ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2001/415
Karar Sayısı : 2002/166
Karar Günü : 21.11.2002
Resmi Gazete tarih/sayı:28.02.2003/25034
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEMELER :
1- Küçükçekmece İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/415)
2- Güzelyurt İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/418)
3- Dörtyol İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/421)
4- Mustafakemalpaşa İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/425)
5- Mustafakemalpaşa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/426)
6- Sarıgöl İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/427)
7- Sarıgöl İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/428)
8- Çine İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/430)
9- Gönen İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/437)
10-Gönen İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/438)
11-Tekirdağ İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/439)
12-Tekirdağ İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/440)
13-Kulu İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/441)
14-Şanlıurfa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/442)
15-Şanlıurfa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/443)
16-Kırklareli İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/445)
17-Kırklareli İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/446)
18-Bursa 4. İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/448)
19-Bucak İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/450)
20-Bucak İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/451)
21-Sandıklı İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/452)
22-Antalya İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/453)
23-Emirdağ İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/454)
24-Cihanbeyli İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/455)
25-Cihanbeyli İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/456)
26-Babaeski İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/463)
27-Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/465)
28-Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/466)
29-Samsun İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/484)
30-Şebinkarahisar İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/488)
31-Sandıklı İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/1)
32-Sarıgöl İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/6)
33-Aslanapa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/7)
34-Dursunbey İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/9)
35-" " " " (Esas : 2002/11
36-""""(Esas : 2002/12
37-""""(Esas : 2002/13)
38-""""(Esas : 2002/14)
39-""""(Esas : 2002/15)
40-""""(Esas : 2002/16)
41- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/25)
42- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/26)
43- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/27)
44- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/28)
45- Dursunbey İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/42)
46- İhsaniye İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/57)
47- Uşak İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/62)
48- "" ""(Esas : 2002/63)
49- " " ""(Esas : 2002/64)
50- " " " "(Esas : 2002/65)
51- " " " " (Esas : 2002/66)
52- " " " " (Esas : 2002/67)
53- " " " " (Esas : 2002/74)
54- " " " " (Esas : 2002/75)
55- "" "" (Esas : 2002/76)
56- " " " " (Esas : 2002/77)
57- " " "" (Esas : 2002/78)
58- " " " " (Esas : 2002/90)
59- Konya-Ereğli İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/93)
İTİRAZLARIN KONUSU: 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanunu'nun 18.2.1965 günlü, 538 sayılı Yasa ile değişik 331.
maddesinin birinci, dördüncü ve son fıkraları ile 337. maddesinin birinci
fıkrasının; aynı Yasa'nın 3222 sayılı Yasa'yla değişik 338. maddesinin birinci
fıkrası ile 340. maddesi ve eklenen 352/a maddesinin Anayasa'nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Bakmakta oldukları davalarda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun
kimi kurallarının Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan ya da tarafların
Anayasa'ya aykırılık savlarını ciddi bulan mahkemeler bu kuralların iptalleri
için başvurmuşlardır.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
6.9.1932 günlü, 2004 sayılı "İcra İflas Kanunu"nun
iptali istenilen itiraz konusu kuralları da içeren 331., 337., 338., 340. ve
352/a maddeleri şöyledir:
1- "MADDE 331 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Haciz
yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu,
alacaklısını zarara sokmak maksadiyle, mallarını veya bunlardan bir kısmını
mülkünden çıkararak telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut
gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek veya aslı olmıyan
borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi
istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini ispat ettiği
takdirde, üç aydan üç yıla kadar hapis ile cezalandırılır.
Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde birinci
fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
(Ek: 9.11.1988-3494/58 md.) Gayrimenkul rehni kapsamında bulunan
teferruatın rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile gayrimenkul dışına
çıkarılması halinde, teferruatın zilyedi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Zararın miktarına göre Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi
hükümleri dahi uygulanır.
Bu suçlar alacaklının şikâ yeti üzerine takip olunur.
Borçlu lehine bu hareketlere bilerek yardım ve iştirak eden
kimseler, Türk Ceza Kanununun 65 inci maddesi delâletiyle bu maddeye göre
cezalandırılır."
2- "MADDE 337 - (Değişik : 18/2/1965 -538/132 md.) Müddeti
içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya
yazılı beyanda bulunmayan borçlular, alacaklının şikâyeti üzerine, tetkik
mercii tarafından on günden bir aya kadar hafif hapis cezasıyla mahkûm edilir.
Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği
ispat olunursa borçluya ceza verilmez.
162, 209, 216 ncı maddeler hükümlerine muhalefet eden müflis
hakkında da iflâ s idaresinin vereceği müzekkere üzerine tetkik mercii
tarafından aynı ceza hükmolunur."
3- "MADDE 338 - (Değişik : 6/6/1985 - 3222/ 40 md.) Bu
Kanuna göre istenen beyanı hakikate aykırı suretle yapan kimse alacaklının şikâ yeti
üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan bir seneye kadar hafif hapis cezası
ile cezalandırılır.
Hakkında aciz vesikası alınmış borçlu, asgari ücretin üstünde bir
geçim sürdürdüğü, aciz vesikası hamili alacaklının alacağının aciz vesikasına
bağlanmasından en geç beş sene içinde müracaatı üzerine sabit olursa, asgari
ücretin üstünde kalan gelirlerinden icra tetkik merciinin dörtte birden az
olmamak üzere tespit edeceği kısmını mercii kararının kesinleşmesinden itibaren
en geç bir ay içinde ve aciz vesikasındaki borcun ödenmesine kadar her ay icra
dairesine yatırmaya mecburdur. Bu mükellefiyeti yerine getirmeyen borçlu bir
aydan bir seneye kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır. Hafif hapis
cezasının tatbikine başlandıktan sonra borçlu o tarihe kadar icra veznesine
yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir.
Borçlu ödemelerini tekrar keserse, geri kalan cezası infaz olunur,
ancak bakiye borcun tamamını ödediği takdirde cezadan kurtulur.
Borçlunun nafaka borçluları dahil üçüncü şahıstan yardım görmesi,
asgari ücretin üstünde eline geçen para ve menfaatlerin icra tetkik mercii
kararı ile belirlenecek kısmını, icra veznesine yatırmak mükellefiyetini
ortadan kaldırmaz.
İkinci fıkradaki hükmün tatbikini birden fazla aciz vesikası
hamili alacaklı talep etmiş ise, bunlar talep tarihi sırasıyla öncelik hakkına
haizdir."
4- "MADDE 340 - (Değişik: 6/6/1985 - 3222/41 md.) 111
inci madde mucibince veya alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde
kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden
borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan üç aya
kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır."
5- "MADDE 352/a - (Ek: 6.6.1985 - 3222/44 md.) Bu
Kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı para
cezasına ve tedbirlere çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119
uncu maddesi hükmü uygulanmaz."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz başvuru kararlarında itiraz konusu kuralların Anayasa'nın
38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince birleştirilen
dosyalarla ilgili, değişik tarihlerde yapılan ilk inceleme sonunda, dosyalarda
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine karar verilmiştir.
V- BİRLEŞTİRME KARARI
Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali
HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Enis
TUNGA ve Mehmet ERTEN'in katılmalarıyla yapılan esas inceleme toplantısında;
"9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun kimi
kurallarının iptali istemiyle yapılan itiraz başvurularına ilişkin davaların
aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2001/415 Esas sayılı dava ile
BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın kapatılmasına, esas incelemenin 2001/415 Esas sayılı
dosya üzerinden yürütülmesine 21.11.2002 gününde OYBİRLİĞİ ile karar
verildi."
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Birleştirme kararına konu başvuru kararları ve ekleri, işin
esasına ilişkin rapor, Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülen yasa kuralları,
dayanılan Anayasa kuralı, bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Yasa'nın 331. Maddesinin Birinci, Dördüncü ve Altıncı
Fıkralarının İncelenmesi
İtiraz başvurusunda, bonoya dayalı borç nedeniyle yapılan haciz
takibinde, alacağı karşılıksız bırakmak amacı ile mevcudundaki malları üçüncü
şahıslara muvazaalı olarak devreden borçlu ile bu eyleme yardım ve iştirakte
bulunanlar hakkında öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın, Anayasa'nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
331. maddenin birinci fıkrasında, haciz takibi talebinden sonra
veya talepten önceki iki yıl içinde borçlunun, mallarının tamamını veya bir
kısmını muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirmesi veya aslı olmayan borç
ikrarı ile aleyhine aciz belgesi düzenlenmesini sağlayarak alacaklıyı zarara
uğratması eylemi nedeniyle hürriyeti bağlayıcı ceza öngörüldüğü; dördüncü
fıkrasında, alacaklının uğradığı zararın miktarı esas alınarak borçluya
verilecek temel cezada indirim veya artırım yapılacağı; altıncı fıkrasında,
borçlu lehine bu fiillere bilerek yardım ve iştirak eden kimselerin
cezalandırılacağı belirtilmiştir.
Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Hiç kimse,
yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı
özgürlüğünden alıkonulamaz"; maddenin gerekçesinde de "... 4 nolu
protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin
özgürlüğünden alıkonulamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük
içinde borçlarda vardır." denilmiştir.
İtiraz konusu kuralla, alacaklının alacağını alabilmek için
yürüttüğü icra takibinde, borçlunun bu takibi karşılıksız bırakıp alacaklıyı
zarara sokmaya ilişkin giriştiği işlem ve eylemler müeyyideye bağlanmış olup,
kuralda belirtilen hürriyeti bağlayıcı ceza, borçlu ile alacaklı arasında
önceden var olan sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilememesinden
dolayı öngörülen ceza olmayıp kanunda belirtilen şartların yerine
getirilmemesinden doğan bir yaptırımdır.
Bu nedenle, kural Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına
aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
B- Yasa'nın 337. Maddesinin Birinci Fıkrasının İncelenmesi
İtiraz başvurularında, icra takibinin dayanağı olan işlemlerin bir
alacak borç ilişkisinden kaynaklandığı ve temelinde bir sözleşme olduğu,
sözleşmenin yerine getirilememe sebebiyle Yasa'da özgürlüğü bağlayıcı ceza
öngörüldüğü, bunun ise Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık
oluşturduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralda, hakkında icra takibinde bulunulan borçluya,
takibin niteliğine göre yasada belirtilen sürede, kendisinin veya üçüncü
kişilerin elinde bulunan mal, alacak ve haklarından borca yetecek miktarını
haklı neden olmaksızın yazılı veya şifahen icra dairesine bildirmemesi halinde
hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür.
Bu suçun konusu, cebri icra işlemlerinin yürütülmesi sırasında
borçluya yasa ile getirilen bir yükümlülüktür. Nitekim bu husus, mal beyanında
bulunmama suçunu konu alan 11.12.1957 günlü, 16-28 sayılı Yargıtay İçtihadı
Birleştirme kararında, "prensip itibariyle İcra ve İflas Kanunu'na
vazolunan cezai hükümler borçluyu kanun emirlerine itaate mecbur etmek ve
dolayısıyla alacaklının hakkını kolayca istihsal eylemek için bir nevi
müeyyideden ibarettir." şeklinde açıklanmıştır.
İtiraz konusu kuralda düzenlenen suç konusu eylem, Anayasa'nın 38.
maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen, doğrudan sözleşmenin
yükümlülüğünün yerine getirilememesi olmayıp, kanunla getirilen mal beyanında
bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmemesidir. Bununla korunmak istenen hukuki
yarar, yasa hükmüne uymak suretiyle cebri icranın etkin bir şekilde yürütülerek
kamu otoritesinin sağlanmasıdır.
Bu nedenlerle kural, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci
fıkrasına aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
C- Yasa'nın 338. Maddesinin Birinci Fıkrasının İncelenmesi
İtiraz başvurusunda, hakkında icra takibi yapılan borçlunun,
gerçeğe aykırı mal beyanında bulunması nedeniyle hürriyeti bağlayıcı ceza
öngören kuralın Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla, borçlunun icra takibi sırasında yasanın
belirlediği sürede yapacağı mal beyanının hakikate aykırı olması halinde
hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür.
Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma, yasal yükümlülüğün, yasadaki
koşullara uygun ancak hakikate aykırı biçimde yerine getirilmesi suretiyle
işlenen bir suç olup, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine
getirilememesi değildir.
Bu nedenle, 331. madde için belirtilen Anayasa'ya uygunluk
gerekçesi bu kural içinde geçerlidir. İtirazın reddi gerekir.
D- Yasa'nın 340. Maddesinin İncelenmesi
İtiraz başvurularında, borçlunun borcunu, alacaklının satış
talebinden önce muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt ettiği halde ödememesi ve
alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını
ihlâl etmesi nedeniyle hafif para cezası öngören kuralın Anayasa'nın 38.
maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık oluşturduğu ileri sürülmüştür.
Maddede öngörülen ilk durumda, satış talebinden evvel borçlu
tarafından borcun ödenme biçimine ilişkin olarak yollamada bulunulan aynı
Yasa'nın 111. maddesine göre, icra takibi sırasında, yeterli mal haczedilip
satış talebinden önce borcun dörte birinden az olmamak üzere birinci taksidinin
peşin olarak ve kalan miktarının da muntazam aralıklarla en çok üç ayda üç
taksit halinde borçlu tarafından ödenebilmesi imkanı bulunmaktadır. Bu taahhüt
borçlunun tek taraflı olarak yasadan doğan taksitle ödeme hakkını
kullanmasıdır.
İkinci durumda ise, alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde
borcun ödenmesinin kararlaştırılması, alacaklı ve borçlunun icra memurunun
huzurunda takibe konu borcun ödenme şeklinin belirlenmesidir.
İtiraz konusu kuralda, düzenlenen eylem Anayasa'nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasında sözü edilen, doğrudan sözleşmeden doğan yükümlülüğün
yerine getirilememesi olmayıp, kamu otoritesince yürütülen cebri icranın
etkinliğinin sağlanmasıdır.
Bu nedenlerle, Yasa'da öngörülen yükümlülük sözleşmeden değil
yasadan kaynaklandığından kural, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına
aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
E- Yasa'nın 352/a Maddesinin İncelenmesi
İtiraz başvurularında, İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca
verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın tecil edilememesi ve para cezası ile
tedbire çevrilememesini öngören kuralın, Anayasa'nın 38. maddesine aykırılık
oluşturduğu ile sürülmüştür.
Yasa'nın itiraz konusu 352/a maddesinin iptali istemiyle daha önce
Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru hakkında 4.2.1997 günlü, E: 1996/65, K:
1997/31 sayı ile "istemin reddine" karar verilmiştir. Bu kararın
Anayasa'nın 152. maddesinin son fıkrası uyarınca 19.9.1997 tarihinde Resmî
Gazete'de yayımlanmasından itibaren 10 yıllık süre geçmemiş ise de, başvuru
kararının yasal dayanağını oluşturan Anayasa kuralının değişikliğe uğradığı
gözetilerek yasaklanan süre içinde kuralın incelenebileceği sonucuna varılmıştır.
Yasakoyucunun, cezalandırma yetkisini kullanırken Anayasa'nın
temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla,
toplumda hangi eylemlerin suç sayılıp sayılmayacağı, suç sayılacaksa hangi tür
ve ölçüdeki ceza yaptırımıyla karşılanacağı, hangi durum ve davranışların
ağırlaştırıcı ya da hafifletici öğe olarak kabul edileceği, hangi cezaların
para cezasına çevrilebileceği, tecil edilebileceği ve ön ödemeye ilişkin
hükümden yararlanabileceği konularında takdir yetkisi vardır.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un üçüncü maddesinde,
bir yıl ve daha az süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların kısa süreli hürriyeti
bağlayıcı cezalar olduğu; dördüncü maddesinde, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı
cezalar yerine uygulanabilecek ceza ve tedbirler; altıncı maddesinde, kişinin
geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimi göz önüne alınarak
ertelenebilecek cezaların nevi ve miktarları belirtilmiştir.
Türk Ceza Kanunu'nun 119. maddesinde, yalnız para cezası
yaptırımını gerektiren ya da yukarı haddi üç ayı geçmeyen hürriyeti bağlayıcı
cezalar için ön ödeme kabul edilmiştir. Ön ödeme, kendisine suç isnat edilen
kimsenin yasada öngörülen para cezasını ödeyerek aleyhine kamu davası
açılmasını engeller ve dava açılmış ise bu davanın düşmesini sağlar.
Açıklanan nedenlerle, yasakoyucunun takdir yetkisini anayasal
sınırlar içinde kullanarak itiraz konusu kuralla, hükmolunan hürriyeti
bağlayıcı cezanın tecil edilememesi, hürriyeti bağlayıcı cezaların para
cezasına ve tedbire çevrilememesini öngörmesinde Anayasa'nın 38. maddesinin
sekizinci fıkrasına aykırılık yoktur. İtirazın reddi gerekir.
VII- SONUÇ
9.6.1932 günlü, 2004 sayılı "İcra ve İflas Kanunu"nun:
A- 18.2.1965 günlü, 538 sayılı Yasa ile değiştirilen 331.
maddesinin birinci, dördüncü ve altıncı fıkralarının,
B- 337. maddesinin, 6.6.1985 günlü, 3222 sayılı Yasa ile
değiştirilen birinci fıkrasının,
C- 3222 sayılı Yasa ile değiştirilen 338. maddesinin birinci
fıkrası ile 340. maddesinin,
D- 3222 sayılı Yasa ile eklenen 352/a maddesinin,
Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 21.11.2002
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
|
|
|
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
|
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
|
|
|
Üye
Ertuğrul ERSOY
|
Üye
Tülay TUĞCU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
|
|
Üye
Enis TUNGA
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
|
|
|
|