“…
Hükümlü hakkında Hatay İnfaz Hakimliğinin 15.12.2020 gün ve 2020/2623 Esas 2020/2607 Karar sayılı dosyası ile “7242 sayılı Kanunun ile değişik 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesi uyarınca koşullu salıverilme tarihi olan 29/01/2023 tarihine kadar cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, hükümlünün başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse şartla tahliyesine” karar verildiği, hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başladıktan sonra TCK 106/2-a maddesinde düzenlenen “silahla tehdit” suçunu işlediği iddiasıyla Kırıkhan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/527 Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, alt sınırı 1 yıldan fazla hapis cezası gerektiren kasıtlı suçtan kamu davası açılmış olması nedeniyle açık ceza infaz kurumuna gönderilmesi talebiyle dosyanın karar verilmek üzere Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosu tarafından hakimliğimize gönderildiği görülmüştür.
Kırıkhan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/527 Esas sayılı dosyası derdest olup yargılama sonunda mahkum olup olmayacağı belirsizdir. Ancak hükümlünün denetimli serbestlik kararının geri alınarak açık ceza infaz kurumuna gönderilmesi halinde cezasını infaz edeceği açıktır. Dolayısıyla hakkında sadece dava açılmış olması nedeniyle açık ceza infaz kurumuna girmekle yükümlü olacaktır.
Anayasanın 38/4. maddesi gereğince “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” buna göre Kırıkhan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/527 Esas sayılı dosyasında mahkum olup buna ilişkin karar kesinleştiğinde hükümlüyü suçlu sayabiliriz. Kişi hakkında dava açılmış olması ya da kovuşturma yapılması Anayasal olarak hükümlüyü suçlu sayan bir sonuç ortaya çıkarmaz.
Buna göre 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesinin 7. fıkrası Anayasa’nın 38/4. maddesiyle açıkça çelişmektedir.
“Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” şeklindeki Anayasanın 11. maddesinin emredici hükmü karşısında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle :
1- Hakimliğimizin 2021/740 Esas sayılı dosyasında uygulama yeri bulan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a 7242 sayılı Kanunun 46. maddesi ile eklenen “Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hâkimi tarafından, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir. Kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.” şeklindeki 105/A maddesinin 7. fıkrasının Anayasa’nın 38/4 maddesine aykırı görülmesi nedeniyle İPTALİ AMACIYLA ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASINA,
2- İptal başvurusunun işbu dosya bakımından 6 ay süre ile bekletici mesele yapılmasına,
3- Karar aslı ve dosyanın onaylı örneğinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2021/109
Karar Sayısı : 2021/81
Karar Tarihi : 4/11/2021
R.G.Tarih-Sayısı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Kırıkhan İnfaz Hakimliği
İTİRAZIN KONUSU: 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a 5/4/2012 tarihli ve 6291 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen 105/A maddesinin 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun’un 46. maddesiyle yeniden düzenlenen (7) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 38. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezası infaz edilmekte olan sanık hakkında başka bir suçtan dava açılması nedeniyle mevcut denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın kaldırılarak sanığın açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilmesi talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 105/A maddesi şöyledir:
“Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı
Madde 105/A- (Ek: 5/4/2012-6291/1 md.)
(1) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
(2) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.
(3) Yukarıdaki fıkralarda düzenlenen infaz usulünden;
a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,
b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler,
diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilirler. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir.
(4) (Değişik: 18/6/2014-6545/80 md.) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlüler yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanamazlar.
(5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;
a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,
b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,
c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,
d) Belirlenen programlara katılması,
yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir.
(6) Hükümlünün;
a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,
b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,
c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi,
hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir.
(7) (Yeniden Düzenleme:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hâkimi tarafından, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir. Kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.
(8) Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.
(9) Yükümlülüklerin gereklerine ve denetim planına uygun davranan hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, 107 nci ve 108 inci maddeler uyarınca işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.
(10) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI ve İrfan FİDAN’ın katılımlarıyla 13/10/2021 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Osman KODAL tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
3. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin dördüncü fıkrasında “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.” denilmiştir. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
4. İtiraz yoluna başvuran Mahkemenin iptalini talep ettiği 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin (7) numaralı fıkrası, başka bir iptal davası ile itiraz başvurusunun konusu olarak esastan incelenmiş ve anılan fıkraya yönelik iptal talebi Anayasa Mahkemesinin 14/7/2021 tarihli ve E.2020/53, K.2021/55 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Bu karar da 20/10/2021 tarihli ve 31634 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Böylece gerek Anayasa'nın 152. maddesinin dördüncü fıkrasında gerek 6216 sayılı Kanun'un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında öngörülen şart gerçekleşmiştir.
5. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin başvurusu 27/7/2021 tarihini taşımakta ise de Anayasa Mahkemesinin aynı konu hakkında işin esasına girerek verdiği ret kararı yayımlandığına göre Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca itirazın incelenmesi mümkün değildir. Nitekim Anayasa'nın 152. maddesi yalnızca Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla başvuran mahkemeleri değil Anayasa Mahkemesini de bağlar. Anayasa’nın anılan hükmünün amacı hem gereksiz başvuruları önleyerek Anayasa Mahkemesinin çalışma düzenini korumak hem de uygulamada sürekliliği sağlamaktır. Bu itibarla Anayasa Mahkemesi, önceki kararın yayımı tarihinden sonra karar vermek durumunda ise başvurunun daha önce olup olmadığı önem taşımaksızın itirazı reddetmek durumundadır (AYM, E.2014/77, K.2014/202, 25/12/2014; E.2018/131, K.2018/98, 17/10/2018, § 3; E.2018/130, K.2018/97,17/10/2018, §3).
6. Açıklanan nedenle 5275 sayılı Kanun’a 6291 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen 105/A maddesinin 7242 sayılı Kanun’un 46. maddesiyle yeniden düzenlenen (7) numaralı fıkrasına yönelik itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince reddi gerekir.
III. HÜKÜM
13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a 5/4/2012 tarihli ve 6291 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen 105/A maddesinin 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun’un 46. maddesiyle yeniden düzenlenen (7) numaralı fıkrasına yönelik itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE 4/11/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN