"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"Davacı vekili Mahkememize vermiş olduğu 28.8.2002 tarihli dava dilekçesinde özet ve sonuç olarak, davacı müvekkilinin 31.10.1986 tarihinde Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmiş olduğunu, davacının Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmeden önce 3582 gün SSK'ya tabi sigortalılık hizmetinin olduğunu, 4181 sayılı Yasa'yla 1479 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 9. madde uyarınca davacının 7. basamak yükselme talebinde bulunup tahakkuk eden primi Bağ-Kur'a ödediğini, 8.5.2002 tarihinde 370.512.952.- TL aylıkla Bağ-Kur'dan emekli olduğunu ancak aylığının noksan bağlanmış olduğunu, davacının SSK'ya tabi hizmetinin nazara alınıp 1479 sayılı Yasa'nın 50. maddesi uyarınca 6. basamağa intibak ettirildiğini ve 6. basamak primlerini kuruma ödeyip 31.10.1986 tarihinde 6. basamaktan, 1988 tarihinde 7. basamaktan, 1990 yılında 8., 1992 yılında 9., 1994 yılında 10., 1996 yılında 11. basamaktan prim öderken 4181 sayılı Yasa'yla 1479 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 9. madde uyarınca 7. basamak yükseltme talebinin kabulüyle bu basamaktan prim ödediğini, böylece prim basamağının 18. basamak olduğunu, davacının 1998 yılında 19., 2000 yılında 20., 2002 yılında 21. basamakta olup 21. basamakta iken tahsis talebinde bulunmuş olduğunu, 1479 sayılı Yasa'nın 4447 sayılı Yasa ile değişik 50. maddesi uyarınca bu Yasa'ya göre sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabında 24. basamaklı gelir tablosunun uygulanması gerektiğini ve tabloda yer alan gelir basamaklarının her yıl Nisan ayında ilk olarak bir önceki yılın Aralık ayı ile ondan önceki yılın Aralık ayına göre DİE tarafından açıklanan en son temel yılı kentsel yerler tüketici fiyatlığı indeksindeki değişim oranı kadar ve ikinci olarak bir önceki yılın gayri safi yurt içi hasıla sabit fiyatlara gelişme hızları kadar artırılarak belirlenmesi gerektiğini ve 1.4.2002-31.3.2003 tarihleri arası prim ve aylık hesabına esas gelir basamaklarını tespite yetkili olan Bakanlar Kurulu'nca 1.4.2002-30.6.2002 arası 21. basamağın 583.926.237.- TL olarak belirlendiğini ve 2001 yılı TEFE oranının %88.6., TÜFE oranının %68.5., olup davacının 2002 yılında tahsis talebinde bulunduğundan ödenecek aylığın 517.180.354.- TL. olması gerektiğini, oysa Bağ-Kur'ca 370.512.952.- TL aylık bağlandığını beyan ederek kurumca 10.5.2002 tarihi itibariyle bağlanan 370.512.952.- TL. aylık tahsisine ilişkin işlemin iptaliyle aylığın 517.180.354.- TL olması gerektiğinin tespitine, noksan aylıkların ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili yargılama sırasında davayı kabul etmediklerini, kurumlarınca resmi belgelere dayanılarak işlem yapılmakta olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacıya ait 2/00978249 tahsis numaralı (0478922079 Bağ-Kur numaralı) Bağ-Kur dosyası muhteviyatı ile davaya emsal teşkil eden 2/00886029 aylık tahsis, (0221522449 Bağ-Kur numaralı) sigortalı Ali Küçükkılıç'a ait ve yine 280154378 Bağ-Kur numaralı Kahraman Köseoğlu'na ait dosya muhteviyatları celp edilmiştir.
Ayrıca SSK il müdürlüğünden davacıya ait hizmet dökümü celp edilmiştir.
Toplanan tüm delillerden sonra dosya bilirkişiye tevdi edilmek üzere Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi'ne gönderilmiş olup, bilirkişi Av. Halit Akyürk tarafından tanzim olunan 22.1.2003 tarihli rapor alınmıştır.
Davacı vekili dosyanın 3 kişilik bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesini talep etmesi üzerine dosya tekrar 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmek üzere Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi'ne gönderilmiş olup, 6.6.2003 tarihli rapor alınmıştır.
