ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2018/38
Karar Sayısı : 2018/65
Karar Tarihi : 31/5/2018
R.G. Tarih- Sayı : 30/6/2018
– 30464 (2. Mükerrer)
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte
124 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU:1/2/2018 tarihli ve 7072
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair
Kanun’un;
A. Yok hükmünde olduğunun, Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 6.,
7., 11. ve 121. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek tespitine,
B. Yok hükmünde olduğunun kabul edilmemesi hâlinde şekil
bakımından Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle iptaline,
karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
İptali talep edilen 7072 sayılı Kanun şöyledir:
“OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI DÜZENLEMELER YAPILMASI HAKKINDA
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN DEĞİŞTİRİLEREK KABUL EDİLMESİNE DAİR KANUN
Kanun No. 7072
Kabul
Tarihi: 1/2/2018
BİRİNCİ BÖLÜM
Yargı ile İlgili Düzenlemeler
MADDE 1- 4/2/1983 tarihli ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 7
nci maddesinin onuncu fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 2- 2797 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“f) Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu
davalarda, iş yoğunluğunun zorunlu kılması halinde Birinci Başkanlık Kurulu bir
veya birden fazla daireyi sadece bu işlere bakmak amacıyla görevlendirebilir.
Bu durumda, görevlendirilen dairenin bakmakta olduğu işler, bir sonraki takvim
yılı beklenmeksizin Birinci Başkanlık Kurulu tarafından başka dairelere
verilebilir.”
MADDE 3- 2797 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci
fıkrasının (3) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“3. İlk derece mahkemesi olarak ilgili dairelerce verilen
hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmak,”
MADDE 4- 2797 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin beşinci
fıkrasında yer alan “Yargıtay Ceza Genel Kuruluna” ibaresi “Yargıtay ilgili
ceza dairesine” şeklinde ve aynı maddenin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili
suçüstü halinde genel hükümlere göre yürütülen soruşturma sonucunda dosya,
düzenlenen fezlekeyle birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
Hâkim kararı gerektiren işlemlere dair Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talepleri
ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yapılan itirazlar hakkında,
soruşturma konusu suçların en ağırına bakmakla görevli Yargıtay ceza dairesini
numara itibarıyla izleyen ceza dairesi başkanı tarafından karar verilir. Suçun
son numaralı ceza dairesinin görevine girmesi halinde talebi inceleme yetkisi
Birinci Ceza Dairesi Başkanına aittir. Hâkim kararı gerektiren işlemlerde
başkanın verdiği kararlara karşı yapılan itirazı numara itibarıyla izleyen ceza
dairesi başkanı inceler. Son numaralı daire başkanının kararı, Birinci Ceza
Dairesi Başkanı tarafından incelenir. İddianame hazırlanması hâlinde kovuşturma
Yargıtay ilgili ceza dairesince yapılır.”
MADDE 5- 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve
Savcılar Kanununun 9/A maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan “en az yetmiş puan almak kaydıyla” ibaresi ile aynı fıkranın ikinci
cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 6- 2802 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve
kovuşturma yapma yetkisi, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge
adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığı ve aynı yer
ağır ceza mahkemesine aittir.”
MADDE 7- 2802 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 20- Bu maddeyi ihdas eden Kanun Hükmünde
Kararnameyle 9/A maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklik, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan ve sonucu açıklanmayan yazılı sınava
katılanlar bakımından da uygulanır.”
MADDE 8- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun 161 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(6) Vali ve kaymakamların kişisel suçları hakkında soruşturma ve
kovuşturma yapma yetkisi, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge
adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığı ve aynı yer
ağır ceza mahkemesine aittir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü
hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yapılır.”
MADDE 9- 5271 sayılı Kanunun 172 nci maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu
davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe
ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden
dolayı kamu davası açılamaz.”
MADDE 10- 5271 sayılı Kanunun 173 üncü maddesinin altıncı
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(6) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası
açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.”
MADDE 11- 5271 sayılı Kanunun 247 nci maddesinin ikinci
fıkrasının (b) bendine “başvurmayan” ibaresinden sonra gelmek üzere “şüpheli
veya” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 12- 5271 sayılı Kanunun 248 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “Kaçak sanığın” ibaresi “Kaçağın” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 13- 11/12/2010 tarihli ve 6087 sayılı Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun 38 inci maddesinin yedinci fıkrasının (b)
bendinde yer alan “Yargıtay Ceza Genel Kuruluna,” ibaresi “Yargıtay ilgili ceza
dairesine,” şeklinde ve aynı maddenin sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(8) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianamesini düzenleyerek
evrakı, görevle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmak üzere
Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda ise Yargıtay ilgili ceza dairesine
gönderir.”
MADDE 14- 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 17 nci maddesinin
ikinci fıkrasında yer alan “Yargıtay Ceza Genel Kurulunca” ibaresi “Yargıtay
ilgili ceza dairesince” şeklinde ve aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan
“Yargıtay Ceza Genel Kuruluna” ibaresi “Yargıtay ilgili ceza dairesine”
şeklinde değiştirilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
Medya Hizmet Sağlayıcılara İlişkin Hükümler
MADDE 15- 11/11/1983 tarihli ve 2954 sayılı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin birinci
paragrafı ile aynı fıkranın (ı) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kurumda kadro karşılığı sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu
personelin unvanları, sayısı, kadro iptal ve ihdasları, ücretleri, kadrolara
uygulanacak ek göstergeler, özel hizmet tazminatı, fazla çalışma ücreti gibi
personele sağlanacak her türlü mali ve sosyal haklar, Yönetim Kurulunun teklifi
üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. Kurum personeline sağlanan mali ve
sosyal ödemeler ile ücretlerin toplamı, 4/7/2001 tarihli ve 631 sayılı Memurlar
ve Diğer Kamu Görevlilerinin Mali ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ve bu Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak yürürlüğe
konulan Bakanlar Kurulu kararları kapsamında tespit edilen ortalama ücret
toplamı üst sınırını geçemez.”
“ı) Sözleşmeli personel; Kurumda radyo-televizyon yayın, yapım,
teknik ve bilişim hizmetlerini yürütmek üzere Kurumca yapılacak sınavla
istihdam edilen, istihdama ve sözleşmeye ilişkin usul ve esasları Yönetim
Kurulunca belirlenen yerli veya yabancı uyruklu personeldir. Bu suretle
çalıştırılacaklar, sosyal güvenlikleri bakımından 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi hükümlerine tabidir. Sözleşmeli personelin ücreti
Genel Müdürün teklifi ve Yönetim Kurulu kararı ile tespit edilir. Kurumun
yabancı dilde yayın yapan televizyon kanallarında fiilen çalışanlar hariç,
sözleşmeli personelin ücretleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü
maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenlere uygulanan sözleşme ücreti
tavanının dört katını geçemez ve bu ücret dışında herhangi bir ödeme yapılamaz.
Bu şekilde istihdam edilecek personel sayısı 300’ü geçemez. Ancak, Kurumun
yabancı dilde yayın yapan televizyon kanallarında fiilen çalıştırılmak üzere bu
sayıya ilaveten 450’yi geçmemek üzere sözleşmeli personel istihdam edilebilir.
Bu bentte belirtilen sözleşmeli personel sayıları Bakanlar Kurulu kararı ile
artırılabilir. Yabancı uyruklular dışında kalan sözleşmeli personel yönetici
kadrolarında görevlendirilebilir.”
MADDE 16- 15/2/2011
tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri
Hakkında Kanunun 7 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(4) Bu madde ile 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu
uyarınca getirilen yayın yasak ve kısıtlamalarına aykırı olarak yayın yapılması
hâlinde, Üst
Kurul tarafından medya hizmet sağlayıcı kuruluşun programlarının yayını bir gün
durdurulur ve bu halde 32 nci maddenin dördüncü fıkrası uygulanır. Bir yıl içinde;
aykırılığın tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınlarının beş
güne kadar, ikinci kez tekrar edilmesi halinde onbeş güne kadar durdurulmasına,
üçüncü kez tekrar edilmesi halinde ise yayın lisansının iptaline karar
verilir.”
MADDE 17- 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendinin ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve aynı fıkraya
aşağıdaki bent eklenmiştir.
“t) Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına
hizmet edecek sonuçlar doğuracak şekilde sunamaz.”
MADDE 18- 6112 sayılı Kanunun 19 uncu maddesine aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
“(2) Üst Kurul, lisans başvurularına ilişkin olarak ilgili
kurumların görüşü de alınmak suretiyle millî güvenlik, kamu düzeninin korunması
ve kamu yararı gereklerinden kaynaklanan sebeplerle lisans taleplerini
reddedebilir.
(3) Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör
örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı
veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı
kuruluşların lisans başvuruları reddedilir.”
MADDE 19- 6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “(s) ve (ş)” ibaresi “(s), (ş) ve (t)” şeklinde ve aynı
maddenin beşinci fıkrasında yer alan “(a) ve (b)” ibaresi “(a), (b) ve (d)”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 20- 6112 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinin
birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İç Güvenlik ile İlgili Düzenlemeler
MADDE 21- 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74
üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Valinin teklifi ve İçişleri Bakanının uygun görmesi halinde, bu
Kanunun mülga ek 16 ncı ve mülga ek 17 nci maddeleri ile 31/5/2006 tarihli ve
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ek 15 inci
maddesi çerçevesinde görevden ilişiği kesilmiş güvenlik korucuları operasyonel
faaliyetler maksadıyla tekrar göreve çağrılabilirler. Ayrıca, gönüllü güvenlik
korucuları da aynı usulle operasyonel faaliyetlerde görevlendirilebilirler. Bu
şekilde görevlendirilenler, bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen
harcırahtan ve yedinci fıkrasında belirtilen ek tazminattan yararlandırılırlar.
Bu ödemeler dolayısıyla her ne ad altında olursa olsun kamudan aldıkları
ödemelerden kesinti yapılamaz.”
MADDE 22- 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanununun
10 uncu maddesinin (13) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“13. Harp okulları, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve astsubay
meslek yüksek okulları, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi veya Türk Silahlı
Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı adına
okudukları üniversite, fakülte veya yüksek okullardan ilişiği kesilenlerin, bu
okullarda ay olarak okudukları sürenin üçte biri muvazzaflık hizmetinden
sayılır. Bu yükümlüler mutlaka askerlik eğitimine tabi tutulur. Ancak harp
okullarında veya Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde geçen sürenin muvazzaf
askerlik hizmet süresini karşılaması halinde bunlar temel askerlik eğitimine
tabi tutulmadan yedeğe geçirilirler.”
MADDE 23- 1111 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerlik hizmetinin gerektirdiği görev ve yükümlülükleri yerine
getirme konusunda gayret ve çalışmaları sonucu emsalleri arasında üstün başarı
gösteren erbaş ve erlerden, muvazzaf askerlik hizmetleri boyunca, disiplin
amiri, disiplin kurulu veya mahkemelerden herhangi bir ceza almamış olanlara,
asgari Tugay Komutanlarının (Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri
Komutanlıklarında eşidi), Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik
Komutanlığında ise asgari Alay Komutanı veya eşidinin onayı ile birinci fıkrada
yazılı izinlere ek olarak 5 inci maddenin birinci fıkrasına tâbi erbaş ve erler
için azami yedi güne, 5 inci maddenin ikinci fıkrasına tâbi erbaş ve erler için
azami üç güne kadar ilave izin verilebilir. Verilecek bu ilave izinlerin usul
ve esasları ilgisine göre Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenir.”
MADDE 24- 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı
San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü ve beşinci
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Türk Silahlı Kuvvetlerince yetiştirilen ve Türk Silahlı
Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına
tertiplenen sıhhiye sınıfına mensup erbaş ve erler de birliklerinde görev
yaptıkları süre ve görevle sınırlı olmak üzere küçük sıhhi işlemleri yapmaya
yetkilidirler.”
“Türk Silahlı Kuvvetleri muharip unsurlarından, Jandarma Genel
Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı operasyonel unsurlarından ve Emniyet
Genel Müdürlüğü Özel Harekat Dairesi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatı
personelinden görevlendirilen ve ilgili eğitimi başarıyla tamamlayanlar, görev
yaptıkları süre ve görevle sınırlı olmak üzere, sağlık personeli yokluğunda,
sağlık hizmetine ulaşıncaya kadar acil tıbbi müdahaleleri yapmaya yetkilidir.
Söz konusu personelin yetki ve sorumlulukları ile bu fıkranın uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar, İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Sağlık
Bakanlığınca müştereken hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 25- 4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve
Salȃhiyet Kanununa 13 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 13/A
maddesi eklenmiştir.
“Kayıp çocukların araştırılması
MADDE 13/A- Kaybolan çocukların bulunması amacıyla, polis, sulh
ceza hâkiminin veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki idare amirinin
yazılı veya sonradan yazılı hale getirilmek üzere sözlü emri ile kayıp çocuğa
ait veya başkasına ait olmakla birlikte kayıp çocuk tarafından kullanılan her
türlü banka hesap hareketlerini talep edebilir, telekomünikasyon yoluyla
iletişimini denetleyebilir ve sinyal bilgilerini değerlendirebilir. Tedbir
kararı, en çok bir ay için verilebilir; ancak bu süre, bir defaya mahsus olmak
üzere bir ay daha uzatılabilir.
Mülki idare amirinin kararı, derhal mahkemenin onayına sunulur.
Mahkeme kararını en geç yirmidört saat içinde verir.”
MADDE 26- 2559 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Polis, sanal ortamda işlenen suçlarda, yetkili Cumhuriyet
başsavcılığının tespiti amacıyla, internet abonelerine ait kimlik bilgilerine
ulaşmaya, sanal ortamda araştırma yapmaya yetkilidir. Erişim sağlayıcıları, yer
sağlayıcıları ve içerik sağlayıcıları talep edilen bu bilgileri kolluğun bu
suçlarla mücadele için oluşturduğu birimine bildirir.”
MADDE 27- 2559 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinin;
a) Birinci fıkrasına “ülke seviyesinde” ibaresinden sonra gelmek
üzere “ve sanal ortamda” ibaresi eklenmiştir.
b) İkinci fıkrasında yer alan “yazılı suçların işlenmesinin
önlenmesi amacıyla, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
Emniyet Genel Müdürünün veya İstihbarat Dairesi Başkanının” ibaresi “yazılı
suçlar ile bilişim suçlarının işlenmesinin önlenmesi amacıyla hâkim kararı veya
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Emniyet Genel Müdürünün, Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanının veya bilişim suçlarıyla sınırlı olmak
üzere bilişim suçları ile ilgili daire başkanının” şeklinde değiştirilmiş, aynı
fıkraya “telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim” ibaresinden sonra gelmek
üzere “veya internet bağlantı adresleriyle internet kaynakları arasındaki veri
trafiği ile iletilen veriler” ibaresi eklenmiştir.
c) Dördüncü fıkrasında yer alan “veya iletişim bağlantısını”
ibaresi “, ilgili internet bağlantı adresi veya bağlantıyı” şeklinde
değiştirilmiştir.
ç) Sekizinci fıkrasında yer alan “görevlilerince” ibaresi
“görevlileri ile bilişim suçlarıyla sınırlı olmak üzere bilişim suçlarıyla
ilgili daire başkanlığı görevlilerince” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 28- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununun 56 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Harp okulları ve astsubay meslek yüksekokullarında okuyanlar,
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi fakülte ve yüksekokullarında okuyanlar,
üniversitelerin fakülte ve yüksekokullarında Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma
Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı adına öğrenim görenler ya da
kendi hesabına öğrenim görmekte iken Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okumaya devam
edenler, Polis Akademisi ile Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde veya
üniversitelerin fakülte ve yüksekokullarında Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına
öğrenim görenler veya kendi hesabına öğrenim görmekte iken Emniyet Genel
Müdürlüğü hesabına öğrenim görmeye devam edenler, Emniyet Genel Müdürlüğü veya
Millî İstihbarat Teşkilatı hesabına açılan okullarda öğrenim görenler ile Millî
Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı veya
Emniyet Genel Müdürlüğü adına öğrenim görmek üzere temel ve intibak eğitimine
tabi tutulanlardan; 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendi kapsamında sigortalı sayılmamış olup bu öğrenimleri veya eğitimleri
nedeniyle 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki
terör eylemlerinde hedef alınarak hayatını kaybedenlerin hak sahibi yakınlarına
veya engelliliğinin derecesi itibarıyla bu Kanun hükümlerine göre malul
olduğuna karar verilenler, birinci fıkra hükümlerinden aynı şekilde
yararlandırılırlar.”
MADDE 29- 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve
Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 12- Terör veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ya
da 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamındaki
suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları sebebiyle
elkonulan, millî savunma veya iç güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilgili silah,
mühimmat, araç ve gereç ile sarf malzemesinin delil olarak saklanmasına gerek
bulunmaması halinde, bu eşyaların Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel
Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsis
edilmesi, mahallin en büyük mülki amiri tarafından soruşturma evresinde hâkim
veya kovuşturma evresinde mahkemeden talep edilebilir. Talep üzerine verilen
kararlara karşı itiraz edilebilir. Soruşturma veya kovuşturma sonunda elkonulan
eşyanın iadesine karar verildiği takdirde iadenin konusunu rayiç değer
oluşturur. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet, İçişleri,
Maliye ve Millî Savunma Bakanlıklarınca müştereken çıkarılan yönetmelikle
belirlenir.”
