ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 2011/144
Karar Sayısı : 2013/23
Karar Günü : 31.1.2013
R.G Tarih-Sayı :
10.12.2013-28847
İPTAL DAVASINI AÇANLAR : Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri Emine Ülker TARHAN ve Muharrem İNCE
ile birlikte 116 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU : 26.9.2011
günlü, 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin;
1- İlk ve esas incelemelerinde, 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 59. ve 60.
maddeleri uyarınca Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ'ın reddine,
2- Tümünün ve ayrı ayrı tüm maddeleri ile eki (1) Sayılı
Cetvel'in, Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7., 87. ve 91. maddelerine
aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar
verilmesi istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Kanun Hükmünde Kararname Kuralları
660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali istenilen kuralları
içeren maddeleri şöyledir:
Amaç ve kapsam
MADDE 1- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin amacı; uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe
Standartlarını oluşturmak ve yayımlamak, bağımsız denetimde uygulama birliğini,
gerekli güveni ve kaliteyi sağlamak, denetim standartlarını belirlemek, bağımsız
denetçi ve bağımsız denetim kuruluşlarını yetkilendirmek ve bunların
faaliyetlerini denetlemek ve bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yapmak
yetkisini haiz Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun
kuruluş, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları
düzenlemektir.
Tanımlar
MADDE 2- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin uygulanmasında;
a) Bağımsız denetçi: Bağımsız denetim yapmak üzere, 1/6/1989
tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanununa göre yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali
müşavirlik ruhsatını almış meslek mensupları arasından Kurum tarafından
yetkilendirilen kişileri,
b) Bağımsız denetim: Finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin,
finansal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul
güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi
amacıyla, denetim standartlarında öngörülen gerekli bağımsız denetim
tekniklerinin uygulanarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve
değerlendirilerek rapora bağlanmasını,
c) Bağımsız denetim kuruluşu: Bağımsız denetim yapmak üzere, Kurum
tarafından yetkilendirilen sermaye şirketlerini,
ç) Bakan: Başbakan veya görevlendireceği Bakanı,
d) Bakanlık: Kurumun ilişkili olduğu Bakanlığı,
e) Başkan: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu
Başkanını,
f) İkincil düzenleme: Bu Kanun Hükmünde Kararname ile verilen
yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmek üzere Kurum tarafından
çıkarılan yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemleri,
g) Kalite güvence sistemi: Denetimde gerekli kaliteyi ve
kamuoyunun yapılan bağımsız denetime olan güvenini sağlamak amacıyla bağımsız
denetim kuruluşu ya da bağımsız denetçi tarafından yapılan işin, belirlenen
standart ve ilkelere uygun olarak yapılmasını temin etmek için oluşturulan
sistemi,
ğ) Kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar: Halka açık şirketler,
bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, faktoring şirketleri,
finansman şirketleri, finansal kiralama şirketleri, varlık yönetim şirketleri,
emeklilik fonları, ihraççılar ve sermaye piyasası kurumları ile faaliyet
alanları, işlem hacimleri, istihdam ettikleri çalışan sayısı ve benzeri ölçütlere
göre önemli ölçüde kamuoyunu ilgilendirdiği için Kurum tarafından bu kapsamda
değerlendirilen kuruluşları,
h) Kurul: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları
Kurulunu,
ı) Kurum: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları
Kurumunu,
i) Meslek mensubu: 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan
serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirleri,
j) Türkiye Muhasebe Standartları: Kurul tarafından onaylanarak
Türkiye Muhasebe Standardı ve Türkiye Finansal Raporlama Standardı adıyla
yayımlanan muhasebe standartlarını,
k) Türkiye Denetim Standartları: Kurul tarafından onaylanarak
Türkiye Denetim Standardı adıyla yayımlanan uluslararası standartlarla uyumlu
denetim standartlarını,
ifade eder.
Kurumun teşkilatı
MADDE 3- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamede belirtilen görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzel kişiliğini
haiz ve idari özerkliğe sahip, Başbakanlıkla ilişkili Kamu Gözetimi, Muhasebe
ve Denetim Standartları Kurumu kurulmuştur. Başbakan, Kurumun yönetimi ile
ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde bir Bakan eliyle yürütebilir.
(2) Kurum; Kurul ve Başkanlıktan oluşur. Kurumun merkezi
Ankara'dadır. Kurumun merkezini değiştirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Kurum,
gerekli gördüğü yerlerde temsilcilik açabilir.
Kurulun oluşumu
MADDE 4- (1) Kurul; Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından önerilecek dörder aday
arasından ikişer kişi, Hazine Müsteşarlığı, Sermaye Piyasası Kurulu ve
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bağlı olduğu Bakanlıklar ile
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları
Birliği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından önerilecek ikişer aday
arasından birer kişi olmak üzere, Bakanlar Kurulu tarafından atanan dokuz
üyeden oluşur.
(2) Bakanlar Kurulu, üyelerden birini Başkan olarak atar. Kurul,
Başkanın önerisi üzerine üyelerden birini İkinci Başkan olarak seçer.
(3) Kurul üyeliklerine atanacakların;
a) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48
inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (l), (4), (5), (6) ve (7)
numaralı alt bentlerinde belirtilen nitelikleri taşımaları,
b) En az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarının
hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler ile
ticari bilimler fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca
kabul edilen yükseköğretim kurumlarından mezun olmaları veya bu dallarda yüksek
lisans yapmış olmaları ve muhasebe, finans, vergi, denetim ve hukuk
alanlarından birinde en az on yıllık deneyim sahibi olmaları,
c) Öğretim elemanları arasından Kurul üyeliklerine atanacakların
ise iktisat, işletme, maliye ve muhasebe alanlarında en az on yıl süreyle
öğretim üyesi veya öğretim görevlisi olarak görev yapmış olmaları,
şarttır.
(4) Üyeliğe atanacakların son üç yılda; bağımsız denetim
faaliyetinde bulunmamış, bir bağımsız denetim kuruluşunda yönetim kurulu
üyeliği yapmamış veya bir bağımsız denetim kuruluşunca istihdam edilmemiş
olması ya da doğrudan veya dolaylı olarak bir bağımsız denetim kuruluşu ile
ortaklık ilişkisinin olmaması zorunludur.
Görev süreleri
MADDE 5- (1) Kurul Başkan ve
üyelerinin görev süresi altı yıldır. Süresi biten Başkan ve üyeler yeniden
atanamazlar. Başkanlığın veya üyeliğin görev süresi dolmadan herhangi bir
sebeple boşalması halinde, boşalan yere bir ay içinde 4 üncü maddedeki esaslara
göre atama yapılır. Bu şekilde atanan kişiler, yerine atandıklarının süresini
tamamlar ve bunlardan iki yıl veya daha az süreyle görev yapanlar bir
defalığına tekrar atanabilir.
(2) Kurul Başkan ve üyelerinin süreleri dolmadan herhangi bir
nedenle görevlerine son verilemez. Ancak, ciddi hastalık veya sakatlık
nedeniyle iş göremeyecekleri, atanmaları için gerekli şartları kaybettikleri
veya durumlarının 6 ncı maddeye aykırı olduğu anlaşılanların görevleri Bakanlar
Kurulu kararı ile sona erdirilir.
Yasaklar
MADDE 6- (1) Kurul Başkan ve
üyeleri, bilimsel amaçlı ders ve konferans gibi etkinlikler hariç olmak üzere,
Kurumdaki resmi görevlerinin dışında resmi veya özel hiçbir görev alamaz,
serbest meslek faaliyetinde bulunamaz, Kurumun düzenlemek ve denetlemekle
yetkili olduğu sektör veya alanla ilgili ortaklıklarda pay sahibi olamaz,
hakemlik ve bilirkişilik yapamaz ve ticaretle uğraşamazlar.
(2) Kurul Başkan ve üyeleri göreve başlamadan önce kendilerinin
veya eş ve velayeti altındaki çocuklarının sahibi bulunduğu menkul kıymetlerden
Hazine tarafından çıkarılan borçlanmaya ilişkin olanlar hariç olmak üzere
Kurumun düzenlemek ve denetlemekle sorumlu olduğu kuruluşların her türlü
sermaye piyasası araçlarını eş, evlatlık, üçüncü dereceye kadar, bu derece
dahil kan ve ikinci dereceye kadar, bu derece dahil kayın hısımları
dışındakilere otuz gün içinde satmak suretiyle elden çıkarmak zorundadır. Kurul
üyeliklerine atanmalarından itibaren otuz gün içinde bu fıkraya uygun hareket
etmeyen üyeler, üyelikten çekilmiş sayılır. Bu durum, Kurul kararı ile tespit
edilir ve Bakana bildirilir.
(3) Kurul Başkan ve üyeleri, görevlerinden ayrılmalarını izleyen
iki yıl içinde Kurumun denetlemekle ve düzenlemekle görevli olduğu sektör ve
alandaki özel kuruluşlarda görev alamazlar.
(4) Birinci ve ikinci fıkra hükümleri Kurum personeli hakkında da
uygulanır. Danışmanlık ve avukatlık gibi hizmetleri yürütmek üzere Kurumla
sözleşme yapanlar, sözleşme süresince Kurumun faaliyet alanı ile ilgili başka
iş yapamazlar.
(5) Kurul üyeleri ve diğer personel, Kurumla ilgili gizlilik
taşıyan bilgileri ve ticari sırları, görevlerinden ayrılmış olsalar bile
kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar, kendilerinin veya
başkalarının menfaatine kullanamazlar.
(6) Kurul Başkan ve üyeleri 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tabidir.
Yemin
MADDE 7- (1) Kurul Başkan ve
üyeleri, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda, görevlerinin devamı
süresince Kurulun işlerini tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlık ile
yürüteceklerine, kanun hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve
ettirmeyeceklerine dair yemin ederler.
(2) Yemin için yapılan başvuru Yargıtay tarafından acele işlerden
sayılır. Kurul Başkan ve üyeleri yemin etmedikçe göreve başlayamazlar.
Kurulun çalışma esasları
MADDE 8- (1) Kurul görevini
yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi; Kurulun kararını
etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.
(2) Kurul haftada en az bir defa olmak üzere, gerekli hallerde
toplanır. Toplantıyı Kurul Başkanı, yokluğunda ise İkinci Başkan yönetir. Her
bir toplantının gündemi toplantıdan en az bir gün önce Başkan, yokluğunda
İkinci Başkan tarafından hazırlanarak Kurul üyelerine bildirilir. Gündem
maddelerine geçmeden önce Başkan tarafından Kurumun faaliyetleri hakkında
Kurula bilgi verilir. Gündeme yeni madde eklenebilmesi için toplantı başlamadan
önce bir üyenin öneride bulunması ve önerilen maddenin gündeme eklenmesinin
Kurulca kabul edilmesi gerekir.
(3) Kurul, en az altı üyenin hazır bulunmasıyla toplanır ve en az
beş üyenin aynı yöndeki oyuyla karar alır. Oylamalarda çekimser oy kullanılamaz.
Ancak, toplantıda karar için gerekli nisabın sağlanamadığı durumlarda, bir
sonraki toplantıda oylarda eşitlik olması halinde Başkanın bulunduğu tarafın
oyu üstün sayılarak karar alınır. Kurul kararı tutanakla tespit edilir ve karar
tutanağı toplantı esnasında veya en geç toplantıyı izleyen işgünü, toplantıya
katılan tüm üyeler tarafından imzalanır.
(4) Özel kanunlardaki süreler saklı kalmak üzere, Kurul kararı,
alındığı toplantı tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde gerekçeleri, varsa
karşı oy gerekçeleri ve imzaları ile birlikte tekemmül ettirilmek zorundadır.
Kurulun düzenleme mahiyetinde olmayan kararları, gerekçeleri, varsa karşı oy
gerekçeleri ve imzaları ile birlikte tekemmül ettirildikleri tarihte yürürlüğe
girer.
(5) Geçerli mazereti olmaksızın bir takvim yılında toplam üç
toplantıya katılmayan veya bir toplantıya katıldığı ve karşı oy kullanmadığı
halde Kurul kararlarını süresi içinde imzalamayan veya karşı oy gerekçesini
süresi içinde yazmayan Kurul üyeleri, üyelikten çekilmiş sayılır. Bu durum
Kurul kararı ile tespit edilir.
(6) Kurul üyeleri kendisi, eşi, evlatlıkları ve üçüncü dereceye
kadar, bu derece dahil kan ve ikinci dereceye kadar, bu derece dahil kayın
hısımlarıyla ilgili konularda müzakere ve oylamaya katılamazlar.
(7) Kurulun düzenleme ve denetleme mahiyetindeki kararları,
tekemmül etmesinden itibaren en geç üç işgünü içinde Bakanlığa gönderilir.
(8) Kurul ikincil düzenlemeleri hazırlarken, katılımı ve
saydamlığı sağlamak üzere, ilgili tarafların görüşlerine başvurur.
(9) Kurul tarafından alınan düzenleyici nitelikteki kararlar
yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilir ve en geç yedi gün içinde Resmi
Gazetede yayımlanır. Kurulun denetleyici nitelikteki kararları uygun
vasıtalarla kamuoyuna duyurulur. Kurul, yayımlanması ülke ekonomisi ve kamu
düzeni açısından sakıncalı olan denetleyici nitelikteki kararların
yayımlanmamasına karar verebilir.
(10) Yaptırım öngören kararlar dahil tüm Kurul kararları, tekemmül
etmeleri ve ilgililere tebliğ edilmeleri veya usulüne uygun olarak
duyurulmaları ile birlikte uygulanabilir ve para cezaları tahsil edilebilir
hale gelir.
Kurulun görev ve yetkileri
MADDE 9 - (1) Kurulun görev ve
yetkileri şunlardır:
a) Tabi oldukları kanunlar gereği defter tutmakla yükümlü olanlara
ait finansal tabloların; ihtiyaca uygunluğunu, şeffaflığını, güvenilirliğini,
anlaşılabilirliğini, karşılaştırılabilirliğini ve tutarlılığını sağlamak
amacıyla, uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarını
oluşturmak ve yayımlamak.
b) Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulamasına yönelik ikincil
düzenlemeleri yapmak ve gerekli kararları almak, bu konuda kendi alanları
itibarıyla düzenleme yetkisi bulunan kurum ve kuruluşların yapacakları
düzenlemeler hakkında onay vermek.
c) Finansal tabloların; işletmelerin finansal durumunu,
performansını ve nakit akışlarını Türkiye Muhasebe Standartları doğrultusunda
gerçeğe uygun olarak sunumunu, kullanıcıların ihtiyaçlarına uygunluğunu,
güvenilirliğini, şeffaflığını, karşılaştırılabilirliğini ve anlaşılabilirliğini
sağlamak amacıyla, kamu yararını da gözetmek suretiyle, bilgi sistemleri
denetimi dahil, uluslararası standartlarla uyumlu ulusal denetim standartlarını
oluşturmak ve yayımlamak.
ç) Bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının kuruluş
şartlarını ve çalışma esaslarını belirlemek, bu şartları taşıyan kuruluşları ve
bağımsız denetim yapacak meslek mensuplarını yetkilendirerek listeler halinde
ilan etmek ve bunları oluşturacağı resmi sicile kaydederek Kurumun internet
sitesinde kamuoyunun erişimine sürekli olarak açık tutmak.
d) Bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının
faaliyetleri ile denetim çalışmalarının, Kurumca yayımlanan standart ve
düzenlemelere uyumunu gözetlemek ve denetlemek.
e) İnceleme ve denetimler sonucunda aykırılıkları saptanan
bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyet izinlerini
askıya almak veya iptal etmek.
f) Bağımsız denetim yapacak meslek mensuplarına yönelik sınav,
yetkilendirme ve tescil yapmak, disiplin ve soruşturma işlemlerini yürütmek,
sürekli eğitim standartları ile mesleki etik kurallarını belirlemek, bunlara
yönelik olarak kalite güvence sistemini oluşturmak ve bu alanlardaki
eksikliklerin düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak.
g) Yabancı ülkelerin Kurulun görev alanıyla ilgili konularda
yetkili birimleriyle işbirliği yapmak, mütekabiliyet esasına göre Türkiye'de
bağımsız denetim yapmasına yetki verilen yabancı ülke denetim kuruluşları ve
denetçilerini listeler halinde ilan etmek ve bunları oluşturacağı resmi sicile
kaydederek Kurumun internet sitesinde kamuoyunun erişimine sürekli olarak açık
tutmak.
ğ) Denetimin bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanmasına,
denetime olan güven ile denetimin kalitesinin artırılmasına yönelik
düzenlemeler yapmak ve gerekli tedbirleri almak.
h) Düzenlemek ve denetlemekle görevli olduğu alanla ilgili ikincil
düzenlemeleri yapmak ve bu konularda gerekli kararları almak.
ı) Görev alanıyla ilgili uluslararası uygulama ve gelişmeleri
izlemek, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu ve Uluslararası Denetim ve
Güvence Standartları Kurulu ile muhasebe ve denetim alanında çalışmalar yapan
diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmak, lisans ve telif anlaşmaları
akdetmek ve gerektiğinde bu kuruluşlara üye olmak.
i) Muhasebe standartları ve denetim standartlarının benimsenmesi
ve uygulanması ile görev alanıyla ilgili konularda kamu bilincinin
yerleştirilmesine yönelik olarak toplantı, konferans ve benzeri etkinlikler ile
gerekli yayınlarda bulunmak.
j) Kurumun ana stratejisini, performans ölçütlerini, amaç ve
hedeflerini, hizmet kalite standartlarını belirlemek, insan kaynakları ve
çalışma politikalarını oluşturmak, Kurumun hizmet birimleri ve bunların
görevleri hakkında öneride bulunmak.
k) Kurumun ana stratejisi ile amaç ve hedeflerine uygun olarak
hazırlanan bütçesini görüşmek ve karara bağlamak.
l) Kurumun performansını ve mali durumunu gösteren raporları
onaylamak.
m) Taşınmaz alımı, satımı ve kiralanması konularındaki önerileri
görüşüp karara bağlamak.
n) Başkanın önerisi üzerine, Başkan Yardımcıları ve Daire
Başkanlarını atamak.
o) Çalışma ve danışma komisyonlarının üyelerini belirlemek.
ö) Mevzuatla verilen diğer benzeri görevleri yapmak.
Başkanlık
MADDE 10- (1) Başkanlık, Kurul
kararlarını uygulamakla ve diğer konularda Kurula yardımcı olmakla görevlidir.
Başkanlık; Başkan, Başkan Yardımcıları ve hizmet birimlerinden oluşur.
Başkan
MADDE 11- (1) Kurul Başkanı,
Kurumun da Başkanı olup, Kurumun genel yönetim ve temsilinden sorumludur. Bu
sorumluluk, Kurum çalışmalarının yürütülmesi, denetlenmesi, değerlendirilmesi
ve gerektiğinde kamuya duyurulması görev ve yetkilerini kapsar.
(2) Başkana; izin, hastalık, yurtiçi ve yurtdışı görevlendirme,
görevden alınma ve görevde bulunmadığı diğer hallerde İkinci Başkan vekâlet
eder.
Başkanın görev ve yetkileri
MADDE 12- (1) Başkanın görev ve
yetkileri şunlardır:
a) Kurul toplantılarının gündemini, gün ve saatini belirlemek,
toplantıları idare etmek, gündeme alınmayan başvurular hakkında gerekli
işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin olarak Kurula bilgi vermek.
b) Kurul kararlarının yayımlanmasını veya tebliğini sağlamak, bu
kararların gereğinin yerine getirilmesini temin etmek ve uygulanmasını izlemek.
c) Hizmet birimlerinden gelen önerilere son şeklini vererek Kurula
sunmak.
ç) Kurulun belirlediği stratejilere, amaç ve hedeflere uygun
olarak, Kurumun yıllık bütçesi ile mali tablolarını hazırlamak.
d) Kurul ile hizmet birimlerinin uyumlu, verimli, disiplinli ve
düzenli bir biçimde çalışmasını sağlamak, hizmet birimleri arasında çıkabilecek
görev ve yetki sorunlarını çözmek.
e) Yıllık faaliyet raporlarını hazırlamak, Kurumun faaliyet
gösterdiği alanda strateji, politikalar ve ilgili mevzuat ile Kurum ve
çalışanların performans ölçütleri hakkında çalışma ve değerlendirme yapmak ve
bunları Kurula sunmak.
f) Kurumun diğer kuruluşlarla ilişkilerini yürütmek ve Kurumu
temsil etmek.
g) Kurul tarafından atananlar dışındaki Kurum personelini atamak.
ğ) Kurumun yönetimi ile ilgili diğer görevleri yerine getirmek.
(2) Başkan, Kurula ilişkin olmayan görev ve yetkilerinden bir
kısmını, sınırlarını açıkça belirlemek ve yazılı olmak kaydıyla, alt kademelere
devredebilir.
Başkan Yardımcıları
MADDE 13- (1) Başkana
görevlerinde yardımcı olmak üzere üç Başkan Yardımcısı atanır. Başkan Yardımcılığına
atanacaklarda, 4 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen
şartlar aranır. Başkan Yardımcıları görev ve yetkilerinden bir kısmını,
sınırlarını açıkça belirlemek ve yazılı olmak kaydıyla, alt kademelere
devredebilir.
Hizmet birimleri
MADDE 14- (1) Kurumun hizmet
birimleri, daire başkanlıkları şeklinde teşkilatlanmış hizmet birimlerinden
oluşur. Daire başkanlıklarının sayısı dokuzu geçemez.
(2) Hizmet birimleri, bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen
faaliyet alanı, görev ve fonksiyonlarına uygun olarak Kurumun önerisi üzerine
Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.
(3) Kurumda hizmet birimi olarak Strateji Geliştirme Daire
Başkanlığı kurulur. Hukuk, basın ve halkla ilişkiler gibi alanlarda ihtiyaca
göre sayıları onu geçmemek üzere Başkanlık Müşaviri görevlendirilebilir.
(4) Kurumda insan kaynakları ve eğitim, idari ve mali işler,
bilişim ve benzeri faaliyetleri yürütmek üzere İnsan Kaynakları ve Destek
Hizmetleri Daire Başkanlığı kurulur. Bu Daire Başkanlığında biri Kurulun özel
büro hizmetlerini yürütmek üzere en çok dört adet müdürlük kurulabilir.
Kurum personelinin statüsü
MADDE 15- (1) Kurumun Başkan
Yardımcıları, Daire Başkanları, Başkanlık Müşavirleri ve meslek personeli kadro
karşılığı sözleşmeli statüde istihdam edilir. Kadro karşılığı sözleşmeli
çalışan Kurum personeli ücret, mali ve sosyal haklar dışında; Kurumun kadrolu
diğer personeli ise her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Kanuna
tabidir.
(2) Kurumun hizmet birimlerinde uzmanlık gerektiren işlerde meslek
personeli çalıştırılması esastır. Hizmet birimlerinde istihdam edilecek diğer
personelin nitelikleri Başkanın önerisi üzerine Kurulca belirlenir.
(3) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personelden
ihtisasına ihtiyaç duyulanlar gerekli hallerde Kurumda geçici olarak
görevlendirilebilir.
(4) Kurul üyeleri ve Kurum personeli hakkında 2/12/1999 tarihli ve
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
hükümleri uygulanır. 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izinleri Kurul
Başkan ve üyeleri için Bakan, Kurum personeli için Başkan tarafından verilir.
Meslek personeli
MADDE 16- (1) Meslek personeli,
uzman ve uzman yardımcılarından oluşur.
(2) Uzman yardımcısı kadrolarına atanabilmek için 657 sayılı
Kanunun 48 inci maddesinde sayılan genel şartlara ek olarak;
a) En az dört yıllık lisans eğitimi veren yükseköğretim
kurumlarının hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari
bilimler ile ticari bilimler fakültelerinden veya bunlara denkliği
Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından
mezun olmak,
b) Merkezi yarışma sınavından belirlenen asgari puanları almış
olmak ve Kurum tarafından yapılacak özel yarışma sınavında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı tarih itibarıyla otuzbeş yaşını doldurmamış
olmak,
şartları aranır.
(3) Uzman yardımcılığına atananlar, en az üç yıl fiilen çalışmak,
Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (C) düzeyinde
yabancı dil puanı almak veya buna denk kabul edilen ve uluslararası geçerliliği
bulunan bir belgeye sahip olmak ve Kurumca belirlenen konuda tez hazırlamak
kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Yeterlik sınavında başarılı
olanlar uzman kadrosuna atanırlar. Mazereti olmaksızın sınava girmeyen veya
sınavda iki defa başarısız olanlar durumlarına uygun kadrolara atanmak üzere
Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
(4) Meslek personelinin mesleğe alınmaları, atanmaları,
yetiştirilmeleri, giriş ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları
Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
Ücretler, mali ve diğer sosyal haklar
MADDE 17- (1) Kurul Başkan ve
üyelerinin aylık ücretleri; en yüksek Devlet memuruna mali haklar kapsamında
yapılan her türlü ödemeler toplamını geçmemek üzere, Bakanın önerisi üzerine
Bakanlar Kurulunca belirlenir. En yüksek Devlet memuruna ödenenlerden gelir
vergisine tabi olmayanlar bu Kanun Hükmünde Kararnameye göre de gelir vergisine
tabi olmazlar. 657 sayılı Kanun ve diğer mevzuat uyarınca en yüksek Devlet
memurunun yararlanmış olduğu sosyal hak ve yardımlardan, Kurul Başkan ve üyeleri
de aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlanırlar.
(2) Kurumun kadro karşılığı sözleşmeli personelinin ücretleri ile
diğer mali hakları, birinci fıkrada Kurul üyeleri için belirlenen ücret
tavanını geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca belirlenen usul ve esaslar
çerçevesinde Kurul tarafından tespit edilir.
Emeklilik ve hizmet sürelerinin değerlendirilmesi
MADDE 18- (1) Kurul Başkan ve
üyeliğine atananlar ile Kurum personeli 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi hükümlerine tabidir. Sosyal güvenlik hak ve
yükümlülüklerinin tespitinde; Kurul Başkanı bakanlık müsteşarı, Kurul üyeleri
bakanlık müsteşar yardımcısı, Başkan Yardımcıları genel müdür, Daire Başkanları
genel müdür yardımcısı, Başkanlık Müşaviri bakanlık müşaviri, meslek personeli
ise kazanılmış hak aylık dereceleri itibarıyla karşılık gelen Başbakanlık Uzman
ve Başbakanlık Uzman Yardımcıları ile denk statüde kabul edilir.
(2) Kurul Başkan ve üyeliklerine atananlardan atama yapılmadan
önce kanunla kurulmuş diğer sosyal güvenlik kurumlarına bağlı olanların,
istekleri halinde bu kurumlara bağlılıkları devam eder ve bunlar hakkında
yukarıdaki hükümler uygulanmaz.
(3) Kurul Başkan ve üyeliklerine atananların Kurulda görev
yaptıkları sürece önceki görevleriyle olan ilişikleri kesilir. Ancak kamu
görevlisi iken üyeliğe atananlar, memuriyete giriş şartlarını kaybetmemeleri
kaydıyla, görev sürelerinin sona ermesi veya görevden ayrılma isteğinde
bulunmaları ve otuz gün içinde eski kurumlarına başvurmaları durumunda atamaya
yetkili makam tarafından bir ay içinde mükteseplerine uygun bir kadroya atanır.
Atama gerçekleşinceye kadar bunların almakta oldukları her türlü ödemelerin
Kurum tarafından yapılmasına devam olunur. Bir kamu kurumunda çalışmayanlardan
Kurul Başkan ve üyeliğine seçilip yukarıda belirtilen şekilde görevi sona
erenlere, herhangi bir görev veya işe başlayıncaya kadar, almakta oldukları her
türlü ödemeler, Kurum tarafından verilmeye devam edilir. Bu fıkrada belirtilen
nedenlerle üyeliği sona erenlere Kurum tarafından yapılacak ödeme üç ayı
geçemez.
(4) Bu hükümler, akademik unvanların kazanılması için gerekli
şartlar saklı kalmak üzere, üniversitelerden gelen Başkan ve üyeler ile Kurum
personeli hakkında da uygulanır.
Kurumun bütçesi
MADDE 19- (1) Kurumun
gelirlerinin, giderlerini karşılaması esastır. Kurumun bütçesi 10/12/2003
tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirlenen usul
ve esaslara göre hazırlanır ve kabul edilir. Ancak, genel bütçeden Kuruma
Hazine yardımı yapılabilir.
(2) Kurumun gelirleri; Hazine yardımı, muhasebe ve denetim
standartlarının telif hakları ve diğer gelirlerden oluşur.
Kurumun iç ve dış denetimi
MADDE 20- (1) Kurumun iç
denetimi, Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirilir.
(2) Kurum, faaliyetlerine ilişkin olarak her yılın Mart ayı sonuna
kadar, bir önceki yıla ait kararların ve yaptığı ikincil düzenlemelerin
ekonomik ve sosyal etkilerini analiz eden ve Kurumun performans hedefleri ile
uygulama sonuçlarının karşılaştırılmasını ve değerlendirilmesini içeren bir
faaliyet raporu hazırlar.
(3) Kurumun yıllık faaliyet raporu, mali tabloları ve bütçe kesin
hesabı Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
(4) Yıllık faaliyet raporu, Sayıştayın mali denetim raporu ile
Kurul kararları ve ikincil düzenlemeler, işlemler, araştırma ve soruşturmalar
her yılın Mayıs ayı sonunda Kurumun internet sayfasında ve resmi bültenleriyle
kamuoyunun bilgisine sunulur.
Hizmet satın alınması ve geçici komisyon oluşturulması
MADDE 21- (1) Geçici veya belli
bir ihtisas gerektiren nitelikteki işler için dışarıdan hizmet satın
alınabilir.
(2) Standart oluşturma süreçlerinde ve uygulama dönemlerinde
ihtiyaç duyulduğunda bağımsız denetim konusundaki bilgi ve deneyimlerinden
yararlanmak amacıyla uygulama alanında uzmanlaşmış memurlar, kamu görevlileri
ve diğer kişiler ile 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun
38 inci maddesi uyarınca öğretim elemanı görevlendirilmek suretiyle geçici
çalışma ve danışma komisyonları oluşturulabilir. Azami dokuzar kişiden oluşan
bu komisyonlarda görevlendirileceklerde aranılacak nitelikler ile komisyonların
çalışma usul ve esasları Kurul tarafından belirlenir.
(3) Bu maddeye göre kurum dışından görevlendirilenlere çalışmalara
katılmaları karşılığında ayda dört günden fazla olmamak ve her toplantı günü
için (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu
bulunacak tutarı aşmamak üzere Kurul tarafından belirlenecek tutarda ve damga
vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın huzur hakkı
ödenir. 2547 sayılı Kanunun 38 inci maddesi uyarınca görevlendirilenler, anılan
maddede öngörülen ücretten ayrıca yararlandırılmazlar.
Kadrolar
MADDE 22- (1) Kurumda istihdam
edilecek personele ilişkin kadro unvan ve dereceleri, ekli (1) sayılı cetvelde
gösterilmiştir. Bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvelde yer alan toplam
kadro sayısı geçilmemek ve mevcut kadro unvanları ile 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerde yer alan kadro
unvanlarıyla sınırlı olmak üzere, kadro unvan ve derecelerinin değiştirilmesi
ile boş kadroların iptali Bakanlar Kurulunca yapılır. Söz konusu personele
ilişkin kadroların kullanılmasına dair usul ve esaslar bu Kanun Hükmünde
Kararnameye ekli cetvele göre Kurul tarafından belirlenir.
Kamu yararını ilgilendiren kuruluşların bağımsız denetimi
MADDE 23- (1) Kamu yararını
ilgilendiren kuruluşlarda denetim sadece bağımsız denetim kuruluşları
tarafından yapılır.
(2) Kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimini yapacak
bağımsız denetim kuruluşlarının yetkilendirilmesi sürecinde Kurum, bunların
ilgili olduğu sektörü düzenleme ve denetleme yetkisini haiz kurul, kurum veya
kuruluşların görüşünü alır.
(3) Kurum, bağımsız denetim kuruluşlarının yetkilendirilmesine
yönelik olarak 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca yapılacak
düzenlemelerde, kamu yararını ilgilendiren kuruluşların ilgili olduğu sektörü
düzenleme ve denetleme yetkisini haiz kurul, kurum veya kuruluşlarca talep
edilmesi halinde, bunların görüşünü almak suretiyle sektörün özelliğine göre
farklı ölçütler belirleyebilir.
Denetimden doğan sorumluluk
MADDE 24- (1) Bağımsız denetim
kuruluşları ve bağımsız denetçiler; denetledikleri finansal tablo, bilgi ve
raporlara ilişkin olarak hazırladıkları bağımsız denetim raporlarının denetim
standartlarına aykırı olması ile bu raporlardaki yanlış, eksik ve yanıltıcı
bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararlardan hukuken sorumludurlar.
Bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetçiler, verdikleri hizmetlerden
doğabilecek zararları karşılamak amacıyla genel şartları Hazine Müsteşarlığınca
belirlenen sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının görüşü alınarak Kurulca
belirlenir.
Kurumca yapılacak incelemeler
MADDE 25- (1) Kurumca yapılacak
seçilmiş denetim dosyalarının yeterli testini içeren kalite güvence sistemi
incelemeleri; bağımsız denetim kuruluşlarınca gerçekleştirilmiş denetim
çalışmalarının Kurum standart ve düzenlemeleri çerçevesinde gözden geçirilmesi
ve bu kuruluşların faaliyetlerinin Kurum düzenlemelerine uygunluğunun denetimi
ile harcanan kaynakların nitelik ve niceliği, alınan denetim ücreti ve bağımsız
denetim kuruluşunun iç kontrol sistemi ile ilgili değerlendirmesini kapsar.
İncelemeler, kamu yararını ilgilendiren kuruluşları denetleyen bağımsız denetim
kuruluşları için asgari üç yılda bir, diğerleri için ise asgari altı yılda bir
yapılır. Kurumun; planlanmış bu incelemeler yanında ihbar, şikayet, bildirim
gibi durumlarda ve gerekli görülen diğer hallerde inceleme yapma ve yaptırma
yetkisi saklıdır.
(2) Bağımsız denetçilerin kalite güvence sistemi incelemeleri ise,
usul ve esasları Kurul tarafından belirlenen ilkelere uygun olarak Kurum
tarafından yapılır. Bu incelemelerin yürütülmesi için Kurum bünyesinde yeterli
sayıda kalite güvence uzmanı istihdam edilir.
(3) Kurum, incelemeleri kendi meslek personeli eliyle
yürütebileceği gibi, gerekli hallerde kanunlarla belirli alanları düzenleme ve
denetleme yetkisini haiz olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı,
Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası
Kurulu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun ilgili denetim birimleri
vasıtasıyla da yürütebilir. İnceleme faaliyetleri, ilgili kuruluşların görüşü
alınmak suretiyle Kurulca her yıl hazırlanan yıllık inceleme planı kapsamında
yürütülür.
(4) Bu maddeye göre yapılacak inceleme sonuçları her yıl bir
raporla kamuoyuna açıklanır.
(5) Bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşları, yapılan
incelemeler sonucunda tespit edilen görüş ve öneriler doğrultusunda gerekli
tedbirleri almakla yükümlüdürler. Kurumca belirlenen sürede gerekli tedbirleri
almayanlar hakkında uyarı, lisansın askıya alınması ve iptali de dahil olmak
üzere uygun yaptırımlar uygulanır.
(6) İnceleme için görevlendirilen kişiler; ilgili rapor, defter,
belge ve çalışma kâğıtları ile elektronik, manyetik ve benzeri ortamlarda
tutulanlar dahil tüm kayıtları ve sair bilgi ihtiva eden vasıtaları incelemeye
ve bunların örneklerini almaya, işlem ve hesapları denetlemeye, ilgililerden
yazılı ve sözlü bilgi almaya, gerekli tutanakları düzenlemeye yetkilidir.
İlgili kişi ve kuruluşlar da istenilen bilgi, belge, defter ve sair vasıtaların
örneklerini ibraz etmek, yazılı ve sözlü bilgi vermek ve tutanakları
imzalamakla yükümlüdürler. Kendilerinden bilgi istenilen gerçek ve tüzel
kişiler özel kanunlarda yazılı gizlilik ve sır saklama hükümlerini ileri
sürerek bilgi vermekten imtina edemezler.
(7) İnceleme için görevlendirilenler tarafından istenecek rapor,
defter, belge ve çalışma kâğıtları ile elektronik, manyetik ve benzeri
ortamlarda tutulanlar dahil tüm kayıtların ve sair bilgi ihtiva eden
vasıtaların ibraz veya teslim edilmemesi veya gerekli görülen diğer hallerde,
Kurumun gerekçeli bir yazı ile yetkili sulh ceza hakiminden talepte bulunması üzerine,
sulh ceza hakiminin istenilen yerlerde arama yapılmasına karar vermesi halinde
ilgililer nezdinde arama yapılabilir. Aramada bulunan ve incelenmesine lüzum
görülen defterler ve belgeler ayrıntılı bir tutanakla tespit olunur ve yerinde
incelemenin mümkün olmadığı hallerde muhafaza altına alınarak inceleme yapanın
çalıştığı yere sevkedilir. Arama sonucunda alınan defter ve belgeler üzerindeki
incelemeler en geç üç ay içinde sonuçlandırılarak bir tutanakla sahibine geri
verilir. İncelemelerin haklı sebeplere dayanılarak üç ay içinde bitirilmesine
imkân olmayan hallerde, sulh ceza hakiminin vereceği karar üzerine bu süre
uzatılabilir.
Diğer hükümler
MADDE 26- (1) Kanuni defterlerin
Kurulca yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olarak tutulması ve
finansal tabloların bu standartlara göre düzenlenmesi şarttır. Ancak, 5018
sayılı Kanun kapsamındaki idareler ile bilanço esasında defter tutmakla yükümlü
bulunmayanlar bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi değildir.
(2) Kurul, değişik işletme büyüklükleri, sektörler ve kâr amacı
gütmeyen kuruluşlar için uluslararası muhasebe standartlarından farklı düzenlemeler
yapmaya yetkilidir.
Düzenleyici işlemler
MADDE 27- (1) Kurul; 9 uncu
maddenin birinci fıkrasının (b), (ç) ve (d) bentlerinde yer alan yetkilerinin
kullanılmasına yönelik usul ve esasları çıkaracağı yönetmeliklerle belirler.
(2) Kurumun hazırlayacağı ikincil düzenleme taslakları kamuoyunun
bilgisine sunulmak üzere en az yedi gün süreyle uygun vasıtalarla duyurulur.
(3) Kanunlarla belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere
kurulmuş bulunan kurum ve kurullar, Kurulun onayını almak ve Kurul tarafından
yayımlanan standartlarda yer alan esaslara uygun olmak kaydıyla Türkiye
Muhasebe ve Denetim Standartlarına ek olarak kendi alanları için geçerli olacak
ayrıntıya ilişkin sınırlı düzenlemeler yapabilirler.
Tebligat
MADDE 28- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararname uyarınca yapılacak tebligatlar hakkında 11/2/1959 tarihli ve 7201
sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.
Görüşlerin bildirilmesi
MADDE 29- (1) İlgili kanunlardaki
özel hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında
Kurum tarafından istenen görüşler, ilgililer tarafından en geç otuz gün içinde
bildirilir. Bu süre, ivedi durumlarda Kurul tarafından kısaltılabilir.
Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları görüş bildirmek için ek süre
isteyebilir.
Kurul kararlarına karşı yargı yolu
MADDE 30- (1) Kurul kararları
kesindir. Kurulun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı
açılacak davalar, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay,
Kurul kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.
Türk Ticaret Kanununun uygulanması
MADDE 31- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanununun bağımsız denetimle ilgili hükümleri uygulanır.
Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 32- (1) 10/12/2003 tarihli
ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (III) sayılı cetvele
aşağıdaki sıra eklenmiştir.
'9) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'
(2) 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek
3 üncü maddesine 'Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı,'
ibaresinden sonra gelmek üzere 'Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları
Kurumu,' ibaresi eklenmiştir.
(3) 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun ek
1 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Mevcut standartların ve diğer düzenlemelerin geçerliliği
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararname uyarınca Kurum tarafından yayımlanacak standart ve düzenlemeler
yürürlüğe girinceye kadar, bu hususlara ilişkin mevcut düzenlemelerin
uygulanmasına devam edilir.
(2) Denetim standartları ve bağımsız denetimle ilgili olarak diğer
kanunlarda yer alan hükümlerin bu Kanun Hükmünde Kararnameye aykırılık teşkil
eden hükümleri uygulanmaz.
İlk Kurul üyelerinin atanması
GEÇİCİ MADDE 2- (1) 4 üncü maddede
öngörülen atamalar, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlük tarihinden itibaren
bir ay içerisinde yapılır. 2499 sayılı Kanunun bu Kanun Hükmünde Kararname ile
yürürlükten kaldırılan ek 1 inci maddesine dayanılarak atanan Kurul Başkan ve
üyelerinin görevleri bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte
sona erer.
(2) Kurul, Başkan ve üyelerinin atama tarihini izleyen altı ay
içinde Kurum teşkilatını oluşturarak Kurumun faaliyete geçmesini sağlar.
İlk atanan üyelerin yenilenmesi
GEÇİCİ MADDE 3- (1)
Kurul Başkanı hariç olmak üzere, ilk atanan üyelerin dörtte biri iki yılda bir
yenilenir. İkinci yılın sonunda kura sonucu üyelikleri sona eren üyeler bir
defalığına tekrar atanabilir.
Uzman personel istihdamı
GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde, bu Kanun
Hükmünde Kararnameye ekli (1) sayılı cetvelde yer alan uzman kadro sayısının
yüzde otuzunu geçmemek üzere, uzman yardımcılığı sınavına giriş için aranan
öğrenim şartını taşımak ve başvuru tarihinde kırk yaşını doldurmamış olmak
şartıyla;
a) Mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve meslek içi eğitim
sonrasında yapılan yeterlik sınavında başarılı olup, Kurula üye veren kamu
kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olanlar,
b) Yükseköğrenim kurumlarında araştırma görevlisi veya öğretim
elemanı olarak çalışmış olanlardan, muhasebe, finans, denetim veya hukuk
alanlarında doktora çalışmalarını tamamlayanlar,
Kurum tarafından yapılacak sınavda başarılı olmaları halinde uzman
kadrosuna atanabilir.
(2) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunda uzman ve uzman yardımcısı olarak görev
yapanlar, Kurum tarafından yapılacak sınavda başarılı olmaları halinde uzman
veya uzman yardımcısı kadrosuna atanabilir. Bunların, Kurulda uzman ve uzman
yardımcısı olarak geçen hizmet süreleri; öğrenim durumları itibarıyla
yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylığı derece ve
kademelerinin tespitinde dikkate alınır ve bu sürelerin önceden kıdem
tazminatı, toplu ödeme, emekli ikramiyesi, işten ayrılma tazminatı veya iş sonu
tazminatı ödenmemiş olan kısmı 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre ödenecek emekli
ikramiyesinin hesabına esas alınacak toplam hizmet süresine dahil edilir.
Hak ve alacakların devri
GEÇİCİ MADDE 5- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun
her türlü varlıkları, borç ve alacakları, yazılı ve elektronik ortamdaki
kayıtları ve diğer dokümanları ile nakit ve benzerleri hiçbir işleme gerek
kalmaksızın Kuruma devredilmiş sayılır.
(2) Devir konusunda ortaya çıkacak tereddütleri gidermeye Bakan
yetkilidir.
Yürürlük
MADDE 33- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 34- (1) Bu Kanun Hükmünde
Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(1) SAYILI CETVEL
KURUMU : KAMU GÖZETİMİ, MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI
KURUMU
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
|
Unvanı
|
Kadro
Derecesi
|
Kadro
Adedi
|
GİH
|
Başkan
Yardımcısı
|
1
|
3
|
GİH
|
Daire
Başkanı
|
1
|
9
|
GİH
|
I.
Hukuk Müşaviri
|
1
|
1
|
GİH
|
Başkanlık
Müşaviri
|
1
|
10
|
GİH
|
Müdür
|
1
|
4
|
GİH
|
Hukuk
Müşaviri
|
1
|
1
|
AH
|
Avukat
|
1
|
1
|
AH
|
Avukat
|
3
|
1
|
AH
|
Avukat
|
5
|
1
|
GİH
|
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşaviri
|
1
|
1
|
GİH
|
Uzman
|
1
|
5
|
GİH
|
Uzman
|
2
|
5
|
GİH
|
Uzman
|
3
|
10
|
GİH
|
Uzman
|
4
|
10
|
GİH
|
Uzman
|
5
|
10
|
GİH
|
Uzman
|
6
|
10
|
GİH
|
Uzman
|
7
|
10
|
GİH
|
Uzman
Yardımcısı
|
8
|
10
|
GİH
|
Uzman
Yardımcısı
|
9
|
40
|
GİH
|
Mütercim-Tercüman
|
5
|
2
|
GİH
|
Programcı
|
1
|
1
|
GİH
|
Programcı
|
5
|
1
|
GİH
|
Çözümleyici
|
2
|
1
|
GİH
|
Çözümleyici
|
4
|
1
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
3
|
4
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
4
|
4
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
5
|
4
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
6
|
4
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
7
|
4
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
8
|
4
|
GİH
|
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
|
9
|
4
|
TH
|
Kütüphaneci
|
4
|
1
|
GİH
|
Sekreter
|
5
|
5
|
GİH
|
Sekreter
|
6
|
5
|
TH
|
Teknisyen
|
4
|
1
|
GİH
|
Koruma
ve Güvenlik Görevlisi
|
10
|
2
|
GİH
|
Şoför
|
5
|
3
|
YH
|
Hizmetli
|
13
|
5
|
|
TOPLAM
|
|
198
|
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7., 87. ve 91.
maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
A- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Serruh
KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin
YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN'ın
katılımlarıyla 12.1.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ hakkındaki reddi hâkim talebi
görüşülmüştür.
Dava dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ'ın,
kamuoyunda Wikileaks belgeleri olarak bilinen ve bir internet sitesinde yer
alan bilgilere göre, 2003 yılında ABD Büyükelçisine Cumhuriyet Halk Partisi
aleyhinde bir takım beyanlarda bulunduğu, 25.4.2011 tarihinde Anayasa
Mahkemesinin 49. Kuruluş Yıldönümü'nde yaptığı açılış konuşmasında 'Ümit
ediyorum ki bu gayret, Anayasa Mahkemesine dava açmak suretiyle sorun çözme
kolaycılığını da ortadan kaldıracaktır.' ifadelerine yer verdiği, ayrıca
6223 sayılı Yetki Kanunu'nun iptali istemiyle açılan davada verilen kararda
açıklanan görüşünün daha önceki kararlarda yer alan görüşlerinden farklı
olduğu, bu nedenlerle Cumhuriyet Halk Partisinin tarafı olduğu davalarda
tarafsız olarak karar veremeyeceği ileri sürülerek 6216 sayılı Kanun'un 59.
maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 60. maddesinin (1) numaralı fıkrası
uyarınca reddi talep edilmiştir.
Hâkimin reddi kurumu, hâkimin tarafsız kalamayacağı şüphesi
bulunan bir davaya bakmamasını sağlamaya yönelik olup temel bir hak olan adil
yargılanma hakkıyla ilişkilidir. Nitekim adil yargılanma hakkı tarafsız bir
mahkeme önünde yargılanma hakkını da içerir. Bu nedenle hukukumuzda, hâkimin
tarafsız kalamayacağı varsayılan veya tarafsızlığından kuşku duyulabilecek
durumlarda ya davaya bakması yasaklanmış ya da taraflarca reddedilebileceği
kabul edilmiştir.
6216 sayılı Kanun'un 59. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d)
bendinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerinin, istişarî görüş ve
düşüncelerini ifade etmiş olduğu dava ve işlere bakamayacakları; 60. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerinin tarafsız
hareket edemeyecekleri kanısını haklı kılan hâllerin olduğu iddiası ile
reddolunabileceği; (2) numaralı fıkrasında, bu takdirde, Genel Kurul ya da
bölümlerde ilgili üye katılmaksızın ret konusu hakkında kesin karar verileceği;
(5) numaralı fıkrasında ise ret talebinin kötü niyetle yapıldığının anlaşılması
ve esas yönünden kabul edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her birine
Mahkemece beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası
verileceği kurala bağlanmıştır.
Dava dilekçesinde hâkimin reddi talebi yönünden dayanılan
hususlardan biri Wikileaks belgeleri olarak bilinen belgelerde yer aldığı ileri
sürülen bilgilerdir. Ancak, bu belgelerin gerçekte var olup olmadığı
kanıtlanamadığı gibi içerdiği bilgilerin doğru olup olmadığı da ortaya
konulabilmiş değildir. Aksine, belgelerde ismi geçen birçok kişi gibi Anayasa
Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ tarafından da kamuoyunun bilgisine sunuldukları
ilk andan itibaren anılan belgelerde var olduğu ileri sürülen bilgiler açıkça
yalanlanmıştır. Ret talebi yönünden dayanılan hususlardan biri olan açılış
konuşmasındaki sözler, Türk siyasal yaşamındaki uzlaşma kültürü eksikliğine ve
temel siyasal sorunların siyasi arenada çözümü yerine yargı kurumlarına havale
edilmesi eğilimine yönelik genel ve kişisel nitelikte bir eleştiri olup somut
bir davaya ilişkin herhangi bir görüş veya düşünce içermemektedir. Ret talebine
dayanak yapılan hususlardan sonuncusu olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim
KILIÇ'ın geçmişte kimi dava dosyalarında kullandığı oylar, tamamen hâkimin
yargısal görevine ilişkindir. Hâkimin geçmişte verdiği kararlar ve kullandığı
oyların ret sebebi olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla, dava
dilekçesinde hâkimin reddi nedeni olarak ileri sürülen hususlar, Kanun'da
düzenlenen davaya bakılması yasak bir hâl veya ret sebebi olarak kabul
edilemez.
Öte yandan, her hak gibi hâkimin reddini talep etme hakkının da
amacına uygun olarak kullanılması gerekir. Aksi halde hakkın kötüye
kullanılması söz konusu olur. Somut dava dosyasında, varlığı ve içerdiği
bilgilerin doğruluğu kanıtlanmamış aksine yalanlanmış olan hukuken delil değeri
bulunmadığı açık bir takım bilgi ve belgelere, yine ret sebebi olmadığı açık
olan hâkimin önceki dava dosyalarında kullandığı oylara dayanılarak ret
talebinde bulunulmuş olması, hâkimin reddini talep etme hakkının iyi niyetle ve
amacına uygun olarak kullanılmadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, 6216
sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrası gereğince ret talebinde
bulunanlara takdiren 500 TL disiplin para cezası uygulanmasına karar verilmesi
gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle:
1- Hâkimin reddi talebinin esastan REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- Talebin kötü niyetle yapıldığının KABULÜNE ve 6216 sayılı
Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrası gereğince DİSİPLİN PARA CEZASI
UYGULANMASINA, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Osman Alifeyyaz PAKSÜT
ile Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- Disiplin para cezasının talepte bulunan davacıya verilmesine,
Serruh KALELİ, Burhan ÜSTÜN ile Nuri NECİPOĞLU'nun 'Para cezasının talepte
bulunanların her birine verilmesi gerektiği' yolundaki karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
4- Para cezası miktarının 500 Türk Lirası olarak esas alınmasına,
OYBİRLİĞİYLE,
karar verilmiştir.
B- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Serruh
KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin
YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN'ın
katılımlarıyla 12.1.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında,
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü
durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına, OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Murat ARSLAN tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu kanun hükmünde kararname
kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Kanun Hükmünde Kararnamelerin Yargısal Denetimi Hakkında Genel
Açıklama
Anayasa'nın 91. maddesinde düzenlenen kanun hükmünde kararnameler,
işlevsel yönden yasama işlemi niteliğinde olduğundan yargısal denetimlerinin
yapılması görev ve yetkisi Anayasa'nın 148. maddesi ile Anayasa Mahkemesine
verilmiştir. Yargısal denetimde kanun hükmünde kararnamenin, öncelikle yetki
kanununa sonra da Anayasa'ya uygunluğu sorunlarının çözümlenmesi gerekir. Her
ne kadar, Anayasa'nın 148. maddesinde kanun hükmünde kararnamelerin yetki
kanunlarına uygunluğunun denetlenmesinden değil, yalnızca Anayasa'ya biçim ve
esas bakımlarından uygunluğunun denetlenmesinden söz edilmekte ise de
Anayasa'ya uygunluk denetiminin içerisine öncelikle kanun hükmünde kararnamenin
yetki kanununa uygunluğunun denetimi de girer. Çünkü Anayasa'da, Bakanlar
Kuruluna ancak yetki kanununda belirtilen sınırlar içerisinde kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verilmesi öngörülmüştür. Yetkinin dışına çıkılması,
kanun hükmünde kararnameyi Anayasa'ya aykırı duruma getirir.
Dayanaklarını doğrudan doğruya Anayasa'dan alan olağanüstü hal
kanun hükmünde kararnamelerinden farklı olarak, olağan dönemlerdeki kanun
hükmünde kararnamelerin bir yetki kanununa dayanması zorunludur. Bu nedenle,
kanun hükmünde kararnameler ile dayandıkları yetki kanunu arasında çok sıkı bir
bağ vardır. Kanun hükmünde kararnamenin yetki kanunu ile olan bağı, kanun
hükmünde kararnameyi aynen ya da değiştirerek kabul eden kanun ile kesilir.
Kanun hükmünde kararnamenin Anayasa'ya uygun bir yetki kanununa dayanması,
geçerliliğinin ön koşuludur. Bir yetki kanununa dayanmadan çıkartılan veya
dayandığı yetki kanunu iptal edilen kanun hükmünde kararnamelerin içeriği
Anayasa'ya aykırılık oluşturmasa bile bunların Anayasa'ya uygunluğundan söz
edilemez.
Kanun hükmünde kararnamelerin Anayasa'ya uygunluk denetimi,
kanunların denetiminden farklıdır. Anayasa'nın 11. maddesinde, 'Kanunlar
Anayasaya aykırı olamaz.' denilmektedir. Bu nedenle kanunların denetiminde,
onların yalnızca Anayasa kurallarına uygun olup olmadıkları saptanır. Kanun
hükmünde kararnameler ise konu, amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden hem
dayandıkları yetki kanununa hem de Anayasa'ya uygun olmak zorundadırlar.
Anayasa'da kimi konuların kanun hükmünde kararnamelerle
düzenlenmesi yasaklanmaktadır. Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında 'Sıkıyönetim
ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümde yer alan siyasî haklar ve ödevler...'in kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kural gereğince, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, 'Bakanlar Kurulu'na ancak kanun hükmünde
kararnameyle düzenlenmesi yasaklanmış alana girmeyen konularda kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verebilir.
Anayasa'nın herhangi bir maddesinde kanunla düzenleneceği
öngörülen bir konunun, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının açıkça
yasakladığı hükümler ile ilgili olmadıkça ya da Anayasa'nın 163. maddesinde
olduğu gibi kanun hükmünde kararname çıkarılamayacağı açıkça belirtilmedikçe
kanun hükmünde kararname ile düzenlenmesi Anayasa'ya aykırılık oluşturmaz.
B- Kanun Hükmünde Kararname'nin Tüm Maddelerinin 6223 Sayılı Yetki
Kanunu Kapsamında Olup Olmadığının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, KHK ile ek 1. maddesi yürürlükten kaldırılan
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde sayılan 19 adet kanun ve kanun
hükmünde kararname ile (b) bendinde sayılan 6 adet kanun ve kanun hükmünde
kararname kapsamında yer almadığı, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun
bakanlık teşkilat kanunu olmadığı ve KHK ile yapılan yeni düzenlemelerin 'kamu
hizmetlerinin bakanlıklar arasındaki dağılımının yeniden belirlenmesine', 'yeni
bakanlık kurulmasına', 'var olan bakanlıkların birleştirilmesine', 'bakanlıkların
bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların yeniden belirlenmesine' ilişkin
olmadığı, bu nedenle 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında olmayan KHK'nin
Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 2., 7., 87. ve 91. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
İptali istenen KHK ile daha önce Başbakanlığın ilgili kuruluşu
olan Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yerine getirilen 'Türkiye
Muhasebe Standartlarını oluşturma ve yayınlama' görevine yeni görevler de
eklenerek 'uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarını
oluşturmak ve yayımlamak, bağımsız denetimde uygulama birliğini, gerekli güveni
ve kaliteyi sağlamak, denetim standartlarını belirlemek, bağımsız denetçi ve
bağımsız denetim kuruluşlarını yetkilendirmek ve bunların faaliyetlerini
denetlemek ve bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yapmak üzere' Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu kurulmuştur. Bu kurum,
KHK'nin 3. maddesi ile Başbakanlıkla ilişkilendirilmiştir.
6223 sayılı Yetki Kanunu'nun amaç ve kapsamını düzenleyen 1.
maddesinde Kanun'un amacı, kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli
ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak olarak belirlenmiş ve yetkinin
kapsamı iki başlık altında tespit edilmiştir. Yetkinin kapsamına ilk olarak
kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasındaki dağılımının yeniden belirlenmesi
girmektedir. Bu çerçevede gerekli görülmesi halinde yeni bakanlıklar kurulması,
var olan bakanlıkların birleştirilmesi, bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarının yeniden belirlenmesi için kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verilmiştir. Bu amaçla;
1- Mevcut bakanlıkların birleştirilmesine veya kaldırılmasına,
yeni bakanlıklar kurulmasına, anılan bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarıyla hiyerarşik ilişkilerine,
2- Mevcut bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların bağlılık ve
ilgilerinin yeniden belirlenmesine veya bunların mevcut, birleştirilen veya
yeni kurulan bakanlıklar bünyesinde hizmet birimi olarak yeniden
düzenlenmesine,
3- Mevcut bakanlıklar ile birleştirilen veya yeni kurulan
bakanlıkların görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesine, taşrada ve
yurt dışında teşkilatlanma esaslarına,
ilişkin kanun hükmünde kararname çıkarılabilecektir.
İkinci olarak kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen
memurlar, işçiler, sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin atanma,
nakil, görevlendirilme, seçilme, terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk
edilme usul ve esaslarına ilişkin olarak değişiklikler ve yeni düzenlemeler
yapılması için kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmiştir.
1- KHK'nin 5. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası
KHK'nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 26.4.2012 günlü, 6300
sayılı Bazı Kanunlar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları
Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun'un 5. maddesiyle değiştirildiğinden, konusu kalmayan
fıkraya ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
vermek gerekir.
2- KHK'nin 26. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrası
KHK'nin 26. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan, 'uluslararası
muhasebe standartlarından farklı düzenlemeler yapmaya yetkilidir.' ibaresi,
6300 sayılı Kanun'un 6. maddesiyle '9 uncu madde uyarınca belirlenen
standartlardan farklı düzenlemeler yapmaya, bağımsız denetimin kapsamını ve
içeriğini belirlemeye yetkilidir. Bu düzenlemeler, ilgili standartların cüz'ü
addolunur.' şeklinde değiştirildiğinden, konusu kalmayan fıkraya ilişkin
iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
3- KHK'nin 27. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrası
KHK'nin 27. maddesinin (3) numaralı fıkrası, 6.12.2012 günlü, 6362
sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 148. maddesiyle değiştirildiğinden, konusu kalmayan
fıkraya ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar
vermek gerekir.
4- KHK'nin 30. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası
KHK'nin 30. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 2.7.2012 günlü, 6352
sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve
Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 71. maddesiyle değiştirildiğinden,
konusu kalmayan fıkraya ilişkin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer
olmadığına karar vermek gerekir.
5- KHK'nin Geçici 3. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası
KHK'nin geçici 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 6300 sayılı Kanun'un
8. maddesiyle değiştirildiğinden, konusu kalmayan fıkraya ilişkin iptal istemi
hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.
6- KHK'nin Diğer Kuralları
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yapılan inceleme sonucunda;
KHK'nin, hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilenler dışında
kalan diğer kurallar, 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında kaldığından
Anayasa'nın 91. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
C- Kanun Hükmünde Kararname'nin Tüm Maddelerinin Anayasa'nın 91.
Maddesi Yönünden İncelenmesi
1- KHK'nin 16. Maddesinin (2), (3) ve (4) Numaralı Fıkraları
KHK'nin 16. maddesinin (1) numaralı fıkrasıyla Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun meslek personelinin uzman ve uzman
yardımcılarından oluşacağı ifade edilmiş, (2) numaralı fıkrasında Uzman
Yardımcılığı kadrolarına atanabilme koşulları düzenlenmiş, (3) numaralı
fıkrasında Uzman Yardımcılığından Uzmanlığa geçiş koşulları belirlenmiş, (4)
numaralı fıkrasında ise bu kadrolarda görev yapanların mesleğe alınmaları, atanmaları,
yetiştirilmeleri, yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esaslarının
yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür.
Anayasa'nın 'Kamu hizmetlerine girme hakkı' başlıklı 70.
maddesinin birinci fıkrasında, her Türk'ün, kamu hizmetlerine girme hakkına
sahip olduğu belirtildikten sonra ikinci fıkrasında ise hizmete alınmada,
görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemeyeceği kurala
bağlanmıştır. Buna göre, Anayasa'nın 70. maddesinde düzenlenen ve ikinci kısmının
'Siyasi Haklar ve Ödevler' başlıklı dördüncü bölümünde yer alan kamu
hizmetlerine girme hakkına ilişkin olarak kanun hükmünde kararname ile
düzenleme yapılması mümkün değildir.
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunda Uzmanlık
ve Uzman Yardımcılığı kadrolarına giriş koşullarının belirlenmesi, Anayasa'nın
70. maddesine göre kamu hizmetine girme hakkına ilişkin bir düzenleme
olduğundan KHK'nin 16. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkraları,
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptalleri gerekir.
Serdar ÖZGÜLDÜR ve Burhan ÜSTÜN bu görüşlere değişik gerekçeyle
katılmışlardır.
Haşim KILIÇ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU,
Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL bu görüşe
katılmamışlardır.
2- KHK'nin Diğer Kuralları
KHK'nin 16. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkraları ve
hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilenler dışında kalan diğer
kurallarının Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun hükmünde
kararname ile düzenlenmesi yasaklanmış alanlara ilişkin herhangi bir
düzenlemeye yer vermediği anlaşıldığından bu maddelere, fıkralara, bentlere,
bölümlere ve cetvele ilişkin iptal isteminin reddi gerekir.
KHK'nin 4. maddesi, 13. maddesinin (1) numaralı fıkrası ve geçici
2. maddesi yönünden Mehmet ERTEN ile Osman Alifeyyaz PAKSÜT bu görüşe
katılmamışlardır.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
26.9.2011 günlü, 660 sayılı Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin;
A) 1- 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası,
2- 26. maddesinin (2) numaralı fıkrası,
3- 27. maddesinin (3)
numaralı fıkrası,
4- 30. maddesinin (1)
numaralı fıkrası,
5- Geçici 3. maddesinin (1)
numaralı fıkrası,
hakkında, 31.1.2013 günlü, E.2011/144, K.2013/23 sayılı kararla
karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, bu fıkralara ilişkin
yürürlüğün durdurulması istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B) Kapsam yönünden, 1., 2., 3., 4. maddeleri, 5. maddesinin (2)
numaralı fıkrası, 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13., 14., 15. maddeleri, 16.
maddesinin (1) numaralı fıkrası, 17., 18., 19., 20., 21., 22. maddeleri, 23.
maddesinin (1), (2) ve (3) numaralı fıkraları, 24., 25. maddeleri, 26.
maddesinin (1) numaralı fıkrası, 27. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları,
28., 29., 31., 32. maddeleri, geçici 1. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları, geçici 2., geçici 4., geçici 5., 33. ve 34. maddeleri ile eki (1)
Sayılı Cetvel'e yönelik iptal istemleri, 31.1.2013 günlü, E.2011/144,
K.2013/23 sayılı kararla reddedildiğinden, bu maddelere, fıkralara ve
cetvele ilişkin yürürlüğün durdurulması isteminin REDDİNE,
C) Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası yönünden;
1- 1., 2., 3., 4. maddeleri, 5. maddesinin (2) numaralı fıkrası,
6., 7., 8., 9., 10., 11., 12. maddeleri, 13. maddesinin (1) numaralı fıkrası,
14., 15. maddeleri, 16. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 17., 18., 19., 20.,
21., 22. maddeleri, 23. maddesinin (1), (2) ve (3) numaralı fıkraları, 24., 25.
maddeleri, 26. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 27. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları, 28., 29., 31., 32. maddeleri, geçici 1. maddesinin (1) ve
(2) numaralı fıkraları, geçici 2. maddesi, geçici 4., geçici 5., 33. ve 34.
maddeleri ile eki (1) Sayılı Cetvel'e yönelik iptal istemleri, 31.1.2013 günlü,
E.2011/144, K.2013/23 sayılı kararla reddedildiğinden, bu maddelere, fıkralara
ve cetvele ilişkin yürürlüğün durdurulması isteminin REDDİNE,
2- 16. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarına ilişkin
iptal hükmünün yürürlüğe girmesinin ertelenmesi nedeniyle, bu fıkralara ilişkin
YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,
31.1.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI- İPTAL HÜKMÜNÜN YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, 'Kanun, kanun
hükmünde kararname ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların
hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten
kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği
tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez.' denilmekte, 6216 sayılı Kanun'un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır.
26.9.2011 günlü, 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname'nin 16. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarının iptal
edilmeleri nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek
nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216
sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu fıkralara
ilişkin iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak
dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VII- SONUÇ
26.9.2011 günlü, 660 sayılı Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin;
A) 1- a- 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 26.4.2012
günlü, 6300 sayılı Bazı Kanunlar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5. maddesiyle
değiştirildiğinden,
b- 26. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan, 'uluslararası
muhasebe standartlarından farklı düzenlemeler yapmaya yetkilidir.' ibaresi,
6300 sayılı Kanun'un 6. maddesiyle '9 uncu madde uyarınca belirlenen
standartlardan farklı düzenlemeler yapmaya, bağımsız denetimin kapsamını ve
içeriğini belirlemeye yetkilidir. Bu düzenlemeler, ilgili standartların cüz'ü
addolunur.' şeklinde değiştirildiğinden,
c- 27. maddesinin (3)
numaralı fıkrası, 6.12.2012 günlü, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 148.
maddesiyle değiştirildiğinden,
ç- 30. maddesinin (1)
numaralı fıkrası, 2.7.2012 günlü, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un
71. maddesiyle değiştirildiğinden,
d- Geçici 3. maddesinin (1)
numaralı fıkrası, 6300 sayılı Kanun'un 8. maddesiyle değiştirildiğinden,
konusu kalmayan bu madde ve
fıkralara ilişkin iptal istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER
OLMADIĞINA, OYBİRLİĞİYLE,
B) 1., 2., 3., 4. maddeleri, 5. maddesinin (2) numaralı fıkrası,
6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13., 14., 15. maddeleri, 16. maddesinin (1)
numaralı fıkrası, 17., 18., 19., 20., 21., 22. maddeleri, 23. maddesinin (1),
(2) ve (3) numaralı fıkraları, 24., 25. maddeleri, 26. maddesinin (1) numaralı
fıkrası, 27. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları, 28., 29., 31., 32.
maddeleri, geçici 1. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları, geçici 2., geçici
4., geçici 5., 33. ve 34. maddeleri ile eki (1) Sayılı Cetvel'i, 6.4.2011
günlü, 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde
Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve
Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu kapsamında
olduğundan Anayasa'ya aykırı olmadığına ve bu maddelere, fıkralara ve cetvele
ilişkin iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
C) 1- 1., 2., 3. maddeleri, 5. maddesinin (2) numaralı fıkrası,
6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 14., 15. maddeleri, 16. maddesinin (1) numaralı
fıkrası, 17., 18., 19., 20., 21., 22. maddeleri, 23. maddesinin (1), (2) ve (3)
numaralı fıkraları, 24., 25. maddeleri, 26. maddesinin (1) numaralı fıkrası,
27. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları, 28., 29., 31., 32. maddeleri,
geçici 1. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları, geçici 4., geçici 5., 33.
ve 34. maddeleri ile eki (1) Sayılı Cetvel'in, Anayasa'nın 91. maddesinin
birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı olmadığına ve bu maddelere,
fıkralara ve cetvele ilişkin iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- a- 4. maddesinin,
b- 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasının,
c- Geçici 2. maddesinin,
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası
uyarınca Anayasa'ya aykırı olmadığına ve bu maddelere ve fıkraya ilişkin
iptal isteminin REDDİNE, Mehmet ERTEN ile Osman Alifeyyaz PAKSÜT' ün
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- 16. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarının,
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Anayasa'ya aykırı olduğuna
ve İPTALLERİNE, Haşim KILIÇ, Alparslan ALTAN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ile Muammer TOPAL'ın karşıoyları
ve OYÇOKLUĞUYLA; iptal hükümlerinin, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrasıyla 30.3.2011 günlü, 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY
SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
31.1.2013 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
Zühtü ARSLAN
|
KARŞIOY YAZISI
26.9.2011 günlü, 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname'nin 16. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkraları
çoğunluk kararıyla Anayasa'nın 91. maddesine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
660 sayılı KHK'nin 16. maddesinin (1) numaralı
fıkrasıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun
meslek personelinin uzman ve uzman yardımcılarından oluşacağı ifade edilmiş,
(2) numaralı fıkrasında uzman yardımcılığı kadrolarına atanabilme koşulları
düzenlenmiş, (3) numaralı fıkrasında uzman yardımcılığından uzmanlığa geçiş
koşulları belirlenmiş, (4) numaralı fıkrasında ise bu kadrolarda görev
yapanların mesleğe alınmaları, atanmaları, yetiştirilmeleri, yeterlik
sınavları ile çalışma usul ve esaslarının yönetmelikle düzenlenmesi
öngörülmüştür.
6223 sayılı Yetki Kanununun 1. maddesinin birinci fıkrasının (a-3)
bendinde, Kanunun amaçlarından birinin kamu hizmetlerinin Bakanlıklar
arasındaki dağılımının yeniden belirlenerek, mevcut Bakanlıklar ile
birleştirilen veya yeni kurulan Bakanlıkların görev, yetki, teşkilat ve
kadrolarının düzenlenmesine, taşrada ve yurt dışında teşkilatlanma esaslarına
ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak üzere Bakanlar Kuruluna kanun
hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek olduğu belirtilmiş ve aynı Kanun'un
ikinci fıkrasında da ilgili kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik
yapılabileceği belirtilmiştir.
660 sayılı KHK'nin iptali istenen kurallarıyla Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunda uzman ve uzman
yardımcılığına atanma koşullarının düzenlenmesi teşkilat ve kadroların
belirlenmesine ilişkin bir husus olduğundan Yetki Kanunu'na aykırılık
bulunmamaktadır.
Kamu görevlilerinin kadrolarının ve bu kadrolara atanacak
kişilerde bulunması gereken niteliklerin de kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.
Ancak, kamu görevlisi olarak atanacak kişilerle ilgili tüm ayrıntıların sadece
yasayla düzenlenmesi gerektiği ve bu konuda idarî düzenlemeler yapılmasının
Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı düşeceği iddiası yerinde
değildir. Anayasa'nın bir maddesinin yasayla düzenleneceğini öngördüğü bir
konunun, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının açıkça yasakladığı
hükümler ile doğrudan ilgili olmadıkça, ya da KHK ile düzenlenemeyeceği
Anayasa'da özel olarak belirtilmedikçe KHK ile düzenlenmesi Anayasa'ya aykırı
değildir.
Anayasa'nın 70. maddesine göre, 'her Türk kamu hizmetine
girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden
başka hiçbir ayırım gözetilemez'. Maddede Türkiye Cumhuriyeti
Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin görevin gerektirdiği
nitelikler dışında, dil, din, mezhep, renk, siyasi düşünce, cinsiyet ve benzeri
ayırım gözetilmeksizin kamu hizmetlerine girme hakkına sahip bulundukları
belirtilmiştir. Böylece 'kamu hizmetlerine girme hakkı' siyasi
hak ve ödevler kapsamında, vatandaşlık bağına bağlı olarak kullanılabilecek bir
hak olarak düzenlenmiştir. Düzenlemenin temel hakka ilişkin niteliği bundan
ibarettir. Yoksa, bunun dışında kamu görevlerine giriş, atanma, görev
değişikliğine ilişkin tüm düzenleme ve uygulamaların temel hakkın düzenlenmesi
ve 91. madde anlamında yasak alan kapsamında görülmesi yerinde değildir.
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında, Anayasa'nın ikinci
kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevlerin kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Anayasa'nın belirtilen
bölümlerinde birçok temel hak ve özgürlük düzenlenmiş bulunmaktadır. Sözkonusu
temel hak ve özgürlüklerin kapsama alanları ve ilgili oldukları hususlar geniş
bir biçimde yorumlandığında KHK'lerle yapılacak tüm düzenlemelerin bu hak ve
özgürlüklerle bağlantılarının bulunduğu ileri sürülebilecektir. Böyle bir
yorumdan hareket edilmesi halinde yasak alan kapsamı oldukça genişleyecek ve
KHK ile düzenlenebilecek alan kalmayacaktır. Nitekim Anayasa Mahkemesinin,
6.1.1987 günlü, E:1986/15 ve K:1987/1 sayılı kararında, dolaylı biçimde kişi
hak ve özgürlüklerini ilgilendirmeyecek bir düzenleme düşünmenin oldukça güç
olduğu, bu nedenle de dolaylı bir ilginin varlığına dayanılarak sonuca gitmenin
isabetli sayılamayacağı belirtilmiştir. Buna göre, yasak alanın kapsamının,
temel hak ve özgürlüklerle doğrudan ilgili düzenlemeleri kapsayacak, dolaylı
olarak ilgili düzenlemeleri ise kapsam dışında bırakacak şekilde belirlenmesi
gerekir.
Anayasa Mahkemesi, 16.5.1989 günlü, E:1989/4 ve K:1989/24 sayılı
kararında, 3.11.1988 günlü, 347 sayılı '233 Sayılı Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin Genel Müdür olarak
atanabilmek için, 'yükseköğrenim görmüş olmak, dört yılı kamuda, altı
yılı özel sektörde geçmek şartıyla en az on yıl hizmeti bulunmak, kamu hizmeti
bulunmayanlarda ise özel sektörde asgari onbeş yıl çalışmış olmak, Genel
müdürlük görevini yerine getirebilecek yetenek, bilgi ve tecrübeye sahip olmak' şartlarını
getiren 1. maddesine yönelik iptal istemini reddetmiştir.
Anayasa'nın 91. maddesi kapsamına giren alanlarda düzenleme
yapılmış olmasından söz edilebilmesi için 91. maddede belirtilen hak ve
alanlarla ilgili doğrudan bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
İptaline karar verilen kurallarda Yetki Kanunu kapsamında Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunda uzman ve uzman
yardımcılığı kadroları oluşturulduğundan, zorunlu olarak bu kadrolara girişin
koşulları da düzenlenmiştir. Bu nedenle anılan kuralların Anayasa'nın 91.
maddesinde belirtilen yasak alana ilişkin düzenlemeler içerdiğinden söz etmek
mümkün değildir.
Belirtilen nedenlerle, itiraz konusu kurallara yönelik iptal
isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle kuralın iptaline
yönelik çoğunluk görüşüne katılmadık.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
KARŞIOY
(Reddi Hakim)
Mahkememize 2011/144 Esas sayısı ile T.B.M.M. üyesi 116
milletvekili tarafından açılan 26.9.2011 tarih ve 660 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin iptali davasın da Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ'ın reddi
talebi yer almış ise de, dosyanın 12.1.2012 tarihli ilk incelemesinde hakimin
reddi talebi esastan reddedilmiş, talebin kötü niyetle yapıldığı oyçokluğu ile
kabul edilmiş ise de, bu gibi hallerde uygulanacak para cezasının talepte
bulunanlar dışında cezanın SOYUT bir niteleme ile sadece davacıya verilmesi
yönündeki çoğunluk görüşüne aşağıdaki nedenler ile katılınmamıştır.
Reddi hakim talebinin kötü niyetle yapıldığının kabulü halinde, bu
kasta yaptırım uygulanması hukuk düzenince makul kabul görmeyen bir fiilin
cezalandırılması isteminin gereğidir. Nitekim hukukun temel ilkelerinden
bakıldığında HMK'nun 42. maddesi hukuksuz eyleme meşruiyet kazandırmamak için
ceza öngörüsünde bulunmuş ve başvuruda bulunanlara bunlar arasında nasıl bir
hukuksal ilişki olduğuna bakmaksızın talepte bululanlar yönünden her birinin
cezalandırılması gerektiğini ifade etmiştir.
Nitekim genel usul hukuku hükümleri yanında özel nitelik taşıyan
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrasında Anayasa Mahkemesinde yapılacak
hakimin reddi taleplerinin kötü niyetle yapıldığının anlaşılması halinde
BAŞVURUCULARIN HER BİRİNE disiplin para cezası verileceği hükmü çok açıktır.
Davacılar; Anayasanın 150. maddesince siyasi parti kimliklerine
bakılmaksızın kendilerine iptal davası açma hakkı tanınan meclis üye
tamsayısının 1/5 oranındaki asgari 110 milletvekilidir. Açılan davaların kabul
görebilmesi için alt sınır 110 olup beklenmeyip üstünde olması haline ilişkin
bir sınırlama bulunmamaktadır. Nitekim Türkiye Büyük Milet Meclisi tarafından
imzalanarak tasdik edilen belge ile görülen bu davayı açanların Meclis üyeleri
oldukları teyit edilmiş ve görülen bu davayı da asgari 116 kişinin bir araya
gelerek açtığı anlaşılmıştır.
Bir an için dava açma için bir araya gelen iradenin zorunlu bir
birliktelik içinde oldukları kabul edilse bile bu beraberlik açılmış davanın
mahkemece kabulünün ön şartıdır. Örneğin değişik siyasi gruplardan 140 kişinin
bir araya gelmesi ile açılan bir davada dava açan belgeye imza atanlardan 40
kişinin diğer talepler yanında reddi hakim talebinde bulunmamış veya bilahare
feragat olmaları halinde görülen davada dava, kalan 100 kişi davacı yönünden
110 kişilik dava açma şartını oluşturmadığı için açılmamış mı sayılacaktır'
veya dava tüm diğer talepler yönünden düşmüş mü olacaktır'
Dava açanların iradesi açılmış davanın kabul şartından bağımsız
nitelikte olup dava açanlar arasında ki hukuksal ilişkiden kaynaklı bir
zorunluluk değildir. Reddi hakim talebinden çekilenler yönünden kötü niyet
araştırması yapılamayacak ve para cezası verilemeyecek olması ' talepte bulunan
ve bulunmayanlar arasında nasıl bir hukuki tespit yapmayı gerektiriyorsa da
dava açıp hakimin reddi talebinde bulunanların bu yöndeki iradesi dava açma
için bir araya gelme zorunluluğunda bağımsız bir fikir 'bir irade tezahürüdür.
Dava açanlar, açma yönünden gerekli biçimsel bir zorunluluk, dava
konusu talepler yönünden ise ihtiyari bir birliktelik içindedirler. Davacılar
arasında şekli bakımından mecburi dava arkadaşlığı vardır.
Mecburi dava arkadaşlığında; dava konusu hukuki ilişkide farklı davranmalarını
önleyecek çok sıkı, iştirak halinde bir ortaklık olup, dava arkadaşları aynı
şekilde ve birlikte hareket etmek zorundadırlar. İştirak halinde mülkiyet, adi
ortaklık, miras şirketi gibi veya ilgililer hakkında tek bir karar verilmesi
zorunluluğunu doğuran davalarda davacılar şekli bakımından mecbur dava arkadaşı
durumundadırlar ve dava konusu hak ile aralarında zorunlu ilişki vardır.
Özel yasasına tabii olan Anayasa Mahkemesine iptal davası açma
şeklinde izah edildiği anlamda dava açan asgari 110 kişinin hukuk usulü
nitelemesi ile mecburi dava arkadaşı oldukları söylenemeyecektir. Aralarında
şekli bakımından olan bu zorunlu birliktelik nedeniyle dava açma şartı yerine
getirildikten sonra dava açanlar yönünden dava açmada asgari sayısal zorunluluk
şartının altına düşmedikçe talep konusu haklar yönünden bağımsız ihtiyari
davranmalarının önüne geçecek kısıtlayıcı bir hüküm mevzuatta yoktur.
Kaldı ki, davanın konusu, dava açanlar arası şahsa bağlı sıkı bir
medeni hukuk ilişkisinden değil Kamu hukukundan doğan ve toplumun tümünü
ilgilendiren bir yasa uygulamasının, demokratik toplum öznelerinden Anayasal
denetim talebine ilişkin olup bu yönüyle de mecburi dava arkadaşlığı nitelemesinden
ayrıldığı düşünülmektedir.
Aktif süje olan davanın konusu, toplumun tümünü ilgilendiren
içerik taşıdığından, pasif süje olan dava açanlar olup, dava açmada birliktelik
zorunluluğu içinde iseler de hak, yetki ve taleplerini hukuka uygun
sorumluluk bilinci dahilinde kullanmak zorundadırlar, Aksine davranışın
cezalandırılacağının öngörüldüğü hallerde ceza vermenin sınırını adaletle
şekillendirilmiş toplumsal yarar düşüncesi oluşturur, ve cezaların önleme
iyileştirme amaçları da göz önüne alınarak adaletli bir ölçü içinde biçimlenir.
Hedef cezanın yaratacağı korkutuculuk ve caydırıcılıktan toplum adına
yararlanma ilkesidir.
Ceza önlemi kimi suçlardan, niteliği, işleme biçimi, Devlet için
zarar alanı, SUÇTAN ZARAR GÖRENİN KİMLİĞİ vb nedenler ile farklı düzenlemeler
içerebilir.
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
(Reddi Hakim)
6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrasında ret
talebinin 'kötü niyetle yapıldığının anlaşılması' ve 'esas
yönünden kabul edilmemesi' hâlinde, 'disiplin para
cezası' verileceği öngörülmekte, (6) numaralı fıkrasında da ret
talebinin 'açıkça' kötüye kullanıldığının tespiti
aranmaktadır.
Söz konusu kurallar uyarınca disiplin para cezasına
hükmedilebilmesi için, ret talebinin kötü niyetle yapılması ve ret talebi
olarak gösterilen sebeplerin esastan kabul edilmemesi şartlarının birlikte
gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bu şartlardan birinin gerçekleşmesi disiplin para cezası
verilebilmesi için yeterli olamayacağı gibi ret talebinin açıkça kötüye
kullanıldığının da tespit edilmesi gerekmektedir.
Davacı ret sebeplerini,
- Kamuoyunda 'WikiLeaks Belgeleri' olarak bilinen
belgelere göre, 2003 yılında ABD Büyükelçisine Cumhuriyet Halk Partisi
aleyhinde bir takım beyanlarda bulunduğu iddiası,
- 'Ümit ediyorum ki bu gayret, Anayasa Mahkemesine dava
açmak suretiyle sorun çözme kolaycılığını da ortadan kaldıracaktır' biçimindeki
25 Nisan 2011 tarihli konuşma metninden yapılan alıntı,
ve bunları pekiştiren
- 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun iptali başvurusunda istikrar
kazanmış görüşünden vazgeçerek iptal isteminin reddi yönünde kullandığı oy,
olarak gösterdikten sonra, bu sebeplerin Cumhuriyet Halk
Partisi'nin tarafı olduğu davalarda, reddedilenin tarafsız davranamayacağına
ilişkin kuşkulara neden olduğunu ileri sürmüştür.
İleri sürülen bu iddia, 6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (1)
numaralı fıkrası çerçevesinde incelenerek, söz konusu sebeplerin tarafsız
hareket edemeyeceği kanısını haklı kılan hâl kapsamında olmadığı düşüncesiyle
Davacının ret talebi esastan reddedilmiştir.
Ret talebinin esastan reddedilmiş olması, talebin kötü niyetle
yapıldığı anlamını taşımayacağı gibi salt reddedilme nedeniyle disiplin para
cezası verilemeyeceği de açıktır. Disiplin para cezası verilebilmesi için
kanunun tanıdığı bu hakkın açıkça kötüye kullanıldığının (kötü niyetle
yapıldığının) tespit edilmesi gerekmektedir.
