“…
Kanun’un 4. maddesinin üçüncü fıkrası ile kamu idarelerinin 2018
yılı ödenek üstü giderlerini karşılamak üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri
için 63.245.103.174,95 Türk lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler için
50.450.662,19 Türk lirası,
c) (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici
kurumlar için 163.648,89 Türk lirası, tamamlayıcı ödeneğin kabul edilmesi hükme
bağlanmıştır.
İptali istenen hüküm, 23.12.2017 tarihli ve 7066 sayılı 2018
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile verilen ödeneklerin üzerinde harcama
yapan kamu idarelerine, 2019 yılında Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanarak
TBMM’ye sunulan 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifine konulan
hükümle düzenleme yapılmak suretiyle, bütçe yılı geçtikten sonra ödenek
verilmesine ilişkindir.
Anayasa’nın 87. maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
görev ve yetkileri arasında “kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak” yanında
“bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek” görev ve
yetkisine de ayrıca yer verilmiştir. Bütçe kanunları ile kesin hesap
kanunlarını öteki kanunlardan ayrı tutan bu kural karşısında, kanun ile
düzenlenmesi gereken bir konunun kesin hesap kanunu ile düzenlenmesi veya
herhangi bir kanunda yer alan hükmün kesin hesap kanunları ile değiştirilmesi
ve kaldırılması olanaksızdır.
Anayasa’nın 88. maddesinde, kanunların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde
teklif, görüşülme usul ve esasları düzenlenirken, bütçe kanunları ile kesin
hesap kanunlarının teklif edilmesi ile görüşülme usul ve esasları 161. maddede
ayrıca belirtilmiştir. Bu maddelere göre; olağan kanunlara ilişkin teklifte
bulunmaya yalnız milletvekilleri yetkili iken, kesin hesap kanun teklifleri ile
bütçe kanun teklifleri sadece Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanabilmekte; kesin
hesap kanun tekliflerinin görüşmeleri, olağan yasalardan farklı olarak, bütçe
kanunu teklifleri ile birlikte yapılarak, karara bağlanmaktadır. Bu itibarla,
kesin hesap kanunlarının teklif edilmesi ve görüşülmesinde olağan kanunlardan
farklı bir yöntem kabul edilmiştir.
Anayasa’da birbirinden tamamen ayrı ve değişik olarak düzenlenen
bu iki kanunlaştırma yönteminin doğal sonucu olarak, olağan kanun ile
düzenlenmesi gereken bir konunun, bütçe kanunu veya kesin hesap kanunu ile
düzenlenmesi, değiştirilmesi veya kaldırılması olanaksızdır.
Kesin hesap kanunu, hukuki yapısı itibariyle genel, kişilik dışı
ve tek yanlı bir işlem değil, içeriği statü olarak daha önceden belli olan şart
işlemlere örnektir. Bundan dolayı kesin hesap kanunlarına yılı bütçesinin
uygulama sonuçlarını gösteren hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Bütçe ve kesin hesap yasaları olağan yasalardan farklı olarak,
hak/yetki ve yükümlülüklerin kaynağı olan sürekli düzenleyici hükümleri
içermez. Bu ilke, bütçe ve kesin hesap kanunlarının sınırlı ve süreli
karakterinden kaynaklanır. Bütçe ve kesin hesap kanunlarında düzenleyici
hükümlere yer vermek, hak/yetki ve yükümlülüklere ilişkin dönemsel keyfî
düzenlemelerin önünü açacağı gibi; “normatif enflasyon” diye tabir edilen ve
siyasetin takip edilebilirliğini imkânsız kılan demokratik tehdidi
yükseltecektir. Diğer yandan, bütçe ve kesin hesap kanun teklifleri yürütme
organının inisiyatifinde hazırlanır. Parlamenter sistemlerde bakanlar kuruluna
tanınan kanun tasarısı yetkisi, yürütme organının tek bir kimse tarafından
temsil edildiği yönetim sistemlerinde, sistemin bir hukuk devleti sistemi
olarak sürmesi için kaçınılmaz olan “yasamanın yürütmeden sert ayrılığı” ilkesi
gereği yürütme organına tanınmaz. Bütçe ve kesin hesap yasalarında düzenleyici
hükümlere yer vermek, yürütme organına kanun tasarısı yetkisi vermek anlamına
gelir.
