ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 2005/57
Karar Sayısı: 2009/19
Karar Günü : 5.2.2009
R.G. Tarih-Sayı :10.06.2009-27254
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara Fikrî ve Sınaî
Haklar Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU:
A- 24.6.1995 günlü, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 22.6.2004 günlü, 5194 sayılı Yasa ile
değiştirilen 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ve 136.
maddesinin;
B- 24.6.1995 günlü, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların
Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 22.6.2004 günlü, 5194 sayılı
Yasa ile değiştirilen 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ve 48.
maddesinin,
Anayasa'nın 2., 13., 38. ve 91. maddelerine aykırılığı
savıyla iptalleri istemidir.
I- OLAY
Müşteki adına endüstriyel tasarım tescil belgesi ile faydalı model
belgesi bulunan ürünlerin taklitlerini üretmek ve satışa arz etmek suçundan
sanık hakkında açılan davada, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırılığı
savını ciddi bulan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1- 24.6.1995 günlü, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin itiraz konusu kuralları da içeren 73/A ve
136. maddeleri şöyledir:
"Madde 73/A- (Ek : 3.11.1995 - 4128/1 md.; Değişik:
22.6.2004-5194/2 md.)
Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında;
a) 44 üncü maddede yazılı açıklamayı patent veya faydalı model
başvurusu açısından gerçeğe aykırı olarak yapanlar, patentli veya faydalı
modelli bir eşya veya ambalajı üzerine haklı olarak konulmuş patent veya faydalı
model olduğunu belirten işareti yetkisi olmadan kaldıranlar veya kendisini
haksız olarak patent veya faydalı model başvurusu sahibi veya patent veya
faydalı model sahibi olarak gösterenler hakkında bir yıldan iki yıla kadar
hapis cezasına veya ondörtmilyar liradan yirmiyedimilyar liraya kadar ağır para
cezasına veya her ikisine,
b) Mevcut olmadığını veya üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını
bildiği veya bilmesi gerektiği halde 86 ncı maddede yazılı haklardan birini
veya bu hakla ilgili lisansı başkasına devreden, veren, rehineden, bu haklar
üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunanlar ile patent veya faydalı modelle
korunan bir buluşun sahibi olmadığı veya bunların koruma süresinin bittiği veya
129, 133 veya 165 inci maddelerde yazılı sebeple patentin veya faydalı modelin
hükümsüzlüklerine veya sona ermelerine karar verilmesine rağmen, satışa
çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticarî evrakına veya ilânlarına,
korunan bir patentle veya faydalı modelle ilgili olduğu kanısını uyandıracak
şekilde işaretler koyan veya ilân ve reklâmlarda bu tarzda yazı ve işaretler
kullananlar hakkında iki yıldan üç yıla kadar hapis cezasına veya
yirmiyedimilyar liradan kırkaltımilyar liraya kadar ağır para cezasına veya her
ikisine,
c) 136 ncı maddede yazılı fiillerden birini gerek faydalı
model, gerek patentli buluş açısından işleyenler hakkında iki yıldan dört yıla
kadar hapis cezasına veya yirmiyedimilyar liradan kırkaltımilyar liraya kadar
ağır para cezasına veya her ikisine, ayrıca işyerlerinin bir yıldan az olmamak
üzere kapatılmasına ve aynı süre ticaretten men edilmelerine,
Hükmolunur.
(a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan suçlar, hizmetlerini
yaptıkları sırada bir işletmenin çalışanları tarafından doğrudan doğruya veya
emir üzerine işlenmişse çalışanlar ve suçun işlenmesine mani olmayan işletme
sahibi, müdür veya temsilcisi ve hangi unvan ve sıfatla olursa olsun işletmeyi
fiilen yöneten kişi de aynı surette cezalandırılır. Bir tüzel kişinin işleri
yürütülürken, 136 ncı maddede sayılan suçlardan biri işlenirse, tüzel kişi,
masraflar ve para cezasından müteselsilen sorumlu olur. Fiile iştirak edenler
hakkında, olayın mahiyetine göre 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 64, 65, 66 ve
67 nci maddeleri hükümleri uygulanır. Yukarıda sayılan suçlardan dolayı
kovuşturma şikâyete bağlıdır.
Bu madde hükümlerinin uygulanmasında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun 344 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi
uygulanmaz. Patentten veya faydalı modelden doğan hakları tecavüze uğrayandan
başka, 136 ncı maddede sayılanlar dışında kalan suçlarda Enstitü, 44 üncü
maddede yazılı açıklamanın gerçeğe aykırı olarak yapılması ile patent veya
faydalı modelle korunan bir buluşun sahibi olmadığı veya patentin veya faydalı
modelin koruma süresinin bittiği veya hükümsüzlüğü veya sona erme durumlarında,
kendisinin veya başkasının imâl ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya
ambalajlarına veya ticarî evrakına veya ilânlarına, korunan bir patent veya
faydalı modelle ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde işaretler koyma veya
bu amaçla ilân ve reklamlarda bu tarzda yazı ve işaretler kullanılması
durumlarında, 8.3.1950 tarihli ve 5590 sayılı Kanun veya 17.7.1964 tarihli ve
507 sayılı Kanuna tâbi kuruluşlar ve tüketici dernekleri de şikâyet hakkına
sahiptir. Şikâyetin, fiil ve failden haberdar olma tarihinden itibaren iki yıl
içinde yapılması gerekir.
Bu kapsamdaki suçlarla ilgili şikâyetler, acele işlerden sayılır.
Patent veya faydalı model başvurusu veya patentten veya faydalı modelden doğan
haklara tecavüz dolayısıyla üretilmesi veya kullanılması cezayı gerektiren eşya
ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, makine gibi vasıtaların
zapt edilmesi veya el konulması veya yok edilmesinde, 765 sayılı Türk Ceza
Kanununun 36 ncı maddesi hükmü ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun ilgili hükümleri uygulanır."
"Patentten Doğan Hakka Tecavüz Sayılan Fiiller
Madde 136 - Aşağıda yazılı fiiller patentten doğan hakka tecavüz
sayılır:
a - Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen
veya tamamen üretme sonucu taklit etmek,
b - Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini
bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla üretilen ürünleri satmak,
dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için
ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak veya uygulamaya koymak
suretiyle kullanmak,
c - Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu olan usulü
kullanmak veya buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri
satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu
amaçlar için ithal etmek veya uygulamaya koymak suretiyle kullanmak;
d - Patent sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu
lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü
kişilere devir etmek,
e - Bu maddenin 1 inci ila 4 üncü bentlerinde yazılı fillere
iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda
olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
f - Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret
alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını
bildirmekten kaçınmak.
Patent bir ürünün yapılışına ait bir usul için alınmışsa, aynı nitelikleri
taşıyan her ürün, patenti alınmış usule göre yapılmış sayılır Usule tecavüz
etmeksizin ürünü ürettiğini iddia eden davalı bunu ispat etmekle yükümlüdür.
Patent başvurusu bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 55 inci maddesine
göre yayınlandığı takdirde, başvuru sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı
hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Tecavüz eden başvurudan veya
kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun yayınlanmış olmasına bakılmaz.
Tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayından
önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.(Ek cümle: 22/6/2004 - 5194/4 md.) Ancak
mahkeme, patent veya faydalı modelin verildiğine ilişkin ilânın ilgili bültende
yayımlanmasından önce öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar
veremez."
2- 24.6.1995 günlü, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların
Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin itiraz konusu kuralları da
içeren 48 ve 48/A maddeleri şöyledir:
"Tasarım Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller
Madde 48 - Aşağıda yazılı fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır.
a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya
belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak,
sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama,
elde bulundurmak;
b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans
yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere
devir etmek,
c) Bu maddenin önceki a ilâ b bendlerinde yazılı fiillere iştirak
veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa
olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına
çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten
kaçınmak,
e) Gasp.
Tasarım başvurusu bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 34 üncü maddesine
göre yayınlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı
hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya
kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz.
Tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayından
önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.
Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın
ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, eylemi tecavüz olmaktan
çıkarmaz.
Tescil işaretleri kusurun değerlendirilmesi sırasında dikkate
alınır."
