ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 2005/73
Karar Sayısı: 2008/59
Karar Günü : 21.2.2008
R.G. Tarih-Sayı :07.11.2008-27047
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay Üçüncü Daire
İTİRAZIN KONUSU: 6.6.2002 günlü, 4760
sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
(a) bendinin, Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine aykırılığı savıyla iptali
istemidir.
I- OLAY
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli (I) sayılı
listenin (A) ve (B) cetvellerinde yer alan mallara ilişkin özel tüketim vergisi
tutarlarının yeniden belirlenmesi yolundaki 10.12.2003 günlü, 2003/6607 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki Kararın iptali istemiyle açılan davada, itiraz
konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Danıştay Üçüncü Daire
iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
6.6.2002 günlü, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12.
maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının itiraz konusu (a)
bendi şöyledir:
"Oran veya tutar
MADDE 12- 1. Özel tüketim vergisi, bu Kanuna
ekli listelerde yazılı malların karşılarında gösterilen tutar ve/veya oranlarda
alınır.
2. Bakanlar Kurulu, topluca veya ayrı
ayrı olmak üzere;
a) (I) sayılı listedeki mallar
için uygulanan maktu vergi tutarlarını, her bir mal itibarıyla en yüksek vergi
tutarının yarısına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, bu sınırlar içinde
mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekline göre farklı
tutarlar tespit etmeye,
...
Yetkilidir."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ,
Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Mustafa YILDIRIM, Cafer ŞAT, A.Necmi ÖZLER, Ali GÜZEL ve Serdar ÖZGÜLDÜR'ün
katılımlarıyla 11.7.2005 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Anlam ve Kapsam
6.6.2002 günlü, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile
1.8.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren özel tüketim vergisi,
tek aşamalı dolaylı bir vergidir. Bu verginin kapsamına giren mallar, 4760
sayılı Yasa'ya ekli dört ayrı listede sıralanmıştır. Yasa'nın genel
gerekçesinde, bu malların vergilendirilmesine ilişkin oldukça karmaşık
hale gelen mevcut yapının basitleştirilmesinin sağlanması ve öte yandan dolaylı
vergiler alanında Avrupa Birliği müktesabatına uyum sağlanması, Yasa'nın
hedefleri arasında gösterilmiştir.
Yasa'ya ekli (I) sayılı liste, (A) ve (B) cetveli olarak ikiye
ayrılmış ve listede yer alan malların Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon
Numaraları, isimleri tek tek sıralanmış, karşılarında da kilogram, litre veya
metreküp olarak belirtilen birimler itibariyle özel tüketim vergisi tutarları
gösterilmiştir. Buna göre bu mallar için özel tüketim vergisi "maktu"
olarak belirlenmiştir. Daha sonra çıkarılan kimi yasalarla, 4760 sayılı Yasa'ya
ekli (I) sayılı listede yer alan mallarda ve bunlara ilişkin özel tüketim
vergisi tutarlarında değişiklikler yapılmıştır.
Yasa'nın "Oran veya tutar" başlıklı 12.
maddesinin birinci fıkrasında, "Özel tüketim vergisi, bu Kanuna ekli
listelerde yazılı malların karşılarında gösterilen tutar ve/veya oranlarda
alınır" ve ikinci fıkrasında ise, "Bakanlar Kurulu, topluca
veya ayrı ayrı olmak üzere;" denildikten sonra itiraz konusu (a) bendinde, "(I)
sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarlarını, her bir mal
itibarıyla en yüksek vergi tutarının yarısına kadar artırmaya, sıfıra kadar
indirmeye, bu sınırlar içinde mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya
ithalatın şekline göre farklı tutarlar tespit etmeye,
...
Yetkilidir" denilmiştir.
Buna göre Bakanlar Kurulu, topluca veya ayrı ayrı olmak
üzere; Yasa'ya ekli (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi
tutarlarını, her bir mal itibarıyla en yüksek vergi tutarının yarısına kadar
artırabilecek, sıfıra kadar indirebilecek, bu sınırlar içinde mal cinsleri,
özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekline göre farklı tutarlar
tespit edebilecektir.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında, Anayasa'nın 73. maddesinin son fıkrasında,
vergi oranlarını yasada öngörülen yukarı ve aşağı sınırlar içinde değiştirme
yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verilebileceğinin belirtildiği, bunun, Bakanlar
Kurulu'na vergi miktarlarını da değiştirme yetkisinin verilebileceği anlamını
taşımadığı, bu nedenle itiraz konusu kural ile Bakanlar Kurulu'na verilen vergi
tutarlarını değiştirme yetkisinin, Anayasa'nın 73. maddesinin son fıkrasına
aykırı olduğu, öte yandan, maktu vergi tutarını sıfıra kadar indirme yetkisinin
Bakanlar Kurulu'na verilmesinin, verginin Bakanlar Kurulu'nca kaldırılması
sonucunu doğurduğu, yasakoyucunun özel tüketim vergisi kapsamına aldığı bir mal
için öngörülen maktu vergi tutarını sıfıra kadar indirme yetkisinin Bakanlar
Kurulu'na bırakılmasının, o malın vergisiz teslimi anlamına geldiği, özel
tüketim vergisinin yansıtılabilir olması nedeniyle, maktu vergi tutarı Bakanlar
Kurulu'nca sıfır olarak belirlenen malların hem mükellefleri hem de
tüketicileri lehine vergi adaletinin bozulacağı, vergi tutarının sıfır olarak
belirlenmesinin ayrıca 4760 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin üçüncü fıkrasında
yasakoyucunun gözettiği amaca da aykırı olduğu, bu nedenlerle itiraz konusu
kuralın, Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği
ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk
devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun
olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her
alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya
aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı
sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa'nın 73. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, kamu
giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğu
belirtilmiş ve diğer fıkralarında da bu yükümlülüğün ilkeleri gösterilmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, "Vergi, resim, harç ve benzeri
malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır." denilerek
verginin kanuniliği ilkesi benimsenmiştir. Verginin kanuniliği ilkesi, takdire
dayalı keyfî uygulamaları önleyecek sınırlamaların yasada yer almasını gerektirmekte
ve vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması, değiştirilmesi veya
kaldırılmasının yasa ile yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Buna göre
vergide, yükümlü, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, uygulanacak yaptırımlar
ve zamanaşımı gibi konuların yasayla düzenlenmesi zorunludur.
Anayasa'nın 73. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, "Vergi,
resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve
indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve
aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna
verilebilir" denilmektedir. Bakanlar Kurulu'na ancak vergi,
resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve
indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde değişiklik yapabilme yetkisi
verilebilecektir. Bakanlar Kurulu'na yetki verilirken bu yetkinin
kullanılabileceği alt ve üst sınırların da yasada belirtilmesi gerekmektedir.
İtiraz konusu kuralda, Bakanlar Kurulu'na, 4760 sayılı Yasa'ya
ekli (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarlarını, her
bir mal itibarıyla en yüksek vergi tutarının yarısına kadar artırma, sıfıra
kadar indirme, bu sınırlar içinde mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri
veya ithalatın şekline göre farklı tutarlar tespit etme yetkisi verilmiştir.
Anayasa'nın 73. maddesinin son fıkrasında, vergi, resim, harç ve
benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına
ilişkin hükümlerinde Bakanlar Kurulu'na verilebileceği belirtilen değişiklik
yapma yetkisi, maktu vergi tutarlarını da kapsamaktadır.
4760 sayılı Yasa'ya ekli (I) sayılı listedeki mallar için
uygulanan maktu vergi tutarlarını, yasayla belirlenen alt ve üst sınırlar
içerisinde değiştirme ve bu sınırlar içinde kalmak kaydıyla, mal cinsleri,
özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekline göre farklı tutarlar
tespit etme yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verilmesine ilişkin itiraz konusu
kuralda, Anayasa'nın 73. maddesinin son fıkrasına aykırılık yoktur.
Öte yandan, vergi oran ya da tutarlarının, yasanın belirttiği alt
ve üst sınırlar içinde Bakanlar Kurulu'nca değiştirilebilmesi, mevcut ekonomik
koşulların özeliklerine göre önemli sosyo-ekonomik amaçlara ulaşabilmek için
gereklidir. Bir vergi tutarının Bakanlar Kurulu'nca sıfıra kadar indirilmesi
hiçbir zaman o verginin kaldırılması anlamına gelmez. Bu durumda vergi bir
kurum olarak devam etmekte olup Bakanlar Kurulu, ekonomik koşullara göre
dilediği zaman bu tutarı yasa ile belirlenen sınırlar içinde kalarak
arttırabileceğinden, vergi tutarının Bakanlar Kurulu'nca sıfıra kadar
indirilmesinin verginin kaldırılması anlamını taşıdığı ve bunun verginin
yasallığı ilkesine aykırılık oluşturduğu yönündeki sav da yerinde
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, kural Anayasa'nın 2. ve 73. maddesine aykırı
değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, A.Necmi ÖZLER, Şevket
APALAK ve Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamışlardır.
