"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir :
"... 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesine ve 3096 sayılı Yasanın 10 uncu maddesine dayanılarak çıkarılan 16.8.1985 tarihli ve 85/9800 sayılı kararname eki yönetmeliğe istinaden 9.10.1991 günlü, 91/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile davacı şirket sözkonusu yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen 4 üncü görev bölgesinde (Aydın, Denizli, Muğla) 30 yıl süreyle elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti yapmakla görevlendirilmiş, ancak yine 3096 sayılı Yasanın 3 üncü maddesine dayanarak görevlendirmeye ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı 13.11.1996 günlü, 96/8811sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile iptal edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümünde 3096 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uygulanacak "kanun hükmü" niteliğinde bulunduğundan sözkonusu hüküm Anayasa yönünden incelenmesine geçildi.
3096 sayılı "Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti İle Görevlendirilmesi Hakkında Kanun"un "Görevin Verilmesi" başlıklı 3 üncü maddesi "Elektrikle ilgili hizmet vermek üzere kurulmuş olan sermaye şirketlerine: Devlet Planlama Teşkilatının görüşünü havi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu, önceden yönetmelikle belli edilmiş görev bölgelerinde elektrik üretim, iletim ve dağıtım tesisleri kurulması ve işletilmesi ile ticaretinin yaptırılmasına karar verebilir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen çerçeve içerisinde ilgili görevli şirketle sözleşme akdeder" hükmünü içermektedir.
Yasanın devam eden maddelerinde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletme haklarının görevli şirketlere verilmesine Bakanlar Kurulu tarafından karar verilebileceği, görevlendirme süresi, görevin sona ermesi, tarife esasları, kamulaştırma gibi hususlar düzenlenmiş ve 10 uncu maddesinde de uygulamanın ayrıntıları gerek 3 üncü maddede adı geçen yönetmelik ve gerekse yasa gereğince çıkarılacakuygulama yönetmeliğine bırakılmıştır.
Kamu hizmetlerinin özel kişilere gördürülmesi usullerinden olan imtiyaz usulü, düzenli ve sürekli kamu hizmetlerinin kurulması ve işletilmesinin maliyeti kendisi tarafından karşılanmak ve hizmetten faydalananlardan, belirlenmesinde idarenin etkinliği sağlanan tarife çerçevesinde, ücret tahsil etmek ve bu hizmetle yükümlü tutulmak üzere kar ve zararı kendisine ait olarak özel kişilere gördürülmesi olarak tanımlanabilir.
Özel kişilerin elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti ile görevlendirilmeleri, elektrik üretim tesisleri kurma ve işletme izni verilmesi ve görev bölgelerindeki tesislerin işletme haklarının görevli şirkete devredilmesinin imtiyaz teşkil ettiği ve bu hizmetlerin gördürülmesinin özel kişilere ancakimtiyaz sözleşmesiyle devredilebileceği Anayasa Mahkemesi ve Danıştay içtihatlarıyla belirlenmiştir.
3096 sayılı Yasa; finansman sorunları veya sosyal, ekonomik ve politik tercihlerin gereklerinden dolayı, tam rekabet piyasası koşulları içerisinde değerlendirilemeyen ve imtiyaz teşkil eden elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti işinin özel sektöre gördürülmesine ilişkin bir düzenlemedir.
Kamu varlıkları satış, kiralama, işletme hakkının devredilmesi, üzerlerinde mülkiyetin gayri aynî hak kurulması ve işin gereğine uygun diğer sözleşmelerle özelleştirilebilir elektrik hizmetlerin 3096 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde öngörülen şekilde özel hukuk tüzel kişilerine gördürülmesi hizmetlerin özelleştirilmesi, 3 üncü maddeye göre görevlendirilecek şirketeaynı Yasanın 5 inci maddesine göre işletme haklarının devredilmesi ise tesislerin özelleştirilmesi niteliğindedir. Nitekim 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 18 inci maddesinde de işletme hakkının devredilmesi bir özelleştirme yöntemi olarak öngörülmüştür.
