ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2009/21
Karar Sayısı : 2011/16
Karar Günü : 13.1.2011
R.G. Tarih-Sayı
: 02.04.2011-27893
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul İkinci Vergi
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 4.1.1961 günlü, 213 sayılı
Vergi Usul Kanunu'nun, 22.7.1998 günlü, 4369 sayılı Kanun'un 13. maddesiyle
değiştirilen Mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa'nın 2., 10.,
13., 38. ve 125. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Gelir ve katma değer vergilerine ilişkin beyannamelerin süresinden
sonra elektronik ortamda verilmesi nedeniyle kesilen usulsüzlük ve özel
usulsüzlük cezalarının iptali istemiyle açılan davada, itiraz konusu
kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali için
başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, 22.7.1998 günlü,
4369 sayılı Yasa'nın 13. maddesiyle değiştirilen ve itiraz konusu kuralı içeren
mükerrer 355. maddesi şöyledir:
'Bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer
alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara
uymayan (Kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen
yöneticiler dâhil);
1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında
1.000 (1.070 TL)Türk Lirası,
2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı
basit usulde tespit edilenler hakkında 500 (530 TL) Türk Lirası,
3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar
hakkında 250 (260 TL) Türk Lirası,
Özel usulsüzlük cezası kesilir.
Bu hükmün uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine
getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için
tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi
veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin
süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin
uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi
şarttır. (Ek cümle: 16.6.2009'5904/22 md.) Ancak, bu ödevlerin yerine getirilmesine
ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca yapılan düzenleyici idari
işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme
şartı aranmaz.
Özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine
getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmeleri
tebliğ olunur. Verilen sürede bu mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde
yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları bir kat artırılarak uygulanır.
(Ek fıkra: 16.7.2004'5228/10 md.) Tahsilât ve ödemelerini
banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle
tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için
bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5'i
nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler
hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. (Ek cümle: 23.7.2010'6009/12
md.) Ancak, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel
usulsüzlük cezasının toplamı 770.000 TL (800.000)'yi geçemez.
(Ek fıkra: 3.7.2005'5398/23
md.) Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması
halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin
sonundan başlayarak elektronik ortamda 30 gün içinde verilmesi halinde 1/10
oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 30 gün içinde verilmesi halinde ise
1/5 oranında uygulanır.
(Ek fıkra: 16.6.2009'5904/22 md.) Elektronik ortamda verilme
zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak süresinden sonra
düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, belirlenen sürelerin sonundan
itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilmez, takip
eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük
cezası 1/5 oranında uygulanır.
(Ek fıkra: 16.6.2009'5904/22 md.) Elektronik ortamda beyanname ile
bildirim ve form verme mecburiyetine uymayanlara bu maddeye göre ceza kesilmesi
halinde, 352 nci maddenin birinci derece usulsüzlüklerle ilgili (1) numaralı
bendi ile ikinci derece usulsüzlüklerle ilgili (7) numaralı bendi uyarınca
ayrıca ceza kesilmez.'
B- İlgili Görülen Yasa Kuralı
4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257.
maddesi şöyledir:
'Maliye Bakanlığı;
1. Mükellef ve meslek grupları itibariyle
muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan
defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun
gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri
belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya
veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını
tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye
veya kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin
tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya,
2. Mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilât ve ödemelerini
banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle
tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve
uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye,
3. Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin
mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya
bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk
getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye
Bakanlığında veya Muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu
getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye,
4. (Değişik: 16.7.2004'5228/8 md.) Bu Kanunun 149 uncu
maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile
vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer
güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü
elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve
bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak
gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname,
bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile
uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname,
bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları
itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, (Ek ibare: 3.7.2005 ' 5398/23 md.) kanuni
süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen
beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe,
vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi
verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna
ilişkin usul ve esasları belirlemeye,
5. Vergi kanunlarının uygulanmasıyla ilgili olarak levha
kullandırma ve asma zorunluluğu getirmeye ve kaldırmaya,
6. (Ek: 3.7.2005 ' 5398/23 md.) Vergi güvenliğini sağlamak
amacıyla niteliklerini belirleyip onayladığı elektrikli, elektronik, manyetik
ve benzeri cihazlar ve sistemleri kullandırmaya, bu cihaz ve sistemler
vasıtasıyla bandrol, pul, barkod, halogram, kupür, damga, sembol gibi özel
etiket ve işaretlerin kullanılmasına ilişkin zorunluluk getirmeye, uygulamaya
ait usul ve esasları belirlemeye,
Yetkilidir.