Ret talebinin, kimi internet sitelerinden elde edilebilmesi mümkün
olan ret sebeplerine dayanması, belirtilen ret sebeplerinin içerikleri, ret
talebinin sunuluş biçimi, anlatım düzeni ve yargılama sürecindeki ileri sürülüş
zamanı, Davacı tarafından açılan ve ret taleplerini de içeren diğer iptal
davalarının konuları arasındaki benzerlik ve bu iptal başvurularındaki ret
taleplerinin başvuru yönteminin ve ret sebeplerinin ayırımsız aynı olması
dikkatle incelendiğinde, ret talebi başvurusunun, kanunun tanıdığı bir
hakkın kanuni sınırlar içinde kullanıldığını ve yargılamanın düzenli biçimde
işleyişini önlemek ve kamu düzenini bozmak gibi bir amaç taşımadığını,
dolayısıyla da bu hakkın açıkça kötüye kullanılmadığını göstermektedir.
Açıklanan nedenle Davacıya disiplin para cezası verilmesi
yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
6223 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak kararlaştırılan 660
sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK);
'MADDE 4-
(1)...
(2)'
(3) Kurul üyeliklerine atanacakların;
a) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48
inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (l), (4), (5), (6) ve (7)
numaralı alt bentlerinde belirtilen nitelikleri taşımaları,
b) En az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarının
hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler ile
ticari bilimler fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca
kabul edilen yükseköğretim kurumlarından mezun olmaları veya bu dallarda yüksek
lisans yapmış olmaları ve muhasebe, finans, vergi, denetim ve hukuk
alanlarından birinde en az on yıllık deneyim sahibi olmaları,
c) Öğretim elemanları arasından Kurul üyeliklerine atanacakların
ise iktisat, işletme, maliye ve muhasebe alanlarında en az on yıl süreyle
öğretim üyesi veya öğretim görevlisi olarak görev yapmış olmaları,
şarttır.
(4) Üyeliğe atanacakların son üç yılda; bağımsız denetim
faaliyetinde bulunmamış, bir bağımsız denetim kuruluşunda yönetim kurulu
üyeliği yapmamış veya bir bağımsız denetim kuruluşunca istihdam edilmemiş
olması ya da doğrudan veya dolaylı olarak bir bağımsız denetim kuruluşu ile
ortaklık ilişkisinin olmaması zorunludur.',
'MADDE 13- (1)
Başkana görevlerinde yardımcı olmak üzere üç Başkan Yardımcısı atanır. Başkan
Yardımcılığına atanacaklarda, 4 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında
belirtilen şartlar aranır'',
'GEÇİCİ MADDE 2- (1)
4 üncü maddede öngörülen atamalar, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlük
tarihinden itibaren bir ay içerisinde yapılır'',
denilmektedir
Anayasa'nın 91. maddesinde, olağan dönemde çıkarılacak kanun
hükmünde kararnameler ile Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci
bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü
bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin düzenlenemeyeceği öngörülmüştür.
Anayasa'nın 'Hizmete girme' başlıklı 70.
maddesinde 'Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete
alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.'denilmekte
ve söz konusu kural, Anayasa'nın dördüncü bölümündeki siyasi haklar ve
ödevler ile ilgi düzenlemeler içinde yer almaktadır.
660 sayılı KHK'nin 4. maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu'na atanacaklarda, 657 sayılı Kanunda belirtilen kimi kurallara ek olarak aranacak
olan diğer koşullar, 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasının bir ve ikinci
cümlelerinde, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu
Başkanına yardımcı olmak üzere başkan yardımcıları atanması ve bunlarda
aranacak koşullar, Geçici 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinde Kurul üyeliklerine yapılacak atamalarda öngörülen süre düzenlenmektedir.
Söz konusu düzenlemelerin, kamu hizmetine girme hakkına ilişkin
olduklarında ve bu hakkın da Anayasa'nın dördüncü bölümündeki siyasi haklar ve
ödevler ile ilgi yasaklanan alan içinde yer aldığında duraksama
bulunmamaktadır.
Buna göre, 660 sayılı KHK'nin 4. maddesinin (3) ve (4) numaralı
fıkraları, 13. maddesinin (1) fıkrasının bir ve ikinci cümleleri, Geçici 2.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesi Anayasa'nın 91. maddesi ile
olağan dönemde çıkarılacak kanun hükmünde kararnameler için yasaklanan alanı
düzenlemekte ve bu haliyle Anayasa'ya aykırılık oluşturmaktadır.
Açıklanan nedenle 660 sayılı KHK'nin yukarıda alıntı olarak yer
verilen kuralları, Anayasa'nın 91. maddesine aykırı olduğundan iptaline karar
verilmesi gerekir.
DEĞİŞİK GEREKÇE
6.4.2011 günlü, 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun 1. maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi 'Kamu Kurum ve Kuruluşlarında istihdam eden memurlar,
işçiler sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
etkinliği artırmak üzere, bunların atanma, nakil, görevlendirme, seçilme,
terfi, yükselme, görevden alınma ve emekliye sevk edilme usul ve esaslarına'
ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak üzere, Bakanlar Kurulu'na Kanun
Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermektedir. 660 sayılı KHK'nin 16. maddesi
memuriyet statüsüne alınmaya ilişkin bir düzenleme niteliğindedir. Oysa
yukarıda ifade edildiği üzere 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun belirtilen hükmü
salt 'istihdam edilen' kamu görevlileri bakımından bir düzenleme yapılabilmesi
konusunda yetki vermektedir. Diğer bir deyişle söz konusu kural Yetki Kanunu
kapsamı dışında kalmakta ve bu mahiyeti itibariyle de Anayasa'nın 91. maddesine
aykırı düşmektedir.
Açıklanan nedenle, anılan kuralın iptaline bu gerekçeyle
katılıyoruz.
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
KARŞIOY YAZISI
I- Reddi hakim talebinin kötü niyetle yapıldığı gerekçesiyle
DİSİPLİN PARA CEZASI UYGULANMASINA yer olmadığına dair KARŞIOY:
İptal davasını açan Parti tarafından Başkan Haşim KILIÇ'ın reddi
talebinin kötü niyetle yapıldığına ve 6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5)
numaralı fıkrası gereğince disiplin para cezası uygulanmasına ilişkin çoğunluk
kararına aşağıdaki nedenlerle katılmıyorum:
6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrasında 'Ret
talebinin kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul
edilmemesi halinde, talepte bulunanların her birine Mahkemece beşyüz Türk
Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası verilir' denilmiş;
(6) numaralı fıkrasında 'Bu Kanun anlamında disiplin para cezasından
maksat, bireysel başvuru hakkını veya ret talebini açıkça kötüye
kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine verilen ' para cezası' olduğu
belirtilmiştir. Buna göre para cezası verilebilmesi için öncelikle talebin
esastan reddedilmesi gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Talepte kötü
niyet olup olmadığı talebin yerinde olup olmadığı hususundan bağımsız olarak
ayrıca incelenecek, varlığı açıkça saptanmışsa kötü niyete
ilişkin para cezasına hükmedilebilecektir.
Reddi hakim talep etme hakkı Anayasa'nın 36. maddesinde yer alan
hak arama hürriyetinin ve adil yargılanma hakkının gereğince kullanılmasını
güvence altına alan bir hukuk müessesesidir. Temel hakların kötüye kullanılması
gerekçesi, çoğu kez hakkın özüne dokunacak nitelikte kısıtlayıcı düşüncelere
yönelebildiğinden, ihtiyatla kullanılmalı ve ancak açık, nesnel koşulların
oluşması halinde başvurulmalıdır. Bu nedenle reddi hakim talepleri yönünden de
kötü niyetin varlığı açık, somut ve nesnel delillere dayanmalıdır. Talebin
gerekçelerinin yetersiz olması, davacının daha önce de benzeri nitelikte, kabul
edilmeyen taleplerde bulunması, davacının mahkemeye ve hakime karşı
itimatsızlığının bilinmesi, tek başına kötü niyetin kanıtlarını oluşturamazlar.
Olayda davacının reddi hakim talebinde bulunmasının kendi
açısından hassasiyet yaratan bazı beyan ve olgulara dayandığı, bu bağlamda:
- Başkan Haşim KILIÇ'ın aleni bir konuşmada kullandığı ifadeler
siyaset alanına giren eleştirilerdir. İyi işleyen demokrasilerde yüksek yargı
başkanlarının siyaset alanına yönelik, ifade özgürlüğü kapsamında da olsa,
yorum veya değerlendirme yapmaları olağan değildir. Öte yandan, Anayasa'nın
150. maddesine göre iptal davası açma hakkı Cumhurbaşkanına, iktidar ve ana
muhalefet partisi Meclis gruplarına ve TBMM üye tamsayısının en az beşte biri
tutarındaki üyelere ait olup, bunlardan Cumhurbaşkanının dava açması
uygulamasına uzun süredir rastlanmadığı, iktidar partisinin dava açtığının ise
hiç görülmediği bilinmektedir. Bu durumda eleştirinin hedefinin ana muhalefet
partisi olduğu açıktır.
- WIKILEAKS belgeleri her ne kadar hukuki bir işleme veya karara
esas alınabilecek nitelikte değillerse de bunlarda geçen anlatımların davalı
partide menfi yönde sübjektif kanaat veya kuşku uyandırmaya elverişli oldukları
anlaşılmaktadır.
Başkan Haşim KILIÇ'ın derdest olan davada tarafsız hareket
edemeyeceği yönünde somut bir ret nedeni bulunmamakla birlikte Sayın Başkan'dan
kaynaklanan nedenlerle davacıda bir hassasiyet doğmuş olduğu, dosyadaki
evraktan anlaşılmaktadır. Bu nedenle olayda açıkça kötü niyet bulunduğu
söylenemez. Para cezasına hükmedilmemesi gerekir.
II- KHK Kurallarına İlişkin Karşıoy Gerekçeleri:
KHK'nin 4. maddesinde Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurulunun oluşumu, 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasında Başkan
Yardımcılıkları, Geçici 2. maddesinde ilk kurul üyelerinin atanması
düzenlenmiştir. Kurallara göre, bir kamu hizmeti olan söz konusu görevlere daha
önce kamu hizmetine girmemiş kişiler atanabilmektedir.
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında Anayasa'nın ikinci
kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi hakların ve ödevlerin kanun
hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Siyasi haklar ve
ödevler arasında yer alan kamu hizmetlerine girme hakkı Anayasa'nın 70.
maddesinde yer almış olup, dördüncü bölümde bulunmaktadır. Buna göre, kamu
hizmetlerine girişe ilişkin düzenlemeler kanun hükmünde kararname konusu
yapılamaz.
İptali istenen kurallarla düzenlenen konularda, ilk kez kamu
hizmetine girişe ilişkin hükümlere yer verildiğinden Anayasa'nın 91. maddesine
aykırıdırlar. İptalleri gerekir.
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
(Reddi Hakim)
6216 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (5) numaralı fıkrasında red
talebinin 'kötü niyetle yapıldığının anlaşılması' ve 'esas yönünden kabul
edilmemesi' halinde talepte bulunanların her birine beşyüz Türk Lirasından
beşbin Türk Lirasına kadar 'disiplin para cezası' verileceği düzenlenmiştir.
Aynı maddenin (6) numaralı fıkrasında ise, bu Kanun anlamında disiplin para
cezasının bireysel başvuru hakkını veya red talebini 'açıkça kötüye kullandığı'
tesbit edilen başvurucular aleyhine verilen para cezası olduğu belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi disiplin para cezasına hükmedilebilmesi için red
talebinin kötü niyetle yapılması (açıkça kötüye kullanılması) ve talebin
esastan kabul edilmemesi koşullarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Bu durumda her somut olayda olayın özelliğine göre 'hakimin
reddi talebinin kötü niyetle yapıldığı' hususu mahkemece takdir edilecektir.
Davada, davacının hakimin reddi talebinin reddedildiği açıktır. Ancak
dosyanın incelenmesinden bu talebin kötü niyetle yapıldığı konusunda
herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle kararın 'hakimin reddi talebinin kötü niyetle
yapıldığının kabulü ile talepte bulunanlar hakkında disiplin para cezası
uygulanması' yolundaki kısmına katılmıyorum.