“...
22.12.2021 tarihli ve 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7’nci maddesiyle 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na eklenen Geçici Madde 23’ün birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırılığı
7349 sayılı Kanun’un 7’nci maddesiyle 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na Geçici Madde 23 eklenmiştir. Söz konusu geçici maddeye göre, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkili olacak ve ilgili kanunları gereğince genel bütçe gelirleri karşılığı yapılan ödenek eklemeleri bu tutardan düşülecektir. 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek ekleme hususunda Cumhurbaşkanına yetki veren Geçici Madde 23’ün birinci cümlesi, Anayasa’ya aykırıdır. Aşağıda, söz konusu kuralın aykırı olduğu Anayasa maddeleri ve ilgili aykırılık gerekçeleri ifade edilecektir.
1) Anayasa’nın 161’inci maddesine aykırılık:
Öncelikle anılan hukuki normun kanuni vasıflandırmasını yapmak gerekmektedir. Diğer bir deyişle anılan geçici maddenin hukuki içerik itibarıyla bütçe kanunu mahiyetini haiz olup olmadığı belirlenmelidir. Bu tespit, kanun koyma sürecini başlatan (kanun teklifini sunacak olan) Anayasal aktörü değiştirecektir. Nitekim Anayasa’nın 161’inci maddesi uyarınca bütçe kanun teklifini sunmaya yalnız Cumhurbaşkanı; 88’inci maddesi uyarınca bütçe kanunu dışındaki kanun tekliflerini sunmaya Milletvekilleri yetkilidir. Ancak Anayasa’nın 87’nci maddesi uyarınca her iki durumda da teklifleri görüşme ve kabul etme, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkisindedir. Başka bir anlatımla, Anayasal sistemimizde bütçe kanunu teklifi, monist yapılı yürütme organının başı konumunda bulunan Cumhurbaşkanının siyasal programının ifasına yönelik finansmanı teminen Cumhurbaşkanı tarafından sunulmakta; TBMM ise kamu gelirlerini toplama ve kamu harcamaları yapma yetkisine istinaden bu mali politikanın belirli usul ve esaslar çerçevesinde yürütülmesini teminen bu teklifi, Anayasa’nın 161’inci maddesi ve TBMM İçtüzüğü gereğince özel usullerle görüşmekte ve kabul etmektedir.
Anılan geçici madde de, bütçe kanunu mahiyetini haizdir. Zira 31.12.2021 tarihli ve 31351 sayılı (1. Mükerrer) Resmi Gazete’de yayınlanan 19.12.2020 tarihli ve 7258 sayılı 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun “Gelir ve finansman” başlıklı 2’inci maddesi:
“MADDE 2 – (1) Gelirler: Bu Kanuna bağlı (B) işaretli cetvellerde gösterildiği üzere,
5018 sayılı Kanuna ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçenin gelirleri 1.082.029.040.000 Türk lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin gelirleri 16.546.924.000 Türk lirası öz gelir, 104.563.767.000 Türk lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 121.110.691.000 Türk lirası,
c) (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri 8.267.484.000 Türk lirası öz gelir, 168.772.000 Türk lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 8.436.256.000 Türk lirası,
olarak tahmin edilmiştir.
(2) Finansman: Bu Kanuna bağlı (F) işaretli cetvellerde gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin net finansmanı 240.515.000 Türk lirası olarak tahmin edilmiştir.”
şeklindedir.
