hak kazanabilmek için üniversitelerin belirli bölümlerinden
mezun olma şartına ilave olarak içinde pek
çok sınav ve yeterlilik unsuru taşıyan şartlar getirilmiştir. Bu bağlamda merkez teşkilatı kadrosunda istihdam edilecek tüm
uzmanlar için mesleki yeterliliğin yanında asgari (c) düzeyinde yabancı dil
bilgisi yeterliliği aranmıştır. 657 sayılı
Kanun’un ek 41. maddesinin beşinci fıkrasında; tez, yeterlilik sınavı veya
yabancı dil bilgisi şartlarında başarı sağlayamayanların uzman yardımcısı
ünvanını kaybedeceği ve kurumlarında durumlarına uygun memur ünvanlı kadrolara
atanacakları düzenlenmiştir.
23. Uzman yardımcılığına atanmış olsalar dahi sayılan
şartları yerine getiremeyen kamu görevlilerinin uzmanlık yerine memur kadrosuna
atanması, bu şartların, bakanlıklar ile diğer kamu kurumlarının merkez
teşkilatlarında görevlendirilen ve belirli bir alanda teknik bilgi ve beceri
gerektiren kariyer uzmanlık mesleğinin temel unsurları olduğunu göstermektedir.
Kanun’a ekli (1) sayılı Cetvel ile kanun koyucunun, bakanlıklar ile diğer kamu kurumlarının
merkez teşkilatları ile taşra teşkilatlarının kariyer meslek kadrolarında
görevli uzman ve denetim elemanlarının aylık ve ödenekleri ile diğer özlük
hakları açısından da bir farklılaştırmaya gitmiş olması bu tespiti
doğrulamaktadır.
24. Memurların yönetici kadrolarına atanmaları veya bu
görevlerden alınarak başka bir kadroya atanmaları statü hukukuna ilişkindir.
Statü hukukuna göre yürütülen görevlere atanmanın usulleri, görevin kapsamı ve
süresi ile ilgili konularda düzenleme yapmak anayasal ilkelere aykırı olmamak
kaydıyla kanun koyucunun takdirindedir. Bu bağlamda, kanun koyucu, yönetici
kadrosunda görev yapan kamu görevlilerinin görevden alınması veya görev
süresinin dolması durumunda atanacakları kadroları statü hukuku çerçevesinde
belirleyebilir.
25. Dolayısıyla farklı
uygulamalara sebebiyet vermemek, uygulamada farklı yorumlardan kaynaklanan
sorunları gidermek amacıyla yönetici kadrosunda görev yapmakta iken görevden
alınan veya görev süresi sona eren kamu görevlilerinin atanabileceği kadroları
belirleyen düzenlemeler yapmak kanun koyucunun takdirindedir. Bununla birlikte
yönetici kadrosunda bulunanların bu görevleri sona erdikten sonra atanacakları
kadroların belirlenmesinde de liyakat ilkesi gözetilmelidir. Anılan mevzuat
hükümleri de gözetildiğinde kariyer uzmanlıkları belli bir alanda teknik bilgi
ve beceri sahibi olmayı gerektirmekte olup yöneticilik görevi icra etmek bu
vasıfları kendiliğinden kişiye kazandırmamaktadır.
26. 15/7/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan (4) numaralı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve
Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’nin 615. maddesi uyarınca Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığının ilgili kuruluşudur. Çalışma ve İş Kurumu il müdürlerinin ise
10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (3) numaralı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum
ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne ekli (I)
ve (II) sayılı Cetveller’de yer almamaları nedeniyle üst kademe kamu yöneticisi
olmadıkları açıktır. Bu itibarla Kurumun il müdürü kadrosuna atama 657 sayılı
Kanun’un 68. maddesinin (B) fıkrası ile 76. maddesi kapsamında yapılmaktadır.
