"...
I- İPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Dava dilekçesi şöyledir:
“I. OLAY
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu, 28.12.2003 tarih ve 25330 sayılı
Mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bilindiği gibi bütçe kanunu; “devlete ve diğer kamu tüzel
kişilerine kamu harcamalarında bulunmak ve kamu gelirlerini toplamak konusunda
belli bir süre için yetki veren bir kanundur.”
Bütçe Kanunu, Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca, yıllık olarak
yapılır ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz.
Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununda
bütçe dışındaki konulara ilişkin hükümler yer almış, ayrıca diğer yasalar ile
yapılması gereken değişiklikler de, Bütçe Kanunu ile yapılmıştır.
Üstelik Anayasa'ya açıkça aykırı olarak Bütçe Kanununa konulan bu
hükümlerin büyük bölümü, daha önce çeşitli dönemlerde bütçe kanunlarına konulan
ve Anayasa Mahkemesi'nce, Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilen hükümlerdir.
Aşağıda ilk olarak, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununda
iptali istenen hükümlere yer verildikten sonra, Anayasa'ya aykırılıklarının
genel gerekçeleri gösterilmiş ve daha sonra da, iptali istenen hükümlerle
ilgili kısa açıklamalar yapılarak varsa, genel gerekçe dışındaki aykırılık
gerekçelerine yer verilmiştir.
II. İPTALİ İSTENEN HÜKÜMLER
1. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
10 uncu Maddesi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu haznedarlığı”
başlıklı 10 uncu maddesi aynen şöyledir:
“MADDE 10. - Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler,
döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, sosyal güvenlik
kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar, özel kanunla kurulmuş diğer kamu
kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bu
maddede sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birlikleri
(kamu bankaları, özel kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile kefalet ve yardımlaşma sandıkları
hariç) kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan bütün kaynaklarını
T.C. Merkez Bankası veya muhabiri olan T.C. Ziraat Bankası nezdinde kendi
adlarına açtıracakları Türk Lirası cinsinden hesaplarda toplarlar.
Bu kurumlar tahakkuk etmiş tüm ödemelerini bu hesaplardan
yaparlar.
Kamu kaynaklarının bu madde hükmüne aykırı şekilde
değerlendirilmesinden elde edilen nemalar genel bütçeye gelir kaydedilir.
İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri ile saymanlar,
yukarıda bahsi geçen hükümlerin yerine getirilmesinden şahsen ve müteselsilen
sorumludurlar.
Haznedarlıkla ilgili yukarıdaki fıkraların uygulanmasına ilişkin
esas ve usulleri belirlemeye, kaynaklar, kurumlar ve bankalar itibarıyla
istisnalar getirmeye, Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan ve Maliye
Bakanı'nın müşterek teklifi üzerine Başbakan yetkilidir.
Diğer kanunların bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.”
2. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
12 nci Maddesinin (c) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Yatırım harcamaları”
başlıklı 12 nci maddesinin (c) fıkrası aynen şöyledir
“c) Yıllık Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan
projelerden ilgili Bakanın onayı ile il özel idarelerince valinin yetki ve
sorumluluğunda gerçekleştirilmesi uygun görülenlerin bedelleri, münhasıran
proje ile ilgili harcamalarda kullanılmak üzere hizmetin ait olduğu il özel
idaresine ödenir. Mahalli hizmet niteliği taşıyan işler, bu bentte belirtilen
esaslar çerçevesinde program ve proje safhasında da valilerin yetki ve
sorumluluğuna devredilebilir.
Bu şekilde yürütülecek projelerin, etüt, keşif ve kontrollük
hizmetleri ilgili bakanlık ve genel müdürlüğün il teşkilâtlarınca; ihale
edilmek suretiyle yaptırılması ve bedellerinin ödenmesi il özel idarelerince
valinin onayı ile gerçekleştirilir.”
3. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
15 inci Maddesinin (a) ve (b) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Hastane ve tedavi
ücretleri” başlıklı 15 inci maddesinin (a) ve (b) fıkrası aynen şöyledir:
“a) Devlet memurları, diğer kamu görevlileri ve bunların emekli,
dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) tedavi
kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine (diş tedavileri dahil) ilişkin
ücretlerle sağlık kurumlarınca verilen raporlar üzerine kullanılması gerekli
görülen ortez, protez ve diğer iyileştirme araç bedellerinin, Sağlık
Bakanlığı'nın görüşü üzerine Maliye Bakanlığı'nca tespit edilecek miktarlara
kadar olan kısmı kurumlarınca ödenir. Ancak T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü
sağlık kurum ve kuruluşları ile Maliye Bakanlığı'nca tespit edilen birim
fiyatlarının altında bir fiyatla anlaşma yapabilir.
b) 14.07.1965 tarihli ve 657 sayılı Kanunun 209 uncu, 04.01.1961
tarihli ve 211 sayılı Kanunun 66 ncı ve 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı
Kanunun geçici 139 uncu maddelerinde belirtilen ilaç katılım payları
karşılığında ilgililerin maaş veya aylıklarından kesinti yaptırmaya (yatan
hastalar hariç), ayakta tedavilerde ilaç kullanımında farmasötik eşdeğer
ilaçların en ucuzunun % 30 fazlasına kadar olanlarının bedellerinin veya terapötik
eşdeğer ilaç gruplarından, fiyatların aritmetik ortalamasının alınması
suretiyle referans fiyatlar üzerinden ilaç bedellerinin ödenmesine ve bu
hususlara ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
4. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
25 inci Maddesinin (b) ve (d) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Hazine garanti limiti,
dış proje kredileri ve borçlanmaya ilişkin hükümler” başlıklı 25 inci
maddesinin (b) ve (d) fıkrası aynen şöyledir:
“b) Devlet dış borçları ile ilgili kredi anlaşmalarında öngörülen
bütün ödeme ve işlemler (dış proje kredileri çerçevesinde yapılacak ödemeler
dahil, kredilerin kullanımları hariç) 2004 yılında her türlü vergi, resim ve
harçtan müstesnadır.
d) 28.03.2002 tarihli ve 4749 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin
üçüncü fıkrası ile tanımlanan nakit işlemleri, Merkez Bankası'nca çıkarılacak
likidite senetlerinin (veya bu mahiyette düzenlenecek kağıtların) faiz ve
anapara ödemeleri ve bunlarla ilgili işlemler 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı
Kanun ile 03.06.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak
kaydıyla her türlü vergi, resim, harç ve fon kesintisinden müstesnadır.”
5. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
26 ncı Maddesinin (a) Fıkrasının (1) Numaralı Bendi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu iktisadî
teşebbüslerinin kârları” başlıklı 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı
bendi aynen şöyledir:
“a) 08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
tâbi kuruluşlar ile Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin, 2003 yılı kârlarından
Hazineye isabet eden tutarları;
1. 08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
belirtilen kısıtlamalara tâbi olmaksızın, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu
Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir kaydetmeye,”
6. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
26 ncı Maddesinin (a) Fıkrasının (2) Numaralı Bendi ve (b) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu iktisadî
teşebbüslerinin kârları” başlıklı 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı
ve (b) fıkrası aynen şöyledir:
“2. Kuruluşların ödenmemiş sermayelerine veya tahakkuk etmiş görev
zararları alacaklarına mahsup edilmek üzere Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu
Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir, ödenek ve gider kaydetmeye,
b) (a) bendi kapsamına giren kuruluşların 2002 ve daha önceki
yıllara ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın talebi üzerine bütçenin gelir ve giderleri
ile ilişkilendirmeksizin kuruluşların görev zararı alacakları veya ödenmemiş
sermayelerine mahsup etmeye ilişkin işlemleri yapmaya,
Maliye Bakanı yetkilidir.”
7. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci Maddesinin (c) Fıkrasının İkinci Paragrafındaki “bütçenin gelir ve
giderleri ile ilişkilendirilmeksizin” İbaresi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu ortaklıkları ve
iştiraklerinde sermaye değişiklikleri” başlıklı 27 nci maddesinin (c)
fıkrasının ikinci paragrafı aynen şöyledir:
“4684 sayılı Kanun ve 2001/2312 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
kapsamında T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin ve T.C.
Ziraat Bankası A.Ş. aracılığıyla Tarım Kredi Kooperatiflerinin avans olarak
tasfiyesi yapılan görev zararı ve/veya gelir kayıplarının kesin tespitini
teminen yapılacak nihai inceleme sonuçlarına göre; Hazine aleyhine bir farkın
doğması halinde, söz konusu farkın ilgili harcama kaleminden nakden ödenmesine
veya anılan bankaların 2003 ve önceki yıllarına ait kâr paylarından Hazineye
isabet eden tutarlarını, Hazineden olan görev zararı veya gelir kaybı
alacaklarına mahsup etmeye, Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan, mahsup
işlemlerini Müsteşarlığın teklifi üzerine bütçenin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeksizin mahiyetlerine göre ilgili Devlet hesaplarına
kaydettirmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
İptali istenen ibare, 27 nci maddenin (c) fıkrasının ikinci paragrafındaki
“bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresidir.
8. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci Maddesinin (f) Fıkrasının İkinci Paragrafı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu ortaklıkları ve
iştiraklerinde sermaye değişiklikleri” başlıklı 27 nci maddesinin (f)
fıkrasının ikinci paragrafı aynen şöyledir:
“TEKEL Genel Müdürlüğü'nün yukarıdaki mahsup işleminden bakiye,
Devlete ait olan ve 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren
borçlarına karşılık olarak, mülkiyeti TEKEL Genel Müdürlüğü'ne ait ve üzerinde
herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlardan, Maliye Bakanlığı'nca tespit
edilecek kamu kuruluşlarınca ihtiyaç duyulanlar 04.01.2002 tarihli ve 4734
sayılı Kanunun 6 ncı maddesine göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir
edilecek rayiç değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak,
bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin Maliye
Bakanlığı'nca satın alınabilir. Satın alınan taşınmazların tapu işlemlerine
esas olan ve yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen değeri miktarındaki
Devlete ait olan 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren
borçları terkin edilir.”
9. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci Maddesinin (g) Fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin” İbaresi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu ortaklıkları ve
iştiraklerinde sermaye değişiklikleri” başlıklı 27 nci maddesinin (g) fıkrası
aynen şöyledir:
“g) Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü'nün (TMO) olağanüstü
hal stoklarından serbest stoklarına aktaracağı ürünlerin satışından elde
edilecek ve Hazineye ödenmesi gereken ürün bedellerinin, TMO Genel
Müdürlüğü'nün Hazineden olan görev zararı ve/veya sermaye alacaklarına mahsup
etmeye, Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan; bu işlemleri anılan
Müsteşarlığın teklifi üzerine gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirmeksizin
mahiyetlerine göre ilgili Devlet hesaplarına kaydettirmeye Maliye Bakanı
yetkilidir.”
İptali istenen ibare, 27 nci maddenin (g) fıkrasındaki “gelir ve
gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresidir.
10. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
28 inci Maddesinin (b) Fıkrasındaki “bütçesinin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeksizin” İbaresi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Türk Telekomünikasyon
A.Ş.'nin kar ve sermaye değişiklikleri” başlıklı 28 inci maddesinin (b) fıkrası
aynen şöyledir:
“b) Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin ilgili malî yıldan önceki
yıllara ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları Hazine
Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakanın talebi üzerine bütçesinin gelir ve
giderleri ile ilişkilendirmeksizin Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olduğu dönemde Bakanlar Kurulu Kararı ile
verilen ve halen devam eden görevler nedeniyle doğan ve doğacak olan görev zararı
alacaklarına veya ödenmemiş sermayesine mahsup etmeye ilişkin işlemleri
yapmaya,”
İptali istenen ibare, 28 inci maddenin (b) fıkrasındaki
“bütçesinin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresidir.
11. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
28 inci Maddesinin (c) Fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin” İbaresi
İptali istenen ibare, 27 nci maddenin (g) fıkrasındaki “gelir ve
gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresidir.
“c) Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin 2003 yılı sonu itibarıyla;
Hazineye (28.3.2002 tarihli ve 4749 sayılı Kanun kapsamındaki Hazine alacakları
hariç) ve fonlara olan borçları ile geçmiş yıllar bütçe kanunlarının
“Kurumların Hasılatından Pay” başlıklı maddeleri uyarınca doğan ve Maliye
Bakanlığı Merkez Saymanlığına ödenmesi gereken vadesi geçmiş borçlarını,
Hazineden ve fonlardan olan alacaklarına veya ödenmemiş sermayelerine mahsup
etmeye, Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan; bu işlemleri anılan
Müsteşarlığın teklifi üzerine gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin mahiyetlerine göre ilgili Devlet hesaplarına
kaydettirmeye,
Maliye Bakanı yetkilidir.”
İptali istenen ibare, 28 inci maddenin (c) fıkrasındaki “gelir ve
gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresidir.
12. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
31 inci Maddesinin (b) Fıkrasının Birinci Paragrafında Yer Alan (kapsam dışı
personel dahil olmak üzere işçiler, geçici personel, ayın veya haftanın bazı
günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan sözleşmeli
personel ile aylık veya ücretleri 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14
üncü maddesi kapsamında belirlenenler hariç) İbaresi ile Üçüncü Paragrafı,
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Katsayılar, yurt dışı
aylıklar, ücret ve sözleşme ücreti” başlıklı 31 inci maddesinin (b) fıkrasının
birinci paragrafında yer alan ibare aynen şöyledir:
“(kapsam dışı personel dahil olmak üzere işçiler, geçici personel,
ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı
çalışan sözleşmeli personel ile aylık veya ücretleri 631 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 14 üncü maddesi kapsamında belirlenenler hariç)”
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 31 inci maddesinin (b)
fıkrasının üçüncü paragrafı ise aynen şöyledir:
“Ancak, ödemelerin yapılacağı tarihlerde; aylıksız izinli olanlara,
kurumların yurt dışı kadro veya pozisyonlarında çalışanlara, hangi şekilde
olursa olsun üç ay veya daha fazla süreyle gönderilmeleri nedeniyle yurt
dışında bulunanlara ve kadro veya pozisyonları ile ilişikleri kesilmiş
olanlara, belirlenen tarih için öngörülen tutar ödenmez.”
13. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci Maddesinin (a) Fıkrasının İkinci Paragrafı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kadroların kullanımı”
başlıklı 32 nci maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafı aynen şöyledir:
“Döner sermayelerin, fonların, kefalet sandıklarının, sosyal
güvenlik kurumlarının ve bütçeden yardım alan kuruluşların serbest memur
kadrolarına yapacakları açıktan atama sayıları ile bu maddenin üçüncü fıkrası
kapsamı dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarından yapacakları memur nakil
sayıları toplamı, ilgili kurumlarda 2003 yılında emeklilik, ölüm ve istifa
sonucu ayrılan personel sayısının % 80'ini aşamaz. Norm kadro çalışması
sonuçlandırılarak uygulamaya geçirilen kurumlar ile kanun, uluslararası anlaşma
veya 2004 yılı programı ile kurulması veya genişletilmesi öngörülen birimler ve
temini zorunlu hizmetlerin gerektirdiği personel ihtiyacını bu sınırlamaya tâbi
tutulmaksızın değerlendirmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
14. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci Maddesinin (f) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kadroların kullanımı”
başlıklı 32 nci maddesinin (f) fıkrası aynen şöyledir:
“f) Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık
aylığı alanlar, müşterek kararname veya Bakanlar Kurulu kararıyla yapılacak
atamalar ile yükseköğretim kurumlarının öğretim üyeliklerine yapılacak atamalar
hariç olmak üzere, (a) bendinin üçüncü fıkrasında belirtilen kurum ve
kuruluşların kadrolarına açıktan atanamazlar.”
15. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci Maddesinin (g) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kadroların kullanımı”
başlıklı 32 nci maddesinin (g) fıkrası aynen şöyledir:
“g) 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
uyarınca değişiklik yapılan kadrolar, ilgili mercilerin onay tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere kullanılacaktır.”
16. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci Maddesinin (h) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kadroların kullanımı”
başlıklı 32 nci maddesinin (h) fıkrası aynen şöyledir:
“h) Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi
amacıyla, konsolide bütçeye dahil daire ve idarelerin teşkilât yapıları ve
hizmet amacına uygun olarak personel dağılımının sağlanmasına yönelik önlemler
almaya, ihtiyaç fazlası olan personelin, ilgili kuruluşların da görüşü
alınarak, (a) bendinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmesine
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Devlet Personel Başkanlığı'nın bağlı
olduğu Bakan ile Maliye Bakanı yetkilidir.”
17. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
36 ncı Maddesinin (a) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Muhtelif gelirler”
başlıklı 36 ncı maddesinin (a) fıkrası aynen şöyledir:
“a) Kurumların hasılatından alınacak paylar:
Aylık gayrisafi hasılat tahakkuk tutarını (katma değer vergisi ve
özel tüketim vergisi hariç) kapsamak kaydıyla;
1. Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin mal ve hizmet satışları
gayrisafi hasılatının (şirket hisselerinin % 51'inin satışı gerçekleşinceye
kadar) % 15'i,
2. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün mal ve
hizmet satışları gayrisafi hasılatının % 10'u,
3. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü'nün mal ve hizmet
satışları ürün nevileri itibarıyla gayrisafi hasılatının % 10'una kadarı,
4. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün
mal ve hizmet satışları gayrisafi hasılatının % 10'u,
5. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının mal ve hizmet satışları
gayrisafi hasılatının % 10'u,
En geç takip eden ayın 20'sine kadar (Kıyı Emniyeti ve Gemi
Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü için takip eden ayın sonuna kadar) Maliye
Bakanlığı Merkez Saymanlığına ödenir. Ödenen bu tutarlar bütçeye gelir yazılır.
Bu bentte belirtilen tutarların süresi içinde ödenmemesi halinde,
ödenmeyen tutarlar, gecikme zammı da uygulanmak suretiyle 21.07.1953 tarihli ve
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.”
18. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
36 ncı Maddesinin (b) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Muhtelif gelirler”
başlıklı 36 ncı maddesinin (b) fıkrası aynen şöyledir:
“b) Kira ve idare gelirlerinden alınacak paylar:
1. İrtifak hakkı verilen özel iskelelerden alınan nispi kira
bedellerinin yarısı bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, diğer yarısı da özel
gelir kaydedilir. Özel gelir kaydedilen miktarın yarısı denizcilik ve liman
hizmetlerini geliştirmek üzere Denizcilik Müsteşarlığı bütçesine, yarısı da
millî emlak hizmetlerini geliştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesine özel
ödenek kaydolunur.
Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları
İnşaatı Genel Müdürlüğü tarafından, konsolide bütçe dışındaki kurum ve
kuruluşlar ile özel ve tüzel kişiler adına yapılacak deniz dibi taramaları,
hidrolik merkezde yapılan hidrolik ve bilgisayar modelleri, Araştırma
Dairesi'nce yapılacak her türlü deney ve araştırma, proje ve şartname
onaylanması için alınacak bedellerin yarısı bütçenin (B) işaretli cetveline
gelir, diğer yarısı da özel gelir kaydedilir. Özel gelir kaydedilen miktarın
yarısı, Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü'nce
gerçekleştirilecek altyapı tesislerinin onarımları ile ulaştırma hizmetlerini
geliştirmek üzere Ulaştırma Bakanlığı bütçesine, diğer yarısı da millî emlak
hizmetlerini geliştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesine özel ödenek
kaydolunur.
Yukarıda belirtilen hükümlere göre özel gelir ve ödenek kaydedilen
miktarların önceki yılda kullanılmayan kısmı ertesi yıl bütçesine
devredilebilir.
Telekomünikasyon hizmeti veren işletmecilerden lisans ve ruhsat
ücretleri üzerinden tahsil edilerek, bir taraftan bütçenin (B) işaretli
cetveline özel gelir, diğer taraftan Ulaştırma Bakanlığı hizmetlerinde
kullanılmak üzere anılan Bakanlık bütçesine özel ödenek kaydedilen tutarlardan
önceki yılda kullanılmayan kısmı ertesi yıl bütçesine devredilebilir.
2. 07.02.2002 tarihli ve 4745 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile
10.08.1993 tarihli ve 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 8 inci
madde gereğince tahsil edilen ve saymanlık hesabına yatırılan payın yarısı
bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir.
3. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün; yabancı ülkelere
verdiği meteorolojik ürünlerin bedelleri ile yabancı ülke meteorolojik
ürünlerinin diğer yabancı ülkelere veya yurt içi kişi ve kurumlara, yabancı
ülkelerin de anılan Genel Müdürlüğün meteorolojik ürünlerini diğer ülke ve
kişilere satışından yıl içinde elde edilecek döviz cinsinden tutarlar, T.C.
Merkez Bankası nezdinde açılacak özel hesaba yatırılır. Bu tutarlardan ilgili
anlaşmalar gereğince yurt dışı kuruluşlara ödenmesi gereken miktarlar, bu özel
hesaptan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün talimatı ile T.C. Merkez
Bankası'nca transfer edilir. Geri kalan tutarlar, ilgili Genel Müdürlüğün
talimatı ile T.C. Merkez Bankası'nca döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına
çevrilerek Genel Müdürlüğün ödemelerini yapan Merkez Saymanlık hesabına yatırılır.
Saymanlık hesabına yatırılan bu tutarlar, Genel Müdürlüğün görev alanıyla
ilgili her türlü ihtiyacının karşılanmasında kullanılmak üzere, bir yandan
genel bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir, diğer yandan Genel Müdürlük
bütçesinde mevcut veya yeni açılacak tertiplere özel ödenek kaydedilir. Bu
suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde kullanılmayan kısmı ertesi
yıla devretmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
19. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
36 ncı Maddesinin (e) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Muhtelif gelirler”
başlıklı 36 ncı maddesinin (e) fıkrası aynen şöyledir:
“e) 05.06.1986 tarihli ve 3308 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer
alan ödenekler, personel ve sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri
hariç olmak üzere; millî eğitim hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve
verimli hizmet sunumunun sağlanması, merkez ve taşra teşkilatının acil
ihtiyaçlarının karşılanması, eğitim araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi
amacıyla da kullanılabilir.”
20. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
43 üncü Maddenin Son Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Yurt dışı eğitimi”
başlıklı 43 üncü maddesinin son fıkrası aynen şöyledir:
“14.07.1965 tarihli ve 657 sayılı Kanunun 78 inci maddesine göre
yurt dışına gönderilecek Devlet memurları kontenjanlarının belirlenmesi
amacıyla, 21.01.1974 tarihli ve 7/7756 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla
yürürlüğe konulan “Yetiştirilmek Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Devlet
Memurları Hakkında Yönetmelik” uyarınca Devlet Personel Başkanlığı'nca
hazırlanacak olan Bakanlar Kurulu Karar Taslağı hakkında Başbakanlığa
gönderilmeden önce Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü alınır.”
21. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
45 inci Maddesi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Amme alacağına
karşılık kabul edilebilecek taşınmazlar” başlıklı 45 inci maddesi aynen
şöyledir:
“MADDE 45. - Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil
08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tâbi
iktisadî devlet teşekkülleri, kamu iktisadî kuruluşları, bunların müesseseleri,
bağlı ortaklıkları, iştirakleri ile büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il
özel idareleri, bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli
ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, Devlete ait olan ve 21.07.1953
tarihli ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık olarak,
mülkiyeti bu idarelere ait olan ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan
taşınmazlarından genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idarelerce
ihtiyaç duyulanlar, 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine
göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu
kurumun da uygun görüşü alınarak, bütçenin gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin Maliye Bakanlığı'nca satın alınabilir.
Bu idarelerin satın alınan taşınmazlarının tapu işlemlerine esas
olan ve yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen değerine eşit tutarda Devlete
ait olan ve 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren borçları
terkin edilir.
Bu madde hükmü yukarıda sayılan kuruluşlar dışında kalan, borcunu
ödemede çok zor duruma düştüğü inceleme raporu ile tespit edilen ve Maliye
Bakanlığı'na bağlı vergi dairelerine 6183 sayılı Kanun kapsamına giren borcu
bulunan diğer mükelleflerin taşınmazları için de uygulanabilir. Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı'nca belirlenir.”
22. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
46 ncı Maddesi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamulaştırma
bedellerinin sertifika ile ödenmesi” başlıklı 46 ncı maddesi aynen şöyledir:
“MADDE 46. - Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler
ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü tarafından,
04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca
kamulaştırılan taşınmazların sahiplerine kabul etmeleri halinde, kamulaştırma
bedeli yerine, Hazineye ait taşınmazların satış işlemlerinde ödeme aracı olarak
kabul edilmek üzere, taşınmazın bedelini gösteren ve üçüncü kişilere
devredilebilen bir belge verilebilir.
Belgenin işleme tâbi tutulacağı tarihteki bedeli, belgede yazılı
bedele, belgenin düzenlendiği tarihten itibaren kanunî faiz uygulanmak
suretiyle tespit edilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Maliye Bakanı yetkilidir.”
23. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (1) Numaralı Bendi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (1)
numaralı bendi aynen şöyledir:
“a) 1. 26.05.1927 tarihli ve 1050 sayılı Kanunun 48 (reddiyata
ilişkin hükümler hariç), 53 ve 63 üncü maddeleri ile 59 uncu maddesinin ikinci
fıkrasının son cümlesi,”
24. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (2) Numaralı Bendi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (2)
numaralı bendi aynen şöyledir:
“2. 11.02.1950 tarihli ve 5539 sayılı Kanunun değişik 20 nci
maddesi,”
25. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (6) Numaralı Bendi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (6)
numaralı bendi aynen şöyledir:
“6. 09.05.1985 tarihli ve 3202 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin
birinci fıkrası,”
26. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (7) Numaralı Bendi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (7)
numaralı bendi aynen şöyledir:
“7. 31.10.1985 tarihli ve 3234 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin
son fıkrası,”
27. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (9) Numaralı Bendi
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (9)
numaralı bendi aynen şöyledir:
“9. 18.06.1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanunun 9 uncu maddesindeki
“en geç 15 gün içerisinde, ödeme emri beklenmeksizin” ibaresi ile anılan
maddenin üçüncü fıkrası,”
28. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (b) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (b) fıkrası aynen
şöyledir:
“b) 08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 36
ncı maddesinin (4) numaralı fıkrası, bu Kanunun “Kamu İktisadî Teşebbüslerinin
Kârları” başlıklı maddesi hükümleri çerçevesinde uygulanır.”
29. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (e) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (e) fıkrası aynen
şöyledir:
“e) 25.08.1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin
birinci bendi 2004 yılı için aşağıdaki şekilde uygulanır:
İşsizlik sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim
giderlerini karşılamak üzere, bu Kanunun 46 ncı maddesi kapsamına giren tüm
sigortalılar, işverenler ve Devlet işsizlik sigortası primi öder. İşsizlik
sigortası primi, sigortalının 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun 77 ve 78
inci maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından, % 1
sigortalı, % 2 işveren ve % 1 Devlet payı olarak alınır.”
30. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (i) Fıkrası Birinci ve İkinci Paragrafı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (i) fıkrasının birinci ve
ikinci paragrafı aynen şöyledir:
“i) 26.05.1927 tarihli ve 1050 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde uygulanır:
“Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere bağlı döner
sermayeli işletmelerin aylık gayrisafi hasılatından tahsil edilen tutarın %
15'i (tıbbi malzeme hasılatının % 5'i) en geç ertesi ayın 20'sine kadar genel
bütçeye irat kaydedilmek üzere ilgili saymanlıklara yatırılır. Aylık gayrisafi
hasılattan irat kaydedilecek oranı döner sermayeler itibarıyla % 30'a kadar
yükseltmeye veya % 10'a kadar indirmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Söz konusu ödeme için zorunlu hallerde Maliye Bakanlığı'nca ek
süre verilebilir. Yıl sonu kârları ile aylık gayrisafi hasılat üzerinden genel
bütçeye aktarılacak miktarlar zamanında yatırılmadığı takdirde, 21.07.1953
tarihli ve 6183 sayılı Kanundaki usullere göre, aylık % 1 zamlı olarak tahsil
edilir. Hesaplanan zam, döner sermayelerin ita amiri ve saymanlarından yarı
yarıya alınır. Ancak, Maliye Bakanlığı'nca verilmiş ek süreler için zam
uygulanmaz.”
31. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (l) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (l) fıkrası aynen
şöyledir:
“l) 13.12.1983 tarihli ve 181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
geçici 9 uncu maddesinde yer alan “2003 yılı” ibaresi “2004 yılı” olarak
uygulanır. “
32. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (o) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (o) fıkrası aynen
şöyledir:
“o) İlgili kanununda düzenleme yapılıncaya kadar, 04.12.1984
tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanuni faiz oranı, aylık %
1.25 olarak uygulanır. Ay kesirleri tama iblağ edilir. Taksitlendirilen veya
herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için
öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanır.”
33. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu Maddesinin (ö) Fıkrası
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kısmen veya tamamen
uygulanmayacak hükümler” başlıklı 49 uncu maddesinin (ö) fıkrası aynen şöyledir
“ö) 1. 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Kanunun 221 ve 222 nci
maddeleri uyarınca personele yapılacak ödemelerin usul, esas ve miktarlarını
tespit etmeye Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü üzerine Gümrük Müsteşarlığının
bağlı olduğu Bakan yetkilidir.”
III. İPTAL İSTEMİNİN GENEL GEREKÇESİ
a. Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci Maddesi Yönünden
Anayasa Mahkemesi'nin E.1994/69, K.1995/8 ve E.1999/29, K.1999/36
sayılı kararlarında da belirtildiği gibi:
“Anayasa'nın 87 nci maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
görev ve yetkileri yasa koymak, değiştirmek ve kaldırmak yanında bütçe yasa
tasarısını görüşmek ve kabul etmek olarak belirtilmiştir. Bütçe yasalarıyla
diğer yasalar arasında yapılan bu ayrım karşısında, herhangi bir yasa ile
düzenlenmesi gereken bir konunun bütçe yasası ile düzenlenmesine veya herhangi
bir yasada yer alan hükmün bütçe yasaları ile değiştirilmesine ve
kaldırılmasına olanak yoktur.
Anayasa'nın 88 ve 89 uncu maddelerinde yasa tasarı ve
tekliflerinin Büyük Millet Meclisi'nce görüşülmesi usul ve esasları ile
yayımlanması düzenlenirken, bütçe yasa tasarılarının görüşülme usul ve esasları
162 nci maddede ayrıca belirtilmiştir. Bu maddeye göre, bütçe yasa
tasarılarının görüşülmesinde ayrı bir yöntem kabul edilmiş, genel kurulda
üyelerin gider artırıcı veya gelir azaltıcı tekliflerde bulunmaları
önlenmiştir. Anayasa'nın 89 uncu maddesinde de, Cumhurbaşkanı'na bütçe
yasalarını bir daha görüşülmek üzere TBMM'ne geri gönderme yetkisi
tanınmamıştır. Öte yandan, Anayasa'nın 163 üncü maddesinde, bütçelerde
değişiklik yapılabilmesi esasları ayrıca düzenlenmiş, Bakanlar Kurulu'na Kanun
Hükmünde Kararname ile bütçede değişiklik yapma yetkisi verilmemiştir.
Anayasa'da birbirinden tamamen ayrı ve değişik biçimde düzenlenen
bu iki yasalaştırma yönteminin doğal sonucu olarak birinin konusuna giren bir
işin, ötekiyle ilgili yöntemin uygulanması ile düzenlenmesi, değiştirilmesi
veya kaldırılması olanaklı değildir.
Anayasa'nın 161 inci maddesinin son fıkrasında, “Bütçe kanununa,
bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz” denilmekte;
gerekçesinde de, bütçe kanunlarına bütçe dışı hüküm konulmaması, mevcut
kanunların hükümlerini açıkça veya dolaylı değiştiren veya kaldıran hükümler
getirilmemesi ilkelerine Anayasal kuvvet ve hüküm tanındığı belirtilmektedir.
Bu nedenle, bir yasa kuralı nasıl aynı nitelikte bir yasa kuralıyla
değiştirilebilirse, bütçe yasalarının da aynı yöntemle hazırlanmış ve kabul
edilmiş bir bütçe yasası ile değiştirilmesi gerekir. Yasa konusu olabilecek bir
kuralı kapsamaması koşuluyla “bütçe ile ilgili hükümler” ifadesi de bütçeyi
açıklayıcı, uygulanmasını kolaylaştırıcı nitelikte düzenlemeler olarak
değerlendirilmelidir.
Bir yasa kuralının bütçeden gider yapmayı ya da bütçeye gelir
sağlamayı gerektirir nitelikte bulunması, mutlak biçimde “bütçe ile ilgili
hükümlerden” sayılmasına yetmez. Her yasada gidere neden olabilecek değişik
türde kurallar bulunabilir. Böyle kuralların bulunmasıyla örneğin, yargı,
savunma, eğitim, sağlık, tarım, ulaşım ve benzeri kamu hizmeti alanlarına
ilişkin yasaların bütçeyle ilgili hükümler içerdiği kabul edilirse, bu
konulardaki yasaların değiştirilip kaldırılması için de bütçe yasalarına
hükümler koymak yoluna gidilebilir. Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin
yapılması ve uygulanması yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka
amaçla ve bütçe yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi
gereken yasama işlemleridir. 161 inci maddedeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 88 ve 89 uncu maddelerini bu tür
yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Anayasa'nın 161 ve 162 nci maddelerinin getiriliş amacı, bütçe
yasalarında yıllık bütçe kavramı dışındaki konulara yer vermemek, böylece bütçe
yasalarını ilgisiz kurallardan uzak tutarak kendi yapısı içinde bütünleştirmektir.”
Anayasa'nın açık hükümlerine ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına
karşın, iptali istenen maddelerin büyük bölümü, bütçe kanunu ile diğer
kanunlarda değişiklik yapmaktadır ve bu nedenle 87, 88 ve 161 inci maddeler
yönünden Anayasa'ya aykırıdır.
Tüm bu maddeler birlikte ele alındığında ise, yasama erki
Anayasa'ya aykırı bir biçimde kullanıldığı için Anayasa'nın 11 inci
maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi ile Anayasa'nın 2
nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum ortaya çıkmakta;
yürütmeye Anayasa hükümleri dışında yetkiler verilmekte ve yasaların Anayasa'ya
aykırı olamayacağı ilkesi çiğnenmektedir.
b. Anayasa'nın 153 üncü Maddesi Yönünden
Bilindiği gibi Anayasa'nın 153 üncü maddesinin son fıkrasına göre
“Anayasa Mahkemesi kararları ... yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare
makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar”.
Bu madde gereğince, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal
edilmiş bir hükmün yeniden kanun maddesi haline getirilmesi Anayasa'nın 153/son
maddesine açıkça aykırıdır.
Ancak, bu aykırılık asıl Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk
devleti” ilkesi çerçevesinde, “Başlangıç” bölümünün 3 ve 4 üncü fıkralarıyla
birlikte ele alındığı zaman somutlaşır.
Çünkü, Anayasa yasama faaliyetinin Anayasa Mahkemesi'nce
denetlenmesini öngörürken, bu “yetki” yi Anayasa Mahkemesi'ne bir “üstünlük”
olarak değil, “egemenliği ulus adına kullanmaya yetkili kılınan bir kuruluşun,
Anayasa'da gösterilen hukuk düzeni dışına çıkmasını önlemek amacıyla vermiştir.
Hukuk devleti ilkesi, her üç erkin de yetkilerini Anayasa'nın
öngördüğü biçimde ve sınırlar içinde kullanmalarını gerektirir. Bunun
kaçınılmaz sonucu da yasama organının, yargı kararlarına uymasıdır. Bu ilke,
Anayasa'da ayrıca belirtilmiş olmasaydı bile “hukuk devleti”nin bir gereğidir
ve aksi düzenlemeler, doğrudan bu ilkeye aykırıdır.
Konuya bu açıdan yaklaşıldığında, daha önce Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilmiş hükümlerin, yasama organı tarafından yeniden
yasalaştırılması, Anayasa'nın 153/son maddesine aykırılıktan da öte, doğrudan
“hukuk devleti” ilkesinin çiğnenmesi anlamını taşır.
Yasama organı, Anayasa Mahkemesi'nce Anayasa'ya aykırı bulunarak
iptal edilen ve maddelerle ilgili iptal gerekçelerinde üzerinde ayrıntılı
biçimde durulan pek çok hükmü, 2003 Mali Yılı Bütçe Kanunu'na tekrar koymuş ve
böylece Anayasa'nın 153/son ve 2 nci maddesine aykırı bir durumun ortaya
çıkmasına neden olmuştur.
Aşağıda, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun Anayasa'ya
aykırı maddeleri ve aykırılık gerekçeleri teker teker belirtilmiştir.
IV. İPTAL İSTEMİNİN MADDELERLE İLGİLİ GEREKÇELERİ
1. 5027 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 10 uncu maddesinde, bu maddenin
kapsamında sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının gelir tasarrufları
sınırlandırılmış, bu kurum ve kuruluşların kendi bütçeleri veya tasarrufları
altında bulunan bütün kaynaklarını T.C. Merkez Bankası veya muhabiri T.C.
Ziraat Bankası nezdinde T.L.cinsinden hesaplarda toplamaları yükümlülüğü
getirilmiş, kurum ve kuruluş yetkilileri ve saymanları da bu hükümlerin yerine
getirilmesinden bizzat sorumlu tutulmuş, haznedarlıkla ilgili maddedeki
fıkraların uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, kaynaklar,
kurumlar ve bankalar itibarıyla istisnalar getirmeye, Hazine Müsteşarlığı'nın
bağlı olduğu Bakan ve Maliye Bakanı'nın müşterek teklifi üzerine Başbakan
yetkili kılınmış ve diğer kanunların bu maddeye aykırı hükümlerinin
uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Kamu kurum ve kuruluşlarının elde edecekleri gelirler, bu
gelirlerin tasarrufu ile ilgili usul ve esaslar ve çalışanların sorumlulukları
kendi özel kanunlarında düzenlenen konulardır. Söz konusu 10 uncu maddeyle,
birçok kamu kuruluşunun kendi özel kanununa aykırı bir düzenleme getirilmekte
ve kamu kuruluşlarının bu düzenlemeye tabi olması istenmektedir. Oysa birçok
kuruluşun kendi özel kanunlarındaki hükümler nedeniyle bütçe yasasındaki
düzenlemeler çerçevesinde kamu haznedarlığı altına girmeleri Anayasal olarak
mümkün görünmemektedir.
Kamu haznedarlığı daha önce Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş
bir düzenlemedir. Anayasa Mahkemesi; 24.11.1999 tarih ve E.1999/36 sayılı
kararıyla “İl Özel İdarelerini”, 28.12.1998 tarih ve E.1998/56 sayılı kararıyla
da “Adalet Bakanlığı Ceza ve İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İşyurtlarını” kamu
haznedarlığı kapsamı dışında tutmuştur.
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 10 uncu maddesi ile, diğer
kanunların konusu olan hususlar düzenlenerek, yürürlükteki kimi kanunlar
değiştirilmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 10 uncu maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarına rağmen,
iptal edilen hükmü yeniden getiren bir düzenleme olduğu için Anayasa'nın
153/son maddesine; diğer kanunlarla yapılması gereken değişikliklerin bütçe
kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu
değişikliklerin bütçe kanunu ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci
maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın
11 inci maddesindeki Anayasa'nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesine ve
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırı olup, iptali
gerekir.
2. 5027 Sayılı Kanunun 12 nci Maddesinin (c) Fıkrasının Anayasa'ya
Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 12 nci maddesinin (c) fıkrası
aynen şöyledir:
“c) Yıllık Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan
projelerden ilgili Bakanın onayı ile il özel idarelerince valinin yetki ve
sorumluluğunda gerçekleştirilmesi uygun görülenlerin bedelleri, münhasıran
proje ile ilgili harcamalarda kullanılmak üzere hizmetin ait olduğu il özel
idaresine ödenir. Mahalli hizmet niteliği taşıyan işler, bu bentte belirtilen
esaslar çerçevesinde program ve proje safhasında da valilerin yetki ve
sorumluluğuna devredilebilir.
Bu şekilde yürütülecek projelerin, etüt, keşif ve kontrollük
hizmetleri ilgili bakanlık ve genel müdürlüğün il teşkilâtlarınca; ihale edilmek
suretiyle yaptırılması ve bedellerinin ödenmesi il özel idarelerince valinin
onayı ile gerçekleştirilir.”
Bütçe Kanunu ile getirilen bu düzenleme Anayasa'nın 127 nci
maddesine aykırıdır. Anayasa'nın 127 nci maddesinin ikinci fıkrası aynen
şöyledir: “Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri yerinden
yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.”
Hiç şüphe yok ki, Anayasa'nın 127 nci maddesinde sözü edilen
kanun, bütçe kanunu olmayıp, Anayasa'nın 86 ncı maddesine göre önerilen ve usulüne
göre çıkarılan kanundur.
Ayrıca, 3360 sayılı ve 13.03.1932 tarihli İdarei Umumiyet Vilayet
Kanununun 14 üncü maddesi yılık programların hazırlanması ile ilgili
prosedürleri açıkça belirlemiştir. 3360 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi aynen
şöyledir:
“İl Özel İdaresi, İl'in mahalli hizmetlerini kalkınma planı ilke ve
hedeflerine uygun olarak ve il'in imkan ve ihtiyaçlarını da göz önünde
bulundurarak yıllık program hazırlamak ve uygulamakla görevlidir.
Yıllık programlar; genel, katma ve özel bütçeli idarelerden ve
diğer kaynaklardan mahalli idarelere aktarılacak ödenekler de dikkate alınmak
suretiyle bakanlıklar, bölge ve il kuruluşları ile koordineli bir şekilde
hazırlanır. Söz konusu programların il genel meclisince kabulünden sonra
bakanlıklarca aktarılan ödeneklere ait olan kısmı ilgili bakanlığın aynen veya
tadilen onayı ile yürürlüğe girer. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na ödeneği
aktarılarak yürütülen işlerde onay makamı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'dır.”
Görüldüğü üzere, 3360 sayılı Kanun, yatırımlarla ilgili yıllık
programın nasıl hazırlanacağını belirlemiştir. Bütçe Kanunundaki düzenleme ise,
bu prosedürleri değiştirip farklı bir prosedür getirmektedir. Kısacası, Bütçe
Kanunundaki bu düzenleme, 3360 sayılı Kanunu açıkça değiştirmektedir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Anayasa'ya göre bu nitelikteki düzenlemenin bütçe dışındaki
kanunlarla yapılması gerekmektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 12 nci maddesinin (c) fıkrası; diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe kanunu ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile
yetkileri yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir ilkesine
uyulmadığı için Anayasa'nın 127 nci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun
biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 11 inci maddesindeki Anayasa'nın
üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesine ve Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk
devleti ilkesine aykırı olup, iptali gerekir.
3. 5027 Sayılı Kanunun 15 inci Maddesinin (a) ve (b) Fıkralarının
Anayasa'ya Aykırılığı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun “Hastane ve tedavi
ücretleri” başlıklı 15 inci maddesinin (a) ve (b) fıkraları aynen şöyledir:
“a) Devlet memurları, diğer kamu görevlileri ve bunların emekli,
dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) tedavi
kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine (diş tedavileri dahil) ilişkin
ücretlerle sağlık kurumlarınca verilen raporlar üzerine kullanılması gerekli
görülen ortez, protez ve diğer iyileştirme araç bedellerinin, Sağlık
Bakanlığı'nın görüşü üzerine Maliye Bakanlığı'nca tespit edilecek miktarlara
kadar olan kısmı kurumlarınca ödenir. Ancak T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü
sağlık kurum ve kuruluşları ile Maliye Bakanlığı'nca tespit edilen birim
fiyatlarının altında bir fiyatla anlaşma yapabilir.”
b) 14.07.1965 tarihli ve 657 sayılı Kanunun 209 uncu, 04.01.1961
tarihli ve 211 sayılı Kanunun 66 ncı ve 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı
Kanunun geçici 139 uncu maddelerinde belirtilen ilaç katılım payları
karşılığında ilgililerin maaş veya aylıklarından kesinti yaptırmaya (yatan
hastalar hariç), ayakta tedavilerde ilaç kullanımında farmasötik eşdeğer
ilaçların en ucuzunun % 30 fazlasına kadar olanlarının bedellerinin veya
terapötik eşdeğer ilaç gruplarından, fiyatların aritmetik ortalamasının
alınması suretiyle referans fiyatlar üzerinden ilaç bedellerinin ödenmesine ve
bu hususlara ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
Bütçe Kanunu'ndaki bu düzenlemeye karşılık, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun 209 uncu maddesinde, devlet memurlarının veya bakmakla
yükümlü oldukları kimselerin hastalanmaları durumunda tedavilerinin
kurumlarınca sağlanacağı belirtildikten sonra 210 uncu maddesinde, yapılacak bu
tedavilerin Maliye ve Sağlık Bakanlıklarının görüşü alınmak suretiyle Devlet
Personel Başkanlığı'nca hazırlanacak yönetmeliğe göre uygulanacağı
öngörülmektedir.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nda da emekli memurlarla,
bunların bakmakla yükümlü oldukları kimselerin tedavi giderlerine ilişkin
kurallar yer almaktadır.
Belirtilen kanunlarda, tedavi kurumlarında yapılacak tedavilere
ilişkin ücretlerin esas ve usullerini saptama konusunda Maliye Bakanı'na
verilmiş bir yetki bulunmamaktadır. 15 inci madde ile Maliye Bakanı'na verilen
yetki, söz konusu kanunların ilgili maddelerini değiştirmekte ve bütçeyle de
ilgisi bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir.
Bütçe Kanunu'nun 15 inci maddesinin (a) ve (b) fıkraları ile
Maliye Bakanlığı'na yetki verilmesi, belirtilen yasa hükümlerini değiştirici
niteliktedir. Anayasa Mahkemesi daha önce 13.06.1995 tarih ve E.1995/2 sayılı
kararıyla ilgili kanunlardaki hükümlere rağmen Maliye Bakanı'nı yetkili kılan
benzer düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 15 inci maddesinin (a)
ve (b) fıkraları, ilgili kanunlarda yapılması gereken değişikliklerin bütçe
kanununda yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu
değişikliklerin bütçe kanunu ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci
maddesine; Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarına rağmen iptal edilen hükmü
yeniden getiren bir düzenleme olduğu için Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama
erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci
maddesindeki hukuk devleti ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın üstünlüğü ve
bağlayıcılığı ilkesine aykırı olup, iptali gerekir.
4. 5027 Sayılı Kanunun 25 inci Maddesinin (b) ve (d) Fıkralarının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 25 inci maddesinin (b) fıkrasında;
Devlet dış borçları ile ilgili kredi anlaşmalarında öngörülen bütün ödeme ve
işlemler (dış proje kredileri çerçevesinde yapılacak ödemeler dahil, kredilerin
kullanımları hariç) 2004 yılında her türlü vergi, resim ve harçtan müstesna
kılınmıştır. Aynı maddenin (d) fıkrasında ise, 28.3.2002 tarihli ve 4749 sayılı
Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile tanımlanan nakit işlemleri, Merkez
Bankası'nca çıkarılacak likidite senetlerinin (veya bu mahiyette düzenlenecek
kağıtların) faiz ve anapara ödemeleri ve bunlarla ilgili işlemler 31.12.1960
tarihli ve 193 sayılı Kanun ile 03.06.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kanun
hükümleri saklı kalmak kaydıyla her türlü vergi, resim, harç ve fon
kesintisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir.
Öte yandan Anayasa'mızın “Vergi ödevi” başlığını taşıyan 73 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasına göre:
“Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur,
değiştirilir veya kaldırılır.”
Hiç şüphe yok ki, Anayasa'nın 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında
sözü edilen kanun, bütçe kanunu olmayıp, Anayasa'nın 86 ncı maddesine göre
önerilen ve usulüne göre çıkarılan kanundur. Halbuki 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 25 inci maddesinin (b) ve (d) fıkraları vergi, resim ve harçlarla
ilgili kanunlarda değişiklik yapmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 25 inci maddesinin (b) ve (d) fıkraları, diğer kanunlar ile
yapılması gereken düzenlemeler, bütçe kanunu ile yapıldığı için Anayasa'nın 87,
88 ve 89 uncu maddelerine; düzenlemeler bütçe ile ilgili olmadığı için
Anayasa'nın 161 inci maddesine; vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülükler
bütçe dışındaki kanunlarla konulup değiştirilebileceği için Anayasa'nın 73 üncü
maddesine; yasama erki Anayasa'ya aykırı biçimde kullanıldığı için Anayasa'nın
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine ve
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
5. 5027 Sayılı Kanunun 26 ncı Maddesinin (a) Fıkrasının (1)
Numaralı Bendinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının
(1) numaralı bendi ile; 08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye tâbi kuruluşlar ile Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin, 2003 yılı
kârlarından Hazineye isabet eden tutarları; 08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen kısıtlamalara tâbi olmaksızın, Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir kaydetmeye,
Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.
