“Yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin mahkeme kararının, İstanbul 18. Asliye Hukuk (Eyüp 3. Asliye Hukuk) Mahkemenizin 22/11/2005 tarih ve 2005/293 E., 2005/387 K. sayılı kararı ile; “Eyüp, Kemerburgaz, Ayazma mevkii 5 pafta 161 parsel sayılı 3005.00 m2 lik taşınmazın davalı karşı davacılar ... ve ... adına kayıtlı bulunan tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların masrafları davalı mukabil davacılara ait olmak üzere kal’ine, davalı mukabil davacıların açmış olduğu şerhin iptaline ilişkin davaların reddine” karar verildiği,
Yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin Mahkememizce verilen İstanbul 18. Asliye Hukuk (Eyüp 3. Asilye Hukuk) Mahkemenizin 22/11/2005 tarih ve 2005/293 E. 2005/387 K. sayılı 22/11/2005 tarihli hüküm, dava vekiline 13/12/2005 davalı vekiline 3/1/2006 tarihinde tebliğ olup, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2006/15059 Esas, 2006/14406 karar sayılı ve 7/11/2006 tarihli ilamı ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “orman İaderesi adına tesciline” cümlesi kaldırılarak bunun yerine “Orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” cümlesinin yazılmak sureti ile düzeltilmiş şekli ile onanmasına dair verilen karar davacı vekiline 23/2/2007, davalılar vekiline 2/3/2007 tarihinde tebliğ edilmiş olup bu kez yine yasal süresi içerisinde davalılar vekilinin tashihi karar etmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2007-5544-6292 sayılı ilamı ile 11/5/2007 tarihinde tashihih karar talebinin reddine karar verilmiş olmakla mahkememiz hükmü yukarıda yazılı düzeltilmiş şekli ile 11/5/2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalılar karşı davacılar İstanbul 18. Asliye Hukuk (Eyüp 3. Asliye Hukuk) Mahkemenizin 22/1/2005 tarih ve 2005/293 E. 2005/387 K. sayılı 22/11/2005 tarihli kararının 11/5/2007 tarihinde kesinleşmesinden sonra 4 Temmuz 2007 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yapılmış olan bir başvuru (no. 29115/07) ile T.C. A.İ.H.M. Esas: 2007/29115, Karar:2020/, Karar Tarihi:21/1/2020 ŞAMAT-TÜRKİYE DAVASI kararına dayanarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuşlardır.
Davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçıları vekili, Yargıtay denetiminden geçerek 11/5/2007 tarihinde kesinleşen İstanbul 18. Asliye Hukuk (Eyüp 3. Asliye Hukuk) Mahkemenizin 22/11/2005 tarih ve 2005/293 E., 2005/387 K. sayılı kararına ilişkin yargılamanın yenilenmesi talebinde bulundukları, yargılamanın yenilenmesi hukuki sebebi olarak kanunda yazılı HMK 375/1-i madde hükmü gereği “Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması” madde hükmünden kaynaklandığı, yargılamanın yenilenmesine konu Mahkememiz İstanbul 18. Asliye Hukuk (Eyüp 3. Asliye Hukuk) Mahkemenizin 22/11/2005 tarih ve 2005/293 E., 2005/387 K. sayılı kararına karşı başvuru sonuc AİHM, ŞAMAT-TÜRKİYE DAVASI Başvuru No: 29115/07, 21 Ocak 2020 tarihli kararı da dikkate alınarak yargılamanın yenilenmesi talepleplerinin kabul edilerek esas yönünden davanın yeniden görülmesini talep ettikleri; ancak HMK 377/1-e madde hükmü gereği Mahkememiz İstanbul 18. Asliye Hukuk (Eyüp 3. Asliye Hukuk) Mahkemenizin 22/11/2005 tarih ve 2005/293 E., 2005/387 K. sayılı kararının kesinleşme tarihi 11/5/2007 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği, oysa ki yargılamanın yenilenmesine konu AİHM kararı 22/6/2020 tarihinde kesinleştiği, AİHM’nin 12 yıl sonra başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçılarının haklılığına karar verdikleri, dolayısı ile iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl geçtiği, söz konusu zamanaşımı süresinin geçmesinde başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçılarından kaynaklanan herhangi bir kusur söz konusu olmadığı (davalılar karşı davacılar vekilinin mahkememiz kararının kesinleşmesinden iki ay sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdukları) halde, zamanaşımı süresi geçmesinde kusuru olmayan başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçıları hakkında HMK 377/1-e madde hükmü gereği ( 375 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.) madde hükmü gereği 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi kılınmaları 2709 SAYILI ANAYASA 36. MADDE HÜKMÜNE AYKIRI OLDUĞU, Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir. “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkında sahiptir.” Madde GEREKÇESİNDE DE “Madde 13- Bu değişiklikle Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerce de güvence altına alınmış olan adil yargılama hakkı metne dahil edilmektedir.” hükümleri gereğince AİHM’nin 12 yıl sonra başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçılarının haklılığına karar verdikleri, dolayısı ile iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl geçtiği, söz konusu zamanaşımı süresinin geçmesinde (AİHM’nin 12 yıl sonra karar vermesinde) başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçılarından kaynaklanan herhangi bir kusur söz konusu olmadığı (davalılar karşı davacılar vekilinin mahkememiz kararın kesinleşmesinden iki ay sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdukları, AİHM kararı 22/6/2020 tarihinde kesinleştiği, AİHM’nin 12 yıl sonra başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve .... mirasçılarının haklılığına karar verdikleri, dolayısı ile iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl geçtiği, söz konusu zamanaşımı süresinin geçmesinde başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçılarından kaynaklanan herhangi bir kusur söz konusu olmadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12 yıl sonra karar vemesi sebebi ile davalılar karşı davacılardan kaynaklanmayan sebeple zamanaşımının dolduğu) halde, zamanaşımı süresi geçmesinde kusuru olmayan başvurucular mahkememiz davalılar karşı davacılar ... ve ... mirasçıları hakkında HMK 377/1-e madde hükmü gereği ( 375 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği, tarihten itibaren üç ay ve her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.) madde hükmü gereği 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi kılınmaları 2709 SAYILI ANAYASA 36 MADDE HÜKMÜNE AYKIRI OLDUĞU, Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Herkez meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Madde GEREKÇESİNDE DE “Madde 14- Bu değişiklikle Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğ uluslar arası sözleşmelerce de güvence altına alınmış olan adil yargılama hakkı metne dahil edilmektedir.” hükümleri gereğince HMK 377/1-e madde hükmünün zamanaşımının dolmasında kusuru olmayan davalılar karşı davacılar hakkında uygulanması 2709 sayılı Anayasa 36 madde hükmüne aykırı olduğu kanaati ile,
Yukarıda izah edilen sebeplerden ötürü, 2709 sayılı Anayasa’nın 152. maddesi, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 46. maddeleri hükümleri gereği dosyanın Anayasaya Aykırılık iddiasının incelenmesi için Anayasa Mahkemesine gönderilmesi, 2709 sayılı Anayasa 152/3 madde hükmü gereği davanın yüksek mahkemenin incelemesinin sonua kadar geri bırakılmasına karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2021/23
Karar Sayısı : 2021/12
Karar Tarihi : 3/3/2021
R.G.Tarih -Sayısı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 377. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinin Anayasa’nın 36. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşen ihlal kararı sebebiyle yargılamanın iadesinin talep edildiği davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 377. maddesi şöyledir:
“Süre
MADDE 377- (1) Yargılamanın iadesi süresi;
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olduğunun öğrenildiği,
b) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörülen hâllerde, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu,
c) Yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı,
ç) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde, ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı,
d) Karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu,
e) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği,
tarihten itibaren üç ay ve her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.
(2) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde yazılan sebepten dolayı yargılamanın yenilenmesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü (İçtüzük) hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Hülya ÇOŞTAN ÇETİN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin (1) numaralı fıkrasında bir davaya bakmakta olan mahkemenin bu davada uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda, bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği belirtilmiş; anılan fıkranın (a) bendinde de “İptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı”, Mahkemeye gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
3. İçtüzük’ün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde de itiraz yoluna başvuran mahkemenin gerekçeli kararında, Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
4. Yine İçtüzük’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği; (2) numaralı fıkrasında ise anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
5. Yapılan incelemede itiraz yoluna başvuran Mahkeme tarafından ileri sürülen Anayasa’ya aykırılık gerekçelerinin, 6100 sayılı Kanun’un 377. maddesinin (1) numaralı fıkrasının bentlerini bağlayan hükmünde yer alan “…her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.” ibaresine yönelik olduğu görülmektedir. Buna karşılık itiraz başvurusunda bu ibarenin Anayasa’ya aykırılığına ilişkin gerekçeler ileri sürülmekle birlikte ibarenin iptalinin talep edilmediği anlaşılmaktadır.
6. Diğer yandan başvuru kararında itiraz konusu (e) bendinin Anayasa’nın hangi maddelerine hangi nedenlerle aykırı olduğunun açıklanmadığı görülmektedir. Dolayısıyla itiraz yoluna başvuran Mahkeme tarafından ileri sürülen Anayasa’ya aykırılık gerekçelerinin itiraz konusu (e) bendiyle değil esas itibariyle (e) bendinin de bulunduğu (1) numaralı fıkranın bentlerini bağlayan hükmünde yer alan “…her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.” ibaresiyle ilgili olması sebebiyle başvuru kararının yukarıda anılan maddelerde belirtilen nitelikleri taşımadığı sonucuna varılmıştır.
7. Açıklanan nedenlerle 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile İçtüzük’ün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendine aykırı olduğu anlaşılan başvurunun anılan Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemeye geçilmeksizin reddi gerekir.
III. HÜKÜM
12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 377. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinin iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından, esas incelemeye geçilmeksizin REDDİNE 3/3/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN