ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2019/36
Karar Sayısı:2021/15
Karar Tarihi:4/3/2021
R.G.
Tarih-Sayısı:3/6/2021-31500
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte
140 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 18/1/2019 tarihli ve 7163 sayılı Sinema Filmlerinin
Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un;
A. 2. maddesiyle 14/7/2004 tarihli ve 5224 sayılı Sinema
Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında
Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 6. maddesinin;
1. İkinci fıkrasının;
a. Birinci cümlesinde yer alan “…Bakanlık tarafından…” ve “…Bakanlık
temsilcisi…” ibarelerinin,
b. İkinci cümlesinin,
2. Üçüncü fıkrasının,
3. Dördüncü fıkrasının;
a. İkinci cümlesinde yer alan “…Bakanlık onayı ile…” ibaresinin,
b. Dördüncü cümlesinde yer alan “…Bakanlığın onayına…” ibaresinin,
4. Altıncı fıkrasının birinci cümlesinin,
B. 3. maddesiyle 5224 sayılı Kanun’un değiştirilen 7.
maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…Bakanlıkça…” ibaresinin,
C. 8. maddesiyle 5224 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte
değiştirilen 13. maddesinin;
1. Birinci fıkrasında yer alan “…mahallin mülki idare amiri…” ibaresinin,
2. Dokuzuncu fıkrasının,
Anayasa’nın 2., 6.,
13., 26., 27. ve 64. maddelerine aykırılığını ileri sürerek iptallerine ve
yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un iptali talep edilen kuralların da yer aldığı;
1. 2. maddesiyle
5224 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 6. maddesi şöyledir:
“Destekleme kurulları ve Komisyon
Madde 6- (Başlığı
ile Birlikte Değişik: 18/1/2019-7163/2 md.)
Proje geliştirme, ilk uzun metrajlı kurgu film yapım,
uzun metrajlı sinema film yapım, ortak yapım, senaryo ve diyalog yazım,
animasyon film yapım, kısa film yapım, belgesel film yapım, çekim sonrası,
dağıtım ve tanıtım ile yerli film gösterim destek türlerinde yapılan
başvuruları değerlendirmek ve desteklenecek olanları belirlemek üzere ihtisas
alanlarına göre sayısı dördü geçmemek üzere destekleme kurulları oluşturulur.
Destekleme kurulları, ilgili alan meslek birlikleri
tarafından belirlenecek dört sektör temsilcisi ile yapımcı, yönetmen, senaryo
ve diyalog yazarı, oyuncu, sinema salonu işletmecileri, film dağıtımcıları,
yayıncı kurum veya kuruluş temsilcileri ve üniversitelerin sinema alanında
eğitim veren bölümlerinde görev yapan öğretim üyeleri arasından Bakanlık
tarafından belirlenecek üç üye ve bir Bakanlık temsilcisi olmak
üzere sekiz üyeden oluşur. Bakanlık temsilcisi kurulun başkanıdır.
Destekleme kurullarının meslek birlikleri tarafından
belirlenecek üyelerinin, Bakanlığın talep tarihinden itibaren on beş gün içinde
bildirilmemesi halinde bu üyeler meslek birlikleri üyeleri arasından Bakanlıkça
seçilir.
Destekleme kurulları en az beş üyenin katılımı ile
toplanır ve en az beş üyenin aynı yöndeki oyuyla karar alır. Destekleme
kurullarının kararları Bakanlık onayı ile yürürlük kazanır. Onaylanmayan
kararlar yeniden değerlendirilmek üzere destekleme kurullarına iade edilir.
Destekleme kurullarının son kararı Bakanlığın onayına tekrar sunulur, bu
durumda da onaylanmayan kararlar geçersiz sayılır.
Destekleme kurullarında görev yapan üyelere, yılda dört
toplantıdan fazla olmamak üzere her toplantı günü için (5300) gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar üzerinden
Bakanlık bütçesinden toplantı ücreti ödenir. Destekleme kurulları ve Komisyon
üyelerinin toplantılara ilişkin yol ve konaklama giderleri Bakanlıkça
karşılanır.
Dizi film ile yabancı film yapım destek türlerinde
yapılan başvuruları değerlendirmek ve desteklenecek olanları belirlemek üzere;
Bakan Yardımcısı, Sinema Genel Müdürü, Tanıtma Genel Müdürü, Dışişleri
Bakanlığı Yurtdışı Tanıtım ve Kültürel İşler Genel Müdürü, ilgili alan meslek
birlikleri tarafından önerilen sektör temsilcileri arasından Bakanlık
tarafından belirlenecek iki üye, film yapımcıları, dağıtımcıları ve yayıncı
kurum veya kuruluş temsilcileri arasından Bakanlık tarafından belirlenecek iki
üye olmak üzere sekiz üyeden oluşan Dizi ve Yabancı Filmleri Destekleme
Komisyonu oluşturulur. Bakan
Yardımcısı Komisyonun başkanıdır. Komisyon en az beş üyenin katılımı ile
toplanır ve en az beş üyenin aynı yöndeki oyuyla karar alır.
Destekleme kurullarının ve Komisyonun kuruluşu, üyelerin
görev süreleri ile çalışma usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.”
2. 3. maddesiyle
5224 sayılı Kanun’un değiştirilen 7. maddesi şöyledir:
“Madde 7- (Değişik: 18/1/2019-7163/3 md.)
Ülke içinde üretilen veya ithal edilen sinema
filmlerinin, ticari dolaşıma veya gösterime sunulmasından önce
değerlendirilmesi ve sınıflandırılması yapılır. Değerlendirme ve sınıflandırma
sonucunda uygun bulunmayan filmler, ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz.
Değerlendirme ve sınıflandırması yapılmamış olan sinema
filmleri; festival, özel gösterim ve benzeri kültürel ve sanatsal etkinliklerde
ancak 18+ yaş işareti ile gösterilir. Daha önce Bakanlıkça değerlendirme
ve sınıflandırması yapılan filmler, ilgili etkinliklerde aldıkları işaret ve
ibarelere uygun olarak gösterilir. Söz konusu etkinliklerde gösterimi yapılacak
olan filmlerin taşımaları gereken işaret ve ibarelerin her türlü tanıtım ve
gösterim alanında kullanılması zorunludur.”
3. 8. maddesiyle
5224 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 13. maddesi şöyledir:
“İşaret ve ibarelerin kullanılmaması ve denetim
Madde 13- (Başlığı ile Birlikte Değişik: 18/1/2019-7163/8
md.)
Değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulmaması,
zorunlu tutulan işaret ve ibarelerin değerlendirme ve sınıflandırma sonrasında
her türlü tanıtım ve gösterim alanında ve taşıyıcı materyal üzerinde
kullanılmaması veya yanıltıcı şekilde kullanılması halinde mahallin mülki
idare amiri tarafından filmlerin gösterim ve dağıtımı, işaret ve ibareler
kullanılıncaya kadar durdurulur ve ilgililer hakkında bu maddede öngörülen
idari para cezaları uygulanır.
Sinema filmi öncesinde gösterilen reklamların süresi en
fazla on dakikadır. Fragman gösterim süresi en az üç, en fazla beş dakikadır.
Kamu spotları ve sosyal sorumluluk projelerine ilişkin gösterimler belirtilen
sürelere dahil edilmez. Sinema filmi gösterim arası on beş dakikayı aşamaz.
Sinema salonu işletmecileri, filmin yapımcısı ve varsa
dağıtımcısı ile yapılacak sözleşme ile belirlenecek indirimli bilet
fiyatlandırmaları hariç olmak üzere sinema biletini içeren abonelik, promosyon,
kampanya ve toplu satış faaliyetleri gerçekleştiremez.
Sinema salon işletmecileri, sinema filmi bileti ile
birlikte başka bir ürünün satışını aynı anda yapamaz.
Sinema salonu işletmecileri, film gösterimleri ile ilgili
bilgileri Bakanlığa iletmek üzere Bakanlıkça belirlenen donanım ve yazılımı
işler halde bulundurmakla yükümlüdür. Yapılan denetimlerde belirlenen
eksiklerin giderilmesi için sinema salonu işletmecilerine altmış gün süre
verilir.
Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak;
a) Değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uymayan,
zorunlu tutulduğu halde gerekli işaret ve ibareleri kullanmayan veya yanıltıcı
şekilde kullanan film yapımcısına yirmi bin Türk lirası,
b) Değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulmayan
filmlerin dağıtımını yapanlara yirmi bin Türk lirası,
c) Değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulmayan
filmlerin gösterimini yapanlar ile gerekli işaret ve ibareleri kullanmadan veya
yanıltıcı şekilde kullanarak film gösterimi yapanlara elli bin Türk lirası,
d) Gösterim ve tanıtım alanlarında gerekli işaret ve
ibareleri kullanmadan etkinlik düzenleyenlere film başına yirmi bin Türk
lirası,
e) Reklam, fragman ve film arası sürelerine uymadan
gösterim yapan sinema salonu işletmecilerine salon başına elli bin Türk lirası,
f) Üçüncü ve dördüncü fıkra hükümlerine aykırı hareket
eden sinema salonu işletmecilerine işletmenin sahibi olduğu salon başına elli
bin Türk lirası,
g) Beşinci fıkrada yer alan yükümlülüğü yerine getirmeyen
sinema salonu işletmecilerine salon başına elli bin Türk lirası,
idari para cezası verilir.
Bu maddede öngörülen idari para cezaları mahallin mülki
idare amiri tarafından verilir. İdari para cezaları, tebliğinden itibaren bir
ay içinde ödenir. İdari para cezasının ödenmiş olması yükümlülükleri ortadan
kaldırmaz.
Bu Kanun kapsamında, denetimleri gerçekleştirmek üzere
mahallin mülki idare amirlerince denetim komisyonları kurulur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü
ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin Yıldırım, Serdar ÖZGÜLDÜR, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi
DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN,
Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ve Yıldız
SEFERİNOĞLU’nun katılımlarıyla 10/4/2019 tarihinde yapılan ilk inceleme
toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme aşamasında
karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör
Hilmi Can TURAN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu
kanun hükümleri, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ile bunların
gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüşülüp düşünüldü:
A. Kanun’un 2. Maddesiyle 5224 Sayılı
Kanun’un Başlığı ile Birlikte Değiştirilen 6. Maddesinin İkinci Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan
“…Bakanlık tarafından…” ve “…Bakanlık temsilcisi…” İbarelerinin, İkinci
Cümlesinin, Üçüncü Fıkrasının, Dördüncü Fıkrasının İkinci Cümlesinde Yer Alan
“… Bakanlık onayı ile…” ve Dördüncü Cümlesinde Yer Alan “…Bakanlığın
onayına…” İbareleri ile Altıncı Fıkrasının Birinci Cümlesinin İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
3. 5224 sayılı Kanun’un 6. maddesine konu destekleme
kurulları; proje
geliştirme, ilk uzun metrajlı kurgu film yapım, uzun metrajlı sinema filmi
yapım, ortak yapım, senaryo ve diyalog yazım, animasyon film yapım, kısa film
yapım, belgesel film yapım, çekim sonrası, dağıtım ve tanıtım ile yerli film
gösterim destek türlerinde yapılan başvuruları değerlendirmektedir.
4. Anılan maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde
film destek başvurularını değerlendirme ve sonuçlandırma yetkisine sahip
destekleme kurullarının üye oluşumu düzenlenmiştir. Buna göre destekleme kurulları
sekiz üyeden oluşmaktadır. Bunlardan dört üye ilgili alan meslek birlikleri
tarafından; üç üyesi ise yapımcı, yönetmen, senaryo ve diyalog yazarı, oyuncu,
sinema salonu işletmecileri, film dağıtımcıları, yayıncı kurum veya kuruluş
temsilcileri ve üniversitelerin sinema alanında eğitim veren bölümlerinde görev
yapan öğretim üyeleri arasından Kültür ve Turizm Bakanlığı (Bakanlık)
tarafından belirlenmektedir. Kalan bir üye de Bakanlık temsilcisidir. Anılan fıkranın ikinci cümlesi uyarınca Bakanlık temsilcisi
kurulun başkanıdır. Fıkranın birinci cümlesinde yer alan “…Bakanlık
tarafından…” ve “…Bakanlık temsilcisi…” ibareleri ile ikinci cümlesi
dava konusu kuralları oluşturmaktadır.
5. Maddenin dava
konusu üçüncü fıkrasına göre destekleme kurullarının meslek birlikleri
tarafından belirlenecek üyelerinin Bakanlığın talep tarihinden itibaren on beş
gün içinde bildirilmemesi hâlinde üyeler, meslek birlikleri üyeleri arasından
Bakanlıkça seçilecektir.
6. Dördüncü fıkrada,
destekleme kurullarının toplantı ve karar yeter sayısı ile kararların yürürlük
kazanması düzenlenmiştir. Buna göre destekleme kurulları en az beş üyenin
katılımı ile toplanır ve en az beş üyenin aynı yöndeki oyuyla karar alır. Anılan
fıkranın ikinci cümlesi uyarınca destekleme kurullarının kararları Bakanlık
onayı ile yürürlük kazanır. Onaylanmayan kararlar yeniden değerlendirilmek
üzere destekleme kurullarına iade edilir. Dördüncü cümlede de destekleme
kurullarının son kararının Bakanlığın onayına tekrar sunulacağı, bu durumda da
onaylanmayan kararların geçersiz sayılacağı öngörülmüştür. Söz konusu fıkranın
ikinci cümlesinde yer alan “… Bakanlık onayı ile…” ve dördüncü
cümlesinde yer alan “…Bakanlığın onayına…” ibareleri dava konusu diğer
kuralları oluşturmaktadır.
7. Anılan hükümler uyarınca destekleme kurulları, ilgili
filmin değerlendirilmesi ve sınıflandırması hakkında yetkili olmayıp sadece
yapılan destek başvurularını değerlendirme hususunda yetkilidir. Destekleme
kurullarının destek başvuruları hakkında vermiş olduğu kararların yürürlük
kazanması için Bakanlığın onayı zorunludur. Bakanlık destekleme kurulu
kararlarını onaylama, geri gönderme ve reddetme yetkilerine sahiptir. Destek
başvurusunu değerlendirme yetkisi ise destekleme kurullarına aittir.
8. Dava konusu bir diğer kural olan altıncı fıkranın
birinci cümlesi uyarınca dizi
film ve yabancı film destek türlerine yapılan başvuruları değerlendirmek ve
desteklenecek olanları belirlemek üzere Dizi
ve Yabancı Filmleri Destekleme Komisyonu
(komisyon) adı altında ayrı bir komisyon oluşturulmuştur. Anılan cümleye göre
söz konusu komisyon kültür ve turizm bakan yardımcısı (bakan
yardımcısı), sinema genel müdürü, tanıtma genel müdürü, dışişleri bakanlığı
yurtdışı tanıtım ve kültürel işler genel müdürü, ilgili alan meslek birlikleri
tarafından önerilen sektör temsilcileri arasından Bakanlık tarafından
belirlenecek iki üye; film yapımcıları, dağıtımcıları ve yayıncı kurum veya
kuruluş temsilcileri arasından Bakanlık tarafından belirlenecek iki üye olmak
üzere sekiz üyeden oluşur.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
9. Dava dilekçesinde özetle; destekleme
kurullarının yapısı ile alınan kararların bağımsızlığının sinema ve film
sektörünün bağımsızlığıyla doğrudan ilişkili olduğu, destekleme kurullarının üç
üyesinin Bakanlık tarafından belirlenmesinin Bakanlık temsilcisinin hem kurul
üyesi hem de kurul başkanı olmasının ve destekleme
kurulu kararlarının Bakanlık onayı ile yürürlüğe girmesinin destekleme kurullarının bağımsızlığıyla bağdaşmadığı, destekleme
kurullarının meslek birlikleri tarafından belirlenecek üyelerinin talep
tarihinden itibaren on beş gün içinde bildirilmemesi hâlinde bu üyelerin meslek
birlikleri üyeleri arasından Bakanlıkça seçilecek olmasının kurulların tüm
üyelerinin Bakanlık tarafından belirlenmesi sonucunu doğuracağı, Dizi ve
Yabancı Filmleri Destekleme Komisyonunun dört üyesinin de Bakanlık tarafından
belirlenmesinin, komisyonun Bakanlığın
kontrolünde olmasına neden olacağı, anılan komisyonun ve destekleme
kurullarının Bakanlık kontrolüne bırakılmasının iktidarın onaylayacağı
eserlerin oluşturulmasına, sanatçı ve yapımcılar üzerinde otosansüre neden
olacağı belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2., 6., 13., 26., 27. ve 64.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
10. Anayasa’nın 64. maddesinde “Devlet,
sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının
korunması, değerlendirilmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken
tedbirleri alır” hükmü yer almaktadır.
11. Sinema filmleri, kısa filmler,
belgeseller, animasyon filmler ve dizi filmleri sanat faaliyetlerinin birer
parçasıdır ve bu sanat eserlerinin desteklenmesi devletin sanatın ve sanatçının
korunması şeklindeki pozitif yükümlülüğü kapsamında olup bu yükümlülük gereği
devlet, sanatçının faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi, sanat eserlerinin ve
sanatçının korunması ve sanat sevgisinin toplumda yayılması için birtakım
tedbirler alabilir. Bu tedbirlerden biri de sinema sektörüne yapılan desteklerdir.
12. 5224 sayılı Kanun’un 1. maddesinde
Kanun’un amacının bireyin ve toplumun sinema
sanatı ürünlerinden verimli bir biçimde yararlanılabilmesi ve sinema sanatının
sunduğu imkânlardan yararlanılarak çağdaş ve etkin bir kültürel iletişim
ortamının yaratılması için sinema sektörünün eğitim, yatırım, girişim, yapım,
dağıtım ve gösterim alanlarında geliştirilmesi ve güçlendirilmesi ile sinema
filmlerinin değerlendirilmesi ve sınıflandırılmasını, bu alanda yerli ve
yabancı yatırım ve girişimlerin desteklenmesini sağlamak olduğu belirtilmiştir.
13. Kurallara konu destek, ekonomik
nitelikte olup devlet tarafından sinema sektörüne Kanun’un 8. maddesinin üçüncü
fıkrasına göre geri ödemesiz olarak yapılan mali yardımdır.
14. Sinema sektörünün desteklenmesiyle
sanatın ve sanatçının korunduğu, sanatın teşvik edildiği hususunda bir şüphe
yoktur. Özellikle bu desteğin maddi olarak yapılması ve mali kaynakların
sınırlı oluşu dikkate alındığında destek başvurularını değerlendirmek ve
sonuçlandırmak üzere bir kurulun veya komisyonun oluşturulması suretiyle bu
değerlendirmenin belirli bir düzene bağlanmasının ve sağlıklı işlemesinin
amaçlandığı anlaşılmaktadır.
15. Anılan Kanun’un 6. maddesi ile
15/10/2019 tarihli ve 30919 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sinema Sektörünün
Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik’in 10. maddesi uyarınca ihtisas alanlarına
göre kurulmuş destekleme kurulları ve komisyon; destek başvurularını bütçe
imkânları dâhilinde projenin özgünlüğü, kültürel, sanatsal ve estetik açıdan
niteliksel değer taşıması, ülkemizin ve millî kültürümüzün tanıtımına katkısı,
ulusal ve uluslararası dolaşım potansiyeli, insan onuruna ve Anayasa’da
öngörülen ilkelere aykırılık teşkil etmemesi gibi ölçütler kullanarak
değerlendirmekte ve almış olduğu kararları Bakanlık onayına sunmaktadır.
16. Yasama yetkisinin genelliği
çerçevesinde kuruluş tesis etme, özerkliğin kapsamını, görev ve yetkileri ile
işlevlerini belirleme konularında kanun koyucunun anayasal sınırlar içinde
takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu çerçevede sanatın ve sanatçının korunması
kapsamında alınacak tedbirler ile bu tedbirlerin usul ve esasları hakkında
öngörülmüş anayasal bir kuralın bulunmadığı gözetildiğinde destekleme kurulları
ve komisyonun oluşumu ile üyelerinin seçimine ilişkin usul ve esasların belirlenmesinin
kanun koyucunun anılan takdir yetkisi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
17. Kanun’un 6. maddesi uyarınca
destekleme kurulları ile komisyonun oluşumunda Bakanlığın önemli bir rol
üstlendiği, Bakanlık temsilcisinin kurulun
başkanı olduğu kurul ve komisyon kararlarının
ancak Bakanlık onayı ile yürürlüğe gireceği, Bakanlık tarafından onaylanmayan
kararların geçersiz sayılacağı değerlendirildiğinde kanun koyucunun sinema ve
dizi filmleri destek başvurularını değerlendirme ve karara bağlama yetkisini Bakanlığa
tanıdığı açıktır.
18. Bu itibarla kanun koyucu, destekleme
kurulları ile komisyonu kamu tüzel kişiliğini haiz, mali ve idari özerkliğe
sahip bir kurul olarak takdir etmemiş olup mali bütçesi Bakanlıkça karşılanan
ve Bakanlık bünyesinde yer alan bir alt kurul şeklinde yapılandırmıştır.
19. Dava konusu kurallarla destekleme
kurulları ile komisyon üyelerinin ne şekilde ve kimler arasından seçileceği,
kurul ve komisyon kararlarının nasıl yürürlüğe gireceği açıkça öngörülmek
suretiyle bu konularda Bakanlığa tanınan yetkinin çerçevesi çizilmiş ve genel
ilkeler ortaya konmuştur. Kanun koyucunun belirlediği bu ilkelere göre
Bakanlık, destekleme kurullarına ve komisyona üye belirleyebilecek; kurul veya
komisyon kararlarını onaylayacak veya reddedecektir. Dava konusu kuralların devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerin etkili ve
düzenli bir şekilde yerine getirilmesi için Bakanlığa kanun koyucu tarafından
tanınan bir yetki olduğu açık olup bu itibarla kuralların Anayasa’nın
64. maddesiyle devlete yüklenen yükümlülükler kapsamında olmadığı veya bu
yükümlülüklerle bağdaşmadığı söylenemez.
20. Açıklanan nedenlerle kurallar
Anayasa’nın 64. maddesine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi gerekir.
Kuralların Anayasa’nın 2. maddesine
aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların
Anayasa’nın 64. maddesi yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele
alınmış olması nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden ayrıca bir inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralların Anayasa’nın 6., 13., 26. ve
27. maddeleriyle ilgileri görülmemiştir.
B. Kanun’un 3. Maddesiyle 5224 Sayılı Kanun’un
Değiştirilen 7. Maddesinin İkinci Fıkrasının İkinci Cümlesinde Yer Alan “…Bakanlıkça…”
İbaresinin İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
21. 5224 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının
ikinci cümlesine göre daha önce Bakanlıkça değerlendirmesi ve
sınıflandırması yapılan filmler ilgili etkinliklerde aldıkları işaret ve
ibarelere uygun olarak gösterilir. Anılan cümlede yer alan “…Bakanlıkça…”
ibaresi dava konusu kuralı oluşturmaktadır. Söz konusu etkinliklerde gösterimi
yapılacak olan filmlerin taşıması gereken işaret ve ibarelerin her türlü
tanıtım ve gösterim alanında kullanılması zorunludur.
22. Anılan Kanun’un 3. maddesinin (f) bendinde
değerlendirme ve sınıflandırma; ülke içinde üretilen veya ithal edilen sinema
filmlerinin ticari dolaşıma veya gösterime sunulmadan önce gösterim ve iletim
biçimleri dikkate alınarak kamu düzeni, genel ahlak ile küçüklerin ve gençlerin
ruh sağlığının korunması, insan onuruna uygunluk ve Anayasa’da öngörülen diğer
ilkeler doğrultusunda denetlenmesi, değerlendirilmesi ve sınıflandırılması
olarak tanımlanmıştır.
23. Bakanlığın filmleri değerlendirme ve sınıflandırma
yetkisi Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddeye
göre sinema filmlerinin değerlendirilmesi ve sınıflandırılması, Bakanlık
bünyesinde oluşturulan Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulunca yapılmaktadır.
Bu kurulun oluşumu ve çalışma usulüne ilişkin temel ilkeler Kanun’un anılan
maddesinde belirlenmiş olup sinema filmlerinin ve fragmanların değerlendirilmesi
ve sınıflandırılmasına ilişkin diğer usul ve esaslar 22/10/2019 tarihli ve
30926 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve
Sınıflandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te
düzenlenmiştir.
24. Kanun’un 7. maddesinin birinci fıkrasına göre ülke
içinde üretilen veya ithal edilen sinema filmlerinin ticari dolaşıma veya
gösterime sunulmasından önce değerlendirilmesi ve sınıflandırması bu kurulca
yapılmaktadır. Değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda uygun bulunmayan
filmler ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
25. Dava dilekçesinde özetle; daha önce Bakanlıkça
değerlendirme ve sınıflandırması yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldığı
işaret ve ibarelere uygun olarak gösterilmesine ilişkin zorunlulukla Bakanlığın
izin vermediği, onaylamadığı eserin ticari dolaşımının ve gösteriminin
engellenebileceği, bu durumun sanatçıları Bakanlığın onaylayacağı eserleri
yapmaya yönlendirmesine ve sinema filmlerinin Bakanlık iznine tabi kılınmasına
neden olduğu belirtilerek kuralın Anayasa’nın 13., 26., 27. ve 64. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
26. Anayasa’nın 26. maddesinin
birinci fıkrasında “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya
başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.
Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da
vermek serbestliğini de kapsar.” hükmüne yer verilmek suretiyle ifade
özgürlüğü güvence altına alınmıştır.
27. İfade özgürlüğü yalnızca düşünce ve
kanaatlerin içeriğini değil iletilme biçimlerini de koruma altına almaktadır.
Nitekim Anayasa’nın anılan maddesinde ifade özgürlüğünün kullanımında
başvurulabilecek araçlar “söz, yazı,
resim veya başka yollar” olarak ifade
edilmiş ve “başka yollar” ifadesiyle her türlü ifade aracının anayasal
koruma altında olduğu gösterilmiştir. Maddenin birinci fıkrasının son
cümlesinde bu fıkra hükmünün radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla
yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel olmadığı ifade edilerek
sinema yayınlarının da 26. maddenin koruması altında olduğu belirtilmiştir.
28. Anayasa’nın 27. maddesinde de herkesin bilim ve
sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü
araştırma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
29. Dava konusu kuralın daha önce Bakanlıkça
değerlendirme ve sınıflandırması yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldığı
işaret ve ibarelere uygun olarak gösterilmesini öngörmek suretiyle filmlerin
izleyici kitlesini belirleyici bir etkisi vardır. Bu itibarla kural, ifade ve
sanat özgürlüklerini sınırlamaktadır.
30. İfade ve sanat özgürlüklerine sınırlama
getirilirken Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin
genel kuralları düzenleyen 13. maddesinin gözönünde bulundurulması
gerekmektedir.
31. Anayasa’nın 13. maddesinde “Temel hak ve
hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde
belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu
sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik
Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
denilmektedir. Buna göre
ifade ve sanat özgürlüklerine getirilen sınırlamanın kanunla yapılması,
Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine, demokratik toplum düzeninin
gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir.
32. Bu kapsamda ifade ve sanat özgürlüklerini sınırlamaya
yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp yasal
kuralların keyfîliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve
öngörülebilir düzenlemeler niteliğinde olması gerekir.
33. Esasen temel hak ve
özgürlükleri sınırlayan kanunun bu niteliklere sahip olması Anayasa’nın 2.
maddesinde güvenceye alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereğidir. Hukuk
devletinde kanuni düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir
duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır,
uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına
karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunması gereken bu nitelikler
hukuki güvenliğin sağlanması bakımından da zorunludur. Zira bu ilke hukuk
normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde
devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven
duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar (AYM, E.2015/41,
K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154). Dolayısıyla Anayasa’nın 13. maddesinde
sınırlama ölçütü olarak belirtilen kanunilik, Anayasa’nın 2. maddesinde
güvenceye alınan hukuk devleti ilkesi ışığında yorumlanmalıdır.
34. Dava konusu kuralda Bakanlıkça değerlendirme ve
sınıflandırması yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldığı işaret ve
ibarelere uygun olarak gösterilme yükümlülüğünün herhangi bir tereddüde yer
vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlendiği, bu değerlendirme ve
sınıflandırmanın usul ve esaslarının da 5224 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (f)
bendi ile 4. maddesinde belirlendiği gözetildiğinde kuralın belirli,
ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğu ve bu yönüyle kanunilik şartını
taşıdığı anlaşılmaktadır.
35. Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında ifade
özgürlüğünün millî güvenlik, kamu düzeni ve güvenliği, Cumhuriyet’in temel
nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması,
suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak usulünce
belirtilmiş bilgilerin açıklanması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel
ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya
yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla
sınırlanabileceği düzenlenmiştir. Anayasa’nın 27. maddesinde özel sınırlama sebeplerine yer verilmeyen sanat
özgürlüğünün de Anayasa’da güvence altına alınan diğer temel hak ve
özgürlüklerin korunması veya Anayasa’nın diğer maddelerinde devlete bir görev
olarak yüklenen ödevler nedeniyle sınırlandırılması mümkündür (AYM, E.2013/95,
K.2014/176, 13/11/2014; AYM, E.2014/177, K.2015/49, 14/5/2015).
36. Anayasa’nın 41.
maddesinde “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe
dayanır./ Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların
korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için
gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar./ Her çocuk, korunma ve bakımdan
yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel
ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir./ Devlet, her türlü
istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” denilmek
suretiyle aile ve çocukların korunması devletin yükümlülükleri arasında
sayılmıştır.
37. Anılan Kanun’un 3. maddesinin (f) bendinde yer alan değerlendirme ve sınıflandırmanın tanımı gözetildiğinde daha önce Bakanlıkça değerlendirme ve sınıflandırması
yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldığı işaret ve ibarelere uygun olarak
gösterilmesini öngören dava konusu kuralın kamu düzeni ile aile ve çocukların
korunması maksadıyla düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle kuralın anayasal
açıdan meşru bir sınırlama amacına sahip olduğu sonucuna varılmaktadır.
38. Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca
ifade özgürlüğü hakkına getirilen sınırlamaların demokratik toplum düzeninin
gereklerine uygun olması bir başka ifadeyle demokratik toplumda zorunlu bir
toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Buna göre dava konusu kural ile
ulaşılmak istenen kamu düzeni ile aile ve çocukların
korunması biçimindeki amaç doğrultusunda daha önce Bakanlıkça değerlendirme ve
sınıflandırması yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldığı işaret ve
ibarelere uygun olarak gösterilmesi zorunluluğu şeklinde getirilen sınırlamanın
demokratik toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamaya yönelik olmadığı
söylenemez.
39. Anayasa’nın 13. maddesinde güvence
altına alınan ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık
olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen
sınırlamanın ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik
ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlamanın zorunlu olmasını diğer bir
ifadeyle aynı amaca daha hafif bir sınırlama ile ulaşılmasının mümkün
olmamasını, orantılılık ise hakka getirilen sınırlama ile ulaşılmak
istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade
etmektedir. Bu itibarla kuralla ifade ve sanat
özgürlüklerine getirilen sınırlamanın kamu düzeni ile aile ve çocukların korunması amaçlarına
dönük olması ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırılık teşkil
etmemesi yeterli olmayıp ayrıca ölçülü olması gerekir.
40. Değerlendirmesi ve sınıflandırılması
Bakanlıkça yapılan sinema filmlerinin ilgili etkinliklerde almış olduğu işaret
ve ibarelere uygun gösterilme zorunluluğunun eserin barındırdığı unsurların
izlenmeden öngörülmesine ve böylece hitap edilen izleyici kitlesinin önceden
bilinmesine imkân tanımak suretiyle kamu düzeni ile ailenin ve çocukların
korunması amacına ulaşılması bakımından elverişli ve gerekli olmadığı
söylenemez.
41. Sinema filmlerinin değerlendirilmesi
ve sınıflandırılması faaliyetinin kamu düzeni, genel ahlak ile küçüklerin ve
gençlerin ruh sağlığının korunması, insan onuruna uygunluk ve Anayasa’da
öngörülen diğer ilkeler doğrultusunda yapıldığı, değerlendirmesi ve
sınıflandırması yapılan filmlerin aldığı işaret ve ibarelere uygun olmak
kaydıyla ilgili etkinliklerde gösterilmesinin mümkün olduğu gözönünde
bulundurulduğunda kuralla hedeflenen kamu yararı ile ifade ve sanat
özgürlüklerine ilişkin kişisel yarar arasında makul dengenin de gözetildiği ve
kuralın orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
42. Açıklanan nedenlerle kural
Anayasa’nın 13., 26. ve 27. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi
gerekir.
Kuralın Anayasa’nın 64. maddesiyle
ilgisi görülmemiştir.
C. Kanun’un 8. Maddesiyle 5224 Sayılı Kanun’un Başlığı
ile Birlikte Değiştirilen 13. Maddesinin Birinci Fıkrasında Yer Alan “…
mahallin mülki idare amiri…” İbaresi ile Dokuzuncu Fıkrasının İncelenmesi
1. 5224 Sayılı Kanun’un Başlığı ile Birlikte Değiştirilen
13. Maddesinin Birinci Fıkrasında Yer Alan “… mahallin mülki idare amiri…”
İbaresi
a. İptal Talebinin Gerekçesi
43. Dava dilekçesinden özetle; dava konusu kuralla
mahallin mülki idare amirine, değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne
uyulmaması, zorunlu tutulan işaret ve ibarelerin tanıtım ve gösterim alanında
kullanılmaması durumlarında filmlerin gösterim ve dağıtımını işaret ve ibareler
kullanılıncaya kadar durdurma ve ilgililer hakkında idari para cezası uygulama
yetkisinin tanındığı, filmlerin gösteriminin ve dağıtımının durdurulmasının
ilgili sektör için en ağır yaptırım olduğu, hiç kimsenin veya organın kaynağını
Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağı, bu durumun radyo, televizyon,
sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasını
mümkün kılan anayasal hüküm kapsamında da değerlendirilemeyeceği belirtilerek
kuralın Anayasa’nın 6., 13. ve 26. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
b. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
44. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 27. maddesi yönünden de incelenmiştir.
45. 5224 sayılı Kanun’un 13. maddesinin birinci
fıkrasında değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulmaması, zorunlu
tutulan işaret ve ibarelerin değerlendirme ve sınıflandırma sonrasında her
türlü tanıtım ve gösterim alanında ve taşıyıcı materyal üzerinde kullanılmaması
veya yanıltıcı şekilde kullanılması hâlinde mahallin mülki idare amiri
tarafından filmlerin gösterim ve dağıtımının işaret ve ibareler kullanılıncaya
kadar durdurulacağı ve ilgililer hakkında bu maddede öngörülen idari para
cezalarının uygulanacağı hükme bağlanmış olup anılan fıkrada yer alan “…mahallin
mülki idare amiri…” dava konusu kuralı oluşturmaktadır.
