ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2017/129
Karar Sayısı : 2018/6
Karar Tarihi : 18.1.2018
R.G. Tarih – Sayı : 13.2.2018
- 30331
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu
İTİRAZIN KONUSU: 2.3.2005 tarihli ve
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 23.1.2008 tarihli ve
5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci
fıkrasının;
A. (a) bendinin (4) numaralı alt bendinin,
B. (b) bendinin (4) numaralı alt bendinin,
C. (c) bendinin,
Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek
iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
OLAY: LPG bayii olarak faaliyette bulunan davacı
şirketin otogaz istasyonunda sorumlu müdür bulundurmadığı, asli faaliyetlerinde
LPG yetkili personel belgesi olmayan personel çalıştırdığı ve mali
sorumluluklara ilişkin zorunlu sigorta yaptırmadığı gerekçesiyle 739.664.00 TL
idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali talebiyle
açılan davada itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan
Mahkeme, iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN VE İLGİLİ GÖRÜLEN KANUN HÜKÜMLERİ
A. İptali İstenen Kanun Hükümleri
Kanun’un itiraz konusu kuralları da içeren 16. maddesi şöyledir:
“İdarî para cezaları
Madde 16-
Bu Kanuna göre idarî para cezalarının veya idarî yaptırımların
uygulanması, bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu
Kanuna göre verilen ceza ve tedbirler diğer kanunlar gereği yapılacak işlemleri
engellemez.
Bu Kanuna göre;
a) Aşağıdaki hâllerde sorumlulara beşyüzbin Türk Lirası idarî para
cezası verilir:
1) Lisans almaksızın lisansa tâbi faaliyetlerin yapılması.
2) 4 üncü maddenin son fıkrasının ihlâli.
3) 10 uncu madde gereği Kurum tarafından yapılan uygulamaların
dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi veya engellenmeye teşebbüs edilmesi.
4) 12 ve 13 üncü madde hükümlerinin ihlâli.
b) Aşağıdaki hâllerde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para
cezası verilir:
1) 5, 6 ve 7 nci madde hükümlerinin ihlâli.
2) Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya
işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin
yapılması.
3) Sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet
gösterilmesi.
4) Son fıkrası hariç 4 üncü madde hükümlerinin ihlâli.
c) 9, 14 ve 15 inci madde hükümlerinin ihlâli hâlinde sorumlulara
ellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
ç) 8 inci maddenin dördüncü fıkrasının (6) numaralı bendinin
ihlâli hâlinde bayilere yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Ancak tüpün sisteme bağlantısının kullanıcı tarafından
yapıldığının kanıtlanması durumunda tüp bayii ve dağıtıcı şirketlere hukukî ve
cezaî sorumluluk yüklenmez.
Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği
yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Tesisler, lisans alınıncaya veya bu Kanuna göre lisans
gerektirmeyen faaliyet gösterecek hâle getirilinceye kadar mühürlenir.
Ceza uygulanan bir fiilin iki yıl geçmeden aynı kişi tarafından
tekrarı hâlinde, cezalar iki kat olarak uygulanır.”
B. İlgili Kanun Hükümleri
Kanun’un ilgili görülen 4., 13., 14. ve 15. maddeleri şöyledir:
“Lisans sahiplerinin hak ve yükümlülükleri
Madde 4- Lisans, sahibine
lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi
haklarını verir.
Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve
lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.
Piyasa faaliyetinde bulunanlar, kötüniyet veya tehlikeli eylem
sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun
engellenmesi için her türlü tedbiri almak ve istenmeyen durumları en kısa
sürede gidermek zorundadır.
Bu Kanuna göre faaliyette bulunanlar;
a) Ticarî ve teknik mevzuata uygun davranmak,
b) Çevreye zarar vermemek için gerekli tedbirleri almak,
c) Kamunun can, mal ve çevre güvenliği ile kendi tesis ve
faaliyetlerini önemli ölçüde tehdit eden veya olumsuz etkileyen bir durum
oluştuğunda, kamu yetkililerini ve bundan etkilenme ihtimali bulunan ilgilileri
haberdar etmek, tehdidin niteliği ve niceliği ile bunu önlemek üzere alınmakta
olan tedbirleri Kuruma bildirmek,
ç) Zorunlu sigorta yükümlülüğü kapsamında bulunan tesis ve/veya
faaliyetlere zorunlu sigorta ile birlikte malî mesuliyet sigortası yaptırmak,
d) Faaliyetleri esnasında üçüncü kişilere veya çevreye verilecek
zarar veya ziyanları tazmin etmek,
e) 12 nci maddenin birinci fıkrasına göre Kurumca belirlenen usûl
ve esaslara uygun bildirimleri yapmak,
f) 5 inci maddedeki hükümleri yerine getirmek ve Kurumca
istendiğinde 12 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre gerekli bilgi, belge ve
numuneleri vermek, tutanakları imzalamak ve görevlilerin tesislerde inceleme
yapmasına müsaade etmek,
g) Esas faaliyetlerine ilişkin tip sözleşme örneklerini ve
bunlarda yapılacak değişiklikleri yürürlüğe koymadan önce Kuruma bildirmek,
ğ) Piyasa faaliyetlerinde, teknik düzenlemelere uygun LPG
sağlamak,
h) Dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür
bulundurmak,
ı) Aslî faaliyetlerinde eğitim ve sertifika almış personel
çalıştırmak,
i) Eşit durumdaki alıcılara (kategorilere), eşit hak ve yükümlülük
tanımak, farklı şartlar uygulamamak,
İle yükümlüdür.
Yurt dışından LPG temin edeceklerin rafinerici veya dağıtıcı
lisansına sahip olması gereklidir. (Ek cümle: 26/2/2014-6527/13 md.) 4/12/2003
tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamındaki işleme lisansı
sahipleri de piyasa faaliyetine konu etmemek ve münhasıran petrokimya
üretiminde kullanmak kaydıyla LPG ithal edebilir. Dağıtıcılar LPG’yi
rafinerilerden veya ithalat yoluyla yurt dışından temin ederler. LPG ithalatı,
Kurumun belirleyeceği teknik düzenlemelere uygunluğu ihtisas gümrüklerindeki
laboratuvarlarda belirlendikten sonra ihtisas gümrüklerinden yapılır. Lisans
sahibi olmayanlar LPG ticareti yapamaz.”
“Sigorta
Madde 13- Lisans kapsamında
yürütülen faaliyetler için sigorta yaptırılması zorunludur. Bakanlar Kurulu
kararıyla sigorta kapsamından muaf tutulacak faaliyetler belirlenebilir.
Sigorta kapsamına alınacak varlık çeşitlerinin belirlenmesi ile bunların tâbi
olacağı sigorta kolları ve muafiyet tanınan hususlar, yönetmelikle düzenlenir.”
“Sorumlu müdür
Madde 14- LPG dolum tesislerinde
ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurulması zorunludur. LPG dolum
tesislerinde ve otogaz istasyonlarında bulundurulacak sorumlu müdürün yetki,
sorumluluk ve nitelikleri Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
“Eğitim
Madde 15- LPG piyasasında görev yapacak
sorumlu müdürler, tanker şoförleri, dolum personeli, tüp dolum personeli, tüp
dağıtım araçlarının şoförleri ve tüp dağıtım personeli, tanker dolum personeli,
test ve muayene elemanları ve otogaz LPG dolum personeli, pompacılar ile
tesisat, projelendirme ve imalatında görev alan diğer personel, TMMOB (Türk
Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)’a bağlı ilgili meslek odası tarafından
eğitime tâbi tutulurlar. Eğitime ilişkin esas ve usûllerin yer alacağı yönetmelik
TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği) ve ilgili kurum tarafından
müştereken hazırlanır.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü
ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT,
Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer
TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai
AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 31.5.2017 tarihinde yapılan ilk
inceleme toplantısında öncelikle uygulanacak kural, sınırlama ve on yıllık süre
sorunları görüşülmüştür.
A. Kanun’un 16. Maddesinin İkinci Fıkrasının (a) Bendinin (4)
Numaralı Alt Bendi
2. Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre, bir davaya
bakmakta olan mahkemenin o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya
taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına
varması durumunda mahkeme bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya
yetkilidir. Ancak bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine
başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir
davanın bulunması, iptali istenen kuralın da o davada uygulanacak olması
gerekir.
3. İtiraz konusu kuralda Kanun’un “12 ve 13 üncü madde
hükümlerinin ihlali” hâlinde sorumlulara beş yüz bin Türk lirası idari para
cezası verilmesi öngörülmüştür.
4. Kanun’un 12. maddesinde; LPG piyasasının işleyişine ilişkin
bilgilerin derlenmesi, lisans sahiplerinin düzenleyecekleri belge ve
tutanakların kayıt düzeni ile Kurum tarafından yapılacak denetime ilişkin usul
ve esaslar düzenlenmiştir. Kanun’un 13. maddesinde ise lisans kapsamında
yürütülen faaliyetler için sigorta yaptırılmasının zorunlu olduğu, Bakanlar
Kurulu kararıyla sigorta kapsamından muaf tutulacak faaliyetlerin
belirlenebileceği, sigorta kapsamına alınacak varlık çeşitlerinin belirlenmesi
ile bunların tabi olacağı sigorta kolları ve muafiyet tanınan hususların da
yönetmelikle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
5. Başvuran Mahkemede görülmekte olan dava, LPG bayii olarak
faaliyette bulunan davacı şirketin otogaz istasyonunda sorumlu müdür
bulundurmadığı, asli faaliyetlerinde LPG yetkili personel belgesi olmayan
personel çalıştırdığı ve mali sorumluluklara ilişkin zorunlu sigorta
yaptırmadığı gerekçesiyle 739.664.00 TL idari para cezası ile
cezalandırılmasına ilişkindir. Somut olayda LPG piyasasının işleyişine ilişkin
bilgilerin derlenmesi, lisans sahiplerinin düzenleyecekleri belge ve
tutanakların kayıt düzeni ile Kurum tarafından yapılacak denetime ilişkin usul
ve esasları düzenleyen Kanun’un 12. maddesiyle ilgili bir uyuşmazlık
bulunmadığından itiraz konusu kuralda yer alan “12…” ibaresinin
bakılmakta olan davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
6. İtiraz konusu kuralın kalan bölümü ise Kanun’un 12. ve 13.
maddeleri yönünden geçerli ortak kural niteliği taşımaktadır. Bu nedenle
kuralın kalan bölümüne ilişkin esas incelemenin bakılmakta olan davanın konusu
gözetilerek “…ve 13 üncü...” ibaresi ile sınırlı olarak
yapılması gerekir.
7. Açıklanan nedenlerle 2.3.2005 tarihli ve 5307 sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı
Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının (a)
bendinin;
A. (4) numaralı alt bendinde yer alan “12…” ibaresinin
itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı
bulunmadığından bu ibareye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle
REDDİNE,
B. (4) numaralı alt bendinin kalan bölümünün esasının
incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin aynı bentte yer alan “….ve 13
üncü…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına,
C. Yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme aşamasında karara
bağlanmasına
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
B. Kanun’un 16. Maddesinin İkinci Fıkrasının (b) Bendinin
(4) Numaralı Alt Bendi
8. İtiraz konusu kuralda son fıkrası hariç Kanun’un 4. madde
hükümlerinin ihlali hâlinde sorumlulara iki yüz elli bin Türk lirası idari para
cezası verilmesi öngörülmüştür.
9. Kanun’un 4. maddesinde lisans sahiplerinin hak ve
yükümlülükleri düzenlenmiştir. Maddenin bakılmakta olan davayla ilgili olan
kısmı, dördüncü fıkrasının (ç) bendinde düzenlenen “Zorunlu sigorta
yükümlülüğü kapsamında bulunan tesis ve/veya faaliyetlere zorunlu sigorta ile
birlikte malî mesuliyet sigortası yaptırmak”, (h) bendinde düzenlenen “Dolum
tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurmak” ve (ı)
bendinde düzenlenen “Aslî faaliyetlerinde eğitim ve sertifika almış personel
çalıştırmak” şeklindeki kurallardır. Bu nedenle itiraz konusu kuralın
bakılmakta olan davanın konusu gözetilerek Kanun’un 4. maddesinin dördüncü
fıkrasının (ç), (h) ve (ı) bentleri yönünden sınırlı olarak incelenmesi
gerekir.
10. Açıklanan nedenlerle 2.3.2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış
Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun’un 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 569.
maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendinin esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin 5307
sayılı Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ç), (h) ve (ı) bentleri ile
sınırlı olarak yapılmasına,yürürlüğü durdurma talebinin esas
inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
C. Kanun’un 16. Maddesinin İkinci Fıkrasının (c) Bendi
11. İtiraz konusu kuralda, Kanun’un 9., 14. ve 15. madde
hükümlerinin ihlali hâlinde sorumlulara elli bin Türk lirası idari para cezası
verilmesi öngörülmüştür.
12. Kanun’un 9. maddesinde, dökme LPG kullanıcılarının
yükümlülükleri düzenlenmiştir. Başvuran Mahkemede görülmekte olan davada dökme
LPG kullanıcılarının yükümlülüklerini düzenleyen Kanun’un 9. maddesiyle ilgili
bir uyuşmazlık bulunmadığından itiraz konusu kuralda yer alan “9, …”
ibaresinin bakılmakta olan davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Söz konusu
ibare yönünden başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
13. Kuralın kalan bölümü ise Kanun’un 9., 14. ve 15. maddeleri
yönünden geçerli ortak kural niteliği taşımaktadır. Bu nedenle kuralın kalan
bölümüne ilişkin esas incelemenin bakılmakta olan davanın konusu gözetilerek
kuralda yer alan “… 14 ve 15 inci...” ibaresi ile sınırlı
olarak yapılması gerekir.
14. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde
ileri sürülmesi” başlığını taşıyan 152. maddesinin son fıkrasında, Anayasa
Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazete’de
yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasa’ya
aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamayacağı belirtilmiş, 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun’un “Başvuruya engel durumlar”kenar başlığını taşıyan 41. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında da Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret
kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı
kanun hükmünün Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamayacağı
hükmüne yer verilmiştir.
15. Kuralın “… 14 ve 15 inci...” ibaresine
yönelik olarak daha önce yapılan başka bir itiraz başvurusu, Anayasa
Mahkemesinin 12.10.2016 tarihli ve E.2015/73, K.2016/161 sayılı kararıyla
esastan reddedilmiş ve karar 3.11.2016 tarihli ve 29877 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanmıştır.
16. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek reddedilen itiraz
başvurusuna konu kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için önceki
kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 3.11.2016 tarihinden başlayarak geçmesi
gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır. Bu itibarla kuralda yer alan “…14
ve 15 inci…” ibaresine yönelik itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. ve 6216
sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince reddi gerekir.
17. Açıklanan nedenlerle 2.3.2005 tarihli ve 5307 sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı
Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının;
A. (c) bendinde yer alan “9, …” ibaresinin itiraz
başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı
bulunmadığından bu ibareye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle
REDDİNE,
B. (c) bendinin kalan bölümünün esasının incelenmesine, esasa
ilişkin incelemenin bentte yer alan “…14 ve 15 inci…” ibaresi
ile sınırlı olarak yapılmasına, bu ibareye ilişkin itiraz
başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41.
maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
18. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatih ŞAHİN tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili görülen kanun
hükümleri, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. İtirazın Gerekçesi
19. Başvuru kararında özetle; Kanun’da LPG piyasasında
faaliyet gösteren lisans sahipleri için sigorta yaptırma, mesul müdür
bulundurma ve eğitim almış personel çalıştırma yükümlülüklerinin birden fazla
maddede mükerrer şekilde düzenlenerek aynı yükümlülükler için farklı
miktarlarda idari para cezaları öngörüldüğü, bu cezalar arasındaki
farklılıkların belirli bir açıklık ve kesinlikte ortaya konulmadığı
belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
B. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
20. Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4)
numaralı alt bendinde, Kanun’un 12. ve 13. maddelerinin ihlal edilmesi
durumunda sorumlulara beş yüz bin Türk lirası idari para cezası verilmesi
öngörülmüş; (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde ise son fıkrası hariç
olmak üzere Kanun’un 4. madde hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda sorumlulara
iki yüz elli bin Türk lirası idari para cezası verilmesi hüküm altına alınmıştır.
21. Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel
ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin
hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer
vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması; ayrıca kamu
otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de
gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey hangi
somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını,
bunların hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu
durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirler.
Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve
işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu
güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
22. Anayasa’nın 38. maddesinin ilk fıkrasında “Kimse,
işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamaz…” denilerek “suçun kanuniliği”, üçüncü fıkrasında
da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.”
denilerek “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’da
öngörülen suçta ve cezada kanunilik ilkesi, ceza hukukunun da temel
ilkelerinden birini oluşturmaktadır. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarında
ifade edildiği üzere Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik”
ilkesi uyarınca hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek
cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi; kuralın
açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Anayasa’nın 38.
maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para
cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tabidir.
23. 5307 sayılı Kanun’da, sıvılaştırılmış petrol gazlarının yurt
içi ve yurt dışından temini, dağıtımı, taşınması, depolanması ve ticareti ile
bu faaliyetlere ilişkin gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülükleri
düzenlenmiştir.
24. Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ç) bendinde,
lisans sahiplerinin “zorunlu sigorta yükümlülüğü kapsamında bulunan tesis
ve/veya faaliyetlere zorunlu sigorta ile birlikte malî mesuliyet sigortası
yaptırmak”la yükümlü oldukları belirtilmiştir. Kanun’un 13. maddesinde de “Lisans
kapsamında yürütülen faaliyetler için sigorta yaptırılması zorunludur. Bakanlar
Kurulu kararıyla sigorta kapsamından muaf tutulacak faaliyetler belirlenebilir.
Sigorta kapsamına alınacak varlık çeşitlerinin belirlenmesi ile bunların tâbi
olacağı sigorta kolları ve muafiyet tanınan hususlar, yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne
yer verilerek lisans kapsamında yürütülen faaliyetler için sigorta
yaptırılmasının zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
25. Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin
itiraz konusu (4) numaralı alt bendinde son fıkrası hariç olmak üzere Kanun’un
4. madde hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda sorumluların iki yüz elli bin
Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Aynı fıkranın
(a) bendinin itiraz konusu kuralın da yer aldığı (4) numaralı alt bendinde ise
Kanun’un 13. maddesinin ihlal edilmesi durumunda sorumluların beş yüz bin Türk
lirası idari para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna
göre Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ç) bendi uyarınca zorunlu
sigorta yükümlülüğü kapsamında bulunan tesis ve/veya faaliyetlere zorunlu
sigorta ile birlikte mali mesuliyet sigortası yaptırmayanlar iki yüz elli bin
Türk lirası; Kanun’un 13. maddesi uyarınca lisans kapsamında yürütülen
faaliyetler için sigorta yaptırmayanlar beş yüz bin Türk lirası idari para
cezası ile cezalandırılacaktır.
26. Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (h) bendinde,
bu Kanun’a göre faaliyette bulunanların “Dolum tesislerinde ve
otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurmak”la yükümlü olduğu
belirtilmiştir. Kanun’un 14. maddesinde de “LPG dolum tesislerinde ve
otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurulması zorunludur. LPG dolum
tesislerinde ve otogaz istasyonlarında bulundurulacak sorumlu müdürün yetki,
sorumluluk ve nitelikleri Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.” hükmüne yer verilerek LPG dolum tesislerinde ve otogaz
istasyonlarında sorumlu müdür bulundurulmasının zorunlu olduğu ifade
edilmiştir.
27. Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin itiraz
konusu (4) numaralı alt bendinde son fıkrası hariç olmak üzere Kanun’un 4.
madde hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda sorumluların iki yüz elli bin Türk
lirası idari para cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Aynı fıkranın (c)
bendinde ise Kanun’un 14. maddesinin ihlal edilmesi durumunda sorumluların elli
bin Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına
alınmıştır. Buna göre Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (h) bendi
uyarınca dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür
bulundurmayanlar iki yüz elli bin Türk lirası; Kanun’un 14. maddesi uyarınca
LPG dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurmayan
lisans sahipleri elli bin Türk lirası idari para cezası ile
cezalandırılacaktır.
28. Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendinde bu
Kanun’a göre faaliyette bulunanların “Aslî faaliyetlerinde
eğitim ve sertifika almış personel çalıştırmak”la yükümlü olduğu
belirtilmiştir. Kanun’un 15. maddesinde de “LPG piyasasında görev
yapacak sorumlu müdürler, tanker şoförleri, dolum personeli, tüp dolum
personeli, tüp dağıtım araçlarının şoförleri ve tüp dağıtım personeli, tanker
dolum personeli, test ve muayene elemanları ve otogaz LPG dolum personeli,
pompacılar ile tesisat, projelendirme ve imalatında görev alan diğer personel,
TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)’a bağlı ilgili meslek odası
tarafından eğitime tâbi tutulurlar. Eğitime ilişkin esas ve usûllerin yer
alacağı yönetmelik TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği) ve ilgili
kurum tarafından müştereken hazırlanır.” hükmüne yer verilerek personelin
eğitime tabi tutulacağı ifade edilmiştir.
29. Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin itiraz
konusu (4) numaralı alt bendinde son fıkrası hariç olmak üzere Kanun’un 4.
madde hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda sorumluların iki yüz elli bin Türk
lirası idari para cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Aynı fıkranın (c)
bendinde ise Kanun’un 15. maddesinin ihlal edilmesi durumunda sorumluların elli
bin Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına
alınmıştır. Buna göre Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendi
uyarınca asli faaliyetlerinde eğitim ve sertifika almış personel
çalıştırmayanlar iki yüz elli bin Türk lirası; Kanun’un 15. maddesi uyarınca
LPG piyasasında görev yapacak sorumlu müdürler, tanker şoförleri, dolum
personeli, tüp dolum personeli, tüp dağıtım araçlarının şoförleri ve tüp
dağıtım personeli, tanker dolum personeli, test ve muayene elemanları ve otogaz
LPG dolum personeli, pompacılar ile tesisat, projelendirme ve imalatında görev
alan diğer personelin Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı
ilgili meslek odası tarafından gerekli eğitim almadan çalıştırılması durumunda
lisans sahipleri elli bin Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılacaktır
30. Yukarıda anılan hükümler birlikte değerlendirildiğinde LPG
piyasasında faaliyette bulunan lisans sahiplerinin uymak zorunda olduğu
yukarıda sayılan yükümlülüklerin Kanun’un birden fazla maddesinde mükerrer
şekilde düzenlendiği ve her maddenin ihlaline yönelik farklı miktarlarda para
cezaları öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Nitekim lisans sahiplerinin zorunlu
sigorta yükümlülüğü Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ç) bendi ile
Kanun’un 13. maddesinde mükerrer şekilde düzenlenmiş, bu maddelerin ihlali
durumunda ise yükümlülükleri yerine getirmeyenler için farklı miktarlarda idari
para cezası öngörülmüştür. Bu durum Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının
(h) bendi ile 14. maddesinde düzenlenen dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında
sorumlu müdür bulundurma yükümlülüğü ile Kanun’un 4. maddesinin dördüncü
fıkrasının (ı) bendi ile 15. maddesinde düzenlenen eğitimli personel çalıştırma
yükümlülüğü bakımından da söz konusudur.
31. Kanun’da, lisans sahipleri için öngörülen yükümlülükler ile
bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak yaptırımların
hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açık ve anlaşılır şekilde düzenlenmesi
suçta ve cezada kanunilik ilkesinin bir gereğidir. Bu durum lisans sahiplerinin
Kanun’da öngörülen yükümlülükleri ihlal ettikleri zaman hangi yaptırımla
karşılaşacağını önceden öngörebilmelerini dolayısıyla kişilerin hukuk
güvenliğini de güvence altına almaktadır. Nitekim hukuk güvenliği normların
öngörülebilir olmasını gerekli kılar.
32. Lisans sahipleri için getirilen zorunlu sigorta
yükümlülüğünün Kanun’da iki ayrı maddede düzenlenmesi ve bu maddelere
aykırılığın farklı miktarlarda idari para cezası ile cezalandırılması lisans
sahiplerinin hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun
bağlandığını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde öngörmesine engel
oluşturmaktadır. Bu itibarla lisans sahipleri için Kanun’da öngörülen sigorta
yükümlülüğünü yerine getirmeyenler bakımından Kanun’un farklı maddelerinde
farklı miktarlarda para cezası öngörülmesi hukuki güvenlik ve belirlilik
ilkeleri ile suçta ve cezada kanunilik ilkelerine aykırılık oluşturmaktadır.
Belirtilen gerekçeler, dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu
müdür bulundurma yükümlülüğü ile eğitimli personel çalıştırma yükümlülüğü
bakımından da geçerlidir.
33. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın 2. ve 38.
maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.
M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ ve Recai AKYEL bu görüşe
katılmamışlardır.
IV. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
34. Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun,
kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede
yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216 sayılı
Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır.
35. Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının; (a) bendinin (4)
numaralı alt bendinde yer alan “…ve 13 üncü…” ibaresinin iptali ile (b)
bendinin (4) numaralı alt bendinin, Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının
(ç) bendi yönünden iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu
yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin
üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası
gereğince bu ibare ve bende ilişkin iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de
yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
V. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
36. Başvuru kararında özetle, Kanun’da, LPG piyasasında
faaliyet gösteren lisans sahipleri için sigorta yaptırma, mesul müdür
bulundurma ve eğitim almış personel çalıştırma yükümlülüklerinin birden fazla
maddede mükerrer şekilde düzenlenerek aynı yükümlülükler için farklı
miktarlarda idari para cezaları öngörüldüğü, aralarındaki farklılıkların
belirli bir açıklık ve kesinlikte ortaya konulmaksızın aynı yükümlülükler için
farklı miktarlarda para cezaları öngörülmesinin belirsizliğe sebebiyet
verdiği; kuralların bu hâliyle uygulanmasının telafisi güç veya imkânsız
zararların doğmasına sebebiyet vereceği belirtilerek kuralların yürürlüklerinin
durdurulması talep edilmiştir.
2.3.2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları
(LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun’un, 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle
değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının;
A. (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde yer alan “…ve
13 üncü…” ibaresine, yönelik iptal hükmünün yürürlüğe girmesinin
ertelenmesi nedeniyle bu ibareye ilişkin yürürlüğün durdurulması talebinin
REDDİNE,
B. (b) bendinin (4) numaralı alt bendinin, 5307 sayılı
Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının;
1. (ç) bendi yönünden verilen iptal hükmünün, yürürlüğe
girmesinin ertelenmesi nedeniyle yürürlüğünün durdurulması talebinin REDDİNE,
2. (h) ve (ı) bentleri yönünden yürürlüklerinin durdurulması
taleplerinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
18.1.2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI. HÜKÜM
2.3.2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları
(LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun’un, 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle
değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının;
A. (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde yer alan “…ve
13 üncü…” ibaresinin, Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, M.
Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ ile Recai AKYEL’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, iptal
hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un
66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE
YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
B. (b) bendinin (4) numaralı alt bendinin, 5307 sayılı
Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ç), (h) ve (ı) bentleri
yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, M. Emin KUZ,
Rıdvan GÜLEÇ ile Recai AKYEL’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, (ç) bendi
yönünden iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince,
KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE
GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
18.1.2018 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
5307 sayılı Kanunun 16. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin
(4) numaralı alt bendinde yer alan “…ve 13 üncü …” ibaresi ile (b) bendinin (4)
numaralı alt bendinin, aynı Kanunun 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ç), (h)
ve (ı) bentleri yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar
verilmiştir.
Kararda, LPG piyasasında faaliyette bulunan lisans sahiplerinin
uymak zorunda oldukları bazı yükümlülüklerin Kanunda mükerrer olarak
düzenlendiği ve farklı maddelerde düzenlenen bu yükümlülüklerin ihlali
karşılığında farklı miktarlarda para cezalarının öngörüldüğü, bu durumun
“lisans sahiplerinin hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya
sonucun bağlandığını öngörmesine engel oluştur(duğu)” belirtilerek, söz konusu
yükümlülükleri yerine getirmeyenler bakımından Kanunun farklı maddelerinde
farklı miktarlarda para cezaları öngörülmesinin hukukî güvenlik ve belirlilik
ilkelerine aykırı olduğuna hükmedilmiştir (§§ 30-31).
Anayasaya aykırılık itirazında bulunan Danıştay İdarî Dava
Daireleri Kurulunun önündeki davanın, sorumlu müdür bulundurulmamasının 5307
sayılı Kanunun 14. maddesine ve yetki belgesi olmayan personel
çalıştırılmasının Kanunun 15. maddesine aykırı olması sebebiyle aynı Kanunun
16. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince; otogaz istasyonunda
üçüncü kişilere verilebilecek zararların tazmini için zorunlu olan malî
sorumluluk sigortasının yaptırılmamasının da Kanunun 13. maddesine aykırı
olması sebebiyle 16. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince üç ayrı
para cezası verilmesi üzerine açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasaya aykırılık itirazının gerekçesinde ise -somut olayda
davacı şirket hakkında uygulanmış olmasa da- Kanunun 4. maddesinin dördüncü
fıkrasının (ç), (h) ve (ı) bentlerinde de aynı fiillerin belirtilmesinin ve
bunlar için 16. maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde farklı bir idarî para
cezası öngörülmesinin belirsizliğe yol açtığı ileri sürülmektedir.
Aynı fiilden dolayı birden fazla ceza verilmesinin mükerrer
cezalandırma yasağı olarak bilinen “non bis in idem” ilkesine aykırı
olduğunda şüphe bulunmamakla birlikte, itiraz konusu kuralların 5307 sayılı
Kanunda yer alması aynı fiil için bu kuralların birlikte uygulanması gerektiği
anlamına gelmemekte ve bu fiiller hakkında Kanunda birden fazla hükümde farklı
idarî para cezaları öngörülmüş olması başlı başına Anayasaya aykırılık
oluşturmamaktadır.
Kaldı ki itiraz konusu kurallar incelendiğinde, Kanunun 4.
maddesinin lisans sahiplerinin yükümlülüklerini belirleyen ikinci fıkrasının
(ç), (h) ve (ı) bentlerinden farklı olarak 13., 14. ve 15. maddelerinde daha
geniş hükümlere yer verildiği, dolayısıyla “aynı” değil “benzer” fiiller
için farklı miktarlarda idarî para cezaları öngörüldüğü, başka bir ifadeyle
benzer yükümlülüklere uyulmamasının farklı fiiller olarak belirlenip farklı
müeyyidelere bağlandığı anlaşılmaktadır.
İtiraz konusu kurallar bakımından “belirlilik” ilkesine de bir
aykırılık bulunmadığı düşünülmektedir. Anayasanın 2. maddesinde öngörülen hukuk
devletinin gereği olan bu ilkenin, yasal düzenlemelerin kişiler ve idare
yönünden herhangi bir tereddüte ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık, net,
anlaşılır ve uygulanabilir olmasını ve ilgilisinin hangi somut eylem ve olguya
hangi sonucun bağlandığını bilmesini gerektirdiği; Anayasanın 38. maddesinde
yer alan “suçta ve cezada kanunîlik” ilkesi uyarınca da hangi fiillerin
yasaklandığının ve yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer
bırakmayacak şekilde kanunda gösterilmesinin, kuralın açık, anlaşılır ve
sınırlarının belli olmasının zorunlu bulunduğu, 38. maddede bir ayrım
yapılmadığından idarî para cezalarının da bu maddede öngörülen ilkelere tâbi
olduğu, konuya ilişkin diğer kararlarımızda olduğu gibi bu kararımızda da
tekrarlanmaktadır (§§ 21-22).
Ancak belirlilik ilkesinin, sadece kanunî belirliliği değil hukukî
belirliliği de ifade ettiği, kanunla yapılan bir düzenlemeye dayanılarak
erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olmak şartıyla mahkeme içtihatları
ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile hukukî belirliliğin
sağlanabileceği de kararlarımızda vurgulanmaktadır. Bu kararda ise sadece
itiraz konusu kuralların birlikte değerlendirilmesi suretiyle hukukî belirlilik
ilkesine aykırılık sonucuna varıldığı görülmektedir.
Bilindiği gibi, Anayasanın 38. maddesinde öngörülen ilkelerin
idarî suç ve cezalar için de geçerli olduğu kabul edilse de bu ilkelerden
bazılarının idare hukuku bakımından ceza hukukuna göre daha esnek anlaşılması
gerektiği; bu esnekliğin idarî yaptırım gerektiren fiillerin belirlenmesi
konusunda daha fazla olduğu da belirtilmektedir (Ali D. Ulusoy, İdari
Yaptırımlar, İstanbul 2013, s.26-30, s. 48-49 ve s. 85-86).
AİHS’in 7. maddesinde öngörülen “kanunsuz suç ve ceza olmaz”
ilkesi de sadece ceza hukuku alanı ile ilgili bir ilke olarak kabul
edilmektedir (Osman Doğru-Atilla Nalbant, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi,
Açıklama ve Önemli Kararlar, C. I, Ankara 2012, s. 857).
Diğer taraftan, kararda Anayasaya aykırılık sonucuna
varılırken itiraz konusu kuralların hukukî güvenlik ve belirlilik ilkelerine
aykırı olduğu belirtilmekte ise de, söz konusu kuralların, idarî cezaları tesis
eden idareye, olayın özelliklerine göre değerlendirme yaparak ve müeyyide
gerektiren fiillerin unsurları ile fiili işleyenlerin malî gücü gibi öznel
durumlarını gözönünde bulundurarak mezkûr kurallardan failin durumuna uygun
olanı uygulama imkânı sağladığı da görülmektedir.
Nitekim somut olayda, aynı fiil için mükerrer ceza verilmesi bir
yana, davacı şirkete verilen ve dava konusu edilen üç idarî para cezasından
ikisinin, aynı fiil için beş kat ceza öngören hükmün değil davacı şirketin
lehine olan hükmün uygulanması suretiyle verildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu
edilen cezalardan üçüncüsünün ise benzer yükümlülüğün ihlalini müeyyideye
bağlayan hükmün iki katı ceza uygulanmasını öngören hükmün uygulanması
suretiyle verildiği görülmekte ise de, bu işlemin yargısal denetimini yapan
yargı merciinin yukarıda belirtilen hususların yanında özel hüküm-genel hüküm
ilişkisini gözönünde bulundurarak ve söz konusu ceza hükümlerinin müeyyideye
bağladığı fiillerin (uyulmadığı iddia edilen yükümlülüklerin) aynı olup
olmadığını da değerlendirerek hukuka uygunluk denetimini yapması mümkündür.
Buna rağmen, içeriği yönünden Anayasaya aykırılık bulunmayan
itiraz konusu kuralların iptaline karar verilerek, 16. maddenin ikinci
fıkrasının daha düşük ceza öngörülen ve daha önce Mahkememizce iptal talebi
reddedilen hükümlerinin somut olayda uygulanmasını gerektirecek bir neticeye
ulaşılmış bulunmaktadır. Başka bir anlatımla, benzer yükümlülükler öngörülen
(bu anlamda aynı fiili düzenlediği de tartışmalı olan) ve farklı miktarlarda
idarî para cezalarına bağlanan itiraz konusu kuralların birlikte
değerlendirilmesi suretiyle ulaşılan iptal kararı, Anayasaya uygunluk
denetiminin amacıyla bağdaşmayan bir sonuç doğurmaktadır.
Bu sebeplerle, incelenen kuralların Anayasaya aykırı olmadığı ve
reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun iptal kararına
katılmıyoruz.
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|