27. Anılan Kanun’un 68. maddesinin (B) fıkrasına göre
tamamının kamu hizmetinde geçirilmesi gerekmeyen belirli hizmet sürelerinin
varlığı ile yüksek öğrenim görmüş olmak il müdürü kadrosuna atanabilmek için
yeterli olmaktadır. İl müdürü olarak atananlardan da Kurumun merkez
teşkilatında yer alan istihdam uzmanı kadrosuna atanmaya hak kazanabilmek için
kural uyarınca yönetici pozisyonunda en az üç yıl görev yapmış olma şartı
aranmaktadır. Böylece bu kişilerden Kurumun merkez teşkilatının kariyer uzman
kadrosu için öngörülen anılan asgari şartları taşıması beklenmemekte, il müdürü
kadrosunda üç yıl süreyle görev yapmış olmak istihdam uzmanı kadrosuna atanmak
için yeterli görülmektedir.
28. Anayasa’nın 70. maddesinde kamu hizmetine alımlarda
bu hizmeti yerine getirecek kişinin görevin gerektirdiği niteliklere sahip
olması gerektiği belirtilerek görev ile nitelik arasındaki öneme vurgu
yapılmıştır. Dolayısıyla üstlenilen kamu görevi ve bu görevin gerektirdiği
nitelik birbirinden ayrı düşünülemez. Buna göre, o nitelikler görevlilerde
bulunmadıkça o görev yerine getirilemeyecek ya da iyi bir biçimde yerine
getirilemeyecekse buna ilişkin niteliğin görevin gerektirdiği nitelik olarak
kabulü mümkündür (benzer değerlendirmeler için bkz. AYM, E.1979/19, K.1979/39,
9/10/1979).
29. 657 sayılı Kanun’un ek 41. maddesiyle kamu kurum ve
kuruluşlarının merkez teşkilatında yer alan kariyer uzmanlıkları için getirilen
atama şartlarının, istihdam uzmanlığı görevinin gerektirdiği asgari nitelikler
olduğunda şüphe bulunmamaktadır. Kuralda ise Kurumun taşra teşkilatı olan
Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüklerinde görev yapan il müdürlerinin söz konusu
kadroda üç yıl süreyle görev yapmış olmak kaydıyla anılan maddede yer alan
şartları taşımadan istihdam uzmanı kadrosuna atanmasına imkân tanınmaktadır.
30. İstihdam uzmanlığının Kurumun merkez teşkilatında yer
alan bir kadro olduğu gözetildiğinde, kamu kurum ve kuruluşlarının merkez
teşkilatında yer alan kariyer meslek kadrolarına atanmak için 657 sayılı
Kanun’un ek 41. maddesinde düzenlenen asgari şartlar aranmaksızın Kurumun taşra
teşkilatında üç yıl süreyle il müdürü olarak görev yapanların da anılan kariyer
meslek kadrolarına atanmalarına imkân tanıyan kuralın görevin gerektirdiği
niteliklere sahip olma ölçütünü karşıladığı söylenemez. Bu itibarla kural
Anayasa’nın 70. maddesiyle güvence altına alınan kamu hizmetine alımda ve
hizmetin devamında aranan liyakat ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
31. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 70. maddesine
aykırıdır. İptali gerekir.
Kadir ÖZKAYA, Recai AKYEL, İrfan FİDAN, Muhterem İNCE,
Yılmaz AKÇİL ile Ömer ÇINAR bu görüşe katılmamışlardır.
Kural, Anayasa’nın 70. maddesine aykırı görülerek iptal
edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 2., 10. ve 49. maddeleri yönünden
incelenmemiştir.
IV. İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ
32. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrasında kanunun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin veya Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü’nün belirli kurallarının iptali, diğer bazı hükümlerinin veya
tamamının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa bunların da Anayasa Mahkemesince
iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir.
33. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrasının önceki hâlinde KHK’lara da yer verilmiş iken 2/7/2018 tarihli ve 703
sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’nin 209. maddesiyle söz konusu fıkrada yer alan “…kanun hükmünde
kararnamenin…” ibareleri “…Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin…”
şeklinde değiştirilmiştir.