Elektrik hizmetlerinin, görevlendirme kararı, görev sözleşmesi (imtiyaz sözleşmesi), işletme hakkının devredilmesi silsilesiyle özel hukuk tüzel kişilerine gördürülmesi (özelleştirilmesi) prosedüründe Anayasal ilkelere bağlı kalınması zorunludur.
Devletleştirmenin tersi bir işlem olan özelleştirmede, devletleştirme için Anayasa'da öngörülen şekilde, yasama organının düzenleme yapması gerekmektedir. Yasama organının bu yetkisini tamamen yürütme organına terketmesine Anayasanın 7 nci maddesi gereğince olanak yoktur. Yasama organı ancak yasada temel kuralları koyarak, yetkinin ölçü ve sınırlarını belirleyerek yürütme organına yetki verebilir.
3096 sayılı Yasanın 1 inci maddesinde "Amaç" başlığı altında getirilen hüküm nedeniyle, Bakanlar Kurulunun 3 ncü maddeye göre bir yabancı şirketi görevlendirme yetkisi bulunmaktadır. Ancak elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı gibi stratejik önemi olan alanlara yabancıların girmesi güvenlik, bağımsızlık ve ekonomik yönlerden sakıncalı olabilir. Zira bu tür hizmetler ülke güvenliği ile yakından ilgilidir.
Esasen görevlendirmeyle kamu mülkiyeti yönünden sınırlamalar da getirilmektedir. Oysa yasada yabancı şirketlere bu görevin verilmesi ile ilgili olarak karşılıklılık ilkesi gözetilerek yapılacak uygulama ve sınırlamalara ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Öte yandan, Bakanlar Kurulunca görevlendirilecek şirket belirlenirken Anayasa'nın 167 nci maddesi gereğince tekelleşmenin önlenmesi açısından alınacak tedbirlerle ilgili olarak yasada bir hüküm getirilmemiştir.
Görevlendirme sonucu kamu tekelinin yerini özel tekelin alacağı açıktır. Bu durumda devletin karışma olanağı ortadan kalkacağından gerekli önlemler alınmadığında fiyat, kalite v.s. yönünden olumsuzluklar doğabilecektir. Bu itibarla gerçek ve tüzel kişilerin uyacağı koşullar ile devletçe yapılacak gözetim ve denetimin ilke ve yöntemlerinin, uygulanacak yaptırımların yasada belirlenmesi zorunludur.
Anılan Yasanın 2 nci maddesi 'kapsam" başlığı altında, bu Yasanın Türkiye Elektrik Kurumu dışında elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti görevinin verilmesi ile sözleşme yapılması, süre, tarife ve görevin sona ermesinin şekil ve esaslarını kapsadığını belirtmekte ise de: elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticaretinin özel kişilere gördürülmesi konusunda sadece yetkilendirmede bulunulmuş, Yasayla belirlenmesi gereken konular yönetmeliğe, Bakanlığın takdirine ve sonuçta uygulamaya bırakılmıştır. Yasada imtiyazın hangi şirkete hangi yöntemle verileceğinin, kamu varlığının değerinin ve karşılığında verilecek imtiyazın oran, usul ve esaslarının tesbitine ilişkin hiçbir hüküm yer almamıştır. Yasanın 3 üncü maddesiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na görevlendirilmesini istediği şirketi Bakanlar Kuruluna teklif etme yetkisi tanınmış, ancak Bakanlığın bu şirketi hangi usul ve ölçütlere göre belirleyeceği konusunda yasada düzenleme yapılmamıştır.
Usul ve esasların Yasa'da öngörülmemiş olması yürütme organına geniş bir takdir alanı ve hareket serbestisi tanımakta, özellikle açıklık ve rekabetin sağlanmasında uygulamada sorunlar doğmaktadır.
Anılan 3 üncü maddede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın görevlendirilmiş şirketle Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen çerçeve içerisinde sözleşme aktedeceği hükmüne yer verilmiş olmasına karşın bu çerçevenin hangi unsurları içerdiği belli edilmemiştir. Sözleşmelere ilişkin usul ve şekil şartları yasada gösterilmemiştir. Oysa bütün bu hususlar aynı zamanda taraflar için bir güvencedir.
