"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçesi şöyledir :
"Anayasa'nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu sürdürmekle kendini yükümlü sayan, bütün işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlettir.
Kişi ve kuruluşların devlete güven duymaları, maddi ve manevi varlıklarını korkusuzca geliştirebilmeleri, temel hak ve özgürlüklerden yararlanabilmeleri ancak hukuk güvenliği ve üstünlüğü sağlandığı bir hukuk devleti düzeninde gerçekleştirilebilir.
Hukuk güvenliği ilkesi ise, herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesi, tutum ve davranışlarını buna göre düzene sokabilmesidir. Zira, ekonomik yaşam belirlilik ve kararlılık ister. Hukuki güvenlik, ilkesi vergilendirmenin belirliliğini, vergi hukukunda kıyas yasağını ve vergi yasalarının geriye yürümezliğini içerir.
Yetkilerle güçlendirilmiş olan hukuk devletinin vergilendirme konusunda gerekli düzenlemeleri gerçekleştirirken hak ve özgürlükleri koruması, devlete kaynak sağlamak amacıyla hukuksal ilkelerin yıpranıp yıkılmamasına duyarsız kalmaması ve gelir elde edilmesi amacıyla hukuk devleti niteliklerinden vazgeçmemesi gerekir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde uygulanmayacak olmakla birlikte 29.07.1998 tarihli mükerrer 23417 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4369 sayılı Yasa'nın 50. maddesiyle değiştirilen 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 103. maddesiyle vergiye tabi gelir dilimleri ve tarife oranları yeniden belirlenmiş ve 4369 sayılı Yasa ile getirtilen bu hükmün yani yeni vergi tarifesinin yürürlük tarihi aynı Yasa'nın 86. maddesinin (b) bendi ile 01.01.1999 olarak belirlenmiştir.
Anılan Yasa maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu'nun 103. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile gelir dilimleri değiştirilmiş ve dilimlere uygulanacak tarife oranları düşürülmüş ve yasaların geçmişe yürütülemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesi uyarınca maddenin yürürlük tarihi yayımı tarihinden sonraki 01.01.1999 olarak belirlenmiş ve 1998 yılı gelirlerinin bu değişikliğin yayımlandığı tarihte yürürlükte olan ve değişiklikle belirlenen tarifeden daha yüksek oranlara sahip tarifeye göre vergilendirilmesi amaçlanmıştır.
Bu kez, 1998 yılı gelirleri için uygulanmış olan tarife oranlarından daha düşük oranlara sahip olup, 4369 sayılı Yasa'nın 50. maddesiyle değişik olan ve 01.01.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi kabul edilen Gelir Vergisi Kanunu'nun 103. maddesinde yer alan tarife oranları; ücret gelirleri kapsam dışında tutulmak suretiyle 14.08.1999 tarih ve 23786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, 4369 sayılı Yasayla değişik 103. maddenin yürürlük tarihiyle ilgili düzenlemenin aksine, yayımlandığı tarihte yürürlüğe giren ve iptal istemine konu 4444 sayılı Yasa'nın 3. maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen "Geçici Madde 57" ile 1999 yılı gelirlerine uygulanacak şekilde % 5 oranında arttırılmak suretiyle, 1999 yılı gelirlerinin %5 oranında fazla vergilendirilmesi amaçlanmıştır.