Anayasa’nın 161. maddesinin;
İkinci fıkrasında;
“Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin
hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile yatırımlar veya bir yıldan fazla
sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe
kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.” hükmüne,
Yedinci fıkrasında ise;
“Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek
tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz.”
hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa’nın, 161. maddesinin ikinci fıkrasında bütçenin
hazırlanması, uygulanması ve kontrolüne ilişkin göndermede bulunduğu kanun,
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’dur. 5018 sayılı Kanun’un;
“Ödeneklerin kullanılması” başlıklı 20. maddesinin birinci
fıkrasının;
(d) bendinde;
“Kamu idareleri, bütçelerinde yer alan ödeneklerin üzerinde
harcama yapamaz. Bütçeyle verilen ödenekler, tahsis edildikleri amaçlar
doğrultusunda yılı içinde yaptırılan iş, satın alınan mal ve hizmetler ile
diğer giderlerin karşılanmasında kullanılır…”,
(g) bendinde;
“Genel veya kısmi seferberlik, savaş ilanı veya zorunlu askeri
hazırlıkların yapıldığı olağanüstü hallerde Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma
Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerindeki mevcut
ödenekler, bu idarelerin ödenek toplamları aşılmamak şartıyla, birleştirilerek
kullanılabilir. Bu durumda da mevcut ödeneklerin yeterli olmaması halinde
toplam ödenek tutarının yüzde on beşine kadar ek harcama yapılabilir…”,
“Yüklenmeye girişilmesi” başlıklı 26. maddesinde;
“…Bütçede yeterli ödeneği bulunmayan işler için yüklenmeye
girişilemez. Yüklenme süresi mali yılla sınırlıdır. Harcama yetkilileri, tahsis
edilen ödenekler dâhilinde yüklenmeye girebilirler…”,
“Harcama yetkisi ve yetkilisi” başlıklı 31. maddesinin altıncı
fıkrasında;
“Harcama yetkilileri bütçede öngörülen ödenekleri kadar, ödenek
gönderme belgesiyle kendisine ödenek verilen harcama yetkilileri ise tahsis
edilen ödenek tutarında harcama yapabilir.”,
“Ödenek üstü harcama” başlıklı 70. maddesinde;
“Kamu zararı oluşturmamakla birlikte bütçelere, ayrıntılı
harcama programlarına, serbest bırakma oranlarına aykırı olarak veya ödenek
gönderme belgelerindeki ödenek miktarını aşan harcama talimatı veren harcama
yetkililerine, her türlü aylık, ödenek, zam ve tazminat dâhil yapılan bir aylık
net ödemeler toplamının iki katı tutarına kadar para cezası verilir.”
hükümlerine yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre, bütçeye konulmuş bulunan ödeneklerden fazla
harcama yapılmaması ödenek kullanımında esas olup sadece genel veya kısmi
seferberlik, savaş ilanı veya zorunlu askeri hazırlıkların yapıldığı olağanüstü
hallerde ödenek üstü harcama yapılması mümkündür.
5018 sayılı Kanun’un;
“Merkezi yönetim bütçe kanun teklifinin görüşülmesi” başlıklı
19. maddesinin son fıkrasında,
“Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerindeki
ödeneklerin yetersiz kalması halinde veya öngörülmeyen hizmetlerin yerine
getirilmesi amacıyla, karşılığı gelir gösterilmek kaydıyla, kanunla ek bütçe
yapılabilir” hükmüne yer verilerek mevcut ödeneklerin yetersiz kalması halinde
ek bütçe yapılabilmesine olanak sağlanmış;
“Yedek ödenek” başlıklı 23. maddesinin birinci fıkrasında;
“Merkezî yönetim bütçe kanununda belirtilen hizmet ve amaçları
gerçekleştirmek, ödenek yetersizliğini gidermek veya bütçelerde öngörülmeyen
hizmetler için, bu Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan idareler ile (II)
sayılı cetvelde yer alan idarelerden merkezî yönetim bütçe kanununda gösterilecek
olanların bütçelerine aktarılmak üzere, genel bütçe ödeneklerinin yüzde ikisine
kadar yedek ödenek konulabilir. Bu ödenekten aktarma yapmaya Cumhurbaşkanı
yetkilidir.”,
23.12.2017 tarihli ve 7066 sayılı 2018 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu’nun “Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler” başlıklı 5.