Bu haliyle Bakanlar Kurulu'nun görevlendirme işleminin hiçbir güvencesi, sonucu ve yaptırımı olmamakta, sorun tamamen sözleşme aşamasına ve Bakanlığın takdirine bırakılmaktadır. Temel esaslara yasada yer vermeyerek elektrik hizmetlerinin imtiyaz usulüyle özel kişilere gördürülmesinin tamamen idarenin takdirine bırakılması Anayasa kuralları açısından kabul edilemez niteliktedir.
3096 sayılı Yasanın 3 üncü maddesine göre görevlendirilecek olan ve daha sonra görevlendirilmiş bu şirkete aynı Yasanın 5 inci maddesine göre görevlendirildiği bölgedeki kurulu ve kurulacak kamu tesislerinin işletme haklarının devredilebilecek olmasına karşın, Yasada ne bedel tesbiti ne de işletme hakkının devrinde uygulanacak ilkelere de yer verilmemiştir.
3096 sayılı Yasa ve anılan Yasanın 3 üncü maddesi ile ilgili olarak yukarıda yapılan değerlendirmeler Anayasa Mahkemesince benzer konularda verilen kararlarda da vurgulanmıştır.
(10.9.1994 günlü ve 22047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7.7.1994 günlü, E:1994/49, K: 1994/45-2 sayılı karar)
(20.3.1996 günlü ve 22586 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28.6.1995 günlü, E: 1994/71, K: 1995/23 sayılı karar)
(24.1.1995 günlü ve 22181 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.12.1994 günlü, E: 1994/43, K: 1994/42-2 sayılı karar)
(28.1.1995 günlü ve 22185 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 22.12.1994 günlü, E: 1994/70, K: 1994/65-2 sayılı karar)
(8.8.1997 günlü ve 23074 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.4.1997 günlü, E: 1997/35, K: 1997/45 sayılı karar)
- Yürürlüğün durdurulması gerekliliği
Anayasa Mahkemesinin ilk kez 509 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Hakkında açılan iptal davasında "yürürlüğün durdurulması" kararı aldığı ve bugüne kadar birçok davada bu kararı verdiği bilinmektedir.
Anayasa Mahkemesi, yürürlüğü durdurma kararı ile hukuka aykırılık ve telafisi mümkün olmayan zararları önlemenin yanında ve bunlardan daha önemli olarak Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının uygulanamaz hale gelmemesini sağlamaya çalışmaktadır ve bu "hukuk devleti" açısından vazgeçilmez bir önem taşımaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda iptali istenen Yasa'ya dayanılarak davacının elektrik hizmetlerinin üretimi, iletimi, dağıtım ve ticareti konusunda görevlendirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı iptal edilmiş, daha sonra aynı Yasa'ya dayanılarak birçok başka şirket hakkında aynı konuda görevlendirilme işlemleri tesis edilmiş olup, sonraki bu görevlendirme işlemlerine karşı ilk derecede Danıştay nezdinde açılmış iptal davaları bulunmaktadır. Ayrıca görevlendirme kararından sonra aktedilecek görevlendirme sözleşmelerinin imtiyaz sözleşmesi niteliğinde olması nedeniyle Danıştay incelemesine gönderilmiş bulunmaktadır.
Söz konusu olgular ve Anayasa'nın 152 nci maddesinin 3 üncü fıkrası hükmü nedeniyle 3096 sayılı Yasa'nın iptali istenen maddesinin öncelik ve ivedilikle yürürlüğünün durdurulması önem taşımaktadır.