Anılan geçici maddenin iptali talep edilen birinci cümlesi ise; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek ekleneceğini ve ödenek eklenmesine yönelik hukuki işlemin Cumhurbaşkanı tarafından gerçekleşeceğini öngörmüştür.[1] Halbuki gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelirin ilgili idarelerin bütçelerine ödenek olarak eklenmesi, tam da bütçe kanunun maddi anlamda konusunu teşkil etmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 30.01.1992 tarihli ve 1991/8 E.; 1992/5 K. sayılı kararında belirtildiği üzere bütçenin uygulanmasına yönelik hüküm ihtiva eden söz konusu geçici maddenin, “bütçe ile ilgili hüküm” olduğu ve Anayasa Mahkemesi’nin 13.10.2021 tarihli ve 2020/93 E.; 2021/72 K., §14 sayılı kararında belirtildiği üzere doğrudan bütçe kanunda yer alması gerektiği izahtan varestedir. Nitekim 7258 sayılı Kanun’un “Aktarma, ekleme, devir ve iptal işlemleri” başlıklı 6’ncı maddesinin beşinci fıkrasında “Özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumların (B) işaretli cetvellerinde belirtilen tahmini tutarlar üzerinde gerçekleşen gelirler”in ortaya çıkması olasılığında ne yapılacağı bütçe kanunu formunda öngörülmüştür. Kaldı ki kanun koyucu da iptali talep edilen cümlenin yer aldığı madde hakkında; “2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun 6 ncı maddesi gereğince özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumlarda gelir fazlası karşılığı ilgili idare bütçelerine ödenek eklenebilmektedir. Bu uygulama ile benzer şekilde madde ile; 5018 sayılı Kanuna geçici madde eklenerek, 2021 yılında gelir tahmini üzerinde gerçekleşen genel bütçe gelirleri karşılığı idare bütçelerine ödenek eklenebilmesine imkan tanınmaktadır.” şeklindeki gerekçeyi[2] kaleme almak suretiyle; bu türden düzenlemenin Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu içerisinde yer alması gerektiğini zımnen kabul ve dahi itiraf etmiştir.
Öte yandan bu türden durumlarda ilgili mali yılın bütçe kanununda değişiklik yapılması (ek bütçe) da mümkündür. Başka bir anlatımla 5018 sayılı Kanun’un “Merkezi yönetim bütçe kanun teklifinin görüşülmesi” başlıklı 19’uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerindeki ödeneklerin yetersiz kalması halinde veya öngörülmeyen hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, karşılığı gelir gösterilmek kaydıyla, kanunla ek bütçe yapılabilir. Ek bütçenin konu olacağı kanunun nev’inin bütçe kanunu formunda olacağı madde başlığının lafzından dahi anlaşılmaktadır. Nitekim, 19.11.2003 tarihli ve 5004 sayılı 2003 Malî Yılı Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1’inci maddesi “29.3.2003 tarihli ve 4833 sayılı 2003 Malî Yılı Bütçe Kanununa bağlı (A) işaretli cetvelin ilişik (I) sayılı Cetvelde yazılı tertiplerinde toplam 4 521 000 000 000 000 liralık ek ödenek verilmiştir.” şeklindedir. Kanun koyucunun, dolaylı olarak Anayasa’nın amir bir hükmünün etkililiğini ortadan kaldıracak şekilde kanun çıkarma yetkisi yoktur. O halde iptali talep edilen düzenlemenin Anayasa’nın ve TBMM İçtüzüğü’nün ilgili maddelerinde öngörülen özel usuller (sözgelimi Anayasa’nın 161’inci maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından sunulması) çerçevesinde kanun formuna getirilmesi gerekirken; bütçe kanun teklifi dışındaki kanunlar gibi teklif edilmesi, görüşülmesi ve kabul edilmesi Anayasa’nın 161’inci maddesine aykırıdır.
2) Anayasa’nın Başlangıç bölümüne, 6 ve 87’nci maddelerine aykırılık
Yasama organının, halk adına kamu gelirlerini toplama ve yine halk adına bu gelirleri harcama konusunda yürütme organına sınırları belirleyerek yetki vermesi ve sonuçlarını denetlemesine bütçe hakkı denilmektedir. “Bütçe hakkı”, vergi ve benzeri gelirlerle kamu harcamalarının çeşit ve miktarını belirleme ve onaylama hakkıdır. Bu hak, halk tarafından seçilen temsilcilerden oluşan yasama organına aittir. Bütçe, yürütmenin Meclis’e karşı temel sorumluluk düzeneğidir. Meclis, bütçe ile yürütmeye gelir toplama ve gider yapma yetkisi vermekte, bütçede yıllık gelir ve giderleri arasında fark bulunması halinde bu farkın ne kadarının borçlanma yöntemiyle karşılanacağı hususunu da belirlemekte, bu yetkinin uygun kullanılmasını da bütçe sürecinin bir parçası olan kesin hesap kanunu ile denetlemektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında da belirtildiği üzere, “Yasama organının, halk adına kamu gelirlerini toplama ve yine halk adına bu gelirleri harcama konusunda yürütme organına sınırlarını belirleyerek yetki vermesi ve sonuçlarını denetlemesine bütçe hakkı denilmektedir. (…) Bu hak, demokratik parlamenter yönetim sistemini benimsemiş olan ülkelerde, halk tarafından seçilen temsilcilerden oluşan ve en yetkili organ olan yasama organına ait bulunmaktadır. (…) Bütçe yapısının fonksiyonunu ifa edebilmesi, temel bütçe ilkelerine uyulması ile mümkün olmaktadır. Bütçe ilkeleri; bütçenin hazırlanması, görüşülüp onaylanması, uygulanması ve denetlenmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken kuralları ifade eder. Bu ilkeler, devlet bütçelerinin temel özellikleri ve amaçlarının gerçekleşmesi için uygulanması zorunlu olan ulusal ve uluslararası alanda kabul görmüş klasik maliye biliminin ilkeleridir.” (AYM’nin 30.12.2010 tarihli ve 2008/84 E.; 2010/121 K. ve 27.12.2012 tarihli ve 2012/102E.; 2012/207 K. sayılı Kararları).
Bütçe hakkı, Anayasa’nın 87’nci maddesiyle, yalnızca TBMM’ye tanınmıştır. Bu nedenle bütçe hakkının diğer organlar tarafından kullanılması; bir fonksiyon gaspına sebep olacak, Anayasa’nın Başlangıç bölümünde yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesini ve 6’ncı maddesinde yer alan hiçbir organın kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanmamasına yönelik hükmü ihlal edecektir.
Ne var ki yürütme organı, anılan geçici maddeyle bütçe kanun formu dışındaki bir yasama işlemiyle anılan gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar ilgili idarelerin bütçelerine ödenek eklenmesi hususunda yetkilendirilmiştir. Diğer bir deyişle 5018 sayılı Kanun’a geçici madde eklenmek suretiyle Anayasal bütçe yapım usulü bertaraf edilerek; TBMM’nin bütçe hakkı, erkler ayrılığı ilkesi, hiçbir organın kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanmamasına yönelik hüküm ihlal edilmiştir.
Bu nedenlerle iptali talep edilen cümle, Anayasa’nın Başlangıç bölümüne, 6 ve 87’inci maddelerine aykırıdır.
3) Hukuk devleti, yasama yetkisinin devredilmezliği ve idarenin kanuniliği ilkelerine aykırılık
Hukuk devleti, bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa’ya ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasa’nın bulunduğu bilinci olan devlettir (Anayasa Mahkemesi’nin 02.06.2009 tarihli ve 2004/10 E.; 2009/68 K. sayılı Kararı). Hukuk devletinin ön koşullarından olan hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, hukuki belirlilik ilkesi de kanun hükümlerinin şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılabilir olmasını ve ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini ifade etmektedir (bkz. AYM 9.2.2017, 2016/143 E.– 2017/23 K. par. 13; RG. 12.4.2017-30036) (Anayasa Mahkemesinin 04.05.2017 tarihli ve 2015/41 E.; 2017/98 K. sayılı Kararı). Başka bir deyişle, hukuk devleti ilkesi gereğince, idareye davranışta bulunurken veya görevlerini yerine getirirken belirli oranda hareket serbestliği sağlayan takdir yetkisinin kullanımı mutlak, sınırsız, keyfi biçimde gerçekleşemez; idarenin takdir yetkisinin sınırları, keyfi işlem ve eylemleri önlemek amacıyla kanunla çizilmelidir. Anayasa’nın 123’üncü maddesinde yer alan idarenin kanuniliği ilkesinin iki boyutu bulunmaktadır. İlk boyutu, idarenin secundum legem özelliğidir (kanuna dayanma ilkesidir). Bu ilkeye göre idarenin düzenleme yetkisi kanundan kaynaklanır. İkinci boyutu, idarenin intra legem özelliğidir (kanuna aykırı olmama ilkesidir). Bu ilkeye göre idarenin işlem ve eylemleri kanunun çizdiği sınırlar içinde kalmalıdır.
