"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"17.10.1999 tarihinde TEAŞ tarafından ÖSYM Başkanlığına yaptırılan Devlet memurluğu sınavını kazanarak Balıkesir Trafo Merkezine atanmasına karar verilen davacının, 2495 sayılı Yasa'nın 16/h maddesi uyarınca açıktan atama onayının iptaline ilişkin 22.11.2000 gün ve 40074 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddi yolunda Ankara 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 25.4.2001 günlü E:2000/1623, K:2001/488 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istemiyle gelen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun'un işe alınmada aranacak şartları belirleyen 16. maddesinin (h) bendinde "Yapılacak soruşturma sonucu, başvurma tarihine göre son beş yıl içinde herhangi bir siyasi partiye üye olmamak veya siyasi parti organları veya bağlı kuruluşlarında görev yapmamış bulunmak" kuralına yer verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacının atama onayının iptaline ilişkin işlem yukarıda sözü edilen Yasa maddesine göre tesis edildiğinden uyuşmazlık esas itibariyle işlem dayanağı yasa hükmünün Anayasa'ya uygun olup olmadığının belirlenmesi ile çözümlenebilecektir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın; 12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde çıkarılan kanunların Anayasa'ya aykırılığının iddia edilemeyeceğini öngören geçici 15. maddesinin son fıkrası 3.10.2001 gün ve 4709 sayılı T.C. Anayasası'nın Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'un 34. maddesi ile madde metinden çıkarıldığından, sözü edilen dönem içerisinde yürürlüğe giren 2495 sayılı Yasa'nın 16. maddesinin (h) bendinin Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle incelenmesi ve iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması Dairemizce gerekli görülmüştür.
Dayanılan Anayasa Kuralları
"MADDE 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
"MADDE 13.- Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
"MADDE 49.- Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır."
"MADDE 70.- Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez."
2495 sayılı Yasa'nın genel gerekçesinde, kamu kuruluşlarının ve özel kişilere ait olan kurum ve kuruluşların günün koşullarına uygun şekilde korunması için Devletçe alınan genel güvenlik önlemlerine ek olarak, bu yerlerden Bakanlar Kurulunca tespit edilenlerde özel güvenlik örgütü kurulması veya özel güvenlik önlemlerinin tesis ettirilmesi veya her ikisine birden yer verilmesi suretiyle korunmalarının sağlanması için bu kanun tasarısının hazırlandığı belirtilmiştir.
Personelde aranacak şartların düzenlendiği 16. maddenin gerekçesinde ise, özel güvenlik teşkilatında çalıştırılacak personele silah kullanma yetkisi dahil genel zabıtaya tanınan bir çok yetkinin tanınmış olduğu, bu nedenle anılan teşkilat personelinde aranacak asgari niteliklerin Kanunda gösterilmesinin uygun görüldüğünden söz edilmiştir.
Hükümet teklifinde, Anayasa'ya aykırılığı görülen (h) bendi madde metinde yer almamış, İçişleri Komisyonu raporunda, tasarının "polis mevzuatına paralel olması" benimsenerek, bu nedenle maddeye ilave edilmiştir. Ancak gerek 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nda gerekse Devletin diğer kolluk kuvvetlerinin tabi olduğu kanunlarda (örneğin 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu, Uzman Jandarma Kanunu, Uzman Erbaş Kanunu vs.) benzeri bir hükme yer verilmemiştir. Aslında ilgili meclis tutanaklarının incelenmesinden Emniyet Teşkilatına alınacaklarda aranacak şartlara paralel olması amacı ile getirilen madde hükmünde belirtilen koşulun gerekliliği konusunda inandırıcı ve kabul edilebilir bir gerekçeye rastlanmamış olup, olağanüstü dönemin kendine özel siyasal yargılarının etkisiyle yasada yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu bağlamda hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiç bir ayrımın gözetilmeyeceğini kurala bağlayan Anayasa'nın 70. maddesi uyarınca kamu görevlileri hakkında yasalarda öngörülen kısıtlamaların hizmetin etkin ve verimli bir biçimde yürütülmesi amacına uygun olması gerekmektedir. Yani kısıtlama ile yürütülen hizmet arasında günün koşullarına ve gerçeklerine uyan ve zorunlu bir neden- sonuç bağının kurulması gerekmektedir. Anayasa'nın kişilere tanıdığı siyasi parti üyesi olma hakkının ancak memuriyet statüsüne girdikten sonra Devlet Memurunun tarafsızlığının zedelenmemesi amacı için kullanılamayacağı açık olup Devlet Memuru statüsüne girmeden önce kullanılabilecek bu hakkın memuriyete giriş için yasaklayıcı bir şart olarak aranması eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi sözü edilen 70. maddeye de aykırıdır. Zira kişilerin memur statüsüne girmeden önce siyasi bir partiye üye olmalarının daha sonra yürütecekleri kamu hizmetini ne şekilde etkileyeceği konusunda günün koşullarına uygun bir neden- sonuç bağı kurulamayacağı gibi böyle bir yasaklamanın temel hakkın özüne dokunulamayacağını öngören Anayasa'nın 13. maddesine de uyarlık göstermeyeceği açıktır.
Öte yandan temel hakların sınırlandırılmasındaki amaç ile sınırlamanın sonucu arasında yapılacak düzenlemenin hukuka ve kamu gereklerine uygunluğunu belirleyecek en önemli unsur ölçülülük ilkesi olup bu anlamda maddede öngörülen kısıtlamanın, bizzat kendisinde ve özellikle 5 yıllık bir süreye bağlanmasında ölçülülük ilkesinin esas alındığı Anayasa'nın 13. maddesine uyarlık bulunmamıştır.
Sözkonusu nitelik şartı 2495 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce yürürlüğe giren ve Türk Personel Rejimini genel olarak düzenleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer almadığı gibi, 2495 sayılı Yasa'dan sonra yürürlüğe giren ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personelinin statüsünü düzenleyen 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede de bulunmamaktadır. Bu nedenle böyle bir yasaklayıcı hükmün sadece 2495 sayılı Yasa'da koruma ve güvenlik görevlileri için aranması Anayasa'nın 10. maddesindeki kanun önündeki eşitlik ilkesine ters düşer. Diğer yasalarda da, memurluk statüsünün devamı sırasında siyasi parti üyeliğine girmenin yasaklandığı ve disiplin cezası ile karşılandığı görülmekte ise de, bu koşulun memuriyetten önceki bir dönem için aranarak memurun görevine son verilmesi ile daha sonra gerçekleşmesi sonucunda disiplin cezası verilmesi çok farklı sebep ve sonuçları doğurmaktadır. Kaldı ki toplum ve Devlet adına yetki kullanan ve çok önemli kararlar veren üst düzey kamu personelinde hizmete giriş için aranmayan böyle bir kısıtlamanın güvenlik görevlileri için aranmasında Anayasa'nın sözü edilen maddesine uyarlık bulunmamıştır.
Sonuç olarak dava konusu uyuşmazlıkta davacının koruma ve güvenlik görevlisi olarak atanmasına ilişkin onayın, hakkında yapılan güvenlik soruşturmasında göreve girmeden önce bir siyasi partiye üye olduğunun tespit edilmesi sonucu iptal edilmesine neden olan yasa hükmünün hukuksal ve Anayasal açıdan kabul edilebilir bir düzenleme olarak düşünülemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle 2495 sayılı Yasa'nın 16. maddesinin (h) bendinin Anayasa'nın 10., 13., 49. ve 70. maddelerine aykırı olduğu kanısına varıldığından anılan yasa hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına 5.12.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2002/38
Karar Sayısı : 2002/89
Karar Günü : 8.10.2002
Resmi Gazete tarih/sayı:26.12.2002/24975
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Onikinci Dairesi
İTİRAZIN KONUSU : 22.7.1981 günlü, 2495 sayılı "Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun"un 16. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinin, Anayasa'nın 10., 13., 49. ve 70. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Devlet Memurluğu Sınavını kazanarak açıktan atandıktan sonra, yapılan soruşturma sonucu son beş yıl içerisinde bir siyasi partiye üye olduğu anlaşıldığından atama onayı iptal edilen davacının, bu işlemin iptali istemiyle açtığı davada, 2495 sayılı Yasa'nın 16. maddesinin birinci fıkrasının "h" bendinin Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
22.7.1981 günlü, 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun'un itiraz konusu "h" bendini de içeren 16. maddesi şöyledir :
"Madde 16- Özel güvenlik teşkilâtında çalıştırılacak personelde aşağıdaki şartlar aranır :
a) Türk vatandaşı olmak,
b) En az ortaokul mezunu bulunmak,
c) Muvazzaf askerlik hizmetini tamamlamış olmak,
d) Ağır hapis veya taksirli suçlar hariç olmak üzere altı aydan fazla hapis yahut affa uğramış olsa bile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık, emniyeti suiistimal, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir fiilden dolayı hükümlü bulunmamak,
e) Kamu haklarından kısıtlı olmamak,
f) Yasa dışı ideolojik amaçlı faaliyetlere, anarşi ve terör eylemlerine herhangi bir suretle karışmamış veya katılmamış olmak,
g) Görevini yapmasına engel olabilecek vücut veya akıl hastalığı veya vücut sakatlığı ile özürlü bulunmamak,
h) Yapılacak soruşturma sonucu, başvurma tarihine göre son beş yıl içinde herhangi bir siyasi partiye üye olmamak veya siyasi partinin organları veya bağlı kuruluşlarında görev yapmamış bulunmak.