İptale konu edilen yasa maddesinin her ne kadar ülke ekonomik koşullarının gerektirdiği finansman ihtiyacının karşılanması için konulduğu düşünülse dahi, yetkilerle güçlendirilmiş devlet gücünün temel öğelerinden başlıcası olan "Vergilendirme", adaletli davranışın ve hukuk güvenliğinin en belirgin biçimde yansıdığı alan olup, bu alanda yapılacak olan yasal düzenlemelerin mükelleflerin geleceğe kaygısız ve güvenle bakabilmelerini sağlayacak, belirsizliklere yer vermeyecek nitelikte istikrarlı düzenlemeler olması gerekir. Salt devlete kaynak sağlamak amacıyla yukarıda değinilen ilkelere duyarsız kalınarak ve vergi alanındaki güveni azaltacak şekilde yapılan yasal düzenlemelerin hukuk devleti nitelikleriyle bağdaştığından söz edilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir davaya bakmakta olan Mahkemenin taraflardan birisinin ileri sürdüğü Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa tarafların bu konudaki iddia ve savunmalarını ve kendisini bu kanıya götüren görüşünü açıklayan karar ile birlikte Anayasa Mahkemesi'ne başvurması gerektiğini düzenleyen 2949 sayılı Yasa'nın 28/2. maddesi uyarınca dava konusu olayda uygulanacak olan 4444 sayılı Yasa'nın 3. maddesiyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen "Geçici Madde 57"si, 1982 Anayasası'nın 2. maddesinde yer alan sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı görüldüğünden Kanunun Anayasa Mahkemesi'ne intikal ettirilmesine, kararla birlikte dava dosyasının onaylı örneğinin Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesine ve Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına, T.C. Anayasası'nın 152., 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesi uyarınca 7.11.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2001/34
Karar Sayısı : 2003/2
Karar Günü : 14.1.2003
Resmi Gazete tarih/sayı: 19.11.2003/25294
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Adana Birinci Vergi Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na 11.8.1999 günlü, 4444 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen geçici 57. maddenin, Anayasa'nın 2. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
İhtirazî kayıtla verilen 1999 yılı gelir vergisi beyannamesi üzerinden %5 oranında fazladan tahakkuk ettirilen gelir vergisinin terkini ve ödenen kısmın gecikme faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davada, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na 4444 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen geçici 57. maddenin Anayasa'ya aykırılığı savının ciddi olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali istemiyle başvurmuştur.
II- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
31.12.1960 günlü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na 11.8.1999 günlü 4444 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen geçici 57. madde şöyledir :
"Geçici Madde 57-
1999-2002 yılları gelirlerinin (ücretler hariç) vergilendirilmesinde bu Kanunun 103 üncü maddesindeki tarifenin mükerrer 123 üncü maddeye göre belirlenen gelir dilimlerine karşılık gelen vergi oranları beş puan artırılmak suretiyle uygulanır. Bu Kanunun mükerrer 120 nci maddesinin uygulanmasında bu hüküm dikkate alınmaz."
B- Dayanılan Anayasa Kuralı
Başvuru kararında itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2 nci maddesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Mahir Can ILICAK, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU ve Ahmet AKYALÇIN'ın katılmalarıyla 1.2.2001 günü yapılan ilk inceleme toplantısında "Dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine" oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı ile dayanılan Anayasa kuralı, bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- İtiraz Konusu Kuralın Anlam ve Kapsamı
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na 11.8.1999 günlü, 4444 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen itiraz konusu geçici 57. maddede, ücretler dışındaki 1999 ilâ 2002 yılları gelirlerinin vergilendirilmesinde bu Kanun'un 103. maddesinde yer alan esas tarifenin mükerrer 123. maddeye göre belirlenen gelir dilimlerine karşılık gelen vergi oranlarının beş puan artırılmak suretiyle uygulanacağı, geçici verginin düzenlendiği mükerrer 120. maddenin uygulanmasında ise bu kuralın dikkate alınmayacağı öngörülmüştür. Buna göre, Gelir Vergisi Kanunu'nun 103. maddesinin 4369 sayılı Kanun'un 50. maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe giren ilk fıkrasındaki gelir dilimlerine karşılık gelen vergi oranları beş puan fazlası ile uygulanacaktır.
4444 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, "Tüm dünya ekonomilerini sarsan ekonomik krizin olumsuz etkileri Türkiye ekonomisini önemli ölçüde etkilemiş, 1998 yılında başlayan ekonomik daralma 1999 yılında da devam etmiştir. Dışsal faktörlerin etkileri sonucu ortaya çıkan yeni ekonomik durum bütün işletmeleri olumsuz yönde etkilemiş, bunun sonucunda da mükelleflerin yeni ekonomik koşullardan kaynaklanan haklı talepleri gündeme gelmiştir.
Vergi sistemlerini ekonomik koşullardan bağımsız olarak düşünmek mümkün olmadığı gibi, vergi mevzuatını değişmez kabul etmek de mümkün değildir. Vergi sisteminin temel fonksiyonu ekonomik koşulları değiştirmek değildir. Tersine ekonomik koşullar vergi sistemini değiştirmek için yeterli gerekçe olabilir. Vergi sistemi ekonomik koşulları ve yapıyı izlemek ve yeni koşul ve yapıya uygun düzenlemeleri yapmak durumundadır."
denilmektedir.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Mahkeme'nin başvuru kararında, hukuk devletinin gereği olan hukuk güvenliği ilkesinin, herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilerek, tutum ve davranışlarını buna göre düzenlemesi anlamına geldiği, ekonomik yaşamın belirlilik ve kararlılığı gerektirdiği, vergilendirmede hukuk güvenliği ilkesinin kapsamına belirlilik, kıyas yasağı ile vergi yasalarının geriye yürümezliği ilkelerinin de girdiği, gelir dilimlerine karşılık gelen vergi oranlarının 1999 yılı gelirleri de dahil beş puan artırılmak suretiyle uygulanacağının hükme bağlandığı ve yayımlandığı 14.8.1999 tarihinde yürürlüğe giren iptale konu yasa kuralının, ekonomik koşulların gerektirdiği finansman ihtiyacının karşılanması için getirildiği düşünülse dahi, vergilendirme, adalet ve hukuk güvenliğinin en belirgin biçimde yansıdığı alan olup, bu alanda yapılacak olan yasal düzenlemelerin, mükelleflerin geleceğe kaygısız ve güvenle bakabilmelerini sağlayacak belirsizliklere yer vermeyecek nitelikte istikrarlı düzenlemeler içermesi, hukuk devletinin, vergilendirme alanında düzenlemeler yaparken temel hak ve özgürlükleri koruması, devlete kaynak sağlamak amacıyla da olsa bunların zedelenmesine izin vermemesi gerektiği, bu nedenle, düzenlemenin Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Hukuk devleti, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, kazanılmış haklara saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, bütün eylem ve işlemleri Anayasa ve hukuk kurallarına uygun ve yargı denetimine açık bulunan, yasaların üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ile Anayasa'nın bulunduğu bilincinde olan devlettir. Ancak kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu hakkın yeni yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla kişisel bir hak haline dönüşmesi gerekir.
Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesine göre, vergi alacağı, vergi yasalarının vergiyi bağladıkları olayın meydana gelmesi veya hukuksal durumun oluşması ile doğar. Vergiyi doğuran olay, bir yandan devletin vergi alacağının, diğer yandan da mükellefin vergi borcunun doğmasına neden olur. Vergiyi doğuran olayı izleyen, beyanname verilmesi, tarh ve tahakkuk gibi işlemler verginin ödenebilir hale gelmesini sağlar.
Vergiyi doğuran olay tamamlandıktan sonra, vergi yükünün arttırılması geriye yürüme olarak nitelendirilebileceğinden kazanılmış hakların zedelenmesine yol açar.
İtiraz konusu kuralda, 1999 ilâ 2002 yıllarına ait gelirlerin vergilendirilmesinde gelir dilimlerine karşılık gelen vergi oranlarının beş puan artırılmak suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir. Vergi oranları 14.8.1999 tarihinde yürürlüğe giren bu kural ile artırıldığına göre, 2000, 2001 ile 2002 yılları için vergilendirme dönemi başlamamış, vergiyi doğuran olay da meydana gelmemiştir. Bu durumda geriye yürüme ve buna bağlı olarak kazanılmış bir hakkın ihlâ li söz konusu olmadığından vergilendirmede hukuk güvenliği ilkesinin zedelenmediği sonucuna varılmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 1. maddesine göre gelir, bir takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların safi tutarıdır. Buna göre, vergiye tabi gelirin elde edilmesi ve safi tutarı vergilendirme döneminin sonunda belirlenecek ve bu tarihte yürürlükte olan vergi oranı uygulanacaktır. İtiraz konusu yasa kuralı 31 Aralık tarihinden önce 14.8.1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda önceki yasa yürürlükte iken başlamakla birlikte henüz sonuçlanmamış hukuksal ilişkilere yeni yasa kuralı uygulanacağından, gerçek anlamda geriye yürümeden ve kazanılmış hakların ihlâ linden söz edilemez.
Öte yandan, kuralla getirilen vergi oranlarındaki beş puanlık artış, bireylerin ödeme gücünü aşan ölçüsüz ve adil olmayan bir vergi yükü getirmemektedir. Ayrıca, her gelir dilimi için tespit edilmiş olan vergi oranlarına beş puan ekleneceğinden gelir vergisinde artan oranlı vergilendirme uygulaması da bozulmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu yasa kuralı, Anayasa'nın 2. maddesinde öngörülen hukuk devleti ilkesine aykırı değildir.
İptal isteminin reddi gerekir.
VI- SONUÇ
31.12.1960 günlü, 193 sayılı "Gelir Vergisi Kanunu"nun 4444 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 57. maddesinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 14.1.2003 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
Üye
Yalçın ACARGÜN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Fulya KANTARCIOĞLU
Ertuğrul ERSOY
Tülay TUĞCU
Ahmet AKYALÇIN
Enis TUNGA
Mehmet ERTEN