34. Anılan değişikliğin “Anayasada yapılan
değişikliklere uyum sağlanması amacıyla 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda ibare
değişiklikleri yapılması amaçlanmaktadır” biçimindeki gerekçesi, Anayasa’da
6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler kapsamında KHK çıkarılabilme
imkânına anayasal olarak son verildiği ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin
Anayasa’da geniş biçimde yeniden düzenlendiği gözetildiğinde 6216 sayılı
Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle ulaşılmak
istenen amacın Anayasa Mahkemesinin KHK’lara ilişkin anılan fıkra kapsamındaki
görev ve yetkisinde herhangi bir değişiklik yapmak olmayıp KHK çıkarılabilme imkânına
son veren ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yargısal denetiminin Anayasa
Mahkemesince yapılmasını öngören Anayasa değişikliğine uyum sağlamak olduğu
anlaşılmaktadır. Nitekim Anayasa’ya 6771 sayılı Kanun’la eklenen geçici 21.
maddenin (F) fıkrasının “Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler
hakkında 152 nci ve 153 üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur” hükmünü
içeren ikinci cümlesinde “…devam olunur” ibaresine yer verilmesi de
KHK’lara ilişkin yargısal denetim görev ve yetkisinin söz konusu Anayasa
değişikliği öncesinde mevcut olduğu şekliyle devamının amaçlandığını
göstermektedir (AYM, E.2018/115, K.2020/81, 30/12/2020, § 59).
35. Bu bağlamda kanun koyucu da Anayasa Mahkemesinin
KHK’lara ilişkin görev ve yetkisinin kapsamının var olduğu şekliyle aynen
devamını sağlamak amacıyla 6216 sayılı Kanun’a 703 sayılı KHK ile eklenen
geçici 2. maddenin (4) numaralı fıkrasında “Mahkemenin kanun hükmünde
kararnamelere ilişkin görev ve yetkileri devam eder” hükmüne yer vermiştir.
Mahkemenin KHK’lara ilişkin görev ve yetkisinin KHK kurallarının iptalinin
diğer bazı KHK hükümlerinin uygulanmaması sonucunu doğurması durumunda onların
iptalini de içerdiği açıktır. Bu çerçevede 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin
(4) numaralı fıkrası, geçici 2. maddenin (4) numaralı fıkrasıyla birlikte
yorumlandığında Anayasa Mahkemesinin, KHK’nın belirli kurallarının iptali
sonucunda uygulanma imkânı kalmayan diğer bazı hükümlerinin veya tümünün
iptaline karar verme görev ve yetkisinin de aynen devam ettiğinin kabulü
gerekir (AYM, E.2018/122, K.2020/14, 19/2/2020, § 47; E.2018/115, K.2020/81,
30/12/2020, § 60).
36. 375 sayılı KHK’nın ek 37. maddesinin dördüncü fıkrasında
yer alan “…İş Kurumu İl Müdürü…” ibaresinin iptali nedeniyle uygulanma
imkânı kalmayan anılan cümlede yer alan “...Çalışma ve...” ibaresinin
6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali
gerekir.
V. HÜKÜM
27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname’ye 1/7/2022 tarihli ve 7417 sayılı Kanun’un 59. maddesiyle eklenen ek
37. maddenin dördüncü fıkrasında yer alan;
A. “...İş Kurumu İl Müdürü...” ibaresinin esasına
ilişkin incelemenin “anılan Kanun
Hükmünde Kararname’nin mülga ek 18. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin
(2) numaralı alt bendi” yönünden yapılmasına OYBİRLİĞİYLE,
B. “...İş
Kurumu İl Müdürü...” ibaresinin “anılan Kanun Hükmünde
Kararname’nin mülga ek 18. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (2)
numaralı alt bendi” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Kadir ÖZKAYA, Recai
AKYEL, İrfan FİDAN, Muhterem İNCE, Yılmaz AKÇİL ile Ömer ÇINAR’ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
C. “...Çalışma
ve...” ibaresinin 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
23/7/2024 tarihinde
karar verildi.
Başkan
Kadir ÖZKAYA
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Basri BAĞCI
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|
Üye
Muhterem İNCE
|
Üye
Yılmaz AKÇİL
|
Üye
Ömer ÇINAR
|
|
|
|
|
KARŞI OY
1. Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü olarak görev yapmakta
iken görevden alınan kişinin istihdam uzmanı kadrosuna atanmasına ilişkin
işlemin iptali istemiyle İstihdam Uzmanları
Derneği tarafından açılan davada,
27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye 1/7/2022 tarihli ve
7417 sayılı Kanun’un 59. maddesiyle eklenen ek 37. maddenin dördüncü fıkrasında
yer alan “…İş Kurumu İl Müdürü…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu
kanısına varan İdare Mahkemesi iptali için başvurmuştur.
2. 375 sayılı KHK’nın ek 37. maddesinin dördüncü
fıkrasında Sosyal Güvenlik İl Müdürü ile Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü
kadrosunda bulunanlardan görevden alınan veya görevleri sona erenler hakkında
aynı KHK’nın mülga ek 18. maddesinin (c) bendi ve bu bende bağlı hükümlerin
uygulanacağı belirtilmiştir.
3. Buna göre Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü kadrosuna
atanan kamu görevlisi görevden alındığında veya görev süresi sona erdiğinde 375
sayılı KHK’nın mülga ek 18. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1)
numaralı alt bendi uyarınca; bir kariyer meslek mensubu ise tekrar kariyer
meslek kadrosuna atanacak, daha önce herhangi bir kariyer meslek grubuna dâhil
olmayan kamu görevlilerinden ise aynı bendin (2) numaralı alt bendine göre
yönetici pozisyonunda en az üç yıl görev yapmış olmak şartıyla kurumlarınca
belirlenen bir kariyer meslek kadrosuna atanabilecektir.
4. Mahkememiz çoğunluğu tarafından, daha önce herhangi
bir kariyer meslek grubuna dâhil olmayan Çalışma ve İş Kurumu il müdürlerinin
yönetici pozisyonunda en az üç yıl görev yapmış olmaları kaydıyla kurumlarınca
belirlenecek bir kariyer meslek kadrosuna atanmalarına imkân tanıyan kuralın,
iptaline karar verilmiştir.
5. Çoğunluğun gerekçesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının
merkez teşkilatında yer alan kariyer meslek kadrolarına atanmak için 657 sayılı
Kanun’un ek 41. maddesinde düzenlenen asgari şartlar aranmaksızın Kurumun taşra
teşkilatında üç yıl süreyle il müdürü olarak görev yapanların anılan kariyer
meslek kadrolarına atanmalarına imkân tanıyan kuralın görevin gerektirdiği
niteliklere sahip olma ölçütünü taşımadığı ve Anayasanın 70. maddesine aykırı
olduğu sonuca ulaşılmıştır.
6. Aşağıda açıklanan nedenlerle tarafımızca bu sonuca
iştirak etmek mümkün olmamıştır.
7. Anayasa Mahkemesi bugüne kadar, Anayasa’nın 70.
maddesinde güvence altına alınan kamu hizmetine girme hakkının, kamu görevine
zaten girmiş/alınmış olan kişilerin kadro ve statüler arasındaki geçişlerini de
kapsadığını içtihat etmemiştir. Çoğunluk görüşünde de bu yönde bir atıf
bulunmamaktadır.
8. Çoğunluk görüşünde, anılan hususun söz konusu 70.
maddenin kapsamına dahil edilmesinin gerekçesi “14. … Anayasa’nın anılan
maddesinin lafzı ve ruhunun bir bütün olarak yorumlanmasından hizmete alınmada
esas olan liyakat ilkesinin kadro ve statüler arasındaki geçişleri de
kapsadığını vurgulamak gerekir. Buna göre kamu görevlilerinin görevde
ilerlemesi ile kadro ve statüler arasındaki geçişleri de Anayasa’nın 70.
maddesi kapsamında kalmaktadır.” şeklinde ifade edilmiştir.
9. Görüldüğü üzere Çoğunlukça konu 70. maddenin kapsamına
alınırken, Anayasa’nın 70. maddesinin “lafzına” ve “ruhuna”
dayanılmıştır. Gerekçe olarak söz konusu maddenin lafzı ve ruhu gösterilmiştir.
Ancak kararda maddenin lafzının ve ruhunun ne şekilde bu yorumu gerektirdiğine
dair hiçbir açıklama yapılmamıştır. Maddenin lafzı “Her Türk, kamu hizmetlerine
girme hakkına sahiptir. / Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden
başka hiçbir ayırım gözetilemez.” şeklindedir. Görüldüğü gibi lafızda
sadece “hizmete girme” ve “hizmete alım”dan söz edilmekte olup,
kamu hizmetine zaten girmiş/alınmış kişilerin “kadro ve statüler arasındaki
geçişleri” ile ilgili olan ya da bunu herhangi bir şekilde ima eden
herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Maddenin ruhundan kastedilenin ne olduğuysa
anlaşılamamaktadır.