Yukarıdaki şartları haiz olanlar için, daha önce güvenlik hizmetlerinde çalışmış olmak göreve alınmada tercih sebebi sayılır."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz başvurusunda dayanılan Anayasa kuralları şunlardır :
1- "MADDE 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
2- "MADDE 13.- Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
3- "MADDE 49.- Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
4- "MADDE 70.- Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
C- İlgili Anayasa Kuralları
Anayasa'nın ilgili görülen 2., 67. ve 68. maddeleri şöyledir :
1- "MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
2- "MADDE 67.- Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.
Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.
Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.
Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz."
3- "MADDE 68.- Vatandaşlar, siyasî parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir.
Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasî partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasî partilere üye olamazlar.
Yükseköğretim elemanlarının siyasî partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların, siyasî partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez ve parti üyesi yükseköğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarında uyacakları esasları belirler.
Yükseköğretim öğrencilerinin siyasî partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
Siyasî partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça malî yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Rüştü SÖNMEZ, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN ve Enis TUNGA'nın katılmalarıyla 28.2.2002 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, Fulya KANTARCIOĞLU, Rüştü SÖNMEZ ile Ertuğrul ERSOY'un karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemenin başvuru kararında, kamu görevlileri hakkında yasalarda öngörülen kısıtlamaların, hizmetin etkin ve verimli bir biçimde yürütülmesi amacına uygun olması gerektiği, Anayasa'nın kişilere tanıdığı siyasi parti üyesi olma hakkının, ancak memuriyet statüsüne girdikten sonra Devlet Memurunun tarafsızlığını zedelememesi amacı ile sınırlanabileceği, memuriyet statüsüne girmeden kullanılabilecek bir hakkın memuriyete giriş için yasaklayıcı bir şart olarak kabul edilemeyeceği belirtilerek itiraz konusu kuralın, Anayasa'nın 10., 13., 49. ve 70. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesine göre Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün Anayasa'ya aykırılığı hususunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmaya mecbur değildir. Anayasa Mahkemesi taleple bağlı kalmak kaydıyla başka gerekçe ile de Anayasa'ya aykırılık kararı verebilir. Bu durumda, itiraz konusu kural ilgisi nedeniyle Anayasa'nın 2., 67. ve 68. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
Anayasa'nın 2. maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir" denilmektedir. Maddede belirtilen "hukuk devleti", insan haklarına saygılı, bu hakları koruyan, toplum yaşamında adalete ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni kurmak ve bunu sürdürmekle kendini yükümlü sayan, bütün davranışlarında Anayasa'ya ve hukuk kurallarına uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan Devlettir.
Çoğulcu, katılımcı, kurallar ve kurumlar düzeni ve bir yaşam biçimi, çağdaş bir anlayış olan demokrasi bir değerler bütünüdür. Seçme, seçilme, siyasî faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkı demokratik bir devlet yönetiminin vazgeçilmez koşulları arasındadır. Anayasa'nın 67. maddesinde bu özgürlükleri güvence altına alacak ilkeler belirlenmiştir.
Anayasa'nın 67. maddesinin birinci fıkrasında, "Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir"; 68. maddesinin birinci fıkrasında da, "Vatandaşlar, siyasî parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir"; beşinci fıkrasında ise "Hakimler ve Savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar" denilmektedir.
Anayasa'nın 67. ve 68. maddelerinde açıklanan özgürlüklerin güvence altına alınması, ancak siyasi partilere katılımın özendirilmesi ve önündeki engellerin kaldırılmasıyla gerçekleşebilir.
Anayasa'nın 13. maddesine göre, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanabilmesi, ilgili maddelerinde bir sınırlama nedeni bulunmasına bağlıdır. Anayasa'nın 67. ve 68. maddelerinde ise belirli görevler dışında siyasi partilere üye olma konusunda bir engelleme öngörülmediğinden itiraz konusu kuralla getirilen sınırlamanın Anayasa ile uyum içinde olmadığı açıktır.
Öte yandan Anayasa'nın 70. maddesinin birinci fıkrasına göre "Her Türk kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir" denilmektedir. İkinci fıkrasında da "Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiç bir ayrım gözetilemez" kuralına yer verilmiştir. Bu kurallar hizmete alınmada "görevin gerektirdiği niteliklerin" aranacağını, bunun dışında hiç bir ayrım yapılamayacağını açıklıkla belirlemektedir.
İtiraz konusu kuralla getirilen göreve kabul edilebilmek için son beş yıl içinde bir siyasî partiye üye olmamak koşulunun ise görevin gerektirdiği bir nitelik olmadığı kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 2., 13., 67., 68. ve 70. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
İtiraz konusu kuralın, Anayasa'nın eşitlik ilkesini düzenleyen 10. ve çalışma hakkı ve ödevini düzenleyen 49. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
VI- SONUÇ
22.7.1981 günlü, 2495 sayılı "Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun"un 16. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinin, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 8.10.2002 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
Üye
Yalçın ACARGÜN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Fulya KANTARCIOĞLU
Ertuğrul ERSOY
Tülay TUĞCU
Ahmet AKYALÇIN
Enis TUNGA
Mehmet ERTEN