ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2008/84
Karar Sayısı : 2010/121
Karar Günü : 30.12.2010
R.G. Tarih-Sayı :
12.07.2011-27992
İPTAL DAVASINI AÇAN :Anamuhalefet (Cumhuriyet
Halk) Partisi TBMM Grubu adına Grup Başkanvekili Hakkı Suha OKAY
İPTAL DAVASININ KONUSU :16.7.2008 günlü, 5787 sayılı
Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun'un;
1)5. maddesiyle 28.3.2002 günlü, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesinin üçüncü fıkrasının
sonuna eklenen tümcenin,
2)16. maddesiyle 4749 sayılı Kanun'un Geçici 12. maddesine eklenen
fıkranın ikinci tümcesinin,
3)18. maddesiyle 4749 sayılı Kanun'a eklenen;
a-Geçici Madde 16'nın,
b-Geçici Madde 17'nin birinci fıkrasının ilk tümcesinin,
Anayasa'nın 2., 6., 7. ve 8. maddelerine aykırılığı savıyla
iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
1)28.3.2002 günlü, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un; 16.7.2008 günlü, 5787 sayılı Kamu Finansmanı ve
Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun'un 5. maddesiyle eklenen ve iptali istenen tümceyi de içeren, 8.
maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
'Hazine geri ödeme garantisi ve Hazine yatırım garantisi ile
lehine garanti sağlanan taraftan verilecek her garanti için bir defaya mahsus
olmak kaydıyla garanti edilen tutarın yüzde birine kadar garanti ücreti alınır.Bu
oranı beş katına kadar artırmaya Bakan yetkilidir.'
2)16.7.2008 günlü, 5787 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 18.
maddesiyle, 28.3.2002 günlü, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un Geçici 12. maddesine eklenen fıkranın iptali
istenilen ikinci tümcesi şöyledir:
'Üniversitelerin 1/1/2006 tarihinden önce imzalanan Hazine
garantili kredilerine ilişkin olarak Müsteşarlıkça yapılan üstlenimler ile
ikrazen kullandırılan kredilerinden doğan Hazine alacaklarının ve anılan
kuruluşların uzlaşma kapsamındaki Hazine alacaklarının, bu maddenin yürürlük
tarihi itibarıyla ödenmeyen bakiye tutarını, Bakanın teklifi üzerine bütçenin
gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin terkinine Maliye Bakanı
yetkilidir.'
3)16.7.2008 günlü, 5787 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16.
maddesiyle, 28.3.2002 günlü, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a eklenen Geçici Madde 16 ileGeçici Madde 17'nin
birinci fıkrasının ilk tümcesi şöyledir:
'GEÇİCİ MADDE 16 - Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
İşletmesi Genel Müdürlüğünün bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla vadesi
geçmiş Hazine garantili kredilerinden Müsteşarlıkça yapılan üstlenimlerden ve
ikrazen kullandırılan kredilerinden doğan anapara, faiz, masraf ve gecikme
zammından oluşan Hazine alacaklarını, bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirmeksizin Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının Ulaştırma
Bakanlığından olan yol bakım ve onarım giderleri karşılığı alacaklarından
mahsup suretiyle terkin etmeye, sözkonusu işlemden sonra Kuruluşun bakiye
borcunun kalması halinde bu tutarı Kuruluşun ödenmemiş sermayesine mahsuba
Bakanın teklifi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir.'
'GEÇİCİ MADDE 17 - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna 31/12/2007
tarihine kadar verilen özel tertip Devlet İç Borçlanma Senetlerinden doğmuş
ve/veya doğacak anapara, faiz, masraf ve gecikme zammından oluşan Hazine
alacaklarının bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin
terkini Bakanın teklifi üzerine Maliye Bakanı tarafından yerine getirilir''
B- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın 2., 6., 7. ve 8. maddelerine
dayanılmış, 161. maddesi ise ilgili görülmüştür.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Cafer ŞAT, A. Necmi
ÖZLER, Ali GÜZEL, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla
PERKTAŞ'ın katılımıyla 18.9.2008 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında;
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü
durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına,OYBIRLIĞIYLEkarar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali
istenilen Yasa kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
A)5787 sayılı Kamu
Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun'un 5. maddesiyle 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesinin üçüncü fıkrasının
sonuna eklenen tümcenin incelenmesi
Dava dilekçesinde, iptali istenilen kural ile Hazine garantisi
verilmesi nedeniyle ödenmesi gereken garanti ücretinin belirlenmesi konusunda
Bakan'a Kanun'da öngörülenin beş katına kadar artırım yetkisi verildiği, bunun,
garanti ücretinin belirlenmesi konusunda aslî düzenleme yetkisinin Bakan'a
bırakıldığı ve keyfi yetki kullanımına kapı açıldığı anlamına geleceği,
Anayasa'nın 7. maddesine göre Anayasa'da gösterilen istisnaî haller dışında,
yürütmeye kanunla düzenlenmemiş bir alanda aslî düzenleme yetkisi verilmesinin
yasama yetkisinin devri anlamına geldiği ve kökenini Anayasa'dan almayan böyle
bir yetki devrinin Anayasa'nın 6., 7. ve 8. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Anayasa'nın 7. maddesine göre, yasama organı Anayasal sınırlar içinde
kalmak kaydıyla, herhangi bir alanı düzenleme yetkisine sahip bulunmaktadır.
Anayasa'da kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına genel ve
sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı değildir.
Yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu
nedenle Anayasa'da öngörülen ayrık durumlar dışında, kanunlarla düzenlenmemiş
bir alanda, kanun ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez.
Ancak ekonomik olayların niteliği, gelişen koşul ve durumlara göre sık sık
değişik önlemler alma, bunları kaldırma ve süratli biçimde hareket etme
zorunluluğu, yasama organının yapısı ve işleyiş biçimi, yasama organının
yürütme organını yetkilendirmesini gerekli kılabilir. Bu gibi durumlarda yasama
organı, temel kuralları saptadıktan sonra, uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin
hususları yürütmeye bırakabilir. Yani yürütme organına tanınan yetkinin
Anayasa'ya uygun olabilmesi için sınırlı, ilkeleri ve çerçevesi yasa ile
belirlenmiş ve uzmanlık ve yönetim tekniğine ilişkin bir konuya ilişkin
bulunması gerekmektedir. Bu bağlamda, sık sık değişik önlemler alınmasına veya
bunların kaldırılmasına gerek görülen ekonomik, teknik veya benzeri alanlarda
temel kurallar saptandıktan sonra ayrıntıların düzenlenmesinin idareye
verilmesi, yasama yetkisinin devri olarak nitelendirilemez.
Hazine garantisi, Hazine Müsteşarlığının, devletin finansman
imkanlarını ve uluslararası finans piyasalarında sahip olduğu kredibiliteyi
teminat olarak kullanmak suretiyle, kamu iktisadi teşebbüsleri, özel hukuk
hükümlerine tabi olmakla beraber sermayelerinin yüzde 50'sinden fazlası kamuya
ait olan kuruluşlar, fonlar, kamu bankaları, yatırım ve kalkınma bankaları,
büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile sair yerel
yönetim kuruluşları lehine, bu kuruluşların dış finansman kaynağından
sağladıkları dış borçların geri ödenmesi hususunda verdiği garantidir.
4749 sayılı Kanun ile Hazine tarafından verilecek garantiler için
garanti ücreti alınacağı öngörülmüştür. Bu Kanun'un 'Tanımlar' başlıklı 3.
maddesine göre garanti ücreti, Hazine garantileri nedeniyle lehine garanti
verilen taraftan verilecek her garanti için bir defaya mahsus olmak kaydıyla
alınan ücreti ifade etmektedir. Kanun'un 8. maddesinde yer alan hükme göre,
garanti edilen tutarın yüzde birine kadar garanti ücreti alınmaktadır. İptali
istenilen kuralla da bu oranı beş katına kadar artırmaya Hazine
Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan yetkilendirilmiştir.
Hazine garantili borçlanmayı yapan kuruluşların mali durumları,
kuruluşlara daha önceden garantili ve ikrazlı kredi sağlanmış olması halinde
söz konusu kredilerin geri ödeme performansı ve sağlanan kredinin finansman
koşullarının farklılığı, yükümlülüklerini yerine getirmede gösterdikleri
hassasiyetlerdeki farklılıklar nedeniyle uygulamada ortaya çıkabilecek farklı
durumları karşılayabilmesi ve sakıncaları giderebilmesi için hem düzenlemenin
genel olması hem de takdir alanının geniş tutulmasının bir zorunluluk olduğu
görülmektedir. Ayrıca Bakan'ın bu oranı artırırken kuruluşların mali
durumlarını ve daha önceki borç ödeme performanslarını dikkate alacağı bunun da
uzmanlık ve yönetim tekniğine ilişkin bir husus olduğu açıktır. Hazine
garantili borç kullanacak her kurum veya kuruluşun garanti ücretinin
belirlenmesine yönelik bir kanun çıkarılmasının mümkün olmadığı da göz ardı
edilmemelidir. Bu nedenle söz konusu düzenleme yasama yetkisinin devri niteliği
taşımadığından kural, Anayasa'nın 6., 7. ve 8. maddelerine aykırı değildir.