"Madde 48/A - (Ek : 3.11.1995 - 4128/3 md.;
Değişik:22.6.2004-5194/7md.)
Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında;
a) Tasarım hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik
bildirimini gerçeğe aykırı olarak yapanlar veya tasarım koruması olan bir eşya
veya ambalajı üzerine konulmuş tasarım koruması olduğunu belirten işareti,
yetkisi olmadan kaldıranlar veya kendisini haksız olarak tasarım başvurusu veya
tasarım hakkı sahibi olarak gösterenler hakkında bir yıldan iki yıla kadar
hapis cezasına veya ondörtmilyar liradan yirmiyedimilyar liraya kadar ağır para
cezasına veya her ikisine,
b) Mevcut olmadığını veya üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını
bildiği veya bilmesi gerektiği halde, 39 uncu maddede belirtilen haklardan
birini veya bu hakla ilgili lisansı başkasına devreden, veren, rehneden, bu
haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunanlar ile korunan bir tasarım
hakkının sahibi olmadığı veya koruma süresinin bittiği veya tasarım hakkının
hükümsüzlüğü veya tasarım korunmasından doğan hakkının sona ermesi
durumlarında, kendisinin veya başkasının imâl ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya
veya ambalajlarına veya ticarî evrakına veya ilânlarına, hukuken korunan bir
tasarım hakkı ile ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde işaretler koyanlar
veya bu amaçla ilân ve reklamlarda, bu tarz yazı, işaret veya ifadeleri
kullananlar hakkında, iki yıldan üç yıla kadar hapis cezası veya
yirmiyedimilyar liradan kırkaltımilyar liraya kadar ağır para cezasına veya her
ikisine,
c) 48 inci maddede yazılı fiillerden birini işleyenler hakkında
iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına veya yirmiyedimilyar liradan
kırkaltımilyar liraya kadar ağır para cezasına veya her ikisine, ayrıca
işyerlerinin bir yıldan az olmamak üzere kapatılmasına ve aynı süre ticaretten
men edilmelerine,
Hükmolunur.
(a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan suçlar, hizmetlerini yaptıkları
sırada, bir işletmenin çalışanları tarafından doğrudan doğruya veya emir
üzerine işlenmişse çalışanlar ve suçun işlenmesine mani olmayan işletme sahibi,
müdür veya temsilcisi ve hangi unvan ve sıfatla olursa olsun işletmeyi fiilen
yöneten kişi de aynı surette cezalandırılır. Bir tüzel kişinin işleri
yürütülürken, 48 inci maddede sayılan suçlardan biri işlenirse, tüzel kişi,
masraflar ve para cezasından müteselsilen sorumlu olur. Fiile iştirak edenler
hakkında olayın mahiyetine göre 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 64, 65, 66 ve 67
nci maddeleri hükümleri uygulanır. Yukarıda sayılan suçlardan dolayı kovuşturma
şikâyete bağlıdır.
Bu madde hükümlerinin uygulanmasında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun 344 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi
uygulanmaz. Tasarım korumasından doğan hakları tecavüze uğrayandan başka, 48
inci maddede sayılanlar dışında kalan suçlarda Enstitü; tasarım hakkı sahibi
olarak belirtilmesi gereken kimlik bildiriminin gerçeğe aykırı olarak yapılması
ile korunan bir tasarım hakkının sahibi olmadığı veya koruma süresinin bitmesi
veya herhangi bir sebeple tasarım hakkının hükümsüzlüğü veya tasarım
korumasından doğan hakkının sona ermesi durumlarında kendisinin veya başkasının
imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticarî
evrakına veya ilânlarına hukuken korunan bir tasarım hakkı ile ilgili olduğu
kanısını uyandıracak şekilde işaretler koyma veya bu amaçla ilân ve reklamlarda
bu tarzda yazı, işaret ve ifadelerin kullanılması durumlarında, 8.3.1950
tarihli ve 5590 sayılı Kanun veya 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı Kanuna tâbi
kuruluşlar ve tüketici dernekleri de şikâyet hakkına sahiptir. Şikâyetin fiil
ve failden haberdar olma tarihinden itibaren iki yıl içinde yapılması gerekir.
Bu kapsamdaki suçlarla ilgili şikâyetler acele işlerden sayılır.
Tasarım hakkı başvurusu veya tasarım korumasından doğan haklara tecavüz dolayısıyla
üretilmesi veya kullanılması cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye
yarayan araç, gereç, cihaz, makine gibi vasıtaların zapt edilmesi veya el
konulması veya yok edilmesinde, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 36 ncı maddesi
hükmü ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilgili hükümleri
uygulanır."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında Anayasa'nın 2., 13., 38. ve 91. maddelerine
dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi hükmü uyarınca Haşim
KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, Mustafa YILDIRIM, Cafer ŞAT, A. Necmi ÖZLER, Ali GÜZEL ve Serdar
ÖZGÜLDÜR'ün katılımlarıyla 20.6.2005 günü yapılan ilk inceleme toplantısında
öncelikle davada uygulanacak kural sorunu görüşülmüştür.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta
oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname
kurallarını Anayasa'ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için
Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir
mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve
mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da
o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın
değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı
sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan
kurallardır.
Bakılmakta olan davanın konusunu patent sahibinin izni olmaksızın
buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek, kısmen veya
tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği
hâlde tecavüz yoluyla üretilen ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde
ticaret alanına çıkarmak ve tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın
aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak,
satmak iddiaları oluşturmaktadır. Bu nedenle itiraz konusu kuralların bu kapsam
dışındaki hükümlerinin bakılmakta olan davada uygulanma olasılığı
bulunmamaktadır.
Buna göre;
1- 24.6.1995 günlü, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 136. maddesinin (c), (d), (e) ve (f)
bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarının,
2- 24.6.1995 günlü, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 48. maddesinin (b), (c), (d), (e) ve (f)
bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarının,
itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada
uygulanma olanağı bulunmadığından, bunlara ilişkin başvurunun REDDİNE,
1- 24.6.1995 günlü, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 22.6.2004 günlü 5194 sayılı Yasa ile
değiştirilen 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ve 136. maddesinin
birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin,
2- 24.6.1995 günlü, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 5194 sayılı Yasa ile değiştirilen 48/A
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 48. maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinin,
esasının incelenmesine 20.6.2005 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
V- SINIRLAMA SORUNU
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesine
itiraz yoluyla yapılacak başvurular itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta
olduğu davada uygulayacağı yasa kuralı ile sınırlı tutulmuştur.
Bakılmakta olan dava, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 554
sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin bazı hükümlerine aykırılık nedeniyle
açılmış bir ceza davasıdır. İptali istenen kurallardan 551 sayılı KHK'nin 136.
maddesinin (a) ve (b) bentleri 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde,
554 sayılı KHK'nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ise 48/A
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen cezaî yaptırımlara esas
olan "yasal tanıma uygun fiilleri" içermektedir. Bu kurallar aynı
zamanda söz konusu hakların kapsamını ve bu haklara tecavüz hâllerini
belirleyen özel hukuk normlarıdır.
Somut olayda uygulanacak kural olan 551 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin, 136. maddede;
554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinin ise 48. maddede bentler hâlinde belirtilen eylemlerin tümü için geçerli
ve ortak kural niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin bakmakta olduğu
dava, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 73/A maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinin atıfta bulunduğu 136. maddenin (a) ve (b) bentleri ile
554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinin atıfta bulunduğu 48. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan
eylemlere ilişkin olduğundan, incelemenin ceza normlarını düzenleyen bu bentler
yönünden ve sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.
Bu nedenlerle;
1- 24.6.1995 günlü, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinin esasına ilişkin incelemenin, 136. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve
(b) bentleri,
2- 24.6.1995 günlü, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinin esasına ilişkin incelemenin, 48. maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi,
yönünden yapılmasına 20.6.2005 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu kurallar, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer
yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuran Mahkeme, kanun hükmünde kararnamelerle suç
oluşturulamayacağını, yasakoyucunun hukukî ve cezaî sorumluluklar arasında
temel ilkesel farklılıkları gözeterek cezaî sorumluluk gerektiren eylemleri
yeterince açık bir biçimde düzenlemesi ve suç ile yaptırım arasında
ölçülü bir denge kurması gerektiğini, itiraza konu kurallarda yer alan
düzenlemelerin bu niteliklerden yoksun bulunduğunu ileri sürerek 551 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile
136. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin ve 554 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 48. maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinin Anayasa'nın 2., 13., 38. ve 91. maddelerine
aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
1- 551 Sayılı KHK'nin 136. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) ve
(b) Bentleri İle 554 Sayılı KHK'nin 48. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a)
Bendinin İncelenmesi
551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 136. maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde, patent sahibinin izni olmaksızın buluş
konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek, kısmen veya
tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği
hâlde tecavüz yoluyla üretilen ürünleri satmak dağıtmak veya bir başka şekilde
ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticarî amaçla
elde bulundurmak veya uygulamaya koymak suretiyle kullanmak eylemleri patentten
doğan hakka tecavüz sayılmıştır. 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48.
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise tasarım hakkı sahibinin izni
olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak,
üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapta bulunmak,
kullanmak, ithal etmek ve bu amaçla depolamak veya elde bulundurmak eylemleri
tasarım hakkına tecavüz fiilleri olarak gösterilmiştir.
Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında kimsenin, işlediği
zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamayacağı, üçüncü fıkrasında ceza ve ceza yerine geçen güvenlik
önlemlerinin ancak kanunla konulacağı belirtilmiş, 91. maddesinin ilk
fıkrasında da, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verebileceği, ancak sıkıyönetim ve olağanüstü hâller
saklı kalmak üzere, Anayasa'nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde
yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan
siyasî haklar ve ödevlerin kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceği
öngörülmüştür.
551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 136. maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen eylemlere bu Kanun Hükmünde
Kararname'nin 5194 sayılı Yasa ile değiştirilen 73/A maddesinde, 554 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen eylemlere ise 5194 sayılı Yasa ile değiştirilen 48/A maddesinde ceza
yaptırımı öngörülmektedir. Suç ve cezalara ilişkin esasları düzenleyen 38.
madde Anayasa'nın ikinci kısmının ikinci bölümünde yer aldığından bu konudaki
düzenlemelerin kanun hükmünde kararname ile yapılması olanaklı olmadığı gibi,
bu eylemlere ceza öngören maddenin yasayla düzenlenmesi de bu sonucu
değiştirmez.
Bu nedenlerle, itiraz konusu 551 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yönünden incelenen
aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 136. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri ile 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48/A maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi yönünden incelenen aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48.
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi Anayasa'nın 38. ve 91. maddesine
aykırıdır. İptali gerekir.
Mehmet ERTEN ve A.Necmi ÖZLER bu görüşe katılmamışlardır.
Kuralların Anayasa'nın 2. ve 13. maddeleri yönünden incelenmesine
gerek görülmemiştir.
2- 551 Sayılı KHK'nin 73/A Maddesinin Birinci Fıkrasının (c) Bendi
İle 554 Sayılı KHK'nin 48/A Maddesinin Birinci Fıkrasının (c) Bendinin
İncelenmesi
551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Patentten doğan
hakka tecavüz sayılan fiiller" başlığını taşıyan 136. maddesi delaletiyle,
73/A maddesinin itiraza konu (c) bendinde patentten doğan haklara tecavüz
eylemleri, 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Tasarım hakkına
tecavüz sayılan fiiller" başlığını taşıyan 48. maddesi delaletiyle 48/A
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ise endüstriyel tasarım hakkına
tecavüz eylemleri, yasakoyucu tarafından suç kabul edilerek yaptırıma
bağlanmıştır. Kanun Hükmünde Kararnamelerin anılan her iki maddesinde söz
konusu eylemler için iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına veya
yirmiyedimilyar liradan kırkaltımilyar liraya kadar ağır para cezasına veya her
ikisine, ayrıca işyerlerinin bir yıldan az olmamak üzere kapatılmasına ve aynı
süreyle ticaretten men edilmelerine hükmolunacağı öngörülmüştür.
551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 73/A maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi, 4128 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile eklendikten sonra
5194 sayılı Yasa'nın 2. maddesiyle, 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
48/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ise 4128 sayılı Yasa'nın 3.
maddesi ile eklendikten sonra 5194 sayılı Yasa'nın 7. maddesiyle
değiştirilmiştir. Böylece Anayasa'nın, cezaların yasa ile düzenlenmesini
öngören 38. maddesine uyulmuştur. Ayrıca, Anayasa'da kanun hükmünde
kararnamelerin yasayla değiştirilmesini veya bunlara madde eklenmesini
engelleyen bir kural bulunmadığından Anayasa'nın 91. maddesine aykırılıktan da
söz edilemez.
Hukuk devletinde yasakoyucu ceza hukuku alanında yetkisini
kullanırken, Anayasa'ya ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak
koşuluyla, toplumda belli eylemlerin suç sayılıp sayılmaması, suç sayıldıkları
takdirde hangi çeşit ve ölçülerde ceza yaptırımları ile karşılanmaları
gerektiği, hangi hâl ve hareketlerin ağırlaştırıcı veya hafifletici neden
olarak kabul edileceği konularında takdir yetkisine sahiptir.
İtiraz konusu düzenlemelerle suçun işlenmesindeki özelliklere göre
hâkime farklı cezalar uygulama imkânı sağlanmıştır. Korunan hukuki yarar ve
Yasakoyucuya tanınan takdir yetkisi birlikte değerlendirildiğinde suç ile ceza
arasında makul ve adil bir dengenin bulunmadığından söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 136.
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri yönünden incelenen 73/A
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 554 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yönünden incelenen
48/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi Anayasa'nın 2., 38. ve 91.
maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
Konunun Anayasa'nın 13. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
B- İptal Kararının Yürürlüğe Gireceği Gün Sorunu
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Kanun,
kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hâllerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazete'de
yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez" denilmekte, 2949
sayılı, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa'nın
53. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır. Maddenin
beşinci fıkrasında ise, Anayasa Mahkemesinin, iptal hâlinde meydana gelecek
hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu yararını ihlal edici mahiyette
görürse yukarıdaki fıkra hükmünü uygulayacağı belirtilmiştir.
551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 136. maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 73/A
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yönünden, 554 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin aynı Kanun
Hükmünde Kararname'nin 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yönünden
iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını tehdit edici
nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949
sayılı Yasa'nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince gerekli
düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının Resmî Gazete'de
yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VII- SONUÇ
A- 24.6.1995 günlü, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin;
1- 22.6.2004 günlü, 5194 sayılı Yasa'nın 2. maddesiyle
değiştirilen 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- 136. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin,
aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 73/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Mehmet ERTEN ile A. Necmi
ÖZLER'in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B- 24.6.1995 günlü, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların
Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin;
1- 22.6.2004 günlü, 5194 sayılı Yasa'nın 7. maddesiyle
değiştirilen 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- 48. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin,
aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48/A maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendi yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Mehmet ERTEN ile A.
Necmi ÖZLER'in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
C- 24.6.1995 günlü, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
136. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin ve 24.6.1995 günlü,
554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal
edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin
üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin dördüncü ve
beşinci fıkraları gereğince, bu bentlere ilişkin İPTAL HÜKÜMLERİNİN, KARARIN
RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
5.2.2009 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Mustafa
YILDIRIM
|
Üye
A.
Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket
APALAK
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
24.6.1995 günlü, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname'nin 136. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri ile 24.6.1995 günlü, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde suç olarak yer alan fiillerin kararname ile düzenlenmesinin Anayasa'ya
aykırı olduğu ileri sürülerek iptalleri istenilmektedir.
Anayasa Mahkemesinin benzer nitelikteki bir başvuruyla ilgili
olarak verdiği 14.05.2004 tarih ve 25462 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
02.03.2004 gün ve K.2004/25 - E.2002/92 sayılı kararında yer alan karşı oy
yazısındaki gerekçe uyarınca, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 136.
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 554 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin Anayasa'ya aykırı
olduğuna ve iptal edilmesi gerektiğine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
A.Necmi ÖZLER
|