(Değişik: 21.1.1983 ' 2791/5 md.) Bu Kanuna göre düzenlenecek belgelerle
bunlara ek olarak düzenlenecek belgelerin, üçüncü şahıslara basım ve dağıtım
işlerinin yaptırılması ile ilgili şekil, şart, usul ve esaslar ve bunlara
uyulmaması halinde uygulanacak cezai şartlar Maliye Bakanlığınca hazırlanacak
ve Resmi Gazete'de yayınlanacak yönetmelikle belirlenir.
(Ek: 24.6.1994 ' 4008/7 md.) Maliye Bakanlığı, birinci fıkrada
yazılı belge tasdik işlemini; noterlere, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlara
veya uygun göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları (basit
usulde) tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya
ve bu konulara ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(Ek fıkra: 16.7.2004'5228/8 md.) Birinci fıkranın (4)
numaralı bendi uyarınca Maliye Bakanlığının beyanname ve bildirimlerin yetki
verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususunda izin
vermesi veya zorunluluk getirmesi halinde, (mükellef veya vergi sorumlusu ile gönderme
işini yapacak kişiler arasında özel sözleşme düzenlenmek kaydıyla) elektronik
ortamda gönderilen beyanname ve bildirimler, mükellef veya vergi sorumlusu
tarafından verilmiş addolunur.
(Ek fıkra: 3.7.2005 ' 5398/23 md.) Kanuni süresi geçtikten sonra
kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin elektronik
ortamda gönderilmesi üzerine elektronik ortamda düzenlenen tahakkuk fişi
ve/veya ihbarnameler mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda
beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda
iletilir. Bu ileti tahakkuk fişi ve/veya ihbarnamenin muhatabına tebliği yerine
geçer.'
C- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 2., 10., 13., 38. ve 125.
maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra
Ayla PERKTAŞ'ın katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, 7.5.2009 gününde
OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.
V- SINIRLAMA SORUNU
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi'ne
itiraz yoluyla yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta
olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlı tutulmuştur.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme 213 sayılı Yasa'nın mükerrer 355.
maddesinin birinci fıkrasının Anayasa'ya aykırılığını ileri sürerek iptalini
istemiştir.
Mükerrer 355. maddenin birinci fıkrasında, 213 sayılı Yasa'nın 86.,
148., 149., 150., 256. ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer
257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara kesilecek özel
usulsüzlük cezaları belirlenmiştir. Fıkrada geçen söz konusu maddelerden; 86.
madde, zirai kazançlar il ve merkez komisyonlarının bilgi isteme ve inceleme
yetkilerini, 148. madde, Maliye Bakanlığı ve vergi incelemeye yetkili olanlara
bilgi verilmesini, 149. madde, devamlı bilgi verilmesini, 150. madde, ölüm
olayları ve intikallerin bildirilmesini, 256. madde, defter ve belgelerle diğer
kayıtların ibrazı mecburiyetini, 257. madde, muhafaza ve ibrazla ilgili diğer
ödevleri, mükerrer 257. madde ise Maliye Bakanlığına verilen yetkileri ve bu
yetkilere ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.
Bakılmakta olan dava, gelir ve katma değer vergilerine ilişkin
beyannamelerin süresinden sonra elektronik ortamda verildiğinden bahisle
kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının iptali istemiyle açılmıştır.
