"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Mahkeme'nin başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"Prof. Dr. Fethi İdiman tarafından, 9 Eylül Üniversitesi'ne yapılacak rektör ataması için Cumhurbaşkanı'na sunulan "Rektör adaylarının belirlenmesine" ilişkin Yükseköğretim Kurulu kararının iptali isteğiyle açılan davada; sözkonusu aday belirleme işleminin dayanağı olan 2547 sayılı Yasa'nın 13/a maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu öne sürüldüğünden, 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13/a maddesinde; "Devlet Üniversitelerinde rektör, profesör akademik ünvanına sahip kişiler arasından görevdeki rektörün çağrısı ile toplanacak üniversite öğretim üyeleri tarafından seçilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Rektörün görev süresi dört yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzelkişiliğini temsil eder. Rektör adayı seçimleri gizli oyla yapılır. Oy veren her öğretim üyesi oy pusulasına yalnız bir isim yazabilir. Birinci toplantıda öğretim üyelerinin en az yarısının hazır bulunması şarttır. Bu sağlanamadığı takdirde toplantı 48 saat ertelenir ve nisap aranmaksızın seçime geçilir. Bu toplantıda en çok oy alan altı kişi aday olarak seçilmiş sayılır, bunlardan Yükseköğretim Kurulunun seçeceği üç kişi atanmak üzere Cumhurbaşkanına sunulur. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör adaylarının seçimi ve rektörün atanması ilgili mütevelli heyet tarafından yapılır." hükmü yer almaktadır.
Anılan maddenin Anayasa'ya aykırılığı sorununun incelenebilmesi için, öncelikle Yükseköğretim kurumlarının devlet yapısı içindeki yeri, görevleri, yönetim organları, görev ve yetkileri ile bu yetkilerin kullanılmasındaki sınırların ortaya konulması, sonra da anılan yetkilerin, Cumhurbaşkanına tanınan Anayasal yetkilerle karşılaştırılması gerekmektedir.
Hizmet yönünden yönetim kuruluşları arasında yer alan, bu haliyle devletin merkez teşkilatı dışında bulunan üniversiteler, bilimsel özerkliğe sahip, çağdaş eğitim ve öğretim esaslarına dayalı bir düzen içinde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak üzere kurulan kamu tüzelkişilikleridir. Nitekim, Anayasa'nın 130. maddesinde de, anılan genel niteliklere yer verilmiştir.
Üniversiteler ile bağlı kuruluşların düzenli ve verimli çalışmasının sağlanmasında, bilimsel faaliyetlerin Anayasa'da belirtilen amaçlar doğrultusunda yürütülmesinde, bilimsel ve idari gözetim ve denetim ile üniversiteler ve yükseköğretim üst kuruluşları arasında iletişimin gerçekleştirilmesinde birinci derecede yetkili ve sorumlu bulunan rektörlerin seçimi ve atanması da, yine Anayasa'nın 130. ve 2547 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde düzenlenmiştir.
Hukuki süreç gözönüne alındığında, 2547 sayılı Yasa'nın yürürlüğe giren ilk halinde, rektörlerin, Yükseköğretim Kurulu'nun önereceği (4) kişi arasından Cumhurbaşkanınca atanacağı, önerilenlerin atanmadığı ve yeni aday gösterilmediği hallerde, Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılacağı hükme bağlanmış iken, madde, 1.7.1992 günlü, 3826 sayılı Kanunla değiştirilerek, "üniversitede öğretim üyeleri tarafından yapılan oylamada, en çok oyu alan (6) aday arasından, Yükseköğretim Kurulunun seçeceği (3) kişinin, atanmak üzere Cumhurbaşkanına bildirilmesi" şeklinde düzenlenmiştir.
Sözkonusu düzenleme ile, üniversitenin yönetiminde birinci derecede yetkili ve sorumlu olan rektörün atanması, üniversite öğretim üyelerinin demokratik seçimine bağlanmakla birlikte, oylamayla belirlenen adaylar arasından, Yükseköğretim Kurulunca yeni bir seçim yapılarak, aday sayısının (3)'e indirilmesi ve Cumhurbaşkanınca atama yapılmak üzere, belirlenen 3 adayın isminin sunulması yolu benimsenmiştir.
Yükseköğretim Kurulu'nun görevlerinin belirlendiği, Anayasa'nın 131. maddesinde ise, Kurulun genel görevinin, yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek ve bilimsel faaliyetleri yönlendirmek olduğu, bu genel göreve ilişkin görev, yetki, sorumluluk ve çalışma esaslarının kanunla düzenleneceği belirtilmektedir.
Sorunun, yasal gelişim süreci dikkate alınarak değerlendirilmesinden, atama yapmak üzere Cumhurbaşkanına sunulacak rektör adaylarının belirlenmesinden, üniversite öğretim üyelerinin demokratik katılımının sağlanmasının, Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen "demokratik toplum düzeninin gerekleri"ne daha uygun düştüğünde kuşku bulunmamaktadır. Üniversite öğretim üyelerince yapılan seçimlerin sonuçlarının Yükseköğretim Kurulu'nca yeniden değerlendirmeye alınması ve adeta önceki seçim sonuçlarını yok sayacak nitelikte yeniden seçim yapılarak, aday sayısının (3)'e indirilmesi, öğretim üyelerine tanınan seçim hakkının ortadan kaldırılmasına yol açtığı, hatta, ilk seçimi anlamsız kıldığı gibi, kurulca yapılan bu seçimin Anayasa'nın 131. maddesinde yeralmayan bir yetkinin kullanılması niteliğinde olduğu da açıktır. Bir başka deyişle, 2547 sayılı Yasa'nın 13/a maddesiyle Yükseköğretim Kurulu'na tanınan "aday sayısını 3'e indirme" yetkisi, Anayasa'nın 131. maddesinde yer alan, Yükseköğretim Kurulu'nun genel planlama, düzenleme, yönetme, denetleme ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirme yetkisinin dışında ve anılan yetkiyi aşar nitelikte bir yetkidir.
Öte yandan Anayasa'nın 13. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamaların, demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamayacağı belirtilmektedir.
Yasal gelişim ile, rektör adaylarının belirlenmesinde, üniversite öğretim üyelerinin oylarına başvurulması yoluyla, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir gelişim yaşanmakla birlikte, tanınan seçim hakkının, sınırlı sayıda üyeden oluşan Yükseköğretim Kurulu üyelerince yeniden değerlendirilmesi, hatta, ilk seçimi anlamsız kılması, yukarıya alınan Anayasa hükmündeki "demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı sınırlama" niteliğinde olup, düzenlemenin bu haliyle de Anayasa aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Anayasa'ya aykırılık sorununun, Cumhurbaşkanına tanınan yetkiler yönünden değerlendirilmesine gelince;
Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkilerinin belirlendiği Anayasa'nın 104. maddesinde, "Üniversite rektörlerini seçmek" Cumhurbaşkanının görevleri arasında sayılmış, 130. maddede ise, "Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre, rektörler Cumhurbaşkanınca ... seçilir ve atanır." hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, rektörlerin belirlenmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanına tanınan yetki, "Seçim ve atama" yetkisidir. Tek başına yaptığı işlemler yönünden sorumsuzluğu bulunan ve anılan işlemlere karşı yargı yolunun kapalı bulunduğu Cumhurbaşkanına tanınan bu "seçim ve atama" yetkisinin sınırlandırılamayacağı veya yalnızca Anayasa'yla sınırlandırılabileceği tartışmasızdır. Zira, Anayasa'nın 6. maddesinde, "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz." açık hükmü yeralmaktadır.
Buna göre, Cumhurbaşkanına tanınan, rektörleri "seçim" yetkisinin, Yükseköğretim Kurulunca yapılan bir başka seçim ile (3)'e indirilmesi suretiyle sınırlandırıldığı, sözkonusu sınırlandırmaya ilişkin Anayasa'da herhangi bir açık hüküm bulunmadığı, bu haliyle, Anayasa'da yer almayan bir yetkinin, Kanunla Yükseköğretim Kurulu'na tanındığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Her ne kadar, Anayasa'nın 130. maddesinde, rektörlerin "Kanunun belirlediği usul ve esaslar" çerçevesinde Cumhurbaşkanınca atanacağı belirtilmekte ise de, sözkonusu, kanunla belirlenecek usul ve esasların; rektör adaylarının nitelikleri, aday olabilme şartları, oy kullanacakların nitelikleri, seçimlerin yapılış şekli ve seçim süreleri gibi usul ve esaslar olarak anlaşılması gerektiği, anılan ifadenin sınırsız bir kanuni düzenlemeye atıf olarak nitelendirilmemesi gerektiği açıktır. Aksi düşüncenin, Cumhurbaşkanınca yapılacak "seçim ve atama" yetkisinin özüne zarar vereceğinde kuşku bulunmamaktadır.
Bu genel açıklamalar ışığında; 2547 sayılı Yasa'nın 13/a maddesinde yeralan "...bunlardan Yükseköğretim Kurulu'nun seçeceği üç kişi..." ibaresinin,
1- Cumhurbaşkanına tanınan seçim ve atama yetkisinin sınırlandırılması,
2- Yükseköğretim Kurulu'na Anayasa'da yer almayan genel görev ve yetkilerini aşar nitelikte yetkiler tanınması,
3- Öğretim üyelerine tanınan demokratik hakların sınırlandırılması,
Yönlerinden T.C. Anayasası'nın 13., 104., 130. ve 131. maddelerine aykırı olduğu sonucuna varılarak, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28/2. maddesi uyarınca, Anayasa'ya aykırılık hakkında karar verilmek üzere, dosyada bulunan belgelerin onaylı örnekleriyle birlikte Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 7.11.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2000/80
Karar Sayısı : 2003/96
Karar Günü : 11.11.2003
Resmi Gazete tarih/sayı: 15.1.2004/25347
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara Altıncı İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 4.11.1981 günlü, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13. maddesinin 3826 sayılı Yasa ile değiştirilen (a) fıkrasının birinci bendinde yer alan "... bunlardan Yükseköğretim Kurulunun seçeceği üç kişi..." ibaresinin, Anayasa'nın 13., 104., 130. ve 131. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Üniversite rektör adaylığı seçimine katılan ve öğretim üyeleri tarafından yapılan seçimde ikinci yüksek oyu alarak altı kişilik aday listesinin ikinci sırasında bulunan, ancak Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilerek Cumhurbaşkanına sunulan üç kişilik listede yer almayan davacının, rektör adayı belirleme işleminin iptali ve Cumhurbaşkanlığı'nın atama işleminin yok sayılması için açtığı davada, itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırılığı savını ciddî bulan Mahkeme iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
2547 sayılı Yasa'nın 13. maddesinin 3826 sayılı Yasa ile değiştirilen (a) fıkrasının itiraz konusu ibareyi de içeren birinci bendi şöyledir:
