“Davacı ….. vekili AV. ….. tarafından, üstü üste iki dönem Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği’ne başkanlık yapması nedeniyle yapılacak yeni seçimlerde başkanlığa tekrar aday olmasının mümkün olup olmadığı hususunda tereddütlerin giderilmesi için yapılan başvurunun reddine ilişkin Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 16.09.2015 tarih ve 1976 sayılı işleminin iptali ile 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6/3. maddesinin Anayasa’nın 2., 6., 13., 67. ve 135. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istemiyle Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne karşı açılan davada işin gereği görüşüldü;
5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6/3. maddesinde; bir kişinin aynı birlikte en fazla iki dönem başkanlık yapabileceği ve aynı göreve bir daha seçilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının yapılan birlik yönetim kurulu seçimlerinde iki kez üst üste yönetim kurulu başkanlığına seçildiği, bir sonraki seçimlerde Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği yönetim kurulu başkanlığına tekrar aday olmasının mümkün olup olmadığı hususunda tereddütlerin giderilmesi için yapılan başvurunun; “5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6/3. maddesinde; bir kişinin aynı birlikte en fazla iki dönem başkanlık yapabileceği ve aynı göreve bir daha seçilemeyeceği kurala bağlanmış olduğu ve mevcut düzenlemede değişikliğe gidilmesine mahal bulunmadığı” gerekçesi ile reddedildiği, anılan işlemin dayanağı olan 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6/3. maddesine yönelik Anayasa’ya aykırılık iddiası dikkate alınarak Anayasa’ya uygunluğunun incelenmesi gerekli görülmüştür.
Anayasa’nın 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” denilmektedir.
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasa koyucunun da uyması gereken Anayasa ve temel hukuk ilkelerinin bulunduğu bilincinde olan devlettir. Demokratik devlet ilkesinin olmazsa olmaz koşulu seçimdir.
Anayasa’nın 135. maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarım karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel faaliyetlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakım korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileridir.” denilerek, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kuruluş ve işleyişinin demokratik esaslara uygun olması amaçlanmıştır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organlarının kendi üyeleri tarafından seçilmelerinin öngörülmesinin, üyeler tarafından seçme, adaylar yönünden ise seçilme hakkının kullanılması sonucunu doğurduğu açıktır. Anayasa’nın 6. maddesine göre, hiç kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz. Dolayısıyla yasa koyucunun, Anayasa’da sınırlama nedenleri olarak gösterilmemiş demokratik haklarını kullanmasını engelleyecek nitelikte bir düzenleme yaptığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Uyuşmazlık konusu işleme dayanak gösterilen Kanun maddesi ile yönetim kurulu başkanlığını üstü üste iki dönem yapanların, tekrar başkan seçilmelerini engelleyerek seçime katılan üyelerin kanaatinin serbestçe oluşması engellenmektedir. Bu kuralla seçme ve seçilme hakkı yönünde getirilen sınırlamanın, demokrasi anlayışı ile bağdaşmadığı, seçme ve seçilme hakkını, hakkın özüne dokunacak biçimde sınırladığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Anayasa’nın 152. maddesinin 1. fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesi uyarınca bir davaya bakmakta olan Mahkemenin, bu davaya uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa; iptali istenen kuralların Anayasa’nın hangi maddelerine aykırı olduklarım açıklayan gerekçeli kararının aslım, Anayasa Mahkemesi’ne göndermesi öngörüldüğünden, 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 6/3. maddesinin Anayasa’nın 2., 6., 13. ve 135. maddelerine aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığından, anılan hükmün iptali istemiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına, dava dosyasının onaylı bir örneğinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği karara kadar 5 ay süreyle davanın geri bırakılmasına 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2017/26
Karar Sayısı : 2017/116
Karar Tarihi : 12.7.2017
R.G. Tarih Sayısı: 15.8.2017 – 30155
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul 10. İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 18.6.2009 tarihli ve 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2., 6., 13. ve 135. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Üst üste iki dönem Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamüller İhracatçılar Birliği Başkanlığı yapan davacının, yeni seçimlerde tekrar aday olmasının mümkün olup olmadığı hususunda tereddütlerin giderilmesi amacıyla yaptığı başvurunun reddi üzerine açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un, itiraz konusu kuralın da yer aldığı 6. maddesi şöyledir:
“MADDE 6- (1) Yönetim kurulu, yönetmelikle belirlenen niteliklere sahip üyeler arasından genel kurul tarafından dört yıl için seçilen bir başkan ve on asil üyeden oluşur. Genel kurul tarafından ayrıca asil üye sayısı kadar aynı nitelikleri haiz yedek üye seçilir.
(2) Yönetim kurulu üyeleri genel kurulun yapıldığı tarihten itibaren onbeş gün içinde toplanarak üyeleri arasından sayıları ikiyi geçmemek üzere başkan yardımcılarını ve bir muhasip üyeyi seçer.
(3) Gerçek veya tüzel kişi üyeler aynı dönemde aynı sektörde faaliyet gösteren birden fazla birlikte yönetim kurulu başkanı veya üyesi olamaz. Bir kişi, aynı birlikte, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en fazla iki dönem başkanlık yapabilir ve bir daha aynı göreve yeniden seçilemez.
(4) Yönetim kurulunun görevleri şunlardır:
a) Birliğin çalışma programını uygulamak, işlerin yürütülmesi ile ilgili kararlar almak.
b) Genel kurula sunulmak üzere teklifleri, raporları, bütçeyi ve hesapları hazırlamak ve harcamaları kontrol etmek.
c) Olağan ve olağanüstü genel kurul toplantılarının gündemini hazırlamak ve üyeleri toplantıya çağırmak.
ç) Sektör Kurulunda Yönetim Kurulu Başkanı ile birlikte yer alacak üyeleri belirlemek.
d) Genel kurul ve ilgili sektör kurulunca kararlaştırılan işleri yürütmek.
e) TİM’in koordinasyonu sağlamaya yönelik taleplerini değerlendirerek sonuçlandırmak.
f) İnsan Kaynakları Yönetmeliği çerçevesinde kadro tespit çalışmalarında bulunmak.
g) Genel sekreter ve yardımcılarını atamak.
(5) Birlik, yönetim kurulu başkanı veya yetkilendireceği başkan yardımcısı tarafından temsil edilir”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca, Zühtü ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Recai AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 9.2.2017 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle uygulanacak kural sorunu görüşülmüştür.
2. Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre, bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda, bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması, iptali istenen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir.
3. 5910 sayılı Kanun’un 6. maddesinin itiraz konusu (3) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde, gerçek veya tüzel kişi üyelerin aynı dönemde aynı sektörde faaliyet gösteren birden fazla birlikte yönetim kurulu başkanı veya üyesi olamayacağı belirtilmiş, ikinci cümlesinde de bir kişinin, aynı birlikte, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en fazla iki dönem başkanlık yapabileceği ve bir daha aynı göreve yeniden seçilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
4. Bakılmakta olan dava, üst üste iki dönem Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamüller İhracatçılar Birliği Başkanlığı yapan davacının, yeni seçimlerde tekrar aday olmasının mümkün olup olmadığı hususundaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla Birliğe yaptığı başvurunun reddi işleminin iptali talebine ilişkindir.
5. Bu durumda, Kanun’un 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının, gerçek veya tüzel kişi üyelerin aynı dönemde aynı sektörde faaliyet gösteren birden fazla birlikte yönetim kurulu başkanı veya üyesi olmasını yasaklayan birinci cümlesi davada uygulanacak kural olmadığından bu cümleye ilişkin başvurunun, Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
6. Açıklanan nedenlerle, 18.6.2009 tarihli ve 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının;
A. Birinci cümlesinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu cümleye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
B. İkinci cümlesinin ESASININ İNCELENMESİNE,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
7. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatih ŞAHİN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1. İtirazın Gerekçesi
8. Başvuru kararında özetle, Anayasa’nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organlarının kendi üyeleri tarafından seçilmesi öngörülerek üyeler bakımından seçme; adaylar bakımından ise seçilme hakkının tanındığı, üst üste iki dönem ihracatçı birliklerinde yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanların bir daha bu göreve seçilemeyeceğine yönelik yasaklamanın, demokratik hakların kullanılmasını engelleyici nitelikte olduğu, seçme ve seçilme hakkını ölçüsüz bir şekilde sınırlandırdığı belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 2., 6., 13. ve 135. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
9. İtiraz konusu kuralda, bir kişinin aynı ihracatçı birliğinde, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en fazla iki dönem başkanlık yapabileceği ve bir daha aynı göreve yeniden seçilemeyeceği hüküm altına alınmaktadır.
10. Anayasa'nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleri olduğu belirtilmiştir. Tüzel kişilikleri olan bu tür meslek kuruluşlarının yönetsel vesayet ağırlığı, yönetim ve mali konularda denetim yoğunluğunu getirmekle birlikte, organlarını kendi üyeleri arasından kanunda belirlenen yöntemlere göre seçmeleri ilkesi benimsenmiştir.
11. Bunun dışında, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organlarının görev süresiyle ilgili olarak Anayasa’da herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Kanun koyucu, Anayasa'da belirtilen esaslara aykırı olmamak kaydıyla, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları ile ilgili olarak Anayasa’da yer almayan konulara ilişkin düzenleme yapma yetkisine sahiptir. Yasamanın asliliği ve genelliği ilkesi, anayasada açıkça düzenlenmeyen alanlarda parlamentonun serbestçe kural koyabilmesini gerektirir.
12. Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına saygılı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmıştır. Hukuk devleti; hak ve özgürlükleri güvenceye alan devlettir. Kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekmektedir.
13. Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtildiği gibi kamu yararı, bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yarardır. Kamu yararı düşüncesi olmaksızın, yalnız özel çıkarlar için veya yalnız belli kişilerin yararına olarak kanun hükmü konulamaz. Böyle bir durumun açık bir biçimde ve kesin olarak saptanması halinde, söz konusu kanun hükmü Anayasa’nın 2. maddesine aykırı düşer. Açıklanan ayrık hâl dışında, bir kanun hükmünün ülke gereksinimlerine uygun olup olmadığı ve hangi araç ve yöntemlerle kamu yararının sağlanabileceği bir siyasî tercih sorunu olarak kanun koyucunun takdirinde olduğundan, bu kapsamda kamu yararı değerlendirmesi yapmak anayasa yargısıyla bağdaşmaz.
14. İhracatçı birlikleri, ihracatçıları örgütlendirmek suretiyle ihracatı artırmak ve dış ticaretin ülke menfaatine uygun olarak gelişmesini sağlamak üzere kurulan, özel bütçeye sahip ve tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşlarıdır. İhracatçıların ilgili birliğe üye olmaları ve Kanun’da belirtilen ödemeleri yapmaları zorunludur. Birlikler, idari ve mali yönden Ekonomi Bakanlığının denetimine tabidir. Birlik yönetim organlarının seçimleri, gizli oy ve açık tasnif esasına göre yargı gözetiminde yapılmaktadır.
15. İtiraz konusu kuralda, bir kişinin, aynı ihracatçı birliğinde yönetim kurulu başkanlığı iki dönemle sınırlandırılmaktadır. Kanun’un 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, ihracatçı birlikleri yönetim kurulu başkanlığı görev süresi dört yıl olarak belirlendiğinden, itiraz konusu kurala göre bir kişi aynı ihracatçı birliğinde en fazla sekiz yıl yönetim kurulu başkanlığı yapabilecektir. Böyle bir düzenleme yapılması ise anayasal sınırlar içinde kanun koyucunun takdir yetkisinde olup kuralda, Anayasa’nın 135. maddesine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
16. Meslek kuruluşları veya üst kuruluşlarında yöneticilik görevlerine süre sınırlaması getiren kuralların, uzun süre aynı görevde kalmanın meydana getireceği sakıncaların önlenmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması ve yönetime dinamizm getirilmesi gibi amaçlarla ihdas edildiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle de kuralın kamu yararına aykırı olduğu söylenemez. Kaldı ki çağdaş demokrasilerde aynı gerekçelerle seçimle işbaşına gelinen kimi kamusal görevler bakımından itiraz konusu kurala benzer şekilde dönem sınırlandırmasına gidildiği görülmektedir.
17. Diğer taraftan kuralla, sadece aynı ihracatçı birliğinde iki dönemden fazla başkanlık yapmak yasaklandığından, bu sürenin sonunda kişinin aynı ihracatçı birliğinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmasına veya farklı bir ihracatçı birliğinde başkan olmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. Sınırlamanın getiriliş amacı da dikkate alındığında, aynı birlik başkanlığı için getirilen iki dönemlik sınırlamanın ölçüsüz olduğu söylenemez
18. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. ve 135. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
19. Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI bu görüşe katılmamışlardır.
20. Kuralın, Anayasa’nın 6. ve 13. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
IV. HÜKÜM
18.6.2009 tarihli ve 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN ile Celal Mümtaz AKINCI’nın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 12.7.2017 tarihinde karar verildi.
Başkan Zühtü ARSLAN
Başkanvekili Burhan ÜSTÜN
Başkanvekili Engin YILDIRIM
Üye Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye Serruh KALELİ
Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye Recep KÖMÜRCÜ
Üye Nuri NECİPOĞLU
Üye Hicabi DURSUN
Üye Celal Mümtaz AKINCI
Üye Muammer TOPAL
Üye M. Emin KUZ
Üye Hasan Tahsin GÖKCAN
Üye Kadir ÖZKAYA
Üye Rıdvan GÜLEÇ
Üye Recai AKYEL
Üye Yusuf Şevki HAKYEMEZ
KARŞIOY GEREKÇESİ
Aynı konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinin, 10.1.2013 tarih ve E.2012/128, K.2013/7; 27.3.2014 tarih ve E.2013/150, K.2014/132 ve 22.10.2014 tarih ve E.2014/154, K.2014/159 sayılı İPTAL kararlarındaki gerekçeler doğrultusunda, itiraz istemine konu kuralın İPTALİNE karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, çoğunluğun iptal isteminin REDDİ yolundaki kararına katılmıyoruz.
Üye Hicabi DURSU
KARŞIOY YAZISI
Esas sayısı 2017/118 olan karardaki karşıoy yazımda ifade ettiğim görüşler aynen bu karar için de geçerlidir.
Aynı konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinin 30.9.2005 tarih ve E.2005/78, K.2005/59; 10.1.2013 tarih ve E.2012/128, K.2013/7; 27.3.2014 tarih ve E.2013/150, K.2014/132 ve 22.10.2014 tarih ve E.2014/154, E.2014/159 sayılı İPTAL kararlarındaki gerekçeler doğrultusunda, itiraz istemine konu kuralın İPTALİNE karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, çoğunluğun iptal isteminin REDDİ yolundaki kararına katılmıyoruz.