İptal isteminin reddi gerekir.
B)5787 sayılı Kamu
Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun ile 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un Geçici 12. maddesine eklenen fıkranın ikinci tümcesi,
Geçici Madde 16 ile Geçici Madde 17'nin birinci fıkrasının ilk tümcesinin
incelenmesi
1- Anlam ve Kapsam
5787 sayılı Kanun ile 4749 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 12.
maddenin son fıkrasının ikinci tümcesi ile üniversitelerin, Geçici 16. madde
ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün, Hazine garantili kredilerinden Hazine
Müsteşarlığınca yapılan üstlenimlerden ve ikrazen kullanılan kredilerden doğan
anapara, faiz, masraf ve gecikme zammından oluşan Hazine alacaklarının veGeçici
17. maddenin birinci fıkrasının ilk tümcesi ile de TMSF'ye31.12.2007 tarihine
kadar verilen özel tertip Devlet iç borçlanma senetleri nedeniyle doğmuş
ve/veya doğacak olan Hazine alacaklarınınbütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin terkini konusunda Maliye Bakanı yetkilendirilmiştir.
İptali istenilen kurallarla getirilen düzenlemeler bir kamu içi
borç tahkimi niteliğindedir. Tahkim, kamu kurumlarının birbirlerine olan borç
ve alacaklarının mahsup edilmesidir. Bu tür borç tahkiminde, kamu içi bir
borç-alacak mahsuplaşması ve kalan miktar için özel tertip Hazine tahvili
çıkarılması veya borç silinmesi yolları kullanılmaktadır.
Terkin, muhasebe işleminde, vazgeçilen bir alacağın silinerek
zarar kaydedilmesidir. Kamu maliyesinde, tahsil imkanı kalmayan alacakların
terkin edilebileceği öngörülmektedir. Uygulamada genellikle, alacak
hesaplarında izlenen tutarlar, tahsil edilemeyeceği anlaşıldığında bütçe
kanununa konulan hükümlerle terkin edilmekte veya getirilen mevzuat
değişiklikleri ile silinerek hazine hesaplarından çıkartılmaktadır. İptali
istenilen düzenlemelerde, hazine alacaklarının bütçeyle ilişkilendirilmeden
terkini öngörülmektedir.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Dava dilekçesinde, bütçenin gelir/gider hesaplarıyla
ilişkilendirilmeksizin bazı hazine alacaklarının silinmesinin, bütçe
giderlerinin daha düşük görünmesine yol açarak mali saydamlık ilkesine aykırı
uygulamalara sebebiyet vereceği ve silinen tutarlar bütçe dışına
çıkarıldığından kesin hesap sürecinin de dışında kalacağından iptali istenen
kuralın kamu yararına dayanmadığı, bu nedenle Anayasa'nın 2. maddesine aykırı
olduğu, ayrıca söz konusu hazine alacaklarının silinmesi konusunda Maliye
Bakanına tanınan yetkinin, sınırları belirsiz ve keyfi uygulamalara yol
açabilecek nitelikte bulunduğu, bu nedenle de Anayasa'nın 6., 7. ve 8.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
a)Anayasa'nın, 'Bütçenin hazırlanması ve uygulanması' başlıklı 161.
maddesinde,
'Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel
kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Mali yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması,
uygulanması ve kontrolü kanunla düzenlenir.
Kanun, kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan
fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz.'
denilmektedir.
Bütçe, devletin gelirlerini toplamasına izin, giderlerini
yapmasına da yetki veren bir kanundur. Buna göre, devlet, bir yıl süresince
bütçe kanununda belirtilmesi koşuluyla harcama yapabilmekte ve gelir
toplayabilmektedir.Başka bir ifade ile devlet, bütçe vasıtasıyla her yıl vergi
ve benzeri yollardan Gayrisafi Milli Hasıla'dan alacağı payı ve kamu
harcamaları yoluyla bunları sarf edeceği alanı belirler. Bu özelliği dolayısıyla
bütçe, devlet için önemli bir planlama aracıdır.
Yasama organının, halk adına kamu gelirlerini toplama ve yine halk
adına bu gelirleri harcama konusunda yürütme organına sınırları belirleyerek
yetki vermesi ve sonuçlarını denetlemesine bütçe hakkı denilmektedir. Bütçe
hakkı, vergi ve benzeri gelirlerle kamu harcamalarının çeşit ve miktarını
belirleme ve onaylama hakkıdır. Bu hak, demokratik parlamenter yönetim
sistemini benimsemiş olan ülkelerde, halk tarafından seçilen temsilcilerden
oluşan ve en yetkili organ olan yasama organına ait bulunmaktadır.Bütçe,
hükümetin Meclis'e karşı temel sorumluluk mekanizmasıdır. Meclis, bütçe ile
hükümete gelir toplama ve gider yapma yetkisi vermekte, bu yetkinin uygun
kullanılmasını da bütçe sürecinin bir parçası olan kesin hesap faaliyeti ile
denetlemektedir.Yani parlamenter sistemin özü ve demokratik hukuk devleti
ilkesi halkın kamu yönetimi üzerindeki denetimini temsilcileri vasıtasıyla
gerekli kılmaktadır.
Bütçe yapısının fonksiyonunu ifa edebilmesi, temel bütçe
ilkelerine uyulması ile mümkün olmaktadır. Bütçe ilkeleri; bütçenin
hazırlanması, görüşülüp onaylanması, uygulanması ve denetlenmesi ile ilgili
olarak göz önünde bulundurulması gereken kuralları ifade eder. Bu ilkeler,devlet
bütçelerinin temel özellikleri ve amaçlarının gerçekleşmesi için uygulanması
zorunlu olan ulusal ve uluslararası alanda kabul görmüş klasik maliye biliminin
ilkeleridir. Denetim, yönetim ve planlama aracı olabilmesi için bütçenin, kamu
kesiminin tüm kaynak ve harcamalarını bütün ayrıntıları ile kapsaması
gerekmektedir. Bütçe hukukunda yaptırıma bağlanması açısından yıllık olma
ilkesi, bütçenin birliği ilkesi, genellik ilkesi ve adem-i tahsis ilkesi temel
niteliktedir. Anayasa'nın 161. maddesinin birinci fıkrasındaki, 'Devletin ve
kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık
bütçelerle yapılır.' hükmünden, bütçenin birliği ilkesi, yıllık olma ilkesi ve
genellik ilkesinin Anayasa tarafından temel hüküm olarak benimsendiği
anlaşılmaktadır.
Hazine'nin kamu kurumlarından olan alacaklarından tahsil imkanı
kalmadığı için silinen tutarlar, alacak kayıtlarının yapıldığı yıllara ilişkin
bütçe gideri yapılması gereken tutarları ifade etmektedir. Bütçe ile bütçe dışı
kurumlar arasındaki ilişki, bütçeden yapılacak transfer ödemeleriyle
kurulmalıdır. Dolayısıyla bu alacakların silinmesinin bütçeye ödenek konulmak
suretiyle yapılması, bütçe rakamlarının gerçek durumu yansıtması ve mali
disiplinin bozulmaması açısından önem arz etmektedir. Ancak bu ilişki silinen
alacaklarda kurulmamakta, ilgili alacaklar, silindiği yıllarda da bütçe gideri
yapılmamaktadır. Diğer bir deyişle, finansman kaynakları bütçe dışında
kullanılmakta, ilgili kurumlara 'transfer gideri' niteliğindeki ödemeler ise
bütçe dışında gerçekleştirilmektedir. Bütçe kapsamında yapılması gereken bu tür
işlemlerin kayıt dışı kalması veya ilgili oldukları hesaplar dışındaki
hesaplara kaydedilmeleri, gerçek bütçe açığının görünmemesine veya olduğundan
farklı görünmesine, dolayısıyla bütçede açıklığı ve aleniliği bozarak, bütçe
büyüklüklerinin gerçek tutarlarının görünmemesine neden olmaktadır. Bütçede
gerçek büyüklüklerin görünmemesi de, ekonomi ve maliye politikalarının gerçekçi
olarak uygulanmalarına engel olmaktadır.
Bu nedenlerle bütçenin birliği ve genelliği ilkelerini ihlal
ederek, hazine alacaklarının bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin silinmesini öngören, 5787 sayılı Kanun ile 4749 sayılı
Kanun'a eklenen; Geçici 12. maddenin son fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan,'bütçenin
gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin'ibaresi ileGeçici 16.
maddede ve Geçici 17. maddenin birinci fıkrasının ilk tümcesinde yer alan,'bütçenin
gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin'ibareleri, devletin
gelirleri ile harcamalarının bütçe ile yapılmasını zorunlu kılan Anayasa'nın
161. maddesine aykırıdır. İptalleri gerekir.
b)Kamu maliyesinde, tahsil imkanı kalmayan alacakların terkin
edilmesi olağan karşılanmaktadır. Alacak hesaplarında izlenen tutarlar, tahsil
edilemeyeceği anlaşıldığında bütçe kanununa konulan hükümlerle terkin
edilebilmekte veya getirilen mevzuat değişiklikleri ile silinerek hazine
hesaplarından çıkartılmaktadır. Dava konusu kurallar ile bir kısım hazine
alacaklarının terkin edilmesine Maliye Bakanı yetkilendirilmiştir. Kamu mali
yönetiminde; devlet bütçesinin hazırlanması, uygulanması, uygulamanın takibi ve
yönlendirilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek Maliye Bakanlığı'nın görev ve
yetkileri arasındadır. İptali istenilen kurallar ile Hazine'nin, kuralların
yürürlüğe girdikleri tarih itibariyle bazı kamu kurumlarından olan
alacaklarının silinmesine yönelik düzenleme yasa koyucunun takdirinde olan bir
husustur. Alacakların silinmesi konusunda Maliye Bakanı'na verilen yetki
uygulamaya ilişkin bütçe işlemlerini yapma yetkisidir. Bu nedenle söz konusu
düzenlemeler yasama yetkisinin devri niteliği taşımadığından iptali istenilen
5787 sayılı Yasa ile 4749 sayılı Yasa'ya eklenen; Geçici 12. maddenin son
fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan,'bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin' ibaresi dışında kalan bölümüile,Geçici 16. maddede
ve Geçici 17. maddenin birinci fıkrasının ilk tümcesinde yer alan,'bütçenin
gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin'ibaresi dışında kalan
bölümleriAnayasa'nın 2., 6., 7. ve 8. maddelerine aykırı değildir. Bu
bölümlere ilişkin iptal isteminin reddi gerekir.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMLERİNİN İNCELENMESİ
16.7.2008 günlü, 5787 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un;
A- 1- 16. maddesiyle, 28.3.2002 günlü, 4749 sayılı Kamu Finansmanı
ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un Geçici Madde 12'ye eklenen
fıkranın ikinci tümcesinin '' bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin '' bölümüne,
2- 18. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 16'nın
'' bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin '' bölümüne,
3- 18. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 17'nin
birinci fıkrasının ilk tümcesinin '' bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirmeksizin '' bölümüne,
ilişkin yürürlüğünün durdurulması isteminin, koşulları
oluşmadığından REDDİNE,
B- 1- 5. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'un 8. maddesinin üçüncü
fıkrasının sonuna eklenen tümceye,
2- 16. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'un Geçici Madde 12'sine
eklenen fıkranın ikinci tümcesinin '' bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin '' bölümü dışındaki kalan bölümüne,
3- 18. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 16'nın
'' bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin '' bölümü
dışındaki kalan bölümüne,
4- 18. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 17'nin
birinci fıkrasının ilk tümcesinin '' bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirmeksizin '' bölümü dışındaki kalan bölümüne,
yönelik iptal istemleri, 30.12.2010 günlü, E. 2008/84, K. 2010/121
sayılı kararla reddedildiğinden, bu tümce ve bölümlere ilişkin yürürlüğün
durdurulması isteminin REDDİNE,
30.12.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
VI- SONUÇ
A- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili
gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme'nin çalışıp çalışamayacağına ilişkin
ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme'nin çalışmasına bir engel
bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ
ile Celal Mümtaz AKINCI'nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B- 16.7.2008 günlü, 5787 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un:
1- 5. maddesiyle, 28.3.2002 günlü, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve
Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesinin üçüncü fıkrasının
sonuna eklenen tümcenin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE,
2- 16. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'un Geçici Madde 12'sine
eklenen fıkranın ikinci tümcesinin;
a- '' bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin
'' bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b- Kalan bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE,
3- 18. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde
16'nın;
a- '' bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin
'' bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b- Kalan bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE,
4- 18. maddesiyle, 4749 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 17'nin
birinci fıkrasının ilk tümcesinin;
a- '' bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin
'' bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b- Kalan bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
30.12.2010 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Fettah
OTO
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|