10. Anayasa’nın 70. maddesinin lafzının yukarıda
belirtilen şekilde yorum yapmaya elverişli olmadığı bir durumda ise tarihsel
yorum, sistematik yorum ve uluslararası belgeleri de dikkate alan amaçsal yorum
yöntemleri uygulanarak bir sonuca varılması gerekir. Nitekim Anayasa Mahkemesi
bu yöntemleri uygulayarak Anayasa’nın 70. maddesinin kapsamına ilişkin
içtihadını geliştirmiş ve ilk defa yakın tarihli bir kararında kamu hizmetine
girme hakkının sadece bu hizmetlere girmeyi değil, aynı zamanda kamu
hizmetlerinde bulunmayı ve kalmayı da güvence altına aldığını kabul etmiştir
(AYM, E.2021/104, K.2021/87, 11/11/2021, §§ 42-48). Anılan kararda Mahkeme,
kamu hizmetine girme hakkının 1924 ve 1961 Anayasalarındaki düzenleniş
biçimini, 70. maddenin 1982 Anayasası içinde sistematik olarak düzenlendiği
yeri ve aynı ana başlık altında yer alan 71. maddede kullanılan lafzı, aynı
hakkın uluslararası sözleşmeler ve belgelerdeki düzenleniş biçimini dikkate
alıp, ayrıntılı değerlendirmeler yaparak belirtilen sonuca varabilmiştir.
11. Ancak eldeki itiraz başvurusunda çoğunluk görüşünde
hiçbir açıklama yapılmadan -önceki karara konu hususa kıyasla maddenin
kapsamına girmesi daha güç olan bir husus olan- kamu hizmetine zaten
girmiş/alınmış kişilerin, “kadro ve statüler arasındaki geçişleri” madde
kapsamına dahil edilmiştir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin Anayasa
maddelerinin lafzından anlaşılmayan bir hususun tutarlı ve ikna edici şekilde
dayanakları gösterilmeden ilgili Anayasa hükmü kapsamına dahil edilmesi ve
böylelikle daha yüksek bir standardı ifade eden temel hak ve özgürlük düzeyinde
anayasal koruma sağlanması Anayasa Mahkemesinin Anayasa hükümlerini yorumlama
görevi ile Anayasa koyucu gibi hareket etme arasında asla aşılmaması gereken
sınırı belirsizleştirebilir.
12. Hal böyle olunca somut başvuruda, itiraz konusu kuralın,
önceki içtihattan farklılaştırılarak Anayasa’nın 70. maddesi kapsamında
incelenmesi şeklindeki çoğunluk görüşüne katılmamakta ve önceki içtihadın devam
ettirilmesi gerektiğini değerlendirmekteyim.
13. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadında ise benzer
meseleler Anayasa’nın 70. maddesiyle ilgili görülmeyip, 2 ve 10. maddesi
kapsamında incelenmiş ve Anayasa’ya aykırı bulunmamıştır (AYM, E.2014/177,
K.2015/49, 14/05/2015; AYM, E.2014/87, K.2015/112, 08/12/2015). Daha da
önemlisi eldeki itiraz başvurusunda dava konusu ibarelerin bulunduğu kuralda İş
Kurumu İl Müdürü kadrosunda bulunanlardan görevden alınan veya görevleri sona
erenler hakkında mülga ek 18 inci maddenin (c) bendi ve bu bende bağlı
hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş ve dava konusu ibareler 375 sayılı KHK’nın
mülga ek 18. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendi
yönünden incelenmiştir. Anılan alt bent ise daha önce Anayasa Mahkemesi
tarafından incelenmiş ve Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı bulunmamıştır
(AYM, E.2015/61, K.2016/172, 02/11/2016, §§ 128-132). Bu durumda Mahkeme
aynı konuyu daha önce incelemiş ve Anayasa’ya aykırı bulmamışken, çoğunluk
görüşünde bu kez Anayasa’ya aykırı bulunmuştur. Ancak çoğunluk görüşünde
aynı konuya ilişkin karardan neden ayrılındığı ise açıklanmamıştır. Üstelik
çoğunluk görüşünde dava konusu kural başka kanun hükümleriyle kıyaslaması
yapılarak sonuca varılmış anayasallık denetiminin ötesinde bir denetim
yapılmıştır.
14. Hal böyle olunca, Mahkememizin yerleşik içtihadı
çerçevesinde ve anılan içtihat da belirtilen gerekçelerle dava konusu
ibarelerin Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olmadığını, Anayasa’nın 49. ve 70. maddeleriyle ise ilgisinin
bulunmadığını düşünüyor ve çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Mahkememiz çoğunluğu tarafından, daha önce herhangi bir kariyer
meslek grubuna dâhil olmayan Çalışma ve İş Kurumu il müdürlerinin yönetici pozisyonunda
en az üç yıl görev yapmış olmaları kaydıyla kurumlarınca belirlenecek bir
kariyer meslek kadrosuna atanmalarına imkân tanıyan kuralın, iptaline karar
verilmiştir.
2. Çoğunluğun gerekçesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının merkez
teşkilatında yer alan kariyer meslek kadrolarına atanmak için 657 sayılı
Kanun’un ek 41. maddesinde düzenlenen asgari şartlar aranmaksızın Kurumun taşra
teşkilatında üç yıl süreyle il müdürü olarak görev yapanların anılan kariyer
meslek kadrolarına atanmalarına imkân tanıyan kuralın görevin gerektirdiği
niteliklere sahip olma ölçütünü taşımadığı ve Anayasanın 70. maddesine aykırı
olduğu sonuca ulaşmıştır.
3. Kamu görevlileri ile kamu yönetimleri arasındaki hizmet
ilişkileri kural tasarruflarla düzenlenen statü hukukuna tabidir. Kamu
personeli, belirli bir statüde, nesnel kurallara göre hizmet yürütmekte, o
statünün sağladığı aylık, ücret, atanma, yükselme, nakil gibi kimi öznel
haklara sahip olmaktadır. Bu kapsamda memurların yönetici kadrolarına
atanmaları veya bu görevlerden alınarak başka bir kadroya atanmaları da statü
hukukuna ilişkindir. Statü hukukuna göre yürütülen görevlere atanmanın
usulleri, görevin kapsamı ve süresi ile ilgili konularda anayasal ilkelere
aykırı olmamak kaydıyla düzenleme yapmak kanun koyucunun takdirindedir.
4. İtiraz konusu kuralla, yönetici kadrosunda görev yapmakta iken
görevden alınan veya görev süresi sona eren kamu görevlilerinin görevden
alındıktan sonra atanabileceği kadroları belirleyerek uygulamada farklı
yorumlardan kaynaklanan sorunları gidermek amacıyla düzenleme yapıldığı
anlaşılmaktadır. Bu amacın kamu yararına yönelik olmadığı
söylenemez. İptali istenilen kural ile amaçlanan kamu yararının gerçekleşip
gerçekleşmeyeceği ise anayasallık denetiminin kapsamı dışındadır.
5. Kuralın düzenlenme amacı gözetildiğinde, mahkememiz çoğunluğu
tarafından öncelikle Anayasa’nın 70. maddesi yönünden yapılan incelemeye ve
ulaşılan sonuca katılmak mümkün olmamıştır.
6. Anayasa’nın 70. maddesinde kamu hizmetlerine girme hakkına yer
verilmiştir. Öte yandan Anayasa Mahkemesi (AYM) kamu hizmetine girme hakkının
sadece bu hizmetlere girmeyi değil, aynı zamanda kamu hizmetlerinde bulunmayı
ve kalmayı da güvence altına aldığını kabul etmiştir (AYM, E.2021/104,
K.2021/87, 11/11/2021, §§ 42-48).
