“…
İtiraz konusu kural Anayasa'ya aykırıdır. Şöyle ki:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir." hükmü; 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz." hükmü; 125. maddesinde "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." hükmü; 129. maddesinde de "Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır." hükmü yer almaktadır.
Görüleceği üzere, Anayasamız bir hukuk devleti olduğumuzu genel olarak vurguladıktan sonra herkesin yargı mercileri önünde davacı olabileceğini belirtmiş, akabinde idarenin her türlü işlemine karşı yargı yolunun açık olduğunu belirttikten sonra daha da özele inip disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağını belirtmiştir.
Her ne kadar Anayasa'nın 129. maddesinde Silahlı Kuvvetler mensupları hakkındaki hükümlerin saklı olduğu belirtilmiş ise de, Anayasa'nın özellikle yukarıda aktarılan hükümleri ile birlikte bir bütün halinde ele alınması halinde, Anayasa'nın 129. maddesinde belirtilen Silahlı Kuvvetler mensupları hakkındaki hükümlerin saklı olduğu yönündeki ibarenin Kanunlarla Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına herhangi bir zamanda verilen herhangi bir cezanın yargı denetimi dışında bırakılmasının her halde Anayasa'ya aykırı olmadığı sonucunu ortaya çıkarmayacağı tabiidir. Anayasa'nın 129. maddesinde belirtilen Silahlı Kuvvetler mensupları hakkındaki hükümlerin saklı olduğu yönündeki ibare çerçevesinde yasama kısıntısı getirilmesi halinde, bu kısıtlamanın diğer ilgili mevzuat ile birlikte nasıl bir sonuç doğurduğunun ve dolayısıyla da bu kısıtlamanın Anayasa'nın diğer hükümlerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucunda "Kanun ve nizamlar ile kendisine tevdi edilmiş görevlerin gerektirdiği sorumluluğu üstlenmekten imtina ettiğini gösterecek tavır ve davranışlarda bulunmak" disiplinsizliğini işlediğinden bahisle 6413 sayılı Kanunun 16/1-e maddesi uyarınca "Kınama" disiplin cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin tesisi üzerine iş bu cezanın iptali istemiyle incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
6413 sayılı Kanunun işbu itiraza konu kuralına bakıldığında, 6413 sayılı Kanun'un 7329 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle değişik ilk haline bakıldığında subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezalarını yargı denetimi dışında bıraktığı görülmektedir. Ancak, 6413 sayılı Kanun'un aynı maddesinin aynı fıkrasında iki tane yasama kısıntısı öngörülmüştür. Bunlardan biri ne zaman verilmiş olursa olsun uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezalarını yargı denetimi dışında bırakan işbu itiraza konu olan kısmı, diğeri de seferberlik ve savaş zamanında yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası dışındaki bütün disiplin cezalarını yargı denetimi dışında bırakan kısmıdır. Yani fıkra, seferberlik ve savaş zamanı ile olağan zamanları ayrı ayrı düzenlemiş olup, Anayasa'nın 129. maddesinde belirtilen Silahlı Kuvvetler mensupları hakkındaki hükümlerin saklı olduğu yönündeki hüküm çerçevesinde kalanın seferberlik ve savaş zamanı kapsamındaki yasama kısıntısının olduğu, olağan zamanlara ilişkin yasama kısıntısının ise Anayasa'nın bu hükmünü aştığı tabiidir.
Zira, 6413 sayılı Kanun, askerî hâkimler hariç subaylar, astsubaylar, uzman erbaşlar, sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş ve erler ile askerî öğrenciler hakkında uygulanacak disiplin hukukunu düzenlemektedir. Anılan Kanun’un 11. maddesine göre bu askerî kişilere verilebilecek disiplin cezaları ağırlık derecesine göre uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme, oda hapsi ve Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezalarıdır. Uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezaları disiplin kurulları ve disiplin amirleri tarafından; Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası yüksek disiplin kurulları tarafından verilir.
Kanun’un 41. maddesine göre disiplin amirleri tarafından verilen disiplin cezalarına karşı, cezanın tebliğ edilmesinden itibaren iki iş günü içinde bir üst disiplin amirine yazılı olarak itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmez ise ceza kesinleşir. İtiraz haklı görülürse, itirazı inceleyen üst disiplin amiri verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilir. İtiraz haklı görülmez ise reddedilir. Karar, itiraz edene tebliğ edilerek kesinleşir.