maddesinde ise;
“(1) Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği:
Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli
idarelerin bütçelerine konulan ödeneklerin yetmeyeceği anlaşıldığı takdirde,
ilgili mevzuatının gerektirdiği giderler için “Personel Giderleri” ve “Sosyal
Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri” ile ilgili mevcut veya yeni
açılacak tertiplere, Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.1
tertibinde yer alan ödenekten aktarma yapmaya,
(2) Yedek Ödenek:
Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.6
tertibinde yer alan ödenekten, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel
bütçeli idarelerin bütçelerinde mevcut veya yeni açılacak (01), (02), (03),
(05) ve (08) ekonomik kodlarını içeren tertipler ile çok acil ve zorunlu
hâllerde (06) ve (07) ekonomik kodlarını içeren tertiplere aktarma yapmaya,
(3) Yatırımları Hızlandırma Ödeneği:
Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.3
tertibinde yer alan ödenekten, 2018 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu
ve İzlenmesine Dair Karar esaslarına uyularak 2018 Yılı Yatırım Programının
uygulama durumuna göre gerektiğinde öncelikli sektörlerde yer alan yatırımların
hızlandırılması veya yılı içinde gelişen şartlara göre öncelikli sektör ve alt
sektörlerde yer alan ve programa yeni alınması gereken projelere ödenek tahsisi
veya ödeneklerinin artırılmasında kullanılmak üzere genel bütçe kapsamındaki
kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin projelerine ilişkin mevcut veya yeni
açılacak tertiplere aktarma yapmaya,
(4) Doğal Afet Giderlerini Karşılama Ödeneği:
Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.5
tertibinde yer alan ödeneği, yatırım nitelikli giderler açısından yılı yatırım
programı ile ilişkilendirilmek kaydıyla genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri
ile özel bütçeli idarelerin her türlü doğal afet giderlerini karşılamak
amacıyla mevcut veya yeni açılacak tertiplerine aktarmaya,
Maliye Bakanı yetkilidir.”
hükümlerine yer verilerek, belirli hizmetler için bütçeye
konulan ödeneklerin yetersiz kalması ya da yeni ihtiyaçların ortaya çıkması
halinde ödenek üstü harcama yapılmasının önüne geçilmesi amaçlamıştır.
Öte yandan, 5018 sayılı Kanun’un “Kesin hesap kanunu” başlıklı
42. maddesinde
“Türkiye Büyük Millet Meclisi, merkezî yönetim bütçe kanununun
uygulama sonuçlarını onama yetkisini kesin hesap kanunuyla kullanır.
Kesin hesap kanunu teklifi, muhasebe kayıtları dikkate alınarak,
merkezî yönetim bütçe kanununun şekline uygun olarak Hazine ve Maliye
Bakanlığınca hazırlanır. Bu teklif, bir yıllık uygulama sonuçlarını
karşılaştırmalı olarak gösteren değerlendirmeleri içeren gerekçesiyle birlikte
izleyen malî yılın Haziran ayı sonuna kadar Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye
Büyük Millet Meclisine sunulur ve bir örneği Sayıştay’a gönderilir.
Kesin hesap kanun teklifinin ekinde;
a) Genel mizan,
b) Bütçe gelirleri kesin hesap cetveli ve açıklaması,
c) Bütçe giderleri kesin hesap cetvelleri ve açıklaması,
d) Bütçe gelir ve giderlerinin iller ve idareler itibarıyla
dağılımı,
e) Devlet borçları ve Hazine garantilerine ilişkin cetveller,
f) Yılı içerisinde silinen kamu alacakları cetveli,
g) Mal yönetim hesabı icmal cetvelleri,
h) Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından gerekli görülen diğer
belgeler,
Yer alır. Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri
bütçelerinin kesin hesabının düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar Hazine ve
Maliye Bakanlığınca belirlenir.