Belirtilen hukuksal duruma göre: Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkındaki 3096 sayılı Kanun'un uyuşmazlıkta uygulanacak 3 üncü maddesi Anayasa'nın 5., 7., 35., 167. ve 172. maddelerine aykırı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle ve bir davaya bakmakta olan mahkemenin, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına götüren görüşünü açıklayan kararı ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurması gerektiğini düzenleyen 2949 sayılı Kanun'un 28. maddesinin 2 nci fıkrası gereğince 3096 sayılı Yasa'nın 3 üncü ve bu maddenin iptali üzerine uygulama olanağı kalmayacak diğer maddelerininöncelikle yürürlüklerinin durdurulması ve daha sonra iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verilmiştir.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1998/36
Karar Sayısı : 1998/49
Karar Günü : 20.7.1998
R.G. Tarih-Sayı :16.11.2000-24232
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu
İTİRAZIN KONUSU : 4.12.1984 günlü, 3096 sayılı "Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun"un 3. maddesinin, Anayasa'nın 5., 7., 35., 167. ve 172. maddelerine aykırılığı savıyla iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemidir.
I- OLAY
Bakanlar Kurulu'nun 13.11.1996 günlü, 96/8811 sayılı kararının iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Daire kararını temyizen inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
İtiraz Konusu Yasa Kuralı
4.12.1984 günlü, 3096 sayılı Yasa'nın iptali istenilen 3. maddesi şöyledir:
"Madde 3- Elektrikle ilgili hizmet vermek üzere kurulmuş olan sermaye şirketlerine; Devlet Planlama Teşkilatının görüşünü havi Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu, önceden yönetmelikle belli edilmiş görev bölgelerinde, elektrik üretim, iletim ve dağıtım tesisleri kurulması ve işletilmesi ile ticaretinin, yaptırılmasına karar verebilir.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen çerçeve içerisinde ilgili görevli şirketle sözleşme akdeder."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince yapılan toplantıda, Mahkeme'nin iptalini istediği kuralın bakmakta olduğu davada uygulanıp uygulanmayacağı sorunu öncelik taşıdığından, ilk inceleme raporu, dava dosyası ve ekleri ile iptali istenen kural, bunların gerekçeleriyle diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği düşünüldü :
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları yasa ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa'ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddî olduğu kanısına varırlarsa o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralından amaç, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
Davacı şirketin, yönetmelikle belirlenmiş görev bölgesinde elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticaretini yapmak istemiyle başvuruda bulunduğu, konuya ilişkin fizibilite raporu hazırlayarak Bakanlığa sunduğu, raporun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca uygun bulunduğu ve şirketin görevlendirilmesine ilişkin 9.10.1991 tarih ve 91/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının tesis edildiği, ancak görev verme sözleşmesi imzalanmayarak, dava konusu Kararname ile görevlendirme kararının geri alındığı anlaşılmaktadır.
İtiraz yoluna başvuran Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin tamamının iptalini istemiştir.
İtiraz konusu 3. maddede, "Elektrikle ilgili hizmet vermek üzere kurulmuş olan sermaye şirketlerine; Devlet Planlama Teşkilatının görüşünü havi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu, önceden yönetmelikle belli edilmiş görev bölgelerinde, elektrik üretim, iletim ve dağıtım tesisleri kurulması ve işletilmesi ile ticaretinin, yaptırılmasına karar verebilir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen çerçeve içerisinde ilgili görevli şirketle sözleşme akdeder" denilmektedir. Bakanlar Kurulu, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesine dayanarak aldığı 9.11.1991 günlü, 91/2325 sayılı kararla davacı şirketi kimi illerde otuz yıl süre ile elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticaretini yapmakla görevlendirmiş; 13.11.1996 günlü, 96/8811 sayılı kararla da bu görevlendirmeye ilişkin kararı geri almıştır. Davacı şirket, Danıştay Onuncu Dairesi'ne geri alma işleminin iptali istemiyle başvurarak Bakanlar Kurulu'nun 96/8811 sayılı geri alma kararının iptalini istemiştir.
Danıştay Onuncu Dairesi'nce verilen kararda, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesine dayanılmamış, uyuşmazlık, idari işlemlerin geri alınmasına ilişkin İdare Hukuku ilkelerine göre çözümlenmiştir. Bu durumda, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesi Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nda görülmekte olan davada uygulanacak kural değildir.
Açıklanan nedenle, Anayasa'nın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine uygun olmayan başvurunun reddi gerekir.
V- SONUÇ
4.12.1984 günlü, 3096 sayılı "Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun'un 3. maddesi bakılmakta olan davada uygulanacak kural olmadığından, bu maddeye ilişkin itirazın Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE, Ahmet Necdet SEZER, Samia AKBULUT, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI ile Ali HÜNER'in, "Maddenin bakılmakta olan davada uygulanacak kural olduğu" yolundaki karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 20.7.1998 gününde karar verildi.
Başkan
Ahmet Necdet SEZER
Başkanvekili
Güven DİNÇER
Üye
Samia AKBULUT
Haşim KILIÇ
Yalçın ACARGÜN
Mustafa BUMİN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Lütfi F.TUNCEL
Mahir Can ILICAK
Rüştü SÖNMEZ
KARŞIOY YAZISI
Bakılmakta olan davada, davacı, 9.10.1991 gün ve 91/2325 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile elektrik üretim, iletim ve dağıtım konularında ticaret yapmak üzere görevlendirildiğini, aradan uzun süre geçmesine karşın, buna ilişkin sözleşmenin yapılmadığını, daha sonra Bakanlar Kurulu'nun 3.11.1996 günlü, 96/8811 sayılı kararı ile görevlendirilmenin iptal edildiğini ileri sürerek, bu karar ile bunun dayanağını oluşturan Yönetmeliğin çıkarılmasına ilişkin 14.11.1996 gün ve 96/8810 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptalini istemiştir.
Danıştay 10. Dairesi, görevlendirmenin geri alınmasına ilişkin 96/8811 sayılı Bakanlar Kurulu kararını iptal etmiş, Yönetmeliğin çıkarılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali istemini ise reddetmiştir. 10. Daire'nin bu kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nda temyizen görüşülmesi sırasında 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin davada uygulanacak kural olması nedeniyle Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülmüştür.
3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesi bakılmakta olan davada uygulanacak kuraldır. Bakanlar Kurulu davacı şirketin görevlendirilmesine ilişkin 91/2325 sayılı kararını 96/8811 sayılı kararla geri alırken, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesini uygulamak durumundadır. İdarî işlemlerin tesis edildikleri usule göre geri alınabilecekleri idare hukukunun genel ilkesidir. İşlemin geri alınmasına ilişkin izlenmesi gereken yol, işlemin ilk defa yapılmasına ilişkin Yasa'nın 3. maddesinde öngörülen usule göre belirlenecektir. Başka bir anlatımla, Bakanlar Kurulu kararının geri alınma işleminin hukuka uygunluk denetimi, diğer konular yanında 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde işlemin tesisine ilişkin usul gözetilerek yapılacaktır.
Öte yandan, bakılmakta olan davada, şirketlerin görevlendirilmesine ilişkin esasları düzenleyen Yönetmeliğin yürürlüğe konulması hakkındaki 96/8810 sayılı Bakanlar Kurulu kararının da iptali istenmiştir. Söz konusu Yönetmelik, 3096 sayılı Yasa'nın 3. ve 10. maddelerine dayanılarak çıkarılmıştır. Yönetmeliğin yargısal denetimi idare hukukunun genel esasları yanında Yasa'da öngörülen esas ve usule ilişkin çerçeve kapsamında yapılacaktır. Bu bağlamda da 3. madde Mahkeme'nin bakmakta olduğu davada uygulanacak kuraldır.
Açıklanan nedenlerle, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin davada uygulanacak kural olmadığı yolundaki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir.
Uygulanacak yasa kuralından amaç, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır,
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin yönetmelikle belirlenmiş görev bölgesinde, elektrik üretimi ve iletimi, dağıtımı ve ticaretini yapmak isteğiyle başvuruda bulunduğu, konu ile ilgili hazırladığı fizibilite raporunun davalı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca uygun bulunduğu ve davacı şirketin görevlendirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı verildiği, ancak görev verme sözleşmesi imzalanmayarak görev verme kararının geri alındığı anlaşılmaktadır.
İtiraz yoluna başvuran Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin iptalini istemiştir.