Kanun’un 12. maddesinde "kınama cezası personele, görevinin icrasında veya hâl ve hareketlerinde kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir," şeklinde tanımlandıktan sonra Kanunun 16. maddesinde; kınama cezasını gerektiren disiplinsizlikler; amir veya üste nezaketsizlik, meslek etiğine aykırı davranışta bulunmak, küfürlü konuşmak, askeri silsileyi bozarak hareket etmek, uygun olmayan hitaplarda bulunmak, sorumluluktan kaçmak, askeri eşyayı uygun kullanmamak, sağlığın korunması kurallarına uymamak olarak belirlenmiştir.
Kanunun 20. maddesinin (f) bendinde disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayı alışkanlık hâline getirmek veya aldığı disiplin cezalarına rağmen ıslah olmamak Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizliklerden sayılmış, 21. maddede de, en son alınan disiplin cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son bir yıl içinde on sekiz disiplin cezası puanı veya en az iki farklı disiplin amirinden toplam on iki defa veya daha fazla disiplin cezası almak; en son alınan disiplin cezasının kesinleştiği tarihten geriye doğru son beş yıl içinde otuz beş disiplin cezası puanı veya en az iki farklı disiplin amirinden toplam yirmi beş defa veya daha fazla disiplin cezası almak sözleşmeli subay ve astsubaylar hariç subaylar ve astsubaylar açısından disiplin ceza puanına bağlı olarak ayırma sebebi sayılmıştır. Bununla birlikte, disiplin ceza puanına bağlı olarak ayırma cezası verilmesi talebiyle gelen dosyaların incelenmesi sonucunda yüksek disiplin kurulunca cezaların usulüne uygun verilmediğine veya ceza tayininde objektiflikten uzaklaşıldığına kanaat getirilirse verilen cezaların tamamının veya bir kısmının kaldırılmasına yahut personelin görev yerinin değiştirilmesine ve durumunun bir yıllık deneme süresi sonunda yeniden incelenmesine karar verilir. 30. maddenin (3) numaralı fıkrasına göre disiplin cezaları ve diğer idari yaptırımlar, nitelik ve niceliklerine uygun olarak personel hakkında yapılacak sicil, terfi, atama, ayırma, ilişik kesme, sözleşme feshi, özellikli görevlere seçim ve benzeri idari işlemlerde gözönünde bulundurulur." hükmüne yer verilmiştir.
Dolayısıyla, disiplin ceza puanına bağlı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma cezası verilmesine ve sözleşmenin feshine dair işlemler ile terfi, atama, ilişik kesme, özellikli görevlere seçim ve benzeri idari işlemlere karşı dava açma konusunda bir yasama kısıntısı yok ise de, alacağı disiplin cezalarından bir kısmını dava edemeyecek olan ilgilinin anılan işlemlere karşı dava açmasının hukuksal bir faydası olmayacaktır.
Kaldı ki, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının aldıkları bütün disiplin cezalarının mesleki geleceklerine etki ettiği, örneğin, sicil verilmesi, çeşitli görevlere atama gibi konularda, alınan disiplin cezalarının idarelerce ve bu gibi konularda idarelerce tesis edilen işlemlere karşı açılan davalarda yargı mercilerince dikkate alındığı tabiidir. Örneğin, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 36/1-d maddesinde yapılacak sıralamada cezaların da dikkate alınacağı belirtilmiş; aynı Kanunun 36/5-2. maddesinde lisansüstü öğrenim kıdemi verilebilmesi için aranan şartlar arasında askeri disipline de atıf yapılmış; aynı Kanunun 109/1-c maddesinde astsubaylıktan subay olma şartları arasında askeri disipline de atıf yapılmış; aynı Kanunun 109/2. maddesinde astsubaylıktan subay olma için yapılacak sıralamada cezaların da dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Ayrıca belirtilmelidir ki, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 135. maddesinin 2. fıkrasının ilgili dönemde yürürlükte bulunan "Aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir." şeklindeki 657 sayılı Kanuna göre verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu yönündeki itiraz başvurularını reddeden 27.11.2007 tarihli E:2002/169, K:2007/88 sayılı Anayasa Mahkemesi kararında sadece Anayasa'nın 129. maddesinin ilgili dönemde yürürlükte bulunan "Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz." şeklindeki hükmüne dayanılmakla yetinilmemiş, uyarma ve kınama cezalarının hafif cezalar oldukları ve doğurdukları sonuçların önemsiz olduğu hususlarına da vurgu yapılmıştır.
Bu itibarla, ilgilinin disiplin ceza puanına bağlı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma cezası verilmesine ve sözleşmenin feshine dair işlemler ile terfi, atama, ilişik kesme, özellikli görevlere seçim ve benzeri idari işlemlerde değerlendirme kriterleri arasında yer verilen disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılmasından dolayı işbu itiraz konusu kuralın hukuk devleti ilkesine ve hak arama hürriyetine aykırı olması sebebiyle Anayasamızın 2., 36., 125. ve 129. maddelerine aykırılığı çerçevesinde iptal edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim itiraza konu yasa hükmünün 1. cümlesinde yer alan "uyarma," ve "ve hizmete kısmi süreli devam" ibareleri Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi tarafından yapılan itiraz başvuruları üzerine 22.06.2022 tarihli 31874 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 01.06.2022 tarihli E:2022/10, K:2022/72 sayılı kararıyla anılan kuraldaki "…uyarma,..." ve "…ve hizmete kısmi süreli devam…" ibareleri iptal edilmiştir.
V- KARAR
Açıklanan nedenlerle, Anayasa'nın 2., 36., 125. ve 129. maddelerine aykırı olması sebebiyle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'nun "Yargı denetimi" başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasının 7329 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle değişik "Askerî öğrenciler ile erbaş ve erler hakkında verilen disiplin cezaları ile subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen kınama cezaları hariç bu Kanunda yer alan disiplin cezalarına karşı iptal davası açılabilir. Seferberlik ve savaş zamanında ise yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası hariç bu Kanunda yer alan diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışındadır." şeklindeki hükmünün 1. cümlesinde yer alan "kınama cezaları hariç" ibaresinin iptali istemiyle Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına; dava dosyasının ve dosyada bulunan tüm belgelerin onaylı suretlerinin işbu karar aslı ile birlikte Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesine; işbu karar aslı ile dosya suretinin yüksek mahkemeye tebliğinden itibaren beş ay beklenilmesine, beş ay içinde netice gelmezse mevcut mevzuata göre dosyanın karara bağlanmasına; işbu kararın onaylı birer örneğinin bilgi amacıyla taraflara da tebliğine, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2022/122
Karar Sayısı : 2022/151
Karar Tarihi : 30/11/2022
R.G. Tarih – Sayı : 27/1/2023 - 32086
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Erzurum 1. İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinin 24/6/2021 tarihli ve 7329 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…kınama…” ve “…cezaları hariç…” ibarelerinin Anayasa’nın 2., 36., 125. ve 129. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Subay olarak görev yapan davacı hakkında verilen kınama cezasının iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı 43. maddesi şöyledir:
“Yargı denetimi
MADDE 43- (1) (Değişik:24/6/2021-7329/17 md.) Askerî öğrenciler ile erbaş ve erler hakkında verilen disiplin cezaları ile subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi’nin 1/6/2022 tarihli ve E.: 2022/10, K.: 2022/72 sayılı Kararı ile.) kınama (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi’nin 1/6/2022 tarihli ve E.: 2022/10, K.: 2022/72 sayılı Kararı ile.) cezaları hariç bu Kanunda yer alan disiplin cezalarına karşı iptal davası açılabilir. Seferberlik ve savaş zamanında ise yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası hariç bu Kanunda yer alan diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışındadır.
(2) Dava açma süresi, cezanın kesinleşmesinden itibaren başlar. Ancak Türk karasuları dışındaki gemilerde verilen cezalarda, dava açma süresi geminin bağlı bulunduğu üsse/limana dönmesiyle başlar.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR ve Muhterem İNCE’nin katılımlarıyla 26/10/2022 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Murat ÖZDEN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükümleri, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. İtirazın Gerekçesi
3. Başvuru kararında özetle; olağan dönemlerde silahlı kuvvetler mensuplarına verilen disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapatılamayacağı, Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ayırma cezası verilmesine ve sözleşmenin feshine dair işlemler ile terfi, atama, ilişik kesme, özellikli görevlere seçim ve benzeri idari işlemlere karşı dava açma konusunda bir yasama kısıntısı bulunmasa da bu işlemlerin dayanağı disiplin cezalarından bir kısmının dava edilemeyecek olması karşısında anılan işlemlere karşı dava açılmasının hukuksal bir faydasının olmayacağı, yasal düzenlemeler gereğince sicil verilmesi, çeşitli görevlere atama, astsubaylıktan subaylığa geçme gibi konularda disiplin cezalarının gözetilmesi nedeniyle yargı denetimi dışında bırakılan söz konusu disiplin cezasının hafif bir ceza olduğunun ve sonuçlarının önemsiz olduğunun söylenemeyeceği, bu durumun hak arama özgürlüğü, hukuk devleti ilkesi, idarenin işlemlerine ve disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapatılamayacağına ilişkin ilkeler ile bağdaşmadığı belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2., 36., 125. ve 129. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
B. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
4. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kurallar, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 13. maddesi yönünden de incelenmiştir.
5. İtiraz konusu kurallar 6413 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…kınama...” ve “…cezaları hariç…” ibareleri olup subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen kınama cezasına karşı dava açılamayacağını öngörmektedir.
6. Anılan cümlede yer alan “…uyarma,…” ve “…ve hizmete kısmi süreli devam...” ibarelerinin iptalleri talebiyle yapılan itiraz başvurularında Anayasa Mahkemesi, kuralların askerî disiplinin sağlanmasına yönelik kamusal yarar ile hak arama özgürlüğü arasındaki makul dengeyi söz konusu asker kişiler aleyhine bozduğu, bu nedenle kuralların Anayasa’nın 13., 36. ve 129. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir (AYM, E.2022/10, K.2022/72, 1/6/2022, §§ 35, 36).
7. Söz konusu kararda, uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı dava açılamayacağının öngörülmesi nedeniyle hak arama özgürlüğü çerçevesinde mahkemeye erişim hakkının sınırlandığı belirtilerek kuralların Anayasa’nın 13. maddesi gereğince sınırlamanın kanunla yapılması, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun ve ölçülü olması şartlarını taşıyıp taşımadığı incelenmiştir.
8. Bu kapsamda kuralların, kimler hakkında verilen, hangi tür disiplin cezalarına karşı dava açılamayacağının herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlendiği gözetilerek belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğu ve bu yönüyle kanunilik şartını taşıdığı, Anayasa’nın 129. maddesi uyarınca kanun koyucuya tanınmış olan takdir yetkisi kapsamında TSK açısından disiplinin tesisi amacıyla öngörüldüğü ve anayasal anlamda meşru bir amaca sahip olduğu, bu amacı gerçekleştirmek için elverişli ve gerekli olduğu ifade edilmiştir (AYM, E.2022/10, K.2022/72, 1/6/2022, §§ 28-33).
9. Anılan kararda yargı yolu kapalı olan uyarma ve hizmete kısmi süreli devam disiplin cezalarının söz konusu askerî personelin TSK’dan ayrılmalarına ya da sözleşmelerinin feshine yol açabildiği, TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi işlemlerine karşı dava açılabilse de bu işlemlerin dayanağı olan uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması nedeniyle söz konusu yargısal denetimin şeklî bir hâle geldiği ve etkinliğini yitirdiği, kuralların bu yönüyle asker kişilere aşırı bir külfet yüklediği ve disiplinin tesisi şeklindeki kamu yararı ile hak arama özgürlüğü arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi bozduğu belirtilmiştir (AYM, E.2022/10, K.2022/72, 1/6/2022, § 35).
10. Eldeki itiraz başvurusunda Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen kurallar bakımından yapılacak anayasallık denetiminin konusunu da benzer şekilde TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi sonucunu doğurabilecek kınama cezasına karşı yargı yolunun kapalı olması hususu oluşturmaktadır.
11. Bu itibarla itiraz konusu kurallar yönünden de Anayasa Mahkemesinin anılan 1/6/2022 tarihli ve E.2022/10, K.2022/72 sayılı kararından ayrılmayı gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla kurallar Anayasa’nın 13., 36. ve 129. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kadir ÖZKAYA, Recai AKYEL, Yıldız SEFERİNOĞLU, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN ve Muhterem İNCE bu görüşe katılmamışlardır.
Kuralların Anayasa’nın 2. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların Anayasa’nın 13., 36. ve 129. maddeleri yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele alınmış olması nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kurallar Anayasa’nın 13., 36. ve 129. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden Anayasa’nın 125. maddesi yönünden ayrıca incelenmemiştir.
IV. HÜKÜM
31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinin 24/6/2021 tarihli ve 7329 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…kınama...” ve “...cezaları hariç…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, Kadir ÖZKAYA, Recai AKYEL, Yıldız SEFERİNOĞLU, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN ile Muhterem İNCE’nin karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA 30/11/2022 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE
Karşı Oy
Anayasa Mahkemesi’nin norm denetimine ilişkin 01/06/2022 gün 2022/10 esas, 2022/72 karar sayılı dosyasında yer alan muhalefet şerhindeki görüşler çerçevesinde, çoğunluğun iptal yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.