İdarelerin faaliyet raporları, genel faaliyet raporu, dış
denetim genel değerlendirme raporu ve kesin hesap kanunu teklifi ile merkezî
yönetim bütçe kanunu teklifi birlikte görüşülür. Ancak, bu raporlar ile genel
uygunluk bildirimi Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarında öncelikle
görüşülür.
Mahallî idare bütçeleri ile sosyal güvenlik kurumları
bütçelerinin uygulama sonuçlarının kesin hesaba bağlanması, ilgili
kanunlarındaki hükümlere göre yapılır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Anayasa ve 5018 sayılı Kanun’da yer alan hükümler çerçevesinde
oluşturulan kamu mali yönetimi ve kontrol sistemine ilişkin kurallar dikkate
alındığında, ödeneklerin kullanımı ve ödenek üstü harcamalar konusunda
aşağıdaki ilkelerin gözetilmesinin gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
- İlgili yıl bütçesi ile verilen ödeneklerden fazla harcama
yapılmaması ödenek kullanımında esastır.
- Ödenek üstü harcama yapılması sadece genel veya kısmi
seferberlik, savaş ilanı veya zorunlu askeri hazırlıkların yapıldığı olağanüstü
hallerde mümkün olup bunun dışında ödenek üstü harcama yapılamaz.
- Yasaya aykırı olarak ödenek üstü harcama talimatı verilmesi
yaptırıma tabidir.
- Yetersiz kalması halinde ödenekler ancak ek bütçe kanunuyla
artırılabilir.
- Ödenek üstü harcamalar için bütçe yılı geçtikten sonra ödenek
verilmesine yönelik düzenleme yapılamaz.
- Kesin hesap kanunu teklifinde münhasıran ilgili yıl bütçesinin
uygulama sonuçlarını gösteren hükümlere yer verilebilir.
- Kesin hesap kanunlarına hüküm konulmak suretiyle; olağan
kanunlarda değişiklik yapılamaz, ödenek üstü harcamalar için ödenek verilemez.
Bu nedenlerle, kesin hesap kanununa bütçe uygulama sonuçlarına
ilişkin bilgi ve açıklamalar dışında, ödenek üstü yapılan harcamalar için bütçe
yılından sonra ödenek verilmesine, mevcut kanun hükümlerinin açıkça veya
dolaylı olarak değiştirilmesine veya bütçe yılı itibarıyla zımnen
kaldırılmasına yol açan hükümler konulamaz.
İptali istenen kural ile mevcut yasal hükümlere aykırı olarak
merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından 2018 yılında yapılan
ödenek üstü harcamalar için, bütçe yılı sona erdikten sonra, 2018 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu ile ödenek verilerek 5018 sayılı Kanun’un 19, 20,
26, 31 ve 70. maddelerindeki hükümler 2018 yılı için uygulanamaz hale
getirilmiştir.
Kesin hesap kanunları, bütçe kanunları ile aynı, diğer
kanunlardan ise ayrı Anayasal kurallara tabidir. Bu itibarla, Anayasa’nın 88 ve
89. maddelerinde öngörülen süreçten geçerek yasalaşması sağlanmadan,
Anayasa’nın 161. maddesine göre görüşülen kesin hesap kanunlarına bu şekilde
konulan hükümler yoluyla yürürlükteki yasa hükümlerinin, örtülü veya açık
şekilde uygulamadan kaldırılması, askıya alınması ya da uygulanamaz hale
getirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle iptali istenen kural, kesin hesap
kanunlarıyla mevcut kanun hükümlerinin açıkça veya zımnen değiştirilemeyeceğini
öngören Anayasa’nın 87, 88, 89 ve 161. maddelerindeki kurallarla
bağdaşmamaktadır.
