ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2020/97
Karar Sayısı : 2022/62
Karar Tarihi : 1/6/2022
R.G. Tarih-Sayısı :
10/8/2022-31919
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Van 1. İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 31/1/2018
tarihli ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 12. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının bentleri bağlayan hükmü ile (a) bendinin Anayasa’nın 2. maddesine
aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Davacının
meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali
talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu
kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I. İPTALİ
İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı 12.
maddesi şöyledir:
“Disiplin ceza puanına bağlı olarak meslekten çıkarma
cezası verilmesi:
Madde 12 – (1) Aşağıda belirtilen durumlar
disiplinsizliği alışkanlık haline getirme olarak kabul edilir ve personel
hakkında meslekten çıkarma cezası yetkili disiplin kurullarınca verilir:
a) En
son alınan disiplin cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son bir yıl
içinde yirmi disiplin cezası puanı veya en az iki farklı disiplin amirinden
toplam oniki defa veya daha fazla disiplin cezası almak.
b) En son
alınan disiplin cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son beş yıl içinde
kırk disiplin cezası puanı veya en az iki farklı disiplin amirinden toplam
yirmibeş defa veya daha fazla disiplin cezası almak.
(2) Aynı disiplin dosyası kapsamında birden fazla
disiplin cezası verilmesi halinde en yüksek olanın puanı değerlendirmeye esas
alınır.
(3) Birinci fıkra kapsamında ceza puanlarının
hesaplanması usulü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli için ekli (1) sayılı
çizelgede, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli
için ekli (2) sayılı çizelgede gösterilmiştir.
(4) Sözleşmeli personelin sözleşmelerinin feshine
ilişkin özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü
ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Celal
Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf
Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ ve Basri BAĞCI’nın
katılımlarıyla 24/12/2020 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle
uygulanacak kural ve sınırlama sorunu görüşülmüştür.
2. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40.
maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak
bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı
görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının
ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa
Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir
mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve
mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması, iptali talep edilen kuralın da
o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan
davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı
sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte kurallardır.
3. İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 7068 sayılı Kanun’un
12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının bentleri bağlayan hükmü ile (a) bendinin
iptalini talep etmiştir. İtiraz konusu kuralların yer aldığı fıkrada, disiplin
ceza puanına bağlı olarak meslekten çıkarma cezasını gerektiren ve
disiplinsizliği alışkanlık hâline getirme olarak kabul edilen durumlar
düzenlenmiştir. Fıkranın itiraz konusu (a) bendinde, en son alınan disiplin
cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son bir yıl içinde olmak
koşuluyla yirmi disiplin cezası puanı almak ya da en az iki farklı disiplin
amirinden toplam on iki defa veya daha fazla disiplin cezası almak meslekten
çıkarma sebebi olarak düzenlenmiştir.
4. Başvuran Mahkemede görülmekte olan davada polis memuru
olan davacı, en son aldığı disiplin cezasının kesinleştiği tarihten geriye
doğru son bir yıl içinde yirmi bir disiplin cezası puanı aldığı gerekçesiyle
meslekten çıkarılmasına ilişkin işlemin iptalini talep etmiştir. Dolayısıyla
Kanun’un (1) numaralı fıkrasının itiraz konusu (a) bendinin “…veya en az iki
farklı disiplin amirinden toplam oniki defa veya daha fazla disiplin cezası…”
bölümü davada uygulanacak kural niteliğinde değildir.
5. Öte yandan anılan bendin “En son alınan disiplin
cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son bir yıl içinde …
almak.” kısmı, davada uygulanma imkânı bulunmayan en az iki farklı disiplin
amirinden toplam on iki defa veya daha fazla disiplin cezası almak bakımından
geçerli ortak kural niteliğinde olduğu gibi (1) numaralı fıkranın itiraz konusu
bentleri bağlayan hükmü de fıkranın (a) ve (b) bendi bakımından geçerli ortak
kural niteliğindedir. Dolayısıyla bakılmakta olan davanın konusu
gözetilerek esas incelemenin “…yirmi disiplin cezası puanı…” ibaresi ile
sınırlı olarak yapılması gerekir.
6. Açıklanan nedenlerle 31/1/2018 tarihli ve 7068 sayılı
Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul
Edilmesine Dair Kanun’un 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
A. (a) bendinde
yer alan “…veya en az iki farklı disiplin amirinden toplam oniki defa veya
daha fazla disiplin cezası…” ibaresinin itiraz başvurusunda bulunan
Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından bu ibareye
ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
B. Bentleri
bağlayan hükmü ile (a) bendinin kalan kısmının esasının incelenmesine, esasa
ilişkin incelemenin “…yirmi disiplin cezası puanı…” ibaresi ile sınırlı
olarak yapılmasına,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
7. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ahmet CANPOLAT
tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü,
dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer
yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Anlam ve Kapsam
8. Kolluk faaliyeti, idarenin kamu düzenini korumak ve
kişilerin güvenli ve huzurlu bir ortamda hayatlarını sürdürmelerini sağlamak
amacıyla gerçekleştirdiği kamu hizmetidir. Kamu düzeninin genel güvenlik, genel
sağlık ve toplumsal huzur olmak üzere üç unsuru bulunmaktadır. Genel olarak
kamu düzeni unsurlarından biri ya da birkaçının korunmasına yönelik faaliyet
gösteren ve belirli bir faaliyeti hedeflemeyen kolluk faaliyeti genel kolluk
olarak tanımlanmaktadır. Genel kolluk teşkilatı Emniyet Genel Müdürlüğü,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığından oluşmaktadır.
9. 7068 sayılı Kanun; genel kolluk personeline ilişkin
disiplinsizlik ve cezaları, disiplin amirlerini ve kurullarını, disiplin
soruşturma usulü ile diğer ilgili hususları düzenlemek amacıyla ihdas
edilmiştir. Anılan Kanun’un 7. maddesinde uyarma, kınama, aylıktan kesme, kısa
süreli durdurma, uzun süreli durdurma, meslekten çıkarma ve devlet
memurluğundan çıkarma cezaları personele verilecek disiplin cezaları olarak
belirtilmiş 8. maddesinde de her disiplin cezası için cezayı gerektiren fiiller
düzenlenmiştir.
10. Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı 12.
maddesinde ise disiplin ceza puanına bağlı meslekten çıkarma cezasına ilişkin
usul ve esaslara yer verilmiştir. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasında
disiplin ceza puanına bağlı olarak meslekten çıkarma cezasını gerektiren ve
disiplinsizliği alışkanlık hâline getirme olarak kabul edilen durumlar, (3)
numaralı fıkrasında ise Kanun kapsamında yer alan personelin ceza puanlarının
hesaplanma usulünün Kanun’a ekli çizelgelerde gösterildiği
belirtilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin ceza puanlarını gösteren
(I) sayılı çizelgeye göre uyarma 1, kınama 2, aylıktan kesme 3, kısa süreli
durdurma 4 ve uzun süreli durdurma 5 ceza puanını gerektirmektedir.
11. 7068 sayılı Kanun’un 12. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının itiraz konusu kuralın yer aldığı (a) bendinde, en son alınan
disiplin cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son bir yıl içinde yirmi
disiplin cezası puanı almak durumu disiplinsizliğin alışkanlık hâline geldiği
durum olarak kabul edilmiş ve bu durumun meydana gelmesi hâlinde meslekten
çıkarma cezası verileceği öngörülmüştür.
12. İtiraz konusu kurallarda, en son alınan disiplin
cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son bir yıl içinde -en son alınan
disiplin cezası puanı da dikkate alınarak- yirmi disiplin cezası puanı alan
personelin disiplinsizliği alışkanlık hâline getirdiği kabul edilerek bu
personel hakkında meslekten çıkarma cezası uygulanması öngörülmektedir.
B. İtirazın Gerekçesi
13. Başvuru kararında özetle; disiplin cezasına konu
eylemi nedeniyle cezalandırılan personelin itiraz konusu kurallarda öngörülen
ceza puanı sistemi nedeniyle ayrıca meslekten çıkarma cezası ile
cezalandırıldığı, kuralın kişinin tek eyleminden dolayı iki farklı ceza ile
cezalandırılmasına neden olduğu belirtilerek Anayasa’nın 2. maddesine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
C. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
14. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 13., 36. ve 70. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
15. Anayasa’da aynı fiilden dolayı birden fazla
yargılanmama veya cezalandırılmama (ne bis in idem) ilkesi açıkça
düzenlenmemiştir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi önceleri hukuk devleti
ilkesinin temel ilkeleri arasında yer aldığını kabul ettiği bu ilkeyi, Ünal
Gökpınar ([GK], B. No: 2018/9115, 27/3/2019) kararında hukuk devleti ve
hukuki güvenlik ilkesi konusundaki kendi içtihadından hareketle ve bazı
uluslararası hukuk metinlerine referansla Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen
adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak görmüştür (Ünal Gökpınar, §
50).
16. Kişilerin haklarında yürütülen ve kesinleşen bir ceza
yargılaması sürecinin ardından tekrar yargılanmamalarını veya cezalandırılmamalarını
güvence altına alan aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya
cezalandırılmama ilkesi ile adil yargılanma hakkı kapsamındaki cezai süreçler
yönünden hukuki güvenliğin sağlanması amaçlanmaktadır. Nitekim Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’ne ek 7 No.lu Protokol’de ayrı bir hak olarak düzenlenmiş
olmasına rağmen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında bu ilkenin
adil yargılanma hakkı ile bağlantılı özel bir güvence olduğu vurgulanmıştır.
Bazı uluslararası sözleşmelerde de aynı fiilden dolayı birden fazla
yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesi açık bir biçimde adil yargılanma
hakkının bir güvencesi olarak kabul edilmiştir (Ünal Gökpınar, § 49).
17. Konuya ilişkin uluslararası belgeler de dikkate
alınarak aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesi
şöyle tarif edilebilir: Hiç kimse, ceza yargılamasında kesin/kesinleşmiş bir
hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir fiilden dolayı ceza yargılaması
kapsamında yeniden yargılanamaz veya cezalandırılamaz. Bu tarife göre
ilkeye aykırılık sonucuna varılabilmesi için gerçekleşmesi gereken bazı
koşullar vardır. Bu koşullar şunlardır:
- Ceza ile ilgili bir yargılama sürecinin olması
- Bu sürecin kesin/kesinleşmiş mahkûmiyet veya beraat
hükmüyle sonuçlanmış olması
- Tekrar (yeniden) ceza ile ilgili bir yargılama
sürecinin işletilmesi
- Farklı yargılama süreçlerinin aynı fiile ilişkin olması
- İlkenin istisnalarından birinin olmaması (AYM,
E.2019/4, K.2021/78, 04/11/2021, § 27).
18. 7068 sayılı Kanun’un
itiraz konusu kuralların da yer aldığı 12. maddesinde Kanun kapsamındaki kolluk
personeline disiplin ceza puanına bağlı olarak meslekten çıkarma cezası
verilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Buna göre disiplin cezasına
konu eylemi nedeniyle uyarma, kınama, aylıktan kesme, kısa süreli durdurma veya
uzun süreli durdurma cezası uygulanan personelin aldığı cezaya karşılık gelen
ceza puanı özlük dosyasına işlenmekte ve puanlar toplamı en son alınan disiplin
cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son bir yıl içinde yirmiye
ulaşması durumunda itiraz konusu kurallar uyarınca personelin disiplinsizliği
alışkanlık hâline getirdiği kabul edilerek hakkında meslekten çıkarma cezası
uygulanmaktadır.
19. Birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama
ilkesine aykırılık oluşup oluşmadığı incelenirken dikkate alınacak ilk koşul ceza
ile ilgili bir yargılama sürecinin olmasıdır. Diğer bir ifadeyle ilk koşul
kapsamında aynı fiilden kaynaklanan her iki sürecin de cezai konularla ilgili
olması gerekmektedir. İtiraz konusu kurallarda öngörülen yaptırım disiplin
cezalarına ilişkindir. Dolayısıyla disiplin cezalarının cezai nitelikte olup
olmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
20. Birinci ve üçüncü
koşul bakımından ceza ile ilgili yargılama süreçlerinin her durumda
teknik olarak ceza yargılaması hukuku anlamında bir süreç olarak öngörülmüş
olması şart olmayıp bu kavram anayasal anlamda özerk bir yoruma tabidir.
Anayasa Mahkemesi, idari bir yaptırımın cezai nitelikte olup olmadığının
tespiti amacıyla üç ayrı kriter kullanmaktadır.
21. Anayasa Mahkemesi, bir yaptırımın cezai nitelikte
olup olmadığını belirlerken (i) mevzuatta bunların nasıl tanımlandığını, (ii)
suçun türünü (mahiyetine göre cezalandırma ve caydırma amacı taşıyıp taşımadığı
ve (iii) cezanın türü ile ağırlığını dikkate almaktadır. Son iki kriter
birbirine alternatif olup bir arada bulunmak zorunda değildir. Ancak bu
kriterlerden birinin tek başına sonucu etkilemediği durumlarda her iki kriterin
bir arada olması koşulu aranabilmektedir (B.Y.Ç., B. No: 2013/4554,
15/12/2015, §§ 31, 32; Yavuz Kemal İnan, B. No: 2018/26126, 15/6/2021,
§§ 45, 46).
22. Belirtilen son iki kriter özellikle disiplin hukuku
alanına ait cezalar söz konusu olduğunda önem arz etmektedir. Zira bu
kriterlere göre yapılacak değerlendirme sonucunda mevzuatta suç olarak
düzenlenmemiş olan disiplin cezasına konu kimi eylemlerin cezai anlamda suç
olarak kabul edilebilmesi mümkündür. Bu bağlamda bir disiplin cezasının cezai
nitelikte olup olmadığının belirlenmesinde disiplin cezasının belirli bir grubu
mu yoksa herkesi mi bağladığı, caydırma ve cezalandırma amacı taşıyıp
taşımadığı, ilgili suçun ceza hukukunda yer alan suçlarla benzerlik taşıyıp
taşımadığı, uygulanan usullerin ceza hukuku alanındaki yargısal usullere
benzeyip benzemediği gibi faktörler dikkate alınabilir (B.Y.Ç., § 32).
23. Buna göre cezai anlamda suçun herkes tarafından
işlenebilmesi mümkün iken genellikle bir kurumun iç işleyişiyle ilgili olan
disiplin suçları, yalnızca belli sıfata sahip kişiler tarafından işlenebildiğinden
yalnızca belli bir grubu bağlar ve bu nedenle cezai anlamda suç niteliği
taşımaz. Öte yandan disiplin hukuku çerçevesinde uygulanan bir yaptırımın ciddi
şekilde hürriyeti bağlayıcı bir ceza olması durumunda mevzuatta disiplin suçu
olarak düzenlenmiş olmasına rağmen cezai anlamda bir suçun mevcut olduğu kabul
edilebilir (B.Y.Ç., § 33).
24. Belirtilen ilkeler ışığında itiraz konusu kuralların
da yer aldığı düzenlemede disiplin ceza puanı toplamına etki eden disiplin
cezası ile disiplin ceza puanına bağlı olarak verilen meslekten çıkarma
cezasına konu eylemlerin 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda
ya da kanunların teknik anlamda cezai hükümler içeren kısımlarında suç olarak
düzenlenmediği, 7068 sayılı Kanun’da öngörülen disiplin cezalarının genel
kolluğun iç içleyişiyle ilgili olduğu ve disiplin cezasını gerektiren
eylemlerin gerçekleştirilmesinin herkes için mümkün olmadığı, bu nedenlerle
itiraz konusu kurallarda öngörülen meslekten çıkarma cezasının cezai nitelikte
olmadığı anlaşılmıştır (benzer yöndeki AYM kararı için bkz. B.Y.Ç., §
34; AİHM kararı için bkz. Oleksandr Volkov/Ukrayna, B. No: 21722/11,
9/1/2013, § 93).
25. Bu itibarla itiraz konusu kuralın da yer aldığı
düzenlemede disiplin ceza puanı toplamına etki eden disiplin cezası ile
disiplin ceza puanına bağlı olarak verilen meslekten çıkarma cezasının cezai
nitelikte olmadığı, bu nedenle itiraz konusu kuralın birden fazla yargılanmama
veya cezalandırmama ilkesi kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
26. Disiplin ceza puanına bağlı olarak meslekten çıkarma
cezası verilmesine ilişkin itiraz konusu kuralın kamu hizmetlerine girme hakkı
yönünden de değerlendirilmesi gerekmektedir.
27. Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde “IV.
Kamu hizmetlerine girme hakkı” üst başlığı altında 70. maddede kamu
hizmetlerine girme hakkına yer verilmiştir. “Hizmete girme” başlıklı
maddenin birinci fıkrasında “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına
sahiptir” denilmek suretiyle hakkın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında ise
“Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım
gözetilemez” denilmiştir. Anayasa Mahkemesi anılan hakkın sadece kamu
hizmetlerine girmeyi değil kamu hizmetlerinde bulunmayı/kalmayı da güvence
altına aldığına karar vermiştir (AYM, E.2021/104, K.2021/87, 11/11/2021, §§
42-48).
28. Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin gereği gibi
yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş; yapma veya yapmama biçiminde
beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan idari yaptırımlardır.
Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve
hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış; bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin
cezaları ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür.
29. İtiraz konusu kuralla en son alınan disiplin
cezasının kesinleştiği tarihten itibaren geriye doğru son bir yıl içinde yirmi
disiplin cezası puanı almak durumunun disiplinsizliği alışkanlık hâline getirme
olarak kabul edilmesi ve neticesinde meslekten çıkarma cezası verileceğinin
öngörülmesi nedeniyle kamu hizmetlerinde kalma hakkına sınırlama getirildiği
görülmektedir.
30. Anayasa’nın 13. maddesinde “Temel hak ve
hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde
belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu
sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik
Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” denilmektedir.
Anayasa’nın anılan maddesi uyarınca kamu hizmetlerinde kalma hakkı, yalnızca
kanunla sınırlanabilir. Kanunla yapılan sınırlamanın Anayasa’nın 70. maddesinde
belirtilen sınırlama sebebine dayanması ve ölçülü olması gerekir.
31. Anayasa’nın 13. ve 70. maddeleri uyarınca kamu
hizmetlerinde kalma hakkını sınırlamaya yönelik kanuni bir düzenlemenin şeklen
var olması yeterli olmayıp kuralların keyfîliğe izin vermeyecek şekilde
belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olması gerekir.
32. Esasen temel hakları sınırlayan kanunun bu
niteliklere sahip olması, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye bağlanan hukuk
devleti ilkesinin de bir gereğidir. Hukuk devletinde, kanuni düzenlemelerin hem
kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer
vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca
kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir.
Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenliğin sağlanması bakımından
da zorunludur. Zira bu ilke hukuk normlarının öngörülebilir olmasını,
bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de
yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını
gerekli kılar (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154). Dolayısıyla
Anayasa’nın 13. ve 70. maddelerinde sınırlama ölçütü olarak belirtilen
kanunilik, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye bağlanan hukuk devleti ilkesi
ışığında yorumlanmalıdır.
33. En son alınan disiplin cezasının kesinleştiği
tarihten itibaren geriye doğru son bir yıl içinde yirmi disiplin cezası puanı
alanların meslekten çıkarılmasını öngören kuralda; puanın hesaplanma şekli ve
kapsadığı süre açıkça düzenlendiğinden kamu hizmetlerinde kalma hakkına
sınırlama getiren kuralın belirli,
ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğu ve kanunilik şartını taşıdığı
anlaşılmıştır.
34. Kuralın Anayasa’nın 13. maddesine uygunluğu
denetlenirken sınırlamayı haklı kılan sebebin, başka bir ifadeyle söz konusu
sınırlamanın meşru amacının bulunup bulunmadığının da ortaya konulması
gerekmektedir.
35. Anayasa’nın 70. maddesinde kamu hizmetlerine girme
hakkı sınırsız bir hak olarak düzenlenmemiş, bu kapsamda maddenin ikinci
fıkrasında “Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka
hiçbir ayırım gözetilemez” hükmüne yer verilerek hizmete alınmada görevin
gerektirdiği niteliklerin gözetilmesi anılan hak bakımından özel bir
sınırlama nedeni olarak öngörülmüştür. Diğer yandan hizmete alınmada görevin
gerektirdiği niteliklerin gözetilmesi -hakkın kapsamı gereği- bu
niteliklerin kamu hizmetinde bulunma sırasında devam etmesini de içermektedir.
Bu bağlamda anılan fıkra ile hizmete alınmada görevin gerektirdiği
niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemeyeceği öngörülerek bir yandan kamu
hizmetine alınmada aranacak şartların belirlenmesi hususunda kanun koyucuya
takdir yetkisi tanınmış, diğer yandan da söz konusu şartlar belirlenirken bu
hakka getirilecek sınırlamaların ancak görevin gerektirdiği niteliklerle uyumlu
olması hâlinde mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Buna göre kamu hizmetine
girme hakkına getirilecek sınırlama görevin gerektirdiği niteliklerden başka
bir şarta bağlanamaz (AYM, E.2018/89, K.2019/84, 14/11/2019, § 16).
36. Bu itibarla kuralla öngörülen düzenlemenin meşru
amacının bulunup bulunmadığının saptanması için kolluk personelinin meslekten
çıkarılması sonucunu doğuran disiplinsizliğin alışkanlık hâline getirme
durumunun görevin gerektirdiği niteliklerle ilgisinin olup olmadığının
tespit edilmesi gerekmektedir.
37. 7068 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde; devletin ve
milletin can ve mal emniyetini korumakla yükümlü olan genel kolluk
kuvvetlerinin gerek hiyerarşik bir sistemde mesleğini icra edebilmesinin
gerekse vatandaşın güvenini kazanarak en iyi şekilde hizmet sunabilmesinin
temelinde disiplinli olmasının yer aldığı belirtilmiştir. Disiplinin
sağlanması, muhafazası ve devam ettirilmesi, genel kolluk görevi yürüten
kurumların (Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı) görevlerini yerine getirebilmesi için olmazsa olmaz
hususlardandır. Dolayısıyla disiplinsizliği alışkanlık hâline getirenlerin
meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılacağının öngörülmesi kolluk hizmetinin
niteliğinden kaynaklanmaktadır.
38. Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde genel kolluk kuvvetlerinin kolluk hizmetini disiplin
kurallarına riayet ederek yürütmesinin ifa ettiği hizmetin mahiyeti ve özelliği
gereği olduğu, görevde bulunduğu sürece de bunu koruması gerektiği sonucuna varılmıştır.
39. Bu itibarla kuralla getirilen sınırlamanın
Anayasa’nın 70. maddesinde belirtilen sınırlama sebebine uygun olarak
öngörüldüğü anlaşılmıştır.
40. Kuralla getirilen sınırlamanın Anayasa’nın 13.
maddesi uyarınca ölçülü olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekir.
Ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç
alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen sınırlamanın ulaşılmak
istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik ulaşılmak
istenen amaç bakımından sınırlamanın zorunlu olmasını, diğer bir ifadeyle aynı
amaca daha hafif bir sınırlama ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılılık
ise hakka getirilen sınırlama ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir
dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir.
41. En son alınan disiplin cezasının kesinleştiği
tarihten itibaren geriye doğru son bir yıl içinde yirmi disiplin cezası puanı
alarak disiplinsizliği alışkanlık haline getiren personelin meslekten
çıkarılmasının öngörülmesi, görevin gerektirdiği temel niteliklerle bağdaşmayan
disiplinsizliği engelleyici ve caydırıcı nitelikte olduğundan itiraz konusu
kuralın bu kuralla ulaşılmak istenen amaç yönünden elverişli olmadığı
söylenemez.
42. Diğer yandan elverişli olan sınırlama gerekli de olmalıdır.
Diğer bir ifadeyle seçilen araç bu hakkı en az zedeleyici nitelikte
bulunmalıdır. Bununla birlikte hakkı daha az zedeleyen aracın tercih edilmesi
gerektiğinin söylenebilmesi için söz konusu araç aynı amacı gerçekleştirmeye
elverişli olmalıdır. Daha hafif sınırlama teşkil eden aracın tercih edilmesi
hâlinde öngörülen amaç gerçekleşmeyecek ise daha ağır sınırlama oluşturan
aracın seçimi hususundaki tercih, Anayasa’ya aykırı olmaz. Bunun dışında hangi
sınırlama aracının tercih edileceği hususunda kanun koyucunun takdir yetkisi
bulunmaktadır.
43. 7068 sayılı Kanun’un 7. maddesinde uyarma, kınama,
aylıktan kesme, kısa süreli durdurma, uzun süreli durdurma, meslekten çıkarma
ve devlet memurluğundan çıkarma cezaları personele verilecek disiplin cezaları
olarak belirtilmiş, 8. maddesinde de her disiplin cezası için cezayı gerektiren
fiiller düzenlenmiştir. İtiraz konusu kuralda ise disiplin ceza puanına bağlı disiplinsizliği
alışkanlık haline getirme durumu düzenlenmiş ve bunun sonuncunda meslekten
çıkarma cezası verileceği belirtilmiştir. Şu hâlde itiraz konusu kuralla kolluk
görevlilerinin meslekten ve devlet memurluğundan çıkarmayı gerektirmeyen
eylemleri için daha hafif disiplin cezalarının öngörüldüğü ve disiplin ceza
puanına bağlı disiplinsizliğin alışkanlık haline geldiği durumda ise itiraz
konusu kuralda öngörülen meslekten çıkarma cezasının uygulanacağı
anlaşılmaktadır. Bu itibarla disiplinsizliğin alışkanlık hâline getirildiğinden
bahisle uygulanan meslekten çıkarma cezasının kolluk görevinin gerektirdiği
temel niteliklerle bağdaşmayan disiplinsizliği engelleyici ve caydırıcı
nitelikte olduğu, sınırlamanın bu kuralla ulaşılmak istenen amaç yönünden gerekli
olmadığı söylenemez.
44. Kurala konu fiilin işlenmesi hâlinde uygulanması
öngörülen meslekten çıkarma cezasının orantılı olup olmadığının tespitinde
mesleğin özelliği ile kişinin hak ve menfaatleri üzerinde oluşturduğu tesir ve
yaptırımın gerekçesini oluşturan meşru amacın niteliği gözönünde
bulundurulmalıdır.
45. Disiplinsizliğin alışkanlık hâline geldiğinden
bahisle meslekten çıkarma cezasının verilebilmesi için en son alınan disiplin
cezasının kesinleştiği tarihten itibaren geriye doğru son bir yıl içinde yirmi
disiplin cezası puanı alınması gerektiği, diğer bir ifadeyle belirtilen süre
içinde en hafif yirmi, en ağır dört disiplin cezası alınması gerektiği kurala
bağlanmıştır. Kuralda disiplinsizliği alışkanlık hâline getirme durumunda
öngörülen meslekten çıkarma cezası, 7068 sayılı Kanun’da genel kolluk
kuvvetleri personeli hakkında muhtelif fiiller karşılığında uygulanabileceği
belirtilen disiplin cezaları içinde en ağır ikinci ceza olan ve kişinin
emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatlarında bir daha çalıştırılmamak
üzere meslekle ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuran bir yaptırımdır.
46. Disiplinsizliğin alışkanlık hâline getirildiğinin
kabulü için öngörülen süre sınırı, disiplin ceza puanlarının disiplin
cezalarının mahiyetine uygun kademeli olarak belirlenmesi, personelin emniyet,
jandarma ve sahil güvenlik teşkilatlarında bir daha çalıştırılmamak üzere
meslekten çıkarılmasının gerekli şartları taşıması kaydıyla diğer kamu
kurumlarında çalışabilmesine engel teşkil etmemesi ve verilen cezaya karşı
yargısal denetimin mümkün olması hususları birlikte değerlendirildiğinde kolluk
görevinin gerektirdiği niteliklerle bağdaşmayan disiplinsizliği engellemek
amacıyla öngörülen meslekten çıkarma cezasının yaptırım ile korunmak istenen
hukuki değerler ve elde edilmek istenen kamusal yarar karşısında bireye makul
olmayan orantısız bir külfet yüklemediği sonucuna varılmıştır.
47. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 13., 36. ve
70. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
Kuralın Anayasa’nın 2. maddesine de aykırı olduğu ileri
sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların Anayasa’nın 13., 36. ve 70. maddeleri yönünden yapılan
değerlendirmeler kapsamında ele alınmış olması nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi
yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
IV. HÜKÜM
31/1/2018 tarihli ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin
Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un
12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “…yirmi
disiplin cezası puanı…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın
REDDİNE 1/6/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|