“Mahkememizin 26.10.2016 tarihli duruşmasının ara kararı uyarınca; “Davacı vekilinin ileri sürdüğü Anayasa’ya aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varılmakla Anayasa’nın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 28. maddesi uyarınca mahkememizde görülmekte olan dava sebebiyle uygulanacak olan 6446 sayılı Kanuna 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen “geçici 20. maddesinin” Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine AYKIRI görülmesi nedeniyle İPTALİ istemi ile Anayasa Mahkemesine BAŞVURULMASINA, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar DAVANIN GERİ BIRAKILMASINA,” dair karar verilmiş olmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Mahkememizin iş bu dosyasında davacı …. Otel Motel Tur. İnş. Malz. Orman Ürün. Ak. İst. tarafından davalılar … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş ve … Elektrik Dağıtım A.Ş’ye karşı 11.03.2016 tarihinde davalı şirketçe dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, kayıp kaçak bedeli ve bunların KDV’leri adı altında haksız olarak tahsil edilen paraların tahsili istemi ile dava açılmış, dava devam ederken 17.06.2016 tarihinde 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlüğe girmiştir, bu Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna “geçici 20. maddesi” eklenmiştir. Söz konusu geçici 20. maddeye göre “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.”
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen geçici 20. maddesinin Anayasamızın 2. maddesinde güvence altına alınan “hukuk devleti” ilkesi ve yine 36. maddesinde güvence altına alman “hak arama hürriyeti” ilkesine açıkça aykırı olduğu kanaati nasıl olmuştur.
Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinin gereği olan “hukuk güvenliğini” sağlama yükümlülüğü kural olarak “yasaların geriye yürütülmemesini” gerekli kılar. Yasaların geriye yürümezliği ilkesi uyarınca yasalar kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği kazanılmış hakların korunması, mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlar dışında ilke olarak tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir. Öte yandan hukuk devletinin hukuk güvenliği ilkesi “belirliliği” de gerektirir. Belirlilik ilkesi yükümlülüğün hem kişiler hem idare yönünden belli ve kesin olmasını yasa kuralının ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesini gerekli kılar. İtiraz konusu kuralla “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” diyen kanun koyucu belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini ihlal etmiş olup, bu yasa ile geriye dönük olarak açık bir müdahale yapılmıştır. Geçici 20. madde, kanun değişikliğinin geçmişe dönük ve derdest davalar hakkında uygulanacağı kabul edilmekle geriye yürümezlik ilkesine de açıkça aykırıdır. Esasen geriye yürümezlik ilkesi hukukun temel bir prensibi ve hukuk devleti olmanın doğal bir gereğidir. Bu kavram yürürlüğe giren yeni kuralın yürürlük tarihinden önceki dönemde hukuki sonuçlar doğurmasını yasaklayan ve kuralın ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylara uygulanmasını elveren hukukun temel prensibidir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle Anayasa’nın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 28. maddesi uyarınca mahkememizde görülmekte olan dava sebebiyle uygulanacak olan 6446 sayılı Kanuna 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile eklenen “geçici 20. maddesinin” Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı görülmesi nedeniyle iptali istemi ile Anayasa Mahkemesine başvurulmasına yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin ileri sürdüğü Anayasa’ya aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varılmakla Anayasa’nın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 28. maddesi uyarınca mahkememizde görülmekte olan dava sebebiyle uygulanacak olan 6446 sayılı Kanuna 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile eklenen “geçici 20. maddesinin” Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine AYKIRI görülmesi nedeniyle İPTALİ istemi ile Anayasa Mahkemesine BAŞVURULMASINA,
2- Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar DAVANIN GERİ BIRAKILMASINA karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2016/183
Karar Sayısı : 2016/173
Karar Tarihi : 23.11.2016
R.G. Tarih-Sayısı : Tebliğ edildi
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Alaşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
İTİRAZIN KONUSU: 14.3.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin, Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Davacı tarafından elektrik faturası kapsamında kendisinden tahsil edilen kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, iletim, TRT payı, perakende satış hizmet bedelleri ve bu bedellere yansıtılan KDV tutarının tazmini talebiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptali için başvurmuştur
I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’a 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen itiraz konusu geçici 20. madde şöyledir:
“GEÇİCİ MADDE 20- (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.”
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı ve ekleri, Raportör Osman KODAL tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, “İtiraz yoluna başvuran mahkemede itiraz konusu kuralın uygulanacağı başka dava dosyalarının bulunması hâlinde, yapılmış olan itiraz başvurusu bu dosyalar için de bekletici mesele sayılır.” denilmiştir. Buna göre aynı Mahkeme tarafından aynı kurala ilişkin birden fazla itiraz başvurusunda bulunulması mümkün değildir.
3. 6216 sayılı Kanun’un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde ise Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem belirtilmiş ve maddenin (4) numaralı fıkrasında açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının, Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
4. Başvurunun incelemesinden, itiraz yoluna başvuran Mahkeme tarafından, itiraz konusu kuralın uygulanacağı başka dava dosyası kapsamında yapılmış olan itiraz başvurusunun (E.2016/176) bakılmakta olan dava dosyası için de bekletici mesele sayılması gerekirken, tekrar başvuruda bulunulduğu belirlenmiştir.
5. Açıklanan nedenlerle, 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (2) numaralı fıkrasına aykırı olduğu anlaşılan itiraz başvurusunun, aynı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemeye geçilmeksizin reddi gerekir.
III- HÜKÜM
14.3.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (2) ve 40. maddesinin (4) numaralı fıkraları gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE, 23.11.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
Engin YILDIRIM
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Nuri NECİPOĞLU
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