Anayasa’nın 161. maddesinin yedinci fıkrasına göre, merkezî
yönetim bütçe kanunu ile verilen ödenek, yürütme organı tarafından
harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. İhtiyaç halinde ödenek tutarı, 5018
sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca, ancak bütçe yılı içinde ek bütçe kanunu
çıkarılmak suretiyle artırılabilir. Mali mevzuatımıza göre, ödenek üstü kamu
harcaması yapılması 5018 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendindeki istisna dışında yasaktır. Diğer yandan, ödenek üstü yapılan kamu harcamaları
için kesin hesap kanunları ile tamamlayıcı ödenek verilebileceğine ilişkin
herhangi bir hukuki dayanak da bulunmamaktadır. Sınırları kanunla belirlenmiş
konularda ödenek üstü yapılan harcamalar için, ilgili yıl kesin hesap kanun
tasarısının yasama organınca onaylanmasıyla verilmiş sayılan ödenek olarak
tanımlanan tamamlayıcı ödenek uygulaması mülga 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye
Kanunu’nun 48. maddesine dayanmaktaydı. Ancak, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye
Kanunu, 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu
ile yürürlükten kaldırılmış ve 5018 sayılı Kanun’un bütün maddeleriyle
yürürlüğe girdiği 1.1.2006 tarihinden itibaren yeni bir mali sisteme
geçilmesiyle tamamlayıcı ödenek uygulaması da son bulmuştur. Bu itibarla,
iptali istenen ve yürürlükteki yasalara aykırı şekilde 2018 yılında yapılan
ödenek üstü yapılan harcamalar için bütçe yılı geçtikten sonra kesin hesap
kanunu ile tamamlayıcı ödenek verilmesini sağlayan kural ile Anayasa’nın 161.
maddesindeki “Merkezî yönetim bütçe kanunu ile verilen ödenek, yürütme organı
tarafından harcanabilecek tutarın sınırını gösterir.” hükmü ihlal edilmiştir.
Yasama organının halk adına kamu gelirlerini toplama ve yine
halk adına bu gelirleri harcama konusunda yürütme organına sınırları belirleyerek
yetki vermesi ve sonuçlarını denetlemesine bütçe hakkı denilmektedir. Bir başka
ifadeyle bütçe hakkı, vergi ve benzeri gelirlerle kamu harcamalarının çeşit ve
miktarını belirleme, onaylama ve harcamaların sonuçlarını denetleme hakkıdır.
Bu hak, demokratik ülkelerde halk tarafından seçilen temsilcilerden oluşan
yasama organına ait bulunmaktadır. Bütçe, yürütme organının Meclise karşı temel
sorumluluk mekanizmasıdır. Meclis, bütçe ile hükûmete gelir toplama ve gider
yapma yetkisi vermekte; bu yetkinin uygun kullanılmasını da bütçe sürecinin bir
parçası olan kesin hesap faaliyeti ile denetlemektedir. Bütçe Kanunu ile
harcama yetkisi ve izni verilen ödeneklerin üzerinde harcama yapılması ve bu
harcamalar için sonradan kesin hesap kanunu ile ödenek verilmesi TBMM’nin bütçe
hakkına aykırıdır. İptali istenen kural, yasama organının kamu harcamalarının
çeşit ve miktarı ile kaynağını önceden belirleme ve onaylama olanağını ifade
eden bütçe hakkını ortadan kaldırdığından Anayasa’nın 87. ve 161. maddelerine aykırıdır.
Anayasa’nın; 7. maddesine göre, yasama yetkisi TBMM’ye; 88. ve
161. maddelerine göre yasama sürecinin ilk aşaması olan kanun teklifinde
bulunma yetkisi; bütçe kanunu teklifi ve kesin hesap kanunu teklifi ile sınırlı
olarak Cumhurbaşkanı’na, diğer kanun teklifleri bakımından ise
milletvekillerine aittir. Bu itibarla, olağan yasalarla düzenlenmesi gereken
kurallar ancak milletvekillerinin kanun teklifleri ile düzenlenerek
yasalaştırılabilir. Milletvekillerince teklif edilmesi mümkün bulunan kurallar
Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanarak TBMM Başkanlığı’na sunulan kesin hesap
kanunu teklifinde düzenlenmek suretiyle kanunlaştırılamaz. Bu itibarla, 5018
sayılı Kanun’un bütçeyle verilen ödeneklere ilişkin 19, 20, 26, 31 ve 70.
maddelerindeki hükümlerde değişikliğe yol açtığı için sadece milletvekilleri
tarafından teklif edilmesi mümkün olan iptali istenen kural, Cumhurbaşkanı
tarafından verilen 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’ne
konulmak suretiyle kanunlaşması sağlandığından Anayasa’nın; 88. maddesindeki
“Kanun teklif etmeye milletvekilleri yetkilidir” hükmüne, dolayısıyla da
Anayasa’nın; 7. maddesindeki “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük
Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez” hükmüne aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, iptali istenen kural Anayasa’nın 7, 87, 88
ve 89. maddeleri ile 161. maddesine aykırıdır, iptal edilmesi gerekir.
III. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ
21.12.2019 tarihli ve 7198 sayılı 2018 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu’nun 4. maddesinin üçüncü fıkrası; kamu idarelerinin ödenek
üstü harcamaları için bütçe yılı geçtikten sonra ödenek verilmesini sağlayarak
TBMM’nin bütçe hakkını ortadan kaldırdığı, ayrıca 5018 sayılı Kanun’un kamu
mali yönetiminde disiplini sağlamaya yönelik 19, 20, 26, 31 ve 70.
maddelerindeki hükümlerini 2018 yılı için uygulanamaz hale getirdiği için ve
önceki bölümde açıklanan diğer gerekçelerle Anayasa’nın 7, 87, 88, 89 ve 161.
maddelerine aykırıdır.
Anayasa’nın 161. maddesinin yedinci fıkrasına göre, merkezî
yönetim bütçe kanunu ile verilen ödenek, yürütme organı tarafından
harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. İhtiyaç halinde ödenek tutarı, 5018
sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca, ancak bütçe yılı içinde ek bütçe kanunu
çıkarılarak artırılabilir. Ödenek üstü kamu harcaması yapılması 5018 sayılı
Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendindeki istisna dışında yasak
olup ödenek üstü harcama yapılmasına ilişkin talimat veren yetkililer 5018
sayılı Kanun’un 70. maddesine göre cezalandırılır. İptali istenen kuralla,
ödenek üstü harcamalar ve bunların yapılması talimatını verenler yürürlükteki
Anayasa ve yasalara aykırı olarak yasal koruma altına alınmış, 5018 sayılı
Kanun’la düzenlenen ve kamu mali yönetiminde disiplini sağlamaya, bu disipline
aykırı davranışları cezalandırmaya yönelik temel hükümler etkisizleştirilmiş ve
ödenek üstü harcamalar ile kural dışı davranış ve işlemler özendirilmiştir. Bu
durum, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde
edilmesinin, kullanılmasının ve hesap verebilirliğin önlenmesine, böylece kamu
mali yönetim ve kontrol sisteminin zaafa uğramasına, yolsuzluk ve keyfi harcama
yapma eğiliminin artmasına, bütçe açıklarının yükselmesine, genel ekonomik
dengelerin bozulmasına ve kamu zararına sebep olacak, dolayısıyla ileride
telafisi mümkün olamayacak zararlara yol açacaktır. Doğacak bu zararları
önlemek için Anayasa’ya açıkça aykırı olan ve iptali istenen hükmün, iptal
davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün de durdurulması gerekmektedir.
Öte yandan, Anayasal düzenin hukuka aykırı kural ve
düzenlemelerden en kısa sürede arındırılması, hukuk devleti sayılmanın en
önemli gerekleri arasında sayılmaktadır. Anayasa’ya aykırılıkların
sürdürülmesi, özenle korunması gereken hukukun üstünlüğü ilkesini de
zedeleyecektir. Hukukun üstünlüğünün sağlanamadığı bir düzende, kişi hak ve
özgürlükleri güvence altında sayılamayacağından; bu ilkenin zedelenmesi, hukuk
devleti yönünden giderilmesi olanaksız durum ve zararlara yol açacaktır.
Anayasa’ya açıkça aykırı olan hükmün telafisi mümkün olmayan
sonuçlar doğuracağı açıktır. Bu nedenle, iptali istenen hükmün iptal davası
sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün de durdurulması istenerek Anayasa
Mahkemesi’nde dava açılmıştır.
IV. SONUÇ VE İSTEM
21.12.2019 tarihli ve 7198 sayılı 2018 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu’nun 4. maddesinin üçüncü fıkrası, Anayasa’nın 7, 87, 88, 89
ve 161. maddesine aykırı olduğundan iptaline ve uygulanması halinde giderilmesi
güç ya da olanaksız zarar ve sonuçlar doğuracağından, iptal davası
sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesine ilişkin
istemimizi saygı ile arz ederiz.”