MADDE 30- 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun
8 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “askeri öğrencilerin” ibaresi
“askeri öğrenciler ile Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik
Komutanlığı adına okuyan öğrencilerin” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 31- 6245 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “askerî birliklere” ibaresi “askerî
birlikler ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 32- 6245 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin başlığına
“Türk Silahlı Kuvvetleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı” ibaresi eklenmiş, birinci fıkrasında
yer alan “askeri birlikler halinde yabancı ülkelere gönderilecek Türk Silahlı
Kuvvetleri” ibaresi “askeri birlikler/birlikler halinde yabancı ülkelere
gönderilecek Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “bu birliklere”
ibaresi “bu birlikler ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığına” şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan “Millî Savunma ve Maliye ve
Gümrük Bakanlıklarınca” ibaresi “Millî Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve
İçişleri Bakanlığınca” şeklinde ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Birinci fıkradaki hâller dışında, uluslararası mahiyetteki
tatbikat ve manevralara katılmak, açık deniz eğitimi veya Türk Silahlı
Kuvvetlerinin temsili gibi maksatlarla yabancı ülkelere gönderilecek askeri
birliklerin, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
unsurlarının (Deniz Kuvvetlerine ve Sahil Güvenlik Komutanlığına ait gemilerle
gidişte, denizde seyir halinde bulunulan günler hariç, münhasıran yabancı ülke
limanlarında geçirilen günler için) subay, astsubay, askeri öğrenci, Jandarma
Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı adına okuyan öğrenci, sivil
memur, uzman jandarma, uzman erbaş/er, sözleşmeli erbaş/er ve hizmetlilerin
aylık derecelerine (askerî öğrencilere ve Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil
Güvenlik Komutanlığı adına okuyan öğrencilere teğmen rütbesine) göre yurt dışı
gündeliği; yukarıda yazılı haller ile eğitim veya gemi, uçak, tank ve sair
savaş araç ve gereci ve her türlü yedek parça ve ikmal maddesinin teslim ve
tesellümü ve benzeri görevler için yabancı ülkelere birlik veya grup halinde ya
da münferiden gönderilecek erbaş ve erlere teğmen yurt dışı gündeliğinin 1/3’ü;
yurt dışından gemi tedariki için görevlendirilen erbaş ve erlere gemilerin
tesellümünden itibaren yabancı ülke limanlarında geçirecekleri günler için
teğmen yurt dışı gündeliğinin 1/5’i tutarında gündelik ödenir.”
MADDE 33- 6245 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendine “Silahlı Kuvvetler Denetleme ve Tetkik Kurulları Başkan
ve Üyeleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığı Denetleme, Teftiş ve Tetkik Başkan ve Üyeleri ile
Müfettiş ve Müfettiş Yardımcıları,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 34- 21/2/1963 tarihli ve 210 sayılı Değerli Kağıtlar
Kanununa bağlı “Değerli Kağıtlar Tablosu”nun (11) numaralı sırası yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 35- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 122 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “(Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı hariç)” ibaresi yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 36- 8/9/1971 tarihli ve 1481 sayılı Asayişe Müessir
Bazı Fiillerin Önlenmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinde yer alan “Polis ve jandarma” ibaresi “Polis, jandarma ve
sahil güvenlik” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 37- 1481 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde yer alan “Polis veya jandarmaya” ibaresi “Polis,
jandarma veya sahil güvenliğe” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 38- 11/9/1981 tarihli ve 2521 sayılı Avda ve Sporda
Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı
ve Bulundurulmasına Dair Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“beşyüz” ibaresi “beşbin” şeklinde, “beşbin” ibaresi “ellibin” şeklinde ve aynı
maddenin ikinci fıkrasında yer alan “ikiyüz” ibaresi “ikibin” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 39- 2521 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “elli” ibaresi “her tüfek için beşyüz” şeklinde ve aynı
maddenin ikinci fıkrasında yer alan “elli” ibaresi “beşyüz” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 40- 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 7 nci maddesine sekizinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Sahil Güvenlik Komutanlığının ihtiyaç fazlası ve standart dışı
malzemelerinin bedelli veya bedelsiz devir işlemleri 12/4/2001 tarihli ve 4645
sayılı Emniyet Genel Müdürlüğüne Ait Araç, Gereç, Mal ve Malzemenin Satış,
Hibe, Hek ve Hurda Durum ve İşlemleri ile Hizmet Satışına Dair Kanun
hükümlerine göre yürütülür. Ayrıca, Sahil Güvenlik Komutanlığı, 30/5/1985 tarihli
ve 3212 sayılı Silahlı Kuvvetler İhtiyaç Fazlası Mal ve Hizmetlerinin Satış,
Hibe, Devir ve Elden Çıkarılması; Diğer Devletler Adına Yurt Dışı ve Yurt İçi
Alımların Yapılması ve Eğitim Görecek Yabancı Personel Hakkında Kanun
kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinin yararlandığı hak ve imkânlardan aynen
yararlanır.”
MADDE 41- 2692 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “Hizmetleri Sınıfı” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 42- 2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
“Para mükâfatı
EK MADDE 5- 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve
Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla Sahil Güvenlik
Komutanlığı personelinden;
a) Ülkenin güvenlik ve esenliği, Devletin çıkarları ve kişilerin
can, ırz ve mallarını korumada yüksek hizmetleri görülenler, fiilen almakta
oldukları aylık tutarlarının iki katından beş katına kadar,
b) Olağanüstü durumlarda yaşamını ortaya koyarak büyük yararlıklar
gösterenler, fiilen almakta oldukları aylık tutarlarının altı katından
yirmidört katına kadar,
para verilerek ödüllendirilir.
Adli yardım
EK MADDE 6- Kanunlarla verilen; karakol, karakol nöbetçisi,
devriye, sevk, nakliyat muhafazası hizmetlerinde veya emniyet ve asayiş, kamu
düzeninin korunması ile kaçakçılığın men, takip ve tahkiki için görevlendirilen
ve adli görev ile hizmetlerin yerine getirilmesi sırasında veya bu
görevlerinden dolayı, karargâh personeli dahil sanık durumuna düşen personelin
vekalet verdiği avukatın ücreti, olayın mahiyetine ve kusurun derecesine göre
durumunun uygun görülmesi halinde Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçesine konulan
ödenekten karşılanır.
Avukat tutma ve ücret ödeme usul ve esasları ile adli yardıma esas
olan görevlerin mahiyeti ve sınırları İçişleri Bakanlığı tarafından
yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 43- 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat,
Görev ve Yetkileri Kanununun 13/A maddesine;
a) Altıncı fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
“Akademide görevli Jandarma Hizmetleri Sınıfı ile Sahil Güvenlik
Hizmetleri Sınıfından öğretim elemanlarının özlük haklarına ilişkin ödemelerde
926 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Ancak bu kapsamdaki öğretim elemanlarına,
2914 sayılı Kanunun 12 nci maddesine göre hesaplanacak üniversite ödeneği ile
Türk Silahlı Kuvvetleri hizmet tazminatından hangisi fazla ise o ödenir.
Öğretim elemanlarından 28/2/1982 tarihli ve 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt,
Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunundan istifade
edenlerin anılan Kanuna göre ödenen tazminatlarının Türk Silahlı Kuvvetleri
hizmet tazminatı ile üniversite ödeneğinden fazla olması halinde, tazminat
ödemeleri 2629 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılır.
Jandarma Hizmetleri Sınıfı ile Sahil Güvenlik Hizmetleri
Sınıfındaki öğretim elemanlarından; görev süresi dolup yeniden atanamayanlar,
kendi isteğiyle öğretim elemanlığından ayrılanlar ile Başkanlıkça öğretim
elemanlığına devam etmesi uygun görülmeyenler, Akademi dışındaki Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadrolarına atanırlar. Akademi
bünyesinde istihdam edilecek öğretim elemanlarının seçim, atama ve
görevlendirmelerine ilişkin hususlar Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak
İçişleri Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
b) Onbeşinci fıkrasının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu çerçevesinde
askerlik hizmetine başlamadan Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisine
alınanların sevkleri, Akademinin teklifine istinaden, subay ve astsubay
nasbedilinceye kadar, Millî Savunma Bakanlığı tarafından tehir edilir.”
c) Onyedinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Akademi bünyesindeki faaliyetlere yönelik olarak döner sermaye
işletmesi kurulmuştur. İşletmeye onmilyon Türk lirası sermaye tahsis
edilmiştir. Bu tutar, Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile artırılabilir.
Başlangıç sermayesi Jandarma Genel Komutanlığı bütçesinden karşılanır.
İşletmenin sermayesi, Jandarma Genel Komutanlığı bütçesine konulacak ödenekler,
ayni yardımlar, faaliyet sonucu elde edilecek kârlar, bağış ve yardımlardan
oluşur. Ödenmiş sermaye tahsis edilen sermaye tutarına ulaştıktan sonra, kalan
yıl sonu kârı döner sermaye işletmesinin hizmetlerinde kullanılmak üzere ertesi
yılın gelirine ilave edilir. 2547 sayılı Kanunun 58 inci maddesi çerçevesinde döner
sermaye gelirlerinden tahsil edilen kısmın en az yüzde beşi, Akademi bünyesinde
yürütülen bilimsel araştırma projelerinin finansmanı için kullanılır. Döner
sermaye işletmesinin faaliyet alanları, gelir ve giderleri ile yönetimine
ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine İçişleri
Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Bilimsel araştırma projelerine
ilişkin ödenekler, Akademi Senatosu tarafından gerekli görüldüğü takdirde her
bir proje için avans verilmek suretiyle kullanılabilir.”
MADDE 44- 2803 sayılı Kanunun 19 uncu maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyaç fazlası ve standart dışı
malzemelerinin bedelli veya bedelsiz devir işlemleri 12/4/2001 tarihli ve 4645
sayılı Emniyet Genel Müdürlüğüne Ait Araç, Gereç, Mal ve Malzemenin Satış,
Hibe, Hek ve Hurda Durum ve İşlemleri ile Hizmet Satışına Dair Kanun
hükümlerine göre yürütülür. Ayrıca, Jandarma Genel Komutanlığı, 30/5/1985
tarihli ve 3212 sayılı Silahlı Kuvvetler İhtiyaç Fazlası Mal ve Hizmetlerinin
Satış, Hibe, Devir ve Elden Çıkarılması; Diğer Devletler Adına Yurt Dışı ve
Yurt İçi Alımların Yapılması ve Eğitim Görecek Yabancı Personel Hakkında Kanun
kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinin yararlandığı hak ve imkânlardan aynen yararlanır.”
MADDE 45- 2803 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde yer alan
“Hizmetleri Sınıfı” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 46- 2803 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler
eklenmiştir.
“Para mükâfatı
EK MADDE 9- 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat
ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla Jandarma
Genel Komutanlığı personelinden;
a) Ülkenin güvenlik ve esenliği, Devletin çıkarları ve kişilerin
can, ırz ve mallarını korumada yüksek hizmetleri görülenler, fiilen almakta
oldukları aylık tutarlarının iki katından beş katına kadar,
b) Olağanüstü durumlarda yaşamını ortaya koyarak büyük yararlıklar
gösterenler, fiilen almakta oldukları aylık tutarlarının altı katından
yirmidört katına kadar,
para verilerek ödüllendirilir.
Atıflar
EK MADDE 10- 4678 sayılı Kanun ile 3269 sayılı Kanunda; Jandarma
Genel Komutanlığı mensubu sözleşmeli subay ve astsubay ile uzman erbaş
statüsündeki personel için Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan atıflar Jandarma
Genel Komutanlığına, Millî Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığına
yapılan atıflar İçişleri Bakanlığına yapılmış sayılır.
Adli yardım
EK MADDE 11- Kanunlarla verilen; karakol, karakol nöbetçisi,
devriye, sevk, nakliyat muhafazası hizmetlerinde veya emniyet, asayiş ile kamu
düzeninin korunması ve kaçakçılığın men, takip ve tahkiki için görevlendirilen
ya da önleyici, caydırıcı, düzenleyici, koruyucu, istihbari ve adli görev ile
hizmetlerin yerine getirilmesi sırasında veya bu görevlerinden dolayı, karargâh
personeli dahil sanık durumuna düşen personelin vekalet verdiği avukatın
ücreti, olayın mahiyetine ve kusurun derecesine göre durumunun uygun görülmesi
halinde Jandarma Genel Komutanlığı bütçesine konulan ödenekten karşılanır.
Avukat tutma ve ücret ödeme usul ve esasları ile adli yardıma esas
olan görevlerin mahiyeti ve sınırları İçişleri Bakanlığı tarafından
yönetmelikle düzenlenir.
Yaş haddi
EK MADDE 12- Jandarma Genel Komutanlığına mensup sözleşmeli subay
ve astsubaylar için muvazzaf subay ve astsubaylığa geçişte belirlenen üst
sınır, subaylar için yüzbaşılık rütbe yaş haddi, astsubaylar için astsubay
kıdemli üstçavuşluk rütbe yaş haddi şeklinde uygulanır.
Yüzbaşılık ve astsubay kıdemli üstçavuşluk normal bekleme süresinin
bitiminden sonra muvazzaf subay ve astsubay olanlar, geçmişe yönelik herhangi
bir hak talebinde bulunamaz.”
MADDE 47- 2803 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“Mecburi hizmet süresi
GEÇİCİ MADDE 9- Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla Jandarma
Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında muvazzaf subay ve astsubay
olanlar için mecburi hizmet yükümlülükleri aşağıda belirtilmiştir:
a) Subay veya astsubay nasbedildikleri tarihten itibaren fiilen 15
yıl hizmet esas alınmak suretiyle mecburi hizmetlerinin kalan kısmı aynen devam
eder.
b) Subay veya astsubay nasbedildikten sonra; Jandarma Genel
Komutanlığı hesabına yurt içindeki fakülte ve yüksekokullarda lisans veya
lisansüstü öğrenim yapanların yükümlülükleri, buralarda geçen süreler kadar
uzatılır.
c) Kuvvet Harp Akademisi ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare
Akademisi eğitimlerini veya komutanlık ve karargâh subaylığı öğrenimini bitiren
subayların ve Astsubay Üst Karargâh Hizmetleri Eğitimini bitiren astsubayların
yükümlülükleri, buralarda geçen süreler kadar uzatılır.
ç) Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
hesabına yurt içinde tıpta, diş hekimliğinde uzmanlık veya yan dal uzmanlık
eğitimi ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı hesabına
yurt içinde tıpta, diş hekimliğinde veya eczacılıkta doktora eğitimini
bitirenlerin yükümlülükleri, buralarda geçen sürelerin yarısı kadar uzatılır.
d) Pilotaj eğitimini (pilot adaylarına verilen uçuş eğitimini)
bitirenlerin yükümlülükleri üç yıl uzatılır.
e) Yabancı memleketlere altı ay veya daha fazla süre ile öğrenim,
staj, kurs, ihtisas veya görgü ve bilgilerini artırmak maksadıyla gidenlerin
yükümlülükleri, masrafların ödenme şekline bakılmaksızın, gidiş ve dönüş
tarihleri arasında geçen sürenin iki katı kadar uzatılır.
f) Yurt dışı sürekli göreve atanan subay veya astsubayların
yükümlülükleri, buralarda geçen süreler kadar uzatılır. Ancak, yaş haddinden,
herhangi bir nedenle resen veya kadrosuzluktan emekli edilecekler ile
tutuklulardan kendi isteği ile emekli olmak isteyenlere bu yükümlülük süresi
uygulanmaz.
g) (b), (c), (ç), (d) ve (e) bentleri gereğince yükümlülüklere eklenecek
hizmet sürelerinin başlangıç tarihleri; yükümlülük süresini tamamlamadan
gidenlerin, yükümlülük süresini tamamladıktan sonra, yükümlülük süresini
tamamlayarak gidenlerle, yükümlülüklerini bu süre içinde tamamlayanların kadro
görevine fiilen katıldıkları tarihten başlar.
Durumları birinci fıkra hükümlerine uyanlardan mezun olup
olmadığına bakılmaksızın mecburi hizmetle yükümlü olduğu süre içinde, istifa
edenler veya ilişiğinin kesilmesini gerektiren bir suç işleyenler ya da sağlık
sebebi hariç başka herhangi bir sebeple ayrılanlar, Jandarma Genel Komutanlığı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından belirlenen; öğrenci, subay ve astsubay
nasbedildikten sonra kendilerine yapılan öğrenim, eğitim ve yetiştirme
masraflarını, yükümlülük sürelerinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak
kanunî faizi ile birlikte tazminat olarak öderler.
Yabancı memleketlere öğrenim, staj, kurs, ihtisas veya görgü ve
bilgilerini artırmak amacıyla gitmiş olanlardan durumları bu maddede yazılı
hallere uyanlar hakkında ilgili hükümler uygulanmakla birlikte, orada
bulundukları süre içerisinde aldıkları aylık ve Devletçe yapılan masrafların
dört katı ayrıca tazminat olarak alınır.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde ya da Jandarma Genel
Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına diğer yükseköğretim
kurumlarında öğrenim görüp nasbedilen muvazzaf subay ve astsubaylar bakımından
da bu maddenin birinci fıkrasının (b), (ç), (d), (e) ve (f) bentleri uygulanır.
Öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarının hangi unsurlardan
oluşacağı ve tahsiline ilişkin usul ve esaslar; İçişleri ve Maliye Bakanlıkları
tarafından müştereken yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 48- 22/9/1983 tarihli ve 2893 sayılı Türk Bayrağı
Kanununun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına “Türk Silahlı Kuvvetleri”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ile Sahil Güvenlik Komutanlığı” ibaresi
eklenmiştir.
MADDE 49- 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“d) Mahallin güvenlik amirleri; illerde il emniyet müdürü ve il
jandarma komutanını, ilçelerde ilçe emniyet amiri veya komiseri ve ilçe
jandarma komutanını, Sahil Güvenlik Komutanlığı için Sahil Güvenlik Bölge
Komutanını, Sahil Güvenlik Grup Komutanını ve Sahil Güvenlik Karakol Komutanı
ile Sahil Güvenlik Gemi/Bot Komutanını,”
MADDE 50- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanununun Dördüncü Kısım başlığı ile aynı Kısmın Birinci Bölüm
başlığında yer alan “ve Trafik” ibareleri yürürlükten kaldırılmış, 21 inci
maddesinin başlığında yer alan “Trafik belgesi” ibaresi “Tescil belgesi”
şeklinde, birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Trafik Belgesi” ibaresi
“Tescil Belgesi” şeklinde, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan “trafik
belgesi” ibaresi “tescil belgesi” şeklinde ve dördüncü fıkrasında yer alan
“Trafik belgesi, tescil” ibaresi “Tescil” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 51- 2918 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci
fıkrasının mülga (e) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“e) Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığına
ait bütün araçların tescilleri Emniyet Genel Müdürlüğünce,”
MADDE 52- 2918 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Araç muayene raporu:
MADDE 24- Bu Kanunun 35 inci maddesiyle yetkilendirilen
kuruluşlarca araç muayene raporu tanzim edilebilmesi için araç tescil belgesi
veya sahiplik belgesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortasının ibrazı
zorunludur.
Tescil belgesi ve tescil plakalarının verilmesi şartları,
geçerlilikleri, süreleri, nitelik ve nicelikleri ile diğer esaslar yönetmelikte
gösterilir.”
MADDE 53- 2918 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “trafik belgesi” ibaresi “tescil belgesi” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 54- 2918 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci
fıkrasına “Emniyet” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Jandarma ve Sahil
Güvenlik” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 55- 2918 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan “trafik belgesine” ibaresi “tescil belgesine” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 56- 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin beşinci
fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığına ait taşıtların muayeneleri ilgisine göre Emniyet Genel
Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından
yapılır.”
MADDE 57- 2918 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan “trafik belgesi” ibaresi “tescil belgesi”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 58- 2918 sayılı Kanunun 115 inci maddesinin sekizinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sürücüsünün Türk vatandaşı olup olmadığına bakılmaksızın yabancı
plakalı araçlara uygulanacak olan trafik idari para cezaları, tebligat şartı
aranmaksızın sürücüsü bilgilendirilmek suretiyle tahsil edilir. Trafik cezaları
tahsil edilmeden yabancı plakalı aracın ülkeyi terk etmesine izin verilmez.
Türk plakalı araç kullanan yabancı sürücülerin trafik cezaları, cezanın
yazıldığı araç sahibinden tahsil edilir. Bu fıkra hükümlerinin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Maliye
Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca müştereken
çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Uluslararası sözleşme hükümleri saklıdır.”
MADDE 59- 2918 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “ve trafik” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 60- 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Noterliklere devir
EK MADDE 18- Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen araç tescil
hizmetlerine ilişkin iş ve işlemler, bu Kanunun 131 inci maddesi hükümleri
saklı kalmak üzere, Türkiye Noterler Birliği koordinesinde noterliklere
devredilebilir. Bu durumda;
a) Araç tescil işlemlerine ilişkin olarak noterliklere devredilen
iş ve işlemler hakkında mevzuatta Emniyet birimlerine yapılmış olan atıflar,
noterliklere yapılmış sayılır.
b) Araç sicil ve tescil sistemi veri tabanı Türkiye Noterler
Birliğince tutulur ve bu kuruluşça yönetimi ve güvenliği sağlanır. Veri
tabanında yer alan bilgiler anlık olarak Emniyet Genel Müdürlüğü ile
paylaşılır.
c) Araç tescil işlemi karşılığında, noterler tarafından alınacak
ücret, araç tescil hizmetlerine ilişkin iş ve işlemler ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
Maliye Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Türkiye
Noterler Birliğinin görüşleri alınarak, Adalet Bakanlığı ve İçişleri
Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
ç) Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar, araç tescil işlemlerine
ilişkin iş ve işlemler daha önce bu görev ve hizmetleri yapmakta olan birimler
tarafından yürütülmeye devam olunur.
Araç sicilleri ve bu sicillerin tutulmasına dayanak olan belgeler
gizlidir. Bunlar, yetkili ve sorumlular ile teftiş ve denetim yetkisi olanlar
dışında kimse tarafından görülüp incelenemez. Mahkemeler bu hükmün dışındadır.
Bu bilgileri işleyen görevliler ve araç kayıtlarından faydalanan diğer
görevliler de bu gizliliğe uymak zorundadırlar.
Birinci fıkrada devre ilişkin öngörülen hükümler istihbarat,
gizlilik veya güvenlik gerektiren hizmetlerde kullanılan araçların her türlü
tescil işlemi ile belge ve plakalarını verme ve sivil plaka işlemleri hakkında
uygulanmaz.”
MADDE 61- 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 23- Mevcut araçları için Jandarma Genel Komutanlığı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca bu Kanunun 22 nci maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendine göre yapılacak tescil işlemleri bu maddenin yayımı
tarihinden itibaren üç ay içinde tamamlanır.
GEÇİCİ MADDE 24- Bu Kanunun 115 inci maddesinin sekizinci
fıkrasının uygulanmasına ilişkin yönetmelik, bu maddenin yayımı tarihinden
itibaren altı ay içinde yürürlüğe konulur.”
MADDE 62- 28/5/1988 tarihli ve 3466 sayılı Uzman Jandarma
Kanununun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt
bendinde yer alan “28” ibaresi “31” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 63- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“i) Yedek subay okulu öğrencileri, harp okulları ve astsubay
meslek yüksekokullarında okuyanlar, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi
fakülte ve yüksekokullarında okuyanlar, üniversitelerin fakülte ve
yüksekokullarında Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı adına öğrenim görenler ya da kendi hesabına öğrenim
görmekte iken Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okumaya devam edenler, Polis Akademisi ile
Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde veya üniversitelerin fakülte ve
yüksekokullarında Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına öğrenim görenler veya kendi
hesabına öğrenim görmekte iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına öğrenim görmeye
devam edenler, Emniyet Genel Müdürlüğü veya Millî İstihbarat Teşkilatı hesabına
açılan okullarda öğrenim görenler ile Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel
Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı veya Emniyet Genel Müdürlüğü adına
öğrenim görmek üzere temel ve intibak eğitimine tabi tutulanlardan; 31/5/2006
tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılmamış
olup bu öğrenimleri veya eğitimleri nedeniyle bu Kanun kapsamındaki terör
eylemlerinde hedef alınarak hayatını kaybedenler ile yaralanan veya engelli
hâle gelenlerden ilgili mevzuatına göre malullük aylığı bağlanması koşullarının
oluştuğu tespit olunanların kendileri, 2330 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması
hakkından ve bu fıkranın (c), (d) ve (g) bentlerindeki haklardan, bunların eş,
ana ve babaları ile bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına giren çocukları da
bu fıkranın (d) bendinde düzenlenen haklardan yararlandırılır. Yukarıda
sayılanlardan aynı sebeplerle hayatını kaybedenlerin veya bu fıkra kapsamında
malul olması sebebiyle aylık almakta iken hayatını kaybedenlerin dul aylığına
müstehak eşi, ana ve babaları ile yetim aylığına müstehak çocukları 2330 sayılı
Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması hakkından ve bu fıkranın (c) ve (d)
bendindeki haklardan yararlandırılır.”
MADDE 64- 10/6/2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik
Hizmetlerine Dair Kanunun 5 inci maddesinin başlığı “Faaliyet izni” şeklinde,
üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı maddeye üçüncü fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut dördüncü fıkrasında yer
alan “Kurucu” ibarelerinden sonra gelmek üzere “, temsilci” ibareleri
eklenmiştir.
“Kurucu, yönetici, eğitici ile şirket tüzel kişi ortağının yetkilendirdiği
temsilcilerde de 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (a), (d), ve (h)
bentlerinde belirtilen şartlar aranır. Yöneticilerin ayrıca lisans mezunu
olmaları ve 14 üncü maddede belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla
tamamlamış olmaları gerekir.
Yöneticiler sadece bir faaliyet izin belgesinde yönetici unvanı
alabilirler. Özel güvenlik birimleri veya özel güvenlik şirketlerinin
şubelerinde veya onbeş kişi ve üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam edilen
yerlerde en az bir güvenlik sorumlusu belirlenir. Güvenlik sorumlularında 10
uncu maddede belirtilen şartlara ilave olarak en az önlisans mezunu olma şartı
aranır.”
MADDE 65- 5188 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Mülki idare amirleri; kamu güvenliğinin gerektirdiği
hallerde özel güvenlik izni verilen yerlerde alınan özel güvenlik tedbirlerini
denetlemeye ve yetersiz bulduğu takdirde ek önlemler aldırmaya yetkilidir.”
MADDE 66- 5188 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci ve
ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Özel güvenlik görevlileri 7 nci maddede sayılan yetkileri sadece
görevli oldukları süre içinde ve görev alanlarında kullanabilirler.
Özel güvenlik görevlileri silahlarını görev alanı dışına
çıkaramazlar. İşlenmiş bir suçun sanığı veya suç işleyeceğinden kuvvetle şüphe
edilen kişinin takibi, dışarıdan yapılan saldırılara karşı tedbir alınması,
para ve değerli eşya nakli ve cenaze töreni gibi güzergâh ifade eden durumlarda
güzergâh boyu görev alanı sayılır. Görev alanı, zorunlu hallerde Komisyon
kararıyla genişletilebilir. Kişi korumasında çalışan özel güvenlik
görevlilerinin görev alanı; koruduğu kişi ile birlikte olduğunda ülke geneli,
koruduğu kişi olmaksızın kişi koruma izni verilen ilin sınırlarıdır.”
MADDE 67- 5188 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya (g)
bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
“d) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü
maddesinde belirtilen süreler geçmiş veya hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilmiş olsa bile;
1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla
süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak.
2) Affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve
bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına ve cinsel
dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, zimmet,
irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma,
hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık ve fuhuş suçlarından
mahkûm olmamak.
3) Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve
hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya
uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma
veya kovuşturma bulunmamak.”
“h) Güvenlik soruşturması olumlu olmak.”
MADDE 68- 5188 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci ve
dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecekler ile özel
güvenlik şirketlerinde, alarm izleme merkezlerinde ve özel güvenlik eğitimi
verecek kurumlarda kurucu ve/veya yönetici olarak çalışacaklar hakkında
valilikçe güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılır. Soruşturma
sonucu olumlu olanlara, bu Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik
temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla, valilikçe çalışma izni
verilir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bir ay içinde tamamlanır.
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması her kimlik verilmesi veya
ihtiyaç duyulması halinde yenilenir. Şirketlerde eğitici ve temsilci olacaklar
ile şirket ortağı tüzel kişi ortaklarında da kurucularda aranan şartlar aranır
ve güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılır.”
“Yönetici veya özel güvenlik görevlisi olabilme şartlarını
taşımadığı veya bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği tespit
edilenlerin kimliği iptal edilir.”
“Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî
güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara
iltisakı veya irtibatı olduğu tespit edilen kişiler, özel güvenlik alanında
faaliyet yürüten şirket veya birimlerde çalışamazlar.”
MADDE 69- 5188 sayılı Kanunun 20 nci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İdari para cezası veya yaptırım gerektiren fiiller
MADDE 20- Bu Kanunda öngörülen idari para cezasını veya yaptırımı
gerektiren fiiller şunlardır:
a) Özel güvenlik kimlik kartını başkasına kullandıran özel
güvenlik yöneticisi ve görevlisine üçbin Türk Lirası idari para cezası verilir
ve bu kişilerin özel güvenlik kimlik kartı valilikçe iptal edilir. Bu kişiler
bir daha özel güvenlik alanında çalışamazlar.
b) Diğer kişi, kurum ve kuruluşlara sağlanacak özel güvenlik
hizmetini 5 inci maddede belirtilen süre içinde ilgili valiliğe bildirmeyen
özel güvenlik şirketlerine her bildirim için üçbin Türk Lirası idari para
cezası verilir.
c) 6 ncı madde uyarınca mülki idare amirlerince istenen ilave
tedbirleri almayan kişi, kurum, kuruluş veya şirketlerin yöneticilerine altıbin
Türk Lirası idari para cezası verilir.
d) Mülki idare amirinin veya birlikte görev yapılan yetkili genel
kolluk amirinin verdiği emirleri yerine getirmeyen veya bir suçun işlendiğini
göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de bu suç ile ilgili yetkili genel kolluğa
bilgi vermeyen özel güvenlik yöneticisi ve görevlileri ile bu emrin yerine
getirilmemesi eylemine sebep olan özel güvenlik yöneticisi ve görevlisinin
bağlı oldukları kişi, kurum, kuruluş veya şirket yetkilileri bir yıl süreyle
özel güvenlik alanında görev alamazlar.
e) Geçerli mazereti olmadan denetim esnasında güvenlik sorumlusunu
veya yöneticiyi bulundurmayan, denetim kapsamındaki bilgi, belge ve kayıtları
vermeyen kişi, kurum, kuruluş ve şirketlere beşbin Türk Lirası, denetimlerde
tespit edilip giderilmesi istenen eksiklikleri gidermeyen kişi, kurum, kuruluş
veya şirketlerin yöneticilerine altıbin Türk lirası idari para cezası verilir.
f) Özel güvenlik görevlisini koruma ve güvenlik hizmetleri dışında
başka bir işte çalıştıran, üniforma giydirmeyen veya izin verilen dışında
teçhizat giydirerek çalıştıran kişi, kurum ve kuruluşlara her tespit için üçbin
Türk Lirası idari para cezası verilir.
g) 11 inci maddenin ikinci fıkrası ile 12 nci maddenin üçüncü
fıkrasında belirtilen bildirimleri süresinde yerine getirmeyenlere üçbin Türk
Lirası idari para cezası verilir.
h) Yetkili genel kolluk kuvvetlerine karşı görevini yapmasını
engellemek amacıyla direnen veya cebir kullanan ya da tehdit eden özel güvenlik
yöneticisi ve görevlisi ile ateşli silâhını bu Kanuna aykırı veya görev alanı
dışında kullanan, görevi dışında üniforması ile toplantı ve gösteri
yürüyüşlerine katıldığı tespit edilen özel güvenlik görevlilerinin özel
güvenlik kimlik kartı valilikçe iptal edilir. Bu kişiler bir daha özel güvenlik
alanında çalışamazlar.
ı) Grev yasağına uymayan özel güvenlik görevlileri altı ay
süreyle özel güvenlik alanında görev alamazlar.
Bu maddede öngörülen cezalar mahalli mülki amir tarafından
verilir.”
MADDE 70- 5188 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Amacı dışında faaliyet gösterdiği veya suç kaynağına dönüştüğü ya
da terör örgütlerine aidiyeti, irtibatı ya da iltisakı bulunduğu tespit edilen
şirketlerin faaliyet izni iptal edilir. Bu şekilde faaliyet izni iptal edilen
şirketlerin kurucu, temsilci ve yöneticileri özel güvenlik alanında faaliyette
bulunamazlar.”
MADDE 71- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (d)
bendinde yer alan “Türk Silâhlı Kuvvetleri” ibaresi “Millî Savunma Bakanlığı”
şeklinde ve aynı maddenin beşinci fıkrasında yer alan “(d) ve (e)” ibaresi
“(d), (e) ve (f)” şeklinde değiştirilmiş ve dördüncü fıkraya aşağıdaki bent
eklenmiştir.
“f) Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve
yüksekokullarda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve
hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okumaya devam edenler ile subay ve
astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar,”
MADDE 72- 5510 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “silâhlı kuvvetler” ibaresi “Millî Savunma Bakanlığı”
şeklinde, aynı fıkrada yer alan “tabi tutulan adayların” ibaresi “tabi tutulan
adaylar ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına
okuyanlar ile subay ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi
tutulan adayların” şeklinde ve aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “Türk
Silahlı Kuvvetleri” ibaresi “Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel
Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 73- 29/5/2009 tarihli ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı
Kanununun 29 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 302 nci,
309 uncu, 310 uncu, 311 inci, 312 nci, 313 üncü, 314 üncü ve 315 inci maddelerinde
yazılı suçlar nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen ve
yabancı ülkede bulunması nedeniyle kendisine ulaşılamayan vatandaşlar, bu
durumun soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı veya kovuşturma aşamasında
mahkeme tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde vatandaşlıklarının
kaybettirilmesi amacıyla Bakanlığa bildirilir. Bakanlıkça Resmî Gazetede
yapılan yurda dön ilanına rağmen üç ay içinde yurda dönmemeleri halinde, bu
kişilerin Türk vatandaşlıkları Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla
kaybettirilebilir.”
MADDE 74- 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner
Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 45 inci maddesinin üçüncü
fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca
ihtiyaç duyulan veteriner hizmetleri ile gıda, denetim ve kontrol hizmetleri
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, bunun mümkün olmadığı
mahallerde ise Millî Savunma Bakanlığının ilgili birimlerince ücretsiz olarak
karşılanır. Buna ilişkin usul ve esaslar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı tarafından müştereken
belirlenir.”
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
MADDE 75- 10/7/1953 tarihli ve 6132 sayılı At Yarışları
Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 2- Yurt içinde at yarışları düzenleme, yurt içinde ve
yurt dışında düzenlenen at yarışları üzerine yurt içinden ve yurt dışından
müşterek bahis kabul etme hak ve yetkilerine ilişkin lisanslar, topluca
1/1/2018 tarihinden itibaren 49 yıl süreyle 19/8/2016 tarihli ve 6741 sayılı
Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri uyarınca kurulan Fona verilmiştir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına at yarışları düzenleme
amacına yönelik olarak tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçla kullanılan
taşınmazlar ile üzerlerindeki yapı ve tesisler, 49 yıl süre boyunca lisans
sahibi Fonun kullanımına verilir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, lisans süresince yurt içinde
at yarışları düzenleyemez, düzenletemez, yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen
at yarışları üzerine yurt içinden ve yurt dışından müşterek bahis kabul edemez.
Lisans konusu faaliyetlerin ilgili mevzuat hükümlerine uygun
olarak yürütülmesini izlemeye ve denetlemeye Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 76- 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri
Temel Kanununun ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına “Sağlık
Bakanlığınca uygun görülen” ibaresinden sonra gelmek üzere “Millî Savunma
Bakanlığı ve” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 77- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun ek 1 inci maddesinin beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Üçüncü fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde sayılan maluller
ile 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken
Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesine göre tazminat
hakkından yararlandırılanların kendileri kırkbeş yaşını bitirmiş olsalar bile
istihdam hakkından faydalanabilirler.”
MADDE 78- 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri
Kanununun 49 uncu maddesinin mülga üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“(3) Yerleşim yeri adresi yurt dışında olan Türk vatandaşlarının
adres kayıtları, yaşadıkları ülkede kullanılan adres verilerine veya o ülke ve
bağlı olduğu temsilcilik bilgisine göre tutulur.”
MADDE 79- 10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe
konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel
Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve
ikinci fıkra kapsamındaki şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar,
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari
teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilir. Bu şirketlerin
yöneticileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından
atanır ve görevden alınır. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa
koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir
olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271
sayılı Kanunun 128 inci maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen malvarlığı
değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilir. Satış ve tasfiye
işlemleri ilgili şirketin yönetim kurulu veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir.”
MADDE 80- 4/4/1988 tarihli ve 320 sayılı Milli Piyango
İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 2- Karşılığı nakit olmak üzere oynatılan Piyango,
Hemen-Kazan, Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara ve Süper Loto oyunları ile
ilgili mevzuat çerçevesinde izin verilebilecek olan benzer şans oyunlarına
ilişkin lisans, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 49 yıl süreyle
19/8/2016 tarihli ve 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin
Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri
uyarınca kurulan Türkiye Varlık Fonuna verilmiştir. Lisansın Türkiye Varlık
Fonu tarafından üçüncü kişilere devredilmesinden sonra, İdare lisansa konu şans
oyunlarını düzenleyemez ve bu oyunlar için ayrı bir lisans veremez. Lisans
konusu faaliyetlerin ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütülmesini
izlemeye ve denetlemeye İdare yetkilidir.”
MADDE 81- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 28 inci maddesine (C) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Ç) Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel (işçiler
dahil), Türkiye Büyük Millet Meclisi kararlarına dayanılarak Türk Silahlı
Kuvvetleri personelinin gönderilmesine karar verilen ülkelerde geçici olarak
görev yapmak üzere görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca görevlendirilen
personele, (40.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile
çarpımı sonucu bulunacak aylık tutarı geçmemek üzere görev süresince damga
vergisi dahil hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat ödenir.
Bunlara ayrıca, 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre ödenen yol gideri
dışında harcırah ödenmez. Görevlendirmeye ilişkin usul ve esaslar, ödenecek
tazminatın tutarı ile hangi hallerde kesileceği ve ödemeye ilişkin usul ve
esaslar Başbakan onayı ile tespit edilir.”
MADDE 82- 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararnamenin 7 nci maddesinin birinci fıkrasına (e) bendinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
“f) Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak,”
MADDE 83- 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 45 inci
maddesinin birinci fıkrasına (e) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
bent eklenmiştir.
“f) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu
örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye
yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak,”
GEÇİCİ MADDE 1- (1) 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yürütülmekte olan kovuşturmalarda, 680
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle mahkemelerin görev ve yetkisine ilişkin
yapılan düzenlemeler nedeniyle görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilemez;
bu davalara ilgili mahkemesinde bakılmaya devam olunur.
MADDE 84- Bu Kanunun;
a) 34 üncü, 50 nci, 52 nci, 53 üncü, 55 inci, 57 nci ve 59 uncu
maddeleri 1/7/2017 tarihinde,
b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.
MADDE 85- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN,
Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep
KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan
Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL ve Yusuf Şevki
HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 28/3/2018 tarihinde yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Fatih ŞAHİN
tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu Kanun, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Kanun’un Yok Hükmünde Olduğunun Tespiti Talebinin İncelenmesi
3. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kanun’un olağanüstü hâl
kanun hükmünde kararnamesinin (OHAL KHK’sı) onaylanmasından ibaret olduğu, OHAL
KHK’sı ile olağanüstü hâlle ilgisi olmayan, olağanüstü hâlin gerekli kılmadığı
konularda, olağanüstü hâlin kapsamını ve süresini aşan düzenlemelerin
öngörüldüğü, yürürlükteki kanunlarda genel ve sürekli nitelikte değişiklikler
yapıldığı, olağanüstü hâl döneminde temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması
veya durdurulması hâllerinin kanunla düzenlenmesi gerektiği hâlde OHAL KHK’sı
ile hükme bağlandığı, bu nedenlerle Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan
Bakanlar Kuruluna tanınan olağanüstü hâllerle ilgili ve sınırlı düzenleme yapma
yetkisinin aşıldığı ve yasama yetkisinin gasp edildiği, OHAL KHK’sında yer alan
hükümlerin tamamının Bakanlar Kurulu üyelerince okunmadan ve söz konusu
düzenlemelerin hazırlanmasından önce imzalandığı, bu itibarla Cumhurbaşkanının
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun iradesinin oluşmadığı, Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) öngördüğü otuz günlük süre içinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda görüşülmemesi sebebiyle OHAL
KHK’sının bu niteliğini yitirdiği, anılan süreden sonra görüşülüp karara
bağlanmasının ise niteliğini kaybetmiş olan OHAL KHK’sını geçerli hâle
getirmeyeceği, OHAL KHK’sının Meclis kararı ile onaylanması gerekirken kanunla
onaylanmasının yasama yetkisinin gaspı sonucunu doğurduğu belirtilerek Kanun’un
Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 6., 7., 11. ve 121. maddelerine aykırı olduğu
ve öncelikle yokluğunun tespitine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
4. Anayasa'nın 87. maddesinde kanun koymak, değiştirmek ve
kaldırmak, TBMM'nin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 89. maddesinde de
Cumhurbaşkanının TBMM'ce kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlayacağı,
yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları ise bir daha görüşülmek üzere aynı
süre içinde TBMM'ye geri göndereceği belirtilmiştir.
5. Kanun tasarı ve tekliflerinin TBMM’de görüşülerek kabul
edilmesi, söz konusu tasarı veya teklifin kanunlaşması sonucunu doğurmakta; bir
başka deyişle TBMM’nin tasarı ve teklifin kabulü yönündeki iradesi, kanunun
varlık kazanması için gerekli ve yeterli bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının bir
kanunu yayımlaması, TBMM’nin bu yöndeki kabulü ile vücut bulan kanuna yeniden
varlık sağlamadığı gibi bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermesi de
kanunun varlığını ortadan kaldırmamaktadır. Belirtilen nedenle Cumhurbaşkanının
kanunu yayımlama iradesi ve kanunun Resmî Gazete’de yayımlanması, kanunun aleniyet
kazanması ve yürürlüğe girmesi bakımından önem taşımaktadır.
6. Bir normun yokluğu, hukuk dünyasında hiç doğmamış
olduğunun ifadesidir. Normun varlığı ise, o normun yürürlüğe girmesine ve
uygulanmasına bağlı bulunmamaktadır. Varlık, yürürlük ve uygulanma kavramları
birbirinden farklı olup varlık, bir normun hukuk âleminde vücut
bulmasını ifade etmektedir. Kanunlar bakımından yokluk, parlamento iradesinin
bulunmaması gibi durumlarda, başka bir ifadeyle bir normun varlığının zorunlu
koşulları bulunmadığı takdirde söz konusu olabilecektir.
7. Yokluktan farklı olan hukuka aykırılık hâli ise hukuk
âleminde var olan normun, hukukun öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde
çıkarılmaması anlamını taşımaktadır. Hukuka aykırılık hâli ne kadar ağır ve
açık olursa olsun bir normun hukuka aykırı olması, zorunlu koşullarının
bulunması suretiyle var olan o normun yokluğu sonucunu doğurmaz. Bu nedenle
kanunların veya kanun hükümlerinin Anayasa’ya uygunluk denetimi kapsamında
incelenmesi gereken hususlarda Anayasa’ya aykırılığının tespiti, ilgili kanun
veya kanun hükümlerinin yokluğunu değil iptalini gerekli kılar.
8. Dava dilekçesinde Kanun'un Anayasa'ya aykırılığı yolunda
ileri sürülen hususlar ile Kanun'da yer alan düzenlemelerin niteliği, Kanun'un
varlık kazanmasını imkânsız kılan hâller kapsamına girmediğinden, söz konusu
kuralların Anayasa'ya uygunluk denetimi kapsamında incelenmesini ve bu inceleme
neticesinde varılacak sonuca göre ilgili kuralın iptalini ya da iptal talebinin
reddini gerekli kılmaktadır.
9. Açıklanan nedenlerle, Kanun'un yok hükmünde olduğunun
tespiti talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Kadir ÖZKAYA ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ bu sonuca
farklı gerekçeyle katılmışlardır.
B. Kanun’un Şekil Bakımından Anayasa’ya Aykırı Olduğu Gerekçesiyle
İptali Talebinin İncelenmesi
10. Dava dilekçesinde özetle; OHAL KHK’larının, TBMM’de
görüşülmesi için İçtüzük’te öngörülen otuz günlük sürenin bitiminin ardından
dava konusu Kanun’a dayanak teşkil eden OHAL KHK’sının TBMM’ce kabul
edilmesinin eylemli İçtüzük değişikliği niteliğinde olduğu ve İçtüzük’ün
değiştirilmesine ilişkin Anayasa ve İçtüzük’te yer alan usul hükümlerine
uyulmadığı, öte yandan Kanun’un doğrudan uygulanabilir şekildeki Anayasa
hükümlerine aykırı düzenlemeler içermesi nedeniyle maddi anlamda Anayasa
değişikliği niteliğinde olduğu ve Anayasa değişiklikleri için özel olarak
Anayasa’da öngörülmüş teklif ve oylama çoğunluğu ile iki kez görüşme
koşullarının yerine getirilmediği belirtilerek Kanun’un şekil bakımından
Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
11. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca Kanun ilgisi nedeniyle
Anayasa’nın 148. maddesi yönünden de incelenmiştir.
12. Kanunların esas bakımından Anayasa’ya uygunluk denetimi;
kanunun içeriği, bir başka ifadeyle kanunun maddi hukuk dünyasında yarattığı
değişiklik bakımından Anayasa’ya uygun olup olmadığını ifade etmektedir. Şekil
bakımından uygunluk ise teklif ve tasarıların kanunlaşabilmesi için, diğer bir
anlatımla maddi olarak varlık kazanabilmesi için Anayasa’da öngörülen usullere
uyulup uyulmadığının denetimini ifade etmektedir.
13. Anayasa'nın 148. maddesinin ikinci fıkrasında, kanunların
şekil bakımından denetlenmesinin son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp
yapılmadığı hususu ile sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
14. Anayasa'nın 148. maddesinin gerekçesinde de Genel Kurul
tarafından yapılan son oylamadan önce vücut bulan şekil bozukluklarını Genel
Kurulun bildiği veya bilmesi gerektiğinin varsayıldığı belirtilerek son
oylamadan önce yapılan şekil bozukluklarının iptale neden olamayacağı ifade
edilmiş ve “Genel Kurulun oylama yapıp kanunu kabul etmesi, şekil
bozukluğunu, o kanunu kabul etmemek için yeterli neden saymadığı yolunda bir
irade tecellisidir. En büyük organ genel kuruldur. Onun iradesi hilafına bir
sonuç çıkarmak hukukun ana esaslarına aykırı düşer. Bu nedenle son oylamadan
önceki şekil bozuklukları, iptal sebebi sayılmamıştır.” denilmiştir.
15. Anayasa'nın 148. maddesinin açık hükmü ve gerekçesi
karşısında kanunların şekil bakımından denetiminde, son oylamanın öngörülen
çoğunlukla yapılıp yapılmadığından başka bir hususun esas alınmasına ve bu
suretle kanunların şekil bakımından denetimlerinin yapılabilmesine imkân
bulunmamaktadır.
16. Anayasa'nın “Toplantı ve karar yeter sayısı” başlıklı
96. maddesinde, ”Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil
bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük
Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt
çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye
tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz” denilmektedir. Bu
çerçevede TBMM’nin bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri olan 184
milletvekiliyle toplanması, toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar
vermesi ve karar yeter sayısının hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin
bir fazlası olan 139 milletvekilinden az olmaması gerekmektedir.
17. Kanun'un görüşülmesine ilişkin TBMM Genel Kurul
tutanaklarının incelenmesinden KHK’nın tümü üzerindeki oylamanın açık oylama
yöntemiyle yapıldığı ve kullanılan 266 oyun 237'sinin kabul, 29'unun ret olduğu
ve son oylamanın Anayasa'nın 96. maddesinde öngörülen çoğunlukla yapıldığı
anlaşıldığından, Anayasa'nın 148. maddesine aykırılık bulunmamaktadır.
18. Öte yandan dava dilekçesinde yer alan diğer Anayasa’ya
aykırılık iddialarının Kanun’un şekil bakımından denetimini gerektirmesi, bu
denetimin ise son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı hususuyla
sınırlı olması nedeniyle söz konusu aykırılık iddialarının incelenmesi Anayasa
Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamı dışında kalmaktadır.
19. Açıklanan nedenlerle, son oylamasının Anayasa'da öngörülen
çoğunlukla yapıldığı açık olan Kanun, Anayasa'nın 148. maddesine aykırı
değildir. Şekil bakımından iptal talebinin reddi gerekir.
IV. HÜKÜM
1/2/2018 tarihli ve 7072 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında
Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. Yok hükmünde olduğunun tespiti talebinin REDDİNE,
B. Şekil bakımından Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal
talebinin REDDİNE,
31/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
FARKLI GEREKÇE
Dava konusu Kanun’un yok
hükmünde olduğunun tespiti yönündeki talebin reddine ilişkin karara, Anayasa
Mahkemesinin 31/5/2018 tarihli ve E.2018/42, K.2018/48 sayılı kararına yazdığım
farklı gerekçeyle katılıyorum.
FARKLI GEREKÇE
Mahkememiz çoğunluğu, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların
“Kanun’un varlık kazanmasını imkânsız kılan hâller kapsamına girmediğinden” yok
hükmünde olduğunun tespiti yönündeki talebin reddine karar vermiştir.
Çoğunluğun red sonucuna, Anayasa Mahkemesinin 31/5/2018
tarihli ve E.2018/42, K.2018/48 sayılı kararına Başkan Zühtü ARSLAN’ın yazdığı
farklı gerekçeyle katılıyoruz.
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|