Her iki bilirkişi raporunda da emsaller ile davacının almış olduğu yaşlılık aylığının farkının 2001 yılında belirlenen gelir basamakları ile davacının emekli olduğu 1.6.2002 tarihinde belirlenen gelir basamaklarının farklı olmasından, her ikisi de 21. basamakta olmalarına rağmen, bağlanan aylıkların tutarlarının aylık talep tarihindeki tüketici fiyat endeksinin farklı olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 26.8.2003 tarihli talep dilekçesinde; 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nın aylıkların belirlenmesine esas olan gelir basamakları başlığını taşıyan (Değişik 4447-25.8.1999) 50. maddesinde "Bu kanuna göre sigortalının ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabında, yirmi dört basamaklı gelir tablosu uygulanır. Tabloda yer alan gelir basamakları, her yıl Nisan ayında ilk olarak bir önceki yılın Aralık ayı ile ondan önceki yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yılı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar, ikinci olarak bir önceki yılın gayrisafi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızları kadar artırılarak belirlenir" denilmekte ve 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalıların gelecekte alacakları aylıkları, kentsel farklılıklara dayandırılmakta, zaman farklılıkları aynı kanuna tabi, aynı primleri ödemiş, fakat farklı kentte yaşayan Bağ-Kur İl Müdürlüklerinin bulunduğu kentlerdeki sigortalılar arasında yaşlılık aylığı alma koşullarını tamamlamış kişilerin farklı zamanda müracaatlarına, farklı aylık tahsisine yol açmakta, aynı koşullara sahip sigortalılar arasında eşit olmayan aylık tahsisine yol açmakta olduğunu, Anayasamızın kanun önünde eşitlik başlığını taşıyan 10. md. "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğunu, hiçbir kişiye, aileye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları" hükme bağlanmış olduğunu, Anayasamızın 10. maddesine göre, Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde insanlar arasında ayrım yapmadan Devlet faaliyetlerini yürütmek zorunda olduğunu, Anayasa'da öngörülen eşitlik ...Herkesin aynı hak ve yükümlülüklere sahip olması anlamında olmadığını ancak eşitliğin her yönüyle aynı hukuki durumda olanlar arasında söz konusu olduğunu Hukuk felsefesine girmiş bir deyimle "eşitlerin eşitliği" anlamında olduğunu davamızdaki durumun her yönüyle aynı hukuki durumda olanlara farklı yaşlılık aylığı tahsisi işleminden kaynaklanmakta olduğunu,
1479 sayılı Kanun'un 50. maddesi kentlere, bölgelere göre Devlet İstatistik Enstitüsünün açıkladığı tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranları farklı olduğunu, farklı olanlar esas alınarak aylık belirleme yöntemini öngören 1479 sayılı Kanun'un 50. maddesi aynı koşulları taşıyan, fakat farklı kentlerde yaşayan sigortalılara farklı aylıklar bağlandığını, farklı zamanda müracaat halinde, tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranlarının farklı olduğunu farklı oranlar aylık bağlamaya esas alındığında, tüm şartları aynı olduğu halde, yalnızca kısa aralıklarla ancak (3 ay önce veya sonra gibi) farklı zamanlarda tahsis talebinde bulunan sigortalılara farklı aylık tahsisine yol açmakta olduğunu, davalarında olduğu gibi, davacının dosyasında emsal olarak sunmuş oldukları Ali Küçükkılıç ve Kahraman Köseoğlu'nun yani her üç kişinin de,
1479 sayılı Kanun'a tabi sigortalı olduklarını, 21. basamakta iken yaşlılık aylığı tahsisi talebinde bulunmuş olduklarını, aynı sürede sigorta primlerini ödemiş olduklarını, ancak farklı zamanlarda (günlerde) yaşlılık aylığı tahsisi talebinde bulunmuş olduklarını, Devlet organlarının ve idari makamlarının davacı ile emsal olarak bildirilen sigortalılara aynı yaşlılık aylığını ödememekte olduğunu, tanzim olunan bilirkişi raporunda da eşitsizliğin nedeni 1479 sayılı Kanun'un 50. maddesi hükmünün neden olduğuna işaret edilmekte olduğunu, beyan ederek, aynı kanuna tabi ve aynı koşullara sahip sigortalılara, farklı yaşlılık aylığı tahsisi sonucunu ortaya çıkaran aylık tespitini 1479 sayılı Yasa'nın 50. maddesindeki kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranına bağlayan 50. maddenin hükmü Anayasa'nın 10. maddesine aykırı olduğundan Anayasa'ya aykırılık iddialarının kabulüne, 1479 sayılı Yasa'nın 50. maddesinin iptali için konunun Anayasa'nın 152. maddesinin öngördüğü biçimde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na intikaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 26.8.2003 tarihli dilekçesinde de belirtildiği üzere 1479 sayılı Yasa'nın 4447 sayılı Yasa'yla değişik 50. maddesinde "...bağlanacak aylıkların hesabında ... tabloda yer alan gelir basamakları, her yıl Nisan ayında ilk olarak bir önceki yılın Aralık ayı ile ondan önceki yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar, 2. olarak bir önceki yılın gayri safi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızları kadar artırılarak belirlenir." Hükmü aynı statüde bulunan sigortalılar arasında zaman ve yer bakımından farklılıklar oluşturmaktadır. Aynı süre sigortalı olmuş ve aynı miktar primi ödemiş bulunan sigortalılar arasında bağlanacak yaşlılık aylığı tutarlarında farklılıklar oluşturmaktadır. Bu durum Anayasa'nın 5. maddesinde düzenlenen Devletin temel amaç ve görevleri ile 10. maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bu nedenle davacı vekilinin Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülerek konunun Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Davacı vekilinin 26.8.2003 tarihli Anayasa'ya aykırılık iddiası ile ilgili dilekçesinin kabulü ile 1479 sayılı Yasa'nın 50. maddesinde düzenlenen ... Tabloda yer alan gelir basamakları, her yıl Nisan ayında ilk olarak bir önceki yılın Aralık ayı ile ondan önceki yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler, tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar, ikinci olarak bir önceki yılın gayri safi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızları kadar artırılarak belirlenir.
Hükmünün Anayasa'nın 5. maddesinde düzenlenen Devletin temel amaç ve görevleri ile 10. maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğundan iptali ile Anayasa'ya aykırılığın giderilmesi için konunun Anayasa Mahkemesi'ne İNTİKALİNE,
Anayasa'nın 152. ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun'un 28. maddesi gereği davanın Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karara kadar GERİ BIRAKILMASINA, karar verildi.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2004/5
Karar Sayısı : 2008/111
Karar Günü : 29.5.2008
R.G. Tarih-Sayı :05.11.2008-27045
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Sivas İş Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 4447 sayılı Yasa'nın 31. maddesiyle değiştirilen 50. maddesinin ikinci tümcesinin, Anayasa'nın 5. ve 10. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Bağ-Kur tarafından bağlanan yaşlılık aylığına ilişkin davada, itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu savını ciddi bulan Mahkeme iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 4447 sayılı Yasa'nın 31. maddesiyle değiştirilen itiraz konusu tümceyi de içeren 50. maddesi şöyledir:
"Bu Kanuna göre sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıklarının hesabında, yirmidört basamaklı gelir tablosu uygulanır. Tabloda yer alan gelir basamakları, her yıl Nisan ayında ilk olarak bir önceki yılın Aralık ayı ile ondan önceki yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar, ikinci olarak bir önceki yılın gayrisafi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızları kadar artırılarak belirlenir."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 5. ve 10. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Aysel PEKİNER, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Mehmet ERTEN ve Fazıl SAĞLAM'ın katılımlarıyla 27.1.2004 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralın, statüsü ile sigortalılık süresi aynı bulunan sigortalılara bağlanacak yaşlılık aylığı tutarlarında zaman ve yer bakımından farklılıklar oluşturduğu, bu nedenle Anayasa'nın 5. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
1479 sayılı Yasa'nın 4447 sayılı Yasa'nın 31. maddesiyle değiştirilen 50. maddesinin itiraz konusu ikinci tümcesinde, gelir tablosunda yer alan gelir basamaklarının her yıl Nisan ayında ilk olarak bir önceki yılın Aralık ayı ile ondan önceki yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar, ikinci olarak bir önceki yılın gayri safi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızları kadar arttırılarak belirlenmesi öngörülmektedir.
Anayasa'nın 10. maddesinde kanun önünde eşitlik ilkesi belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin birçok kararında da vurgulandığı gibi, yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez. Anayasa'nın amaçladığı eşitlik eylemli değil hukuksal eşitliktir. Durum ve konumlarındaki farklılık ve özellikler, kimi kişiler veya topluluklar için değişik kural ve uygulamaları gerekli kılar.
Resmi istatistiklerin üretimine ve organizasyonuna ilişkin temel ilkeleri ve standartları belirlemek, ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda veri ve bilgilerin toplanmasını, değerlendirilmesini, gerekli istatistiklerin üretilmesini, yayımlanmasını, dağıtımını ve resmi istatistik programında istatistik sürecine dahil kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere Devlet İstatistik Enstitüsü kurulmuştur. Bu kurumun yayınladığı tüketici fiyat indeksleri, enflasyon ve ekonomi için bir gösterge olması, hükümetlerin ekonomik politikalarının belirlenmesi, ücretlerin ve fiyatların ayarlanması, milli muhasebe hesapları, fiyat analizleri, ticari faaliyetlerin yönlendirilmesi gibi değişik amaçlar için çeşitli kesimler tarafından kullanılan resmi ve bilimsel ölçütlerdir.
DİE, nüfusu 20.001 ve daha fazla olan kentsel yerleşim yerlerinden oluşan Kentsel Yerler Tüketici Fiyatları İndeksi ve nüfusu 20.000'den az olan yerleşim yerlerinden hareketle Kırsal Yerler Tüketici Fiyatları İndeksini hesaplayıp yayınlamaktadır. Kentsel Yerler Tüketici Fiyatları İndeksi uygulanmasında esas alınacak değerler, il rakamları değil, Türkiye geneli ortalamasını vermektedir.
DİE'nce Avrupa Hesaplar Sistemine göre derlenmekte olan gayri safi yurtiçi hasıla, ekonomik büyüklüğün birkaç ölçütünden biri olup, gayri safi milli hasıladan farklı olarak, ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değerinin göstergesidir.
İtiraz konusu kuralla, gelir basamaklarının arttırılmasında kentsel yerler tüketici fiyat indeksi artış oranının uygulanması enflasyon karşısında sahip olunan değeri korumakta, gayrisafi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızının uygulanması ise büyüyen ekonomiden verilen payı göstermekte, böylece enflasyon karşısındaki kıymetin korunması ve bir artı değer kazanmasının amaçlandığı gözetildiğinde, buna bağlı olarak yaşlılık aylıklarında farklılık bulunmayacağından, eşitlik ilkesine aykırılıktan sözedilemez.
1479 sayılı Yasa'ya göre bağlanacak aylıkların belirlenmesinde, sigortalının, sigortalılık süresi içinde aylar itibariyle bulunduğu her bir basamakta ödediği prim gün sayısı, 4447 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihin öncesi ve sonrasında ödediği prim gün sayısı, aylık başlangıç tarihindeki gelir tablosu, aylık bağlama oranı ile aylık bağlanma talep tarihi ve aylık bağlanma tarihinde geçerli olan hesaplama yöntemi, Yasa'nın geçici 11. maddesi ve dönemsel olarak yapılan yasal düzenlemelerle getirilen sosyal destek ödemeleri uygulamalarının belirleyici unsurlar olduğu gözetildiğinde, bu unsurlardan birinde oluşacak değişikliğin bağlanan aylıklarda da farklılıklar ortaya çıkarması kaçınılmazdır.
Buna göre, aylık bağlanma zamanı ve koşulları farklı olan sigortalılar arasında eşitlikten sözedilemez. Tüm özellikleri aynı olan sigortalıların da alacakları aylıkların itiraz konusu kural nedeniyle farklı olmayacağı açıktır.
Belirtilen nedenlerle, kural, Anayasa'nın 10. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 5. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
VI- SONUÇ
2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 25.8.1999 günlü, 4447 sayılı Yasa'nın 31. maddesiyle değiştirilen 50. maddesinin ikinci tümcesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 29.5.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye
Sacit ADALI
Fulya KANTARCIOĞLU
Ahmet AKYALÇIN
Mehmet ERTEN
Mustafa YILDIRIM
A. Necmi ÖZLER
Serdar ÖZGÜLDÜR
Serruh KALELİ
Zehra Ayla PERKTAŞ