VI- SONUÇ
6.6.2002 günlü, 4760
sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinin Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, A.
Necmi ÖZLER, Şevket APALAK ile Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA, 21.2.2008 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
A.
Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket
APALAK
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
KARŞIOY
YAZISI
Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının (a) bendinde, maktu vergi tutarlarını artırma veya sıfıra kadar
indirmek, mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekline
göre farklı tutarlar tespit etmek hususunda Bakanlar Kurulu'nun yetkili
kılınmış olmasında Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine aykırılık bulunduğu
düşüncesindeyim.
Serbest piyasa ekonomisine dayandığı kabul edilen bir ekonomik ve
ticari düzende, marjinal karlarla rekabet ortamı içinde faaliyet gösteren özel
tüketim vergisi mükelleflerinin, hukuk güvenliğinin icabı olan belirlilik,
öngörülebilirlik ve istikrar ilkelerinin güvencesi altında bulunmaları Anayasal
bir gerekliliktir. Anayasa'nın 73. maddesi, vergi, resim, harç ve benzeri mali
yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği ve kaldırılacağını;
muaflık, istisna ve indirimlerle ilgili yasa hükümlerinde yasanın belirttiği
aşağı ve yukarı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisinin Bakanlar Kurulu'na
verilebileceğini öngörmüştür.
Kanun yapma süreci açık ve şeffaf bir süreç olup, yasama
faaliyetleri bütün vatandaşlarca izlenebilir, bir kanun teklifi ve tasarısı
Meclis gündemine gelip yasalaşıncaya kadar, o yasanın muhtemel ekonomik
sonuçlarından herkes haberdar olabilir. Bu nedenle yasa ile vergi kanunlarında
yapılacak değişikliklerin serbest piyasa ve rekabet ortamını bozacak şekilde
bazı mükellefler yönünden sürprizler yaratması söz konusu değildir. Bakanlar
Kurulu kararları ise hazırlık safhasında kamuya açık olmadığından, vergi miktar
ve oranlarında yapılabilecek değişikliklerden ancak Bakanlar Kurulu kararının
yayımlanmasıyla haberdar olabilecek mükellefler yönünden risklerin artması
olasıdır. Verginin kanunla konulacağı ilkesi, her şeyden önce vatandaşı devlete
karşı koruyan bir güvencedir. Öte yandan, Anayasa'nın 73. maddesinde belirtilen
çerçevede İdareye tanınan esnekliğin, yasayla saptanmış maktu vergileri
değiştirmeye, vergileri kaldırmakla eş anlamlı olan sıfıra kadar indirmeye ve
sonra, isterse en yüksek hadden yine uygulamaya başlamaya yetki verme noktasına
vardırılması, İdarenin yetkilerinin birey hak ve özgürlükleri aleyhine
genişletilmesinden başka anlam taşımaz. Bu nedenlerle kuralın Anayasa'nın 2. ve
73. maddelerine aykırılıktan dolayı iptali gerektiği düşüncesinde olup,
Danıştay Üçüncü Dairenin iptal gerekçelerine de katılmaktayım.
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
6.6.2002 günlü, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12.
maddesinin ikinci fıkrasının itiraz konusu (a) bendi ile, topluca veya ayrı,
ayrı olmak üzere (1) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi
tutarlarını, her bir mal itibariyle en yüksek vergi tutarının yarısına kadar
artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, bu sınırlar içinde mal cinsleri,
özellikleri, kullanım yerleri veya ithalâtın şekline göre farklı tutarlar
tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
Anayasa'nın "vergi ödevi" başlıklı 73. maddesinin üçüncü
fıkrasında "vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla
konulur, değiştirilir veya kaldırılır" denilerek verginin kanuniliği
ilkesi vurgulanmış; dördüncü fıkrasında da vergi, resim, harç ve benzeri mali
yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin
hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik
yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği belirtilmiştir. Böylece,
yasama yetkisinin kullanılması ve devredilmezliği ilkesini düzenleyen
Anayasa'nın, 7. maddesi ile yürütme yetkisi ve görevinin sınırlarını belirleyen
8. maddesi, "vergi ödevi" konusunda somutlaştırılmıştır. Anayasa
koyucunun, 73. maddede verginin kanuniliği ilkesini ve vergilendirme konusunda
Bakanlar Kuruluna verilebilecek yetkilerin sınırını özel olarak
düzenlemesindeki amaç, kuşkusuz vergi ödevinin temel haklarla olan yakın
ilişkisidir. Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği gibi, mali yükümlülüklerin,
matrah ve oranları, tarh ve tahakkuku, tahsil usulleri ve yaptırımları,
zamanaşımı gibi kişilerin sosyal ve ekonomik durumlarını hatta temel haklarını
etkileyecek çeşitli yönleri bulunduğundan, bunların, yasayla yeterince
çerçevelendirilmemesi keyfi uygulamalara yol açabilir. Bu nedenle Anayasa'nın
73. maddesine göre vergilendirme yetkisi yasama organına verilmiş, yürütme
organına, yasal dayanağı bulunmaksızın idari işlemle vergi koyma, değiştirme ve
kaldırma yetkisi tanınmamıştır.
İtiraz konusu kuralla maktu vergi tutarlarını sıfıra kadar indirme
konusunda Bakanlar Kuruluna verilen yetki, verginin belirli veya belirsiz bir
süre kaldırılması sonucunu doğuracağından verginin kanuniliği ilkesi ile
bağdaşmamaktadır. Sıfıra indirme yetkisinin kullanılmasının verginin
kaldırılması anlamına gelmediği, Bakanlar Kurulu'nun, ekonomik koşulları
oluştuğunda yeniden oran belirleme yetkisinin bulunduğu gibi gerekçelere ise,
oranı sıfıra indirilen verginin hukuken değilse de fiilen kaldırılmış olduğu
gerçeği karşısında Anayasal geçerlilik tanımak olanaksızdır.
Öte yandan, itiraz konusu kuralla Bakanlar kuruluna verilen
yetkinin, açık ve belirli olmaması, bir mal için uygulanan vergi tutarının,
aynı listede yer alan farklı bir mal için getirilen üst sınıra göre artırılması
durumunda, bu tutarın önceden öngörülemeyecek biçimde yüksek oranlara
ulaşabilmesi, verginin yasallığı ve hukuk devletinin sağlamakla yükümlü
bulunduğu hukuk güvenliği ilkeleri ile bağdaşmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Kural'ın iptali gerekirken başvurunun reddi
yolundaki çoğunluk görüşüne karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (a) bendiyle ilgili Şevket APALAK'ın karşıoyuna
katılıyorum.
AZLIK
OYU
Anayasa'nın vergi ödevi başlıklı 73. maddesinin üçüncü fıkrasında
vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı ve
dördüncü fıkrasında bunların muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına
ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde
değişiklik yapma yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verilebileceği öngörülmüştür.
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinin ikinci
fıkrasının iptali istenen (a) bendinde "(1) sayılı listedeki mallar
için uygulanan maktu vergi tutarlarını, her bir mal itibarıyla en yüksek vergi
tutarının yarısına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, bu sınırlar içinde
mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekline göre farklı
tutarlar tespit etmeye" şeklinde yer alan kuralla Bakanlar Kurulu'na yetki
verilmiştir.
Verginin önem ve özelliği, yasayla düzenlemenin anayasal bir ilke
olarak temel alınmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Yasalaşma sürecinin zamana
yayılması ve mali yaşamda olası gelişmeler kimi sınırlar içinde yürütmeye
yetkiler verilmesinin nedenidir. Bu yetkinin anayasal alan ve anlama bağlı
kalınarak kullanılması gerektiğinde kuşku yoktur.
Anayasa'nın "oran" konusunda verdiği yetkiyle maktu
vergileri bu olanak dışında tuttuğu, ancak nisbi vergileri kapsama aldığı
anlaşılmaktadır. "Oran" kavramının, uygulayacağı taban tutarıyla
ulaşılacak sonuç arasında bir somutluğu içerdiği de kuşkusuzdur. Bir miktara
oran uyguladığında, esas alınan değer ve oranla ortaya çıkacak bir tutar söz
konusu olacaktır. Bu bakımdan maktu vergi ile oran kavramları birbirleriyle
ilintisiz olduğu gibi, verginin sıfırlanmasıyla oranlama ölçütünün uyuşmadığı,
oran yetkisinin sıfırlamayı kapsamadığı kuşkusuzdur. "Sıfırlama"
sözcüğü verginin o süreçte kaldırılması sonucunu da vereceği açıktır.
Belirtilen nedenlerle, kuralın
muaflık, istisna ve indirimleriyle oranlarına ilişkin konularda Bakanlar Kurulu'na
yetki veren 73. maddesine aykırılığından ötürü iptali gerekeceği oyuyla karara
karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇESİ
İtiraz konusu kural, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun
12. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan; "I. Sayılı
listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarlarını, her bir mal
itibariyle en yüksek vergi tutarının yarısına kadar artırmaya sıfıra kadar
indirmeye, bu sınırlar içinde mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya
ithalatın şekillerine göre farklı tutarlar tesbit etmeye" hükmüdür.
4760 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin birinci fıkrasında, özel tüketim
vergisinin bu Kanun'a ekli listelerdeki yazılı malların karşılarında gösterilen
tutar ve/veya oranlarda alınacağı belirtildikten sonra, ikinci fıkrasında
Bakanlar Kurulu'na Kanun'a ekli I, II, III, IV sayılı listedeki mallar
için topluca veya ayrı ayrı kullanılmak üzere vergi tutarlarını veya vergi
oranlarını değiştirme yetkisi yanında diğer bazı yetkilerde verilmektedir.
Anayasa'nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir
hukuk devletidir. Buna göre Devletin tüm organları Anayasa ve hukukun
üstün kuralları ile bağlı olup, görev ve yetkilerinin bu çerçevede
konulan yasalarla belirlenmesi ve yürütme organına bırakılan yetkilerin
sınırlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Öte yandan "hukuk
devleti" ilkesi yürütme organının faaliyetlerinin "belirlilik"
dolayısıyla "hukuki güvenlik ilkesi" sonucunda "öngörülebilir
olmasını" gerektirmektedir.
Anayasa'nın "vergi ödevi" başlıklı 73. maddesinin üçüncü
fıkrasında; "vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla
konulur, değiştirilir veya kaldırılır." Son fıkrasında ise; "vergi,
resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimlerle
oranlarına ilişkin hükümlerinde Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar
içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir."
denilmektedir.
Bu anayasal düzenlemeler karşısında verginin kanuniliği ilkesi
gereği verginin konulması, değiştirilmesi ve kaldırılması yetkisi yasama
organına aittir ve ancak kanunla yapılabilir. Anayasa'nın 73. maddesinin son
fıkrasında Bakanlar Kurulu'na sadece "muaflık, istisna ve indirim ile
oranlarında" değişiklik yapma yetkisi verilirken bu yetkinin "Kanunda
belirtilen yukarı ve aşağı sınırlar içinde" kullanılabileceği
öngörülmektedir.
İtiraza konu kuralda ise; Bakanlar Kurulu'na verilen yetkide
"her bir mal itibariyle en yüksek vergi tutarının yarısına kadar"
şeklinde getirilen üst sınır açık ve belirli olmadığı gibi süre sınırlaması da
bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu kural ile bir mal için Yasa ile
belirlenmiş olan maktu vergi tutarının Bakanlar Kurulu'nca yeniden ve sürekli
olarak arttırabilmesi mümkün olacağından Anayasa'nın 73. maddesinin son
fıkrasına aykırıdır.
Öte yandan yine kuralda Bakanlar Kurulu'na verilen yetkinin alt
sınırı sıfır olarak belirlenmiş olup verginin yapısında ve tabanında büyük
boşluk yaratan bu tür ayrıcalıkların verginin verimliliği ve vergide adalet
ilkelerine aykırılık teşkil edeceği gibi maktu vergi tutarını sıfıra indirmenin
verginin kaldırılması sonucunu doğuracağı, bunun ise verginin yasallığı ilkesi
ile bağdaşmayacağı açıktır.
İtiraz konusu kurala göre Bakanlar Kurulu mal cinsleri,
özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekline göre farklı vergi
tutarları da belirleyebilecektir. 4760 sayılı Yasa'da özel tüketim vergisi
kapsamına giren mallar karşılarında gümrük tarife pozisyonları gösterilmek
suretiyle tek tek sayıldıktan sonra, Bakanlar Kurulu'na bu malların kendi
takdirine göre ve önceden öngörülmeyecek şekilde çeşitlendirip bu mallar için
farklı vergi tutarları tesbit etme yetkisinin verilmesine ilişkin kural
Anayasa'nın 73. maddesinin son fıkrasında öngörülen yetkiyi aşmakta ve
Anayasa'ya aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda; Bakanlar Kurulu'na sınırları açık ve belirli olmayan
ve bu haliyle keyfi ve takdiri uygulamalar yapabilecek şekilde geniş yetki
veren itiraza konu kural, Anayasa'nın 73. maddesinde yer alan verginin
kanuniliği ilkesine aykırı olup hukuki güvenlik ilkesine ve dolayısıyla hukuk
devleti ilkesinin yer aldığı Anayasa'nın 2. maddesine de aykırıdır.
Açıklanan nedenle kuralın Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine aykırı
olduğu ve iptali gerektiği düşüncesiyle verilen karara karşıyım.