"a) Devlet Üniversitelerinde rektör, profesör akademik unvanına sahip kişiler arasından görevdeki rektörün çağrısı ile toplanacak üniversite öğretim üyeleri tarafından seçilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atabilirler. Ancak iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzelkişiliğini temsil eder. Rektör adayı seçimleri gizli oyla yapılır. Oy veren her öğretim üyesi oy pusulasına yalnız bir isim yazabilir. Birinci toplantıda öğretim üyelerinin en az yarısının hazır bulunması şarttır. Bu sağlanamadığı takdirde toplantı 48 saat ertelenir ve nisap aranmaksızın seçime geçilir. Bu toplantıda en çok oy alan 6 kişi aday olarak seçilmiş sayılır, bunlardan Yükseköğretim Kurulunun seçeceği üç kişi atanmak üzere Cumhurbaşkanına sunulur. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör adaylarının seçimi ve rektörün atanması ilgili mütevelli heyet tarafından yapılır."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 13., 104., 130. ve 131. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Mahir Can ILICAK, Rüştü SÖNMEZ, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU ve Ahmet AKYALÇIN'ın katılımlarıyla 14.12.2000 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, Yükseköğretim Kurulu'na verilen görev ve yetkilerin Anayasa'nın 131. maddesinde sayıldığı, bunlar arasında üniversitelerin rektör seçimlerinde, öğretim üyeleri tarafından seçilen altı rektör adayının üçe indirilmesi görevinin bulunmadığı, Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılan bu seçimin, yalnız Anayasa'nın 104. ve 130. maddeleri ile Cumhurbaşkanı'na tanınan üniversite rektörünü seçme ve atama yetkisini değil, bu konuda üniversite öğretim üyelerine tanınan seçim hakkını da anlamsız kılarak, öğretim üyelerinin demokratik haklarını sınırlandırdığı, bu nedenlerle de öğretim üyeleri tarafından seçilen altı rektör adayının Yükseköğretim Kurulu tarafından üç adaya indirilmesine ilişkin kuralın, Anayasa'nın 13., 104., 130. ve 131. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 130. maddesinin altıncı fıkrasında, "kanunun belirlediği usul ve esaslara göre rektörler Cumhurbaşkanınca seçilir ve atanır" denilmiş, 104 . maddesinde de üniversite rektörlerini seçme görevi Cumhurbaşkanının yürütme alanına ilişkin görevleri arasında sayılmıştır. Böylece, rektörlerin seçimleri ve atanmaları konusundaki nihaî yetki Cumhurbaşkanı'na verilirken buna ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi ise yasakoyucuya bırakılmıştır.
2547 sayılı Yasa'nın 13. maddesinin (a) fıkrasının 3826 sayılı Yasa ile değiştirilen birinci bendi uyarınca, üniversite öğretim üyeleri tarafından altı rektör adayının seçilmesi, bunlar arasından Yükseköğretim Kurulu'nca belirlenecek üç adayın da seçim ve atama yapılmak üzere Cumhurbaşkanı'na sunulması, Anayasa'nın 130. maddesine göre, rektör seçimi ve atanması konusunda yasakoyucuya verilen düzenleme yetkisi bağlamında Cumhurbaşkanı'nın yapacağı seçimden önce adayların saptanması işlemidir. Kuşkusuz, Yükseköğretim Kurulu, Cumhurbaşkanı'na sunulacak üç adayı belirlerken, üniversite öğretim üyelerinin seçtikleri adayların aldıkları oy oranı ve buna göre yapılan sıralama ile diğer objektif ölçütleri de gözeterek Cumhurbaşkanı'nın rektör seçme ve atama yetkisinin adil ve hukuka uygun olarak kullanılması için gerekli ortamı sağlayacak, ayrıca, bu işlem, yargı denetimine de açık olacaktır.
Belirtilen nedenlerle kural, Anayasa'nın 104. ve 130. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Sacit ADALI ve Fazıl SAĞLAM bu görüşlere ek gerekçe ile katılmışlardır.