46. Kuralla, mahallin mülki idare amirine tanınan sinema filmlerinin dağıtımı ile gösteriminin geçici
olarak durdurulması ve idari para cezası uygulanması yetkilerinin ifade
ve sanat özgürlüklerini sınırladığı açıktır.
47. Anılan Kanun’un dava konusu kuralın da yer aldığı 13.
maddesinde hangi şart ve durumlarda, ne zamana kadar ve kim tarafından
filmlerin gösterim ve dağıtımının durdurulabileceğinin, kimlere, hangi fiilleri
nedeniyle ne kadar idari para cezasının uygulanacağının herhangi bir tereddüde
yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlendiği gözetildiğinde kuralın
belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğu, bu yönüyle kanunilik
şartını taşıdığı anlaşılmaktadır.
48. Anılan Kanun’un 3. maddesinin (f) bendine göre değerlendirme ve sınıflandırmanın filmlerin kamu düzeni, genel ahlak ile küçüklerin ve gençlerin ruh
sağlığının korunması, insan onuruna uygunluk ve Anayasa’da öngörülen diğer
ilkeler doğrultusunda denetlenmesi, değerlendirilmesi ve sınıflandırılması
faaliyeti olduğu gözetildiğinde değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulmaması,
zorunlu tutulan işaret ve ibarelerin değerlendirme ve sınıflandırma sonrasında
her türlü tanıtım ve gösterim alanında ve taşıyıcı materyal üzerinde
kullanılmaması veya yanıltıcı şekilde kullanılması hâlinde mahallin mülki idare
amiri tarafından filmlerin gösterim ve dağıtımının işaret ve ibareler
kullanılıncaya kadar durdurulmasını ve ilgililer hakkında idari para cezası
uygulanmasını öngören dava konusu kuralın kamu düzeni ile ailenin ve çocukların
korunması maksadıyla düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle kuralın anayasal
açıdan meşru bir sınırlama amacına sahip olduğu sonucuna varılmaktadır.
49. Ayrıca kural ile
ulaşılmak istenen kamu düzeni ile aile ve çocukların korunması
biçimindeki amaç doğrultusunda Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasındaki
tedbir ve idari para cezasına başvurulmasına imkân tanıyan kuralın demokratik
toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamaya yönelik olmadığı
söylenemez.
50. Değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulmasının
ve bu kapsamdaki işaret ve ibarelerin değerlendirme ve sınıflandırma sonrasında
her türlü tanıtım ve gösterim alanında ve taşıyıcı materyal üzerinde
kullanılmasının filmin barındırdığı unsurların
izlenmeden öngörülmesine ve böylece hitap edilen izleyici kitlesinin önceden
bilinmesine imkân tanıdığı açıktır. Bu itibarla anılan yükümlülüklere aykırı
davranılması hâlinde mahallin mülki idare amiri tarafından filmlerin gösterim
ve dağıtımının durdurulmasının ve ilgililer hakkında idari para cezalarının
uygulanmasının kamu düzeni ile ailenin ve çocukların korunması amaçına
ulaşılması bakımından elverişli ve gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
51. Diğer yandan mahallin mülki idare amirine
tanınan fimlerin gösterim ve dağıtımını durdurma yetkisinin sınırlı olduğu, değerlendirme ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulması ve
zorunlu tutulan işaret ve ibarelerin her türlü tanıtım ve gösterim alanında ve
taşıyıcı materyal üzerinde kullanılması durumunda anılan durdurma tedbirinin
uygulanmasına devam edilemeyeceği, gerek durdurma kararının gerekse idari para
cezalarının yargısal denetiminin mümkün olduğu gözönünde
bulundurulduğunda kuralla hedeflenen kamu yararı ile ifade ve sanat
özgürlüklerine ilişkin kişisel yarar arasında makul bir dengenin gözetildiği ve
kuralın orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
52. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 13.,
26. ve 27. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralın Anayasa’nın 6. maddesiyle ilgisi
görülmemiştir.
2. 5224 Sayılı Kanun’un Başlığı ile Birlikte Değiştirilen
13. Maddesinin Dokuzuncu Fıkrası
a. İptal Talebinin Gerekçesi
53. Dava dilekçesinden özetle; dava konusu kuralın yer
aldığı maddede zorunlu işaret ve ibarelerin kullanılmamasına yönelik
yaptırımların düzenlendiği, anılan yaptırımların ifade ve sanat özgürlüklerinin
sınırlanmasına yol açtığı, bu nedenle söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esasların yönetmelikle belirlenmesinin mümkün olmadığı, aksi durumun
temel hak ve özgürlüklerin kanunla düzenlenmesi gerektiğine ilişkin anayasal
ilkeyle bağdaşmadığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 13. maddesine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
b. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
54. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 7. maddesi
yönünden incelenmiştir.
55. Kuralla 5224 sayılı Kanun’un 13. maddesinin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
belirleneceği öngörülmüştür.
56. Anayasa’nın 7. maddesinde “Yasama yetkisi Türk
Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.”
denilmektedir. Anayasa’nın açıkça kanunla
düzenlenmesini öngörmediği konularda kanunda genel ifadelerle düzenleme
yapılarak ayrıntıların düzenlenmesinin yürütmeye bırakılması mümkündür.
Anayasa’da münhasıran kanunla düzenleme yapılması öngörülmeyen konularda yasamanın
asliliği ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri haricinde geçerli olan yürütmenin
türevselliği ilkeleri gereği idari işlemlerin kanuna dayanması zorunluluğu
vardır. Ancak bu durumda kanunda belirlenmesi gereken çerçeve, Anayasa’nın
kanunla düzenlenmesini öngördüğü durumdakinden çok daha geniş olabilecektir.
Başka bir ifadeyle Anayasa’ya göre kanunla düzenlenmesi gerekmeyen bir konu,
kanuni dayanağı olmak kaydıyla idarenin düzenleyici işlemlerine bırakılabilir
(AYM, 19/2/2020, E.2018/91, K.2020/10, § 110).
57. Türevsel nitelikteki düzenleyici işlemler bakımından
kural olarak kanun koyucunun genel ifadelerle yürütme organını yetkilendirmesi
yeterli olmakla birlikte Anayasa’da kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda genel
ifadelerle yürütme organına düzenleme yapma yetkisi verilmesi yasama yetkisinin
devredilmezliği ilkesine aykırılık oluşturabilmektedir. Bu nedenle Anayasa’da
temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması, vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin
konması ve memurların atanması, özlük hakları gibi münhasıran kanunla
düzenlenmesi öngörülen konularda kanunun temel esasları, ilkeleri ve çerçeveyi
belirlemiş olması gerekmektedir. Anayasa koyucunun açıkça kanunla
düzenlenmesini öngördüğü konularda yasama organının temel kuralları saptadıktan
sonra uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususları yürütmenin türevsel
nitelikteki işlemlerine bırakması, yasama yetkisinin devri olarak yorumlanamaz (AYM, 9/5/2013, E.2011/42, K.2013/60).
58.
Anılan Kanun’un dava konusu kural uyarınca uygulanmasına ilişkin usul ve
esasların yönetmelikle belirleneceği ifade edilen 13. maddesinde; değerlendirme
ve sınıflandırma yükümlülüğüne uyulmaması durumunda uygulanacak idari
yaptırımlar, bu yaptırımların muhatapları, idari para cezalarının miktarı,
yaptırıma konu eylemler, denetimi gerçekleştirmeye ve yaptırımları uygulamaya
yetkili makamlar, cezaların ödenme süresi ve bu sürenin başlangıcına ilişkin
hususlarda kanunla temel ilkeler ve yasal çerçeve belirlenmiştir.
59. Bu itibarla anılan madde,
yönetmeliğe bırakılacak alanı sınırlamış ve yönetmelik ile yapılacak
düzenlemelerin kanuni çerçevesini belirleyerek ilkeleri ortaya koymuştur. Bakanlık,
kanun koyucunun belirlediği bu ilkeler ve yasal çerçeve içerisinde kalan ayrıntıları
ve teknik konuları yönetmelikle düzenleyebilecektir. Dolayısıyla maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesinin yönetmeliğe bırakılması
yasama yetkisinin devri olarak nitelendirilemez.
60. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 7.
maddesine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralın Anayasa’nın 13. maddesiyle ilgisi
görülmemiştir.
IV. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
61. Dava dilekçesinde özetle, dava konusu kuralların uygulanmaları hâlinde
telafisi güç veya imkânsız zararların doğabileceği belirtilerek yürürlüklerinin
durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
18/1/2019 tarihli ve
7163 sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile
Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un;
A. 2. maddesiyle 14/7/2004
tarihli ve 5224 sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve
Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen
6. maddesinin;
1. İkinci fıkrasının;
a. Birinci cümlesinde yer alan “…Bakanlık tarafından…”
ve “…Bakanlık temsilcisi…” ibarelerine,
b. İkinci cümlesine,
2. Üçüncü fıkrasına,
3. Dördüncü fıkrasının;
a. İkinci cümlesinde yer alan “…Bakanlık onayı ile…”
ibaresine,
b. Dördüncü cümlesinde yer alan “…Bakanlığın onayına…”
ibaresine,
4. Altıncı fıkrasının birinci cümlesine,
B. 3. maddesiyle 5224 sayılı Kanun’un değiştirilen 7.
maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…Bakanlıkça…”
ibaresine,
C. 8. maddesiyle 5224 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 13. maddesinin;
1. Birinci fıkrasında yer alan “…mahallin mülki idare amiri…” ibaresine,
2. Dokuzuncu fıkrasına,
yönelik iptal talepleri
4/3/2021 tarihli ve E.2019/36, K.2021/15 sayılı kararla reddedildiğinden bu
fıkralara, cümlelere ve ibarelere ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin
REDDİNE 4/3/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V. HÜKÜM
18/1/2019 tarihli ve 7163 sayılı Sinema Filmlerinin
Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un;
A. 2. maddesiyle 14/7/2004
tarihli ve 5224 sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve
Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen
6. maddesinin;
1. İkinci fıkrasının;
a. Birinci cümlesinde yer alan “…Bakanlık tarafından…”
ve “…Bakanlık temsilcisi…” ibarelerinin,
b. İkinci cümlesinin,
2. Üçüncü fıkrasının,
3. Dördüncü fıkrasının;
a. İkinci cümlesinde yer alan “…Bakanlık onayı ile…”
ibaresinin,
b. Dördüncü cümlesinde yer alan “…Bakanlığın onayına…”
ibaresinin,
4. Altıncı fıkrasının birinci cümlesinin,
B. 3. maddesiyle 5224 sayılı Kanun’un değiştirilen 7.
maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…Bakanlıkça…”
ibaresinin,
C. 8. maddesiyle 5224 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 13. maddesinin;
1. Birinci fıkrasında yer alan “…mahallin mülki idare amiri…” ibaresinin,
2. Dokuzuncu fıkrasının,
Anayasa’ya aykırı
olmadıklarına ve iptal taleplerinin REDDİNE 4/3/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü
ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan
Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir
ÖZKAYA
|
|
|
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
|
|
|
Üye
Muammer
TOPAL
|
Üye
M.
Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan
GÜLEÇ
|
|
|
|
Üye
Recai
AKYEL
|
Üye
Yusuf
Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız
SEFERİNOĞLU
|
|
|
|
Üye
Selahaddin
MENTEŞ
|
Üye
Basri
BAĞCI
|
Üye
İrfan
FİDAN
|