3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde Bakanlar Kurulu'nun, elektrikle ilgili hizmet vermek üzere kurulmuş sermaye şirketlerine, Devlet Planlama Teşkilatının görüşünü havi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın teklifi üzerine, önceden belirlenmiş görev bölgelerinde, elektrik üretim, iletim ve dağıtım tesisleri kurulması ve işletilmesi ile ticaretinin yaptırılmasına karar verebileceği ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen çerçeve içersinde ilgili görevli şirketle sözleşme akdedeceği hükme bağlanmıştır.
Bakanlar Kurulu 9.10.1991 günlü, 2325 sayılı kararı ile davacı şirketi elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticaret yapmakla görevlendirmiş, 13.11.1996 günlü, 8811 sayılı kararı ile ise Yasa'nın 3. maddesine dayanarak bu görevlendirilmeyi iptal etmiştir.
3. maddesinde sözleşme akdedilmeden önceki evrede yapılacak işlemler de düzenlenmektedir. İdare hukukunun geliştirdiği kurallardan biri olan usulde paralellik kuralına göre idari işlem tesis edildiği usulde geri alınabilecektir. Davacı şirket 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesine göre görevlendirilmiş ve görevlendirme işleminin iptaline ilişkin Bakanlar Kurulu kararı da aynı maddeye dayandırılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesi uygulanacak kural niteliğindedir.
Bu nedenle, davada uygulanacak kural olmadığından, maddeye ilişkin itirazın Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddine karar veren çoğunluk görüşüne karşıyım.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları yasa ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa'ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralından amaç, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
Bakılmakta olan davada, Onuncu Daire kararını temyizen inceleyen, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, 3096 sayılı Yasa'nın 3. maddesinin iptali istemiyle başvurmuştur.
3096 sayılı Yasa'nın "Görevin Verilmesi" başlıklı 3. maddesinde "Elektrikle ilgili hizmet vermek üzere kurulmuş olan sermaye şirketlerine: Devlet Planlama Teşkilatının görüşünü havi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu, önceden yönetmelikle belli edilmiş görev bölgelerinde elektrik üretim, iletim ve dağıtım tesisleri kurulması ve işletilmesi ile ticaretinin yaptırılmasına karar verebilir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen çerçeve içerisindeilgili görevli şirketle sözleşme akdeder" kuralı yer almaktadır.
Yasa'nın 3. maddesi ve 16.8.1985 günlü, 85/9800 sayılı Kararname eki yönetmelik uyarınca, Bakanlar Kurulu Kararı ile davacı şirket, 4. görev bölgesinde 30 yıl süreyle elektrik üretimi, dağıtımı ve ticareti yapmakla görevlendirilmiş, ancak görevlendirmeye ilişkin bu karar, itiraz konusu 3. maddeye dayanılarak 13.11.1996 günlü, 96/8811 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile iptal edilmiştir.
Davacı Şirket, Bakanlar Kurulu kararına karşı Danıştay'da idari işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. Görülmekte olan davada, elektrik üretimi, dağıtımı ve ticaretinin yapılması yolundaki Bakanlar Kurulu kararının geri alınmasında veya yeniden davacı şirketin görevlendirilmesinde itiraz konusu 3. madde uygulanacak kural niteliğini taşımaktadır. Danıştay Onuncu Dairesince verilen ve İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca temyizen incelenen kararda, geri alınma işleminin idare hukuku ilkelerine dayandırılmış olması, itiraz konusu 3. maddede belirlenen kuralların, davanın görülmesinde ve çözümlenmesinde nazara alınmayacağı veya olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte görülmediği anlamına gelemez. Davayı temyizen inceleyen İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, bu davanın görülmesinde ve sonuçlandırılmasında mutlaka itiraz konusu 3. maddede yer alan kuralları gözönünde bulunduracaktır.
Belirtilen nedenlerle, 3096 sayılı Yasa'nın itiraz konusu 3. maddesi bakılmakta olan davada uygulanacak kural niteliğinde olduğundan aksine oluşan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.