Bu nedenle yasama organı, bütçe hakkına istinaden kamu gelirlerinin toplanması ve kamu harcamalarının yapılması hususunda yürütme organını bütçe kanunu aracılığıyla yetkilendirirken; bu yetkinin normlar hiyerarşisinin ana halkası olarak hukuk devletinin temel taşı olan maddi anlamdaki kanunilik kıstasının gereklerinin karşılanması ve kanuna dayanması ile kanuna aykırı olmaması için; genel çerçevesinin keyfi uygulamaya yer vermeyecek açıklıkta bütçe kanunu düzeyinde çizilmesi gerekmektedir. Ancak kanun koyucu; bu yetkiyi (hukuka aykırı olarak) bütçe kanunu dışındaki bir kanun formuyla vermekle yetinmemiş; dahası Cumhurbaşkanına ödenek ekleme konusunda –Anayasal ilkelerin aksine- sınırsız bir takdir yetkisi bırakmıştır. Halbuki kanunda kalem kalem ödenek tutarı, ödeneğin tahsisi edildiği idare ve ilgili program, açıklama ve nerede kullanılacağı bölümü yer almalıdır. Zira iptali istenen düzenleme, dönemsellik ilkesinin aksine ilgili olduğu 2021 mali yılının bitimine çok az bir süre kala TBMM’nin huzuruna sunulduğundan bu türden muhasebatın belirli olmadığı savı, hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki 17.12.2021 tarihli ve 7344 sayılı 2022 sayılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun teklifine yönelik bütçe programı takvimi, komisyon aşamasında (20.10.2021 – 26.11.2021) tarihlerini[3]; Genel Kurul aşamasında (06.12.2021-17.12.2021) tarihlerini[4] kapsamaktadır. Pek tabii bu süreç içinde, yukarıda açıklandığı üzere (sözgelimi 2003 Mali Yılı için yapıldığı gibi) iptali talep edilen cümleye konu, belirli (veyahut belirlenebilir) nitelikteki, gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelirler hakkında ek bütçe kanun teklifi verilebilirdi.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi, bir kararında; “Kuralda, kurumlar arası ödenek aktarmanın ancak genel bütçe ödeneklerinin yüzde onunu aşmamak kaydıyla ve kamu idarelerinin yıl içinde ortaya çıkabilecek ihtiyaç fazlası ödeneklerinin diğer kamu idarelerinin ödenek ihtiyacının karşılanmasında kullanılmasını sağlamak amacıyla yapılabileceği belirtilerek ödenek aktarmaya ilişkin çerçeve ve Maliye Bakanına verilen ödenek aktarma yetkisinin sınırları belirlenmiştir. Kuralın cari yıl bütçesinde ödenek artışına imkân tanıması veya doğrudan ödenek üstü harcama yapmaya sebebiyet vermesi söz konusu değildir. Bu itibarla bütçenin hazırlanması, uygulanması ve yönlendirilmesinden sorumlu olan Maliye Bakanına belirtilen sınırlar içinde ödenek aktarma konusunda yetki veren kural, Meclise ait olan bütçe hakkını da ihlal etmemektedir.” şeklindeki gerekçeyi kaleme almıştır (Anayasa Mahkemesi’nin 24.09.2020 tarihli ve 2018/27 E.; 2020/49 K. sayılı Kararı, § 30). Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararına karşın; kanun koyucu ödenek ekleme hususunda Cumhurbaşkanına yetki verirken herhangi bir yasal kayıt getirmediği gibi; cari yıl bütçesinde ödenek artışına olanak tanıyan bu hükmü bütçe kanunu formunda düzenlememiştir. Bu nedenlerle iptali talep edilen cümle, Anayasa’nın 2 ve 123’üncü maddelerine aykırıdır.
