ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2017/118
Karar Sayısı : 2017/120
Karar Tarihi : 12.7.2017
R.G. Tarih Sayısı: 15.8.2017 – 30155
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 16. İdare
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 31.10.2006 tarihli ve 5553
sayılı Tohumculuk Kanunu’nun;
A. 21. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinin,
B. 30. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinin,
Anayasa’nın 2. ve 135. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek
iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
OLAY: Üst üste iki dönem Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt
Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan, Yönetim Kuruluna tekrar
seçilen ve Yönetim Kurulu Başkanlığına tekrar aday olan davacının, adaylığının
reddine dair TSÜAB Yönetim Kurulu kararının iptali için açılan davada, itiraz
konusu kuralların Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptalleri
ve yürürlüklerinin durdurulması için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un, itiraz konusu kuralların da yer aldığı 21. ve 30.
maddeleri şöyledir:
“Alt birlik yönetim kurulu
MADDE 21- Alt birlik yönetim kurulu iki yıllık bir dönem için
genel kurul üyeleri arasından seçilen en az beş asıl ve aynı sayıda yedek
üyeden oluşur. Yönetim kurulu asıl üyeleri, ilk toplantılarında yönetim
kurulunun vereceği görevleri yürütmek üzere gizli oyla, kendi aralarından bir
başkan, bir başkan yardımcısı ve bir sayman üye seçerler. Yönetim kurulunun
vereceği görevler ile alt birliğin işlerini yürütmek üzere bir genel sekreter
tayin edilir. Genel sekreterin nitelikleri ile görevleri, alt birlik tüzüğünde
belirlenir.
Yönetim kurulu başkanı; yönetim kuruluna başkanlık ve alt birliği
temsil eder. Alt birliğin malî işlerinden ve bu konu ile ilgili defter ve
kayıtların tutulmasından sayman üye ile birlikte, diğer defterler ve
yazışmalarla ilgili olarak da genel sekreterle birlikte sorumludur. Başkanın
yokluğunda kendisine başkan yardımcısı vekalet eder. Üst üste iki dönem
başkanlık yapanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden
seçilemezler.
Yönetim kurulu ayda bir defadan az olmamak üzere başkanın çağrısı
ile salt çoğunlukla toplanır. Katılanların salt çoğunluğu ile karar alınır;
eşitlik halinde kararı, başkanın oyu belirler.
Yönetim kurulu toplantılarına ilişkin usul ve esaslar, alt birlik
tüzüğü ile belirlenir.
Yönetim kurulunun görev ve yetkileri şunlardır:
a) Genel kurul gündemini hazırlamak ve genel kurulu toplantıya
çağırmak.
b) Alt birliğin dönem bilançosunu, faaliyet raporunu ve tahmini
bütçesini hazırlayıp genel kurula sunmak.
c) Genel kurul kararlarını uygulamak.
d) Üyeler arasında iletişim ve dayanışmayı sağlamak.
e) Üyelerin ve tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren kişilerin
meslekî bilgi ve görgülerinin artırılması ve geliştirilmesi için konferans,
seminer, kurs, sempozyum ve benzeri eğitim işlerini düzenlemek.
f) Tohumculuk sektörünün geliştirilmesi için gerekli çalışmaları
yapmak, sektörle ilgili inceleme ve araştırma yapmak veya yaptırmak.
g) Üyeler hakkında disiplin cezasını gerektiren veya suç teşkil
eden fiillerin varlığı hâlinde, disiplin kurulunu göreve çağırmak.
h) Alt birlik adına taşınır ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek
etmek ve bunlar üzerinde her türlü aynî hak tesis etmek.
ı) Genel kurulca verilecek diğer görevleri yapmak.”
“Birlik Yönetim Kurulu ve görevleri
MADDE 30- Birlik Yönetim Kurulu, iki yıllık bir dönem için
temsilciler arasından Birlik Genel Kurulunca her alt birlikten en az bir
temsilci olmak üzere seçilen asgarî beş asıl ve aynı sayıda yedek üyeden
oluşur. Asıl üyeler ilk toplantılarında, Yönetim Kurulunun vereceği görevleri
yürütmek üzere gizli oyla, kendi aralarından bir Başkan, bir Başkan Yardımcısı
ve bir Sayman seçerler. Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Birliğin de
başkanıdır. Yönetim Kurulunun vereceği görevler ile Birliğin işlerini yürütmek
üzere bir Genel Sekreter tayin edilir. Genel Sekreterin nitelikleri ile
görevleri, Birlik Tüzüğünde belirlenir.
Yönetim Kurulu Başkanı; Yönetim Kuruluna başkanlık ve Birliği
temsil eder. Birliğin malî işlerinden ve bu konu ile ilgili defter ve
kayıtların tutulmasından Sayman üye ile birlikte; diğer defterler ve
yazışmalarla ilgili olarak da Genel Sekreterle birlikte sorumludur. Başkanın
yokluğunda kendisine Başkan Yardımcısı vekalet eder. Üst üste iki dönem
Başkanlık yapanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden
seçilemezler.
Yönetim Kurulu ayda bir defadan az olmamak üzere Başkanın çağrısı
üzerine salt çoğunlukla toplanır ve katılanların salt çoğunluğu ile karar alır.
Eşitlik halinde kararı, Başkanın oyu belirler.
Yönetim Kurulu toplantılarına ilişkin usul ve esaslar Birlik
Tüzüğü ile belirlenir.
Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri şunlardır:
a) Genel Kurul gündemini hazırlamak ve toplantıya çağırmak.
b) Birliğin dönem bilançosunu, faaliyet raporunu ve tahminî
bütçesini hazırlayıp Genel Kurula sunmak.
c) Genel Kurul kararlarını uygulamak.
d) Alt birlikler arasında iletişim ve dayanışmayı sağlamak.
e) Üyelerin ve tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren kişilerin
meslekî bilgi ve görgülerinin artırılması ve geliştirilmesi için konferans,
seminer, kurs, sempozyum ve benzeri eğitim işlerini düzenlemek.
f) Tohumculuk sektörünün geliştirilmesi için gerekli çalışmaları
yapmak, sektörle ilgili inceleme ve araştırma yapmak veya yaptırmak.
g) Üyeler hakkında disiplin cezasını gerektiren veya suç teşkil
eden fiillerin varlığı hâlinde, Disiplin Kurulunu göreve çağırmak
h) Birlik adına taşınır ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek
etmek ve bunlar üzerinde her türlü aynî hak tesis etmek.
ı) Alt birliklerin aidatlarını süresi içinde yatırmalarını
sağlamak ve bu konuda gerekli denetimleri yapmak.
i) Genel kurulca verilecek diğer görevleri yapmak.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca, Zühtü ARSLAN,
Burhan ÜSTÜN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep
KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M.
Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL ve Yusuf
Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 31.5.2017 tarihinde yapılan ilk inceleme
toplantısında öncelikle uygulanacak kural sorunu görüşülmüştür.
2. Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre, bir davaya
bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya
taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına
varması durumunda, bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya
yetkilidir. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine
başvurabilmesi için, elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir
davanın bulunması, iptali istenen kuralın da o davada uygulanacak olması
gerekir.
3. 5553 sayılı Kanun’un 21. maddesinde, Alt Birlik Yönetim
Kurulu’na ilişkin hükümler yer almaktadır. Maddenin ikinci fıkrasının itiraz
konusu dördüncü cümlesindeki kural, Alt Birlik Yönetim Kurulu Başkanı için
düzenlenmiştir. Kanun’un 30. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü
cümlesinde ise aynı düzenleme Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
için öngörülmüştür.
4. Bakılmakta olan dava, üst üste iki dönem Tohum Sanayicileri ve
Üreticileri Alt Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan davacının, yeni
seçimlerde Yönetim Kurulu Başkanlığı adaylığının Alt Birlik yönetim kurulunca
reddi üzerine ret işleminin iptali talebine ilişkindir.
5. Bu durumda, Kanun’un 30. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü
cümlesi davada uygulanacak kural olmadığından, bu cümleye ilişkin başvurunun,
Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
6. Açıklanan nedenlerle, 31.10.2006 tarihli ve 5553 sayılı
Tohumculuk Kanunu’nun;
A. 21. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinin ESASININ
İNCELENMESİNE,
B. 30. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinin, itiraz
başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı
bulunmadığından, bu cümleye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği
nedeniyle REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
7. Başvuru kararında özetle, itiraz konusu kuralın uygulanması
halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabileceği belirtilerek
yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
8. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “İtiraz başvuru kararı ve ekleri”
başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde “Yürürlüğü
durdurma talebi varsa, yürürlüğün durdurulmaması durumunda doğacak olan
telafisi imkansız zararların açıklanması” gerektiği belirtilmektedir. Ancak
başvuran mahkemece, bu konuda bir gerekçe belirtilmeksizin sadece “uygulanması
durumunda telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabileceği gözetilerek”
ifadesine yer verilmek suretiyle yürürlüğün durdurulması talebinde bulunulduğu
görüldüğünden, söz konusu talebin yöntemine uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
9. Açıklanan nedenlerle; 31.10.2006 tarihli ve 5553 sayılı
Tohumculuk Kanunu’nun 21. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinin
yürürlüğünün durdurulması talebinin, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası
gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE, 31.5.2017 tarihinde
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
IV. ESASIN İNCELENMESİ
10. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Taylan BARIN tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. İtirazın Gerekçesi
11. Başvuru kararında özetle, Anayasa’nın 135. maddesinde, kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organlarının kendi üyeleri
tarafından seçilmesi öngörülerek üyeler bakımından seçme, adaylar bakımından
ise seçilme hakkının tanındığı, üst üste iki dönem alt birliklerde yönetim
kurulu başkanlığı yapmış olanların aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı
göreve seçilemeyeceğine yönelik yasaklamanın, demokratik hakların
kullanılmasını engelleyici nitelikte olduğu, seçme ve seçilme hakkını ölçüsüz
bir şekilde sınırlandırdığı belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 2. ve 135.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
B. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
12. İtiraz konusu kuralda, alt birlik yönetim kurullarında üst
üste iki dönem başkanlık yapanların aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı
göreve yeniden seçilemeyeceği hüküm altına alınmaktadır.
13. Anayasa'nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst kuruluşlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda
kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen
usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleri
olduğu belirtilmiştir. Tüzel kişilikleri olan bu tür meslek kuruluşlarının
yönetsel vesayet ağırlığı, yönetim ve mali konularda denetim yoğunluğunu
getirmekle birlikte, organlarını kendi üyeleri arasından kanunda belirlenen
yöntemlere göre seçmeleri ilkesi benimsenmiştir.
14. Bunun dışında, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının
organlarının görev süresiyle ilgili olarak ise Anayasa’da herhangi bir
düzenlemeye yer verilmemiştir. Kanun koyucu, Anayasa'da belirtilen esaslara
aykırı olmamak kaydıyla, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst
kuruluşları ile ilgili olarak Anayasa’da yer almayan konulara ilişkin düzenleme
yapma yetkisine sahiptir. Yasamanın asliliği ve genelliği ilkesi, anayasada
açıkça düzenlenmeyen alanlarda parlamentonun serbestçe kural koyabilmesini
gerektirir.
15. Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik,
lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış olup, hukuk devleti; hak ve
özgürlükleri güvenceye alan devlettir. Kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde
kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet
ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması ve keyfi davranmaması
gerekir.
16. Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtildiği gibi, kamu yararı,
bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yarardır. Kamu
yararı düşüncesi olmaksızın, yalnız özel çıkarlar için veya yalnız belli
kişilerin yararına olarak kanun hükmü konulamaz. Böyle bir durumun açık bir
biçimde ve kesin olarak saptanması halinde, söz konusu kanun hükmü Anayasa’nın
2. maddesine aykırı düşer. Açıklanan ayrık hâl dışında, bir kanun hükmünün ülke
gereksinimlerine uygun olup olmadığı ve hangi araç ve yöntemlerle kamu
yararının sağlanabileceği bir siyasî tercih sorunu olarak kanun koyucunun
takdirinde olduğundan, bu kapsamda kamu yararı değerlendirmesi yapmak anayasa
yargısıyla bağdaşmaz.
17. 5553 sayılı Kanun’un 16. maddesinde alt birlikler, “tohumculuk
sektörünün geliştirilmesi ile sektörde faaliyet gösteren gerçek veya tüzel
kişiler arasında meslekî dayanışma sağlayarak meslekî faaliyetleri
kolaylaştırmak, tohumculuk faaliyetinde bulunanların ekonomik ve sosyal
haklarının korunmasını sağlamak ve mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek
amacıyla bitki ıslahçıları, tohum sanayicileri ve üreticileri, fide
üreticileri, fidan üreticileri, tohum yetiştiricileri, tohum dağıtıcıları, süs
bitkileri üreticileri ve tohumculukla ilgili diğer konularla iştigal eden en az
yedi gerçek veya tüzel kişi tarafından faaliyet konularına göre kurulan, tüzel
kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları” olarak
tanımlanmaktadır.
18. İtiraz konusu kural, üst üste iki dönem yönetim kurulu
başkanlığı yapanların, aynı göreve aradan iki dönem geçmeden
seçilemeyeceklerini düzenlemektedir. Böyle bir düzenleme yapılması ise anayasal
sınırlar içinde kanun koyucunun takdir yetkisindedir.
19. Meslek kuruluşları veya üst kuruluşlarında yöneticilik
görevlerine süre sınırlaması getiren kuralların, uzun süre aynı görevde
kalmanın meydana getireceği sakıncaların önlenmesi, fırsat eşitliğinin
sağlanması ve yönetime dinamizm getirilmesi gibi amaçlarla ihdas edildiği
anlaşılmaktadır. Bu yönüyle kuralın kamu yararına aykırı olduğu söylenemez. Kaldı
ki çağdaş demokrasilerde benzer gerekçelerle seçimle işbaşına gelinen bazı
kamusal görevler bakımından itiraz konusu kurala benzer şekilde dönem
sınırlandırmasına gidildiği görülmektedir.
20. Diğer taraftan kuralla, alt birliklerde üst üste iki dönem başkanlık
yapanların aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilmeleri
yasaklanmakta; kişilerin bu süre zarfında aynı alt birliklerin yönetim
kurullarında başkan yardımcılığı dâhil görevler üstlenmelerine veya farklı alt
birlikler ile birlik yönetim kurulu başkanlığına seçilmelerine herhangi bir
engel bulunmamaktadır. Sınırlamanın getiriliş amacı da dikkate alındığında,
aynı birlik başkanlığı için getirilen üst üste iki dönem başkanlık yapanların
aynı göreve yeniden seçilebilmeleri için iki seçim dönemi beklemelerine yönelik
sınırlamanın ölçüsüz olduğu söylenemez.
21. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. ve 135. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
22. Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN ile Celal Mümtaz AKINCI, bu
görüşe katılmamışlardır.
V. HÜKÜM
31.10.2006 tarihli ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 21.
maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinin, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
itirazın REDDİNE, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN ile Celal Mümtaz
AKINCI’nın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 12.7.2017 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
Aynı konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinin, 10.1.2013 tarih
ve E.2012/128, K.2013/7; 27.3.2014 tarih ve E.2013/150, K.2014/132 ve
22.10.2014 tarih ve E.2014/154, K.2014/159 sayılı İPTAL kararlarındaki
gerekçeler doğrultusunda, itiraz istemine konu kuralın İPTALİNE karar verilmesi
gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, çoğunluğun iptal isteminin REDDİ yolundaki
kararına katılmıyoruz.
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
KARŞIOY
GÖRÜŞÜ
1. İtiraz konusu 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 21.maddesinin
ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinde “üst üste iki dönem başkanlık yapanlar
aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler” kuralı
yer almaktadır.
2. Anayasa’nın 135. maddesinde kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst kuruluşlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda
kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen
usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzelkişileri
olduğu belirtilmiştir. Tüzelkişilikleri olan bu tür meslek kuruluşlarının
yönetsel vesayet ağırlığı, yönetim ve mali konularda denetim yoğunluğunu
getirmekle birlikte, organlarını kendi üyeleri arasından kanunda belirlenen
yöntemlere göre seçmeleri ilkesi benimsenmiştir. Böylece Anayasa, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetim ve işleyişlerinin demokratik hukuk
devleti esaslarına uygun olması kuralını öngörmüştür
3. Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biri seçimlerin
serbest, eşit ve genel-oy ilkelerine dayalı olarak gerçekleştirilmesidir.
Anayasa'nın 135. maddesinde öngörülen düzenleme uyarınca, oda yönetim kurulunda
başkanlık yapacakların, kanunda gösterilen usullere göre seçilecekleri açıktır.
Ancak Kanunla seçim konusunda yapılacak düzenlemelerin demokratik hukuk
devletiyle bağdaşır olması gerekir.
4. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetim kurulu
başkanlığına seçilme hakkı demokratik bir haktır, Anayasa'nın 135. maddesinde
öngörülmeyen iki dönem üst üste yönetim kurulu başkanlığı yapanların aradan iki
seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemeyeceklerine ilişkin yasak
seçime katılan üyelerin kanaatinin serbestçe oluşmasını engellediğinden üyeler
yönünden seçme adaylar yönünden seçilme hakkına müdahale oluşturur.
5. Kamu kurumu niteliğinde olsa da sivil toplum örgütlerine bu tür
seçilememe yasakları getirilmesi demokratik hukuk devleti anlayışıyla
bağdaşmayacağından Anayasa'ya aykırılık oluşturur. Anayasa'nın 2. maddesinde
Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu
vurgulanmış olup, hukuk devleti; hak ve özgürlükleri güvenceye alan devlettir.
6. Demokratik hukuk devletinde temel hak ve özgürlüklerin en geniş
ölçüde sağlanıp güvence altına alınması esastır. Demokratik hukuk devleti
ilkesinin vazgeçilmez unsurlarından birisi de özgür, genel, eşit ve gizli oya
dayalı, hoşgörü, açık fikirlilik ve çoğulculuk anlayışı içerisinde ilgililerin
birbirleriyle rekabet edebildiği dürüst ve düzenli seçimlerin varlığıdır. Bu
şekildeki bir devlette yönetime gelmede ve ayrılmada tek yol seçimler olup,
buna ilişkin yasaklar ve sınırlamaların demokratik hukuk devleti ilkesiyle
bağdaşmaz. Temelde siyasi hayata ait olan bu haklar örgütsel hayat içinde
gerçekleştirilen seçimler için de geçerlidir.
7. Gerek genel siyasal hayatta gerekse de örgüt içi seçimlerde
yasa koyucu güç yoğunlaşması ve yozlaşmasının neden olabileceği oligarşik
eğilimlerin ortaya çıkmasını önlemek gibi gerekçelerle dönem sınırı
getirebilir. Bunun seçme ve seçilme hakkını müdahale ettiği kuşkusuzdur. Meslek
kuruluşlarının kamu kurumu niteliği taşıması idareye bu konuda geniş bir takdir
hakkı tanınmasının gerekçesi olamaz.
8. Anayasanın 2..maddesinin ışığı altında 135. maddeyi
yorumladığımızda bu maddenin kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iç
işleyişinde seçme ve seçilme hakkını güvence altına aldığını görmekteyiz.
İtiraz konusu kuralla getirilen sınırlamanın bu maddedeki seçme ve seçilme
hakkına yaptığı müdahale ölçülü olmakla beraber demokratik toplum düzeninin
gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesi zorlayıcı ve aciliyeti olan bir toplumsal
ihtiyaca da denk düşmemektedir.
9. Demokratik bir toplum düzeninde kişilerin kendi hür
iradeleriyle kim veya kimler tarafından yönetileceklerini belirlemeleri
esastır. Seçimle gelen bir yönetim, iktidar aygıtını demokratik olmayan bir
şekilde kullanıyor, manipüle ediyorsa en nihayetinde seçmenleri tarafından
uzaklaştırılabilir. Kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşunda seçilmeyle
ilgili dönem sınırlaması getirmek o kuruluşu meydana getiren üyelerin özgür
iradelerine ve tercihlerine saygı göstermemekle eşdeğerdedir.
10. Devletin paternalist bir tarzda müdahalede bulunması demokratik
toplum düzeninin gerçekleştirilmesini bir anlamda zorlaştırmaktadır çünkü böyle
bir toplum hatalı kararlarının, yanlış tercihlerinin sonuçlarıyla
başedebilen kişiler yerine bir üst otoritenin herşeyi belirlemesinin verdiği
rahatlığa güvenen bireyler ortaya çıkarmaktadır. İtiraz konusu kuralın amacı
ilgili kuruluşların demokratik bir tarzda işleyişlerini sağlamaksa bunun için
zora başvurmaya, sınırlamalara gitmeye, kanımca, gerek yoktur. Burada yapılması
gereken dürtmedir (nudge), zorlama değil.
11. Belirtilen nedenlerle ilgili kuralın Anayasa’nın 2., 13. ve
135. maddelerine aykırı olduğu düşüncesiyle karara katılmıyorum.
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
Aynı konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinin 30.9.2005 tarih ve
E.2005/78, K.2005/59; 10.1.2013 tarih ve E.2012/128, K.2013/7; 27.3.2014 tarih
ve E.2013/150, K.2014/132 ve 22.10.2014 tarih ve E.2014/154, E.2014/159
sayılı İPTAL kararlarındaki gerekçeler doğrultusunda, itiraz istemine konu
kuralın İPTALİNE karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzdan,
çoğunluğun iptal isteminin REDDİ yolundaki kararına katılmıyoruz.
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Dürtme (nudge), insanların çeşitli konulardaki hatalı
olabilecek tercihlerini zora başvurmadan, özgürlüklerini sınırlamadan
etkilemeyi amaçlayan “seçim mimarisi”ne (choice architecture) dayanan
politikalar anlamına gelmektedir. Bu konuda bkz: Anne van Aaken (2015), Constitutional
Limits to Nudging: A Proportionality Assessment, University of St. Gallen Law
School, Law and Economics Research Paper Series, Working Paper No. 2015-03;
Richard H.Thaler - Cass R.Sunstein (2013), Dürtme, İstanbul: Pegasus.