233 sayılı Kamu İktisadî Teşebbüsleri Hakkında KHK'nin 36 ncı
maddesinin dördüncü fıkrasında yıl sonu kârlarından maddede belirtilen mahsup
ve indirimler yapıldıktan sonra kalan kısmın Hazineye devredileceği
öngörülmektedir.
Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı
bendinde Kamu İktisadî Teşebbüslerinin yıl sonu kârlarının 233 sayılı KHK'de
belirtilen kesintilere tâbi tutulmadan bütçeye gelir kaydedileceği
belirtilmektedir. Görüldüğü gibi, bütçe kanunu ile 233 sayılı KHK'de öngörülen
kesintiler kaldırılarak KİT'lerin yıl sonu kârlarının tamamının Hazineye
devredilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri özerk bütçeli kuruluşlar olup bunların
bütçelerinin hazırlanması, kabulü, uygulama ve denetimi, genel bütçeden ayrı
yöntem ve kurallara bağlıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı
bendi; hem genel bütçe yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte
hem de 233 sayılı KHK'nin kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Bütçe Kanunu'nun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı
bendi ile Maliye Bakanlığı'na yetki verilmesi, 233 sayılı KHK hükümlerini
değiştirici niteliktedir. Anayasa Mahkemesi daha önce, E.1991/8 ve E.1995/2
sayılı kararıyla, ilgili KHK hükümlere rağmen Maliye Bakanı'nı yetkili kılan
benzer düzenlemeleri, Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanununun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendi, diğer kanunlarla
yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle
Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi
olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; Anayasa Mahkemesi'nin iptal
kararlarına rağmen iptal edilen hükmü yeniden getiren bir düzenleme olduğu
için, Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
6. 5027 Sayılı Kanunun 26 ncı Maddesinin (a) Fıkrasının (2)
Numaralı Bendinin ve (b) Fıkrasının Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının
(2) numaralı bendi ve (b) fıkrası ise aynen şöyledir
“2. Kuruluşların ödenmemiş sermayelerine veya tahakkuk etmiş görev
zararları alacaklarına mahsup edilmek üzere Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu
Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir, ödenek ve gider kaydetmeye,
b) (a) bendi kapsamına giren kuruluşların 2002 ve daha önceki
yıllara ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın talebi üzerine bütçenin gelir ve giderleri
ile ilişkilendirmeksizin kuruluşların görev zararı alacakları veya ödenmemiş
sermayelerine mahsup etmeye ilişkin işlemleri yapmaya,
Maliye Bakanı yetkilidir.”
Görüldüğü üzere, Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının
(2) numaralı bendi ile; kuruluşların 2003 yılı karlarının ödenmemiş
sermayelerine veya tahakkuk etmiş görev zararları alacaklarına mahsup edilmek
üzerine bütçeye gelir, ödenek ve gider kaydetmeye ve (b) fıkrası ile ise;
kuruluşların 2002 ve daha önceki yıllara ait kâr paylarından Hazineye isabet
eden tutarları, bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirmeksizin
kuruluşların görev zararı alacakları veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye
ilişkin işlemleri yapmaya, Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır
Kamu İktisadi Teşebbüsleri özerk bütçeli kuruluşlar olup bunların
bütçelerinin hazırlanması, kabulü, uygulama ve denetimi, genel bütçeden ayrı
yöntem ve kurallara bağlıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendi ile (b) fıkrası,
diğer kanunlarla yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması
nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe
ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki
Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki
“hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve
üstünlüğü ilkesine aykırıdır.
7. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci Maddesinin (c) Fıkrasının İkinci Paragrafındaki “bütçenin gelir ve
giderleri ile ilişkilendirmeksizin” İbaresinin Anayasa'ya Aykırılığı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu ortaklıkları ve
iştiraklerinde sermaye değişiklikleri” başlıklı 27 nci maddesinin (c)
fıkrasının ikinci paragrafında; T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Türkiye Halk
Bankası A.Ş.'nin 2003 ve önceki yıllarına ait kâr paylarından Hazineye isabet
eden tutarlarını, Hazineden olan görev zararı veya gelir kaybı alacaklarına
ilişkin mahsup işlemlerini Müsteşarlığın teklifi üzerine bütçenin gelir ve
giderleri ile ilişkilendirilmeksizin mahiyetlerine göre ilgili Devlet
hesaplarına kaydettirmeye Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.
Kamu bankalarının yeniden yapılandırılması ve görev zararlarının
tasfiyesi ile ilgili olarak 2000yılından itibaren çeşitli yasal düzenlemeler
yapılmıştır. 4603 sayılı Kanunla, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası
anonim şirket statüsüne dönüştürülmüş ve KİT'lere ilişkin 233 sayılı KHK
kapsamından çıkarılmışlar ve bu bankalar Bankalar Kanununa ve özel hukuk
hükümlerine tabi hale gelmişlerdir.
4684 sayılı Kanunla, 4603 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (1)
numaralı fıkrası değiştirilerek Bankaların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce çeşitli kanun ve kararnamelerle verilmiş görevler nedeniyle doğan
ve bütçe ödenekleri ile karşılanamayan yıllara ilişkin olarak banka sigorta
muamele vergisi eklenerek oluşmuş görev zararı alacakları, yeniden
yapılandırılmaları kapsamında belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tasfiye
edilmesi hükme bağlanmıştır.
T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin 2003 ve
önceki yıllarına ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarlarının,
Hazineden olan görev zararı veya gelir kaybı alacaklarına ilişkin mahsup
işlemlerin yapılacağı metin bütçe kanunları değildir. Bu düzenlemelerin
bankaların kendi mevzuatında yapılması gerekir.
Gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin yapılacak
işlemler için bütçeye hüküm konulması Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Bilindiği
gibi bütçe; kamu gelirlerinin toplanmasına ve kamu harcamalarının yapılmasına
belli süre için izin veren bir kanundur. Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca
bütçe, yıllık olarak yapılır ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler
dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek
gelir ve giderler için bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci maddesinin (c) fıkrasının ikinci paragrafındaki “gelir ve gider
hesapları ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresi; bütçe kanunuyla düzenlenmemesi
gereken konuların bütçede düzenlenmesi nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu
maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın
161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
8. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci Maddesinin (f) Fıkrasının İkinci Paragrafının Anayasa'ya Aykırılığı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu ortaklıkları ve
iştiraklerinde sermaye değişiklikleri” başlıklı 27 nci maddesinin (f)
fıkrasının ikinci paragrafı; Tekel Genel Müdürlüğü'nün 6183 sayılı Kanun
kapsamına giren borçlarına karşılık olarak mülkiyeti Tekel Genel Müdürlüğü'ne
ait olan ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlarından Maliye
Bakanlığı'nca tespit edilecek kamu kuruluşlarınca ihtiyaç duyulanlarının,
oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek rayiç değer üzerinden, borçlu
kurumun da uygun görüşü alınarak, bütçenin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeksizin Maliye Bakanlığı'nca satın alınabileceğine ve
borçlarının böylece terkin edileceğine dairdir.
Kamu kurumlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarının
nasıl tahsil edileceği Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'da
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler yeterli görülmüyor ve ek
düzenlemeler gerekli görülüyorsa, bütçe kanunları yerine 6183 sayılı Kanun'da
değişiklik yapılması gerekir. Çünkü, bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler
dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı
Bütçe Kanunu'nun 27 nci maddesinin (f) fıkrasının ikinci paragrafı ile, bütçede
düzenlenmemesi gereken konular düzenlenmiştir.
Öte yandan bütçenin gelir ve giderleri ile ilgilendirilmeksizin
yapılacak işlemler için bütçeye hüküm konulması Anayasa'ya açıkça aykırıdır.
Bilindiği gibi bütçe; kamu gelirlerinin toplanmasına ve kamu harcamalarının
yapılmasına belli süre için izin veren bir kanundur. Anayasa'nın 161 inci
maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır ve bütçe kanununa bütçe ile
ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bütçenin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için bütçe yasalarına hüküm konulması
Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 27 nci maddesinin (f) fıkrasının ikinci
paragrafı; 6183 sayılı yasa ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe
yasası ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci maddesinin (f) fıkrasının ikinci paragrafı; bütçe kanunuyla
düzenlenmemesi gereken konuların bütçede düzenlenmesi nedeniyle Anayasa'nın 87,
88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması
nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
9. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci Maddesinin (g) Fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin” İbaresinin Anayasa'ya Aykırılığı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Kamu ortaklıkları ve
iştiraklerinde sermaye değişiklikleri” başlıklı 27 nci maddesinin (g)
fıkrasında; Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü'nün (TMO) olağanüstü hal
stoklarından serbest stoklarına aktaracağı ürünlerin satışından elde edilecek
ve Hazineye ödenmesi gereken ürün bedellerinin, gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirmeksizin mahiyetlerine göre ilgili Devlet hesaplarına kaydettirmeye
Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.
TMO, sermayesinin tamamı Devlete ait 08.06.1984 tarih, 233 sayılı
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname (KHK)
hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe ve faaliyetlerinde özerkliğe sahip,
sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.
TMO'nun kuruluş dayanağı, anılan 233 sayılı KHK'nin geçici 5.1
maddesi uyarınca Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kurulunca kabul edilen ve
11.12.1984 tarih, 18602 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren TMO
Ana Statüsü'dür.
TMO, yönetim ve denetim bakımından 233 sayılı KHK, bunların ek ve
değişiklikleri, 3346 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonların TBMM'ce
Denetlenmesinin Düzenlenmesi; 72 sayılı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
Hakkında KHK ile Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine
tabidir.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü'nün olağanüstü hal
stoklarından serbest stoklarına aktaracağı ürünlerin satışından elde edilecek
ve Hazineye ödenmesi gereken ürün bedellerinin Devlet hesaplarına kayıt
işlemleri hakkındaki düzenlemelerin yapılacağı metin bütçe kanunları değildir.
Bu düzenlemelerin TMO'nun kendi mevzuatında yapılması gerekir.
Gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin yapılacak
işlemler için bütçeye hüküm konulması Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Bilindiği
gibi bütçe; kamu gelirlerinin toplanmasına ve kamu harcamalarının yapılmasına
belli süre için izin veren bir kanundur. Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca
bütçe, yıllık olarak yapılır ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler
dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bütçenin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için bütçe yasalarına hüküm konulması
Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa yerine
bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini bu tür
yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
27 nci maddesinin (g) fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin” ibaresi; bütçe kanunuyla düzenlenmemesi gereken
konuların bütçede düzenlenmesi nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu
maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın
161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
10. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
28 inci Maddesinin (b) Fıkrasındaki “bütçesinin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeksizin” İbaresinin Anayasa'ya Aykırılığı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Türk Telekomünikasyon
A.Ş.'nin kar ve sermaye değişiklikleri” başlıklı 28 inci maddesinin (b)
fıkrasında; Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin ilgili malî yıldan önceki yıllara
ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları Hazine Müsteşarlığının bağlı
olduğu Bakanın talebi üzerine bütçesinin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirmeksizin doğan ve doğacak olan görev zararı alacaklarına veya
ödenmemiş sermayesine mahsup etmeye ilişkin işlemleri yapmaya, Maliye Bakanı
yetkili kılınmıştır.
Türk Telekomünikasyos A:Ş.'nin statüsü, 406 sayılı Telgraf ve
Telefon Kanununda belirtilmiştir. Telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve
telekomünikasyon altyapısı tesisi ve işletilmesi bu Kanuna tabidir. Türk Telekom,
bu Kanun çerçevesinde her türlü telekomünikasyon hizmetlerini yürütmeye ve
telekomünikasyon altyapısı işletmeye yetkilidir. Türk Telekom'un söz konusu
yetkiye ilişkin hak ve yükümlülükleri Bakanlık ile imzalanacak görev sözleşmesi
ve/veya görev sözleşmeleri ile belirlenir.
Türk Telekom, 406 sayılı Kanun ve özel hukuk hükümlerine tâbi bir
anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi
teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu
kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom'a uygulanmaz.
Önceki yıllara ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın talebi üzerine bütçesinin gelir ve
giderleri ile ilişkilendirmeksizin doğan ve doğacak olan görev zararı
alacaklarına veya ödenmemiş sermayesine mahsup etmeye ilişkin işlemleri yapmak
için 2004 yılı bütçe Kanunu ile Maliye Bakanı'nın yetkili kılınması Anayasa'ya
aykırıdır.
Bu tür düzenlemelerin yapılacağı metin bütçe kanunları değildir.
Bu düzenlemelerin Türk Telekomünikasyos A:Ş.'nin kendi mevzuatında yapılması
gerekir. Gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin yapılacak işlemler
için bütçeye hüküm konulması Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Bilindiği gibi bütçe;
kamu gelirlerinin toplanmasına ve kamu harcamalarının yapılmasına belli süre
için izin veren bir kanundur. Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe,
yıllık olarak yapılır ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında
hiçbir hüküm konulamaz. Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek
gelir ve giderler için bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
28 inci maddesinin (b) fıkrasındaki “bütçesinin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeksizin” ibaresi;bütçe kanunuyla düzenlenmemesi gereken
konuların bütçede düzenlenmesi nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu
maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın
161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
11. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
28 inci Maddesinin (c) Fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin” İbaresinin Anayasa'ya Aykırılığı
5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun “Türk Telekomünikasyon
A.Ş.'nin kar ve sermaye değişiklikleri” başlıklı 28 inci maddesinin (c)
fıkrasında; Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin 2003 yılı sonu itibarıyla; Hazineye
(28.3.2002 tarihli ve 4749 sayılı Kanun kapsamındaki Hazine alacakları hariç)
ve fonlara olan borçları ile geçmiş yıllar bütçe kanunlarının “Kurumların
Hasılatından Pay” başlıklı maddeleri uyarınca doğan ve Maliye Bakanlığı Merkez
Saymanlığına ödenmesi gereken vadesi geçmiş borçlarını, Hazineden ve fonlardan
olan alacaklarına veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye, Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan; bu işlemleri anılan Müsteşarlığın teklifi
üzerine gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin mahiyetlerine göre
ilgili Devlet hesaplarına kaydettirmeye, Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.
Türk Telekomünikasyos A:Ş.'nin statüsü, 406 sayılı Telgraf ve
Telefon Kanununda belirtilmiştir. Telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve
telekomünikasyon altyapısı tesisi ve işletilmesi bu Kanuna tabidir. Türk
Telekom, bu Kanun çerçevesinde her türlü telekomünikasyon hizmetlerini
yürütmeye ve telekomünikasyon altyapısı işletmeye yetkilidir. Türk Telekom'un
söz konusu yetkiye ilişkin hak ve yükümlülükleri Bakanlık ile imzalanacak görev
sözleşmesi ve/veya görev sözleşmeleri ile belirlenir.
Türk Telekom, 406 sayılı Kanun ve özel hukuk hükümlerine tâbi bir
anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi
teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu
kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom'a uygulanmaz.
Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin Hazineye ve fonlara olan borçları
ile geçmiş yıllar bütçe kanunlarının “Kurumların Hasılatından Pay” başlıklı
maddeleri uyarınca doğan ve Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığına ödenmesi
gereken vadesi geçmiş borçlarını, Hazineden ve fonlardan olan alacaklarına veya
ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu
Bakan; bu işlemleri anılan Müsteşarlığın teklifi üzerine gelir ve gider
hesapları ile ilişkilendirilmeksizin mahiyetlerine göre ilgili Devlet
hesaplarına kaydettirmek için 2004 yılı bütçe Kanunu ile Maliye Bakanı'nın
yetkili kılınması Anayasa'ya aykırıdır.
Bu tür düzenlemelerin yapılacağı metin, bütçe kanunları değildir.
Bu düzenlemelerin Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin kendi mevzuatında yapılması
gerekir. Gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin yapılacak işlemler
için bütçeye hüküm konulması Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Bilindiği gibi bütçe;
kamu gelirlerinin toplanmasına ve kamu harcamalarının yapılmasına belli süre
için izin veren bir kanundur. Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe,
yıllık olarak yapılır ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında
hiçbir hüküm konulamaz. Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek
gelir ve giderler için bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
28 inci maddesinin (c) fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin” ibaresi; bütçe kanunuyla düzenlenmemesi gereken
konuların bütçede düzenlenmesi nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu
maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın
161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
12. 24.12.2003 Tarih ve 5027 Sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
31 inci Maddesinin (b) Fıkrasının Birinci Paragrafında Yer Alan (kapsam dışı
personel dahil olmak üzere işçiler, geçici personel, ayın veya haftanın bazı
günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan sözleşmeli
personel ile aylık veya ücretleri 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14
üncü maddesi kapsamında belirlenenler hariç) İbaresi ile Üçüncü Paragrafının
Anayasa'ya Aykırılığı,
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 31 inci maddesinin (b) fıkrasının
birinci paragrafında; aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 sayılı Hâkimler ve
Savcılar Kanunu, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu ve 3466 sayılı
Uzman Jandarma Kanununa göre almakta olan personel ile kamu kurum ve
kuruluşlarında çeşitli statülerde sözleşmeli personel olarak istihdam
edilenlere Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek tarihlerde ve tutarlarda iki bölüm
halinde toplam 160 milyon lira ödeme yapılması hükme bağlanmıştır.
Ancak 31 inci maddenin (b) fıkrasın birinci paragrafında parantez
içinde yer alan “(kapsam dışı personel dahil olmak üzere işçiler, geçici
personel, ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi
zamanlı çalışan sözleşmeli personel ile aylık veya ücretleri 631 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesi kapsamında belirlenenler hariç)” ibaresi
ile ve aynı fıkranın üçüncü paragrafında yer alan: “Ancak, ödemelerin
yapılacağı tarihlerde; aylıksız izinli olanlara, kurumların yurt dışı kadro
veya pozisyonlarında çalışanlara, hangi şekilde olursa olsun üç ay veya daha
fazla süreyle gönderilmeleri nedeniyle yurt dışında bulunanlara ve kadro veya
pozisyonları ile ilişikleri kesilmiş olanlara, belirlenen tarih için öngörülen
tutar ödenmez.” Hükmü uyarınca bazı personel bu ödemelerin kapsamı dışında
tutulmuştur.
Benzer statüde çalışanlar veya aynı statüde çalışanlardan ödeme
yapılacağı tarihte aylıksız izinli olanlar veya yurt dışına görevli olanlar
arasında yapılan ayrım Anayasa'nın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine
aykırıdır.
Anayasa'nın 10 uncu maddesine göre, herkes, dil, ırk, renk,
cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun
önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Bu madde ile amaçlanan, mutlak değil hukuksal eşitliktir. “Yasa
önünde eşitlik” ilkesi, yasalar karşısında herkesin eşit olmasını, ayırım
yapılmamasını, kimseye ayrıcalık tanınmamasını gerektirir.
Durumlarındaki farklılıklar, kimi kişi ve toplulukların değişik
kurallara bağlı tutulmasına neden olabilirse de, farklılık ve özelliklere
dayandığı için, bu tür düzenlemeler eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz.
Oysa iptali istenen ibare, aynı durumdaki memurların ve
çalışanların bir grubunu farklı hükümlere tâbi tutmuştur ve bu farklı
uygulamayı haklı kılacak bir neden yoktur.
Öte yandan, Anayasa'nın 55 inci maddesinde Devlet, çalışanların
yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal
yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri almakla görevli
kılınmıştır. Aynı ya da benzer statüde çalışanların bir kısmının sosyal
yardımdan yararlanmaması sonucunu doğuran söz konusu düzenlemeler Anayasa'nın
55 inci maddesine de aykırıdır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 31 nci maddesinin (b) fıkrasının birinci paragrafında yer alan
(kapsam dışı personel dahil olmak üzere işçiler, geçici personel, ayın veya
haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan
sözleşmeli personel ile aylık veya ücretleri 631 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 14 üncü maddesi kapsamında belirlenenler hariç) ibaresi ile üçüncü
paragrafı, Anayasa'nın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine; 55 inci
maddesindeki ücrette adaletin sağlanması ilkesine; yasama erki Anayasa'ya uygun
biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti”
ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
13. 5027 Sayılı Kanunun 32 nci Maddesinin (a) Fıkrasının İkinci
Paragrafının Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32 nci maddesinin (a) fıkrasının
ikinci paragrafı aynen şöyledir
“Döner sermayelerin, fonların, kefalet sandıklarının, sosyal
güvenlik kurumlarının ve bütçeden yardım alan kuruluşların serbest memur
kadrolarına yapacakları açıktan atama sayıları ile bu maddenin üçüncü fıkrası
kapsamı dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarından yapacakları memur nakil
sayıları toplamı, ilgili kurumlarda 2003 yılında emeklilik, ölüm ve istifa
sonucu ayrılan personel sayısının % 80'ini aşamaz. Norm kadro çalışması
sonuçlandırılarak uygulamaya geçirilen kurumlar ile kanun, uluslararası anlaşma
veya 2004 yılı programı ile kurulması veya genişletilmesi öngörülen birimler ve
temini zorunlu hizmetlerin gerektirdiği personel ihtiyacını bu sınırlamaya tâbi
tutulmaksızın değerlendirmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
Kadroların kullanımı ile ilgili esaslar 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede düzenlenmiştir. Bütçe Kanunu ile yapılan bu düzenleme, Genel Kadro
ve Usulü Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname'yi değiştirici niteliktedir.
Bilindiği gibi bütçe; devletin ve ona bağlı kamu kurumların kamu
gelirlerini toplamasına ve kamu harcamaları yapmasına belli bir süre için izin
veren bir kanundur ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir
hüküm konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafıyla, bütçede düzenlenmemesi
gereken bir konu düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 32 nci maddesinin (a) bendinin ikinci fıkrası;
hem genel bütçe yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de
190 sayılı KHK'nin kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 32 nci maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafı, diğer kanunlarla
yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın
87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması
nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
14. 5027 Sayılı Kanunun 32 nci Maddesinin (f) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32 nci maddesinin (f) fıkrası aynen
şöyledir:
“f) Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık
aylığı alanlar, müşterek kararname veya Bakanlar Kurulu kararıyla yapılacak
atamalar ile yükseköğretim kurumlarının öğretim üyeliklerine yapılacak atamalar
hariç olmak üzere, (a) bendinin üçüncü fıkrasında belirtilen kurum ve
kuruluşların kadrolarına açıktan atanamazlar.”
Bütçe Kanunun bu hükmüne karşılık, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun, emeklilerin yeniden hizmete alınması başlıklı 97 nci maddesi aynen
şöyledir:
“T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olanlardan
(5434 sayılı Kanunun 104 üncü maddesine göre emeklilikle ilgili görevlere
yeniden atanamayacaklar hariç) sınıfında yazılı nitelikleri taşımakta
bulunanlar kanunun 92 nci maddesi hükümlerine göre kurumlarda boş kadro bulunmak
şartıyla yeniden memurluğa alınabilirler.”
Görüldüğü gibi, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32 nci maddesinin
(f) fıkrası ile, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun emeklilerin yeniden
hizmete alınması ile ilgili hükümleri değiştirilmiş ve 657 sayılı Kanuna göre,
boş kadro bulunmak şartıyla yeniden memuriyete atanabilen emeklilerin bu hakkı,
bütçe kanununun 32 nci maddesinin (f) fıkrası ile ellerinden alınmıştır.
Bütçe; devletin ve ona bağlı kamu kurumların kamu gelirlerini
toplamasına ve kamu harcamaları yapmasına belli bir süre için izin veren bir
kanundur. Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32
nci maddesinin (f) fıkrasıyla, bütçede düzenlenmemesi gereken bir konu
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 32 nci maddesinin (f) fıkrası; hem genel bütçe
yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de 657 sayılı
yasanın kurallarını değiştirmektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci maddesinin (f) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
15. 5027 Sayılı Kanunun 32 nci Maddesinin (g) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32 nci maddesinin (g) fıkrası; 190
sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca
değişiklik yapılan kadroların ilgili mercilerin onay tarihinden itibaren
geçerli olmak üzere kullanılmasını hükme bağlamıştır.
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 9 uncu maddesine göre ise; kadroları değiştirilenlerin özlük
hakları, değiştirilen yeni kadrolara atanma işlemleri tamamlanıncaya ve bu
kadro derecesini kazanılmış hak olarak alıncaya kadar eski kadro dereceleri
esas alınarak ödenmeye devam olunur.
Görüldüğü gibi, 190 sayılı KHK'nin kadroları değiştirilenlerin
özlük hakları ile ilgili hükümleri değiştirilmiş ve kadro derecesini kazanılmış
hak olarak alıncaya kadar eski kadro dereceleri esas alınarak ödenmeye devam
olunur kuralı yerine, onay tarihinden itibaren geçerli olma kuralı
getirilmiştir.
2003 Mali Yılı Bütçe Kanununun benzer bir hükmü hakkında, Anayasa
Mahkemesi'nin E.2003/41 ve K. 2003/8 sayılı kararı ile yürürlüğün durdurulması
kararı verilmiştir.
Bütçe; devletin ve ona bağlı kamu kurumların kamu gelirlerini
toplamasına ve kamu harcamaları yapmasına belli bir süre için izin veren bir
kanundur. Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32
nci maddesinin (g) fıkrasıyla, bütçede düzenlenmemesi gereken bir konu
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 32 nci maddesinin (g) fıkrası; hem genel bütçe
yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte, hem de 190 sayılı
KHK'nin kurallarını değiştirmektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci maddesinin (g) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; Anayasa Mahkemesi'nin yürürlüğü durdurma
kararına rağmen yürürlüğü durdurulan hüküm doğrultusunda yapılmış bir düzenleme
olduğu için Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
16. 5027 Sayılı Kanunun 32 nci Maddesinin (h) Fıkrası Anayasa'ya
Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32 nci maddesinin (h) fıkrası; kamu
hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla, konsolide
bütçeye dahil daire ve idarelerin teşkilât yapıları ve hizmet amacına uygun
olarak personel dağılımının sağlanmasına yönelik önlemler almaya, ihtiyaç
fazlası olan personelin, ilgili kuruluşların da görüşü alınarak, (a) bendinde
belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmesine ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Devlet Personel Başkanlığı'nın bağlı olduğu Bakan ile Maliye Bakanı
yetkili kılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 74 üncü maddesinde
“Memurların Bir Kurumdan Diğerine Nakilleri”, 76 ncı maddesinde “Memurların
Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi” başlığı adı altında,
memurların nakilleri ve görev yerlerinin değiştirilmesi ile ilgili düzenlenmeler
yapılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda, devlet memurlarının başka
kurumlara naklen atanmasında usul ve esaslar belirlemek üzere Maliye Bakanı ya
da Devlet Personel Başkanlığı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanı yetkili
kılınmamıştır.
Dolayısıyla 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32 nci maddesinin (h)
bendi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 74 ve 76 ncı madde hükümlerini
değiştirici nitelikte bir düzenlemedir.
Bütçe; devletin ve ona bağlı kamu kurumların kamu gelirlerini
toplamasına ve kamu harcamaları yapmasına belli bir süre için izin veren bir
kanundur. Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 32
nci maddesinin (h) fıkrasıyla, bütçede düzenlenmemesi gereken bir konu
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 32 nci maddesinin (h) fıkrasıyla; hem genel
bütçe yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de 657 sayılı
Kanunun kurallarını değiştirmektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
32 nci maddesinin (h) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
17. 5027 Sayılı Kanunun 36 ncı Maddesinin (a) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesinin (a) fıkrasında;
Türk Telekomünikasyon A.Ş., Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü,
Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma
İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın mal ve
hizmet satışları gayrisafi hasılatından kurumuna göre değişen oranlarda
yapılacak kesintilerin takip eden ayda Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığına
ödeneceği, ödenen bu tutarların bütçeye gelir yazılacağı, süresi içinde
ödenmemesi halinde ödenmeyen tutarların gecikme zammı da uygulanmak suretiyle
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil olunacağı yazılıdır.
36 ncı maddenin (a) fıkrasında belirtilen kuruluşların gelir ve
giderlerine ilişkin kuruluş yasalarında özel kurallar bulunmaktadır. Bu
düzenlemelerin bütçe yasasında değil söz konusu özel yasalarda yapılması
gerekir.
Mal ve hizmet satışlarının aylık gayrisafi hasılatından belli
oranlarda genel bütçeye gelir aktarılması zorunluluğu öngörülen kuruluşlar
İktisadi Devlet Teşebbüsüdür. Bu kuruluşların mal ve hizmet satışlarından elde
ettikleri gelirlerinin nasıl ve ne şekilde dağıtılacağı ya da harcanacağı kendi
kuruluş yasalarında ayrıntılı biçimde yer almaktadır. Bu konulardaki
düzenlemelerin bütçe yasalarıyla değil belirtilen kuruluşların özel yasalarıyla
yapılması doğaldır. Anayasa gereğidir. İktisadi Devlet Teşebbüslerinin genel
bütçeyle hiçbir ilgisinin bulunmaması nedeniyle 36 ncı maddenin (a) fıkrası
Anayasa'ya aykırıdır.
Bütçe; devletin ve ona bağlı kamu kurumların kamu gelirlerini
toplamasına ve kamu harcamaları yapmasına belli bir süre için izin veren bir
kanundur. Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36
ncı maddesinin (a) fıkrasıyla, bütçede düzenlenmemesi gereken bir konu
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 36 ncı maddesinin (a) fıkrası; hem genel bütçe
yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de söz konusu
kuruluşların özel yasalarındaki kurallarını değiştirmektedir.
Anayasa Mahkemesi daha önce E.1996/23 sayılı kararıyla aynı kuruluşların
mal ve hizmet satışları gayrisafi hasılatından kurumuna göre değişen oranlarda
yapılacak kesintilerin takip eden ayda Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığına
ödenmesini ve ödenen bu tutarların bütçeye gelir yazılmasını Anayasa'ya aykırı
bularak iptal etmiştir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
36 ncı maddesinin (a) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken değişikliklerin
bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine;
bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci
maddesine; Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına rağmen yapılmış bir düzenleme
olduğu için Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
18. 5027 Sayılı Kanunun 36 ncı Maddesinin (b) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesinin (b) fıkrasının
(1) numaralı bendi:
İrtifak hakkı verilen özel iskelelerden alınan nisbi kira
bedellerinin bir taraftan bütçeye özel gelir, diğer taraftan da Denizcilik
Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı bütçesine özel ödenek kaydolunmasını;
Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel
Müdürlüğü tarafından, konsolide bütçe dışındaki kurum ve kuruluşlar ile özel ve
tüzel kişiler adına yapılacak deniz dibi taramaları, hidrolik merkezde yapılan
hidrolik ve bilgisayar modelleri, Araştırma Dairesi'nce yapılacak her türlü
deney ve araştırma, proje ve şartname onaylanması için alınacak bedellerin
bütçeye özel gelir, diğer taraftan da Ulaştırma Bakanlığı'na ve Maliye
Bakanlığı bütçesine özel ödenek kaydolunmasını; Telekomünikasyon hizmeti veren
işletmecilerden lisans ve ruhsat ücretleri üzerinden tahsil edilerek, bir
taraftan bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir, diğer taraftan Ulaştırma
Bakanlığı hizmetlerinde kullanılmak üzere anılan Bakanlık bütçesine özel ödenek
kaydedilmesini; ve bu hükümlere göre özel gelir ve ödenek kaydedilen
miktarların önceki yılda kullanılmayan kısmın ertesi yıl bütçesine devredilebilmesini
hükme bağlamıştır.
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesinin (b) fıkrasının
(2) numaralı bendinde:
Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti vermekte olan kamu kurum ve
özel kuruluşlarının, elde ettikleri aylık gayrisafi hasılattan % 6.5 oranında
alınan payın yarısının bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir kaydedilmesi
hükme bağlanmıştır.
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesinin (b) fıkrasının
(3) numaralı bendinde ise:
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün; yabancı ülkelere
verdiği meteorolojik ürünlerin bedelleri ile yabancı ülke meteorolojik
ürünlerinin diğer yabancı ülkelere veya yurt içi kişi ve kurumlara, yabancı
ülkelerin de anılan Genel Müdürlüğün meteorolojik ürünlerini diğer ülke ve
kişilere satışından yıl içinde elde edilecek döviz cinsinden tutarların bir
yandan genel bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir, diğer yandan Genel
Müdürlük bütçesinde mevcut veya yeni açılacak tertiplere özel ödenek
kaydedilmesi hükme bağlanarak bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı
içinde kullanılmayan kısmın ertesi yıla devri için Maliye Bakanı yetkili
kılınmıştır.
Anayasa Mahkemesi E.1996/23 sayılı Kararında, genel bütçeye dahil
dairelere tahsis edilen gayri menkullerin satışından elde edilen gelirlerin
bütçeye özel ödenek ve gelir kaydedilmesinin ve yılı içinde kullanılmayan
kısmın ertesi yıla devri için Maliye Bakanı yetki verilmesinin ancak 1050
sayılı Yasada yapılacak değişikliklerle olanaklı olacağına, bu hususların bütçe
kanunları ile düzenlenemeyeceğine, irtifak hakkı verilen özel iskelelerden
alınan nisbi kira bedelleri ile bazı hizmetler için özel ve tüzel kişilerden
alınacak bedeller için de yukarıdaki kuralın geçerli olduğuna karar vermiştir.
İrtifak hakkı verilen özel iskelelerden alınan nisbi kira bedelleri
ile bazı hizmetler için özel ve tüzel kişilerden alınacak bedellerin bütçeye
özel ödenek ve gelir kaydedilmesi ve yılı içinde kullanılmayan kısmın ertesi
yıla devri için Maliye Bakanı'na yetki verilmesi konusu Anayasa Mahkemesi'nin
kararına rağmen 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nda tekrar düzenlenmiştir. Tekrar
düzenlemekle de kalınmamış, devam eden fıkralarda başka kurum ve kuruluşların
elde ettikleri bazı gelirlerin de bütçeye özel ödenek ve gelir kaydedilmesi ve
yılı içinde kullanılmayan kısmın ertesi yıla devri için Maliye Bakanı yetki
verilmesi ile ilgili düzenlemeler getirilmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesinde, Devletin ve kamu iktisadi
teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamalarının yıllık bütçelerle
yapılacağı, genel ve katma bütçelerin nasıl hazırlanıp uygulanacağının kanunla
belirleneceği öngörülmüştür. Bu maddeye dayanılarak bütçelerin hazırlanması ve
uygulanmasına ilişkin 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu çıkarılmıştır. 1050
sayılı Yasa'nın 46 ncı maddesinde bütçeyle verilen ödeneklerin o yıl içinde
gerçekleşen mal ve hizmet alımı karşılığı olduğu, yılı içinde harcanamayan
ödeneğin iptal edileceği, gelecek yıla devredilemeyeceği öngörülmekte, aynı
Yasa'nın 51., 53. ve 55. maddelerinde de bu uygulamanın istisnaları
belirtilmektedir.
Genel bütçeye dahil dairelerin elde ettiği gelirlerin bütçeye özel
ödenek ve gelir kaydedilmesi, harcanmayan bölümünün cari yıl bütçesine devren
gelir ve ödenek kaydedilmesi ancak 1050 sayılı Yasada yapılacak değişikliklerle
olanaklıdır.
Bütçe; devletin ve ona bağlı kamu kurumların kamu gelirlerini
toplamasına ve kamu harcamaları yapmasına belli bir süre için izin veren bir
kanundur. Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36
ncı maddesinin (b) fıkrasıyla, bütçede düzenlenmemesi gereken konular
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 36 ncı maddesinin (b) fıkrası; 1050 sayılı yasa
ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
36 ncı maddesinin (b) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına rağmen
yapılmış bir düzenleme olduğu için Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama erki
Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki
“hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve
üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
19. 5027 Sayılı Kanunun 36 ncı Maddesinin (e) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesinin (e) fıkrası ile
05.06.1986 tarihli ve 3308 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer alan
ödeneklerin, personel ve sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri
hariç olmak üzere; millî eğitim hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve
verimli hizmet sunumunun sağlanması, merkez ve taşra teşkilatının acil
ihtiyaçlarının karşılanması, eğitim araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin
desteklenmesi amacıyla da kullanılabilmesi hükme bağlanmıştır.
3308 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin (b) fıkrasına göre,
“Çıraklık, mesleki ve teknik eğitimi geliştirme ve yaygınlaştırma
hizmet ve faaliyetlerinde kullanılmak üzere Bakanlık bütçesine özel ödenek
kaydedilen tutarlar aşağıdaki hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılır:
1) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki ve teknik öğretim
kurumlarında görevli yönetici, öğretmen, uzman, kadrolu ve kadrosuz usta
öğreticilerin nitelik ve niceliklerinin yükseltilmesi için yurt içinde
eğitilmelerinde,
2) Mesleki ve teknik eğitim metotlarının ve araçlarının
araştırılması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında,
3) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki ve teknik öğretim
kurumlarının atölye ve laboratuvarları için makine, araç, takım ve teçhizat
alınması, gerektiğinde kiralanması, bunların bakım ve tamirinde,
4) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki ve teknik eğitim kurumlarında
görevli kadrolu ve kadrosuz atölye ve meslek dersi öğretim elemanlarına asli
görevleri dışında, okulda ve işyerlerinde yapılan eğitimle ilgili normal maaş
ve ücretlerine ilave ek ücret ödenmesinde,
5) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki teknik eğitimle ilgili her
türlü yayınların hazırlatılması, tercümesi, çoğaltılması, satın alınması ve
dağıtılmasında,
6) Çeşitli mesleklerde çalışmakta olanlara hizmet içinde ve
mesleklerinde gelişmeleri için gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılması için
Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında kurslar, seminerler ve eğitim programları
düzenlenmesinde,
7) İş öncesi eğitimi, yaygın ve çıraklık eğitiminde,8) (Değişik:
10/07/2001 – 4702/22 md.) Mesleki Eğitim Kurulu, (Değişik: 10/07/2001 – 4702/22
md.) “İl Mesleki Eğitim Kurulu” toplantılarına katılan başkan, üye, müşavir
üye, imtihan ve mesleki ihtisas komisyonu üyelerine Maliye Bakanlığı'nın uygun
görüşü üzerine tespit edilecek miktarda verilecek yolluk ve huzur hakkı
ödemelerinde.
a) Çıraklık, mesleki ve teknik eğitimi geliştirme ve
yaygınlaştırma hizmet ve faaliyetlerinde kullanılmak üzere;
1) Bakanlık bünyesinde bulunan döner sermaye işletmelerinin
karları
2) Bakanlığa bağlı kurumlarda eğitim öğretimde üretilen malların
satışından elde edilen gelirler,
3) Bağış, yardım ve diğer her türlü gelirler,
Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü hesabına
yatırılır. Yatırılan bu tutarlar Maliye Bakanlığı'nca bir yandan genel bütçeye
özel gelir, diğer yandan Bakanlık bütçesinde açılacak tertiplere özel ödenek
kaydedilir. Bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içerisinde
harcanmayan tutarları ertesi yıl bütçesine devren özel gelir ve ödenek
kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
b) Çıraklık, mesleki ve teknik eğitimi geliştirme ve
yaygınlaştırma hizmet ve faaliyetlerinde kullanılmak üzere Bakanlık bütçesine
özel ödenek kaydedilen bu tutarlar aşağıdaki hizmetlerin yerine getirilmesinde
kullanılır:
1) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki ve teknik öğretim
kurumlarında görevli yönetici, öğretmen, uzman, kadrolu ve kadrosuz usta
öğreticilerin nitelik ve niceliklerinin yükseltilmesi için yurt içinde
eğitilmelerinde,
2) Mesleki ve teknik eğitim metotlarının ve araçlarının
araştırılması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında,
3) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki ve teknik öğretim
kurumlarının atölye ve laboratuvarları için makine, araç, takım ve teçhizat
alınması, gerektiğinde kiralanması, bunların bakım ve tamirinde,
4) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki ve teknik eğitim kurumlarında
görevli kadrolu ve kadrosuz atölye ve meslek dersi öğretim elemanlarına asli
görevleri dışında, okulda ve işyerlerinde yapılan eğitimle ilgili normal maaş
ve ücretlerine ilave ek ücret ödenmesinde,
5) Çıraklık, örgün ve yaygın mesleki teknik eğitimle ilgili her
türlü yayınların hazırlatılması, tercümesi, çoğaltılması, satın alınması ve
dağıtılmasında,
6) Çeşitli mesleklerde çalışmakta olanlara hizmet içinde ve
mesleklerinde gelişmeleri için gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılması için
Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında kurslar, seminerler ve eğitim programları
düzenlenmesinde,
7) İş öncesi eğitimi, yaygın ve çıraklık eğitiminde,
8) (Değişik: 10/07/2001 – 4702/22 md.) Mesleki Eğitim Kurulu
ile(Değişik: 10/07/2001 – 4702/22 md.) “İl Mesleki Eğitim Kurulu”
toplantılarına katılan başkan, üye, müşavir üye, imtihan ve mesleki ihtisas
komisyonu üyelerine Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü üzerine tespit edilecek
miktarda verilecek yolluk ve huzur hakkı ödemelerinde.”
Çıraklık, mesleki ve teknik eğitimi geliştirme ve yaygınlaştırma
hizmet ve faaliyetlerinde kullanılmak üzere; 3308 sayılı Kanunun 32 nci
maddesinde yer alan ödeneklerin kullanım yerleri ve yöntemleri bu kadar
ayrıntılı bir şekilde tanımlanmasına karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36
ncı maddesinin (f) fıkrası ile getirilen düzenlemede bu ödeneklerin kullanım
yeri, dolayısıyla da 3308 sayılı Kanunun hükümleri değiştirilmiştir.
Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 36
ncı maddesinin (f) fıkrasıyla, bütçede düzenlenmemesi gereken konular
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 36 ncı maddesinin (e) fıkrası; 3308 sayılı yasa
ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
36 ncı maddesinin (e) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın
161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
20. 5027 Sayılı Kanunun 43 üncü Maddesinin Son Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 43 üncü maddesinin son fıkrası ile;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun kuralları değiştirilerek yurt dışına
gönderilecek Devlet memurları hakkında kontenjanın kurumlara tevziinin, Maliye
Bakanlığı'nın uygun görüşü ve Devlet Personel Başkanlığı'nın teklifi üzerine
Bakanlar Kurulu Kararına göre yapılması öngörülmüştür.
2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 43 üncü maddesinin son fıkrası
aynen şöyledir: 14.07.1965 tarihli ve 657 sayılı Kanunun 78 inci maddesine göre
yurt dışına gönderilecek Devlet memurları kontenjanlarının belirlenmesi
amacıyla, 21.01.1974 tarihli ve 7/7756 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla
yürürlüğe konulan “Yetiştirilmek Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Devlet
Memurları Hakkında Yönetmelik” uyarınca Devlet Personel Başkanlığı'nca
hazırlanacak olan Bakanlar Kurulu Karar Taslağı hakkında Başbakanlığa
gönderilmeden önce Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü alınır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 78 inci ve 79 uncu
maddelerinde, yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilecek kamu görevlilerinin
durumları düzenlenmekte, 80 inci maddesinde ise 78 ve 79 uncu maddelerde yazılı
kamu görevlilerini ayırma, seçme, çalışma ve geri çağırma usul ve esaslarının bir
yönetmelikle düzenleneceği öngörülmektedir.
657 sayılı Kanunun 221 inci maddesine göre, kurumlar belirli
sınıflardaki memurluklara eleman yetiştirmek amacıyla yurt dışında öğrenci
okutabilecekler ve 222 inci maddesine göre, bu öğrenciler yarışma sınavı ile
seçileceklerdir. 223 üncü maddesine göre, kurumların yurt içinde ve yurt
dışında hangi öğrenim dallarında öğrenci okutabilecekleri, bunların ayırma,
seçilme, çalışma ve geri çağrılma esas ve usulleri ilgili kurumla, Devlet
Planlama Teşkilatı'nın görüşleri alınmak suretiyle, Millî Eğitim ve Maliye
Bakanlıklarıyla, Devlet Personel Dairesi'nin birlikte hazırlayacakları
yönetmelikle belirlenecektir.
Görüldüğü üzere, Bakanlar Kurulu'na kanunda düzenlenmiş bir konuyu
değiştirebilme yetkisi verilmiştir. 1996 yılı Bütçe Kanunu'nda yer alan benzer
bir hüküm; itiraz üzerine 07.10.1996 tarih ve 1996/23 Esas sayılı karar ile
Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir.
Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 43
üncü maddesinin son fıkrasıyla, bütçede düzenlenmemesi gereken konular
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 43 üncü maddesinin son fıkrası; 657 sayılı yasa
ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
43 üncü maddesinin son fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına rağmen
yapılmış bir düzenleme olduğu için Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama erki
Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki
“hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve
üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
21. 5027 Sayılı Kanunun 45 inci Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 45 inci maddesi; maddede sayılan
kamu kurumlarının 6183 sayılı Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık olarak
mülkiyeti bu idarelere ait olan ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan
taşınmazlarından genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idarelerce
ihtiyaç duyulanlarının, oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek
değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak, bütçenin gelir ve
giderleri ile ilişkilendirilmeksizin Maliye Bakanlığı'nca satın alınabileceğine
ve borçlarının böylece terkin edileceğine dairdir.
45 inci maddenin son fıkrası hükmüne göre; bu madde hükmü yukarıda
sayılan kuruluşlar dışında kalan, borcunu ödemede çok zor duruma düştüğü
inceleme raporu ile tespit edilen ve Maliye Bakanlığı'na bağlı vergi
dairelerine 6183 sayılı Kanun kapsamına giren borcu bulunan diğer mükelleflerin
taşınmazları için de uygulanabilir ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Maliye Bakanlığı'nca belirlenir.
Kamu kurumlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarının
nasıl tahsil edileceği Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'da
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler yeterli görülmüyor ve ek
düzenlemeler gerekli görülüyorsa, bütçe kanunları yerine 6183 sayılı Kanun'da
değişiklik yapılması gerekir. Çünkü, bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler
dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı
Bütçe Kanunu'nun 45 üncü maddesiyle, bütçede düzenlenmemesi gereken konular
düzenlenmiştir.
Öte yandan bütçenin gelir ve giderleri ile ilgilendirilmeksizin
yapılacak işlemler için bütçeye hüküm konulması Anayasa'ya açıkça aykırıdır.
Bilindiği gibi bütçe; kamu gelirlerinin toplanmasına ve kamu harcamalarının
yapılmasına belli süre için izin veren bir kanundur. Anayasa'nın 161 inci
maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır ve bütçe kanununa bütçe ile
ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bütçenin gelir ve giderleri ile
ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için bütçe yasalarına hüküm konulması
Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 45 inci maddesi; 6183 sayılı yasa ile
düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
45 inci maddesi diğer kanunlarla yapılması gereken değişikliklerin bütçe
kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu
değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci
maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın
2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın
bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
22. 5027 Sayılı Kanunun 46 ncı Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 46 ncı maddesi; kamulaştırılan
taşınmazların sahiplerine kabul etmeleri halinde, kamulaştırma bedeli yerine,
Hazineye ait taşınmazların satış işlemlerinde ödeme aracı olarak kabul edilmek
üzere, taşınmazın bedelini gösteren ve üçüncü kişilere devredilebilen bir belge
verilebilmesini düzenlemekte ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemek için Maliye Bakanı yetkili kılınmaktadır.
Bütçe Kanunundaki bu düzenlemeye karşın Anayasa'nın 46 ncı maddesi
aynen şöyledir:
“Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği
hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan
taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve
usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya
yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden
ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve
sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların
yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan
toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle
ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu
takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük
çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir
sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en
yüksek faiz uygulanır.”
Görüldüğü üzere, Anayasa'nın 46 ncı maddesi kamulaştırma
bedellerinin peşin olarak ödenmesini ya da kanunlarda öngörülmesi halinde
taksitle ödemeyi şart koşmaktadır.
Öte yandan, kamulaştırılan taşınmazların bedelinin hangi
prosedürler çerçevesinde ödeneceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'unda
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler yeterli görülmüyor ve ek
düzenlemeler gerekli görülüyorsa, bütçe kanunları yerine 2942 sayılı Kanun'da değişiklik
yapılması gerekir. Çünkü, bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında
hiçbir hüküm konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 46 ncı maddesiyle, bütçede düzenlenmemesi gereken konular
düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır
ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için
bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 46 ncı maddesi; 2942 sayılı yasa ile
düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
46 ncı maddesi, diğer kanunlarla yapılması gereken değişikliklerin bütçe
kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu
değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci
maddesine; kamulaştırma bedelinin peşin olarak ya da kanunlarda öngörülmesi
halinde taksitle ödenmesi yolundaki Anayasa kuralına aykırı olduğu için
Anayasa'nın 46 ncı maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
23. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (1)
Numaralı Bendinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup (a) fıkrasının (1) numaralı bendinde;
1050 sayılı Kanunun 48 (reddiyata ilişkin hükümler hariç), 53 ve 63 üncü
maddeleri ile 59 uncu maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi hükmünün 2004
yılında uygulanmaması düzenlenmektedir.
1050 sayılı Kanunun 48 inci maddesi, hangi hallerde Maliye
Bakanı'na ödenek üstü harcama yapma yetkisi verileceğini; 53 üncü maddesi, bir
bakanlıktan diğerine taşınır mal verilmesi halinde, bu malın bedelinin alan
bakanlığın ödeneğine mahsup edilerek, aynı tutarın bütçeye gelir
kaydedilmesini; 63 üncü maddesi, merkez ve illerde yapılacak sözleşmeler ile
dayanaklarının birer örneklerinin yedi gün içinde Maliye Bakanlığı'na ve Sayıştay'a
gönderilmesini; 59 uncu maddesinin son fıkrası, “geçen ve eski yıllar borçları”
tertiplerinden ödenemeyen ilama bağlı borçların Maliye ve Gümrük Bakanlığı
bütçesi ile katma bütçelerde yer alan ilama bağlı borçlar tertiplerinden
ödenmesini düzenlemektedir.
Bütçenin uygulanması ile ilgili ilke ve prosedürler, 1050 sayılı
Kanun'da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler yeterli görülmüyor ve
ek düzenlemeler gerekli görülüyorsa, bütçe kanunları yerine 1050 sayılı
Kanun'da değişiklik yapılması gerekir. Çünkü, bütçe kanununa bütçe ile ilgili
hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004
Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendi
ile bütçede düzenlenmemesi gereken konular düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır
ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için
bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı
bendi; 1050 sayılı yasa ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası
ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendi, diğer kanunlarla
yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın
87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması
nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
24. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (2)
Numaralı Bendinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup (a) fıkrasının (2) numaralı bendinde;
5539 sayılı Karayolları Kanunun değişik 20 nci maddesinin 2004 yılında
uygulanmaması düzenlenmektedir.
Karayolları Kanunun değişik 20 nci maddesi, 19 uncu maddenin (7)
numaralı bendinde yazılı gelirlerin, aynı mahiyetteki yol, köprü ve tünellerin
yapım, bakım, onarım ve işletmesinde kullanılmak üzere bir taraftan Karayolları
Genel Müdürlüğü bütçesinde açılacak özel bir tertibe gelir, diğer taraftan da
bütçe cetvellerinin ilgili projelerine Maliye Bakanlığı'nca ödenek kaydolunması
ve bu ödenekten yılı içinde sarf edilmeyen kısmın ertesi yıla, yukarıdaki
esaslar dairesinde, devren gelir ve ödenek kaydolunması hakkındadır.
Karayolları Genel müdürlüğü katma bütçeli bir kuruluştur. 1050
sayılı Kanunun 115 inci maddesinde katma bütçe, giderleri özel gelirlerle
karşılanan ve genel bütçe dışında yürütülen bütçe olarak tanımlanmıştır.
Karayolları Kanunu'nun 20 nci maddesindeki düzenleme, katma
bütçeli bir kuruluş olmasından kaynaklanmaktadır.
Bu düzenlemeler yeterli görülmüyor ve yeni düzenlemeler gerekli
görülüyorsa, bütçe kanunları yerine 5539 sayılı Kanun'da değişiklik yapılması
gerekir. Çünkü, bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49
uncu maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendi ile bütçede düzenlenmemesi
gereken konular düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır
ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için
bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı
bendi; 5539 sayılı yasa ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası
ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendi, diğer kanunlarla
yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle
Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi
olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun
biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti”
ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
25. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (6)
Numaralı Bendinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup (a) fıkrasının (6) numaralı bendinde;
3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 45 inci maddesinin
birinci fıkrası hükmünün 2004 yılında uygulanmaması düzenlenmektedir.
3202 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin birinci fıkrası, Genel
Müdürlük gelirlerinin, yılı içinde sarfedilemeyen kısımlarının, bir sonraki yıl
bütçesine devren gelir ve ödenek kaydolunması hakkındadır.
Köy Hizmetleri Genel müdürlüğü katma bütçeli bir kuruluştur. 1050
sayılı Kanunun 115 inci maddesinde katma bütçe, giderleri özel gelirlerle
karşılanan ve genel bütçe dışında yürütülen bütçe olarak tanımlanmıştır.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kanunu'nun 45 inci maddesindeki
düzenleme, katma bütçeli bir kuruluş olmasından kaynaklanmaktadır.
Bu düzenlemeler yeterli görülmüyor ve yeni düzenlemeler gerekli
görülüyorsa, bütçe kanunları yerine 3202 sayılı Kanun'da değişiklik yapılması
gerekir. Çünkü, bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49
uncu maddesinin (a) fıkrasının 6. numaralı bendi ile bütçede düzenlenmemesi
gereken konular düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır
ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için
bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının 2. numaralı
bendi; 3202 sayılı yasa ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası
ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (6) numaralı bendi, diğer kanunlarla
yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın
87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması
nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
26. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (7)
Numaralı Bendinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup (a) fıkrasının (7) numaralı bendinde;
3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 35 inci maddesinin son
fıkrası hükmünün 2004 yılında uygulanmaması düzenlenmektedir.
3234 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin son fıkrası, Genel Müdürlük
gelirlerinin, ilgili mevzuatın verdiği yetkilerle o yıl içerisinde yapılmış
bulunan giderler karşılandıktan sonra kalan meblağın gelecek yılın bütçesine
gelir kaydolunması hakkındadır.
Orman Genel Müdürlüğü katma bütçeli bir kuruluştur. 1050 sayılı
Kanunun 115 inci maddesinde katma bütçe, giderleri özel gelirlerle karşılanan
ve genel bütçe dışında yürütülen bütçe olarak tanımlanmıştır.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunu'nun 45 inci
maddesindeki düzenleme, katma bütçeli bir kuruluş olmasından kaynaklanmaktadır.
Bu düzenlemeler yeterli görülmüyor ve yeni düzenlemeler gerekli
görülüyorsa, bütçe kanunları yerine 3234 sayılı Kanun'da değişiklik yapılması
gerekir. Çünkü, bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz. Bu açık Anayasa hükmüne karşın, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu
maddesinin (a) fıkrasının (7) numaralı bendi ile bütçede düzenlenmemesi gereken
konular düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır
ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Bütçenin
gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için bütçe
yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (7) numaralı
bendi; 3234 sayılı yasa ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası ile
düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (7) numaralı bendi, diğer kanunlarla
yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle
Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi
olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun
biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti”
ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
27. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (a) Fıkrasının (9)
Numaralı Bendinin Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup (a) fıkrasının (9) numaralı bendinde;
3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart
Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun'un 9 uncu maddesindeki
“en geç 15 gün içerisinde, ödeme emri beklenmeksizin” ibaresi ile anılan
maddenin üçüncü fıkrası, hükmünün 2004 yılında uygulanmaması düzenlenmektedir.
3816 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi “Mali Kaynak ve Ödeme” başlığı
altında düzenlenmiştir ve aynen aşağıdaki gibidir:
“Bu Kanuna göre sağlanacak sağlık hizmetlerinin bedelini karşılamak
üzere Sağlık Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek konulur. Bu ödeneğin miktarı,
Yeşil Karttan yararlanacak olanların sayısı ile Yüksek Sağlık Koordinasyon
Kurulu'nun kişi başına yıllık olarak belirleyeceği ortalama sağlık gideri esas
alınarak tespit edilir.
Yataklı tedavi kurumları bu Kanun kapsamına giren kişilere
verdikleri sağlık hizmetlerinin ücret ve bedellerini Sağlık Bakanlığı'na fatura
ederler. Ödeme, en geç 15 gün içerisinde, ödeme emri beklenmeksizin Sağlık
Bakanlığı'nca gerçekleştirilir.
Sağlık Bakanlığı, bir önceki aya ait fatura edilen hizmet
tutarlarını esas alarak bu tutarların iki misline kadar avans ödeyebilir.”
Bütçe Kanununun 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (9) numaralı
bendindeki düzenleme Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil
Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun'un hükümlerini
değiştirici niteliktedir.
Anayasa'nın 161 inci maddesi uyarınca bütçe, yıllık olarak yapılır
ve bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeyecek gelir ve giderler için
bütçe yasalarına hüküm konulması Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (9) numaralı
bendi; 3816 sayılı yasa ile düzenlenmesi gereken konuları genel bütçe yasası
ile düzenlemektedir.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun
49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (9) numaralı bendi, diğer kanunlarla
yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle
Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi
olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun
biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti”
ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
28. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (b) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup (b) fıkrasında; 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 36 ncı maddesinin (4) numaralı fıkrasının 2004 Mali Yılı
Bütçe Kanununun “Kamu İktisadî Teşebbüslerinin Kârları” başlıklı maddesi
hükümleri çerçevesinde uygulanması hükme bağlanmıştır.
233 sayılı Kamu İktisadî Teşebbüsleri Hakkında KHK'nin 36 ncı
maddesinin dördüncü fıkrasında yıl sonu kârlarından maddede belirtilen mahsup
ve indirimler yapıldıktan sonra kalan kısmın Hazineye devredileceği
öngörülmektedir.
Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı
bendinde Kamu İktisadî Teşebbüslerinin yıl sonu kârlarının 233 sayılı KHK'de
belirtilen kesintilere tâbi tutulmadan bütçeye gelir kaydedileceği
belirtilmektedir. Görüldüğü gibi, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu ile 233 sayılı
KHK'de öngörülen kesintiler kaldırılarak KİT'lerin yıl sonu kârlarının
tamamının Hazineye devredilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri özerk bütçeli kuruluşlar olup bunların
bütçelerinin hazırlanması, kabulü, uygulama ve denetimi, genel bütçeden ayrı
yöntem ve kurallara bağlıdır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (b) fıkrası; hem genel bütçe
yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de 233 sayılı
KHK'nin kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanununun 49 uncu maddesinin (b) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken değişikliklerin
bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine;
bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci
maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın
2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın
bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
29. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (e) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup, (e) fıkrasında; 4447 sayılı Kanunun
49 uncu maddesinin birinci bendinin 2004 yılı için aşağıdaki şekilde
uygulanması hükme bağlanmıştır.
“İşsizlik sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim
giderlerini karşılamak üzere, bu Kanunun 46 ncı maddesi kapsamına giren tüm
sigortalılar, işverenler ve Devlet işsizlik sigortası primi öder. İşsizlik
sigortası primi, sigortalının 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun 77 ve 78
inci maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından, % 1
sigortalı, % 2 işveren ve % 1 Devlet payı olarak alınır.”
Yürürlüğü kaldırılan 4749 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinde,
sigortalıdan % 2, işverenden % 3 ve devlet payı olarak % 2 oranında işsizlik
sigortası primi kesilmesini hükme bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle Bütçe
Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (e) fıkrası, 4749 sayılı Kanunundaki oranları
düşürmüştür.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (e) fıkrası; hem genel bütçe
yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de 4749 sayılı
Kanunun kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanununun 49 uncu maddesinin (e) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın
161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için
Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
30. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (i) Fıkrasının Birinci
ve İkinci Paragrafının Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (i) fıkrasının
birinci ve ikinci paragrafı ile; 1050 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesinin
birinci, ikinci ve üçüncü paragrafının hükümleri 2004 yılı için
değiştirilmiştir.
1050 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü
paragrafı aynen şöyledir:
“Genel bütçeye dahil dairelere ve katma bütçeli idarelere bağlı
döner sermayeli işletmelerin (iş yurtları ve benzeri kuruluşlar dahil) aylık
gayrisafi hasılatının % 10'u (genel ve katma bütçeli daire ve idarelere bağlı
hastanelerin döner sermayeli işletmeleri için % 9'u) en geç ertesi ayın 20'sine
kadar genel bütçeye irat kaydedilmek üzere ilgili saymanlıklara yatırılır.
Zorunlu hallerde Maliye Bakanlığı'nca ek süre verilebilir.
Bu şekilde hesaplanan tutarın % 30'una kadar olan kısmının
hasılatın tahakkukunda, kalan kısmının da tahsilinde ödettirilmesine Maliye
Bakanı yetkilidir.
Yıl sonu karları ile aylık gayrisafi hasılat üzerinden genel
bütçeye aktarılacak miktarlar zamanında yatırılmadığı takdirde, 6183 sayılı
Kanundaki usullere göre, yıllık % 12 zamlı olarak tahsil edilir. Hesaplanan
zam, döner sermayelerin ita amiri ve saymanlarından yarı yarıya alınır. Ancak,
Maliye Bakanlığı'nca verilmiş ek süreler için zam uygulanmaz.”
1050 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesinin söz konusu hükümleri 2004
Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (i) fıkrasının birinci ve ikinci
paragrafı ile aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere bağlı döner
sermayeli işletmelerin aylık gayrisafi hasılatından tahsil edilen tutarın %
15'i (tıbbi malzeme hasılatının % 5'i) en geç ertesi ayın 20'sine kadar genel
bütçeye irat kaydedilmek üzere ilgili saymanlıklara yatırılır. Aylık gayrisafi
hasılattan irat kaydedilecek oranı döner sermayeler itibarıyla % 30'a kadar
yükseltmeye veya % 10'a kadar indirmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Söz konusu ödeme için zorunlu hallerde Maliye Bakanlığı'nca ek
süre verilebilir. Yıl sonu kârları ile aylık gayrisafi hasılat üzerinden genel
bütçeye aktarılacak miktarlar zamanında yatırılmadığı takdirde, 21.07.1953
tarihli ve 6183 sayılı Kanundaki usullere göre, aylık % 1 zamlı olarak tahsil
edilir. Hesaplanan zam, döner sermayelerin ita amiri ve saymanlarından yarı
yarıya alınır. Ancak, Maliye Bakanlığı'nca verilmiş ek süreler için zam
uygulanmaz.”
Yukarıdaki yasa metinlerinden de anlaşılacağı gibi bütçe yasası
döner sermayeli işletmelerin aylık gayrisafi hasılatından tahsil edilen
tutardan genel bütçeye irat kaydedilmek üzere ilgili saymanlıklara yatırılacak
tutara ilişkin oranları değiştirmiştir. Bütçe yasasındaki hüküm nedeniyle döner
sermaye hasılatından genel bütçeye 1050 sayılı yasada öngörülünden daha fazla
oranda gelir aktarılmış olacaktır. Değişiklik bundan ibaret değildir. Bütçe
yasası ile aynı zamanda döner sermayelerin yıl sonu kârları ile aylık gayrisafi
hasılatı üzerinden genel bütçeye aktarılacak miktarlar zamanında yatırılmadığı
takdirde, uygulanacak gecikme zamlarının oranı da değiştirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, daha önceki kararlarında benzer düzenlemeleri
iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin 13.06.1995 tarihli 1995/2 E. sayılı
kararı, 30.01.1992 günlü, 1991/8 E. sayılı kararı, 13.06.1995 tarihli 1995/2 E.
sayılı kararı ve 07.10.1996 tarihli 1996/23 E. sayılı kararı, Döner Sermaye
İşletmelerinin hasılatlarından irat kaydedilecek tutarlarla ilgili1050 sayılı
kanundaki düzenlemelerin bütçe kanunlarıyla değiştirilmesini Anayasa'ya aykırı
bulan kararlardır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm” ibaresine
dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa yerine bütçe
yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini bu tür yasalar
bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (i) fıkrasının birinci ve
ikinci paragrafı; hem genel bütçe yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları
düzenlemekte hem de 1050 sayılı Kanunun kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanununun 49 uncu maddesinin (i) fıkrasının birinci ve ikinci paragrafı, diğer
kanunlarla yapılması gereken değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması
nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe
ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın 161 inci maddesine; Anayasa
Mahkemesi'nin iptal kararlarına rağmen iptal edilen hükmü yeniden getirmek için
yapılmış bir düzenleme olduğu için Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama erki
Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki
“hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve
üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
31. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (l) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin başlığı “Kısmen
veya tamamen uygulanmayacak hükümler olup (l) fıkrasında; 181 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin geçici 9 uncu maddesinde yer alan “2003 yılı” ibaresinin
“2004 yılı” olarak uygulanması hükme bağlanmıştır.
181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 9 uncu maddesi aynen
aşağıdaki gibidir:
“2003 yılı sonuna kadar, Sağlık Bakanlığı'nca düzenlenecek veya
onaylanacak her türlü ruhsatlandırma, ürün üretim ve satış izin belgesi ve
mesul müdürlük belgesi ile permi ve sertifikalar üzerinden ellimilyon liradan
az, onbeş milyar liradan çok olmamak üzere Maliye Bakanlığı'nın görüşü üzerine
Sağlık Bakanlığı'nca belirlenecek tarifelere göre ruhsatlandırma bedeli alınır.
Bakanlık Merkez Saymanlığınca tahsil edilen bu tutarın % 20'sini genel bütçeye
gelir, % 80'ini ise özel gelir kaydedilmek suretiyle Bakanlığın ihtiyaçlarında
(personel giderleri hariç) kullanılmak üzere anılan Bakanlık bütçesinin mevcut
veya yeni açılacak tertiplerine özel ödenek kaydetmeye, özel ödenek kaydedilen
bu tutarlardan harcanmayan kısmını ertesi yıl bütçesine devren özel gelir ve
özel ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 9 uncu maddesindeki
benzer bir hüküm 2003 Mali Yılı bütçe Kanunu'nun 35 inci maddesinin (e)
fıkrasında düzenlenmişti. Anayasa Mahkemesi 17/7/2003 tarihli, E.2003/41, K.
2003/8 sayılı Kararı ile bu fıkranın yürürlüğünün durdurulmasına karar
vermişti. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı üzerine hükümet, yürürlüğü durdurulan
fıkrayla benzer olan yeni bir yasal düzenleme yapmıştı. 31.07.2003 tarih ve
4969 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle 181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
eklenen geçici 9 uncu madde ile Anayasa Mahkemesi'nin yürürlüğünü durdurduğu
fıkradaki düzenlemeye benzer bir düzenleme yapıldı.
4969 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle 181 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye eklenen geçici 9 uncu maddede yapılan düzenleme; Sağlık
Bakanlığı'nca düzenlenecek veya onaylanacak her türlü ruhsatlandırma, ürün
üretim ve satış izin belgesi ve mesul müdürlük belgesi ile permi ve
sertifikalar üzerinden alınacak ruhsatlandırma bedelinin 2003 yılı sonuna kadar
alınmasını öngörmektedir.
Bu kez, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun (l) fıkrasında; 181 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 9 uncu maddesinde yer alan “2003 yılı”
ibaresinin “2004 yılı” olarak uygulanması hükme bağlanmıştır.
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (i) fıkrasının birinci ve
ikinci paragrafı; hem genel bütçe yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları
düzenlemekte hem de 1050 sayılı Kanunun kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanununun 49 uncu maddesinin (l) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle Anayasa'nın
161 inci maddesine; Anayasa Mahkemesi'nin yürürlüğü durdurma kararına rağmen
yapılmış bir düzenleme olduğu için Anayasa'nın 153/son maddesine; yasama erki
Anayasa'ya uygun biçimde kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki
“hukuk devleti” ilkesine ve 11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve
üstünlüğü ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
32. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (o) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (o) fıkrası
ile; 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanuni faiz oranının tutarı
değiştirilerek; aylık % 1.25 olarak uygulanması hükme bağlanmıştır. Ayrıca, 49
uncu maddenin (o) fıkrası ile 3095 sayılı Kanunda değişiklik yapmakla
kalınmamış ek düzenlemeler de yapılarak ay kesirlerinin tama iblağ edilmesi,
taksitlendirilen veya herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde
kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması hükme
bağlanmıştır.
3095 sayılı “Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1
inci maddesi aşağıdaki gibidir:
“Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken
hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme, yıllık, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası'nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi
işlemlerinde uyguladığı reeskont oranı üzerinden yapılır. Söz konusu reeskont
oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan reeskont oranından
beş puan veya daha çok farklı ise, yılın ikinci yarısında bu oran geçerli
olur.”
Yukarıdaki düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere, 2004 Mali
Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (o) fıkrası ile; 3095 sayılı kanundaki
faiz oranı değiştirilmiş ve 3095 sayılı kanunda düzenlemesi gereken konular
bütçe kanunu ile düzenlenmiştir. Herhangi bir kanun ile düzenlenmesi gereken
bir konunun bütçe kanunu ile düzenlenmesinin veya herhangi bir kanunda yer alan
hükmün bütçe kanunları ile değiştirilmesinin ve kaldırılmasının olanaksız
olduğu daha önceki Anayasa Mahkemesi kararlarında yer almıştır
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (o) fıkrası; hem genel bütçe
yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de 3095 sayılı
Kanunun kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanununun 49 uncu maddesinin (o) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
33. 5027 Sayılı Kanunun 49 uncu Maddesinin (ö) Fıkrasının
Anayasa'ya Aykırılığı
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (ö) fıkrası
ile; 4458 sayılı Kanunun 221 ve 222 nci madde hükümleri 2004 yılı için
değiştirilmiştir.
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (ö) fıkrası
aynen şöyledir:
“ö) 1. 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Kanunun 221 ve 222 nci
maddeleri uyarınca personele yapılacak ödemelerin usul, esas ve miktarlarını
tespit etmeye Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü üzerine Gümrük Müsteşarlığının
bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
2. 4458 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin (2) numaralı bendi
aşağıdaki şekilde uygulanır:
Bu şekilde tahsil edilen fazla çalışma ücretinin % 50'si hak
sahibi olan personele ödenir. Geri kalan % 50'lik miktarın % 40'ı münhasıran
Gümrük İdaresinin ihtiyaçlarında (personel giderleri hariç) kullanılmak üzere
Ankara Gümrük Saymanlık Müdürlüğü hesabına aktarılır. Aktarılan bu miktarın
yarısı 2004 yılı Haziran ve Aralık aylarında bütçeye özel gelir kaydedilir.
Ayrıca, personele ödenmek üzere ayrılan hesapta birikmiş miktar ise 1.1.2004
tarihi itibarıyla bütçeye özel gelir kaydedilir.
01.04.2003 tarihinden önce tahsil edilen ve merkezdeki ilgili
hesabın artakalan tutarı ile % 40'lık hesaptan özel gelir kaydedilmeyen
tutarlar, münhasıran Gümrük İdaresinin ihtiyaçlarında kullanılmak üzere
(personel giderleri hariç) 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kanun hükümlerine
tâbi olmaksızın ilgili Devlet Bakanı tarafından tespit edilecek usul ve esaslar
çerçevesinde harcanır.
3. 4458 sayılı Kanunun bu bendin (1) ve (2) numaralı alt
bentlerinde belirtilen hükümlerine aykırı hükümleri uygulanmaz.”
2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (ö) fıkrası ile
getirilen değişikliklerle, 4458 sayılı Kanunun 221 ve 222 nci maddeleri
uyarınca, personele 1.4.2004 tarihinden itibaren yapılacak ödemelerin usul,
esas ve miktarlarını tespit etmeye Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü üzerine
Gümrük Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkili kılınmıştır. Ayrıca, tahsil
edilen çalışma ücretinin dağıtım ve kullanım şekli değiştirilmiş, Maliye
Bakanına, bütçeye özel ödenek kaydetmeye, kaydedilen ödenekten yılı içinde
harcanmayan miktarları ertesi yıl bütçesine devren özel gelir ve ödenek
kaydetmeye ilişkin yetkiler verilmiştir. Bir diğer değişiklik, Gümrük
Müsteşarlığı bütçesine özel ödenek kaydedilen bu tutarların, 4.1.2002 tarihli
ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmadan harcanması ile
ilgilidir.
Yukarıdaki düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere, 2004 Mali
Yılı Bütçe Kanunu'nun 49 uncu maddesinin (ö) fıkrası ile; 4448 sayılı kanunun
221 ve 222 nci maddeleri değiştirilmiş ve 4448 ve 4734 sayılı kanunlarda
düzenlemesi gereken konular bütçe kanunu ile düzenlenmiştir. Herhangi bir kanun
ile düzenlenmesi gereken bir konunun bütçe kanunu ile düzenlenmesinin veya
herhangi bir kanunda yer alan hükmün bütçe kanunları ile değiştirilmesinin ve
kaldırılmasının olanaksız olduğu daha önceki Anayasa Mahkemesi kararlarında yer
almıştır
Anayasa'nın 161 inci maddesindeki “bütçe ile ilgili hüküm”
ibaresine dayanılarak, gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa
yerine bütçe yasası ile düzenlemek, Anayasa'nın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini
bu tür yasalar bakımından uygulanamaz duruma düşürür.
Oysa, bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin yapılması ve uygulanması
yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, yasa koyucunun başka amaçla ve bütçe
yasalarından tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken yasama
işlemleridir. Bütçe Yasası'nın 49 uncu maddesinin (ö) fıkrası; hem genel bütçe
yasası ile düzenlenmemesi gereken konuları düzenlemekte hem de 4448 ve 4734
sayılı Kanunun kurallarını değişikliğe uğratmaktadır.
Yasaların Anayasa'ya uygun olmaları zorunluluğunu kabul eden hukuk
devletinde Anayasa'nın herhangi bir kuralına aykırı olan yasa kuralları doğal
olarak Anayasa'nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine ve kanunların
Anayasa'ya aykırı olamayacağını hükme bağlayan Anayasa'nın 11 inci maddesindeki
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine de aykırılık oluştururlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe
Kanununun 49 uncu maddesinin (ö) fıkrası, diğer kanunlarla yapılması gereken
değişikliklerin bütçe kanunuyla yapılması nedeniyle Anayasa'nın 87, 88 ve 89
uncu maddelerine; bu değişikliklerin bütçe ile ilgisi olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 161 inci maddesine; yasama erki Anayasa'ya uygun biçimde
kullanılmadığı için Anayasa'nın 2 nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine ve
11 inci maddesindeki Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine aykırı
olup iptali gerekir.
V. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ
5027 sayılı ve 24/12/2003 tarihli 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun,
10 uncu maddesi; 15 inci maddesinin (a) ve (b) fıkraları; 26 ncı maddesinin (a)
fıkrasının (1) numaralı bendi; 32 nci maddesinin (g) fıkrası; 36 ncı maddesinin
(a) fıkrası; 36 ncı maddesinin (b) fıkrası; 43 üncü maddesinin son fıkrası; 49
uncu maddesinin (i) fıkrasının birinci ve ikinci paragrafı; 49 uncu maddesinin
(l) fıkrası Anayasa Mahkemesi'nin iptal ve yürürlüğü durdurma kararlarına
rağmen tekrar düzenlenmiştir. Bir yıllık bir döneme ilişkin olan Bütçe
Kanunu'ndaki bu düzenlemeler hakkında yürürlüğü durdurma kararı verilmediği
takdirde bütçe yılı sona erdikten sonra verilecek iptal kararlarının etkililiği
ortadan kalkmaktadır. Öte yandan 31 inci maddesinin (b) fıkrasının birinci
paragrafında yer alan (kapsam dışı personel dahil olmak üzere işçiler, geçici
personel, ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi
kısmi zamanlı çalışan sözleşmeli personel ile aylık veya ücretleri 631 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesi kapsamında belirlenenler hariç)
ibaresi ile üçüncü paragrafındaki hükümlerin yürürlüğü durdurulmadığı takdirde
çalışanlara ödenen soysal yardımların adaletsiz olması engellenemeyecektir.
Bu maddelerin uygulanması, yasama erkinin hukuk devleti ve
Anayasa'nın üstünlüğü ilkelerine göre yürütülmesi açısından sonradan
giderilmesi güç veya olanaksız hukuki durum ve zararlara yol açacaktır. Bu tür
sonradan giderilmesi güç veya olanaksız hukuki durum ve zararların önlenmesi
için iptal davası sonuçlanıncaya kadar, söz konusu hükümlerin yürürlüğünün
durdurulmasına karar verilmesi istenmektedir.
VI. SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
I. 5027 sayılı Kanunun
-10 uncu maddesinin Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89, 153/son ve 161
inci maddelerine,
- 15 inci maddesinin (a) ve (b) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87,
88, 89 153/son ve 161 inci maddelerine,
- 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendinin Anayasa'nın
2, 11, 87, 88, 89, 153/son ve 161 inci maddelerine,
- 31 inci maddesinin (b) fıkrasının birinci paragrafında yer alan
(kapsam dışı personel dahil olmak üzere işçiler, geçici personel, ayın veya
haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan
sözleşmeli personel ile aylık veya ücretleri 631 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 14 üncü maddesi kapsamında belirlenenler hariç) ibaresi ile üçüncü
paragrafının Anayasa'nın 2, 10, 11 ve 55 inci maddelerine,
- 32 nci maddesinin (g) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89,
153/son ve 161 inci maddelerine,
- 36 ncı maddesinin (a) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89,
153/son ve 161 inci maddelerine,
- 36 ncı maddesinin (b) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89,
153/son ve 161 inci maddelerine,
- 43 üncü maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89,
153/son ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (i) fıkrasının birinci ve ikinci paragrafının
Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89, 153/son ve 161 inci maddelerine
- 49 uncu maddesinin (l) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89,
153/son ve 161 inci maddelerine
aykırı olduğu için iptallerine ve Anayasa'ya açıkça aykırı olan bu
hükümlerin uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız
zarar ve hukuki durumların önlenebilmesi için dava sonuçlanıncaya kadar
yürürlüklerinin durdurulmasına,
II. 5027 sayılı Kanunun:
- 12 nci maddesinin (c) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89,
127 ve 161 inci maddelerine,
- 25 inci maddesinin (b) ve (d) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87,
88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 26 ncı maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendinin ve (b)
fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 27 nci maddesinin (c) fıkrasının ikinci paragrafındaki “gelir ve
giderleri ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresinin Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 27 nci maddesinin (f) fıkrasının ikinci paragrafının Anayasa'nın
2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 27 nci maddesinin (g) fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları ile
ilişkilendirilmeksizin” ibaresinin Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci
maddelerine,
- 28 inci maddesinin (b) fıkrasındaki “bütçesinin gelir ve
giderleri ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresinin Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 28 inci maddesinin (c) fıkrasındaki “gelir ve gider hesapları
ile ilişkilendirilmeksizin” ibaresinin Anayasa'nın 2, 11, 87, 88 ve 161 inci
maddelerine,
- 32 nci maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafı Anayasa'nın 2,
11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 32 nci maddesinin (f) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 32 nci maddesinin (h) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 36 ncı maddesinin (e) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 45 inci maddesinin Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, ve 161 inci
maddelerine,
- 46 ncı maddesinin Anayasa'nın 2, 11, 46, 87, 88, 89 ve 161 inci
maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendinin
Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendinin
Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (6) numaralı bendinin
Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (7) numaralı bendinin
Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine
- 49 uncu maddesinin (a) fıkrasının (9) numaralı bendinin
Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (b) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (e) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (o) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
- 49 uncu maddesinin (ö) fıkrasının Anayasa'nın 2, 11, 87, 88, 89
ve 161 inci maddelerine,
esastan aykırı olduğu için iptallerine ilişkin istemimizi saygı
ile arz ederiz. 24.02.2004”"