ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2014/147
Karar Sayısı : 2015/25
Karar Tarihi : 5.3.2015
R.G. Tarih-Sayı :
3.4.2015-29315
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Sekizinci
Dairesi
İTİRAZIN KONUSU : 3.7.2005 tarihli ve
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun;
1- 13. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin,
2- 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinin,
Anayasa'nın 44. ve 45. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek
iptallerine karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
24.7.2009 tarihli ve 27298 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tarım
Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Arazi Toplulaştırmasına İlişkin
Tüzük'ün şekil ve bazı kurallarının esas yönünden iptali istemiyle açılan
davada, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasını ciddi bulan
Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
Kanun'un itiraz konusu kuralları da içeren 13. ve 14. maddeleri
şöyledir:
"Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı
Madde 13- Mutlak tarım arazileri, özel
ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim
amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun
görmesi şartıyla;
a) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,
b) Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı,
c) Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,
ç) İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış
madencilik faaliyetleri,
d) Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar,
e) (Ek: 31/1/2007-5578/3 md.) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı
ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar,
f) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun
talebi üzerine 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili
yatırımları,
g) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera
yatırımları,
için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma
projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. (Ek
cümle: 31/1/2007-5578/3 md.) Bakanlık bu yetkisini valiliklere
devredebilir.
Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım
arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma
projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara
tahsis edilebilir.
Tarımsal amaçlı yapılar için, projesine uyulması şartıyla ihtiyaç
duyulan miktarda her sınıf ve özellikteki tarım arazisi valilik izni ile
kullanılır.
Birinci fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında izin alan
işletmeciler, faaliyetlerini çevre ve tarım arazilerine zarar vermeyecek
şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitiminde
eski vasfına getirmekle yükümlüdürler.
Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan
itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır.
Tarım arazilerinin korunması ve amaç dışı kullanımına dair
uygulamaların usûl ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
Tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve
korunması
Madde 14- Tarımsal üretim
potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi
çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar;
kurul veya kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu
kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir.
Büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı
projeleri ve arazi kullanım plânları, kurul veya kurulların görüşleri dikkate
alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya
hazırlattırılır.
Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı
dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca
uygun görüş bildirilmesi şartıyla;
a) Tarımsal amaçlı yapılar,
b) Bakanlık ve talebin ilgili
olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler,
İçin tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izin verilebilir.
Büyük ova koruma alanlarının belirlenmesi ve korunmasına ilişkin
usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 44. ve 45. maddelerine
dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh
KALELİ, Alparslan ALTAN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla
PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi
DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL, Zühtü ARSLAN,
M. Emin KUZ ve Hasan Tahsin GÖKCAN'ın katılımlarıyla 25.9.2014 tarihinde
yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin
esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ayhan KILIÇ tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralları, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Kanun'un 13. Maddesinin Birinci Fıkrasının (d) Bendinin
İncelenmesi
Başvuru kararında, Kanun'da tarım arazilerinin amaç dışı
kullanılamayacağı ilke olarak benimsendikten sonra istisnalarına yer verildiği,
ancak itiraz konusu kuralla bu istisnaların kapsamının Kanun'un amacıyla
bağdaşmayacak şekilde genişletildiği, bu durumun, Devletin, toprağın verimli
bir şekilde işletilmesini sağlamaya yönelik tedbirler alma ve tarım
arazilerinin amaç dışı kullanımını önleme ödevleriyle bağdaşmadığı belirtilerek
kuralın, Anayasa'nın 44. ve 45. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un 13. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde,
mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu
tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı kurala
bağlandıktan sonra, ikinci cümlesinde sekiz bent hâlinde bu kuralın
istisnalarına yer verilmektedir. Değinilen bentler arasında yer alan itiraz
konusu kuralda da, alternatif bir alanın bulunmaması ve toprak koruma kurulunun
uygun görmesi şartıyla, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plan ve
yatırımlar için mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri
ile sulu tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına, toprak koruma projelerine
uyulması kaydıyla, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca izin verilebileceği
öngörülmektedir.
Anayasa'nın 44. maddesinin birinci fıkrasında, "Devlet,
toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, . amacıyla
gerekli tedbirleri alır." denilmiş, 45. maddesinin birinci
fıkrasında ise "Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç
dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, . maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla
uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırır." hükmüne yer verilmiştir. Anayasa'nın 45. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği gibi bu kuralla
Devlete, tarım arazilerinin sanayi ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesini ve
tarım arazileri ile çayırlar ve meraların amaç dışı kullanılmasını önleme
görevi yüklenmiştir.
Tarımın önemli geçim kaynaklarından birini oluşturduğu ülkemizde
tarım arazilerinin korunması, tarımla uğraşan halkın ve dolayısıyla ülkenin
refahı ve gelirinin artması bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle
Devletin, tarım arazilerinin ıslahı, bakımı, korunması ve geliştirilmesi için
gerekli tedbirlerin yanında, bu alanların tahribini, kalite ve verimliliğinin
düşürülmesini ve amacı dışında kullanılmasını önleyecek adli, idari ve hukuki
tedbirleri de alması gerekmektedir. Kanun'un amacını ve kapsamını belirleyen 1.
ve 2. maddelerinden, çıkarılış amaçlarından birinin de Anayasa'nın 44. ve 45.
maddeleriyle Devlete yüklenen ödevin bir gereği olarak tarım arazilerinin amaç
dışı kullanımının engellenmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa koyucu, tarım arazilerinin sınırlılığını gözeterek
bunların korunmasına ve amacı dışında kullanımının engellemesine yönelik
tedbirler alınmasını bir ödev olarak Devlete yüklemiş ise de bunun mutlak bir
yasaklamayı ifade ettiği ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına hiçbir
koşulda izin verilemeyeceği söylenemez. Sosyal veya ekonomik bazı ihtiyaçlar,
tarım topraklarının başka amaçlarla kullanımını zorunlu hâle getirebilmektedir.
Bu gibi durumlarda, bir bölgenin tarım arazisi olarak kullanımına devam
edilmesi, bir takım ekonomik ve sosyal ihtiyaçların karşılanamamasına ve
neticede daha büyük kamusal yararların zedelenmesine yol açabilmektedir. Bu
nedenle, bir alanın tarım arazisi vasfının ortadan kaldırılmasının, söz konusu
alanın tarım arazisi olarak kullanımına devam edilmesinden daha fazla kamusal
yarar doğurduğu hâllerde, ilgili bölgenin tarımsal üretim amacı dışında
kullanılmasına imkân sağlanmasına anayasal bir engel bulunmamaktadır.
Ancak tarım arazisinin amaç dışı kullanımına izin verilebilmesi
için çatışan iki kamusal yarar arasında makul bir denge kurulmalı ve tarım
arazisinin amaç dışı kullanımının sosyal veya ekonomik açıdan daha fazla
kamusal yarar sağlayacağının ortaya konulması gerekmektedir. Bu bağlamda önemli
bir ekonomik veya sosyal ihtiyaca cevap vermeyen, kamu yararı bakımından
zorunluluk taşımayan yatırım ve faaliyetlerin gerçekleştirilmesi amacıyla tarım
arazilerinin amaç dışı kullanımına izin verilmesi Anayasa'nın 44. ve 45.
maddeleriyle Devlete yüklenen ödevle bağdaşmaz.
İtiraz konusu kuralla, Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış
plân ve yatırımlar sebebiyle mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri,
dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına imkân
tanınmaktadır. "Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar"ın
neleri kapsadığı belirlenirken Kanun'un genel amacı ile 13. maddesinin birinci
fıkrasının ikinci cümlesinin diğer bentlerinde sayılan yatırım ve faaliyetlerin
de gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Bu durumda anılan plan ve
yatırımların, kamu yararının zorunlu kıldığı ve başka yerlerde de yapılması
mümkün olmayan türden yatırım veya faaliyetlerden oluşması gerektiği
anlaşılmaktadır. Kanun koyucunun, kamu yararının zorunlu kıldığı ve başka
alanlarda da yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda "Bakanlıklarca
kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar"ın mutlak tarım
arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım
arazilerinde yapılmasına imkân tanımasında Anayasa'ya aykırı bir yön
bulunmamaktadır.
Öte yandan Kanun'da, istisnaen başvurulması gereken bu yolun
kapsamının genişletilmesini engellemeye yönelik bir takım tedbirlerin de
alındığı görülmektedir. Bu bağlamda, kamu yararı kararının bakanlıklar
tarafından alınması zorunlu kılınarak, bu yatırımların, tarım arazilerine
müdahaleyi haklı kılacak düzeyde kamusal yarar taşıyıp taşımadığı hususundaki
değerlendirmenin herhangi bir makam tarafından değil, bakanlıklar tarafından
yapılması sağlanmıştır. Ayrıca, ilgili yatırımın gerçekleştirileceği alternatif
bir alanın bulunmadığının da ortaya konulması ve toprak koruma kurulunun uygun
görüşünün alınması zorunluluğu getirilmiştir. Bunun yanında, ilgili plan ve
projenin mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri
ile sulu tarım arazilerinde uygulanabilmesi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının veya yetkilendireceği valiliğin iznine bağlı kılınarak yukarıda
açıklanan koşulların oluşup oluşmadığının tarım konusunda yetkili otorite
tarafından denetime tabi tutulması temin edilmiştir.
Diğer taraftan, bu kapsamda alınacak kararlar ve tesis edilecek
işlemlere karşı yargı yolu açık olup kuralın uygulandığı somut durumlarda
maddede belirtilen tarım arazilerinde gerçekleştirilmesine izin verilen plan
veya yatırımın kamu yararı yönünden zorunlu nitelik taşıyıp taşımadığı hususu
idari yargı yerlerince denetlenebilecek ve bu nitelikte olmayan plan veya
yatırımlara dayanılarak verilen izinler iptal edilebilecektir.
Bütün bunlar dikkate alındığında, Kanun'da öngörülen önlemlerin,
önemli bir ekonomik veya toplumsal ihtiyaca cevap vermeyen ve kamu yararı
yönünden zorunluluk taşımayan plan ve yatırımlar sebebiyle mutlak tarım
arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım
arazilerinin amaç dışı kullanımının engellenmesi bakımından yeterli bir güvence
oluşturduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 44. ve 45.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Celal Mümtaz AKINCI ve M. Emin KUZ bu
görüşe katılmamışlardır.
B- Kanun'un 14. Maddesinin Üçüncü Fıkrasının (b) Bendinin
İncelenmesi
Başvuru kararında, Kanun'un 13. maddesinin birinci fıkrasının (d)
bendi için açıklanan gerekçelerle kuralın, Anayasa'nın 44. ve 45. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasında, tarımsal üretim
potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi
çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği
ovaların, toprak koruma kurulu veya kurullarının görüşü alınarak, Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova
koruma alanı olarak belirleneceği kurala bağlanmaktadır. Maddenin üçüncü
fıkrasının birinci cümlesinde, büyük ovalarda bulunan tarım arazilerinin hiçbir
surette amacı dışında kullanılamayacağı belirtilmekte, ikinci cümlesinde ise bu
kuralın istisnalarına yer verilmektedir.
İtiraz konusu kuralda, büyük ovalarda bulunan tarım arazilerinin
amaç dışı kullanılmasına olanak tanınan durumlardan biri düzenlenmektedir. Buna
göre, alternatif bir alanın bulunmaması ve toprak koruma kurulunun/kurullarının
uygun görüşünün de alınması koşuluyla, büyük ovalarda bulunan tarım
arazilerinin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve talebin ilgili olduğu
Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler için amaç dışı
kullanımına, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca izin verilebilmektedir.
İtiraz konusu kural uyarınca büyük ovalarda bulunan tarım
arazilerinin amaç dışı kullanılabilmesi için aranan koşullar ile bir önceki
başlıkta incelenen kural kapsamında mutlak tarım arazileri, özel ürün
arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin amaç dışı
kullanımı için gereken koşullar esas itibarıyla birbirine paralel bir şekilde
düzenlenmiştir. Her ne kadar itiraz konusu kuralda toprak koruma projelerine
uyulması koşuluna yer verilmemiş ise de Kanun'un 12. maddesi dikkate alındığında,
bu zorunluluğun büyük ovalarda bulunan tarım arazileri için de geçerli olduğu
anlaşılmaktadır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında, kentsel yerleşim amaçlı
imar plânı bulunan yerler dışında herhangi bir ayrım yapılmadan, tarım
arazilerinde zorunlu olarak kazı veya dolgu yapılmasını gerektiren her durumda
toprak koruma projesi hazırlanması mecburiyeti getirilmiştir. Bakanlık ve
talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış
faaliyetler, büyük ovalarda bulunan arazilerde zorunlu olarak dolgu ve kazı
yapılmasını gerektirdiğinden 12. madde uyarınca toprak koruma projesinin
hazırlanması gerekmektedir.
Bu durumda her iki kural arasında, sadece kamu yararı kararını
alacak olan Bakanlıkların sayısı yönünden bir farklılığın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bir önceki başlıkta incelenen kuralda yalnızca bir bakanlığın kamu yararı
kararı alması yeterli görülmüş iken, itiraz konusu kuralda kamu yararı
kararının, biri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere iki bakanlık
tarafından ortaklaşa alınması gerekli kılınmıştır.
Kanun'un 13. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi için
açıklanan gerekçeler itiraz konusu kural yönünden de aynen geçerlidir.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa'nın 44. ve 45.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Celal Mümtaz AKINCI ve M. Emin KUZ bu
görüşe katılmamışlardır.
VI- SONUÇ
3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı
Kanunu'nun;
A- 13. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin,
B- 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinin,
Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve itirazın REDDİNE, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Celal Mümtaz AKINCI ile M. Emin KUZ'un karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA, 5.3.2015 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü
ARSLAN
|
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal
TERCAN
|
Üye
Muammer
TOPAL
|
Üye
M.
Emin KUZ
|
Üye
Hasan
Tahsin GÖKCAN
|
Üye
Kadir
ÖZKAYA
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
3.7.2005 günlü, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı
Kanunu'nun 13. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 14. maddesinin
üçüncü fıkrasının (b) bendinin iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda,
Kanun'un genel gerekçesinde de yer alan ". günümüz teknolojik
koşullarında arzı artırılamayan, yerine geçebilecek bir eşdeğeri olmayan,
oluştuğu yerde iken daha üretken olabilen, oluşumu asırlar sürmesine rağmen
kaybı dakikalar içinde gerçekleşebilen ve kıt bir kaynak olan topraktan alınan
ürünün gittikçe azaldığı . 'üretilemeyen kaynak bir avuç toprak' gerçeğinin
toplumun her kesimi tarafından bilinçli bir yaşam anlayışı haline dönüşmesinin
sağlanması gerektiği ." hususlarına yer verilerek, kamu yararı
kararı alınmış faaliyetler ile aynı doğrultudaki plan ve yatırımlar için
öngörülen istisnaların Anayasa'nın 44. ve 45. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
İptal isteminin, Anayasa'nın Devlete verdiği, toprağın verimli
olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek
amacıyla gerekli tedbirleri almak, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasını
ve tahribini önlemek görevlerin yerine getirilebilmesi için kamu yararı
gözetilerek çıkarılacak yasalarda, yasa koyucunun geniş birtakım istisnalar
belirlemek suretiyle yasanın amacından sapmasına veya etkisini yitirmesine yol
açacak düzenlemelerden kaçınmasının Anayasa'nın gereği olduğu, yasa koyucunun
bu konularda geniş bir takdir yetkisine sahip bulunmadığı düşüncesine dayandığı
anlaşılmaktadır.
Ülkemizde on yıllardan beri tarım arazilerinin korunması ve
tarımın geliştirilmesi için tekrarlanan tün söylemlere rağmen, sadece Konya
ilimiz büyüklüğündeki topraklara sahip bir Avrupa Birliği ülkesinin tarım
üretiminin seviyesine dahi erişemediğimiz acı gerçeği karşısında, Anayasa'nın
çizdiği çerçeveye sadık kalınamadığı, yasal mevzuatın yetersiz olduğu ve
amacına ulaşamadığı açıktır. İptali istenen kuralların da tarım arazilerinin
amaç dışı kullanımını önlemede yeterli ve etkili olduğu söylenemez. Aksine, bu
kurallar, tarım topraklarının geri dönüşü olmayacak şekilde kaybedilmesini
hızlandıracak niteliktedir.
İptali istenen kurallarla, kamu yararı kararı alındığında
(duruma göre iki veya sadece bir bakanlıkça) tarımsal arazilerin başka
amaçlarla kullanılması mümkün olmaktadır. Tarım arazilerinin ortadan
kaldırılmasının geri döndürülemez niteliği gözetildiğinde, idarenin kısa vadeli
yararlar elde etmek düşüncesiyle, takdirini yerinde kullanmaması sonucu uzun
vadede daha büyük ulusal menfaatlerin zarar görmesi riskinin çok yüksek olduğu
açıktır. Tarım alanlarına yapılacak müdahaleyi haklı kılacak düzeydeki bir
kamusal yararın varlığı, idarenin mahalli ölçüt ve çıkarlara göre yapacağı
sübjektif bir değerlendirmenin sonucu olacaktır. Halbuki, tarım arazilerinin
korunması bütün ülkeyi ve gelecek kuşakları ilgilendirmektedir. Öte yandan, bu
konuda bir güvence oluşturacağı öne sürülen toprak koruma kurulları da idarenin
ağırlıklı olarak yer aldığı, dolayısıyla tarafsız ve bağımsız olmayan
kurullardır.
Anayasal bir gereği yerine getirmek amacıyla yasalaştırılan bir
kanunda yer alan ve amacın gerçekleşmesi yönünde değil, aksi yönde sonuçlar
yaratan kuralların Anayasa'ya uygun sayılamayacakları açıktır. Kurallar,
Anayasa'nın 44. ve 45. maddeleriyle bağdaşmamaktadır. Bu nedenle, iptal
isteminin kabulü gerekir.
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13.
maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 14. maddesinin üçüncü fıkrasının
(b) bendinin Anayasanın 44. ve 45. maddelerine aykırılığı gerekçesiyle
iptallerine karar verilmesi yönündeki itiraz başvurusunun reddine karar
verilmiştir.
5403 sayılı Kanunun 13. maddesinin birinci fıkrasında mutlak tarım
arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım
arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı ve bu arazilerin
amaç dışı kullanım taleplerine fıkrada belirtilen şartlarla Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebileceği hükme bağlanmaktadır.
Sekiz bentte sayılan bu istisna hâllerinden biri olan ve iptali talep edilen
(d) bendinde "Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve
yatırımlar" için de bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine izin
verilmesine imkân sağlanmaktadır.
Anılan fıkranın diğer bentlerinde yer verilen istisnaların
tamamının belirli sektörlerle ve konularla sınırlı ve özel olarak sayılan
ihtiyaçlar, faaliyetler ve yatırımlar olmasına karşılık, itiraz konusu bentte
genel olarak Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış bütün plan ve yatırımlar
için tarım arazilerinin amaç dışı kullanılabileceği belirtilmek suretiyle
istisna hükmünün kapsamı çok genişletilmekte ve diğer bentlerdeki sınırlı sayma
anlamsız ve etkisiz kılınmaktadır. Başka bir ifadeyle, belirtilen hükme göre
Bakanlıkların kamu yararı kararı ile her ihtiyaç, faaliyet, plan ve yatırım
için tarım arazileri amaç dışı kullanılabilecektir.
Kanunun 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre ise,
büyük ovalarda bulunan tarım arazilerinin tarım dışı kullanımlarına da, Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile talebin ilgili olduğu Bakanlığın ortaklaşa
kamu yararı kararı aldığı faaliyetler için izin verilmesi öngörülmektedir.
Böylece, ekolojik ve toplumsal dengelerin oluşmasında ve millî
ekonominin gelişmesinde büyük önemi olan tarım arazilerinin korunarak amaca
uygun şekilde kullanılması, oldukça sınırlı olan ve gelecek nesillerin de gıda,
yem, lif ve yenilenebilir enerji üretiminin yegâne kaynağı ve teminatı olarak
görülen toprak kaynaklarının geri dönmeyecek şekilde kaybedilmesinin
engellenmesi ve büyük ovaların korumaya alınarak bitkisel ürün ihtiyacımızın
karşılanabilmesi amacıyla getirilen mezkûr hükümleri anlamsız kılacak ölçüde
geniş ve belirsiz istisna düzenlemeleri getirilmiş bulunmaktadır.
Anayasanın 44. maddesinde, Devletin, toprağın verimli olarak
işletilmesini korumak, geliştirmek ve erozyonla kaybedilmesini önlemek amacıyla
gerekli tedbirleri alacağı hükme bağlanmakta; 45. maddesinde de, Devletin,
tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, bitkisel ve
hayvansal üretimi artırmak maksadıyla tedbir alması öngörülmektedir.
Anayasanın anılan hükümlerine dayanılarak yürürlüğe konulan 5403
sayılı Kanunun yukarıda özetlenen genel ve madde gerekçelerinden de
düzenlemelerin bu amaçlarla yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, itiraz konusu
kurallarla getirilen istisnalar, Bakanlıklara, mezkûr gerekçelerde öngörülen
koruma amaçlarını etkisiz bırakacak genişlikte bir takdir yetkisi tanımaktadır.
Anayasanın 44. ve 45. maddelerinde, toprağın ve tarım arazilerinin
korunması amacıyla alınacak tedbirler konusunda kanun koyucuya takdir yetkisi
tanınmakla birlikte, kanun koyucunun bu yetkisini anayasal sınırlar içinde
kullanması gerekmektedir. İtiraz konusu kurallarla getirilen istisnalar, sadece
5403 sayılı Kanunla getirilen diğer düzenlemeleri değil, Anayasanın 44. ve 45.
maddeleri ile öngörülen ilkeleri de etkisiz kılacak genişliktedir. Bu itibarla,
itiraz konusu kurallar Anayasanın anılan hükümlerine aykırılık oluşturmaktadır.
Bu sebeplerle, itiraz konusu kuralların Anayasanın 44. ve 45.
maddelerine aykırılığından dolayı iptal edilmesi gerektiği düşüncesiyle, red
yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
M.
Emin KUZ
|