Konunun Anayasa'nın 13. ve 131. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
VI- SONUÇ
4.11.1981 günlü, 2547 sayılı "Yükseköğretim Kanunu"nun 13. maddesinin 3826 sayılı Yasa ile değiştirilen (a) fıkrasının 1. bendinde yer alan "...bunlardan Yükseköğretim Kurulunun seçeceği üç kişi..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 11.11.2003 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
Üye
Yalçın ACARGÜN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Fulya KANTARCIOĞLU
Ertuğrul ERSOY
Tülay TUĞCU
Ahmet AKYALÇIN
Mehmet ERTEN
Fazıl SAĞLAM
EK GEREKÇE
1982 Anayasası'na göre rektörleri seçme ve atama yetkisi Cumhurbaşkanı'na verilmiştir. Bu kuralda herhangi bir değişiklik yapılmış değildir. Bu nedenle "kanunun belirleyeceği usul ve esaslar" Cumhurbaşkanı'nın bu yetkisini etkisiz kılacak bir düzenleme olamaz. Tam aksine ona yardımcı bir işleve sahip olmak zorundadır. Bu amaçla çıkarılacak bir yasa bu işlevi yerine getirme yetkisini, yasanın orijinal metninde olduğu gibi yalnızca YÖK'e verebileceği gibi, itiraz konusu kuralda düzenlendiği şekilde YÖK ile birlikte ilgili üniversitenin öğretim üyelerinin de katılımına açık tutabilir. Ancak üniversite özerkliğinin asli sahipleri olan öğretim üyelerinin iradesine öncelik veren bir yöntemin rektörlerin seçilmeleri ve atanmaları bakımından üniversite özerkliğine ve demokratik ilkelere daha uygun düştüğü de kuşkusuzdur. İtiraz konusu kuralda orta bir yol izlenerek, rektör adaylarının seçimi önce o üniversitenin bilimsel özerkliğinin asli sahibi olan öğretim üyelerince yapılmakta, bu seçim sonunda belirlenen 6 kişilik aday listesi, YÖK bünyesinde yapılan ikinci bir seçimle üçe indirilmektedir. Burada YÖK'ün seçme yetkisini birinci seçmenin iradesine uygun olarak kullanması asıldır. Aksi takdirde asıl seçmenin iradesine müdahale edilmiş olur. Böyle bir müdahalenin haklı olabilmesi için hukuken geçerli bir nedene dayanması gerekir. Örneğin sıralamada üst sırada yer alan bir adayın, yasanın aradığı koşulları taşımaması, üniversite özerkliği ve onun gerektirdiği bilimsel bağımsızlıkla ya da akademik etik kuralları ile bağdaşmayan bir eylem ya da eserinin bir tespit edilmiş olması, bir sıralama değişikliğini haklı ve gerekli kılabilir.
Üniversitelerde yapılan rektör adayı seçimlerine altıdan fazla adayın katılması göstermelik bir durumdur. Yarışma çoğu kez iki, üç ya da dört aday arasında cereyan eder. Bu durumda dava konusu olayda olduğu gibi, salt yasanın öngördüğü 6 kişilik listeyi oluşturmak ve böylece rektörlük seçiminin yapay bir biçimde tekrarlanmasını önlemek amacıyla kendisine oy veren sembolik adaylar gündeme gelir. Bunlar gerçek anlamda aday değildir. YÖK'ün bu türden sembolik iki aday yanında seçilmesini istediği bir gerçek adayı ekleyerek Cumhurbaşkanı'na üç kişilik liste sunması, Anayasa'nın Cumhurbaşkanı'na tanıdığı bir yetkiyi kullanılmaz hale getirir.
YÖK'ün öğretim üyelerinin iradesine haksız bir biçimde müdahale etmesi ve/veya yasanın kendisine tanıdığı yardımcı nitelikteki bir yetkiyi Cumhurbaşkanının Anayasa'da öngörülmüş olan yetkisini etkisiz kılacak biçimde kullanması halinde, böyle bir işlemin iki yoldan denetlenmesi mümkündür. Cumhurbaşkanı olayda olduğu gibi listeyi geri çevirebilir ve/veya hak ve menfaati haleldar olan aday, idari yargıya başvurarak YÖK işleminin yürütülmesinin durdurulmasını ve iptalini isteyebilir. İtiraz konusu kuralı her iki denetim olanağına da açık olarak yorumlamak, Anayasa'nın 104, 130 ve 125. maddelerinin gereğidir. İtiraz konusu kural, yukarıdaki anlam ve kapsamıyla Anayasa'ya aykırı görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle karara bu ek gerekçe ile katılıyoruz.