“Davacı vekili 18/04/2017 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ... plaka sayılı aracın 10/04/2016 tarihinde saat 22:00 sularında müvekkilinin oğlu ... idaresinde seyir halindeyken karşı şeritte seyir halinde olan ... plakalı davalı ... idaresindeki aracın kusurlu bir şekilde şerit ihlali yapması sonucunda başka bir araca da sürtünerek orta bariyerlere çarptığını, bariyerin demir korkuluklarının müvekkilinin bulunduğu şeride sıçradığını ve kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin aracının bu kaza sonucunda kusur ve zarar gördüğünü, olay sonrasında polis tarafından tutulan tutanaktan ... asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazadan sonra maddi olarak zarara uğradığını, kazaya sebep veren aracın zorunlu mali sigortasının bulunmadığını, bu nedenle Güvence Hesabına davanın yöneltildiğini, Güvence hesabı vekilinin müvekkilinin sorumlu olmadığını cevaben bildirdiğini, Güvence Hesabını düzenleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. Maddesinde “ (1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.(2) Hesaba; a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için, ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için, d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir. Bakanlar Kurulu, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir. (3) Hesabın gelirleri; birinci fıkrada belirtilen zorunlu sigortalar ve yeşil kart sigortaları için tahsil edilen toplam primlerin yüzde biri oranında sigorta şirketlerince ödenecek katılma payları ile sigorta ettirenlerden safî primlerin yüzde ikisi oranında tahsil edilecek katılma paylarından oluşur. Bakan, bu oranları binde beşe kadar indirmeye veya tekrar kanunî sınırlarına kadar yükseltmeye yetkilidir. (4) Sigorta şirketleri, üçüncü fıkra hükmü gereğince kendileri tarafından ödenmesi gereken bir takvim yılına ilişkin katılma paylarını takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar; sigorta ettirenlerden tahsil edilen katılma paylarını ise tahsil edildikleri ayı takip eden ayın sonuna kadar Hesaba yatırmak zorundadır. (5) Hesap kapsamındaki her zorunlu sigorta ve yeşil kart sigortası için ayrı hesap açılır ve bunların gelir ve giderleri bu hesaplarda izlenir. (6) Hesabın gelir ve giderleri ile işlemleri, Müsteşarlıkça her yıl denetlenir.” demek suretiyle Güvence Hesabının düzenlendiğini, 2. fıkrasının C bendi hariç yalnızca bedensel zararlardan güvence hesabının sorumlu olduğunun belirtildiğini, Güvence Hesabının 1. Pragrafta açıklandığı üzere trafiğe çıkan motorlu araçların zorunlu mali sorumluluk sigortasının yapılmasının sağlanmasının Devletin sorumluluğunun bir sonucu olarak kurulan bir müessese olduğunu, trafikte olan ve zorunlu trafik sigortasını yaptırmayan araçlar karşısında trafik kazası sonucu zarara uğrayan ve sigortasını, bakım ve masraflarını yatıran vatandaşları devletin bu sorumluluğu neticesinde koruma ihtiyacı gördüğünü ve onların bu zararlarının karşılanması için Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketler Birliği bünyesinde güvence hesabı fonunun kurulduğunu, ancak düzenlemeye göre trafik kazası sonucunda zarara uğrayan vatandaşların bu zararların ölüm ve yaralanma gibi bedensel zararlar olması halinde güvence hesabına başvurabildiklerini, Devletin bu konuda ki sorumluluğunun bir bütün olduğunu, bedensel ve maddi zararlar diye kanun koyucu tarafından sorumluluğun ayrı tutulmasının doğru olmadığını, bu nedenle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14. maddesinin 2. fıkrasında bentler halinde düzenlenen güvence hesabına başvuru şartlarının bedensel zararlar düzenlemesinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle somut norm denetimi yapılmak üzere Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Anayasamızın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 28. maddesi uyarınca Mahkememizde görülmekte olan dava sebebiyle uygulanacak olan 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. maddesinin 2. fıkrasının Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptali istemi ile Anayasa Mahkemesine başvurulmasına yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin 18/04/2017 tarihli dilekçesi belirtmiş olduğu; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. maddesinin 2. fıkrasında bentler halinde açıklanan Güvence Hesabına başvuru şartlarında bedensel zararlar düzenlenmesinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 152/1-3 maddeleri gereğince ciddi olduğu kanaatine varılmakla; Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davanın 5 ay süre ile GERİ BIRAKILMASINA,
Anayasaya Aykırılık konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2017/174
Karar Sayısı : 2017/167
Karar Tarihi : 13.12.2017
R.G. Tarih – Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 3.6.2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinin Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu diğer araçta meydana gelen hasar ve değer kaybının tahsili talebiyle açılan maddi tazminat davasında itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralların yer aldığı 14. maddesi şöyledir:
“Güvence Hesabı
MADDE 14- (1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.
(2) Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için,
başvurulabilir. Bakanlar Kurulu, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir.
(3) Hesabın gelirleri; birinci fıkrada belirtilen zorunlu sigortalar (…) için tahsil edilen toplam primlerin yüzde biri oranında sigorta şirketlerince ödenecek katılma payları ile sigorta ettirenlerden safî primlerin yüzde ikisi oranında tahsil edilecek katılma paylarından oluşur. (Değişik son cümle: 13/6/2012-6327/50 md.) Bakan, bu oranları yarısına kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya ya da katılma paylarını maktu olarak tespit etmeye yetkilidir.
(4) Sigorta şirketleri, üçüncü fıkra hükmü gereğince kendileri tarafından ödenmesi gereken bir takvim yılına ilişkin katılma paylarını takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar; sigorta ettirenlerden tahsil edilen katılma paylarını ise tahsil edildikleri ayı takip eden ayın sonuna kadar Hesaba yatırmak zorundadır.
(5) Hesap kapsamındaki her zorunlu sigorta ve yeşil kart sigortası için ayrı hesap açılır ve bunların gelir ve giderleri bu hesaplarda izlenir.
(6) Hesabın gelir ve giderleri ile işlemleri, Müsteşarlıkça her yıl denetlenir.
(7) (Değişik: 13/6/2012-6327/50 md.) Hesabın kuruluşuna, işleyişine, tanıtımına, idari masraflarına, fon varlıklarının nemalandırılmasına, Hesaptan yapılacak ödemelere, gerek ilgililere gerekse Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna yapılacak rücûlara, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, Sigortacılık Eğitim Merkezi ve Komisyona yapılacak katkı payları ile, Hesap kapsamındaki zorunlu sigortaların denetimi ve takibinden kaynaklanan giderler ile diğer harcamalara ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatma KARAMAN ODABAŞI tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem belirtilmiştir. Söz konusu maddenin (1) numaralı fıkrasında, bir davaya bakmakta olan mahkemenin bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği kurala bağlanmış; anılan fıkranın (a) numaralı bendinde de “İptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı” Mahkemeye gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Anılan maddenin (4) numaralı fıkrasında ise açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
3. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde de itiraz yoluna başvuran Mahkemenin gerekçeli kararında, Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
4. Yine Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde de Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğu tespit edilirse itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği; (2) numaralı fıkrasında ise anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın itiraz yoluna başvuran Mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
5. Yapılan incelemede, itiraz yoluna başvuran Mahkemece gerekçeli başvuru kararında 5684 sayılı Kanun’un 14. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde belirlenen Güvence Hesabına başvuru şartlarında bedensel zarar düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasının ciddi bulunduğundan bahisle itiraz başvurusunda bulunulduğu belirtilmiş; itiraz konusu düzenlemenin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmediği anlaşılmıştır.
6. Açıklanan nedenlerle 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendine aykırı olduğu anlaşılan itiraz başvurusunun 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemeye geçilmeksizin reddi gerekir.
III. HÜKÜM
3.6.2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinin iptallerine karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemeye geçilmeksizin REDDİNE, 13.12.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
Engin YILDIRIM
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
M. Emin KUZ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