"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"Yapılan incelemede sanık Rıza Korkmaz'ın Turhal Asliye Ceza Mahkemesinin 25.02.1997 tarihli, 1991/343 esas, 1997/64 sayılı kararıyla kilit kırmak suretiyle hırsızlık suçundan 3 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı, hükümlü Rıza Korkmaz'ın 4616 sayılı Yasadan yararlandırılarak cezasının ertelenmesine karar verilmesine dair C. Başsavcılığının taleplerinin önce Turhal Asliye Ceza Mahkemesinin 09.02.2001 tarihli ve 2001/24 müteferrik sayılı kararıyla reddedildiği yine C. Başsavcılığının bu doğrultudaki daha sonraki taleplerinin de Turhal Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2003 tarihli 2003/74 müteferrik karar sayılı talepleri ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
21.12.2000 kabul tarihli 4616 sayılı Yasanın 1/9 maddesinde haklarında yakalama, tutuklama veya mahkumiyet kararı bulunupta firar halinde olanlar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ay içinde resmi mercilere baş vurup teslim olmadıkları takdirde bu madde hükümlerinden yararlanamazlar denilmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 2001/4 esas, 2001/332 karar sayılı 18.07.2001 tarihli kararıyla 4616 sayılı Kanunun 1. maddesinin 9. bendi Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
21.05.2002 kabul tarihli 4758 sayılı Yasanın 1. maddesinin 9. bendinde ise haklarında yakalama, tutuklama veya mahkumiyet kararı bulunupta firar halinde olanlar bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde resmi mercilere baş vurup teslim olmadıkları takdirde bu madde hükümlerinden yararlanamazlar denilmektedir.
Anayasa Mahkemesi 4616 sayılı Kanunun 1. maddesinin 9. bendi yani 4616 sayılı Yasadan yararlanmayı belli sürede mercilere baş vurma koşuluna bağlayan hükmünü Anayasaya aykırı bularak iptal etmiş, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yürürlüğe giren 4758 sayılı Kanunun 1. maddesinin 9. bendi bu kanundan yararlanmayı yine belli sürede (3 ay) resmi mercilere baş vurma şartına bağlamış, sonradan yürürlüğe giren bu kanun maddesi Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla çelişmektedir, şöyle ki;
Haklarında yakalama, tutuklama veya mahkumiyet kararları bulunanların bu durumdan haberleri olmaması nedeniyle ön görülen süre içerisinde başvuramamaları halinde yasadan yararlandırılmamalarının Anayasanın Hukuk devleti ilkesine açıkça aykırı olduğu bellidir. Bu nedenle anılan kanun maddesinin iptali gerekir. Şöyle ki aynı suçtan değişik mahkemelerde yargılanan sanıklardan biri hakkında gıyabi tutuklama kararı verilmesine karşılık diğeri hakkında adres araştırmasına karar verilmesi halinde hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen ancak 3 ay içinde teslim olması koşuluyla diğeri ise bu koşul aranmaksızın yasadan faydalanacaktır.
Ceza Muhakemeleri Usul Kanununun 401. maddesine göre cezasını çekmeye gelmeyen veya kaçacağından şüphe edilen hükümlüler hakkında hürriyeti bağlayıcı cezanın infazını sağlamak için bir yakalama müzekkeresi verileceğinden bu hükümlüler haklarınki yakalama müzekkeresinden haberdar olmayabileceklerdir. Öte yandan 9. bentte haklarında yakalama, tutuklama veya mahkumiyet kararı bulunupta firar halinde olanlar bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde resmi mercilere başvurup teslim olmadıkları takdirde bu madde hükümlerinden yararlanamazlar ibaresinde hükümlü veya tutuklu iken cezaevinden kaçanlar, haklarında tutuklama veya yakalama kararı bulunanlar, gıyabi tutuklu olanlar, 647 sayılı Yasa uyarınca izin verilipte cezaevine dönmeyenler anlaşıldığından bunlardan gıyabi tutuklular ile haklarında tutuklama ve yakalama kararı bulunanlar yasada öngörülen 3 aylık süre içerisinde bu kararı öğrenememeleri durumunda yasadan yararlanamayacaklardır.
Bu nedenle, hakkında karar istenilen sanık Rıza Korkmaz'a ait infaz dosyasında olduğu gibi yokluğunda hüküm verilmiş olup verilen kararın ve müzekkerelerin kendisine tebliğ edilmediği durumunda olduğu gibi, yasadan yararlanabileceklerin haklarında verilen tutuklama veya yakalama kararlarından her zaman haberdar olamayabilecekleri de gözetildiğinde itiraz konusu bent ile öngörülen 3 aylık sürenin 4758 sayılı Yasa ile tanınan olanaktan yararlanmalarına elverişli olmadığı anlaşıldığından açıklanan bu nedenlerle, kural Anayasanın 2. maddesine aykırıdır iptali gerekir.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2003/42
Karar Sayısı : 2003/44
Karar Günü : 27.5.2003
Resmi Gazete tarih/sayı:22.07.25176
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEME : Zile Ağır Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 21.5.2002 günlü, 4758 sayılı "23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un 1. maddesiyle yeniden düzenlenen 4616 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 9. bendinin, Anayasa'nın 2. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Hırsızlık suçundan Turhal Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25.2.1997 günlü, E.1991/343, K.1997/64 sayılı kararıyla 3 yıl hapis cezası verilen ve hükmü kesinleşen kişi hakkında Zile Cumhuriyet Başsavcılığı'nın aynı Mahkeme'nin 4616 sayılı Yasa uyarınca şartla tahliye isteminin reddine ilişkin 24.3.2003 günlü, 2003/74 Müt. sayılı kararının kaldırılarak cezanın tecili istemi üzerine görülen davada, 4758 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 9. bendini Anayasa'nın 2. maddesine aykırı bulan Mahkeme iptali için başvuruda bulunmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
21.5.2002 günlü, 4758 sayılı "23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un 1. maddesiyle yeniden düzenlenen 4616 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin itiraz konusu 9. bendi şöyledir:
"9. Haklarında yakalama, tutuklama veya mahkumiyet kararı bulunup da firar halinde olanlar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde resmi mercilere başvurup teslim olmadıkları takdirde bu madde hükümlerinden yararlanamazlar."
B- Dayanılan Anayasa Kuralı
Başvuru kararında Anayasa'nın 2. maddesine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Enis TUNGA ve Mehmet ERTEN'in katılmalarıyla 27.5.2003 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralı ile bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, haklarında yakalama, tutuklama veya mahkûmiyet kararı bulunup da firar halinde olanların 4616 sayılı Kanun'da hükümlü lehine getirilen düzenlemeden yararlanabilmek amacıyla yetkili mercilere başvurabilmeleri için 4758 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 9. bendinde öngörülen 3 ay sürenin yeterli olmaması ve adres araştırmasına karar verilenlere süre öngörülmemesi nedenleriyle kuralın Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırılık oluşturduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa'nın 2. maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir." denilmektedir.
Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasanın bulunduğu bilincinde olan Devlettir."
İtiraz konusu kuralda, haklarında yakalama, tutuklama veya mahkûmiyet kararı bulunup da firar halinde olanların Yasa'nın yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde resmî mercilere teslim olmadıkları takdirde madde hükümlerinden yararlanamayacakları belirtilmiştir.
4616 sayılı "23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun"un 9. bendi Anayasa Mahkemesi'nin 18.7.2001 günlü, E: 2001/4, K:2001/332 sayılı kararıyla iptal edilmiş, doğacak yasal boşluğun giderilmesi için yasakoyucuya 6 aylık süre verilerek karar 27.10.2001 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Yeni bir yasal düzenleme yapılabilmesi için verilen 6 aylık sürenin 27.4.2002 tarihinde sona ermesine karşın düzenleme yapılmamış ancak, bu sürenin geçirilmesinden sonra 23 Mayıs 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4758 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile kuralın 27.4.2002 tarihinde geçerli olacağı öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla öngörülen sürede yeni düzenlemenin yapılmaması karşısında, haklarında yakalama, tutuklama veya mahkûmiyet kararı bulunup da firar halinde olanların herhangi bir süreye bağlı olmaksızın 4616 sayılı Yasa'dan yararlanma hakları doğmuştur.
Açıklanan nedenlerle, adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu sürdürmekle yükümlü olan hukuk devletinde, itiraz konusu kuralda olduğu gibi aleyhe sonuç doğuran bir düzenlemenin adil olduğundan söz edilemez. Kural, Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
VI- SONUÇ
21.12.2000 günlü, 4616 sayılı "23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun"un 1. maddesinin 21.5.2002 günlü, 4758 sayılı Yasa ile yeniden düzenlenen 9. bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 27.5.2003 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
Üye
Samia AKBULUT
Yalçın ACARGÜN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Fulya KANTARCIOĞLU
Ertuğrul ERSOY
Tülay TUĞCU
Ahmet AKYALÇIN
Enis TUNGA
Mehmet ERTEN