Bunun yanında; bütçe hakkının TBMM’ye tanınmasıyla sağlanan yürütme organının hesap verilebilir ve saydam bir mali politika yönetmesi, keyfi harcamalarının önlenmesi, öngörülebilir bir ekonomik denge oluşturulması, gerçekçi ekonomik değerlendirme yapılması kazanımları da ihlal edilmiştir. Her ne kadar iptali talep edilen cümlenin yer aldığı madde hakkında kaleme alınan gerekçede[5] “bütçe dengesi bozulmadan, gerçekleşen gelir kadar kamu hizmetlerinin ihtiyaç duyacağı ödeneklerin idare bütçelerine eklenebilmesi” ratio legis olarak belirlense de; bu hususun ilgili mali yılın bütçe kanunu dışında bir kanunda yer alması ve dolayısıyla ilgili mali yılın kesin hesap kanunun kapsamı dışında bırakılması; bütçe oluşturulması için öngörülen anayasal usullerin ortadan kaldırılması suretiyle yasama organının yürütme organı üzerindeki mali denetimini (bütçe hakkının kullanımı) etkisiz hale getirmekte, kamu gelirlerinin aktarımı üzerinde kontrolü imkansız kılmakta, bütçe dengesini bozarak yürütme organın kendi siyasi programını ifa ederken yaptığı harcamaların meşruluğuna halel getirmektedir. Halbuki Anayasa’nın 2’nci maddesindeki hukuk devleti ilkesi gereğince, yasama işlemlerinin kişisel yararları değil kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla yapılması zorunludur (Anayasa Mahkemesi’nin 17.06.2015 karar tarihli ve 2014/179 E.; 2015/54 K. sayılı Kararı). İhtilaflı düzenleme, yine bu cihetle de Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır.
Öte yandan, Anayasa’nın 7’nci maddesinde temelini bulan yasama yetkisinin devredilmezliği kuralına göre, yasama yetkisi yalnız Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Bu nedenle idareye düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının temel ilkeleri ortaya koyması ve çerçeveyi çizmesi gerekir. Diğer bir deyişle, yürütme ve idareye sınırsız ve belirsiz bir düzenleme yetkisi bırakılamaz. Nitekim idarenin düzenleme yetkisi; sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Yasa ile yetkilendirme, Anayasa’nın öngördüğü biçimde yasa ile düzenleme anlamını taşımamaktadır (Anayasa Mahkemesi’nin 02.05.2008 tarihli ve 2005/68 E.; 2008/102 K. sayılı Kararı). İptali talep edilen cümlenin yer aldığı madde hükmünde olduğu gibi temel ilkeleri belirlenmeksizin ve çerçevesi çizilmeksizin; yürütmeye (Cumhurbaşkanına); anılan gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar ilgili idarelere ödenek eklenmesi hususunda yetki veren yasa hükmü, Anayasa’nın 7’nci maddesine aykırılık oluşturur.
Tüm bu nedenlerle 7349 sayılı Kanun’un 7’nci maddesiyle 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na eklenen Geçici Madde 23’ün birinci cümlesi, Anayasa’nın Başlangıç bölümüne, 2., 6., 7., 87., 123. ve 161’inci maddelerine aykırıdır; anılan ibarenin iptali gerekir.
III. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ
22.12.2021 tarihli ve 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirilen iptali talep edilen düzenleme, 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda Anayasa’ya aykırı yönde değişiklikler yapmaktadır. Kamu yararına aykırı olan, telafisi mümkün olmayacak sonuçlara yol açacak bu düzenlemelerin iptal davası sonuçlanana kadar yürürlüğünün durdurulması gerekmektedir.
Nitekim anayasal düzenin hukuka aykırı kural ve düzenlemelerden en kısa sürede arındırılması, hukuk devleti sayılmanın en önemli gerekleri arasında sayılmaktadır. Anayasa’ya aykırılıkların sürdürülmesi, özenle korunması gereken hukukun üstünlüğü ilkesini de zedeleyecektir. Hukukun üstünlüğünün sağlanamadığı bir düzende, kişi hak ve özgürlükleri güvence altında sayılamayacağından, bu ilkenin zedelenmesi hukuk devleti yönünden giderilmesi olanaksız durum ve zararlara yol açacaktır.
Bu zarar ve durumların doğmasını önlemek amacıyla, Anayasa’ya açıkça aykırı olan ve iptali istenen hükmün iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün de durdurulması istenerek Anayasa Mahkemesi’ne dava açılmıştır.
IV. SONUÇ VE İSTEM
22.12.2021 tarihli ve 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7’nci maddesiyle 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na eklenen Geçici Madde 23’ün birinci cümlesi, Anayasa’nın Başlangıç bölümüne, 2., 6., 7., 87., 123. ve 161’inci maddelerine aykırı olduğundan iptaline ve uygulanması halinde giderilmesi güç ya da olanaksız zarar ve durumlar olacağı için, iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz ederiz.”
[1] Kaldı ki 2021 yılında genel bütçenin takriben 246 milyar TL’den fazla açık vermesi beklenmekte ve bu farkın da her yıl olduğu gibi borçlanma ile kapatılması öngörülmektedir. Kasım sonu gerçekleşmelerine göre ise genel bütçe dengesinin takriben 45,5 milyar TL açık olduğu dikkate alındığında halen borçlanma ihtiyacı devam etmektedir. Ancak gerek enflasyonun tahmin edilenden oldukça yüksek gerçekleşmesi, gerekse de yapılandırma tahsilatı nedeniyle genel bütçe gelirleri Ocak-Kasım döneminde takriben 1 trilyon 239 milyar lira, başka bir anlatımla tahmine göre şimdiden takriben 164 milyar lira daha fazla gerçekleşmiştir. Aralık ayında bu tutarın takriben 100 milyar liraya yakın daha artacağı öngörülebilir. Diğer bir deyişle toplam tahsilatın, tahminin takriben 260 milyar lira üzerine çıkması mümkündür. İptali talep edilen düzenlemeyle Cumhurbaşkanına, bütçe gelirlerinin tahmin edilenden fazla gerçekleşecek kısmını (takriben 260 milyar lirayı) idarelerin bütçelerine ödenek kaydetme yetkisi verilmektedir. https://muhasebat.hmb.gov.tr/merkezi-yonetim-butce-istatistikleri (Erişim Tarihi: 25.12.2021)
[2] Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir ve 91 Milletvekilinin Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4031) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, Yasama Dönemi: 27, Yasama Yılı: 5, Sıra Sayısı: 299, Ankara, TBMM Basımevi, 2021, s. 9.
[3] 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (Rapor ve Metin), Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Raporu, Yasama Dönemi: 27, Yasama Yılı: 5, Sıra Sayısı: 281, Ankara, TBMM Basımevi, Cilt 1, 2021, s. 13-15.
[4] 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Görüşme Programı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı, Yasama Dönemi: 27, Yasama Yılı: 5, Ankara, TBMM Basımevi, 2021, https://www5.tbmm.gov.tr/butce/2022/2022_Yili_Butce_Gorusme_Programi.pdf (Erişim Tarihi: 25.12.2021)
[5] Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir ve 91 Milletvekilinin Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4031) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, Yasama Dönemi: 27, Yasama Yılı: 5, Sıra Sayısı: 299, Ankara, TBMM Basımevi, 2021, s. 9.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2021/133
Karar Sayısı : 2022/120
Karar Tarihi : 13/10/2022
R.G.Tarih-Sayı : 27/12/2022-32056
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte 131 milletvekili
DAVANIN KONUSU: 22/12/2021 tarihli ve 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesiyle 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na eklenen geçici 23. maddenin birinci cümlesinin Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 6., 7., 87., 123. ve 161. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un iptali talep edilen kuralın da yer aldığı 7. maddesiyle 5018 sayılı Kanun’a eklenen geçici 23. madde şöyledir:
“Geçici Madde 23 – (Ek:22/12/2021-7349/7 md.)
19/12/2020 tarihli ve 7258 sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. İlgili kanunları gereğince genel bütçe gelirleri karşılığı yapılan ödenek eklemeleri bu tutardan düşülür.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI ve İrfan FİDAN’ın katılımlarıyla 30/12/2021 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Ömer DURSUN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Anlam ve Kapsam
3. 5018 sayılı Kanun’un geçici 23. maddesinin dava konusu birinci cümlesinde, 19/12/2020 tarihli ve 7258 sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda yer alan genel bütçe gelirinin tahmin edilenden yüksek gerçekleşmesi durumunda tahmin edilen tutarı aşan kısım kadar geliri genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı’nın yetkili olduğu belirtilmiştir.
4. Mezkûr maddenin dava konusu olmayan ikinci cümlesinde ise ilgili kanunlarda genel bütçe gelirleri karşılığı yapılan ödenek eklemelerinin birinci cümlede verilen yetkiye istinaden eklenen ödenek tutarlarından düşüleceği belirtilmiştir.
5. Cumhurbaşkanı’na tanınan yetki 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu gereğince toplanan ve ödenek olarak dağıtılmamış gelirlere ilişkindir. Başka bir deyişle Cumhurbaşkanı’na fazla gerçekleşmesi hâlinde karşılığı gider kaydetme yetkisi verilen gelirlerin, kullanılacağı hizmetlere ilişkin 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda veya olağan kanunlarda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Kuralla Cumhurbaşkanı, tahmini aşan gelire ilişkin harcamaların çeşit ve miktarını belirleme yetkisine sahip olmaktadır.
B. İptal Talebinin Gerekçesi
6. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kuralla Cumhurbaşkanı’na 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar ödenek aktarma yetkisi tanınmasının maddi anlamda kanunilik ilkesine aykırı olduğu, bütçe kanunlarında yer alması gereken bir hususun alelade kanunla düzenlendiği, bu suretle bütçe hakkının ihlal edildiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 6., 7., 87., 123. ve 161. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
C. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
7. Anayasa’nın 161. maddesinin birinci fıkrasında “Kamu idarelerinin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır”, dördüncü fıkrasında “Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır.”, yedinci fıkrasında ise “Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz.” hükümlerine yer verilmek suretiyle kamu idarelerinin harcamalarının yıllık bütçeler ile yapılacağı ve bütçelerle verilen ödeneğin idarelerin harcayabileceği sınırı gösterdiği belirtilmiş ve harcanabilecek tutarın aşılabileceğine dair bütçe kanunuyla dahi Cumhurbaşkanı’na yetki verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bütçe kanunlarının harcanabilecek sınırı göstermesi gerekliliği, ödenek tutarlarının önceden belirlenmesini ve bu doğrultuda izin verilmesini zorunlu kılmaktadır. Bütçe kanununun ve geçici bütçenin çıkarılamaması durumunda dahi kamu idarelerinin harcamaları serbest bırakılmamakta, önceki yıl bütçesiyle bir bağlantı kurularak harcamalar sınırlandırılmaktadır.
8. Anayasa’nın anılan maddesinin ikinci fıkrasında ise mali yıl başlangıcı, merkezî yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usullerin kanunla düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kanunda yer alan düzenlemelerin anılan maddenin birinci, dördüncü ve yedinci fıkralarında belirtilen önceden izin alma kuralına uygun olması gerektiği açıktır.
9. Bütçeler genel olarak belirli bir dönemdeki gelir ve gider tahminleri ile bunların uygulanmasına ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan belgelerdir. Bununla birlikte bütçe kanunları, yasama organı tarafından yürütme organına yıllık olarak kamu gelirlerinin toplanması ve giderlerin yapılması için yetki ve izin verilmesini düzenleyen kanunlardır. Yürütmeye verilen bu izin ve yetki, özünde yasama organının halktan aldığı bütçe hakkının gereğidir.
10. Bir başka deyişle bütçe hakkı, vergi ve benzeri gelirlerle kamu harcamalarının çeşit ve miktarını belirleme, onaylama ve bütçe harcamalarının sonuçlarını denetleme hakkıdır (AYM, E.2016/47, K.2018/10, 14/2/2018, §§ 25, 26).
11. Anayasa’nın 161. maddesinde yıllık bütçelerle yapılması gereken harcamalar belirli kaynakların belirli amaçlara yönlendirilmesini ve kullanılmasını ifade etmektedir. Anayasa’nın 73. maddesinin birinci fıkrasında da vergi ödeme yükümlülüğü kamu hizmetinin karşılanması ile sınırlandırılarak meşrulaştırılmıştır. Bu itibarla harcamanın yapılması için gerekli olan gelirin toplanması ve belirli amaçlarla yönlendirilerek giderleştirilmesi birbirine bağımlı süreçlerdir.
12. Bütçe kanunlarıyla kamu tüzel kişilerine verilen gelirlerin toplanması yetkisi, gelirlere dayanak teşkil eden kanunların bir yıllık süreyle işlerlik kazandırılması yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bu gelir kanunlarının uygulanması suretiyle elde edilecek gelir tutarları, bütçe yılında gerçekleşen ekonomik faaliyetlerin miktarına göre değişebileceğinden bütçe kanununda gelir tutarlarına tahminî olarak yer verilmektedir.
13. Anayasa’nın 161. maddesinde belirtildiği üzere bütçe gelirlerinin aksine bütçe giderleri, kamu tüzel kişilerine verilen azami harcama tutarlarını belirtilen bir izin mahiyetindendir. 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun 1. maddesinde idarelere verilen ödenek tutarları, 2. maddesinde ise tahmin edilen gelir tutarları belirtilmiştir. Buna göre bütçede tahmin edilenden fazla gerçekleşen gelir tutarı kamu idarelerince tahsil edilecektir.
14. Dava konusu kuralla 2021 yılında tahmin edilenden fazla gelirin elde edilmesi durumunda fazla gerçekleşen gelir tutarını genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkili kılınmaktadır.
15. Yasama organının kamu harcamalarının çeşit ve miktarı ile kaynağını önceden belirleme ve onaylama yetkisi bütçe hakkının bir gereğidir. Kuralla Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) ait bu yetkiler Cumhurbaşkanı’na devredilmektedir. Anayasa’nın 161. maddesinin birinci fıkrasında kamu idarelerinin harcamalarının bütçeler ile yapılabileceği belirtilmiştir. Yıl içinde tahminden fazla mali kaynak olduğu fark edildiğinde bu kaynakların harcanmasına karar verme yetkisi bütçe hakkı gereğince TBMM’ye aittir. Anılan maddenin yedinci fıkrasında da merkezî yönetim bütçe kanunuyla verilen ödeneğin harcanabilecek tutarın sınırını gösterdiğinin ve harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle aşılabileceğine dair hüküm konulamayacağının belirtildiği gözetildiğinde bütçe kanununa veya diğer kanunlara ödenek üstü harcama yapılabileceğine ilişkin bir hüküm konulamayacağı açıktır.
16. Ayrıca Anayasa’nın 161. maddesinin sekizinci fıkrasında cari yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik tekliflerinde öngörülen giderleri karşılayabilecek mali kaynak gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yılı bütçe kanunlarında belirtilen ödenek tutarlarının arttırılması suretiyle yılı bütçe kanunlarının değiştirilmesinin ek bütçe niteliğinde olduğu gözetildiğinde bütçe hakkı gereğince bu tür değişikliklerin bütçe kanunları için belirlenen usul ve esaslara tabi olması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
17. Bu itibarla kural TBMM’nin bütçe kanunlarıyla ödenek tutarlarının önceden belirlenmesini, bu doğrultuda izin verilmesini zorunlu kılan ve bütçeyle verilen ödeneğin üstünde harcama yapılamayacağını belirten anayasal hükümlere aykırılık oluşturmakta ve bütçe hakkıyla bağdaşmamaktadır.
18. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 161. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
Kuralın Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 6., 7. ve 87. maddelerine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususlar Anayasa’nın 161. maddesi kapsamında ele alınmış olduğundan Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 6., 7. ve 87. maddeleri yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 123. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
IV. İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ
19. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında kanunun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir.
20. 5018 sayılı Kanun’un geçici 23. maddesinin birinci cümlesinin iptali nedeniyle uygulama imkânı kalmayan anılan maddenin ikinci cümlesinin 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekir.
V. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
21. Dava dilekçesinde özetle, dava konusu kuralın uygulanması hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğabileceği belirtilerek yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
22/12/2021 tarihli ve 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesiyle 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na eklenen geçici 23. maddenin birinci cümlesine yönelik yürürlüğün durdurulması talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE 13/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI. HÜKÜM
22/12/2021 tarihli ve 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesiyle 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na eklenen geçici 23. maddenin;
A. Birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
B. İkinci cümlesinin 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE
13/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR