ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 2011/63
Karar Sayısı : 2013/28
Karar Günü : 14.2.2013
R.G. Tarih-Sayı :
31.12.2013-28868
İPTAL DAVASINI AÇAN : Anamuhalefet Partisi
(Cumhuriyet Halk Partisi) TBMM Grubu adına Grup Başkanvekilleri M. Akif
HAMZAÇEBİ ile Muharrem İNCE
İPTAL DAVASININ KONUSU : 29.3.2011
günlü, 6215 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un:
1- 10. maddesiyle değiştirilen, 21.5.1986 günlü, 3289 sayılı
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un Ek
9. maddesinin;
a- Birinci fıkrasının;
aa- 'Bu Kanun'da belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen
federasyonların tüzel kişilikleri bu maddede belirilen usulle iptal edilir ve
mal varlıkları Genel Müdürlüğe devredilir.' biçimindeki üçüncü cümlesinin,
ab-'Genel Müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve tahsis
edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazın mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait
olur. Bu taşınmazlar Genel Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır.'
biçimindeki beşinci ve altıncı cümlelerinin,
b- İkinci fıkrasının;
ba- Dördüncü cümlesinde yer alan '' iki üyesi seçimle
belirlenen, üç üyesi ise Genel Müdürlükçe görevlendirilen'' ibaresinin,
bb- Son cümlesinde yer alan '' teklifi ve Genel
Müdürün'' ibaresinin,
c- Üçüncü fıkrasının;
ca-'Genel kurul üye sayısı olimpik paralimpik spor
dallarında 150'den az 300 üyeden fazla, diğer branşlarda ise 100'den az 200
üyeden fazla olamaz.' biçimindeki yedinci cümlesinin,
cb- (a) bendinde yar alan '' üç ay içerisinde''
ibaresinin,
cc- (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan 'Sportif
Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu raporlarında yeterli düzeyde görülmeyen
veya'' ibaresinin,
d- Dördüncü fıkrasının 'Genel kurulun delege sayısının yüzde
10'u Genel Müdürlük temsilcilerinden oluşur.' biçimindeki onuncu
cümlesinin,
e- Beşinci fıkrasının;
ea- 'Kesinleşmiş sigorta veya vergi borcu olmamak.'
biçimindeki (c) bendinin,
eb- (d) bendinde yer alan 'Anayasal düzene ve bu düzenin
işleyişine karşı suçlar ile casusluk,'' ve '' gibi yüz kızartıcı
veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan'' ibarelerinin,
f-Altıncı fıkrasının;
fa- 'Spor federasyonlarının Bakana verecekleri taahhütnamenin
esaslarını belirlemek ve yıl sonu itibarıyla taahhütnamelere uyup
uymadıklarının değerlendirerek Bakana sunmak.' biçimindeki (a) bendinin,
fb- 'Bakana sunulan taahhütname ile master planı ve performans
ölçütlerine uyulup uyulmadığı konusunda altı ayda bir Bakana rapor vermek.'
biçimindeki (c) bendinin,
g- Onaltıncı fıkrasının;
ga- İkinci cümlesinde yer alan '' amaca uygunluğu ve'' ibaresinin,
gb-Üçüncü cümlesinde yer alan '' ve amacına'' ibaresinin,
gc- 'Teknik elemanlar ve sporculara ödenecek ücretler hariç,
federasyonda çalışan personel ve diğer görevlilere verilecek ücret ve yolluklar
kamu kaynakları ve Spot Toto Teşkilat Başkanlığından sağlanan reklam
gelirlerinden karşılanamaz.' biçimindeki son cümlesinin,
2- 12. maddesiyle 3289 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 11'in
son fıkrasının;
3- 21. maddesiyle değiştirilen, 10.7.2004 günlü, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 26. maddesinin üçüncü cümlesinin '' ya
da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının %50'sinden fazlasına ortak
olduğu şirketler ile bu şirketlerin %50'sinden fazlasına ortak olduğu
şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine
tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini
devredebilir.' bölümünün,
Anayasa'nın 2., 7., 10., 33., 59. ve 123. maddelerine aykırı
oldukları ileri sürülerek iptallerine ve iptal davası sonuçlanıncaya kadar
yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
1- 6215 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle değiştirilen 21.5.1986 günlü,
3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun'un iptale konu kuralları da içeren ek 9. maddesi şöyledir:
'Bağımsız spor federasyonları
Ek Madde 9- (Ek: 4/3/2004-5105/2
md.)
(Değişik birinci fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Spor dalı ile
ilgili faaliyetleri ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütmek, gelişmesini
sağlamak, sporcu sağlığı ile ilgili konularda gerekli önlemleri almak,
teşkilatlandırmak, federasyonu uluslararası faaliyetlerde temsil etmek ve Tahkim
Kurulu kararlarını uygulamakla görevli ve yetkili, özel hukuk hükümlerine tabi
bağımsız spor federasyonları kurulur. Federasyonlar, Merkez Danışma Kurulunun
uygun görüşü, Bakanın teklifi ve Başbakanın kararı ile kurulur ve kararın Resmi
Gazetede yayımlanması ile tüzel kişilik kazanır. Bu Kanunda belirtilen
yükümlülüklerini yerine getirmeyen federasyonların tüzel kişilikleri bu maddede
belirtilen usulle iptal edilir ve mal varlıkları Genel Müdürlüğe devredilir. Genel
Müdürlük tarafından bağımsız spor federasyonlarına yapılan yardımlar ile Genel
Müdürlük bütçesinden bu federasyonlara tahsis edilen kaynaklar kullanılarak
edinilen her türlü taşınır ve taşınmazlar edinim amacı dışında kullanılamaz ve
Genel Müdürün izni alınmadan üçüncü kişilere satılamaz ve devredilemez. Genel
Müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve tahsis edilen kaynaklar kullanılarak
alınan taşınmazların mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait olur. Bu taşınmazlar Genel
Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır. Federasyon malları Devlet
malı hükmündedir, haczedilemez. Federasyon faaliyetlerinde görevli bulunanlar,
görevleriyle ilgili olarak işlemiş oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi
sayılır.
(Değişik ikinci fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Spor
federasyonlarının merkezleri Ankara'dadır. Federasyonların merkez teşkilatı;
genel kurul, yönetim, denetim, disiplin kurulları ile genel sekreterlikten
teşekkül eder. Federasyon yönetim kurulu, yedi üyeden az, on beş üyeden fazla,
disiplin kurulu ise üç üyeden az, beş üyeden fazla olamaz. Denetim
kurulu; iki üyesi seçimle belirlenen, üç üyesi ise Genel Müdürlükçe
görevlendirilen beş üyeden oluşur. Genel sekreter, en az dört yıllık
yüksekokul mezunu kişiler arasından görevlendirilir. Bu fıkrada belirtilen
kurulların oluşumu, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları
ana statüyle, diğer kurulların oluşumu, çalışma usul ve esasları ise
talimatlarla belirlenir. Profesyonel şube kurulması, federasyona spor dalı
bağlanması, bağlı spor dallarının ayrılması işlemleri federasyon yönetim
kurulunun Genel Müdürlüğe müracaatı üzerine bu Kanunun hükümlerine göre
yürütülür. Federasyonların yurt içi bağlantısını sağlamak üzere, illerde
federasyon temsilcilikleri kurulabilir. Bağımsız spor federasyonlarının il
temsilcileri, federasyon başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı
ile görevlendirilir.
(Değişik üçüncü fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Genel kurul
federasyonun en üst organıdır. Genel kurulun toplanması ile ilgili her türlü
işlemler yönetim kurulunca yürütülür. Genel Müdürlük, genel kurul
toplantılarında gözlemci bulundurur. Gözlemci, genel kurul çalışmalarının bu
Kanun ile ana statüye uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyerek, raporunu
Bakana sunulmak üzere onbeş gün içerisinde Genel Müdürlüğe verir. Genel
Müdürlük, raporun verildiği, ilgililer ise genel kurulun yapıldığı tarihten
itibaren otuz gün içerisinde asliye hukuk mahkemesinde genel kurulun iptalini
isteyebilir. Genel kurulun toplanması, üyelerin belirlenmesi, divanın
oluşturulması, delege listesine yapılacak itirazlar ve oyların sayımı ile
ilgili diğer esas ve usuller ana statüde belirlenir. Genel kurul üye
sayısı olimpik ve paralimpik spor dallarında 150'den az 300 üyeden fazla, diğer
branşlarda ise 100'den az 200 üyeden fazla olamaz. Genel kurul;
a) Olağan genel kurul; olimpik ve paralimpik spor dallarında
ilgili olimpiyat oyunlarının, diğer spor dallarında yaz olimpiyat oyunlarının
bitiminden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulacak
federasyonlarda ise; kararın Resmi Gazetede yayımlandığı tarihten
itibaren üç ay içerisinde yapılır.
b) Olağanüstü genel kurul;
1) Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu raporlarında
yeterli düzeyde görülmeyen veya yapılan denetim sonucu görev başında
kalmasında sakınca görülen federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyeleri
hakkında karar almak üzere Bakanın istemi üzerine,
2) Federasyon yönetim kurulunun kararıyla,
3) Son yapılan genel kurul toplantısında delege olanların en az
yüzde 40'ının noter kanalı ile yazılı müracaatıyla,
4) Federasyon başkanının istifası, başkan olma şartlarından
herhangi birisini kaybetmesi veya ölümü halinde,
olağanüstü toplanır.
c) Mali genel kurul iki yılda bir ana statülerinde belirtilen
tarihte yapılır. Mali genel kurulda ibra edilmeyen veya üçüncü fıkranın (b)
bendinde belirtilen hallerde başkan ve yönetim kurulu üyelerinin yerine kalan
süreyi tamamlamak üzere en geç altmış gün içerisinde seçimli olağanüstü genel
kurul toplanır. Ancak, üçüncü fıkranın (b) bendinin (2) ve (3) numaralı alt
bentlerinde belirtilen hallerde, son toplantı tarihinden itibaren altı ay
geçmeden veya olimpik ve paralimpik branşlarda olimpiyat oyunlarının yapılmasına
altı aydan az süre kalmış ise olağanüstü genel kurul toplantısı yapılamaz.
(Değişik dördüncü fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Genel kurul; üye
tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve katılanların salt çoğunluğu ile
karar alınır. Seçimde en fazla oyu alan aday ve listesi seçilmiş sayılır. İlk
toplantıda çoğunluk sağlanamaması halinde, takip eden günde çoğunluk
aranmaksızın toplanır. Ancak, toplantıya katılanların sayısı seçimle belirlenen
kurulların asıl üye sayısının iki katından aşağı olamaz. Olağan ve olağanüstü
genel kurullarını bu maddede öngörülen süre ve esaslar dahilinde yapmayan
federasyonların genel kurulları Tahkim Kurulunca oluşturulacak üç kişilik
komisyon marifetiyle altmış gün içerisinde yapılır ve federasyon başkanı ve
yönetim kurulu üyeleri hakkında mevzuata uymamaktan dolayı idari ve adli işlem
başlatılır. Genel kurul çağrısı ve gündemi, toplantı tarihinden en az otuz gün
önce; faaliyet raporu, denetleme raporu ile bütçe tasarısı ise en az onbeş gün
önce federasyonun ve Genel Müdürlüğün resmi internet sitesinde üyelere
duyurulur. Seçimler tek liste halinde gizli oy, açık tasnif şeklinde yapılır.
Genel kurulun yapılacağı tarihten geriye doğru en az bir yıl önce faal
sporculuğu, hakemliği, antrenörlüğü bırakmamış kişiler ile federasyonda maaşlı
veya ücretli çalışanlar genel kurul üyesi olamazlar. Genel kurulda kulüplerin
delege sayısı, toplam delege sayısının yüzde 60'ından az olamaz. Genel
kurulun delege sayısının yüzde 10'u Genel Müdürlük temsilcilerinden oluşur. Genel
kurulun görevleri şunlardır:
a) Ana statüyü yapmak, değiştirmek.
b) Başkan, yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerini seçmek.
c) Yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet programını,
bütçeyi onaylamak ve gerektiğinde bütçe harcama kalemleri arasında değişiklik
yapmak konusunda yönetim kuruluna yetki vermek.
ç) Yönetim kuruluna, taşınmaz mal alımı-satımı ile uluslararası
federasyonlara karşı mali taahhütlerde bulunmak için yetki vermek.
d) Yönetim kurulu faaliyet ve mali raporlarının ibra edilip edilmemesini
oylamak.
e) Kanun ile verilen diğer görevleri yapmak.
Federasyon başkanı adaylarında aşağıdaki şartlar aranır:
a) T.C. vatandaşı olmak.
b) En az lise mezunu olmak.
c) Kesinleşmiş sigorta veya vergi borcu olmamak.
ç) Tahkim Kurulu, Genel Müdürlük ceza kurulları veya spor
federasyonlarının ceza veya disiplin kurullarınca son beş yıl içerisinde bir
defada üç ay veya toplam altı ay hak mahrumiyeti cezası almamış olmak.
d) Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar
ile casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, yağma,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas gibi
yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya ihaleye fesat
karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı
değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı ve haksız mal edinme
suçlarından hükümlü bulunmamak.
(İptal beşinci fıkra: Anayasa Mahkemesi'nin 2/7/2009 tarihli ve
E.: 2006/118, K.: 2009/107 sayılı Kararı ile.)
(Değişik altıncı fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Federasyonların
sportif başarılarını, plan ve projelerini kontrol etmek, faaliyetlerini
değerlendirmek, geliştirmek ve izlemek üzere Sportif Değerlendirme ve
Geliştirme Kurulu kurulur. Kurul; Bakan tarafından spor alanında bilimsel
çalışmalar yapmış veya sporda idareci, teknik adam ve benzeri görevlerde veya
kamu kurum ve kuruşları ile özel sektörde üst düzey görevlerde bulunmuş kişiler
arasından iki yıl için görevlendirilecek, bir başkan, bir başkan yardımcısı,
bir raportör ile dört üyeden oluşur. Toplantıda karar alınabilmesi için en az
beş üyenin katılması şarttır. Kararlar salt çoğunlukla alınır. Mazeretsiz
olarak üst üste dört toplantıya katılmayan üyelerin üyeliği sona erer. Kurulun
sekretarya hizmetleri Genel Müdürlük tarafından yürütülür. Kurulun görevleri
şunlardır:
a) Spor federasyonlarının Bakana verecekleri taahhütnamenin
esaslarını belirlemek ve yıl sonu itibarıyla taahhütlerine uyup uymadıklarını
değerlendirerek Bakana sunmak.
b) Federasyonlar tarafından hazırlanan master planını, performans
ölçütlerini, amaç ve hedeflerini incelemek, uluslararası federasyonların statü
ve talimatlarını gözeterek hizmet kalite standartlarını belirlemek.
c) Bakana sunulan taahhütname ile master planı ve performans
ölçütlerine uyulup uyulmadığı konusunda altı ayda bir Bakana rapor vermek.
(Değişik yedinci fıkra: 27/5/2007-5674/2 md.) Tahkim Kurulu yedi
asıl ve yedi yedek üyeden teşekkül eder. Üyelerin beşinin hukukçu, ikisinin ise
spor alanında bilimsel çalışmalar yapmış veya sporda idareci, teknik adam ve
benzeri görevlerde bulunmuş kariyer sahibi kişiler olmaları şarttır. Üyeler
Genel Müdürün teklifi ve Gençlik ve Spor Bakanının onayı ile dört yıl için
görevlendirilir. Hâkim ve savcılar ile bu meslekten sayılanlar hâkimlik teminatı
esasları gözetilerek ve yetkili kurulların onayı alınmak suretiyle Tahkim
Kurulunda görev alabilirler. Üyeler kendi aralarından bir başkan seçerler.
Tahkim Kurulu tarafından verilen kararlar kesindir.(1)
(Değişik sekizinci fıkra: 27/5/2007-5674/2 md.) Tahkim Kurulu,
federasyon ile kulüpler, sporcular, hakemler, teknik direktör ve antrenörler;
kulüpler ile teknik direktörler, antrenörler ve sporcular; kulüpler ile
kulüpler arasında çıkacak ihtilaflarla, federasyonlarca verilecek kararlar ile
disiplin veya ceza kurulu kararlarını, ilgililerin itirazı üzerine inceleyerek
sonuçlandırır. Tahkim Kurulu; itiraz üzerine Genel Müdürlük ile federasyonlar
ve federasyonların birbirleri arasında çıkacak ihtilafları inceleyerek
sonuçlandırır.
(Ek fıkra: 27/5/2007-5674/2 md.; Değişik dokuzuncu fıkra:
29/3/2011-6215/10 md.) Tahkim Kurulu, bu maddenin üçüncü fıkrasının (b)
bendinin (1) numaralı alt bendi ile dördüncü fıkrasında belirtilen hallerde
federasyonu genel kurula götürecek komisyonu belirler. Federasyon başkanı ile
yönetim, disiplin ve denetim kurulu üyelerinin, spor ahlakına ve disiplinine
aykırı davranışlarının tespiti halinde Bakan tarafından Genel Müdürlük Merkez
Ceza Kuruluna sevk edilmeleri sonucunda, Merkez Ceza Kurulunca verilecek
kararlara karşı, ilgililerin itirazı üzerine karar verir.
(Ek fıkra: 27/5/2007-5674/2 md.; Değişik onuncu fıkra:
29/3/2011-6215/10 md.) Tahkim Kurulu, görevinde bağımsız ve tarafsızdır.
Üyeler, istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça, yerlerine yenisi
görevlendirilemez. Federasyonların veya spor kulüplerinin kurullarında görevli
olanlar ile ihtar cezası dışında sportif ceza alanlar ve maddenin beşinci
fıkrasının (d) bendinde belirtilen suçlardan ceza alanlar Tahkim Kurulu üyeliği
yapamazlar.
(Ek fıkra: 27/5/2007-5674/2 md.; Değişik onbirinci fıkra:
29/3/2011-6215/10 md.) Tahkim Kurulu ile Sportif Değerlendirme ve Geliştirme
Kurulu üyelerine bir ayda dört toplantıyı geçmemek üzere, görev yapılan her gün
için uhdesinde kamu görevi bulunanlar bakımından (5.000), bulunmayanlar
bakımından (6.000) gösterge rakamının Devlet memuruna uygulanan aylık
katsayıyla çarpımı sonucunda bulunulacak miktarı geçmemek üzere huzur ücreti
ödenir. Tahkim Kurulu ile Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu tarafından
görevlendirilen bilirkişi ve uzmanların ücretleri Genel Müdürlükçe karşılanır.
(Ek fıkra: 27/5/2007-5674/2 md.) Tahkim Kurulunun görev, yetki ve
sorumlulukları, çalışma usûl ve esasları ile üyelere verilecek huzur ücretinin
miktarı Genel Müdürlükçe hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
(Değişik fıkra: 28/4/2005 ' 5340/2 md.) Bağımsız federasyonların
bütçesi; katılım payı, tescil, vize, transfer, itiraz, ceza, yayın, sponsorluk,
reklam, yardım, bağış ve benzeri gelirlerden oluşur. Genel Müdürlük olimpik branşlarda;
federasyonun bir önceki yıl gerçekleşen gelirlerinin % 75'i kadar, olimpik
olmayan federasyonlara ise; % 50'si kadar yardımda bulunabilir.
Bağımsız federasyonların gelirleri ana statüsünde belirlenen usul
ve esaslar dahilinde harcanır. Genel Müdürlük bütçesinden bağımsız
federasyonlara, ilgili branşın alt yapısına ve eğitime ilişkin projelerinin
desteklenmesi amacıyla gerektiğinde kaynak tahsis edilebilir. Bağımsız
federasyonların tüm gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
Genel Müdürlük, bağımsız federasyonların talebi durumunda,
kendisine ait spor tesislerinin işletilmesini, menkul ve gayrimenkullerini
bedelsiz olarak kırkdokuz yıla kadar federasyonun faaliyetleri için tahsis
edebilir. Söz konusu spor tesisleri ile menkul ve gayrimenkullerin tahsis amacı
dışında kullanılması halinde, tahsis işlemi Genel Müdürlükçe iptal edilir.
(Değişik onaltıncı fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Federasyonların
her türlü faaliyetlerinin denetimi; genel kurul, denetim kurulu ve Bakan
tarafından görevlendirilecek denetim elemanlarınca yapılır. Federasyon
harcamalarının yerindelik denetimi yetkili kurullarınca, Genel Müdürlükçe
yapılan her türlü yardımların amaca uygunluğu ve denetimi ise
Genel Müdürlükçe yapılır. Genel Müdürlük tarafından yapılan ayni ve nakdi
yardımların mevzuata ve amacına uygun olarak harcanmaması
halinde oluşacak zarar, kusurları bulunan federasyon başkanı ve yönetim kurulu
üyelerinden tahsil edilir ve bunlar hakkında suç duyurusunda bulunulur. Teknik
elemanlar ve sporculara ödenecek ücretler hariç, federasyonda çalışan personel
ve diğer görevlilere verilecek ücret ve yolluklar kamu kaynakları ve Spor Toto
Teşkilat Başkanlığından sağlanan reklam gelirlerinden karşılanamaz.
(Ek fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Federasyonlar; sporcu,
antrenör, hakem ve benzeri spor elemanları ile spor kulüplerine ve
sponsorluklara ait istatistiki bilgileri üç ayda bir Genel Müdürlüğe göndermek
zorundadırlar. Federasyonlar, Genel Müdürlük ile uluslararası federasyonların
belirlediği eğitim kriterlerine uygun olarak işbirliği içerisinde antrenör,
hakem ve benzeri diğer spor elemanlarını yetiştirirler.
(Ek fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Federasyonlar, faaliyette
bulundukları spor dalları ile ilgili olarak bağlı oldukları uluslararası
federasyonun kurallarını göz önünde bulundurarak hangi eylem ve davranışlara ne
tür sportif ceza verileceğini, ceza talimatında düzenler. Federasyonların
programında yer alan veya izni ile yapılan faaliyetlerden dolayı sportif ceza
verme yetkisi federasyon disiplin/ceza kuruluna aittir. Federasyonların ana
statüsü Resmi Gazetede, ana statüye dayanılarak hazırlanan yönetmelik dışındaki
talimat ile diğer alt düzenleyici işlemler ise Genel Müdürlüğün internet
sitesinde yayımlanır.
(Ek fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Spor federasyonları ile ilgili
olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı
Dernekler Kanunu ile 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
hükümleri uygulanır.
(Ek fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait
alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı
nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir
ve temlik edilemez.'
2- 6215 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle, 21.5.1986 günlü, 3289
sayılı Gençlik ve Spor Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a
eklenen ve iptale konu kuralı da içeren geçici 11. maddesi şöyledir:
'Geçici Madde 11- (Ek: 29/3/2011-6215/12
md.)
Bu Kanun ile çıkarılması öngörülen düzenlemeler yürürlüğe
girinceye kadar mevcut düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte; 3289 sayılı Kanunun ek 9
uncu maddesine göre özerk olan spor federasyonları bu Kanuna göre kurulmuş
bağımsız spor federasyonu olarak kabul edilir. Diğer kanunlarda özerk spor
federasyonlarına yapılan atıflar, bağımsız spor federasyonlarına yapılmış
sayılır.
Tahkim Kurulunun asıl ve yedek üyeleri, bu maddenin yayımı
tarihinden itibaren otuz gün içerisinde görevlendirilir.
Bu Kanunla tüzel kişilik kazanan spor federasyonları, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak ilk ilgili olimpiyat oyunlarının
bitim tarihlerinden itibaren üç ay içerisinde genel kurullarını yaparak hukuki
yapılarını bu Kanuna uygun hale getirmek zorundadırlar.'
3- 6215 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değiştirilen, 10.7.2004
günlü, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun iptale konu kuralı da
içeren 26. maddesi şöyledir:
'Şirket kurulması
MADDE 26- Büyükşehir belediyesi
kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen
usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve
bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim
ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti
veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal
tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu
yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler
ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8.9.1983
tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye
meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir.'
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın 2., 7., 10., 33., 59. ve
123. maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
A- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Haşim
KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Serruh KALELİ, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan
ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal
Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN'ın katılımlarıyla 30.6.2011 gününde yapılan ilk
inceleme toplantısında öncelikle dava konusu kuralların bazılarına yönelik
olarak iptal davasının açılmış sayılıp sayılmayacağı sorunu görüşülmüştür.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 38. maddesinin (6) numaralı fıkrasında 'İptal davalarında,
Anayasaya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin Anayasanın hangi maddelerine
aykırı olduğunun ve gerekçelerinin belirtilmiş olması zorunludur.' kuralı
yer almış, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 45. maddesinde de 'İptali istenen
kurallar ve bunların her birinin Anayasanın hangi maddelerine aykırılık
oluşturduğu', 'Anayasaya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her
birinin Anayasanın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı
ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi' dava dilekçesinde yer
alması gereken hususlar arasında sayılmıştır.
6216 sayılı Kanun'un 39. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, dava
dilekçesinin, 38. maddede gösterilen şartları taşıyıp taşımadığının kayıt
tarihinden itibaren on gün içinde inceleneceği, başvuru dilekçesindeki varsa
eksikliklerin kararla saptanarak onbeş günden az olmamak üzere verilecek süre
içinde tamamlatılması için ilgililere tebliğ olunacağı, aynı maddenin (3)
numaralı fıkrasında ise birinci fıkrada belirtilen süre içinde eksikliklerin
tamamlanmaması hâlinde Genel Kurulca iptal davasının açılmamış sayılmasına
karar verileceği belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde, 6215 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle
değiştirilen, 21.5.1986 günlü, 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un Ek 9. maddesinin (a) bendinde yar alan
'' üç ay içerisinde'' ibaresi ile ilgili herhangi bir gerekçe
belirtilmediği saptanmıştır.
Açıklanan nedenle, 6216 sayılı Kanun'un 39. maddesinin (1)
numaralı fıkrası gereğince, İstanbul Milletvekili M. Akif HAMZAÇEBİ
ile Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'ye bildirimde bulunulmasına ve yukarıda
belirtilen eksikliğin giderilmesi için kararın tebliğinden başlayarak BİR AY
süre verilmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
B- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Haşim
KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Fettah OTO,
Serdar ÖZGÜLDÜR, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal
TERCAN'ın katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine ve yürürlüğü durdurma
isteminin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına 22.9.2011 gününde
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Cüneyt DURMAZ tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu yasa kuralları,
dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 sayılı Kanun'un Ek
9. Maddesinin Birinci Fıkrasının 'Bu Kanun'da belirtilen yükümlülüklerini
yerine getirmeyen federasyonların tüzel kişilikleri bu maddede belirtilen
usulle iptal edilir ve mal varlıkları Genel Müdürlüğe devredilir.'
Biçimindeki Üçüncü Cümlesi ile 'Genel Müdürlük tarafından yapılan yardımlar
ve tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazın mülkiyeti Genel
Müdürlüğe ait olur. Bu taşınmazlar Genel Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde
kullanılır.' Biçimindeki Beşinci ve Altıncı Cümlelerinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde ilk olarak, spor federasyonlarının bir yönüyle
sivil alanda faaliyette bulunan dernek oldukları, yükümlülüklerini yerine
getiremeyen federasyonların bir yargı kararına dayanmadan idari tasarrufla
tüzel kişiliklerinin iptal edilerek mal varlıklarının Spor Genel Müdürlüğüne devredilmesinin
bağımsızlık bir yana, özerklikle dahi bağdaşmayacağı belirtilerek kuralların,
Anayasa'nın 33. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesinin birinci fıkrasına göre,
federasyonlar, Merkez Danışma Kurulunun uygun görüşü, Bakan'ın teklifi ve
Başbakan'ın kararı ile kurulmakta ve kararın Resmî Gazete'de yayımlanması ile
tüzel kişilik kazanmaktadır. Birinci fıkranın iptale konu üçüncü cümlesine göre
ise 3289 sayılı Kanun'da belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen
federasyonların tüzel kişiliklerinin bu maddede belirtilen usulle iptal edilip
mal varlıklarının Genel Müdürlüğe devredileceği kurala bağlanmıştır. Buna göre,
spor federasyonları idare tarafından kanunun verdiği yetkiye dayanılarak bir
idari işlem sonucu kurulmaktadırlar.Dernekler ise 4.11.2004 günlü ve 5253
sayılı Dernekler Kanunu'na göre, fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel
kişiler tarafından belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere önceden
izin almaksızın kurulabilen tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.
Spor federasyonlarının, 3289 sayılı Kanun hükümleri uyarınca
belirlenen kuruluşları, mali yapıları, denetimleri ve kararlarına karşı üyeleri
Genel Müdürün teklifi ve Gençlik ve Spor Bakanının onayı ile görevlendirilen
Tahkim Kuruluna başvurulabilmesi gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda,
bunların hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları oldukları sonucuna
varılmaktadır.
Anayasa'nın 123. maddesinde, bir kamu tüzel kişiliğinin ancak
kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulabileceği
belirtilmiştir.
Spor federasyonları yukarıda yer verildiği üzere, idare tarafından
kanunun verdiği yetkiye dayanarak bir idari işlem sonucu kurulmaktadırlar. Kamu
tüzelkişiliğinin veya organlarının kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye
dayanılarak kurulması zorunluluğu, 'usulde paralellik ilkesi' gereği
kamu tüzelkişiliğinin veya organlarının ortadan kaldırılması bakımından da
geçerlidir. 3289 sayılı Kanun'da belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen
federasyonların tüzel kişiliklerinin kuralda belirtilen usulle iptal edilmesi
Anayasa'nın 123. maddesinin bir gereğidir.
Dava dilekçesinde ayrıca, Genel Müdürlük tarafından yapılan
yardımlar ile tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların
mülkiyetinin Genel Müdürlüğe ait olması ve bu taşınmazların Genel Müdürlüğün
mevzuatı çerçevesinde kullanılmasının bağımsız federasyonların hizmet yönünden
yerinden yönetim kurumu olma vasfını bütünüyle ortadan kaldırmakta olduğu ve
federasyonları Genel Müdürlüğün idari şubesi durumuna indirgediği, sivil alanda
ve ulusal ve uluslararası düzeylerde faaliyette bulunan spor federasyonu
olmanın asgari şartlarını taşımayacaklarından işlevlerini yerine
getiremeyecekleri belirtilerek kuralların, Anayasa'nın 59. ve 123. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Ek 9. maddenin birinci fıkrasının iptale konu altıncı cümlesine göre,
Genel Müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve tahsis edilen kaynaklar
kullanılarak alınan taşınmazın mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait olmaktadır. Bu
taşınmazlar, Genel Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır. Birinci
fıkranın üçüncü cümlesinde ise federasyonların tüzel kişiliklerinin iptal
edilmesi durumunda mal varlıklarının Genel Müdürlüğe devredileceği
belirtilmiştir.
Anayasa'nın 123. maddesinin ikinci fıkrasında, 'İdarenin
kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.'
denilmektedir. Öğretide 'özerklik' ve 'vesayet ilişkisi' kavramlarının yerinden
yönetim esasları arasında merkezî bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Bununla
birlikte, özerkliğin sınırları ve vesayet yetkisinin kapsamı kanunlarda farklı
şekillerde düzenlenebilmektedir. Bu bağlamda özerkliğin derecelerinden söz
edilmekte ve kimi kurumların göreceli olarak daha özerk, kimi kurumların ise
oldukça sınırlı bir alanda özerk olduklarına vurgu yapılmaktadır.
İdari vesayet yetkisi kanundan kaynaklandığına ve kanunla sınırlı
olduğuna göre, vesayet makamlarının yetkileri kendilerine bu amaçla kanunla
verilmiş yetkilerden ibarettir. İdari vesayet makamlarının vesayet yetkileri
ilgili kişiler üzerinde olabileceği gibi spor federasyonlarında olduğu üzere
yapılan işlemler üzerinde de olabilmektedir.
Kurumların özerkliğinin hangi unsurları içermesi gerektiği, hangi
hallerde bir kurumun özerk sayılabileceği gibi soruların Anayasa'da herhangi
bir cevabı olmadığı gibi ilgili kanunlarda da her duruma uyan genel ve tek bir
özerklik tanımlamasının bulunmadığı görülmektedir.
Uluslararası uygulamalarda genel olarak, spor federasyonlarının
mali özerkliği öz gelirlerinin yeterli olup olmaması ile ilgili bir husus olup
öz gelirleri tamamen giderlerini karşılayabilen federasyonlarda devletin bu
federasyonların malları ve mali işlemleri konusunda kontrol ve mali denetim
yetkisi bulunmamaktadır. Buna karşılık, ilgili federasyona mali kaynak sağlayan
kamu otoriteleri, mali kaynağın kullanılmasına yönelik hukukilik ve yerindelik
denetimi yapabilmektedir.
6215 sayılı Kanun'un gerekçesinden, Türk sporunu, çağdaş ülkelerde
olduğu gibi Devletin dışında idari ve mali özerkliğe sahip bir yönetime
kavuşturmak, uluslararası federasyonlar gibi yapılanmalarına imkân sağlamak,
faaliyetlerini daha verimli ve süratli bir şekilde organize edebilmek ve spor
faaliyetlerinin daha geniş kitlelere ulaştırılması amacıyla, federasyonlara
özerk olma imkânı sağlanarak, Devlet bütçesinden yardım alan, Devletin siyasi
ve idari birimleri tarafından yönetilmeyip ancak denetlenebilen federasyon sistemine
geçilmek istenildiği anlaşılmaktadır.
3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesinin ek fıkra hükümlerine göre,
bağımsız federasyonların bütçesi, katılım payı, tescil, vize, transfer, itiraz,
ceza, yayın, sponsorluk, reklam, yardım, bağış ve benzeri gelirlerden
oluşmaktadır. Bunların yanı sıra, Genel Müdürlük, olimpik branşlarda
federasyonun bir önceki yıl gerçekleşen gelirlerinin % 75'i kadar, olimpik
olmayan federasyonlara ise % 50'si kadar yardımda bulunabilir. Bağımsız
federasyonların gelirleri ana statüsünde belirlenen usul ve esaslar dâhilinde
harcanır. Genel Müdürlük bütçesinden bağımsız federasyonlara, ilgili branşın
alt yapısına ve eğitime ilişkin projelerinin desteklenmesi amacıyla
gerektiğinde kaynak tahsis edilebilir.
Genel Müdürlük, doğrudan kaynak tahsisinin yanı sıra dolaylı
olarak, bazı tesis, menkul ve gayrimenkul malın kullanım imkânını
federasyonlara sağlayabilmektedir. Nitekim, ek 9. maddenin ek fıkrasına göre
Genel Müdürlük, bağımsız federasyonların talebi durumunda, kendisine ait spor
tesislerinin işletilmesini, menkul ve gayrimenkullerini bedelsiz olarak
kırkdokuz yıla kadar federasyonun faaliyetleri için tahsis edebilir. Söz konusu
spor tesisleri ile menkul ve gayrimenkullerin tahsis amacı dışında kullanılması
hâlinde, tahsis işlemi Genel Müdürlükçe iptal edilir.
Bu hükümlerden anlaşıldığı üzere ve ülkemizdeki spor yönetiminin
mali yapısı göz önünde bulundurulduğunda, spor federasyonlarının gelirlerinin
amaçlarının gerektirdiği faaliyetlerini sürdürmelerine imkân vermediği durumlarda
mali açıdan Devlet katkısına bağımlı oldukları açıktır. Bu çerçevede, doğrudan
kendi öz gelirleri kullanılmaksızın, Genel Müdürlük tarafından yapılan
yardımlar ve tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazın
mülkiyetinin Genel Müdürlüğe ait olmasında spor federasyonlarının özerkliğine
aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 59. maddesi hükmüne göre, Devlet, her yaştaki Türk
vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun
kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Kanun koyucu tarafından, Devletin, Anayasa'nın 59. maddesinden
kaynaklanan sporun genel yönetimi konusundaki rolü, merkezde Gençlik ve Spor
Bakanlığına bağlı, özel bütçeli ve tüzel kişiliğe sahip Spor Genel Müdürlüğüne
verilmiş olup her bir spor dalı ile ilgili faaliyetleri ulusal ve uluslararası
kurallara göre yürütmek, gelişmesini sağlamak, sporcu sağlığı ile ilgili
konularda gerekli önlemleri almak, teşkilatlandırmak, federasyonu uluslararası
faaliyetlerde temsil etmek ve Tahkim Kurulu kararlarını uygulamakla görevli ve
yetkili, özel hukuk hükümlerine tabi bağımsız spor federasyonları
öngörülmüştür. Bu bakımdan spor federasyonları, ilgili oldukları spor dalının
faaliyetlerini doğrudan yöneten uzmanlık sahibi yapılanmalardır. Spor Genel
Müdürlüğü ise tüm spor federasyonlarının genel yönetimi konusunda kararlar alan
bir kurumdur.Spor federasyonlarının, sadece ilgili oldukları spor dalı özelinde
amaçları bulunurken, Spor Genel Müdürlüğünün bütün spor dallarının
faaliyetlerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi amacı bulunmaktadır. Bu yapı
içerisinde Genel Müdürlük kaynakları kullanılarak elde edilen malların Genel
Müdürlük adına alınması ve federasyonun tüzel kişiliğinin sona ermesi durumunda
sahip olduğu mal varlığının çatı yapılanma niteliğindeki Genel Müdürlüğe
devredilmesi, kanun koyucunun öngördüğü spor yapılanma biçimi göz önünde
bulundurulduğunda olağandır.
Genel Müdürlük bütçesinden aktarılan kaynaklar, genel bir nitelik
arz ettiği için bu gelirlerden elde edilen saha ve tesislerin tek bir spor
dalına tahsis edilerek diğer spor dallarının bunlardan yararlanmasına imkân
verilmemesi Spor Genel Müdürlüğünün Kanun ile kendisine verilmiş olan tüm spor
faaliyetlerinin yönetilmesi ve geliştirilmesi amacına aykırı düşebilecektir.
Kaldı ki, 6215 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile sadece Genel
Müdürlük kaynakları kullanılarak elde edilen taşınmazların mülkiyetinin Genel
Müdürlüğe ait olacağı belirtilirken bağımsız spor federasyonlarının öz
kaynakları ile aldıkları taşınmazların mülkiyetinin kendilerine ait olacağı
hükme bağlanmıştır.
Anayasa'da belirtilen amacı ya da kamu yararını gerçekleştirmek
için kanunla yapılacak olan düzenleme, kanun koyucunun yapacağı tercihlere göre
şekillenecektir; yani kanun koyucu, Anayasa'nın 59. maddesinde belirtilen amacı
veya kamu yararını gerçekleştirmek için getireceği çözümü seçmekte serbesttir.
Burada takdir yetkisi Anayasal ilkelere aykırı olmamak koşuluyla kanun koyucuya
aittir ve bu hususun yerindeliği Anayasa Mahkemesinin denetim alanına girmez.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa'nın 59. ve 123.
maddelerine aykırı değildir. İptal istemlerinin reddi gerekir.
Kuralların Anayasa'nın 33. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
B- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 Sayılı Kanun'un Ek
9. Maddesinin İkinci Fıkrasının Dördüncü Cümlesinde Yer Alan ''iki
üyesi seçimle belirlenen, üç üyesi ise Genel Müdürlükçe görevlendirilen''
İbaresi ile Son Cümlesinde Yer Alan ''teklifi ve Genel Müdürün''
İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, spor federasyonlarının yetkili kurullarına
üyelik seçimlerinde Genel Müdürlüğün dâhil olması ve il temsilcilerinin Genel
Müdürün onayıyla görevlendirilmesi nedeniyle, federasyonların yönetsel
bağımsızlığının ortadan kalktığı, bu durumun özerkliğin asgari şartları ile
dahi bağdaşmadığı, bağımsız spor federasyonları üzerinde, Bakanlık ile Genel
Müdürlüğün ve ayrıca Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulunun denetiminin
bulunduğu,bunlara ek olarak bağımsız spor federasyonlarının öz organı olan
denetim kurulunun beş üyesinden üçünün Genel Müdürlükçe görevlendirilmesinin
denetim yetkisinin merkezi idarede tekelleşmesine ve bağımsız spor
federasyonlarının, genel kurullarının istem, karar ve beklentileri temelinde değil
de merkezî idarenin talimatları doğrultusunda yönetilmesine yol açarak
federasyon genel kurullarının iradesini sakatlayacağı belirtilerek kuralların,
Anayasanın 2., 59. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesine göre, spor federasyonlarının
merkez teşkilatı; genel kurul, yönetim, denetim, disiplin kurulları ile genel
sekreterlikten teşekkül etmektedir. Federasyonların yurt içi bağlantısını
sağlamak üzere, illerde federasyon temsilcilikleri kurulabilir.
Dava konusu kurallarla bağımsız spor federasyonlarının denetim
kurullarının iki üyesi seçimle belirlenen, üç üyesi Genel Müdürlükçe
görevlendirilen beş üyeden oluşturulması, federasyonlarının il temsilcilerinin,
federasyon başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı ile görevlendirilmesi
yöntemi benimsenmiştir.
Spor federasyonlarının genel kurullarında en fazla oyu alan
başkan adayı ve listesi federasyonların karar organları olarak seçilmiş
sayılmaktadır.Bu seçimde beş kişilik denetim kurulunun üçü iptale konu hüküm
gereği Genel Müdürlük tarafından atanmakta, ikisinin seçimi de başkan adayının
listesinden belirlenmektedir.
Bağımsız spor federasyonlarının il temsilcileri, federasyon
başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı ile görevlendirilir. Bu hükümler
doğrultusunda, Genel Müdürlük tarafından doğrudan federasyon temsilcisi ataması
yapılmamakta ancak, federasyon başkanlarının teklif ettiği kişiler Genel Müdürlük
tarafından onaylanarak görevlendirilebilmektedir.
Yukarıda birinci fıkranın dava konusu kurallarının Anayasa'nın
123. maddesi yönünden incelenmesinde belirtilen gerekçelerle, Anayasa'da aksine
bir hüküm bulunmadıkça özerk kurumların karar ya da yönetim organlarının
kendileri tarafından seçilmesi zorunlu değildir. Spor federasyonlarının karar
organlarının üyelerinin kendi üyeleri tarafından seçilmesi zorunluluğuna
ilişkin herhangi bir anayasal kural bulunmamaktadır. Bu itibarla, özerk bir
kurumun karar organını oluşturan üyelerin tamamının veya bir bölümünün siyasal
organlar tarafından seçilmesine bakılarak bunun özerklikle bağdaşmayacağı ileri
sürülemez.
Anayasa'nın 59. maddesinde öngörülen sporun geliştirilmesi
amacının da ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin herhangi bir belirleme
bulunmamaktadır.
Ek 9. maddeye göre Spor Genel Müdürlüğü, bütçesinden bağımsız
federasyonlara doğrudan mali yardımda bulunmakta, ilgili branşın alt yapısına
ve eğitime ilişkin projelerinin desteklenmesi amacıyla gerektiğinde kaynak
tahsis edebilmekte, kendisine ait spor tesislerinin işletilmesini, menkul ve
gayrimenkullerini bedelsiz olarak kırk dokuz yıla kadar federasyonun
faaliyetleri için tahsis edebilmektedir.
Kanun koyucu tarafından spor federasyonlarına mali destek sağlama
ve sağlanan desteğin amacı doğrultusunda harcanması konusunda denetim yetkisi
verilmiş bulunan Spor Genel Müdürlüğüne federasyonların denetim kurullarına 3
üye görevlendirmesinin ve federasyonların yurt içi bağlantısını sağlamak üzere
federasyon başkanının teklifi sonrasında Genel Müdürün onayı ile
görevlendirilmesinin, Genel Müdürlük ve spor federasyonlarının pozisyonları ve
aralarındaki ilişki nedeniyle, Anayasa'ya aykırı olduğundan söz edilemez
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa'nın 59. ve 123.
maddelerine aykırı değildir. İptal istemlerinin reddi gerekir.
Kuralların Anayasa'nın 2. maddesiyle bir ilgisi görülmemiştir.
C- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 Sayılı
Kanun'un Ek 9. Maddesinin Üçüncü Fıkrasının 'Genel kurul üye sayısı
olimpik paralimpik spor dallarında 150'den az 300 üyeden fazla, diğer
branşlarda ise 100'den az 200 üyeden fazla olamaz.' Biçimindeki Yedinci
Cümlesinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, ekonomik büyümenin sağlanması, sosyal devlet
ilkesinin hayata taşınması ve sporun teşvik edilerek kitlelere
yaygınlaştırılmasının Devletin anayasal görevi olduğu, federasyon üyeliklerine
kanunla alt ve üst sınırlar konulması ve dolayısıyla alt sınırın altında
federasyonlaşmaya, üst sınırın üzerinde ise federasyona üyeliğe engel
olunmasının, spor federasyonlarının sivil alanda ve ulusal ve uluslararası
düzeylerdeki çok yönlü ilişki ve işlevleri göz önüne alındığında demokratik
hukuk devleti ile sosyal hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığı belirtilerek
kuralın, Anayasa'nın 2. ve 59. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Ek 9. maddenin üçüncü fıkrasına göre, genel kurul, federasyonun en
üst organıdır. Kuralda genel kurulun toplanması, üyelerin belirlenmesi, divanın
oluşturulması, delege listesine yapılacak itirazlar ve oyların sayımı ile
ilgili diğer esas ve usullerin federasyonların ana statülerinde belirleneceği
hükme bağlanırken, olimpiyat oyunlarına katılma yeterliliği esas alınarak genel
kurul üye sayısında alt ve üst sınırlar tespit edilmiştir. Buna göre, genel
kurul üye sayısının olimpik ve paralimpik spor dallarında 150'den az 300 üyeden
fazla, diğer branşlarda ise 100'den az 200 üyeden fazla olamayacağı ifade
edilmiştir.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti eylem ve
işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup
güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek
sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun
üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Herhangi bir kuruluşun oluşmasında demokrasinin temel kuralı olan
seçime yer verilmişse, bu kuruluşun seçim sisteminin, yönetim ve işleyişinin de
demokratik kurallara aykırı olamayacağının kabulü gerekir. Demokratik
seçimin en önemli niteliği, adil bir temsil ilkesine dayalı serbest, eşit ve
genel-oy esasını içermesidir. Hukuk devletinin bir gereği olarak adaletli bir
hukuk düzeninin kurulabilmesi de, diğer seçimler yanında kamu kuruluşu
niteliğindeki spor federasyonlarının seçimlerinde de seçime katılacakların adil
bir biçimde temsil edilmesine bağlıdır.
Demokratik seçim usulünün temel nitelikleri konusunda herhangi bir
sınırlama getirmeyen düzenlemede, temsilde adaletin gerçekleşmesine engel
olacak düzeyde çok az sayıda delegeden oluşan bir genel kurul oluşumuna engel
olmak amacıyla genel kurul üye sayısına ilişkin bir alt sınır konularak,
olimpik ve paralimpik spor dallarında 150'den, diğer dallarda ise 100'den az
olmama koşulunun getirilmesi ve spor federasyonlarının zayıf mali yapıları göz
önünde bulundurularak olimpik ve paralimpik spor dallarında 300'den, diğer
dallarda ise 200'den fazla üyenin olmaması kuralının getirilmesinin Anayasa'nın
2. maddesinde yer alan demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı bir yönü
bulunmamaktadır.
Yukarıda birinci fıkranın dava konusu kurallarının Anayasa'nın 59.
maddesi yönünden incelenmesinde belirtilen gerekçelerle de iptale konu
düzenleme kanun koyucunun takdir yetkisi içerisinde bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 2. ve 59.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
D- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 Sayılı Kanun'un Ek
9. Maddesinin Üçüncü Fıkrasının (a) Bendinde Yer Alan ''üç ay
içerisinde'' İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, 3289 sayılı Kanun'un 6215 sayılı Kanun ile
değiştirilmeden önceki ek 9. maddenin beşinci fıkrasına dayanılarak Genel
Müdürlükçe çıkarılan Çerçeve Statü'nün 7. maddesinin birinci fıkrasında spor
federasyonlarının olağan genel kurullarının; olimpik spor dallarında dört yılda
bir ilgili olimpiyat oyunlarının bitim tarihinden itibaren, olimpik olmayan
spor dallarında ise yaz olimpiyat oyunlarının bitiminden itibaren altı ay
içerisinde yapılacağının hükme bağlandığı, 6215 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile
bu sürenin 3 aya düşürüldüğü, olağan genel kurulu düzenleme süresinin 3 aya düşürülerek
olimpiyat oyunları sonrası ilgili spor dalında gerçekleşen başarının veya
başarısızlığın tartışılmasına imkân vermeyecek kadar çok kısaltıldığı, kanun
koyucunun hukuk devleti içerisinde kendisine tanınan takdir hakkını adalet,
hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini gözetmeksizin kullandığı belirtilerek
kuralın, Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu ibarenin de yer aldığı kuralla spor federasyonlarının
olağan genel kurullarının; olimpik ve paralimpik spor dallarında ilgili
olimpiyat oyunlarının, diğer spor dallarında yaz olimpiyat oyunlarının
bitiminden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulacak
federasyonlarda ise kararın Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren üç
ay içerisinde yapılacağı hükme bağlanmıştır.
3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesinin beşinci fıkrasının birinci
cümlesine dayanılarak çıkarılan 'Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Özerk Spor
Federasyonları Çerçeve Statüsü'nün 7. maddesinde spor federasyonlarının
olağan genel kurullarının; olimpik spor dallarında dört yılda bir ilgili
olimpiyat oyunlarının bitim tarihinden itibaren, olimpik olmayan spor
dallarında ise yaz olimpiyat oyunlarının bitiminden itibaren altı ay içerisinde
yapılacağı kurala bağlanmış bulunmaktaydı. Ancak, Çerçeve Statünün dayanağı
olan 3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesi,
Anayasa Mahkemesinin 2.7.2009 günlü, E.2006/118, K.2009/107 sayılı kararı ile
iptal edilmiştir. Artık, spor federasyonlarının genel kurulları 6215 sayılı
Kanun ile 3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesinde yapılan değişikliklere göre
yapılacaktır.
Kanunların, kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması,
genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi ve
kazanılmış hakları ihlâl etmemesi Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk
devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde
kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet
ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir.
Bütün kamusal işlemler, nihai olarak kamu yararını gerçekleştirmek
hedefine yönelmek durumundadır. Kanunun amaç öğesi bakımından Anayasa'ya uygun
sayılabilmesi için kanunun çıkarılmasında kamu yararı dışında bir amacın
gözetilmemiş olması gerekir. İlgili yasama belgelerinin incelenmesinden kanunun
kamu yararı dışında bir amaçla çıkarılmış olduğu açıkça anlaşılabiliyorsa
kanunun amaç unsuru bakımından Anayasa'ya aykırı olduğu söylenebilir.
İptale konu ibare ile spor federasyonlarının olağan genel
kurullarının ilgili olimpiyatların bitiminden sonra 3 ay içerisinde
yapılacağının tespiti tamamen kanun koyucunun takdirinde olan bir husustur.
Kamu yararı dışında herhangi bir amacın gözetildiğine ilişkin yasama
belgelerinde bir emare bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 59. maddesinde belirtilen amacı ya da kamu yararını
gerçekleştirmek için kanunla yapılacak olan düzenleme, kanun koyucunun yapacağı
tercihlere göre şekillenecektir; yani kanun koyucu, Anayasa'da belirtilen amacı
veya kamu yararını gerçekleştirmek için getireceği çözümü seçmekte serbesttir.
Burada takdir yetkisi Anayasal ilkelere aykırı olmamak koşuluyla kanun koyucuya
aittir ve bu hususun yerindeliği Anayasa Mahkemesinin denetim alanına girmez.
Bu sürenin olimpiyatlarda elde edilen sportif başarı veya başarısızlıkların en
uygun zamanda tartışılmasına imkân verip vermediği değerlendirmesi ise tamamen
kanun koyucunun takdirinde olan bir husustur.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 2. maddesine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
E- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 Sayılı Kanun'un Ek
9. Maddesinin Üçüncü Fıkrasının (b) Bendinin (1) Numaralı Alt Bendinde Yer Alan
'Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu raporlarında yeterli düzeyde
görülmeyen veya'' İbaresi ile Altıncı Fıkrasının 'Spor federasyonlarının
Bakana verecekleri taahhütnamenin esaslarını belirlemek ve yıl sonu itibarıyla
taahhütnamelere uyup uymadıklarının değerlendirerek Bakana sunmak.'
Biçimindeki (a) Bendinin ve 'Bakana sunulan taahhütname ile master planı ve
performans ölçütlerine uyulup uyulmadığı konusunda altı ayda bir Bakana rapor
vermek.' Biçimindeki (c) Bendinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, Spor Genel Müdürlüğüne dahi verilmeyen Bakan'a
karşı bir taahhütte bulunma yükümlülüğünün sivil alanda gönüllülük esaslarına
dayalı olarak spor faaliyetlerini yöneten spor federasyonları için kabul
edildiği, buna bağlı olarak federasyon başkanı veya yönetim kurulu üyelerinin
görevden alınmasına yol açacak bir mekanizmanın kurulduğu, bu konuda ancak spor
federasyonlarının genel kurullarının yetkili ve sorumlu olabileceği
belirtilerek kuralların, Anayasa'nın 2. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesinde, 6215 sayılı Kanunla yapılan
değişikliklerle spor federasyonlarının sportif başarılarını, plan ve
projelerini kontrol etmek, faaliyetlerini değerlendirmek, geliştirmek ve
izlemek üzere Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu kurulması
öngörülmüştür. Bu Kurul, Bakan tarafından spor alanında bilimsel çalışmalar
yapmış veya sporda idareci, teknik adam ve benzeri görevlerde veya kamu kurum
ve kuruşları ile özel sektörde üst düzey görevlerde bulunmuş kişiler arasından
iki yıl için görevlendirilecek, bir başkan, bir başkan yardımcısı, bir raportör
ile dört üyeden oluşmaktadır.
Kurulun görevleri, iptale konu (a) ve (c) bentlerinin de yer
aldığı ek 9. maddenin altıncı fıkrasında,Spor federasyonlarının Bakana
verecekleri taahhütnamenin esaslarını belirlemek ve yıl sonu itibarıyla
taahhütlerine uyup uymadıklarını değerlendirerek Bakana sunmak, federasyonlar
tarafından hazırlanan master planını, performans ölçütlerini, amaç ve
hedeflerini incelemek, uluslararası federasyonların statü ve talimatlarını
gözeterek hizmet kalite standartlarını belirlemek ve Bakana sunulan taahhütname
ile master planı ve performans ölçütlerine uyulup uyulmadığı konusunda altı
ayda bir Bakana rapor vermek olarak belirlenmiştir.
Ek 9. maddenin bu bölümde iptale konu diğer ibarelerin yer aldığı
üçüncü fıkrasının (b) bendine göre olağanüstü genel kurul, üçüncü fıkrada yer
verilen diğer hallerin dışında Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu
raporlarında yeterli düzeyde görülmeyen veya yapılan denetim sonucu görev
başında kalmasında sakınca görülen federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyeleri
hakkında karar almak üzere Bakanın istemi üzerine de olağanüstü toplanacağı
hükme bağlanmıştır.
Sportif Değerlendirme Kurulunun oluşumu ve görevleri göz önünde
bulundurulduğunda, bu Kurulun spor federasyonları açısından taahhütnamelerini
ve çalışma planlarını hazırlama ve sunma konusunda; Gençlik ve Spor Bakanı
açısından ise federasyonlar tarafından hazırlanmış bu taahhütname ve planların
değerlendirilmesi noktasında teknik destek hizmeti sağladığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda birinci fıkranın dava konusu kurallarının Anayasa'nın
123. maddesi yönünden incelenmesinde belirtilen gerekçelerle, kanun koyucu
tarafından, idari vesayet kapsamında merkezî idareye, kanunla açık bir şekilde
düzenlenmiş olması koşuluyla, vesayet denetimine tabi kurumların karar
organlarını oluşturan kişileri göreve getirme ve görevden alma konusunda ilgili
kurumun özerklik derecesine bağlı olmak üzere yetki verilebilmektedir.
Spor federasyonları açısından ise merkezî
idareye doğrudan spor federasyonlarının icra organını belirleme veya görevden
alma yetkisi verilmemiştir. Sadece ek 9. maddenin iptale konu ibarelerin yer
aldığı üçüncü fıkrası hükümleri doğrultusunda Sportif Değerlendirme ve
Geliştirme Kurulu raporlarında yeterli düzeyde görülmeyen veya yapılan denetim
sonucu görev başında kalmasında sakınca görülen federasyon başkanı ve yönetim
kurulu üyeleri hakkında karar almak üzere Bakan'a olağanüstü genel kurul
çağrısında bulunma yetkisi verilmiştir. İptali istenen üçüncü fıkradaki
ibareler ise Bakan'ın sahip olduğu bu yetkiyi yine iptale konu edilen altıncı
fıkra hükümleri doğrultusunda Sportif Değerlendirme Kurulu tarafından sunulacak
raporlara bağlamaktadır. Federasyon başkanı veya yönetim kurulu üyelerinin
görevden alınmaları konusunda yetkili karar organı spor federasyonlarının genel
kurullarıdır. Dolayısıyla, spor federasyonlarının özerkliğini olumsuz yönde
etkileyecek bir husus bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa'nın 123.
maddesine aykırı değildir. İptal istemlerinin reddi gerekir.
Kuralların Anayasa'nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
F- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 Sayılı Kanun'un Ek
9. Maddesinin Dördüncü Fıkrasının 'Genel kurulun delege sayısının yüzde 10'u
Genel Müdürlük temsilcilerinden oluşur.' Biçimindeki Onuncu Cümlesinin
İncelenmesi
Dava dilekçesinde, ek 9. maddenin ikinci fıkrasında yer alan
ibarelere ilişkin belirtilen gerekçelerle kuralın, Anayasa'nın 2., 59. ve 123.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3289 sayılı Kanun'un ek 9. maddesiyle genel kurulda kulüplerin
delege sayısı, toplam delege sayısının yüzde 60'ından az olamaz kuralı getirilirken
genel kurulun delege sayısının yüzde 10'unun Genel Müdürlük temsilcilerinden
oluşacağı hükme bağlanmıştır.
İptali istenilen cümle spor federasyonlarının en üst karar organı
olan Genel Kurul üyelerinin belirlenmesinde Spor Genel Müdürlüğünün müdahalesine
ilişkin bir düzenleme içermektedir. Aynı konuda düzenleme yapan ek 9. maddenin
ikinci fıkrasının dava konusu yapılan kurallarının Anayasa'nın 59. ve 123.
maddeleri yönünden incelenmesinde belirtilen gerekçelerle dava konusu
kural Anayasa'nın 59. ve 123. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin
reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
G- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 Sayılı Kanun'un Ek
9. Maddesinin Beşinci Fıkrasının 'Kesinleşmiş vergi veya sigorta borcu
olmamak.' Biçimindeki (c) Bendi ile (d) Bendinde
Yer Alan 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile
casusluk,'' ve '' gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı
suçtan'' İbarelerinin İncelenmesi
1- 'Kesinleşmiş vergi veya sigorta borcu olmamak.'
Biçimindeki (c) Bendinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, federasyonların yönetim kurulu üyeleri veya
diğer organlarının başkan ve üyeleri için herhangi bir koşul aranmazken, spor
federasyonlarına başkan olabilmek için Devlet memurluğuna girişte arananlardan
daha ağır koşullara yer verilmesinin kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı
olduğu, piyasa şartlarına bağlı ödevlerin yerine
getirilememesi nedeniyle kişilerin spor federasyonu başkanı olma gibi
demokratik bir hakkın kullanımından alıkonulmasının, demokratik, sosyal hukuk
devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtilerek kuralın, Anayasanın 2. maddesine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptal konusu ibarelerin yer aldığı kuralla, kesinleşmiş sigorta
veya vergi borcu olmamak, federasyon başkanı olabilmenin koşulları arasında
sayılmıştır.
Spor federasyonu başkanı olabilmek için getirilen 'kesinleşmiş
sigorta veya vergi borcu olmamak' koşulu, vergi ve sigorta mevzuatından
kaynaklanan bir mükellefiyetin yerine getirilmemesi durumudur. 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu'na göre, vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları
olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğarken vergi alacağı mükellef
bakımından vergi borcunu teşkil etmektedir.
İptal davasına konu kuralda kanun koyucu, spor federasyonu
başkanlığı görevinin saygınlığı, bu göreve karşı toplumun duyduğu güveni ve bu
görevin içeriğinde yer alan etik değerleri göz önüne alarak, görevi icra edecek
olanlar için belli kamu yükümlülüklerinin yerine getirilmesini şart koşmuştur.
Kanun koyucu, belirlenen yükümlülükleri yerine getirmeyen kişilerin bu görevi
icra etmeleri hâlinde toplumun ve devletin değer yargılarının zarar göreceğini
kabul etmiştir.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve
işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup
güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren,
Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlarından kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla
kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasa koyucunun da
uyması gereken Anayasa ve temel hukuk ilkelerinin bulunduğu bilincinde olan
devlettir.
Kanun koyucu, bir mesleğin ya da görevin genel yararı gereği
bunları icra edenlerin birbirleriyle ve toplumla ilişkilerinde dürüstlüğü ve
güveni egemen kılmak için, o meslek ya da görevi geniş biçimde özel yaşamı dahi
içine alacak şekilde değerlendirerek meslekle bağdaşmasını uygun bulmadığı
eylem ve durumları da koşullar arasında takdir edebilir. Kanun koyucu bu
düzenlemeleri yaparken anayasal ilke ve kurallara bağlı kaldığı sürece takdirine
müdahale edilemez.
Bununla birlikte, federasyon başkanı olabilmek için getirilen 'kesinleşmiş
sigorta veya vergi borcu olmamak' koşulu, ekonomik bir suç olmayıp vergi ve
sigorta mevzuatından kaynaklanan bir mükellefiyetin yerine getirilmemesi
durumudur. Bu tür bir mükellefiyetin kasten yerine getirilmemesi söz konusu
olabileceği gibi dikkatsizlik, tedbirsizlik veya taksirle de
gerçekleşebilecektir. Bu nitelikteki bir mükellefiyeti yerine getirmeyenlerin
spor federasyonu başkanlığı görevine seçilememeleri sonucu ortaya çıkan hak
yoksunluğunun adil ve orantılı olduğu söylenemeyecektir.
Açıklanan nedenlerle 'kesinleşmiş sigorta veya vergi borcu
olmamak' ibaresi Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Nuri NECİPOĞLU, Celal Mümtaz AKINCI ve
Muammer TOPAL bu görüşe katılmamıştır.
2- (d) Bendinde
Yer Alan 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile
casusluk,'' İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, siyasal rejimle ilgili siyasal
suçlardan dolayı kişilerin spor federasyonu başkanı olma gibi demokratik
bir hakkın kullanımından alıkonulmasının, demokratik, sosyal hukuk devleti
ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtilerek kuralın, Anayasanın 2. maddesine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
İptal konusu ibarenin yer aldığı kuralla, Anayasal düzene ve bu
düzenin işleyişine karşı suçlar ile casusluk suçlarından hükümlü olmamak
federasyon başkanı olabilmenin koşulları arasında öngörülmüştür.
'Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar',
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 309 ilâ 316. maddeleri arasında
düzenlenmiştir. Bu bölümde düzenlenen suçların hepsi kasıtla işlenebilen ve en
az 5 yıllık hapisten ağırlaştırılmış müebbet hapse kadar cezalar öngören
suçlardır.
Casusluk suçları ise 5237 sayılı Kanun'un 328 ilâ 338. maddeleri
arasında düzenlenmiş olup taksirle veya kasıtla işlenebilen, cezaları 6 ay
hapisten müebbet ağır hapse kadar değişen suçlardır.
İptal davasına konu ibarenin yer aldığı kuralda kanun koyucu, spor
federasyonu başkanlığı görevinin saygınlığı, bu göreve karşı toplumun duyduğu
güveni ve bu görevin içeriğinde yer alan etik değerleri göz önüne alarak,
görevi icra edecek olanlar için belli suçlardan mahkûm olmama şartını
getirmiştir. Kanun koyucu, belli suçlardan mahkûm olanların, bu görevi icra
etmeleri hâlinde toplumun ve devletin değer yargılarının zarar göreceğini kabul
etmiştir.
'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar'işledikleri
için mahkûm olanların spor federasyonu başkanlığı görevini icra
edemeyeceklerine dair hak yoksunluğu sonucunu doğuran düzenlemeler, kuşkusuz
toplum yaşantısının gerekleri ve kamu yararı düşüncesiyle kanun koyucunun
takdirinde olan bir konudur.
Kanun koyucu tarafından anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı fiillerin suç kabul edilmesi ile korunan hukuki yarar, bu suçları 5237
sayılı Kanun'da düzenleyen bölümün başlığından da anlaşılacağı üzere anayasal
düzendir. Anayasal düzenin korunması hukuki yararının önemi açıktır. Tamamı
kasıtla işlenebilen bu suçlar için belli bir yılın üzerinde hapis cezası
öngörülmesi ile bu önem de ortaya konmuştur.
Spor federasyonu başkanlarının ulusal ve uluslararası spor
organizasyonlarında yürüttükleri faaliyetler ve temsil rolleri, görevlerinin
gerektirdiği saygınlık ve içeriğinde yer alan etik değerler göz önünde
bulundurularak, bu görevi icra edecek kişilerin ilişkilerinde dürüstlüğü ve
güveni egemen kılmak amacıyla spor federasyonu başkanı seçilebilmek için aranan
koşullar arasında, bu görev ile bağdaşmadığı kabul edilen 'casusluk'
suçlarından mahkûm olmama koşuluna yer verilmiştir.
Spor federasyonu başkanlığı görevinin özellikleri, suçların
niteliği, bu suçlara verilen cezalar ve spor federasyonlarının faaliyet
alanlarında korunması gereken değerler gibi hususlar dikkate alındığında,
federasyon başkanı seçilememe hak yoksunluğunun işledikleri suçlara göre
adaletli ve eylemle orantılı olmayan ölçüsüz bir hak yoksunluğu olduğu
söylenemez.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 'Anayasal düzene ve bu
düzenin işleyişine karşı suçlar ile casusluk,'' ibaresi Anayasa'nın 2.
maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra
Ayla PERKTAŞ ve Erdal TERCAN 'casusluk' ibaresi yönünden bu görüşe
katılmamıştır.
3- (d) Bendinde
Yer Alan '' gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan''İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, 'gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti
kırıcı suçtan' ibaresinin, kendinden önce tek tek sayılan suçları ölçüsüz
bir şekilde genişleterek yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçların
kapsamını belirsiz hâle getirdiği belirtilerek kuralın, Anayasanın 2. maddesine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptal konusu ibarelerin yer aldığı kurallarla, zimmet, irtikâp,
rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma,
hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan hükümlü
olmamak federasyon başkanı olabilmenin koşulları arasında sayılmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel
ilkelerinden birisi olan 'belirlilik' ilkesine göre, yasal
düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve
kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması,
ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi
gerekir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey hangi
somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını,
bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak
bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını
belirler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm
eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal
düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli
kılar.
Dava konusu kuralda geçen 'gibi' edatının metinde sayılan 'zimmet,
irtikâp, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye
kullanma, hileli iflas' suçlarının yüz kızartıcı veya şeref veya haysiyet
kırıcı birer suç olduklarını nitelemek için kullanıldığı ve federasyon başkanı
olabilmek için sadece maddede sayılan suçlardan mahkûm olmamak şartının
aranabileceğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Buna göre, suç ve cezaların
kanuniliği ilkesi gereği 'gibi' kelimesine dayanarak 'yüz kızartıcı
suçlar' veya 'şeref veya haysiyet kırıcı suçlar' kavramlarının
kapsamını genişletmek mümkün değildir. Bu durumda, 'belirlilik' ilkesine
aykırılıktan söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 'gibi yüz kızartıcı veya
şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan' ibaresi Anayasa'nın 2. maddesine aykırı
değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
H- Kanun'un 10. Maddesiyle Değiştirilen, 3289 Sayılı Kanun'un Ek
9. Maddesinin On Altıncı Fıkrasının İkinci Cümlesinde Yer Alan '' amaca
uygunluğu ve'' İbaresinin,Üçüncü Cümlesinde Yer Alan ''ve
amacına'' İbaresininve 'Teknik elemanlar ve sporculara
ödenecek ücretler hariç, federasyonda çalışan personel ve diğer görevlilere
verilecek ücret ve yolluklar kamu kaynakları ve Spor Toto Teşkilat
Başkanlığından sağlanan reklam gelirlerinden karşılanamaz.' Biçimindeki Son
Cümlesinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, ek 9. maddesinin birinci fıkrasında yer
alan cümlelere ilişkin belirtilen gerekçelere ek olarak, Genel Müdürlükçe
yapılan her türlü yardımların amaca uygunluk açısından da denetlenip, amaca
uygun harcanmayanların zarar olarak nitelendirilerek kusurları bulunan
federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyelerinden tahsil edileceğine ilişkin
hükmün federasyonların bağımsızlığı ile bağdaşmadığı, özerkliklerini
sakatladığı, kaynakların amaca uygun harcanıp harcanmadığı hususunun demokratik
hukuk devleti ilkesi bağlamında federasyon genel kurullarının yetkisinde olması
gerektiği, amaca uygunluk denetimi ve buna dayalı zarar ilkesi, Devletin genel
idare esaslarına göre kamu hizmetlerini yürütmekle yükümlü olan resmi kurum ve
kuruluşları için dâhi söz konusu değilken, sivil alanda demokratik esaslara
göre faaliyette bulunan bağımsız spor federasyonları için geçerli olmasının
demokratik hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı belirtilerek kuralların,
Anayasanın 2. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Ek 9. maddenin dava konusu ibarelerin yer aldığı on altıncı
fıkrasına göre, federasyonların her türlü faaliyetlerinin denetimi; genel
kurul, denetim kurulu ve Bakan tarafından görevlendirilecek denetim
elemanlarınca yapılır. Federasyon harcamalarının yerindelik denetimi yetkili
kurullarınca, Genel Müdürlükçe yapılan her türlü yardımların amaca uygunluğu ve
denetimi ise Genel Müdürlükçe yapılır. Genel Müdürlük tarafından yapılan ayni
ve nakdi yardımların mevzuata ve amacına uygun olarak harcanmaması hâlinde
oluşacak zarar, kusurları bulunan federasyon başkanı ve yönetim kurulu
üyelerinden tahsil edilir ve bunlar hakkında suç duyurusunda bulunulur.
On altıncı fıkranın iptale konu diğer kuralına göre, teknik
elemanlar ve sporculara ödenecek ücretler hariç, federasyonda çalışan personel
ve diğer görevlilere verilecek ücret ve yolluklar kamu kaynakları ve Spor Toto
Teşkilat Başkanlığından sağlanan reklam gelirlerinden karşılanamaz.
İptali istenilen ibareler spor federasyonlarına Spor Genel
Müdürlüğü tarafından yapılan her türlü yardımların kullanımı, amaca uygunluğu
ve denetimine ilişkin bir düzenleme içermektedir. Aynı konuda düzenleme yapan
ek 9. maddenin birinci fıkrasının dava konusu yapılan kurallarının Anayasa'nın
123. maddesi yönünden incelenmesinde belirtilen gerekçelerle,mali kaynak
sağlayan vesayet makamlarına, kanunda açıkça ifade edilmiş olmak şartıyla
yerindelik, amaca uygunluk açısından da denetim yetkisi verilmesinde Anayasa'ya
aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle,dava konusu kurallar Anayasa'nın 123.
maddesine aykırı değildir. İptal istemlerinin reddi gerekir.
Kuralların, Anayasa'nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
I- Kanun'un 12. Maddesiyle 3289 Sayılı Kanun'a Eklenen Geçici 11.
Maddesinin Son Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, spor federasyonlarının, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten sonra yapılacak ilk ilgili olimpiyat oyunlarının bitim
tarihlerinden itibaren üç ay içerisinde genel kurullarını yaparak hukuki
yapılarını 6215 sayılı Kanun'a uygun hâle getirmek zorunda olduklarının hüküm
altına alındığı, oysa 'Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra
yapılacak ilk ilgili olimpiyat oyunlarının bitim tarihleri' ibaresinin
belirsiz ve öngörülemez olduğu belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2. ve 7.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptale konu kuralla 3289 sayılı Kanunla tüzel kişilik kazanan spor
federasyonlarının, iptale konu kuralın yer aldığı maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten sonra yapılacak ilk ilgili olimpiyat oyunlarının bitim tarihlerinden
itibaren üç ay içerisinde genel kurullarını yaparak hukuki yapılarını 6215
sayılı Kanun'a uygun hâle getirmek zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel
ilkelerinden biri 'belirlilik'tir. 'Belirlilik' ilkesi yalnızca
yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade
etmektedir. Erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir gibi niteliksel
gereklilikleri karşılaması koşuluyla kanunlar, mahkeme içtihatları ve
yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Aslolan
muhtemel muhataplarının mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür
sonuçlar doğurabileceğini öngörmelerini mümkün kılacak bir normun varlığıdır.
'Öngörülebilirlik şartı' olarak nitelendirilen bu
ilkeye göre kanunun uygulanmasında takdirin kapsamı ve uygulama yöntemi
bireyleri keyfi ve öngöremeyecekleri müdahalelerden koruyacak düzeyde açıklıkla
yazılmalıdır. Belirlilik, kişilerin hukuk güvenliğini korumakla birlikte
idarede istikrarı sağlar.
6215 sayılı Kanun'un 30. maddesine göre, Kanun'un yürürlüğe giriş
tarihi Kanun'un yayım tarihi olarak kabul edilmiştir. Kanun 12.4.2011 günlü,
27903 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
6215 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, 2012
Londra Yaz Olimpiyatları ile 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarının tarihleri
Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından belirlenmiş bulunmaktadır.
Hâlihazırda, 2016 Yaz ve 2018 Kış Olimpiyatlarının tarihi ve yeri de ilan
edilmiş bulunmaktadır.
Spor dünyasının en önemli organizasyonu olan ve 4 yıllık
aralıklarla düzenlenen olimpiyatların nerede ve ne zaman yapılacağının
Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından yıllar öncesinden tespit edilip ilan
edilmesi, iptale konu kuralın, genel kurul tarihlerinin çok önceden
belirlenebilmesine imkân sağlaması nedeniyle kuralda kanunların belirliliği
ilkesine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 2. maddesine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 7. maddesiyle bir ilgisi görülmemiştir.
J- Kanun'un 21. Maddesiyle Değiştirilen 5216 sayılı Kanun'un 26.
Maddesinin Üçüncü Cümlesinin '' ya da bu yerlerin belediye veya bağlı
kuruluşlarının %50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin
%50'sinden den fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886
sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince
belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir.' Bölümünün
İncelenmesi
Dava dilekçesinde, toplu taşıma imtiyazının devri ile hafriyat
sahalarının, sosyal tesislerin, büfe çay ocağı ve otoparkların işletmesinin
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na göre, açık, saydam ve rekabetçi koşullarda ihale
edilmek yerine, büyükşehir belediyelerinin şirketlerine doğrudan verilmesi
işleminde kamu yararı olmadığı, piyasada rekabetçi şartlarda faaliyet yürüten
binlerce şirket aleyhine ve belediye şirketleri lehine hukukun kabul
edemeyeceği eşitsizlik yaratıldığı, işletme haklarının devrine ilişkin olarak
belediye meclisince belirlenecek süre ve bedel dışında hiçbir koşula yer
verilmediği, kanun ile düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına,
genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisi
verilmesinin yasama yetkisinin devri anlamına geleceği belirtilerek kuralın,
Anayasa'nın 2., 7. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptale konu kuralların yer aldığı maddede, büyükşehir
belediyelerine, kendilerine yüklenilmiş olan görev ve hizmet alanlarında ilgili
mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketi kurabilme olanağı
verilmektedir.Büyükşehir belediyelerince kurulabileceği öngörülen sermaye
şirketlerinin çalışma konularının, büyükşehir belediyelerinin genel idare
esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları asli ve sürekli görevleri dışında
kalan alanlarda, sermaye şirketleri aracılığıyla yürütülmeye uygun nitelikteki
(piyasa şartlarının gözetileceği) görev ve hizmetler olacağında kuşku
bulunmamaktadır.
İptali istenilen kural, belediyelere kendi görev ve hizmet
alanlarında, bazı idari koşulları yerine getirerek, belediye veya bağlı
kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin
% 50'sinden fazlasına ortak olduğu sermaye şirketlerine maddede sayılan
yerlerin işletmesini 2886 sayılı Kanun'a tabi olmaksızın devredebileceğini
öngörmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan mal ve hizmet
alımları ile yapım işleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında; kira ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi
işlemleri ise 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yürütülmektedir.
Devlet İhale Kanunu'nun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun
şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması
esastır.
Kanunların, kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması,
genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi ve
kazanılmış hakları ihlâl etmemesi Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk
devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde
kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet
ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir.
Bütün kamusal işlemler, nihai olarak kamu yararını gerçekleştirmek
hedefine yönelmek durumundadır. Kanunun amaç öğesi bakımından Anayasa'ya uygun
sayılabilmesi için kanunun çıkarılmasında kamu yararı dışında bir amacın
gözetilmemiş olması gerekir. İlgili yasama belgelerinin incelenmesinden kanunun
kamu yararı dışında bir amaçla çıkarılmış olduğu açıkça anlaşılabiliyorsa kanunun
amaç unsuru bakımından Anayasa'ya aykırı olduğu söylenebilir. Kanun koyucunun
kamu yararı amacıyla hareket edip etmediği ancak ilgili yasama belgeleri
incelenerek ve kuralın objektif anlamına bakılarak tespit edilebilir.
Devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların
gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinimleri karşılamak, kamu
yararını ya da çıkarını sağlamak için yapılan ve topluma sunulmuş bulunan
sürekli ve düzenli etkinlikler olarak tanımlanan kamu hizmetinin, kamu
hukukunun genel ilkeleri gereğince, doğrudan idare, kuruluş ve kurumları
eliyle, kamusal yönetim biçimine göre yürütülmesi asıl ve olağandır. Ancak,
kanun koyucu, kimi zaman hukuki ve fiili eşitliği sağlamak kimi zaman da kamu
yararını korumak veya kamu hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak amacıyla temel
kanunlardaki prensiplere istisna teşkil eden düzenlemeler yapabilir. Bu
kapsamda, iptale konu kuralda, Büyükşehir belediyelerine kendilerine
yüklenilmiş olan görev ve hizmet alanlarında ilgili mevzuatta belirtilen
usullere göre sermaye şirketi kurabilme olanağı verilmektedir.
Anayasa'ya uygunluk denetiminde, kanun koyucunun kamu yararı
anlayışının isabetli olup olmadığı değil, incelenen kuralın kamu yararı dışında
belli bireylerin ya da grupların çıkarları gözetilerek yasalaştırılmış olup
olmadığının incelenebileceği açıktır. Anayasa'da Hazineye ait veya kamu
kurumlarına tahsisli kamu mallarının satış ve tasarrufuna ilişkin ilkelere
açıkça yer verilmemiştir.
Belediye şirketleri, doğrudan belediyeler tarafından kurulan ya da
yönetiminin elde edilmesi koşuluyla belediyelerce ortak olunan, bağımsız
bütçeli, özel hukuk tüzel kişileridir.5216 sayılı Kanun'un 26. maddesinin ilk
hâlinin gerekçesinde büyükşehir belediyelerinin hizmetlerini daha etkili,
verimli ve ekonomik şartlarda sunmasına ve kaynak yaratmalarına yardımcı olmak
amacıyla sermaye ortaklığı kurmasına izin verildiği ifade edilmiştir. Aynı
gerekçede kurulacak şirketin belediyenin görev alanıyla ilgili olması şartının
bulunduğu, belediyelerin kurdukları veya ortak oldukları şirketlerden,
belediyenin görev alanıyla ilgili olmayan şirketleri tasfiye etmesi veya
ortaklıktan çekilmesi gerekeceği belirtilmiştir.
Belediye şirketlerinin kurulabilecekleri ve faaliyet
gösterebilecekleri alanlar, işletme hakkının devredilebileceği yerlere ilişkin
iptale konu kuralda yer verilen sınırlamalar ve belediyelerin bu şirketlerin
sermayelerinin çoğunluğuna sahip olmaları nedeniyle yönetimlerine hâkim
olmaları göz önünde bulundurularak, belediye meclislerince alınacak bir kararla
kuralda sayılan yerlerin işletme haklarının bu şirketlere devrinin 2886 sayılı
Kanun'un rekabeti ve açıklığı temin eden kurallarından muaf tutulduğu
anlaşılmaktadır. Kuralda sayılan yerlerin bu alanda temel kanun olan 2886
sayılı Kanun'a istisna oluşturacak bir şekilde belediye meclislerince alınacak
kararlar doğrultusunda belediye şirketlerince işletilebilmelerinin öngörülmesi,
hizmetlerin ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında
karşılanmasına imkân sağladığı ve kamunun yararına uygun olduğu
değerlendirmesinde bulunan kanun koyucunun takdir yetkisi içerisindedir.
Öte yandan, 6360 sayılı 'On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve
Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 10. maddesi ile 5216 sayılı Kanun'un
26. maddesinin iptal konusu kuralın yer aldığı birinci fıkrasına 'Ancak, bu
yerlerin belediye şirketlerince üçüncü kişilere devri 2886 sayılı Kanun
hükümlerine tabidir.' biçimindeki kural eklenmiştir.
İptale konu edilen kuralda kanun koyucu doğrudan belediyeler
tarafından 'belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak
olduğu şirketler' ile 'bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu
şirketler'e 2886 sayılı Kanun'a tabi olmaksızın mülkiyeti ya da
tasarrufundaki belli bazı yerlerin işletmesini devretme imkânı vermektedir.
Eklenmiş olan kuralda ise bu şekilde işletme hakkını devralan şirketlerin 3.
kişilere aynı yerin işletme hakkını ancak 2886 sayılı Kanun hükümleri
çerçevesinde devredebileceği öngörülmüştür.
Kanun koyucunun, bu şekilde doğrudan belediye meclislerince
alınacak bir kararla, 2886 sayılı Kanun'da yer alan kurallara uyulmasına gerek
bulunmaksızın kuralda sayılan yerlerin işletme haklarının belediye şirketlerine
devrini bu alanlardaki kamu hizmetlerinin kamu yararına uygun bir şekilde
yürütülmesine engel olmayacağı değerlendirmesinde bulunurken, işletme haklarını
devralan şirketlerin bu haklarını 3. kişilere devrini genel kurala (2886 sayılı
Kanun hükümlerine) tabi tutarak ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve
zamanında karşılanması ve ihalelerde açıklık ve rekabetin sağlanması açısından
kamunun yararına uygun olacağı değerlendirmesinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
İptal dilekçesinde ayrıca iptale konu kuralda işletme haklarının
devrine ilişkin olarak belediye meclisince belirlenecek süre ve bedel dışında
hiçbir koşula yer verilmediği, bunun Anayasa'nın 7. maddesinde yer alan yasama
yetkisinin devri anlamına geleceği ve dolayısıyla Anayasanın 7. maddesine
aykırı düşeceği ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 7. maddesinde, 'Yasama yetkisi Türk Milleti adına
Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.' denilmektedir.
Öte yandan, Anayasa'nın 87. maddesinde 'kanun koyma' yetkisinin Türkiye
Büyük Millet Meclisine ait bir görev olduğu açıklığa kavuşturulmuştur. Buna
göre, Anayasa'da kanun ile düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına
genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı
değildir.
Farklı koşul ve durumlara göre sık sık değişik önlemler
alma, bunları kaldırma ve süratli biçimde hareket etme zorunluluğunun bulunduğu
alanlarda, yasama organının temel kuralları saptadıktan sonra, uzmanlık ve
idare tekniğine ilişkin hususları yürütmeye bırakması, yasama yetkisinin devri
olarak yorumlanamayacağı gibi yürütme organının yasama organı tarafından
çerçevesi çizilmiş alanda ve değişen koşullara uyum sağlayabilecek esnekliğe
sahip kriterlere uygun olarak, genel nitelikte hukuksal tasarruflarda
bulunması, hukuk devletinin belirlilik ilkesine aykırılık oluşturmaz.
Belediye şirketleri, iptale konu kuralın yer aldığı 5216 sayılı
Kanun'un 26. maddesinin birinci cümlesine göre Büyükşehir belediyesinin
kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında kurulabilirler ve dolayısıyla bu
alanlarda faaliyet gösterebilirler.
Genel kural gereği belediyeler tarafından yapılan her türlü kira
ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi işlemleri 2886 sayılı Kanun'a tabi
tutulurken, iptale konu edilen kuralla sadece maddede sayılan yerlerin
(mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini,
sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçeleri) işletme hakkının belediye
meclisince belirlenecek süre ve bedelle,belirli şirketlere (belediye veya bağlı
kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin
% 50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere) devredebilecektir.
Kuralda sayılan yerlerin 2886 sayılı Kanun'da yer verilen
koşullara tabi olmaksızın belediye tarafından yapılacak işletme hakkının devri
işlemlerinde belediye meclislerine sadece süre ve bedel konusunda karar alma
yetkisi verilmiştir.
Belediye ve ihale mevzuatı ile çok ayrıntılı olarak düzenlenmiş
bir konuda, işletme hakkının devredileceği şirketlerin, belediyelerin bu
şirketlerde sahip oldukları sermaye paylarından kaynaklanan özel durumları göz
önünde bulundurularak, istisna kapsamına alınması ve belediyelerin kendilerinin
tasarrufunda bulunan maddede sayma yoluyla belirtilen yerler üzerindeki işletme
hakkının kamu yararı ve hizmetin gereklerini dikkate alarak devri konusunda büyükşehir
belediye meclislerine süre ve bedel konusunda karar alma yetkisinin verilmesi,
genel ilkeleri ve çerçevesi belirsiz bir alanda düzenleme yapma yetkisinin
devri anlamına gelmemektedir.
Dava dilekçesinde son olarak, kuralda sayılan yerlerin işletmesinin
2886 sayılı Kanun'a göre, açık, saydam ve rekabetçi koşullarda ihale edilmek
yerine, büyükşehir belediyelerinin şirketlerine doğrudan verilmesi sonucunda
piyasada rekabetçi şartlarda faaliyet yürüten binlerce şirket aleyhine ve
belediye şirketleri lehine hukukun kabul edemeyeceği eşitsizlik yaratıldığı
ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi hukuksal
durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal
eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin
kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını
ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi
ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin ihlali
yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı
tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da
topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı
hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa
Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
Yukarıda ifade edildiği üzere, kamu hizmetinin, kamu hukukunun
genel ilkeleri gereğince, doğrudan idare, kuruluş ve kurumları eliyle, kamusal
yönetim biçimine göre yürütülmesi asıl ve olağandır. Ancak, kanun koyucu, kimi
zaman hukuki ve fiili eşitliği sağlamak kimi zaman da kamu yararını korumak
veya kamu hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak amacıyla temel kanunlardaki
prensiplere istisna teşkil eden düzenlemeler yapabilir. Bu kapsamda, iptali
istenilen kuralla belediyelere kendi görev ve hizmet alanlarında, bazı idari
koşulları yerine getirerek belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden
fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak
olduğu sermaye şirketlerine maddede sayılan yerlerin işletmesinin 2886 sayılı
Kanun'a tabi olmaksızın devredilebilmesi imkânının verilmesi, işletmenin
devredildiği şirketlerin 'belediye şirketi' olmaları ve diğer özel
şirketlerden farklı bir hukuki niteliğe sahip olmaları nedeniyle eşitlik
ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, iptale konu edilen kural Anayasanın 2., 7.
ve 10. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamıştır.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
29.3.2011 günlü, 6215 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun'un;
A- 10. maddesiyle değiştirilen, 21.5.1986 günlü, 3289 sayılı
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un ek
9. maddesinin beşinci fıkrasının 'Kesinleşmiş sigorta veya vergi borcu
olmamak.' biçimindeki (c) bendinin yürürlüğünün durdurulması
isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
B- 1- 10. maddesiyle değiştirilen 3289 sayılı Kanun'un ek 9.
maddesinin;
a- Birinci fıkrasının;
aa- 'Bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerine
getirmeyen federasyonların tüzel kişilikleri bu maddede belirtilen usulle iptal
edilir ve mal varlıkları Genel Müdürlüğe devredilir.' biçimindeki
üçüncü cümlesine,
ab- 'Genel Müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve tahsis
edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların mülkiyeti Genel Müdürlüğe
ait olur. Bu taşınmazlar Genel Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır.' biçimindeki
beşinci ve altıncı cümlelere,
b- İkinci fıkrasının;
ba- Dördüncü cümlesinde yer alan ''iki üyesi seçimle
belirlenen, üç üyesi ise Genel Müdürlükçe görevlendirilen'' ibaresine,
bb-Son cümlesinde yer alan ''teklifi ve Genel Müdürün'' ibaresine,
c- Üçüncü fıkrasının;
ca- 'Genel kurul üye sayısı olimpik ve paralimpik spor
dallarında 150'den az 300 üyeden fazla, diğer branşlarda ise 100'den az 200
üyeden fazla olamaz.' biçimindeki yedinci cümlesine,
cb- (a) bendinde yer alan ''üç ay içerisinde'' ibaresine,
cc- (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan 'Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu
raporlarında yeterli düzeyde görülmeyen veya'' ibaresine,
ç- Dördüncü fıkrasının 'Genel kurulun delege sayısının
yüzde 10'u Genel Müdürlük temsilcilerinden oluşur.' biçimindeki onuncu
cümlesine,
d- Beşinci fıkrasının(d) bendinde yer alan 'Anayasal
düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile casusluk, '' ile ''gibi
yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan'' ibarelere,
e- Altıncı fıkrasının;
ea- 'Spor
federasyonlarının Bakana verecekleri taahhütnamenin esaslarını belirlemek ve
yıl sonu itibarıyla taahhütlerine uyup uymadıklarını
değerlendirerek Bakana sunmak.' biçimindeki (a) bendine,
eb-'Bakana sunulan taahhütname ile master planı ve performans
ölçütlerine uyulup uyulmadığı konusunda altı ayda bir Bakana rapor vermek.' biçimindeki
(c) bendine,
f- Onaltıncı fıkrasının;
fa- İkinci cümlesinde yer alan''amaca uygunluğu ve'' ibaresine,
fb- Üçüncü cümlesinde yer alan ''ve
amacına'' ibaresine,
fc- 'Teknik elemanlar ve sporculara ödenecek ücretler
hariç, federasyonda çalışan personel ve diğer görevlilere verilecek ücret ve
yolluklar kamu kaynakları ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığından sağlanan reklam
gelirlerinden karşılanamaz.' biçimindeki son cümlesine,
2- 12. maddesiyle, 3289 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 11'in
son fıkrasına,
3- 21. maddesiyle değiştirilen, 10.7.2004 günlü, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 26. maddesinin üçüncü cümlesinin ''ya
da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak
olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu
şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine
tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini
devredebilir.'bölümüne,
yönelik iptal istemleri, 14.2.2013 günlü, E. 2011/63,K. 2013/28
sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkraya, bentlere, cümlelere, bölüme ve
ibarelere ilişkin yürürlüğün durdurulması isteminin REDDİNE,
14.2.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI- SONUÇ
29.3.2011 günlü, 6215 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun'un;
A- 10. maddesiyle değiştirilen, 21.5.1986 günlü, 3289 sayılı
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un ek
9. maddesinin;
1- a- Birinci fıkrasının;
aa- 'Bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerine
getirmeyen federasyonların tüzel kişilikleri bu maddede belirtilen usulle iptal
edilir ve mal varlıkları Genel Müdürlüğe devredilir.' biçimindeki
üçüncü cümlesinin,
ab- 'Genel Müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve tahsis
edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların mülkiyeti Genel Müdürlüğe
ait olur. Bu taşınmazlar Genel Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır.' biçimindeki
beşinci ve altıncı cümlelerinin,
b- İkinci fıkrasının;
ba- Dördüncü cümlesinde yer alan ''iki üyesi seçimle
belirlenen, üç üyesi ise Genel Müdürlükçe görevlendirilen'' ibaresinin,
bb-Son cümlesinde yer alan ''teklifi ve Genel Müdürün'' ibaresinin,
c- Üçüncü fıkrasının;
ca- 'Genel kurul üye sayısı olimpik ve paralimpik spor
dallarında 150'den az 300 üyeden fazla, diğer branşlarda ise 100'den az 200
üyeden fazla olamaz.' biçimindeki yedinci cümlesinin,
cb- (a) bendinde yer alan ''üç ay içerisinde'' ibaresinin,
cc- (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan 'Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu raporlarında
yeterli düzeyde görülmeyen veya'' ibaresinin,
d- Dördüncü fıkrasının 'Genel kurulun delege sayısının
yüzde 10'u Genel Müdürlük temsilcilerinden oluşur.' biçimindeki onuncu
cümlesinin,
Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
2- Beşinci fıkrasının;
a- 'Kesinleşmiş sigorta veya vergi borcu olmamak.' biçimindeki
(c) bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,Osman Alifeyyaz PAKSÜT,
Nuri NECİPOĞLU, Celal Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL'ın karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
b- (d) bendinde yer alan;
ba- 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar
ile'' ile ''gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı
suçtan''biçimindeki ibarelerinin,Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve iptal
istemlerinin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
bb- ''casusluk,'' sözcüğünün Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ, Mehmet
ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Erdal TERCAN'ın karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
3- a-Altıncı fıkrasının;
aa- 'Spor
federasyonlarının Bakana verecekleri taahhütnamenin esaslarını belirlemek ve
yıl sonu itibarıyla taahhütlerine uyup uymadıklarını
değerlendirerek Bakana sunmak.' biçimindeki (a) bendinin,
ab-'Bakana sunulan taahhütname ile master planı ve performans
ölçütlerine uyulup uyulmadığı konusunda altı ayda bir Bakana rapor vermek.' biçimindeki
(c) bendinin,
b- Onaltıncı fıkrasının;
ba- İkinci cümlesinde yer alan''amaca uygunluğu ve'' ibaresinin,
bb- Üçüncü cümlesinde yer alan ''ve
amacına'' ibaresinin,
bc- 'Teknik elemanlar ve sporculara ödenecek ücretler
hariç, federasyonda çalışan personel ve diğer görevlilere verilecek ücret ve
yolluklar kamu kaynakları ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığından sağlanan reklam
gelirlerinden karşılanamaz.' biçimindeki son cümlesinin,
Anayasa'ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
B- 12. maddesiyle 3289 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 11'in
son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
C- 21. maddesiyle değiştirilen, 10.7.2004 günlü, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 26. maddesinin üçüncü cümlesinin ''ya
da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50'sinden fazlasına ortak
olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden fazlasına ortak olduğu
şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine
tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini
devredebilir.' bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
14.2.2013 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra Ayla
PERKTAŞ
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
Zühtü ARSLAN
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
İptal istemine konu 3289 sayılı Kanun'un Ek 9. maddesinin
değiştirilen beşinci fıkrasının (d) bendindeki 'casusluk' ibaresi ile bu suçtan
hükümlü olanların Federasyon Başkanlığına aday olamayacakları hüküm altına
alınmıştır. Casusluk suçları 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 328-338.
maddeleri arasında düzenlenmiş olup; bu maddeler arasında taksirle işlenebilen
suçlar olduğu gibi (Md.329/3, Md.336/3, Md.338), kastla işlenebilen suçlar da
bulunmaktadır. Keza bu nev'i suçlar için öngörülen cezalar da 6 ay hapisten
ağırlaştırılmış müebbet hapse kadar farklılık göstermektedir. 'Casusluk'
suçları arasında herhangi bir ayırım gözetilmemesi nedeniyle, taksirle
işlenebilen ve örneğin 6 ay hapis cezası öngören bir suçtan hükümlü kişinin
sırf bu nedenle herhangi bir spor federasyonuna başkan adayı olamaması, işlenen
suçla orantısız bir hak yoksunluğuna yol açacaktır. Nitekim 23.1.2008 günlü,
5278 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, benzer düzenlemeyi
öngören hükümleri, aşağıdaki gerekçeyleAnayasa Mahkemesinin 25.2.2010 tarih ve
E: 2008/17, K:2010/44 sayıl kararıyla iptal edilmiştir.
'' yasakoyucu asli cezalara bağlı olarak kimi yoksunluklar öngörüp
öngörmeme konularında anayasal ilkeler çerçevesinde takdir hakkına sahiptir.
Ceza hukukunda, doğrudan doğruya bir suçun karşılığı olmak üzere öngörülen asli
cezanın yanında, bu cezanın etkisini arttırmak, suç işlenmesinde caydırıcılığı sağlamak
için, asli cezaya ek olarak kimi hak yoksunlukları da getirilmiştir. İptal
davasına konu yasal düzenlemelerde de bazı meslek ya da görevlerin saygınlığı
bunlara karşı toplumun güven duygusu ve içeriklerinde yer alan etik değerleri
gözönüne alarak, bu meslek ve görevleri icra edecek olanların belli suçlardan
mahkum olmaları halinde, asli cezanın yanı sıra sürekli olarak hak
yoksunlukları öngörülmüştür. Ancak, ceza hukuku alanında olduğu gibi
hak yoksunluğu getiren iptal davasına konu düzenlemelerde de kuralların, önleme
ve iyileştirme amaçlarına uygun olarak ölçülü, adil ve orantılı olması
gerekir. Yasakoyucunun hak yoksunluklarını belirlerken takdir hakkı
çerçevesindeki tercih serbestisinin de Anayasaya uygun olması gerektiği
açıktır. Dava konusu düzenlemeler, meslek veya görevlerin özellikleri,
suçların niteliği, bu suçlara verilen cezalar ve cezaların süresi, kastla veya
taksirle işlenip işlenmediğine bakılmaması ve bir kademelendirmede yapılmaması
ve bu suçlardan mahkum olanların belirli meslekleri ve görevleri sürekli olarak
icra edememeleri, işledikleri suçlara göre adaletli ve eylemle orantılı olmayan
ölçüsüz bir hak yoksunluğuna yol açması nedeniyle Anayasa'nın 2. maddesinde
belirtilen Hukuk Devleti ilkesine aykırıdır. İptali gerekir''
Açıklanan nedenlerle, Anayasa Mahkemesinin işaret edilen
kararındaki gerekçelerle dava konusu 'casusluk' ibaresinin Anayasa'nın 2.
maddesine aykırı olduğu ve bu nedenle iptali gerektiği kanaatine vardığımızdan;
çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyoruz.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkan Vekili
Serruh KALELİ
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Zehra Ayla
PERKTAŞ
|
Üye
Erdal TERCAN
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
3289 sayılı Kanun'un Ek 9. maddesinin beşinci fıkrasının (d)
bendinde, federasyon başkan adayı olabilmek için 'casusluk' suçundan hükümlü
bulunmamak gerektiği öngörülmektedir.
Casusluk suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 328. ila 338. maddeleri
arasında düzenlenmiş olup, taksirle veya kasıtla işlenebilen suçlardandır.
Dava konusu ibarenin yer aldığı düzenlemede casusluk suçundan
alınan hükmün kasıtla ya da taksirle işlenme sonucu gerçekleşip gerçekleşmediği
yönünde bir ayırım yapılmamaktadır.
Taksirle işlenen casusluk suçu ile kasıtla işlenen casusluk suçu
arasında suçun işleniş şekli gözetilerek buna göre bir ayırım yapılması
gerekirken, böyle bir ayırım yapılmadan her iki durum için aynı sonucun
öngörülmesi adil ve eylemle orantılı olmayan ölçüsüz bir hak yoksunluğuna yol
açmaktadır.
Açıklanan nedenle söz konusu ibare Anayasa'nın 2. maddesinde
belirtilen 'Hukuk Devleti' ilkesine aykırıdır.
İptali gerekir.
KARŞIOY YAZISI
6215 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un
10. maddesiyle değiştirilen 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un Ek 9. maddesinin beşinci fıkrasının (c)
bendinde, spor federasyonlarına başkan adayı olabilmek için kesinleşmiş vergi
ve sigorta borcu olmamak koşulu getirilmiştir.
Kuralın, Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletine
aykırı olduğu sonucuna varılmış ise de hukuk devletinde kanun koyucu, bir
mesleğin ya da görevin toplum yararına ifa edilebilmesi için bu görevleri
üstlenenlerin toplumla ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenin egemen kılınması
amacıyla, meslek veya görevle bağdaşmadığını değerlendirdiği bazı durumların
bulunmamasını koşul olarak öngörebilir. Bu durumlar kişinin özel ve aile
hayatını ilgilendirmediği, kamusal alana ilişkin olduğu sürece yasa koyucunun
bu alanda takdir hakkı bulunduğu kabul edilmelidir. Bunda, hukuk devletine
aykırılıktan söz edilemez.
Kuralla, kişinin vergi ve sigorta borcu bulunması spor federasyonu
başkanı olmasına engel bir hal olarak öngörülmüştür. Kişinin bu türden
kesinleşmiş borçları bulunması, mali ve ticari işlerine yeterli dikkat ve özeni
göstermediğine veya mali durumunun bozuk olduğuna dair karine teşkil eder.
Vergi ve sigorta borçlarının kesinleşmesi için belirli aşamalardan geçilmesi
gerekeceği ve bu süreçte borcun ödenmesi imkanı varken ödememenin ancak
bilinçli bir tercihle söz konusu olabileceği gözetildiğinde, taksirle bu duruma
sebebiyet verilmesi pek mümkün görünmemektedir. Bu nedenle borcun taksirle de
gerçekleşebileceği yolundaki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Hakimlik mesleğinde olduğu gibi, tarafsızlık gerektiren bazı
görevlerde kişinin sadece tarafsız ve dış etkilere kapalı olması değil, bu
görüntüsünün korunması da önemlidir. Spor federasyonlarının başkanlığı da
tarafsızlık gerektiren bir görevdir. Kesinleşmiş vergi ve sigorta borçları
bulunan bir kişinin tarafsız ve dış etkilere kapalı görüntüsünü koruması güç
olacağından, yasa koyucu kamu yararını gözeterek, spor federasyonu başkanlığına
aday olmak isteyenlere bu yönde bir koşul getirmiştir. Kişinin hakları ile
gözetilen kamu yararı kıyaslandığında bu koşul, eylemle orantılı olmayan veya
ölçüsüz bir hak mahrumiyeti olarak nitelendirilemez.
Açıklanan nedenlerle yasa koyucunun takdir alanı içinde olan kuralın
Anayasa'ya aykırı bir yönü bulunmadığı düşüncesindeyiz.
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
29.3.2011 günlü, 6215 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun'un 21. maddesi ile 10.7.2004 günlü,5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun değiştirilen 26. maddesinde; 'Büyükşehir
belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta
belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile
belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu
şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir
belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım
hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini
işletebilir; ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının %
50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden
fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve
bedelle işletilmesini devredebilir.' denilmektedir.
Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir
hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Buna göre Devletin tüm organları Anayasa
ve hukukun üstün kuralları ile bağlıdır. Hukuk devleti devlet etkinliklerinin
düzenle sürdürülebilmesi için gerekli olan hukuksal alt yapıyı oluşturmak
suretiyle aynı zamanda istikrarı da sağlamaktır. Bu istikrarın özü hukuki
güvenlik ve öngörülebilirliktir. Hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik
sağlanabilmesi ise kuralların genel, eşit ve nesnel olmalarına bağlıdır.
Dava konusu kuralda, Büyükşehir belediyesinin, mülkiyetinde veya
tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler,
büfe, otopark ve çay bahçelerini, belediye veya bağlı kuruluşlarının %
50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50'sinden
fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve
bedelle işletilmesini devredebileceği düzenlenmekte olup, bu haliyle idareye
keyfi uygulamalara neden olabilecek geniş bir takdir yetkisi verildiği gibi,
aynı durumda bulunan başvurucular yönünden de hukuki güvenlik ve
öngörülebilirliği sağlamaktan öte objektif olmadığı ve belirsizliğe neden
olduğu açıktır.
Açıklanan nedenle, kural Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olup,
iptali gerektiği düşüncesi ileçoğunluk görüşünekatılmıyorum.