Cezalar, 213 sayılı Yasa'nın, usulsüzlük yönünden 352. maddesine, özel
usulsüzlük yönünden ise mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının (4)
numaralı bendindeki, beyannamelerin elektronik ortamda verilme zorunluluğuna
dayandırılmıştır. Dava bu cezaların kaldırılması istemine ilişkin olduğundan
davanın fıkrada yer alan diğer maddelerle ilgisi bulunmamaktadır.
Bu nedenle, 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun
22.7.1998 günlü, 4369 sayılı Yasa'nın 13. maddesiyle değiştirilen mükerrer 355.
maddesinin birinci fıkrasına ilişkin esas incelemenin, aynı Yasa'nın mükerrer
257. maddesi yönünden yapılmasına, 7.5.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu ve ilgili yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların
gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüşülüp düşünüldü:
A- Kuralın Anlam ve Kapsamı
213 sayılı Yasa'nın mükerrer 355. maddesinde, aynı Yasa'nın 86.,
148., 149., 150., 256., ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile
mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara kesilecek
özel usulsüzlük cezalarına yer verilmiştir.
Mükerrer 257. maddede, Maliye Bakanlığı'na çeşitli konularda, izin
verme veya zorunluluk getirme ve kaldırma, kapsam belirleme, değişiklik yapma,
ilave belge ve defter yükümlülüğü getirme, tebliğ etme, kullandırma, usul ve
esasları tespit etme yetkisi verilmiştir. Ayrıca bu Kanuna göre düzenlenecek
belgelerle bunlara ek olarak düzenlenecek belgelerin, üçüncü şahıslara basım ve
dağıtım işlerinin yaptırılması ile ilgili şekil, şart, usul ve esaslar ile
bunlara uyulmaması halinde uygulanacak cezai şartların, Maliye Bakanlığı'nca
hazırlanacak ve Resmi Gazete'de yayımlanacak yönetmelikle belirlenmesi
öngörülmüştür. Maliye Bakanlığı, maddenin birinci fıkrasında yazılı belge
tasdik işlemini; noterlere, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlara veya uygun
göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları basit usulde tespit
edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya ve bu konulara
ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye de yetkili kılınmıştır. Aynı maddeye
göre, yasal süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak
verilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi üzerine bu ortamda
düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameler mükellef, vergi sorumlusu veya
bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya
tüzel kişiye elektronik ortamda iletilecektir.
Maliye Bakanlığı, verilen yetkileri Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğleri, Uygulama İç Genelgeleri ve Sirkülerlerle kullanmaktadır.
213 sayılı Yasa'nın mükerrer 355. maddesinin itiraz konusu birinci
fıkrasında, mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan, kamu
idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler
dâhil, birinci sınıf tüccarlar, serbest meslek erbabı, ikinci sınıf tüccarlar,
defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler ve bunlar dışında
kalanlar hakkında kesilecek özel usulsüzlük cezaları belirlenmiştir.
Mükerrer 355. maddede yer alan ceza tutarları, 213 sayılı Yasa'nın
mükerrer 414. maddesinin üçüncü fıkrasına göre her yıl için tespit edilen
yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanmaktadır.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında, mükerrer 355. maddenin birinci
fıkrasında, elektronik ortamda beyanname verilmemesi durumunda özel
usulsüzlük cezası kesileceğine ilişkin kuralın yer almadığı, sadece
cezaların belirlendiği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine uygun olarak suçun
açıkça yasayla düzenlenmediği, maddede belirtilen sürelerde beyanname
verenler ile bu sürelerden sonra beyannamesini elektronik ortamda verenlere
öngörülen cezalar arasında orantısızlık bulunduğu, bu durumun eşitlik ilkesine
aykırılık oluşturduğu, aynı statüde bulunan mükelleflerin aynı fiilleri
için farklı cezaların öngörüldüğü, bu nedenlerle kuralın Anayasa'nın 2., 10.,
13., 38. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel
ilkelerinden biri 'belirlilik'tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem
kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer
vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca
kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de
gereklidir.
Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, 'Kimse,
işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan
cezadan daha ağır bir ceza verilemez', üçüncü fıkrasında da 'Ceza ve
ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur' denilerek suç
ve cezanın yasallığı esası benimsenmiştir.
Yasa koyucu, suçların niteliği, işlenme biçimi, içerik ve
yoğunluğu, kamu düzenini ihlal derecesi ve cezaların caydırıcılığı gibi
nedenleri gözeterek, Anayasa ve ceza hukukunun temel ilkeleri çerçevesinde,
hangi eylemlerin suç sayılacağını ve bunlara verilecek cezaların tür ve
miktarını saptayabileceği gibi toplumsal sonuçları bakımından doğurduğu
tehlikenin ağırlığına göre, kimi eylemlere hürriyeti bağlayıcı cezalar dışında,
idari yaptırımlar uygulanmasını da öngörebilir.
Kamu giderlerinin karşılanması, Anayasa'nın 73. maddesinde
düzenlenen vergi ödevinin zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi, yasaların
etkinliğinin sağlanması için vergi suç ve cezalarına yer verilmiştir. Vergi
cezaları, mükelleflerin ya da sorumluların yasalarda belirtilen suçları işlemeleri
durumunda uygulanması gereken yaptırımlardır. Vergi suç ve cezalarına ilişkin
kurallar esas olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu
düzenlemede, vergi ödevinin gerekleri yanında ceza hukukunun ilkeleri de göz
önünde bulundurulmuştur.
213 sayılı Yasa'nın mükerrer 355. maddesinin itiraz konusu birinci
fıkrasında, bu Yasa'nın mükerrer 257. maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara
uyulmaması durumunda kesilecek olan özel usulsüzlük cezalarına yer verilmiştir.
Kuralda, cezalar belirlenmiş, cezaya tabi tutulan eylemler ise mükerrer 257.
maddeye göre getirilen zorunluluklara uymama olarak gösterilmiştir. Mükerrer
257. maddede, Maliye Bakanlığı'nın hangi konularda düzenleme yapacağı
belirlenmiştir.
Maliye Bakanlığı'na yetki yasayla verilmiştir. Bu yetkiye
dayanılarak, genel nitelikte olan tebliğlerle yapılan düzenlemeler Resmi
Gazetede yayımlanmakta, mükelleflere hangi zorunlulukların getirildiği
duyurulmakta ve güvence sağlanmaktadır.
Suç sayılan eylem ve cezası yasada gösterildikten sonra yasama
organının uzmanlık ve yönetim tekniğine ilişkin konularda önlemler alınması
amacıyla yürütme organına yetki vermesi, suçun idari düzenlemelerle ortaya
konulması anlamına gelmez.
Öte yandan, Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen yasa önünde
eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz
konusudur. Mükerrer 355. maddede, belirli sürelerde beyanname verilmesi
halinde cezaların indirimli uygulanması, bu süreler dışında beyanname verilmesi
veya hiç beyanname verilmemesi hallerinde yasada belirtilen cezaların
uygulanması öngörüldüğünden, eylemler ayrılarak bu eylemlere bağlı ceza
getirildiğinden, eşitlik ilkesinin ihlalinden söz edilemeyecektir.
Açıklanan nedenlerle itiraz
konusu kural, Anayasa'nın 2., 10. ve 38. maddelerine aykırı değildir. İptal
isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO ile Zehra Ayla
PERKTAŞ bu görüşe katılmamışlardır.
Kuralın Anayasa'nın 13. ve 125. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
VII- SONUÇ
1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca,
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun
ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme'nin çalışıp
çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme'nin
çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah
OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI'nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı
dosyada belirtilen karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 22.7.1998
günlü, 4369 sayılı Kanun'un 13. maddesiyle değiştirilen Mükerrer 355.
maddesinin birinci fıkrasının, aynı Kanun'un Mükerrer 257. maddesi yönünden,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet
ERTEN, Fettah OTO ile Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
13.1.2011 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Fettah
OTO
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 4369 sayılı Yasa
ile değiştirilen mükerrer 355. maddesinde, bu Kanun'un 86., 148., 149., 150.,
256. ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde
uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlar (Kamu idare ve müesseselerinde
bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil); hakkında uygulanacak
özel usulsüzlük cezası miktarları belirlenmiş, bu fıkraya ilişkin incelemenin,
Yasa'nın mükerrer 257. maddesi yönünden yapılmasına karar verilmiştir. Mükerrer
257. madde ile Maliye Bakanlığı'na birçok konuda düzenleme yetkisi verilmiştir.
Buna göre, itiraz konusu kuralla cezaya bağlı tutulan eylem, mükerrer 257.
madde uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından getirilen zorunluluklara uymamaktır.
Böylece, vergi suçunun ne olduğunu belirleme yetkisi idareye bırakılmıştır.
Anayasa'nın 38. maddesinde suç ve cezaların yasallığı ilkesi
benimsenmiştir. Bu ilke, suç oluşturan eylemlerin ve bunların cezalarının kuşku
ve duraksamaya yol açmayacak biçimde, açık, net ve anlaşılabilir biçimde yasa
ile düzenlenmesini gerektirmektedir. Kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına
karşı, kişi güvenliğinin sağlanmasındaki üstün hukuki yarar da böyle bir
düzenlemeyi zorunlu kılmaktadır. İtiraz konusu kuralla göndermede bulunulan
257. madde uyarınca, mükelleflerin uyması gereken zorunlulukları belirleyecek
olan Maliye Bakanlığı'nın, bunlara ilişkin kuralları ne zaman getireceği,
değiştireceği veya kaldıracağı belli olmadığından, suç oluşturan eylemin,
yasaya bakılarak saptanması olanaklı değildir. İdare tarafından suçun, tebliğ
gibi düzenleyici tasarruflarla belirlenmesinin ise yasallık ilkesinin içerdiği
temel güvenceleri sağlayamayacağı kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu düzenlemenin Anayasa'nın 38.
maddesine aykırı olduğu ve iptali gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne
katılmıyoruz.
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Fettah
OTO
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesinin itiraz
konusu birinci fıkrasında, aynı Yasa'nın mükerrer 257. maddesi uyarınca
getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesileceği
öngörülmektedir.
Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında 'Kimse, işlendiği
zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamaz, '.' üçüncü fıkrasında da 'Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik
tedbirleri ancak kanunla konulur' demek suretiyle Anayasa, suç ve cezada
kanunilik esasını kabul etmiştir.
Anayasa'nın 73. maddesinde yer alan vergi ödevinin, zamanında,
eksiksiz ve usulüne uygun olarak yerine getirilmesinin sağlanması için ilgili
yasalarda hürriyeti bağlayıcı cezaların yanı sıra, adli veya idari nitelikte
para cezalarına yer verilmiştir
Vergi cezaları, mükelleflerin ya da sorumluların yasalarda
belirtilen suçları işlemeleri durumunda uygulanması gereken yaptırımlardır
Mükerrer 355. maddenin itiraz konusu birinci fıkrasında,
uygulanacak cezalar belirlenmiş, bu cezaların uygulanmasını gerektiren ve suç
sayılan fiiller (suçlar) ise mükerrer 257. madde uyarınca getirilen
zorunluluklara uymama olarak gösterilmiştir. Fıkranın yollama yaptığı mükerrer
257. maddede uyulması gereken zorunluluklar ise gösterilmemiş, bu konuları
düzenleme yetkisi Maliye Bakanlığı'na verilmiştir. Böylece Maliye Bakanlığı'nca
belirlenecek olan zorunlu hallere uyumama suç teşkil edecek ve Anayasa uyarınca
kanunla konulması gereken ve suç sayılan fiiller ile aynı sonuçları
doğuracaktır. Bu durum ise Anayasa'nın öngördüğü suçta kanunilik ilkesi ile
bağdaşmaz.
Açıklanan nedenle kanunla konulması gereken suçun, belirlenme
yetkisini Maliye Bakanlığı'na bırakan itiraz konusu kural, Anayasa'nın 38.
maddesindeki 'suçta kanunilik' ilkesine aykırıdır.
İptali gerekir.
KARŞIOY
GEREKÇESİ
İtiraz konusu 4.1.1961 günlü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun
22.7.1998 günlü, 4369 sayılı Yasa'nın 13. maddesiyle değiştirilen mükerrer 355.
maddesinde bilgi
vermekten çekinenler ile aynı Yasa'nın 256., 257. ve mükerrer 257. madde
hükmüne
uymayanlara kesilecek özel usulsüzlük cezaları düzenlenmektedir. Yasa'nın
mükerrer
257. maddesinde ise Maliye Bakanlığı'na çeşitli konularda düzenleme yapma
yetkisi
verilmektedir.
Anayasa'nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir
hukuk
devletidir. Buna göre Devletin tüm organları Anayasa ve hukukun üstün kuralları
ile
bağlı olup, görev ve yetkilerinin bu çerçevede konulan yasalarla belirlenmesi
ve yürütme
organına bırakılan yetkilerin sınırlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
Öte yandan
'hukuk devleti' ilkesi yürütme organının faaliyetlerinin 'belirlilik'
dolayısıyla 'hukuki
güvenlik' ilkesi sonucunda 'öngörülebilir olmasını' gerektirmektedir.
Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında; 'Kimse işlendiği
zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan
cezadan daha ağır bir ceza
verilemez.' denilerek 'suç ve cezanın yasallığı' esası benimsenmiştir.
Anayasa'nın 73. maddesinde düzenlenen vergi ödevinin zamanında
eksiksiz ve
usulune uygun yerine getirilmesi için ilgili yasalarda hürriyeti bağlayıcı
cezaların yanı
sıra, adli veya idari nitelikte para cezalarına da yer verilmiştir. Bu bağlamda
vergi suç ve
cezalarına ilişkin kurallar 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenmekte olup
bu
düzenlemelerde ceza hukukunun genel ilkeleri de göz önünde bulundurulmak
suretiyle
'suç ve cezada yasallık' ilkesi benimsenmiştir. Anayasa'nın 38. maddesindeki
yasallık
ilkesinin belirlilik ilkesi ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda suç ve
cezalara ilişkin
yasal düzenlemenin her hangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net,
anlaşılır
uygulanabilir ve nesnel olması, kamu otoritesinin keyfi uygulamalarına karşı
koruyucu
önlem içermesi gerekmektedir.
İtiraza konu kuralda ise cezalar belirlenmekte, cezaya tabi
tutulan eylem ise
'mükerrer 257. maddeye göre getirilen zorunluluklara uymama' olarak
gösterilmektedir.
Mükerrer 257. maddede sözü geçen 'zorunluluklar' ise Maliye Bakanlığı
tarafından
yapılan düzenlemelerle belirleneceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda itiraza konu kuralda öngörülen cezaların hangi suç ya
da eyleme
bağlı olarak uygulanacağı yasa ile belirgin olarak düzenlenmediği bunun Maliye
Bakanlığı'nca getirilen zorunluluklar kapsamında belirlenmesine bırakıldığı
açık olup; bu
haliyle kural Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, 38.
maddesinde
düzenlenen suç ve cezaların yasallığı ilkesine aykırıdır.
Açıklanan nedenle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 4369 sayılı
Yasa ile değişik mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasında yer alan...
'mükerrer 257 inci madde
uyarınca getirilen...' ibaresi ile 'zorunluluklar ile' sözcüklerinin iptali
gerektiği oyu ile
verilen karara katılmıyorum.