ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2010/79
Karar Sayısı : 2012/9
Karar Günü : 19.1.2012
R.G. Tarih-Sayı :
29.05.2012-28307
İPTAL DAVASINI AÇAN : Anamuhalefet (Cumhuriyet
Halk) Partisi TBMM Grubu adına Grup Başkanvekilleri M.Akif HAMZAÇEBİ ile
Muharrem İNCE
İPTAL DAVASININ KONUSU : 3.6.2010 günlü, 5983
sayılı Kooperatifler Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesiyle 24.4.1969 günlü, 1163 sayılı
Kooperatifler Kanunu'nun değiştirilen 90. maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü
fıkrasının 2. cümlesinin Anayasa'nın 2., 13., 48., 128. ve 171. maddelerine
aykırılığı iddiasıyla iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar
verilmesi istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
3.6.2010 günlü, 5983 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile değişik 1163
sayılı Kooperatifler Kanunu'nun, iptali istenen kuralların da yer aldığı 90.
maddesi şöyledir:
'İlgili bakanlık; kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin,
kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin işlem
ve hesaplarını ve varlıklarını müfettişlere, kooperatif kontrolörlerine veya
denetim için görevlendirilecek olan personele denetlettirebilir.
Kontrolörlerin seçilme ve çalışma usul ve esasları ile görev ve
yetkileri tüzükle tespit olunur.
Birinci fıkradaki teşekküller, denetim sonuçlarına göre ilgili
bakanlıkça verilecek talimata uymak zorundadırlar. Yapılan denetimler
sonucunda, kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez
birliklerinin, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin ve bunların
iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin, hukuka
açıkça aykırı eylem ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda, ilgili Bakanlık,
kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak gecikmesinde sakınca görülen
hallerde ileride telafisi güç veya imkansız zararlara yol açılmasının
engellenmesi amacıyla bu kişilerin görevlerine tedbiren son verebilir. Bu
durumda ilgili Bakanlık, bir yıl içerisinde olağanüstü genel kurul
toplantısının yapılması için gerekli tedbirleri alır.
Kooperatifler ve üst kuruluşlarına kredi veren kamu kurum ve
kuruluşları ile belediyeler ve ilgili bakanlıklar; verilen kredilerin açılış
gayesine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını, plan ve projesine uygunluğu,
teknik özellikleri ve kalite açısından denetleyebilirler.
Kooperatiflerde ve üst kuruluşlarında görevli bulunanlar bu
kuruluşlara ait mal, para ve para hükmündeki kağıtları ve gizli de olsa
bunlarla ilgili defter ve belgeleri istenildiğinde müfettişlere, kooperatif
kontrolörlerine, denetimle görevlendirilen personele ve kredi kuruluşlarının
denetim görevlilerine göstermek, saymasına ve incelemesine yardımda bulunmak,
istenilen bilgileri gerçeğe uygun ve eksiksiz olarak vermek ve doğru beyanda
bulunmakla yükümlüdürler.
Birinci fıkradaki teşekküller, ilgili Bakanlıkça teşekküle ilişkin
olarak istenilen her türlü bilgi, belge ve kayıtları, tanınan süre içinde tam olarak
vermek zorundadır.'
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın 2., 13., 48., 128. ve 171.
maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ, Zehra Ayla PERKTAŞ,
Engin YILDIRIM'ın katılımlarıyla 22.9.2010 gününde yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine,
yürürlüğü durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına
oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali
istenilen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
A- 5983 sayılı Kanun ile değiştirilen 1163 sayılı Kooperatifler
Kanunu'nun 90. maddesinin ikinci fıkrasının incelenmesi
Dava dilekçesinde, memur statüsünde olan kooperatif
kontrolörlerinin seçilme ve çalışma usul ve esasları ile görev ve yetkilerinin
yasayla düzenlenmesi gerektiği, ancak dava konusu kuralla bu konuların tüzükle
düzenlenmesinin öngörüldüğü, bu nedenle kuralın Anayasa'nın 2. ve 128.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 128. maddesinin birinci fıkrasında 'Devletin,
kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare
esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle
görülür.' İkinci fıkrasında da, 'Memurların ve diğer kamu
görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve
yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve başka özlük işleri kanunla düzenlenir.
Ancak mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.'
kuralı yer almaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 90. maddesinin birinci
fıkrası uyarınca kooperatiflerin denetiminden sorumlu olan ilgili bakanlık
(Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı) bünyesinde bulunan kontrolörler aracılığıyla
kooperatiflerin denetimini yapabilecektir. İptali istenen ikinci fıkradaki
kurala göre kooperatifleri denetleyecek olan kontrolörlerin seçilmesi ve
çalışmasına ilişkin usul ve esaslar ile görev ve yetkilerine ilişkin
düzenlemeler tüzükle yapılacaktır.
Kooperatifler Kanunu'nun 90. maddesinin birinci fıkrası uyarınca
kooperatiflerin denetiminde yer alacak olan kooperatif kontrolörleri, ilgili
bakanlıklara bağlı olarak görev yapan Anayasa'nın 128. maddesinin birinci
fıkrası anlamında memurdurlar.
Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrası ile memurlar ve diğer
kamu görevlileri için öngörülen nitelik, atanma, görev ve yetkiler ile özlük
haklarının kanunla düzenlenmesi güvencesi memur kapsamında bulunan kooperatif
kontrolörleri için de geçerlidir. Dolayısıyla diğer memurlar ve kamu
görevlileri gibi kooperatif kontrolörlerinin de nitelikleri, atanmaları, görev
ve yetkilerinin kanun ile düzenlenmesi gerekir. Kooperatif kontrolörlerini
bizzat Anayasa tarafından öngörülen bu güvenceden yoksun bırakmak suretiyle bu
hususları tüzük ile düzenlemek Anayasa'nın belirtilen açık hükmü ile bağdaşmaz.
Açıklanan nedenle kural Anayasa'nın 128. maddesine aykırıdır.
İptali gerekir.
Kural iptal edildiğinden Anayasa'nın 2. maddesi yönünden ayrıca
incelenmesine gerek görülmemiştir.
B- Kanun'un 90. maddesinin üçüncü fıkrasının 2. cümlesinin
incelenmesi
Dava dilekçesinde, ilgili bakanlığa tanınan kooperatif
yöneticileri ve üst yöneticilerinin görevlerine tedbiren son verebilme
yetkisinin, sözleşme özgürlüğüne bir müdahale oluşturacağı, Anayasa'nın 171.
maddesi uyarınca devletin kooperatifler üzerinde anayasal bir denetim
yetkisinin bulunmadığı ayrıca ilgili bakanlığa verilen yetkideki 'kamu yararı
ve hizmet gerekleri' gibi ifadelerin soyut, belirsiz ve keyfi uygulamalara yol
açacak nitelikte olduğu, bunun da hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaşmayacağı,
açıklanan nedenlerle kuralın Anayasa'nın 2., 13., 48. ve 171. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 2. maddesinde, yer verilen hukuk devleti, eylem ve
işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri
koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek
sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün
kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa'nın 48. maddesinde 'Herkes dilediği alanda
çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak
serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak
tedbirleri alır.' denilmektedir.
Anayasa'nın 171. maddesinde ise, 'Devlet, milli ekonominin
yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin
korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.'
kuralına yer verilmiştir.
Kooperatifler, ticaret şirketleri ile benzerlik göstermesine
rağmen, sosyal ve ekonomik ihtiyaçları karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet
suretiyle sağlayıp koruma amacıyla kurulan, değişir sermayeli olmak üzere
kişilerin bir araya gelmeleri ile oluşan kendine özgü yapısı olan
teşekküllerdir.
İptali istenen 90. maddenin üçüncü fıkrasının 2. cümlesi ile
kooperatiflerin denetiminden sorumlu olan ilgili bakanlıkların denetim
elemanlarının yaptığı denetimler sonucunda, kooperatiflerin, kooperatif
birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin, Türkiye Milli Kooperatifler
Birliğinin ve bunların iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey
yöneticilerinin, hukuka açıkça aykırı eylem ve işlemlerinin tespit edilmesi
durumunda, ilgili bakanlıklara, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate
alınarak, gecikmesinde sakınca görülen hallerde ileride telafisi güç veya
imkansız zararlara yol açılmasının engellenmesi amacıyla bu kişilerin
görevlerine tedbiren son verebilme yetkisi tanınmıştır. Böylece yasa koyucu
idarenin bu yetkiyi hangi hallerde kullanabileceğini açıkça belirlemiştir.
Kooperatifler, Anayasa'nın 48. maddesinin birinci fıkrasında
düzenlenen özel teşebbüs kapsamındadır. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre
devlet özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun
yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri
alır. Yapılan düzenleme ile Anayasa'daki 'tedbirleri alır' ibaresine
paralel olarak, ilgili bakanlıklara yapılan denetimler sonucu hukuka açıkça
aykırı eylem ve işlemlerin tespiti halinde kooperatif veya diğer üst
birliklerin yöneticilerinin görevlerine tedbiren son verebilme yetkisi
tanınmıştır.
Anayasa'nın 171. maddesine göre devletin kooperatifçiliğin
geliştirilmesi için gerekli tedbirleri alması gerekir. Kooperatiflerin kendine
özgü yapısı ve önemi nedeniyle Anayasa'ya özel bir madde konarak kooperatiflere
verilen değer vurgulanmak istenmiştir.
İptali istenen kurala göre, denetim elemanlarının yaptıkları
teftiş sonucunda yöneticilerin hukuka aykırı eylem ve işlemlerinin tespiti
halinde ilgili bakanlık, yöneticilerin görevlerine tedbiren son verebilecektir.
Verilen bu yetkiyle, kooperatifler ile ilgili suistimallerin önüne geçilmesinin
amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, kural Anayasa'nın 2., 48. ve 171.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Serruh KALELİ, Fulya KANTARCIOĞLU, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep
KÖMÜRCÜ ve Erdal TERCAN bu görüşe katılmamışlardır.
Kuralın Anayasa'nın 13. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
3.6.2010 günlü, 5983 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3.
maddesiyle 24.4.1969 günlü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun değiştirilen
90. maddesinin;
1- İkinci fıkrasının yürürlüğünün durdurulması isteminin,
koşulları oluşmadığından REDDİNE,
2- Üçüncü fıkrasının ikinci cümlesine yönelik iptal
istemi, 19.1.2012 günlü, E.2010/79, K.2012/9 sayılı karar ile reddedildiğinden,
bu cümleye ilişkin yürürlüğün durdurulması isteminin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE, 19.1.2012 gününde karar verildi.
VI- SONUÇ
3.6.2010 günlü, 5983 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3.
maddesiyle 24.4.1969 günlü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun değiştirilen
90. maddesinin;
1- İkinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
2- Üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Serruh KALELİ, Fulya KANTARCIOĞLU, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ ile Erdal TERCAN'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
19.1.2012 gününde karar
verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal
TERCAN
|
KARŞIOY
İptali istenen kural, ilgili bakanlıkça yapılacak denetimler
sonucunda hukuka açıkça aykırı eylem ve işlemleri tespit edilen yöneticilerin;
kamu yararı, gecikmesinde sakınca görülen hal ve telafisi güç ve imkansız
zararlara yol açılmasının engellenmesi amacı ile GÖREVLERİNE TEDBİREN SON
verilebileceğini ifade etmektedir.
Anayasa'nın 48. maddesinde, herkesin dilediği alanda özel teşebbüs
kurma serbestisi güvence altına alınmış, özel teşebbüslerin ekonomik ve sosyal
amaca uygun çalışmasının sağlanması ile bu kapsamda kooperatifçiliğin gelişmesi
sağlayacak tedbirler almakta Anayasa'nın 171. maddesi ile devlet görev olarak
verilmiştir.
Kooperatifler, ticari ortaklıklardan bir şekilde ayrılarak kâr
elde etmek ve paylaşmak yerine ortaklarının ekonomik menfaatlerini ve
ihtiyaçlarını sağlayıp korumak, sermaye yerine karşılıklı yardım, dayanışma ve
kefalet araçları ile amaçlarını gerçekleştirmeye çalışan her an değişebilir
ortaklı değişir sermayeli tüzel kişiliğe haiz teşekküllerdir.
Bu teşekküller, ekonomik dayanışma amaçlı bir akdin, serbest
katılma unsuru kapsamında eşit haklar ile birlikte çalışma arzusuna sahip
kişilerin bir araya gelmesi ile oluşarak sözleşme özgürlüğünü irade özerkliği
ilkesi sınırları içinde özel teşebbüs kurma amacı ile kullanmaktadırlar.
Nitekim Anayasa'nın 48. maddesi kapsamında korunan bu özgürlük,
sözleşme yapma serbestisi yanında sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da
içermektedir.(AYM Kararı 07.02.2008 E. 2005/128 K. 2008/54)
İptali istenen kuralla bir bakanlık denetçisinin soyut nitelikli
kamu yararı ve (adeta bir mahkeme tespiti ve kararı gibi) bireysel
değerlendirmesine bağlı telafisi güç ve imkansız zarar yorumu ile yaptığı bir
tespite bağlı olarak kooperatif yönetiminin görevinin sonlandırılması yetkisi
verilmekte ve bu hal de kooperatif tüzel kişiliği diğer ticari tüzel
kişiliklerden ayrılarak denetim sonucuna farklı bir müdahale hakkı tanıdığı
görülmektedir. Bu durumda iradelerini yaptıkları sözleşme ile Türk Ticaret Kanunun
kabul ettiği bir ticari şirket niteliğindeki kooperatif tüzel kişiliği yönünde
kullanan ortakların, bu kuruluşun işleyişinde ve yönetici ortakların ilgili
bakanlıkça denetiminde çıkan sonuca aynı sözleşme özgürlüğü kapsamında kurulmuş
diğer ticari şirketlerden farklı müdahale ile yönetme haklarına sınırlama
getirildiği anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın 171. maddesi ikinci fıkrasındaki 'kooperatifler,
devletin her türlü kontrol ve denetimine tabi'' hükmü, hak ve özgürlüklerin
genişletilmesi kapsamındaki 1995 Anayasa değişiklikleri ile kaldırılmış olup,
kooperatifler üzerindeki devlet özel vesayetinin kaldırıldığı ve
kooperatiflerinde serbest ticaret ve tüzel kişilik kapsamına alındığının kabulü
gerekir. Nitekim yeni Türk Ticaret Kanunu düzenlemesi de bu yönde olup hukuki
ve cezai sorumluluk getiren hallerde muhatapları hakkında kararlar mahkemelere
bırakılmaktadır.
Kooperatifler, Anayasa'nın 48. maddesi gereği serbest irade ile
oluşan özel teşebbüs kapsamında kurulurlar. Ortaklar arası seçme, seçilme ve yönetme
şeklindeki demokratik işleyişinin hukuki güvenlik ve ekonomik gereklerle süre
gelmesinin temini devletin görevidir. Mahkememizin kararında her ne kadar
kuralla gelen idari müdahale bir tedbir kapsamında mütalaa edilip Anayasa'ya
aykırı görülmemiş ise de; müdahalenin yarattığı sonuç kooperatif tüzel
kişiliklerinde serbest irade ile oluşan yönetim'icra işlevselliği, Türk Ticaret
Kanunu'nun ticari şirketler yönünden benimsediği sistematiğinde öngörülmüş ve
kabul edilmiş ve uygulana gelmekte olan kamu yararı ölçeği ile de
bağdaşmamaktadır. Kooperatiflerde demokratik işleyişin yasaya uygunluğunu
sağlamak ve korumak yönünde gerekli önlemler alabilecek iken bizatihi özgür
irade ile kurulmuş şirket içi yönetim işleyişine amaca ulaşmada orantısız
müdahale ve üye haklarına sınırlama getiren kural Anayasa'nın 48. maddesine,
demokratik olmayan ölçüsüz yaklaşımı ile de 13. maddesine aykırıdır. Bu
nedenlerle çoğunluk görüşüne katılınmamıştır.
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
KARŞI OY GEREKÇESİ
24.4.1969 günlü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 3.6.2010
günlü 5983 sayılı Yasa ile değiştirilen 90. maddesinin üçüncü fıkrasının itiraz
konusu ikinci tümcesinde, 'Yapılan denetimler sonucunda, kooperatiflerin,
kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin, Türkiye Milli
Kooperatifler Birliğinin ve bunların iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile
üst düzey yöneticilerinin, hukuka açıkça aykırı eylem ve işlemlerinin tespit
edilmesi durumunda, ilgili Bakanlık, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate
alınarak gecikmesinde sakınca görülen hallerde ileride telafisi güç veya
imkansız zararlara yol açılmasının engellenmesi amacıyla bu kişilerin
görevlerine tedbiren son verebilir.' denilmektedir. Buna göre, kooperatiflerin ve
birliklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin, hukuka
açıkça aykırı eylem ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda, ilgili
Bakanlıkça görevlerine tedbiren son verilebilecek. Böylece ortaklarının serbest
iradeleriyle kurulan ve sürdürülen özel hukuk tüzelkişiliğine sahip
kooperatiflerin yönetimlerine idare tarafından denetimi aşan biçimde müdahalede
bulunulabilecektir.
Anayasa'nın 171. maddesinde, 'Devlet milli ekonominin yararlarını
dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını
amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır' denilmiş,
Madde'nin ilk düzenlemesinde bulunan 'kooperatifler, devletin her türlü kontrol
ve denetimine tabi olup, siyasetle uğraşamaz ve siyasi partilerle işbirliği
yapamazlar' biçimindeki ikinci fıkrası ise 23.7.1995 günlü 4121 sayılı Yasa'nın
15. maddesi ile yürürlükten kaldırılarak kooperatiflerin özgürlük alanları
genişletilmiştir. Ancak, bu değişiklikten sonra 1969 tarihli olan Kooperatifler
Kanunu'nda yeni bir düzenleme yapılmamıştır.
İtiraz konusu kuralla idareye tanınan kooperatif yönetimlerinin
görevlerine son verme yetkisinin, Anayasa'nın 171. maddesinde belirtilen
Devletin alacağı tedbirler kapsamında değerlendirilmesi olanaklı değildir. Bu
madde ile devlete verilen görevler, kooperatiflerin demokratik işleyişine
müdahalenin gerekçesi olamaz. Devlet, ancak kooperatifleri ve üyelerini
korumak, demokratik işleyişin yasalara uygunluğunu sağlamak amacıyla önlemler
alabilir. Yönetim birimlerini görevden alma ise kooperatif üyelerinin serbest
iradeleriyle oluşan yönetime ölçüsüz bir müdahale niteliğindedir. Bu durum,
Anayasa'nın 48. maddesi ile devlete verilen 'özel teşebbüslerin milli
ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık
içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri' alma görevi ile de bağdaşmamaktadır.
Yapılan müdahalenin kooperatiflerin güvenlik ve kararlılık içinde çalışmalarına
katkı sağlamayacağında duraksamaya yer yoktur.
Açıklanan nedenlerle Kural'ın iptali gerektiği düşüncesiyle
çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY YAZISI
5983 sayılı Kooperatifler Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesiyle 1163 sayılı
Kooperatifler Kanunu'nun değiştirilen 90. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci
cümlesinde, kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez
birliklerinin, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin ve bunların
iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin, belli
durumlarda Bakanlıkça görevlerine son verilebileceği öngörülmüştür.
Anayasa'nın 48. maddesinde herkesin dilediği alanda çalışma ve
sözleşme hürriyetine sahip olduğu, özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu
belirtilmiş; devletin özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürütülmesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını
sağlayacak tedbirleri alacağı hükme bağlanmıştır.
İptali istenen kuralda bahse konu kooperatifler Anayasa'nın 48.
maddesinin güvencesi altındaki özel girişimlerdir. Yönetim ve denetim organları
seçimle belirlenir ve kanunlarla çizilen çerçevede serbestçe faaliyet gösterir.
Devletin 48. maddede belirtilen teşvik ve düzenleme görevinin,
münferit işletme düzeyinde her sorun doğduğunda söz konusu girişimlerin
yönetimine müdahaleyi gerektirecek bir 'micro-management' anlamında öngörülmediği
açıktır. Temel hak ve özgürlükler kapsamında olan kooperatifçiliğe devletin
müdahalesi, ancak demokratik bir toplumda zorunlu olduğu takdirde ve ölçülülük
ilkesine uygun olarak yapılabilir. Kooperatiflerin, bunların birlikleri ve
iştiraklerinin yönetimindeki her hukuka aykırılıkta doğrudan devletçe müdahale
edilebilmesi, çalışma ve sözleşme özgürlüğüne demokratik bir toplumda gerekli
olmayan, ölçüsüz bir müdahaledir.
Bu nedenle Anayasa'nın 48. maddesine aykırı olan kuralın iptali
gerekir.
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
03.06.2010 tarihli ve 5983 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3.
maddesi ile 24.04.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kanun'un değiştirilen 90.
maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci tümcesinde; yapılan denetimler sonucunda,
kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, iştiraklerinin yönetim kurulu
üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin, hukuka açıkça aykırı eylem ve
işlemlerinin tespit edilmesi durumunda, ilgili Bakanlık, kamu yararı ve hizmet
gerekleri dikkate alınarak gecikmesinde sakınca görülen hallerde ileride
telafisi güç veya imkansız zararlara yol açılmasının engellenmesi amacıyla bu
kişilerin görevlerine tedbiren son verileceği belirtilmiştir.
Anayasa'nın 171. maddesinde 'Devlet, milli ekonominin yararlarını
dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını
amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirler alır' denilmiştir.
Kooperatiflerin en yetkili organları genel kurullarıdır.
Bakanlığın iradesini çoğunluk iradesi yerine koyma, dolayısıyla genel
kurullarda alınan kararların ilgili görülen bakanlıkça etkisiz hale getirilmesi
sonucunu doğurur. Demokratik ilkelerle bağdaşmaz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 'demokratik' devlet olma niteliğine uygun
düşmez. Anayasa'nın 171. maddesine aykırıdır.
Redde ilişkin çoğunluk düşüncesine bu nedenle katılmadım.
KARŞI GÖRÜŞ
Anamuhalefet (Cumhuriyet Halk) Partisi TBMM Grubu adına Grup
Başkanvekilleri M.Akif HAMZAÇEBİ ile Muharrem
İNCE tarafından 3.6.2010 günlü, 5983 sayılı Kooperatifler Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun'un 3. maddesiyle 24.4.1969 günlü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun
değiştirilen 90. maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının 2. cümlesinin
Anayasa'nın 2., 13., 48., 128. ve 171. maddelerine aykırı olduğu
gerekçesiyle iptali istenmiştir.
İptali istenilen hükümlerden, 90. maddenin üçüncü fıkrasının 2.
cümlesi, Mahkememiz Çoğunluğunca Anayasa'ya uygun bulunarak, iptal talebi kabul
edilmemiştir. Mahkememiz Çoğunluğunun, söz konusu hüküm açısından varmış olduğu
bu sonuca aşağıdaki gerekçelerle katılmıyorum:
1- Kooperatifler Kanunu'nun, iptali istenen kuralların da yer
aldığı 90. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
'Birinci fıkradaki teşekküller, denetim sonuçlarına göre ilgili
bakanlıkça verilecek talimata uymak zorundadırlar. Yapılan denetimler
sonucunda, kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez
birliklerinin, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin ve bunların
iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin, hukuka
açıkça aykırı eylem ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda, ilgili Bakanlık,
kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak gecikmesinde sakınca görülen
hallerde ileride telafisi güç veya imkansız zararlara yol açılmasının
engellenmesi amacıyla bu kişilerin görevlerine tedbiren son verebilir. Bu
durumda ilgili Bakanlık, bir yıl içerisinde olağanüstü genel kurul
toplantısının yapılması için gerekli tedbirleri alır.'
Kanun değişikliği tasarısının genel gerekçesinde, konuya ilişkin
olarak, 'Arazi tahsisi de dahil olmak üzere, planlamadan projelendirmeye,
ruhsattan kat mülkiyetine geçiş ve kooperatifin feshine kadar geçen süreçte,
yapı kooperatiflerinin, mahallî teşkilâtları da bulunan merkezî idare birimince
sürekli kontrol altında tutulmasıyla; vatandaşların kooperatiflere olan
güveninin yeniden kazandırılması, dar gelirlilerin konut sahibi olması, ilk
tesis maliyetinin yüksek olmasından dolayı ticarî faaliyetlere katılamayan
vatandaşların ticarî faaliyetlere katılmasının özendirilmesinin gerçekleşeceği
değerlendirilmektedir' denilmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun Teftiş ve Denetleme
başlıklı 90. maddesinin üçüncü fıkrası değişiklikten önceki şu şekildeydi: 'Bu
teşekküller denetim sonucuna göre ilgili Bakanlıkça verilecek talimata uymak
zorundadırlar.'
3.6.2010 günlü, 5983 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile yapılan
değişiklik sonucu, hüküm yukarıda belirtilen şekilde yeniden
düzenlendi. Yapılan değişikliğe göre, kooperatifin ilgili olduğu
bakanlığın denetim elemanlarının yaptıkları denetimler sonucu; kooperatiflerin,
kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin, Türkiye Milli
Kooperatifler Birliğinin ve bunların iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile
üst düzey yöneticilerinin hukuka açıkça aykırı eylem ve işlemleri tespit
edildiği takdirde, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak,
gecikmesinde sakınca görülen hallerde, ileride telafisi güç veya imkansız
zararların ortaya çıkmasını engellemek amacıyla, bu kişilerin görevlerine
ilgili bakanlıkça tedbiren son verilebilecektir. Böyle bir durumda ilgili bakanlık,
bir yıl içerisinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapılması için gerekli
tedbirleri de almalıdır.
Anayasa'nın 'Kooperatifçiliğin Geliştirilmesi' başlıklı 171.
maddesi şu şekildedir, 'Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak,
öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan
kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.'
Söz konusu maddenin ikinci fıkrası olarak daha önce yer alan 'Kooperatifler,
Devletin her türlü kontrol ve denetimine tâbi olup, siyasetle uğraşamaz ve
siyasî partilerle işbirliği yapamazlar' şeklindeki kural, 23.07.1995
günlü ve 4121 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. Değişikliğin
gerekçesinde, kooperatiflere uygulanan siyaset yasağının kaldırılmasından söz
edilmiş olup, Devletin her türlü kontrol ve denetiminin de kaldırılması ile
ilgili olarak herhangi bir gerekçeye yer verilmemiştir. Yapılan değişiklikle
görüldüğü gibi, kooperatifler üzerindeki Devletin her türlü kontrol ve
denetimine ilişkin hüküm kaldırılmış, başka bir sınırlama da öngörülmemiştir.
Şüphesiz, Anayasa'da bulunan bir hükmün kaldırılmış olması, Kanun koyucunun o
konuda bir daha düzenleme yapamayacağı sonucunu doğurmaz. Ancak, bu konuda
düzenleme yapılırken, subjektif ve tarihsel yorum metodu dikkate alınarak,
kaldırılan Anayasa hükmünün ve bunun gerekçesinin dikkate alınması gereklidir.
Devletin, kooperatifler üzerindeki her türlü kontrol ve denetimine ilişkin
Anayasa hükmü, belirtildiği şekilde kaldırılmışken, bu değişikliği dikkate
almadan, daha ağır bir denetim ve kontrol sistemi öngörmek ve bunun sonucunda,
kooperatif yöneticilerini görevden alma yetkisini ilgili bakanlığa vermek,
Anayasa'nın 171. maddesine aykırıdır.
2- Anayasa'nın 2. maddesinde, Devletimizin niteliklerinden biri
olarak kabul edilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her
alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya
aykırı tutum ve davranışlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen
kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı
denetimine açık olan devlettir.
İptali istenen kural gereğince, ilgili bakanlık, 'kamu yararı ve
hizmet gerekleri dikkate alınarak gecikmesinde sakınca görülen hallerde ileride
telafisi güç veya imkânsız zararlara yol açılmasının engellenmesi amacıyla' söz
konusu kooperatif yöneticilerinin görevlerine tedbiren son verilebilecektir.
Böyle bir durumda ilgili bakanlığın, bir yıl içerisinde olağanüstü genel kurul
toplantısının yapılması için gerekli tedbirleri de alacağı, genel kurul
yapılmasını ve yeni yöneticilerin seçilmesini sağlayacağı anlaşılmaktadır.
İptali istenen kuralda her ne kadar, ''bu kişilerin görevlerine
tedbiren son verebilir' deniliyorsa da, burada göreve son verme işleminin,
'tedbiren' kelimesi nedeniyle geçici olarak yapıldığı, kesin olmadığı şeklinde
bir değerlendirme yapmak mümkün değildir. Zira hükümde, göreve son verme
işleminin geçici olduğuna ilişkin hiç bir açıklık yoktur; 'tedbiren'
kelimesinin de, 'telafisi güç veya imkansız zararlara yol açılmasının
engellenmesi' için tedbir alınmasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk devleti ilkesi gereğince, kamu yararı amacıyla Kanun koyucu
tarafından getirilen tedbirlerin yahut başvurulan araçların, öngörülen amaç
için gerekli, elverişli ve ölçülü olması gerekir. Burada, kamu yararı ve zarara
yol açılmasını engellemek amacıyla, ilgili kooperatif yöneticilerinin
görevlerine son verilmesi tedbirinin, amaca ulaşmak için gerekli ve elverişli
olduğu söylenebilirse de, ölçülü olduğunu söylemek mümkün değildir. Söz konusu
amacı gerçekleştirmek amacıyla kooperatif yöneticilerinin görevlerine mutlaka
son verilmesi zorunlu olmayıp, örneğin, yargılama süresince görevlerinden
geçici olarak uzaklaştırılmaları yahut Kanun koyucu tarafından öngörülecek
başka tedbirlerle aynı amaca ulaşmak mümkün olabilirdi. Bu açıdan, kamu
yararını gerçekleştirmek amacıyla başvurulan göreve son verme tedbiri, ölçülü
olmadığından, iptali istenen kural Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır.
3- Anayasa'mızın 2. maddesi gereğince, kazanılmış haklara saygı
da hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biridir. Kooperatiflerin,
kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin, Türkiye Milli
Kooperatifler Birliğinin, yönetim kurulu üyeleri ile bunların üst düzey
yöneticileri, kural olarak ilgili birimlerin genel kurullarınca seçilerek,
belirli bir süre için göreve gelmektedirler. İptali istenen hükümle, ilgili
bakanlığa, söz konusu yöneticilerin 'hukuka açıkça aykırı eylem
ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda' görevlerine tedbiren son verebilme
yetkisi tanınmıştır. Belirtmek gerekir ki, bu kişiler, henüz
mahkemede yargılanmamış ve suçlu oldukları konusunda haklarında kesinleşmiş bir
karar bulunmamaktadır. İdare, kendi yapmış olduğu bir tespite dayanarak bu
yöneticilerin görevlerine son vermektedir. Bu kişiler hakkında yargılama
yapılır ve suçlu bulunurlarsa, bu takdirde, idarenin almış olduğu göreve son
verme kararı (geçmişe yönelik olarak) haklılık kazanabilir. Ancak, ilgili
kişiler, yargılama sonucunda, kendilerine isnat edilen hukuka aykırı eylem ve
işlemlerden beraat ederlerse, bu takdirde, idarenin vermiş olduğu göreve son
verme kararı haksız, dayanaksız hale gelecektir. Böyle bir durumda, görev
süreleri henüz sona ermemiş olsa dahi, görevlerine idarece son verildiğinden ve
muhtemelen bakanlığın bir yıl içinde yaptırdığı genel kurulda yerlerine yeni
yöneticiler seçileceğinden, bu kişilerin, beraat etmiş olmalarına rağmen, görevlerine
tekrar dönmeleri mümkün olamayacaktır. Böyle bir sonucun, ilgili kişilerin,
seçildikleri görevi, öngörülen sürenin sonuna kadar yerine getirme konusundaki
kazanılmış haklarını ihlal ettiği açıktır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, 3.6.2010 günlü, 5983 sayılı
Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesiyle 24.4.1969 günlü, 1163 sayılı
Kooperatifler Kanunu'nun değiştirilen 90. maddesinin üçüncü fıkrasının 2.
cümlesinin Anayasa'nın 2. ve 171. maddelerine aykırı olduğu ve iptali
gerektiği kanaatinde olduğumdan, iptal talebinin reddi yönündeki çoğunluk
görüşüne katılmıyorum.