7. Bununla beraber kamu görevlilerinin kadro ve statüler arasındaki
geçişlerinin de Anayasa’nın 70. maddesi kapsamında olduğunu söylemek ise
güçtür. Nitekim AYM benzer bir kural hakkında yaptığı denetimde kuralı,
Anayasa’nın 70. maddesiyle ilgili görmemiştir (AYM, E.2014/87, K.2015/112,
08/12/2015, § 77). AYM, kadro ve statüler arasındaki geçişleri Anayasa’nın 2.
ve 128 maddeleri yönünden incelemiştir (AYM, E.2022/47, K.2023/124, 13/07/2023,
§ 21).
8. Bu itibarla, öncelikle kuralın Anayasa’nın 70. maddesi yönünden
incelenmesi yönteminin AYM uygulamasına aykırı olduğunu belirtmek gerekir. Öte
yandan bir an için inceleme yönteminin doğru olduğu kabul edilse bile
çoğunluğun gerekçesi göz önüne alındığında, statü hukukuna ilişkin
düzenlemelerde geniş takdir yetkisine sahip olan kanun koyucunun iradesinin
yerindelik sınırının aşılarak denetlendiği izlenimi oluşmaktadır.
9. Şu hâlde itiraz konusu kuralın öncelikle inceleme yönteminin
doğru belirlenmesi ve denetimin ona göre yapılması gerekmektedir. Dava konusu
kuralın Anayasal denetim bağlamında iki yönü bulunmaktadır. Bunlardan ilki, yönetici
pozisyonunda görev yapan personelin görevden alınması durumunda kariyer meslek
kadrosuna atanmasını öngören kuralın, ilgili personelin bu işleme karşı dava
açma hakkına engel oluşturup oluşturmadığı hususu; diğeri de kuralın kişilerin
kazanılmış haklarına ölçüsüz bir müdahalede bulunup bulunmadığıdır.
10. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes meşru
vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”
denilerek yargı organlarına davacı ve davalı olarak başvurabilme ve bunun doğal
sonucu olarak da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına
alınmıştır. Anayasa’nın 125. maddesinde ise “İdarenin her türlü eylem ve
işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” denilmektedir.
11. Her iki maddeyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama
özgürlüğü, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde diğer temel hak
ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını
sağlayan en etkili güvencelerden biridir. Kişilere yargı mercileri önünde dava
hakkı tanınması adil bir yargılamanın ön koşulunu oluşturur.
12. Kuralda, Çalışma ve İş Kurumu il müdürlerinin kariyer uzmanı
olarak atanmış sayılmasına değil, bu kadrolarda çalışanlardan kuralda
belirtilen koşulları taşıyanların idare tarafından atanabilmesine imkân
tanınmaktadır. Dolayısıyla dava konusu kuralın doğrudan uygulanma kabiliyeti
bulunmamakta olup kuralın uygulanabilmesi için idarenin idari işlem tesis
etmesi gerekmektedir. Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca kural olarak tüm idari
işlemlerde olduğu gibi anılan idari işlemler yönünden de kişilerin yargı mercilerine
başvurması mümkün olduğundan kuralın hak arama özgürlüğünü zedeleyen bir yönü
bulunmamaktadır.
13. Kazanılmış haklar hususuna gelince: Anayasa'nın 2. maddesinde
belirtilen hukuk devleti ve bu bağlamda hukuki güvenlik ilkesi gereğince,
hukuki veya fiili bir zorunluluk olması haline bağlı olsa dahi kamu
görevlilerinin bulundukları görevden alınıp başka görevlere atanmaları
konusunda bir kanuni düzenleme yapılırken onların bu kapsamdaki kazanılmış
haklarının ihlal edilmemesi gerekir.
14. Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğü kadrosu için öngörülen ek
gösterge ile kariyer uzmanlığı kadrosunun ek göstergesinin aynı olduğu göz
önüne alındığında kuralın, kişilerin bulunduğu statülerden doğan, tahakkuk
etmiş ve kendileri yönünden kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş
haklarını ihlal edici nitelikte bir düzenleme olmadığı anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla kuralla, kazanılmış hakları ihlal edici bir müdahale de söz konusu
değildir.
15. Açıklanan nedenlerle kuralın Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine
aykırı olmadığı sonucuna ulaşıldığından, çoğunluğun görüşüne iştirak
edilmemiştir.
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Muhterem İNCE
|
Üye
Yılmaz AKÇİL
|
Üye
Ömer ÇINAR
|
|
|
|
|